TED2011
Wadah Khanfar: A historic moment in the Arab world
Wadah Khanfar: Arap dünyasında tarihi bir an
Filmed:
Readability: 4.6
977,468 views
Gücünü teknolojiden alan gençlerin liderliğini sürdürdüğü demokratik bir devrim Arap dünyasını çalkalarken, El Cezire'nin başındaki Wadah Khanfar, Mısır, Tunus, Libya ve diğer ülkelerde neler olup bittiğini -insanların evlerinden çıkıp değişim talep edebileceklerini gördükleri bu kritik dönüm noktasında- son derece iyimser bir bakış açısı ile bizlerle paylaşıyor.
Wadah Khanfar - Journalist
As the Director General of Al Jazeera from 2003-2011, Wadah Khanfar worked to bring rare liberties like information, transparency and dissenting voices to repressive states and political hot zones. Full bio
As the Director General of Al Jazeera from 2003-2011, Wadah Khanfar worked to bring rare liberties like information, transparency and dissenting voices to repressive states and political hot zones. Full bio
Double-click the English transcript below to play the video.
00:15
Ten years ago exactly,
0
0
2000
Tam olarak 10 yıl önceydi,
00:17
I was in Afghanistan.
1
2000
2000
Afganistan'daydım.
00:19
I was covering the war in Afghanistan,
2
4000
4000
Afganistan savaşının haberini yapıyordum,
00:23
and I witnessed, as a reporter for Al Jazeera,
3
8000
3000
ve El Cezire'nin bir muhabiri olarak
00:26
the amount of suffering and destruction
4
11000
3000
savaşın yol açtığı acı ve
00:29
that emerged out of a war like that.
5
14000
3000
yıkıma şahit oldum.
00:32
Then, two years later,
6
17000
2000
İki yıl sonra,
00:34
I covered another war -- the war in Iraq.
7
19000
2000
diğer bir savaşın haberini yaptım - Irak'taki savaşın.
00:36
I was placed at the center of that war
8
21000
3000
Bu savaşın tam ortasında görevlendirilmiştim
00:39
because I was covering the war
9
24000
2000
çünkü savaşı
00:41
from the northern part of Iraq.
10
26000
3000
Irak'ın kuzey kesiminden takip ediyordum.
00:44
And the war ended
11
29000
2000
Ve savaş
00:46
with a regime change,
12
31000
2000
bir rejim değişikliği ile bitti,
00:48
like the one in Afghanistan.
13
33000
2000
tıpkı Afganistan'da olduğu gibi.
00:50
And that regime
14
35000
2000
Ve o
00:52
that we got rid of
15
37000
2000
kurtulduğumuz rejim
00:54
was actually a dictatorship,
16
39000
3000
aslında bir diktatörlüktü,
00:57
an authoritarian regime,
17
42000
2000
otoriter bir rejimdi.
00:59
that for decades
18
44000
3000
O rejim yıllar boyunca
01:02
created a great sense of paralysis
19
47000
4000
ulusu, halkın ta kendisini,
01:06
within the nation, within the people themselves.
20
51000
3000
akıl almaz bir felce sürükledi.
01:09
However,
21
54000
2000
Ancak,
01:11
the change that came through foreign intervention
22
56000
2000
dış müdahale sonucunda gelen değişim
01:13
created even worse circumstances for the people
23
58000
3000
insanlar için daha da kötü sonuçlar yarattı.
01:16
and deepened the sense
24
61000
2000
Dünyanın o köşesinde
01:18
of paralysis and inferiority
25
63000
2000
yaşanan felç ve aşağılık duygusunu
01:20
in that part of the world.
26
65000
2000
derinleştirdi.
01:22
For decades,
27
67000
2000
Yıllar boyunca,
01:24
we have lived under authoritarian regimes --
28
69000
3000
biz -Arap dünyasında ve Orta Doğu'da-
01:27
in the Arab world, in the Middle East.
29
72000
3000
otoriter rejimler altında yaşadık.
01:30
These regimes
30
75000
2000
Bu rejimler
01:32
created something within us during this period.
31
77000
3000
bu süreç boyunca bizde bir iz bıraktı.
01:35
I'm 43 years old right now.
32
80000
2000
Ben şu an 43 yaşındayım.
01:37
For the last 40 years,
33
82000
2000
Geçtiğimiz 40 yıl boyunca,
01:39
I have seen almost the same faces
34
84000
2000
bizi yöneten kralların ve başkanların
01:41
for kings and presidents ruling us --
35
86000
4000
hep aynı yüzlerini gördüm.
01:45
old, aged, authoritarian,
36
90000
4000
Etrafımızda sadece yıllanmış,
01:49
corrupt situations --
37
94000
2000
yaşlı, otoriter, yolsuzluk
01:51
regimes that we have seen around us.
38
96000
3000
içindeki rejimlere şahit oluyorduk.
01:54
And for a moment I was wondering,
39
99000
3000
Ve bir an için düşünürdüm,
01:57
are we going to live in order to see
40
102000
2000
topraklarımızda gerçek bir değişimin
01:59
real change happening on the ground,
41
104000
3000
gerçekleştiğini görebilecek kadar yaşayacak mıyız?
