TEDxPuget Sound
Simon Sinek: How great leaders inspire action
Simon Sinek: Mükemmel liderler bir harekete nasıl ilham verirler
Filmed:
Readability: 3.5
48,856,581 views
Simon Sinek'in altın çember ve sorusu "Niçin" ile başlayan basit fakat güçlü bir ilham verici liderlik modeli var. Onun verdiği örnekler 'Apple', 'Martin Luther King', ve 'Wright' Kardeşleri kapsamakta -- ve karşıt olarak da zor günler geçiriyor gibi gözüken Tivo. (yakın geçmişte kazandığı mahkeme ile borsa değerlerini üçe katladı.)
Simon Sinek - Leadership expert
Simon Sinek explores how leaders can inspire cooperation, trust and change. He's the author of the classic "Start With Why"; his latest book is "Leaders Eat Last." Full bio
Simon Sinek explores how leaders can inspire cooperation, trust and change. He's the author of the classic "Start With Why"; his latest book is "Leaders Eat Last." Full bio
Double-click the English transcript below to play the video.
00:16
How do you explain when
0
1000
2000
Eğer işler düşündüğümüz gibi gitmezse,
00:18
things don't go as we assume?
1
3000
2000
bunu sizler nasıl açıklarsınız?
00:20
Or better, how do you explain
2
5000
3000
Veya daha iyisi, diğerlerinin her şeye baş kaldırarak...
00:23
when others are able to achieve things
3
8000
2000
...başardığı şeyleri...
00:25
that seem to defy all of the assumptions?
4
10000
2000
...nasıl açıklarsınız?
00:27
For example:
5
12000
2000
Örneğin:
00:29
Why is Apple so innovative?
6
14000
2000
Neden 'Apple' çok yenilikçi?
00:31
Year after year, after year, after year,
7
16000
2000
Seneler seneleri kovalarken, seneler geçtikçe
00:33
they're more innovative than all their competition.
8
18000
3000
kendi rekabetlerinden daha çok yenilikçiler.
00:36
And yet, they're just a computer company.
9
21000
2000
Ve yine de, onlar sadece bir bilgisayar firması.
00:38
They're just like everyone else.
10
23000
2000
Onlar sadece herkes gibiler.
00:40
They have the same access to the same talent,
11
25000
2000
Onlar aynı yeteneklere aynı şekilde ulaşım şansına,
00:42
the same agencies, the same consultants, the same media.
12
27000
3000
aynı ajanslara, aynı danışmanlara, aynı medyaya sahipler.
00:45
Then why is it that they
13
30000
2000
O halde onlarda niçin...
00:47
seem to have something different?
14
32000
3000
...bir şeyler faklı gibi gözüküyor?
00:50
Why is it that Martin Luther King
15
35000
2000
Niçin 'Martin Luther King' ...
00:52
led the Civil Rights Movement?
16
37000
2000
Vatandaş Hakları Akımnı ilerletti?
00:54
He wasn't the only man
17
39000
2000
O Amerika'da önceki vatandaş haklarından...
00:56
who suffered in a pre-civil rights America,
18
41000
2000
...acı çeken tek insan değildi.
00:58
and he certainly wasn't the only great orator of the day.
19
43000
2000
Ve kesinlikle o dönemin mükemmel nutkunu atan
01:00
Why him?
20
45000
2000
sadece o değildi. Niçin o?
01:02
And why is it that the Wright brothers
21
47000
3000
Ve niçin ki 'Wright' kardeşlerin güç kontrollü,
01:05
were able to figure out controlled, powered man flight
22
50000
3000
insanlı uçuşu becerebildiler de
01:08
when there were certainly other teams who were
23
53000
2000
aynı zaman içerisinde, kesinlikle daha yetenekli,
01:10
better qualified, better funded ...
24
55000
3000
daha iyi finanse edilmiş diğer takımlar
01:13
and they didn't achieve powered man flight,
25
58000
3000
bu uçuşu beceremediler
01:16
and the Wright brothers beat them to it.
26
61000
2000
ve 'Wright' kardeşler onları alt etti.
01:18
There's something else at play here.
27
63000
3000
Burada başka bir şeyin rol oynadığını görüyoruz.
01:21
About three and a half years ago
28
66000
2000
Ortalama üç buçuk sene içerisinde...
01:23
I made a discovery.
29
68000
2000
... bir keşifte bulundum,
01:25
And this discovery profoundly changed
30
70000
3000
ve bu keşif benim dünyanın nasıl işlediği
01:28
my view on how I thought the world worked,
31
73000
3000
görüşümü kökünden değiştirdi.
01:31
and it even profoundly changed the way in which
32
76000
2000
Ve hatta benim onun içinde idare edişimi de
01:33
I operate in it.
33
78000
2000
kökünden değiştirdi.
01:37
As it turns out, there's a pattern.
34
82000
3000
ortaya çıkan -- burada bir yol var --...
01:40
As it turns out, all the great and inspiring leaders
35
85000
2000
...ortaya çıkan, tüm dünyadaki mükemmel ve
01:42
and organizations in the world --
36
87000
2000
ilham verici liderler ve kuruluşlar,
01:44
whether it's Apple or Martin Luther King or the Wright brothers --
37
89000
3000
ister 'Apple', veya ' Martin Luther King' veya 'Wright' kardeşler olsun,
01:47
they all think, act and communicate
38
92000
2000
hepsi aynı şekilde düşünür,
01:49
the exact same way.
39
94000
2000
haraket eder ve haberleşirler.
01:51
And it's the complete opposite
40
96000
2000
Ve bu diğer tüm kişilerde
01:53
to everyone else.
41
98000
2000
tamamen tersidir.
01:55
All I did was codify it,
42
100000
2000
tüm yaptığım olayı kodlamaktı.
01:57
and it's probably the world's
43
102000
2000
Ve muhtemelen dünyanın
01:59
simplest idea.
44
104000
2000
en basit fikridir.
02:01
I call it the golden circle.
45
106000
2000
Ben buna altın çember diyorum.
02:11
Why? How? What?
46
116000
3000
Niçin? Nasıl? Neden?
02:14
This little idea explains
47
119000
2000
Bu fikir neden bazı kuruluşlar
02:16
why some organizations and some leaders
48
121000
2000
ve bazı liderler ilham verebilirken
02:18
are able to inspire where others aren't.
49
123000
2000
diğer insanların veremediğini açıklıyor.
02:20
Let me define the terms really quickly.
50
125000
2000
Çabucak terimleri sizlere açıklamama müsade edin.
02:22
Every single person, every single organization on the planet
51
127000
3000
Gezegen üzerinde her kişi, her tek kuruluş...
02:25
knows what they do,
52
130000
2000
...ne yaptıklarını biliyorlar,
02:27
100 percent.
