TED2005
James Watson: How we discovered DNA
James Watson'ın DNA`yi keşfi üzerine konuşması
Filmed:
Readability: 3.9
1,901,584 views
TED2005'in açılışında Nobel ödüllü Watson'ın araştırma ortağı Francis Crick ile DNA'nın yapısını nasıl keşfettikleri üzerine samimi ve komik hikayesi
James Watson - Biologist, Nobel laureate
Nobel laureate James Watson took part in one of the most important scientific breakthroughs of the 20th century: the discovery of the structure of DNA. More than 50 years later, he continues to investigate biology's deepest secrets. Full bio
Nobel laureate James Watson took part in one of the most important scientific breakthroughs of the 20th century: the discovery of the structure of DNA. More than 50 years later, he continues to investigate biology's deepest secrets. Full bio
Double-click the English transcript below to play the video.
00:25
Well, I thought there would be a podium, so I'm a bit scared.
0
0
3000
Açıkcası burada bir podyum olacağını düşünüyordum, bu yüzden şimdi biraz ürkmüş durumdayım.
00:28
(Laughter)
1
3000
3000
(Kahkahalar)
00:31
Chris asked me to tell again how we found the structure of DNA.
2
6000
3000
Chris benden DNA'nın yapısını nasıl keşfettiğimizi yeniden anlatmamı istedi.
00:34
And since, you know, I follow his orders, I'll do it.
3
9000
3000
Ve bildiğiniz üzere, ben onun emirlerine aynen uyduğumdan, bunu da yapacağım
00:37
But it slightly bores me.
4
12000
2000
Fakat bu beni biraz sıkıyor.
00:39
(Laughter)
5
14000
2000
(Kahkahalar)
00:41
And, you know, I wrote a book. So I'll say something --
6
16000
5000
Ve bildiğiniz gibi bir kitap yazdım. Bu sebeple bunun üzerine bir şeyler söyleyeceğim --
00:46
(Laughter)
7
21000
2000
(Kahkahalar)
00:48
-- I'll say a little about, you know, how the discovery was made,
8
23000
3000
-- Sizlere biraz, bilirsiniz, bu keşfin nasıl yapıldığı
00:51
and why Francis and I found it.
9
26000
2000
ve bunu neden Francis ve benim buluğumdan bahsedeceğim.
00:53
And then, I hope maybe I have at least five minutes to say
10
28000
4000
Ve sonrasında, umuyorum en azından 5 dakikamı
00:57
what makes me tick now.
11
32000
4000
beni neyin hala işler tuttuğu üzerine ayırabileceğim.
01:01
In back of me is a picture of me when I was 17.
12
36000
5000
Arkamdaki resim ben 17 yaşındayken çekildi.
01:06
I was at the University of Chicago, in my third year,
13
41000
3000
Chicago Üniversitesi'nde üçüncü yılımdı.
01:09
and I was in my third year because the University of Chicago
14
44000
6000
ve üçüncü yılımdı çünkü, Chicago Üniversitesi,
01:15
let you in after two years of high school.
15
50000
2000
iki yıl lise eğitinden sonra size kapılarını açıyordu.
01:17
So you -- it was fun to get away from high school -- (Laughter) --
16
52000
6000
Böylece -- liseden uzaklaşmak çok hoştu.
01:23
because I was very small, and I was no good in sports,
17
58000
3000
Çünkü ufak tefek birisiydim ve ne sporda iyiydim,
01:26
or anything like that.
18
61000
1000
ne de benzeri işlerde.
01:27
But I should say that my background -- my father was, you know,
19
62000
6000
Fakat geçmişimle ilgili şunu söylemeliyim, babam, bilirsiniz,
01:33
raised to be an Episcopalian and Republican,
20
68000
2000
bir piskopos yanlısı ve cumhuriyetçi olarak yetiştirilmiş.
01:35
but after one year of college, he became an atheist and a Democrat.
21
70000
5000
Fakat kolejde bir yıl geçirdikten sonra, bir ateist ve demokrat olmuş.
01:40
(Laughter)
22
75000
3000
(Kahkahalar)
01:43
And my mother was Irish Catholic,
23
78000
2000
Annem ise İrlandalı bir katolikti.
01:45
and -- but she didn't take religion too seriously.
24
80000
5000
ve -- fakat o dini çok ciddiye alan birisi değildi.
01:50
And by the age of 11, I was no longer going to Sunday Mass,
25
85000
4000
Ve 11 yaşımdan sonra, artık pazar ayinlerine gitmeyecek,
01:54
and going on birdwatching walks with my father.
26
89000
4000
bunun yerine, babamla kuş gözlem yürüyüşlerine çıkacaktım
01:58
So early on, I heard of Charles Darwin.
27
93000
4000
Bu sebeple, Charles Darwin'le tanışmam çok vakit almadı.
02:02
I guess, you know, he was the big hero.
28
97000
3000
Bence, bilirsiniz, o büyük bir kahraman.
02:05
And, you know, you understand life as it now exists through evolution.
29
100000
6000
Ve, bildiğiniz gibi, şu an varolan yaşamı evrim üzerinden anlıyoruz .
02:11
And at the University of Chicago I was a zoology major,
30
106000
4000
Ve Chicago Üniversitesi'nde zooloji anadalındaydım.
02:15
and thought I would end up, you know, if I was bright enough,
31
110000
3000
Düşünüyordum ki; yeterince parlak bir öğrenci olursam, bu işi neticelendirir,
02:18
maybe getting a Ph.D. from Cornell in ornithology.
32
113000
5000
belki Cornell'de kuş bilimleri alanında bir doktora yapabilirdim.
02:23
Then, in the Chicago paper, there was a review of a book
33
118000
6000
Sonra, Chicago gazetesinde, bir kitap incelemesi okudum,
02:29
called "What is Life?" by the great physicist, Schrodinger.
34
124000
4000
büyük fizikçi Schrodinger'in yazdığı "What is Life?--[ç.n. Yaşam nedir?]".
02:33
And that, of course, had been a question I wanted to know.
35
128000
3000
Ve bu elbette, benim cevabını aradığım soruydu.
02:36
You know, Darwin explained life after it got started,
36
131000
3000
Bildiğiniz gibi, Darwin, yaşamı, başlangıçtan sonrası için açıklamıştır.
02:39
but what was the essence of life?
37
134000
2000
fakat yaşamın tözü neydi?
