ABOUT THE SPEAKER
Elizabeth Lindsey - Explorer, ethnographer
Elizabeth Lindsey is a fellow of the National Geographic Society. Her mission: to keep ancestral voices alive by recording indigenous wisdom and traditions.

Why you should listen

Elizabeth Kapu'uwailani Lindsey wants the world to remember the people who came before us. The actor-turned-anthropologist has made it her mission to find, preserve and share the knowledge and traditions of indigenous populations before they disappear. She’s working with Google to create a geospatial Map of the Human Story, using the indigenous science of wayfinding to chart tales at risk of being lost.

In 2011, Lindsey, who's the first female fellow and first Polynesian explorer at the National Geographic Society, will set out on a 186-day global expedition to document what she calls "teachings critical to navigating the complexity of our times." Lindsey’s 1996 documentary Then There Were None, which chronicled the near-extinction of native Hawaiians, has become a must-see in many history classrooms. She was named Hawaii’s Woman of the Year in 2004.

More profile about the speaker
Elizabeth Lindsey | Speaker | TED.com
TEDWomen 2010

Elizabeth Lindsey: Curating humanity's heritage

Elizabeth Lindsey: İnsanlığın Mirasını Korumak

Filmed:
533,253 views

Yaşlı birinin ölmesi, bir kütüphanenin yanması gibidir derler. Antropolojist Elizabeth Lindsey, bir National Geographic üyesi, hikayeler ve bilgiler şeklinde aktarılan derin kültürel irfanı topluyor.
- Explorer, ethnographer
Elizabeth Lindsey is a fellow of the National Geographic Society. Her mission: to keep ancestral voices alive by recording indigenous wisdom and traditions. Full bio

Double-click the English transcript below to play the video.