02:02
a change that does not come through foreign intervention,
42
107000
3000
Dış güçlerin müdahalesinden, işgalin sefaletinden,
02:05
through the misery of occupation,
43
110000
3000
topraklarımızı istila eden ve
02:08
through nations invading our land
44
113000
3000
aşağılık duygusunu kamçılayan
02:11
and deepening the sense of inferiority sometimes?
45
116000
4000
uluslardan bağımsız bir değişiklik gerçekleşecek mi?
02:15
The Iraqis: yes, they got rid of Saddam Hussein,
46
120000
3000
Iraklılar: Evet, Saddam Hüseyin'den kurtuldular,
02:18
but when they saw
47
123000
2000
ama ülkelerinin
02:20
their land occupied by foreign forces
48
125000
3000
yabancı kuvvetlerce işgal edildiğini
02:23
they felt very sad,
49
128000
2000
gördüklerinde üzüntüye boğuldular,
02:25
they felt that their dignity had suffered.
50
130000
3000
onurlarının yara aldığını hissettiler.
02:28
And this is why they revolted.
51
133000
2000
Ve işte bu yüzden ayaklandılar.
02:30
This is why they did not accept.
52
135000
3000
Bu yüzden kabul etmediler.
02:33
And actually other regimes, they told their citizens,
53
138000
3000
Ve aslında diğer rejimler vatandaşlarına dediler ki,
02:36
"Would you like to see the situation of Iraq?
54
141000
3000
"Siz de Irak'ın başına gelenleri mi istiyorsunuz?
02:39
Would you like to see civil war, sectarian killing?
55
144000
3000
Bir iç savaş, mezhepler arası katliam mı istiyorsunuz?
02:42
Would you like to see destruction?
56
147000
2000
Yıkım mı görmek istiyorsunuz?
02:44
Would you like to see foreign troops on your land?"
57
149000
3000
Ülkenizde yabancı askeri birlikleri mi görmek istiyorsunuz?"
02:47
And the people thought for themselves,
58
152000
2000
Ve insanlar kendi kendilerine düşündüler,
02:49
"Maybe we should live with
59
154000
2000
"İkinci senaryoyu yaşamaktansa
02:51
this kind of authoritarian situation that we find ourselves in,
60
156000
3000
belki de içinde bulunduğumuz
02:54
instead of having the second scenario."
61
159000
3000
bu otoriter düzene katlanmalıyız."
02:58
That was one of the worst nightmares that we have seen.
62
163000
3000
Bu görmüş olduğumuz en kötü kabustu.
03:01
For 10 years,
63
166000
2000
10 yıldır,
03:03
unfortunately we have found ourselves
64
168000
2000
ne yazık ki, kendimizi şu
03:05
reporting images of destruction,
65
170000
3000
durumda bulduk: Yıkımın,
03:08
images of killing,
66
173000
2000
ölümün, mezhep çatışmalarının,
03:10
of sectarian conflicts,
67
175000
2000
ve vahşetin görüntülerini
03:12
images of violence,
68
177000
2000
yayınlıyoruz.
03:14
emerging from a magnificent piece of land,
69
179000
3000
Bütün bunlar göz alıcı topraklarımızda -
03:17
a region that one day was the source
70
182000
2000
zamanında medeniyetin, sanatın
03:19
of civilizations and art and culture
71
184000
3000
ve kültürün yüzyıllarca beşiği olmuş
03:22
for thousands of years.
72
187000
3000
topraklarımızda gerçekleşiyor.
03:25
Now I am here to tell you
73
190000
3000
Şimdi sizlere şunu söylemek
03:28
that the future
74
193000
2000
için burdayım:
03:30
that we were dreaming for
75
195000
2000
Hayalini kurduğumuz gelecek
03:32
has eventually arrived.
76
197000
3000
nihayet kapımıza kadar geldi.
03:36
A new generation,
77
201000
2000
Yeni bir nesil -
03:38
well-educated,
78
203000
2000
iyi eğitilmiş,
03:40
connected,
79
205000
2000
birbirine bağlı,
03:42
inspired by universal values
80
207000
4000
evrensel değerlerden ilham alan-
03:46
and a global understanding,
81
211000
3000
ve küresel bir anlayış
03:49
has created a new reality for us.
82
214000
4000
bizim için yeni bir gerçeklik yarattı.
03:53
We have found a new way
83
218000
3000
Yeni bir yol bulduk,
03:56
to express our feelings
84
221000
3000
hislerimizi
03:59
and to express our dreams:
85
224000
3000
ve rüyalarımızı ifade etmek için.
04:02
these young people
86
227000
2000
Bu genç nesil
04:04
who have restored self-confidence
87
229000
2000
dünyanın o köşesindeki uluslarımıza
04:06
in our nations in that part of the world,
88
231000
3000
özgüvenlerini geri kazandırdı,
04:09
who have given us
89
234000
2000
bize özgürlüğün
04:11
new meaning for freedom
90
236000
3000
yeni anlamını söyledi
04:14
and empowered us to go down to the streets.
91
239000
3000
ve bize sokaklara dökülmemiz için bize güç verdi
04:17
Nothing happened. No violence. Nothing.
92
242000
2000
Hiçbir şey olmadı. Ne şiddet ne başka bir şey...
04:19
Just step out of your house,
93
244000
2000
Sadece evinizden çıktınız,
04:21
raise your voice
94
246000
2000
sesinizi yükselttiniz,
04:23
and say, "We would like to see the end of the regime."
