TED@IBM
Kare Anderson: Be an opportunity maker
Kare Anderson: Fırsat yaratan ol
Filmed:
Readability: 4.1
2,494,768 views
Hepimiz hayatımızda anlamlı şeyler yaratmak için yeteneklerimizi kullanmak isteriz. Ama nasıl başlamalı? (Bir de ... ya utangaçsan?) Yazar Kare Anderson kendi kronik utangaçlığının ve başkalarına yeteneklerini ve tutkularını kullanmalarına yardım ederek nasıl kabuğunu kırdığının hikayesini paylaşıyor.
Kare Anderson - Writer
A columnist for Forbes, Kare Anderson writes on behavioral research-based ways to become more deeply connected. Full bio
A columnist for Forbes, Kare Anderson writes on behavioral research-based ways to become more deeply connected. Full bio
Double-click the English transcript below to play the video.
00:13
I grew up
0
1084
1973
Ben, fobik utangaçlık
00:15
diagnosed as phobically shy,
1
3057
4803
tanısı konulmuş olarak büyüdüm
00:20
and, like at least 20 other people
2
7860
2654
ve bu odanın büyüklüğüne göre
00:22
in a room of this size,
3
10514
2424
en az 20 diğer kişi gibi
00:25
I was a stutterer.
4
12938
1620
kekemeydim.
00:26
Do you dare raise your hand?
5
14558
2660
El kaldırmaya cesaret edebilir misiniz?
00:29
And it sticks with us. It really does stick with us,
6
17218
4056
Ve bu üstümüze yapışıp kalıyor.
Gerçekten öyle,
Gerçekten öyle,
00:33
because when we are treated that way,
7
21274
4852
çünkü bize böyle davranıldığında
00:38
we feel invisible sometimes,
8
26126
3064
bazen kendimizi görünmez
00:41
or talked around and at.
9
29190
2633
ya da kale alınmıyormuş gibi hissediyoruz.
00:44
And as I started to look at people,
10
31823
2825
Ve insanlara baktıkça,
00:46
which is mostly all I did,
11
34648
2746
ki genelde tek yaptığım bu,
00:49
I noticed that some people
12
37394
2238
bazı insanların gerçekten dikkat çekmek ve
00:51
really wanted attention and recognition.
13
39632
5354
itibar görmek istediklerini fark ettim.
00:57
Remember, I was young then.
14
44986
2184
Unutmayın, o zamanlar gençtim.
00:59
So what did they do?
15
47170
1037
Peki, ne yaptılar?
01:00
What we still do perhaps too often.
16
48207
2640
Muhtemelen hâlâ sıklıkla yaptığımız şeyi.
01:03
We talk about ourselves.
17
50847
2733
Kendimiz hakkında konuşmak.
01:05
And yet there are other people I observed
18
53580
2377
Ancak gözlemlediğim diğer insanlar da var
01:08
who had what I called a mutuality mindset.
19
55957
3589
"müşterek zihniyet" dediğime sahip olan.
01:11
In each situation, they found a way to talk about us
20
59546
3596
Her koşulda, kendileriyle ilgili konuşup
01:15
and create that "us" idea.
21
63142
2390
"biz" fikrini yaratmanın yolunu bulurlar.
01:17
So my idea to reimagine the world
22
65532
2095
Benim hayalimdeki yaşam, hepimizin
01:19
is to see it one where we all become
23
67627
2866
diğerleri için, onlarla birlikte daha büyük
01:22
greater opportunity-makers with and for others.
24
70493
4585
fırsat yaratanlar olduğumuzu görmektir.
01:27
There's no greater opportunity
25
75078
2580
Şu an bizim için, en iyi yeteneklerini
01:29
or call for action for us now
26
77658
3316
daha çok çoğunluğun iyiliği için kullanan
01:33
than to become opportunity-makers
27
80974
2366
ve aslında tek başımıza yapamayacağımız
01:35
who use best talents together more often
28
83340
2650
işleri başaran, fırsat yaratanlar
01:38
for the greater good
29
85990
1222
olmak için daha iyi bir fırsat
01:39
and accomplish things we
couldn't have done on our own.
couldn't have done on our own.
30
87212
3079
ya da eylem çağrısı yok.
01:42
And I want to talk to you about that,
31
90291
2474
Sizinle bununla ilgili konuşmak istiyorum.