00:15
As a childçocuk,
0
0
3000
Çocukken,
00:18
I was raisedkalkık by nativeyerli HawaiianHawaii eldersyaşlılar --
1
3000
3000
Yerli Hawaililer tarafından büyütüldüm --
00:21
threeüç oldeski womenkadınlar
2
6000
2000
üç yaşlı kadın
00:23
who tookaldı carebakım of me while my parentsebeveyn workedişlenmiş.
3
8000
3000
ailem çalışırken benimle ilgilendiler.
00:27
The yearyıl is 1963.
4
12000
3000
Yıl 1963.
00:30
We're at the oceanokyanus.
5
15000
2000
Okyanustayız,
00:32
It's twilightalacakaranlık.
6
17000
2000
alacakaranlık.
00:34
We're watchingseyretme the risingyükselen of the starsyıldızlar
7
19000
4000
Yıldızların yükselişini ve neden olduğu
00:38
and the shiftingdeğişken of the tidesgelgit.
8
23000
3000
gelgit hareketlerini izliyoruz.
00:41
It's a stretchUzatmak of beachplaj we know so well.
9
26000
4000
Çok iyi bildiğimiz bir plaj.
00:45
The smoothpürüzsüz stonestaşlar on the sandkum
10
30000
3000
Kumlardaki pürüzsüz taşlar
00:48
are familiartanıdık to us.
11
33000
3000
bize tanıdık geliyor.
00:52
If you saw these womenkadınlar on the streetsokak
12
37000
2000
Bu kadınları solmuş giysileriyle
00:54
in theironların fadedsoluk clothesçamaşırlar,
13
39000
2000
sokakta görseydiniz,
00:56
you mightbelki dismissgörevden them
14
41000
2000
onları fakir ve basit
00:58
as poorfakir and simplebasit.
15
43000
2000
olarak düşünebilirdiniz.
01:00
That would be a mistakehata.
16
45000
3000
Bu bir hata olurdu.
01:03
These womenkadınlar are descendantstorunları
17
48000
2000
Bu kadınlar, eski yöntemlerle
01:05
of PolynesianPolinezya navigatorsnavigasyon cihazları,
18
50000
2000
büyükleri tarafından eğitilmiş
01:07
trainedeğitilmiş in the oldeski waysyolları
19
52000
3000
Polinezyalı denizcilerin
01:10
by theironların eldersyaşlılar,
20
55000
2000
torunları.
01:12
and now they're passinggeçen it on to me.
21
57000
3000
Şimdi de bana devrediyorlar.
01:15
They teachöğretmek me the namesisimler of the windsrüzgarlar and the rainsyağmurlar,
22
60000
4000
Yıldızların soyağacına göre, bana astronominin --
01:19
of astronomyastronomi accordinggöre to a genealogySoyağacı of starsyıldızlar.
23
64000
4000
rüzgarların ve yağmurların isimlerini öğretiyorlar.
01:23
There's a newyeni moonay on the horizonufuk.
24
68000
3000
Ufukta yeni ay var.
01:26
HawaiiansHawaii'liler say it's a good night for fishingBalık tutma.
25
71000
3000
Hawaiililer bunun balık tutmak için iyi bir gece olduğunu söylerler.
01:29
They beginbaşla to chantilahi.
26
74000
3000
Şarkı söylemeye başlıyorlar.
01:32
[HawaiianHawaii chantilahi]
27
77000
30000
[Hawaii şarkısı]
02:02
When they finishbitiş,
28
107000
2000
Bitirdiklerinde,
02:04
they sitoturmak in a circledaire
29
109000
2000
halka kurarak oturup
02:06
and asksormak me to come to joinkatılmak them.
30
111000
3000
bana da onlara katılmamı söylüyorlar.
02:09
They want to teachöğretmek me about my destinyKader.
31
114000
3000
Bana kaderimi öğretmek istiyorlar.
02:13
I thought everyher seven-year-old7 yaş wentgitti throughvasitasiyla this.
32
118000
2000
Bütün 7 yaşındakilerin bunu yaşadığını düşündüm.
02:15
(LaughterKahkaha)
33
120000
2000
(Gülüşme)
02:19
"BabyBebek girlkız,
34
124000
2000
Sevgili kızım,
02:21
somedaybirgün the worldDünya will be in troublesorun.
35
126000
3000
günün birinde dünyanın başı belada olacak.
02:24
People will forgetunutmak theironların wisdombilgelik.
36
129000
3000
İnsanlar bilgeliklerini unutacaklar.
02:27
It will take elders'Büyüklerin voicessesleri
37
132000
3000
Dünyayı dengeye sokmak için
02:30
from the faruzak cornersköşeleri of the worldDünya
38
135000
3000
dünyanın uzak köşelerinden
02:33
to call the worldDünya into balancedenge.
39
138000
3000
yaşlıların seslerine ihtiyaç olacak.
02:37
You will go faruzak away.
40
142000
2000
Uzaklara gideceksin.
02:39
It will sometimesara sıra be a lonelyyalnız roadyol.
41
144000
3000
Bu bazen yalnız bir yol olacak.