53
132000
2000
yüzde 100.
02:29
Some know how they do it,
54
134000
2000
Bazıları nasıl yapıldığını biliyorlar, ister onu
02:31
whether you call it your differentiated value proposition
55
136000
2000
değeri farklılaşmış teklif olarak veya kişiye özel
02:33
or your proprietary process or your USP.
56
138000
3000
bir işlem veya sizin USP'niz olarak adlandırın.
02:36
But very, very few people or organizations
57
141000
3000
Fakat çok, çok az insan veya kuruluş...
02:39
know why they do what they do.
58
144000
2000
...neyi niçin yaptıklarını biliyor.
02:41
And by "why" I don't mean "to make a profit."
59
146000
2000
Ve "niçin" ile demek istediğim "kâr yapmak değil."
02:43
That's a result. It's always a result.
60
148000
2000
Bu bir sonuçtur. Bu her zaman bir sonuçtur.
02:45
By "why," I mean: What's your purpose?
61
150000
2000
"Niçin" ile benim demek istediğim: senin amacın nedir?
02:47
What's your cause? What's your belief?
62
152000
2000
Senin sebebin nedir? Senin inâncın nedir?
02:50
Why does your organization exist?
63
155000
3000
Neden senin kuruluşun mevcut olmakta?
02:53
Why do you get out of bed in the morning?
64
158000
2000
Niçin sabahları yatağından kalkarsın?
02:55
And why should anyone care?
65
160000
3000
Ve neden kimsenin umrunda olsun ki?
02:58
Well, as a result, the way we think, the way we act,
66
163000
2000
Sonuç olarak, bizim düşünce, hareket yöntemimiz,
03:00
the way we communicate is from the outside in.
67
165000
2000
haberleşme yötemimiz her zaman içeriden dışarıya doğru.
03:02
It's obvious. We go from the clearest thing to the fuzziest thing.
68
167000
3000
Aşikârdır ki, biz en şeffaflıktan en karmaşıklığa doğru gidiyoruz.
03:05
But the inspired leaders
69
170000
2000
Fakat ilham verici liderler...
03:07
and the inspired organizations --
70
172000
2000
...ve ilham verici kuruluşlar,
03:09
regardless of their size, regardless of their industry --
71
174000
3000
boyutları ne olursa olsun, hangi endüstride olurlarsa olsunlar,
03:12
all think, act and communicate
72
177000
2000
hepsi içeriden dışarıya düşünür,
03:14
from the inside out.
73
179000
2000
hareket eder ve haberleşirler.
03:17
Let me give you an example.
74
182000
2000
Sizlere bir örnek vermeme izin verin.
03:19
I use Apple because they're easy to understand and everybody gets it.
75
184000
3000
Ben 'Apple'ı ' örnek olarak kullandım, çünkü onları anlamak kolay.
03:22
If Apple were like everyone else,
76
187000
3000
Eğer 'Apple' herkes gibi olsaydı,
03:25
a marketing message from them might sound like this:
77
190000
3000
onların pazarlama mesajı şöyle olurdu.
03:28
"We make great computers.
78
193000
3000
"Biz mükemmel bilgisayar yaparız.
03:31
They're beautifully designed, simple to use
79
196000
2000
Onlar güzel olarak tasarlanmış, kullanışı basit...
03:33
and user friendly.
80
198000
2000
... kullanıcı dostu.
03:35
Want to buy one?" "Meh."
81
200000
3000
Bir tane satın almak ister misin?" Neh.
03:38
And that's how most of us communicate.
82
203000
2000
Ve bu, genellikle bizim haberleşme tarzımız.
03:40
That's how most marketing is done, that's how most sales is done
83
205000
2000
Bu çoğu pazarlamanın, satışın nasıl yapıldığıdır.
03:42
and that's how most of us communicate interpersonally.
84
207000
2000
Ve bu bir çoğumuzun kişiler arası haberleşme şeklimiz.
03:44
We say what we do, we say how we're different or how we're better
85
209000
3000
Ne yaptığımızı, nasıl farklı ve daha iyi yaptığımızı söyleriz
03:47
and we expect some sort of a behavior,
86
212000
2000
ve biz çeşitli davranışlar bekleriz,
03:49
a purchase, a vote, something like that.
87
214000
2000
bir satın alış, bir oy ve bunun gibi şeyler.
03:51
Here's our new law firm:
88
216000
2000
İşte bizim yeni hukuk firmamız.
03:53
We have the best lawyers with the biggest clients,
89
218000
2000
Biz en büyük müvekkillerle, en iyi avukatlara sahibiz.
03:55
we always perform for our clients who do business with us.
90
220000
2000
Her zaman bizimle iş yapan müşterilerimiz için çalışırız.
03:57
Here's our new car:
91
222000
2000
İşte bizim yeni otomobilimiz.
03:59
It gets great gas mileage, it has leather seats, buy our car.
92
224000
3000
Mükemmel benzin tüketimi. Deri koltukları var. Bizim otomobili satın alınız.
04:02
But it's uninspiring.
93
227000
2000
Fakat bu ilham verici değil.
04:04
Here's how Apple actually communicates.
94
229000
3000
İşte bu da 'Apple'ın' gerçekte iletişim şekli.
04:08
"Everything we do,
95
233000
2000
"Bizim tüm yaptıklarımız,
04:10
we believe in challenging the status quo.
96
235000
3000
bizim inanışımız süre gelen olgulara meydan okumaktır.
04:13
We believe in thinking differently.
97
238000
3000
Biz farklı düşünmeye inanırız.
04:16
The way we challenge the status quo
98
241000
2000
Bizim süre gelen olgulara meydan okumamız...
04:18
is by making our products beautifully designed,
99
243000
3000
... ürettiğimiz ürünleri güzel dizaynlı, kullanışı basit
04:21
simple to use and user friendly.
100
246000
2000
ve kullanıcı dostu olarak tasarlamamızdır.
04:23
We just happen to make great computers.
101
248000
3000
Biz sadece mükemmel bigisayar üretiriz.
04:26
Want to buy one?"
102
251000
2000
Bir tane almak ister misin?"
04:28
Totally different right? You're ready to buy a computer from me.
103
253000
3000
Tamamen farkı, değil mi? Benden bir bilgisayar almaya hazırsınız.
04:31
All I did was reverse the order of the information.
104
256000
2000
Tek yaptığım bilgilerin sırasını tersten aktarmak.
04:33
What it proves to us is that people don't buy what you do;
105
258000
3000
Bu bize kanıtlıyor ki, insanlar yaptıklarını satın almıyor;
04:36
people buy why you do it.
106
261000
2000
neden yaptığın için satın alıyor.
04:38
People don't buy what you do; they buy why you do it.
107
263000
2000
İnsanlar yaptıklarını satın almıyor; yapma nedenin için satın alıyorlar.
