TEDxRainier
Patricia Kuhl: The linguistic genius of babies
Patricia Kuhl: Bebeklerin dilbilimsel dehası
Filmed:
Readability: 4.2
3,424,262 views
Patricia Kuhl, TEDxRainier'de bebeklerin bir dilin üstüne başka bir dili nasıl -- etrafındaki insanları dinleyerek ve bilmeleri gereken seslere dair istatistikler tutarak -- öğrendiklerine dair şaşırtıcı bulguları paylaşıyor. Zekice laboratuvar deneyleri (ve beyin taramaları), altı aylık bebeklerin etrafındaki dünyayı anlamak için nasıl son derece gelişmiş mantık yürütme yaptıklarını gösteriyor.
Patricia Kuhl - Language
Patricia Kuhl studies how we learn language as babies, looking at the ways our brains form around language acquisition. Full bio
Patricia Kuhl studies how we learn language as babies, looking at the ways our brains form around language acquisition. Full bio
Double-click the English transcript below to play the video.
00:15
I want you to take a look at this baby.
0
0
3000
Bu bebeğe bakmanızı istiyorum.
00:18
What you're drawn to are her eyes
1
3000
3000
Hemen ilginizi çeken onun gözleri
00:21
and the skin you love to touch.
2
6000
3000
ve dokunmayı sevdiğiniz cildidir.
00:24
But today I'm going to talk to you about something you can't see --
3
9000
3000
Ama bugün size göremediğiniz bir şeyden,
00:27
what's going on up in that little brain of hers.
4
12000
3000
onun minicik beyninde neler olup bittiğinden, söz edeceğim.
00:31
The modern tools of neuroscience
5
16000
2000
Nörolojinin modern araçları
00:33
are demonstrating to us that what's going on up there
6
18000
3000
orada olup bitenlerin roket biliminden
00:36
is nothing short of rocket science.
7
21000
3000
aşağı kalır yanı olmadığını gösteriyor.
00:39
And what we're learning
8
24000
2000
Ve öğrendiğimiz şeyler
00:41
is going to shed some light
9
26000
2000
yazar ve şairlerin
00:43
on what the romantic writers and poets
10
28000
3000
"ilahi açıklık" olarak tanımladığı
00:46
described as the "celestial openness"
11
31000
3000
çocuk aklına biraz ışık
00:49
of the child's mind.
12
34000
2000
tutacaktır.
00:51
What we see here
13
36000
2000
Bu gördüğümüz
00:53
is a mother in India,
14
38000
2000
Hindistanlı bir anne,
00:55
and she's speaking Koro,
15
40000
2000
ve o, yeni keşfedilen
00:57
which is a newly discovered language.
16
42000
2000
bir dil olan Koroca konuşuyor.
00:59
And she's talking to her baby.
17
44000
2000
Ve o, bebeğine konuşuyor.
01:01
What this mother --
18
46000
2000
Bu anne --
01:03
and the 800 people who speak Koro in the world --
19
48000
3000
ve dünyada Koroca konuşan 800 insan --
01:06
understands [is] that, to preserve this language,
20
51000
3000
biliyor ki, dili muhafaza etmek için
01:09
they need to speak it to the babies.
21
54000
3000
onu bebeklerine konuşmalıdırlar.
01:12
And therein lies a critical puzzle.
22
57000
3000
Ve burada kritik bir bilmece vardır.
01:15
Why is it that you can't preserve a language
23
60000
2000
Neden bir dili size ve bana,
01:17
by speaking to you and I, to the adults?
24
62000
3000
yetişkinlere, konuşarak muhafaza edemiyoruz?
01:20
Well, it's got to do with your brain.
25
65000
3000
Sebebi, beyninizle ilgili.
01:23
What we see here
26
68000
2000
Burada gördüğümüz
01:25
is that language has a critical period for learning.
27
70000
3000
dilin bir kritik öğrenme süreci olduğudur.
01:28
The way to read this slide is to look at your age on the horizontal axis.