02:42
We will not be there.
42
147000
2000
Biz orada olmayacağız.
02:44
But you will look into the eyesgözleri
43
149000
2000
Fakat görünüşte yabancı olanların
02:46
of seeminggörünen strangersyabancı insanlar,
44
151000
3000
gözlerinin içine bakacaksın
02:49
and you will recognizetanımak your ohanaOhana,
45
154000
3000
ve "ohana"nı farkedeceksin,
02:52
your familyaile.
46
157000
2000
aileni.
02:54
And it will take all of you.
47
159000
3000
Bu, tüm benliğini gerektirecek.
02:57
It will take all of you."
48
162000
4000
Bu, tüm benliğinizi gerektirecek.
03:01
These wordskelimeler, I holdambar ontoüstüne
49
166000
3000
Bu sözler... Onlara bütün
03:04
all my life.
50
169000
2000
hayatım boyunca tutundum.
03:06
Because the ideaFikir of doing it aloneyalnız
51
171000
3000
Çünkü bunu yalnız yapma fikri
03:09
terrifiesçok korkutuyor me.
52
174000
3000
beni korkutuyor.
03:12
The yearyıl is 2007.
53
177000
3000
Yıl 2007.
03:15
I'm on a remoteuzak islandada in MicronesiaMikronezya.
54
180000
3000
Mikronezya'da uzak bir adadayım.
03:18
SatawalSatawal is one half-mileyarım mil long
55
183000
3000
Satawal yarım mil uzunluğunda
03:21
by one milemil widegeniş.
56
186000
3000
ve bir mil genişlikte.
03:24
It's the home of my mentorakıl hocası.
57
189000
2000
Orası akıl hocamın evi.
03:26
His nameisim is PiusPius MauMau PiailugPiailug.
58
191000
2000
İsmi Pius Mau Pialiug.
03:28
MauMau is a paluPalu,
59
193000
2000
Mau bir palu,
03:30
a navigatorNavigator priestrahip.
60
195000
2000
bir denizci rahip.
03:32
He's alsoAyrıca considereddüşünülen
61
197000
2000
Aynı zamanda dünyadaki
03:34
the greatestEn büyük wavedalga finderBulucu in the worldDünya.
62
199000
3000
en iyi dalga bulucu olarak kabul ediliyor.
03:37
There are fewerDaha az than a handfulavuç
63
202000
2000
Palu'nun bu adada bıraktığı
03:39
of paluPalu left on this islandada.
64
204000
3000
bir avuç şeyden fazlası var.
03:42
TheirOnların traditiongelenek is so extraordinaryolağanüstü
65
207000
3000
Gelenekleri çok sıradışı,
03:45
that these marinersDenizciler sailedyelken açtı
66
210000
2000
öyle ki bu denizciler
03:47
threeüç millionmilyon squarekare milesmil acrosskarşısında the PacificPasifik
67
212000
3000
herhangi bir araç gereç olmadan
03:50
withoutolmadan the use of instrumentsenstrümanlar.
68
215000
3000
Pasifik'te 5 milyon kilometrekare açıldılar.
03:53
They could synthesizesentezlemek patternsdesenler in naturedoğa
69
218000
3000
Yıldızların doğuşunu ve batışını,
03:56
usingkullanma the risingyükselen and settingayar of starsyıldızlar,
70
221000
3000
dalgaların sırasını ve yönünü,
03:59
the sequencesıra and directionyön of wavesdalgalar,
71
224000
3000
belirli kuşların uçuş yöntemlerini
04:02
the flightuçuş patternsdesenler of certainbelli birdskuşlar.
72
227000
3000
kullanarak doğada modeller sentezleyebilirler.
04:05
Even the slightestEn ufak bir hintipucu of colorrenk
73
230000
3000
Bir bulutun altındaki
04:08
on the underbellybel altı of a cloudbulut
74
233000
2000
küçücük bir renk izi bile
04:10
would informbilgi vermek them
75
235000
2000
onları bilgilendirebilir
04:12
and help them navigategezinmek with the keenestinatçı bir zekâya accuracydoğruluk.
76
237000
3000
ve en hassas doğrulukla yön bulmalarına yardım edebilirdi.
04:18
When WesternWestern scientistsBilim adamları would joinkatılmak MauMau on the canoeKano
77
243000
3000
Batılı bilim adamları kanoda Mau'ya katılıp
04:21
and watch him go into the hullgövde,
78
246000
2000
tekneye gidişini izlerlerse eğer,
04:23
it appearedortaya çıktı that an oldeski man
79
248000
2000
bu yaşlı bir adamın dinlenmeye gittiği
04:25
was going to restdinlenme.
80
250000
2000
gibi görünebilirdi.
04:27
In factgerçek, the hullgövde of the canoeKano
81
252000
2000
Aslında, kanonun gövdesi
04:29
is the wombrahim of the vesseldamar.
82
254000
2000
geminin rahmi.
04:31
