TEDxOhioStateUniversity
Tanya Menon: The secret to great opportunities? The person you haven't met yet
Tanya Menon: Muhteşem fırsatların sırrı mı? Henüz tanışmadığınız insanda.
Filmed:
Readability: 3.4
1,913,723 views
Kendimizi sıklıkla benzer insanlardan oluşan dar bir sosyal çevrede buluruz. Hangi alışkanlıklar bizi sınırlıyor ve bunları nasıl aşabiliriz? Örgüt psikoloğu Tanya Menon, sosyal çevremizi genişletme konusunda nasıl daha istekli olabileceğimizi ve bunun yeni fikirlere ve fırsatlara nasıl öncülük edeceğini inceliyor.
Tanya Menon - Organizational psychologist
Tanya Menon speaks, writes and consults on collaboration. Her research focuses on how people think about their relationships and the habits that allow them to build positive connections with other people. Full bio
Tanya Menon speaks, writes and consults on collaboration. Her research focuses on how people think about their relationships and the habits that allow them to build positive connections with other people. Full bio
Double-click the English transcript below to play the video.
00:12
I started teaching MBA students
0
769
2827
İşletme bölümünde yüksek lisans
dersleri vermeye başladım
dersleri vermeye başladım
00:15
17 years ago.
1
3620
1808
bundan 17 yıl önce.
00:17
Sometimes I run into
my students years later.
my students years later.
2
5452
3460
Yıllar sonra öğrencilerime rastlıyorum
00:20
And when I run into them,
a funny thing happens.
a funny thing happens.
3
8936
2620
ve şu komik olay gerçekleşiyor.
00:23
I don't remember just their faces;
4
11580
2252
Sadece yüzlerini değil,
00:25
I also remember where exactly
in the classroom they were sitting.
in the classroom they were sitting.
5
13856
4640
sınıfta nerede ve kiminle oturduklarını
00:30
And I remember who
they were sitting with as well.
they were sitting with as well.
6
18520
3321
bile hatırlıyorum.
00:33
This is not because I have
any special superpowers of memory.
any special superpowers of memory.
7
21865
4694
Hafızamın özel süper güçleri
olduğundan değil.
olduğundan değil.
00:38
The reason I can remember them
8
26583
1860
Onları hatırlıyor olmamın nedeni
00:40
is because they are creatures of habit.
9
28467
2667
alışkanlıkları olan insanlar olmaları.
00:43
They are sitting with their
favorite people in their favorite seats.
favorite people in their favorite seats.
10
31158
4111
Hep sevdikleri yerde ve sevdikleri
kişilerle oturuyorlar.
kişilerle oturuyorlar.
00:47
They find their twins,
they stay with them for the whole year.
they stay with them for the whole year.
11
35293
4179
İkizlerini bulmuşlar,
bütün yıl onlarla birlikteler.
bütün yıl onlarla birlikteler.
00:51
Now, the danger of this
for my students is they're at risk
for my students is they're at risk
12
39976
4850
Bunun tehlikesi ise şu;
öğrencilerim üniversiteden
öğrencilerim üniversiteden
00:56
of leaving the university
with just a few people
with just a few people
13
44850
3546
kendilerine oldukça benzeyen
sadece birkaç arkadaşla
sadece birkaç arkadaşla
01:00
who are exactly like them.
14
48420
1321
ayrılma riski altındalar.
01:01
They're going to squander their chance
for an international, diverse network.
for an international, diverse network.
15
49765
4418
Uluslararası ve çeşitli gruplardan
yararlanma şansını yitirecekler.
yararlanma şansını yitirecekler.
01:06
How could this happen to them?
16
54207
1612
Bu nasıl oluyor peki?
01:07
My students are open-minded.
17
55843
1619
Öğrencilerim açık görüşlü.
01:09
They come to business school precisely
so that they can get great networks.
so that they can get great networks.
18
57486
4387
Muhteşem bağlar kurabilmek için
işletme fakültesindeler.
işletme fakültesindeler.
01:14
Now, all of us socially narrow
in our lives, in our school, in work,
in our lives, in our school, in work,
19
62212
6181
Hepimiz sosyal bakımdan daralıyoruz
hayatımızda, okulda, iş yerinde
hayatımızda, okulda, iş yerinde
01:20
and so I want you to think about this one.
20
68417
2545
ve bunu bir düşünmenizi istiyorum.
01:22
How many of you here
brought a friend along for this talk?
brought a friend along for this talk?
21
70986
4517
Kaç kişi bir arkadaşını
bu konuşma için getirdi?
bu konuşma için getirdi?
01:27
I want you to look
at your friend a little bit.
at your friend a little bit.
22
75527
2676
Arkadaşınıza birazcık bakmanızı
istiyorum.
istiyorum.
01:31
Are they of the same nationality as you?
23
79036
3055
Sizinle aynı milletten mi?
01:34
Are they of the same gender as you?
24
82601
2407
Sizinle aynı cinsiyette mi?
01:37
Are they of the same race?
25
85032
1665
Sizinle aynı ırkta mı?
01:38
Really look at them closely.
26
86721
2425
Gerçekten yakından bir bakın.
01:41
Don't they kind of look like you as well?
27
89170
2116
Size biraz benziyor mu?
01:43
(Laughter)
28
91310
1013
(Gülüşmeler)
01:44
The muscle people are together,
29
92347
1555
Kankalar birlikte
01:45
and the people with the same hairstyles
30
93926
2017
ve saç stilleri aynı
01:47
and the checked shirts.
31
95967
1227
ve ekose gömlekleri de.
01:50
We all do this in life.
32
98069
1817
Hepimiz bunu yapıyoruz.