02:41
And Schrodinger said the essence was information
38
136000
4000
Ve Schrodinger yaşamın tözünün, kromozomlarımızda bulunan
02:45
present in our chromosomes, and it had to be present
39
140000
4000
bilgi olduğunu ve bunun molekül formunda olması
02:49
on a molecule. I'd never really thought of molecules before.
40
144000
6000
gerektiğini söylüyordu. Moleküller hakkında daha evvel hiç düşünmemiştim.
02:55
You know chromosomes, but this was a molecule,
41
150000
4000
Kromozomları biliyorsunuz fakat bu bir moleküldü
02:59
and somehow all the information was probably present
42
154000
3000
ve bir şekilde muhtemelen tüm bilgi sayısal bir formda
03:02
in some digital form. And there was the big question
43
157000
4000
burada saklıydı. Ve büyük bir soru vardı;
03:06
of, how did you copy the information?
44
161000
2000
bu bilgiyi nasıl kopyalıyordunuz?
03:08
So that was the book. And so, from that moment on,
45
163000
5000
İşte bu, aradığım kitaptı. Ve böylece, o andan itibaren,
03:13
I wanted to be a geneticist --
46
168000
5000
bir genetikçi olmak --
03:18
understand the gene and, through that, understand life.
47
173000
2000
geni ve onun üzerinden yaşamı anlamak istiyordum.
03:20
So I had, you know, a hero at a distance.
48
175000
5000
Artık uzakta bir karamanım vardı.
03:25
It wasn't a baseball player; it was Linus Pauling.
49
180000
2000
O bir beyzbol oyuncusu değil, Linus Pauling'di.
03:27
And so I applied to Caltech and they turned me down.
50
182000
6000
Ve Caltech'e başvurdum ve beni reddettiler.
03:33
(Laughter)
51
188000
2000
(Kahkahalar)
03:35
So I went to Indiana,
52
190000
1000
Ben de Indiana'ya gittim.
03:36
which was actually as good as Caltech in genetics,
53
191000
3000
Burası genetik alanında Caltech kadar iyiydi,
03:39
and besides, they had a really good basketball team. (Laughter)
54
194000
4000
ve bunun yanında, çok iyi bir basketbol takımları vardı.
03:43
So I had a really quite happy life at Indiana.
55
198000
3000
Böylece Indiana'da oldukça mutlu bir yaşama kavuştum.
03:46
And it was at Indiana I got the impression
56
201000
3000
Ve Indiana'da genin, büyük ihtimalle
03:49
that, you know, the gene was likely to be DNA.
57
204000
2000
DNA olduğu fikrine ulaştım.
03:51
And so when I got my Ph.D., I should go and search for DNA.
58
206000
4000
Bundan sonra, doktora eğitimimi bitirince devam edip DNA'yı araştırmalıydım.
03:55
So I first went to Copenhagen because I thought, well,
59
210000
6000
Bu sebeple, ilk olarak Kopenhag'a gittim çünkü düşündüm ki,
04:01
maybe I could become a biochemist,
60
216000
1000
belki de bir biyokimyager olabilirdim.
04:02
but I discovered biochemistry was very boring.
61
217000
3000
Fakat biyokimyanın çok sıkıcı olduğunu keşfettim.
04:05
It wasn't going anywhere toward, you know, saying what the gene was;
62
220000
4000
Genin ne olduğunu söylemek hiç bir ilerleme sağlamıyordu.
04:09
it was just nuclear science. And oh, that's the book, little book.
63
224000
4000
Bu sadece nükleer bilimden ibaretti. Ve ah... şu küçük kitap.
04:13
You can read it in about two hours.
64
228000
2000
Bu kitabı yaklaşık iki saatte okuyabilirsiniz.
04:15
And -- but then I went to a meeting in Italy.
65
230000
4000
Ve -- sonra, İtalya'ya bir konferans için gittim.
04:19
And there was an unexpected speaker who wasn't on the program,
66
234000
5000
Orada, programda ismi gözükmeyen beklenmedik bir konuşmacı vardı
04:24
and he talked about DNA.
67
239000
2000
ve DNA hakkında bir konuşma yaptı.
04:26
And this was Maurice Wilkins. He was trained as a physicist,
68
241000
3000
Bu kişi Maurice Wilkins'ti. Bir fizikçi olarak yetişmişti,
04:29
and after the war he wanted to do biophysics, and he picked DNA
69
244000
4000
ve savaştan sonra biyofizik çalışmayı istemiş ve DNA'yı seçmişti
04:33
because DNA had been determined at the Rockefeller Institute
70
248000
3000
çünkü Rockefeller Enstitüsü tarafından DNAnın kromozomlardaki
04:36
to possibly be the genetic molecules on the chromosomes.
71
251000
4000
olası genetik bilgiyi içeren molekül olduğu belirlenmişti.
04:40
Most people believed it was proteins.
72
255000
1000
Çoğu kişi bunun proteinler olduğunu düşünüyordu.
04:41
But Wilkins, you know, thought DNA was the best bet,
73
256000
4000
Fakat Wilkins, en kuvvetli ihtimalin DNA olduğunu düşünüp
04:45
and he showed this x-ray photograph.
74
260000
4000
bu x-ısını fotoğrafını göstermişti.
04:49
Sort of crystalline. So DNA had a structure,
75
264000
4000
Bir çeşit kristal. DNA, her ne kadar
04:53
even though it owed it to probably different molecules
76
268000
3000
değişik tipte yönelimleri olan farklı moleküllerden oluşsa da
04:56
carrying different sets of instructions.
77
271000
2000
belirli bir yapıya sahipti.
04:58
So there was something universal about the DNA molecule.
78
273000
2000
DNA molekülüyle ilgili evrensel bir şey vardı.
05:00
So I wanted to work with him, but he didn't want a former birdwatcher,
79
275000
5000
Bu sebeple onunla çalışmak istedim fakat, o eski bir kuş gözlemcisiyle ilgilenmiyordu,
05:05
and I ended up in Cambridge, England.
80
280000
1000
ve bu girişimim Cambridge, İngiltere'de neticelendi.
05:06
So I went to Cambridge,
81
281000
2000
Böylece Cambridge'e gittim.
05:08
because it was really the best place in the world then
82
283000
3000
çünkü, burası x-ışınları kristalografisi konusunda gerçekten dünyanın
05:11
for x-ray crystallography. And x-ray crystallography is now a subject
83
286000
4000
en iyi yeriydi. Şu an x-ışınları kristalografisi
05:15
in, you know, chemistry departments.