95
248000
4000
ve dediniz ki "Biz bu rejimin sona erdiğini görmek istiyoruz."
04:27
This is what happened in Tunisia.
96
252000
2000
Tunus'ta olan bu.
04:29
Over a few days,
97
254000
2000
Sadece birkaç gün içinde
04:31
the Tunisian regime that invested billions of dollars
98
256000
3000
milyarlarca doları güvenlik birimlerine
04:34
in the security agencies,
99
259000
2000
milyarlarca doları
04:36
billions of dollars
100
261000
2000
hapishanelerindeki
04:38
in maintaining, trying to maintain,
101
263000
2000
düzeni korumaya akıtan
04:40
its prisons,
102
265000
2000
Tunus rejimi
04:42
collapsed, disappeared,
103
267000
2000
dağıldı, yok oldu.
04:44
because of the voices of the public.
104
269000
3000
Bu halkın sesi sayesinde oldu.
04:47
People who were inspired to go down to the streets
105
272000
2000
Sokaklara inmeye ve seslerini duyurmaya
04:49
and to raise their voices,
106
274000
2000
niyetlenmiş insanları
04:51
they tried to kill.
107
276000
2000
öldürmeye çalıştılar.
04:53
The intelligence agencies wanted to arrest people.
108
278000
3000
İstihbarat ajansları insanları tutuklamak istediler.
04:56
They found something called Facebook.
109
281000
3000
Facebook denen bir şey buldular.
04:59
They found something called Twitter.
110
284000
2000
Twitter denen bir şey buldular.
05:01
They were surprised by all of these kinds of issues.
111
286000
2000
Bütün bunlara çok şaşırdılar.
05:03
And they said,
112
288000
2000
Ve dediler ki,
05:05
"These kids are misled."
113
290000
3000
"Bu çocuklar yanlış yönlendiriliyor."
05:08
Therefore, they asked their parents
114
293000
2000
Bu yüzden, ailelerinden istediler ki
05:10
to go down to the streets
115
295000
2000
sokaklara gitsinler
05:12
and collect them, bring them back home.
116
297000
2000
ve çocuklarını toplayıp eve geri götürsünler.
05:14
This is what they were telling. This is their propaganda.
117
299000
2000
Söyledikleri buydu. Onların propagandası bu.
05:16
"Bring these kids home
118
301000
2000
"Bu çocukları eve götürün,
05:18
because they are misled."
119
303000
2000
çünkü onlar yanlış yönlendiriliyor."
05:20
But yes,
120
305000
2000
Ama evet,
05:22
these youth
121
307000
2000
bu gençlik -
05:24
who have been inspired
122
309000
2000
evrensel değerlerden
05:26
by universal values,
123
311000
2000
ilham alan,
05:28
who are idealistic enough
124
313000
2000
muhteşem bir gelecek
05:30
to imagine a magnificent future
125
315000
2000
hayal edecek kadar idealist
05:32
and, at the same time, realistic enough
126
317000
3000
ve aynı zamanda hayalgücü ile
05:35
to balance this kind of imagination
127
320000
3000
o hayale giden süreci dengeleyecek
05:38
and the process leading to it --
128
323000
3000
kadar realist olan bu gençlik -
05:41
not using violence,
129
326000
2000
şiddete başvurmadı
05:43
not trying to create chaos --
130
328000
2000
kaos yaratmaya çalışmadı.
05:45
these young people,
131
330000
2000
Bu genç insanlar
05:47
they did not go home.
132
332000
2000
evlerine gitmediler.
05:49
Parents actually went to the streets
133
334000
2000
Aslına bakarsanız aileleri sokaklara çıktı.
05:51
and they supported them.
134
336000
2000
Ama onları desteklemek için.
05:53
And this is how the revolution was born in Tunisia.
135
338000
3000
İşte Tunus'taki devrimin hikayesi budur.
05:56
We in Al Jazeera
136
341000
2000
Biz El Cezire olarak
05:58
were banned from Tunisia for years,
137
343000
3000
yıllarca Tunus'ta yasaklandık
06:01
and the government did not allow
138
346000
2000
ve hükümet hiç bir El Cezireli
06:03
any Al Jazeera reporter to be there.
139
348000
2000
muhabirin orda olmasına izin vermedi.
06:05
But we found that these people in the street,
140
350000
3000
Fakat şunu keşfettik ki sokaklardaki insanlar,
06:08
all of them are our reporters,
141
353000
2000
o insanların tümü bizim muhabirlerimiz.
06:10
feeding our newsroom
142
355000
2000
Basın merkezimizi resimler,
06:12
with pictures, with videos
143
357000
2000
videolar ve haberlerle
06:14
and with news.
144
359000
2000
dolduran onlar.
06:16
And suddenly that newsroom in Doha
145
361000
3000
Ve bir anda Doha'daki o basın odamız
06:19
became a center
146
364000
2000
merkez oldu.
06:21
that received all this kind of input from ordinary people --
147
366000
3000
Bütün bilgileri sıradan insanlardan alan bir merkez.
06:24
people who are connected and people who have ambition
148
369000
3000
Birbirine bağlı, hırslı ve aşağılık duygusundan sıyrılarak
06:27
and who have liberated themselves
149
372000
2000
özgürlüğünü eline almış
06:29
from the feeling of inferiority.
