TED2015
Dame Stephanie Shirley: Why do ambitious women have flat heads?
Dame Stephanie Shirley: Hırslı kadınların kafaları neden düzdür?
Filmed:
Readability: 4
2,164,868 views
Dame Stephanie Shirley, adını hiç duymadığınız teknoloji girişimcilerinin en başarılısı. 1960'larda, İngiltere'de, öncü niteliğinde, tamamen kadınlardan oluşan ve nihayetinde değeri 3 milyar doları bulan ve takım arkadaşlarının 70 tanesini milyoner eden bir yazılım firması kurdu. Bu açık yürekli ve esprili konuşmada, neden Steve adını kullandığını, dönemin beklentilerini nasıl alt üst ettiğini anlatırken, hırslı kadınları ayırt etmenize yarayacak sağlam ipuçları veriyor...
Dame Stephanie Shirley - Entrepreneur and philanthropist
In 1962, Dame Stephanie "Steve" Shirley founded Freelance Programmers, a software firm with innovative work practices -- and (mainly) women employees. Full bio
In 1962, Dame Stephanie "Steve" Shirley founded Freelance Programmers, a software firm with innovative work practices -- and (mainly) women employees. Full bio
Double-click the English transcript below to play the video.
00:12
When I wrote my memoir,
0
988
1901
Hayat hikayemi kaleme aldığımda
00:14
the publishers were really confused.
1
2889
3677
yayıncıların ciddi anlamda kafası karışmıştı.
00:18
Was it about me as a child refugee,
2
6566
4234
Bu hikaye beni, bir çocuk mülteci
olarak mı,
olarak mı,
00:22
or as a woman who set up a high-tech
software company back in the 1960s,
software company back in the 1960s,
3
10800
5504
yoksa 1960'larda, halka arz edilmiş ve
sonuçta 8500'ün üzerinde
sonuçta 8500'ün üzerinde
00:28
one that went public
4
16304
2076
insana iş olanağı sağlamış olan bir
00:30
and eventually employed over 8,500 people?
5
18380
4583
yüksek teknoloji yazılım firması
kurmuş bir kadın olarak mı anlatıyordu?
kurmuş bir kadın olarak mı anlatıyordu?
00:34
Or was it as a mother
of an autistic child?
of an autistic child?
6
22963
4507
Yoksa otistik bir çocuğun
annesi olarak mı?
annesi olarak mı?
00:39
Or as a philanthropist that's
now given away serious money?
now given away serious money?
7
27470
4455
Ya da ciddi miktarlarda bağışta
bulunan bir hayırsever olarak mı?
bulunan bir hayırsever olarak mı?
00:43
Well, it turns out, I'm all of these.
8
31925
2644
Evet, ben bunların hepsiyim.
00:46
So let me tell you my story.
9
34569
2900
Size hikayemi anlatayım.
00:51
All that I am stems from when
I got onto a train in Vienna,
I got onto a train in Vienna,
10
39779
6667
Bugün olduğum her şeyin kaynağı,
Nazi Avrupa'sından yaklaşık
Nazi Avrupa'sından yaklaşık
00:58
part of the Kindertransport that saved
nearly 10,000 Jewish children
nearly 10,000 Jewish children
11
46446
5037
10.000 Yahudi çocuğu kurtaran
Kindertransport'un bir parçası olarak,
Kindertransport'un bir parçası olarak,
01:03
from Nazi Europe.
12
51483
2368
Viyana'ya giden o trene bindiğim andır.
01:05
I was five years old, clutching the hand
of my nine-year-old sister
of my nine-year-old sister
13
53851
4009
5 yaşında, 9 yaşındaki ablasının
eline kenetlenmiş
eline kenetlenmiş
01:09
and had very little idea as to
what was going on.
what was going on.
14
57860
3953
olan bitene aklı çok az
eren bir çocuktum.
eren bir çocuktum.
01:13
"What is England and
why am I going there?"
why am I going there?"
15
61813
4691
"İngiltere neresi?
Biz niye oraya gidiyoruz ki?"
Biz niye oraya gidiyoruz ki?"
01:18
I'm only alive because so long ago,
I was helped by generous strangers.