01:51
We all do it in life, and in fact,
there's nothing wrong with this.
there's nothing wrong with this.
33
99910
3712
Aslında bunda yanlış bir şey yok.
01:55
It makes us comfortable to be
around people who are similar.
around people who are similar.
34
103646
3848
Benzer insanlarla birlikte olmak
bizi rahatlatır.
bizi rahatlatır.
01:59
The problem is when
we're on a precipice, right?
we're on a precipice, right?
35
107518
3075
Sorun şu, uçurumun kenarında
olduğumuzda
olduğumuzda
02:02
When we're in trouble,
when we need new ideas,
when we need new ideas,
36
110617
2264
başımız dertteyse, yeni fikirler lazımsa
02:04
when we need new jobs,
when we need new resources --
when we need new resources --
37
112905
3808
yeni bir işe, yeni kaynaklara
ihtiyacımız varsa,
ihtiyacımız varsa,
02:08
this is when we really pay a price
for living in a clique.
for living in a clique.
38
116737
4079
işte o zaman bir grupta yaşadığımız için
bunun bedelini öderiz.
bunun bedelini öderiz.
02:13
Mark Granovetter, the sociologist,
had a famous paper
had a famous paper
39
121294
4695
Sosyolog Mark Granovetter'in
ünlü bir araştırması var,
ünlü bir araştırması var,
02:18
"The Strength of Weak Ties,"
40
126013
2060
"Zayıf Bağların Gücü" adında.
02:20
and what he did in this paper
is he asked people
is he asked people
41
128097
2699
Araştırmasında, insanlara
02:22
how they got their jobs.
42
130820
1901
işlerini nasıl bulduklarını sormuş.
02:24
And what he learned was that
most people don't get their jobs
most people don't get their jobs
43
132745
3155
Öğrendiği şeyse; insanların çoğu
02:27
through their strong ties -- their father,
their mother, their significant other.
their mother, their significant other.
44
135924
3911
işlerini güçlü bağları olan kişiler
değil de; öylesine tanıştıkları
değil de; öylesine tanıştıkları
02:31
They instead get jobs through weak ties,
people who they just met.
people who they just met.
45
139859
4663
zayıf bağları olan kişiler
sayesinde bulmuşlar.
sayesinde bulmuşlar.
02:36
So if you think about what
the problem is with your strong ties,
the problem is with your strong ties,
46
144546
3131
Sorunun, neden güçlü bağlarımızda
olduğunu düşünürsek
olduğunu düşünürsek
02:39
think about your
significant other, for example.
significant other, for example.
47
147701
2332
mesela hayat arkadaşınızı düşünün.
02:42
The network is redundant.
48
150057
1646
Bağınız alışılagelmiş.
02:43
Everybody that they know, you know.
49
151727
2889
Onların tanıdığı senin tanıdığın.
02:46
Or I hope you know them. Right?
50
154640
2342
Ya da umarım onları
tanıyorsundur, değil mi?
tanıyorsundur, değil mi?
02:49
Your weak ties --
people you just met today --
people you just met today --
51
157006
2555
Zayıf bağların- bugün tanıştığın insanlar-
02:51
they are your ticket
to a whole new social world.
to a whole new social world.
52
159585
3817
tamamen yeni bir sosyal çevreye
giriş biletin.
giriş biletin.
02:55
The thing is that we have this amazing
ticket to travel our social worlds,
ticket to travel our social worlds,
53
163900
4440
Bu bilet muhteşem dünyalara
seyahat bileti
seyahat bileti
03:00
but we don't use it very well.
54
168364
1477
fakat biz iyi kullanamıyoruz.
03:01
Sometimes we stay awfully close to home.
55
169865
2836
Aşırı derecede yakınız evimize.
03:04
And today, what I want to talk about is:
56
172725
2085
Ve bugün konuşmak istediğim konu bu.
03:06
What are those habits that keep
human beings so close to home,
human beings so close to home,
57
174834
3654
Bizi eve bağlayan alışkanlıklarımız neler
03:10
and how can we be
a little bit more intentional
a little bit more intentional
58
178512
2632
ve sosyal çevrede seyahat etmeye
03:13
about traveling our social universe?
59
181168
2281
nasıl istekli olabiliriz?
03:15
So let's look at the first strategy.
60
183854
2060
İlk stratejiye bir göz atalım.
03:18
The first strategy is to use
a more imperfect social search engine.
a more imperfect social search engine.
61
186223
6336
Daha kusurlu bir
sosyal arama motoru kullan.
sosyal arama motoru kullan.
03:24
What I mean by a social search engine
62
192583
2111
Sosyal arama motorundan kastım
03:26
is how you are finding
and filtering your friends.
and filtering your friends.
63
194718
3941
arkadaşlarını nasıl seçtiğin,
onları nasıl bulduğun.
onları nasıl bulduğun.
03:31
And so people always tell me,
64
199555
1745
Ve insanlar bana hep şöyle diyorlar:
03:33
"I want to get lucky through the network.
65
201324
2040
"Bağlarım sayesinde
şanslı olmak istiyorum.
şanslı olmak istiyorum.
03:35
I want to get a new job.
I want to get a great opportunity."
I want to get a great opportunity."
66
203388
2911
Yeni bir iş,
muhteşem fırsatlar istiyorum."
muhteşem fırsatlar istiyorum."
03:38
And I say, "Well, that's really hard,
67
206323
1981
Ve ben, "Bu çok zor, çünkü
03:40
because your networks
are so fundamentally predictable."
are so fundamentally predictable."
68
208328
3252
bağların aslında çok tahmin edilebilir"
diyorum.
diyorum.
