TED2016
Alexander Betts: Our refugee system is failing. Here's how we can fix it
Alexander Betts: Mülteci sistemimiz çöküyor. İşte nasıl düzeltebileceğimizin cevabı.
Filmed:
Readability: 5.4
959,835 views
"Bu yıl bir milyon mülteci Avrupa'ya geldi." diyor Alexander Betts ve ekliyor: " Cevabımız kelimenin tam anlamıyla içler acısıydı." Betts zorunlu göç, aileler için kamplar, kentsel yoksulluk ve selamete ulaşmak için çıkılan tehlikeli, yasal olmayan yolculuklar arasındaki imkansız seçimler üzerine çalışıyor. Bu vâkıf konuşmasında, mültecilere dayattığımız yolu değiştirmek ve böylece mültecilerin yeni evlerine hemen katkı yapabilmesi için dört seçenek sunuyor. Betts: "Mültecilerin bir maliyet olduğu kaçınılmaz bir şey değil." diyor. "Onlar; yetenekleri, becerileri, arzuları ve eğer izin verirsek, katkı sağlama kabiliyetleri
olan insanlardır."
Alexander Betts - Social scientist
Alexander Betts explores ways societies might empower refugees rather than pushing them to the margins. Full bio
Alexander Betts explores ways societies might empower refugees rather than pushing them to the margins. Full bio
Double-click the English transcript below to play the video.
00:12
There are times when I feel
really quite ashamed
really quite ashamed
0
800
3456
Avrupalı olduğum için
kendimden çok utandığım
kendimden çok utandığım
00:16
to be a European.
1
4280
1240
zamanlar oluyor.
00:18
In the last year,
2
6200
1855
Geçen yıl,
00:20
more than a million people
arrived in Europe in need of our help,
arrived in Europe in need of our help,
3
8080
4576
yardımımıza muhtaç 1 milyondan
fazla insan Avrupa'ya geldi.
fazla insan Avrupa'ya geldi.
00:24
and our response,
frankly, has been pathetic.
frankly, has been pathetic.
4
12680
3280
Bizim cevabımız, açıkçası,
içler acısıydı.
içler acısıydı.
00:29
There are just so many contradictions.
5
17000
2320
Çok fazla çelişki var.
00:32
We mourn the tragic death
6
20360
2456
2 yaşındaki Aylan Kurdi'nin
trajik ölümüne yas tuttuk,
trajik ölümüne yas tuttuk,
00:34
of two-year-old Alan Kurdi,
7
22840
2160
00:38
and yet, since then,
more than 200 children
more than 200 children
8
26000
3856
ama, o günden beri 200'den
fazla çocuk Akdeniz'de boğuldu.
fazla çocuk Akdeniz'de boğuldu.
00:41
have subsequently drowned
in the Mediterranean.
in the Mediterranean.
9
29880
2360
00:45
We have international treaties
10
33960
1456
Mültecileri ortak
sorumluluk alanı içinde olarak
sorumluluk alanı içinde olarak
00:47
that recognize that refugees
are a shared responsibility,
are a shared responsibility,
11
35440
3216
tanımlayan uluslararası
anlaşmalarımız var.
anlaşmalarımız var.
00:50
and yet we accept that tiny Lebanon
12
38680
3056
Fakat, küçük Lübnan'ın
tüm Avrupa'dan daha fazla
tüm Avrupa'dan daha fazla
00:53
hosts more Syrians
than the whole of Europe combined.
than the whole of Europe combined.
13
41760
3640
Suriyeli'ye ev sahipliği
yapmasına razı geliyoruz.
yapmasına razı geliyoruz.
00:58
We lament the existence
of human smugglers,
of human smugglers,
14
46320
3400
İnsan kaçakçılarının ortalıkta
dolanmasına ağlayıp sızlıyoruz,
dolanmasına ağlayıp sızlıyoruz,
01:02
and yet we make that the only viable route
15
50360
3416
ama bunu Avrupa'ya sığınmak için
01:05
to seek asylum in Europe.
16
53800
2080
tek geçerli yol kılıyoruz.
01:08
We have labor shortages,
17
56840
1856
İşgücü kıtlığımız var,
01:10
and yet we exclude people who fit
our economic and demographic needs
our economic and demographic needs
18
58720
5456
ama hala ekonomik ve demografik
ihtiyaçlarımızı karşılamaya uygun
ihtiyaçlarımızı karşılamaya uygun
01:16
from coming to Europe.
19
64200
1840
olan insanları Avrupa'ya almıyoruz.
01:19
We proclaim our liberal values
in opposition to fundamentalist Islam,
in opposition to fundamentalist Islam,
20
67000
5936
Radikal islamın aksine liberal
değerlerimizle övünüyoruz,
değerlerimizle övünüyoruz,
01:24
and yet --
21
72960
1200
fakat
01:27
we have repressive policies
22
75560
2656
çocuk sığınmacıları gözaltına alan,
01:30
that detain child asylum seekers,
23
78240
2320
çocukları ailelerinden ayıran
01:33
that separate children
from their families,
from their families,
24
81160
2800
göçmenlerin mülklerine el koyan
01:36
and that seize property from refugees.
25
84800
2920
baskıcı politikalarımız var.
01:40
What are we doing?
26
88960
1240
Biz ne yapıyoruz?
01:42
How has the situation come to this,
27
90640
2416
Bir insanlık krizine böylesine
01:45
that we've adopted such an inhumane
response to a humanitarian crisis?
response to a humanitarian crisis?
28
93080
4800
insanlık dışı bir tepki verme
noktasına nasıl geldik?
noktasına nasıl geldik?
01:51
I don't believe
it's because people don't care,
it's because people don't care,
29
99280
2416
İnsanların önemsememesinden
dolayı olduğuna inanmıyorum,
dolayı olduğuna inanmıyorum,
01:53
or at least I don't want to believe
it's because people don't care.
it's because people don't care.
30
101720
3176
en azından böyle olduğuna
inanmak istemiyorum.
inanmak istemiyorum.
Politikacılarımızın vizyon eksikliğinden
kaynaklandığına inanıyorum.
kaynaklandığına inanıyorum.
01:56
I believe it's because
our politicians lack a vision,
our politicians lack a vision,
31
104920
3816
02:00
a vision for how to adapt
an international refugee system
an international refugee system
32
108760
3616
50 yıl önce oluşturulmuş
uluslararası mülteci sisteminin,
uluslararası mülteci sisteminin,
02:04
created over 50 years ago
33
112400
2136
değişen ve küreselleşen dünyada
02:06
for a changing and globalized world.
34
114560
2800
hayata nasıl geçirileceğine
ilişkin vizyon.
ilişkin vizyon.
02:09
And so what I want to do
is take a step back
is take a step back
35
117800
2536
Yapmak istediğim bir adım geri gidip
02:12
and ask two really fundamental questions,
36
120360
3416
şu gerçekten önemli iki soruyu sormak,
02:15
the two questions we all need to ask.