28
73000
3000
Bu slaytı okumanın yolu, yatay eksenden yaşınıza bakmaktır.
01:31
(Laughter)
29
76000
3000
(Gülüşmeler)
01:34
And you'll see on the vertical
30
79000
2000
Dikeyde ise ikinci bir dil
01:36
your skill at acquiring a second language.
31
81000
2000
edinme başarınızı göreceksiniz.
01:38
Babies and children are geniuses
32
83000
2000
Bebekler ve çocuklar dahidir,
01:40
until they turn seven,
33
85000
2000
yedi yaşına kadar,
01:42
and then there's a systematic decline.
34
87000
3000
sonrasında sistematik bir düşüş var.
01:45
After puberty, we fall off the map.
35
90000
2000
Ergenlikten sonra, önemsiz oluyor.
01:47
No scientists dispute this curve,
36
92000
3000
Hiçbir biliminsanı bu eğriye itiraz etmiyor,
01:50
but laboratories all over the world
37
95000
2000
fakat tüm dünyada laboratuvarlar
01:52
are trying to figure out why it works this way.
38
97000
3000
neden bu şekilde olduğunu anlamaya çalışıyor.
01:55
Work in my lab is focused
39
100000
2000
Laboratuvarımdaki çalışma
01:57
on the first critical period in development --
40
102000
2000
gelişmenin ilk kritik dönemine odaklıdır --
01:59
and that is the period in which
41
104000
2000
bu dönem bebeklerin hangi seslerin
02:01
babies try to master which sounds are used in their language.
42
106000
3000
kendi dilllerinde kullanıldığıyla ilgili uzmanlaşmaya çalıştığı dönemdir.
02:04
We think, by studying how the sounds are learned,
43
109000
3000
Seslerin nasıl öğrenildiğini çalışarak,
02:07
we'll have a model for the rest of language,
44
112000
2000
dilin geri kalanı için ve belki de
02:09
and perhaps for critical periods that may exist in childhood
45
114000
3000
çocukluktaki sosyal, duygusal ve kavramsal gelişim
02:12
for social, emotional
46
117000
2000
dönemleri için bir model
02:14
and cognitive development.
47
119000
2000
oluşturabileceğimizi düşünüyoruz.
02:16
So we've been studying the babies
48
121000
2000
Tüm dünyada kullandığımız bir teknikle
02:18
using a technique that we're using all over the world
49
123000
2000
bebekler ve her dilden sesler üzerinde
02:20
and the sounds of all languages.
50
125000
2000
çalışmalar yapıyoruz.
02:22
The baby sits on a parent's lap,
51
127000
2000
Bebek ebeveynin kucağında oturur,
02:24
and we train them to turn their heads when a sound changes --
52
129000
2000
ve onları ses değişince başlarını döndürmeleri için eğitiriz --
02:26
like from "ah" to "ee."
53
131000
2000
"aa"'dan "ee"ye geçiş gibi --.
02:28
If they do so at the appropriate time,
54
133000
2000
Bunu zamanında yaparlarsa,
02:30
the black box lights up
55
135000
2000
kara kutu ışıldar
02:32
and a panda bear pounds a drum.
56
137000
2000
ve bir panda davul çalar.
02:34
A six-monther adores the task.
57
139000
2000
Altı aylık bir bebek buna tapıyor.
02:36
What have we learned?
58
141000
2000
Ne öğrendik?
02:38
Well, babies all over the world
59
143000
2000
Tüm dünyadaki bebekler,
02:40
are what I like to describe
60
145000
2000
benim tanımıma göre
02:42
as "citizens of the world."
61
147000
2000
dünya vatandaşıdır;
02:44
They can discriminate all the sounds of all languages,
62
149000
3000
hangi ülkede denesek, hangi dili kullansak da
02:47
no matter what country we're testing and what language we're using,
63
152000
3000
tüm dillerdeki tüm sesleri ayırt edebiliyorlar.
