ABOUT THE SPEAKER
Ole Scheeren - Architect
Ole Scheeren designs buildings that generate both functional and social spaces.

Why you should listen

Ole Scheeren is a German architect and principal of Buro Ole Scheeren with offices in Hong Kong, Beijing, Berlin and Bangkok. He is chief designer and leading the company’s creative vision and strategic development.

Ole Scheeren’s current work includes the Guardian Art Center, a new exhibition space and headquarters for China’s oldest art auction house currently under construction near the Forbidden City in Beijing; 1500 West Georgia, a residential high-rise in downtown Vancouver; DUO, a large-scale mixed-use urban development under construction in Singapore; MahaNakhon, at 314 meters Bangkok’s tallest tower housing the Ritz-Carlton Residences; Angkasa Raya, a 268 meter tall landmark building in the center of Kuala Lumpur; and a large-scale mixed-use urban development in Shenzhen, China.

Prior to launching Buro Ole Scheeren in 2010, Ole was Director and Partner along with Rem Koolhaas at OMA and responsible for the office’s work across Asia. As partner-in-charge of one of the largest buildings in the world, he successfully led the design and realization of the CCTV and TVCC Towers in Beijing. Other projects include The Interlace, a residential complex in Singapore and the Taipei Performing Arts Center in Taiwan. He also directed OMA’s work for Prada and completed the Prada Epicenters in New York and Los Angeles.

Through Studio Ole Scheeren, he is exploring his more personal interest in non-architectural projects and interventions, such as Archipelago Cinema, a floating auditorium in the Andaman Sea for the “Film on the Rocks” Festival in Yao Noi, Thailand, and subsequently installed at the 13th Architecture Biennale in Venice. He also developed Mirage City Cinema, a cinema-architecture space commissioned by the Sharjah Art Foundation as part of the Sharjah Biennial 11 Film Programme.

Ole Scheeren has contributed to various arts and culture projects and exhibitions throughout his career, including triennials in Beijing and Milan, China Design Now in London, the exhibition Cities on the Move at London’s Hayward Gallery and in the city of Bangkok, Media City Seoul and the Rotterdam Film Festival. For the Museum of Modern Art he designed two exhibitions in New York and Beijing featuring the CCTV project.

He regularly lectures at various international institutions and conferences, serves on juries for awards and competitions, and has been awarded numerous prizes, including the CTBUH 2013 Best Tall Building award for CCTV and the 2015 inaugural Urban Habitat Award for The Interlace. 

Educated at the universities of Karlsruhe and Lausanne, Ole Scheeren graduated from the Architectural Association in London and was awarded the RIBA Silver Medal.

More profile about the speaker
Ole Scheeren | Speaker | TED.com
TEDGlobal>London

Ole Scheeren: Why great architecture should tell a story

Ole Scheeren: Harika mimari neden hikâye anlatmalı

Filmed:
2,529,642 views

Mimar Ole Scheeren için bir binanın içinde yaşayan ve çalışan insanlar en az beton, çelik ve cam kadar o binanın parçası. Scheeren şöyle soruyor: Mimari tipik bir gökdelenin izolasyonu ve hiyerarşisi yerine, iş birliği ve hikâye anlatımı ile ilgili olabilir mi? Scheeren'in beş binasını ziyaret ederek -- Çin'deki kıvrılan kuleden, Tayland'daki okyanusta yüzen sinemaya kadar -- ardında yatan hikâyeleri öğrenin.
- Architect
Ole Scheeren designs buildings that generate both functional and social spaces. Full bio

Double-click the English transcript below to play the video.

