ABOUT THE SPEAKER
Jason Pontin - Editor
Jason Pontin is the editor-in-chief and publisher of MIT Technology Review.

Why you should listen

As the editor-in-chief and publisher of MIT Technology Review, Jason Pontin looks into the future, and thinks deeply about what technologies are going to get us there. Pontin has been editor-in-chief of the magazine since 2004 and publisher since 2005, at which point he began its transition to a digital-first magazine. Pontin reduced the number of annual print issues from eleven to six while refocusing the publication's energy toward original daily content. From 1996 to 2002, Pontin was the editor of the now-defunct Red Herring magazine.

More profile about the speaker
Jason Pontin | Speaker | TED.com
TED2013

Jason Pontin: Can technology solve our big problems?

Jason Pontin: Teknoloji büyük sorunlarımızı çözebilir mi?

Filmed:
1,587,751 views

1969'da, Buzz Aldrin'in ay yüzeyine tarihi adımı insanlığı teknolojik olanaklar dönemine sıçrattı. Teknolojinin müthiş gücü tüm büyük problemlerimizi çözmek için kullanılabilirdi. Günümüze doğru ileri sararsak, ne oldu? Kendimize göstereceğimizin hepsi mobil uygulamalar mı? Gazeteci Jason Pontin teknolojiyi etkili kullanmamızda ortaya çıkan sorunlara yakından bakıyor... gerçekten önemli sorunlara.
- Editor
Jason Pontin is the editor-in-chief and publisher of MIT Technology Review. Full bio

Double-click the English transcript below to play the video.

00:12
So, we used to solveçözmek bigbüyük problemssorunlar.
0
627
4636
Büyük problemleri çözerdik.
00:17
On JulyTemmuz 21stst, 1969,
1
5263
3520
21 Temmuz 1969'da
00:20
BuzzBuzz AldrinAldrin climbedtırmandı out of ApolloApollo 11's'ler lunarkameri modulemodül
2
8783
3587
Buzz Aldrin Apollo 11'in ay kapsülünden çıktı
00:24
and descendedindi ontoüstüne the SeaDeniz of TranquilityHuzur.
3
12370
3557
ve Sükunet Denizi(Ay zemini) üzerine indi.
00:27
ArmstrongArmstrong and AldrinAldrin were aloneyalnız,
4
15927
2730
Armstrong ve Aldrin yalnızdı,
00:30
but theironların presencevarlık on the moon'say'nın graygri surfaceyüzey
5
18657
2286
ama ayın gri yüzeyi üzerinde onların varlığı
00:32
was the culminationdoruk noktası of a convulsivekasılan, collectivetoplu effortçaba.
6
20943
5131
sarsıcı, kolektif bir çabanın sonucuydu.
00:38
The ApolloApollo programprogram was the greatestEn büyük
7
26074
2044
Apollo programı
00:40
peacetimebarış zamanında mobilizationseferberlik
8
28118
1737
Amerika Birleşik Devletleri tarihindeki
00:41
in the historytarih of the UnitedAmerika StatesBirleşik.
9
29855
1938
barış dönemi seferberliklerinin en büyüğüydü.
00:43
To get to the moonay, NASANASA spentharcanmış
10
31793
1496
Aya ulaşmak için,
00:45
around 180 billionmilyar dollarsdolar in today'sbugünkü moneypara,
11
33289
3739
NASA bugünün parasıyla yaklaşık 180 milyar dolar,
00:49
or fourdört percentyüzde of the federalfederal budgetbütçe.
12
37028
2536
ya da Amerikan federal bütçesinin yüzde dördünü harcadı.
00:51
ApolloApollo employedçalışan around 400,000 people
13
39564
3304
Apollo programı yaklaşık 400.000 kişiyi istihdam etti
00:54
and demandedtalep the collaborationişbirliği of 20,000
14
42868
2838
ve 20.000 şirket, üniversite ve devlet kurumundan
00:57
companiesşirketler, universitiesüniversiteler and governmenthükümet agenciesajanslar.
15
45706
3696
işbirliği talep etti.