84
290000
2000
kimya bölümlerine bağlı bulunmakta.
05:17
I mean, in those days it was the domain of the physicists.
85
292000
3000
Ama o zamanlar bu konu fizikçilerin ilgi alanındaydı.
05:20
So the best place for x-ray crystallography
86
295000
4000
x-ışını kristalografisi alanında en iyi yer
05:24
was at the Cavendish Laboratory at Cambridge.
87
299000
3000
Cambridge'teki Cavendish Laboratuarıydı.
05:27
And there I met Francis Crick.
88
302000
6000
Ve orada Francis Crick ile tanıştım.
05:33
I went there without knowing him. He was 35. I was 23.
89
308000
3000
Oraya onu tanımadan gitmiştim. O 35 yaşındaydı. Ben ise 23.
05:36
And within a day, we had decided that
90
311000
5000
Ve bir gün içerisinde, şu karara vardık;
05:41
maybe we could take a shortcut to finding the structure of DNA.
91
316000
5000
belki DNA'nın yapısını çözmek için bir kısa yol bulabilirdik.
05:46
Not solve it like, you know, in rigorous fashion, but build a model,
92
321000
6000
Titiz yöntemlerle çözüme ulaşmak yerine, bir model oluşturacaktık.
05:52
an electro-model, using some coordinates of, you know,
93
327000
4000
Bir elektro-model, x-ışın fotoğraflarından anlaşılabilen
05:56
length, all that sort of stuff from x-ray photographs.
94
331000
3000
uzunluk ve bunun gibi şeylerin koordinatlarını kullanarak.
05:59
But just ask what the molecule -- how should it fold up?
95
334000
3000
Ama bu molekül nasıl katlanmalıydı?
06:02
And the reason for doing so, at the center of this photograph,
96
337000
4000
Ve bunu yapmamızdaki sebep, bu fotoğrafın merkezindeki kişi,
06:06
is Linus Pauling. About six months before, he proposed
97
341000
3000
Linus Pauling'dir. Yaklaşık altı ay önce,
06:09
the alpha helical structure for proteins. And in doing so,
98
344000
4000
proteinler için alfa heliks yapısını önermişti. Böyle yaparak
06:13
he banished the man out on the right,
99
348000
2000
sağda duran adamı devre dışı bırakmıştı;
06:15
Sir Lawrence Bragg, who was the Cavendish professor.
100
350000
3000
Kendisi, Cavendish'de profesör Sir Lawrence Bragg'dır.
06:18
This is a photograph several years later,
101
353000
2000
Bu fotoğraf bir kaç yıl sonrasından,
06:20
when Bragg had cause to smile.
102
355000
2000
Bragg zorla gülümserken.
06:22
He certainly wasn't smiling when I got there,
103
357000
2000
Ben oraya vardığımda kesinlikle gülümsemiyordu,
06:24
because he was somewhat humiliated by Pauling getting the alpha helix,
104
359000
4000
çünkü Pauling'in alfa heliksi bulması bir şekilde küçük düşürmüştü
06:28
and the Cambridge people failing because they weren't chemists.
105
363000
4000
ve Cambridge'dekiler kimyacı olmadıkları için kaybediyorlardı.
06:32
And certainly, neither Crick or I were chemists,
106
367000
5000
Ve kesinlikle ne Crick ne de ben kimyacıydık,
06:37
so we tried to build a model. And he knew, Francis knew Wilkins.
107
372000
6000
bu sebeple bir model inşa etmeye giriştik. Francis, Wilkins'i tanıyordu.
06:43
So Wilkins said he thought it was the helix.
108
378000
2000
Wilkins yapının heliks olduğunu düşündüğünü söylemişti.
06:45
X-ray diagram, he thought was comparable with the helix.
109
380000
3000
X-ışın diyagramının heliksle karşılaştırılabileceğini düşünmüştü.
06:48
So we built a three-stranded model.
110
383000
2000
Böylece üç iplikli bir model geliştirdik.
06:50
The people from London came up.
111
385000
2000
Londra'dan insanlar geldiler.
06:52
Wilkins and this collaborator, or possible collaborator,
112
387000
5000
Wilkins ve şu ortağı veya muhtemelen ortağı,
06:57
Rosalind Franklin, came up and sort of laughed at our model.
113
392000
3000
Rosalind Franklin gelip modelimize bir anlamda güldüler.
07:00
They said it was lousy, and it was.
114
395000
2000
Modelin dandik olduğunu söylediler, öyleydi de.
07:02
So we were told to build no more models; we were incompetent.
115
397000
5000
Böylece, başka bir model geliştirmememiz konusunda nasihatlar aldık; yeteneksizdik.
07:07
(Laughter)
116
402000
4000
(Kahkahalar)
07:11
And so we didn't build any models,
117
406000
2000
Böylece başka bir model geliştirmedik,
07:13
and Francis sort of continued to work on proteins.
118
408000
3000
ve Francis proteinler üzerindeki çalışmalarına bir anlamda devam etti.
07:16
And basically, I did nothing. And -- except read.
119
411000
6000
Ve ben de basitçe hiç birşey yapmadım. -- okumaktan başka.
07:22
You know, basically, reading is a good thing; you get facts.
120
417000
3000
Temelde okumak iyidir; gerçekleri öğrenirsiniz.
07:25
And we kept telling the people in London
121
420000
3000
Biz Londra'daki insanlara devamlı olarak Linus Pauling'in
07:28
that Linus Pauling's going to move on to DNA.
122
423000
2000
DNA üzerine çalışmayı sürdüreceğini anlattık.
07:30
If DNA is that important, Linus will know it.
123
425000
2000
Eğer DNA bu kadar önemli ise, Linus bunu anlayacaktır.
07:32
He'll build a model, and then we're going to be scooped.
124
427000
2000
Bir model yapacak ve böylece biz yenilicektik.
07:34
And, in fact, he'd written the people in London:
125
429000
2000
Ve, aslında, O Londra'dakilere ellerindeki x-ray fotoğrafını
07:36
Could he see their x-ray photograph?
126
431000
3000
görmek istediğini yazdı.
07:39
And they had the wisdom to say "no." So he didn't have it.
127
434000
3000
Ve onlar "hayır" deme bilgeliğine sahiptiler. Böylece onu alamadı.
07:42
But there was ones in the literature.
128
437000
2000
Aslında kitaplarda bunun örnekleri vardı.
