TED2014
Hugh Herr: The new bionics that let us run, climb and dance
Hugh Herr: Koşmamıza, tırmanmamızı ve dans etmemizi sağlayan yeni biyonikler
Filmed:
Readability: 5.5
13,277,876 views
Hugh Herr doğanın kendi tasarımından esinlenerek yeni nesil biyonik uzuv, robotik protez üretiyor. Herr 30 yıl önce bir tırmanma kazasında bacaklarını kaybetmiş; şimdi ise, MIT Medya Laboratuvarının Biyomekatronik grubu başkanı olarak, bu konuşmasında inanılmaz teknolojisini . 2013 yılı Boston Maratonu saldırısında sol bacağını kaybeden ve ilk defa TED sahnesinde tekrar dans eden Adrianne Haslet-Davis'in yardımıyla bu hem teknik ve son derece kişisel konuşmasında gösteriyor.
Hugh Herr - Bionics designer
At MIT, Hugh Herr builds prosthetic knees, legs and ankles that fuse biomechanics with microprocessors to restore (and perhaps enhance) normal gait, balance and speed. Full bioAdrianne Haslet-Davis - Ballroom dancer
When Adrianne Haslet-Davis lost her left foot in the Boston Marathon bombing, her left leg was amputated to the knee. Less than a year later, she's back on her feet and dancing again. Full bio
At MIT, Hugh Herr builds prosthetic knees, legs and ankles that fuse biomechanics with microprocessors to restore (and perhaps enhance) normal gait, balance and speed. Full bioAdrianne Haslet-Davis - Ballroom dancer
When Adrianne Haslet-Davis lost her left foot in the Boston Marathon bombing, her left leg was amputated to the knee. Less than a year later, she's back on her feet and dancing again. Full bio
Double-click the English transcript below to play the video.
00:13
Looking deeply inside nature
0
1014
2828
Doğaya bilimin çekici gözlükleriyle
00:15
through the magnifying glass of science,
1
3842
3016
derinlemesine bakıldığında
00:18
designers extract principles,
2
6858
2215
tasarımcılar, tasarım metodolojisinin
00:21
processes and materials
3
9073
1627
çok temel esaslarını şekillendiren
00:22
that are forming the very
basis of design methodology,
basis of design methodology,
4
10700
4277
kurallar, işlemler ve malzemeler,
00:26
from synthetic constructs that resemble
5
14977
2913
biyolojik malzemelere benzeyen
00:29
biological materials
6
17890
2171
sentetik yapılardan
00:32
to computational methods that
emulate neural processes,
emulate neural processes,
7
20061
3450
sinirsel işlemleri taklit eden
sayısal yöntemler çıkarırlar.
sayısal yöntemler çıkarırlar.
00:35
nature is driving design.
8
23511
3828
Doğa tasarımı yönlendiriyor.
00:39
Design is also driving nature.
9
27339
3011
Tasarım da doğayı yönlendiriyor.
00:42
In realms of genetics, regenerative medicine
10
30350
1658
Genetik, yenileyici tıp
00:44
and synthetic biology,
11
32008
1879
ve sentetik biyoloji alanında
00:45
designers are growing novel technologies
12
33887
2537
tasarımcılar doğanın öngöremediği veya
00:48
not foreseen or anticipated by nature.
13
36424
4537
ummadığı ilginç
teknolojiler geliştiriyorlar.
teknolojiler geliştiriyorlar.
00:52
Bionics explores the interplay
14
40961
4218
Biyonikler biyoloji ve tasarım
00:57
between biology and design.
15
45179
1928
arasındaki etkileşimi keşfeder.
00:59
As you can see, my legs are bionic.
16
47107
3812
Gördüğünüz gibi, bacaklarım biyonik.
01:02
Today I will tell human stories
17
50919
2730
Bugün biyonikle bütünleşen
01:05
of bionic integration,
18
53649
2917
insan hikayeleri anlatacağım.
01:08
how electromechanics attached to the body
19
56566
2929
Elektromekaniklerin
vücuda nasıl bağlandığını
vücuda nasıl bağlandığını
01:11
and implanted inside the body
20
59495
2303
ve vücuda nasıl nakledildiğini,
01:13
are beginning to bridge the gap
21
61798
2488
engel ve beceri,
insan sınırları ve
insan sınırları ve
01:16
between disability and ability,
22
64286
2713
insan potansiyeli arasındaki
01:18
between human limitation
23
66999
2811
köprünün nasıl oluşturduğunu anlatacağım.
01:21
and human potential.
24
69810
2654
01:24
Bionics has defined my physicality.
25
72464
3514
Biyonikler benim fizikselliğimi tanımladı.
01:27
In 1982, both of my legs were amputated
26
75978
2726
1982 yılında, iki bacağım da
dağ tırmanışı kazası sırasında
dağ tırmanışı kazası sırasında
01:30
due to tissue damage from frostbite
27
78704
2128
maruz kaldığım soğuk ısırığına bağlı
01:32
incurred during a mountain climbing accident.
28
80832
2912
doku hasarı nedeniyle kesildi.
01:35
At that time, I didn't view my body
29
83744
2399
O zaman, vücudumu
01:38
as broken.
30
86143
1891
eksik olarak görmedim.
01:40
I reasoned that a human being
31
88034
2685
Bir insanın asla
01:42
can never be broken.
32
90719
2684
eksik olamayacağını düşündüm.
01:45
Technology is broken.
33
93403
2907
Eksik olan teknolojidir.
01:48
Technology is inadequate.
34
96310
3005
Yetersiz olan teknolojidir.
01:51
This simple but powerful idea
35
99315
2862
Bu basit ama güçlü fikir
01:54
was a call to arms
36
102177
1792
ileri teknolojiyi
01:55
to advance technology
37
103969
2109
kendi engelimin ve nihayetinde
01:58
for the elimination of my own disability
38
106078
2573
diğerlerinin engelini
ortadan kaldırması için
ortadan kaldırması için
02:00
and ultimately the disability of others.
39
108651
3615
bir göreve çağrı idi.
02:04
I began by developing specialized limbs
40
112266
3113
İşe beni kaya ve buz tırmanışının
02:07
that allowed me to return
41
115379
1631
dik dünyasına geri döndüren
02:09
to the vertical world of rock and ice climbing.