03:43
Map out your habitual daily footpath,
69
211604
3122
Günlük alışık olduğun yol haritanı çıkar.
03:46
and what you'll probably discover
is that you start at home,
is that you start at home,
70
214750
3521
Muhtemelen evinden başlıyorsun ve
03:50
you go to your school or your workplace,
71
218295
2436
okula ya da işine gidiyorsun,
03:52
you maybe go up
the same staircase or elevator,
the same staircase or elevator,
72
220755
2770
aynı merdivenden ya da asansörden
çıkıyorsun,
çıkıyorsun,
03:55
you go to the bathroom --
the same bathroom --
the same bathroom --
73
223549
2705
lavaboya gidiyorsun, aynı lavaboya,
03:58
and the same stall in that bathroom,
74
226278
1773
lavabodaki aynı kabine,
04:00
you end up in the gym,
75
228075
1613
spor salonuna gidiyorsun
04:01
then you come right back home.
76
229712
1460
ve sonra eve dönüyorsun.
04:03
It's like stops on a train schedule.
77
231196
2200
Sanki tren tarifesindeki duraklar gibi:
04:05
It's that predictable.
78
233420
1326
O derece tahmin edilebilir.
04:06
It's efficient, but the problem is,
you're seeing exactly the same people.
you're seeing exactly the same people.
79
234770
5843
Faydalı fakat sorun hep aynı
kişileri görmende.
kişileri görmende.
04:12
Make your network
slightly more inefficient.
slightly more inefficient.
80
240637
3123
Bağlarını biraz değiştirmelisin.
04:15
Go to a bathroom on a different floor.
81
243784
2353
Farklı kattaki lavaboya git.
04:18
You encounter a whole new
network of people.
network of people.
82
246161
3137
Tamamen yeni bir çevreyle
karşılaşacaksın.
karşılaşacaksın.
04:21
The other side of it is how
we are actually filtering.
we are actually filtering.
83
249791
4537
Diğer bir konu ise aslında bu kişileri
nasıl seçtiğimiz.
nasıl seçtiğimiz.
04:26
And we do this automatically.
84
254352
1633
Bunu otomatik olarak yapıyoruz.
04:28
The minute we meet someone,
we are looking at them, we meet them,
we are looking at them, we meet them,
85
256009
3104
Biriyle tanıştığımız dakika içinde
onlara bakıyoruz, tanışıyoruz
onlara bakıyoruz, tanışıyoruz
04:31
we are initially seeing,
86
259137
1579
biz aslında görmeye başlıyoruz.
04:32
"You're interesting."
87
260740
1152
"İlginç biri."
04:33
"You're not interesting."
"You're relevant."
"You're relevant."
88
261916
2099
"İlginç biri değil." "Uygun biri."
04:36
We do this automatically.
We can't even help it.
We can't even help it.
89
264039
2399
Otomatik ve istemsiz bir şey bu.
04:38
And what I want to encourage you
to do instead is to fight your filters.
to do instead is to fight your filters.
90
266462
3995
Benim yapmak istediğim ise bu filtrelerle
savaşmada sizi cesaretlendirmek.
savaşmada sizi cesaretlendirmek.
04:42
I want you to take a look
around this room,
around this room,
91
270481
2533
Bu salonun etrafına bir göz atın.
04:45
and I want you to identify
the least interesting person that you see,
the least interesting person that you see,
92
273038
4200
Size göre en az ilginç olan kişiye bakın
04:49
and I want you to connect with them
over the next coffee break.
over the next coffee break.
93
277262
3176
ve onunla bir sonraki kahve
molasında ilişki kurun.
molasında ilişki kurun.
04:52
And I want you to go
even further than that.
even further than that.
94
280462
2441
Hatta bundan daha ilerisini yapın.
04:54
What I want you to do is find
the most irritating person you see as well
the most irritating person you see as well
95
282927
4757
Ayrıca en rahatsız edici kişiyi
bulmanızı istiyorum
bulmanızı istiyorum
04:59
and connect with them.
96
287708
1605
ve onunla iletişim kurun.
05:01
What you are doing with this exercise
is you are forcing yourself
is you are forcing yourself
97
289337
6658
Bu egzersizde yaptığımız
kendimizi zorlamaktır.
kendimizi zorlamaktır.
05:08
to see what you don't want to see,
98
296019
2625
Görmek istemediklerimizi görerek
05:10
to connect with who
you don't want to connect with,
you don't want to connect with,
99
298668
2666
iletişim kurmak istemediklerimizle
iletişim kurarak
iletişim kurarak
05:13
to widen your social world.
100
301358
2197
sosyal çevremizi genişleteceğiz.
05:15
To truly widen, what we have to do is,
101
303579
3019
Gerçek anlamda genişletmek içinse
05:18
we've got to fight our sense of choice.
102
306622
2315
seçme şansımızla savaşmak zorundayız.
05:20
We've got to fight our choices.
103
308961
1551
Seçimlerimizle savaşıyoruz.
05:22
And my students hate this,
but you know what I do?
but you know what I do?
104
310536
2409
Öğrencilerim şundan nefret eder:
05:24
I won't let them sit
in their favorite seats.
in their favorite seats.
105
312969
2191
Onların favori yerlerine oturmalarına
izin vermiyorum.
izin vermiyorum.
05:27
I move them around from seat to seat.
106
315184
1819
Onları sıra sıra ilerletiyorum,
05:29
I force them to work with different people
107
317027
2367
farklı insanlarla
çalışmaya zorluyorum.
çalışmaya zorluyorum.