37
123800
2456
hepimizin sorması gereken iki soru.
02:18
First, why is the current
system not working?
system not working?
38
126280
3296
Birincisi, halihazırdaki sistem
neden işlemiyor?
neden işlemiyor?
02:21
And second, what can we do to fix it?
39
129600
3400
İkincisi, düzeltmek için ne yapabiliriz?
02:26
So the modern refugee regime
40
134760
2056
Modern mülteci sistemi
02:28
was created in the aftermath
of the Second World War by these guys.
of the Second World War by these guys.
41
136840
4080
2. Dünya Savaşı sonrasında
bu adamlar tarafından oluşturuldu.
bu adamlar tarafından oluşturuldu.
02:34
Its basic aim is to ensure
42
142000
3136
Temel amacı, bir devlet çöktüğünde
02:37
that when a state fails,
or worse, turns against its own people,
or worse, turns against its own people,
43
145160
4216
veya daha kötüsü insanlarının
aleyhine yer aldığında
aleyhine yer aldığında
02:41
people have somewhere to go,
44
149400
1576
insanların evlerine dönene kadar
02:43
to live in safety and dignity
until they can go home.
until they can go home.
45
151000
3656
güvende ve onurlarıyla
yaşayacakları bir yerin olması.
yaşayacakları bir yerin olması.
02:46
It was created precisely for situations
like the situation we see in Syria today.
like the situation we see in Syria today.
46
154680
5280
Bu sistem, Suriye'de gördüğümüz olaylara
benzer durumlar için oluşturuldu.
benzer durumlar için oluşturuldu.
02:52
Through an international convention
signed by 147 governments,
signed by 147 governments,
47
160680
4856
147 hükümetin imzaladığı
uuslararası sözleşme olan
uuslararası sözleşme olan
02:57
the 1951 Convention
on the Status of Refugees,
on the Status of Refugees,
48
165560
3016
1951 tarihli Mültecilerin Hukuki
Durumuna Dair Sösleşme ve
Durumuna Dair Sösleşme ve
03:00
and an international organization, UNHCR,
49
168600
3176
ayrıca uluslararası kuruluş BMMYK
03:03
states committed to reciprocally
admit people onto their territory
admit people onto their territory
50
171800
4776
savaştan ve zulümden kaçan insanların
03:08
who flee conflict and persecution.
51
176600
2520
topraklarına girişini
karşılıklı olarak taahhüd eder.
karşılıklı olarak taahhüd eder.
03:11
But today, that system is failing.
52
179680
2600
Fakat bugün bu sistem çöküyor.
03:14
In theory, refugees
have a right to seek asylum.
have a right to seek asylum.
53
182920
3440
Teorik olarak mültecilerin
sığınma hakkı vardır.
sığınma hakkı vardır.
03:18
In practice, our immigration policies
block the path to safety.
block the path to safety.
54
186880
3960
Pratikte, mülteci politikalarımız
güvenliğe giden yolu kesmekte.
güvenliğe giden yolu kesmekte.
03:23
In theory, refugees have a right
to a pathway to integration,
to a pathway to integration,
55
191280
4336
Teoride, mültecilerin entegrasyon hakkı
03:27
or return to the country
they've come from.
they've come from.
56
195640
2040
veya geldikleri ülkeye dönme hakkı vardır.
03:30
But in practice, they get stuck
in almost indefinite limbo.
in almost indefinite limbo.
57
198360
3240
Fakat pratikte, sonu gelmez
bir belirsizliğe saplanmışlardır.
bir belirsizliğe saplanmışlardır.
03:34
In theory, refugees
are a shared global responsibility.
are a shared global responsibility.
58
202240
3080
Teorik olarak, mülteciler ortak,
küresel bir sorumluluktur.
küresel bir sorumluluktur.
03:38
In practice, geography means
that countries proximate the conflict
that countries proximate the conflict
59
206040
4336
Pratikte ise coğrafya,
çatışmaya yalkın ülkelerin
çatışmaya yalkın ülkelerin
03:42
take the overwhelming majority
of the world's refugees.
of the world's refugees.
60
210400
3600
dünyadaki mültecilerin büyük çoğunluğunu
ülkelerine almalarını ifade eder.
ülkelerine almalarını ifade eder.
03:46
The system isn't broken
because the rules are wrong.
because the rules are wrong.
61
214720
2736
Kurallar yanlış olduğu için
sistem çökmedi.
sistem çökmedi.
03:49
It's that we're not applying them
adequately to a changing world,
adequately to a changing world,
62
217480
3920
Yani, kuralları değişen dünyaya
layıkıyla uygulamıyoruz,
layıkıyla uygulamıyoruz,
03:53
and that's what we need to reconsider.
63
221840
2000
bunu tekrar düşünmemiz lazım.
03:56
So I want to explain to you a little bit
about how the current system works.
about how the current system works.
64
224440
4496
Size şu anki sistemin nasıl işlediğinden
kısaca bahsetmek istiyorum.
kısaca bahsetmek istiyorum.
04:00
How does the refugee regime actually work?
65
228960
2160
Mülteci sistemi gerçekte nasıl işliyor?
04:03
But not from a top-down
institutional perspective,
institutional perspective,
66
231560
2776
Fakat tepeden kurumsal
bir perspektifle değil,
bir perspektifle değil,
04:06
rather from the perspective of a refugee.
67
234360
3320
bir mülteci perspektifiyle.
04:10
So imagine a Syrian woman.
68
238240
2456
Suriyeli bir kadın düşünün.
04:12
Let's call her Amira.
69
240720
1600
Adı Amira olsun.
04:14
And Amira to me represents
many of the people I've met in the region.
many of the people I've met in the region.
70
242880
3880
Amira bana bölgede tanıdığım
insanların çoğunluğunu temsil ediyor.
insanların çoğunluğunu temsil ediyor.
04:19
Amira, like around 25 percent
of the world's refugees,
of the world's refugees,
71
247560
3336
Dünyadaki mültecilerin %25'i gibi Amira da
04:22
is a woman with children,
72
250920
1280
çocuklu bir kadın.
04:24
and she can't go home
because she comes from this city
because she comes from this city
73
252840
3256
Evine gidemiyor çünkü gördüğünüz gibi
04:28
that you see before you, Homs,
74
256120
2016
Humus'tan, bir zamanlar güzel ve tarihi
04:30
a once beautiful and historic city
75
258160
2736
şimdi ise enkaz altında
olan bu şehirden geliyor.
olan bu şehirden geliyor.
04:32
now under rubble.
76
260920
1496
04:34
And so Amira can't go back there.
77
262440
1840
Bu yüzden Amira oraya geri dönemiyor.
04:37
But Amira also has no hope
of resettlement to a third country,
of resettlement to a third country,
78
265120
4216
Amira'nın bir üçüncü ülkeye
yerleşme umudu da yok.
yerleşme umudu da yok.