I was helped by generous strangers.
16
66504
6737
Bugün, çok yıllar önce cömert yabancılar
bana yardım etmiş olduğu için hayattayım.
bana yardım etmiş olduğu için hayattayım.
01:26
I was lucky, and doubly lucky
to be later reunited
to be later reunited
17
74911
3535
Şanslıydım ve sonradan gerçek
anne-babamla bir araya gelebildiğim için
anne-babamla bir araya gelebildiğim için
01:30
with my birth parents.
18
78446
2439
iki kat şanslıydım.
Ama ne yazık ki, onlarla tekrar
o bağı kuramadım.
o bağı kuramadım.
01:32
But, sadly, I never bonded
with them again.
with them again.
19
80885
7032
01:39
But I've done more in the seven decades
since that miserable day
since that miserable day
20
87917
3310
Ama annemin beni trene bindirdiği
o meşhum günden sonraki
o meşhum günden sonraki
01:43
when my mother put me on the train
21
91227
1776
70 yıllık ömrümde,
01:45
than I would ever have dreamed possible.
22
93003
3287
hayal bile edemeyceğim
kadar çok şey yaptım.
kadar çok şey yaptım.
01:48
And I love England, my adopted country,
23
96290
3108
Ve, sonradan edinilmiş vatanım olan
İngiltere'yi,
İngiltere'yi,
01:51
with a passion that perhaps only someone
who has lost their human rights can feel.
who has lost their human rights can feel.
24
99398
5071
ancak insani haklarını kaybetmiş birinin
hissedebileceği bir tutkuyla seviyorum.
hissedebileceği bir tutkuyla seviyorum.
01:57
I decided to make mine a life
that was worth saving.
that was worth saving.
25
105831
6357
Hayatımı, kurtarılmış olmaya değer bir
hayat haline getirmeye karar verdim.
hayat haline getirmeye karar verdim.
02:04
And then, I just got on with it.
26
112188
2261
Ve sonra da, bunu yaptım.
02:07
(Laughter)
27
115709
2815
(Kahkahalar)
02:11
Let me take you back to the early 1960s.
28
119264
4201
1960'ların başlarına gidelim birlikte.
02:15
To get past the gender issues of the time,
29
123465
4488
Dönemin cinsiyet engellerini aşmak için
02:19
I set up my own software house at one
of the first such startups in Britain.
of the first such startups in Britain.
30
127953
6490
Britanya'da bu tip girişimlerin ilklerden
olan kendi yazılım evimi kurdum.
olan kendi yazılım evimi kurdum.
02:26
But it was also a company of women,
a company for women,
a company for women,
31
134443
5858
Bu firma bir kadın firmasıydı ve
kadınlar için bir firmaydı,
kadınlar için bir firmaydı,
02:32
an early social business.
32
140301
3024
ilk sosyal işlerden biriydi.
02:35
And people laughed at the very idea
because software, at that time,
because software, at that time,
33
143325
3676
İnsanlar bu fikri komik buldular,
çünkü o zamanlar yazılım,
çünkü o zamanlar yazılım,
02:39
was given away free with hardware.
34
147001
2073
donanımla birlikte ücretsiz verilirdi.
02:41
Nobody would buy software,
certainly not from a woman.
certainly not from a woman.
35
149074
4734
Kimse yazılım satın almazdı,
hele bir kadından hiç.
hele bir kadından hiç.
02:45
Although women were then coming out
of the universities with decent degrees,
of the universities with decent degrees,
36
153808
5937
O zamanlar kadınlar üniversitelerden iyi
derecelerle mezun olmalarına rağmen
derecelerle mezun olmalarına rağmen
02:51
there was a glass ceiling to our progress.
37
159745
3554
ilerlememizi engelleyen
görünmez sınırlar vardi.
görünmez sınırlar vardi.
02:56
And I'd hit that glass ceiling too often,
38
164309
4676
Ben bu görünmez sınırlara sık sık çarptım
03:00
and I wanted opportunities for women.
39
168985
3565
ve kadınlar için fırsatlar olsun istedim.
