ABOUT THE SPEAKER
Amber Case - Cyborg Anthropologist
Amber Case studies the symbiotic interactions between humans and machines -- and considers how our values and culture are being shaped by living lives increasingly mediated by high technology.

Why you should listen

Amber Case is a cyborg anthropologist, examining the way humans and technology interact and evolve together. Like all anthropologists, Case watches people, but her fieldwork involves observing how they participate in digital networks, analyzing the various ways we project our personalities, communicate, work, play, share ideas and even form values. Case founded Geoloqi.com, a private location-sharing application, out of a frustration with existing social protocols around text messaging and wayfinding.

Case, who predicts that intensification of the human-technology interface will quickly reduce the distance between individual and community, believes that the convergence of technologies will bring about unprecedented rapid learning and communication. Dubbed a digital philosopher, Case applies her findings to such fields as information architecture, usability and online productivity. She’s currently working on a book about using anthropological techniques to understand industry ecosystems.

More profile about the speaker
Amber Case | Speaker | TED.com
TEDWomen 2010

Amber Case: We are all cyborgs now

Amber Case: Artık hepimiz yarı-makineyiz.

Filmed:
1,853,478 views

Teknoloji sayesinde evrim geçiriyoruz, diyor Amber Case, insan türünün ekran-seyreden, düğme-tıklayan yeni versiyonu haline geliyoruz. Şimdi haberleşmek, hatırlamak ve hatta ikincil hayatımızı yaşamak için "dış beyinlerimize" (cep telefonları ve bilgisayarlara) bel bağlıyoruz. Ama bu makineler sonunda bizimle iletişime mi geçecek yoksa bizi ele mi geçirecekler? Konu kendi yarı-makine benliğimize şaşırtıcı bir bakış sağlıyor.
- Cyborg Anthropologist
Amber Case studies the symbiotic interactions between humans and machines -- and considers how our values and culture are being shaped by living lives increasingly mediated by high technology. Full bio

Double-click the English transcript below to play the video.

