TED2015
Chris Burkard: The joy of surfing in ice-cold water
Chris Burkard: Buz gibi suda sörf yapma keyfi
Filmed:
Readability: 4
2,086,582 views
Sörf fotoğrafçısı Chris Burkard, dünyanın en soğuk, en dalgalı, en ıssız sahillerine olan tutkusunu, "Peşinde koşmaya değer bir şey için, sıkıntı çekmemiz icap eder, birazcık da olsa." şeklinde açıklıyor. Şu ana dek birkaç insanın gördüğü — daha azının sörf yaptığı — yerlerin hayrete düşüren fotoğrafları ve hikâyeleriyle bizi, "rutine karşı kişisel mücadelesi"ne sürüklüyor.
Chris Burkard - Surf photographer
Chris Burkard travels to remote, risky and often icy locations to capture stunning images that turn traditional surf photography on its head. Full bio
Chris Burkard travels to remote, risky and often icy locations to capture stunning images that turn traditional surf photography on its head. Full bio
Double-click the English transcript below to play the video.
00:13
So if I told you that
this was the face of pure joy,
this was the face of pure joy,
0
1461
5716
Size, bu yüz ifadesinin,
tamamen mutluluktan olduğunu söyleseydim,
tamamen mutluluktan olduğunu söyleseydim,
00:19
would you call me crazy?
1
7177
2791
bana deli der miydiniz?
Sizi suçlayamazdım ki,
00:22
I wouldn't blame you,
2
10678
1240
00:23
because every time I look at this
Arctic selfie, I shiver just a little bit.
Arctic selfie, I shiver just a little bit.
3
11918
4254
çünkü her ne zaman bu Kuzey Kutbu'ndaki
özçekime baksam, birazcık ürperiyorum.
özçekime baksam, birazcık ürperiyorum.
Bu fotoğraf hakkında size birkaç
şey söylemek istiyorum.
şey söylemek istiyorum.
00:28
I want to tell you
a little bit about this photograph.
a little bit about this photograph.
4
16920
2999
Norveç'te, Lofoten Adaları civarında,
00:31
I was swimming around
in the Lofoten Islands in Norway,
in the Lofoten Islands in Norway,
5
19919
3566
00:35
just inside the Arctic Circle,
6
23485
1705
tam da Kuzey Kutup
Dairesi'nde yüzüyordum
Dairesi'nde yüzüyordum
00:37
and the water was hovering
right at freezing.
right at freezing.
7
25190
3158
ve su donma noktasındaydı.
00:40
The air? A brisk -10 with windchill,
8
28348
3831
Peki hava? Hissedilen
sıcaklık rahatlıkla -10'du.
sıcaklık rahatlıkla -10'du.
00:44
and I could literally feel the blood
trying to leave my hands,
trying to leave my hands,
9
32179
3436
Kanımın gerçekten ellerimden,
ayaklarımdan ve yüzümden çekilmeye
ayaklarımdan ve yüzümden çekilmeye
00:47
feet and face, and rush
to protect my vital organs.
to protect my vital organs.
10
35615
4760
ve hayati organlarımı korumak için hücum
etmeye çalıştığını hissediyordum.
etmeye çalıştığını hissediyordum.
00:52
It was the coldest I've ever been.
11
40375
1774
Şimdiye kadar yaşadığım en soğuk andı.
00:55
But even with swollen lips, sunken eyes,
and cheeks flushed red,
and cheeks flushed red,
12
43069
4852
Fakat bu şişmiş dudaklar, çökmüş gözler
ve kızarmış yanaklarla bile,
ve kızarmış yanaklarla bile,
00:59
I have found that this place right here
is somewhere I can find great joy.
is somewhere I can find great joy.
13
47921
5946
ben, işte tam burada,
inanılmaz bir keyif alıyordum.
inanılmaz bir keyif alıyordum.
Konu acıya gelince,
psikolog Brock Bastian,
psikolog Brock Bastian,
01:06
Now, when it comes to pain,
psychologist Brock Bastian
psychologist Brock Bastian
14
54562
3065
ne güzel söylemiştir:
01:09
probably said it best when he wrote,
15
57627
2345
"Acı, farkındalığa giden bir
nevi kısa yoldur.
nevi kısa yoldur.
01:11
"Pain is a kind of shortcut
to mindfulness.
to mindfulness.