150
374000
2000
insanlar.
06:31
And then we took that decision:
151
376000
3000
Ve ardından şu kararı aldık:
06:34
We are unrolling the news.
152
379000
2000
Haberleri gözler önüne sereceğiz.
06:36
We are going to be the voice for these voiceless people.
153
381000
3000
Sesini duyuramayan bu insanların sesi biz olacağız.
06:39
We are going to spread the message.
154
384000
2000
Mesajlarını yayan biz olacağız.
06:41
Yes, some of these young people
155
386000
2000
Evet, bu insanların bazılarının
06:43
are connected to the Internet,
156
388000
2000
internete erişimi var,
06:45
but the connectivity in the Arab world
157
390000
2000
ama Arap dünyasında bu erişim
06:47
is very little, is very small,
158
392000
2000
çok çok kısıtlı.
06:49
because of many problems that we are suffering from.
159
394000
3000
Yaşadığımız onca problemin sonuçlarından biri...
06:52
But Al Jazeera took the voice from these people
160
397000
3000
Ama El Cezire insanların sesini aldı
06:55
and we amplified [it].
161
400000
2000
ve yükseltti.
06:57
We put it in every sitting room in the Arab world --
162
402000
3000
O sesi Arap dünyasındaki her bir odada duyurduk
07:00
and internationally, globally,
163
405000
2000
ve İngilizce kanalımız sayesinde
07:02
through our English channel.
164
407000
2000
uluslararası ve küresel boyuta çektik.
07:04
And then people started to feel
165
409000
3000
O zaman insanlar hissetmeye başladılar,
07:07
that there's something new happening.
166
412000
3000
bu sefer yeni bir şey oluşuyor.
07:10
And then Zine al-Abidine Ben Ali
167
415000
3000
Ve o zaman Zeynel Abidin Bin Ali
07:13
decided to leave.
168
418000
2000
ayrılmaya karar verdi.
07:15
And then Egypt started,
169
420000
2000
Ardından Mısır başladı,
07:17
and Hosni Mubarak decided to leave.
170
422000
2000
ve Hüsni Mübarek ayrılmaya karar verdi.
07:19
And now Libya as you see it.
171
424000
2000
Ve şimdi gördüğünüz gibi Libya.
07:21
And then you have Yemen.
172
426000
2000
Ondan sonra sıradaki Yemen.
07:23
And you have many other countries trying to see
173
428000
2000
Ve şu duyguyu bulmaya, tekrardan
07:25
and to rediscover that feeling
174
430000
3000
keşfetmeye çalışan daha nice ülkeler:
07:28
of, "How do we imagine a future
175
433000
2000
"Nasıl harikulade, barışçıl ve hoşgörülü
07:30
which is magnificent and peaceful and tolerant?"
176
435000
3000
bir gelecek hayal ederiz?"
07:33
I want to tell you something,
177
438000
3000
Size bir şey söylemek istiyorum,
07:36
that the Internet and connectivity
178
441000
4000
Internet ve dijital bağlantı
07:40
has created [a] new mindset.
179
445000
3000
yeni bir zihniyet yarattı.
07:43
But this mindset
180
448000
2000
Fakat bu zihniyet
07:45
has continued to be faithful
181
450000
2000
içinden çıktığı
07:47
to the soil and to the land
182
452000
2000
toprağa ve ülkeye sadık
07:49
that it emerged from.
183
454000
3000
kalmaya devam etti.
07:52
And while this was the major difference
184
457000
3000
Bu zihniyet fark yarattı,
07:55
between many initiatives before
185
460000
3000
kendinden önceki değişiklik
07:58
to create change,
186
463000
2000
girişimlerinden ayrıldı.
08:00
before we thought, and governments told us --
187
465000
2000
Önceleri şöyle sanırdık -hükümetler de öyle
08:02
and even sometimes it was true --
188
467000
3000
derdi- değişiklik bize dışarıdan
08:05
that change was imposed on us,
189
470000
3000
dayatılıyor, ve bazen doğruydu da.
08:08
and people rejected that,
190
473000
2000
Ama insanlar bunu reddetti.
08:10
because they thought that it is alien to their culture.
191
475000
3000
Çünkü bunun kendilerine yabancı olduğunu düşündüler.
08:13
Always, we believed
192
478000
3000
Biz her zaman inandık ki
08:16
that change will spring from within,
193
481000
3000
değişim içeriden alev almalı,
08:19
that change should be a reconciliation
194
484000
4000
değişim bir uzlaşma olmalı,
08:23
with culture, cultural diversity,
195
488000
3000
kültür ve kültürel çeşitlilik
08:26
with our faith in our tradition
196
491000
2000
ile geleneksel ve tarihsel kaderimiz
08:28
and in our history,
197
493000
2000
arasında bir uzlaşma.
08:30
but at the same time,
198
495000
2000
Ancak aynı zamanda,
08:32
open to universal values, connected with the world,
199
497000
3000
evrensel değerlere açık, dünya ile bağlı ve
08:35
tolerant to the outside.
200
500000
2000
dışarıya hoşgörülü olmalı.
08:37
And this is the moment
201
502000
2000
Ve şu an
08:39
that is happening right now in the Arab world.
202
504000
2000
bu Arap dünyasında gerçekleşiyor.