01:01
People diedvefat etti, includingdahil olmak üzere the crewmürettebat of ApolloApollo 1.
16
49402
3944
İnsanlar öldü, Apollo 1 mürettebatı da dahil.
01:05
But before the ApolloApollo programprogram endedbitti,
17
53346
3601
Ama Apollo programı sonlandırılmadan önce,
01:08
24 menerkekler flewuçtu to the moonay.
18
56947
2229
24 kişi aya uçtu.
01:11
TwelveOn iki walkedyürüdü on its surfaceyüzey, of whomkime AldrinAldrin,
19
59176
3074
Onikisi ay üzerinde yürüdü, içlerinden Aldrin,
01:14
followingtakip etme the deathölüm of ArmstrongArmstrong last yearyıl,
20
62250
2353
Armstrong'un geçen yıl ölümünden sonra,
01:16
is now the mostçoğu seniorkıdemli.
21
64603
2086
şimdi en kıdemlileri.
01:18
So why did they go?
22
66689
1985
Peki neden gittiler?
01:20
They didn't bringgetirmek much back:
23
68674
1917
Geriye çok şey getirmediler:
01:22
841 poundspound of oldeski rockskayalar,
24
70591
2659
381 kilo (841 pound) eski taş,
01:25
and something all 24 latersonra emphasizedvurguladı --
25
73250
4455
ve 24'ününde daha sonra vurguladığı --
01:29
a newyeni senseduyu of the smallnessküçüklük
26
77705
2862
dünyamızın küçüklüğüne ve narinliğine
01:32
and the fragilitykırılganlık of our commonortak home.
27
80567
2943
yeni bir bakış getirdiler.
01:35
Why did they go? The cynicalalaycı answerCevap is they wentgitti
28
83510
3080
Neden gittiler? Alaycı cevap
01:38
because PresidentBaşkan KennedyKennedy wanted to showgöstermek
29
86590
1976
gittiler çünkü Başkan Kennedy Sovyetlere kendi ulusunun
01:40
the SovietsSovyetler that his nationulus had the better rocketsRoketler.
30
88566
4107
daha iyi roketlere sahip olduğunu göstermek istedi.
01:44
But Kennedy'sKennedy'nin ownkendi wordskelimeler at RicePirinç UniversityÜniversitesi in 1962
31
92673
4472
Ama Kennedy'nin Rice Üniversitesi'nde 1962'de
01:49
providesağlamak a better clueipucu.
32
97145
1898
kendi söyledikleri daha iyi bir ipucu sağlar.
01:51
(VideoVideo) JohnJohn F. KennedyKennedy: But why, some say, the moonay?
33
99043
2523
(Video) John F. Kennedy: Ama neden, kimileri soruyor, ay?
01:53
Why chooseseçmek this as our goalhedef?
34
101566
2944
Neden hedef olarak bunu seçiyoruz?
01:56
And they mayMayıs ayı well asksormak,
35
104510
1923
Ve de sorabilirler,
01:58
why climbtırmanış the highesten yüksek mountaindağ?
36
106433
2579
Neden en yüksek dağa tırmanalım?
02:01
Why, 35 yearsyıl agoönce, flyuçmak the AtlanticAtlantik?
37
109012
4016
Neden, 35 yıl önce, Atlantik'i uçarak geçtik?
02:05
Why does RicePirinç playoyun TexasTexas?
38
113028
2184
Rice neden Texas'la oynasın? (Bilgi: Rice'ın zayıf, Texas'ın güçlü üniversite futbol takımları var.)
02:07
We chooseseçmek to go to the moonay.
39
115212
2611
Aya gitmeyi seçiyoruz.
02:09
We chooseseçmek to go to the moonay.
40
117823
2577
Aya gitmeyi seçiyoruz.
02:12
(ApplauseAlkış)
41
120400
5270
(Alkış)
02:17
We chooseseçmek to go to the moonay in this decadeonyıl,
42
125670
2914
Bu on yılda aya gitmeyi seçiyoruz,
02:20
and do the other things,
43
128584
1647
ve başka şeyler yapmayı da,
02:22
not because they are easykolay, but because they are hardzor.
