TED@BCG Singapore
Stefan Larsson: What doctors can learn from each other
Stefan Larsson: Doktorlar birbirlerinden neler öğrenebilir
Filmed:
Readability: 4.2
887,249 views
Değişik hastaneler değşik prosedürlerde farklı sonuçlar elde ediyor. Ancak hastalar bu veriyi bilmiyor, bir cerrah seçmek kumardan farksız. Stefan Larsson, doktorların en verimli yötemin ne olduğunu öğrenmek için, örneğin, kalça ameliyatı sonuçlarını ölçüp paylaştığında neyle karşılaştıklarına bakıyor. Sağlık hizmeti daha iyileşebilir mi? Daha ucuzlayabilir mi? Eğer tabi doktorlar birbirlerinden daimi bir döngüde öğrenirlerse....
Stefan Larsson - Value-based health care advocate
A doctor by training, Stefan Larsson of BCG researches how transparency of medical outcomes and costs could radically transform the healthcare industry. Full bio
A doctor by training, Stefan Larsson of BCG researches how transparency of medical outcomes and costs could radically transform the healthcare industry. Full bio
Double-click the English transcript below to play the video.
00:12
Five years ago, I was on a sabbatical,
0
533
2556
Beş yıl önce, ücretli izindeydim
00:15
and I returned to the medical university
1
3089
2392
ve üniversiteye geri döndüm
00:17
where I studied.
2
5481
1862
çalıştığım yere.
00:19
I saw real patients and I wore the white coat
3
7343
4755
Gerçek hastaları gördüm ve beyaz önlük giydim
00:24
for the first time in 17 years,
4
12098
2809
17 yıldır ilk defa,
00:26
in fact since I became a management consultant.
5
14907
3477
doğrusu idare danışmanı olduğumdan beri ilk defa.
00:30
There were two things that surprised me
6
18384
1924
Beni şaşırtan iki şey vardı
00:32
during the month I spent.
7
20308
2117
o ay boyunca.
00:34
The first one was that the common theme
8
22425
1890
İlki, tartışmalarımızın ortak konusu
00:36
of the discussions we had were hospital budgets
9
24315
3508
hastane bütçesi
00:39
and cost-cutting,
10
27823
1923
ve bütçe tasarufuydu
00:41
and the second thing, which really bothered me,
11
29746
1824
ve diğeri de, ki beni çok rahatsız etmişti,
00:43
actually, was that several of the colleagues I met,
12
31570
2869
açıkçası, tanıştığım meslektaşlarımdan birkaçı,
00:46
former friends from medical school,
13
34439
2061
tıp fakültesinden eski arkadaşlarım,
00:48
who I knew to be some of the smartest,
14
36500
2137
en zekileri olduklarını düşündüklerim,
00:50
most motivated, engaged and passionate people
15
38637
2969
tanıştığım en motive, ilgili ve
00:53
I'd ever met,
16
41606
1554
tutkulu insanlar,
00:55
many of them had turned cynical, disengaged,
17
43160
3931
çoğu ikiyüzlü ve ilgisiz olmuşlardı
00:59
or had distanced themselves
from hospital management.
from hospital management.
18
47091
3507
veya kendilerini hastane idaresinden soyutlamışlardı.
01:02
So with this focus on cost-cutting,
19
50598
2774
Böylece bu bütçe tasarufuna odaklıyken,
01:05
I asked myself, are we forgetting the patient?
20
53372
4296
kendime sordum: Hastayı unutuyor muyuz biz?
01:09
Many countries that you represent
21
57668
2004
Sizin temsil ettiğiniz çoğu ülke
01:11
and where I come from
22
59672
1597
ve benim de geldiğim yer
01:13
struggle with the cost of healthcare.
23
61269
2906
sağlık hizmetlerinin masrafıyla uğraşıyor.
01:16
It's a big part of the national budgets.
24
64175
2968
Bu, Milli bütçenin büyük bir kısmı.
01:19
And many different reforms aim
at holding back this growth.
at holding back this growth.
25
67143
3785
Ve birçok farklı yenilik de bu büyümeyi tutmaya çalışıyor.
01:22
In some countries, we have long waiting times
26
70928
2017
Bazı ülkelerde, hastaların ameliyat için
01:24
for patients for surgery.