04:40
This explains why
108
265000
2000
Bu açıklıyor ki neden
04:42
every single person in this room
109
267000
2000
bu odadaki her bir kişi tamamen
04:44
is perfectly comfortable buying a computer from Apple.
110
269000
3000
bir 'Apple' bilgisayar almaya razı.
04:47
But we're also perfectly comfortable
111
272000
2000
Fakat biz aynı zamanda mükemmel bir şekilde huzurlu olarak
04:49
buying an MP3 player from Apple, or a phone from Apple,
112
274000
3000
'Apple'dan bir MP3 çalıcı veya bir telefon alabiliriz,
04:52
or a DVR from Apple.
113
277000
2000
veya 'Apple'dan' bir DVR.
04:54
But, as I said before, Apple's just a computer company.
114
279000
2000
Fakat, daha önce de söylediğim gibi, 'Apple' sadece bir bilgisayar firması.
04:56
There's nothing that distinguishes them
115
281000
2000
Onu diğer rakiplerinden yapısal olarak
04:58
structurally from any of their competitors.
116
283000
2000
ayıran hiç bir farklılık yok.
05:00
Their competitors are all equally qualified to make all of these products.
117
285000
3000
Rakipleri tüm bu ürünlerin aynılarını üretebilecek özelliklere sahipler.
05:03
In fact, they tried.
118
288000
2000
Aslına bakılırsa, onlar denediler.
05:05
A few years ago, Gateway came out with flat screen TVs.
119
290000
3000
Birkaç yıl önce, 'Gateway' düz ekran TV'ler çıkardı.
05:08
They're eminently qualified to make flat screen TVs.
120
293000
2000
Onlar fazlasıyla düz ekran TVler üretecek nitelikteler.
05:10
They've been making flat screen monitors for years.
121
295000
3000
Onlar senelerden beri düz ekran monitörler üretiyorlar.
05:13
Nobody bought one.
122
298000
2000
Hiç kimse bir tane dâhi satın almadı.
05:20
Dell came out with MP3 players and PDAs,
123
305000
3000
Dell MP3 çalarlarla ve PDA'lerle piyasaya geldi.
05:23
and they make great quality products,
124
308000
2000
Ve onlar mükemmel kalitede ürünler üretti.
05:25
and they can make perfectly well-designed products --
125
310000
3000
Ve onlar mükemmelce iyi-tasarlanmış ürünler ürettiler.
05:28
and nobody bought one.
126
313000
2000
Ve kimse bir tane dâhi satın almadı.
05:30
In fact, talking about it now, we can't even imagine
127
315000
2000
Aslına bakılırsa, 'Dell'den' bir MP3 çalıcı satın almaktan
05:32
buying an MP3 player from Dell.
128
317000
2000
hayâl bile edilemeyecek bir şeyden bahsediyoruz.
05:34
Why would you buy an MP3 player from a computer company?
129
319000
2000
Niçin bir bilgisayar firmasından bir MP3 çalar satın almak isteyesin ki?
05:36
But we do it every day.
130
321000
2000
Fakat biz her gün yapıyoruz.
05:38
People don't buy what you do; they buy why you do it.
131
323000
2000
İnsanlar yaptıklarını satın almıyor; yapma nedenin için satın alıyorlar.
05:40
The goal is not to do business
132
325000
2000
Amaç sende olan bir şeye ihtiyacı olan
05:42
with everybody who needs what you have.
133
327000
3000
herkes ile ticaret yapmak değil.
05:46
The goal is to do business with people
134
331000
2000
Amaç senin inandığına inananlarla
05:48
who believe what you believe.
135
333000
3000
ticaret yapmak.
05:51
Here's the best part:
136
336000
2000
İşte burada en iyi kısmı.
05:53
None of what I'm telling you is my opinion.
137
338000
2000
Söylediklerimin hiçbiri benim fikrim değildir.
05:55
It's all grounded in the tenets of biology.
138
340000
3000
Tümü biyolojinin prensiplerine dayanmaktadır.
05:58
Not psychology, biology.
139
343000
2000
Psikoloji değil, biyoloji.
06:00
If you look at a cross-section of the human brain, looking from the top down,
140
345000
3000
Eğer insan oğlunun beyninin çapraz kademesine
06:03
what you see is the human brain is actually broken
141
348000
2000
yukarıdan aşağıya bakarsak, aslında insan beynin
06:05
into three major components
142
350000
2000
üç ana kısma bölündüğünü görüyoruz.
06:07
that correlate perfectly with the golden circle.
143
352000
3000
Bu mükkemel bir şekilde altın çemberle bağlantı içinde.
06:10
Our newest brain, our Homo sapien brain,
144
355000
3000
Bizim en yeni beynimiz, bizim homosapien beynimiz,
06:13
our neocortex,
145
358000
2000
bizim yeni korteksimiz,
06:15
corresponds with the "what" level.
146
360000
2000
"ne" kademesine karşılık gelir.
06:17
The neocortex is responsible for all of our
147
362000
2000
Yeni korteksimiz tüm mantıklı,
06:19
rational and analytical thought
148
364000
2000
analitik düşüncelere ve dilden
06:21
and language.
149
366000
2000
sorumludur.
06:23
The middle two sections make up our limbic brains,
150
368000
3000
Ortadaki iki bölüm bizim çevresel beyinlerimizi oluşturur.
06:26
and our limbic brains are responsible for all of our feelings,
151
371000
3000
Ve bizim çevresel beyinlerimiz
06:29
like trust and loyalty.
152
374000
3000
güven ve sadakat gibi tüm hislerimizden sorumludur.
06:32
It's also responsible for all human behavior,
153
377000
2000
Aynı zamanda tüm insani davranışlardan,
06:34
all decision-making,
154
379000
2000
tüm kararlarımızdan sorumludur,
06:36
and it has no capacity for language.
155
381000
3000
ve dil için hiç kapasitesi yoktur.
06:39
In other words, when we communicate from the outside in,
156
384000
3000
Diğer bir deyişle, içimizden dışarı olarak haberleştiğimiz zaman,
06:42
yes, people can understand vast amounts of complicated information
157
387000
3000
evet, insanlar özellikler ve yararlar ve hakikatlar
06:45
like features and benefits and facts and figures.
158
390000
3000
ve hesaplamalar gibi muazzam miktarda karmaşık bilgileri anlayabilirler.
06:48
It just doesn't drive behavior.
159
393000
2000
O sadece davranışı harekete geçirmiyor.
06:50
When we can communicate from the inside out,
160
395000
2000
İçimizden dışarı olarak haberleştiğimiz zaman,
06:52
we're talking directly to the part of the brain
161
397000
2000
bizler direk olarak beynin davranışı kontrol...