44
130231
4329
kolay oldukları için değil, zor oldukları için.
02:26
JasonJason PontinPontin: To contemporariesçağdaşlarının,
45
134560
2170
Jason Pontin: Çağdaşlara göre,
02:28
ApolloApollo wasn'tdeğildi only a victoryzafer of WestBatı over EastDoğu
46
136730
3253
Apollo soğuk savaş döneminde
02:31
in the ColdSoğuk WarSavaş.
47
139983
1215
Batı'nın Doğu'ya bir zaferi değildi sadece.
02:33
At the time, the strongestEn güçlü emotionduygu
48
141198
2005
O zamanlarda, en güçlü duygu
02:35
was of wondermerak etmek
49
143203
1725
teknolojinin insan aklını aşan gücüne
02:36
at the transcendentaşkın powersgüçler of technologyteknoloji.
50
144928
3599
duyulan meraktı.
02:40
They wentgitti because it was a bigbüyük thing to do.
51
148527
5419
Gittiler çünkü yapılan büyük bir şeydi.
02:45
LandingAçılış on the moonay occurredoluştu in the contextbağlam
52
153946
2520
Aya iniş uzun bir dizi teknolojik zafer
02:48
of a long seriesdizi of technologicalteknolojik triumphszafer.
53
156466
3165
bağlamında gerçekleşti.
02:51
The first halfyarım of the 20thinci centuryyüzyıl producedüretilmiş
54
159631
2513
20. Yüzyılın ilk yarısı
02:54
the assemblymontaj linehat and the airplaneuçak,
55
162144
2136
montaj hattını ve uçağı üretti,
02:56
penicillinpenisilin and a vaccineaşı for tuberculosisTüberküloz.
56
164280
3274
penisilin ve tüberküloz için bir aşı üretti.
02:59
In the middleorta yearsyıl of the centuryyüzyıl,
57
167554
1302
Yüzyılın ortalarında
03:00
polioçocuk felci was eradicatederadike and smallpoxÇiçek hastalığı eliminatedelimine.
58
168856
3692
Çocuk felci yok edildi ve çiçek hastalığı ortadan kaldırıldı.
03:04
TechnologyTeknoloji itselfkendisi seemedgibiydi to possesssahip olmak
59
172548
1997
Teknolojinin kendisi
03:06
what AlvinAlvin TofflerToffler in 1970
60
174545
2584
Alvin Toffler'in 1970'de adlandırdığı
03:09
calleddenilen "accelerativeaccelerative thrustitme."
61
177129
2834
"hızlandırıcı itiş" e sahip görünüyordu.
03:11
For mostçoğu of humaninsan historytarih,
62
179963
1844
İnsanlık tarihinin çoğunda,
03:13
we could go no fasterDaha hızlı than a horseat
63
181807
2288
bir attan daha hızlı gidemedik
03:16
or a boattekne with a sailyelken,
64
184095
2101
ya da yelkenli bir tekneden,
03:18
but in 1969, the crewmürettebat of ApolloApollo 10
65
186196
2401
ama 1969'da, Apollo 10 mürettebatı
03:20
flewuçtu at 25,000 milesmil an hoursaat.
66
188597
3883
saatte 25.000 mil (40234 km) hızla uçtular.
03:24
SinceBeri 1970, no humaninsan beingsvarlıklar
67
192480
2900
1970 yılından beri, hiçbir insan
03:27
have been back to the moonay.
68
195380
1882
tekrar aya gidemedi.
03:29
No one has traveledseyahat fasterDaha hızlı than the crewmürettebat
69
197262
2219
Apollo 10'un mürettebatından hızlı
03:31
of ApolloApollo 10,
70
199481
1606
kimse seyahat edemedi,
03:33
and blitheoynaya optimismiyimserlik about technology'steknoloji en powersgüçler
71
201087
3772
ve teknolojinin gücü hakkındaki gamsız iyimserlik
03:36
has evaporatedbuharlaşıp
72
204859
1902
buharlaştı
03:38
as bigbüyük problemssorunlar we had imaginedhayal technologyteknoloji would solveçözmek,
73
206761
3571
teknolojinin çözebileceğini hayal ettiğimiz büyük sorunlar,
03:42
suchböyle as going to MarsMars,
74
210332
2303
Mars'a gitmek,
03:44
creatingoluşturma cleantemiz energyenerji, curingkür cancerkanser,
75
212635
3331
temiz enerji yaratmak, kanseri tedavi etmek
03:47
or feedingbesleme the worldDünya have come to seemgörünmek
76
215966
2809
ya da dünyayı doyurmak gibi,
03:50
intractablyintractably hardzor.