04:41
because that's a lottery ticket
79
269360
1496
Çünkü bu, dünyadaki
mültecilerin
mültecilerin
04:42
only available to less than one percent
of the world's refugees.
of the world's refugees.
80
270880
3440
%1'inden azının elde edebildiği
bir piyango bileti.
bir piyango bileti.
04:46
So Amira and her family
81
274880
2256
Bu yüzden Amira ve ailesi
neredeyse imkansız bir
seçimle karşı karşıyalar.
seçimle karşı karşıyalar.
04:49
face an almost impossible choice.
82
277160
2176
04:51
They have three basic options.
83
279360
2400
Temel olarak üç seçenekleri var.
04:54
The first option is that Amira
can take her family to a camp.
can take her family to a camp.
84
282560
4960
İlk olarak, Amira ailesini
bir kampa götürebilir.
bir kampa götürebilir.
05:00
In the camp, she might get assistance,
85
288520
2160
Kampta yardım alabilir.
05:03
but there are very few prospects
for Amira and her family.
for Amira and her family.
86
291160
3696
Ama orada Amira ve ailesi
için çok az umut var.
için çok az umut var.
05:06
Camps are in bleak, arid locations,
87
294880
3256
Kamplar rüzgar alan, kasvetli,
05:10
often in the desert.
88
298160
1240
çölde bulunan bölgeler.
05:12
In the Zaatari refugee camp in Jordan,
89
300040
2696
Ürdün'deki Zaatari Mülteci Kampı'nda
05:14
you can hear the shells
across the border in Syria at nighttime.
across the border in Syria at nighttime.
90
302760
4400
Suriye sınırı boyunca deniz kabuklarının
seslerini geceleri duyabilirsiniz.
seslerini geceleri duyabilirsiniz.
05:20
There's restricted economic activity.
91
308600
2576
Ekonomik faaliyet sınırlıdır.
05:23
Education is often of poor quality.
92
311200
2160
Eğitim kalitesi genellikle düşüktür.
05:25
And around the world,
93
313960
1336
Dünya genelinde
05:27
some 80 percent of refugees
who are in camps
who are in camps
94
315320
3096
kamplardaki mültecilerin yaklaşık %80'i
05:30
have to stay for at least five years.
95
318440
2536
kamplarda en az beş yıl kalmak zorunda.
05:33
It's a miserable existence,
96
321000
1896
İçler acısı bir olay.
05:34
and that's probably why, in reality,
97
322920
2376
Belki de Suriyelilerin yalnızca %9'unun
05:37
only nine percent of Syrians
choose that option.
choose that option.
98
325320
2600
bu seçeneği seçmesinin nedeni bu.
05:41
Alternatively, Amira can head
to an urban area
to an urban area
99
329000
3976
Bunun yerine, Amira komşu ülkelerde
05:45
in a neighboring country,
like Amman or Beirut.
like Amman or Beirut.
100
333000
3040
Amman veya Beyrut gibi
kentsel bir bölgeye gidebilir.
kentsel bir bölgeye gidebilir.
05:49
That's an option that about 75 percent
of Syrian refugees have taken.
of Syrian refugees have taken.
101
337000
4040
Bu, Suriyeli mültecilerin
yaklaşık %75'inin tercihi.
yaklaşık %75'inin tercihi.
05:54
But there, there's
great difficulty as well.
great difficulty as well.
102
342200
2720
Bunun da bir zorluğu var.
05:57
Refugees in such urban areas
don't usually have the right to work.
don't usually have the right to work.
103
345720
4296
Bu bölgelerdeki mültecilerin
çalışma izni her zaman yok.
çalışma izni her zaman yok.
06:02
They don't usually get
significant access to assistance.
significant access to assistance.
104
350040
2960
Çoğu zaman belli başlı
yardımlardan faydalanamıyorlar.
yardımlardan faydalanamıyorlar.
06:05
And so when Amira and her family
have used up their basic savings,
have used up their basic savings,
105
353440
3696
Amira ve ailesi temel
birikimlerini tükettiklerinde,
birikimlerini tükettiklerinde,
06:09
they're left with very little
and likely to face urban destitution.
and likely to face urban destitution.
106
357160
3680
çok azıyla kalıyorlar ve muhtemelen
kentsel fakirlikle yüzleşiyorlar.
kentsel fakirlikle yüzleşiyorlar.
06:14
So there's a third alternative,
107
362280
1840
Üçüncü bir alternatif var.
06:16
and it's one that increasing
numbers of Syrians are taking.
numbers of Syrians are taking.
108
364920
3720
Bu alternatifi seçen
Suriyelilerin sayısı artıyor.
Suriyelilerin sayısı artıyor.
06:21
Amira can seek some hope for her family
109
369840
4176
Amira başka bir ülkeye
doğru riskli bir yolculukla,
doğru riskli bir yolculukla,
06:26
by risking their lives
on a dangerous and perilous journey
on a dangerous and perilous journey
110
374040
3736
ailesinin hayatını tehlikeye atarak,
06:29
to another country,
111
377800
1496
onlar için bir umut arayabilir.
06:31
and it's that which we're seeing
in Europe today.
in Europe today.
112
379320
3520
Avrupa'da bugün gördüğümüz bu.
06:35
Around the world, we present refugees
with an almost impossible choice
with an almost impossible choice
113
383440
5256
Tüm dünyada mültecilere
neredeyse imkansiz
neredeyse imkansiz
06:40
between three options:
114
388720
1816
üç seçenek sunuyoruz:
06:42
encampment, urban destitution
and dangerous journeys.
and dangerous journeys.
115
390560
4200
kampa yerleştirme, kentsel yoksulluk
ve tehlikeli yolculuk.
ve tehlikeli yolculuk.
06:47
For refugees, that choice is
the global refugee regime today.
the global refugee regime today.
116
395520
4320
Mülteciler için bu seçimler, bugün
küresel mülteci sistemi.
küresel mülteci sistemi.
06:52
But I think it's a false choice.
117
400600
1640
Bence bunlar yanlış seçimler.
06:54
I think we can reconsider that choice.
118
402760
2080
Bu seçimleri bence tekrar düşünmeliyiz.
06:57
The reason why we limit those options
119
405440
3360
Bu seçenekleri neden
sınırladığımızın cevabı,
sınırladığımızın cevabı,
07:02
is because we think
120
410040
2480
bu seçeneklerin
07:05
that those are the only options
that are available to refugees,
that are available to refugees,
121
413080
4376
mültecilere tek uygun seçenek
olduğunu düşünmemiz.
olduğunu düşünmemiz.
07:09
and they're not.
122
417480
1200
Ama öyle değil.
07:11
Politicians frame the issue
as a zero-sum issue,
as a zero-sum issue,
123
419120
3496
Politikacılar, mültecilerden yararlanırsak
vatandaşlarımıza maliyet olur
vatandaşlarımıza maliyet olur
diye düşünerek bu konuyu
sonuçsuz bırakıyorlar.
sonuçsuz bırakıyorlar.