00:15
I would like to tell you all
0
0
2000
Size söylemek istediğim,
00:17
that you are all actuallyaslında cyborgsCyborg,
1
2000
3000
hepinizin yarı-makineler olduğunuz,
00:21
but not the cyborgsCyborg that you think.
2
6000
2000
ama aklınıza gelenler gibi değil.
00:23
You're not RoboCopRoboCop, and you're not TerminatorSonlandırıcı,
3
8000
3000
Robocop değilsiniz, ya da Terminatör,
00:26
but you're cyborgsCyborg everyher time you look at a computerbilgisayar screenekran
4
11000
2000
ama bilgisayar ekranına baktığınızda ya da
00:28
or use one of your cellhücre phonetelefon devicescihazlar.
5
13000
3000
cep telefonlarınızı kullandığınızda sayborg oluyorsunuz.
00:31
So what's a good definitiontanım for cyborgCyborg?
6
16000
2000
Öyleyse sayborg için iyi bir tanım nedir?
00:33
Well, traditionalgeleneksel definitiontanım is "an organismorganizma
7
18000
2000
Geleneksel tanım şöyledir:
00:35
to whichhangi exogenouseksojen componentsbileşenler have been addedkatma
8
20000
2000
"sayborg, yeni ortamlara uyum sağlanması amacıyla
00:37
for the purposeamaç of adaptingadapte to newyeni environmentsortamları."
9
22000
2000
dış parçalar eklenmiş bir organizmadır."
00:39
That camegeldi from a 1960 paperkâğıt on spaceuzay travelseyahat,
10
24000
3000
Bu tanım 1960'tan, uzay yolculuğu ile ilgili bir makaledendi.
00:42
because, if you think about it, spaceuzay is prettygüzel awkwardgarip.
11
27000
2000
Çünkü düşünürseniz, uzay oldukça gariptir;
00:44
People aren'tdeğil supposedsözde to be there.
12
29000
2000
insanların normalde orada olmaması gerekir.
00:46
But humansinsanlar are curiousMeraklı, and they like to addeklemek things to theironların bodiesbedenler
13
31000
3000
Ama insanlar meraklıdır, ve vücutlarına yeni şeyler eklemeyi severler
00:49
so they can go to the AlpsAlpler one day
14
34000
2000
öyle ki bir gün Alpler'e gidebilsinler
00:51
and then becomeolmak a fishbalık in the seadeniz the nextSonraki.
15
36000
2000
ve ertesi gün de denizdeki balık olsunlar.
00:53
So let's look at the conceptkavram of traditionalgeleneksel anthropologyantropoloji.
16
38000
3000
Öyleyse gelin geleneksel antropoloji kavramına bakalım.
00:56
SomebodyBiri goesgider to anotherbir diğeri countryülke,
17
41000
2000
Birisi başka bir ülkeye gider,
00:58
saysdiyor, "How fascinatingbüyüleyici these people are, how interestingilginç theironların toolsaraçlar are,
18
43000
3000
ve şöyle der, "Bu insanlar ne kadar göz alıcı, kullandıkları aletler ne kadar ilginç,
01:01
how curiousMeraklı theironların culturekültür is."
19
46000
2000
kültürleri ne kadar ilgi çekici"
01:03
And then they writeyazmak a paperkâğıt, and maybe a fewaz other anthropologistsantropologlar readokumak it,
20
48000
3000
Ve daha sonra bir makale yazarlar, ve belki birkaç antopolojist bunu okur,
01:06
and we think it's very exoticegzotik.
21
51000
2000
ve biz çok egzotik olduğunu düşünürüz.
01:08
Well, what's happeningolay
22
53000
3000
Şimdi olan şu,
01:11
is that we'vebiz ettik suddenlyaniden foundbulunan a newyeni speciesTürler.
23
56000
3000
biz aniden yeni bir tür bulduk.
01:14
I, as a cyborgCyborg anthropologistantropolog, have suddenlyaniden said,
24
59000
2000
Ben, bir sayborg antopolojist olarak, aniden dedim ki,
01:16
"Oh, wowvay. Now suddenlyaniden we're a newyeni formform of HomoHomo sapienssapiens,
25
61000
3000
"Vay canına. Şimdi biz insan türünün yeni bir formuyuz.
01:19
and look at these fascinatingbüyüleyici cultureskültürler,
26
64000
2000
Ve şu göz alıcı kültürlere bakın.
01:21
and look at these curiousMeraklı ritualsritüeller
27
66000
2000
Şu ilginç ritüellere bakın,
01:23
that everybody'sherkesin doing around this technologyteknoloji.
28
68000
2000
bu teknolojinin etrafında herkesin yaptıklarına.
01:25
They're clickingtıklatma on things and staringbakmak at screensekranlar."
29
70000
3000
Bişeylere tıklıyorlar ve ekranlara bakıyorlar."
01:28
Now there's a reasonneden why I studyders çalışma this,
30
73000
2000
Geleneksel antropoloji yerine,
01:30
versuse karşı traditionalgeleneksel anthropologyantropoloji.
31
75000
2000
bunun üzerine çalışmamın bir nedeni var.
01:32