77
218775
2689
inatçı derecede zor gelmeye başladı.
03:53
I rememberhatırlamak watchingseyretme the liftoffkalkış of ApolloApollo 17.
78
221464
3709
Apollo 17'nin kalkışını izlediğimi hatırlıyorum.
03:57
I was fivebeş yearsyıl oldeski,
79
225173
2049
Beş yaşındaydım,
03:59
and my motheranne told me not to starebakıyorum
80
227222
2368
ve annem Saturn V roketinin ateşli egzozuna
04:01
at the fieryateşli exhaustegzoz of a SaturnSaturn V rocketroket.
81
229590
3135
gözlerimi dikerek bakmamamı söyledi.
04:04
I vaguelybelli belirsiz knewbiliyordum this was to be the last
82
232725
2441
Hayal meyal bir şekilde bunun ay görevlerinin
04:07
of the moonay missionsmisyonlar,
83
235166
1538
sonuncusu olduğunu biliyordum,
04:08
but I was absolutelykesinlikle certainbelli there would be
84
236704
3766
ama hayatım boyunca Mars kolonilerinin
04:12
MarsMars colonieskoloniler in my lifetimeömür.
85
240470
3310
olacağından kesinlikle emindim.
04:15
So "Something happenedolmuş
86
243780
2563
Ve "Büyük problemleri teknoloji ile çözme kapasitemize birşey oldu"
04:18
to our capacitykapasite to solveçözmek bigbüyük problemssorunlar with technologyteknoloji"
87
246343
4183
cümlesi
04:22
has becomeolmak a commonplaceolağan.
88
250526
2392
sıradan hale geldi.
04:24
You hearduymak it all the time.
89
252918
1390
Her zaman duyuyorsunuz.
04:26
We'veBiz ettik heardduymuş it over the last two daysgünler here at TEDTED.
90
254308
3412
Burada TED'de de son iki gün içinde duyduk.
04:29
It feelshissediyor as if technologiststeknoloji have divertedAktar us
91
257720
3968
Sanki teknoloji uzmanları bizi başka yöne çevirdiler gibi geliyor
04:33
and enrichedzenginleştirilmiş themselveskendilerini with trivialönemsiz toysoyuncaklar,
92
261688
2685
ve kendilerini önemsiz oyuncaklar ile zenginleştirdiler,
04:36
with things like iPhonesiPhone and appsuygulamaların and socialsosyal mediamedya,
93
264373
3505
IPhone'lar ve uygulamalar ve sosyal medya gibi,
04:39
or algorithmsalgoritmalar that speedhız automatedotomatikleştirilmiş tradingticari.
94
267878
3619
veya otomatik ticareti hızlandıran algoritmalar gibi.
04:43
There's nothing wrongyanlış with mostçoğu of these things.
95
271497
2394
Bunların çoğu yanlış değil.
04:45
They'veOnlar ettik expandedgenişletilmiş and enrichedzenginleştirilmiş our liveshayatları.
96
273891
3081
Hayatlarımızı geliştirdi ve zenginleştirdi.
04:48
But they don't solveçözmek humanity'sinsanlığın bigbüyük problemssorunlar.
97
276972
4701
Ama insanlığın büyük problemlerini çözmüyorlar.
04:53
What happenedolmuş?
98
281673
1213
Ne oldu?