27
72945
2207
uzun bekleme süreleri var.
01:27
In other countries, new drugs
are not being reimbursed,
are not being reimbursed,
28
75152
2518
Diğerlerinde, yeni ilaçların masrafı karşılanmıyor
01:29
and therefore don't reach patients.
29
77670
2972
ve böylece hastalara ulaşmıyorlar.
01:32
In several countries, doctors and nurses
30
80642
2257
Birkaç ülkede, doktor ve hemşireler
01:34
are the targets, to some extent, for the governments.
31
82899
4057
bir ölçüde hükümetin hedefi olmuş durumda.
01:38
After all, the costly decisions in health care
32
86956
3567
Yine de, sağlık hizmeti masrafına ilişkin kararlar
01:42
are taken by doctors and nurses.
33
90523
2468
doktor ve hemşirelere ait.
01:44
You choose an expensive lab test,
34
92991
2540
Pahalı bir laboratuvar testi seçiyorsunuz,
01:47
you choose to operate on an old and frail patient.
35
95531
3627
yaşlı ve zayıf bir hastayı ameliyat etmeyi seçiyorsunuz.
01:51
So, by limiting the degrees of freedom of physicians,
36
99158
4474
Yani, fizikçilerin özgürlüğünün derecelerini kısıtlamak,
01:55
this is a way to hold costs down.
37
103632
3231
masrafı azaltmanın bir yolu.
01:58
And ultimately, some physicians will say today
38
106863
2272
Ve nihayetinde, bazı fizikçiler söyleyecektir ki
02:01
that they don't have the full liberty
39
109135
2667
onlar tam özgür değiller
02:03
to make the choices they think
are right for their patients.
are right for their patients.
40
111802
3520
hastaları için doğru olduğunu düşündükleri seçimleri yapmakta.
02:07
So no wonder that some of my old colleagues
41
115322
2370
Yani bazı eski meslektaşlarımın neden hayal kırıklığına
02:09
are frustrated.
42
117692
2366
uğramış olduğuna şaşmamalı.
02:12
At BCG, we looked at this,
43
120058
2451
BCG'de buna baktık
02:14
and we asked ourselves,
44
122509
1831
ve kendimize sorduk,
02:16
this can't be the right way of managing healthcare.
45
124340
3512
Sağlık hizmetlerini yönetmede bu doğru yol olamaz.
02:19
And so we took a step back and we said,
46
127852
3220
Ve bir adım geri atıp şöyle dedik:
02:23
"What is it that we are trying to achieve?"
47
131072
2672
"Bizim ulaşmaya çalıştığımız şey ne?"
02:25
Ultimately, in the healthcare system,
48
133744
2231
En sonunda, sağlık hizmeti sektöründe,
02:27
we're aiming at improving health for the patients,
49
135975
3961
hastanın sağlığını iyileştirmey hedefliyoruz,
02:31
and we need to do so at a limited,
50
139936
2277
ve bunu da uygun, kısıtlı bir bütçede
02:34
or affordable, cost.
51
142213
1857
yapmalıyız.
02:36
We call this value-based healthcare.
52
144070
2723
Buna değere-dayanan sağlık hizmeti diyoruz.
02:38
On the screen behind me, you see what we mean
53
146793
1684
Arkamdaki ekranda, değer derken neyi kastettiğimizi
02:40
by value:
54
148477
1809
görüyorsunuz:
02:42
outcomes that matter to patients
55
150286
2486
Hastaya önemli olan sonucun
02:44
relative to the money we spend.
56
152772
3009
harcadığımız paraya göre değişimi.
02:47
This was described beautifully in a book in 2006
57
155781
2745
Bu, 2006'da bir kitapta güzelce anlatılmıştı
02:50
by Michael Porter and Elizabeth Teisberg.
58
158526
4005
Michael Poter ve Elizabeth Teisberg'ce yazılan.
02:54
On this picture, you have my father-in-law
59
162531
3143
Bu resimde, kayınpederimi görüyrosunuz
02:57
surrounded by his three beautiful daughters.
60
165674
3386
etrafında da üç güzel kızını.