42
117010
2333
özelleştirilmiş uzuvlar
geliştirerek başladım.
geliştirerek başladım.
02:11
I quickly realized that the artificial part of my body
43
119343
3086
Vücudumun yapay kısımlarının
02:14
is malleable,
44
122429
1884
şekillendirilebilir olduğunu fark ettim.
02:16
able to take on any form, any function,
45
124313
3809
Her formu, her işlevi alabilen,
02:20
a blank slate through which to create
46
128122
3018
belki de biyolojik kabiliyetin
02:23
perhaps structures that could extend beyond
47
131140
3455
sınırlarının ötesine uzanabilecek
yapılar yaratmak için
yapılar yaratmak için
02:26
biological capability.
48
134595
2304
beyaz bir sayfa.
02:28
I made my height adjustable.
49
136899
1679
Yüksekliğimi ayarlanabilir hale getirdim.
02:30
I could be as short as five feet or as tall as I'd like.
50
138578
2891
150 santim kadar kısa veya
istediğim kadar uzun olabiliyordum.
istediğim kadar uzun olabiliyordum.
02:33
(Laughter)
51
141469
2183
(Kahkaha)
02:35
So when I was feeling badly about myself,
52
143652
3316
Kendimi kötü, güvensiz hissettiğimde
02:38
insecure, I would jack my height up,
53
146968
3873
yüksekliğimi artırırdım,
02:42
but when I was feeling confident and suave,
54
150841
2105
ama kendimi rahat ve
kendinden emin hissettiğimde,
kendinden emin hissettiğimde,
02:44
I would knock my height down a notch
55
152946
1720
rekabete bir fırsat vermek için
02:46
just to give the competition a chance.
56
154666
2599
yüksekliğimi biraz azaltırdım.
02:49
(Laughter) (Applause)
57
157265
3693
(Kahkaha) (Alkış)
02:52
Narrow, wedged feet allowed me to climb
58
160958
2369
Dar, kamalı ayaklar
insan ayağının giremediği
insan ayağının giremediği
02:55
steep rock fissures
59
163327
1364
02:56
where the human foot cannot penetrate,
60
164691
2348
dik kaya çatlaklarına
tırmanmamı sağladı.
tırmanmamı sağladı.
02:59
and spiked feet enabled me to climb
61
167039
2350
Çivili ayaklar ise
dik buz duvarlara
03:01
vertical ice walls
62
169389
1795
03:03
without ever experiencing muscle leg fatigue.
63
171184
4020
bacak kaslarını yormadan
tırmanmamı sağladı.
tırmanmamı sağladı.
03:07
Through technological innovation,
64
175204
2304
Teknolojik yenilikler sayesinde,
03:09
I returned to my sport stronger and better.
65
177508
2819
sporuma daha güçlü ve iyi döndüm.
03:12
Technology had eliminated my disability
66
180327
2383
Teknoloji engelimi ortadan kaldırdı
03:14
and allowed me a new climbing prowess.
67
182710
2618
ve bana yeni bir tırmanma hüneri verdi.
03:17
As a young man, I imagined a future world
68
185328
1792
Genç bir adam olarak, teknolojinin
03:19
where technology so advanced
69
187120
1855
çok ilerlerdiği bir gelecekte
03:20
could rid the world of disability,
70
188975
1869
engellilerin kurtulacağı
bir dünya hayal ettim.
bir dünya hayal ettim.
03:22
a world in which neural implants would allow
71
190844
1851
Sinirsel nakillerin
03:24
the visually impaired to see,
72
192695
2105
görme engellileri gördüreceği,
03:26
a world in which the paralyzed could walk
73
194800
2670
felçlilerin dış iskeletlerle
03:29
via body exoskeletons.
74
197470
2799
yürüyebileceği bir dünya.
03:32
Sadly, because of deficiencies in technology,
75
200269
2893
Maalesef, teknolojideki
eksiklikler nedeniyle
eksiklikler nedeniyle
03:35
disability is rampant in the world.
76
203162
1801
engellilik dünyada şahlanmış durumda.
03:36
This gentleman is missing three limbs.
77
204963
2709
Bu beyfendinin üç uzvu yok.
03:39
As a testimony to current technology,
78
207672
2712
Mevcut teknolojinin bir ispatı olarak
03:42
he is out of the wheelchair,
79
210384
1176
tekerlekli sandalyeden ayrıldı,
03:43
but we need to do a better job in bionics
80
211560
3482
fakat biyonik konusunda
daha iyi işler yapmalı
daha iyi işler yapmalı
03:47
to allow one day full rehabilitation
81
215042
2543
ve bu seviyede bir
sakatlığı olan kişi için
sakatlığı olan kişi için
03:49
for a person with this level of injury.
82
217585
3879
bir günlük tam rehabilitasyon
sağlamalıyız.
sağlamalıyız.
03:53
At the MIT Media Lab, we've established
83
221464
2247
MIT Medya Laboratuvarında
03:55
the Center for Extreme Bionics.
84
223711
1601
İleri Biyonikler Merkezi'ni kurduk.
03:57
The mission of the center
85
225312
1858
Merkezin görevi
03:59
is to put forth fundamental science
86
227170
2651
geniş bir yelpazede beyin ve
04:01
and technological capability that will allow
87
229821
2698
vücut engelleri olan insanlarda
04:04
the biomechatronic and regenerative repair of humans
88
232519
2865
biyomekatronik ve rejeneratif
onarıma imkan sağlayacak
onarıma imkan sağlayacak
04:07
across a broad range
89
235384
1880
temel bilim ve teknolojik
kabiliyeti ortaya koymaktır.
kabiliyeti ortaya koymaktır.
04:09
of brain and body disabilities.
90
237264
3936
04:13
Today, I'm going to tell you how my legs function,
91
241200
2648
Bugün, merkezin
çalışmalarına bir örnek olarak
çalışmalarına bir örnek olarak
04:15
how they work,
92
243848
1587
sizlere bacaklarımın nasıl işlediğini,
04:17
as a case in point for this center.
93
245435
3172
nasıl çalıştığını göstereceğim.
04:20
Now, I made sure to shave my legs last night,
94
248607
1997
Dün gece bacaklarımı traş etmeyi unutmadım
04:22
because I knew I'd be showing them off.
95
250604
3582
çünkü onları göstereceğimi biliyordum.