03:04
I recruited professionally qualified women
who'd left the industry on marriage,
who'd left the industry on marriage,
40
172550
4492
Evlendikten sonra veya
ilk çocuğuna hamile kalınca işi bırakmış
ilk çocuğuna hamile kalınca işi bırakmış
03:09
or when their first child was expected
41
177042
2251
profesyonel açıdan
kalifiye kadınları işe aldım
kalifiye kadınları işe aldım
03:11
and structured them into a
home-working organization.
home-working organization.
42
179293
5191
ve evden çalışabilecekleri bir
organizasyon yapısı oturttum.
organizasyon yapısı oturttum.
03:16
We pioneered the concept of women
going back into the workforce
going back into the workforce
43
184484
4585
Kadınların kariyer molası verdikten sonra
tekrar çalışmaya dönmesi
tekrar çalışmaya dönmesi
03:21
after a career break.
44
189069
2542
konseptine öncülük ettik.
03:23
We pioneered all sorts of
new, flexible work methods:
new, flexible work methods:
45
191611
3783
Birçok konuda yeni ve esnek çalışma
metoduna öncülük ettik:
metoduna öncülük ettik:
03:27
job shares, profit-sharing,
and eventually, co-ownership
and eventually, co-ownership
46
195394
5252
paylaşımlı iş, kar payları
ve firmanın
ve firmanın
03:32
when I took a quarter of the company
into the hands of the staff
into the hands of the staff
47
200646
3446
çeyreğini çalışanların
ellerine bıraktığımda
ellerine bıraktığımda
03:36
at no cost to anyone but me.
48
204092
3820
müşterek sahiplik.
03:41
For years, I was the first woman this,
or the only woman that.
or the only woman that.
49
209582
6191
Yıllarca, şunu yapan ilk kadın veya
bunu yapan tek kadın oldum.
bunu yapan tek kadın oldum.
03:47
And in those days, I couldn't work
on the stock exchange,
on the stock exchange,
50
215773
3766
Ve o günlerde,
borsada çalışamazdın,
borsada çalışamazdın,
03:51
I couldn't drive a bus or fly an airplane.
51
219539
3761
otobüs veya uçak kullanamazdım.
03:55
Indeed, I couldn't open a bank account
without my husband's permission.
without my husband's permission.
52
223300
5893
Bunları bırakın, eşimin izni olmadan
bankada hesap bile açamazdım.
bankada hesap bile açamazdım.
04:01
My generation of women fought
the battles for the right to work
the battles for the right to work
53
229193
4522
Benim nesilimdeki kadınlar,
çalışabilme ve eşit ücret alabilme
çalışabilme ve eşit ücret alabilme
04:05
and the right for equal pay.
54
233715
4492
hakları için savaştılar.
04:10
Nobody really expected much
from people at work or in society
from people at work or in society
55
238207
3861
Kimse, çalışan ya da cemiyet içindeki
insanlardan çok fazla şey beklemiyordu,
insanlardan çok fazla şey beklemiyordu,
04:14
because all the expectations then
56
242068
2498
çünkü o zamanlar tüm beklentiler
04:16
were about home and
family responsibilities.
family responsibilities.
57
244566
3895
ev ve aile sorumlulukları ile igiliydi.
04:20
And I couldn't really face that,
58
248461
2837
Bunu gerçekten göze alamazdım,
04:23
so I started to challenge
the conventions of the time,
the conventions of the time,
59
251298
5989
bu yüzden dönemin koşullarının getirdiği
sorunlara, meydan okumaya başladım,
sorunlara, meydan okumaya başladım,
04:29
even to the extent of changing my name
from "Stephanie" to "Steve"
from "Stephanie" to "Steve"
60
257287
5855
bu, iş mektuplarında adımı 'Stephanie'
yerine 'Steve' olarak yazmama kadar vardı
yerine 'Steve' olarak yazmama kadar vardı
04:35
in my business development letters,
61
263142
1749
böylece insanlar iş yaptıkları,
04:36
so as to get through the door
before anyone realized
before anyone realized
62
264891
2478
adamın aslında kadın olduğunu
fark etmeden önce
fark etmeden önce
04:39
that he was a she.
63
267369
1381
eşikten geçebilmiş oluyordum.