02:50
and that's remarkable because you and I can't do that.
64
155000
3000
Ve bu harikadır çünkü siz ve ben bunu yapamayız.
02:53
We're culture-bound listeners.
65
158000
2000
Biz kültüre bağlı dinleyicileriz.
02:55
We can discriminate the sounds of our own language,
66
160000
2000
Kendi dilimizdeki sesleri ayırt edebiliriz ama
02:57
but not those of foreign languages.
67
162000
2000
yabancı dillerdekini edemeyiz.
02:59
So the question arises:
68
164000
2000
Akla şu soru gelir:
03:01
when do those citizens of the world
69
166000
2000
dünya vatandaşları ne zaman
03:03
turn into the language-bound listeners that we are?
70
168000
3000
bizim gibi dile bağlı dinleyicilere dönüşüyorlar?
03:06
And the answer: before their first birthdays.
71
171000
3000
Ve cevap: ilk doğumgünlerinden önce.
03:09
What you see here is performance on that head-turn task
72
174000
3000
Burada, Tokyo ve Birleşik Devletler, Seattle'da
03:12
for babies tested in Tokyo and the United States,
73
177000
2000
test edilen bebeklerin baş döndürme testi
03:14
here in Seattle,
74
179000
2000
performansları var,
03:16
as they listened to "ra" and "la" --
75
181000
2000
"ra" ve "la" gibi İngilizce'de önemli
03:18
sounds important to English, but not to Japanese.
76
183000
3000
ama Japoncada önemsiz sesleri dinlediler.
03:21
So at six to eight months the babies are totally equivalent.
77
186000
3000
Altı aydan sekiz aya kadar bebekler tamamen eşit.
03:24
Two months later something incredible occurs.
78
189000
3000
İki ay sonra inanılmaz bir şey oluyor.
03:27
The babies in the United States are getting a lot better,
79
192000
2000
Birleşik Devletler'deki bebekler çok iyiye giderken,
03:29
babies in Japan are getting a lot worse,
80
194000
2000
Japonya'daki bebekler kötüye gidiyor,
03:31
but both of those groups of babies
81
196000
2000
fakat her iki gruptaki bebekler
03:33
are preparing for exactly the language that they are going to learn.
82
198000
3000
tam da öğrenecekleri dile hazırlanıyorlar.
03:36
So the question is: what's happening
83
201000
3000
Ve soru şudur, bu iki aylık
03:39
during this critical two-month period?
84
204000
2000
kritik dönemde ne oluyor?
03:41
This is the critical period for sound development,
85
206000
2000
Bu sesin gelişim dönemidir,
03:43
but what's going on up there?
86
208000
2000
fakat orada olanlar ne?
03:45
So there are two things going on.
87
210000
2000
Olup biten iki şey var.
03:47
The first is that the babies are listening intently to us,
88
212000
3000
İlki bebekler bizi dikkatlice dinliyor,
03:50
and they're taking statistics as they listen to us talk --
89
215000
3000
ve bizi dinledikçe istatistik tutuyorlar --
03:53
they're taking statistics.
90
218000
2000
istatistik tutuyorlar.
03:55
So listen to two mothers speaking motherese --
91
220000
3000
İki annenin çocuklarla konuşurken kullandığımız
03:58
the universal language we use when we talk to kids --
92
223000
3000
evrensel dil olan "annece" konuşmalarını dinleyin,
04:01
first in English and then in Japanese.
93
226000
3000
önce İngilizce sonra Japonca.
04:04
(Video) English Mother: Ah, I love your big blue eyes --
94
229000
3000
(Video) İngiliz Anne: Ah, o büyük mavi gözlerini seviyorum --
04:07
so pretty and nice.
95
232000
3000
çok hoş ve güzel.
