ABOUT THE SPEAKER
Martine Rothblatt - Transhumanist
Whether she’s inventing satellite radio, developing life-saving drugs or digitizing the human mind, Martine Rothblatt has a knack for turning visionary ideas into commonplace technology.

Why you should listen

After creating satellite radio with a startup that went on to become Sirius XM, Martine Rothblatt was on the verge of retirement. But her daughter’s rare lung disease inspired her to start United Therapeutics and develop an oral medication that changed the lives of thousands of patients. Now with the Terasem Foundation, she’s researching the digital preservation of personality as a means to enable the contents of our minds to outlast our bodies.

Rothblatt’s books include The Apartheid of Sex, which (inspired by her experiences as a transgendered woman) takes on conventional wisdom surrounding gender. Her latest book, Virtually Human, explores human rights for the digital lifeforms just over the horizon.

More profile about the speaker
Martine Rothblatt | Speaker | TED.com
TED2015

Martine Rothblatt: My daughter, my wife, our robot, and the quest for immortality

Martine Rothblatt: Kızım, eşim, robotumuz ve ölümsüzlük arayışı

Filmed:
1,489,265 views

Sirius XM uydu radyosunun kurucusu, Martine Rothblatt şimdilerde nadir görülen hastalıklar (buna kendi kızını da kurtaran bir ilaç da dâhil) için hayat kurtaran bir ilaç şirketini yönetiyor. Bu arada, sevdiği kadının bilincinin dijital bir dosyasını... ve robot bir eşi korumaya çalışıyor. Rothblatt, TED küratörü Chris Anderson'a, olağanüstü aşk hikâyesini, kimliğini, yaratıcılığını ve sınırsız olasılıkları anlatıyor.
- Transhumanist
Whether she’s inventing satellite radio, developing life-saving drugs or digitizing the human mind, Martine Rothblatt has a knack for turning visionary ideas into commonplace technology. Full bio

Double-click the English transcript below to play the video.

