TEDGlobal 2010
John Hardy: My green school dream
John Hardy: Yeşil okul rüyam
Filmed:
Readability: 3.1
1,154,197 views
John Hardy'nin Bali'deki çocuklara bir bahçenin nasıl inşa edilebileceğini, ve varedileceğini öğreten okulunda, ona Green School turunda eşlik edin. Kampüsün en can alıcı noktası belki de dünyadaki en büyük bambudan yapılmış spiral şeklindeki "Okulun Kalbi" adlı binası.
John Hardy - Designer, educator
Jewelry designer John Hardy co-founded the extraordinary Green School in Bali, where kids get a holistic and green education. Full bio
Jewelry designer John Hardy co-founded the extraordinary Green School in Bali, where kids get a holistic and green education. Full bio
Double-click the English transcript below to play the video.
00:15
I grew up
0
0
2000
Ben Kanada'da küçük bir köyde
00:17
in a very small village in Canada,
1
2000
3000
yetiştim,
00:20
and I'm an undiagnosed
2
5000
3000
ve bir teşhisi konmamış
00:23
dyslexic.
3
8000
2000
bir dyslexic'im (okuma ve yazma zorluğu çeken insanlar için kullanılan bir terim).
00:25
I had a really hard time in school.
4
10000
3000
Okulda çok zor anlarım oldu.
00:28
In fact, my mother told me eventually
5
13000
2000
Aslında, annem en sonunda bana
00:30
that I was the little kid in the village
6
15000
2000
benim, okula giderken bütün yol boyunca ağlayan
00:32
who cried all the way to school.
7
17000
3000
küçük bir çocuk olduğumu söyledi.
00:37
I ran away.
8
22000
2000
Kaçtım.
00:39
I left when I was 25 years old to go to Bali,
9
24000
3000
Bali'ye gitmek için ayrıldığımda 25 yaşındaydım.
00:44
and there I met my incredible wife, Cynthia,
10
29000
3000
Ve orada mükemmel eşim Cynthia ile tanıştım,
00:47
and together, over 20 years,
11
32000
3000
ve birlikte 20 yıldan fazla,
00:50
we built an amazing jewelry business.
12
35000
3000
şaşırtıcı bir mücevher ticareti kurduk.
00:53
It was a fairy tale, and then we retired.
13
38000
3000
Bir peri masalı gibiydi, ve sonra emekli olduk.
00:56
Then she took me to see a film
14
41000
2000
Sonra o beni bir filmi izlemeye götürdü,
00:58
that I really didn't want to see.
15
43000
3000
ki benim aslında görmek istemediğim bir film.
01:01
It ruined my life --
16
46000
3000
Yaşamımı altüst etti.
01:04
(Laughter)
17
49000
2000
(Gülüşler)
01:06
"The Inconvenient Truth" and Mr. Gore.
18
51000
3000
"Uygunsuz Bir Gerçek" ve Bay Gore.
01:09
I have four kids,
19
54000
3000
Dört çocuğum var,
01:12
and even if part of what he says is true,
20
57000
3000
ve söylediklerinin parçası doğru olsa bile,
01:15
they're not going to have the life that I had.
21
60000
3000
Çocuklarımın benim sahip olmuş olduğum hayatı olmayacak.
01:19
And I decided at that moment
22
64000
3000
Ve o an karar verdim ki
01:22
that I would spend the rest of my life
23
67000
3000
ben yaşamımın geri kalanını
01:25
doing whatever I could
24
70000
3000
onların imkanlarının iyileştirmek için
01:28
to improve their possibilities.
25
73000
3000
elimden gelenleri yaparak harcamalıyım.
01:32
So here's the world,
26
77000
2000
Evet, burası dünya,
01:34
and here we are in Bali.
27
79000
3000
ve işte biz Balide'yiz.
01:37
It's a tiny, little island --
28
82000
2000
60 a 90 mil boyutlarında
01:39
60 miles by 90 miles.
29
84000
2000
minik, ufak bir ada.
01:41
It has an intact Hindu culture.
30
86000
3000
Bozulmamış bir Hint kültürüne sahip.
01:44
Cynthia and I were there.