16
59972
2577
Bir anda, çevremizdeki her şeyin
farkında olmamızı sağlar.
farkında olmamızı sağlar.
01:14
It makes us suddenly aware
of everything in the environment.
of everything in the environment.
17
62549
3669
Bizi, zorla dünyadaki sanal duyusal
farkındalığın içine çeker,
farkındalığın içine çeker,
01:18
It brutally draws us in
18
66218
1974
01:20
to a virtual sensory awareness
of the world much like meditation."
of the world much like meditation."
19
68192
4526
tıpkı bir meditasyon gibi."
Titremek meditasyonun başka bir formu olsa,
kendimi bir keşiş sayardım.
kendimi bir keşiş sayardım.
01:25
If shivering is a form of meditation,
then I would consider myself a monk.
then I would consider myself a monk.
20
73047
3490
(Gülüşmeler)
01:28
(Laughter)
21
76537
850
01:29
Now, before we get into the why
22
77387
2879
Bir kimsenin dondurucu soğukta
sörf yapmak istemesinin
sörf yapmak istemesinin
01:32
would anyone ever want to surf
in freezing cold water?
in freezing cold water?
23
80266
3715
nedenine gelmeden önce,
sizlere yaşantımda bir günümün
nasıl geçtiği ile ilgili küçük
nasıl geçtiği ile ilgili küçük
01:35
I would love to give you
a little perspective
a little perspective
24
83981
2577
01:38
on what a day in my life can look like.
25
86558
2604
bir perspektif sunmayı isterim.
(Müzik)
01:41
(Music)
26
89832
5967
02:28
(Video) Man: I mean, I know
we were hoping for good waves,
we were hoping for good waves,
27
136017
3527
(Video) Adam: İyi dalgaları
görmeyi bekliyorduk da,
görmeyi bekliyorduk da,
02:31
but I don't think anybody thought
that was going to happen.
that was going to happen.
28
139544
2880
kimsenin bunun olacağını
düşündüğünü sanmıyorum.
düşündüğünü sanmıyorum.
Titremeden duramıyorum.
02:34
I can't stop shaking.
29
142424
1671
Çok üşüyorum.
02:36
I am so cold.
30
144095
1824
(Müzik)
02:40
(Music)
31
148344
3088
(Alkışlar)
02:43
(Applause)
32
151432
2753
Chris Burkard: Sörf fotoğrafçısı, cidden?
02:48
Chris Burkard: So,
surf photographer, right?
surf photographer, right?
33
156135
3669
Açıkçası, bunun gerçek bir iş ünvanı
olup olmadığını bile bilmiyorum.
olup olmadığını bile bilmiyorum.
02:51
I don't even know
if it's a real job title, to be honest.
if it's a real job title, to be honest.
34
159804
2904
19 yaşındayken, hayalimdeki
kariyerin peşinden gitmek için
kariyerin peşinden gitmek için
02:54
My parents definitely didn't think so
35
162708
2136
02:56
when I told them at 19 I was quitting
my job to pursue this dream career:
my job to pursue this dream career:
36
164844
4874
işimi bırakacağımı söylediğimde, ailem de
kesinlikle öyle olduğunu düşünmemişti:
kesinlikle öyle olduğunu düşünmemişti:
Mavi gökyüzü, sıcak tropikal sahiller,
bütün yıl geçmek bilmeyen güneş yanığı.
bütün yıl geçmek bilmeyen güneş yanığı.
03:01
blue skies, warm tropical beaches,
and a tan that lasts all year long.
and a tan that lasts all year long.
37
169718
4576
03:06
I mean, to me, this was it.
Life could not get any better.
Life could not get any better.
38
174294
3831
Yani, benim için anlamı buydu.
Hayat daha güzel olamazdı.
Hayat daha güzel olamazdı.
03:10
Sweating it out, shooting surfers
in these exotic tourist destinations.
in these exotic tourist destinations.
39
178125
4644
Buna çabalamak, sörfçüleri egzotik
yerlerde sörf yaparken çekmek.
yerlerde sörf yaparken çekmek.
Fakat, ortada bir problem vardı.
03:14
But there was just this one problem.
40
182769
1741
03:16
You see, the more time I spent traveling
to these exotic locations,
to these exotic locations,
41
184510
3599
Egzotik yerlerde vakit geçirdikçe,
bu beni daha az
bu beni daha az
03:20
the less gratifying it seemed to be.