01:44
because even more than giving,
32
92765
2400
Çünkü vermekten daha fazlası,
01:47
even more than giving,
33
95165
3765
vermekten bile fazlası,
01:51
is the capacity for us to do something smarter
34
98930
3972
çoğunluğun iyiliği için
01:55
together for the greater good
35
102902
3504
karşımızdakiyle birlikte bizi yükseltecek
01:58
that lifts us both up
36
106406
1871
ve tartabilecek olan
02:00
and that can scale.
37
108277
1870
daha zekice bir şey yapmaktır.
02:02
That's why I'm sitting here.
38
110147
1778
Bu yüzden burda oturuyorum.
02:04
But I also want to point something else out:
39
111925
3792
Ayrıca bir şeye daha değinmek istiyorum:
02:07
Each one of you
40
115717
2509
Her biriniz bir şeyde
02:10
is better than anybody else at something.
41
118226
4514
diğerlerinden daha iyi.
02:14
That disproves that popular notion
42
122740
2984
Bu, eğer odadaki en zeki insansan
02:17
that if you're the smartest person in the room,
43
125724
2936
yanlış odada olduğun
02:20
you're in the wrong room.
44
128660
2024
genel olgusunu çürütüyor.
02:22
(Laughter)
45
130684
2217
(Gülüşmeler)
02:25
So let me tell you about
46
132901
2210
Size bir kaç sene önce gittiğim
02:27
a Hollywood party I went to a couple years back,
47
135111
2638
bir Hollywood partisinden bahsedeyim.
02:29
and I met this up-and-coming actress,
48
137749
2361
Şu gelecek vaadeden oyuncuyla tanıştım ve
02:32
and we were soon talking about something
49
140110
1690
akabinde ikimizin de tutkulu olduğu bir
02:34
that we both felt passionately about: public art.
50
141800
3841
konudan konuşmaya başladık: Kamu sanatı.
02:37
And she had the fervent belief
51
145641
1391
Ve Los Angeles'daki
02:39
that every new building in Los Angeles
52
147032
3586
yeni binaların her birinde kamu sanatının
bulunması gerektiğine dair
bulunması gerektiğine dair
02:42
should have public art in it.
53
150618
1332
tutkulu bir fikri vardı.
02:44
She wanted a regulation for it,
54
151950
1748
Bunun için bir düzenleme istiyordu
02:45
and she fervently started —
55
153698
1555
ve tutkulu bir şekilde
02:47
who is here from Chicago? —
56
155253
1902
-burda Chicago'lu kim var?-
02:49
she fervently started talking about
57
157155
2324
tutkulu bir şekilde Millenium Park'taki
02:51
these bean-shaped reflective sculptures
58
159479
2985
yansıtıcı yüzeyli, fasulye şeklinde olan
02:54
in Millennium Park,
59
162464
1663
heykellerden konuşmaya başladı.
02:56
and people would walk up to it
60
164127
2233
İnsanlar o heykele yanaşıp
02:58
and they'd smile in the reflection of it,
61
166360
2291
yüzeydeki yansımalara gülümseyip
03:00
and they'd pose and they'd vamp
62
168651
1609
ve poz verip, doğaçlama yapıp
03:02
and they'd take selfies together,
63
170260
2442
birlikte selfie çekilir
03:04
and they'd laugh.
64
172702
3378
ve gülerlerdi.
03:08
And as she was talking, a
thought came to my mind.
thought came to my mind.
65
176080
2684
Ve o konuşurken aklıma bir fikir geldi.
03:10
I said, "I know someone you ought to meet.
66
178764
3019
"Tanışman gereken birini tanıyorum." dedim
03:13
He's getting out of San Quentin
in a couple of weeks" —
in a couple of weeks" —
67
181783
2515
"Bir kaç hafta içinde hapisten çıkacak."
03:16
(Laughter) —
68
184298
1980
(Kahkahalar)
03:18
"and he shares your fervent desire
69
186278
2462
"Senin tutkunu o da paylaşıyor:
03:20
that art should engage and
enable people to connect."
enable people to connect."
70
188740
3196
Sanat, insanların bağ kurmalarına
olanak sağlamalı."
olanak sağlamalı."
03:24
He spent five years in solitary,
71
191936
4134
Hücrede beş yıl geçirdi.
03:28
and I met him because I gave
a speech at San Quentin,
a speech at San Quentin,
72
196070
3010
Onu tanıyorum çünkü orada konuşma yaptım.