04:54
So there is a parochialdar görüşlü explanationaçıklama in SiliconSilikon ValleyVadi,
99
282886
4914
Silikon Vadisi'nde dar görüşlü bir açıklama var,
04:59
whichhangi admitsitiraf that it has been fundingfinansman lessaz ambitiousiddialı companiesşirketler
100
287800
3445
Intel, Microsoft, Apple ve Genentech'i
05:03
than it did in the yearsyıl when it financedfinanse
101
291245
2302
finanse ettiği yıllara göre
05:05
IntelIntel, MicrosoftMicrosoft, AppleElma and GenentechGreentech.
102
293547
3158
şimdi daha az arzulu şirketleri finanse ettiğini kabul ediyorlar.
05:08
SiliconSilikon ValleyVadi saysdiyor the marketspiyasalar are to blamesuçlama,
103
296705
2560
Silikon Vadisi piyasalar suçlanmalı diyor,
05:11
in particularbelirli the incentivesteşvikler that venturegirişim capitalistskapitalistler
104
299265
2917
özellikle girişim sermayedarlarının
05:14
offerteklif to entrepreneursgirişimciler.
105
302182
1580
girişimcilere sundukları teşvikler.
05:15
SiliconSilikon ValleyVadi saysdiyor that venturegirişim investingyatırım
106
303762
2116
Silikon Vadisi girişim yatırımlarının
05:17
shiftedkaydırılır away from fundingfinansman transformationaldönüşüm ideasfikirler
107
305878
3863
dönüşümsel fikirleri finanse etmekten
05:21
and towardskarşı fundingfinansman incrementalartımlı problemssorunlar
108
309741
2939
değişen problemleri hatta sahte problemleri
05:24
or even fakesahte problemssorunlar.
109
312680
2048
finanse etmeye kaydığını söylüyor.
05:26
But I don't think that explanationaçıklama is good enoughyeterli.
110
314728
2751
Ama ben bu açıklamanın yeteri kadar iyi olduğunu düşünmüyorum.
05:29
It mostlyçoğunlukla explainsaçıklar what's wrongyanlış with SiliconSilikon ValleyVadi.
111
317479
3884
Bu çoğunlukla Silikon Vadisi'nde neyin yanlış olduğunu açıklıyor.
05:33
Even when venturegirişim capitalistskapitalistler were at theironların mostçoğu
112
321363
2650
Girişim sermayedarları risk açısından en rahat
05:36
risk-happyrisk-mutlu, they preferredtercihli smallküçük investmentsyatırımlar,
113
324013
2839
dönemlerinde bile küçük yatırımları tercih ettiler,
05:38
tinyminik investmentsyatırımlar that offeredsunulan an exitçıkış withiniçinde 10 yearsyıl.
114
326852
3864
10 yıl içinde çıkış sunan ufacık yatırımlar.
05:42
V.C.s have always struggledmücadele
115
330716
2319
Girişim sermayedarları her zaman
05:45
to investyatırmak profitablykarlı in technologiesteknolojiler suchböyle as energyenerji
116
333035
3075
enerji gibi sermaye gereksinimleri büyük olan
05:48
whosekimin capitalBaşkent requirementsGereksinimler are hugeKocaman
117
336110
2194
ve geliştirmesi uzun ve ayrıntılı olan
05:50
and whosekimin developmentgelişme is long and lengthyuzun,
118
338304
2708
karlı teknolojilere yatırım yapmak için mücadele ettiler,
05:53
and V.C.s have never, never fundedfinanse the developmentgelişme
119
341012
3157
ve girişim sermayedarları hiçbir zaman,
05:56
of technologiesteknolojiler meantdemek to solveçözmek bigbüyük problemssorunlar
120
344169
2998
hiçbir zaman ani ticari değer sağlamayan
05:59
that possesssahip olmak no immediateacil commercialticari valuedeğer.
121
347167
2694
büyük problemleri çözecek teknolojilere yatırım yapmadılar.
06:01
No, the reasonsnedenleri we can't solveçözmek bigbüyük problemssorunlar
122
349861
2212
Hayır, büyük sorunları çözemememizin sebepleri
06:04
are more complicatedkarmaşık and more profoundderin.
123
352073
4082
daha karmaşık ve daha derin.
06:08
SometimesBazen we chooseseçmek not to solveçözmek bigbüyük problemssorunlar.