31
89000
2000
Cynthia ve ben oradaydık.
01:46
We had had a wonderful life there,
32
91000
3000
Orada mükemmel bir hayatımız vardı,
01:49
and we decided to do something unusual.
33
94000
3000
ve olağandışı bir şey yapmaya karar verdik.
01:52
We decided to give back
34
97000
3000
Yöresel olarak
01:55
locally.
35
100000
2000
geri vermeye karar verdik.
01:57
And here it is: it's called the Green School.
36
102000
3000
Ve işte, adı Green School.
02:00
I know it doesn't look like a school,
37
105000
2000
Biliyorum bir okula benzemiyor.
02:02
but it is something we decided to do,
38
107000
3000
fakat yapmaya karar verdiğimiz birşey,
02:05
and it is extremely,
39
110000
2000
ve son derece
02:07
extremely green.
40
112000
3000
son derece yeşil.
02:10
The classrooms have no walls.
41
115000
3000
Sınıfların duvarı yok.
02:13
The teacher is writing on a bamboo blackboard.
42
118000
3000
Öğretmen bambu tahtasına yazıyor.
02:16
The desks are not square.
43
121000
3000
Masalar kare değil.
02:19
At Green School, the children are smiling --
44
124000
3000
Green School'da öğrenciler gülümsüyor,
02:22
an unusual thing for school, especially for me.
45
127000
3000
okul için tuhaf bir durum, özellikle bana göre.
02:25
And we practice holism.
46
130000
3000
Ve biz doğanın bütünlüğü inancı holizmi uyguladık.
02:28
And for me it's just the idea
47
133000
2000
Ve bana göre bu sadece bir fikir
02:30
that, if this little girl
48
135000
2000
ki eğer bu küçük kız
02:32
graduates as a whole person,
49
137000
2000
tam bir insan olarak mezun olursa
02:34
chances are
50
139000
2000
olasılıklar,
02:36
she'll demand a whole world --
51
141000
2000
o bütün bir dünya talep edecek,
02:38
a whole world --
52
143000
2000
üzeinde yaşanacak
02:40
to live on.
53
145000
2000
bütün bir dünya.
02:42
Our children spend 181 days
54
147000
3000
Çocuklarımız bir kutunun içinde okula gitmek için
02:45
going to school in a box.
55
150000
3000
181 günlerini harcıyorlar.
02:48
The people that built my school
56
153000
2000
Okulumu inşa eden insanlar aynı zamanda
02:50
also built the prison and the insane asylum
57
155000
3000
aynı malzemelerden
02:53
out of the same materials.
58
158000
3000
hastane ve deliler sığınağı da inşa ettiler,
02:58
So if this gentleman
59
163000
2000
Eğer bu beyefendi
03:00
had had a holistic education,
60
165000
2000
holistic bir eğitim almış olsa
03:02
would he be sitting there?
61
167000
2000
orada oturuyo olur muydu?
03:04
Would he have had more possibilities in his life?
62
169000
3000
Yaşamında daha fazla imkanlar olurmuydu?
03:09
The classrooms have natural light.
63
174000
2000
Sınıfların doğal ışığı var.
03:11
They're beautiful. They're bamboo.
64
176000
3000
Onlar güzel. Onlar bamboo.
03:14
The breeze passes through them.
65
179000
2000
Aralarından hafif bir rüzgar geçiyor.
03:16
And when the natural breeze isn't enough,
66
181000
3000
Ve doğal esinti yeterli olmadığı zaman,
03:19
the kids deploy bubbles,
67
184000
2000
çocuklar çarşafları yayıyorlar,
03:21
but not the kind of bubbles you know.
68
186000
2000
fakat sizin bildiğiniz çarşaflardan değil.
03:23
These bubbles are made from natural cotton
69
188000
2000
Bunlar doğal pamuktan yapılmadır,
03:25
and rubber from the rubber tree.
70
190000
3000
ve kauçuk da kauçuk ağacından.
03:28
So we basically turned the box
71
193000
2000
Böylece biz temel olarak kutuyu
03:30
into a bubble.
72
195000
2000
bir kabarcığa dönüştürdük.