04:11
Japanese Mother: [Japanese]
96
236000
6000
Japon Anne: [Japonca]
04:17
Patricia Kuhl: During the production of speech,
97
242000
2000
Patricia Kuhl: Konuşmanın üretildiği sırada,
04:19
when babies listen,
98
244000
2000
çocuklar dinlerken,
04:21
what they're doing is taking statistics
99
246000
2000
yaptıkları şey duydukları dil hakkında
04:23
on the language that they hear.
100
248000
3000
istatistikler toplamaktır.
04:26
And those distributions grow.
101
251000
3000
Ve dağılımlar gelişir.
04:29
And what we've learned
102
254000
2000
Öğrendiğimiz şey
04:31
is that babies are sensitive to the statistics,
103
256000
3000
bebeklerin istatistiğe duyarlı olduğudur,
04:34
and the statistics of Japanese and English are very, very different.
104
259000
3000
ve Japonca ile İngilizce'nin istatistikleri çok farklıdır.
04:37
English has a lot of Rs and Ls.
105
262000
3000
Dağılıma göre İngilizce'de
04:40
The distribution shows.
106
265000
2000
çok R ve L harfi var.
04:42
And the distribution of Japanese is totally different,
107
267000
2000
Ve Japonca'nın dağılımı ise tamamen farklı,
04:44
where we see a group of intermediate sounds,
108
269000
3000
Japonca R olarak bilinen
04:47
which is known as the Japanese "R."
109
272000
3000
birtakım ara sesler var.
04:50
So babies absorb
110
275000
2000
Bebekler
04:52
the statistics of the language
111
277000
2000
dilin istatistiklerini emiyor
04:54
and it changes their brains;
112
279000
2000
ve bu onların beynini değiştiriyor;
04:56
it changes them from the citizens of the world
113
281000
2000
onları dünya vatandaşlığından ayırıp
04:58
to the culture-bound listeners that we are.
114
283000
3000
bizim gibi kültür bağımlı dinleyiciler yapıyor.
05:01
But we as adults
115
286000
2000
Fakat biz yetişkinler
05:03
are no longer absorbing those statistics.
116
288000
2000
artık bu istatistikleri tutmuyoruz.
05:05
We're governed by the representations in memory
117
290000
3000
Bizi yöneten, belleğimizdeki gelişim çağında
05:08
that were formed early in development.
118
293000
3000
oluşturulan sembollerdir.
05:11
So what we're seeing here
119
296000
2000
Burada gördüğümüz
05:13
is changing our models of what the critical period is about.
120
298000
3000
kritik dönemin ne hakkında olduğuna dair modellerimizi değiştiriyor.
05:16
We're arguing from a mathematical standpoint
121
301000
3000
Matematiksel bir açıdan bakarsak,
05:19
that the learning of language material may slow down
122
304000
3000
dağılımlar dengelendiği zaman dilin öğrenilmesi
05:22
when our distributions stabilize.
123
307000
2000
yavaşlamaya başlar.
05:24
It's raising lots of questions about bilingual people.
124
309000
3000
Bu durum çift dili olanlarla ilgili birçok soruyu akla getiriyor.
05:27
Bilinguals must keep two sets of statistics in mind at once
125
312000
4000
Çift dili olan insanlar, zihinlerinde iki farklı istatistik seti tutmalı
05:31
and flip between them, one after the other,
126
316000
3000
ve kimle konuştuklarına bağlı olarak
05:34
depending on who they're speaking to.
127
319000
2000
bunlar arasında geçiş yapmalılar.
05:36
So we asked ourselves,
128
321000
2000
Kendimize sorduk,
05:38
can the babies take statistics on a brand new language?
129
323000
3000
bebekler yepyeni bir dil için istatistik tutabilir mi?
05:41
And we tested this by exposing American babies
130
326000
2000
Ve bunu, daha önce hiç ikinci bir dil duymamış
05:43
who'd never heard a second language
131
328000
2000
Amerikan bebeklere kritik dönemlerinde
05:45
to Mandarin for the first time during the critical period.
132
330000
3000
ilk defa Çince dinleterek denedik.