03:01
When we started doing our research at BCG,
61
169060
3036
BCG'de araştırmamıza ilk başladığımızda
03:04
we decided not to look so much at the costs,
62
172096
2660
masrafa çok da bakmamaya karar vermiştik,
03:06
but to look at the quality instead,
63
174756
2540
onun yerine kaliteye bakacaktık,
03:09
and in the research, one of the things
64
177296
2581
ve araştırmada bizi büyüleyen şeylerden biri
03:11
that fascinated us was the variation we saw.
65
179877
3042
gördüğümüz çeşitlilikti.
03:14
You compare hospitals in a country,
66
182919
2373
Bir ülkedeki hastaneleri karşılaştırıyorsunuz,
03:17
you'll find some that are extremely good,
67
185292
2216
bazılarının çok iyi olduklarını görürsünüz,
03:19
but you'll find a large number
that are vastly much worse.
that are vastly much worse.
68
187508
3445
ama büyük çoğunluğun da çok daha kötü olduğunu görürsünüz.
03:22
The differences were dramatic.
69
190953
2162
Farklar inanılmazdı.
03:25
Erik, my father-in-law,
70
193115
2062
Erik, kayınpederim,
03:27
he suffers from prostate cancer,
71
195177
2531
prostat kanseri
03:29
and he probably needs surgery.
72
197708
2310
ve muhtemelen ameliyata ihtiyacı var.
03:32
Now living in Europe, he can
choose to go to Germany
choose to go to Germany
73
200018
2707
Avrupa'da yaşadığına göre Almanya'ya gitmeyi seçebilir,
03:34
that has a well-reputed healthcare system.
74
202725
3712
ki orası sağlık hizmetinde iyi bir üne sahip.
03:38
If he goes there and goes to the average hospital,
75
206437
3700
Orada averaj bir hastaneye giderse,
03:42
he will have the risk of becoming incontinent
76
210137
4074
%50 riskle idrarını tutamayacak
03:46
by about 50 percent,
77
214211
1974
hale gelecek
03:48
so he would have to start wearing diapers again.
78
216185
2973
böylece yeniden bez takmak zorunda kalacak.
03:51
You flip a coin. Fifty percent risk. That's quite a lot.
79
219158
3937
Yazı tura atın. %50 risk. Bu, biraz fazla.
03:55
If he instead would go to Hamburg,
80
223095
2902
Onun yerine Hamburg'a gitse,
03:57
and to a clinic called the Martini-Klinik,
81
225997
2511
Martini-Klinik diye bir kiliniğe,
04:00
the risk would be only one in 20.
82
228508
2683
Riski 20'de 1'e inecek.
04:03
Either you a flip a coin,
83
231191
1585
Ya yazı tura atarsınız
04:04
or you have a one in 20 risk.
84
232776
2033
ya da 20'de 1 riskiniz olur.
04:06
That's a huge difference, a seven-fold difference.
85
234809
3505
Bu büyük bir fark, 7 kat bir fark.
04:10
When we look at many hospitals
86
238314
1985
Çoğu hastaneye baktığımızda
04:12
for many different diseases,
87
240299
1674
birçok farklı hastalık için,
04:13
we see these huge differences.
88
241973
3017
bu büyük farkları görüyoruz.
04:16
But you and I don't know. We don't have the data.
89
244990
2894
Ama siz ve ben bilmiyoruz. Verilerimiz yok.
04:19
And often, the data actually doesn't exist.
90
247884
1847
Ve çoğunlukla veri de bulunmuyor.
04:21
Nobody knows.
91
249731
1719
Kimse bilmiyor.
04:23
So going the hospital is a lottery.
92
251450
4353
Yani, hastaneye gitmek bir kumar.
04:27
Now, it doesn't have to be that way. There is hope.
93
255803
4280
Şimdiyse böyle olmak zorunda değil. Umut var.
04:32
In the late '70s, there were a group
94
260083
2492
70lerin sonunda, İsveçli ortopedi
04:34
of Swedish orthopedic surgeons
95
262575
2432
cerrahlarından oluşan bir grup vardı
04:37
who met at their annual meeting,
96
265007
1859
yıllık toplantılarında buluşup,
04:38
and they were discussing the different procedures
97
266866
1961
kalça ameliyatında kullandıkları farklı yolları
04:40
they used to operate hip surgery.
98
268827
3304
tartışırlardı.