05:31
so there are more accidental
bumps in the network
bumps in the network
108
319418
2725
Böylece bağlarında
kazara farklılıklar oluyor
kazara farklılıklar oluyor
05:34
where people get a chance
to connect with each other.
to connect with each other.
109
322167
2699
birbirleriyle iletişim kurma
şansları doğuyor.
şansları doğuyor.
05:36
And we studied exactly this kind
of an intervention at Harvard University.
of an intervention at Harvard University.
110
324890
4634
Harvard Üniversitesinde
tam da bu tür bir girişim denedik.
tam da bu tür bir girişim denedik.
05:41
At Harvard, when you look at
the rooming groups,
the rooming groups,
111
329548
3103
Yurttaki oda gruplarına baktığımızda
05:44
there's freshman rooming groups,
people are not choosing those roommates.
people are not choosing those roommates.
112
332675
3815
çömezler grubu var ve öğrenciler
bu oda arkadaşlarını seçmiyor.
bu oda arkadaşlarını seçmiyor.
05:48
They're of all different races,
all different ethnicities.
all different ethnicities.
113
336514
2769
Farklı ırklardan ve etnik gruplardan
öğrenciler var.
öğrenciler var.
05:51
Maybe people are initially uncomfortable
with those roommates,
with those roommates,
114
339307
3004
Belki başlangıçta öğrenciler bu oda
arkadaşlarından rahatsız olabiliyorlar.
arkadaşlarından rahatsız olabiliyorlar.
05:54
but the amazing thing is,
115
342335
1232
Fakat müthiş olan şey şu:
05:55
at the end of a year with those students,
116
343591
2026
En baştaki bu rahatsızlığı
bu öğrencilerle
bu öğrencilerle
05:57
they're able to overcome
that initial discomfort.
that initial discomfort.
117
345641
3427
bir yıl geçirdikten sonra
sene sonunda yenebiliyorlar.
sene sonunda yenebiliyorlar.
06:01
They're able to find deep-level
commonalities with people.
commonalities with people.
118
349092
3864
Derin manada ortak noktalar
bulabiliyorlar.
bulabiliyorlar.
06:04
So the takeaway here is not just
"take someone out to coffee."
"take someone out to coffee."
119
352980
5284
Bunu şöyle anlamayalım
"Biriyle kahve için"
"Biriyle kahve için"
06:10
It's a little more subtle.
120
358288
1294
Konu biraz daha ince.
06:11
It's "go to the coffee room."
121
359606
2649
Konu "Hadi kafeye gidelim."
06:14
When researchers talk about social hubs,
122
362279
2399
Araştırmacılar sosyal oluşumlardan
bahseder.
bahseder.
06:16
what makes a social hub so special
is you can't choose;
is you can't choose;
123
364702
3811
Sosyal oluşumu bu kadar özel yapan
onu seçememektir.
onu seçememektir.
06:20
you can't predict who
you're going to meet in that place.
you're going to meet in that place.
124
368537
3730
Bir yerde kiminle karşılaşacağını
tahmin edemezsin.
tahmin edemezsin.
06:24
And so with these social hubs,
the paradox is, interestingly enough,
the paradox is, interestingly enough,
125
372291
5346
Ve bu oluşumda ilginç bir paradoks var:
06:29
to get randomness,
126
377661
1499
Rastlantısallık,
06:31
it requires, actually, some planning.
127
379184
2061
aslında, biraz planlama gerektirir.
06:33
In one university that I worked at,
128
381269
2849
Çalıştığım bir üniversitede
06:36
there was a mail room
on every single floor.
on every single floor.
129
384142
2503
her katta bir posta odası vardı.
06:38
What that meant is that the only people
who would bump into each other
who would bump into each other
130
386669
3655
Demek istediğim birbiriyle karşılaşanlar
06:42
are those who are actually on that floor
131
390348
1959
hep aynı kattaki insanlardı.
06:44
and who are bumping
into each other anyway.
into each other anyway.
132
392331
2014
Her hâlükârda karşılaşan kişiler yani.
06:46
At another university I worked at,
there was only one mail room,
there was only one mail room,
133
394369
3064
Çalıştığım diğer üniversitede ise
sadece
sadece
06:49
so all the faculty
from all over that building
from all over that building
134
397457
3406
tek bir posta odası vardı
fakülteden pek çok kişi
fakülteden pek çok kişi
06:52
would run into each other
in that social hub.
in that social hub.
135
400887
2604
bu sosyal oluşumda birbiriyle
karşılaşıyordu.
karşılaşıyordu.
06:56
A simple change in planning,
136
404098
2974
Planlamada basit bir değişiklik,
06:59
a huge difference in the traffic of people
137
407096
3115
insan trafiğinde kocaman bir farka
07:02
and the accidental bumps in the network.
138
410235
2070
ve bağlarımızda kazara değişimlere
neden olur.
neden olur.
07:04
Here's my question for you:
139
412329
2306
İşte size bir soru:
07:06
What are you doing that breaks you
from your social habits?
from your social habits?
140
414659
3514
Sosyal alışkanlıklarınızı bozan neler
yapıyorsunuz?
yapıyorsunuz?
07:10
Where do you find yourself
141
418197
1595
Tahmin edilemeyen
07:11
in places where you get injections
of unpredictable diversity?
of unpredictable diversity?
142
419816
4906
bu çeşitliliğin içinde
kendinizi nerede görüyorsunuz?
kendinizi nerede görüyorsunuz?
07:17
And my students give me
some wonderful examples.
some wonderful examples.
143
425165
2671
Öğrencilerim bazı muhteşem cevaplar verdi.
07:19
They tell me when they're doing
pickup basketball games,
pickup basketball games,
144
427860
2834
Rastgele basketbol maçları
yapıyorlarmış.
yapıyorlarmış.