06:54
that controls behavior,
162
399000
2000
...eden kısmından konuşuyoruz,
06:56
and then we allow people to rationalize it
163
401000
2000
ve sonradan biz insanlara somut cisimlerle
06:58
with the tangible things we say and do.
164
403000
2000
söylediklerini ve yaptıklarnı mantığa varmalarına izin veriyoruz.
07:00
This is where gut decisions come from.
165
405000
2000
Bu ise içgüdüsel kararlarının geldiği yer.
07:02
You know, sometimes you can give somebody
166
407000
2000
Bilıyorsunuz ki, bazen birilerine...
07:04
all the facts and figures,
167
409000
2000
...tüm unsurları ve hesaplamaları verirsiniz,
07:06
and they say, "I know what all the facts and details say,
168
411000
2000
ve derler ki, "Tüm unsurların ve detayların ne anlama geldiğini biliyorum,
07:08
but it just doesn't feel right."
169
413000
2000
fakat hiç doğruymuş gibi hissetmiyorum."
07:10
Why would we use that verb, it doesn't "feel" right?
170
415000
3000
Niçin biz şu fiili kullanmaktayız, doğruymuş gibi "hissettirmiyor"?
07:13
Because the part of the brain that controls decision-making
171
418000
2000
Çünkü beynin bu kısmı karar vermeyi
07:15
doesn't control language.
172
420000
2000
kontrol ediyor, dili kontrol etmiyor.
07:17
And the best we can muster up is, "I don't know. It just doesn't feel right."
173
422000
3000
Ve bizim en iyi şekilde ifademiz, "Bilmiyorum, sadece doğru gibi hissettirmiyor."
07:20
Or sometimes you say you're leading with your heart,
174
425000
2000
Veya bazen yüreğinizin sesi ile yönlendiğinizi söylüyorsunuz ,
07:22
or you're leading with your soul.
175
427000
2000
veya ruhunuz ile yönleniyorsunuz.
07:24
Well, I hate to break it to you, those aren't other body parts
176
429000
2000
Sizleri kırmaktan nefret ediyorum ama davranışımızı...
07:26
controlling your behavior.
177
431000
2000
...kontrol eden başka bir beden parçası yok.
07:28
It's all happening here in your limbic brain,
178
433000
2000
Bu olanların tümü sizin çevresel beyninizde,
07:30
the part of the brain that controls decision-making and not language.
179
435000
3000
karar vermeyi kontrol eden beynin parçası, dil değil.
07:33
But if you don't know why you do what you do,
180
438000
3000
Eğer ne yaptığını neden yaptığınız için bilmiyorsanız,
07:36
and people respond to why you do what you do,
181
441000
3000
ve insanlar senin ne yaptığını neden yaptığına karşılık veriyorsa,
07:39
then how will you ever get people
182
444000
3000
ondan sonra insanların nasıl sana
07:42
to vote for you, or buy something from you,
183
447000
2000
oy kullanmasını, veya senden birşey satın almasını,
07:44
or, more importantly, be loyal
184
449000
2000
veya, daha önemlisi, sadık olmasını...
07:46
and want to be a part of what it is that you do.
185
451000
3000
...yaptıklarının bir parçası olmalarını sağlayacaksın.
07:49
Again, the goal is not just to sell to people who need what you have;
186
454000
3000
Yine, buradaki hedef sadece sahip olduklarını insanlara satmak değil;
07:52
the goal is to sell to people who believe what you believe.
187
457000
3000
buradaki hedef inanan insanlara senin inandığını satmaktır.
07:55
The goal is not just to hire people
188
460000
2000
Hedef sadece iş arayan insanları...
07:57
who need a job;
189
462000
2000
işe almak değil;
07:59
it's to hire people who believe what you believe.
190
464000
3000
Senin inandığına inanları işe almaktır.
08:02
I always say that, you know,
191
467000
3000
Bildiğiniz gibi, her zaman söylemek isterim,
08:07
if you hire people just because they can do a job, they'll work for your money,
192
472000
3000
eğer insanları sadece işi yapabildikleri için işe alırsanız, sizin paranız için çalışırlar,
08:10
but if you hire people who believe what you believe,
193
475000
2000
ama eğer sizin inandığınıza inanıyorlarsa,
08:12
they'll work for you with blood and sweat and tears.
194
477000
2000
kan, ter ve göz yaşı içinde sizin için çalışacaklardır.
08:14
And nowhere else is there a better example of this
195
479000
2000
Ve hiç bir yerde bunun 'Wright' kardeşlerden
08:16
than with the Wright brothers.
196
481000
2000
daha iyi bir örneği olamaz.
08:18
Most people don't know about Samuel Pierpont Langley.
197
483000
3000
Çoğu insan 'Samuel Pierpont Langley' hakkında bir şey bilmiyor.
08:21
And back in the early 20th century,
198
486000
3000
Ve yirminci yüzyılın başlarında,
08:24
the pursuit of powered man flight was like the dot com of the day.
199
489000
3000
insan gücü uçuş arayışları bügünün .com'ı gibiyidi.
08:27
Everybody was trying it.
200
492000
2000
Herkes onu deniyordu.
08:29
And Samuel Pierpont Langley had, what we assume,
201
494000
3000
Ve 'Samuel Pierpont Langley' bizim varsayımlarımza,
08:32
to be the recipe for success.
202
497000
3000
başarının tarifine sahipti.
08:35
I mean, even now, you ask people,
203
500000
2000
Yani, şu anda bile, insanlara sorun,
08:37
"Why did your product or why did your company fail?"
204
502000
2000
"Niçin senin ürünün veya firman başarısız oldu?"
08:39
and people always give you the same permutation
205
504000
2000
ve insanlar aynı üç şeyi farklı şekillerde
08:41
of the same three things:
206
506000
2000
sizlere sıralar,
08:43
under-capitalized, the wrong people, bad market conditions.
207
508000
3000
yetersiz sermaye, yanlış insanlar, kötü piyasa koşulları.
08:46
It's always the same three things, so let's explore that.
208
511000
3000
Her zaman aynı üç şey, o zaman onları inceleyelim.
08:49
Samuel Pierpont Langley
209
514000
2000
Samuel Pierpont Langley'e...
08:51
was given 50,000 dollars by the War Department
210
516000
3000
...Savaş Bakanlığınca uçan makineleri...
08:54
to figure out this flying machine.
211
519000
2000
...anlaması için 50,000 dolar verildi.
08:56
Money was no problem.
212
521000
2000
Para hiç mesele değildi.
08:58
He held a seat at Harvard
213
523000
2000
Hardvard'ta bir makam sahibiydi...
09:00
and worked at the Smithsonian and was extremely well-connected;
214
525000
3000
... ve Smithsonian'da çalıştı ve çok iyi bağlantıları vardı.
09:03
he knew all the big minds of the day.
