Emma Marris: Nature is everywhere -- we just need to learn to see it
Emma Marris: Doğa her yerde -- sadece görmeyi öğrenmeliyiz
Emma Marris is a writer focusing on environmental science, policy and culture, with an approach that she paints as being "more interested in finding and describing solutions than delineating problems, and more interested in joy than despair." Full bio
Double-click the English transcript below to play the video.
that we are destroying nature
unfortunately also the case.
to define nature in a way
we're creating for ourselves,
bu tanım altında çocuklarımıza
left for our children
and their timber,
ürünlerini yetiştirmek
as all the wild mammals put together.
toplamının on katı ederiz.
to the sand on ocean beaches.
plastik parçaları kattık.
with our artificial fertilizers.
yapay gübreyle değiştirdik.
the chemistry of the air.
içeriğini de değiştirdik.
42 percent more carbon dioxide
under this rubric of the "Anthropocene."
that some geologists are suggesting
human influence has been over it.
çağına vermeliyiz.
but I think it's a helpful way
etkisinin gezegenimiz üzerindeki
of human influence on the planet.
için yararlı bir yol.
where everything is influenced by humans?
bir dünyada neler doğa sayılıyor?
Bill McKibben said
was a thing apart from man
iklim değişikliği dünyanın her
was altered by man,
etmesinden ötürü, doğanın
"The End of Nature."
''Doğanın Sonu'' koymuştur.
I just disagree with this.
because, fundamentally, we are animals.
çünkü biz de özde hayvanız.
paylaştığımız tüm diğer
with which we share a planet,
and all the other microbes.
kadın, erkek ya da
by humanity, man or woman.
olan olduğunu düşünmüyorum.
is anywhere where life thrives,
multiple species together,
and thriving and filled with life
yaşamla dolu ve
are certain parts of this nature
bize özel bir şekilde ifade
as kind of Edenic representations
we screwed everything up.
by our day to day activities.
aktivitelerimizden daha az etkileniyor.
have no roads or few roads,
ya hiç yol yok ya da
are deeply influenced by humans.
insanlardan etkilenmekte.
North America, for example,
when people first came here,
ilk adım attıklarında,
of interacting with the nature
of a big slew of large-bodied animals,
yok olmasına sebebiyet verdiler.
to the giant ground sloth,
that unfortunately are no longer with us.
ne yazık ki artık bizlerle değiller.
didn't stand still.
ekosistemler de sabit kalmadı.
changed grasslands into forests,
ormanlara, ormanlardaki
from one tree to another.
bir diğerine çevirdi.
of a past before humans,
anlatıyormuş gibi düşünsek de,
at a humanized landscape.
manzaraya bakmaktayız.
but historical humans, indigenous people
tarih insanları ve yerel halklar da,
when the first colonizers showed up.
başlayana kadar.
for the other continents as well.
doğayla iç içe,
for a very long time.
Gitmek istiyorum.'' dedim.
I was just there.
sent me to Manú National Park,
Amazonların Peru kısmındaki
uncleared, no roads,
açılmamış, hiç yol yok,
biodiverse parks in the world.
çeşitliliğe sahip parklardan.
what did I find, but people.
ne buldum? İnsan.
for hundreds and thousands of years.
bin yıllardır yaşamakta.
just float over the jungle.
ormanın üstünde gezinmiyorlar.
with the landscape.
to build their houses,
that we consider to be wild animals.
hayvanları evcil hayvan yapıyorlar.
with the environment
and that you can see in the environment.
insanbilimciyle birlikteydim.
an anthropologist on this trip,
floating down the river,
no demographic voids in the Amazon."
boşluk yok.'' dedi.
is that the whole Amazon is like this.
olduğu anlamına geliyor.
tropical forests are the same,
durum aynı ve
ecosystems in the past,
etkilemişlerdir,
to influence them in the present,
etmektedirler.
they're harder to notice.
that we might want to use
untouched by humanity
a result where we don't have any nature,
kanısına getiriyorsa
by the presence of multiple species,
there's nature all around us.
we see this Monarch caterpillar
plant species growing there,
a completely wild space.
tamamıyla vahşi bir yer.
right under our nose,
rağmen fark etmediğimiz
little paradox, too.
banliyölerdeki
suburban agricultural existence
than a national park,
are very carefully managed
which is my closest national park,
Oregon'daki Krater Gölü
that seems to be coming out of the past.
bir manzara örneği.
is white bark pine die-off.
beyaz kabuklu çam ağaçlarının ölmesi.
is a beautiful, charismatic --
right now with disease.
problemi var.
that was introduced,
the park service has been planting
pine seedlings in the park,
otherwise managing as wilderness.
çam tohumları ekmekte.
beetle repellent in key areas
kovacak önlemler alındığını
much more common than you would think.
çok daha sık uygulanmakta.
population size and structure.
ve yapıda tutuluyor.
is doing all of the things I just listed:
tamamını yapmakta:
reintroducing bison.
these places look untouched.
sunmak çok fazla emek istiyor.
these places that we love the most
bu en çok sevdiğimiz yerler
a little too hard, sometimes.
them to be stable
gezegenimizdeki değişiklere
more fragile over time.
alanlar oluyorlar.
the absolute worst places
götürmek için çok kötü
out in the middle of nowhere.
bile kamp ateşi yakamıyorsunuz.
for five hours
beş saat yürüyüp
is hunker down in one spot
just work with it,
orada bir şey
build a fort, do something like that.
kale yaparak vakit geçirmek istiyorlar.
cennetimsi yerler genellikle
uzak yerlerde bulunuyorlar.