08:41
This is the right moment, and this is the actual moment
203
506000
3000
Bu öyle doğru ve gerçek bir an ki
08:44
that we see all of these meanings meet together
204
509000
2000
tüm bu anlamların biraraya geldiğini
08:46
and then create the beginning
205
511000
2000
ve bir başlangıç yarattığını görüyoruz.
08:48
of this magnificent era
206
513000
2000
Bu bölgede doğan
08:50
that will emerge from the region.
207
515000
3000
muhteşem bir dönemin başlangıcı...
08:54
How did the elite deal with that --
208
519000
2000
Peki seçkinler bununla nasıl başa
08:56
the so-called political elite?
209
521000
3000
çıktı? Sözde politik seçkinler?
08:59
In front of Facebook,
210
524000
3000
Facebook'un önünde
09:02
they brought the camels in Tahrir Square.
211
527000
3000
Tahrir Meydanı'na develeri getirdiler.
09:05
In front of Al Jazeera,
212
530000
2000
El Cezire'nin önünde
09:07
they started creating tribalism.
213
532000
4000
aşiretçilik yapmaya başladılar.
09:11
And then when they failed,
214
536000
2000
Ve bunu başaramayınca,
09:13
they started speaking about conspiracies
215
538000
3000
Tel Aviv'den yükselen komplo teorileri hakkında
09:16
that emerged from Tel Aviv and Washington
216
541000
3000
konuşmaya başladılar.
09:19
in order to divide the Arab world.
217
544000
3000
Amaçları Arap dünyasını bölmekti.
09:22
They started telling the West,
218
547000
2000
Batı'ya şunu demeye başladılar:
09:24
"Be aware of Al-Qaeda.
219
549000
2000
"El Kaide'ye dikkat edin.
09:26
Al-Qaeda is taking over our territories.
220
551000
2000
El Kaide bölgelerimizi ele geçiriyor.
09:28
These are Islamists
221
553000
2000
Bunlar İslamcılar,
09:30
trying to create new Imaras.
222
555000
2000
yeni Imaras oluşturmak istiyorlar.
09:32
Be aware of these people
223
557000
2000
Bu insanlara dikkat.
09:34
who [are] coming to you
224
559000
3000
Onların geliş amacı sizin
09:37
in order to ruin your great civilization."
225
562000
3000
medeniyetinizi yerle bir etmek.
09:40
Fortunately,
226
565000
3000
Neyse ki,
09:43
people right now cannot be deceived.
227
568000
2000
artık insanlar aldanmıyor.
09:45
Because this corrupt elite
228
570000
3000
Çünkü bu bölgedeki yozlaşmış
09:48
in that region
229
573000
2000
seçkinler
09:50
has lost even the power of deception.
230
575000
4000
insanları ayartma gücünü bile yitirmişler.
09:54
They could not, and they cannot, imagine
231
579000
2000
Bu gerçeklikle nasıl başa çıkacaklarını
09:56
how they could really deal with this reality.
232
581000
3000
hayal edemediler ve edemiyorlar.
09:59
They have lost.
233
584000
2000
Kaybolmuşlar -
10:01
They have been detached
234
586000
2000
insanlarından, kitlelerden
10:03
from their people, from the masses,
235
588000
3000
ayrı düşmüşler.
10:06
and now we are seeing them collapsing
236
591000
3000
Şimdi onları ardı ardına yıkılırken
10:09
one after the other.
237
594000
2000
görüyoruz.
10:12
Al Jazeera is not
238
597000
3000
El Cezire bir devrim
10:15
a tool of revolution.
239
600000
2000
aracı değil.
10:17
We do not create revolutions.
240
602000
2000
Biz devrim yaratmıyoruz.
10:19
However,
241
604000
2000
Ancak,
10:21
when something of that magnitude happens,
242
606000
3000
bu büyüklükte bir olay karşısında
10:24
we are at the center of the coverage.
243
609000
3000
haberin merkezindeyiz.
10:27
We were banned from Egypt,
244
612000
2000
Mısır'dan uzaklaştırılmıştık,
10:29
and our correspondents,
245
614000
2000
ve muhabirlerimizin bazıları
10:31
some of them were arrested.
246
616000
3000
tutuklanmıştı.
10:34
But most of our camera people
247
619000
3000
Ama kameramanlarımızın çoğu
10:37
and our journalists,
248
622000
2000
ve gazetecilerimiz,
10:39
they went underground in Egypt -- voluntarily --
249
624000
3000
onlar Mısır'da gönüllü olarak yeraltına gittiler,
10:42
to report what happened in Tahrir Square.
250
627000
3000
Tahrir Meydanı'nda olan biteni bildirmek için.
10:45
For 18 days,
251
630000
2000
18 gün boyunca
10:47
our cameras were broadcasting, live,
252
632000
3000
kameralarımız canlı yayın yaptı,
10:50
the voices of the people in Tahrir Square.
253
635000
3000
Tahrir Meydanı'ndaki insanların seslerini duyurdu.
10:53
I remember one night
254
638000
2000
Bir gece hatırlıyorum,
10:55
when someone phoned me on my cellphone --
255
640000
2000
cep telefonumdan biri aramıştı -
10:57
ordinary person who I don't know -- from Tahrir Square.