And the reasonneden is that toolaraç use,
32
77000
2000
Ve bu neden alet kullanımında,
01:34
in the beginningbaşlangıç -- for thousandsbinlerce and thousandsbinlerce of yearsyıl,
33
79000
3000
başlangıçta, binlerce yıl boyunca,
01:37
everything has been a physicalfiziksel modificationdeğişiklik of selföz.
34
82000
3000
herşey benliğin fiziksel bir modifikasyonu olmuştur.
01:40
It has helpedyardım etti us to extenduzatmak our physicalfiziksel selvescanlarından,
35
85000
2000
Bu fiziksel benliklerimizi genişletmemize, daha hızlı gitmemize,
01:42
go fasterDaha hızlı, hitvurmak things harderDaha güçlü,
36
87000
2000
şeylere daha sert vurmamıza yardım etmiştir,
01:44
and there's been a limitsınır on that.
37
89000
2000
ve bunda her zaman bir sınır vardı.
01:46
But now what we're looking at is not an extensionuzantı of the physicalfiziksel selföz,
38
91000
3000
Ama şimdi baktığımız fiziksel benliğin değil,
01:49
but an extensionuzantı of the mentalzihinsel selföz,
39
94000
2000
ussal benliğin bir uzantısı.
01:51
and because of that, we're ableyapabilmek to travelseyahat fasterDaha hızlı,
40
96000
2000
Ve bunun sayesinde, daha hızlı seyahat edebilip,
01:53
communicateiletişim kurmak differentlyfarklı olarak.
41
98000
2000
farklı şekilde haberleşebiliyoruz.
01:55
And the other thing that happensolur
42
100000
2000
Ve diğer olan şey de
01:57
is that we're all carryingtaşıma around little MaryMary PoppinsPoppins technologyteknoloji.
43
102000
3000
biz yanımızda ufak Mary Poppins teknolojisi taşıyoruz.
02:00
We can put anything we want into it, and it doesn't get heavierdaha ağır,
44
105000
3000
İçine istediğimiz herşeyi koyabiliriz, ama daha ağır olmaz,
02:03
and then we can take anything out.
45
108000
2000
ve sonra istediğimizi dışarı çıkartabiliriz.
02:05
What does the insideiçeride of your computerbilgisayar actuallyaslında look like?
46
110000
2000
Bilgisayarınızın içi aslında neye benziyor?
02:07
Well, if you printbaskı it out, it looksgörünüyor like a thousandbin poundspound of materialmalzeme
47
112000
3000
Çıktısını alsanız, yüzlerce kiloluk nesneyi yanınızda
02:10
that you're carryingtaşıma around all the time.
48
115000
2000
taşıyormuşsunuz gibi görünüyor.
02:12
And if you actuallyaslında losekaybetmek that informationbilgi,
49
117000
3000
Ve aslında bu bilgiyi kaybederseniz,
02:15
it meansanlamına geliyor that you suddenlyaniden have this losskayıp in your mindus,
50
120000
3000
zihninizde aniden bu kaybı yaşarsınız,
02:18
that you suddenlyaniden feel like something'sşey missingeksik,
51
123000
3000
ve siz aniden birşeylerin eksik olduğunu hissedersiniz,
02:21
exceptdışında you aren'tdeğil ableyapabilmek to see it, so it feelshissediyor like a very strangegarip emotionduygu.
52
126000
3000
ancak bu kaybı göremezsiniz ve çok garip bir duygudur.
02:24
The other thing that happensolur is that you have a secondikinci selföz.
53
129000
3000
Olan başka bir şey de sizin ikinci benliğinizdir.
02:27
WhetherOlup olmadığı you like it or not, you're startingbaşlangıç to showgöstermek up onlineinternet üzerinden,
54
132000
2000
Beğenseniz de beğenmeseniz de, çevrimiçi görünmeye başlıyorsunuz,
02:29
and people are interactingetkileşim with your secondikinci selföz
55
134000
2000
ve insanlar sizin ikinci benliğinizle siz orada yokken
02:31
when you're not there.
56
136000
2000
etkileşime geçiyorlar.
02:33
And so you have to be carefuldikkatli
57
138000
2000
Ve sizin de ön kapınızı
02:35
about leavingayrılma your frontön lawnçim openaçık,
58
140000
2000
açık bırakmamak konusunda dikkatli olmanız gerekiyor,
02:37
whichhangi is basicallytemel olarak your FacebookFacebook wallduvar,
59
142000
2000
bu da aslında sizin Facebook duvarınız oluyor,
02:39
so that people don't writeyazmak on it in the middleorta of the night --
60
144000
2000
bu sayede insanlar gecenin bi vakti gelip de üstüne yazı yazmazlar --
02:41
because it's very much the equivalenteşdeğer.
61
146000
2000
sizce de çok yakınlar, değil mi?
02:43
And suddenlyaniden we have to startbaşlama to maintainsürdürmek our secondikinci selföz.
62
148000
3000
Ve birden bire ikinci benliklerimize sahip çıkmaya başlamamız gerekiyor.