00:12
ChrisChris AndersonAnderson: So I guesstahmin
what we're going to do is
0
286
2521
Chris Anderson: Pekâlâ,
öyle tahmin ediyorum ki
00:14
we're going to talk about your life,
1
2807
2461
hayatın hakkında konuşacağız
00:17
and usingkullanma some picturesresimler
that you sharedpaylaşılan with me.
2
5268
3158
ve benimle paylaştığınız
bazı resimleri kullanacağız.
00:20
And I think we should startbaşlama
right here with this one.
3
8426
2949
Sanırım şu fotoğrafla başlamalıyız.
00:23
Okay, now who is this?
4
11375
2368
Peki, kim bu?
00:26
MartineMartine RothblattRothblatt: This is me
with our oldesten eski sonoğul EliEli.
5
14423
5069
Martine Rothblatt: Bu benim
en büyük oğlumuz Eli ile birlikte.
00:31
He was about ageyaş fivebeş.
6
19492
1890
Beş yaşlarındaydı.
00:33
This is takenalınmış in NigeriaNijerya
7
21382
2113
Bu fotoğraf Nijerya'da çekilmişti,
00:35
right after havingsahip olan takenalınmış
the WashingtonWashington, D.C. barbar examsınav.
8
23495
3994
Washington, D.C. baro sınavının
hemen ertesinde çekilmişti.
00:39
CACA: Okay. But this doesn't
really look like a MartineMartine.
9
27489
3575
CA: Peki ama bu çok da
Martine'e benzemiyor.
00:44
MRBAY: Right. That was myselfkendim as a maleerkek,
the way I was broughtgetirdi up.
10
32084
5617
MR: Evet. Bu benim erkekkenki hâlim,
büyütülüş şeklimdeki gibi.
00:51
Before I transitionedgeçiş from maleerkek
to femalekadın and MartinMartin to MartineMartine.
11
39831
3902
Erkekten kadına, Martin'den Martine'e
dönüşümümden önce.
00:55
CACA: You were broughtgetirdi up MartinMartin RothblattRothblatt.
12
43733
2029
CA: Martin Rothblatt olarak yetiştirildin.
00:57
MRBAY: CorrectDüzeltmek.
13
45762
1045
MR: Doğru.
00:58
CACA: And about a yearyıl after this pictureresim,
you marriedevli a beautifulgüzel womankadın.
14
46807
4624
CA: Bu resmin çekilmesinden yaklaşık
bir yıl sonra güzel bir kadınla evlendin.
01:03
Was this love at first sightgörme?
What happenedolmuş there?
15
51431
2516
İlk görüşte aşk mıydı? Ne oldu?
01:05
MRBAY: It was love at the first sightgörme.
16
53947
1810
MR: İlk görüşte aşktı.
01:07
I saw BinaBina at a discothequediskotek
in LosLos AngelesAngeles,
17
55757
4413
Bina'yı Los Angeles'da
bir diskotekte gördüm
01:12
and we latersonra beganbaşladı livingyaşam togetherbirlikte,
18
60170
3483
ve sonra birlikte yaşamaya başladık
01:15
but the momentan I saw her,
I saw just an auraatmosfer of energyenerji around her.
19
63653
3831
ama onu ilk gördüğüm anda
onun etrafındaki enerjiyi gördüm.
01:19
I askeddiye sordu her to dancedans.
20
67484
1672
Ona dans etmeyi teklif ettim.
01:21
She said she saw an auraatmosfer
of energyenerji around me.
21
69156
2902
O da bana benim etrafımda
bir enerji gördüğünü söyledi.
01:24
I was a singletek maleerkek parentebeveyn.
She was a singletek femalekadın parentebeveyn.
22
72058
3695
Ben bekâr ve çocuklu bir erkektim.
O da bekâr ve çocuklu bir kadındı.
01:27
We showedgösterdi eachher other
our kids'çocukların picturesresimler,
23
75753
2435
Birbirimize çocuklarımızın
resimlerini gösterdik
01:30
and we'vebiz ettik been happilymutlu marriedevli
for a thirdüçüncü of a centuryyüzyıl now.
24
78188
4110
ve yaklaşık 33 yıldır
mutlu bir evlilik sürdürüyoruz.
01:34
(ApplauseAlkış)
25
82298
4534
(Alkış)
01:38
CACA: And at the time, you were
kindtür of this hotshotsıcak çekim entrepreneurgirişimci,
26
86832
3058
CA: O zamanlarda,
uydular hakkında çalışan
01:41
workingçalışma with satellitesuydular.
27
89890
1695
yetenekli bir girişimciydin.
01:43
I think you had two successfulbaşarılı companiesşirketler,
28
91585
2262
Sanırım iki tane başarılı şirketin vardı
01:45
and then you startedbaşladı
addressingadresleme this problemsorun
29
93847
2104
ve sonra radyoları
dönüştürmek için uyduları
01:47
of how could you use satellitesuydular
to revolutionizedevrim radioradyo.
30
95951
4211
nasıl kullanabileceğimize ilişkin
problemi ele almıştın.
01:52
Tell us about that.
31
100162
1663
Biraz bundan bahset.
01:53
MRBAY: Right. I always
lovedsevilen spaceuzay technologyteknoloji,
32
101825
2136
MR: Evet. Her zaman uzay
teknolojisini sevmişimdir
01:55
and satellitesuydular, to me, are sortçeşit of
like the canoesKano that our ancestorsatalarımız
33
103961
3901
ve uydular, bana, atalarımızın
kanoları ilk defa
suya itmeleri gibi gelmiştir.
01:59
first pusheditilmiş out into the waterSu.
34
107862
2159
02:02
So it was excitingheyecan verici for me
to be partBölüm of the navigationGezinti
35
110021
3367
Yani, gökyüzü okyanusunda seyrüseferin
02:05
of the oceansokyanuslar of the skygökyüzü,
36
113388
2438
bir parçası olmak benim için
çok heyecan vericiydi
02:07
and as I developedgelişmiş differentfarklı typestürleri
of satelliteuydu communicationiletişim systemssistemler,
37
115826
4528
ve farklı uydu iletişim
sistemlerini geliştirdikçe,
02:12
the mainana thing I did was to launchbaşlatmak
biggerDaha büyük and more powerfulgüçlü satellitesuydular,
38
120354
5301
yaptığım temel şey daha büyük
ve daha güçlü uyduları fırlatmaktı,
02:17
the consequencesonuç of whichhangi
was that the receivingkabul antennasantenler
39
125655
3661
bunun sonu olarak da alıcı antenlerin
02:21
could be smallerdaha küçük and smallerdaha küçük,
40
129316
1974
daha küçük olabileceğiydi
02:23
and after going throughvasitasiyla
directdirekt televisiontelevizyon broadcastingYayın,
41
131290
3854
ve doğrudan televizyon yayınının ardından
02:27
I had the ideaFikir that if we could make
a more powerfulgüçlü satelliteuydu,
42
135144
3534
eğer daha güçlü bir uydu yapabilirsek
02:30
the receivingkabul dishtabak could be so smallküçük
43
138678
2740
alıcı çanağın daha küçük
olabileceği fikri aklıma geldi.
02:33
that it would just be a sectionBölüm
of a parabolicParabolik dishtabak,
44
141418
3292
Öyle ki bu çanak parabolik
çanağın sadece bir parçası,
02:36
a flatdüz little plateplaka embeddedgömülü
into the roofçatı of an automobileotomobil,
45
144710
3739
bir otomobilin üstüne yerleştirilecek
küçük düz bir parça olabilirdi
02:40
and it would be possiblemümkün to have
nationwideülke çapında satelliteuydu radioradyo,
46
148449
3901
ve ulusal uydu radyosuna sahip olabilirdi
02:44
and that's SiriusSirius XMXM todaybugün.
47
152350
2554
ve şu an bu sistem: Sirius XM.
02:46
CACA: WowVay canına. So who here has used SiriusSirius?
48
154904
2020
CA: Vay be. Kimler Sirius'u kullandı?
02:48
(ApplauseAlkış)
49
156924
2582
(Alkış)
02:51
MRBAY: Thank you for
your monthlyaylık subscriptionsabonelikleri.
50
159506
2178
MR: Aylık abonelikleriniz için
teşekkür ediyorum.
02:53
(LaughterKahkaha)
51
161684
2763
(Gülüşmeler)
02:56
CACA: So that succeededbaşarılı despiterağmen
all predictionstahminler at the time.
52
164447
4202
CA: Yani o zamanlardaki
tüm tahminlere karşı başarılı oldu.
03:00
It was a hugeKocaman commercialticari successbaşarı,
53
168649
2229
Çok büyük bir ticari başarıydı
03:02
but soonyakında after this, in the earlyerken 1990s,
54
170878
4319
ancak ondan kısa bir süre
sonra 1990'ların başında
03:07
there was this bigbüyük transitiongeçiş in your life
and you becameoldu MartineMartine.
55
175197
4516
hayatındaki bu büyük dönüşüm başladı
ve sen Martine olmaya başladın.
03:11
MRBAY: CorrectDüzeltmek.
CACA: So tell me, how did that happenolmak?
56
179713
3587
MR: Doğru.
CA: Anlatsana, nasıl oldu?
03:17
MRBAY: It happenedolmuş in consultationDanışma with BinaBina
and our fourdört beautifulgüzel childrençocuklar,
57
185010
6867
MR: Bina ve dört güzel