05:48
We knew that, when monolinguals were tested
133
333000
2000
Taipei ve Seattle'da tek dillilere Çince
05:50
in Taipei and Seattle on the Mandarin sounds,
134
335000
3000
dinlettiğimiz zaman, aynı düzeni
05:53
they showed the same pattern.
135
338000
2000
gösterdiklerini biliyorduk.
05:55
Six to eight months, they're totally equivalent.
136
340000
2000
Altı, sekiz ay boyunca tamamen eşit.
05:57
Two months later, something incredible happens.
137
342000
3000
İki ay sonra, inanılmaz bir şey olur.
06:00
But the Taiwanese babies are getting better, not the American babies.
138
345000
3000
Fakat Tayvanlı bebekler daha iyiye gidiyor, Amerikalılar değil.
06:03
What we did was expose American babies during this period
139
348000
3000
Bu dönemde yaptığımız Amerikalı bebekleri Çince'ye maruz
06:06
to Mandarin.
140
351000
2000
bırakmaktı.
06:08
It was like having Mandarin relatives come and visit for a month
141
353000
3000
Sanki, Çinli akrabalar bir ay boyunca evinize misafir olmuş da
06:11
and move into your house
142
356000
2000
12 oturum boyunca
06:13
and talk to the babies for 12 sessions.
143
358000
2000
bebeklerle konuşuyor gibiydi.
06:15
Here's what it looked like in the laboratory.
144
360000
2000
Laboratuvarda nasıl olduğuna bakalım.
06:17
(Video) Mandarin Speaker: [Mandarin]
145
362000
22000
(Video) Çinli Konuşmacı: [Çince]
06:39
PK: So what have we done to their little brains?
146
384000
2000
PK: Peki o minicik beyinlerine ne yaptık?
06:41
(Laughter)
147
386000
3000
(Gülüşmeler)
06:44
We had to run a control group
148
389000
2000
Sadece laboratuvara gelmenin
06:46
to make sure that just coming into the laboratory
149
391000
2000
Çincenizi geliştirmediğinden emin olmak için
06:48
didn't improve your Mandarin skills.
150
393000
2000
bir kontrol grubu oluşturmalıydık.
06:50
So a group of babies came in and listened to English.
151
395000
2000
Ve bir grup bebek gelip İngilizce dinledi.
06:52
And we can see from the graph
152
397000
2000
Ve grafikten görüyoruz ki
06:54
that exposure to English didn't improve their Mandarin.
153
399000
2000
İngilizce'ye maruz kalmak Çince'yi geliştirmiyor.
06:56
But look at what happened to the babies
154
401000
2000
Fakat 12 oturum boyunca Çince'ye
06:58
exposed to Mandarin for 12 sessions.
155
403000
2000
maruz kalan bebeklere ne olduğuna bakalım.
07:00
They were as good as the babies in Taiwan
156
405000
2000
Tıpkı Tayvan'da on buçuk ay boyunca
07:02
who'd been listening for 10-and-a-half months.
157
407000
3000
dinleyen bebekler kadar iyiydi.
07:05
What it demonstrated
158
410000
2000
Bebeklerin yeni bir dil
07:07
is that babies take statistics on a new language.
159
412000
2000
ile ilgili istatistik tuttuğunu gösteriyor.
07:09
Whatever you put in front of them, they'll take statistics on.
160
414000
4000
Önlerine ne koyarsanız, onunla ilgili istatistik tutacaklardır.
07:13
But we wondered what role
161
418000
2000
Fakat bu öğrenme egzersizlerinde
07:15
the human being played
162
420000
2000
insanların ne rol
07:17
in this learning exercise.
163
422000
2000
oynadığını merak ettik.
07:19
So we ran another group of babies
164
424000
2000
Bu yüzden bir grup daha oluşturduk
07:21
in which the kids got the same dosage, the same 12 sessions,
165
426000
3000
onlar da 12 oturum boyunca aynı dozu aldılar
07:24
but over a television set
166
429000
2000
fakat televizyondan
07:26
and another group of babies who had just audio exposure
167
431000
3000
ve diğer bir grup bebek sadece ses olarak dinledi
07:29
and looked at a teddy bear on the screen.