02:46
You have to presentmevcut yourselfkendin in digitaldijital life
63
151000
2000
Kendinizi dijital hayatta da, tıpkı gerçekte
02:48
in a similarbenzer way that you would in your analoganalog life.
64
153000
3000
olduğu gibi iyi bir şekilde göstermeniz gerekiyor.
02:51
So, in the sameaynı way that you wakeuyanmak up, take a showerduş and get dressedgiyinmiş,
65
156000
3000
Yani, uyanıp, duş aldıktan sonra giyinmeniz gibi, aynı şeyi
02:54
you have to learnöğrenmek to do that for your digitaldijital selföz.
66
159000
2000
dijital benliğiniz içinde yapmanız gerekiyor.
02:56
And the problemsorun is that a lot of people now,
67
161000
2000
Asıl sorun şu ki, şimdilerde çoğu insanın,
02:58
especiallyözellikle adolescentsGençler,
68
163000
2000
özellikle de gençlerin,
03:00
have to go throughvasitasiyla two adolescencesadolescences.
69
165000
2000
iki farklı ergenlik atlatmaları gerekiyor.
03:02
They have to go throughvasitasiyla theironların primarybirincil one, that's alreadyzaten awkwardgarip,
70
167000
3000
İlk önce birincil ergenliklerini atlatıyorlar, ki bu zaten yeterince zor,
03:05
and then they go throughvasitasiyla theironların secondikinci self'sSelf'in adolescenceErgenlik,
71
170000
2000
sonra da ikinci benliklerinin erenliğini yaşıyorlar.
03:07
and that's even more awkwardgarip
72
172000
2000
Ve bu öncekinden de zor
03:09
because there's an actualgerçek historytarih
73
174000
3000
çünkü çevirimiçi yaşadıklarının
03:12
of what they'veonlar ettik gonegitmiş throughvasitasiyla onlineinternet üzerinden.
74
177000
2000
kayıtları tutuluyor.
03:14
And anybodykimse cominggelecek in newyeni to technologyteknoloji
75
179000
2000
Teknolojiyle yeni tanışan herkes,
03:16
is an adolescentergen onlineinternet üzerinden right now,
76
181000
2000
şu anda ergenlik dönemindeler.
03:18
and so it's very awkwardgarip,
77
183000
2000
Ve bu onlar için çok tuhaf,
03:20
and it's very difficultzor for them to do those things.
78
185000
3000
ve bunca şeyi yapmak oldukça zor.
03:23
So when I was little, my dadbaba would sitoturmak me down at night and he would say,
79
188000
2000
Ben küçükken, bir akşam babam beni yanına oturtup dedi ki,
03:25
"I'm going to teachöğretmek you about time and spaceuzay in the futuregelecek."
80
190000
2000
"Sana geleceğin uzay ve zaman kavramını öğreteceğim."
03:27
And I said, "Great."
81
192000
2000
Ben de "Harika." dedim.
03:29
And he said one day, "What's the shortestEn kısa distancemesafe betweenarasında two pointsmakas?"
82
194000
2000
Babam bir gün, "İki nokta arasındaki en kısa mesafe nedir?" diye sordu.
03:31
And I said, "Well, that's a straightDüz linehat. You told me that yesterdaydün."
83
196000
3000
Ben de "Aradaki doğrusal çizgidir, dün öyle demiştin." dedim.
03:34
I thought I was very cleverzeki.
84
199000
2000
Çok zekice cevap verdiğimi düşündüm.
03:36
He said, "No, no, no. Here'sİşte a better way."
85
201000
3000
Babam da " Hayır, hayır. Daha iyi bir yolu var." dedi.
03:39
He tookaldı a pieceparça of paperkâğıt,
86
204000
2000
Bir kağıt aldı,
03:41
drewdrew A and B on one sideyan and the other
87
206000
2000
iki farklı kenarına A ve B yazdı,
03:43
and foldedkatlanmış them togetherbirlikte so where A and B touchedmüteessir.
88
208000
3000
ve kağıdı ikiye katlayıp A ve B noktalarının birbirine dokunmasını sağladı.
03:46
And he said, "That is the shortestEn kısa distancemesafe betweenarasında two pointsmakas."
89
211000
3000
Ve dedi ki, "İşte iki nokta arasındaki en yakın mesafe budur."
03:49
And I said, "DadBaba, dadbaba, dadbaba, how do you do that?"
90
214000
2000
Ben de "Baba, baba bu nasıl yapılır peki?" diye sordum.
03:51
He said, "Well, you just bendviraj time and spaceuzay,
91
216000
2000
O da, "Sadece zaman ve uzayı bükersin,
03:53
it takes an awfulkorkunç lot of energyenerji,
92
218000
2000
çok fazla enerji gerektirir,
03:55
and that's just how you do it."
93
220000
2000
ama bunu yapmanın yolu budur." dedi.
03:57
And I said, "I want to do that."
94
222000
2000
Ben de "Bunu yapmak istiyorum." dedim.
03:59
And he said, "Well, okay."
95
224000
2000
O da " Yap o zaman." dedi.