04:26
Bionics entails the engineering
of extreme interfaces.
of extreme interfaces.
96
254186
3184
Biyonikler ileri arayüz
mühendisliği gerektiriyor.
mühendisliği gerektiriyor.
04:29
There's three extreme interfaces in my bionic limbs:
97
257370
2910
Biyonik uzuvlarımda üç
arayüz bulunuyor:
arayüz bulunuyor:
04:32
mechanical, how my limbs are attached
98
260280
2240
mekanik, uzuvlarımın
04:34
to my biological body;
99
262520
2099
biyolojik bedenime bağlanışı;
04:36
dynamic, how they move like flesh and bone;
100
264619
3323
dinamik, et ve kemik gibi hareket etmesi;
04:39
and electrical, how they communicate
101
267942
1274
ve elektriksel, sinir sistemimle
04:41
with my nervous system.
102
269216
1596
iletişime geçmesi.
04:42
I'll begin with mechanical interface.
103
270812
2840
Mekanik arayüz ile başlayacağım.
04:45
In the area of design, we still do not understand
104
273652
3124
Tasarım alanında, aletleri mekanik olarak
04:48
how to attach devices to the body mechanically.
105
276776
4132
vücuda nasıl bağlayacağımızı
anlayamıyoruz.
anlayamıyoruz.
04:52
It's extraordinary to me that in this day and age,
106
280908
3346
Bu günde ve bu çağda,
insan tarihindeki en olgun,
insan tarihindeki en olgun,
04:56
one of the most mature, oldest technologies
107
284254
2148
en eski teknolojilerden
biri olan ayakkabının
biri olan ayakkabının
04:58
in the human timeline, the shoe,
108
286402
2259
su toplanmasına neden olması
05:00
still gives us blisters.
109
288661
2363
bana sıradışı geliyor.
05:03
How can this be?
110
291024
1466
Bu nasıl olabilir?
05:04
We have no idea how to attach things to our bodies.
111
292490
3573
Aletlerin vücudumuza nasıl ekleneceği
konusunda hiçbir fikrimiz yok.
konusunda hiçbir fikrimiz yok.
05:08
This is the beautifully lyrical design work
112
296063
2923
MIT Medya Laboratuvarından
05:10
of Professor Neri Oxman at the MIT Media Lab,
113
298986
2752
Profesör Neri Oxman'ın
bu şiirsel tasarım işi,
bu şiirsel tasarım işi,
05:13
showing spatially varying exoskeletal impedances,
114
301738
3257
mekana göre değişen
dış iskelet dirençleri
dış iskelet dirençleri
05:16
shown here by color variation
115
304995
1907
3D modelde renk çeşitliliği ile
05:18
in this 3D-printed model.
116
306902
2522
burada gösterilmiştir.
05:21
Imagine a future where clothing
117
309424
1888
İstediğiniz yer ve mekanda
05:23
is stiff and soft where you need it,
118
311312
2844
en iyi destek ve esneklik için
05:26
when you need it, for optimal support and flexibility,
119
314156
3474
hiç rahatsızlık vermeden sert
veya yumuşak olan elbiselerin
veya yumuşak olan elbiselerin
05:29
without ever causing discomfort.
120
317630
2314
olduğu bir gelecek düşünün.
05:31
My bionic limbs are attached to my biological body
121
319944
3208
Biyonik uzuvlarım biyolojik bedenime
05:35
via synthetic skins
122
323152
2081
alt deri biyomekaniğini yansıtan
05:37
with stiffness variations
123
325233
2030
sertlik çeşitliliği olan
05:39
that mirror my underlying tissue biomechanics.
124
327263
4698
sentetik derilerle bağlı.
05:43
To achieve that mirroring,
125
331961
1350
Bu yansımayı gerçekleştirmek için
05:45
we first developed a mathematical model
126
333311
2127
önce biyolojik uzvumun matematik bir
05:47
of my biological limb.
127
335438
1576
modelini geliştirdik.
05:49
To that end, we used imaging tools such as MRI
128
337014
3134
Bu maksatla, vücudumun içine bakmak,
05:52
to look inside my body
129
340148
1668
çeşitli dokuların geometri ve
05:53
to figure out the geometries and locations
130
341816
2130
konumlarını belirlemek için MR gibi
05:55
of various tissues.
131
343946
1557
görüntüleme araçları kullandık.
05:57
We also took robotic tools.
132
345503
1646
Robotik araçlar da kullandık.
05:59
Here's a 14-actuator circle
133
347149
2473
İşte bu, biyolojik uzuv
06:01
that goes around the biological limb.
134
349622
2943
etrafında dönen 14-aktüatörlü daire.
06:04
The actuators come in, find the surface of the limb,
135
352565
2655
Aktüatör gelir, uzvun yüzeyini bulur,
06:07
measure its unloaded shape,
136
355220
2399
yüksüz şekli ölçer
06:09
and then they push on the tissues
137
357619
1599
ve dokularda ilerleyerek
06:11
to measure tissue compliances
138
359218
2054
her anatomik noktadaki
06:13
at each anatomical point.
139
361272
2077
doku uyumluluğunu ölçer.
06:15
We combine these imaging and robotic data
140
363349
2524
Biz de bu görüntüleme ve robotik verileri
06:17
to build a mathematical description
141
365873
1464
solda gösterilen biyolojik uzvumun
06:19
of my biological limb, shown on the left.
142
367337
1852
matematiksel tanımlamasını
yapmak için birleştiririz.
yapmak için birleştiririz.
06:21
You see a bunch of points, or nodes.
143
369189
1949
Nokta veya boğum demetleri görüyorsunuz.
06:23
At each node, there's a color that
represents tissue compliance.
represents tissue compliance.
144
371138
2979
Her boğumda, doku uyumunu
gösteren renkler var.
gösteren renkler var.