168
434000
2000
ve ekrandaki bir ayıcığa baktı.
07:31
What did we do to their brains?
169
436000
3000
Ne yaptık beyinlerine?
07:34
What you see here is the audio result --
170
439000
3000
Buradaki sadece sesin sonucu --
07:37
no learning whatsoever --
171
442000
2000
hiç öğrenme yok --
07:39
and the video result --
172
444000
3000
ve video sonucu --
07:42
no learning whatsoever.
173
447000
2000
hiç öğrenme yok.
07:44
It takes a human being
174
449000
2000
Bebeklerin istatistik
07:46
for babies to take their statistics.
175
451000
2000
tutması için karşıda bir insan olmalı.
07:48
The social brain is controlling
176
453000
2000
Sosyal beyin bebeklerin
07:50
when the babies are taking their statistics.
177
455000
2000
ne zaman istatistik tutacaklarını kontrol ediyor.
07:52
We want to get inside the brain
178
457000
2000
Bebeklerin karşısında, insan
07:54
and see this thing happening
179
459000
2000
yerine televizyon olunca
07:56
as babies are in front of televisions,
180
461000
2000
beyinlerinde ne olduğunu öğrenmek için
07:58
as opposed to in front of human beings.
181
463000
2000
onların beynine girmeyi istedik.
08:00
Thankfully, we have a new machine,
182
465000
2000
Şükürler olsun ki, yeni bir makinemiz var,
08:02
magnetoencephalography,
183
467000
2000
manyetoensefalografi (MEG),
08:04
that allows us to do this.
184
469000
2000
bunu yapmamızı sağlıyor.
08:06
It looks like a hair dryer from Mars.
185
471000
2000
Mars'tan gelmiş bir saç kurutucu gibi.
08:08
But it's completely safe,
186
473000
2000
Fakat tamamen güvenli,
08:10
completely non-invasive and silent.
187
475000
3000
tamamen zararsız ve sessiz.
08:13
We're looking at millimeter accuracy
188
478000
2000
Çalışmamızı yaparken,
08:15
with regard to spatial
189
480000
2000
değişen manyetik alanları
08:17
and millisecond accuracy
190
482000
2000
yakalamak için 306 SQUID
08:19
using 306 SQUIDs --
191
484000
2000
(Süper İletken
08:21
these are Superconducting
192
486000
2000
Kuantum Girişim Cihazı)
08:23
QUantum Interference Devices --
193
488000
2000
kullanarak uzaysal ve milisaniyelik
08:25
to pick up the magnetic fields
194
490000
2000
doğruluk bakımından
08:27
that change as we do our thinking.
195
492000
2000
milimetrik doğruluğu inceliyoruz.
08:29
We're the first in the world
196
494000
2000
Dünyada ilk kez,
08:31
to record babies
197
496000
2000
bebekler öğrenirken
08:33
in an MEG machine
198
498000
2000
MEG cihazıyla
08:35
while they are learning.
199
500000
2000
onları kaydettik.
08:37
So this is little Emma.
200
502000
2000
Bu küçük Emma.
08:39
She's a six-monther.
201
504000
2000
Altı aylık.
08:41
And she's listening to various languages
202
506000
2000
Kulağındaki kulaklıklardan
08:43
in the earphones that are in her ears.
203
508000
3000
çeşitli dilleri dinliyor
08:46
You can see, she can move around.
204
511000
2000
Görüyorsunuz ki, hareket edebiliyor.
08:48
We're tracking her head
205
513000
2000
Başlıktaki ufak topaklarla
08:50
with little pellets in a cap,
206
515000
2000
onun başını takip ediyoruz,
08:52
so she's free to move completely unconstrained.
207
517000
3000
kısıtlanmadan, özgürce hareket edebiliyor.