çocuğumuzla bir toplantı yaptık
03:23
and I discussedtartışılan with eachher of them
58
191877
4872
ve her birine tek tek ruhumun
03:28
that I feltkeçe my soulruh was always femalekadın,
and as a womankadın,
59
196749
5990
her zaman bir kadın gibi hissettiğini
03:34
but I was afraidkorkmuş people would
laughgülmek at me if I expressedifade it,
60
202739
4595
ama eğer bunu söylersem insanların
bana güleceğinden korktuğumu,
03:39
so I always kepttuttu it bottledşişelenmiş up
61
207334
2529
bu yüzden hep saklı tuttuğumu
03:41
and just showedgösterdi my maleerkek sideyan.
62
209863
3135
ve sadece erkeksi tarafımı
gösterdiğimi söyledim.
03:44
And eachher of them
had a differentfarklı take on this.
63
212998
3018
Her biri bu konuya farklı yaklaştı.
03:48
BinaBina said, "I love your soulruh,
64
216016
4481
Bina: "Ben senin ruhunu seviyorum,
03:52
and whetherolup olmadığını the outsidedışında
is MartinMartin and MartineMartine,
65
220497
3576
dışı Martin ya da Martine
benim için fark etmez,
03:56
it doesn't it mattermadde to me,
I love your soulruh."
66
224073
2415
senin ruhunu seviyorum." dedi.
03:58
My sonoğul said, "If you becomeolmak a womankadın,
will you still be my fatherbaba?"
67
226488
7662
Oğlum: "Eğer bir kadın olursan
hâlâ benim babam
olmaya devam edecek misin?" dedi.
04:06
And I said, "Yes,
I'll always be your fatherbaba,"
68
234150
3227
Ben de: "Evet her zaman
senin baban olarak kalacağım." dedim
04:09
and I'm still his fatherbaba todaybugün.
69
237377
3298
ve hâlâ da onun babasıyım.
04:12
My youngestEn genç daughterkız evlat did an absolutelykesinlikle
brilliantparlak five-year-oldbeş-yıl-yaşlı thing.
70
240675
4551
En küçük kızım mükemmel bir
beş yaş tepkisi verdi.
04:17
She told people, "I love my dadbaba
and she lovessever me."
71
245226
5061
Bana dedi ki: "Ben babamı seviyorum
ve o (kadın) da beni seviyor.".
04:23
So she had no problemsorun
with a genderCinsiyet blendingharmanlama whatsoeverher ne.
72
251897
4535
Şöyle ki kızımın cinsiyetleri karıştırma
konusunda hiçbir problemi yoktu.
04:28
CACA: And a coupleçift yearsyıl after this,
you publishedyayınlanan this bookkitap:
73
256432
2917
CA: Bu olaydan sonra şu kitabı yayınladın:
04:31
"The ApartheidIrk ayrımı of SexSeks."
74
259349
1880
"Cinsiyet Ayrımı".
04:33
What was your thesistez in this bookkitap?
75
261229
2229
Bu kitaptaki iddian neydi?
04:35
MRBAY: My thesistez in this bookkitap is that there
are sevenYedi billionmilyar people in the worldDünya,
76
263458
4342
MR: Benim bu kitaptaki iddiam,
dünyada yedi milyar insanın yaşadığı
04:39
and actuallyaslında, sevenYedi billionmilyar uniquebenzersiz waysyolları
to expressekspres one'sbiri genderCinsiyet.
77
267800
5317
ve aslında bir cinsiyeti ifade etmenin
yedi milyar farklı yolu olduğuydu.
04:45
And while people mayMayıs ayı have
the genitalsüreme organları of a maleerkek or a femalekadın,
78
273117
6432
Her ne kadar insanların bir erkek
veya bir kadın cinsel organı olsa da
04:51
the genitalsüreme organları don't determinebelirlemek your genderCinsiyet
79
279549
3042
cinsel organlar sizin cinsiyetinizi
04:54
or even really your sexualcinsel identityKimlik.
80
282591
2809
ve hatta gerçekte
cinsel kimliğinizi belirlemez.
04:57
That's just a mattermadde of anatomyanatomi
81
285400
1695
Bu sadece bir vücut yapısı
04:59
and reproductiveüreme tractsyolları,
82
287095
1811
ve üreme yollarıdır
ve insanlar istedikleri
cinsiyeti seçebilirler,
05:00
and people could chooseseçmek
whateverher neyse genderCinsiyet they want
83
288906
3205
eğer ki toplum tarafından
05:04
if they weren'tdeğildi forcedzorunlu by societytoplum
into categorieskategoriler of eitherya maleerkek or femalekadın
84
292111
5366
erkek veya kadın kategorisini
seçmeye zorlanmazlarsa,
05:09
the way SouthGüney AfricaAfrika used to forcekuvvet people
into categorieskategoriler of blacksiyah or whitebeyaz.
85
297477
4294
aynen Güney Afrika'nın
insanları siyah veya beyaz
kategorisini seçmeye zorladığı gibi.
05:13
We know from anthropologicalAntropolojik scienceBilim
that raceyarış is fictionkurgu,
86
301778
4202
Antropoloji bilimden gelen bilgimizle
biliyoruz ki; ırk bir kurgudur,
05:17
even thoughgerçi racismırkçılık is very, very realgerçek,
87
305980
2802
her ne kadar ırkçılık
çok çok gerçek olsa da
05:20
and we now know from culturalkültürel studiesçalışmalar
88
308782
2600
ve şimdilerde ise toplumsal
çalışmalardan biliyoruz ki
05:23
that separateayrı maleerkek or femalekadın genderscinsiyet
is a constructedinşa fictionkurgu.
89
311382
3758
ayrı erkek ve kadın cinsiyetleri
yaratılmış bir kurgudur.
05:27
The realitygerçeklik is a genderCinsiyet fluidityakışkanlık
90
315570
2765
Gerçek olan ise cinsiyetin değişkenliğidir
05:30
that crosseshaçlar the entiretüm continuumsüreç
from maleerkek to femalekadın.
91
318335
3890
ki bu da erkekten kadına
bütün bir süreçte kesişmektedir.
05:34
CACA: You yourselfkendin don't always
feel 100 percentyüzde femalekadın.
92
322225
3559
CA: Sen kendini her zaman
yüzde yüz kadın hissetmiyorsun.
05:37
MRBAY: CorrectDüzeltmek. I would say in some waysyolları
93
325784
2235
MR: Doğru. Bazı açılardan cinsiyetimi
05:40
I changedeğişiklik my genderCinsiyet about as oftensık sık
as I changedeğişiklik my hairstylesaç modeli.
94
328019
3901
aynen saç stilimi değiştirdiğim gibi
değiştirdiğimi söyleyebilirim.
05:43
CACA: (LaughsGülüyor) Okay, now, this is
your gorgeousmuhteşem daughterkız evlat, JenesisJenesis.
95
331920
7222
CA: (Gülüşmeler) Peki, şimdi,
bu senin mükemmel kızın, Jenesis.
05:51
And I guesstahmin she was about this ageyaş
when something prettygüzel terriblekorkunç happenedolmuş.
96
339142
4383
Oldukça kötü bir şey meydana
geldiğinde yaklaşık bu yaşlardaydı.
05:55
MRBAY: Yes, she was findingbulgu herselfkendini
unableaciz to walkyürümek up the stairsmerdiven
97
343525
5275
MR: Evet, evimizde kendi
yatak odasına çıkan merdivenleri
06:00
in our houseev to her bedroomyatak odası,
98
348800
1811
çıkamadığını fark etti
06:02
and after severalbirkaç monthsay of doctorsdoktorlar,
99
350611
2202
ve doktorlarla geçirdiğimiz
birkaç aydan sonra
06:04
she was diagnosedtanısı to have a rarenadir,
almostneredeyse invariablyher zaman fatalölümcül diseasehastalık
100
352813
4454
çok nadir görülen
hemen hemen değişmeyecek
şekilde ölümcül bir hastalık olan
06:09
calleddenilen pulmonaryakciğer arterialArteryel hypertensionyüksek tansiyon.
101
357267
4071
pulmoner arteriyel
hipertansiyon teşhisi konuldu.
06:13
CACA: So how did you respondyanıtlamak to that?
102
361338
2531
CA: Peki buna nasıl tepki verdiniz?
MR: Şey, öncelikle onu götürebileceğimiz
en iyi doktorlara götürmeye çalıştık.
06:15
MRBAY: Well, we first trieddenenmiş to get her
to the besten iyi doctorsdoktorlar we could.
103
363869
3529
06:19
We endedbitti up at Children'sÇocuk NationalUlusal
MedicalTıbbi CenterMerkezi in WashingtonWashington, D.C.
104
367398
4017
Kendimizi en sonunda
Washington, D.C.'deki Ulusal
Çocuk Hastanesi'nde bulduk.
06:23
The headkafa of pediatricPediatrik cardiologyKardiyoloji
105
371415
2206
Çocuk kardiyolojisinin başındaki kişi,
06:25
told us that he was going to referbaşvurmak her
to get a lungakciğer transplantOrgan nakli,
106
373621
4484
kızımı akciğer nakline yönlendireceğini
06:30
but not to holdambar out any hopeumut,
107
378105
1879
ama umutlu olmamamız gerektiğini,
06:31
because there are
very fewaz lungsakciğerler availablemevcut,
108
379984
2112
çünkü uygun akciğerin,
özellikle de çocuklar için,
06:34