215
528000
2000
Tüm büyük akla sahip kişileri tanıyordu.
09:05
He hired the best minds
216
530000
2000
Paranın bulabileceği...
09:07
money could find
217
532000
2000
...en iyi beyinleri işe aldı.
09:09
and the market conditions were fantastic.
218
534000
2000
Ve piyasa koşulları mükemmeldi.
09:11
The New York Times followed him around everywhere,
219
536000
3000
The New York Times onu her yerde takip ediyordu.
09:14
and everyone was rooting for Langley.
220
539000
2000
Ve herkes Langley'in tarafını tutuyordu.
09:16
Then how come we've never heard of Samuel Pierpont Langley?
221
541000
3000
O halde nasıl olurda Samuel Pierpont Langley hakkında hiçbir şey duymadınız?
09:19
A few hundred miles away in Dayton Ohio,
222
544000
3000
Dayton Ohio'dan birkaç yüz mil uzaklıkta,
09:22
Orville and Wilbur Wright,
223
547000
2000
Orville ve Wilbur Wright,
09:24
they had none of what we consider
224
549000
2000
Bizim başarının tarifi için
09:26
to be the recipe for success.
225
551000
2000
değerlendirdiklerimizden hiç birine sahip değillerdi.
09:28
They had no money;
226
553000
2000
Paraları yoktu.
09:30
they paid for their dream with the proceeds from their bicycle shop;
227
555000
3000
Bisiklet dükkânından gelen hasılatıyla hayâllerini ödediler.
09:33
not a single person on the Wright brothers' team
228
558000
2000
'Wright' kardeşlerinin takımında bir tek kişinin...
09:35
had a college education,
229
560000
2000
...bile kolej eğitimi yok idi,
09:37
not even Orville or Wilbur;
230
562000
2000
Orville'nin veya Wilbur'ün bile.
09:39
and The New York Times followed them around nowhere.
231
564000
3000
Ve The New York Times onları hiçbir yerde takip etmedi.
09:42
The difference was,
232
567000
2000
Farklılıkları,
09:44
Orville and Wilbur were driven by a cause,
233
569000
2000
Orville ve Wilbur'ün sebebleri tarafından sürüklenmeleriydi,
09:46
by a purpose, by a belief.
234
571000
2000
bir amaçla, bir inanışla.
09:48
They believed that if they
235
573000
2000
İnandılar ki, eğer bu
09:50
could figure out this flying machine,
236
575000
2000
uçan makineyi çözebilirlerse,
09:52
it'll change the course of the world.
237
577000
3000
dünyanın gidişini değiştireceklerdi.
09:55
Samuel Pierpont Langley was different.
238
580000
2000
Samuel Pierpont Langley farklıydı.
09:57
He wanted to be rich, and he wanted to be famous.
239
582000
3000
O zengin ve meşhur olmak istiyordu.
10:00
He was in pursuit of the result.
240
585000
2000
O sonucu elde etmeye çalışıyordu.
10:02
He was in pursuit of the riches.
241
587000
2000
O zenginliği yakalamaya çalışıyordu.
10:04
And lo and behold, look what happened.
242
589000
3000
Ve işte bakın ne oldu,
10:07
The people who believed in the Wright brothers' dream
243
592000
2000
'Wright' kardeşlerin hayâllerine inanan insanlar,
10:09
worked with them with blood and sweat and tears.
244
594000
3000
onlarla kan, ter ve göz yaşları içinde çalıştılar.
10:12
The others just worked for the paycheck.
245
597000
2000
Diğerleri sadece maaş bandrosu ile çalıştılar.
10:14
And they tell stories of how every time the Wright brothers went out,
246
599000
3000
'Wright' kardeşlerin her zaman nasıl dışarı çıktıklarının hikâyesi anlatılır,
10:17
they would have to take five sets of parts,
247
602000
2000
beş set parçalarını almaları gerekiyordu,
10:19
because that's how many times they would crash
248
604000
2000
çünkü o miktar, akşam yemeğine oturmadan önce
10:21
before they came in for supper.
249
606000
2000
ne kadar kaza yaptıklarının miktarı.
10:24
And, eventually, on December 17th, 1903,
250
609000
3000
Ve, nihâyetinde, 17 Aralık 1903'te,
10:27
the Wright brothers took flight,
251
612000
3000
'Wright' kardeşler uçtular,
10:30
and no one was there to even experience it.
252
615000
2000
ve orada o bunu gözlemleyecek kimse yoktu.
10:32
We found out about it a few days later.
253
617000
3000
Birkaç gün sonra neler olduğunu öğrendik.
10:36
And further proof that Langley
254
621000
2000
Langley'nin yanlış motivasyona
10:38
was motivated by the wrong thing:
255
623000
2000
sahip olmasının bir başka kanıtı da
10:40
The day the Wright brothers took flight, he quit.
256
625000
3000
'Wright' kardeşlerin uçtuğu gün, o da işinden ayrıldı.
10:43
He could have said,
257
628000
2000
Diyebilirdi ki,
10:45
"That's an amazing discovery, guys,
258
630000
2000
"Bu mükemmel bir buluş çocuklar,
10:47
and I will improve upon your technology," but he didn't.
259
632000
3000
ve sizin teknolojiniz üzerinden bunu geliştireceğim," fakat o bunu yapmadı.
10:50
He wasn't first, he didn't get rich,
260
635000
2000
O ilk değildi, zengin olamadı,
10:52
he didn't get famous so he quit.
261
637000
2000
meşhur olamadı, sonuçta da işten ayrıldı.
10:54
People don't buy what you do; they buy why you do it.
262
639000
3000
İnsanlar ne yaptığınızı satın almazlar; yapma nedenin için satın alırlar.
10:57
And if you talk about what you believe,
263
642000
2000
Ve eğer ne inandığınız hakkında konuşursanız,
10:59
you will attract those who believe what you believe.
264
644000
3000
Sizin inandığınıza inananların ilgisini çekeceksiniz.
11:02
But why is it important to attract those who believe what you believe?
265
647000
3000
Fakat neden sizin inandığınıza inananların ilgisini çekmek önemlidir?
11:07
Something called the law of diffusion of innovation,
266
652000
2000
Yenilik dağılım yasası adında bir şey var.
11:09
and if you don't know the law, you definitely know the terminology.
267
654000
3000
Ve eğer o yasayı bilmiyorsanız da, kesinlikle teknik terim hakkında bilginiz vardır.
11:12
The first two and a half percent of our population
268
657000
3000
Bizim nüfusumuzun ilk yüzde iki buçuğu...
11:15
are our innovators.
269
660000
2000
...bizim mucitlerimizdir.
11:17
The next 13 and a half percent of our population
270
662000
3000
Nüfusumuzun öteki yüzde 13,5'u...