Geçen yüzyılın büyük bölümünde,
00:13
For much of the pastgeçmiş centuryyüzyıl,
0
1166
1692
00:14
architecturemimari was underaltında the spellbüyü
of a famousünlü doctrinedoktrin.
1
2882
2808
mimari ünlü bir öğretinin
büyüsü altındaydı.
00:18
"FormFormu followsşu functionfonksiyon" had becomeolmak
modernity'smodernite'nın ambitiousiddialı manifestoManifesto
2
6396
3595
"Biçim işlevi takip eder",
mimariyi süslemeden kurtarırken,
00:22
and detrimentalzararlı straitjacketDeli gömleği,
3
10015
2253
modernitenin hırslı manifestosu
00:24
as it liberatedkurtarılmış architecturemimari
from the decorativeDekoratif,
4
12292
2969
ve zarar verici sınırlayıcısı
hâline geldi,
00:27
but condemnedmahkum it to utilitarianfaydacı rigortitizlik
and restrainedölçülü purposeamaç.
5
15285
3901
ancak onu faydacı katılığa ve
sınırlayıcı amaçlara mahkûm etti.
00:32
Of coursekurs, architecturemimari is about functionfonksiyon,
6
20418
2706
Elbette mimari işlevle ilgilidir,
00:35
but I want to rememberhatırlamak a rewritingyeniden yazma
of this phraseifade by BernardBernard TschumiTschumi,
7
23148
3667
ama Bernard Tschumi'nin bu ifadesinin
yeniden yazılışını hatırlamak
00:38
and I want to proposeteklif etmek, önermek
a completelytamamen differentfarklı qualitykalite.
8
26839
2713
ve tamamen farklı bir
nitelik önermek istiyorum.
00:43
If formform followsşu fictionkurgu,
9
31140
1973
Eğer biçim kurguyu takip ederse,
00:45
we could think of architecturemimari
and buildingsbinalar as a spaceuzay of storieshikayeleri --
10
33556
4183
mimariyi ve binaları hikâyeler
için bir alan olarak düşünebiliriz --
00:49
storieshikayeleri of the people that livecanlı there,
11
37763
2480
orada yaşayan insanların,
00:52
of the people that work
in these buildingsbinalar.
12
40267
2355
bu binalarda çalışan
insanların hikâyeleri.
00:55
And we could startbaşlama to imaginehayal etmek
the experiencesdeneyimler our buildingsbinalar createyaratmak.
13
43088
4015
Binalarımızın yaratttığı deneyimleri
hayal etmeye başlayabiliriz.
00:59
In this senseduyu, I'm interestedilgili in fictionkurgu
14
47965
2603
Bu bağlamda, kurguyla
01:02
not as the implausiblemantıksız but as the realgerçek,
15
50592
3578
mantık dışı olarak değil,
gerçek anlamda ilgiliyim,
01:06
as the realitygerçeklik of what architecturemimari meansanlamına geliyor
16
54194
1998
çünkü mimarinin gerçekliği,
01:08
for the people that livecanlı
in it and with it.
17
56216
2348
orada ve onunla yaşayan
insanlar için olmasıdır.
01:11
Our buildingsbinalar are prototypesprototipler,
ideasfikirler for how the spaceuzay of livingyaşam
18
59666
3599
Binalarımız, yaşama alanı veya çalışma
alanının nasıl farklı olabileceği ile
01:15
or how the spaceuzay of workingçalışma
could be differentfarklı,
19
63289
2328
ve bugün kültür ortamının
veya iletişim ortamının
01:18
and what a spaceuzay of culturekültür
or a spaceuzay of mediamedya could look like todaybugün.
20
66728
3501
neye benzeyebileceği ile ilgili
prototiplerdir, fikirlerdir.
01:23
Our buildingsbinalar are realgerçek;
they're beingolmak builtinşa edilmiş.
21
71246
2080
Binalarımız gerçektir, inşa edilmektedir.
01:25
They're an explicitaçık engagementnişan
in physicalfiziksel realitygerçeklik
22
73350
2859
Fiziki gerçeklik ve kavramsal
ihtimaller üzerine
01:28
and conceptualkavramsal possibilityolasılık.
23
76233
2128
belirgin bir bağlantıdır.
01:32
I think of our architecturemimari
as organizationalörgütsel structuresyapıları.
24
80013
3754
Mimariyi örgütsel yapılar
olarak düşünürüm.
01:36
At theironların coreçekirdek is indeedaslında
structuralyapısal thinkingdüşünme, like a systemsistem:
25
84276
3628
Merkezinde aslında
yapısal düşünce vardır, bir sistem gibi:
01:39
How can we arrangedüzenlemek things
in bothher ikisi de a functionalfonksiyonel
26
87928
3151
Varlıkları hem işlevsel,
hem de deneysel olarak
01:43
and experientialdeneysel way?
27
91103
1765
nasıl düzenleyebiliriz?
01:46
How can we createyaratmak structuresyapıları
that generateüretmek a seriesdizi
28
94188
2668
Bir dizi ilişki ve anlatı meydana getiren
01:48
of relationshipsilişkiler and narrativesanlatılar?
29
96880
2419
yapıları nasıl yaratabiliriz?
01:51
And how can fictivekurgusal storieshikayeleri
30
99672
1591
Mimari bir yandan
01:53
of the inhabitantssakinleri and userskullanıcılar
of our buildingsbinalar
31
101287
2814
o hikâyeleri yazarken,
01:56
scriptkomut dosyası the architecturemimari,
32
104125
1952
binalarımızın sakinlerinin
01:58
while the architecturemimari scriptskomut dosyaları
those storieshikayeleri at the sameaynı time?
33
106101
3367
ve kullanıcılarının kurgusal hikâyeleri
mimariyi nasıl yazabilir?
02:02
And here comesgeliyor the secondikinci termterim into playoyun,
34
110428
1985
İşte "öyküsel hibritler" adını verdiğim
02:04
what I call "narrativeöykü hybridsMelez" --
35
112437
2238
ikinci bölüm ortaya çıkıyor --
02:06
structuresyapıları of multipleçoklu
simultaneouseşzamanlı storieshikayeleri
36
114699
2745
yarattığımız binalarda göz önüne serilen
02:09
that unfoldaçılmak throughoutboyunca
the buildingsbinalar we createyaratmak.
37
117468
2730
birçok eşzamanlı hikâyenin yapısı.
02:12
So we could think of architecturemimari
as complexkarmaşık systemssistemler of relationshipsilişkiler,
38
120706
4860
Yani mimariyi hem programatik ve
işlevsel olarak,
02:17
bothher ikisi de in a programmaticprogramlı and functionalfonksiyonel way
39
125590
2816
hem de deneysel, duygusal
veya sosyal olarak
02:20
and in an experientialdeneysel
and emotiveduygusal or socialsosyal way.
40
128898
4503
karmaşık ilişkiler sistemi
olarak düşünebiliriz.
02:27
This is the headquartersMerkez
for China'sÇin'in nationalUlusal broadcasteryayın kuruluşu,
41
135187
2747
Bu, OMA'dan Rem Koolhaas
ile birlikte tasarladığımız
02:29
whichhangi I designedtasarlanmış togetherbirlikte
with RemREM KoolhaasKoolhaas at OMAOMA.
42
137958
3141
Çin'in ulusal yayıncısının merkezi.
02:33
When I first arrivedgeldi in BeijingBeijing in 2002,
the cityŞehir plannersplanlamacıları showedgösterdi us this imagegörüntü:
43
141882
4139
2002'de Pekin'e ilk gittiğimde, şehir
plancıları bize şu resmi gösterdiler:
02:38
a forestorman of severalbirkaç hundredyüz skyscrapersgökdelenler
44
146045
2167
Merkezdeki iş bölgesinde yapılacak olan
02:40
to emergeçıkmak in the centralmerkezi
business districtilçe,
45
148236
2071
yüzlerce gökdelenden oluşan bir orman,
02:42
exceptdışında at that time,
only a handfulavuç of them existedvar.
46
150331
2621
ancak o zamanlar henüz
bir avuç dolusu mevcuttu.
02:45
So we had to designdizayn in a contextbağlam
that we knewbiliyordum almostneredeyse nothing about,
47
153389
3263
Yani tasarımı bir şey haricinde hiçbir
şey bilmediğimiz bir bağlamda
02:48
exceptdışında one thing:
it would all be about verticalitydikliği.
48
156676
3095
yapmak zorundaydık:
Bütünüyle dikeylikle ilgili olacaktı.
02:52
Of coursekurs, the skyscrapergökdelen is verticaldikey --
it's a profoundlyderinden hierarchicalhiyerarşik structureyapı,
49
160366
4779
Elbette, gökdelen dikeydir --
tamamen hiyerarşik bir yapıdır,
02:57