04:44
To the left of this slide, you see a variety
99
272131
1728
Bu slaytın solunda, çeşitli metal parçalar,
04:45
of metal pieces, artificial hips that you would use
100
273859
3037
görüyorsunuz: yeni kalçaya ihtiyacı olan birine
04:48
for somebody who needs a new hip.
101
276896
2859
takılacak yapay kalçalar.
04:51
They all realized they had
their individual way of operating.
their individual way of operating.
102
279755
3249
Hepsi de kendine has bir ameliyat yöntemi olduğunu fark etti.
04:55
They all argued that, "My technique is the best,"
103
283004
2397
Her biri kendisininkinin en iyisi olduğununda ısrarcıydı
04:57
but none of them actually knew,
and they admitted that.
and they admitted that.
104
285401
2873
ama hiçbiri gerçekten bilemezdi, ve bunu kabul ettiler.
05:00
So they said, "We probably need to measure quality
105
288274
3949
Ve böylece dedileri ki: "En iyisini öğrenmek için
05:04
so we know and can learn from what's best."
106
292223
4169
Kalitesinden ölçüp anlamamız gerek"
05:08
So they in fact spent two years debating,
107
296392
3199
Böylece tartışarak iki yıl geçirdiler,
05:11
"So what is quality in hip surgery?"
108
299591
2295
"Kalça ameliyatında kalite nedir?"
05:13
"Oh, we should measure this."
"No, we should measure that."
"No, we should measure that."
109
301886
2374
"Bunu ölçmeliyiz". "Hayır şunu ölçmeliyiz"
05:16
And they finally agreed.
110
304260
2051
Sonunda da uzalştılar
05:18
And once they had agreed, they started measuring,
111
306311
2651
Ve uzlaşır uzlaşmaz da ölçmeye
05:20
and started sharing the data.
112
308962
2403
ve veri paylaşımına başladılar.
05:23
Very quickly, they found that if you put cement
113
311365
2599
Hemen fark ettiler ki, metal parçayı koymadan önce
05:25
in the bone of the patient
114
313964
1506
hastanın kemiğine tutkal
05:27
before you put the metal shaft in,
115
315470
2178
koyunca
05:29
it actually lasted a lot longer,
116
317648
2136
daha dayanıklı oluyordu,
05:31
and most patients would never have to be
117
319784
1758
ve çoğu hasta da hayatları boyunca bir daha
05:33
re-operated on in their lifetime.
118
321542
2361
asla yeni bir ameliyata ihtiyaç duymayacaktı.
05:35
They published the data,
119
323903
1668
Bulguyu yayınladılar,
05:37
and it actually transformed
clinical practice in the country.
clinical practice in the country.
120
325571
3123
ve bu, ülkedeki kilinik faaliyetinde bir devrim oldu.
05:40
Everybody saw this makes a lot of sense.
121
328694
3291
Herkes bunun çok mantıklı olduğunda hemfikirdi.
05:43
Since then, they publish every year.
122
331985
2037
Bundan beri, her yıl yayın yaparlar.
05:46
Once a year, they publish the league table:
123
334022
1948
Her yıl, bir lig tablosu yayınlarlar:
05:47
who's best, who's at the bottom?
124
335970
2487
kim en iyi, kim en dipte?
05:50
And they visit each other to try to learn,
125
338457
2680
Ve birbirlerini de öğrenmeye devam etmek için ziyaret ederler,
05:53
so a continuous cycle of improvement.
126
341137
3790
böylece bir gelişim döngüsü görüyoruz.
05:56
For many years, Swedish hip surgeons
127
344927
2807
Yıllar boyunca, İsveçli kalça cerrahisi
05:59
had the best results in the world,
128
347734
2387
dünyadaki en iyi sonuçları verdi
06:02
at least for those who actually were measuring,
129
350121
2478
en azından gerçekten ölçüm yapanlara göre
06:04
and many were not.
130
352599
2436
ki sayıları fazla değil.
06:07
Now I found this principle really exciting.
131
355035
2882
Ben bu ilkeyi gerçekten heyecan verici bulduyorum.
06:09
So the physicians get together,
132
357917
1803
Yani fizikçiler toplanıp
06:11
they agree on what quality is,
133
359720
2125
kalitenin ne olduğuna karar veriyorlar,
06:13
they start measuring, they share the data,
134
361845
3714
ölçmeye başlıyorlar, veri paylaşıyorlar,
06:17
they find who's best, and they learn from it.