04:40
(Laughter)
64
268750
3304
(Kahkahalar)
04:44
My company, called Freelance Programmers,
and that's precisely what it was,
and that's precisely what it was,
65
272054
7160
Firma, Freelance Programmers (Serbest
Çalışan Programlamacılar) ki tam da öyleydik
Çalışan Programlamacılar) ki tam da öyleydik
04:51
couldn't have started smaller:
on the dining room table,
on the dining room table,
66
279214
5073
daha küçük ölçekli başlayamazdı:
bir yemek masasının üstünde,
bir yemek masasının üstünde,
04:56
and financed by the equivalent
of 100 dollars in today's terms,
of 100 dollars in today's terms,
67
284287
5394
benim emeğim ve eve karşı aldığım
bugünün parasıyla 100 dolarla
bugünün parasıyla 100 dolarla
05:01
and financed by my labor and
by borrowing against the house.
by borrowing against the house.
68
289681
7297
finanse edilerek başladı.
05:08
My interests were scientific,
the market was commercial --
the market was commercial --
69
296978
5637
Ben işin bilimsel tarafıyla
ilgileniyordum, maaş bordrosu falan gibi
ilgileniyordum, maaş bordrosu falan gibi
05:14
things such as payroll,
which I found rather boring.
which I found rather boring.
70
302615
4025
şeyleri sıkıcı bulurdum
ama piyasa ticariydi.
ama piyasa ticariydi.
05:18
So I had to compromise with
operational research work,
operational research work,
71
306640
5112
Yani, işin beni ilgilendiren
işlevsel araştırma kısmıyla,
işlevsel araştırma kısmıyla,
05:23
which had the intellectual challenge
that interested me
that interested me
72
311752
3431
müşterilerin ilgilendiği
nakliye trenlerini ayarlamak,
nakliye trenlerini ayarlamak,
05:27
and the commercial value
that was valued by the clients:
that was valued by the clients:
73
315183
7667
otobüslere zaman
çizelgesi hazırlamak
çizelgesi hazırlamak
05:34
things like scheduling freight trains,
74
322850
5258
ve bir yığın stok denetlemesi gibi
05:40
time-tabling buses, stock control,
lots and lots of stock control.
lots and lots of stock control.
75
328108
6189
ticari değerler arasında bir
denge kurmam gerekti.
denge kurmam gerekti.
05:46
And eventually, the work came in.
76
334297
4248
Ama sonunda, işe başladık.
05:50
We disguised the domestic and
part-time nature of the staff
part-time nature of the staff
77
338545
3755
Çalışanlarımızın evden ve
yarı-zamanlı çalışma doğasını
yarı-zamanlı çalışma doğasını
05:54
by offering fixed prices,
one of the very first to do so.
one of the very first to do so.
78
342300
5140
sabit fiyatlar teklif ederek gizledik,
bunu yapan ilk firmalardandık yine.
bunu yapan ilk firmalardandık yine.
05:59
And who would have guessed
that the programming
that the programming
79
347440
3315
Ve düşünün, kim derdi ki,
06:02
of the black box flight recorder
of Supersonic Concord
of Supersonic Concord
80
350755
3944
süpersonik Concorde'un (uçak)
kara kutu uçuş kayıt cihazını,
kara kutu uçuş kayıt cihazını,
06:06
would have been done by a bunch
of women working in their own homes.
of women working in their own homes.
81
354699
5209
evlerinden çalışan bir grup kadın
programlayacak.
programlayacak.
06:11
(Applause)
82
359908
6774
(Alkışlar)
06:19
All we used was a simple
"trust the staff" approach
"trust the staff" approach
83
367392
4931
Tüm kullandığımız, basit
'çalışanına güven' yaklaşımı
'çalışanına güven' yaklaşımı
06:24
and a simple telephone.
84
372323
2181
ve basit bir telefondu.
06:26
We even used to ask job applicants,
"Do you have access to a telephone?"
"Do you have access to a telephone?"
85
374504
5721
Hatta işe başvuran adaylara "Bir telefona
erişiminiz var mı?" diye sorardık.
erişiminiz var mı?" diye sorardık.