the topüst always the besten iyi,
the bottomalt the worsten kötü,
50
165169
2416
en tepesi her zaman en iyi,
en altı en kötü
02:59
and the tallerdaha uzun you are,
the better, so it seemsgörünüyor.
51
167609
3163
ve daha yüksekse daha iyi görünür.
03:03
And we wanted to asksormak ourselveskendimizi,
52
171661
1509
Ve kendimize şunu sormak istedik,
03:05
could a buildingbina be about
a completelytamamen differentfarklı qualitykalite?
53
173194
2793
bir bina tamamen farklı
bir nitelikle ilgili olabilir mi?
03:08
Could it undogeri alma this hierarchyhiyerarşi,
and could it be about a systemsistem
54
176011
3953
Bu hiyerarşiyi bozabilir mi
ve izolasyon yerine
03:11
that is more about collaborationişbirliği,
ratherdaha doğrusu than isolationyalıtım?
55
179988
3224
daha çok iş birliği ile ilgili
bir sistem olabilir mi?
03:15
So we tookaldı this needleiğne
and bentbükülmüş it back into itselfkendisi,
56
183236
3054
Yani bu iğneyi alıp kendine doğru,
03:18
into a loopdöngü of interconnectedbirbirine bağlı activitiesfaaliyetler.
57
186314
2853
birbirine bağlı aktivitelerden oluşan
bir döngü şeklinde eğiyoruz.
03:21
Our ideaFikir was to bringgetirmek all aspectsyönleri
of television-makingtelevizyon yapımı
58
189866
3279
Fikrimiz televizyon yapımcılığı
ile ilgili tüm bakış açılarını alıp
03:25
into one singletek structureyapı: newshaber,
programprogram productionüretim, broadcastingYayın,
59
193169
3987
bir tek yapıya dönüştürmekti:
Program yapımı, yayıncılık,
03:29
researchAraştırma and trainingEğitim, administrationyönetim --
60
197180
2222
araştırma ve eğitim, idare --
03:31
all into a circuitdevre
of interconnectedbirbirine bağlı activitiesfaaliyetler
61
199426
3668
bunların hepsi insanların değişim ve
iş birliği süreci içinde karşılaşacakları
03:35
where people would meetkarşılamak in a processsüreç
of exchangedeğiş tokuş and collaborationişbirliği.
62
203118
3913
birbirine bağlı aktivitelerden
oluşan bir çevrim içine gider.
03:39
I still very much like this imagegörüntü.
63
207959
1818
Bu resmi hâlâ çok seviyorum.
03:41
It remindshatırlatır one of biologyBiyoloji classessınıflar,
if you rememberhatırlamak the humaninsan bodyvücut
64
209801
3123
Bana okuldaki biyoloji dersini
hatırlatıyor, tüm organları ve
03:44
with all its organsorganları
and circulatorydolaşım systemssistemler, like at schoolokul.
65
212948
2904
dolaşım sistemiyle insan
vücudunu hatırlarsanız.
03:47
And suddenlyaniden you think of architecturemimari
no longeruzun as builtinşa edilmiş substancemadde,
66
215876
3997
Ve birden mimariyi artık
inşa edilmiş içerik olarak değil,
03:51
but as an organismorganizma, as a life formform.
67
219897
2102
bir organizma, bir yaşam biçimi
olarak düşünürsünüz.
03:54
And as you startbaşlama to dissectincelemek this organismorganizma,
68
222436
2347
Bu organizmayı parçalarına
ayırmaya başlarsanız,
03:56
you can identifybelirlemek a seriesdizi
of primarybirincil technicalteknik clusterskümeler --
69
224807
4729
bir dizi temel teknik
küme belirlersiniz --
04:01
programprogram productionüretim,
broadcastingYayın centermerkez and newshaber.
70
229560
2694
program yapımı,
yayıncılık merkezi ve haberler.
04:04
Those are tightlysıkıca intertwinediç içe
with socialsosyal clusterskümeler:
71
232857
3480
Bunlar sosyal kümelerle sıkı sıkıya bağlı:
04:08
meetingtoplantı roomsOdalar, canteenskantinler, chatsohbet areasalanlar --
72
236361
3064
Toplantı odaları, kantinler,
sohbet alanları --
04:11
informalresmi olmayan spacesalanlarda for people
to meetkarşılamak and exchangedeğiş tokuş.
73
239449
3084
insanların buluşup paylaşımda
bulunduğu resmi olmayan alanlar.
04:15
So the organizationalörgütsel structureyapı
of this buildingbina was a hybridmelez
74
243260
4238
Yani bu binanın örgütsel yapısı,
teknik ve sosyal, beşerî ve edimsel
04:19
betweenarasında the technicalteknik and the socialsosyal,
75
247522
2446
04:21
the humaninsan and the performativeperformatif.
76
249992
1834
arasında bir hibritti.
04:24
And of coursekurs, we used the loopdöngü
of the buildingbina as a circulatorydolaşım systemsistem,
77
252333
3640
Elbette binanın döngüsünü dolaşım
sistemi olarak kullandık,
04:27
to threadiplik everything togetherbirlikte
and to allowizin vermek bothher ikisi de visitorsZiyaretçi and staffpersonel
78
255997
3909
her şeyi birbirine bağlamak ve hem
ziyaretçilerin, hem de çalışanların bütün
04:31
to experiencedeneyim all these differentfarklı
functionsfonksiyonlar in a great unityBirlik.
79
259930
3585
bu farklı işlevleri tam bir bütünlük
içinde deneyimlemesini sağlamak için.
04:37
With 473,000 squarekare metersmetre,
80
265118
3060
473.000 metrekare ile,
04:40
it is one of the largesten büyük buildingsbinalar
ever builtinşa edilmiş in the worldDünya.
81
268202
3011
dünyada inşa edilen
en büyük binalardan biri.
04:43
It has a populationnüfus of over 10,000 people,
82
271237
2668
10.000 kişilik sakini var
04:45
and of coursekurs, this is a scaleölçek
that exceedsaşıyor the comprehensionanlama
83
273929
3586
ve elbette bu ölçek,
birçok şeyin kavranışını
04:49
of manyçok things and the scaleölçek
of typicaltipik architecturemimari.
84
277539
2760
ve tipik mimarinin ölçeğini aşıyor.
04:52
So we stoppeddurduruldu work for a while
85
280323
1628
Bir süre çalışmayı bıraktık,
04:53
and satoturdu down and cutkesim 10,000 little stickssopa
and gluedyapıştırılmış them ontoüstüne a modelmodel,
86
281975
4305
oturup 10.000 tane küçük çubuk kestik
ve onları bir modele yapıştırdık,
04:58
just simplybasitçe to confrontkarşısına çıkmak ourselveskendimizi
with what that quantitymiktar actuallyaslında meantdemek.
87
286304
4023
bunu yalnızca miktarın gerçekten ne
anlama geldiğiyle yüzleşmek için yaptık.
05:03
But of coursekurs, it's not a numbernumara,
88
291261
1610
Ama tabii ki bu bir rakam,
05:04
it is the people, it is a communitytoplum
that inhabitsyaşıyor the buildingbina,
89
292895
4609
insanlar, topluluklar binalarda otururlar,
05:09
and in ordersipariş to bothher ikisi de comprehendanlamak
this, but alsoAyrıca scriptkomut dosyası this architecturemimari,
90
297528
4453
bunu anlamak ve aynı zamanda
mimariyi betimlemek için
05:14
we identifiedtespit fivebeş characterskarakterler,
hypotheticalfarazi characterskarakterler,
91
302005
3246
beş karakter, kurgusal karakter belirledik
05:17
and we followedtakip etti them throughoutboyunca theironların day
in a life in this buildingbina,
92
305275
4569
ve bu binada yaşadıkları bir günü izledik,
05:21
thought of where they would meetkarşılamak,
what they would experiencedeneyim.
93
309868
2883
nerede buluşacakları,
ne deneyimleyecekleri düşünceleriyle.
05:24
So it was a way to scriptkomut dosyası and designdizayn
the buildingbina, but of coursekurs,
94
312775
3139
Yani bu, binayı betimlemek ve
tasarımlamak için bir yoldu,
05:27
alsoAyrıca to communicateiletişim kurmak its experiencesdeneyimler.
95
315938
2037
ama tabii ki deneyimleri
paylaşmak için de.
05:29
This was partBölüm of an exhibitionsergi
with the MuseumMüze of ModernModern ArtSanat
96
317999
3288
Bu, New York ve Pekin'deki Museum