11:20
are our early adopters.
271
665000
2000
...bizim erken kullanıcılarımızdır.
11:22
The next 34 percent are your early majority,
272
667000
2000
Öteki yüzde 34'ü de erken çoğunluk,
11:24
your late majority and your laggards.
273
669000
3000
sizin geç çoğunluk ve geri kalanlardır.
11:27
The only reason these people buy touch tone phones
274
672000
3000
Sadece dokunmatik tonlu telefonları almamızın nedeni...
11:30
is because you can't buy rotary phones anymore.
275
675000
2000
... artık eski telefonları alamamız.
11:32
(Laughter)
276
677000
2000
(Kahkaha)
11:34
We all sit at various places at various times on this scale,
277
679000
3000
Biz bu ölçüde çeşitli yerlere, çeşitli zaman çerçevesinde oturuyoruz,
11:37
but what the law of diffusion of innovation tells us
278
682000
3000
fakat yenilik dağılım yasasının bize söylediği...
11:40
is that if you want mass-market success
279
685000
3000
...eğer piyasa kitlesinin başarılı olmasını istiyorsan...
11:43
or mass-market acceptance of an idea,
280
688000
2000
...veya piyasa kitlesinin bir fikri kabul etmesini,
11:45
you cannot have it
281
690000
2000
...yüzde 15 ile yüzde 18 arasındaki
11:47
until you achieve this tipping point
282
692000
2000
markete girmeyi gösteren bu devrilme noktasına
11:49
between 15 and 18 percent market penetration,
283
694000
3000
ulaşana kadar sahip olamazsın.
11:52
and then the system tips.
284
697000
3000
Ve sonradan sistem devam eder.
11:55
And I love asking businesses, "What's your conversion on new business?"
285
700000
3000
Ve iş adamlarına şunu sormayı seviyorum, "Yeni işteki yeniliğiniz nedir?"
11:58
And they love to tell you, "Oh, it's about 10 percent," proudly.
286
703000
2000
Ve sizlere mutlu bir şekilde,"Oh, ortalama yüzde 10," derler.
12:00
Well, you can trip over 10 percent of the customers.
287
705000
2000
Tabi ki, müşteriler üzerinde yüzde 10 yapabilirsiniz.
12:02
We all have about 10 percent who just "get it."
288
707000
2000
Hepimizin "anlayan" ortalama yüzde 10'u vardır.
12:04
That's how we describe them, right?
289
709000
2000
Bu bizim onları nasıl tarif ettiğimizdir, değil mi.
12:06
That's like that gut feeling, "Oh, they just get it."
290
711000
2000
Bu içgüdüsel bir histir, "Oh, onlar anladılar."
12:08
The problem is: How do you find the ones that get it
291
713000
3000
Sorun şu ki: Anlayan kişileri anlamayanlardan önce...
12:11
before you're doing business with them versus the ones who don't get it?
292
716000
3000
onlarla ticaret yapmadan önce nasıl bulursunuz?
12:14
So it's this here, this little gap
293
719000
2000
Öyle ki burada, kapatmak zorunda olduğun,
12:16
that you have to close,
294
721000
2000
bu ufacık açıklık,
12:18
as Jeffrey Moore calls it, "Crossing the Chasm" --
295
723000
2000
Jeffrey Moore'un çağırdığı gibi, "uçurumdan karşıya geçmek."
12:20
because, you see, the early majority
296
725000
2000
Çünkü, gördüğünüz üzere, ...
12:22
will not try something
297
727000
2000
... baştaki çoğunluk başka birisi...
12:24
until someone else
298
729000
2000
... ilk deneyene kadar...
12:26
has tried it first.
299
731000
2000
bir şeyler denemeyecekler.
12:28
And these guys, the innovators and the early adopters,
300
733000
3000
Ve bu kişiler, mucitler ve erkan kullanıcılar,
12:31
they're comfortable making those gut decisions.
301
736000
2000
onlar içgüdüsel kararları vermekte rahattırlar.
12:33
They're more comfortable making those intuitive decisions
302
738000
3000
Onlar mevcut olan ürünlerle değil,
12:36
that are driven by what they believe about the world
303
741000
3000
dünyada inandıkları şeyler sayesinde rahatlıkla
12:40
and not just what product is available.
304
745000
2000
sezgisel kararlar verebiliyorlar.
12:42
These are the people who stood in line for six hours
305
747000
2000
Bu insanlar iPhone ilk çıktığında satın almak için...
12:44
to buy an iPhone when they first came out,
306
749000
2000
...kuyrukta 6 saat ayakta bekleyenler,
12:46
when you could have just walked into the store the next week
307
751000
2000
gelecek hafta sadece mağazaya gidip...
12:48
and bought one off the shelf.
308
753000
2000
...raftan bir tane alabilirdin.
12:50
These are the people who spent 40,000 dollars
309
755000
2000
Bu insanlar düz ekran TV'ye ilk çıktığında...
12:52
on flat screen TVs when they first came out,
310
757000
3000
...40,000 dolar harcayanlar,
12:55
even though the technology was substandard.
311
760000
3000
teknoloji belli bir standardın altında olsa bile.
12:58
And, by the way, they didn't do it
312
763000
2000
Ve, bu arada, teknoloji çok iyi...
13:00
because the technology was so great;
313
765000
2000
...olduğu için yapmadılar.
13:02
they did it for themselves.
314
767000
2000
Kendileri için yaptılar.
13:04
It's because they wanted to be first.
315
769000
2000
Çünkü kendileri ilk olmak istediler.
13:06
People don't buy what you do; they buy why you do it
316
771000
2000
İnsanlar ne yaptığınızı satın almazlar; yapma nedenin için satın alırlar.
13:08
and what you do simply
317
773000
2000
Ve basitçe yaptığınız
13:10
proves what you believe.
318
775000
2000
neye inandığınızı ispatlıyor.
13:12
In fact, people will do the things
319
777000
2000
Aslına bakılırsa, insanlar...
13:14
that prove what they believe.
320
779000
2000
...neye inandıklarını ispatlamak için yaparlar.
13:16
The reason that person bought the iPhone
321
781000
2000
O kişinin iPhone'u ilk alt saat
13:18
in the first six hours,
322
783000
3000
içinde satın almasının, 6 saat
13:21
stood in line for six hours,
323
786000
2000
ayakta sırada beklemelerinin sebebi
13:23
was because of what they believed about the world,
324
788000
2000
dünya hakkında inandıklarından
13:25
and how they wanted everybody to see them:
325
790000
2000
ve herkesin kendilerini nasıl görmek
13:27
They were first.
326
792000
2000
istediklerinden kaynaklanıyordu. Onlar ilktiler.
13:29
People don't buy what you do; they buy why you do it.