03:32
And these kids know
73
197000
2000
Ve bu çoçuklar biliyorlar ki
03:34
that painless climate control
74
199000
3000
zahmetsiz klima kontrolü
03:37
may not be
75
202000
2000
geleceklerini bir parçası
03:39
part of their future.
76
204000
2000
olamayacak.
03:42
We pay the bill at the end of the month,
77
207000
2000
Biz ayın sonunda faturayı ödüyoruz,
03:44
but the people that are really going to pay the bill
78
209000
2000
fakat gerçekte faturayı ödeyecek insanlar
03:46
are our grandchildren.
79
211000
2000
bizim torunlarımız.
03:49
We have to teach the kids
80
214000
2000
Biz çocuklarımızı eğitmeliyiz ki
03:51
that the world is not indestructible.
81
216000
3000
dünya tahrip olunamaz olsun.
03:56
These kids did a little graffiti on their desks,
82
221000
3000
Bu çocuklar masalarının üzerine ufak bir graffiti yaptılar
03:59
and then they signed up for two extra courses.
83
224000
3000
ve sonra iki ekstra ders için kayıt yaptılar.
04:02
The first one was called sanding
84
227000
3000
İlki kum,
04:05
and the second one was called re-waxing.
85
230000
3000
ikincisi mumlama.
04:08
But since that happened,
86
233000
3000
Fakat meydana geldiğinden bu yana,
04:11
they own those desks.
87
236000
3000
o masalara sahipler.
04:14
They know they can control their world.
88
239000
3000
Onlar dünyalarını kontrol edebilmeyi biliyorlar.
04:18
We're on the grid. We're not proud of it.
89
243000
3000
Biz ızgaranın üzerindeyiz; bununla gurur duymuyoruz,
04:21
But an amazing alternative energy company in Paris
90
246000
3000
fakat Paris'teki hayret verici alternatif enerji şirketi
04:24
is taking us off the grid with solar.
91
249000
3000
güneş enerşisiyle ızgaralardan kurtarıyor.
04:27
And this thing
92
252000
2000
Ve bu şey
04:29
is the second vortex to be built in the world,
93
254000
3000
dünyada inşa edilen ikinci girdap,
04:32
in a two-and-a-half meter drop on a river.
94
257000
3000
bir nehir üzerinde iki buçuk metre düşüşün içinde.
04:35
When the turbine drops in,
95
260000
2000
Türbün bıraktığı zaman,
04:37
it will produce 8,000 watts of electricity,
96
262000
2000
8000 wattlık elektrik üretecek,
04:39
day and night.
97
264000
2000
gece ve gündüz.
04:41
And you know what these are.
98
266000
2000
Ve siz bunların ne olduğunu biliyorsunuz.
04:43
There's nowhere to flush.
99
268000
2000
Hiçbiryerde sifon yok.
04:45
And as long as we're taking our waste
100
270000
2000
Ve atıklarımızı alıp
04:47
and mixing it with a huge amount of water --
101
272000
2000
büyük miktarda suyla karıştırdıkça
04:49
you're all really smart, just do the math.
102
274000
3000
siz hepiniz gerçekten zekisiniz, matematiğini siz yapın.
04:52
How many people times how much water.
103
277000
2000
Kaç tane insan kere ne kadar su.
04:54
There isn't enough water.
104
279000
2000
Yeterli su yok.
04:56
These are compost toilets,
105
281000
2000
Bunlar gübre tuvaletler.
04:58
and nobody at the school wanted to know about them,
106
283000
3000
Ve okuldaki hiçkimse onlar hakkında bir şey bilmek istemediler.
05:01
especially the principal.
107
286000
2000
özellikle okul müdürü.
05:04
And they work. People use them. People are okay.
108
289000
3000
Siz çalışıyorsunuz, insanlar onları kullanıyorlar. İnsanlar tamam.
05:07
It's something you should think about doing.
109
292000
3000
Bu sizin yapmayı düşünmeniz gereken bir şey.
05:11
Not many things didn't work.
110
296000
3000
Bir çok şey çalışmadı.
05:14
The beautiful canvas and rubber skylights
111
299000
3000
Güzel çadır ve kauçuk çatı penceresi
05:17
got eaten by the sun in six months.