03:31
and he's articulate
73
199080
2530
Telaffuzu net olan ve göze oldukça hoş
03:33
and he's rather easy on
the eyes because he's buff.
the eyes because he's buff.
74
201610
3288
gelen bir adam çünkü yapılı biri.
03:37
He had workout regime he did every day.
75
204898
2584
Her gün uyguladığı bir idman düzeni vardı.
03:39
(Laughter)
76
207482
2037
(Kahkahalar)
03:41
I think she was following me at that point.
77
209519
1877
Sanırım o noktada beni anlamıştı.
03:43
I said, "He'd be an unexpected ally."
78
211396
2543
"Umulmadık bir dost olurdu." dedim.
03:46
And not just that. There's James. He's an architect
79
213939
2845
Sadece bu da değil, James de var.
Mimar ve profesör,
ayrıca mekan tasarlamayı sever,
ayrıca mekan tasarlamayı sever,
03:48
and he's a professor, and he loves place-making,
80
216784
3476
03:52
and place-making is when you have
81
220260
1203
şu sanatla bezenmiş
03:53
those mini-plazas and those urban walkways
82
221463
3594
küçük plazaların ve şehir içi
yürüme yollarının olduğu,
yürüme yollarının olduğu,
03:57
and where they're dotted with art,
83
225057
2200
insanların resimler çizip bazen bir araya
03:59
where people draw and
come up and talk sometimes.
come up and talk sometimes.
84
227257
3893
gelip sohbet ettikleri mekanları.
04:03
I think they'd make good allies.
85
231150
2395
Bence birbirlerine iyi dostluk yaparlardı.
04:05
And indeed they were.
86
233545
3151
Ve aslında öyle de oldu.
04:08
They met together. They prepared.
87
236696
2170
Bir araya geldiler, bir şeyler hazırladılar
04:11
They spoke in front of the
Los Angeles City Council.
Los Angeles City Council.
88
238866
3644
Los Angeles Belediye Meclisi'nin
önünde konuşma yaptılar.
önünde konuşma yaptılar.
04:14
And the council members not
only passed the regulation,
only passed the regulation,
89
242510
2715
Ve meclis üyeleri düzenlemeyi
kabul etmekle kalmayıp
kabul etmekle kalmayıp
04:17
half of them came down and asked
to pose with them afterwards.
to pose with them afterwards.
90
245225
4083
onlarla fotoğraf çektirmek istediler.
04:21
They were startling,
compelling and credible.
compelling and credible.
91
249308
5456
Onlar korkutucu, zorlu ve güvenilirdi.
04:26
You can't buy that.
92
254764
3442
Bunu parayla satın alamazsınız.
04:30
What I'm asking you to consider
93
258206
2070
Sizden ne tür fırsat-yaratanlar
04:32
is what kind of opportunity-
makers we might become,
makers we might become,
94
260276
2697
olabileceğimizi değerlendirmenizi istiyorum.
04:35
because more than wealth
95
262973
2847
Çünkü servetten ya da süslü ünvanlardan
04:38
or fancy titles
96
265820
4049
ya da çok fazla insan tanımaktan daha fazlası,
04:42
or a lot of contacts, it's our capacity to connect
97
269869
4040
birbirimizin iyi yönlerini farkedip,
04:46
around each other's
better side and bring it out.
better side and bring it out.
98
273909
2340
onları ortaya çıkarmaktır.
04:48
And I'm not saying this is easy,
99
276249
2302
Bunun kolay olduğunu söylemiyorum
04:50
and I'm sure many of you have
made the wrong moves too
made the wrong moves too
100
278551
2555
ve eminim ki çoğunuz
kiminle iletişime geçmek
kiminle iletişime geçmek
04:53
about who you wanted to connect with,
101
281106
2874
istediğinizle ilgili yanlış adımlar attınız,
04:56
but what I want to suggest is,
102
283980
2594
ama size önermek istediğim;
04:58
this is an opportunity.
103
286574
3346
bu bir fırsat.
05:02
I started thinking about it
104
289920
2224
Bununla ilgili düşünmeye Avrupa'da
05:04
way back when I was a
Wall Street Journal reporter
Wall Street Journal reporter
105
292144
2542
Wall Street Journal'da
muhabirlik yaparken,
muhabirlik yaparken,
05:06
and I was in Europe and I was
supposed to cover trends
supposed to cover trends
106
294686
2418
ticareti, politikayı, yaşam tarzını
etkileyen akımlarla ilgili
etkileyen akımlarla ilgili
05:09
and trends that transcended business
107
297104
2543
yazılar yazdığım zamanlarda
05:11
or politics or lifestyle.