of Modern Art (Modern Sanat Müzesi)'daki
05:33
in bothher ikisi de NewYeni YorkYork and BeijingBeijing.
97
321311
2308
serginin bir parçasıydı.
05:36
This is the mainana broadcastYayın controlkontrol roomoda,
98
324865
2199
Bu ana yayın kontrol odası,
05:39
a technicalteknik installationKurulum so largegeniş,
99
327088
1818
teknik donanımı o kadar büyük ki
05:40
it can broadcastYayın over 200
channelskanallar simultaneouslyeşzamanlı.
100
328930
3332
aynı anda 200 kanalda yayın yapabilir.
05:45
And this is how the buildingbina
standsstandları in BeijingBeijing todaybugün.
101
333643
3420
Bina bugün Pekin'de bu şekilde görünüyor.
05:49
Its first broadcastYayın livecanlı
was the LondonLondra OlympicsOlimpiyatları 2012,
102
337801
3294
İlk canlı yayın, dışı Pekin Olimpiyatları
için tamamlandıktan sonra,
05:53
after it had been completedtamamlanan
from the outsidedışında for the BeijingBeijing OlympicsOlimpiyatları.
103
341119
4055
2012 Londra Olimpiyatları'ndaydı.
05:57
And you can see at the very tipbahşiş
of this 75-meter-metre cantileverKonsol,
104
345998
4063
75 metrelik bu çıkıntının en ucundaki
06:02
those threeüç little circlesçevreler.
105
350085
1554
üç küçük halkayı görebilirsiniz.
06:03
And they're indeedaslında partBölüm of a publichalka açık loopdöngü
that goesgider throughvasitasiyla the buildingbina.
106
351663
3501
Doğrusu bunlar binaya giden
kamusal döngünün bir parçası.
06:07
They're a pieceparça of glassbardak
that you can standdurmak on
107
355188
2552
Üzerinde durabileceğiniz
ve altınızda şehrin
06:09
and watch the cityŞehir passpas by
belowaltında you in slowyavaş motionhareket.
108
357764
4103
yavaş çekimde akışını
seyredebileceğiniz bir cam parçası.
06:15
The buildingbina has becomeolmak
partBölüm of everydayher gün life in BeijingBeijing.
109
363524
3250
Bina, Pekin'deki günlük
yaşamın bir parçası oldu.
06:18
It is there.
110
366798
1491
Orada.
06:20
It has alsoAyrıca becomeolmak a very popularpopüler backdropzemin
111
368313
3088
Aynı zamanda düğün fotoğrafları için
06:23
for weddingDüğün photographyfotoğrafçılık.
112
371425
1485
popüler bir fon da oldu.
06:24
(LaughterKahkaha)
113
372934
2862
(Gülüşmeler)
06:30
But its mostçoğu importantönemli momentan
is maybe silleşik this one.
114
378621
2974
Ama en önemli anı belki de hâlâ bu.
06:33
"That's BeijingBeijing" is similarbenzer to "Time Out,"
115
381619
2054
"That's Beijing" (Bu Pekin),
"Time Out" (Mola)'a benzer,
06:35
a magazinedergi that broadcastsyayınları what
is happeningolay in townkasaba duringsırasında the weekhafta,
116
383697
4850
hafta boyunca şehirde neler olup
bittiğini yayınlayan bir magazindir
06:40
and suddenlyaniden you see the buildingbina
portrayedtasvir no longeruzun as physicalfiziksel mattermadde,
117
388571
4963
ve birdenbire binanın artık fiziksel
bir madde olarak değil,
06:45
but actuallyaslında as an urbankentsel actoraktör,
118
393558
1515
aslında kentsel bir oyuncu,
06:47
as partBölüm of a seriesdizi of personasPersonas
that definetanımlamak the life of the cityŞehir.
119
395097
4689
şehirdeki hayatı tanımlayan
bir dizi karakterin
bir parçası olarak
betimlendiğini görüyorsunuz.
06:52
So architecturemimari suddenlyaniden
assumesvarsayar the qualitykalite of a playeroyuncu,
120
400987
4910
Yani mimari aniden hikâyeler yazıp,
hikâyeler oynayan
06:57
of something that writesyazıyor storieshikayeleri
and performsgerçekleştirir storieshikayeleri.
121
405921
3923
bir oyuncunun niteliğini alıyor.
07:02
And I think that could be one
of its primarybirincil meaningsAnlamlar
122
410619
4312
Bence bu inandığımız temel manalarından
07:06
that we believe in.
123
414955
1247
biri olabilir.
07:08
But of coursekurs, there's anotherbir diğeri
storyÖykü to this buildingbina.
124
416226
2611
Ama tabii ki bu binanın
başka bir hikâyesi var.
07:10
It is the storyÖykü of the people
that madeyapılmış it --
125
418861
2929
Onu ortaya çıkaran insanların hikâyesi --
07:13
400 engineersmühendisler and architectsmimarlar
that I was guidingrehberlik
126
421814
2818
bu binayı betimlemek,
gerçekliğini hayal etmek
07:16
over almostneredeyse a decadeonyıl of collaborativeişbirlikçi work
127
424656
2591
ve sonunda Çin'e inşa etmek için
07:19
that we spentharcanmış togetherbirlikte
in scriptingkomut dosyası oluşturma this buildingbina,
128
427271
2967
400 mühendis ve mimara yol gösterdiğim
07:22
in imagininghayal its realitygerçeklik
129
430262
1906
neredeyse on yıldan fazla
07:24
and ultimatelyen sonunda gettingalma it builtinşa edilmiş in ChinaÇin.
130
432192
3291
iş birliği içinde bir çalışma.
07:29
This is a residentialyerleşim developmentgelişme
in SingaporeSingapur, largegeniş scaleölçek.
131
437737
4356
Bu, Singapur'da büyük ölçekli
bir konut inşaatı.
07:34
If we look at SingaporeSingapur like mostçoğu of AsiaAsya
and more and more of the worldDünya,
132
442541
4230
Asya'nın çoğu yeri ve giderek dünyadaki
diğer yerler gibi, Singapur'a bakınca,
07:38
of coursekurs, it is dominatedhakim by the towerkule,
133
446795
3547
elbette kuleler hâkim,
07:42
a typologytipoloji that indeedaslında createsyaratır
more isolationyalıtım than connectednessbağlantılılık,
134
450366
4521
ki bu gerçekten de bağlantıdan
çok izolasyon yaratan bir tipoloji
07:46
and I wanted to asksormak, how
could we think about livingyaşam,
135
454911
3211
ve şunu sormak istedim,
yaşamayı sadece mahremiyetle birlikte,
07:50
not only in termsşartlar of the privacyGizlilik
and individualitybireysellik of ourselveskendimizi
136
458146
3825
kendisinin ve evinin
ferdiyeti olarak değil,
07:53
and our apartmentapartman,
137
461995
1436
bir müştereklik fikri olarak
07:55
but in an ideaFikir of a collectivetoplu?
138
463455
2636
nasıl düşünebiliriz?
07:58
How could we think about creatingoluşturma
a communaltoplumsal environmentçevre
139
466115
3399
Nasıl bir şeyleri paylaşmanın,
onlara sahip olmak kadar
08:01
in whichhangi sharingpaylaşım things was as great
as havingsahip olan your ownkendi?
140
469538
3888
harika olduğu müşterek bir ortam
yaratmayı düşünebiliriz?
08:06
The typicaltipik answerCevap to the questionsoru --
we had to designdizayn 1,040 apartmentsdaireler --
141
474664
4696
Bu soruya tipik cevap -- 1.040 tane
daire tasarlamamız gerekiyordu --
08:11
would have lookedbaktı like this:
142
479384
1357
şöyle görünmeliydi:
08:12
24-story-hikaye heightyükseklik limitsınır givenverilmiş
by the planningplanlama authoritiesyetkililer,
143
480765
2746
Planlama yetkilileri tarafından
24 kat yükseklik sınırı verilmiş,
08:15
12 towerskuleler with nothing
but residualArtık in betweenarasında --
144
483535
3974
aralarında kalan boşluklar dışında
bir şey olmayan 12 kule var --
08:19
a very tightsıkı systemsistem that,
althougholmasına rağmen the towerkule isolatesyalıtan you,
145
487533
2913
çok sıkışık bir sistem,
öyle ki kule sizi izole etse de,
08:22
it doesn't even give you privacyGizlilik,
because you're so closekapat to the nextSonraki one,
146
490470
3507
size mahremiyet vermiyor,
çünkü diğerine çok yakınsınız,
08:26
that it is very questionablekuşkulu