06:26
We then do a mathematical transformation
145
374117
2003
Sonra sağda gösterilen sentetik deriyi
06:28
to the design of the synthetic skin
146
376120
2120
tasarlamak için matematiksel
06:30
shown on the right,
147
378240
1591
dönüşüm yaptık
06:31
and we've discovered optimality is
148
379831
2059
ve en uyguna ulaşmak için
06:33
where the body is stiff, the
synthetic skin should be soft,
synthetic skin should be soft,
149
381890
3242
vücudun sert olduğu yerde,
sentetik deri yumuşak,
sentetik deri yumuşak,
06:37
where the body is soft,
the synthetic skin is stiff,
the synthetic skin is stiff,
150
385132
3716
vücudun yumuşak olduğu yerde,
sentetik derinin sert olması gerektiğini
sentetik derinin sert olması gerektiğini
06:40
and this mirroring occurs
151
388848
1146
ve bu yansımanın
06:41
across all tissue compliances.
152
389994
2431
tüm doku uyumlarında
meydana geldiğini keşfettik.
meydana geldiğini keşfettik.
06:44
With this framework,
153
392425
1728
Bu çerçevede,
06:46
we produced bionic limbs
154
394153
1219
giydiğim en rahat biyonik uzuvlar ürettik.
06:47
that are the most comfortable limbs I've ever worn.
155
395372
3591
06:50
Clearly in the future,
156
398963
1803
Gelecekte,
06:52
our clothing, our shoes, our braces,
157
400766
3185
elbiselerimiz, ayakkabılarımız,
diş tellerimiz,
diş tellerimiz,
06:55
our prostheses, will no longer be designed
158
403951
2229
protezlerimiz bundan böyle
06:58
and manufactured using artisan strategies,
159
406180
2389
sanatkar stratejileri kullanılarak değil,
07:00
but rather data-driven quantitative frameworks.
160
408569
3166
veri odaklı sayısal çerçevelerle
tasarlanıp üretilecek.
tasarlanıp üretilecek.
07:03
In that future, our shoes
161
411735
2171
Bu gelecekte, ayakkabılarımız
07:05
will no longer give us blisters.
162
413906
3078
su toplanmasına neden olmayacak.
07:08
We're also embedding sensing and smart materials
163
416984
2856
Bizler ayrıca sentetik
deri içerisine duyarlı ve akıllı
deri içerisine duyarlı ve akıllı
07:11
into the synthetic skins.
164
419840
1450
maddeler yerleştiriyoruz.
07:13
This is a material
165
421290
1283
Bu madde
07:14
developed by SRI International, California.
166
422573
3258
SRI Uluslarlarası, Kaliforniya
tarafından geliştirildi.
tarafından geliştirildi.
07:17
Under electrostatic effect, it changes stiffness.
167
425831
3229
Elektrostatik altında,
sertliğini değiştiriyor.
sertliğini değiştiriyor.
07:21
So under zero voltage, the material is compliant.
168
429060
3638
Yani sıfır voltajda, madde uyumlu.
07:24
It's floppy like paper.
169
432698
1328
Kağıt gibi gevşek.
07:26
Then the button's pushed, a voltage is applied,
170
434026
2225
Sonra düğmeye basılınca,
voltaj uygulanır
voltaj uygulanır
07:28
and it becomes stiff as a board.
171
436251
3690
ve tahta gibi sertleşir.
07:33
We embed this material into the synthetic skin
172
441533
2805
Bu maddeyi biyonik uzvumu
biyolojik vücuduma bağlayan
biyolojik vücuduma bağlayan
07:36
that attaches my bionic limb to my biological body.
173
444338
3133
sentetik deriye yerleştirdik.
07:39
When I walk here,
174
447471
1411
Burada yürüdüğümde,
07:40
it's no voltage.
175
448882
1365
voltaj yok.
07:42
My interface is soft and compliant.
176
450247
2067
Arayüz yumuşak ve uyumlu.
07:44
The button's pushed, voltage is applied,
177
452314
1528
Düğmeye basılarak
voltaj uygulandığında
voltaj uygulandığında
07:45
and it stiffens,
178
453842
1392
sertleşiyor,
07:47
offering me a greater maneuverability
179
455234
1457
biyonik uzva harika bir
manevra yeteneği sağlıyor.
manevra yeteneği sağlıyor.
07:48
of the bionic limb.
180
456691
2138
07:50
We're also building exoskeletons.
181
458829
1946
Ayrıca dış iskelet de inşa ediyoruz.
07:52
This exoskeleton becomes stiff and soft
182
460775
2832
Dış iskelet koşu döngüsünün
doğru bölgelerinde
doğru bölgelerinde
07:55
in just the right areas of the running cycle
183
463607
2371
biyolojik bağlantıları
07:57
to protect the biological joints
184
465978
1852
yüksek darbe ve bozulmalardan
07:59
from high impacts and degradation.
185
467830
2906
korumak için sert ve yumuşak oluyor.
08:02
In the future, we'll all be wearing exoskeletons
186
470736
2711
Gelecekte, hepimiz
koşu gibi genel aktivitelerde
koşu gibi genel aktivitelerde
08:05
in common activities such as running.
187
473447
3288
dış iskelet giyiyor olacağız.
08:08
Next, dynamic interface.
188
476735
1641
Sıradaki, dinamik arayüz.
08:10
How do my bionic limbs move like flesh and bone?
189
478376
3122
Biyonik uzuvlarım nasıl
et ve kemik gibi hareket eder?
et ve kemik gibi hareket eder?
08:13
At my MIT lab, we study how humans
190
481498
2521
MIT'deki laboratuvarımda
normal insan fizyolojisinin nasıl dikildiğini,
yürüdüğünü, koştuğunu çalışıyoruz.
yürüdüğünü, koştuğunu çalışıyoruz.
08:16
with normal physiologies stand, walk and run.
191
484019
2876
08:18
What are the muscles doing,
192
486895
1686
Kaslar ne yapıyor
08:20
and how are they controlled by the spinal cord?
193
488581
2729
ve omurilik tarafından
nasıl kontrol ediliyorlar?
nasıl kontrol ediliyorlar?
08:23
This basic science motivates what we build.
194
491310
2588
Bu temel bilim, üretimimizi
harekete geçiriyor.
harekete geçiriyor.
08:25
We're building bionic ankles, knees and hips.
195
493898
2582
Biyonik bilek, diz ve kalça üretiyoruz.
08:28
We're building body parts from the ground up.
196
496480
2919
Tepeden tırnağa vücut parçaları üretiyoruz.
08:31
The bionic limbs that I'm wearing are called BiOMs.
197
499399
3642
Giydiğim biyonik uzuvun adı BiOMs.