They're hard to visit.
Gitmesi zor.
ulaşılabilir anlamına geliyor
only available to the elites,
did a survey of young people,
gençlerle bir anket çalışması yaparak
do you spend time outdoors?
geçirdiklerini sormuş.
spent time outdoors
en az haftada bir kere
were just staying inside.
kapalı alanlarda olduklarını belirtmişler.
what are the barriers to going outside,
engellediği sorulduğunda
alanlar yok.'' olmuş.
This is just patently false.
bir şehir parkına 10 dakikalık
of a city park.
are similar in other countries.
ülkelerde de benzerdir.
your back garden,
şehirden akan dereyi ve
forgotten how to see it.
watching David Attenborough documentaries
David Attenborough'un doğanın
gösterildiği belgesellerine adıyoruz.
that is literally right outside our door,
caddedeki ağacı görmeyi
that's been abandoned.
of the High Line story in Manhattan,
hikâyesine benzetebilirsiniz.
developed this into a park yet,
burası henüz bir parka çevrilmedi
sort of secret wilderness
el değmemiş bir tür
in the chain-link fence,
completely wild meadow
Philadelphia şehrinin
the city of Philadelphia.
grew from a seed
self-willed nature.
iradesiyle yetişmiş doğa.
to do sort of biosurveys,
için birçok insan yollandı
plant species up there.
a functioning ecosystem.
It's sequestering carbon.
Karbon ayrışımı yapıyor.
tam bir ekosistem.
ecosystems like these "novel ecosystems,"
''özgün ekosistemler,'' demeye başladı,
hâkimiyeti görülüyor
dominated by non-native species,
we've ever seen before.
şeye benzemiyorlar.
all these novel ecosystems as trash.
kıymetini bilemedik.
regrown agricultural fields,
being managed on a day-to-day basis,
ormanlar, yok olan ormanların
the entire East Coast,
the forest sprung up.
Doğu Yakası'nda ormanlar oluştu.
'özgün ekosistemin' genel algı
kurduğu yerlerden.
novel ecosystem, too.
yaratabilirsiniz.
and he did this experiment himself.
ve bu deneyi kendisi gerçekleştirdi.
he had some grad students come,
bazı yüksek lisans öğrencileri
a bio-blitz of his backyard,
için kapsamlı bir
on that future High Line of Philadelphia,
High Line'ına çıktığınızda,
this abundance, this vibrance,
bu berekete, bu dinamizme
for a local school,
görebiliyorsunuz
that counts as nature,
ender yerlerden.
that wouldn't count as nature.
Ne bir bitki, ne bir hayvan.
no other plants, no other animals.
throw a ladder over the side
into this cool meadow.
bu güzel çayıra gelmek.
the choice that faces us.
seçim olduğunu düşünüyorum.
as not acceptable or trashy or no good,
değersiz veya kötü buluyorsak,
everything is changing,
about how we define nature.
çok dikkat etmeliyiz.
from our children,
as that which is untouched.
bir şey olarak tanımlayamayız.
for thousands of years.
that most people can visit
that children cannot touch.
doğayı kapsıyor.
that we have to do,
gereken şeye getiriyor.
let children touch nature,
dokunmasına izin vermek,
is untouched is unloved.
environmental challenges on this planet.
sorunla karşı karşıyayız.
habitat loss is my favorite thing
Doğal yaşam alanlarının kaybı
in the middle of the night.
en sevdiğim nedenlerden.
smart, dedicated people --
zeki, doğaya değer veren,
a generation of people
every conservation biologist I know,
çevre koruma biyoloğu,
that doesn't know how to build a fort,
jenerasyonumuz olursa,
know how to care about nature.
bir jenerasyonumuz olur.
to be the one to tell this kid,
from poor neighborhoods
that the flower he's holding
istilacı bir ot olduğunu ve
that he should throw away as trash.
söyleyen olmak istemiyorum.
learn from this boy
gelsin çok güzel olduğunu
where this plant comes from,
ettiğini öğrenmeyi
to be touched and appreciated.
ABOUT THE SPEAKER
Emma Marris - Environmental writerEmma Marris is a writer focusing on environmental science, policy and culture, with an approach that she paints as being "more interested in finding and describing solutions than delineating problems, and more interested in joy than despair."
Why you should listen
Emma Marris has written among others for Nature, Discover and the New York Times. She challenges the notion that nature can only be preserved in its pristine, pre-human state, a too-narrow characterization "that thwarts bold new plans to save the environment and prevents us from having a fuller relationship with nature." Humans have changed the landscape they inhabit since prehistory, and climate change means even the remotest places now bear the fingerprints of humanity. In her book Rambunctious Garden: Saving Nature in the Post-Wild World, she argues that we need different strategies for saving nature and champions a blurring of the lines between nature and people for a responsible care of our humanized planet.
Emma Marris | Speaker | TED.com