112
302000
2000
altı ayda güneş tarafından yendi.
05:19
We had to replace them with recyclable plastic.
113
304000
3000
Biz onları geri dönüşümlü plastic ile değiştirmek zorunda kaldık.
05:23
The teachers dragged giant PVC whiteboards
114
308000
3000
Öğretmenler devasa PVC beyaz tahtaları
05:26
into the classrooms.
115
311000
2000
sınıflara taşıdılar,
05:28
So we had some good ideas:
116
313000
2000
yani iyi fikilerimiz vardı.
05:30
we took old automobile windshields, put paper behind them
117
315000
3000
Eski otomobilin öncamını aldık, arkasından kağıt geçirdik
05:33
and created the first alternative
118
318000
2000
ve beyaz tahtaya ilk alternatifi
05:35
to the whiteboard.
119
320000
2000
ortaya çıkardık.
05:39
Green School sits in south-central Bali,
120
324000
3000
Green School Bali'nin merkezi güneyinde yeralıyor,
05:42
and it's on 20 acres
121
327000
2000
ve dalgalı bir bahçeden
05:44
of rolling garden.
122
329000
2000
20 acre(16hektar) üzerinde.
05:46
There's an amazing river traveling through it,
123
331000
3000
Üzerinde yolculuk yapılan hayret verici bir nehir var,
05:49
and you can see there
124
334000
2000
ve orada görebilirsiniz
05:51
how we manage to get across the river.
125
336000
3000
nehirden karşıya geçmekle nasıl başa çıktık.
05:54
I met a father the other day; he looked a little crazed.
126
339000
3000
Diğer bir gün bir babayla tanıştım. Biraz çıldırmış gözüküyordu.
05:57
I said, "Welcome to Green School."
127
342000
2000
Dedim ki, "Green School'a hoşgeldiniz"
05:59
He said, "I've been on an airplane for 24 hours."
128
344000
3000
O dedi ki, " Ben 24 saattir uçaktaydım."
06:03
I asked him, "Why?"
129
348000
3000
Ben niye diye sordum.
06:06
He said, "I had a dream once about a green school,
130
351000
3000
O dedi ki, "Yeşil bir okula dair hayallerim vardı,
06:09
and I saw a picture of this green school,
131
354000
2000
ve bu yeşil okulun bir resmini gördüm,
06:11
I got on an airplane.
132
356000
2000
ucağa atladım.
06:13
In August I'm bringing my sons."
133
358000
3000
Ağustosta çoçuklarımı getireceğim."
06:16
This was a great thing.
134
361000
2000
Bu büyük bir şeydi.
06:18
But more than that,
135
363000
2000
Fakat ondan daha öte,
06:20
people are building green houses around Green School,
136
365000
3000
insanlar Green School'un etrafına yeşil evler inşa ediyorlardı,
06:23
so their kids can walk to school on the paths.
137
368000
3000
böylece çocukları patikalar üzerinden okula yürüyebiliyorlar.
06:27
And people are bringing their green industries,
138
372000
2000
Ve insanlar yeşil endüstrilerini getiriyorlar,
06:29
hopefully their green restaurants,
139
374000
2000
ümitle yeşil restaurantlarını,
06:31
to the Green School.
140
376000
2000
Green School'a.
06:33
It's becoming a community.
141
378000
2000
Bir topluluk meydana geliyor.
06:35
It's becoming a green model.
142
380000
3000
Yeşil bir model meydana geliyor.
06:38
We had to look at everything.
143
383000
2000
Herşeyin üzerine bakmalıydık.
06:40
No petrochemicals in the pavement.
144
385000
2000
Asfalttta petrokimyasallar yok.
06:42
No pavement.
145
387000
2000
Asfalt yok.
06:44
These are volcanic stones laid by hand.
146
389000
2000
Bunlar elle konulmuş volkanik taşlar.
06:46
There are no sidewalks.
147
391000
2000
Kaldırımlar yok.
06:48
The sidewalks are gravel. They flood when it rains,
148
393000
3000
Kaldırımlar çakıltan, yağmur yağdığında sel alır.
06:51
but they're green.
