David Miliband: The refugee crisis is a test of our character
David Miliband: Mülteci krizi bizim için bir karakter testi
As president of the International Rescue Committee, David Miliband enlists his expert statesmanship in the fight against the greatest global refugee crisis since World War II. Full bio
Double-click the English transcript below to play the video.
about the global refugee crisis
hakkında konuşacağım
olduğunu
ön saflardaki mülteciler kadar
as much about us and who we are
on the front line.
da bir dava olduğunu anlatacağım.
just a professional obligation,
sadece mültecilere destek olan bir STÖ
and displaced people around the world.
yükümlülük değil.
Londra'da
mültecilerdiler.
kaçmışlardı.
varışları.
the wheel has come full circle.
tarih yine tekerrür ediyor.
yakılışını,
that 70 years ago said never again
savaş mağdurlarının
for the victims of war.
çare olan ülkelerde gözlemliyoruz.
24 insan daha
from their homes
veya zulüm yüzünden
kullanıldığı için,
yüzünden,
in northeast Nigeria by Boko Haram.
okullardan Boko Haram tarafından
moving to another country
daha iyi bir hayat kurmak
kaçıyorlar.
mültecinin bugün
can't come to speak to you here today.
büyük bir trajedidir.
biliyorsunuzdur.
Akdeniz'de ölen
in the Mediterranean in 2015.
trying to get to Europe.
3.700 diğer mülteciyle birlikte öldü.
for millions of others.
için henüz geç değil.
for people like Frederick.
geç değil.
refugee camp in Tanzania.
mülteci kampında tanıştım.
öğrenmek istiyordu.
where could he complete his studies.
He wanted a 12th year.
12. sınıfı okumak istiyordu.
that my days do not end here
yaşayan
outside Damascus.
herself in Lebanon.
bir mülteci olarak yaşamakta.
Rescue Committee to help other refugees,
Committee'de diğer mültecilere
nerede ve nasıl olacağı
nasıl hayatta kalıyorlar,
and what our responsibilities are.
ve bizlere düşen sorumluluklar nedir.
in the 21st century
sorumluluğumuzla ilgilidir.
than ever before,
bağlantılı,
takmış durumda oluşumuz.
by violence and persecution last year.
gördükleri için ayrıldı.
largest country in the world.
ülkesi olurdu.
stay within their own home country,
kendi ülkelerinde kalıyorlar,
into a neighboring state.
sınırını geçtikleri anlamına geliyor.
countries, like Lebanon,
Lübnan gibi ülkelerde,
in four people is a refugee,
biri mültecidir,
kadar.
kalıyorlar.
largest refugee camp, in eastern Kenya.
kampına, doğu Kenya'daki
for Somalis fleeing the civil war.
''geçici bir kamp'' olarak kurulmuştu.
sordum:
go home to Somalia?"
dönebilecek misin?''
kamptaki 330.000 insandan
in that camp were born there,
sorduğumda,
support their own people,
destekleyemiyor
teolojik, yönetim farklılıkları
engagement with the outside world
farklılıklar var.
generational challenges.
kuşaksal sorunlar.
is a trend and not a blip.
bir eğri olduğunu,
big, large, long-term, complex problems,
sorunlarınız olduğunda,
olmadığını düşünüyorlar.
and the global population
''küresel duyarsızlıkla''
"the globalization of indifference."
have turned to stone.
anlamına geliyor.
even at a TED conference?
hele TED gibi bir yerde uygun olur mu?
to make a difference,
yapmak istiyor,
there are any solutions to this crisis.
olmadığını bilmiyorlar.
the solutions are real, too.
o kadar gerçek olduğudur.
in the countries where they're living,
girmeliler
need massive economic support.
bu ekonomik desteğe ihtiyacı var.
bir araştırma yapıldı:
in the capital city Kampala
mültecilerin yüzde 80i
because they were working.
ihtiyaç duymuyordu.
desteklenmişlerdi.
is a lifeline, not a luxury,
çocukların hayatında
the proper social, emotional support
ve duygusal destek verildiğinde
canlanıyorlar.
of primary school age
nüfusunun yarısı
eğitim alamıyor
get no education at all.
fakat eğitim alamıyor.
in cities, not in camps.
yaşıyor, kamplarda değil.
if we were a refugee in a city?
mülteci olsak ne isterdik?
to pay rent or buy clothes.
kiramızı ödemek veya elbise almak için.
of the humanitarian system,
geleceğidir
you boost the power of refugees
ve mültecilerin gücünü arttırın
faydanız dokunur.
but needs to be talked about.
konuşulması gerekiyor.
need to be given a new start
yeni bir başlangıç hakkı sunulmalı
verilmeli,
hundreds of thousands, not millions,
yüz binlerden bahsediyoruz,
ama sembolizmi kocaman.
to be banning refugees,
ettiği gibi
zamanı değil.
who are victims of terror.
kucak açma zamanı.
"Are they properly vetted?"
soranlar olunca,
and good question to ask.
olduğunu hatırlayın.
ülkelerimize gelen diğer
arriving for resettlement
arriving in our countries.
daha düzgün seçiliyorlar.
to ask the question,
makul bir soru olsa da,
is another word for terrorist.
söz değildir.
paraları olmadığında,
they can't get a legal route to hope?
yolculuklara çıkarlar.