especiallyözellikle for childrençocuklar.
109
382096
1765
çok az olduğu söyledi.
06:35
He said that all people
with this illnesshastalık diedvefat etti,
110
383861
4458
Bize, bu teşhisin konulduğu
herkesin öldüğünü söyledi
06:40
and if any of you have seengörüldü
the filmfilm "Lorenzo'sLorenzo'nun OilPetrol,"
111
388319
4620
ve aranızda "Lorenzo'nun yağı"
filmini izleyenleriniz varsa,
ana karakterin ağlayarak
merdivenlerden aşağı indiği
06:44
there's a scenefaliyet alani, sahne when the protagonistkahraman
112
392939
1904
06:46
kindtür of rollsRulo down the stairwaymerdiven
cryingağlıyor and bemoaningbemoaning the fatekader of his sonoğul,
113
394843
6246
ve oğlunun kaderine
üzüldüğü bir sahne vardır,
06:53
and that's exactlykesinlikle
how we feltkeçe about JenesisJenesis.
114
401089
3367
işte bizim de Jenesis için
tam olarak hissettiğimiz şey buydu.
06:56
CACA: But you didn't acceptkabul etmek that
as the limitsınır of what you could do.
115
404456
3622
CA: Ama sen bunu yapabileceklerinin
bir sınırı olarak kabul etmedin.
07:00
You startedbaşladı tryingçalışıyor to researchAraştırma
and see if you could find a cureÇare somehowbir şekilde.
116
408078
4837
Araştırmaya ve bu hastalığı
tedavi edecek bir yol bulmak
için çalışmaya başladın.
07:04
MRBAY: CorrectDüzeltmek. She was in the intensiveyoğun
carebakım wardkoğuş for weekshaftalar at a time,
117
412915
3824
MR: Doğru. O dönemde
haftalarca yoğun bakımda kaldı
07:08
and BinaBina and I would tagetiket teamtakım
to staykalmak at the hospitalhastane
118
416739
3970
ve Bina ve ben
hastanede kalacakları seçtik,
07:12
while the other watchedizledi
the restdinlenme of the kidsçocuklar,
119
420709
2392
diğeri ise çocuklarla ilgilenecekti
07:15
and when I was in the hospitalhastane
and she was sleepinguyuyor,
120
423101
2577
ve ben hastanedeyden
ve o uyuyorken,
07:17
I wentgitti to the hospitalhastane librarykütüphane.
121
425678
1695
hastanenin kütüphanesine gittim.
07:19
I readokumak everyher articlemakale that I could find
on pulmonaryakciğer hypertensionyüksek tansiyon.
122
427373
4848
Pulmoner hipertansiyon hakkında
bulabildiğim tüm makaleleri okudum.
07:24
I had not takenalınmış any biologyBiyoloji,
even in collegekolej,
123
432221
3459
Okulda bile hiç biyoloji dersi almamıştım,
07:27
so I had to go from a biologyBiyoloji textbookders kitabı
to a college-levelÜniversite seviyesinde textbookders kitabı
124
435680
5627
bu yüzden temel biyoloji kitaplarından
üniversite seviyesindeki
kitaplara kadar gittim
07:33
and then medicaltıbbi textbookders kitabı
and the journaldergi articleshaberler, back and forthileri,
125
441307
4265
ve sonra tıbbi ders kitaplarına
ve ardından dergi makalelerine, git gel,
07:37
and eventuallysonunda I knewbiliyordum enoughyeterli to think
that it mightbelki be possiblemümkün
126
445572
4063
sonunda birilerinin, bir tedavi bulma
ihtimali olabileceğini düşünmek için
07:41
that somebodybirisi could find a cureÇare.
127
449635
1765
yeterli bilgiyi elde etmiştim.
07:43
So we startedbaşladı a nonprofitkâr amacı gütmeyen foundationvakıf.
128
451400
3854
Böylece kâr amacı
gütmeyen bir dernek kurduk.
07:47
I wroteyazdı a descriptionaçıklama
askingsormak people to submitGönder grantshibe
129
455254
4343
İnsanlara bağış yapmaları
için bir talepte bulundum
07:51
and we would payödeme for medicaltıbbi researchAraştırma.
130
459597
2739
ve böylece tıbbi araştırmayı
karşılayabilecektik.
07:54
I becameoldu an expertuzman on the conditionşart --
doctorsdoktorlar said to me, MartineMartine,
131
462336
3645
Konu hakkında uzmanlaşmıştım--
doktorlar bana, Martine,
07:57
we really appreciateanlamak all the fundingfinansman
you've providedsağlanan us,
132
465981
3715
bize sağladığın tüm
destekler için çok minnetarız
08:01
but we are not going to be ableyapabilmek
to find a cureÇare in time
133
469696
4040
ama kızını kurtabilecek bir tedaviyi
08:05
to savekayıt etmek your daughterkız evlat.
134
473736
1718
zamanında bulamayacağız dedi.
Fakat, Burroughs Wellcome
Şirketi tarafından geliştirilen
08:07
HoweverAncak, there is a medicinetıp
135
475454
1997
08:09
that was developedgelişmiş at the
BurroughsBurroughs WellcomeHoş geldiniz CompanyŞirket
136
477451
5201
08:14
that could haltDur the progressionilerleme
of the diseasehastalık,
137
482652
3112
hastalığın seyrini
kesebilecek bir ilaç var
08:17
but BurroughsBurroughs WellcomeHoş geldiniz has just
been acquiredsatın aldı by GlaxoGlaxo WellcomeHoş geldiniz.
138
485764
4806
fakat Burroughs Wellcome,
Glaxo Wellcome tarafından alındı.
08:22
They madeyapılmış a decisionkarar not to developgeliştirmek
139
490570
2153
Nadir ve seyrek görülen hastalıklar için
08:24
any medicinesilaçlar for rarenadir
and orphanyetim diseaseshastalıklar,
140
492723
3292
hiçbir ilaç geliştirmeme kararı aldılar
08:28
and maybe you could use your expertiseUzmanlık
in satelliteuydu communicationsiletişim
141
496015
4597
ve belki sen uydu
iletişimleri alanındaki bilgini
08:32
to developgeliştirmek this cureÇare
for pulmonaryakciğer hypertensionyüksek tansiyon.
142
500612
3619
pulmoner hipertansyion için bir
tedavi geliştirmek için kullanabilirsin.
08:37
CACA: So how on earthtoprak did you get
accesserişim to this drugilaç?
143
505191
3063
CA: Nasıl olur da bu ilaca erişebilirsin?
08:40
MRBAY: I wentgitti to GlaxoGlaxo WellcomeHoş geldiniz
144
508254
2174
MR: Glaxo Wellcome'a gittim
08:42
and after threeüç timeszamanlar beingolmak rejectedreddedilen
and havingsahip olan the doorkapı slammedçarptı in my faceyüz
145
510428
5479
ve üç kez reddedilişimden ve kapının
yüzüme kapanmasından sonra,
08:47
because they weren'tdeğildi going
to out-licensedışı lisans the drugilaç
146
515907
3508
çünkü ilaç üzerindeki lisans hakkını
08:51
to a satelliteuydu communicationsiletişim expertuzman,
147
519415
2793
bir uydu iletişimleri
uzmanına vermeyeceklerdi,
08:54
they weren'tdeğildi going to sendgöndermek the drugilaç
out to anybodykimse at all,
148
522208
6435
hiç kimseye ilacı vermeyeceklerdi
ve benim bu alanda
uzman olmadığımı düşündüler,
09:00
and they thought
I didn't have the expertiseUzmanlık,
149
528643
3039
09:03
finallyen sonunda I was ableyapabilmek to persuadeikna etmek
a smallküçük teamtakım of people to work with me
150
531682
6594
en sonunda küçük bir grubu
benimle birlikte çalışmaya ikna edebildim
09:10
and developgeliştirmek enoughyeterli credibilitygüvenilirlik.
151
538276
2368
ve yeterli güvenirliliği oluşturabildik.
09:12
I woregiydiği down theironların resistancedirenç,
152
540644
1881
Onların direncini zayıflattım
09:14
and they had no hopeumut this drugilaç
would even work, by the way,
153
542525
3570
ve bu arada bu işin başarılı
olabileceğine dair hiçbir inançları yoktu,
bana "zamanını boşa harcıyorsun.
Kızın hakkında çok üzgünüz."
09:18
and they trieddenenmiş to tell me,
"You're just wastingisraf your time.
154
546095
2718
09:20
We're sorry about your daughterkız evlat."
155
548813
1601
demeye çalıştılar.
09:22
But finallyen sonunda, for 25,000 dollarsdolar
156
550414
3018
Ancak en nihayetinde, 25.000 dolara
09:25
and agreementanlaşma to payödeme 10 percentyüzde
of any revenuesgelirleri we mightbelki ever get,
157
553432
4458
ve elde edilen gelirlerin
yüzde 10'u dâhil,
09:29
they agreedkabul to give me
worldwideDünya çapında rightshaklar to this drugilaç.
158
557890
3310
bana bu ilacın dünya çapındaki
haklarını verme konusunda anlaştık.
09:34
CACA: And so you put this drugilaç on the marketpazar