108
299647
2294
düşünmeye başladım.
05:14
So I had to have contacts
109
301941
2374
Yani benimkinden çok farklı dünyalardan
05:16
in different worlds very different than mine,
110
304315
1968
iletişime geçtiğim insanlar olmak zorundaydı,
05:18
because otherwise you couldn't spot the trends.
111
306283
2374
yoksa yeni akımları takip edemezdim.
05:20
And third, I had to write the story
112
308657
2970
Ve üçüncüsü, kendimi
okuyucunun yerine koyarak
okuyucunun yerine koyarak
hikayeyi yazmalıydım ki,
böylece onlar bu akımların
böylece onlar bu akımların
05:23
in a way stepping into the reader's shoes,
113
311627
2037
05:25
so they could see how these
trends could affect their lives.
trends could affect their lives.
114
313664
4090
hayatlarını nasıl etkileyeceğinizi görebilsin.
05:29
That's what opportunity-makers do.
115
317754
3520
Bu fırsat-yaratanların yaptığı şeydir.
05:33
And here's a strange thing:
116
321274
3429
Ve şöyle garip bir şey var ki:
05:36
Unlike an increasing number of Americans
117
324703
3216
Aynen kendileri gibi olduklarını
05:40
who are working and living
and playing with people
and playing with people
118
327919
3446
düşündükleri insanlarla çalışan,
05:43
who think exactly like them
119
331365
2269
onlarla yaşayan ve oynayan, çünkü
05:45
because we then become more rigid and extreme,
120
333634
2672
sonrasında daha sert
05:48
opportunity-makers are actively seeking situations
121
336306
3700
ve aşırı hale geliyoruz,
05:52
with people unlike them,
122
340006
2257
sayısı artan Amerikanların aksine,
05:54
and they're building relationships,
123
342263
1843
fırsat-yaratanlar aktif olarak,
05:56
and because they do that,
124
344106
2228
kendilerinden farklı kişilerle muhatap olup
05:58
they have trusted relationships
125
346334
1878
onlarla bağlantı kuruyorlar
ve böyle yaptıkları için
ve böyle yaptıkları için
06:00
where they can bring the right team in
126
348212
2151
doğru takımı kurdukları,
problemleri daha iyi yoldan
problemleri daha iyi yoldan
06:02
and recruit them to solve a
problem better and faster
problem better and faster
127
350363
3817
çözmeye hazırladıkları
ve daha fazla fırsat
ve daha fazla fırsat
elde edebildikleri sağlam
ilişkiler kuruyorlar.
ilişkiler kuruyorlar.
06:06
and seize more opportunities.
128
354180
1575
06:07
They're not affronted by differences,
129
355755
7619
Farklılıklardan gücenmeyip
06:15
they're fascinated by them,
130
363374
2233
onlara hayran kalıyorlar,
06:17
and that is a huge shift in mindset,
131
365607
2906
bu büyük bir zihniyet değişimi
06:20
and once you feel it, you
want it to happen a lot more.
want it to happen a lot more.
132
368513
2902
ve bunu hissedince
daha fazla olmasını istiyorsun.
daha fazla olmasını istiyorsun.
06:23
This world is calling out for us
to have a collective mindset,
to have a collective mindset,
133
371415
5054
Bu dünya bize toplu bir zihniyet
oluşturmamız için sesleniyor ve
oluşturmamız için sesleniyor ve
06:28
and I believe in doing that.
134
376469
2382
ben bunu yapmamız gerektiğine inanıyorum.
06:31
It's especially important now.
135
378851
2305
Özellikle şu anda çok önemli.
06:33
Why is it important now?
136
381156
2812
Neden şu anda önemli?
06:36
Because things can be devised like drones
137
383968
4547
Çünkü bazı şeyler; insansız uçaklar,
ilaçlar ve veri toplamları gibi
ilaçlar ve veri toplamları gibi
06:40
and drugs and data collection,
138
388515
4014
daha çok insan tarafından ve
06:44
and they can be devised by more people
139
392529
2115
daha faydalı amaçlar için icat edilebilir ve
06:46
and cheaper ways for beneficial purposes
140
394644
3993
sonrasında her gün haberlerde
06:50
and then, as we know from the news every day,
141
398637
2340
gördüğümüz gibi tehlikeli
06:53
they can be used for dangerous ones.