08:35
They've been fitted to nearly 1,000 patients,
198
503041
3582
Neredeyse 1.000 hastaya uygulandı,
08:38
400 of which have been U.S. wounded soldiers.
199
506623
3282
bunlardan 400'ü yaralı ABD askeri.
08:41
How does it work? At heel
strike, under computer control,
strike, under computer control,
200
509905
2892
Nasıl çalışır? Topuk çarptığında,
bilgisayar kontrolünde,
bilgisayar kontrolünde,
08:44
the system controls stiffness
201
512797
2146
sistem sertliği kontrol ederek
08:46
to attenuate the shock of the limb hitting the ground.
202
514943
3169
yere çarpan uzvun darbesini azaltıyor.
08:50
Then at mid-stance, the bionic limb outputs
203
518112
2260
Sonra orta duruşta, biyonik uzuv
08:52
high torques and powers to lift the person
204
520372
2859
kişiyi yürüyüş adımına kaldırmak için
08:55
into the walking stride,
205
523231
1408
yüksek tork ve güç üretir,
08:56
comparable to how muscles work in the calf region.
206
524639
4019
baldır bölgesinde çalışan
kaslara benzer şekilde.
kaslara benzer şekilde.
09:00
This bionic propulsion is very important
207
528658
2594
Bu ileri itiş klinik olarak
09:03
clinically to patients.
208
531252
1425
hastalar için çok önemli.
09:04
So, on the left you see the bionic device
209
532677
1685
Evet, solda bir bayanın giydiği biyonik araç
09:06
worn by a lady --
210
534362
1566
görüyorsunuz --
09:07
on the right a passive device worn by the same lady
211
535928
2959
sağda aynı bayanın giydiği, normal kas işlevini
09:10
that fails to emulate normal muscle function --
212
538887
2508
canlandırmayı başaramayan pasif bir araç --
09:13
enabling her to do something
213
541395
2405
bu ona herkesin yapabilmesi
gereken şeyleri yapmayı sağlıyor,
gereken şeyleri yapmayı sağlıyor,
09:15
everyone should be able to do,
214
543800
1640
09:17
go up and down their steps at home.
215
545440
1799
ev merdivenlerini
aşağı yukarı gidebiliyor.
aşağı yukarı gidebiliyor.
09:19
Bionics also allows for extraordinary athletic feats.
216
547239
3521
Biyonikler ayrıca sıra dışı atletik
becerilere de olanak sağlar.
becerilere de olanak sağlar.
09:22
Here's a gentleman running up a rocky pathway.
217
550760
4784
Burada bir beyefendi
taşlı bir yolda koşuyor.
taşlı bir yolda koşuyor.
09:27
This is Steve Martin, not the comedian,
218
555544
2587
Bu Steve Martin, komedyen olan değil,
09:30
who lost his legs in a bomb blast in Afghanistan.
219
558131
3943
Afganistan'daki patlamada
bacaklarını kaybetti.
bacaklarını kaybetti.
09:34
We're also building exoskeletal structures
220
562074
3009
Ayrıca, biyolojik uzvu saran
09:37
using these same principles
221
565083
1835
aynı prensipleri kullanarak
09:38
that wrap around a biological limb.
222
566918
2972
dış iskelet yapılarını üretiyoruz.
09:41
This gentleman does not have
223
569890
2698
Bu beyefendinin herhangi bir
09:44
any leg condition, any disability.
224
572588
2958
bacak durumu, bir engeli yok.
09:47
He has a normal physiology,
225
575546
1903
Normal bir fizyolojiye sahip,
09:49
so these exoskeletons are applying
226
577449
2055
yani bu dış iskeletler
09:51
muscle-like torques and powers
227
579504
2767
kas gibi tork ve güç uyguluyor
09:54
so that his own muscles need not apply
228
582271
2171
böylece onun kasları bu tork ve güçleri
09:56
those torques and powers.
229
584442
2451
uygulaması gerekmiyor.
09:58
This is the first exoskeleton in history
230
586893
2612
Bu insan yürüyüşünü artıran
10:01
that actually augments human walking.
231
589505
2632
tarihteki ilk dış iskelet.
10:04
It significantly reduces metabolic cost.
232
592137
3193
Metabolik sarfiyatı önemli ölçüde azaltır.
10:07
It's so profound in its augmentation
233
595330
2655
Artırımı o kadar muazzam ki
10:09
that when a normal, healthy person
234
597985
1602
normal, sağlıklı bir insan
10:11
wears the device for 40 minutes
235
599587
1765
aleti 40 dakika giydiğinde
10:13
and then takes it off,
236
601352
1659
ve sonra çıkardığında,
10:15
their own biological legs
237
603011
1636
kendi biyolojik bacakları
10:16
feel ridiculously heavy and awkward.
238
604647
3035
komik bir şekilde ağır
ve garip hissettiriyor.
ve garip hissettiriyor.
Vücutlarımıza eklenen makinelerin
10:19
We're beginning the age in which
239
607682
1941
10:21
machines attached to our bodies
240
609623
1851
10:23
will make us stronger and faster
241
611474
1824
bizi daha güçlü ve daha hızlı
10:25
and more efficient.
242
613298
2130
ve daha etkili yapacağı bir yaşta başlıyoruz.
10:27
Moving on to electrical interface,
243
615428
1686
Elektriksel arayüzde devam edersek,
10:29
how do my bionic limbs communicate
244
617114
1423
biyonik uzuvlarım nasıl
10:30
with my nervous system?
245
618537
1917
sinir sistemimle iletişime geçiyor?
10:32
Across my residual limb are electrodes
246
620454
2063
Kalan uzuv boyunca elektrotlar
10:34
that measure the electrical pulse of my muscles.
247
622517
2608
kaslarımın elektriksel atımlarını ölçer.
10:37
That's communicated to the bionic limb,
248
625125
2104
Bu biyonik uzuvla iletişim halindedir,
10:39
so when I think about moving my phantom limb,
249
627229
2745
yani hayalet bacağımı
hareket ettirmeyi düşündüğümde,
hareket ettirmeyi düşündüğümde,
10:41
the robot tracks those movement desires.
250
629974
3766
robot bu hareket arzusunu takip eder.
10:45
This diagram shows fundamentally
251
633740
1717
Bu diyagram temel olarak biyonik uzvun
10:47
how the bionic limb is controlled,
252
635457
2829
nasıl kontrol edildiğini gösterir.