42
188109
2425
tatmin eder oldu.
Ben macera için yola çıktım, ama sonunda
karşılaştığım şey sadece rutindi.
karşılaştığım şey sadece rutindi.
03:23
I set out seeking adventure,
and what I was finding was only routine.
and what I was finding was only routine.
43
191104
3805
Wi-Fi, TV, güzel bir akşam yemeği ve
sürekli mobil telefon bağlantısı gibi,
sürekli mobil telefon bağlantısı gibi,
03:27
It was things like wi-fi, TV, fine dining,
and a constant cellular connection
and a constant cellular connection
44
195679
4760
deniz içi ve dışında yoğun turizm
bölgelerinin nimetleri,
bölgelerinin nimetleri,
03:32
that to me were all the trappings
of places heavily touristed
of places heavily touristed
45
200439
2972
03:35
in and out of the water,
46
203411
2298
beni kısıtlayan şeylerdi
ve kapana kısılmış gibi hissetmem
ve kapana kısılmış gibi hissetmem
03:37
and it didn't take long
for me to start feeling suffocated.
for me to start feeling suffocated.
47
205709
3667
çok uzun zaman almadı.
Daha doğal, açık alanlarda
olmayı arzular oldum.
olmayı arzular oldum.
03:43
I began craving wild, open spaces,
48
211106
4117
03:47
and so I set out to find the places
others had written off
others had written off
49
215223
3442
İnsanların, "çok soğuk" "çok uzak" ve "sörf
yapmak için çok tehlikeli" diye gözardı ettikleri
yapmak için çok tehlikeli" diye gözardı ettikleri
03:50
as too cold, too remote,
and too dangerous to surf,
and too dangerous to surf,
50
218665
3878
yerleri aramaya koyuldum ve bu
meydan okuma beni heyecanlandırdı.
meydan okuma beni heyecanlandırdı.
03:54
and that challenge intrigued me.
51
222543
2810
Bir nevi rutine karşı olan
kişisel mücadelemi başlattım;
kişisel mücadelemi başlattım;
03:57
I began this sort of personal crusade
against the mundane,
against the mundane,
52
225353
4132
çünkü eğer fark ettiğim bir şey varsa,
04:01
because if there's
one thing I've realized,
one thing I've realized,
53
229485
2624
o da hangi kariyer olursa olsun,
04:04
it's that any career,
54
232109
1852
04:05
even one as seemingly glamorous
as surf photography,
as surf photography,
55
233961
3761
çok çekici görünen sörf
fotoğrafçılığının bile
fotoğrafçılığının bile
04:09
has the danger of becoming monotonous.
56
237722
2426
monotonlaşma tehlikesi var.
Bu monotonlaşmadan uzaklaşmak
için başlattığım
için başlattığım
04:12
So in my search to break up
this monotony, I realized something:
this monotony, I realized something:
57
240648
3054
arayışımda, bir şey fark ettim:
04:15
There's only about a third
of the Earth's oceans that are warm,
of the Earth's oceans that are warm,
58
243702
2954
Dünya'daki okyanusların sadece üçte biri sıcak
ve o da ekvatorun etrafında ince bir çizgide.
ve o da ekvatorun etrafında ince bir çizgide.
04:18
and it's really just that thin band
around the equator.
around the equator.
59
246656
2931
04:21
So if I was going to find perfect waves,
60
249587
2508
Yani, eğer mükemmel dalgaları
aramaya çıkacaksam,
aramaya çıkacaksam,
04:24
it was probably going
to happen somewhere cold,
to happen somewhere cold,
61
252095
2577
bu muhtemelen denizlerin
fazlasıyla zor olduğu
fazlasıyla zor olduğu
soğuk bir yer olacaktı.
04:26
where the seas are notoriously rough,
62
254672
1881
04:28
and that's exactly where I began to look.
63
256553
2693
İşte buralar, tam da benim
aradığım yerlerdi.
aradığım yerlerdi.
04:31
And it was my first trip to Iceland
64
259246
2531
İzlanda'ya yaptığım ilk seyahat,
tam olarak aradığımı bulmuş
gibi hissettiğim seyahatti.
gibi hissettiğim seyahatti.
04:33
that I felt like I found
exactly what I was looking for.
exactly what I was looking for.