142
400977
2147
olanlar için kullanılabilir.
06:55
It calls on us, each of us,
143
403124
3344
Bizi çağırıyor, her birimizi
06:58
to a higher calling.
144
406468
2736
daha büyük bir çağrıya.
07:01
But here's the icing on the cake:
145
409204
2756
Ama şu da cabası:
07:04
It's not just the first opportunity
146
411960
2256
Büyük ihtimalle bireysel
07:06
that you do with somebody else
147
414216
2151
ya da kurumsal olarak biriyle
07:08
that's probably your greatest,
148
416367
1756
gerçekleştirdiğiniz ilk fırsat
07:10
as an institution or an individual.
149
418123
2644
sizin yapacağınızın en iyisi değil.
07:12
It's after you've had that experience
150
420767
2192
Bu fırsat tecrübe edindikten ve
07:15
and you trust each other.
151
422959
1945
birbirinize güvendikten sonra gelir.
07:17
It's the unexpected things
152
424904
1811
Bu daha önceden hiç
07:18
that you devise later on
153
426715
1824
tahmin edemeyeceğiniz şeyleri
07:20
you never could have predicted.
154
428539
2194
akıl ettiğinizdedir.
07:22
For example, Marty is the husband
of that actress I mentioned,
of that actress I mentioned,
155
430733
5610
Mesela, şu bahsettiğim
oyuncunun kocası olan Marty
oyuncunun kocası olan Marty
07:28
and he watched them
when they were practicing,
when they were practicing,
156
436343
2330
onları alıştırma yaparlarken izledi
07:30
and he was soon talking to Wally,
157
438673
1519
ve sonrasında sabıkalı olan arkadaşım
07:32
my friend the ex-con,
158
440192
1394
Wally ile
07:33
about that exercise regime.
159
441586
2462
şu idman düzeni hakkında konuşuyorlardı.
07:36
And he thought,
160
444048
1308
Ve düşündü ki;
07:37
I have a set of racquetball courts.
161
445356
2180
bir set raketbol saham var.
07:39
That guy could teach it.
162
447536
1324
Bu adam bize öğretebilir.
07:41
A lot of people who work there
are members at my courts.
are members at my courts.
163
448860
3453
Orada çalışan bir çok insan
benim sahama üyeler.
benim sahama üyeler.
07:44
They're frequent travelers.
164
452313
1669
Sıkça seyahate çıkarlar.
07:46
They could practice in their hotel room,
165
453982
1852
Hiçbir teçhizat gerekmeden
07:48
no equipment provided.
166
455834
2116
otel odasında pratik yapabilirler.
07:50
That's how Wally got hired.
167
457950
2597
Wally bu şekilde iş buldu.
07:52
Not only that, years later
168
460547
1389
Sadece bu da değil, yıllar sonra
07:54
he was also teaching racquetball.
169
461936
2229
raketbol oynamasını da öğretiyordu.
07:56
Years after that,
170
464165
1411
Bundan yıllar sonra da,
07:57
he was teaching the racquetball teachers.
171
465576
3081
raketbol hocalarını eğitiyordu.
08:00
What I'm suggesting is, when
you connect with people
you connect with people
172
468657
4955
Bana göre, insanlarla
ortak bir ilgi alanı ya da
ortak bir ilgi alanı ya da
08:05
around a shared interest and action,
173
473612
4107
ortak bir eylem üzerine
iletişime geçtiğiniz zaman,
iletişime geçtiğiniz zaman,
08:09
you're accustomed to serendipitous
174
477719
2340
gelecekte tesadüfen keşfedilecek olan
08:12
things happening into the future,
175
480059
2374
şeylere alışkın oluyorsunuz.
08:14
and I think that's what we're looking at.
176
482433
2284
Ve sanırım baktığımız şey de bu.
08:16
We open ourselves up to those opportunities,
177
484717
2644
Kendimizi bu fırsatlara açıyoruz,
08:19
and in this room
are key players in technology,
are key players in technology,
178
487361
3847
ve bu odada kilit rol
oynayanlar ve teknoloji var,
oynayanlar ve teknoloji var,
08:23
key players who are uniquely positioned to do this,
179
491208
3088
bunu yapmak için eşsiz şekilde
konumlandırılmış kilit roldekiler,
konumlandırılmış kilit roldekiler,
08:26
to scale systems and projects together.