07:14
that if we benefit refugees,
we're imposing costs on citizens.
we're imposing costs on citizens.
124
422640
3936
07:18
We tend to have a collective assumption
125
426600
2056
Mültecilerin kaçınılmaz bir
harcama olacağı
harcama olacağı
07:20
that refugees are an inevitable cost
or burden to society.
or burden to society.
126
428680
3656
veya toplumun sırtına yük olacağı
konusunda toplu bir varsayımımız var.
konusunda toplu bir varsayımımız var.
07:24
But they don't have to.
They can contribute.
They can contribute.
127
432360
2080
Bu şart değil.
Katkıda bulunabilirler.
Katkıda bulunabilirler.
07:26
So what I want to argue
128
434880
1416
İleri sürmek istediğim nokta şu:
07:28
is there are ways in which we can
expand that choice set
expand that choice set
129
436320
2976
Bu seçenekler dizisini
genişletebiliriz ve
genişletebiliriz ve
07:31
and still benefit everyone else:
130
439320
2016
herkesten yararlanabiliriz.
07:33
the host states and communities,
131
441360
1856
Ev sahibi devletlerden
ve topluluklardan,
ve topluluklardan,
07:35
our societies and refugees themselves.
132
443240
3320
toplumumuzdan ve
tek başına mültecilerden
tek başına mültecilerden
dört seçeneği ortaya koymak istiyorum.
07:39
And I want to suggest four ways
133
447080
1976
07:41
we can transform the paradigm
of how we think about refugees.
of how we think about refugees.
134
449080
3840
Mültecilerle ilgili nasıl düşündüğümüz
paradigmasını değiştirebiliriz.
paradigmasını değiştirebiliriz.
07:45
All four ways have one thing in common:
135
453520
2440
Bu dört seçeneğin ortak bir noktası var:
07:48
they're all ways in which we take
the opportunities of globalization,
the opportunities of globalization,
136
456440
3776
Tüm bunlar küreselleşmenin,
hareketliliğin ve piyasaların
hareketliliğin ve piyasaların
07:52
mobility and markets,
137
460240
2056
fırsatlarından yararlanabilme ve
07:54
and update the way we think
about the refugee issue.
about the refugee issue.
138
462320
3240
mülteciler hakkındaki düşüncelerimizi
güncelleme seçenekleridir.
güncelleme seçenekleridir.
07:58
The first one I want to think about
139
466280
1696
Üzerinde düşündüğüm ilk seçenek,
08:00
is the idea of enabling environments,
140
468000
2000
sadece olağan dışı bir süreçten
geçen mültecilerin de
geçen mültecilerin de
08:02
and it starts from
a very basic recognition
a very basic recognition
141
470720
2856
en temel kabul olan
08:05
that refugees are human beings
like everyone else,
like everyone else,
142
473600
2696
diğer herkes gibi insan
olarak tanınmalarına
olarak tanınmalarına
08:08
but they're just
in extraordinary circumstances.
in extraordinary circumstances.
143
476320
2400
fırsat veren bir ortam fikri.
08:11
Together with my colleagues in Oxford,
144
479280
1976
Oxford'taki meslektaşlarımla beraber,
08:13
we've embarked on
a research project in Uganda
a research project in Uganda
145
481280
2656
Uganda'da mültecilerin ekonomik
yaşamlarını inceleyen
yaşamlarını inceleyen
08:15
looking at the economic lives of refugees.
146
483960
3040
bir araştırma projesini başlattık.
08:19
We chose Uganda not because
it's representative of all host countries.
it's representative of all host countries.
147
487840
4056
Uganda'yı ev sahibi ülkelerin
temsilcisi olduğu için seçmedik.
temsilcisi olduğu için seçmedik.
08:23
It's not. It's exceptional.
148
491920
1480
Bu yüzden değil, bu bir istisna.
08:25
Unlike most host countries
around the world,
around the world,
149
493960
2376
Dünyadaki çoğu ev sahibi ülkenin aksine
08:28
what Uganda has done
150
496360
1456
Uganda'nın yaptığı
08:29
is give refugees economic opportunity.
151
497840
2376
mültecilere ekonomik fırsat sağlamak.
08:32
It gives them the right to work.
It gives them freedom of movement.
It gives them freedom of movement.
152
500240
3360
Onlara çalışma hakkı veriyor.
Onlara hareket özgürlüğü tanıyor.
Onlara hareket özgürlüğü tanıyor.
08:36
And the results of that are extraordinary
153
504200
2896
Sonuçlar, hem mülteciler
08:39
both for refugees and the host community.
154
507120
2600
hem de ev sahibi topluluk için olağanüstü.
08:42
In the capital city, Kampala,
155
510480
1976
Başkent Kampala'da,
08:44
we found that 21 percent of refugees
own a business that employs other people,
own a business that employs other people,
156
512480
5415
diğer insanlara istihdam sağlayan bir işe
sahip %21 oranında mülteci gördük.
sahip %21 oranında mülteci gördük.
08:49
and 40 percent of those employees
157
517919
2457
Bu işverenlerin %40'ı
08:52
are nationals of the host country.
158
520400
1976
ev sahibi ülkenin vatandaşları.
08:54
In other words, refugees are making jobs
159
522400
2176
Başka bir deyişle mülteciler,
08:56
for citizens of the host country.
160
524600
2640
ev sahibi ülkenin vatandaşları
için iş yapıyor.
için iş yapıyor.
08:59
Even in the camps,
we found extraordinary examples
we found extraordinary examples
161
527920
3336
Kamplarda bile enerjik,
gelişmiş ve girişimci işlerin
gelişmiş ve girişimci işlerin
09:03
of vibrant, flourishing
and entrepreneurial businesses.
and entrepreneurial businesses.
162
531280
3560
olağanüstü örnekleriyle karşılaştık.
09:07
For example, in a settlement
called Nakivale,
called Nakivale,
163
535800
3336
Mesela, Nakivale adı verilen
yerleşim yerinde,
yerleşim yerinde,
09:11
we found examples of Congolese refugees
164
539160
2976
Kongolu göçmenlerin
09:14
running digital music exchange businesses.
165
542160
2536
dijital müzik işi yürüttüğünü gördük.
09:16
We found a Rwandan
who runs a business that's available
who runs a business that's available
166
544720
3776
Bir Ruandalının, geri dönüştürülmüş
oyun konsolları ve televizyonlardan
oyun konsolları ve televizyonlardan
09:20
to allow the youth to play computer games
167
548520
2736
gençlerin bilgisayar oyunları
oynamasını sağlayan
oynamasını sağlayan
09:23
on recycled games consoles
and recycled televisions.
and recycled televisions.
168
551280
3760
bir işe giriştiğini gördük.
09:28
Against the odds of extreme constraint,
169
556440
2816
Tüm bu baskılara rağmen,
09:31
refugees are innovating,
170
559280
1320
mülteciler yenilikçidirler.
