ABOUT THE SPEAKER
Daniel Goleman - Psychologist
Daniel Goleman, psychologist and award-winning author of Emotional Intelligence and other books on EI, challenges traditional measures of intelligence as a predictor of life success.

Why you should listen

Daniel Goleman brought the notion of "EI" to prominence as an alternative to more traditional measures of IQ with his 1995 mega-best-seller Emotional Intelligence.

Since the publication of that book, conferences and academic institutes have sprung up dedicated to the idea. EI is taught in public schools, and corporate leaders have adopted it as a new way of thinking about success and leadership. EI, and one's "EIQ," can be an explanation of why some "average" people are incredibly successful, while "geniuses" sometimes fail to live up to their promise.

More profile about the speaker
Daniel Goleman | Speaker | TED.com
TED2007

Daniel Goleman: Why aren't we more compassionate?

Daniel Goleman ile şefkat üzerine

Filmed:
2,222,780 views

Duygusal Zeka'nın yazarı Daniel Goleman çoğu zaman niçin daha fazla şefkatli olmadığımızı anlatıyor.
- Psychologist
Daniel Goleman, psychologist and award-winning author of Emotional Intelligence and other books on EI, challenges traditional measures of intelligence as a predictor of life success. Full bio

Double-click the English transcript below to play the video.