256
642000
2000
Tahrir Meydanı'ndan arayan tanımadığım biri -
10:59
He told me, "We appeal to you
257
644000
2000
Bana dedi ki, "Sizden rica ediyoruz,
11:01
not to switch off the cameras.
258
646000
2000
kameraları kapatmayın.
11:03
If you switch off the cameras tonight,
259
648000
2000
Eğer bu gece kameraları kapatırsanız,
11:05
there will be a genocide.
260
650000
2000
kıyım olacak.
11:07
You are protecting us
261
652000
2000
Siz bizi koruyorsunuz,
11:09
by showing what is happening at Tahrir Square."
262
654000
3000
Tahrir Meydanı'nda olanları göstererek...
11:12
I felt the responsibility
263
657000
2000
Sorumlu hissettim.
11:14
to phone our correspondents there
264
659000
2000
Ordaki muhabirlerimizi ve
11:16
and to phone our newsroom
265
661000
2000
haber merkezimizi arayıp
11:18
and to tell them, "Make your best
266
663000
2000
onlara şunu söyledim: "Elinizden
11:20
not to switch off the cameras at night,
267
665000
2000
geleni yapın, gece boyunca kameraları
11:22
because the guys there really feel confident
268
667000
3000
açık tutun, çünkü insanlar
11:25
when someone is reporting their story --
269
670000
2000
birileri onların hikayesini anlatırken
11:27
and they feel protected as well."
270
672000
3000
güvende hissediyorlar.
11:30
So we have a chance
271
675000
3000
Yani bir şansımız var,
11:33
to create a new future
272
678000
2000
dünyanın o köşesinde
11:35
in that part of the world.
273
680000
2000
yeni bir gelecek yaratmak için.
11:37
We have a chance
274
682000
3000
Bir şansımız var,
11:40
to go and to think of the future
275
685000
3000
gidip oranın geleceğinin
11:43
as something which is open to the world.
276
688000
3000
dünyaya açık olduğunu düşünmek için.
11:46
Let us not repeat the mistake of Iran,
277
691000
3000
İran'da yapılan hatayı tekrarlamayalım,
11:49
of [the] Mosaddeq revolution.
278
694000
2000
Misdaq devrimini.
11:51
Let us free ourselves -- especially in the West --
279
696000
3000
Kendimizi özgür kılalım - özellikle de Batı'da.
11:54
from thinking about that part of the world
280
699000
2000
Dünyanın o köşesine petrol kaygılarımızla
11:56
based on oil interest,
281
701000
3000
bakmayı bırakalım.
11:59
or based on interests
282
704000
3000
İstikrar ve güvenlik
12:02
of the illusion of stability and security.
283
707000
3000
kaygısı ile de bakmayalım.
12:05
The stability and security
284
710000
3000
Otoriter rejimlerin istikrar
12:08
of authoritarian regimes
285
713000
3000
ve güvenlik anlayışı
12:11
cannot create
286
716000
2000
terorizm, şiddet ve yıkım
12:13
but terrorism and violence and destruction.
287
718000
2000
dışında hiç bir şey yaratamaz.
12:15
Let us accept the choice of the people.
288
720000
3000
İnsanların kararını kabul edelim.
12:18
Let us not pick and choose
289
723000
2000
Onlara geleceklerini yönetsin
12:20
who we would like to rule their future.
290
725000
3000
diye, istediğimiz kişiyi dayatmayalım.
12:23
The future should be ruled
291
728000
2000
Gelecek insanların
12:25
by people themselves,
292
730000
2000
kendilerince yönetilmeli.
12:27
even sometimes if they are voices
293
732000
2000
Bazen bizi şimdilik korkutan
12:29
that might now scare us.
294
734000
2000
seslere sahip olsalar bile.
12:31
But the values of democracy
295
736000
3000
Ama demokratik değerler
12:34
and the freedom of choice
296
739000
2000
ve seçme özgürlüğü,
12:36
that is sweeping the Middle East at this moment in time
297
741000
3000
Orta Doğu'yu salladıkları şu noktada,
12:39
is the best opportunity for the world,
298
744000
2000
Dünya için, Batı için, ve
12:41
for the West and the East,
299
746000
2000
Doğu için en iyi seçenektir.
12:43
to see stability and to see security
300
748000
3000
Bu; istikrarı, güvenliği, kardeşliği
12:46
and to see friendship and to see tolerance
301
751000
3000
ve hoşgörüyü Arap dünyasında
12:49
emerging from the Arab world,
302
754000
2000
görebilmemiz, şiddeti ve terorizmi
12:51
rather than the images of violence and terrorism.
303
756000
3000
bir kenara bırakabilmemiz için bir fırsattır.
12:54
Let us support these people.
304
759000
2000
Bu insanlara destek olalım.
12:56
Let us stand for them.
305
761000
2000
Bu insanlar için ayağa kalkalım.
12:58
And let us give up
306
763000
2000
Ve sığ bencilliğimizden
13:00
our narrow selfishness
307
765000
3000
sıyrılıp, o bölgenin insanları
13:03
in order to embrace change,
308
768000
2000
ile değişimi kucaklayalım.
13:05
and in order to celebrate with the people of that region
309
770000
3000
Muhteşem bir geleceği, umudu ve hoşgörüyü
13:08
a great future
310
773000
2000
hep beraber
13:10
and hope and tolerance.