135
365559
3516
en iyinin kim olduğunu bulup ondan öğreniyorlar.
06:21
Continuous improvement.
136
369075
2592
Sürekli bir gelişim.
06:23
Now, that's not the only exciting part.
137
371667
2548
Bu, heyecan verici olan tek nokta değil.
06:26
That's exciting in itself.
138
374215
2251
Kendisi içinde heyecan verici bir şey.
06:28
But if you bring back the cost side of the equation,
139
376466
2951
Ancak denklemin masraf kısımın tekrar ele alırsanız,
06:31
and look at that,
140
379417
1460
ve öyle bakarsanız,
06:32
it turns out, those who have focused on quality,
141
380877
3005
görüyorsunuz ki, kaltieye odaklananlar
06:35
they actually also have the lowest costs,
142
383882
2033
işte en az masrafı da onlar yapıyor,
06:37
although that's not been the purpose
in the first place.
in the first place.
143
385915
2669
ki en baştaki hedef bu yönde olmamasına rağmen.
06:40
So if you look at the hip surgery story again,
144
388584
3030
Yani kalça ameliyatı hikayesine dönecek olursanız,
06:43
there was a study done a couple years ago
145
391614
2371
birkaç yıl önce yapılan bir araştırma vardı
06:45
where they compared the U.S. and Sweden.
146
393985
3998
Amerika ile İsveç'i karşılaştıran.
06:49
They looked at how many patients have needed
147
397983
1925
İlk ameliyattan 7 yıl sonra hangi hastaların
06:51
to be re-operated on seven years after the first surgery.
148
399908
4081
yeni bir ameliyata ihtiyacı olduklarına baktılar.
06:55
In the United States, the number was three times
149
403989
2887
Amerika'daki sonuç İsveç'tekinin
06:58
higher than in Sweden.
150
406876
2188
tam 3 kat fazlasıydı.
07:01
So many unnecessary surgeries,
151
409064
3440
Bu demek oluyor ki: o 7 yıllık süreçte
07:04
and so much unnecessary suffering
152
412504
2740
ameliyat olan hastalar için
07:07
for all the patients who were operated on
153
415244
1692
birçok gereksiz ameliyat
07:08
in that seven year period.
154
416936
2467
ve gereksiz acı.
07:11
Now, you can imagine how much savings
155
419403
1579
Toplum için ne kadar büyük bir kazanım
07:12
there would be for society.
156
420982
2500
olduğunu nir düşünün.
07:15
We did a study where we looked at OECD data.
157
423482
3171
OECD verilerine bakarak bir araştırma yaptık.
07:18
OECD does, every so often,
158
426653
2850
OECD, ara sıra
07:21
look at quality of care
159
429503
2156
hizmet kalitesine bakıyor
07:23
where they can find the data
across the member countries.
across the member countries.
160
431659
4525
ve üye ülkelerin verilerine ulaşıyor.
07:28
The United States has, for many diseases,
161
436184
2602
Amerika, birçok hastalıkta, doğrusunu
07:30
actually a quality which is below the average
162
438786
2204
söylemek gerekirse, averajın altında bir kaliteye
07:32
in OECD.
163
440990
1418
sahip.
07:34
Now, if the American healthcare system
164
442408
2154
Eğer Amerikan sağlık hizmeti sektörü
07:36
would focus a lot more on measuring quality,
165
444562
2436
kalite ölçümüne odaklansaydı
07:38
and raise quality just to the level of average OECD,
166
446998
4049
ve kaliteyi hiç değilse OECD ortalamasına çıkarsaydı,
07:43
it would save the American people
167
451047
2338
bu, Amerikan halkına
07:45
500 billion U.S. dollars a year.
168
453385
4126
yılda 500 milyar dolar kazandıracaktı.
07:49
That's 20 percent of the budget,
169
457511
3227
Bu da, ülkenin sağlık hizmeti sektörü
07:52
of the healthcare budget of the country.
170
460738
2713
bütçesinin %20'si demek.
07:55
Now you may say that these numbers
171
463451
2107
Şimdi diyebilirsiniz ki, bu sayılar inanılmaz
07:57
are fantastic, and it's all logical,
172
465558
2891
ve hepsi de mantıklı
08:00
but is it possible?