09:33
and the gentleman you see before you
is a Congolese guy called Demou-Kay.
is a Congolese guy called Demou-Kay.
171
561320
3429
Bu gördüğünüz genç Kongolu Demou-Kay.
09:37
Demou-Kay arrived
in the settlement with very little,
in the settlement with very little,
172
565200
3656
Demou-Kay, yerleşim yerine
yanında az bir parayla geldi.
yanında az bir parayla geldi.
09:40
but he wanted to be a filmmaker.
173
568880
2296
Film yapımcısı olmak istiyordu.
09:43
So with friends and colleagues,
he started a community radio station,
he started a community radio station,
174
571200
3936
Arkadaşları ve meslektaşlarıyla beraber
topluluk radyosu kurdu,
topluluk radyosu kurdu,
09:47
he rented a video camera,
175
575160
1736
video kamera kiraladı,
09:48
and he's now making films.
176
576920
1496
şimdi de filmler yapıyor.
09:50
He made two documentary films
177
578440
1976
İki belgesel filmi yaptı,
09:52
with and for our team,
178
580440
1976
ekibimizle ve ekibimiz için.
09:54
and he's making a successful business
out of very little.
out of very little.
179
582440
3320
Çok az bir bütçeyle
başarılı işler yapıyor.
başarılı işler yapıyor.
09:58
It's those kinds of examples
180
586640
1976
Bu, mültecilere verdiğimiz karşılığa
10:00
that should guide
our response to refugees.
our response to refugees.
181
588640
2736
kılavuzluk etmesi gereken örneklerden.
10:03
Rather than seeing refugees
182
591400
1336
Mültecileri
10:04
as inevitably dependent
upon humanitarian assistance,
upon humanitarian assistance,
183
592760
3256
insani yardıma muhtaç kişiler
olarak görmek yerine
olarak görmek yerine
10:08
we need to provide them
with opportunities for human flourishing.
with opportunities for human flourishing.
184
596040
3400
insani gelişim için onlara
fırsatlar tanımalıyız.
fırsatlar tanımalıyız.
10:12
Yes, clothes, blankets, shelter, food
185
600200
4226
Evet, battaniyeler, barınma, yemek
10:16
are all important in the emergency phase,
186
604438
2778
acil dönemlerde hep önemli unsurlar.
10:19
but we need to also look beyond that.
187
607240
2600
Fakat bunun ötesine de bakmalıyız.
10:22
We need to provide opportunities
to connectivity, electricity,
to connectivity, electricity,
188
610200
4336
Bağlantı ve elektrik kurmak,
eğitim ve çalışma hakkı için
eğitim ve çalışma hakkı için
10:26
education, the right to work,
189
614560
2280
sermaye ve bankacılığa erişim için
10:29
access to capital and banking.
190
617400
1720
fırsatlar sağlamalıyız.
10:31
All the ways in which we take for granted
191
619560
2136
Sıkı sıkıya bağlı olduğumuz
küresel ekonomide
küresel ekonomide
10:33
that we are plugged in
to the global economy
to the global economy
192
621720
2136
olduğu gibi kabul ettiğimiz
tüm yöntemleri
tüm yöntemleri
10:35
can and should apply to refugees.
193
623880
2560
mültecilere geçerli
kılabiliriz, kılmalıyız.
kılabiliriz, kılmalıyız.
10:39
The second idea I want to discuss
is economic zones.
is economic zones.
194
627280
3480
Tartışmak istediğim ikinci düşünce
ekonomik bölgeler.
ekonomik bölgeler.
10:43
Unfortunately, not every
host country in the world
host country in the world
195
631320
2736
Malesef, Uganda'nın yaklaşımını
10:46
takes the approach Uganda has taken.
196
634080
2040
dünyadaki her ev sahibi ülke benimsemiyor.
10:48
Most host countries don't open up
their economies to refugees
their economies to refugees
197
636480
3336
Çoğu ev sahibi ülke,
ekonomilerini aynı şekilde
ekonomilerini aynı şekilde
10:51
in the same way.
198
639840
1200
mültecilere açmıyor.
10:53
But there are still pragmatic
alternative options that we can use.
alternative options that we can use.
199
641360
4600
Fakat hala kullanabileceğimiz
pragmatik seçenekler var.
pragmatik seçenekler var.
10:59
Last April, I traveled to Jordan
with my colleague,
with my colleague,
200
647160
2536
Geçen Nisan'da meslektaşım
kalkınma ekonomisti Paul Collier ile
kalkınma ekonomisti Paul Collier ile
11:01
the development economist Paul Collier,
201
649720
1960
Ürdün'e seyahat ettim.
11:04
and we brainstormed an idea
while we were there
while we were there
202
652400
2856
Orada, uluslararası topluluk
ve hükümet ile beraber
ve hükümet ile beraber
11:07
with the international community
and the government,
and the government,
203
655280
2456
beyin fırtınası yaptık.
11:09
an idea to bring jobs to Syrians
204
657760
2336
Konu Ürdün'ün ulusal kalkınma
stratejisini desteklerken
stratejisini desteklerken
11:12
while supporting Jordan's
national development strategy.
national development strategy.
205
660120
3616
Suriye'ye iş götürmekti.
11:15
The idea is for an economic zone,
206
663760
2800
Konu ekonomik bölge içindi.
11:19
one in which we could potentially
integrate the employment of refugees
integrate the employment of refugees
207
667080
3536
Bölgede mültecilerin istihdamını
Ürdünlülerin ev sahibi vatandaşlarıyla
Ürdünlülerin ev sahibi vatandaşlarıyla
11:22
alongside the employment
of Jordanian host nationals.
of Jordanian host nationals.
208
670640
3480
imkan dahilinde birleştirebilecektik.
11:26
And just 15 minutes away
from the Zaatari refugee camp,
from the Zaatari refugee camp,
209
674840
3416
83.000 mülteciyi ağırlayan
Zaatari mülteci Kampı'ndan
Zaatari mülteci Kampı'ndan
11:30
home to 83,000 refugees,
210
678280
2136
sadece 15 dakika uzakta
11:32
is an existing economic zone
211
680440
2016
Kral Hüseyin Bin Talal
Geliştirme Bölgesi
Geliştirme Bölgesi
11:34
called the King Hussein
Bin Talal Development Area.
Bin Talal Development Area.
212
682480
2720
adında bir ekonomik bölge vardır.
11:37
The government has spent
over a hundred million dollars
over a hundred million dollars
213
685920
2776
Hükümet yüz milyon dolardan fazla parayı
11:40
connecting it to the electricity grid,
connecting it to the road network,
connecting it to the road network,
214
688720
3816
bu bölgenin, elektrik ve yol ağına
bağlanabilmesi için harcadı.
bağlanabilmesi için harcadı.
11:44
but it lacked two things:
215
692560
1616
Fakat iki şey eksikti:
11:46
access to labor and inward investment.
216
694200
2736
iş gücüne ve iş yatırımına dahil olma.