07:44
Actually, Linus didn't look at them that carefully.
129
439000
2000
Aslına bakılırsa, Linus onlara yeterince dikkatli bakmamıştı.
07:46
But about, oh, 15 months after I got to Cambridge,
130
441000
6000
Fakat Cambridge'e geldikten yaklaşık 15 ay sonra
07:52
a rumor began to appear from Linus Pauling's son,
131
447000
3000
Linus Pauling'in Cambridge'deki oğlundan, babasının şimdi
07:55
who was in Cambridge, that his father was now working on DNA.
132
450000
4000
DNA üzerinde çalıştığını hakkında bir söylenti duydum.
07:59
And so, one day Peter came in and he said he was Peter Pauling,
133
454000
4000
Ve böylece, bir gün Peter geldi ve kendisinin Peter Pauling olduğunu söyledi,
08:03
and he gave me a copy of his father's manuscripts.
134
458000
2000
ve bana babasına ait taslakların bir kopyasını verdi.
08:05
And boy, I was scared because I thought, you know, we may be scooped.
135
460000
6000
Gerçekten korkmuştum çünkü kaybedebileceğimizi düşünüyordum.
08:11
I have nothing to do, no qualifications for anything.
136
466000
3000
Yapacak hiç birşeyim yoktu, herhangi bir şeyde bir niteliğim de.
08:14
(Laughter)
137
469000
2000
(Kahkahalar)
08:16
And so there was the paper, and he proposed a three-stranded structure.
138
471000
6000
O, taslaklarında üç-zincirli bir yapı öneriyordu.
08:22
And I read it, and it was just -- it was crap.
139
477000
2000
Hepsini okudum ve tam bir saçmalıktı.
08:24
(Laughter)
140
479000
5000
(Kahkahalar)
08:29
So this was, you know, unexpected from the world's --
141
484000
3000
Bu, bilirsiniz, pek beklenmedik idi.
08:32
(Laughter)
142
487000
2000
(Kahkahalar)
08:34
-- and so, it was held together by hydrogen bonds
143
489000
3000
Fosfat gruplarının arasındaki hidrojen bağları
08:37
between phosphate groups.
144
492000
2000
aracılığı ile bir arada duruyordu.
08:39
Well, if the peak pH that cells have is around seven,
145
494000
4000
Eğer hücrelerdeki en yüksek pH yedi ise,
08:43
those hydrogen bonds couldn't exist.
146
498000
3000
bu hidrojen bağları varolamazlardı.
08:46
We rushed over to the chemistry department and said,
147
501000
2000
Apar topar kimya bölümüne gittik ve dedik ki,
08:48
"Could Pauling be right?" And Alex Hust said, "No." So we were happy.
148
503000
6000
"Pauling haklı olabilir mi?" ve Alex Hust "Hayır" dedi. Böylece mutlu olduk.
08:54
(Laughter)
149
509000
2000
(Kahkahalar)
08:56
And, you know, we were still in the game, but we were frightened
150
511000
3000
Ve hala oyuna dahildik fakat korkmuştuk çünkü
08:59
that somebody at Caltech would tell Linus that he was wrong.
151
514000
4000
birisi Caltech'ten Linus'a hatalı olduğunu söyleyebilirdi.
09:03
And so Bragg said, "Build models."
152
518000
2000
Ve böylece Bragg "Modeller geliştirin" dedi.
09:05
And a month after we got the Pauling manuscript --
153
520000
4000
Ve Paulingin taslaklarını aldıktan bir ay sonra
09:09
I should say I took the manuscript to London, and showed the people.
154
524000
5000
yani taslakları Londra'ya götürüp oradakilere gösterdikten sonra
09:14
Well, I said, Linus was wrong and that we're still in the game
155
529000
3000
Onlara Linus hatalı ve biz hala oyundayız dedim,
09:17
and that they should immediately start building models.
156
532000
2000
ve onların bir an evvel modeller geliştirmeye başlamarı gerektiğini söyledim.
09:19
But Wilkins said "no." Rosalind Franklin was leaving in about two months,
157
534000
5000
Fakat Wilkins hayır dedi, Rosalind Fraklin yaklasık iki ay içinde ayrılacaktı
09:24
and after she left he would start building models.
158
539000
3000
ve ancak o ayrıldıktan sonra model oluşturmaya başlanacaktı.
09:27
And so I came back with that news to Cambridge,
159
542000
4000
Ve böylece bu haberlerle Cambrıdge'e geri döndüm
09:31
and Bragg said, "Build models."
160
546000
1000
ve Bragg dedi ki "Modeller geliştirin".
09:32
Well, of course, I wanted to build models.
161
547000
1000
Ve tabi ki ben de model geliştirmeyi istiyordum.
09:33
And there's a picture of Rosalind. She really, you know,
162
548000
6000
Bu Rosalind'in bir resmi. O gerçekten
09:39
in one sense she was a chemist,
163
554000
2000
bir anlamda kimyacıydı
09:41
but really she would have been trained --
164
556000
2000
fakat gerçekten, keşke eğitimi--
09:43
she didn't know any organic chemistry or quantum chemistry.
165
558000
3000
organik kimya veya kuantum kimyası hakkında hiç birşey bilmiyordu
09:46
She was a crystallographer.
166
561000
1000
O bir kristalbilimciydi.
09:47
And I think part of the reason she didn't want to build models
167
562000
5000
Ve bence modellerle uğraşmak istememesinin bir sebebi
09:52
was, she wasn't a chemist, whereas Pauling was a chemist.
168
567000
3000
kendisinin Pauling'in gibi bir kimyacı olmamasıydı.
09:55
And so Crick and I, you know, started building models,
169
570000
5000
Böylece, Crick ve ben modeller yapmaya başladık
10:00
and I'd learned a little chemistry, but not enough.
170
575000
3000
ve biraz kimya öğrendim fakat yeterli değildi.
10:03
Well, we got the answer on the 28th February '53.
171
578000
4000
Aradığımız cevabı 28 Şubat 1953'de bulduk.
10:07
And it was because of a rule, which, to me, is a very good rule:
172
582000
4000
Ve bu bir kural yüzünden, tabi bana göre, çok iyi bir kuraldı:
10:11
Never be the brightest person in a room, and we weren't.
173
586000
6000
"Asla bir odadaki en parlak kişi olma" ve biz de öyle değildik.
10:17
We weren't the best chemists in the room.
174
592000
2000
Odadaki en iyi kimyacılar biz değildik.