173
468449
2010
ama bu mümkün mü?
08:02
This would be a paradigm shift in healthcare,
174
470459
2639
Bu, sağlık hizmeti sektöründe bir vites değiştirme
08:05
and I would argue that not only can it be done,
175
473098
3580
ve derim ki bu yapılabilir,
08:08
but it has to be done.
176
476678
2234
ve yapılmalıdır da.
08:10
The agents of change are the doctors and nurses
177
478912
3391
Sağlık sektöründe değişimin ajanları
08:14
in the healthcare system.
178
482303
2692
doktor ve hemşirelerdir.
08:16
In my practice as a consultant,
179
484995
2114
Danışman olarak çalışma hayatımda,
08:19
I meet probably a hundred or more than a hundred
180
487109
2267
Her yıl 100 veya yüzden fazla doktor,
08:21
doctors and nurses and other hospital
181
489376
2877
hemşire, veya diğer
08:24
or healthcare staff every year.
182
492253
2957
hastane çalışanıyla tanışıyorum.
08:27
The one thing they have in common is
183
495210
2186
Hepsinin ortak noktası ise
08:29
they really care about what they achieve
184
497396
2278
hastalarının kalitesi açısından ulaştıkları şeyi
08:31
in terms of quality for their patients.
185
499674
3234
gerçekten önemsiyorlar.
08:34
Physicians are, like most of you in the audience,
186
502908
2083
Fizikçiler, siz seyircilerin arasından çoğunuz gibi,
08:36
very competitive.
187
504991
2536
çok rekabetçiler.
08:39
They were always best in class.
188
507527
1750
Hepsi sınıf birincisi.
08:41
We were always best in class.
189
509277
3498
Hepimiz sınıf birincisiydik.
08:44
And if somebody can show them that the result
190
512775
2614
Ve eğer biri onlara hastaları için
08:47
they perform for their patients
191
515389
1587
ulaştıkları sonuçların
08:48
is no better than what others do,
192
516976
2854
diğerlerinden daha iyi olmadığını gösterirse
08:51
they will do whatever it takes to improve.
193
519830
2707
gelişmek için her şeyi yaparlar.
08:54
But most of them don't know.
194
522537
2333
Ama çoğu bunu bilmiyor bile.
08:56
But physicians have another characteristic.
195
524870
2415
Ama fizikçilerin başka bir özelliği daha var.
08:59
They actually thrive from peer recognition.
196
527285
3842
En küçük bir tasdikten bile gelişebiliyorlar.
09:03
If a cardiologist calls another cardiologist
197
531127
2234
Bir kardiyolog başka bir kardiyoloğu
09:05
in a competing hospital
198
533361
1848
bir hastane rekabetine çağırsa
09:07
and discusses why that other hospital
199
535209
2029
ve diğer hastanenin niye daha iyi sonuçları
09:09
has so much better results, they will share.
200
537238
2795
olduğunu tartışsa, paylaşım yaparlar.
09:12
They will share the information on how to improve.
201
540033
3717
Nasıl gelişeceklerine dair bilgiyi paylaşırlar.
09:15
So it is, by measuring and creating transparency,
202
543750
4120
Yani, şeffaflığı ölçüp yaratarak
09:19
you get a cycle of continuous improvement,
203
547870
2910
daimi bir gelişim döngüsü elde ediyorsunuz.
09:22
which is what this slide shows.
204
550780
2874
Bu slayt da bunu gösteriyor.
09:25
Now, you may say this is a nice idea,
205
553654
2941
Bunun hoş bir fikir olduğunu; ancak sadece
09:28
but this isn't only an idea.
206
556595
1904
bir fikir olduğunu söyleyebilirsiniz.
09:30
This is happening in reality.
207
558499
2028
Bu, gerçekte oluyor.
09:32
We're creating a global community,
208
560527
3154
Küresel bir topluluk oluşturuyoruz,
09:35
and a large global community,
209
563681
1863
Ulaştıklarımızı ölçüp karşılaştırabileceğimiz
09:37
where we'll be able to measure and compare
210
565544
2547
Bunu yapabileceğimiz
09:40
what we achieve.