11:48
So what if refugees
were able to work there
were able to work there
217
696960
2896
Peki mülteciler, Suriye'ye
dönmeden önce,
dönmeden önce,
kamplara saplanıp kalmak
yerine orada çalışabilselerdi
yerine orada çalışabilselerdi
11:51
rather than being stuck in camps,
218
699880
1816
11:53
able to support their families and develop
skills through vocational training
skills through vocational training
219
701720
4016
ailelerini destekleyebilselerdi,
mesleki eğitimle becerilerini
geliştirebilselerdi?
geliştirebilselerdi?
11:57
before they go back to Syria?
220
705760
1440
11:59
We recognized that
that could benefit Jordan,
that could benefit Jordan,
221
707840
2296
Bunun Ürdün'ün yararına
olacağının farkındaydık.
olacağının farkındaydık.
12:02
whose development strategy
requires it to make the leap
requires it to make the leap
222
710160
2776
Orta gelirli ülke olan Ürdün'ün
kalkınma stratejisinin
kalkınma stratejisinin
12:04
as a middle income country
to manufacturing.
to manufacturing.
223
712960
2816
üretime hamle yapması gerekiyordu.
12:07
It could benefit refugees,
but it could also contribute
but it could also contribute
224
715800
3696
Bu mültecilerin yararınaydı ama
Suriye'nin yeniden inşasında,
Suriye'nin yeniden inşasında,
12:11
to the postconflict
reconstruction of Syria
reconstruction of Syria
225
719520
2376
en uygun kaynak olarak mültecilere
olan ihtiyacın farkına vararak
olan ihtiyacın farkına vararak
12:13
by recognizing that we need
to incubate refugees
to incubate refugees
226
721920
2776
onlardan yararlanmak,
Suriye'nin savaş sonrasında yeniden
yapılandırılmasına da katkı sağlayacaktı.
yapılandırılmasına da katkı sağlayacaktı.
12:16
as the best source
of eventually rebuilding Syria.
of eventually rebuilding Syria.
227
724720
3560
12:20
We published the idea
in the journal Foreign Affairs.
in the journal Foreign Affairs.
228
728760
3056
Bu fikri Foreign Affairs
Dergisi'nde yayınladık.
Dergisi'nde yayınladık.
12:23
King Abdullah has picked up on the idea.
229
731840
2216
Kral Abdullah çabucak fark etti.
Fikir iki hafta önce Londra'daki
Suriye Konferans'ında duyrulmuştu.
Suriye Konferans'ında duyrulmuştu.
12:26
It was announced at the London
Syria Conference two weeks ago,
Syria Conference two weeks ago,
230
734080
2976
12:29
and a pilot will begin in the summer.
231
737080
2600
Yazın ise bir deneme başlayacak.
12:32
(Applause)
232
740120
3600
(Alkışlar)
12:37
The third idea that I want to put to you
233
745120
2696
Size sunmak istediğim üçüncü fikir
12:39
is preference matching
between states and refugees
between states and refugees
234
747840
3616
Angela Merkel ile Suriyeli
bir göçmenin olduğu
bir göçmenin olduğu
12:43
to lead to the kinds of happy outcomes
you see here in the selfie
you see here in the selfie
235
751480
3136
bu selfiede gördüğünüz gibi
mutlu sonuçlara götüren
mutlu sonuçlara götüren
12:46
featuring Angela Merkel
and a Syrian refugee.
and a Syrian refugee.
236
754640
2880
devletler ve mülteciler
arasındaki tercih uyumu.
arasındaki tercih uyumu.
12:50
What we rarely do is ask refugees
what they want, where they want to go,
what they want, where they want to go,
237
758440
4000
Göçmenlere ne istediklerini, nereye
gitmek istediklerini nadiren soruyoruz,
gitmek istediklerini nadiren soruyoruz,
12:54
but I'd argue we can do that
238
762960
1856
yine de bunu yapabiliriz.
12:56
and still make everyone better off.
239
764840
2080
Herkes için daha iyi olur kanısındayım.
12:59
The economist Alvin Roth has developed
the idea of matching markets,
the idea of matching markets,
240
767640
4136
Ekonomist Alvin Roth,
tarafların sıralama tercihlerinin
tarafların sıralama tercihlerinin
13:03
ways in which the preference ranking
of the parties shapes an eventual match.
of the parties shapes an eventual match.
241
771800
5240
nihai tercihi şekillendirmesini konu
alan eşleştirme teorisini geliştirdi.
alan eşleştirme teorisini geliştirdi.
13:09
My colleagues Will Jones
and Alex Teytelboym
and Alex Teytelboym
242
777720
3056
Meslektaşlarım Will Jones
ve Alex Teytelboym,
ve Alex Teytelboym,
13:12
have explored ways in which that idea
could be applied to refugees,
could be applied to refugees,
243
780800
4136
göçmenlere tercih ettikleri
varış yerlerini sorarak
varış yerlerini sorarak
13:16
to ask refugees to rank
their preferred destinations,
their preferred destinations,
244
784960
3536
bu teorinin göçmenler için
uygulanabilmesinin yollarını araştırdı.
uygulanabilmesinin yollarını araştırdı.
13:20
but also allow states to rank
the types of refugees they want
the types of refugees they want
245
788520
3776
Bunun yanında devletlere,
yetenek veya dil kriterleri gibi
yetenek veya dil kriterleri gibi
13:24
on skills criteria or language criteria
246
792320
2816
tercih ettikleri göçmen tipini
13:27
and allow those to match.
247
795160
1696
sıralamaya müsaade etti.
13:28
Now, of course
you'd need to build in quotas
you'd need to build in quotas
248
796880
2096
Tabii çeşitlilik ve zaafiyet
gibi konularda
gibi konularda
13:31
on things like diversity
and vulnerability,
and vulnerability,
249
799000
3256
kota koyma ihtiyacı duyacaksınız,
13:34
but it's a way of increasing
the possibilities of matching.
the possibilities of matching.
250
802280
3536
fakat bu eşleştirme olasılıklarını
yükseltmenin bir yolu.
yükseltmenin bir yolu.
13:37
The matching idea
has been successfully used
has been successfully used
251
805840
2496
Teori, örneğin öğrencilerin
üniversitelerle
üniversitelerle
13:40
to match, for instance,
students with university places,
students with university places,
252
808360
5136
veya böbrek donörlerinin
hastalarla eşleşmesinde
hastalarla eşleşmesinde
13:45
to match kidney donors with patients,
253
813520
2496
başarılı bir şekilde kullanıldı.
13:48
and it underlies the kind of algorithms
that exist on dating websites.
that exist on dating websites.
254
816040
4136
Ayrıca arkadaşlık sitelerinde var
olan algoritmaların temelinde bu var.
olan algoritmaların temelinde bu var.
13:52
So why not apply that
to give refugees greater choice?
to give refugees greater choice?