180
494296
3783
sistemleri ölçeklendirmek
ve birlikte yansıtmak için.
ve birlikte yansıtmak için.
08:30
So here's what I'm calling for you to do.
181
498079
2493
Yani sizi yapmaya çağırdığım şey şu:
08:32
Remember the three traits of opportunity-makers.
182
500572
3356
Fırsat-yaratanların
üç özelliğini hatırlayın.
üç özelliğini hatırlayın.
08:36
Opportunity-makers keep honing their top strength
183
503928
4889
Fırsat-yaratanlar en güçlü
özelliklerini bilemeye devam eder
özelliklerini bilemeye devam eder
08:41
and they become pattern seekers.
184
508817
3724
ve örnek arayan insanlar olurlar.
08:44
They get involved in different
worlds than their worlds
worlds than their worlds
185
512541
4342
Kendilerininkinden başka
dünyalara dahil olurlar
dünyalara dahil olurlar
08:49
so they're trusted and they
can see those patterns,
can see those patterns,
186
516883
2602
böylece güvenilirler ve
bu örnekleri görebilirler
bu örnekleri görebilirler
08:51
and they communicate to connect
187
519485
1909
ve ortak ilginin
en etkili noktasının etrafında
en etkili noktasının etrafında
08:53
around sweet spots of shared interest.
188
521394
3146
bağlantı kurmak için iletişime geçerler.
08:56
So what I'm asking you is,
189
524540
2816
Yani size sorduğum,
08:59
the world is hungry.
190
527356
1822
dünya aç.
09:01
I truly believe, in my firsthand experience,
191
529178
2767
Kendi tecrübelerimden
hareketle inanıyorum ki,
hareketle inanıyorum ki,
09:04
the world is hungry for us
192
531945
2711
dünya fırsat-yaratanlar haline gelerek
09:06
to unite together as opportunity-makers
193
534656
2656
bu davranışları özendirmemiz
09:09
and to emulate those behaviors
194
537312
2004
için bize aç.
09:11
as so many of you already do —
195
539316
1606
Birçoğunuzun çoktan yaptığı gibi
09:13
I know that firsthand —
196
540922
3026
-Kendimden biliyorum bunu-
09:16
and to reimagine a world
197
543948
1822
ve yeni bir dünya hayal etmek için,
09:17
where we use our best talents together
198
545770
2194
tek başımıza yapabileceğimizden
daha iyisini yapmak
daha iyisini yapmak
09:20
more often to accomplish greater things together
199
547964
3314
daha güzel işler başarmak için
09:23
than we could on our own.
200
551278
3716
hep birlikte en iyi
yeteneklerimizi kullanmalıyız.
yeteneklerimizi kullanmalıyız.
09:27
Just remember,
201
554994
2310
Şunu hatırlayın,
09:29
as Dave Liniger once said,
202
557304
2696
Dave Liniger'ın bir zamanlar
söylediği gibi,
söylediği gibi,
09:32
"You can't succeed
203
560000
2429
"Grup yemeğine sadece bir çatalla gelerek
09:34
coming to the potluck with only a fork."
204
562429
3139
başarılı olamazsın."
09:37
(Laughter)
205
565568
1957
(Kahkahalar)
09:39
Thank you very much.
206
567525
1571
Çok teşekkürler.
09:41
Thank you. (Applause)
207
569096
4135
Teşekkürler. (Alkışlar)
ABOUT THE SPEAKER
Kare Anderson - WriterA columnist for Forbes, Kare Anderson writes on behavioral research-based ways to become more deeply connected.
Why you should listen
Kare Anderson think and writes about becoming connected (and being quoted). She’s an Emmy-winning former NBC and Wall Street Journal reporter, now columnist for Forbes and Huffington Post. Her diverse set of clients includes Salesforce, Novartis and The Skoll Foundation. She’s a founding board member of Annie’s Homegrown, and sits on several advisory boards including Watermark, Raynforest, TEDxMarin and Gloopt. Anderson is the author of Mutuality Matters, Moving from Me to We, Getting What You Want, Walk Your Talk, and Resolving Conflict Sooner.
More profile about the speakerKare Anderson | Speaker | TED.com