65
261777
2719
04:36
I was blown away
by the natural beauty of the landscape,
by the natural beauty of the landscape,
66
264846
3177
Manzaranın doğal güzelliğiyle
büyülenmiştim,
büyülenmiştim,
fakat daha önemlisi dünyanın bu,
gözden ırak ve haşin kısmında
gözden ırak ve haşin kısmında
04:40
but most importantly, I couldn't believe
we were finding perfect waves
we were finding perfect waves
67
268023
4196
04:44
in such a remote and rugged
part of the world.
part of the world.
68
272219
3010
mükemmel dalgaları
bulacağımıza inanamamıştım.
bulacağımıza inanamamıştım.
04:47
At one point, we got to the beach
69
275639
2276
Bir noktada, sahile gittiğimizde
kıyı şeridinde kocaman
kıyı şeridinde kocaman
04:49
only to find massive chunks of ice
had piled on the shoreline.
had piled on the shoreline.
70
277915
3103
buz yığınlarının yığılı olduğunu gördük.
Bizimle sörf arasında
bariyer oluşturmuşlardı,
bariyer oluşturmuşlardı,
04:53
They created this barrier
between us and the surf,
between us and the surf,
71
281018
2353
04:55
and we had to weave
through this thing like a maze
through this thing like a maze
72
283371
2390
sadece suda yerimizi almak için
bu labirent gibi şeylerin
bu labirent gibi şeylerin
04:57
just to get out into the lineup.
73
285761
1587
arasından geçmemiz gerekiyordu,
o noktaya geldiğimizde,
04:59
and once we got there,
74
287348
1125
05:00
we were pushing aside these ice chunks
trying to get into waves.
trying to get into waves.
75
288473
3038
dalgalara ulaşabilmek için
buz kütlelerini kenara itiyorduk.
buz kütlelerini kenara itiyorduk.
05:03
It was an incredible experience,
one I'll never forget,
one I'll never forget,
76
291511
3957
Hiçbir zaman unutamayacağım
inanılmaz bir deneyimdi;
inanılmaz bir deneyimdi;
05:07
because amidst those harsh conditions,
77
295468
2786
çünkü o ağır koşullar ortasında,
son kalan ıssız yerlerden birine
rastladığımı düşündüm,
rastladığımı düşündüm,
05:10
I felt like I stumbled onto
one of the last quiet places,
one of the last quiet places,
78
298254
4722
kalabalık bir kumsalda asla
bulamayacağımı bildiğim,
bulamayacağımı bildiğim,
05:14
somewhere that I found a clarity
and a connection with the world
and a connection with the world
79
302976
3015
dünyayla bir bağlantı
ve bir vuzuh bulduğum yerler.
ve bir vuzuh bulduğum yerler.
05:17
I knew I would never find
on a crowded beach.
on a crowded beach.
80
305991
2922
Buraya bağlanmıştım,
bağlanmıştım. (Gülüşmeler)
bağlanmıştım. (Gülüşmeler)
05:22
I was hooked. I was hooked. (Laughter)
81
310073
3158
05:25
Cold water was constantly on my mind,
82
313231
2856
Soğuk su her zaman aklımdaydı,
o noktadan sonra
05:28
and from that point on,
83
316087
1312
05:29
my career focused on these types of harsh
and unforgiving environments,
and unforgiving environments,
84
317399
3330
kariyerim bu tür haşin, aman vermeyen
doğa şartlarına odaklandı.
doğa şartlarına odaklandı.
05:32
and it took me to places like Russia,
Norway, Alaska, Iceland, Chile,
Norway, Alaska, Iceland, Chile,
85
320729
3876
Beni Rusya, Norveç, Alaska, İzlanda, Şili
05:36
the Faroe Islands,
and a lot of places in between.
and a lot of places in between.
86
324605
2929
Faroe Adaları gibi yerlere götürdü.
Bu yerlerle ilgili en sevdiğim
şeylerden biri de,
şeylerden biri de,
05:39
And one of my favorite things
about these places
about these places
87
327534
3018
sadece oraya gitmek için gereken
meydan okuma ve yaratıcılıktı.
meydan okuma ve yaratıcılıktı.
05:42
was simply the challenge and
the creativity it took just to get there:
the creativity it took just to get there:
88
330552
3901
Gidebileceğimiz bir kumsalın, kayalığın
herhangi bir uzak noktasını
herhangi bir uzak noktasını
05:46
hours, days, weeks spent on Google Earth
89
334453
2206
05:48
trying to pinpoint any remote stretch
of beach or reef we could actually get to.
of beach or reef we could actually get to.