in a really brilliantparlak way,
159
562310
6306
CA: Yani sen bu ilacı mükemmel
bir şekilde piyasaya sürdün,
09:40
by basicallytemel olarak chargingdoldurma what it would take
to make the economicsekonomi bilimi work.
160
568616
4738
temelde parasal dengeyi
saptayıp bir değer biçerek yaptın.
09:45
MRBAY: Oh yes, ChrisChris, but this really wasn'tdeğildi
a drugilaç that I endedbitti up --
161
573354
3831
MR: Ah evet Chris ama bu
benim nihai sonucum değildi--
09:49
after I wroteyazdı the checkKontrol for 25,000,
162
577185
2995
onlara 25.000 dolarlık
bir çek yazdıktan sonra,
09:52
and I said, "Okay, where'snerede
the medicinetıp for JenesisJenesis?"
163
580180
2810
onlara "Peki, Jenesis için
olan ilaç nerede?" dedim.
09:54
they said, "Oh, MartineMartine,
there's no medicinetıp for JenesisJenesis.
164
582990
3181
Onlar bana "Ah, Martine, Jenesis
için uygun bir ilaç yok.
Bu bizim sadece farelerde
denediğimiz bir şey." dediler.
09:58
This is just something we trieddenenmiş in ratssıçanlar."
165
586171
2206
10:00
And they gaveverdi me, like,
a little plasticplastik ZiplocZiploc bagsırt çantası
166
588377
3715
Bana, içinde az miktarda toz olan
10:04
of a smallküçük amounttutar of powderpudra.
167
592092
1555
kilitlenebilir plastik torbada
bir şey verdiler.
10:05
They said, "Don't give it to any humaninsan,"
168
593647
2810
Bana "Bunu hiçbir insana verme" dediler
10:08
and they gaveverdi me a pieceparça of paperkâğıt
whichhangi said it was a patentpatent,
169
596457
3808
ve bana patent olduğu söylenilen
bir kâğıt parçası verdiler,
10:12
and from that, we had to figureşekil out
a way to make this medicinetıp.
170
600265
3831
ondan sonra bu ilacı hayata geçirecek
bir yol bulmak zorundaydık.
10:16
A hundredyüz chemistskimyacılar in the U.S.
at the topüst universitiesüniversiteler
171
604096
3065
Birleşik Devletler'de en iyi
üniversitelerde çalışan yüz kimyacı,
10:19
all sworeyemin ettim that little patentpatent
could never be turneddönük into a medicinetıp.
172
607161
4669
bu küçük patenti bir ilaca dönüştürmenin
mümkün olmadığına yemin ettiler.
10:23
If it was turneddönük into a medicinetıp,
it could never be deliveredteslim
173
611830
3295
Eğer ilaç ortaya çıkarsa,
bu ilaç alınamaz,
10:27
because it had a half-lifeHalf-Life
of only 45 minutesdakika.
174
615125
3227
çünkü ilaç sadece 45 dakikalık
bir yarılanma ömrüne sahipti.
10:30
CACA: And yethenüz, a yearyıl or two latersonra,
you were there with a medicinetıp
175
618352
4458
CA: Ve fakat, bir veya iki yıl sonra
elinde Jenesis için işe yarayan
10:34
that workedişlenmiş for JenesisJenesis.
176
622810
4157
bir ilaç vardı.
10:38
MRBAY: ChrisChris, the astonishingşaşırtıcı thing
is that this absolutelykesinlikle worthlessdeğersiz
177
626967
5034
MR: Chris, mükemmel olan şey,
bu değersiz toz parçasının
sadece Jenesis için değil
10:44
pieceparça of powderpudra
178
632001
1653
10:45
that had the sparkleışıltı of a promisesöz vermek
of hopeumut for JenesisJenesis
179
633654
4063
diğer insanların yaşamaları
için de bir umut ışığı taşımasıdır,
10:49
is not only keepingkoruma JenesisJenesis
and other people alivecanlı todaybugün,
180
637717
5247
ne var ki; bu toz, yıllık
10:54
but producesüretir almostneredeyse a billionmilyar
and a halfyarım dollarsdolar a yearyıl in revenuegelir.
181
642964
4133
bir buçuk milyar dolar gelir getiriyor.
10:59
(ApplauseAlkış)
182
647097
3826
(Alkış)
CA: Bak işte yaptın.
11:02
CACA: So here you go.
183
650923
2531
11:05
So you tookaldı this companyşirket publichalka açık, right?
184
653454
3553
Bu yüzden bu şirketi halka açtın değil mi?
11:09
And madeyapılmış an absolutekesin fortuneservet.
185
657007
2530
Bundan büyük bir servet elde ettin.
11:11
And how much have you paidödenmiş GlaxoGlaxo,
by the way, after that 25,000?
186
659537
3994
Peki Glaxo'ya kaç para ödemiştin,
unutmadan, 25.000 doların yanısıra?
11:15
MRBAY: Yeah, well, everyher yearyıl we payödeme them
10 percentyüzde of 1.5 billionmilyar,
187
663531
3808
MR: Evet, yani, her yıl onlara
1,5 milyar doların yüzde 10'unu ödüyoruz.
11:19
150 millionmilyon dollarsdolar,
last yearyıl 100 millionmilyon dollarsdolar.
188
667339
3715
150 milyon dolar,
geçen yıl 100 milyon dolar.
Bu onlar için hayatları
boyunca yaptıkları
11:23
It's the besten iyi returndönüş on investmentyatırım
they ever receivedAlınan. (LaughterKahkaha)
189
671054
3111
en büyük yatırımdı. (Gülüşmeler)
11:26
CACA: And the besten iyi newshaber of all, I guesstahmin,
190
674165
2067
CA: Sanırım en iyi haber ise
11:28
is this.
191
676232
1857
şudur.
11:30
MRBAY: Yes. JenesisJenesis is an absolutelykesinlikle
brilliantparlak younggenç ladybayan.
192
678089
4273
MR: Evet. Jenesis tamamıyla
mükemmel genç bir kız.
11:34
She's alivecanlı, healthysağlıklı todaybugün at 30.
193
682362
2623
Hâlâ hayatta, 30 yaşında ve sağlıklı.
11:36
You see me, BinaBina and JenesisJenesis there.
194
684985
2462
Beni, Bina'yı ve Jenesis'i görüyorsunuz.
11:39
The mostçoğu amazingşaşırtıcı thing about JenesisJenesis
195
687447
2879
Jenesis hakkındaki en muhteşem şey,
11:42
is that while she could do
anything with her life,
196
690326
2902
onun hayatta her şeyi
yapabilecek olmasıydı
11:45
and believe me, if you grewbüyüdü up
your wholebütün life with people
197
693228
3696
ve inanın ki, eğer insanların
sizin yüzünüze karşı
ölümcül bir hastalığa yakalandığınızı
söyleyerek yetiştiyseniz,
11:48
in your faceyüz sayingsöz
that you've got a fatalölümcül diseasehastalık,
198
696924
2922
11:51
I would probablymuhtemelen runkoş to TahitiTahiti and just
not want to runkoş into anybodykimse again.
199
699846
4713
muhtemelen Tahiti'ye giderdim,
bunu da sadece kimseyle
karşılaşmamak için yapardım.
11:56
But insteadyerine she choosesseçer to work
in UnitedAmerika TherapeuticsTedavi.
200
704559
3135
Bunun yerine o, United Therapeutics'de
çalışmayı yeğledi.
11:59
She saysdiyor she wants to do all she can
to help other people
201
707694
3610
Nadir görülen hastaların
ilaç alabilmesi için
elinden gelen her şeyi
yapmak istediğini söylüyor
12:03
with orphanyetim diseaseshastalıklar get medicinesilaçlar,
202
711304
2218
12:05
and todaybugün, she's our projectproje leaderlider
for all telepresenceTelepresence activitiesfaaliyetler,
203
713522
4690
ve bugün o bizim telekonferans
etkinliklerimizin proje lideri.
12:10
where she helpsyardım eder digitallydijital olarak unitebirleştirmek
the entiretüm companyşirket to work togetherbirlikte
204
718212
3529
Bu telekonferanslarda, pulmoner
hipertansiyon için tedavi bulmak amacıyla
12:13
to find cureskürler for pulmonaryakciğer hypertensionyüksek tansiyon.
205
721741
2949
tüm şirketin dijital olarak
bir araya gelmesine yardımcı oluyor.
12:16
CACA: But not everyoneherkes who has this diseasehastalık
has been so fortunateşanslı.
206
724690
3297
CA: Ancak bu hastalığa yakalanan
herkes o kadar da şanslı değil.
12:19
There are still manyçok people dyingölen,
and you are tacklingmücadele that too. How?
207
727987
4455
Birçok insan bu sebeple ölüyor ve siz de
bununla uğraşıyorsunuz. Peki nasıl?
12:24
MRBAY: ExactlyTam olarak, ChrisChris. There's some 3,000
people a yearyıl in the UnitedAmerika StatesBirleşik aloneyalnız,
208
732442
4484
MR: Kesinlikle Chris. Bu hastalıktan
ölmeye devam edenler
sadece Birleşik Devletler'de
yılda takriben 3.000 kişi,
12:28
perhapsbelki 10 timeszamanlar that numbernumara worldwideDünya çapında,
209
736926
2879
12:31
who continuedevam et to dieölmek of this illnesshastalık
210
739805
2155