10:19
I went in and showed them a pairing I'd done,
175
594000
2000
İçeri girdim ve onlara yapmış olduğum bir eşleşmeyi gösterdim
10:21
and Jerry Donohue -- he was a chemist -- he said, it's wrong.
176
596000
4000
ve Jerry Donohue -- kendisi bir kimyacıydı-- dedi ki, yanlış olmuş.
10:25
You've got -- the hydrogen atoms are in the wrong place.
177
600000
3000
Elindeki--hidrojen atomları yanlış yerdeler.
10:28
I just put them down like they were in the books.
178
603000
3000
Ben onları kitaplardaki gibi yerleştirmiştim.
10:31
He said they were wrong.
179
606000
1000
O bana onların yanlış olduğunu söyledi.
10:32
So the next day, you know, after I thought, "Well, he might be right."
180
607000
4000
Böylece ertesi gün, "O haklı olabilir" diye düşündükten sonra
10:36
So I changed the locations, and then we found the base pairing,
181
611000
4000
yerleri değiştirdim ve baz eşleşmesini bulduk
10:40
and Francis immediately said the chains run in absolute directions.
182
615000
3000
ve Francis birden zincirlerin mutlak doğrultuda aktığını söyledi.
10:43
And we knew we were right.
183
618000
2000
Biliyorduk ki haklıydık.
10:45
So it was a pretty, you know, it all happened in about two hours.
184
620000
7000
Sonuç olarak bu çok hoştu, bilirsiniz, herşey yaklaşık iki saat içince olmuştu.
10:52
From nothing to thing.
185
627000
4000
Hiç bir şeyden bir şeye.
10:56
And we knew it was big because, you know, if you just put A next to T
186
631000
5000
Bunun büyük birşey olduğunu biliyorduk, sadece T'nin yanına A
11:01
and G next to C, you have a copying mechanism.
187
636000
3000
ve C'nin yanına G koyarsan, kopyalama mekanizmasını elde edersin.
11:04
So we saw how genetic information is carried.
188
639000
4000
Böylece genetik bilginin nasıl taşındığını gördük.
11:08
It's the order of the four bases.
189
643000
1000
Bu dört bazın dizilimiydi.
11:09
So in a sense, it is a sort of digital-type information.
190
644000
4000
Böylece bir anlamda, bu bir çeşit dijital bilgi tipiydi.
11:13
And you copy it by going from strand-separating.
191
648000
5000
Ve ipliklerin ayrılmasıyla kopyalanıyordu.
11:18
So, you know, if it didn't work this way, you might as well believe it,
192
653000
8000
Böyle çalışmıyorsa bile, ona inanabilirdiniz,
11:26
because you didn't have any other scheme.
193
661000
1000
çünkü başka bir şemanız yoktu.
11:27
(Laughter)
194
662000
3000
(Kahkahalar)
11:30
But that's not the way most scientists think.
195
665000
3000
Fakat çoğu bilim adamı böyle düşünmez.
11:33
Most scientists are really rather dull.
196
668000
3000
Çoğu bilim adamı tercihen hissizdir.
11:36
They said, we won't think about it until we know it's right.
197
671000
2000
Onlar der ki, biz doğru olduğunu bilene kadar onun hakkında düşünmeyeceğiz.
11:38
But, you know, we thought, well, it's at least 95 percent right or 99 percent right.
198
673000
6000
Fakat, bilirsiniz, biz düşündük ve o en azından yüzde 95 hatta yüzde 99 oranında doğruydu.
11:44
So think about it. The next five years,
199
679000
4000
Düşünün bir kere. Sonraki beş yıl boyunca,
11:48
there were essentially something like five references
200
683000
2000
Nature'da temel olarak bizim çalışmamızı referans gösteren
11:50
to our work in "Nature" -- none.
201
685000
2000
beş civarında makale vardı -- hiç.
11:53
And so we were left by ourselves,
202
688000
2000
Böylece, tek başımıza bırakılmıştık
11:55
and trying to do the last part of the trio: how do you --
203
690000
5000
sonunu getirmeye çalışıyorduk: siz nasıl --
12:00
what does this genetic information do?
204
695000
4000
bu genetik bilgi ne yapıyordu?
12:04
It was pretty obvious that it provided the information
205
699000
4000
Ortada olan şey, onun bilgiyi
12:08
to an RNA molecule, and then how do you go from RNA to protein?
206
703000
3000
bir RNA molekülüne sağladığıydı ama sonra nasıl oluyorda RNA'dan proteine gidiyordunuz?
12:11
For about three years we just -- I tried to solve the structure of RNA.
207
706000
5000
Yaklaşık üç yıl boyunca biz sadece-- ben RNA'nın yapısını çözmeye çalıştım.
12:16
It didn't yield. It didn't give good x-ray photographs.
208
711000
3000
Bir şey elde edemedim. İyi x-ray fotoğrafları elde edemiyorduk.
12:19
I was decidedly unhappy; a girl didn't marry me.
209
714000
3000
Hiç şüphesiz mutsuzdum; bir kız benimle evlenmeyi reddetmişti.
12:22
It was really, you know, sort of a shitty time.
210
717000
3000
Bu gerçekten, bilirsiniz, oldukça kötü bir zamandı.
12:25
(Laughter)
211
720000
3000
(Kahkahalar)
12:28
So there's a picture of Francis and I before I met the girl,
212
723000
4000
Böylece, bu Francis ve benim bahsettiğim kızla tanışmadan önceki bir fotoğrafım
12:32
so I'm still looking happy.
213
727000
1000
haliyle hala mutlu görünüyorum.
12:33
(Laughter)
214
728000
3000
(Kahkahalar)
12:36
But there is what we did when we didn't know
215
731000
3000
Fakat burada ne zaman nereden devam etmemiz gerektiğini bilmediğimizde
12:39
where to go forward: we formed a club and called it the RNA Tie Club.
216
734000
6000
yaptığımız şey: bir klüp kurduk ve adını RNA Tie Club (RNA Bağ Klübü) koyduk.
12:45
George Gamow, also a great physicist, he designed the tie.
217
740000
4000
George Gamow, aynı zamanada büyük bir fizikçidir, Bağ'ı o dizayn etti.
12:49
He was one of the members. The question was:
218
744000
3000
O üyelerden biriydi. Soru şuydu:
12:52
How do you go from a four-letter code
219
747000
2000
Dört harf kodundan nasıl oluyorda
12:54
to the 20-letter code of proteins?