327
794000
2000
İnsanlar ne yaptığınızı satın almazlar; yapma nedenin için satın alırlar.
13:31
So let me give you a famous example,
328
796000
2000
Sizlere meşhur bir örnek vereyim,
13:33
a famous failure and a famous success
329
798000
2000
yenilik dağılım yasası'nın
13:35
of the law of diffusion of innovation.
330
800000
2000
meşhur bir başarısızlık ve de başarı örneği.
13:37
First, the famous failure.
331
802000
2000
Birinci, meşhur başarısızlık.
13:39
It's a commercial example.
332
804000
2000
Bu bir ticari örnek.
13:41
As we said before, a second ago,
333
806000
2000
Az önce de söylediğimiz gibi,
13:43
the recipe for success is money and the right people and the right market conditions,
334
808000
3000
başarının tarifi para, doğru insanlar ve doğru piyasa koşulları.
13:46
right? You should have success then.
335
811000
2000
Değil mi. O zaman siz başarılısınız.
13:48
Look at TiVo.
336
813000
2000
TiVo'ya bakın.
13:50
From the time TiVo came out about eight or nine years ago
337
815000
2000
Tivo'nun geldiği zamandan, ortalama sekiz
13:52
to this current day,
338
817000
2000
veya dokuz sene önceden bugüne.
13:54
they are the single highest-quality product on the market,
339
819000
3000
Onlar piyasadaki en yüksek kaliteli tek ürün,
13:57
hands down, there is no dispute.
340
822000
3000
çekişmesiz bir şekilde doğru.
14:00
They were extremely well-funded.
341
825000
2000
Sermayeleri çok ama çok iyiydi.
14:02
Market conditions were fantastic.
342
827000
2000
Piyasa koşulları mükemmeldi.
14:04
I mean, we use TiVo as verb.
343
829000
2000
Demek istiyorum ki, TiVo'yu fiil olarak kullanıyoruz.
14:06
I TiVo stuff on my piece of junk Time Warner DVR all the time.
344
831000
3000
Ben bir hurda parçası olan Time Warner DVR her zaman TiVo'luyorum.
14:12
But TiVo's a commercial failure.
345
837000
2000
Fakat TiVo bir ticari başarısızlıktır.
14:14
They've never made money.
346
839000
2000
Hiç bir zaman para kazanamadılar.
14:16
And when they went IPO,
347
841000
2000
Ve IPO olduklarında,
14:18
their stock was at about 30 or 40 dollars
348
843000
2000
borsa değerleri ortalama 30 veya 40 dolardı...
14:20
and then plummeted, and it's never traded above 10.
349
845000
2000
...ve sonrandan dikine düşüş ve 10 doların üzerine satılamadı.
14:22
In fact, I don't think it's even traded above six,
350
847000
3000
Aslında, ben 6 doların üzerine bile takas olabileceğini zannetmiyorum,
14:25
except for a couple of little spikes.
351
850000
2000
birkaç küçük anî yükseliş dışında.
14:27
Because you see, when TiVo launched their product
352
852000
2000
Çünkü gördünüz ki, TiVo ürününü piyasaya sunduğu zaman,
14:29
they told us all what they had.
353
854000
3000
bizlere neye sahip olduklarını söylediler.
14:32
They said, "We have a product that pauses live TV,
354
857000
3000
Dediler ki, "Bizdeki ürün canlı TV'yi durdurur,
14:35
skips commercials, rewinds live TV
355
860000
3000
reklamları atlar, canlı TV'yi geri sarar...
14:38
and memorizes your viewing habits
356
863000
2000
...ve izleme alışkanlıklarınızı hafızaya...
14:40
without you even asking."
357
865000
3000
...sizlere bile sormadan alır."
14:43
And the cynical majority said,
358
868000
2000
Ve alaycı çoğunluk dedi ki,
14:45
"We don't believe you.
359
870000
2000
"Biz sana inanmıyoruz.
14:47
We don't need it. We don't like it.
360
872000
2000
Bizim ihtiyacımız yok. Hoşlanmadık.
14:49
You're scaring us."
361
874000
2000
Bizi korkutuyorsun."
14:51
What if they had said,
362
876000
2000
Eğer şunu söylemiş olsalar idi,
14:53
"If you're the kind of person
363
878000
2000
"Komple kontrol sahibi...
14:55
who likes to have total control
364
880000
3000
...olan birisi isen...
14:58
over every aspect of your life,
365
883000
3000
...her ufak bakış açısında,
15:01
boy, do we have a product for you.
366
886000
3000
dostum, senin için bir ürünümüz var.
15:04
It pauses live TV, skips commercials,
367
889000
2000
Canlı yayın TV'yi durdurur, reklamları atlar,
15:06
memorizes your viewing habits, etc., etc."
368
891000
3000
izleme alışkanlıklarınızı hafızaya alır, vb. vb."
15:09
People don't buy what you do; they buy why you do it,
369
894000
2000
İnsanlar ne yaptığınızı satın almazlar; yapma nedenin için satın alırlar.
15:11
and what you do simply serves as
370
896000
2000
Ve yaptıklarınız en basitinden
15:13
the proof of what you believe.
371
898000
2000
inancınızın kanıtı olarak hizmet eder.
15:15
Now let me give you a successful example
372
900000
3000
Şimdi sizlere yenilik dağılım yasasının
15:18
of the law of diffusion of innovation.
373
903000
3000
başarılı bir örneğini vereyim.
15:21
In the summer of 1963,
374
906000
3000
1963 yazının içinde,
15:24
250,000 people showed up
375
909000
2000
Washington'daki alışveriş merkezine...
15:26
on the mall in Washington
376
911000
2000
...Dr.King'in konuşmasını duymak için...
15:28
to hear Dr. King speak.
377
913000
2000
... 250,000 kişi geldi.
15:31
They sent out no invitations,
378
916000
3000
Onlara hiç bir davetiye yollamadılar,
15:34
and there was no website to check the date.
379
919000
3000
ve tarihi kontrol etmek için hiç bir websitesi yoktu.
15:37
How do you do that?
380
922000
2000
Bunu nasıl yaparsınız?
15:39
Well, Dr. King wasn't the only man in America
381
924000
2000
Elbette, Dr.King Amerika'daki tek...
15:41
who was a great orator.
382
926000
2000
...mükemmel konuşmacı değildi.
15:43
He wasn't the only man in America who suffered
383
928000
2000
Amerika'daki önceki insan haklarında...
15:45
in a pre-civil rights America.
384
930000
2000
...sadece acı çeken tek insan değildi.
15:47
In fact, some of his ideas were bad.
385
932000
3000
Aslında, bazı fikirleri çok kötüydü.
15:50
But he had a gift.
386
935000
2000
Fakat bir Tanrı vergisi vardı.
15:52
He didn't go around telling people what needed to change in America.