90
336659
4169
tam olarak belirlemeye çalışarak Google
Earth'de saatler, günler, haftalar harcandı.
Earth'de saatler, günler, haftalar harcandı.
Oraya vardığımızda, araçlarımız
da bir o kadar yaratıcıydı,
da bir o kadar yaratıcıydı,
05:53
And once we got there,
the vehicles were just as creative:
the vehicles were just as creative:
91
341418
3430
kar arabaları, altı tekerli
Sovyet asker taşıma araçları
Sovyet asker taşıma araçları
05:56
snowmobiles, six-wheel
Soviet troop carriers,
Soviet troop carriers,
92
344848
2909
ve birkaç tane de, külüstür
helikopter yolculuğu.
helikopter yolculuğu.
05:59
and a couple of super-sketchy
helicopter flights.
helicopter flights.
93
347757
3297
06:03
(Laughter)
94
351054
2206
(Gülüşmeler)
Bu arada, helikopter korkusu var bende.
06:05
Helicopters really scare me, by the way.
95
353260
2660
Bilhassa Vancouver Adası
kıyılarındaki o ücra sörf yerine
kıyılarındaki o ücra sörf yerine
06:08
There was this one particularly
bumpy boat ride
bumpy boat ride
96
356510
2532
doğru giderken oldukça sarsıntılı
bir tekne gezintisi olmuştu.
bir tekne gezintisi olmuştu.
06:11
up the coast of Vancouver Island
to this kind of remote surf spot,
to this kind of remote surf spot,
97
359042
3116
06:14
where we ended up watching
helplessly from the water
helplessly from the water
98
362158
2619
Orada ayılar kamp yerimizi mahvederken,
06:16
as bears ravaged our camp site.
99
364777
2391
suda çaresizce izlemek zorunda kalmıştık.
06:19
They walked off with our food
and bits of our tent,
and bits of our tent,
100
367168
3020
Çadırlarımızdan bir ısırık alıp,
yemeklerimizle çekip gittiler.
yemeklerimizle çekip gittiler.
06:22
clearly letting us know that we
were at the bottom of the food chain
were at the bottom of the food chain
101
370188
3212
Besin zincirinin en altında olduğumuzu
ve buranın bizim değil,
ve buranın bizim değil,
onların mekânı olduğunu
açık şekilde bize söylediler.
açık şekilde bize söylediler.
06:25
and that this was their spot, not ours.
102
373400
2127
06:27
But to me, that trip
103
375527
1927
Yine de bana göre bu gezinti,
turistik kumsallara karşılık olarak
yabanla yaptığım bir anlaşmaydı.
yabanla yaptığım bir anlaşmaydı.
06:29
was a testament to the wildness
I traded for those touristy beaches.
I traded for those touristy beaches.
104
377454
4592
06:36
Now, it wasn't until I traveled
to Norway -- (Laughter) --
to Norway -- (Laughter) --
105
384066
4054
Norveç'e seyahat edinceye kadar
-- (Gülüşmeler) --
-- (Gülüşmeler) --
soğuğu gerçekten takdir
etmeyi bilmiyordum.
etmeyi bilmiyordum.
06:40
that I really learned
to appreciate the cold.
to appreciate the cold.
106
388123
3081
Burası da,
06:44
So this is the place
107
392294
1912
dünyanın en büyük,
en şiddetli fırtınalarının
en şiddetli fırtınalarının
06:46
where some of the largest,
the most violent storms in the world
the most violent storms in the world
108
394206
3367
kıyı şeridini döven devasa
dalgaları gönderdiği bir yerdi.
dalgaları gönderdiği bir yerdi.
06:49
send huge waves smashing
into the coastline.
into the coastline.
109
397573
3054
06:52
We were in this tiny, remote fjord,
just inside the Arctic Circle.
just inside the Arctic Circle.
110
400627
3978
Biz bu küçük, uzak fiyortun içindeydik,
Kuzey Kutup Dairesi'nin tam içinde.
Kuzey Kutup Dairesi'nin tam içinde.
İnsanlardan çok koyunların
olduğunu bir yerdi.
olduğunu bir yerdi.
06:56
It had a greater population
of sheep than people,
of sheep than people,
111
404605
2546
06:59
so help if we needed it
was nowhere to be found.
was nowhere to be found.