311
775000
3000
kutlayalım.
13:13
The future has arrived,
312
778000
2000
Gelecek kapımızda,
13:15
and the future is now.
313
780000
2000
Ve gelecek şu anda.
13:17
I thank you very much.
314
782000
2000
Sizlere çok teşekkür ediyorum.
13:19
(Applause)
315
784000
13000
(Alkışlar)
13:32
Thank you very much.
316
797000
2000
Çok teşekkür ederim.
13:34
(Applause)
317
799000
5000
(Alkışlar)
13:39
Chris Anderson: I just have a couple of questions for you.
318
804000
2000
Chris Anderson: Sizin için birkaç sorum olacak.
13:41
Thank you for coming here.
319
806000
2000
Buraya geldiğiniz için teşekkür ederim.
13:43
How would you characterize the historical significance
320
808000
2000
Bu gerçekleşen olayların tarihsel önemini nasıl
13:45
of what's happened?
321
810000
2000
ifade ederdiniz?
13:47
Is this a story-of-the-year, a story-of-the-decade
322
812000
3000
Yılın haberi, son on yılın haberi, yoksa
13:50
or something more?
323
815000
2000
bunların da ötesinde bir şey mi?
13:52
Wadah Khanfar: Actually, this may be the biggest story that we have ever covered.
324
817000
3000
Wadah Khanfar: Aslında, bu bugüne kadar yaptığımız haberlerin en büyüğü olabilir.
13:55
We have covered many wars.
325
820000
2000
Birçok savaşı haber yaptık.
13:57
We have covered a lot of tragedies, a lot of problems,
326
822000
2000
Sayısız trajediyi, sayısız problemleri,
13:59
a lot of conflict zones, a lot of hot spots in the region,
327
824000
3000
bölgedeki çatışma bölgelerini ve sıcak noktaları duyurduk.
14:02
because we were centered at the middle of it.
328
827000
2000
Çünkü bunların tam merkezindeydik.
14:04
But this is a story -- it is a great story; it is beautiful.
329
829000
4000
Fakat bu bir hikaye - harika bir hikaye, güzel bir hikaye.
14:08
It is not something that you only cover
330
833000
3000
Bu sadece haberini yapmak zorunda
14:11
because you have to cover a great incident.
331
836000
3000
olduğunuz için duyurduğunuz bir olay değil.
14:14
You are witnessing change in history.
332
839000
3000
Sizler tarihte bir değişime şahit oluyorsunuz.
14:17
You are witnessing the birth of a new era.
333
842000
3000
Yeni bir dönemin başlangıcına şahit oluyorsunuz.
14:20
And this is what the story's all about.
334
845000
2000
Ve tüm hikaye bundan ibaret.
14:22
CA: There are a lot of people in the West
335
847000
2000
CA: Batı'da hala bu konuya şüpheci
14:24
who are still skeptical,
336
849000
2000
yaklaşan, veya bunun
14:26
or think this may just be an intermediate stage
337
851000
3000
sadece bir geçiş süreci olduğunu, ardından
14:29
before much more alarming chaos.
338
854000
3000
bir kaosun geleceğinden endişe edenler var.
14:32
You really believe
339
857000
2000
Siz gerçekten
14:34
that if there are democratic elections in Egypt now,
340
859000
3000
Mısır'da şu anda demokratik bir seçim gerçekleşirse,
14:37
that a government could emerge
341
862000
2000
bir hükümetin oluşacağına ve
14:39
that espouses some of the values you've spoken about so inspiringly?
342
864000
3000
bize heyecanla anlattığınız değerleri benimseyeceğine inanıyor musunuz?
14:42
WK: And people actually,
343
867000
2000
WK: Aslında insanlar,
14:44
after the collapse of the Hosni Mubarak regime,
344
869000
3000
Hüsnü Mübarek'in rejiminin devrilmesinden sonra,
14:47
the youth who have organized themselves
345
872000
2000
belli gruplar ve konseyler halinde organize
14:49
in certain groups and councils,
346
874000
3000
olarak bu dönüşüme
14:52
they are guarding the transformation
347
877000
3000
göz kulak oluyorlar ve
14:55
and they are trying to put it on a track
348
880000
2000
ve işleri rayına oturtmaya çalışıyorlar.
14:57
in order to satisfy
349
882000
2000
Amaçları demokrasinin değerlerini
14:59
the values of democracy,
350
884000
2000
uygulamak
15:01
but at the same time
351
886000
2000
fakat aynı zamanda
15:03
also to make it reasonable
352
888000
2000
bu dönüşümü akılcı ve
15:05
and to make it rational,
353
890000
2000
rasyonel olarak gerçekleştirmek,
15:07
not to go out of order.
354
892000
3000
düzenden sapmamak.
15:10
In my opinion, these people are much more wiser
355
895000
3000
Bana göre, bu genç insanlar sadece
15:13
than, not only the political elite,
356
898000
2000
politik seçkinlerden değil,
15:15
even the intellectual elite, even opposition leaders
357
900000
3000
entellektüel seçkinlerden, hatta -politik partiler de dahil-
15:18
including political parties.
358
903000
2000
muhalif liderlerden de bilgeler.