00:13
You know, I'm struckvurdu by how one of the implicitörtülü themestemalar of TEDTED
0
1000
4000
TED'in dolaylı temalarından birinin şefkat olması karşısında şaşkına döndüm
00:17
is compassionmerhamet, these very movinghareketli demonstrationsgösteriler we'vebiz ettik just seengörüldü:
1
5000
3000
Gördüğümüz gibi bunlar etkileyici hareketlerdir:
00:21
HIVHIV in AfricaAfrika, PresidentBaşkan ClintonClinton last night.
2
9000
4000
Başkan Clinton un geçen akşam Afrika'daki HIV çalışması gibi.
00:25
And I'd like to do a little collateralTeminat thinkingdüşünme, if you will,
3
13000
5000
İsterseniz şefkat hakkında global anlayış seviyesinden kişisel seviyeye
00:30
about compassionmerhamet and bringgetirmek it from the globalglobal levelseviye to the personalkişisel.
4
18000
5000
getirmek için benzer bir düşünceyi daha söyleyeyim.
00:35
I'm a psychologistpsikolog, but restdinlenme assuredgüvence verdi,
5
23000
2000
Ben bir psikoloğum ama emin olun ki
00:37
I will not bringgetirmek it to the scrotalskrotal.
6
25000
1000
bel altı konularına girmeyeceğim.
00:39
(LaughterKahkaha)
7
27000
4000
(gülüşmeler)
00:44
There was a very importantönemli studyders çalışma donetamam a while agoönce
8
32000
2000
Kısa bir süre önce
00:46
at PrincetonPrinceton TheologicalTeolojik SeminarySeminer that speakskonuşur to why it is
9
34000
4000
Princeton İlahiyat Seminerinde yapılmış bir çalışmadan bahsedilmişti:
00:51
that when all of us have so manyçok opportunitiesfırsatlar to help,
10
39000
3000
neden hepimizin yardım etmek için bir çok fırsatı olduğunda
00:54
we do sometimesara sıra, and we don't other timeszamanlar.
11
42000
3000
bazen yardım ederiz, bazen de yardım etmeyiz.
00:58
A groupgrup of divinityİlahiyat studentsöğrencilerin at the PrincetonPrinceton TheologicalTeolojik SeminarySeminer
12
46000
3000
Princeton İlahiyat Semineri’nde bir grup
01:02
were told that they were going to give a practiceuygulama sermonvaaz
13
50000
4000
ilahiyat öğrencisine bir vaaz vermeleri istendi
01:06
and they were eachher givenverilmiş a sermonvaaz topickonu.
14
54000
3000
ve her birisine bir vaaz konusu verildi.
01:09
HalfYarısı of those studentsöğrencilerin were givenverilmiş, as a topickonu,
15
57000
3000
Öğrencilerin yarısına konu olarak
01:12
the parablekıssa of the Good SamaritanSamaritan:
16
60000
2000
Şefkatli İnsanın kıssası verildi.
01:14
the man who stoppeddurduruldu the strangeryabancı in --
17
62000
2000
Yabancı birisine yardımı eden --
01:17
to help the strangeryabancı in need by the sideyan of the roadyol.
18
65000
2000
yolun kenarında yardıma ihtiyacı olan yabancıya yardım eden.
01:19
HalfYarısı were givenverilmiş randomrasgele Bibleİncil topicskonular.
19
67000
3000
Yarısına İncil’den rastgele konular verildi.
01:22
Then one by one, they were told they had to go to anotherbir diğeri buildingbina
20
70000
3000
Sonra birer birer diğer binaya gitmeleri ve vaazlarını
01:26
and give theironların sermonvaaz.
21
74000
1000
vermeleri istendi.
01:27
As they wentgitti from the first buildingbina to the secondikinci,
22
75000
3000
İlk binadan diğerine geçerken, hepsi iki büklüm olmuş
01:30
eachher of them passedgeçti a man who was bentbükülmüş over and moaninginilti,
23
78000
3000
ve inleyen, belli ki ihtiyaç içinde birinin yanından geçti.
01:34
clearlyAçıkça in need. The questionsoru is: Did they stop to help?
24
82000
4000
Soru şuydu: Yardım etmek için durdular mı?
01:38
The more interestingilginç questionsoru is:
25
86000
1000
Daha ilginç bir soru ise:
01:40
Did it mattermadde they were contemplatingdüşünürken the parablekıssa
26
88000
3000
Şefkatli İnsanın kıssasını düşünmek birşey fark ettirdi mi?
01:43
of the Good SamaritanSamaritan? AnswerCevap: No, not at all.
27
91000
4000
Cevap: Hayır, hiçbir şey farkettirmedi.
01:48
What turneddönük out to determinebelirlemek whetherolup olmadığını someonebirisi would stop
28
96000
3000
Ortaya çıkan şey, muhtaç durumdaki bir
01:51
and help a strangeryabancı in need
29
99000
1000
yabancıya durup yardım eden kişilerin, o anda düşündükleri
01:52
was how much of a hurryacele they thought they were in --
30
100000
3000
kadar acele içinde olup olmadıklarını belirlemek gerektiğiydi --
01:56
were they feelingduygu they were lategeç, or were they absorbedemilir
31
104000
4000
geç kaldıklarını mı düşünüyorlardı
02:00
in what they were going to talk about.
32
108000
1000
yoksa hakkında konuşacakları şeye mi dalmışlardı?