124
356155
2987
Bazen büyük sorunları çözmeyi seçmiyoruz.
06:11
We could go to MarsMars if we want.
125
359142
2418
Eğer istesek Mars'a gidebilirdik.
06:13
NASANASA even has the outlineAnahat of a planplan.
126
361560
2867
Hatta NASA'da bir plan taslağı vardır.
06:16
But going to MarsMars would followtakip et a politicalsiyasi decisionkarar
127
364427
3489
Ama Mars'a gitmek genel katılımlı bir politik kararı
06:19
with popularpopüler appealtemyiz, and that will never happenolmak.
128
367916
3354
takip etmeli ve bu asla olmayacak.
06:23
We won'talışkanlık go to MarsMars, because everyoneherkes thinksdüşünüyor
129
371270
2742
Mars'a gitmeyeceğiz çünkü herkes
06:26
there are more importantönemli things
130
374012
1949
dünyada yapılacak daha önemli
06:27
to do here on EarthDünya.
131
375961
2287
şeyler olduğunu düşünüyor.
06:30
SometimesBazen, we can't solveçözmek bigbüyük problemssorunlar
132
378248
3044
Bazen, büyük sorunları politik sistemlerimiz
06:33
because our politicalsiyasi systemssistemler failbaşarısız.
133
381292
2504
başarısız olduğu için çözemeyiz.
06:35
TodayBugün, lessaz than two percentyüzde
134
383796
2098
Bugün dünya enerji tüketiminin %2'den azı
06:37
of the world'sDünyanın en energyenerji consumptiontüketim
135
385894
1687
rüzgar, güneş ve biyoyakıt gibi
06:39
derivestürer from advancedileri, renewableyenilenebilir sourceskaynaklar
136
387581
2166
gelişmiş, yenilenebilir kaynaklardan
06:41
suchböyle as solargüneş, windrüzgar and biofuelsbiyoyakıt,
137
389747
2878
elde ediliyor,
06:44
lessaz than two percentyüzde,
138
392625
1582
yüzde ikiden daha az,
06:46
and the reasonneden is purelyyalnızca economicekonomik.
139
394207
2104
ve sebep tamamen ekonomik.
06:48
CoalKömür and naturaldoğal gasgaz are cheaperdaha ucuz
140
396311
2193
Kömür ve doğal gaz
06:50
than solargüneş and windrüzgar,
141
398504
1745
rüzgar ve güneşten daha ucuz,
06:52
and petroleumPetrol is cheaperdaha ucuz than biofuelsbiyoyakıt.
142
400249
2519
ve petrol biyoyakıtlardan daha ucuz.
06:54
We want alternativealternatif energyenerji sourceskaynaklar
143
402768
2681
Fiyatta rekabet edebilecek
06:57
that can competeyarışmak on pricefiyat. NoneHiçbiri existvar olmak.
144
405449
3001
alternatif enerji kaynakları istiyoruz. Hiç yok.
07:00
Now, technologiststeknoloji, business leadersliderler
145
408450
2705
Şimdi, teknoloji uzmanları, iş liderleri
07:03
and economistsekonomistler all basicallytemel olarak agreeanlaşmak
146
411155
2496
ve ekonomistler hepsi bir konuda hemfikir
07:05
on what nationalUlusal policiespolitikaları and internationalUluslararası treatiesantlaşmalar
147
413651
3501
milli politikalar ve uluslarası anlaşmalar alternatif enerjinin
07:09
would spurmahmuz the developmentgelişme of alternativealternatif energyenerji:
148
417152
3284
geliştirilmesini teşvik etmeli:
07:12
mostlyçoğunlukla, a significantönemli increaseartırmak in energyenerji
149
420436
2715
çoğunlukla, enerji araştırma ve geliştirmesinde
07:15
researchAraştırma and developmentgelişme,
150
423151
1417
önemli bir artış
07:16
and some kindtür of pricefiyat on carbonkarbon.
151
424568
2795
ve karbon üzerinde bir çeşit fiyatlandırma.