08:55
It's a technical tour de force.
208
520000
2000
Bu teknik bir zoru başarmadır.
08:57
What are we seeing?
209
522000
2000
Ne görüyoruz?
08:59
We're seeing the baby brain.
210
524000
2000
Bebek beynini görüyoruz.
09:01
As the baby hears a word in her language
211
526000
3000
Bebek kendi dilinde bir sözcük duyunca
09:04
the auditory areas light up,
212
529000
2000
işitsel alanlar aydınlanır,
09:06
and then subsequently areas surrounding it
213
531000
2000
ve hemen ardından beynin diğer alanlarıyla
09:08
that we think are related to coherence,
214
533000
3000
koordine olmasını sağlayan uyumluluk ve
09:11
getting the brain coordinated with its different areas,
215
536000
2000
beynin bir tarafının diğerlerini aktifleştirmesini sağlayan
09:13
and causality,
216
538000
2000
nedensellik,
09:15
one brain area causing another to activate.
217
540000
3000
ile ilgili olduğunu düşündüğümüz alanlar aydınlanır.
09:18
We are embarking
218
543000
2000
Çocukların
09:20
on a grand and golden age
219
545000
3000
zihin gelişimi ile ilgili bilgilerin
09:23
of knowledge about child's brain development.
220
548000
3000
muhteşem ve altın çağına giriyoruz.
09:26
We're going to be able to see a child's brain
221
551000
2000
Çocukların beynini,
09:28
as they experience an emotion,
222
553000
2000
bir duyguyu deneyimlediklerinde,
09:30
as they learn to speak and read,
223
555000
2000
okuma ve konuşmayı öğrendiklerinde,
09:32
as they solve a math problem,
224
557000
2000
bir matematik problemini çözdüklerinde
09:34
as they have an idea.
225
559000
2000
bir fikirleri olduğunda görebileceğiz.
09:36
And we're going to be able to invent brain-based interventions
226
561000
3000
Ve öğrenmede güçlük çeken çocuklar için beyin ile ilgili
09:39
for children who have difficulty learning.
227
564000
3000
müdahalelerde bulunabileceğiz.
09:42
Just as the poets and writers described,
228
567000
3000
Tıpkı şair ve yazarların anlattığı gibi,
09:45
we're going to be able to see, I think,
229
570000
2000
sanırım çocuk zihninin
09:47
that wondrous openness,
230
572000
2000
harikulade açıklığını,
09:49
utter and complete openness,
231
574000
2000
mutlak ve tam açıklığını,
09:51
of the mind of a child.
232
576000
3000
görebileceğiz.
09:54
In investigating the child's brain,
233
579000
2000
Çocukların beynini incelerken,
09:56
we're going to uncover deep truths
234
581000
2000
insan olmanın ne demek olduğuna dair
09:58
about what it means to be human,
235
583000
2000
derin gerçekleri keşfedecek,
10:00
and in the process,
236
585000
2000
ve bu süreçte,
10:02
we may be able to help keep our own minds open to learning
237
587000
2000
belki kendi zihnimizi de tüm hayat boyunca
10:04
for our entire lives.
238
589000
2000
öğrenmeye açık tutabiliriz.
10:06
Thank you.
239
591000
2000
Teşekkürler.
10:08
(Applause)
240
593000
3000
(Alkış)
ABOUT THE SPEAKER
Patricia Kuhl - LanguagePatricia Kuhl studies how we learn language as babies, looking at the ways our brains form around language acquisition.
Why you should listen
Patricia Kuhl is co-director of the Institute for Brain and Learning Sciences at the University of Washington. She's internationally recognized for her research on early language and brain development, and studies that show how young children learn. Kuhl’s work has played a major role in demonstrating how early exposure to language alters the brain. It has implications for critical periods in development, for bilingual education and reading readiness, for developmental disabilities involving language, and for research on computer understanding of speech.
Patricia Kuhl | Speaker | TED.com