06:34
An early project was to develop
software standards
software standards
86
382175
3019
İlk projelerden biri,
yönetim kontrol protokolleri üstüne
yönetim kontrol protokolleri üstüne
06:37
on management control protocols.
87
385194
2240
yazılım standartları geliştirmekti.
06:39
And software was and still is a
maddeningly hard-to-control activity,
maddeningly hard-to-control activity,
88
387434
6202
Yazılım o günlerde, insanı deli edecek
kadar kontrolü zor bir uğraştı, hâlâ öyle,
kadar kontrolü zor bir uğraştı, hâlâ öyle,
06:45
so that was enormously valuable.
89
393636
2111
yani bu proje çok kıymetliydi.
06:47
We used the standards ourselves,
90
395747
2224
Standartları kendimiz kullandık,
06:49
we were even paid to update
them over the years,
them over the years,
91
397971
3018
hatta güncelleyelim diye yıllarca
bize para bile verildi,
bize para bile verildi,
06:52
and eventually, they were adopted by NATO.
92
400989
4264
ve sonunda bunları NATO aldı.
Programlamacılarımız, hatırlatayım
sadece kadınlar,
sadece kadınlar,
06:58
Our programmers -- remember, only women,
93
406323
4127
07:02
including gay and transgender --
94
410450
3446
gey ve cinsiyet değiştirenler de dahil,
yapılacak her bir görevi gösteren
akış şemalarını geliştirmek için
akış şemalarını geliştirmek için
07:05
worked with pencil and paper
to develop flowcharts
to develop flowcharts
95
413896
5043
07:10
defining each task to be done.
96
418939
3657
kağıt kalemle çalışıyordu.
07:14
And they then wrote code,
usually machine code,
usually machine code,
97
422596
3913
Sonra, genellikle makine kodu
bazen de ikili kod olarak
bazen de ikili kod olarak
07:18
sometimes binary code,
98
426509
2267
kodu yazıyorlardı,
07:20
which was then sent
by mail to a data center
by mail to a data center
99
428776
4730
sonra kod postayla bir veri
merkezine yollanıyor,
merkezine yollanıyor,
07:25
to be punched onto
paper tape or card
paper tape or card
100
433506
4218
orada kağıt şeride
veya karta deliniyor
veya karta deliniyor
07:29
and then re-punched,
in order to verify it.
in order to verify it.
101
437724
4327
ve sonra doğrulama
için tekrar deliniyordu.
için tekrar deliniyordu.
07:34
All this, before it ever got
near a computer.
near a computer.
102
442051
3336
Bir bilgisayarın yanına yanaşmasından
önce oluyordu tüm bunlar.
önce oluyordu tüm bunlar.
07:37
That was programming in the early 1960s.
103
445387
4659
İşte 1960'ların başında,
programlama buydu.
programlama buydu.
07:43
In 1975, 13 years from startup,
104
451566
5135
İşin kurulmasından 13 yıl sonra, 1975'de
07:48
equal opportunity legislation
came in in Britain
came in in Britain
105
456701
3211
Britanya'ya fırsat eşitliği
kanunu geldi
kanunu geldi
07:51
and that made it illegal to have
our pro-female policies.
our pro-female policies.
106
459912
6912
ve bizim kadınlardan yana olan
ilkelerimizi uygulamak kanuna aykırı oldu.
ilkelerimizi uygulamak kanuna aykırı oldu.
07:58
And as an example of
unintended consequences,
unintended consequences,
107
466824
3576
Bunun kasıtsız sonuçlarına
bir örnek olarak,
bir örnek olarak,
08:02
my female company had to let the men in.
108
470400
3672
benim 'dişi' firmam, 'erkekleri'
işe almak zorunda kaldı.
işe almak zorunda kaldı.
08:06
(Laughter)
109
474072
4942
(Kahkahalar)
08:11
When I started my company of women,
110
479014
2404
Ben kadınlardan oluşan bu
firmayı kurduğumda,
firmayı kurduğumda,
08:13
the men said, "How interesting, because
it only works because it's small."
it only works because it's small."
111
481418
6899
erkekler dedi ki, "Ne ilginç, küçük
ölçekli olduğu için ayakta kalabiliyor."
ölçekli olduğu için ayakta kalabiliyor."