It is the mostçoğu accuratedoğru placeyer
83
256000
3000
Dalgaların yönünün ritmini ve sırasını
04:34
to feel the rhythmritim and sequencesıra
84
259000
3000
hissetmek için
04:37
and directionyön of wavesdalgalar.
85
262000
2000
en uygun yer.
04:39
MauMau was, in factgerçek,
86
264000
2000
Aslında, Mau
04:41
gatheringtoplama explicitaçık dataveri
87
266000
2000
doğrudan bütün vücudunu kullanarak
04:43
usingkullanma his entiretüm bodyvücut.
88
268000
3000
bilgi topluyordu.
04:46
It's what he had been trainedeğitilmiş to do
89
271000
2000
Beş yaşından beri yapmak için
04:48
sincedan beri he was fivebeş yearsyıl oldeski.
90
273000
3000
eğitildiği şey buydu.
04:51
Now scienceBilim mayMayıs ayı dismissgörevden this methodologymetodoloji,
91
276000
4000
Tabi, bilim bu metodolojiyi reddedebilir,
04:55
but PolynesianPolinezya navigatorsnavigasyon cihazları use it todaybugün
92
280000
4000
ama Polinezyalı denizciler bunu bugün kullanıyor
04:59
because it providessağlar them
93
284000
3000
çünkü bu onlara
05:02
an accuratedoğru determinationbelirleme
94
287000
2000
gemilerinin açısını ve yönünü
05:04
of the angleaçı and directionyön
95
289000
2000
kesin olarak belirlemelerini
05:06
of theironların vesseldamar.
96
291000
2000
sağlıyor.
05:08
The paluPalu alsoAyrıca had
97
293000
2000
Palu'nun
05:10
an uncannyesrarengiz abilitykabiliyet
98
295000
2000
günler önceden
05:12
to forecasttahmin weatherhava conditionskoşullar
99
297000
2000
hava durumunu tahmin etmek için
05:14
daysgünler in advanceilerlemek.
100
299000
2000
esrarengiz bir yöntemi de vardı.
05:16
SometimesBazen I'd be with MauMau on a cloud-coveredbulut kaplı night
101
301000
3000
Bazen bulutlu gecelerde Mau'yla birlikte
05:19
and we'devlenmek sitoturmak at the easternmostEn doğudaki coastsahil of the islandada,
102
304000
3000
adanın en doğusundaki sahilde otururduk,
05:22
and he would look out,
103
307000
3000
ve Mau dikkatlice bakardı.
05:25
and then he would say,
104
310000
2000
Ve sonra derdi ki,
05:27
"Okay, we go."
105
312000
2000
"Tamam, gidiyoruz."
05:29
He saw that first glintışıltı of lightışık --
106
314000
2000
İlk ışık parıltısını görür
05:31
he knewbiliyordum what the weatherhava was going to be threeüç daysgünler from now.
107
316000
3000
ve o andan üç gün sonraya kadar havanın nasıl olacağını bilirdi.
05:35
TheirOnların achievementsbaşarıları, intellectuallyentelektüel and scientificallybilimsel,
108
320000
3000
Onların başardıkları, entellektüel ve bilimsel olarak,
05:38
are extraordinaryolağanüstü,
109
323000
2000
olağanüstü,
05:40
and they are so relevantuygun
110
325000
2000
fırtınalardan sağ salim çıkmaya çalıştığımız
05:42
for these timeszamanlar that we are in
111
327000
2000
bu zamanda
05:44
when we are ridingbinme out stormsfırtınalar.
112
329000
4000
o kadar önemliler ki.
05:48
We are in suchböyle a criticalkritik momentan
113
333000
3000
Ortak tarihimiz konusunda
05:51
of our collectivetoplu historytarih.
114
336000
2000
kritik bir andayız.
05:56
They have been comparedkarşılaştırıldığında
115
341000
2000
Onlar astronotlarla
05:58
to astronautsastronotlar --
116
343000
2000
karşılaştırıldılar --
06:00
these elderyaşça büyük navigatorsnavigasyon cihazları
117
345000
2000
o yaşlı denizciler,
06:02
who sailyelken vastgeniş openaçık oceansokyanuslar
118
347000
3000
çift gövdeli kanolarla
06:05
in double-hulledÇift soyulmuş canoesKano
119
350000
3000
küçük bir adadan
06:08
thousandsbinlerce of milesmil
120
353000
2000
binlerce mil uzağa
06:10
from a smallküçük islandada.
121
355000
2000
engin denizlere açılan.
06:13
TheirOnların canoesKano, our rocketsRoketler;
122
358000
3000
Onların kanoları, bizim roketlerimiz,
06:16
theironların seadeniz, our spaceuzay.
123
361000
3000
onların denizi, bizim uzayımız.
06:20
The wisdombilgelik of these eldersyaşlılar
124
365000
2000
Bu yaşlı insanların bilgeliği
06:22