15:20
At this moment in time, the youth in the Arab world
359
905000
3000
Bulunduğumuz şu noktada, Arap dünyasındaki gençlik
15:23
are much more wiser
360
908000
2000
çok daha bilge
15:25
and capable of creating the change
361
910000
2000
ve değişimi getirebilecek kapasitede.
15:27
than the old --
362
912000
2000
Yıllanmış
15:29
including the political and cultural
363
914000
2000
politik, kültürel ve ideolojik
15:31
and ideological
364
916000
2000
rejimlerle
15:33
old regimes.
365
918000
2000
karşılaştırırsak.
15:35
(Applause)
366
920000
3000
(Alkışlar)
15:38
CA: We are not to get involved politically and interfere in that way.
367
923000
3000
CA: Bizler politik olarak dahil olacak veya müdahale edecek değiliz.
15:41
What should people here at TED,
368
926000
3000
Burada, TED'deki insanlar,
15:44
here in the West,
369
929000
2000
Batı'daki insanlar
15:46
do if they want to connect or make a difference
370
931000
3000
bölgede olanlara inanıyor, bağlantı kurmak ve fark yaratmak
15:49
and they believe in what's happening here?
371
934000
2000
istiyorlarsa ne yapmalılar?
15:51
WK: I think we have discovered a very important issue in the Arab world --
372
936000
2000
WK: Bana göre biz Arap dünyasında çok önemli bir şeyi keşfettik,
15:53
that people care,
373
938000
2000
İnsanların önem verdiğini,
15:55
people care about this great transformation.
374
940000
3000
insanların bu değişimi ciddiye aldığını.
15:58
Mohamed Nanabhay who's sitting with us,
375
943000
2000
Seyirciler arasında bizimle olan Mohamed Nanabhay,
16:00
the head of Aljazeera.net,
376
945000
3000
Aljazeera.net'in başı,
16:03
he told me that a 2,500 percent increase
377
948000
5000
bana dedi ki web sitemize giriş %2500'lük
16:08
of accessing our website
378
953000
2000
bir artış gösterdi,
16:10
from various parts of the world.
379
955000
2000
dünyanın dört bir yanından.
16:12
Fifty percent of it is coming from America.
380
957000
2000
Bunun %50'si Amerika'dan geliyor.
16:14
Because we discovered that people care,
381
959000
2000
Şunu farkettik, insanlar önem veriyor,
16:16
and people would like to know --
382
961000
2000
insanlar bilmek istiyor -
16:18
they are receiving the stream through our Internet.
383
963000
3000
yayınımızı Internet aracılığıyla takip ediyorlar.
16:21
Unfortunately in the United States,
384
966000
2000
Ne yazık ki ABD'de,
16:23
we are not covering but Washington D.C. at this moment in time
385
968000
3000
şu an Washington D.C. dışında yer almıyoruz,
16:26
for Al Jazeera English.
386
971000
2000
El Cezire İngilizce olarak.
16:28
But I can tell you, this is the moment to celebrate
387
973000
3000
Ama şunu söyleyebilirim ki şimdi sokaktaki
16:31
through connecting ourselves
388
976000
2000
insanlarla buluşup kutlama,
16:33
with those people in the street
389
978000
2000
onlara desteğimizi
16:35
and expressing our support to them
390
980000
3000
gösterme, evrensel duygularımızı ifade
16:38
and expressing this kind of feeling, universal feeling,
391
983000
4000
etme, zayıfı ve ezileni destekleme ve
16:42
of supporting the weak and the oppressed
392
987000
3000
hepimiz için daha iyi bir gelecek
16:45
to create a much better future for all of us.
393
990000
3000
yaratma zamanı...
16:48
CA: Well Wadah, a group of members of the TED community,
394
993000
3000
CA: Evet Wadah, TED topluluğuna dahil bir grup üye,
16:51
TEDxCairo,
395
996000
2000
TEDX Kahire,
16:53
are meeting as we speak.
396
998000
2000
biz konuşurken toplanmış durumdalar.
16:55
They've had some speakers there.
397
1000000
2000
Orda hoparlörleri de bulunuyor.
16:57
I believe they've heard your talk.
398
1002000
2000
İnanıyorum ki konuşmanı duydular.
16:59
Thank you for inspiring them and for inspiring all of us.
399
1004000
2000
Onlara ve hepimize ilham verdiğin için teşekkür ediyorum.
17:01
Thank you so much.
400
1006000
2000
Çok teşekkür ederim.
17:03
(Applause)
401
1008000
3000
(Alkışlar)
ABOUT THE SPEAKER
Wadah Khanfar - JournalistAs the Director General of Al Jazeera from 2003-2011, Wadah Khanfar worked to bring rare liberties like information, transparency and dissenting voices to repressive states and political hot zones.
Why you should listen
From war correspondent to Baghdad bureau chief to Director General from 2003 until he stepped down in 2011, Wadah Khanfar worked through the closure and bombing of Al Jazeera's bureaus, the torture and murder of its journalists and state propaganda smears. Al Jazeera's approach to journalism emphasizes "re-thinking authority, giving a voice to the voiceless," Khanfar said in an interview with TIME.
No news network has attracted as much controversy as Al Jazeera. Khanfar, in turn, became the lightning rod for dispute on the organization's place in politics, both in its home region and abroad. (In the West, editorials have accused him of sympathizing with terrorists; in his own region, of fanning instability.)
Wadah Khanfar | Speaker | TED.com