what the qualitiesnitelikleri of this would be.
147
494001
3290
bunun mahiyeti düşünülünce
oldukça tartışmalı.
08:30
So I proposedönerilen to toppledevirmek the towerskuleler,
throwatmak the verticaldikey into the horizontalyatay
148
498488
4294
Bu yüzden kuleleri yıkmayı,
dikeyi yataya çevirmeyi
08:34
and stackyığın them up,
149
502806
1790
ve onları üst üste yığmayı önerdim,
08:36
and what looksgörünüyor a bitbit randomrasgele from the sideyan,
150
504620
2547
eğer helikopterin bakış
açısından bakarsanız,
08:39
if you look from the viewpointbakış açısı
of the helicopterhelikopter,
151
507191
2794
yandan görünüşü biraz rastlantısal,
08:42
you can see its organizationalörgütsel structureyapı
is actuallyaslında a hexagonalAltıgen gridızgara,
152
510009
4729
organizasyonel yapısının aslında
altıgen bir örgü olduğunu görebilirsiniz,
08:46
in whichhangi these horizontalyatay
buildingbina blocksbloklar are stackedyığılmış up
153
514762
3737
ki burada bu yatay bina blokları geniş
açık avlular oluşturmak üzere
08:50
to createyaratmak hugeKocaman outdoorAçık courtyardsavlu --
centralmerkezi spacesalanlarda for the communitytoplum,
154
518523
5069
üst üste yığılmışlar --
topluluk için farklı tesisler ve işlevler
08:55
programmedprogramlanmış with a varietyvaryete
of amenitiesKolaylıklar and functionsfonksiyonlar.
155
523616
3356
amacıyla planlanmış merkezî alanlar.
08:59
And you see that these courtyardsavlu
are not hermeticallyhermetik sealedkapalı spacesalanlarda.
156
527800
3287
Bu avluların hava almayacak şekilde
kapalı yerler olmadığını görüyorsunuz.
09:03
They're openaçık, permeablegeçirgen;
they're interconnectedbirbirine bağlı.
157
531111
2492
Açıklar, geçirgenler;
birbirleriyle bağlantılılar.
09:05
We calleddenilen the projectproje "The InterlaceInterlace,"
158
533627
2224
Projeye insanları ve alanları
09:07
thinkingdüşünme that we interlaceInterlace
and interconnectara bağlantı
159
535875
2974
birbirine geçirip birbiriyle
bağladığımızı düşünerek
09:10
the humaninsan beingsvarlıklar and the spacesalanlarda alikebenzer.
160
538873
2915
"The Interlace"
(Birbirine Geçen) adı verildi.
09:14
And the detailedDetaylı qualitykalite
of everything we designedtasarlanmış
161
542502
2891
Tasarladığımız her şeyin
detaylı özellikleri
09:17
was about animatinghareketlendirme the spaceuzay
and givingvererek the spaceuzay to the inhabitantssakinleri.
162
545417
3832
alana hayat vermek ve alanı
sakinlerine sunmakla ilgiliydi.
09:21
And, in factgerçek, it was a systemsistem
163
549273
1397
Aslında kişisel ve özel alanlara
09:22
where we would layertabaka
primarilyÖncelikle communaltoplumsal spacesalanlarda,
164
550694
3468
giderek daha fazla yığılı olan
başlıca müşterek alanları
09:26
stackedyığılmış to more and more
individualbireysel and privateözel spacesalanlarda.
165
554186
3960
kat kat oluşturacağımız bir sistemdi.
09:30
So we would openaçık up a spectrumspektrum
166
558662
1843
Müşterek ve bireysel arasında
09:32
betweenarasında the collectivetoplu and the individualbireysel.
167
560529
3190
bir spektrum açacaktık.
09:36
A little pieceparça of mathmatematik:
168
564203
1151
Biraz da matematik:
09:37
if we countsaymak all the greenyeşil
that we left on the groundzemin,
169
565378
2551
Yerde bıraktığımız bütün yeşil alandan
09:39
minuseksi the footprintayak izi of the buildingsbinalar,
170
567953
2085
binaların kapladığı alanı çıkarıp,
09:42
and we would addeklemek back
the greenyeşil of all the terracesteraslar,
171
570062
3427
bütün teraslardaki yeşilliği
geri eklersek,
09:45
we have 112 percentyüzde greenyeşil spaceuzay,
172
573513
2054
yüzde 112 yeşil alanımız oluyor,
09:47
so more naturedoğa than not
havingsahip olan builtinşa edilmiş a buildingbina.
173
575591
2483
yani binayı inşa edince
daha fazla doğa oluyor.
09:50
And of coursekurs this little pieceparça of mathmatematik
showsgösterileri you that we are multiplyingçarpılması
174
578463
4002
Elbette bu küçük matematik hesabı
bize orada yaşayanlar için
09:54
the spaceuzay availablemevcut
to those who livecanlı there.
175
582489
2857
müsait olan alanı
çoğalttığımızı gösteriyor.
09:57
This is, in factgerçek, the 13thinci floorzemin
of one of these terracesteraslar.
176
585830
3184
Aslında bu, teraslardan birinin 13. katı.
10:01
So you see newyeni datumDatum planesdüzlemler,
newyeni groundszeminler planesdüzlemler for socialsosyal activityaktivite.
177
589038
4619
Sosyal faaliyetler için
yeni referans düzlemleri,
yeni yer düzlemleri görüyorsunuz.
10:06
We paidödenmiş a lot of attentionDikkat
to sustainabilitySürdürülebilirlik.
178
594792
2938
Sürdürülebilirliğe çok dikkat ettik.
10:10
In the tropicstropik, the sunGüneş is the mostçoğu
importantönemli thing to payödeme attentionDikkat to,
179
598212
3579
Tropikal bölgelerde güneş dikkat edilmesi
gerekli en önemli şey
10:13
and, in factgerçek, it is seekingarayan
protectionkoruma from the sunGüneş.
180
601815
3062
ve aslında güneşten korunulmak isteniyor.
10:16
We first provedkanıtlanmış that all apartmentsdaireler
would have sufficientyeterli daylightgün ışığı
181
604901
3137
Önce bütün dairelerin
yıl boyunca yeterli gün ışığına
10:20
throughvasitasiyla the yearyıl.
182
608062
1173
sahip olacağını gösterdik.
10:21
We then wentgitti on to optimizeoptimize
the glazingcam of the facadescepheler
183
609648
2661
Sonra binanın enerji tüketimini
en aza indirmek için
10:24
to minimizeküçültmek the energyenerji
consumptiontüketim of the buildingbina.
184
612333
2569
ön cephenin camlarını optimize ettik.
10:27
But mostçoğu importantlyönemlisi, we could provekanıtlamak
that throughvasitasiyla the geometrygeometri
185
615981
3415
Ama en önemlisi,
binanın tasarım geometrisiyle
10:31
of the buildingbina designdizayn,
186
619420
1576
binanın kendisinin avlulara
10:33
the buildingbina itselfkendisi would providesağlamak
sufficientyeterli shadingGölgelendirme to the courtyardsavlu
187
621020
3362
yeterli gölge sağlayabileceğini gösterdik,
10:36
so that those would be usablekullanılabilir
throughoutboyunca the entiretüm yearyıl.
188
624406
3002
böylece buralar tüm yıl boyunca
kullanılabilir olacaktı.
10:39
We furtherayrıca placedyerleştirilmiş waterSu bodiesbedenler
alonguzun bir the prevailinggeçerli windrüzgar corridorskoridorlar,
189
627432
3478
Buna ek olarak, yaygın rüzgâr koridorları
boyunca su kaynakları yerleştirdik,
10:42
so that evaporativeevaporatif coolingsoğutma
would createyaratmak microclimatesmikroiklim
190
630934
3720
ki buharlaşarak soğutma,
sakinlerin kullandığı
10:46
that, again, would enhanceartırmak
the qualitykalite of those spacesalanlarda
191
634678
3485
bu alanların kalitesini artıran
10:50
availablemevcut for the inhabitantssakinleri.
192
638187
2411
mikro iklimler yaratsın.
10:53
And it was the ideaFikir of creatingoluşturma
this varietyvaryete of choicesseçimler,
193
641773
3746
Bu fikir, yaşadığınız kompleksin
içindeki kendi karmaşıklığında
10:57
of freedomözgürlük to think
where you would want to be,
194
645543
4073
farklı seçimler yaratma,
11:01
where you would want to escapekaçış, maybe,
195
649640
1904
olmak istediğiniz yerde olma,