02:02
And this is, I think, the predicamentçıkmaz of our liveshayatları:
33
110000
2000
Sanırım bizim yaşamımızın çıkmazı şudur:
02:05
that we don't take everyher opportunityfırsat to help
34
113000
4000
Odağımız başka bir yönde olduğu için,
02:09
because our focusodak is in the wrongyanlış directionyön.
35
117000
3000
her yardım fırsatını değerlendirmiyoruz.
02:12
There's a newyeni fieldalan in brainbeyin scienceBilim, socialsosyal neurosciencenörobilim.
36
120000
3000
Beyin çalışmalarında yeni bir alan vardır, sosyal sinirbilimi.
02:16
This studiesçalışmalar the circuitrydevre sistemi in two people'sinsanların brainsbeyin
37
124000
4000
Birbirleriyle etkileşirken iki insanın beyin aktivitelerini
02:20
that activatesetkinleştirir while they interactetkileşim.
38
128000
2000
incelemektedir.
02:22
And the newyeni thinkingdüşünme about compassionmerhamet from socialsosyal neurosciencenörobilim
39
130000
4000
Ve sosyal sinir biliminde şefkat konusundaki
02:26
is that our defaultVarsayılan wiringkablolama is to help.
40
134000
4000
yeni düşünceye göre özümüz yardım etmeye odaklıdır.
02:30
That is to say, if we attendkatılmak to the other personkişi,
41
138000
4000
Sözün özü, eğer biz diğer kişiye kulak verirsek
02:35
we automaticallyotomatik olarak empathizeempati, we automaticallyotomatik olarak feel with them.
42
143000
3000
otomatik olarak emtapi duyar, otomatik olarak onlarla beraber hissederiz.
02:39
There are these newlyYeni identifiedtespit neuronsnöronlar, mirrorayna neuronsnöronlar,
43
147000
2000
Yeni tanımlanmış ve ayna nöron adı verilen nöronlar vardır;
02:41
that actdavranmak like a neuroNöro Wi-FiWi-Fi, activatingaktive in our brainbeyin
44
149000
4000
bunlar birer nöro Wi-Fi gibi davranırlar; kendi içlerinde etkinleştikleri alanların
02:45
exactlykesinlikle the areasalanlar activatedaktif in theirsonların. We feel "with" automaticallyotomatik olarak.
45
153000
4000
aynılarını beynimizde etkin hale getirirler. Biz de otomatik olarak "birlikte" hissederiz.
02:49
And if that personkişi is in need, if that personkişi is sufferingçile,
46
157000
4000
Kişi ihtiyaç içerisindeyse, eğer ki acı çekiyorsa,
02:54
we're automaticallyotomatik olarak preparedhazırlanmış to help. At leasten az that's the argumenttartışma.
47
162000
4000
otomatik olarak yardıma hazırızdır. En azından argüman bu yönde.
02:58
But then the questionsoru is: Why don't we?
48
166000
3000
O zaman soru şu: Neden yardım etmiyoruz?
03:01
And I think this speakskonuşur to a spectrumspektrum
49
169000
2000
Bunun içine kapanmadan, farketmeye
03:04
that goesgider from completetamamlayınız self-absorptiondağınıklıkları,
50
172000
2000
empati kurmaya ve şefkate kadar uzanan
03:07
to noticingfark, to empathyempati and to compassionmerhamet.
51
175000
2000
bir yelpazeye hitap ettiğini düşünüyorum.
03:09
And the simplebasit factgerçek is, if we are focusedodaklı on ourselveskendimizi,
52
177000
4000
Yalın gerçek şu ki, kendimize odaklandığımız, kendimiz meşgul olduğumuz sürece
03:14
if we're preoccupieddalgın, as we so oftensık sık are throughoutboyunca the day,
53
182000
3000
ki eğer bunu gün boyunca yapıyorsak,
03:17
we don't really fullytamamen noticeihbar the other.
54
185000
3000
diğer insanların tam anlamıyla farkında olamayız.
03:20
And this differencefark betweenarasında the selföz and the other focusodak
55
188000
2000
Kendimiz ve başkalarına odaklanmaktaki fark çok küçük
03:22
can be very subtleince.
56
190000
1000
olabilir.
03:23
I was doing my taxesvergileri the other day, and I got to the pointpuan
57
191000
4000
Geçen gün faturalarımı gözden geçiriyordum ve yapmış olduğum
03:27
where I was listinglisteleme all of the donationsbağış I gaveverdi,
58
195000
2000
tüm bağışları listelediğimi farkettim
03:30
and I had an epiphanygörünüş, it was -- I camegeldi to my checkKontrol
59
198000
3000
ve bir anda kafamda şimşekler çaktı -- Seva Vakfına
03:33
to the SevaSeva FoundationVakfı and I noticedfark that I thought,
60
201000
3000
yaptığım bağış çekini buldum ve farkettim ki
03:36
boyoğlan, my friendarkadaş LarryLarry BrilliantParlak would really be happymutlu
61
204000
2000
oradaki çocuk, arkadaşım Larry Brillant Seva'
03:39
that I gaveverdi moneypara to SevaSeva.
62
207000
1000
çok mutlu olacaktı.
03:40
Then I realizedgerçekleştirilen that what I was gettingalma from givingvererek
63
208000
3000
Vermenin narsistik bir etkisi olduğunu farkettim
03:43