10:50
so we model the missing biological limb,
253
638286
2678
Biz de eksik biyolojik uzvu modelledik
10:52
and we've discovered what reflexes occurred,
254
640964
2764
ve hangi reflekslerin meydana geldiğini,
10:55
how the reflexes of the spinal cord
255
643728
1500
omurilik reflekslerinin kasları
10:57
are controlling the muscles,
256
645228
1808
nasıl kontrol ettiğini
10:59
and that capability is embedded
257
647036
2699
ve bu becerinin biyonik uzvun çiplerine
11:01
in the chips of the bionic limb.
258
649735
3006
nasıl yerleştirileceğini keşfettik.
11:04
What we've done, then, is we modulate
259
652741
1969
Sonrasında yaptığımız şey,
11:06
the sensitivity of the reflex,
260
654710
2086
sinirsel sinyal ile
reflekslerin hassasiyetini
reflekslerin hassasiyetini
11:08
the modeled spinal reflex,
261
656796
1712
modellenmiş omurga
refleksini ayarladık.
refleksini ayarladık.
11:10
with the neural signal,
262
658508
1511
11:12
so when I relax my muscles in my residual limb,
263
660019
3546
Böylece kalan uzvumdaki
kaslarımı gevşettiğimde
kaslarımı gevşettiğimde
11:15
I get very little torque and power,
264
663565
2668
çok az bir tork ve güç elde ediyorum
11:18
but the more I fire my muscles,
265
666233
1552
ama kaslarımı ne kadar kasarsam
11:19
the more torque I get,
266
667785
1396
o kadar fazla tork oluyor
11:21
and I can even run.
267
669181
2543
ve koşabiliyorum bile.
11:23
And that was the first demonstration
268
671724
1638
Ve bu sinirsel komuta
altında ilk koşu gösterimi idi.
altında ilk koşu gösterimi idi.
11:25
of a running gait under neural command.
269
673362
3545
11:28
Feels great.
270
676907
1513
Harika hissettiriyor.
11:30
(Applause)
271
678420
3976
(Alkış)
11:35
We want to go a step further.
272
683555
2003
Bir adım ileri gitmek istiyoruz.
11:37
We want to actually close the loop
273
685558
2860
Aslında, insani ve biyonik harici uzuv
11:40
between the human and the bionic external limb.
274
688418
3723
arasındaki boşluğu kapatmak istiyoruz.
11:44
We're doing experiments where we're growing
275
692141
1723
Sinirleri, kesilen sinirleri
11:45
nerves, transected nerves,
276
693864
2045
kanallar ya da
mikro-kanal dizileri yoluyla
mikro-kanal dizileri yoluyla
11:47
through channels, or micro-channel rays.
277
695909
2122
geliştirdiğimiz deneyler yapıyoruz.
11:50
On the other side of the channel,
278
698031
1816
Kanalın diğer tarafında
11:51
the nerve then attaches to cells,
279
699847
2353
sinir hücrelere bağlanır,
11:54
skin cells and muscle cells.
280
702200
2506
deri ve kas hücrelerine.
11:56
In the motor channels we can sense
281
704706
2597
Motor kanallarında kişinin
11:59
how the person wishes to move.
282
707303
1767
hareket etme isteğini hissedebiliriz.
12:01
That can be sent out wirelessly to the bionic limb,
283
709070
2975
Bu da kablosuz olarak
biyonik uzva gönderilebilir,
biyonik uzva gönderilebilir,
12:04
then sensors on the bionic limb
284
712045
2449
sonra biyonik uzuvdaki sensörler
12:06
can be converted to stimulations
285
714494
2646
komşu kanallarda,
duyusal kanallarda
duyusal kanallarda
12:09
in adjacent channels, sensory channels.
286
717140
2550
dürtüye çevrilebiliyor.
12:11
So, when this is fully developed
287
719690
1881
Yani, bu tam olarak geliştirildiğinde
12:13
and for human use,
288
721571
2399
ve insanlar için kullanılabildiğinde,
12:15
persons like myself will not only have
289
723970
2660
benim gibi insanlar
sadece et ve kemik gibi
sadece et ve kemik gibi
12:18
synthetic limbs that move like flesh and bone,
290
726630
3184
hareket eden sentetik
uzuvlara sahip olmayacak,
uzuvlara sahip olmayacak,
12:21
but actually feel like flesh and bone.
291
729814
4116
tam olarak et ve kemik gibi hissedecek.
12:25
This video shows Lisa Mallette
292
733930
2264
Bu video Lisa Mallette'nin
iki biyonik bacak
iki biyonik bacak
12:28
shortly after being fitted with two bionic limbs.
293
736194
2872
takıldıktan hemen sonraki
durumunu gösteriyor.
durumunu gösteriyor.
12:31
Indeed, bionics is making
294
739066
1972
Hakikaten, biyonikler insanların
12:33
a profound difference in people's lives.
295
741038
2199
yaşamında derin farklılıklar yaratıyor.
12:35
(Video) Lisa Mallette: Oh my God.
296
743237
4061
(Video) Lisa Mallette: Aman Tanrım.
12:39
Oh my God, I can't believe it.
297
747298
4847
Aman Tanrım, inanamıyorum.
12:44
It's just like I've got a real leg.
298
752145
4193
Gerçek bacaklarım varmış gibi.
12:48
Now, don't start running.
299
756338
1862
Koşmaya başlama.
12:50
Man: Now turn around,
300
758230
1512
Man: Şimdi dön
12:51
and do the same thing walking up.
301
759742
1668
ve aynısını yürüyerek yap.
12:53
Walk up, get on your heel to toe,
302
761410
1936
Kalk, topuklarından parmak uçlarına yüksel,
12:55
like you would normally just walk on level ground.
303
763346
1540
normalde yaptığın gibi yürü.
12:56
Try to walk right up the hill.
304
764886
2703
Tepeye doğru yürümeye çalış.
13:01
LM: Oh my God.
305
769083
2616
LM: Aman Tanrım.
13:03
Man: Is it pushing you up?
306
771699
1389
Man: Seni yukarı itiyor mu?
13:05
LM: Yes! I'm not even -- I can't even describe it.
307
773088
5197
LM:Evet! Ben -- Bunu tarif bile edemem.