220
749000
2000
proteinlerin 20-harf koduna gidiyorsun?
12:56
Feynman was a member, and Teller, and friends of Gamow.
221
751000
5000
Feynman üyelerden biriydi, Teller da öyle ve Gamow ile arkadaştılar.
13:01
But that's the only -- no, we were only photographed twice.
222
756000
6000
Fakat sadece bu -- hayır. sadece iki fotoğrafımız çekildi.
13:07
And on both occasions, you know, one of us was missing the tie.
223
762000
3000
Ve her ikisinde de, bilirsiniz, aramızdan birisi Bağ'ı kaçırıyordu.
13:10
There's Francis up on the upper right,
224
765000
3000
Burada Francis ayakta, sağ üstte
13:13
and Alex Rich -- the M.D.-turned-crystallographer -- is next to me.
225
768000
5000
ve Alex Rich -- Tıp çıkışlı-kristal bilimci -- benim yanımda duruyor.
13:18
This was taken in Cambridge in September of 1955.
226
773000
4000
Bu Cambridge'de Eylül 1955'te çekildi.
13:22
And I'm smiling, sort of forced, I think,
227
777000
6000
Ve ben gülümsüyorum, oldukça zoraki, sanıyorum,
13:28
because the girl I had, boy, she was gone.
228
783000
3000
çünkü bahsettiğim kız gitmişti.
13:31
(Laughter)
229
786000
4000
(Kahkahalar)
13:35
And so I didn't really get happy until 1960,
230
790000
5000
Ve böylece 1960'a kadar gerçekten mutlu olamadım,
13:40
because then we found out, basically, you know,
231
795000
4000
ama sonra temel olarak RNA'nın
13:44
that there are three forms of RNA.
232
799000
2000
üç formu olduğunu bulduk.
13:46
And we knew, basically, DNA provides the information for RNA.
233
801000
3000
Ve biliyorduk ki, basitçe DNA, RNA için bilgi sağlıyordu.
13:49
RNA provides the information for protein.
234
804000
2000
RNA ise protein için bilgi sağlıyordu.
13:51
And that let Marshall Nirenberg, you know, take RNA -- synthetic RNA --
235
806000
5000
Ve bu Marshall Nirenberg'e RNA'yı -- sentetik RNA-- alıp
13:56
put it in a system making protein. He made polyphenylalanine,
236
811000
6000
onu protein yapan bir sistemin içine koyma fırsatı verdi. O polifenilalanini üretti.
14:02
polyphenylalanine. So that's the first cracking of the genetic code,
237
817000
8000
polifenilalanin. Böylece bu genetik kodun ilk kırılmasıydı.
14:10
and it was all over by 1966.
238
825000
2000
ve bu yaklaşık 1966'daydı.
14:12
So there, that's what Chris wanted me to do, it was --
239
827000
3000
Burada, Chris'in benden yapmamı istediği şey, o --
14:15
so what happened since then?
240
830000
4000
peki daha sonrasında ne oldu?
14:19
Well, at that time -- I should go back.
241
834000
3000
Aslında o zamana geri dönmeliyim.
14:22
When we found the structure of DNA, I gave my first talk
242
837000
5000
DNA'nın yapısını çözdüğümüzde, hakkında ilk konuşmamı
14:27
at Cold Spring Harbor. The physicist, Leo Szilard,
243
842000
3000
Cold Spring Harbor'da yapıyordum. Fizikçi, Leo Szilard,
14:30
he looked at me and said, "Are you going to patent this?"
244
845000
3000
bana baktı ve dedi ki, "Bunun patentini alacak mısın?"
14:33
And -- but he knew patent law, and that we couldn't patent it,
245
848000
5000
Ve--fakat o patent yasasını biliyordu ve bunun patentini alamazdık.
14:38
because you couldn't. No use for it.
246
853000
2000
çünkü yapamazdın. Hiç bir anlamı yoktu.
14:40
(Laughter)
247
855000
2000
(Kahkahalar)
14:42
And so DNA didn't become a useful molecule,
248
857000
4000
Ve böylece DNA işe yarar bir molekül olmadı
14:46
and the lawyers didn't enter into the equation until 1973,
249
861000
5000
ve avukatlar işin içinee 1973'e kadar girmedi.
14:51
20 years later, when Boyer and Cohen in San Francisco
250
866000
5000
20 yıl sonra, Boyer ve Cohen San Francisco'dayken
14:56
and Stanford came up with their method of recombinant DNA,
251
871000
2000
ve Stanford geliştirdikleri rekombinant DNA metoduyla ortaya çıktı
14:58
and Stanford patented it and made a lot of money.
252
873000
3000
ve Stanford onun patendini alarak çok para kazandı.
15:01
At least they patented something
253
876000
1000
En azından onlar işe yarayabilecek bir şeyin
15:02
which, you know, could do useful things.
254
877000
3000
patendini aldılar.
15:05
And then, they learned how to read the letters for the code.
255
880000
3000
Ve sonrasında, onlar kodun harflerini nasıl okuyacaklarını öğrendiler.
15:08
And, boom, we've, you know, had a biotech industry. And,
256
883000
5000
Ve, bumm, biz bir bioteknoloji endüstrisine sahip olduk. Ve
15:13
but we were still a long ways from, you know,
257
888000
7000
fakat biz hala, bilirsiniz,
15:20
answering a question which sort of dominated my childhood,
258
895000
2000
çocukluğuma yön veren sorunun cevaplanmasından çok uzaktık,
15:22
which is: How do you nature-nurture?
259
897000
5000
soru şu: Nasıl doğuyorsun-büyüyorsun?
15:27
And so I'll go on. I'm already out of time,
260
902000
4000
Ve böylece devam edeceğim. Çoktan süremi doldurmum
15:31
but this is Michael Wigler, a very, very clever mathematician
261
906000
3000
fakat bu Michael Wigler, çok çok zeki matematikçi
15:34
turned physicist. And he developed a technique
262
909000
3000
sonradan fizikçi oldu. O geliştirdiği teknikle
15:37
which essentially will let us look at sample DNA
263
912000
4000
model DNA'ya bakmamıza olanak sağladı
15:41
and, eventually, a million spots along it.
264
916000
2000
ve hem de üzerinde bir milyon noktacıkla.
15:43
There's a chip there, a conventional one. Then there's one
265
918000
3000
Bu bir çip, klasiklerden bir tane. Sonra bir diğeri
15:46
made by a photolithography by a company in Madison
266
921000
3000
Madison'da bir şirket tarafından fotolitografi ile yapıldı.