04:01
And so, when I wentgitti to sleepuyku for the nextSonraki 10 or 20 yearsyıl,
96
226000
3000
Ve böylece, sonraki 10 ya da 20 yıl boyunca
04:04
I was thinkingdüşünme at night,
97
229000
2000
her gece bunu düşündüm,
04:06
"I want to be the first personkişi to createyaratmak a wormholesolucan deliği,
98
231000
2000
"Bir solucan deliği oluşturan ilk kişi olmak istiyorum,
04:08
to make things acceleratehızlandırmak fasterDaha hızlı.
99
233000
2000
bu sayede herşey daha hızlı hareker edebilir.
04:10
And I want to make a time machinemakine."
100
235000
2000
Ve bir zaman makinesi yapmak istiyorum"
04:12
I was always sendinggönderme messagesmesajları to my futuregelecek selföz
101
237000
2000
Gelecekteki kendime mesajlar yazıp,
04:14
usingkullanma tapebant recorderskayıt cihazları.
102
239000
3000
ses kayıt cihazları kullanıyordum.
04:19
But then what I realizedgerçekleştirilen when I wentgitti to collegekolej
103
244000
2000
Ancak üniversiteye başladığımda
04:21
is that technologyteknoloji doesn't just get adoptedbenimsenen
104
246000
2000
teknolojinin sadece çalıştığı için
04:23
because it worksEserleri.
105
248000
2000
adapte olmadığını gördüm;
04:25
It getsalır adoptedbenimsenen because people use it
106
250000
2000
insanlar kullandığı için adapte oluyordu
04:27
and it's madeyapılmış for humansinsanlar.
107
252000
2000
çünkü insanlar için yapılmıştı.
04:29
So I startedbaşladı studyingders çalışıyor anthropologyantropoloji.
108
254000
2000
Ben de antropoloji okumaya başladım.
04:31
And when I was writingyazı my thesistez on cellhücre phonestelefonlar,
109
256000
2000
Cep telefonları üstüne tezimi yazarken,
04:33
I realizedgerçekleştirilen that everyoneherkes was carryingtaşıma around wormholessolucan delikleri in theironların pocketscepler.
110
258000
3000
herkesin ceplerinde birer solucandeliği taşıdığını farkettim.
04:36
They weren'tdeğildi physicallyfiziksel olarak transportingtaşıma themselveskendilerini;
111
261000
2000
Belki kendilerini fiziksel olarak ışınlamıyorlardı,
04:38
they were mentallyzihinsel transportingtaşıma themselveskendilerini.
112
263000
2000
ama zihinsel olarak ışınlanıyorlardı.
04:40
They would clicktık on a buttondüğme,
113
265000
2000
Bir düğmeye basıyor,
04:42
and they would be connectedbağlı as A to B immediatelyhemen.
114
267000
3000
ve çabucak A'dan B'ye doğru bağlantı kuruyorlardı.
04:45
And I thought, "Oh, wowvay. I foundbulunan it. This is great."
115
270000
2000
Ve ben de "Vay be, sonunda buldum, Bu hariha" diye düşündüm.
04:47
So over time, time and spaceuzay
116
272000
2000
Ve zamanla, zaman ve uzay
04:49
have compressedsıkıştırılmış because of this.
117
274000
2000
bunun sayesinde birleştiler.
04:51
You can standdurmak on one sideyan of the worldDünya,
118
276000
2000
Dünyanın bir ucunda durup fısıldayabilir,
04:53
whisperFısıltı something and be heardduymuş on the other.
119
278000
2000
ve diğer ucunda duyulabilir durumdasınız.
04:55
One of the other ideasfikirler that comesgeliyor around
120
280000
2000
Akla gelen diğer fikirlerden biri de
04:57
is that you have a differentfarklı typetip of time on everyher singletek devicecihaz that you use.
121
282000
3000
kullandığınız her araçta farklı bir zaman diliminde olduğunuzdur.
05:00
EveryHer singletek browserTarayıcı tabçıkıntı givesverir you a differentfarklı typetip of time.
122
285000
3000
Her bir tarayıcı sayfası size farklı bir zaman verir.
05:03
And because of that, you startbaşlama to digkazmak around
123
288000
2000
Ve bu sayede, dış hafızalarınız arasında
05:05
for your externaldış memorieshatıralar -- where did you leaveayrılmak them?
124
290000
2000
gidip gelmeye başlarsınız -- en son nereye koymuştunuz?
05:07
So now we're all these paleontologistsPaleontologlar
125
292000
2000
Artık her birimiz, cebimizde taşıdığımız
05:09
that are diggingkazma for things that we'vebiz ettik lostkayıp
126
294000
2000
dış hafızalarımızda kaybettiklerimizi arayan
05:11
on our externaldış brainsbeyin that we're carryingtaşıma around in our pocketscepler.
127
296000
3000
paleontologlar haline geldik.
05:14
And that incitesdili a sortçeşit of panicPanik architecturemimari --