11:03
withiniçinde the ownkendi complexitykarmaşa
of the complexkarmaşık in whichhangi you livecanlı.
196
651568
3818
belki de kaçmak istediğiniz
yeri düşünme özgürlüğüydü.
11:09
But cominggelecek from AsiaAsya to EuropeEurope:
197
657036
2040
Ama Asya'dan Avrupa'ya gelince:
11:11
a buildingbina for a GermanAlmanca
mediamedya companyşirket basedmerkezli in BerlinBerlin,
198
659100
3856
Berlin'de bulunan, geleneksel yazılı
basından dijital medyaya geçen
11:14
transitioninggeçiş from the traditionalgeleneksel
printbaskı mediamedya to the digitaldijital mediamedya.
199
662980
4420
bir Alman medya şirketinin binası.
11:19
And its CEOCEO askeddiye sordu a fewaz
very pertinentilgili questionssorular:
200
667830
2864
Genel müdürü, birkaç
yerinde soru yöneltti:
11:23
Why would anyonekimse todaybugün
still want to go to the officeofis,
201
671146
2605
Bugün artık herhangi bir
yerden çalışabiliyorsan,
11:25
because you can actuallyaslında work anywhereherhangi bir yer?
202
673775
2189
neden hâlâ ofise gitmek isteyesin?
11:27
And how could a digitaldijital identityKimlik
of a companyşirket be embodiedsomutlaşan
203
675988
3873
Bir şirketin dijital kimliği bir binaya
11:31
in a buildingbina?
204
679885
1151
nasıl dâhil edilebilir?
11:34
We createdoluşturulan not only an objectnesne,
but at the centermerkez of this objectnesne
205
682147
3823
Sadece bir obje yaratmakla kalmadık,
bu objenin merkezinde
11:37
we createdoluşturulan a giantdev spaceuzay,
206
685994
1595
büyük bir alan da yarattık
11:39
and this spaceuzay was about
the experiencedeneyim of a collectivetoplu,
207
687613
3674
ve bu alan bir kolektiflik deneyimi,
11:43
the experiencedeneyim of collaborationişbirliği
and of togethernessBeraberlik.
208
691311
2867
iş birliği ve birliktelik deneyimiydi.
11:47
Communicationİletişim, interactionetkileşim
as the centermerkez of a spaceuzay
209
695011
3615
İş birliği bulutu adını verdiğimiz şeyle,
11:50
that in itselfkendisi would floatkayan nokta,
210
698650
2539
iletişim, etkileşim alanın merkezi olarak
11:53
like what we call the collaborativeişbirlikçi cloudbulut,
211
701213
2112
binanın ortasında
11:55
in the middleorta of the buildingbina,
212
703349
1508
kendi başına süzülüyor,
11:56
surroundedçevrili by an envelopezarf
of standardstandart modularmodüler officesbürolar.
213
704881
3388
standart modüler ofislerden
oluşan bir kabukla sarmalanıyor.
12:00
So with only a fewaz stepsadımlar
from your quietsessiz work deskbüro,
214
708944
3150
Yani sessiz çalışma masanızdan
sadece birkaç adım atarak,
12:04
you could participatekatılmak
in the giantdev collectivetoplu experiencedeneyim
215
712118
3727
merkezi alanın devasa
kolektif deneyiminde
12:07
of the centralmerkezi spaceuzay.
216
715869
1629
yer alabilirsiniz.
12:12
FinallySon olarak, we come to LondonLondra,
a projectproje commissioneddevreye
217
720159
3579
Son olarak, Londra'ya,
Londra Belediye Başkanlığı
12:15
by the LondonLondra LegacyMirası
DevelopmentGeliştirme CorporationCorporation
218
723762
2578
Londra Miras Geliştirme Kurumu
tarafından ısmarlanan
12:18
of the MayorBelediye Başkanı of LondonLondra.
219
726364
1429
bir projeye geliyoruz.
12:20
We were askeddiye sordu to undertaketaahhüt a studyders çalışma
220
728309
2188
Bir çalışma yürüterek,
12:22
and investigateincelemek the potentialpotansiyel of a siteyer
221
730521
2792
Olimpiyat Parkı'ndaki Stratford'da
12:25
out in StratfordStratford in the OlympicOlimpiyat ParkPark.
222
733337
2471
bir alanın potansiyelini
araştırmamız istendi.
12:28
In the 19thinci centuryyüzyıl, PrincePrens AlbertAlbert
had createdoluşturulan AlbertopolisAlbertopolis.
223
736229
3584
19. yüzyılda Prens Albert
Albertopolis'i yaratmıştı.
12:32
And BorisBoris JohnsonJohnson thought
of creatingoluşturma OlympicopolisOlympicopolis.
224
740513
3738
Boris Johnson da Olympicopolis'i
yaratmayı düşünmüştü.
12:37
The ideaFikir was to bringgetirmek togetherbirlikte
some of Britain'sİngiltere'nin greatestEn büyük institutionskurumlar,
225
745211
4272
Fikir, İngiltere'nin en büyük
kuruluşlarından bazılarıyla,
bazı uluslararası kuruluşları
bir araya getirerek
12:41
some internationalUluslararası onesolanlar,
and to createyaratmak a newyeni systemsistem of synergiessinerji.
226
749507
3860
yeni bir sinerji sistemi
yaratmak üzerineydi.
12:45
PrincePrens AlbertAlbert, as yethenüz, createdoluşturulan
AlbertopolisAlbertopolis in the 19thinci centuryyüzyıl,
227
753803
4524
Prens Albert, sanat ve
bilimi yakınlaştırarak
12:50
thought of showcasingvitrine
all achievementsbaşarıları of mankindinsanlık,
228
758351
2463
insanoğlunun tüm başarılarını
göstermek düşüncesiyle
12:52
bringinggetiren artssanat and scienceBilim closeryakın togetherbirlikte.
229
760838
2800
19. yüzyılda Albertopolis'i yarattı.
12:56
And he builtinşa edilmiş ExhibitionSergi RoadYol,
a lineardoğrusal sequencesıra of those institutionskurumlar.
230
764082
4674
Bu kuruluşların bir
istikamette sıralandığı
Exhibition Caddesi'ni inşa etti.
13:01
But of coursekurs, today'sbugünkü societytoplum
has movedtaşındı on from there.
231
769836
3691
Ama elbette bugünün toplumu bunu aştı.
13:05
We no longeruzun livecanlı in a worldDünya
232
773551
1956
Artık her şeyin açıkça betimlendiği
13:07
in whichhangi everything
is as clearlyAçıkça delineatedbelirlendi
233
775531
2680
veya birbirinden ayrıldığı
13:10
or separatedayrıldı from eachher other.
234
778235
1502
bir dünyada yaşamıyoruz.
13:11
We livecanlı in a worldDünya in whichhangi
boundariessınırları startbaşlama to blurbulanıklık
235
779761
3389
Farklı alanlar arasındaki sınırların
giderek bulanıklaştığı,
13:15
betweenarasında the differentfarklı domainsetki alanları,
236
783174
1468
iş birliği ve etkileşimin
13:16
and in whichhangi collaborationişbirliği and interactionetkileşim
becomesolur faruzak more importantönemli
237
784666
3990
ayrılıkları korumaktan
çok daha önemli olduğu
13:20
than keepingkoruma separationsrenk ayrımları.
238
788680
1784
bir dünyada yaşıyoruz.
13:23
So we wanted to think
of a giantdev culturekültür machinemakine,
239
791408
3019
Bu yüzden devasa bir kültür
makinesi düşünmek arzusundaydık,
13:26
a buildingbina that would orchestrateorkestraya uyarlamak
and animateanimasyon ekleme the variousçeşitli domainsetki alanları,
240
794451
4777
farklı alanları düzenleyip
hayata geçirecek,
13:31
but allowizin vermek them to interactetkileşim
and collaborateişbirliği yapmak.
241
799252
3054
ama etkileşmelerini ve iş birliği
yapmalarını sağlayacak bir bina.
13:35
At the basebaz of it is a very simplebasit modulemodül,
242
803211
2105
Temelinde çok basit bir modül var,
13:37
a ringhalka modulemodül.
243
805340
1151
bir halka modülü.
13:38
It can functionfonksiyon as a double-loadedÇift yüklü
corridorkoridor, has daylightgün ışığı, has ventilationHavalandırma.
244
806515
3643
Çift taraflı bir koridor
olarak işleyebilir,
gün ışığı var, havalandırma var.
13:42
It can be glazedsırlı over
245
810182
1151
Camla kaplanıp
13:43
and turneddönük into a giantdev
exhibitionalexhibitional performanceperformans spaceuzay.
246