149
396000
2000
Fakat onlar yeşil.
06:53
This is the school buffalo.
150
398000
2000
Bu okul buffalosu.
06:57
He's planning to eat that fence for dinner.
151
402000
3000
Akşam yemeği için o çiti yemeği planlıyor.
07:00
All the fences at Green School are green.
152
405000
2000
Green School'daki bütün çitler yeşil.
07:02
And when the kindergarten kids
153
407000
2000
Ve geçenlerde anaokulu öğrencileri
07:04
recently moved their gate,
154
409000
2000
kapılarını hareket ettirdiklerinde
07:06
they found out the fence was made out of tapioca.
155
411000
3000
çitlerin tapyocadan yapıldığını keşfettiler.
07:09
They took the tapioca roots up to the kitchen,
156
414000
3000
Tapyocayı alıp mutfağa getirmişler,
07:12
sliced them thinly and made delicious chips.
157
417000
3000
ince ince dilimleyip leziz cipsler yapmışlar.
07:15
Landscaping.
158
420000
3000
Peysaj
07:18
We manage to keep the garden that was there
159
423000
2000
Biz herbir sınıfın tam köşesindeki bahçeleri
07:20
running right up to the edge of each of the classrooms.
160
425000
3000
işletmeyi sürdürmeye çalıştık.
07:23
We dropped them gently in.
161
428000
2000
Nazikçe kazdık.
07:25
We made space for these guys
162
430000
3000
Bali'nin son siyah domuzları olan
07:28
who are Bali's last black pigs.
163
433000
3000
bu adamlar için alan yaptık.
07:32
And the school cow
164
437000
2000
Ve okul ineği
07:34
is trying to figure out
165
439000
2000
oyun alanındaki çimen biçme makinasının yerini
07:36
how to replace the lawnmower
166
441000
2000
nasıl alabileceğini
07:38
on the playing field.
167
443000
2000
anlamaya çalışıyor.
07:40
These young ladies
168
445000
2000
Bu genç hanımefendiler
07:42
are living in a rice culture,
169
447000
2000
pirinç kültürünün içinde yaşıyorlar,
07:44
but they know something that few people know in a rice culture.
170
449000
3000
fakat onlar pirinç kültüründeki çok az insanın bildiği birşey biliyorlar.
07:47
They know how to plant organic rice,
171
452000
2000
Onlar organik pirinçi nasıl dikeceklerini biliyorlar,
07:49
they know how to look after it,
172
454000
2000
onunla nasıl ilgileneceklerini biliyorlar,
07:51
they know how to harvest and they know how to cook it.
173
456000
3000
onu nasıl hasat edeceklerini ve nasıl pişireceklerini biliyorlar.
07:54
They're part of the rice cycle
174
459000
2000
Onlar pirinç döngüsünün bir parçasılar,
07:56
and these skills will be valuable
175
461000
2000
ve bu yetenekler onlar için gelecekte
07:58
for them in their future.
176
463000
2000
çok değerli olacak.
08:00
This young man is picking organic vegetables.
177
465000
3000
Bu genç adam organik sebzeler topluyor.
08:04
We feed 400 people lunch every day
178
469000
3000
Biz hergün 400 insana öğle yemeği veriyoruz.
08:07
and it's not a normal lunch. There's no gas.
179
472000
3000
Ve bu normal bir yemek değil. Yakıt yok.
08:10
Local Balinese women
180
475000
2000
Balili yerel kadınlar
08:12
cook the food on sawdust burners
181
477000
3000
testere talaşları üzerinde yiyeceği pişiriyorlar,
08:15
using secrets that only their grandmothers know.
182
480000
3000
ve sadece büyükannelerinin bildiği sırları kullanarak.
08:19
The food is incredible.
183
484000
3000
Yemekler harikulade.
08:23
Green School is a place of pioneers,
184
488000
2000
Green School öncülerin, yerel ve küresel
08:25
local and global.
185
490000
2000
olanların yeridir.
08:27
And it's a kind of microcosm
186
492000
2000
Ve küreselleşmiş dünyanın
08:29
of the globalized world.
187
494000
2000
küçük bir dünya örneği.