128
299000
2000
Bu da bir panik havası yaratıyor.
05:16
"Oh no, where'snerede this thing?"
129
301000
2000
Aman be, nerede bu şey?
05:18
We're all "I Love LucyLucy" on a great assemblymontaj linehat of informationbilgi,
130
303000
3000
Hepimiz, satırsal bilgi yığını içinde "Lucy'yi seviyorum." modundayız.
05:21
and we can't keep up.
131
306000
2000
ancak herşeye yetişemiyoruz.
05:24
And so what happensolur is,
132
309000
2000
Sonrasında olan ise,
05:26
when we bringgetirmek all that into the socialsosyal spaceuzay,
133
311000
2000
bunların hepsini sosyal alanlara getirdiğimizde,
05:28
we endson up checkingkontrol etme our phonestelefonlar all the time.
134
313000
2000
kendimizi telefonlarımızı kontrol ederken buluyoruz.
05:30
So we have this thing calleddenilen ambientortam intimacysamimiyet.
135
315000
2000
Buna çevresel mahremiyet deniliyor.
05:32
It's not that we're always connectedbağlı to everybodyherkes,
136
317000
2000
Tabi ki her an herkesle iletişim içinde değiliz,
05:34
but at anytimeistediğin zaman we can connectbağlamak to anyonekimse we want.
137
319000
3000
ama istediğimiz her an istediğimiz kişiye bağlanabiliyoruz.
05:37
And if you were ableyapabilmek to printbaskı out everybodyherkes in your cellhücre phonetelefon,
138
322000
2000
Ve eğer cebinizin rehberindeki herkesi çıkaracak olsaydınız,
05:39
the roomoda would be very crowdedkalabalık.
139
324000
2000
odanız oldukça kalabalıklaşırdı.
05:41
These are the people that you have accesserişim to right now, in generalgenel --
140
326000
3000
Bunlar şu anta ulaşmanız mümkün olan kişiler, genel olarak --
05:44
all of these people, all of your friendsarkadaşlar and familyaile that you can connectbağlamak to.
141
329000
3000
tüm bu insanlar, bağlantı kurabileceğiniz arkadaşlarınızın ve ailenizin tümü.
05:47
And so there are some psychologicalpsikolojik effectsetkileri that happenolmak with this.
142
332000
3000
Bunun sonucunda oluşan psikolojik etkiler de yok değil.
05:50
One I'm really worriedendişeli about
143
335000
2000
Benim şimdiden endişelendiğim bir tanesi,
05:52
is that people aren'tdeğil takingalma time for mentalzihinsel reflectionyansıma anymoreartık,
144
337000
3000
insanların artık zihinsel açıklık için yeterince zaman harcamaması,
05:55
and that they aren'tdeğil slowingyavaşlatma down and stoppingDurduruluyor,
145
340000
2000
ve hiç yavaşlamamaları, hiç durmamaları,
05:57
beingolmak around all those people in the roomoda all the time
146
342000
2000
o odanın içinde onlarca insanla beraber olmaları,
05:59
that are tryingçalışıyor to competeyarışmak for theironların attentionDikkat
147
344000
2000
dikkatlerini çekmeye çalışan insanlarla
06:01
on the simultaneouseşzamanlı time interfacesarayüzleri,
148
346000
2000
aynı anda farklı zaman arayüzlerinde,
06:03
paleontologyPaleontoloji and panicPanik architecturemimari.
149
348000
2000
paleontoloji, ve panik mimarisi.
06:05
They're not just sittingoturma there.
150
350000
2000
Sadece orada oturmakla kalmıyorlar.
06:07
And really, when you have no externaldış inputgiriş,
151
352000
3000
Ve aslında, dışardan gelen hiçbir girdi yokken,
06:10
that is a time when there is a creationoluşturma of selföz,
152
355000
2000
kendi benliğinizi oluşturmanın asıl zamanıdır.
06:12
when you can do long-termuzun vadeli planningplanlama,
153
357000
2000
Uzun vadeli planlarınızı yapabilir,
06:14
when you can try and figureşekil out who you really are.
154
359000
3000
gerçekte kim olduğunuzu anlamaya çalışabilirsiniz.
06:17
And then, oncebir Zamanlar you do that, you can figureşekil out
155
362000
2000
Ve sonra, bunu bir kez yaptınız mı, kendinizi
06:19
how to presentmevcut your secondikinci selföz in a legitimatemeşru way,
156
364000
2000
-- gelen herşeyle ilgilenmek yerine -- ikincil benliğinizde
06:21
insteadyerine of just dealingmuamele with everything as it comesgeliyor in --
157
366000
2000
mantıklı bir şekilde nasıl yansıtabileceğinizi anlarsınız,
06:23
and oh, I have to do this, and I have to do this, and I have to do this.
158
368000
3000
ah şunu, bi de bunu yapmam gerek.. falan demeniz gerekmeden.
06:26
