Monica Byrne: A sci-fi vision of love from a 318-year-old hologram
Monica Byrne: 318 yıllık hologramdan aşkın bilim-kurgu tasavvuru
Novelist, writer, culture critic and playwright Monica Byrne thinks that there's an infinite number of stories to tell, and she intends to tell as many as she can. Full bio
Double-click the English transcript below to play the video.
hiç bir fikrim yok,
sizin orada olduğunuzu umacağım.
and trust that you're there.
in the sand in front of me
yarım daire çizdim
and look like I'm floating in midair.
havada süzülür gibi görünüyorum.
where your stage used to be.
olduğu yerde.
is a creator's worst enemy.
en kötü düşmanı demişti.
Kahire'sinde
her to design something
in 23rd-century Cairo.
bir şeyler tasarlamasını istedim.
üç günümüz vardı,
that another resident left behind.
yatak kılıfıydı.
creation needs constraint."
yaratım sınırlanmalı."
about my greatest discovery.
keşfimi anlatacağım.
has been eternal life,
takıntım olmuştur,
birçoğunuz için öyle.
that your research will pay off.
bilmekten mutlu olabilirsiniz.
is now 432 years,
the human lifespan indefinitely.
süresiz olarak uzatmaktır.
where we'll be content.
asla sorgulamadım.
the longer we want to live,
daha uzun yaşamak istiyoruz,
bir şey asla olmayacak.
take out a boat on Europa
ve gezegenin bir adasından
all over the planet,
ilgili bir şeyler okuyordum
that you can stay and visit
kalıp gezebileceğiniz
uyuyabileceğiniz kasabalar var.
where there's just one songwriter
şarkı yazarının oturup,
where there's no one
hiç kimsenin olmadığı
of touching your foot to sand
ayak basmadığı toprağa
400 yıl geçirebilirsiniz.
in the Northeast.
with my naked eye.
şehirleri görebiliyorum.
and Ramachandran on the Equator.
Ekvator'da Ramachandran.
Azadi meydanında
each other in Azadi Square,
or introducing herself or anything,
ya da kendini tanıtmadan,
we didn't just pass through each other?"
birbirimizin içinden geçmedik ki?"
"Who the hell are you?"
"Sen de kimsin?"
between elementary particles
that also has the properties of mass,
bağlanım enerji ile dolu
birisi içindeydi.
"I thought you'd say that.
"böyle söyleyeceğini biliyordum.
so that particles have mass.
olacak şekilde inşa ediliyor.
each other at the speed of light
bile olmazdı."
climbing up into a mountain range together
yukarı tırmanan kahramanlar gibiydik
constellations of words
ağzımızdan çıkıverirdi.
as soon as we made them,
hemen unutur
and go on to the next thing, on and up.
şeye geçer ve devam ederdik.
was like we were always making bread,
ekmek yapmak gibi olduğunu söyledi,
adding in a little more flour
daha fazla un katıyor
su ekliyorduk,
ters yüz ediyor,
Navid's obsession was touch.
Navid'inki de dokunmaktır.
down over my face so slowly
öyle yavaş indirirdi ki
the difference between her body and mine.
and dig her shoulder into mine
omuzunu omuzuma sokuşturdu
this feel so good?"
güzel hissettiriyor?" derdi.
for her facetious question,
şakacı cevapları olurdu,
its constraints,
the future is going to be like
gerçekte neye dönüştüğünü
humans could freeze themselves
insanların kendilerini dondurup
sanıyorlardı.
humans could replace organs
insanların organlarını değiştirip
uzatacaklarını düşünüyorlardı.
is the only place people live.
yaşadığı tek yerdi.
people come to die.
ölmeye geldiği bir yer.
göstermeye başladığında,
what everyone does,
şeyi yapacağımı tahmin etmişlerdi,
and send her to Earth,
onu yeryüzüne göndermeyi,
would have to look at her
zorunda kalmayacaktık
or think about her and her ...
veya onu düşünmek, onun ...
her actual physical body.
yakınlarında olmak istemediler.
was fascinated by it,
hayranlık duyuyordu,
day by day, independent of her will.
doğasının kurallarına uymasına.
just before we left, said,
ayrılmadan hemen önce bize,
olduğunu düşünüyorum,
like you think your love is that special."
sanki aşkınız o kadar özelmiş gibi."
yeryüzünde bile,
that Navid said to me
Meydanı'nda söylediği,
bir kâinat olmasaydı --
is subject to entropy.
entropiye mahkumdur.
in this universe without mass.
olmanın hiç bir yolu yok.
where the Higgs field was altered.
bir foton kutusu yaratmayı denedim.
subatomic movements in my body
hareketleri kaydedip,
yeniden oynatmayı denedim.
was to create a coil dimension
süresiz yavaşladığı,
in which time moved infinitely slower,
sarmal boyutu yaratmaktı,
to move in normal time.
akıyormuş gibi görünecekti.
in our universe as a hologram --
bir hologram olarak görünecekti
o kadar mutluydum ki,
almost normally to all eyes,
geçip bütün gözlere girmeyi
Navid loved most,
şey pahasına yaptım,
in blue and violet blooms on the insides,
ve içleri morarıyor
and further apart,
git gide yavaşlıyor,
only because it ends.
hayatın bir anlamı var.
they allow perfect freedom.
mükemmel özgürlüğe izin veriyor.
here this morning.
tahmini var
hissedemiyorum
who passed by what it felt like,
geçen bakıcılardan
like melted butter.
sanki erimiş tereyağı gibi.
but the space you give me.
sizin bana verdiğiniz ara hariç.
ABOUT THE SPEAKER
Monica Byrne - Author and playwrightNovelist, writer, culture critic and playwright Monica Byrne thinks that there's an infinite number of stories to tell, and she intends to tell as many as she can.
Why you should listen
Novelist, writer, culture critic and playwright Monica Byrne deftly avoids the traps of conventional fiction by inventing mold-breaking characters who express themselves in surprising ways. Her first novel, The Girl in the Road, has garnered acclaim both inside and outside the spheres of science fiction.
In addition to her work on her new novel The Actual Star, Byrne is a resident playwright at Little Green Pig Theatrical Concern in Durham, NC. Her story "Blue Nowruz" was commissioned for TED2015 by Neil Gaiman. She holds degrees in biochemistry from MIT and Wellesley.
Monica Byrne | Speaker | TED.com