211
568091
1714
geniş bir topluluk.
09:41
Together with two academic institutions,
212
569805
2627
İki akademik kuruluşla beraber,
09:44
Michael Porter at Harvard Business School,
213
572432
1994
Harvard Business School'dan Michael Porter
09:46
and the Karolinska Institute in Sweden,
214
574426
1884
ve İsveç'ten Karolinska Kuruluşu ile,
09:48
BCG has formed something we call ICHOM.
215
576310
3965
BCG, ICHOM dediğimiz bir şey oluşturdu.
09:52
You may think that's a sneeze,
216
580275
2205
Hapşırık sesine benziyor
09:54
but it's not a sneeze, it's an acronym.
217
582480
3127
Ama hapşırık değil, bu bir kısaltma:
09:57
It stands for the International Consortium
218
585607
2576
International Consortium
10:00
for Health Outcome Measurement.
219
588183
2960
for Health Outcome Measurement.
10:03
We're bringing together leading physicians
220
591143
2749
Hasta ve fizikçileri bir araya getiriyoruz
10:05
and patients to discuss, disease by disease,
221
593892
3591
her hastalık için tek tek
10:09
what is really quality,
222
597483
2102
neyin kalite olduğunu,
10:11
what should we measure,
223
599585
1987
neyi ölçmemiz gerektiğini tartışsınlar
10:13
and to make those standards global.
224
601572
2488
ve bu standartları küreselleştirelim diye.
10:16
They've worked -- four working groups have worked
225
604060
2355
Geçen yıl boyunca tam dört çalışma
10:18
during the past year:
226
606415
1968
grubu çalıştı:
10:20
cataracts, back pain,
227
608383
2844
Katarakt, sırt ağrısı,
10:23
coronary artery disease, which is,
for instance, heart attack,
for instance, heart attack,
228
611227
4226
koroner arter hastalığı, yani kalp krizi,
10:27
and prostate cancer.
229
615453
2181
ve prostat kanseri.
10:29
The four groups will publish their data
230
617634
2404
Bu dört grup bulgularını yayınlayacak
10:32
in November of this year.
231
620038
1842
bu yıl Kasım'da.
10:33
That's the first time we'll be comparing
232
621880
2458
Bu, ülke çapında değil ülkeler arası
10:36
apples to apples, not only within a country,
233
624338
2946
elmaların elmalarla karşılaştırıldığı
10:39
but between countries.
234
627284
3181
ilk çalışma.
10:42
Next year, we're planning to do eight diseases,
235
630465
3978
Gelecek yıl, sekiz hastalığı yapmayı planlıyoruz.
10:46
the year after, 16.
236
634443
2554
sonra, 16.
10:48
In three years' time, we plan to have covered
237
636997
2456
Üç yıl içinde, bilinen hastalıkların yüzde
10:51
40 percent of the disease burden.
238
639453
3113
40'ını tamamlamayı düşünüyoruz.
10:54
Compare apples to apples. Who's better?
239
642566
2650
Elmayı elmayla kıyaslamak. Kim daha iyi?
10:57
Why is that?
240
645216
3051
Neden?
11:00
Five months ago,
241
648267
2865
5 ay önce,
11:03
I led a workshop at the largest university hospital
242
651132
3034
Kuzey Avrupa'daki en büyük üniversite hastanesinde bir
11:06
in Northern Europe.
243
654166
1710
çalışma yürüttüm.
11:07
They have a new CEO, and she has a vision:
244
655876
3487
Yeni bir CEO'ları var, vizyonu şöyle:
11:11
I want to manage my big institution much more
245
659363
3606
Kuruluşumu daha çok, kaliteye dayandırmak istiyorum.
11:14
on quality, outcomes that matter to patients.
246
662969
4105
Hasta için önemli olan sonuçlar.
11:19
This particular day, we sat in a workshop
247
667074
3498
Bu özel günde, bir çalışmada fizikçilerle,
11:22
together with physicians, nurses and other staff,
248
670572
2810
hemşire ve diğer çalışanlarla beraber oturduk
11:25
discussing leukemia in children.
249
673382
4498
ve çocuklarda lösemiyi tartıştık.
11:29
The group discussed,
250
677880
1777
Grup şunu tartıştı:
11:31
how do we measure quality today?