07:22
or my favorite example
is when they go to a dog park.
is when they go to a dog park.
145
430718
2889
Benim favorim ise
köpek parkına gitmeleriydi.
köpek parkına gitmeleriydi.
07:25
They tell me it's even better
than online dating when they're there.
than online dating when they're there.
146
433631
3593
Çevrim içi tanışmalardan bile
daha iyi diyorlar.
daha iyi diyorlar.
07:29
So the real thing that
I want you to think about
I want you to think about
147
437248
4030
Düşünmenizi istediğim asıl konu bu.
07:33
is we've got to fight our filters.
148
441302
2057
Filtrelerimizle savaşmamız gerekiyor.
07:35
We've got to make ourselves
a little more inefficient,
a little more inefficient,
149
443383
3217
Kendimizi daha randımansız yapmalıyız
07:38
and by doing so, we are creating
a more imprecise social search engine.
a more imprecise social search engine.
150
446624
4978
böylece daha belirsiz bir sosyal
arama motorumuz olacak.
arama motorumuz olacak.
07:43
And you're creating that randomness,
151
451626
2360
Bu belirsizliği oluşturarak
07:46
that luck that is going to cause you
to widen your travels,
to widen your travels,
152
454010
2863
seyahatlerini genişletmede
07:48
through your social universe.
153
456897
1460
sosyal çevren sayesinde bir şansın olacak.
07:50
But in fact, there's more to it than that.
154
458812
2422
Aslından bundan fazlası da var.
07:53
Sometimes we actually buy ourselves
a second-class ticket
a second-class ticket
155
461258
4743
Bazen sosyal çevremize seyahat ederken
07:58
to travel our social universe.
156
466025
1670
kendimize ekonomi sınıfından
bilet alırız.
bilet alırız.
08:00
We are not courageous
when we reach out to people.
when we reach out to people.
157
468337
3710
İnsanlara ulaşmada istekli değiliz.
08:04
Let me give you an example of that.
158
472071
2268
Bir örnek vereyim:
08:06
A few years ago, I had
a very eventful year.
a very eventful year.
159
474363
2994
Birkaç yıl önce oldukça
maceralı bir yıl geçirdim.
maceralı bir yıl geçirdim.
08:09
That year, I managed to lose a job,
160
477381
3202
O yıl işten ayrıldım,
08:12
I managed to get a dream job
overseas and accept it,
overseas and accept it,
161
480607
3245
hayalimdeki işi -yurt dışındaydı-
buldum ve işe kabul edildim,
buldum ve işe kabul edildim,
08:15
I had a baby the next month,
162
483876
1582
sonraki ay bir bebeğim oldu,
08:17
I got very sick,
163
485482
1190
çok hastalandım ve
08:18
I was unable to take the dream job.
164
486696
2174
o hayalimdeki işi alamadım,
gidemedim.
gidemedim.
08:21
And so in a few weeks,
what ended up happening was,
what ended up happening was,
165
489319
2759
Sonraki birkaç hafta içinde ise
08:24
I lost my identity as a faculty member,
166
492102
2928
fakülte üyesi kimliğimi kaybettim
08:27
and I got a very stressful
new identity as a mother.
new identity as a mother.
167
495054
2998
onun yerine çok stresli annelik
kimliğini kazandım.
kimliğini kazandım.
08:30
What I also got was tons
of advice from people.
of advice from people.
168
498076
3144
İnsanlardan tonlarca öğüt aldım.
08:33
And the advice I despised
more than any other advice was,
more than any other advice was,
169
501244
3105
En çok nefret ettiğim öğüt:
08:36
"You've got to go network with everybody."
170
504373
2267
"Herkesle yeni bağlar kurmalısın" idi.
08:38
When your psychological world
is breaking down,
is breaking down,
171
506664
3241
Psikolojik dünyan alt üst olurken
08:41
the hardest thing to do
is to try and reach out
is to try and reach out
172
509929
2882
en zor şey
yeni bir sosyal çevre
yeni bir sosyal çevre
08:44
and build up your social world.
173
512835
1812
bulmak ve sosyal dünyanı
oluşturmaktı.
oluşturmaktı.
08:46
And so we studied exactly this idea
on a much larger scale.
on a much larger scale.
174
514671
4672
Biz tam da bu konuyu çok daha geniş
bir kapsamda inceledik.
bir kapsamda inceledik.
08:51
What we did was we looked at high
and low socioeconomic status people,
and low socioeconomic status people,
175
519367
5908
Yüksek ve düşük sosyoekonomik
seviyedeki insanlara baktık
seviyedeki insanlara baktık
08:57
and we looked at them in two situations.
176
525299
2370
ve onları iki durumda inceledik.
08:59
We looked at them first
in a baseline condition,
in a baseline condition,
177
527693
2453
İlk başta dayanak noktası olarak
09:02
when they were quite comfortable.
178
530170
1952
onları rahat oldukları zaman inceledik.
09:04
And what we found was that
our lower socioeconomic status people,
our lower socioeconomic status people,
179
532146
3641
Düşük sosyoekonomik sınıftaki
insanların
insanların
09:07
when they were comfortable,
were actually reaching out to more people.
were actually reaching out to more people.
180
535811
3442
rahat oldukları zaman
daha çok kişiye erişebildiklerini bulduk.
daha çok kişiye erişebildiklerini bulduk.
09:11
They thought of more people.
181
539277
1424
Daha fazla insanı düşündüler.
09:12
They were also less constrained
in how they were networking.
in how they were networking.
182
540725
2847
Bağ kurarken daha az sıkıntı yaşadılar.