is not a meresırf collectionToplamak
125
367000
2000
ücra bir yerdeki
06:24
of storieshikayeleri about oldeski people
126
369000
3000
ihtiyarlar hakkındaki hikayelerin
06:27
in some remoteuzak spotyer.
127
372000
2000
sadece bir derlemesi değil.
06:29
This is partBölüm of our collectivetoplu narrativeöykü.
128
374000
3000
Bu bizim ortak hikayemizin bir parçası.
06:32
It's humanity'sinsanlığın DNADNA.
129
377000
3000
İnsanlığın DNA'sı.
06:35
We cannotyapamam affordparası yetmek to losekaybetmek it.
130
380000
3000
Bunu kaybetmeyi göze alamayız.
06:38
The yearyıl is 2010.
131
383000
3000
Yıl 2010.
06:42
Just as the womenkadınlar in HawaiiHawaii
132
387000
3000
Hawaii'deki beni büyüten kadınların
06:45
that raisedkalkık me predictedtahmin,
133
390000
2000
tahmin ettiği gibi,
06:47
the worldDünya is in troublesorun.
134
392000
3000
dünyanın başı dertte.
06:51
We livecanlı in a societytoplum
135
396000
3000
Bilgi ile şişirilmiş,
06:54
bloateddavul gibi şişmiş with dataveri,
136
399000
2000
ama bilgeliğe aç
06:56
yethenüz starvedaçlıktan for wisdombilgelik.
137
401000
3000
bir toplumda yaşıyoruz.
07:00
We're connectedbağlı 24/7,
138
405000
4000
7/24 bağlantıdayız;
07:04
yethenüz anxietyanksiyete,
139
409000
2000
buna rağmen kaygı,
07:06
fearkorku, depressiondepresyon and lonelinessyalnızlık
140
411000
3000
korku, depresyon ve yalnızlık
07:09
is at an all-timetüm zamanların highyüksek.
141
414000
2000
tüm zamanların en yüksek seviyesinde.
07:11
We mustşart course-correctders düzeltmek.
142
416000
3000
Doğru yol almalıyız.
07:15
An AfricanAfrika shamanşaman said,
143
420000
3000
Afrikalı bir şaman demişti ki:
07:18
"Your societytoplum worshipstapan the jesterşakacı
144
423000
3000
"Sizin toplumunuz
07:21
while the kingkral standsstandları
145
426000
2000
kral gösterişsiz kıyafetler
07:23
in plainsade clothesçamaşırlar."
146
428000
3000
giyerken bile soytarıya tapar.
07:30
The linkbağlantı betweenarasında the pastgeçmiş and the futuregelecek
147
435000
3000
Geçmişle gelecek arasındaki bağlantı
07:33
is fragilekırılgan.
148
438000
2000
kırılgan.
07:35
This I know intimatelyyakından,
149
440000
2000
Bunu yakından biliyorum
07:37
because even as I travelseyahat
150
442000
3000
çünkü bu hikayeleri
07:40
throughoutboyunca the worldDünya
151
445000
2000
dinlemek ve kaydetmek
07:42
to listen to these storieshikayeleri and recordkayıt them,
152
447000
4000
için dünyayı gezeken bile
07:46
I strugglemücadele.
153
451000
2000
mücadele ediyorum.
07:53
I am hauntedperili
154
458000
3000
Rüzgarların ve dalgaların
07:56
by the factgerçek that I no longeruzun rememberhatırlamak
155
461000
4000
isimlerini artık hatırlamadığım gerçeğinden
08:00
the namesisimler of the windsrüzgarlar and the rainsyağmurlar.
156
465000
5000
korkuyorum.
08:09
MauMau passedgeçti away
157
474000
3000
Mau 5 ay önce
08:12
fivebeş monthsay agoönce,
158
477000
2000
öldü ama,
08:14
but his legacymiras and lessonsdersler livecanlı on.
159
479000
3000
mirası ve dersleri yaşıyor.
08:18
And I am remindedhatırlattı
160
483000
4000
Ve şunu hatırladım ki,
08:22
that throughoutboyunca the worldDünya
161
487000
3000
dünyada Mikronezyan denizcilerinki
08:25
there are cultureskültürler
162
490000
2000
kadar güçlü, uçsuz bucaksız
08:27
with vastgeniş sumstoplamları of knowledgebilgi in them,
163
492000
4000
bilgileri barındıran
08:31
as potentkuvvetli as the MicronesianMikronezya navigatorsnavigasyon cihazları,
164
496000
4000
kültürler var,
08:35
that are going dismissedgörevden alındı,
165
500000
2000
görmezden gelinen,
08:37
that this is a testamentahit
166
502000
2000
ve bu bir vasiyetname
08:39
to brilliantparlak, brilliantparlak
167
504000
2000
hızla yok olan,
08:41
technologyteknoloji and scienceBilim and wisdombilgelik
168
506000
3000
ışıl ışıl
08:44
that is vanishingufuk rapidlyhızla.
169
509000
2000
teknoloji, bilim ve bilgeliğe.
08:46