dünya çapında ise belki de bunun 10 katı,
12:33
because the medicinesilaçlar
slowyavaş down the progressionilerleme
211
741960
2530
çünkü ilaçlar süreci yavaşlatıyor
12:36
but they don't haltDur it.
212
744490
1695
ama onu durdurmuyor.
12:38
The only cureÇare for pulmonaryakciğer hypertensionyüksek tansiyon,
pulmonaryakciğer fibrosisfibrozis,
213
746185
4739
Pulmoner hipertansiyon, pulmoner fibroz,
12:42
cysticKistik fibrosisfibrozis, emphysemaamfizem,
214
750924
2436
kistik fibroz, amfizem
12:45
COPDKOAH, what LeonardLeonard NimoyNimoy just diedvefat etti of,
215
753360
2995
ve Leonard Nimoy'ın ölme
sebebi olan koah için
12:48
is a lungakciğer transplantOrgan nakli,
216
756355
2508
tek çare akciğer nakli
12:50
but sadlyNe yazık ki, there are only enoughyeterli
availablemevcut lungsakciğerler for 2,000 people
217
758863
4760
ama maalesef ki akciğer nakli için
Birleşik Devletler'de yılda
sadece 2.000 insan için
yeterli sayıda akciğer var
12:55
in the U.S. a yearyıl
to get a lungakciğer transplantOrgan nakli,
218
763623
2902
12:58
whereasbuna karşılık nearlyneredeyse a halfyarım
millionmilyon people a yearyıl
219
766525
3297
ancak yılda yaklaşık yarım milyon insan
13:01
dieölmek of end-stageSon aşama lungakciğer failurebaşarısızlık.
220
769822
2299
akciğer yetersizliğinin
son aşamasında ölüyor.
13:04
CACA: So how can you addressadres that?
221
772121
2694
CA: Peki bu konuda
nasıl hareket ediyorsunuz?
13:06
MRBAY: So I conceptualizeconceptualize the possibilityolasılık
222
774815
2484
MR: Ben aynen binaların
ve makina parçalarının
13:09
that just like we keep carsarabalar and planesdüzlemler
223
777299
3413
sınırsız kaynağı ile
arabaları ve uçakları
13:12
and buildingsbinalar going foreversonsuza dek
224
780712
2392
ve binaları elimizde tuttuğumuz gibi,
13:15
with an unlimitedsınırsız supplyarz
of buildingbina partsparçalar and machinemakine partsparçalar,
225
783104
4227
neden insanları, özellikle de
akciğer hastalığı olanları,
13:19
why can't we createyaratmak an unlimitedsınırsız supplyarz
of transplantabletransplantable organsorganları
226
787331
3190
süresiz olarak hayatta tutacak
organ nakli için sınırsız bir kaynak
13:22
to keep people livingyaşam indefinitelysüresiz olarak,
227
790521
2938
yapmayalım ihtimalini
zihnimde canlandırıyorum.
13:25
and especiallyözellikle people with lungakciğer diseasehastalık.
228
793459
2647
13:28
So we'vebiz ettik teamedtakım up with the decoderkod çözücü
of the humaninsan genomegenom, CraigCraig VenterVenter,
229
796106
5526
Böylece, insan genomunu
çözen Craig Venter
ve X ödülünün kurucusu olan
Peter Diamandis ile birlikte
kurduğu bir şirketle,
13:33
and the companyşirket he foundedkurulmuş
230
801632
1812
13:35
with PeterPeter DiamandisDiamandis,
the founderkurucu of the X PrizeÖdülü,
231
803444
3506
domuzun genetiğini değiştirmek için
13:38
to geneticallygenetik olarak modifydeğiştirmek
232
806950
2066
bir takım oluşturduk,
13:41
the pigdomuz genomegenom
233
809016
1695
13:42
so that the pig'sdomuzun organsorganları will not
be rejectedreddedilen by the humaninsan bodyvücut
234
810711
4505
böylece domuzun organları
insan vücudu tarafından reddedilmeyecek
13:47
and therebyböylece to createyaratmak an unlimitedsınırsız supplyarz
235
815216
3111
ve dolayısıyla da
nakledilebilir organlar için
13:50
of transplantabletransplantable organsorganları.
236
818327
2415
sınırsız bir kaynak sağlamış olacağız.
13:52
We do this throughvasitasiyla our companyşirket,
UnitedAmerika TherapeuticsTedavi.
237
820742
2972
Bunu şirketimiz, United Therapeutics,
aracılığıyla yapıyoruz.
13:55
CACA: So you really believe that withiniçinde,
what, a decadeonyıl,
238
823714
3065
CA: Yani sen, neydi, bir on yıl içinde
13:58
that this shortagesıkıntısı of transplantabletransplantable lungsakciğerler
maybe be curedtedavi, throughvasitasiyla these guys?
239
826779
4481
bu kişilerle, nakledilebilir akciğer
sıkıntısını çözeceğinize inanıyorsun.
14:03
MRBAY: AbsolutelyKesinlikle, ChrisChris.
240
831260
1579
MR: Kesinlikle, Chris.
14:04
I'm as certainbelli of that as I was
of the successbaşarı that we'vebiz ettik had
241
832839
3692
Direkt televizyon yayını, Sirius XM'de
başarılı olduğumuz kadar
14:08
with directdirekt televisiontelevizyon
broadcastingYayın, SiriusSirius XMXM.
242
836531
3088
bunda da başarılı olacağımızdan eminim.
14:11
It's actuallyaslında not rocketroket scienceBilim.
243
839619
2206
Aslına bakarsan bu atla deve değil.
14:13
It's straightforwardbasit engineeringmühendislik away
one genegen after anotherbir diğeri.
244
841825
3459
Bu, bir genden diğerine kadar
uzak olan, kolay bir mühendislik.
14:17
We're so luckyşanslı to be borndoğmuş in the time
that sequencingdizileme genomesgenomları
245
845284
4342
Genom dizilimlemenin rutin olduğu
ve Synthetic Genomics'deki
mükemmel insanların
14:21
is a routinerutin activityaktivite,
246
849626
2659
14:24
and the brilliantparlak folksarkadaşlar
at SyntheticSentetik GenomicsGenomik
247
852285
2438
domuz genomu üzerinde
sıfırlama yapabildiği,
14:26
are ableyapabilmek to zerosıfır in on the pigdomuz genomegenom,
248
854723
2206
problemli genleri bulabildiği
ve onu düzeltebildiği
14:28
find exactlykesinlikle the genesgenler
that are problematicsorunsal, and fixdüzeltmek them.
249
856929
3392
bir dönemde doğduğumuz için çok şanslıyız.
14:32
CACA: But it's not just bodiesbedenler that --
thoughgerçi that is amazingşaşırtıcı.
250
860321
3039
CA: Ancak bu sadece vücutta değil --
bu tabii ki muhteşem.
14:35
(ApplauseAlkış)
251
863360
3321
(Alkış)
14:38
It's not just long-lastinguzun ömürlü bodiesbedenler
that are of interestfaiz to you now.
252
866681
4295
Bu, şu an için sizin ilginizi çeken
dayanıklı vücutlar değil sadece.
14:42
It's long-lastinguzun ömürlü mindszihinler.
253
870976
2032
Bu dayanıklı zihinler de demek.
14:45
And I think this graphgrafik for you
saysdiyor something quiteoldukça profoundderin.
254
873008
5840
Sanırım bu grafik size oldukça
etkili bir şey söylüyor.
14:50
What does this mean?
255
878848
1184
Bu ne anlama geliyor?
14:52
MRBAY: What this graphgrafik meansanlamına geliyor,
and it comesgeliyor from RayRay KurzweilKurzweil,
256
880032
3648
MR: Bu grafiğin söylediği şey,
Ray Kurzweil'dan geliyor,
14:55
is that the rateoran of developmentgelişme
in computerbilgisayar processingişleme
257
883680
4780
bilgisayarın donanım,
aygıt ve yazılımını işleme sürecindeki
15:00
hardwaredonanım, firmwarefirmware and softwareyazılım,
258
888460
2833
15:03
has been advancingilerleyen alonguzun bir a curveeğri
259
891293
2995
oran eğri boyunca artıyor,
15:06
suchböyle that by the 2020s, as we saw
in earlierdaha erken presentationssunumlar todaybugün,
260
894288
4172
2020 yıllarında, bugün önceki
sunumlarda da gördüğümüz gibi,
15:10
there will be informationbilgi technologyteknoloji
261
898460
3165
bilgiyi ve etrafımızdaki dünyayı
15:13
that processessüreçler informationbilgi
and the worldDünya around us
262
901625
3483
insan zihni ile aynı oranda işleyen
bilgi teknolojileri olacak.
15:17
at the sameaynı rateoran as a humaninsan mindus.
263
905108
2415
15:20
CACA: And so that beingolmak so, you're actuallyaslında
gettingalma readyhazır for this worldDünya
264
908333
3694
CA: Böyle olunca da, beynimizin
içeriğini elde edeceğinize
15:24
by believinginanan that we will soonyakında
be ableyapabilmek to, what,
265
912027
4087
ve onu sonsuza kadar
saklayacağınıza inanarak
15:28
actuallyaslında take the contentsiçindekiler of our brainsbeyin