09:15
They were thinking of more diverse people
183
543596
2037
Yüksek seviyedeki insanlara kıyasla
09:17
than the higher-status people.
184
545657
1462
çok daha fazla farklı insanı düşündüler.
09:19
Then we asked them
to think about maybe losing a job.
to think about maybe losing a job.
185
547143
3121
Onlardan işlerini kaybetme olasılığını
düşünmelerini istedik.
düşünmelerini istedik.
09:22
We threatened them.
186
550288
1216
Onları tehdit altında
hissettirdik.
hissettirdik.
09:23
And once they thought about that,
187
551528
2071
Bunu düşündüklerinde
09:25
the networks they generated
completely differed.
completely differed.
188
553623
2696
oluşturdukları bağlar
tamamen değişti.
tamamen değişti.
09:28
The lower socioeconomic status
people reached inwards.
people reached inwards.
189
556651
3529
Düşük sosyoekonomik seviyedeki insanlar
09:32
They thought of fewer people.
190
560204
1560
daha az kişiyi düşündü.
09:33
They thought of less-diverse people.
191
561788
2357
Daha az çeşit insan düşündüler.
09:36
The higher socioeconomic status
people thought of more people,
people thought of more people,
192
564169
3629
Yüksek sosyoekonomik düzeydekiler
daha fazla kişi
daha fazla kişi
09:39
they thought of a broader network,
193
567822
1667
daha geniş bir ağı düşündüler.
09:41
they were positioning themselves
to bounce back from that setback.
to bounce back from that setback.
194
569513
4184
Bu kötü giden durumda kendilerini
toparlayabilmeyi düşündüler.
toparlayabilmeyi düşündüler.
09:46
Let's consider what this actually means.
195
574101
2986
Bunun aslında ne anlama geldiğini
bir düşünelim.
bir düşünelim.
09:49
Imagine that you were being
spontaneously unfriended
spontaneously unfriended
196
577524
4421
Aniden dışlandığınızı hayal edin
09:53
by everyone in your network
197
581969
2721
ağınızdaki hemen hemen herkes
tarafından.
tarafından.
09:56
other than your mom,
your dad and your dog.
your dad and your dog.
198
584714
3575
Anneniz, babanız ve
köpeğiniz haricinde tabii.
köpeğiniz haricinde tabii.
10:00
(Laughter)
199
588313
1021
(Gülüşmeler)
10:01
This is essentially what we are doing
200
589358
2555
Bağlarımıza en çok
10:03
at these moments when
we need our networks the most.
we need our networks the most.
201
591937
3156
ihtiyacımız olduğunda
bunu yapıyoruz aslında.
bunu yapıyoruz aslında.
10:08
Imagine -- this is what we're doing.
We're doing it to ourselves.
We're doing it to ourselves.
202
596193
3084
Hayal edin-- kendinize bunu yapıyorsunuz.
10:11
We are mentally compressing our networks
203
599301
1970
Zihinsel olarak bağlarımızı kısıtlıyoruz.
10:13
when we are being harassed,
when we are being bullied,
when we are being bullied,
204
601295
2619
Taciz edildiğimizde,
zorbalığa uğrayınca,
zorbalığa uğrayınca,
10:15
when we are threatened about losing a job,
205
603938
2214
işimizi kaybetmekle tehdit edilince,
10:18
when we feel down and weak.
206
606176
2376
zayıf ve düşük hissettiğimizde.
10:20
We are closing ourselves off,
isolating ourselves,
isolating ourselves,
207
608576
2925
Kendimizi kapatıp izole ediyoruz.
10:23
creating a blind spot where we actually
don't see our resources.
don't see our resources.
208
611525
3744
Kaynaklarımızı göremediğimiz
bir kör nokta yaratıyoruz.
bir kör nokta yaratıyoruz.
10:27
We don't see our allies,
we don't see our opportunities.
we don't see our opportunities.
209
615293
2897
Yardımcılarımızı, dostlarımızı
ve fırsatları göremiyoruz.
ve fırsatları göremiyoruz.
10:30
How can we overcome this?
210
618214
1501
Bunu nasıl aşabiliriz?
10:32
Two simple strategies.
211
620136
1397
İki basit stratejiyle.
10:33
One strategy is simply to look
at your list of Facebook friends
at your list of Facebook friends
212
621557
3738
Biri Facebook ve Linkedln
10:37
and LinkedIn friends
213
625319
1156
arkadaş listene göz at.
10:38
just so you remind yourself
of people who are there
of people who are there
214
626499
3057
Böylece ilk akla gelen
10:41
beyond those that
automatically come to mind.
automatically come to mind.
215
629580
2520
insanların orada olduğunu hatırla.
10:44
And in our own research,
one of the things we did was,
one of the things we did was,
216
632415
2833
Araştırmamızda yaptığımız
bir şey de
bir şey de
10:47
we considered Claude Steele's
research on self-affirmation:
research on self-affirmation:
217
635272
3611
Claude Steele'nin öz olumlama
teorisini düşünmekti.
teorisini düşünmekti.
10:50
simply thinking about your own values,
218
638907
2523
Basitçe, kendi değerlerini
düşünerek
düşünerek
10:53
networking from a place of strength.
219
641454
1835
güçlü bir yerden bağlarını oluşturmak.
10:55
What Leigh Thompson, Hoon-Seok Choi
and I were able to do is,
and I were able to do is,
220
643313
2910
Leigh Thompson, Hoon-Seok Choi ve ben
çalışmamızda,
çalışmamızda,
öncesinde kendilerini olumlamış
insanların
insanların
10:58
we found that people
who had affirmed themselves first
who had affirmed themselves first
221
646247
3052
aksi takdirde kendileri için
tehdit olabilecek
tehdit olabilecek
11:01
were able to take advice from people
222
649323
1831
insanlardan tavsiyeler alabildikleri
sonucuna ulaştık.
sonucuna ulaştık.