And so this is very importantönemli.
159
371000
2000
Ve bu yüzden bu çok önemlidir.
06:28
I'm really worriedendişeli that, especiallyözellikle kidsçocuklar todaybugün,
160
373000
2000
Ben, özellikle çocuklar için, bu konuda endişeliyim,
06:30
they're not going to be dealingmuamele with this down-timeiyileşme süresi,
161
375000
3000
kendilerini gerçekleştirmeye zaman ayıramıyorlar,
06:33
that they have an instantaneousani button-clickingdüğmesini tıklatarak culturekültür,
162
378000
2000
anlık bir düğme-basma kültürleri var,
06:35
and that everything comesgeliyor to them,
163
380000
2000
herşey ayaklarına kadar geliyor,
06:37
and that they becomeolmak very excitedheyecanlı about it and very addictedbağımlı to it.
164
382000
3000
ve bunu heyecanlı bulup, bu duruma bağımlı hale geliyorlar.
06:40
So if you think about it, the worldDünya hasn'tdeğil sahiptir stoppeddurduruldu eitherya.
165
385000
3000
Düşünecek olursanız, dünya durmuş falan değil.
06:43
It has its ownkendi externaldış prostheticProtez devicescihazlar,
166
388000
2000
Onun da dıştan eklenmiş araçları var,
06:45
and these devicescihazlar are helpingyardım ediyor us all
167
390000
2000
ve bu araçlar hepimize
06:47
to communicateiletişim kurmak and interactetkileşim with eachher other.
168
392000
2000
iletişim kurmamız için yardım ediyor.
06:49
But when you actuallyaslında visualizegörselleştirmek it,
169
394000
2000
Ama bunu gerçekten düşündüğünüzde,
06:51
all the connectionsbağlantıları that we're doing right now --
170
396000
2000
şu anda kurduğumuz bütün bağlantılar --
06:53
this is an imagegörüntü of the mappingharitalama of the InternetInternet --
171
398000
3000
bu İnternetin haritalaştırılmış görüntüsü --
06:56
it doesn't look technologicalteknolojik.
172
401000
2000
o kadar da teknolojik görünmüyor;
06:58
It actuallyaslında looksgörünüyor very organicorganik.
173
403000
2000
aslında oldukça organik görünüyor.
07:00
This is the first time in the entiretüm historytarih of humanityinsanlık
174
405000
3000
İnsanlık tarihinde ilk olarak
07:03
that we'vebiz ettik connectedbağlı in this way.
175
408000
2000
böyle bir bağlantı kuruyoruz.
07:06
And it's not that machinesmakineler are takingalma over.
176
411000
3000
Ve makineler kontrolü ele falan geçirmiyor;
07:09
It's that they're helpingyardım ediyor us to be more humaninsan,
177
414000
2000
bizim daha çok insan olmamıza yardım ediyorlar,
07:11
helpingyardım ediyor us to connectbağlamak with eachher other.
178
416000
2000
birbirimizle iletişim kurmamızı sağlıyorlar.
07:13
The mostçoğu successfulbaşarılı technologyteknoloji getsalır out of the way
179
418000
3000
En başarılı teknoloji yoldan çekilip
07:16
and helpsyardım eder us livecanlı our liveshayatları.
180
421000
2000
hayatlarımızı yaşamamızı sağlar.
07:18
And really,
181
423000
2000
Ve gerçekten,
07:20
it endsuçları up beingolmak more humaninsan than technologyteknoloji,
182
425000
3000
sonunda teknoloji olmaktan çıkıp, insanlaşır,
07:23
because we're co-creatingCo-oluşturma eachher other all the time.
183
428000
2000
çünkü biz de birbirimizi her an yeniden yaratıyoruz.
07:25
And so this is the importantönemli pointpuan that I like to studyders çalışma:
184
430000
3000
Bu da benim araştırmak istediğim önemli nokta:
07:28
that things are beautifulgüzel, that it's still a humaninsan connectionbağ --
185
433000
3000
herşeyin yolunda olması, bu gördüğümüz hala insani bağlantılar;
07:31
it's just donetamam in a differentfarklı way.
186
436000
2000
sadece farklı bir şekilde yapılıyor.
07:33
We're just increasingartan our humannessHumanness
187
438000
2000
İnsanlığımızı arttırıyoruz,
07:35
and our abilitykabiliyet to connectbağlamak with eachher other, regardlessne olursa olsun of geographyCoğrafya.
188
440000
3000
coğrafyaya aldırmaksızın birbirimizle iletişim yeteneğimizi de.
07:38
So that's why I studyders çalışma cyborgCyborg anthropologyantropoloji.
189
443000
2000
İşte bu yüzden sayborg antropolojisini araştırıyorum.
07:40
Thank you.
190
445000
2000
Teşekkürler.
07:42
(ApplauseAlkış)
191
447000
4000
(Alkışlar)
Translated by Diba Szamosi
Reviewed by Sancak Gülgen