255
820200
3096
Peki neden bunu göçmenlere
daha iyi seçimler için sunmayalım?
daha iyi seçimler için sunmayalım?
13:55
It could also be used
at the national level,
at the national level,
256
823320
2048
Bu, yerel halkın
göçmenleri kabul etmeye
göçmenleri kabul etmeye
13:57
where one of the great challenges we face
257
825392
1984
ikna edilmesinde karşı karşıya
kaldığımız zorlukların yer aldığı
kaldığımız zorlukların yer aldığı
13:59
is to persuade local communities
to accept refugees.
to accept refugees.
258
827400
3736
ulusal seviyede de kullanılabilir.
14:03
And at the moment,
in my country, for instance,
in my country, for instance,
259
831160
2456
Şu anda örneğin ülkemde,
14:05
we often send engineers to rural areas
and farmers to the cities,
and farmers to the cities,
260
833640
4176
mühendisleri kırsal alanlara ve
çiftçileri şehirlere gönderiyoruz.
çiftçileri şehirlere gönderiyoruz.
14:09
which makes no sense at all.
261
837840
1856
Çok anlamsız.
14:11
So matching markets offer a potential way
to bring those preferences together
to bring those preferences together
262
839720
4576
Eşleştirme teorisi bu tercihlerin
bir araya getirilmesine,
bir araya getirilmesine,
14:16
and listen to the needs and demands
of the populations that host
of the populations that host
263
844320
3936
ev sahibi nüfusun ve mültecilerin
ihtiyaç ve taleplerinin dinlenmesine
ihtiyaç ve taleplerinin dinlenmesine
14:20
and the refugees themselves.
264
848280
1840
olanak sağlıyor.
14:22
The fourth idea I want to put to you
is of humanitarian visas.
is of humanitarian visas.
265
850840
3720
Dördüncü fikir ise insani vizeler.
14:27
Much of the tragedy and chaos
we've seen in Europe
we've seen in Europe
266
855240
2696
Avrupa'da şahit olduğumuz
trajedi ve kaosun çoğu
trajedi ve kaosun çoğu
14:29
was entirely avoidable.
267
857960
2000
tümüyle önlenebilirdi.
14:32
It stems from a fundamental contradiction
in Europe's asylum policy,
in Europe's asylum policy,
268
860400
4096
Bunlar, Avrupa'nın iltica politikasındaki
radikal çelişkiden kaynaklandı.
radikal çelişkiden kaynaklandı.
14:36
which is the following:
269
864520
1376
Şöyle ki:
14:37
that in order to seek asylum in Europe,
270
865920
2496
Avrupa'ya iltica etmek için,
14:40
you have to arrive spontaneously
by embarking on those dangerous journeys
by embarking on those dangerous journeys
271
868440
5016
tanımladığım tehlikeli seyahate çıkarak
14:45
that I described.
272
873480
1200
gelmeniz gerekiyor.
14:47
But why should those journeys be necessary
in an era of the budget airline
in an era of the budget airline
273
875520
4736
Neden düşük ücretli havayolu ve
modern konsolosluk imkanı döneminde,
modern konsolosluk imkanı döneminde,
14:52
and modern consular capabilities?
274
880280
2416
bu seyahatler gerekli olmak zorunda?
14:54
They're completely unnecessary journeys,
275
882720
2336
Bunlar tamamen gereksiz seyahatler.
14:57
and last year, they led to the deaths
of over 3,000 people
of over 3,000 people
276
885080
3776
Geçen sene, bu seyahatler, Avrupa
sınırlarında ve Avrupa toprakları içinde
sınırlarında ve Avrupa toprakları içinde
15:00
on Europe's borders
and within European territory.
and within European territory.
277
888880
3480
3000'in üzerinde ölüme yol açtı.
15:05
If refugees were simply allowed
278
893360
1616
Mültecilere basit bir şekilde
15:07
to travel directly
and seek asylum in Europe,
and seek asylum in Europe,
279
895000
2776
Avrupa'ya direkt yolculuk
ve sığınma izni verilseydi,
ve sığınma izni verilseydi,
15:09
we would avoid that,
280
897800
1296
bunu önleyebilirdik.
15:11
and there's a way of doing that
281
899120
1536
Bunu yapmanın bir yolu,
15:12
through something
called a humanitarian visa,
called a humanitarian visa,
282
900680
2296
insani vize dediğimiz şeyle
insanlara elçilikten
insanlara elçilikten
15:15
that allows people
to collect a visa at an embassy
to collect a visa at an embassy
283
903000
3536
veya komşu ülkedeki konsolosluktan
15:18
or a consulate in a neighboring country
284
906560
2136
vize almasına, sonrasında
15:20
and then simply pay their own way
285
908720
1896
feribotla veya uçakla gitme bedelini
15:22
through a ferry or a flight to Europe.
286
910640
2560
basit bir şekilde
ödemelerine izin vermek.
ödemelerine izin vermek.
15:26
It costs around a thousand euros
287
914000
1976
Bir kaçakçıyı
15:28
to take a smuggler
from Turkey to the Greek islands.
from Turkey to the Greek islands.
288
916000
3416
Türkiye'den Yunan Adaları'na getirmenin
maliyeti yaklaşık 1000 eurodur.
maliyeti yaklaşık 1000 eurodur.
15:31
It costs 200 euros to take a budget
airline from Bodrum to Frankfurt.
airline from Bodrum to Frankfurt.
289
919440
5456
Bodrum'dan Frankfurt'a indirimli
uçuş 200 euro tutar.
uçuş 200 euro tutar.
15:36
If we allowed refugees to do that,
it would have major advantages.
it would have major advantages.
290
924920
3776
Mültecilere bunu sağlasaydık
büyük avantaj sağlanacaktı.
büyük avantaj sağlanacaktı.
15:40
It would save lives,
291
928720
1280
Hayatlar kurtulacaktı,
15:42
it would undercut
the entire market for smugglers,
the entire market for smugglers,
292
930760
3936
kaçakçıların tüm piyasasını
alt üst edecek,
alt üst edecek,
15:46
and it would remove the chaos
we see from Europe's front line
we see from Europe's front line
293
934720
3336
Bugün Avrupa'nın ileri hattı Yunan
Adaları gibi bölgelerde gördüğümüz
Adaları gibi bölgelerde gördüğümüz
15:50
in areas like the Greek islands.
294
938080
2056
kaosu ortadan kaldıracaktı.
15:52
It's politics that prevents us doing that
rather than a rational solution.
rather than a rational solution.
295
940160
4240
Mantıklı bir çözüm yerine
bizi bundan alıkoyan politikadır.
bizi bundan alıkoyan politikadır.
15:56
And this is an idea that has been applied.
296
944880
2336
Uygulanmış olan fikir budur.
15:59
Brazil has adopted a pioneering approach
297
947240
2656
Brezilya öncü bir tavır aldı.