11:03
who would otherwise
be threatening to them.
be threatening to them.
223
651178
2137
11:06
Here's a last exercise.
224
654778
1846
İşte son egzersiz:
11:09
I want you to look in your email in-box,
225
657245
3240
Eposta kutunuza bakmanızı istiyorum
11:12
and I want you to look at the last time
you asked somebody for a favor.
you asked somebody for a favor.
226
660509
3727
en son kimden bir iyilik istediğinize
11:16
And I want you to look
at the language that you used.
at the language that you used.
227
664260
2540
ve kullandığınız dile bir bakın.
11:18
Did you say things like,
228
666824
1863
Şöyle mi demiştiniz?
11:20
"Oh, you're a great resource,"
229
668711
1460
"Sen muhteşem bir kaynaksın."
11:22
or "I owe you one,"
230
670195
1476
veya "Sana borçluyum."
11:23
"I'm obligated to you."
231
671695
1679
"Sana muhtacım."
11:25
All of this language
represents a metaphor.
represents a metaphor.
232
673398
3241
Bütün bu konuşma bir metafor.
11:28
It's a metaphor of economics,
233
676663
1854
Bu ekonomi, bilanço tablosu,
11:30
of a balance sheet, of accounting,
234
678541
2235
muhasebe, alışveriş hakkında
11:32
of transactions.
235
680800
1282
bir metafor.
11:34
And when we think about human relations
in a transactional way,
in a transactional way,
236
682106
3051
İnsan ilişkilerini, çıkar ilişkisi
olarak düşünürsek
olarak düşünürsek
11:37
it is fundamentally uncomfortable
to us as human beings.
to us as human beings.
237
685181
3754
bu bize çok rahatsız edici gelecektir.
11:41
We must think about human relations
and reaching out to people
and reaching out to people
238
689399
3726
Biz insan ilişkilerini ve insanlarla
iletişimi daha insancıl
iletişimi daha insancıl
11:45
in more humane ways.
239
693149
1384
yollarla düşünmeliyiz.
11:47
Here's an idea as to how to do so.
240
695160
2813
İşte size bir fikir:
11:49
Look at words like "please," "thank you,"
"you're welcome" in other languages.
"you're welcome" in other languages.
241
697997
5129
"Lütfen, sağol, bir şey değil" gibi
kelimelerin tam çevirisine
kelimelerin tam çevirisine
11:55
Look at the literal
translation of these words.
translation of these words.
242
703150
2246
diğer dillerde bir bakın.
11:57
Each of these words is a word
that helps us impose upon other people
that helps us impose upon other people
243
705420
3712
Bu kelimelerin her biri
sosyal çevremizdeki
sosyal çevremizdeki
12:01
in our social networks.
244
709156
1622
insanları etkileyecektir.
12:02
And so, the word "thank you,"
245
710802
1852
"Teşekkür ederim" kelimesi mesela
12:04
if you look at it in Spanish,
Italian, French,
Italian, French,
246
712678
2456
İspanyolca, İtalyancasına bakarsak
12:07
"gracias," "grazie," "merci" in French.
247
715158
3471
"Gracias, grazie" ve Fransızcada "merci".
12:10
Each of them are "grace" and "mercy."
248
718653
1763
Hepsinin anlamı rahmet ve lütuf.
12:12
They are godly words.
249
720440
1888
Hepsi ilahi kelimeler.
12:14
There's nothing economic
or transactional about those words.
or transactional about those words.
250
722352
3362
Çıkara dayalı hiçbir anlam yok.
12:18
The word "you're welcome" is interesting.
251
726194
2139
"Bir şey değil" kelimesi ilginç.
12:20
The great persuasion theorist
Robert Cialdini says
Robert Cialdini says
252
728357
2719
Muhteşem ikna kuramcısı Robert Cialdini,
iyiliklerimizin
iyiliklerimizin
12:23
we've got to get our favors back.
253
731100
1597
bize geri dönmesini isteyebiliriz, der.
12:24
So we need to emphasize
the transaction a little bit more.
the transaction a little bit more.
254
732721
2752
Bu nedenle alışverişi
biraz daha vurgulamalıyız.
biraz daha vurgulamalıyız.
12:27
He says, "Let's not say 'You're welcome.'
255
735497
1984
"Bir şey değil" demeyin
onun yerine
onun yerine
12:29
Instead say, 'I know you'd
do the same for me.'"
do the same for me.'"
256
737505
2895
"Sen de aynısını
benim için yapardın" deyin.
benim için yapardın" deyin.
12:32
But sometimes it may be helpful
to not think in transactional ways,
to not think in transactional ways,
257
740424
4481
Fakat bazen çıkar açısından düşünmemek,
12:36
to eliminate the transaction,
to make it a little bit more invisible.
to make it a little bit more invisible.
258
744929
3653
alışverişi ortadan kaldırmak,
daha görünmez kılmak faydalıdır.
daha görünmez kılmak faydalıdır.
12:40
And in fact, if you look in Chinese,
259
748606
2147
"Bir şey değil" kelimesinin
12:42
the word "bú kè qì" in Chinese,
"You're welcome," means,
"You're welcome," means,
260
750777
3159
Çincesine (bú kè qì) bakarsak
12:45
"Don't be formal; we're family. We don't
need to go through those formalities."
need to go through those formalities."
261
753960
3850
"Ciddi olma. Biz aileyiz. Böyle resmiyete
gerek yok" anlamına gelir.
gerek yok" anlamına gelir.