251
679657
2040
Bugün kaliteyi nasıl ölçüyoruz?
11:33
Can we measure it better than we do?
252
681697
2565
Bunu ölçebileceğimiz daha iyi bir yol var mı?
11:36
We discussed, how do we treat these kids,
253
684262
2222
Bu çocukları nasıl tedavi ediyoruz?
11:38
what are important improvements?
254
686484
2051
Önemli gelişmeler neler?
11:40
And we discussed what are
the costs for these patients,
the costs for these patients,
255
688535
2781
Bu hastalar için masraf nedir?
11:43
can we do treatment more efficiently?
256
691316
2348
Daha verimli bir tedavi yöntemi olabilir mi?
11:45
There was an enormous energy in the room.
257
693664
1944
Odada inanılmaz bir enerji vardı.
11:47
There were so many ideas, so much enthusiasm.
258
695608
3489
Bir sürü fikir, büyük bir heves.
11:51
At the end of the meeting,
259
699097
2294
Toplantı sonunda,
11:53
the chairman of the department, he stood up.
260
701391
3309
Bölüm başkanı ayağa kalktı,
11:56
He looked over the group and he said --
261
704700
4577
Gruba bir baktı ve şöyle dedi:
12:01
first he raised his hand, I forgot that --
262
709277
1785
Pardon unuttum, ilk elini kaldırdı
12:03
he raised his hand, clenched his fist,
263
711062
2469
Elini kaldırdı, yumruğunu sıktı,
12:05
and then he said to the group, "Thank you.
264
713531
2897
ve gruba "Teşekkür ederim" dedi.
12:08
Thank you. Today, we're finally discussing
265
716428
2923
"Teşekkür ederim. Sonunda bu hastanenin
12:11
what this hospital does the right way."
266
719351
3574
neyi doğru yaptığını tartışıyoruz."
12:14
By measuring value in healthcare,
267
722925
2087
Sağlık hizmetinde değeri ölçerek,
12:17
that is not only costs
268
725012
2025
sadece masrafları değil
12:19
but outcomes that matter to patients,
269
727037
2473
hasta için önemli sonuçlara da bakarak,
12:21
we will make staff in hospitals
270
729510
1798
hastanede ve sağlık hizmetinin diğer
12:23
and elsewhere in the healthcare system
271
731308
1859
yerlerinde personeli bir sorun değil
12:25
not a problem but an important part of the solution.
272
733167
4094
ama çözümün önemli bir parçası yapacağız.
12:29
I believe measuring value in healthcare
273
737261
1936
Sağlık hizmetinde değeri ölçmenin
12:31
will bring about a revolution,
274
739197
2771
bir devrim yaratacağına inanıyorum
12:33
and I'm convinced that the founder
275
741968
2109
ve bence, modern tıbbın kurucusu,
12:36
of modern medicine, the Greek Hippocrates,
276
744077
3463
her daim hastayı merkeze koyan
12:39
who always put the patient at the center,
277
747540
2950
Yunan Hipokrat
12:42
he would smile in his grave.
278
750490
2162
mezarında gülümseyecek.
12:44
Thank you.
279
752652
2801
Teşekkürler.
12:47
(Applause)
280
755453
3909
(Alkış)
ABOUT THE SPEAKER
Stefan Larsson - Value-based health care advocateA doctor by training, Stefan Larsson of BCG researches how transparency of medical outcomes and costs could radically transform the healthcare industry.
Why you should listen
In the developed world, health care represents 9 to 18 percent of the GDP -- and these costs are rising faster than economic growth. Stefan Larsson -- a senior partner and managing director in BCG’s Stockholm office, the global leader of BCG’s Health Care Payers and Providers sector, and a BCG Fellow since 2010 -- believes that the answer isn’t just managing costs, but improving patient outcomes.
The idea at the center of this approach: registries of health outcomes. By coming up with criteria for measuring quality of care, sharing data on how procedures and parts are working, and learning from each other constantly, doctors and nurses can become agents of change, providing better care and lower costs at the same time.
Larsson is co-founder of the International Consortium of Health Outcomes Measurement, a not-for-profit organization for global standardization of outcomes measurement, which has Michael Porter, HBS and Karolinska Institute as partners.
Stefan Larsson | Speaker | TED.com