811357
2873
büyük bir gösteri amaçlı performans
alanına dönüştürülebilir.
13:46
These modulesmodüller were stackedyığılmış togetherbirlikte
247
814254
2125
Bu modüller, neredeyse her işlevin
13:48
with the ideaFikir that almostneredeyse any
functionfonksiyon could, over time,
248
816403
3762
zamanla bu modüllerden
birini alabileceği fikriyle
13:52
occupyişgal etmek any of these modulesmodüller.
249
820189
1737
üst üste yığıldı.
13:53
So institutionskurumlar could shrinkküçültmek or contractsözleşme,
250
821950
3116
Yani kuruluşlar küçülebiliyor
veya daralabiliyor,
13:57
as, of coursekurs, the futuregelecek of culturekültür
is, in a way, the mostçoğu uncertainbelirsiz of all.
251
825090
4721
ki elbette kültürün geleceği bir anlamda
hepsinden daha belirsiz.
14:02
This is how the buildingbina sitsoturur,
adjacentbitişik to the AquaticsSu sporları CentreMerkezi,
252
830733
2955
İşte binaların Su Oyunları
Merkezi'ne bitişik,
14:05
oppositekarşısında the OlympicOlimpiyat StadiumStadyum.
253
833712
1951
Olimpiyat Stadyumu'nun
karşısında duruşu bu şekilde.
14:08
And you can see how
its cantileveringcantilevering volumeshacimleri
254
836608
2333
Çıkıntı olan kısmın nasıl kamu alanına
14:10
projectproje out and engagetutmak the publichalka açık spaceuzay
255
838965
2790
yansıyıp bağlantı kurduğunu
14:13
and how its courtyardsavlu
animateanimasyon ekleme the publichalka açık insideiçeride.
256
841779
3701
ve avluların içerideki halka nasıl
hayat verdiğini görebilirsiniz.
14:19
The ideaFikir was to createyaratmak a complexkarmaşık systemsistem
257
847313
3228
Fikir, kurumsal varlıkların
kendi kimliklerini
14:22
in whichhangi institutionalkurumsal entitieskişiler
could maintainsürdürmek theironların ownkendi identityKimlik,
258
850565
4888
sürdürebilecekleri, tek bir yapıya
dâhil edilmeyecekleri
14:27
in whichhangi they would not
be subsumedbirden fazla yolu eklendi in a singularTekil volumehacim.
259
855477
2933
karmaşık bir sistem kurmaktı.
14:30
Here'sİşte a scaleölçek comparisonkarşılaştırma
to the CentreMerkezi PompidouPompidou in ParisParis.
260
858434
3166
İşte Paris'teki Pompidou Merkezi
ile ölçek karşılaştırması.
14:33
It bothher ikisi de showsgösterileri the enormousmuazzam scaleölçek
and potentialpotansiyel of the projectproje,
261
861624
3365
İkisi de projenin muazzam ölçeğini
ve potansiyelini gösteriyor,
14:37
but alsoAyrıca the differencefark:
262
865013
1287
ama farklılığını da:
14:38
here, it is a multiplicityçokluk
of a heterogeneousTürdeş olmayan structureyapı,
263
866324
4175
Buradaki çok katlı heterojen yapıda,
14:42
in whichhangi differentfarklı entitieskişiler can interactetkileşim
264
870523
2511
farklı varlıklar kendi kimliklerini
14:45
withoutolmadan losingkaybetme theironların ownkendi identityKimlik.
265
873058
2459
kaybetmeden etkileşebiliyorlar.
14:48
And it was this thought: to createyaratmak
an organizationalörgütsel structureyapı
266
876395
3950
Fikir şuydu: Birden çok anlatıyı
tasvir etmeyi sağlayacak
14:52
that would allowizin vermek for multipleçoklu
narrativesanlatılar to be scriptedkomut dosyası --
267
880369
2833
örgütsel bir yapı yaratmak --
14:55
for those in the educationaleğitici partsparçalar
that createyaratmak and think culturekültür;
268
883226
5454
kültürü yaratan ve düşünen
eğitim bölümündekiler için;
15:00
for those that presentmevcut
the visualgörsel artssanat, the dancedans;
269
888704
3506
görsel sanatları, dansı sunanlar için;
15:04
and for the publichalka açık to be
admittedkabul edilmiş into all of this
270
892234
2809
bu anlatıların ve kendi yaşantılarının
15:07
with a seriesdizi of possiblemümkün trajectoriesyörüngelerini,
271
895067
2646
yorumlarını kendilerinin
betimlemesini sağlayan
15:09
to scriptkomut dosyası theironların ownkendi readingokuma
of these narrativesanlatılar
272
897737
2732
bir dizi muhtemel yol ile
15:12
and theironların ownkendi experiencedeneyim.
273
900493
1633
tüm bunlara dâhil edilecek halk için.
15:16
And I want to endson on a projectproje
that is very smallküçük,
274
904475
3406
Çok küçük, bir anlamda da
çok farklı bir projeyle
15:19
in a way, very differentfarklı:
275
907905
1253
bitirmek istiyorum:
15:21
a floatingyüzer cinemasinema
in the oceanokyanus of ThailandTayland.
276
909896
2048
Tayland'da okyanusta yüzen bir sinema.
15:23
FriendsArkadaşlar of mineMayın had foundedkurulmuş
a filmfilm festivalFestivali,
277
911968
3536
Arkadaşlarım bir
film festivali düzenlediler
15:27
and I thought,
278
915528
1190
ve şöyle düşündüm,
15:29
if we think of the storieshikayeleri
and narrativesanlatılar of moviesfilmler,
279
917226
3279
eğer filmlerin hikâyelerini
ve anlatılarını düşünüyorsak,
15:32
we should alsoAyrıca think of the narrativesanlatılar
of the people that watch them.
280
920529
3543
onları seyreden insanların
anlatılarını da düşünmeliyiz.
15:36
So I designedtasarlanmış a smallküçük
modularmodüler floatingyüzer platformplatform,
281
924096
3285
Bundan dolayı, yerel balıkçıların ıstakoz
ve balık çiftliklerini
15:39
basedmerkezli on the techniquesteknikleri
of localyerel fishermenBalıkçılar,
282
927405
2274
kurdukları tekniğe dayanarak
15:41
how they builtinşa edilmiş theironların lobsterıstakoz
and fishbalık farmsçiftlikleri.
283
929703
2087
küçük bir modüler
yüzen platform tasarladım.
15:43
We collaboratedişbirliği with the localyerel communitytoplum
284
931814
2379
Yerel toplulukla iş birliği yaptık
15:46
and builtinşa edilmiş, out of recycledgeri dönüştürülmüş
materialsmalzemeler of theironların ownkendi,
285
934217
3732
ve kendi geri dönüştürülmüş
materyalleriyle
15:49
this fantasticalfantastik floatingyüzer platformplatform
286
937973
2122
bu harika yüzen platformu inşa ettik.
15:52
that gentlyYavaşça movedtaşındı in the oceanokyanus
287
940119
1921
Platform, 1904
"Alis Harikalar Diyarında" gibi
15:54
as we watchedizledi filmsfilmler
from the Britishİngiliz filmfilm archiveArşiv,
288
942064
2884
İngiliz film arşivinden
filmleri seyrederken
15:56
[1903] "AliceAlice in WonderlandHarikalar Diyarı," for exampleörnek.
289
944972
2666
okyanusta nazikçe yüzdü.
15:59
The mostçoğu primordialilkel
experiencesdeneyimler of the audienceseyirci
290
947987
3057
Seyircinin en içten deneyimleri
16:03
mergedbirleşti with the storieshikayeleri of the moviesfilmler.
291
951068
3065
filmlerdeki hikâyelerle birleşti.
16:07
So I believe that architecturemimari exceedsaşıyor
the domaindomain of physicalfiziksel mattermadde,
292
955840
4810
Bundan dolayı inanıyorum ki
mimari fiziksel varlığın,
inşa edilmiş çevrenin alanını aşar,
16:12
of the builtinşa edilmiş environmentçevre,
293
960674
1460
16:14
but is really about how
we want to livecanlı our liveshayatları,
294
962158
3189
daha çok gerçekte hayatımızı
nasıl yaşamak istediğimizle,
16:17
how we scriptkomut dosyası our ownkendi storieshikayeleri
and those of othersdiğerleri.
295
965371
3062
kendimizin ve diğerlerinin hikâyelerini
nasıl yazdığımızla ilgilidir.
16:20
Thank you.
296
968885
1151
Teşekkürler.
16:22
(ApplauseAlkış)
297
970060
3413
(Alkış)
Translated by Eren Gokce
Reviewed by Ramazan Şen