and somehowbir şekilde preservekorumak them foreversonsuza dek?
266
916114
6343
aslında dünya için
hazır olmuş mu olacaksınız?
15:34
How do you describetanımlamak that?
267
922457
1830
Bunu nasıl ifade edersin?
15:36
MRBAY: Well, ChrisChris, what we're workingçalışma on
is creatingoluşturma a situationdurum
268
924287
4441
MR: Şey, Chris, üzerinde çalıştığımız şey;
15:40
where people can createyaratmak a mindus filedosya,
269
928728
2485
insanların, kişisel özelliklerinin,
15:43
and a mindus filedosya is the collectionToplamak
of theironların mannerismstavırları, personalitykişilik,
270
931213
4008
kişiliklerinin, hatıralarının,
duygularının, inançlarının,
15:47
recollectionhatırlama, feelingsduygular,
271
935221
1880
davranışlarının ve değerlerinin,
15:49
beliefsinançlar, attitudestutumlar and valuesdeğerler,
272
937101
1556
bizim bugün Google'a, Amazon'a,
Facebook'a yüklediğimiz her şeyin
15:50
everything that we'vebiz ettik poureddökülmüş todaybugün
into GoogleGoogle, into AmazonAmazon, into FacebookFacebook,
273
938657
6342
bütününden oluşan bir zihin dosyası
yaratabileceği bir durum oluşturmak.
15:56
and all of this informationbilgi storeddepolanan there
will be ableyapabilmek, in the nextSonraki coupleçift decadeson yıllar,
274
944999
6175
Orada depolanmış olan tüm bilgi,
gelecek birkaç on yıl içinde
16:03
oncebir Zamanlar softwareyazılım is ableyapabilmek
to recapitulateyinelemek consciousnessbilinç,
275
951174
4386
yazılımın bilinci yineleyebildiği
zaman geldiğinde,
16:07
be ableyapabilmek to revivecanlandırmak the consciousnessbilinç
whichhangi is imminentyakın in our mindus filedosya.
276
955560
4914
zihin dosyamızda olması muhtemel
bilinci hayata döndürebilecek.
16:12
CACA: Now you're not just
messingDalga around with this.
277
960474
2565
CA: Şimdi sen sadece bununla
boşa uğraşıp durmuyorsun.
16:15
You're seriousciddi. I mean, who is this?
278
963039
3121
Sen ciddisin. Yani, kim bu?
16:18
MRBAY: This is a robotrobot versionversiyon of
my belovedsevgili spouse, BinaBina.
279
966160
4389
MR: Bu benim sevgili eşim, Bina'nın
bir robot versiyonu.
16:22
And we call her BinaBina 48.
280
970549
2461
Biz ona Bina 48 diyoruz.
16:25
She was programmedprogramlanmış
by HansonHanson RoboticsRobotik out of TexasTexas.
281
973010
3599
Teksas'ta Hanson Robotics
tarafından programlandı.
16:28
There's the centerfoldorta sayfa güzeli
from NationalUlusal GeographicCoğrafi magazinedergi
282
976609
2972
National Geographic dergisinin
orta sayfası
16:31
with one of her caregiversbakıcılar,
283
979581
2670
o ve bakıcılarından birisiyle,
16:34
and she roamsndaki... the web
284
982251
2043
kendisi internette geziniyor
16:36
and has hundredsyüzlerce of hourssaatler
of Bina'sBina'nın mannerismstavırları, personalitieskişilikleri.
285
984294
5254
ve Bina'nın kişisel özelliklerinin,
kişiliklerinin yüzlerce saatine sahip.
16:41
She's kindtür of like a two-year-oldiki-yıl-yaşlı kidçocuk,
286
989548
2246
O, sanki iki yaşında bir çocuk gibi
16:43
but she saysdiyor things
that blowdarbe people away,
287
991794
3181
ama insanları şaşkına
çeviren şeyler söylüyor,
16:46
besten iyi expressedifade by perhapsbelki
288
994975
2635
bunu en iyi ifade eden belki de
16:49
a NewYeni YorkYork TimesKez PulitzerPulitzer Prize-winningÖdül-çekici
journalistgazeteci AmyAmy HarmonHarmon
289
997610
3808
Bina'nın cevaplarının genellikle
sinir bozucu olduğunu
ama diğer zamanlarda ise
16:53
who saysdiyor her answerscevaplar
are oftensık sık frustratingsinir bozucu,
290
1001418
2578
daha önce röportaj yaptığı
16:55
but other timeszamanlar as compellingzorlayıcı as those
of any flesheti personkişi she's interviewedgörüşülen.
291
1003996
6199
kanlı canlı insanlar kadar
inandırıcı olduğunu söyleyen
Pulitzer ödülü sahibi,
New York Times gazetecisi Amy Harmon.
17:02
CACA: And is your thinkingdüşünme here,
partBölüm of your hopeumut here, is that
292
1010195
4398
CA: Yani burada senin düşüncen,
umudunun bir parçası,
17:06
this versionversiyon of BinaBina can in a senseduyu
livecanlı on foreversonsuza dek, or some futuregelecek upgradeyükseltmek
293
1014593
6445
Bina'nın bu versiyonunun veya
ileride daha üst bir versiyonunun
sonsuza kadar yaşayacağı mı?
17:13
to this versionversiyon can livecanlı on foreversonsuza dek?
294
1021038
2392
MR: Evet. Sadece Bina değil, herkes.
17:15
MRBAY: Yes. Not just BinaBina, but everybodyherkes.
295
1023430
2406
Bilirsin, sanal olarak
zihin dosyalarımızı
17:17
You know, it costsmaliyetler us virtuallyfiilen nothing
to storemağaza our mindus filesdosyaları
296
1025836
4017
Facebook'da, Instagram'da,
neye sahipsek onda tutmak
17:21
on FacebookFacebook, InstagramInstagram, what-have-youne-size.
297
1029853
2926
bize bedavaya mal oluyor.
17:24
SocialSosyal mediamedya is I think one of the mostçoğu
extraordinaryolağanüstü inventionsbuluşlar of our time,
298
1032779
4063
Sosyal medya, bence,
zamanımızın en mükemmel buluşu
17:28
and as appsuygulamaların becomeolmak availablemevcut
that will allowizin vermek us
299
1036842
3994
ve bize Siri'den daha iyi Siri'yi çıkaran,
gittikçe daha iyisine imkân sağlayan
17:32
to out-SiriOut-Siri SiriSiri, better and better,
300
1040836
3088
ve bilinç işletim sistemlerini geliştiren
17:35
and developgeliştirmek consciousnessbilinç
operatingişletme systemssistemler,
301
1043924
2647
uygulamalar kullanışlı hâle geldikçe
17:38
everybodyherkes in the worldDünya,
billionsmilyarlarca of people,
302
1046571
2902
dünyadaki herkes, milyarlarca insan,
17:41
will be ableyapabilmek to developgeliştirmek
mindus clonesklonlar of themselveskendilerini
303
1049473
3738
kendilerinin zihin
klonlarını geliştirebilecek,
17:45
that will have theironların ownkendi life on the web.
304
1053211
2554
bunların internette
kendi yaşamları olacak.
17:47
CACA: So the thing is, MartineMartine,
305
1055765
1454
CA: Yani mesele şu Martine,
17:49
that in any normalnormal conversationkonuşma,
this would soundses stark-staringStark bakıyor maddeli,
306
1057219
4123
herhangi normal bir konuşma içinde
bu kulağa çok delice geliyor
17:53
but in the contextbağlam of your life,
what you've donetamam,
307
1061342
3354
ama hayat açısından yaptığınız şey,
17:56
some of the things we'vebiz ettik heardduymuş this weekhafta,
308
1064696
2090
bu hafta burada duyduğumuz şeyler,
17:58
the constructedinşa realitiesgerçekler
that our mindszihinler give,
309
1066786
2196
zihinlerimizin verdiği
inşa edilmiş gerçeklikler,
18:00
I mean, you wouldn'tolmaz betbahis againstkarşısında it.
310
1068982
3794
diyorum ki, buna karşı bahse giremezsin.
18:04
MRBAY: Well, I think it's really nothing
cominggelecek from me.
311
1072776
2856
MR: Yani, sanırım gerçekten
benden gelen bir şey yok.
18:07
If anything, I'm perhapsbelki a bitbit
of a communicatorCommunicator of activitiesfaaliyetler
312
1075632
6664
Bilakis, belki ben, Çin'de,
Japonya'da, Hindistan'da,
18:14
that are beingolmak undertakenüstlenilen
by the greatestEn büyük companiesşirketler
313
1082296
3390
Birleşik Devletler'de,
Avrupa'daki mükemmel şirketlerin
18:17
in ChinaÇin, JapanJaponya, IndiaHindistan, the U.S., EuropeEurope.
314
1085686
3320
yürüttüğü olayların
birazcık da olsa haber vericisiyim.
18:21
There are tensonlarca of millionsmilyonlarca of people
workingçalışma on writingyazı codekod
315
1089006
4703
İnsan bilincimizin gittikçe
artan yönlerini tanımlayan kodu
18:25
that expressesanlatırken kullanılır more and more aspectsyönleri