08:31
The kids are from 25 countries.
188
496000
2000
Çocuklar 25 ülkeden.
08:33
When I see them together,
189
498000
2000
Biz onları bir arada gördüğümüz zaman,
08:35
I know that they're working out
190
500000
3000
biliyoruz ki onlar gelecekte
08:38
how to live in the future.
191
503000
3000
nasıl yaşayacakları üzerine çalışıyorlar.
08:41
Green School is going into its third year
192
506000
2000
Green School üçüncü yılına giriyor,
08:43
with 160 children.
193
508000
2000
160 öğrencisiyle.
08:45
It's a school where you do learn reading --
194
510000
2000
Burası okumayı -
08:47
one of my favorites --
195
512000
2000
benim favorilerimden biri -
08:49
writing -- I was bad at it --
196
514000
2000
yazmayı - benim kötü olduğum alanlardan biriydi -
08:51
arithmetic.
197
516000
2000
ve hesaplamayı öğrendikleri bir okul.
08:53
But you also learn other things.
198
518000
2000
Fakat başka şeyler de öğreniyorsunuz.
08:55
You learn bamboo building.
199
520000
2000
Bamboo inşasını öğreniyorsunuz.
08:57
You practice
200
522000
2000
Antik Bali sanatlarını
08:59
ancient Balinese arts.
201
524000
2000
uyguluyorsunuz.
09:01
This is called mud wrestling in the rice fields.
202
526000
3000
Bu pirinç alanında çamur güreşidir.
09:04
The kids love it.
203
529000
2000
Çocuklar ona bayılıyorlar.
09:06
The mothers aren't quite convinced.
204
531000
2000
Anneleri o kadar ikna olmuş değil.
09:08
(Laughter)
205
533000
2000
(Gülüşler)
09:10
We've done a lot of outrageous things in our lives,
206
535000
2000
Biz hayatımızdan çok fena şeyler yapmıştık,
09:12
and we said, okay, local, what does "local" mean?
207
537000
3000
ve biz dedik ki tamam, yöresel. Yöresel ne demek?
09:15
Local means
208
540000
2000
Yöresel şu demek
09:17
that 20 percent of the population of the school
209
542000
2000
okulun nüfusunun yüzde 20si
09:19
has to be Balinese,
210
544000
2000
Balili olmalı.
09:21
and this was a really big commitment.
211
546000
2000
Ve bu gerçekten büyük bir vaatti.
09:23
And we were right.
212
548000
2000
Ve biz haklıydık.
09:25
And people are coming forward
213
550000
2000
Dünyanın her tarafından
09:27
from all over the world
214
552000
3000
insanlar Bali Burs Fonu'na destek vermek için
09:30
to support the Balinese Scholarship Fund,
215
555000
3000
ileri atılıyorlardı,
09:33
because these kids will be Bali's next green leaders.
216
558000
4000
çünkü bu çoçuklar Bali'nin gelecekteki yeşil liderleri olacaktı.
09:37
The teachers are as diverse
217
562000
2000
Öğretmenler öğrenciler kadar
09:39
as the student body,
218
564000
2000
çeşitliydi.
09:41
and the amazing thing
219
566000
2000
Ve hayret verici şey şu ki
09:43
is that volunteers are popping up.
220
568000
2000
gönüllüler ortaya çıkıyordu.
09:45
A man came from Java
221
570000
2000
Cava Adası'ndan bir adam geldi,
09:47
with a new kind of organic agriculture.
222
572000
2000
yeni bir organik tarım çeşitiyle.
09:49
A woman came from Africa with music.
223
574000
3000
Afrika'dan bir kadın geldi müsikle.
09:52
And together these volunteers and the teachers
224
577000
3000
Ve bu gönüllüler ve öğretmenlerle birlikte
09:55
are deeply committed
225
580000
2000
yeni küresel yeşil bir nesil
09:57
to creating a new generation
226
582000
2000
meydana getirmek için
09:59
of global, green leaders.
227
584000
3000
derin bir şekilde bağlıydılar.
10:03
The Green School effect --
228
588000
2000
Green School etkisi -
10:05
we don't know what it is.
229
590000
2000
ne olduğunu bilmediğimiz bir şey.