07:19
But there's no hopeumut in the presentmevcut politicalsiyasi climateiklim
152
427363
3204
Ama mevcut siyasi iklimde umut yok
07:22
that we will see U.S. energyenerji policypolitika
153
430567
2393
ABD enerji politikası
07:24
or internationalUluslararası treatiesantlaşmalar that reflectyansıtmak that consensusfikir birliği.
154
432960
4767
ya da uluslarası anlaşmalar bu uzlaşmayı yansıtmıyor.
07:29
SometimesBazen, bigbüyük problemssorunlar that had seemedgibiydi technologicalteknolojik
155
437727
4484
Bazen, teknolojik görünen büyük sorunların
07:34
turndönüş out not to be so.
156
442211
1899
öyle olmadıkları ortaya çıkar.
07:36
FaminesKıtlıklar were long understoodanladım to be causedneden oldu
157
444110
3218
Kıtlıkların sebebinin uzun süre
07:39
by failuresarızaları in foodGıda supplyarz.
158
447328
2408
gıda sağlamadaki eksiklikler olduğu düşünüldü.
07:41
But 30 yearsyıl of researchAraştırma have taughtöğretilen us
159
449736
2255
Ama 30 yıllık araştırmalar bize
07:43
that famineskıtlıklar are politicalsiyasi criseskrizler
160
451991
2668
kıtlıkların sebebinin gıda dağıtımını yıkıcı bir şekilde
07:46
that catastrophicallycatastrophically affectetkilemek foodGıda distributiondağıtım.
161
454659
3514
etkileyen politik krizler olduğunu öğretti.
07:50
TechnologyTeknoloji can improveiyileştirmek things like cropekin yieldsverimleri
162
458173
2963
Teknoloji ürünlerin mahsül miktarı veya gıdaların
07:53
or systemssistemler for storingdepolanması and transportingtaşıma foodGıda,
163
461136
4243
depolanması ve nakliyesi için sistemler gibi şeyleri
07:57
but there will be famineskıtlıklar so long as there are badkötü governmentshükümetler.
164
465379
5245
geliştirebilir ama kötü hükümetler oldukça kıtlıklar olacak.
08:02
FinallySon olarak, bigbüyük problemssorunlar sometimesara sıra eludekurtulmak solutionçözüm
165
470624
3515
Son olarak, büyük sorunlarda bazen çözüm akla gelmez
08:06
because we don't really understandanlama the problemsorun.
166
474139
3466
çünkü problemi gerçekten anlayamayız.
08:09
PresidentBaşkan NixonNixon declaredbeyan warsavaş on cancerkanser in 1971,
167
477605
4944
Başkan Nixon 1971 yılında kanserle savaşı ilan etti,
08:14
but we soonyakında discoveredkeşfedilen
168
482549
1413
ama kısa zamanda keşfedildi ki
08:15
there are manyçok kindsçeşit of cancerkanser,
169
483962
2533
kanserin çok çeşidi var,
08:18
mostçoğu of them fiendishlyŞeytanmışçasına resistantdayanıklı to therapyterapi,
170
486495
3566
çoğunluğu tedaviye şeytanca dirençli,
08:22
and it is only in the last 10 yearsyıl
171
490061
2210
ve sadece son 10 yılda
08:24
that effectiveetkili, viableyaşayabilir therapiesterapiler
172
492271
2547
kalıcı, etkili tedaviler
08:26
have come to seemgörünmek realgerçek.
173
494818
2057
gerçek olabilir hale geldi.
08:28
HardZor problemssorunlar are hardzor.
174
496875
3050
Zor sorunlar zordur.
08:31
It's not truedoğru that we can't solveçözmek bigbüyük problemssorunlar throughvasitasiyla technologyteknoloji.
175
499925
4482
Büyük sorunları teknoloji ile çözemeyeceğimiz doğru değil.