15:49
called NimbleGen, which is way ahead of Affymetrix.
267
924000
5000
Şirketin adi NimbleGen, Affymetrix'in çok ilerisinde bir şirket.
15:54
And we use their technique.
268
929000
2000
Ve biz de onların tekniğini kullandık.
15:56
And what you can do is sort of compare DNA of normal segs versus cancer.
269
931000
5000
Bununla normal DNA yapısını kanserli olan ile karşılaştırabilirsiniz.
16:01
And you can see on the top
270
936000
4000
Ve üstte görebileceğiniz gibi
16:05
that cancers which are bad show insertions or deletions.
271
940000
5000
kanser, ekleme ve çıkarmaların bir kötü şovudur.
16:10
So the DNA is really badly mucked up,
272
945000
3000
Burdaki DNA tam anlamıyla çöplüğe dönmüş,
16:13
whereas if you have a chance of surviving,
273
948000
2000
eğer hayatta kalma şansı varsa,
16:15
the DNA isn't so mucked up.
274
950000
2000
DNA aslında o kadar da kötü durumda değildir.
16:17
So we think that this will eventually lead to what we call
275
952000
3000
Böylece düşündük ki bu eninde sonunda bizim dediğimiz gibi
16:20
"DNA biopsies." Before you get treated for cancer,
276
955000
4000
"DNA biyopsisi" yoluna çıkacaktı. Kanser tedavisine başlamadan önce,
16:24
you should really look at this technique,
277
959000
2000
bu tekniğe bakmanız gerekecek
16:26
and get a feeling of the face of the enemy.
278
961000
3000
ve düşmanla yüzleşmenin hissini yaşayacaksınız.
16:29
It's not a -- it's only a partial look, but it's a --
279
964000
3000
Bu bir şey değil -- bu sadece kısmi bir bakış, fakat bu bir--
16:32
I think it's going to be very, very useful.
280
967000
3000
Bence bu çok ama çok kullanışlı olacak.
16:35
So, we started with breast cancer
281
970000
2000
Böylece, meme kanseri ile başladık
16:37
because there's lots of money for it, no government money.
282
972000
3000
çünkü bu alanda çok para vardı ve devlet parası değil.
16:40
And now I have a sort of vested interest:
283
975000
4000
Ve şimdi bir çeşit zorunlu ilgim var:
16:44
I want to do it for prostate cancer. So, you know,
284
979000
2000
Bunu prostat kanseri için yapmak istiyorum. Bir şekilde, bilirsiniz,
16:46
you aren't treated if it's not dangerous.
285
981000
3000
eğer tehlikeli değilse sizi tedaviye almazlar.
16:49
But Wigler, besides looking at cancer cells, looked at normal cells,
286
984000
6000
Fakat Wigler, kanser hücrelerine bakmasının yanında, normal hücrelere de baktı
16:55
and made a really sort of surprising observation.
287
990000
3000
ve bir çeşit hoş gözlemde bulundu.
16:58
Which is, all of us have about 10 places in our genome
288
993000
4000
Bu hepimizin genomunda yaklaşık 10 yerde
17:02
where we've lost a gene or gained another one.
289
997000
2000
bir genimizi kaybettiğimiz veya bir diğerini edindiğimiz yerdi.
17:05
So we're sort of all imperfect. And the question is well,
290
1000000
6000
Böylece bir şekilde hepimiz kusurluyduk. Ve soru şuydu ki,
17:11
if we're around here, you know,
291
1006000
2000
eğer buralarda bir yerdeysek, bilirsiniz,
17:13
these little losses or gains might not be too bad.
292
1008000
3000
bu kayıplar ve eklentiler o kadar da kötü olmayabilirdi.
17:16
But if these deletions or amplifications occurred in the wrong gene,
293
1011000
5000
Ama eğer bu kayıplar veya arttırımlar yanlış gen üzerinde olursa
17:21
maybe we'll feel sick.
294
1016000
1000
belki hasta hissedecektik.
17:22
So the first disease he looked at is autism.
295
1017000
4000
Böylece onun baktığı ilk hastalık otizm oldu.
17:26
And the reason we looked at autism is we had the money to do it.
296
1021000
5000
Otizme bakma sebebimiz bunu yapmak için para bulabilmemizdi.
17:31
Looking at an individual is about 3,000 dollars. And the parent of a child
297
1026000
5000
Bir kişinin bakımı yaklaşık 3,000 dolardı. Ve
17:36
with Asperger's disease, the high-intelligence autism,
298
1031000
2000
Asperger's hastası, ileri zeka otizmi, olan bir çocuğun ebeveynleri
17:38
had sent his thing to a conventional company; they didn't do it.
299
1033000
5000
onun örneklerini bilindik bir şirkete gönderdiler; onlar gerekeni yapamadılar.
17:43
Couldn't do it by conventional genetics, but just scanning it
300
1038000
3000
Bunu geleneksel yöntemlerle yapamazlardı, ellerinden gelen ancak onu taramaktı.
17:46
we began to find genes for autism.
301
1041000
3000
biz ise otizmle alakalı genleri bulmaya başlamıştık.
17:49
And you can see here, there are a lot of them.
302
1044000
4000
Ve burada gördüğünüz gibi, onlardan bir sürü mevcut.
17:53
So a lot of autistic kids are autistic
303
1048000
4000
İşte bu yüzden otistik çocukların bir çoğu
17:57
because they just lost a big piece of DNA.
304
1052000
2000
DNA'larında büyük bir parçanın eksikliği yüzünden otistiktir.
17:59
I mean, big piece at the molecular level.
305
1054000
2000
Demek istediğim, moleküler seviyede büyük bir parça.
18:01
We saw one autistic kid,
306
1056000
2000
Gördüğümüz otistik bir çocuk
18:03
about five million bases just missing from one of his chromosomes.
307
1058000
3000
kromozomlarından birinde nerdeyse beş milyon baz eksikti.
18:06
We haven't yet looked at the parents, but the parents probably
308
1061000
3000
Ebeveynlerine henüz bakmadık fakat muhtemelen ebeveynleri
18:09
don't have that loss, or they wouldn't be parents.
309
1064000
3000
bu eksikliği taşımıyorlar yoksa ebeveyn olamazlardı.
18:12
Now, so, our autism study is just beginning. We got three million dollars.