of our humaninsan consciousnessbilinç,
316
1093709
3715
yazma üzerine çalışan
onlarca milyon insan var
18:29
and you don't have to be a geniusdeha
to see that all these threadsipler
317
1097424
5085
ve bütün bu bağlantıların
bir araya geleceğini
18:34
are going to come togetherbirlikte
and ultimatelyen sonunda createyaratmak humaninsan consciousnessbilinç,
318
1102509
4132
ve sonunda insan bilincini oluşturacağını
görmek için dâhi olmaya gerek yok
18:38
and it's something we'lliyi valuedeğer.
319
1106641
2206
ve bu da bizim değer verdiğimiz bir şey.
18:40
There are so manyçok things
to do in this life,
320
1108847
2438
Hayatta yapacak çok fazla şey var
ve eğer kitapları işlememize,
18:43
and if we could have a simulacrumuzuvları,
a digitaldijital doppelghalaängeroluyor of ourselveskendimizi
321
1111285
4603
alışveriş yapmamıza, en iyi
arkadaşımız olmasına yardımcı olacak,
18:47
that helpsyardım eder us processsüreç bookskitaplar, do shoppingalışveriş yapmak,
322
1115888
2897
kendimizin bir dijital tıpatıp
aynısına sahip olabilirsek,
18:50
be our besten iyi friendsarkadaşlar,
323
1118785
1950
inanıyorum ki zihin klonlarımız,
kendimizin dijital versiyonları
18:52
I believe our mindus clonesklonlar,
these digitaldijital versionsversiyonları of ourselveskendimizi,
324
1120735
3042
bizim nihai en iyi arkadaşlarımız olacak
18:55
will ultimatelyen sonunda be our besten iyi friendsarkadaşlar,
325
1123777
2601
ve kişisel olarak benim için, Bina için
18:58
and for me personallyŞahsen and BinaBina personallyŞahsen,
326
1126378
2020
yine kişisel olarak,
19:00
we love eachher other like crazyçılgın.
327
1128398
1788
birbirimizi deli gibi seviyoruz.
19:02
EachHer day, we are always sayingsöz, like,
328
1130186
1796
Her gün, diyoruz ki;
19:03
"WowVay canına, I love you even more
than 30 yearsyıl agoönce.
329
1131982
2535
"Vay be, seni 30 yıl
öncekinden daha çok seviyorum.
19:06
And so for us, the prospectolasılık of mindus clonesklonlar
330
1134517
3146
Bizim için, zihin klonlarının
19:09
and regeneratedyeniden bodiesbedenler
331
1137663
2044
ve iyileştirilmiş vücutların beklentisi
bizlerin gönül ilişkisidir Chris,
sonsuza kadar gidebilecek bir aşk.
19:11
is that our love affairilişki, ChrisChris,
can go on foreversonsuza dek.
332
1139707
3090
19:14
And we never get boredcanı sıkkın of eachher other.
I'm sure we never will.
333
1142797
3202
Biz hiç birbirimizden sıkılmıyoruz.
Eminim ki sıkılmayacağız da.
19:17
CACA: I think Bina'sBina'nın here, right?
MRBAY: She is, yeah.
334
1145999
2372
CA: Sanırım Bina burada, değil mi?
MR: Evet, burada.
19:20
CACA: Would it be too much, I don't know,
do we have a handheldel micmikrofon?
335
1148371
3183
CA: Çok olabilir, bilmiyorum,
mikrofonumuz var mı?
19:23
BinaBina, could we inviteDavet etmek you to the stageevre?
I just have to asksormak you one questionsoru.
336
1151554
3692
Bina, seni sahneye davet edebilir miyiz?
Sana bir soru sormak istiyorum.
19:27
BesidesAyrıca, we need to see you.
337
1155246
1648
Ayrıca seni görmeliyiz.
19:28
(ApplauseAlkış)
338
1156894
2949
(Alkış)
19:35
Thank you, thank you.
339
1163442
1556
Teşekkürler, teşekkürler.
19:36
Come and joinkatılmak MartineMartine here.
340
1164998
2693
Gel hadi, Martine'e katıl.
19:39
I mean, look, when you got marriedevli,
341
1167691
4853
Yani, bak, evlendiğinde,
19:44
if someonebirisi had told you that,
in a fewaz yearsyıl time,
342
1172544
3089
biri sana, birkaç yıl içinde,
19:47
the man you were marryingevlenerek
would becomeolmak a womankadın,
343
1175633
2298
evlendiğin adam,
kadın olacak,
19:49
and a fewaz yearsyıl after that,
you would becomeolmak a robotrobot --
344
1177931
2902
bundan sonraki birkaç yıl içinde de
sen bir robot olacaksın deseydi--
19:52
(LaughterKahkaha) --
345
1180833
3065
(Gülüşmeler) --
19:55
how has this gonegitmiş? How has it been?
346
1183898
3285
Nasıl olurdu? Nasıl düşünürdün?
Bina Rothblatt: Çok
heyecanlı bir maceraydı
19:59
BinaBina RothblattRothblatt: It's been really
an excitingheyecan verici journeyseyahat,
347
1187183
2566
ve o zamanlar bunun
olacağını hiç düşünmezdim,
20:01
and I would have never
thought that at the time,
348
1189749
2340
20:04
but we startedbaşladı makingyapma goalshedefleri
and settingayar those goalshedefleri
349
1192089
3837
fakat yeni hedefler bulmaya
ve bu hedefleri değerlendirmeye
ve bunları başarmaya başladık
20:07
and accomplishingyerine getirmeye things,
350
1195926
1271
20:09
and before you knewbiliyordum it,
we just keep going up and up
351
1197197
2467
ve farkına varmadan
daha ileriye sürekli ileri gidiyorduk
20:11
and we're still not stoppingDurduruluyor,
so it's great.
352
1199664
2647
ve hâlâ da durmuş değiliz,
bu muhteşem bir şey.
20:14
CACA: MartineMartine told me something
really beautifulgüzel,
353
1202311
3065
CA: Martine bana gerçekten
çok güzel bir şey söyledi,
20:17
just actuallyaslında on SkypeSkype before this,
354
1205376
2759
aslında buraya gelmeden
önce Skype üzerinden,
20:20
whichhangi was that he wanted
to livecanlı for hundredsyüzlerce of yearsyıl
355
1208135
5831
zihin dosyası olarak yüzlerce
yıl yaşamak istediğini
20:25
as a mindus filedosya,
356
1213966
2326
söyledi
20:28
but not if it wasn'tdeğildi with you.
357
1216292
3132
ama sensiz değil.
20:31
BRBR: That's right,
we want to do it togetherbirlikte.
358
1219424
2108
BR: Doğru, bunu birlikte
yapmak istiyoruz.
Biz aynı zamanda
dondurulmuş canlılarız
20:33
We're cryonicistscryonicists as well,
and we want to wakeuyanmak up togetherbirlikte.
359
1221532
3253
ve birlikte uyanmak istiyoruz.
20:36
CACA: So just so as you know,
from my pointpuan of viewgörünüm,
360
1224785
2436
CA: İşte gördüğünüz gibi,
benim bakış açımla,
20:39
this isn't only one of the mostçoğu
astonishingşaşırtıcı liveshayatları I have heardduymuş,
361
1227221
3715
bu sadece benim duyduğum en mükemmel
hayatlardan bir tanesi değil,
20:42
it's one of the mostçoğu astonishingşaşırtıcı
love storieshikayeleri I've ever heardduymuş.
362
1230936
3004
o, benim duyduğum en mükemmel
aşk hikâyelerinden birisi.
20:45
It's just a delightzevk to have you
bothher ikisi de here at TEDTED.
363
1233940
2360
İkinizi de TED'de görmüş
olmak büyük bir mutluluk.
20:48
Thank you so much.
364
1236300
1346
Çok teşekkür ederim.
20:49
MRBAY: Thank you.
365
1237646
2322
MR: Teşekkür ederim.
20:51
(ApplauseAlkış)
366
1239968
6641
(Alkış)
Translated by Mehmet Şeker
Reviewed by Eren Gokce

▲Back to top

ABOUT THE SPEAKER
Martine Rothblatt - Transhumanist
Whether she’s inventing satellite radio, developing life-saving drugs or digitizing the human mind, Martine Rothblatt has a knack for turning visionary ideas into commonplace technology.

Why you should listen

After creating satellite radio with a startup that went on to become Sirius XM, Martine Rothblatt was on the verge of retirement. But her daughter’s rare lung disease inspired her to start United Therapeutics and develop an oral medication that changed the lives of thousands of patients. Now with the Terasem Foundation, she’s researching the digital preservation of personality as a means to enable the contents of our minds to outlast our bodies.

Rothblatt’s books include The Apartheid of Sex, which (inspired by her experiences as a transgendered woman) takes on conventional wisdom surrounding gender. Her latest book, Virtually Human, explores human rights for the digital lifeforms just over the horizon.

More profile about the speaker
Martine Rothblatt | Speaker | TED.com