08:20
And later, as it became sizable,
they accepted, "Yes, it is sizable now,
they accepted, "Yes, it is sizable now,
112
488317
5819
Sonra, büyüdüğümüzde,
"Evet büyüyebildi ama
"Evet büyüyebildi ama
08:26
but of no strategic interest."
113
494136
3219
stratejik önem açısından değil."
08:30
And later, when it was a company
valued at over three billion dollars,
valued at over three billion dollars,
114
498125
7149
Ve firmanın değeri
üç milyar doları bulup
üç milyar doları bulup
08:37
and I'd made 70 of the staff
into millionaires,
into millionaires,
115
505274
4603
çalışanların 70 tanesini
milyoner ettiğimde ise
milyoner ettiğimde ise
08:41
they sort of said, "Well done, Steve!"
116
509877
3520
"Aferin Steve!" falan dediler.
08:45
(Laughter)
117
513397
4286
(Kahkahalar)
08:49
(Applause)
118
517683
4286
(Alkışlar)
Hırslı kadınları, her zaman için,
kafalarından ayırt edebilirsiniz;
kafalarından ayırt edebilirsiniz;
08:53
You can always tell ambitious women
by the shape of our heads:
by the shape of our heads:
119
521969
4286
08:58
They're flat on top for being
patted patronizingly.
patted patronizingly.
120
526255
3325
patronluk taslayanların okşaması
nedeniyle üst kısımları düzdür.
nedeniyle üst kısımları düzdür.
09:01
(Laughter) (Applause)
121
529580
5941
(Kahkahalar) (Alkışlar)
09:07
And we have larger feet to stand
away from the kitchen sink.
away from the kitchen sink.
122
535521
4563
Ve mutfak lavabosundan uzak durabilmek
için daha büyük ayaklarımız vardır.
için daha büyük ayaklarımız vardır.
09:12
(Laughter)
123
540084
1653
(Kahkahalar)
09:13
Let me share with you
two secrets of success:
two secrets of success:
124
541737
3825
Size başarının
iki sırrını vereyim:
iki sırrını vereyim:
09:17
Surround yourself with first-class people
and people that you like;
and people that you like;
125
545562
6219
Kendinizi birinci sınıf ve
sevdiğiniz insanlarla çevirin
sevdiğiniz insanlarla çevirin
09:23
and choose your partner
very, very carefully.
very, very carefully.
126
551781
6284
ve partnerinizi
çok ama çok dikkatli seçin.
çok ama çok dikkatli seçin.
09:30
Because the other day when I said,
"My husband's an angel,"
"My husband's an angel,"
127
558065
3213
Çünkü geçenlerde, 'Kocam bir melek'
dediğimde,
dediğimde,
09:33
a woman complained --
"You're lucky," she said,
"You're lucky," she said,
128
561278
2486
kadının biri sızlandı --
"Sen şanslısın", dedi,
"Sen şanslısın", dedi,
09:35
"mine's still alive."
129
563764
2026
"benimki hâlâ hayatta."
09:37
(Laughter)
130
565790
3017
(Kahkahalar)
09:45
If success were easy,
we'd all be millionaires.
we'd all be millionaires.
131
573117
5057
Başarı kolay bir şey olsa,
hepimiz birer milyoner olurduk.
hepimiz birer milyoner olurduk.
09:51
But in my case, it came in the midst
of family trauma and indeed, crisis.
of family trauma and indeed, crisis.
132
579054
6994
Ama benim hikayemde, tam aile travması
ve krizinin ortasında geldi.
ve krizinin ortasında geldi.
10:01
Our late son, Giles, was an only child,
a beautiful, contented baby.
a beautiful, contented baby.
133
589258
8274
Müteveffa oğlumuz, Giles,
tek çocuktu, güzel, mutlu bir bebekti.
tek çocuktu, güzel, mutlu bir bebekti.
10:09
And then, at two and a half,
134
597532
3933
Ama sonra, iki buçuk yaşındayken,
10:13
like a changeling in a fairy story,
135
601465
3273
sanki periler başka bir
çocukla değiştirmişçesine,
çocukla değiştirmişçesine,
10:16
he lost the little speech that he had
136
604738
3432
sahip olduğu az buçuk
konuşma yeteneğini kaybetti
konuşma yeteneğini kaybetti
10:20
and turned into a wild,
unmanageable toddler.
unmanageable toddler.