Because when an elderyaşça büyük dieskalıp a librarykütüphane is burnedyanmış,
170
511000
3000
Çünkü yaşlı bir insan ölünce, bir kütüphane yanar.
08:49
and throughoutboyunca the worldDünya, librarieskütüphaneler are ablazeışıl ışıl.
171
514000
4000
Bütün dünyada, kütüphaneler alevler içinde.
08:53
I am gratefulminnettar for the factgerçek
172
518000
3000
Bana yol bulmayı öğreten
08:56
that I had a mentorakıl hocası like MauMau
173
521000
3000
Mau gibi bir akıl hocam
08:59
who taughtöğretilen me how to navigategezinmek.
174
524000
3000
olduğu için minnettarım.
09:02
And I realizegerçekleştirmek
175
527000
2000
Ve onun öğrettiği bir dersten
09:04
throughvasitasiyla a lessonders that he sharedpaylaşılan
176
529000
3000
farkettim ki,
09:07
that we continuedevam et to find our way.
177
532000
2000
yolumuzu bulmaya devam ediyoruz.
09:09
And this is what he said:
178
534000
3000
Ve şöyle demişti:
09:12
"The islandada is the canoeKano;
179
537000
2000
"Ada kanodur;
09:14
the canoeKano, the islandada."
180
539000
3000
kano ise, ada."
09:17
And what he meantdemek was,
181
542000
3000
Kastettiği şey,
09:20
if you are voyagingVoyaging
182
545000
2000
eğer evden çok uzakta
09:22
and faruzak from home,
183
547000
2000
seyahat ediyorsanız,
09:24
your very survivalhayatta kalma dependsbağlıdır
184
549000
2000
sizin hayatta kalmanız
09:26
on everyoneherkes aboardGemide Yaşam.
185
551000
3000
gemideki herkese bağlıdır.
09:29
You cannotyapamam make the voyageyolculuk aloneyalnız,
186
554000
3000
Bir yolculuğa tek başınıza çıkamazsınız
09:32
you were never meantdemek to.
187
557000
2000
hiçbir zaman çıkamazdınız.
09:34
This wholebütün notionkavram of everyher man for himselfkendisi
188
559000
2000
Bu her koyun kendi bacağınan asılır anlayışı
09:36
is completelytamamen unsustainablesürdürülemez.
189
561000
2000
hiç sürdürülebilir bir şey değil.
09:38
It always was.
190
563000
3000
Hiçbir zaman da olmadı.
09:41
So in closingkapanış I would offerteklif you this:
191
566000
4000
Konuşmamı bitirirken size şunu öneriyorum:
09:45
The planetgezegen is our canoeKano,
192
570000
4000
Gezegen bizim kanomuz,
09:49
and we are the voyagersyolcuların.
193
574000
3000
ve bizler de yolcularız.
09:52
TrueGerçek navigationGezinti
194
577000
2000
Doğru navigasyon,
09:54
beginsbaşlar in the humaninsan heartkalp.
195
579000
3000
insan kalbinde başlar.
09:57
It's the mostçoğu importantönemli mapharita of all.
196
582000
3000
Bu en önemli haritadır.
10:00
TogetherBirlikte, mayMayıs ayı we journeyseyahat well.
197
585000
3000
Birlikte, iyi yolculuklar dileğiyle.
10:03
(ApplauseAlkış)
198
588000
3000
(Alkış)
Translated by Halil Kasap
Reviewed by Naz Beykan

▲Back to top

ABOUT THE SPEAKER
Elizabeth Lindsey - Explorer, ethnographer
Elizabeth Lindsey is a fellow of the National Geographic Society. Her mission: to keep ancestral voices alive by recording indigenous wisdom and traditions.

Why you should listen

Elizabeth Kapu'uwailani Lindsey wants the world to remember the people who came before us. The actor-turned-anthropologist has made it her mission to find, preserve and share the knowledge and traditions of indigenous populations before they disappear. She’s working with Google to create a geospatial Map of the Human Story, using the indigenous science of wayfinding to chart tales at risk of being lost.

In 2011, Lindsey, who's the first female fellow and first Polynesian explorer at the National Geographic Society, will set out on a 186-day global expedition to document what she calls "teachings critical to navigating the complexity of our times." Lindsey’s 1996 documentary Then There Were None, which chronicled the near-extinction of native Hawaiians, has become a must-see in many history classrooms. She was named Hawaii’s Woman of the Year in 2004.

More profile about the speaker
Elizabeth Lindsey | Speaker | TED.com