08:36
We can, we mustşart, but these fourdört elementselementler
176
504407
3716
Yapabiliriz, yapmalıyız, ama şu dördünün
08:40
mustşart all be presentmevcut:
177
508123
1755
tamamı mevcut olmalıdır:
08:41
PoliticalSiyasi leadersliderler and the publichalka açık
178
509878
1944
Siyasi liderler ve halk
08:43
mustşart carebakım to solveçözmek a problemsorun;
179
511822
1742
bir sorunu çözmek istemelidir;
08:45
institutionskurumlar mustşart supportdestek its solutionçözüm;
180
513564
3171
kurumlar çözümü desteklemelidir;
08:48
It mustşart really be a technologicalteknolojik problemsorun;
181
516735
3075
Gerçekten teknolojik bir sorun olması gerekir;
08:51
and we mustşart understandanlama it.
182
519810
3851
ve biz sorunu anlamalıyız.
08:55
The ApolloApollo missionmisyon,
183
523661
1447
Apollo görevi,
08:57
whichhangi has becomeolmak a kindtür of metaphormecaz
184
525108
2737
büyük sorunları çözmede teknolojinin kapasitesi
08:59
for technology'steknoloji en capacitykapasite to solveçözmek bigbüyük problemssorunlar,
185
527845
3184
için bir çeşit metafor haline gelmiştir,
09:03
metmet these criteriakriterleri.
186
531029
2211
bu şartları sağladı.
09:05
But it is an irreproducibleirreproducible modelmodel for the futuregelecek.
187
533240
3427
Ama gelecek için tekrar edilemeyen bir modeldir.
09:08
It is not 1961.
188
536667
1824
1961'de değiliz.
09:10
There is no galvanizinggalvanizleme contestyarışma like the ColdSoğuk WarSavaş,
189
538491
4091
Soğuk savaş dönemindeki gibi bir galvanizleme yarışı yok,
09:14
no politicianpolitikacı like JohnJohn KennedyKennedy
190
542582
2359
John Kennedy gibi zor ve tehlikelide
09:16
who can heroizeheroize the difficultzor and the dangeroustehlikeli,
191
544941
3191
başrol oynayacak politikacılar yok,
09:20
and no popularpopüler scienceBilim fictionalkurgusal mythologymitoloji
192
548132
3345
ve güneş sistemini keşfetmek gibi
09:23
suchböyle as exploringkeşfetmek the solargüneş systemsistem.
193
551477
3106
düşsel mitolojiler içeren popüler bilim yok.
09:26
MostÇoğu of all, going to the moonay
194
554583
2402
En önemlisi, Ay'a gidişin
09:28
turneddönük out to be easykolay.
195
556985
1862
kolay olduğu ortaya çıktı.
09:30
It was just threeüç daysgünler away.
196
558847
2048
Sadece üç gün uzaklıktaydı.
09:32
And arguablytartışmalı it wasn'tdeğildi even solvingçözme
197
560895
2885
Ve tartışılır bir şekilde aya gitmek
09:35
much of a problemsorun.
198
563780
2604
problem çözmek bile değildi.
09:38
We are left aloneyalnız with our day,
199
566384
4080
Günümüzle başbaşa kaldık,
09:42
and the solutionsçözeltiler of the futuregelecek will be harderDaha güçlü wonwon.
200
570464
5477
ve geleceğin çözümleri daha zor kazanılacak.
09:47
God knowsbilir, we don't lackeksiklik for the challengeszorluklar.
201
575941
2785
Tanrı biliyor ya, sorunları çözmek için eksikliğimiz yok.
09:50
Thank you very much.
202
578726
1154
Çok teşekkür ederim.
09:51
(ApplauseAlkış)
203
579880
6000
(Alkış)
Translated by Bora Yüret
Reviewed by João Marcelo Larrubia

▲Back to top

ABOUT THE SPEAKER
Jason Pontin - Editor
Jason Pontin is the editor-in-chief and publisher of MIT Technology Review.

Why you should listen

As the editor-in-chief and publisher of MIT Technology Review, Jason Pontin looks into the future, and thinks deeply about what technologies are going to get us there. Pontin has been editor-in-chief of the magazine since 2004 and publisher since 2005, at which point he began its transition to a digital-first magazine. Pontin reduced the number of annual print issues from eleven to six while refocusing the publication's energy toward original daily content. From 1996 to 2002, Pontin was the editor of the now-defunct Red Herring magazine.

More profile about the speaker
Jason Pontin | Speaker | TED.com