16:01
where over 2,000 Syrians
have been able to get humanitarian visas,
have been able to get humanitarian visas,
298
949920
4296
2000'in üzerinde mülteci
insani vize alabildi,
insani vize alabildi,
16:06
enter Brazil, and claim refugee status
on arrival in Brazil.
on arrival in Brazil.
299
954240
4376
Brezilya'ya girdi ve
mülteci statüsü talep etti.
mülteci statüsü talep etti.
16:10
And in that scheme,
every Syrian who has gone through it
every Syrian who has gone through it
300
958640
2896
Bu düzenlemede bu aşamadan
geçen Suriyeli her mülteci
geçen Suriyeli her mülteci
16:13
has received refugee status
and been recognized as a genuine refugee.
and been recognized as a genuine refugee.
301
961560
3960
mülteci statüsüne alındı ve
gerçek mülteci olarak tanındı.
gerçek mülteci olarak tanındı.
16:18
There is a historical precedent
for it as well.
for it as well.
302
966160
2240
Bunun tarihsel bir öncülü de vardı.
16:20
Between 1922 and 1942,
303
968920
3336
1922 ve 1942 yılları arasında
16:24
these Nansen passports
were used as travel documents
were used as travel documents
304
972280
3776
bu Nansen pasaportları 450.000
Süryani, Türk ve Çeçen'in
Süryani, Türk ve Çeçen'in
16:28
to allow 450,000 Assyrians,
Turks and Chechens
Turks and Chechens
305
976080
5536
Avrupa'ya seyahatleri ve
mülteci statüsü başvurusu
mülteci statüsü başvurusu
16:33
to travel across Europe
306
981640
1496
için seyahat belgesi
16:35
and claim refugee status
elsewhere in Europe.
elsewhere in Europe.
307
983160
2760
olarak kullanıldı.
16:38
And the Nansen
International Refugee Office
International Refugee Office
308
986520
2736
Nansen Uluslararası Mülteciler Ofisi,
16:41
received the Nobel Peace Prize
309
989280
1856
bu uygulanabilir stratejiyi tanımasıyla
16:43
in recognition of this
being a viable strategy.
being a viable strategy.
310
991160
2960
Nobel Barış Ödülü'nü aldı.
16:47
So all four of these ideas
that I've presented you
that I've presented you
311
995000
3216
Size sunduğum dört fikrin hepsi
16:50
are ways in which we can expand
Amira's choice set.
Amira's choice set.
312
998240
3320
Amira'nın seçim dizisini
genişletebilmenin yollarıydı.
genişletebilmenin yollarıydı.
16:53
They're ways in which we can have
greater choice for refugees
greater choice for refugees
313
1001920
3256
Basit ve açıkladığım imkansız
üç yol dışında
üç yol dışında
16:57
beyond those basic,
impossible three options
impossible three options
314
1005200
3816
mültecilere sunabileceğimiz ve
diğerlerini hala
daha iyi durumda yapacak
daha iyi durumda yapacak
17:01
I explained to you
315
1009040
1216
17:02
and still leave others better off.
316
1010280
2080
büyük seçimler var.
17:04
In conclusion,
we really need a new vision,
we really need a new vision,
317
1012960
3376
Sonuç olarak, gerçekten yeni bir
bakış açısına ihtiyacımız var,
bakış açısına ihtiyacımız var,
17:08
a vision that enlarges
the choices of refugees
the choices of refugees
318
1016360
2776
mülecilerin seçimlerini genişleten,
17:11
but recognizes that they
don't have to be a burden.
don't have to be a burden.
319
1019160
2536
onları bir yük olarak
tanımlamayan bakış açısına.
tanımlamayan bakış açısına.
17:13
There's nothing inevitable
about refugees being a cost.
about refugees being a cost.
320
1021720
3455
Mültecilerin bir maliyet
olduğu kaçınılmaz bir şey değil.
olduğu kaçınılmaz bir şey değil.
17:17
Yes, they are a humanitarian
responsibility,
responsibility,
321
1025200
3255
Evet, mülteciler insani bir sorumluluktur,
17:20
but they're human beings
with skills, talents, aspirations,
with skills, talents, aspirations,
322
1028480
3616
ama onlar; yetenekleri, becerileri,
arzuları ve eğer izin verirsek,
arzuları ve eğer izin verirsek,
17:24
with the ability to make
contributions -- if we let them.
contributions -- if we let them.
323
1032119
2681
katkı sağlama kabiliyetleri
olan insanlardır.
olan insanlardır.
17:28
In the new world,
324
1036520
1240
Yeni dünyada,
17:30
migration is not going to go away.
325
1038319
2257
göç uzağa gitmek demek değildir.
17:32
What we've seen in Europe
will be with us for many years.
will be with us for many years.
326
1040599
2977
Avrupa'da gördüğümüz uzun yıllar
bizimle beraber olacak.
bizimle beraber olacak.
17:35
People will continue to travel,
327
1043599
1816
İnsanlar seyahatlere devam edecek,
17:37
they'll continue to be displaced,
328
1045440
1856
yerlerinden edilmeye devam edilecek,
17:39
and we need to find rational,
realistic ways of managing this --
realistic ways of managing this --
329
1047319
3497
Bizim bunlara başa çıkmamız için, insani
yardımın eski mantığına ve
yardımın eski mantığına ve
17:42
not based on the old logics
of humanitarian assistance,
of humanitarian assistance,
330
1050840
3016
hayırseverlik mantığına dayanmayan
17:45
not based on logics of charity,
331
1053880
2096
aksine fırsat sunan,
küreselleşmenin, piyasaların
ve hareketliliğin sunduğu
ve hareketliliğin sunduğu
17:48
but building on the opportunities
332
1056000
1616
17:49
offered by globalization,
markets and mobility.
markets and mobility.
333
1057640
3376
mantıksal, gerçekçi yollara
ihtiyacımız var.
ihtiyacımız var.
17:53
I'd urge you all to wake up
and urge our politicians
and urge our politicians
334
1061040
3416
Politikacılarımızı uyandırmanızı ve
bu zorlu işe uyanmaları için
bu zorlu işe uyanmaları için
17:56
to wake up to this challenge.
335
1064480
1856
harekete geçirmenizi istiyorum.
17:58
Thank you very much.
336
1066360
1256
Çok teşekkürler.
17:59
(Applause)
337
1067640
8884
(Alkışlar)
ABOUT THE SPEAKER
Alexander Betts - Social scientistAlexander Betts explores ways societies might empower refugees rather than pushing them to the margins.
Why you should listen
In media and in public debate, refugees are routinely portrayed as a burden. Professor Alexander Betts argues that refugees, who represent a wide spectrum of professional backgrounds, are in fact an untapped resource that could benefit nations willing to welcome them into their economies.
Betts is the director of the Refugee Studies Centre at the University of Oxford, where he spearheads research on refugee and other forced migrant populations. His book, Survival Migration, explores the predicaments of people who are fleeing disaster yet fall outside legal definitions of refugee status.
Alexander Betts | Speaker | TED.com