▲Back to top

ABOUT THE SPEAKER
Amber Case - Cyborg Anthropologist
Amber Case studies the symbiotic interactions between humans and machines -- and considers how our values and culture are being shaped by living lives increasingly mediated by high technology.

Why you should listen

Amber Case is a cyborg anthropologist, examining the way humans and technology interact and evolve together. Like all anthropologists, Case watches people, but her fieldwork involves observing how they participate in digital networks, analyzing the various ways we project our personalities, communicate, work, play, share ideas and even form values. Case founded Geoloqi.com, a private location-sharing application, out of a frustration with existing social protocols around text messaging and wayfinding.

Case, who predicts that intensification of the human-technology interface will quickly reduce the distance between individual and community, believes that the convergence of technologies will bring about unprecedented rapid learning and communication. Dubbed a digital philosopher, Case applies her findings to such fields as information architecture, usability and online productivity. She’s currently working on a book about using anthropological techniques to understand industry ecosystems.

More profile about the speaker
Amber Case | Speaker | TED.com

Data provided by TED.

This site was created in May 2015 and the last update was on January 12, 2020. It will no longer be updated.

We are currently creating a new site called "eng.lish.video" and would be grateful if you could access it.

If you have any questions or suggestions, please feel free to write comments in your language on the contact form.

Privacy Policy

Developer's Blog

Buy Me A Coffee