387
937000
3000
Amerika'da ortalarda dolaşıp insanlara neyin değişmesi gerektiğini söylemedi.
15:55
He went around and told people what he believed.
388
940000
2000
Ortalarda dolaştı ve insanlara ne inandığını söyledi.
15:57
"I believe, I believe, I believe,"
389
942000
2000
"İnanıyorum. İnanıyorum. İnanıyorum,"
15:59
he told people.
390
944000
2000
İnsanlara söyledi.
16:01
And people who believed what he believed
391
946000
2000
Ve ona inanan insanlar...
16:03
took his cause, and they made it their own,
392
948000
2000
...onun hedefini aldılar, ve kendi hedefleri yaptılar,
16:05
and they told people.
393
950000
2000
ve insanlara söylediler.
16:07
And some of those people created structures
394
952000
2000
Ve bu insanlardan daha fazla insanlara
16:09
to get the word out to even more people.
395
954000
2000
ulaşabilmek için bazıları düzenekler kurdular.
16:11
And lo and behold,
396
956000
2000
Ve işte bakın ne oldu,
16:13
250,000 people showed up
397
958000
2000
250,000 kişi...
16:15
on the right day at the right time
398
960000
3000
...doğru günde, doğru zamanda,
16:18
to hear him speak.
399
963000
2000
onun konuşmasını duymak için geldiler.
16:20
How many of them showed up for him?
400
965000
3000
Kaç kişi onun için geldi?
16:24
Zero.
401
969000
2000
Sıfır.
16:26
They showed up for themselves.
402
971000
2000
Kendileri için geldiler.
16:28
It's what they believed about America
403
973000
2000
O Amerika hakkında ne inandıklarıydı...
16:30
that got them to travel in a bus for eight hours
404
975000
3000
...otobüslerden sekiz saat yolculuk geçirdiler,
16:33
to stand in the sun in Washington in the middle of August.
405
978000
3000
...Ağustos'un ortasında Washington'da güneşin altında ayakta durdular.
16:36
It's what they believed, and it wasn't about black versus white:
406
981000
3000
Bu ne inandıklarıydı, ve bu siyaz beyaza karşı olay değildi.
16:39
25 percent of the audience was white.
407
984000
3000
Dinleyicilerin yüzde 25'i beyazdı.
16:42
Dr. King believed that
408
987000
2000
Dr.King'in inandığı...
16:44
there are two types of laws in this world:
409
989000
2000
...bu dünyada iki çeşit yasa vardır,
16:46
those that are made by a higher authority
410
991000
2000
Biri yüksek merciler tarafından yapılanlar...
16:48
and those that are made by man.
411
993000
2000
...ve diğeri insanlar tarafından yapılanlar.
16:50
And not until all the laws that are made by man
412
995000
3000
Ve tüm yasalar insanlar tarafından yapılıncaya kadar...
16:53
are consistent with the laws that are made by the higher authority
413
998000
2000
yüksek merciler tarafından yapılan yasalarla
16:55
will we live in a just world.
414
1000000
2000
muvafık mı kalacağız, sadece bir dünyada mı
16:57
It just so happened that the Civil Rights Movement
415
1002000
2000
yaşayacağız. Vatandaş Hakları Akımı
16:59
was the perfect thing to help him
416
1004000
3000
onun amaçlarını hayata geçirmesine yardım etmek için
17:02
bring his cause to life.
417
1007000
2000
en uygun şeydi.
17:04
We followed, not for him, but for ourselves.
418
1009000
3000
Biz onu örnek aldık, onun için değil, kedimiz için.
17:07
And, by the way, he gave the "I have a dream" speech,
419
1012000
2000
Ve sırası gelmişken,"Bir hayâlim var" konuşmasını yaptı,
17:09
not the "I have a plan" speech.
420
1014000
2000
"Bir planım var" konuşması değil.
17:11
(Laughter)
421
1016000
4000
(Kahkaha)
17:15
Listen to politicians now, with their comprehensive 12-point plans.
422
1020000
3000
Şimdiki politikacıları onların geniş kapsamlı 12 yönlü planlarıyla dinleyin.
17:18
They're not inspiring anybody.
423
1023000
2000
Kimseye ilham vermiyorlar.
17:20
Because there are leaders and there are those who lead.
424
1025000
3000
Çünkü liderler vardır ve öncülük yapanlar vardır.
17:23
Leaders hold a position of power
425
1028000
2000
Liderler güçlü pozisyona sahiptirler...
17:25
or authority,
426
1030000
2000
...veya yetki.
17:27
but those who lead inspire us.
427
1032000
3000
Fakat öncülük yapanlar bizlere ilham verirler.
17:31
Whether they're individuals or organizations,
428
1036000
2000
Hiç fark etmez onlar birey de olabilir,
17:33
we follow those who lead,
429
1038000
2000
kuruluş da, biz öncüleri takip ederiz,
17:35
not because we have to,
430
1040000
2000
zorunlu olduğumuz için değil,
17:37
but because we want to.
431
1042000
3000
ama istediğimiz için.
17:40
We follow those who lead, not for them,
432
1045000
3000
Biz öncüleri örnek alırız, onlar için değil,
17:43
but for ourselves.
433
1048000
2000
fakat kendimiz için.
17:45
And it's those who start with "why"
434
1050000
3000
Ve onlardan "niçin" ile başlayanlar,
17:48
that have the ability
435
1053000
2000
aralarındakilere ilham verme...
17:50
to inspire those around them
436
1055000
2000
...yeteneğine sahip olanlardır...
17:52
or find others who inspire them.
437
1057000
3000
veya kendilerine ilham verenleri bulurlar.
17:55
Thank you very much.
438
1060000
2000
Çok teşekkür ederim.
17:57
(Applause)
439
1062000
2000
(Alkış)
ABOUT THE SPEAKER
Simon Sinek - Leadership expertSimon Sinek explores how leaders can inspire cooperation, trust and change. He's the author of the classic "Start With Why"; his latest book is "Leaders Eat Last."
Why you should listen
Fascinated by the leaders who make impact in the world, companies and politicians with the capacity to inspire, Simon Sinek has discovered some remarkable patterns in how they think, act and communicate. He wrote Start With Why: How Great Leaders Inspire Everyone to Take Action to explore his idea of the Golden Circle, what he calls "a naturally occurring pattern, grounded in the biology of human decision making, that explains why we are inspired by some people, leaders, messages and organizations over others." His newest work explores "circles of safety," exploring how to enhance feelings of trust and confidence in making bold decisions. It's the subject of his latest book, Leaders Eat Last.
An ethnographer by training, Sinek is an adjunct of the RAND Corporation. He writes and comments regularly for major publications and teaches graduate-level strategic communications at Columbia University.
Simon Sinek | Speaker | TED.com