13:10
Man: It's pushing you right up.
308
778285
2324
Man: Seni direk yukarı itiyor.
13:12
Hugh Herr: Next week, I'm visiting the center's —
309
780609
2571
Hugh Herr: Haftaya -
13:15
(Applause) Thank you, thank you.
310
783180
4305
(Alkış) Teşekkür ederim, teşekkürler.
13:19
Thank you. Next week I'm visiting
311
787485
2357
Teşekkürler. Haftaya,
Medicare ve Medicaid Servisleri
Merkezini ziyaret edeceğim
Merkezini ziyaret edeceğim
13:21
the Center for Medicare and Medicaid Services,
312
789842
2812
13:24
and I'm going to try to convince CMS
313
792654
2657
ve MMM'yi uygun kod dili ve
13:27
to grant appropriate code language and pricing
314
795311
2589
ücretlendirme sağlamaya
ikna etmeye çalışacağım
ikna etmeye çalışacağım
13:29
so this technology can be made available
315
797900
1952
böylece buna ihtiyacı olan hastalar
13:31
to the patients that need it.
316
799852
2633
bu teknolojiye erişebilecek.
13:34
Thank you. (Applause)
317
802485
5222
Teşekkür ederim. (Applause)
13:39
It's not well appreciated, but over half
318
807707
1897
Hakettiği değeri görmedi fakat
13:41
of the world's population
319
809604
1979
dünya nüfusunun yarısından fazlası
13:43
suffers from some form of cognitive,
320
811583
2091
bir çeşit zihinsel, duygusal, duyusal
13:45
emotional, sensory or motor condition,
321
813674
2585
veya motor rahatsızlıktan muzdarip
13:48
and because of poor technology,
322
816259
1662
ve zayıf teknoloji yüzünden
13:49
too often, conditions result in disability
323
817921
2592
bu durumlar çoğu zaman sakatlık ve
13:52
and a poorer quality of life.
324
820513
2298
düşük hayat kalitesiyle sonuçlanıyor.
13:54
Basic levels of physiological function
325
822811
2393
En temel fizyolojik işlevler
13:57
should be a part of our human rights.
326
825204
2642
insan haklarımızın bir parçası olmalı.
13:59
Every person should have the right
327
827846
1970
Her insan istiyorsa,
14:01
to live life without disability
328
829816
1888
engelsiz bir hayat yaşama hakkına
14:03
if they so choose --
329
831704
2015
sahiptir.
14:05
the right to live life without severe depression;
330
833719
2803
Aşırı depresyon olmayan
bir hayat yaşama hakkına;
bir hayat yaşama hakkına;
14:08
the right to see a loved one
331
836522
1373
görme engelli ise
14:09
in the case of seeing impaired;
332
837895
2234
sevdiğini görme hakkına;
14:12
or the right to walk or to dance,
333
840129
1913
veya uzuv felci veya
uzuv kaybı durumunda
uzuv kaybı durumunda
14:14
in the case of limb paralysis
334
842042
1488
yürüme veya
14:15
or limb amputation.
335
843530
1747
dans etme hakkına.
14:17
As a society, we can achieve these human rights
336
845277
3807
Toplum olarak, insanların
engelli olmadığı savını
engelli olmadığı savını
14:21
if we accept the proposition
337
849084
2328
kabul edersek
14:23
that humans are not disabled.
338
851412
3977
bu insan haklarını elde edebiliriz.
14:27
A person can never be broken.
339
855389
2803
Bir insan asla eksik olamaz.
14:30
Our built environment, our technologies,
340
858192
3007
İnşa edilen çevremiz, teknolojimiz
14:33
are broken and disabled.
341
861199
1899
eksik ve engelli.
14:35
We the people need not accept our limitations,
342
863098
3024
Biz insanlar, sınırlamaları
kabul etmek zorunda değiliz.
kabul etmek zorunda değiliz.
14:38
but can transcend disability
343
866122
2231
Teknolojik yeniliklerle
14:40
through technological innovation.
344
868353
1868
engelleri aşabiliriz.
14:42
Indeed, through fundamental advances
345
870221
1867
Bu yüzyılda biyonik alanındaki
14:44
in bionics in this century,
346
872088
1870
temel ilerlemelerden hareketle
14:45
we will set the technological foundation
347
873958
2523
teknolojik gelişmiş bir
insan deneyimi için
insan deneyimi için
14:48
for an enhanced human experience,
348
876481
1972
teknolojik vakıflar kuracağız
14:50
and we will end disability.
349
878453
2702
ve engelliliği sona erdireceğiz.
14:53
I'd like to finish up with one more story,
350
881155
2300
Bir hikaye ile bitirmek istiyorum,
14:55
a beautiful story,
351
883455
1764
güzel bir hikaye,
14:57
the story of Adrianne Haslet-Davis.
352
885219
2686
Adrianne Haslet-Davis'in hikayesi.
14:59
Adrianne lost her left leg
353
887905
1991
Adrianne sol bacağını
15:01
in the Boston terrorist attack.
354
889896
2666
Boston terörist saldırısında kaybetti.
15:04
I met Adrianne when this photo was taken
355
892562
1679
Bu resim Adrianne ile Spaulding
Rehabilitasyon Hastanesi'nde
Rehabilitasyon Hastanesi'nde
15:06
at Spaulding Rehabilitation Hospital.
356
894241
2350
tanıştığımda çekildi.
15:08
Adrianne is a dancer, a ballroom dancer.
357
896591
2426
Adrianne bir dansçı, salon dansçısı.
15:11
Adrianne breathes and lives dance.
358
899017
2911
Adrianne dansla nefes alır ve yaşar.
15:13
It is her expression. It is her art form.
359
901928
2421
Bu onun ifade şekli. Bu onun sanat formu.
15:16
Naturally, when she lost her limb
360
904349
2256
Doğal olarak, Boston terörist saldırısında
15:18
in the Boston terrorist attack,
361
906605
1727
uzvunu kaybettiğinde,
15:20
she wanted to return to the dance floor.
362
908332
2981
dans pistlerine dönmek istedi.
15:23
After meeting her and driving home in my car,
363
911313
2463
Onunla tanışıp onu
evine bıraktıktan sonra
evine bıraktıktan sonra
15:25
I thought, I'm an MIT professor.