12:49
And "kembali" in Indonesian
is "Come back to me."
is "Come back to me."
262
757834
3280
Endonezcede "kembali" "Bana geri dön"
anlamındadır.
anlamındadır.
12:53
When you say "You're welcome" next time,
263
761592
2032
Bir dahaki sefere "Bir şey değil"
dediğinizde
dediğinizde
12:55
think about how you can maybe
eliminate the transaction
eliminate the transaction
264
763648
2952
çıkarı nasıl ortadan kaldırabileceğinizi
12:58
and instead strengthen that social tie.
265
766624
2545
sosyal bağlarınızı nasıl
güçlendirebileceğinizi düşünün.
güçlendirebileceğinizi düşünün.
13:01
Maybe "It's great to collaborate,"
or "That's what friends are for."
or "That's what friends are for."
266
769193
4355
"İşbirliği yapmak güzeldi'' ya da
''Dostlar bunun içindir.'' gibi.
''Dostlar bunun içindir.'' gibi.
13:06
I want you to think about how
you think about this ticket that you have
you think about this ticket that you have
267
774771
4632
Sosyal çevrenizde
seyahat etme biletinizi
seyahat etme biletinizi
13:11
to travel your social universe.
268
779427
2234
nasıl gördüğünüzü düşünmenizi istiyorum.
13:13
Here's one metaphor.
269
781685
1357
İşte bir metafor daha.
13:15
It's a common metaphor:
"Life is a journey." Right?
"Life is a journey." Right?
270
783066
2475
Bilindik birşey.
"Hayat bir seyahattir" değil mi?
"Hayat bir seyahattir" değil mi?
13:17
It's a train ride,
271
785565
1186
Tren yolculuğudur
13:18
and you're a passenger on the train,
272
786775
2362
ve o trende bir yolcusunuz
13:21
and there are certain people with you.
273
789161
1872
ve sizinle birlikte belirli kişiler var.
13:23
Certain people get on this train,
274
791057
2145
Bazıları bu trene biniyor,
13:25
and some stay with you,
some leave at different stops,
some leave at different stops,
275
793226
2577
bazıları sizinle kalıyor,
bazıları farklı duraklarda iniyor
bazıları farklı duraklarda iniyor
13:27
new ones may enter.
276
795827
1413
yenileri biniyor.
13:29
I love this metaphor,
it's a beautiful one.
it's a beautiful one.
277
797264
2038
Bu metaforu severim
güzel bir metafor.
güzel bir metafor.
13:31
But I want you to consider
a different metaphor.
a different metaphor.
278
799326
3014
Fakat farklı bir metafor
düşünmenizi istiyorum.
düşünmenizi istiyorum.
13:34
This one is passive,
being a passenger on that train,
being a passenger on that train,
279
802364
3558
Bu pasif,
bir trende bir yolcu olmak
bir trende bir yolcu olmak
13:37
and it's quite linear.
280
805946
1176
ve oldukça tek düze.
13:39
You're off to some particular destination.
281
807146
2521
Belirli bir hedefe doğru
yol alıyorsunuz.
yol alıyorsunuz.
13:42
Why not instead think of yourself
282
810045
2582
Bunun yerine, neden kendinizi
şöyle düşünmüyorsunuz?
şöyle düşünmüyorsunuz?
13:44
as an atom,
283
812651
1325
Bir atom gibi,
13:46
bumping up against other atoms,
284
814000
2341
diğer atomlarla rastlaşarak
13:48
maybe transferring energy with them,
285
816365
1757
onlara enerji transfer eden
13:50
bonding with them a little
286
818146
1430
biraz bağ kuran ve belki
13:51
and maybe creating something new
287
819600
1898
bu seyahatinde sosyal bağlarıyla
13:53
on your travels
through the social universe.
through the social universe.
288
821522
2504
yeni şeyler oluşturan bir atom.
13:56
Thank you so much.
289
824375
1403
Çok teşekkür ederim.
13:57
And I hope we bump into each other again.
290
825802
2094
Umarım tekrar rastlaşırız.
13:59
(Applause)
291
827920
4951
(Alkışlar)
ABOUT THE SPEAKER
Tanya Menon - Organizational psychologistTanya Menon speaks, writes and consults on collaboration. Her research focuses on how people think about their relationships and the habits that allow them to build positive connections with other people.
Why you should listen
Tanya Menon is fascinated that in a time when we can instantaneously connect with nearly the whole world, we often instead filter our relationships even more narrowly. As such, we often get stuck in dead ends, missing out on new people, ideas and opportunities. Menon and her collaborators have studied the often mundane feelings and innocuous daily habits that cause people to remain in their social comfort zone and produce this polarization. And they have also explored ways that we can be more intentional about navigating the social world.
Menon is Associate Professor at the Ohio State University’s Fisher College of Business. Her research has been cited in the Wall Street Journal, Boston Globe, Chicago Tribune and The Financial Times. She is Associate Editor at Management Science journal, an award-winning teacher, and she has done keynotes, consulting and training for organizations all over the world. Her book with Dr. Leigh Thompson, Stop Spending, Start Managing: Strategies to Transform Wasteful Habits (2016, Harvard Business Review Press) explores various social traps people face in business, and how to overcome them.
Menon earned a bachelor's degree in sociology from Harvard University in 1995 and her Ph.D. from the Stanford Graduate School of Business. Her goal as a researcher, educator, consultant and parent is to create new ways for people to connect with each other so that they can live richer and more creative lives. She hopes that her work will help people intentionally create new habits to live a wider life and also share them widely.
Tanya Menon | Speaker | TED.com