112
407151
3050
Yani, olur da yardıma ihtiyacımız olursa,
bulamayacağımız bir yerdi.
bulamayacağımız bir yerdi.
07:02
I was in the water
taking pictures of surfers,
taking pictures of surfers,
113
410936
2215
Sudaydım, sörfçülerin
fotoğraflarını çekiyordum
fotoğraflarını çekiyordum
07:05
and it started to snow.
114
413151
2130
ve kar yağmaya başladı.
Ardından sıcaklık düşmeye başladı
07:08
And then the temperature began to drop.
115
416241
3626
07:12
And I told myself, there's not a chance
you're getting out of the water.
you're getting out of the water.
116
420458
3385
ve kendime şöyle söyledim;
kesinlikle sudan çıkmıyorsun.
kesinlikle sudan çıkmıyorsun.
07:15
You traveled all this way, and this is
exactly what you've been waiting for:
exactly what you've been waiting for:
117
423843
3594
Bu kadar yolu, bunun
hayalini kurarak geldin;
hayalini kurarak geldin;
dondurucu soğukta, mükemmel dalgalar.
07:19
freezing cold conditions
with perfect waves.
with perfect waves.
118
427437
2082
Deklanşöre basabilecek kadar bile
parmaklarımı hissetmiyor olsam da,
parmaklarımı hissetmiyor olsam da,
07:21
And although I couldn't even feel
my finger to push the trigger,
my finger to push the trigger,
119
429519
3018
sudan çıkmayacağımı biliyordum.
07:24
I knew I wasn't getting out.
120
432537
1512
07:26
So I just did whatever I could.
I shook it off, whatever.
I shook it off, whatever.
121
434049
2793
Bu yüzden yapabildiğimi yaptım,
silkeledim, her neyse.
silkeledim, her neyse.
Ama o noktada,
07:28
But that was the point that I felt
122
436842
1683
07:30
this wind gush through
the valley and hit me,
the valley and hit me,
123
438525
2119
rüzgârın vadiden eserek gelip
bana vurduğunu hissettim,
bana vurduğunu hissettim,
hafif kar yağışı aniden ciddi
bir tipiye dönüştü
bir tipiye dönüştü
07:32
and what started as this light snowfall
quickly became a full-on blizzard,
quickly became a full-on blizzard,
124
440644
5412
07:38
and I started to lose
perception of where I was.
perception of where I was.
125
446058
4168
ve olduğum yerin algısını
kaybetmeye başladım.
kaybetmeye başladım.
07:42
I didn't know if I was drifting
out to sea or towards shore,
out to sea or towards shore,
126
450932
3160
Denize mi, yoksa kıyıya doğru mu
sürüklendiğimi bilmiyordum.
sürüklendiğimi bilmiyordum.
07:46
and all I could really make out
was the faint sound of seagulls
was the faint sound of seagulls
127
454095
3952
Yalnızca hafiften martıların
ve kıyıya çarpan dalgaların
ve kıyıya çarpan dalgaların
sesini seçebiliyordum.
07:50
and crashing waves.
128
458047
2123
Burasının batan gemileri ve düşen
uçaklarıyla ünlü olduğunu biliyordum,
uçaklarıyla ünlü olduğunu biliyordum,
07:52
Now, I knew this place had a reputation
for sinking ships and grounding planes,
for sinking ships and grounding planes,
129
460810
4836
dalgalarla orada sürüklenirken,
birazcık endişelenmeye başladım.
birazcık endişelenmeye başladım.
07:57
and while I was out there floating,
I started to get a little bit nervous.
I started to get a little bit nervous.
130
465646
4391
Aslında, tamamen korku içindeydim --
08:02
Actually, I was totally freaking out --
131
470609
2368
08:04
(Laughter) -- and I was
borderline hypothermic,
borderline hypothermic,
132
472977
3437
(Gülüşmeler) -- hipotermi sınırındaydım
08:08
and my friends eventually
had to help me out of the water.
had to help me out of the water.
133
476414
3181
ve arkadaşlarım sonunda beni sudan
çıkarmak zorunda kaldılar.
çıkarmak zorunda kaldılar.