137
608170
5272
ve vahşi, baş edilemez
bir çocuğa dönüştü.
bir çocuğa dönüştü.
10:25
Not the terrible twos;
138
613442
2082
Korkunç ikili:
10:27
he was profoundly autistic
and he never spoke again.
and he never spoke again.
139
615524
5933
ciddi derece otistikti ve
bir daha konuşmadı.
bir daha konuşmadı.
10:36
Giles was the first resident in the first
house of the first charity that I set up
house of the first charity that I set up
140
624387
5347
Giles, otizm için hizmet sağlamak
amacıyla kurduğum ilk hayır kurumunun,
amacıyla kurduğum ilk hayır kurumunun,
10:41
to pioneer services for autism.
141
629734
3570
ilk evinin, ilk sakiniydi.
10:45
And then there's been
a groundbreaking Prior's Court school
a groundbreaking Prior's Court school
142
633304
3000
Sonra, otistik öğrenciler için,
çığır açan
çığır açan
10:48
for pupils with autism
143
636304
2420
Prior's Court okulu geldi
10:50
and a medical research charity,
again, all for autism.
again, all for autism.
144
638724
4120
ve yine tamamen otizm için bir tıbbi
araştırma hayratı.
araştırma hayratı.
10:54
Because whenever I found a gap
in services, I tried to help.
in services, I tried to help.
145
642844
4979
Çünkü hizmetlerin neresinde bir boşluk
görsem, yardım etmeye çalıştım.
görsem, yardım etmeye çalıştım.
11:01
I like doing new things
and making new things happen.
and making new things happen.
146
649313
5270
Yeni şeyler yapmayı da yeni şeylerin
olmasını sağlamayı da severim.
olmasını sağlamayı da severim.
11:06
And I've just started a three-year
think tank for autism.
think tank for autism.
147
654583
6576
Daha yeni, otizm için üç yıllık
bir beyin takımı kurdum.
bir beyin takımı kurdum.
11:13
And so that some of my wealth does go back
to the industry from which it stems,
to the industry from which it stems,
148
661159
5275
Ve böylece, servetimin bir kısmı,
geldiği endüstriye geri dönüyor,
geldiği endüstriye geri dönüyor,
ayrıca Oxford İnternet Enstitüsü'nü ve
diğer bilgi teknolojisi
diğer bilgi teknolojisi
11:18
I've also founded
the Oxford Internet Institute
the Oxford Internet Institute
149
666434
3583
11:22
and other IT ventures.
150
670017
2493
girişimlerini kurdum.
11:24
The Oxford Internet Institute
focuses not on the technology,
focuses not on the technology,
151
672510
4285
Oxford İnternet Enstitüsü, internetin,
teknoloji yönüne değil,
teknoloji yönüne değil,
11:28
but on the social, economic, legal
and ethical issues of the Internet.
and ethical issues of the Internet.
152
676795
4812
sosyal, ekonomik, hukuki ve
etik sorunlarına odaklanıyor.
etik sorunlarına odaklanıyor.
11:35
Giles died unexpectedly 17 years ago now.
153
683887
7022
Giles, beklenmedik şekilde,
17 yıl önce öldü.
17 yıl önce öldü.
11:42
And I have learned to live without him,
154
690909
3780
Ve ben onsuz yaşamayı öğrendim,
11:46
and I have learned to live
without his need of me.
without his need of me.
155
694689
4780
bana olan ihtiyacı olmadan
yaşamayı öğrendim.
yaşamayı öğrendim.
11:51
Philanthropy is all that I do now.
156
699469
3360
Şimdi bütün yaptığım hayırseverlik.
11:54
I need never worry about getting lost
157
702829
2359
Kaybolmaktan korkmama hiç gerek yok
11:57
because several charities
would quickly come and find me.
would quickly come and find me.
158
705188
3509
çünkü çeşitli hayır kurumları
hemen gelip ben bulur.
hemen gelip ben bulur.