310
1067000
7000
Şimdi, bu noktada, otizm çalışmamız henuz başlıyor. 3 milyon dolar aldık.
18:19
I think it will cost at least 10 to 20 before you'd be in a position
311
1074000
4000
Otistik bir çocuğa sahip ya da sahip olacağını düşünen ebeveynlere
18:23
to help parents who've had an autistic child,
312
1078000
3000
yardım edebilecek konuma gelmenin maliyeti en azından
18:26
or think they may have an autistic child,
313
1081000
2000
10 ile 20 arasında olacaktır,
18:28
and can we spot the difference?
314
1083000
2000
ve biz farkı belirleyebilir miyiz?
18:30
So this same technique should probably look at all.
315
1085000
3000
Öyleyse, bu aynı teknik muhtemelen hepsine bakabilmeli.
18:33
It's a wonderful way to find genes.
316
1088000
4000
Genleri bulmak için mükemmel bir yol.
18:37
And so, I'll conclude by saying
317
1092000
2000
Ve böylece, konuşmamı şunları söyleyerek bitireceğim
18:39
we've looked at 20 people with schizophrenia.
318
1094000
2000
şimdiye kadar 20 şizofreni hastasına baktık.
18:41
And we thought we'd probably have to look at several hundred
319
1096000
4000
Ve düşündük ki bir fikir elde edene kadar
18:45
before we got the picture. But as you can see,
320
1100000
2000
muhtemelen yüzlercesine bakmalıydık. Fakat gördüğünüz gibi,
18:47
there's seven out of 20 had a change which was very high.
321
1102000
4000
20'de 7'sinin bir şansı vardı ki bu oldukça yüksek bir oran.
18:51
And yet, in the controls there were three.
322
1106000
3000
Ve henüz, kontrolde olan üç tanesi vardı.
18:54
So what's the meaning of the controls?
323
1109000
2000
Peki kontrol ne anlama geliyor?
18:56
Were they crazy also, and we didn't know it?
324
1111000
2000
Onlar çıldırmıştılardı da, biz bunu bilmiyor muyduk?
18:58
Or, you know, were they normal? I would guess they're normal.
325
1113000
4000
Yoksa onlar aslında normal miydi? Tahminimce onlar normaldi.
19:02
And what we think in schizophrenia is there are genes of predisposure,
326
1117000
7000
Ve bizim düşündüğümüz şizofreni ile ilgili yatkınlık genleri var
19:09
and whether this is one that predisposes --
327
1124000
6000
ve bu yatkınlığa sebep olanlardan biriyse --
19:15
and then there's only a sub-segment of the population
328
1130000
4000
ve sonrasında populasyonun içinde sadece ufak bir grup
19:19
that's capable of being schizophrenic.
329
1134000
2000
şizofren olma potansiyelini taşıyor.
19:21
Now, we don't have really any evidence of it,
330
1136000
4000
Şimdilik bununla ilgili gerçek manada hiç kanıtımız yok,
19:25
but I think, to give you a hypothesis, the best guess
331
1140000
5000
fakat öyle sanıyorum ki, size bir hipotez vermek için, en iyi tahmin
19:30
is that if you're left-handed, you're prone to schizophrenia.
332
1145000
6000
eğer solaksanız, şizofreniye meyillisiniz demektir.
19:36
30 percent of schizophrenic people are left-handed,
333
1151000
3000
Şizofreni hastalarının yüzde 30'u solak
19:39
and schizophrenia has a very funny genetics,
334
1154000
3000
ve şizofreninin çok komik bir genetiği var,
19:42
which means 60 percent of the people are genetically left-handed,
335
1157000
4000
diğer bir ifadeyle insanların yüzde 60' ı genetik solak
19:46
but only half of it showed. I don't have the time to say.
336
1161000
3000
ancak bu sayının yarısı solunu kullanıyor. Söylemek için vaktim yok.
19:49
Now, some people who think they're right-handed
337
1164000
3000
Şimdi, sağlak olduğunu düşünen bazı insanlar
19:52
are genetically left-handed. OK. I'm just saying that, if you think,
338
1167000
6000
aslında genetik olarak solak. Tamam. Söylemeye çalıştığım sadece, eğer düşünürseniz
19:58
oh, I don't carry a left-handed gene so therefore my, you know,
339
1173000
4000
ah, bir solaklık geni taşımıyorum böylece benim,
20:02
children won't be at risk of schizophrenia. You might. OK?
340
1177000
3000
çocuklarım şizofreni riski taşımayacak. Taşıyor olabilirsiniz. Tamam mı?
20:05
(Laughter)
341
1180000
3000
(Kahkahalar)
20:08
So it's, to me, an extraordinarily exciting time.
342
1183000
3000
Böylece bu, bana göre, olağanüstü derecede ilginç bir zaman.
20:11
We ought to be able to find the gene for bipolar;
343
1186000
2000
Bipolarlıkla alakalı bir geni bulabilmemiz gerekiyor;
20:13
there's a relationship.
344
1188000
1000
arada bir bağlantı var
20:14
And if I had enough money, we'd find them all this year.
345
1189000
4000
Ve eğer yeterli param olursa, hepsini bu yıl bulmuş olacağız.
20:18
I thank you.
346
1193000
1000
Teşekkür ederim.
ABOUT THE SPEAKER
James Watson - Biologist, Nobel laureateNobel laureate James Watson took part in one of the most important scientific breakthroughs of the 20th century: the discovery of the structure of DNA. More than 50 years later, he continues to investigate biology's deepest secrets.
Why you should listen
James Watson has led a long, remarkable life, starting at age 12, when he was one of radio's high-IQ Quiz Kids. By age 15, he had enrolled in the University of Chicago, and by 25, working with Francis Crick (and drawing, controversially, on the research of Maurice Wilkins and Rosalind Franklin), he had made the discovery that would eventually win the three men the Nobel Prize.
Watson and Crick's 1953 discovery of DNA's double-helix structure paved the way for the astounding breakthroughs in genetics and medicine that marked the second half of the 20th century. And Watson's classic 1968 memoir of the discovery, The Double Helix, changed the way the public perceives scientists, thanks to its candid account of the personality conflicts on the project.
From 1988 to 1994, he ran the Human Genome Project. His current passion is the quest to identify genetic bases for major illnesses; in 2007 he put his fully sequenced genome online, the second person to do so, in an effort to encourage personalized medicine and early detection and prevention of diseases.
James Watson | Speaker | TED.com