364
913776
2945
ben bir MIT profesörüyüm diye düşündüm.
15:28
I have resources. Let's build her a bionic limb
365
916721
2729
Kaynaklarım var. Hadi ona tekrar
dans etmesini sağlayacak
dans etmesini sağlayacak
15:31
to enable her to go back to her life of dance.
366
919450
3383
biyonik bir uzuv üretelim.
15:34
I brought in MIT scientists with expertise
367
922833
2638
Protez, robotik, makine öğrenimi ve
15:37
in prosthetics, robotics, machine learning
368
925471
2447
biyomekanikte uzman olan
MIT bilim adamlarını topladım.
MIT bilim adamlarını topladım.
15:39
and biomechanics,
369
927918
1311
15:41
and over a 200-day research period,
370
929229
2402
Ve 200 günden fazla bir
araştırma sürecinde
araştırma sürecinde
15:43
we studied dance.
371
931631
1474
dans çalıştık.
15:45
We brought in dancers with biological limbs,
372
933105
3896
Biyolojik uzuvları olan dansçıları getirdik
15:49
and we studied how do they move,
373
937001
2665
ve nasıl hareket ettiklerini,
15:51
what forces do they apply on the dance floor,
374
939666
3500
dans pistinde hangi kuvvetleri
uyguladıklarını çalıştık
uyguladıklarını çalıştık
15:55
and we took those data
375
943166
1551
ve bu verileri
15:56
and we put forth fundamental principles of dance,
376
944717
3799
ve dansın temel prensiplerini,
dönüşlü dans kabiliyetini
dönüşlü dans kabiliyetini
16:00
reflexive dance capability,
377
948516
1811
ortaya koyduk
16:02
and we embedded that intelligence
378
950327
1525
ve bu bilgileri
16:03
into the bionic limb.
379
951852
1822
biyonik uzuvlara yerleştirdik.
16:05
Bionics is not only about making people
380
953674
2276
Biyoniklerin tek amacı
insanları daha güçlü
insanları daha güçlü
16:07
stronger and faster.
381
955950
1461
ve hızlı yapmak değildir.
16:09
Our expression, our humanity
382
957411
2342
İfadelerimiz, insanlığımız
16:11
can be embedded into electromechanics.
383
959753
3203
elektromekaniklere yerleştirilebilir.
16:14
It was 3.5 seconds
384
962956
3055
Boston terörist saldırısında
bomba patlamaları
16:18
between the bomb blasts
385
966011
1649
3.5 saniye aralıkla gerçekleşti.
16:19
in the Boston terrorist attack.
386
967660
1786
16:21
In 3.5 seconds, the criminals and cowards
387
969446
3033
3.5 saniyede, suçlular ve korkaklar
16:24
took Adrianne off the dance floor.
388
972479
2982
Adrianne'yi dans pistinden aldılar.
16:27
In 200 days, we put her back.
389
975461
2691
200 gün içerisinde,
biz onu geri kazandık.
biz onu geri kazandık.
16:30
We will not be intimidated, brought down,
390
978152
2801
Şiddet eylemleri bizi korkutamayacak
16:32
diminished, conquered or stopped
391
980953
2300
deviremeyecek, alçaltamayacak,
yenemeyecek
yenemeyecek
16:35
by acts of violence.
392
983253
1808
veya durduramayacak.
16:37
(Applause)
393
985061
3693
(Alkış)
16:44
Ladies and gentlemen, please allow me to introduce
394
992782
2454
Bayanlar ve baylar,
karşınızda Adrianne Haslet-Davis,
16:47
Adrianne Haslet-Davis,
395
995236
1918
16:49
her first performance since the attack.
396
997154
2884
saldırıdan sonraki ilk
performansını gerçekleştirecek.
performansını gerçekleştirecek.
16:52
She's dancing with Christian Lightner.
397
1000038
2503
Christian Lightner ile dans ediyor.
16:54
(Applause)
398
1002541
6692
(Alkış)
17:05
(Music: "Ring My Bell" performed by Enrique Iglesias)
399
1013579
7391
(Müzik: "Ring My Bell" Enrique Iglesias)
17:51
(Applause)
400
1059267
7223
(Alkış)
18:22
Ladies and gentlemen,
401
1090244
1100
Bayanlar ve baylar,
18:23
members of the research team,
402
1091344
1618
araştırma ekibinin üyeleri,
18:24
Elliott Rouse and Nathan Villagaray-Carski.
403
1092962
4391
Elliott Rouse ve Nathan Villagaray-Carski.
18:29
Elliott and Nathan.
404
1097776
2411
Elliott ve Nathan.
18:32
(Applause)
405
1100187
6585
(Alkış)
ABOUT THE SPEAKERS
Hugh Herr - Bionics designerAt MIT, Hugh Herr builds prosthetic knees, legs and ankles that fuse biomechanics with microprocessors to restore (and perhaps enhance) normal gait, balance and speed.
Why you should listen
Hugh Herr co-directs the Center for Extreme Bionics at the MIT Media Lab, where he is pioneering a new class of biohybrid smart prostheses and orthoses to improve the quality of life for thousands of people with physical challenges. A powered ankle-foot prosthesis called the Empower by Ottobock, for instance, emulates the action of a biological leg to create a natural gait, allowing persons with amputation to walk with normal levels of speed and metabolism as if their legs were biological.
Herr also advances powerful body exoskeletons that augment human physicality beyond innate physiological levels, enabling humans to walk and run faster with less metabolic energy. He is the co-founder and Chief Scientific Officer of Dephy Inc., which creates products that augment physiological function through electromechanical enhancement.
Hugh Herr | Speaker | TED.com
Adrianne Haslet-Davis - Ballroom dancer
When Adrianne Haslet-Davis lost her left foot in the Boston Marathon bombing, her left leg was amputated to the knee. Less than a year later, she's back on her feet and dancing again.
Why you should listen
To ballroom dancer Adrianne Haslet-Davis, dancing was everything. So when she lost her left foot in the April 2013 Boston Marathon bombing, she vowed — from her hospital bed — that she would dance again. Two hundred days later, standing on the TED2014 stage, she did just that. With the help of MIT prostheticist Hugh Herr, Haslet-Davis performed in Vancouver for the first time since the bombing.
Adrianne Haslet-Davis | Speaker | TED.com