(Kahkahalar)
12:00
(Laughter)
159
708697
3970
12:12
It's one thing to have an idea
for an enterprise,
for an enterprise,
160
720807
4078
Bir girişim fikrine sahip olmak
bir şeydir ama
bir şeydir ama
12:16
but as many people in this room will know,
161
724885
2227
bu odadaki çoğu kişinin bildiği gibi,
12:19
making it happen is a very difficult thing
162
727112
2913
onu gerçekleştirmek çok zor bir şeydir
12:22
and it demands extraordinary energy,
self-belief and determination,
self-belief and determination,
163
730025
8092
ve inanılmaz enerji,
kendine inanç, azim,
kendine inanç, azim,
12:30
the courage to risk family and home,
164
738117
4205
aile ve ev yaşamını riske
atabilme cesareti
atabilme cesareti
ve takıntıya varan, 7/24
adanmışlık gerektirir.
adanmışlık gerektirir.
12:34
and a 24/7 commitment
that borders on the obsessive.
that borders on the obsessive.
165
742322
5169
12:39
So it's just as well
that I'm a workaholic.
that I'm a workaholic.
166
747491
3984
Ben de bir işkoliğim.
Düzgün, alçak gönüllülükle yapıldığında,
çalışmanın güzelliğine inanırım.
çalışmanın güzelliğine inanırım.
12:43
I believe in the beauty of work when we
do it properly and in humility.
do it properly and in humility.
167
751475
5231
12:50
Work is not just something I do
when I'd rather be doing something else.
when I'd rather be doing something else.
168
758153
5369
Benim için iş, yerine başka bir şey de
yapıyor olabileceğim bir şey değil.
yapıyor olabileceğim bir şey değil.
12:57
We live our lives forward.
169
765612
2144
Hayatı ileriye dönük yaşıyoruz.
12:59
So what has all that taught me?
170
767756
3234
Peki tüm bunlar bana ne öğretti?
13:04
I learned that tomorrow's
never going to be like today,
never going to be like today,
171
772210
3636
Yarının asla bugün gibi
olmayacağını ve
olmayacağını ve
13:07
and certainly nothing like yesterday.
172
775846
3053
düne hiç benzemeyeceğini öğrendim.
13:10
And that made me able to cope with change,
173
778899
3407
Ve bu beni, değişimle baş edebilir, hatta
13:14
indeed, eventually to welcome change,
174
782306
4328
değişimi kucaklayabilir biri yaptı.
13:18
though I'm told I'm still very difficult.
175
786634
5032
Gerçi hâlâ çok inatçı olduğum
da söyleniyor.
da söyleniyor.
13:23
Thank you very much.
176
791666
2135
Çok teşekkür ederim.
13:25
(Applause)
177
793801
7280
(Alkışlar)
ABOUT THE SPEAKER
Dame Stephanie Shirley - Entrepreneur and philanthropistIn 1962, Dame Stephanie "Steve" Shirley founded Freelance Programmers, a software firm with innovative work practices -- and (mainly) women employees.
Why you should listen
In the austerity of post-World War II England, jobs were few, and opportunities for women to earn a wage were even fewer. So, on her dining room table, Stephanie Shirley founded the kind of company she'd like to work for -- one that posed challenging, rewarding tasks, built around flexible work rules that made it possible to have a real life. Her software company, Freelance Programmers made her one of the richest women in England (and one of the few to have earned her own money). Initially employing only women -- Shirley often bid for contracts as "Steve" to compete in the male-dominated industry -- the company was eventually valued at $3 billion, while 70 of the staff became millionaires when it floated on the stock market.
But money wasn't Shirley's object. "A lot of people go into business to make money," she told the Guardian. "I really didn't; I went in with a mission for women. Conversely, I was determined never, ever to be poor again." Freelance Programmers became the FI Group became Xansa; it was acquired by Steria in 2007.
Shirley retired in 1993, but she hasn't stopped pushing for progress in the fields she loves. For instance, she works tirelessly to push forward research into autism spectrum disorders, as well as to study and improve the IT industry and the role of the internet in society. She told the Guardian, "I do get committed, and I don't just give my money; I try to give of myself."
Dame Stephanie Shirley | Speaker | TED.com