Greek island, two years ago.
mülteci bu adaya uğradı.
went across the island.
araba sürerken
göstermek istiyorum:
to the north of the island:
of those who had made it to shore.
can yeleklerinden bir yığın.
life jackets for children,
but I want to read it for you.
yerinize okuyayım:
protect against drowning."
korumaz.''
ulaşmaları için
hem de bu ceketlerin
will not save their lives
düşmeleri halinde
that is taking them there.
have faced down the ages.
karşılaştığı bir sınav.
kim olduğumuzun
sınavı.
not just our policies.
sadece politikalarımızın değil.
parts of the world.
geliyorlar.
we should be helping refugees,
yardım etmememiz için değil,
because of what it says about us.
için yardım etmeliyiz.
of the foundations of civilization.
iki temelidir.
we have no excuse.
hiçbir mazaretimiz yok.
what's happening in Juba, South Sudan,
neler olduğunu
we have no moral compass at all.
olmadıdığını gösteririz.
whether we know our own history.
bilmediğimizi de gösterir.
have rights around the world
olmasının nedeni
Western leadership
devlet adamları ve kadınlarının
after the Second World War
gösterdiği olağanüstü liderlik
and we trash our own history.
ve kendi tarihimizi çöpe atmış oluruz.
about the power of democracy
diktatörlüklerden
söylerken duydunuz:
not the example of our power."
gücümüzün örnek oluşuna değil.''
is more important than the bombs we drop.
attığımız bombalardan daha önemli.
of hope and a place of haven.
olarak görüyorlar.
vazgeçiyoruz.
it reveals about us:
for our own mistakes.
mütevazi olup olmadığımız.
in the world are caused by the West.
insanlardan değilim.
we should recognize it.
kabul etmeliyiz.
that the country which has taken
daha çok Vietnamlı
the United States,
than any other country.
in Iraq and Afghanistan.
Irak ve Afganistan var.
for foreign policy errors
insani yardımla,
you have a duty to try to help repair it,
düzeltmekle mükellefsiniz
bizim sorumluluğumuz.
konuşmamın başında size,
at the beginning of the talk,
olduğunu, çözülemez olmadığını
that the refugee crisis
to think in a new way,
düşünmenizi istiyorum,
istiyorum.
önyargılara saldırın
or workmates repeat them.
for refugees around the world.
çalışan vakıflara bağışlayın.
pratiğe dökecek siyasetçilere
the solutions that I've talked about.
gösterebiliriz.
were living in Brussels
Belçika'da Alman
to go to Brussels Railway Station.
gitmelerini söyleyen bir celp almışlardı.
something was amiss.
doğru olmadığını hissetti.
if we don't do what we're told,
Bize denileni yapmazsak
to Brussels Railway Station.
in the decade before,
at the house of the local farmer,
were living in that village.
yaşadığını öğrendim.
Monsieur Maurice?"
tanıştırabilir misin?''
He's still alive. Let's go and see him."
Haydi onu görmeye gidelim.''
natural and innate in us, too.
bizim özümüzden geliyor olması gerektiği.
to help make it so.
sorumluluğu var.
of us and our values
kurtuluşuna dair olduğu kadar
of refugees and their lives.
kurtuluşu demektir.
David Miliband: Teşekkür ederim.
David Miliband: Thank you.
responsibility is very strong as well,
çok güçlü
by one thought, and it's this:
endişelendiriyor. O da şu:
"extraordinary Western leadership"
Batı liderliği'nden'' bahsettin,
about human rights,
görüşmeleri
götüren liderlik.
happened after a big trauma
büyük bir travma sonrası
a consensual political space,
bağlı bir politik ortamda oluştu,
in a divisive political space.
ortamdayız.
one of the divisive issues.
bu bölücü konulardan biri.
nereden gelecek?
and a different tempo
farklı bir temposu
the leadership has got to come from below,
liderliğin aşağıdan gelmesi derektiğidir,
of the conference this week
süregelen bir tema
the democratization of power.
hakkındaydı.
our own democracies,
our own democracies.
aktifleştirmeliyiz.
are making more noise
seslerini çıkarıyor
is that we will sponsor and encourage
kendimizi mobilize ettiğimiz
motive etmiş
olacağız.
in a position of looking for leadership,
mobilize ederek
for a different kind of settlement.
yaratacak şartları yaratmalısınız.
Thanks for coming to TED.
TED'e geldiğin için teşekkürler.
ABOUT THE SPEAKER
David Miliband - Refugee advocateAs president of the International Rescue Committee, David Miliband enlists his expert statesmanship in the fight against the greatest global refugee crisis since World War II.
Why you should listen
As the son of refugees, David Miliband has first-hand experience with those fleeing conflict and disaster. In 2013, he abandoned a long political career to take the helm of the International Rescue Committee, an NGO committed to emergency and long-term assistance to refugees (and founded at the call of Albert Einstein in 1933).
As a former UK Secretary of State for Foreign Affairs, Miliband is no stranger to cross-border politics. He is a leading voice against recent anti-refugee and immigration measures in the US, where the IRC currently runs resettlement programs in 29 cities.
David Miliband | Speaker | TED.com