08:11
And I don't know if it was
delirium setting in or what,
delirium setting in or what,
134
479595
3157
O sırada hezeyanda mıydım bilmiyorum,
ama bana sonradan söylediklerine göre,
08:14
but they told me later
135
482752
2160
bütün o zaman boyunca yüzümde
bir gülümseme varmış.
bir gülümseme varmış.
08:16
I had a smile on my face the entire time.
136
484912
4179
Bu yolculukla
08:22
Now, it was this trip
137
490415
2113
ve muhtemelen bu deneyimle birlikte
gerçekten her fotoğrafın eşsiz
gerçekten her fotoğrafın eşsiz
08:24
and probably that exact experience
where I really began to feel
where I really began to feel
138
492528
3784
08:28
like every photograph was precious,
139
496312
3960
olduğunu anlamaya başladım.
08:32
because all of a sudden in that moment,
it was something I was forced to earn.
it was something I was forced to earn.
140
500272
4030
Çünkü ansızın o anda, kazanmak için
zorlandığım bir şey şeydi o.
zorlandığım bir şey şeydi o.
Fark ettim ki, bütün o titremeler,
aslında bana bir şey öğretmişti:
aslında bana bir şey öğretmişti:
08:37
And I realized, all this shivering
had actually taught me something:
had actually taught me something:
141
505352
4905
Hayatta, mutluluğa giden kısa yol yok.
08:42
In life, there are no shortcuts to joy.
142
510257
4013
08:47
Anything that is worth pursuing
is going to require us to suffer
is going to require us to suffer
143
515120
3773
Peşinde koşmaya değer bir şey için,
sıkıntı çekmemiz icap eder,
sıkıntı çekmemiz icap eder,
08:50
just a little bit,
144
518893
1962
birazcık da olsa.
Fotoğrafçılığım için göze aldığım
bu küçük sıkıntılar,
bu küçük sıkıntılar,
08:52
and that tiny bit of suffering
that I did for my photography,
that I did for my photography,
145
520855
3692
08:56
it added a value to my work
that was so much more meaningful to me
that was so much more meaningful to me
146
524547
3297
işime ayrı bir değer kattı, ki bu benim
için dergilerin sayfalarını
için dergilerin sayfalarını
08:59
than just trying to fill
the pages of magazines.
the pages of magazines.
147
527844
2336
doldurmaya çalışmaktan
çok daha anlamlıydı.
çok daha anlamlıydı.
Bu yerlerde kendimden bir parça verdim
09:03
See, I gave a piece of myself
in these places,
in these places,
148
531900
6308
09:10
and what I walked away with
149
538208
2547
ve karşılığında,
09:12
was a sense of fulfillment
I had always been searching for.
I had always been searching for.
150
540755
4291
her zaman peşinde olduğum
tatmin olma duygusuna eriştim.
tatmin olma duygusuna eriştim.
09:18
So I look back at this photograph.
151
546326
2972
Bu yüzden bu fotoğrafa tekrar bakıyorum.
Donmuş parmakları ve soğuk dalış
kıyafetlerini, hatta oraya varmak
kıyafetlerini, hatta oraya varmak
09:21
It's easy to see frozen fingers
and cold wetsuits
and cold wetsuits
152
549298
4720
09:26
and even the struggle
that it took just to get there,
that it took just to get there,
153
554018
3064
için sarf edilen çabaları kolayca
görüyorsunuz baktığınızda,
görüyorsunuz baktığınızda,
09:29
but most of all,
what I see is just joy.
what I see is just joy.
154
557082
4046
ama her şeyden önemlisi,
benim gördüğüm şey, sadece mutluluk.
benim gördüğüm şey, sadece mutluluk.
09:33
Thank you so much.
155
561935
2061
Çok teşekkür ederim.
(Alkışlar)
09:35
(Applause)
156
563996
5387
ABOUT THE SPEAKER
Chris Burkard - Surf photographerChris Burkard travels to remote, risky and often icy locations to capture stunning images that turn traditional surf photography on its head.
Why you should listen
For most people, surfing evokes sunny sand and warm, blue water in tropical locales. In his book Distant Shores, self-taught photographer Chris Burkard detours to the coastlines of Norway, Iceland and Alaska, shooting surfers as they ride waves on icy beaches that have rarely been photographed -- let alone surfed.
Traveling to often dangerous extremes to discover unknown landscapes, Burkard composes images that transcend the simple action shots of action photography, placing nature at the center of his compositions.
Chris Burkard | Speaker | TED.com