10:07
We need someone to come and study it.
230
592000
2000
Birinin gelip üzerinde çalışmasına ihtiyacığımız var.
10:09
But what's happening, our learning-different kids --
231
594000
3000
Fakat ne oluyor bizim öğrenen farklı çocuklarımız-
10:12
dyslexic --
232
597000
2000
dyslexic ( okuma güçlüğü çeken)
10:14
we've renamed them prolexic --
233
599000
3000
prolexic olarak yeniden adlandırdık -
10:17
are doing well in these beautiful, beautiful classrooms.
234
602000
4000
bu mükemmel sınıflarda çok iyi yapıyorlardı.
10:21
And all the kids are thriving.
235
606000
3000
Ve bütün bu çocuklar gelişiyordu.
10:24
And how did we do all this?
236
609000
2000
Ve bütün bunları biz nasıl yaptık?
10:26
On giant grass.
237
611000
3000
Dev çimenlerin üzerinde.
10:29
It's bamboo.
238
614000
2000
Bamboo.
10:31
It comes out of the ground like a train.
239
616000
3000
Bir tren gibi zeminden yukarı çıkar.
10:34
It grows as high as a coconut tree in two months
240
619000
3000
İki ay içerisinde coconut ağacı gibi kadar yükselir.
10:38
and three years later it can be harvested
241
623000
2000
Ve 3 yıl sonra hasat edilebilir,
10:40
to build buildings like this.
242
625000
2000
bu gibi binaları inşa etmek için.
10:42
It's as strong and dense as teak
243
627000
4000
Hint meşesi kadar sık ve güçlüdür.
10:46
and it will hold up any roof.
244
631000
3000
Ve herhangi bir çatıyı tutabilir.
10:50
When the architects came, they brought us these things,
245
635000
3000
Mimarlar geldiğinde, bu şeyleri bizlere getirdiler,
10:53
and you've probably seen things like this.
246
638000
2000
ve muhtemelen bu gibi şeyleri daha once görmüştünüz.
10:55
The yellow box was called the administration complex.
247
640000
3000
Sarı kutu yönetim kompleksi olarak adlandırılmıştı.
10:58
(Laughter)
248
643000
2000
(Gülüşler)
11:00
We squashed it, we rethought it,
249
645000
3000
Bir onu ezdik, ve yeniden düşündük,
11:03
but mainly we renamed it
250
648000
3000
fakat, temel olarak onu
11:06
"the heart of school,"
251
651000
2000
okulun kalbi olarak yeniden isimlendirdik.
11:08
and that changed everything forever.
252
653000
2000
Ve o herşeyi sonsuza kadar değiştirdi.
11:10
It's a double helix.
253
655000
2000
Bu çift heliks.
11:12
It has administrators in it
254
657000
2000
Yöneticiler, birçok ve daha birçok şey
11:14
and many, many other things.
255
659000
2000
içinde var.
11:16
And the problem of building it --
256
661000
2000
Onu inşa ederkenki problem,
11:18
when the Balinese workers
257
663000
2000
Balili işciler
11:20
saw long reams of plans,
258
665000
3000
bu planları gördüklerinde
11:23
they looked at them and said, "What's this?"
259
668000
3000
onlara baktılar ve dediler ki "Bu nedir?"
11:26
So we built big models.
260
671000
2000
Bu yüzden büyük modeller inşa ettik.
11:28
We had them engineered by the engineers.
261
673000
3000
Mühendislerce planlaştırdık.
11:31
And Balinese carpenters like this
262
676000
2000
Ve bu gibi Balili marangozlar
11:33
measured them with their bamboo rulers,
263
678000
3000
bamboo cetvelleri ile onları ölçtüler,
11:36
selected the bamboo and built the buildings
264
681000
3000
bambooları sectiler ve
11:39
using age-old techniques,
265
684000
3000
çağlık eski teknikleri kullarak büyük çoğunlukla elle
11:42
mostly by hand.
266
687000
3000
inşa ettiler.
11:45
It was chaos.
267
690000
3000
Bir kaostu.