▲Back to top

ABOUT THE SPEAKER
Ole Scheeren - Architect
Ole Scheeren designs buildings that generate both functional and social spaces.

Why you should listen

Ole Scheeren is a German architect and principal of Buro Ole Scheeren with offices in Hong Kong, Beijing, Berlin and Bangkok. He is chief designer and leading the company’s creative vision and strategic development.

Ole Scheeren’s current work includes the Guardian Art Center, a new exhibition space and headquarters for China’s oldest art auction house currently under construction near the Forbidden City in Beijing; 1500 West Georgia, a residential high-rise in downtown Vancouver; DUO, a large-scale mixed-use urban development under construction in Singapore; MahaNakhon, at 314 meters Bangkok’s tallest tower housing the Ritz-Carlton Residences; Angkasa Raya, a 268 meter tall landmark building in the center of Kuala Lumpur; and a large-scale mixed-use urban development in Shenzhen, China.

Prior to launching Buro Ole Scheeren in 2010, Ole was Director and Partner along with Rem Koolhaas at OMA and responsible for the office’s work across Asia. As partner-in-charge of one of the largest buildings in the world, he successfully led the design and realization of the CCTV and TVCC Towers in Beijing. Other projects include The Interlace, a residential complex in Singapore and the Taipei Performing Arts Center in Taiwan. He also directed OMA’s work for Prada and completed the Prada Epicenters in New York and Los Angeles.

Through Studio Ole Scheeren, he is exploring his more personal interest in non-architectural projects and interventions, such as Archipelago Cinema, a floating auditorium in the Andaman Sea for the “Film on the Rocks” Festival in Yao Noi, Thailand, and subsequently installed at the 13th Architecture Biennale in Venice. He also developed Mirage City Cinema, a cinema-architecture space commissioned by the Sharjah Art Foundation as part of the Sharjah Biennial 11 Film Programme.

Ole Scheeren has contributed to various arts and culture projects and exhibitions throughout his career, including triennials in Beijing and Milan, China Design Now in London, the exhibition Cities on the Move at London’s Hayward Gallery and in the city of Bangkok, Media City Seoul and the Rotterdam Film Festival. For the Museum of Modern Art he designed two exhibitions in New York and Beijing featuring the CCTV project.

He regularly lectures at various international institutions and conferences, serves on juries for awards and competitions, and has been awarded numerous prizes, including the CTBUH 2013 Best Tall Building award for CCTV and the 2015 inaugural Urban Habitat Award for The Interlace. 

Educated at the universities of Karlsruhe and Lausanne, Ole Scheeren graduated from the Architectural Association in London and was awarded the RIBA Silver Medal.

More profile about the speaker
Ole Scheeren | Speaker | TED.com