11:48
And the Balinese carpenters want to be as modern as we do,
268
693000
3000
Balili marangozlar bizim gibi modern olmalarını istediler ve
11:51
so they use metal scaffolding
269
696000
3000
bu yüzden metal kereste kullandılar,
11:54
to build the bamboo building
270
699000
3000
bamboo binası inşa etmek için.
11:57
and when the scaffolding came down,
271
702000
3000
Ve kereste çöktüğü zaman
12:02
we realized that we had a cathedral,
272
707000
3000
farkettik ki bir katedrale sahipmiştik.
12:05
a cathedral to green,
273
710000
2000
bir katedral yeşil için,
12:07
and a cathedral to green education.
274
712000
3000
ve bir katedral yeşil eğitimi.
12:10
The heart of school has seven kilometers
275
715000
2000
Okulun kalbinde
12:12
of bamboo in it.
276
717000
2000
yedi kilometrelik bamboo kullanıldı.
12:14
From the time the foundations were finished,
277
719000
2000
Temeli bittiği zamanda üç ay içinde
12:16
in three months it had roofs and floors.
278
721000
3000
katları ve çatışı vardı.
12:19
It may not be the biggest bamboo building in the world,
279
724000
3000
Dünyadaki en büyük bambo binası olmayabilir
12:22
but many people believe
280
727000
2000
fakat bir çok insan inanıyorlar ki
12:24
that it's the most beautiful.
281
729000
3000
bu en güzel olanı.
12:27
Is this doable in your community?
282
732000
3000
Bu sizin toplulukta yapabilir mi?
12:30
We believe it is.
283
735000
2000
Biz yapılabilieceğini inanıyoruz.
12:32
Green School is a model we built for the world.
284
737000
3000
Green School, bizim dünya için inşa ettiğimiz bir model.
12:35
It's a model we built for Bali.
285
740000
3000
Bali için inşa ettiğimiz bir model.
12:38
And you just have to follow these simple, simple rules:
286
743000
3000
Ve sizin sadece şu üç basit kuralı takip etmeniz gerekiyor.
12:41
be local,
287
746000
2000
yöresel ol,
12:43
let the environment lead
288
748000
2000
çevrenin öncülüğüne izin ver
12:45
and think about
289
750000
2000
ve torunlarınız nasıl inşa ederlerdi
12:47
how your grandchildren might build.
290
752000
4000
onu düşün.
12:51
So, Mr. Gore, thank you.
291
756000
3000
Bu yüzden, Bay Gore, teşekkür ederim.
12:54
You ruined my life,
292
759000
2000
Hayatımı mahvettin,
12:56
but you gave me an incredible future.
293
761000
3000
fakat sen bana inanılmaz bir gelecek verdin.
12:59
And if you're interested in being involved
294
764000
2000
Ve eğer siz Green School'un bitirilmesinde
13:01
in finishing Green School
295
766000
3000
ve dünya etrafında sonraki 50 yılı inşa etmede
13:04
and building the next 50 around the world,
296
769000
2000
dahil olmağa istekliyseniz
13:06
please come and see us.
297
771000
2000
lütfen gelin ve görün.
13:08
Thank you.
298
773000
2000
Teşekkürler.
13:10
(Applause)
299
775000
18000
(Alkışlar)
ABOUT THE SPEAKER
John Hardy - Designer, educatorJewelry designer John Hardy co-founded the extraordinary Green School in Bali, where kids get a holistic and green education.
Why you should listen
After selling his jewelry company in 2007, John Hardy and his wife, Cynthia, endowed a thrilling new project: the Green School in Bali. At the Green School, kids learn in open-air classrooms surrounded by acres of gardens that they tend; they learn to build with bamboo; and meanwhile they're being prepared for traditional British school exams. The school is international -- 20 percent of students are Bali locals, some on scholarship. The centerpiece of the campus is the spiraling Heart of School, which may be called Asia's largest bamboo building.
Hardy has long been an advocate of the use of bamboo as an alternative to timber for building and reforestation. When running his company, Hardy pioneered a program of sustainable advertising that offset the carbon emissions associated with the yearly corporate print advertising by planting bamboo on the island of Nusa Penida in a cooperative plantation.
John Hardy | Speaker | TED.com