was a narcissisticnarsisistik hitvurmak -- that I feltkeçe good about myselfkendim.
64
211000
4000
-- beni iyi hissettiren şey buydu.
03:47
Then I startedbaşladı to think about the people in the HimalayasHimalayalar
65
215000
5000
İşte o zaman Himalayalardaki insanların kataraktlarına
03:52
whosekimin cataractsKatarakt would be helpedyardım etti, and I realizedgerçekleştirilen
66
220000
2000
yardım edilebileceğini düşünmeye başladım ve
03:55
that I wentgitti from this kindtür of narcissisticnarsisistik self-focuskendi kendine odaklan
67
223000
3000
farkettim ki bu tür narsistçe bencillikten ayrılıp başkalarını düşünmenin
03:59
to altruisticfedakar joysevinç, to feelingduygu good
68
227000
3000
fedakarca keyfine, yardım edilen insanlar için iyi hissetme
04:02
for the people that were beingolmak helpedyardım etti. I think that's a motivatormotivasyon.
69
230000
4000
sonucuna vardım. Sanırım bu bir motivasyon sebebi.
04:06
But this distinctionayrım betweenarasında focusingodaklanma on ourselveskendimizi
70
234000
3000
Fakat kendimize odaklanmak ve
04:09
and focusingodaklanma on othersdiğerleri
71
237000
1000
başkalarına odaklanmak arasındaki ayrım
04:10
is one that I encourageteşvik etmek us all to payödeme attentionDikkat to.
72
238000
3000
hepimizi üzerinde durmaya davet ettiğim konu.
04:13
You can see it at a grossbrüt levelseviye in the worldDünya of datingescort.
73
241000
3000
Kabaca bunu flört dünyasında görebilirsin.
04:17
I was at a sushisuşi restaurantrestoran a while back
74
245000
3000
Kısa bir süre önce sushi restoranındaydım ve
04:20
and I overheardkulak misafiri two womenkadınlar talkingkonuşma about the brothererkek kardeş of one womankadın,
75
248000
3000
içlerinden birinin bekar olan erkek kardeşi hakkında konuşan
04:24
who was in the singlesSingles scenefaliyet alani, sahne. And this womankadın saysdiyor,
76
252000
3000
iki bayana kulak kabarttım. Bu bayan şöyle diyordu:
04:27
"My brothererkek kardeş is havingsahip olan troublesorun gettingalma datestarihleri,
77
255000
2000
"Kardeşim flört etmekte problem yaşıyor,
04:29
so he's tryingçalışıyor speedhız datingescort." I don't know if you know speedhız datingescort?
78
257000
2000
bu yüzden hızlı flört yaşıyor." Hızlı flörtü biliyor musunuz bilmiyorum?
04:31
WomenKadınlar sitoturmak at tablestablolar and menerkekler go from tabletablo to tabletablo,
79
259000
4000
Bayanlar masada oturuyor ve adamlar masadan masaya geçiyorlar,
04:35
and there's a clocksaat and a bellçan, and at fivebeş minutesdakika, bingoBingo,
80
263000
3000
ve bir saat ve zil var, ve 5 dakikada, bingo,
04:39
the conversationkonuşma endsuçları and the womankadın can decidekarar ver
81
267000
2000
konuşma sona eriyor ve sonunda kadın kartını
04:41
whetherolup olmadığını to give her cardkart or her emailE-posta addressadres to the man
82
269000
4000
veya e-mail adresini buluşmanın devamı için adama verip vermeyeceği kararını verebiliyor.
04:45
for followtakip et up. And this womankadın saysdiyor,
83
273000
2000
Ve kadın şöyle devam etti,
04:47
"My brother'sKardeşinin never gottenkazanılmış a cardkart, and I know exactlykesinlikle why.
84
275000
4000
"Benim kardeşime asla bir kart verilmedi ve kesinlikle niçin olduğunu biliyorum.
04:51
The momentan he sitsoturur down, he startsbaşlar talkingkonuşma non-stopkesintisiz about himselfkendisi;
85
279000
5000
Oturduğu anda, kendisi hakkında durmaksızın konuşur,
04:56
he never askssorar about the womankadın."
86
284000
1000
kadınlar hakkında da asla sormaz."
04:58
And I was doing some researchAraştırma in the SundayPazar StylesStilleri sectionBölüm
87
286000
5000
Önceki evlilik hikayelerine bakarak, New York Times'ın
05:03
of The NewYeni YorkYork TimesKez, looking at the back storieshikayeleri of marriagesevlilikler --
88
291000
3000
Pazar Stilleri'nde aynı araştırmayı yapıyordum --
05:06
because they're very interestingilginç -- and I camegeldi to the marriageevlilik
89
294000
3000
çünkü çok ilginçlerdi -- ve Alice Charney Epstein'in
05:09
of AliceAlice CharneyCharney EpsteinEpstein. And she said
90
297000
3000
evliliğine denk geldim ve
05:12
that when she was in the datingescort scenefaliyet alani, sahne,
91
300000
2000
Flört ettiği zaman insanlara
05:15
she had a simplebasit testÖlçek she put people to.
92
303000
2000
basit bir test uyguladığını söyledi.
05:18
The testÖlçek was: from the momentan they got togetherbirlikte,
93
306000
2000
Test şöyleydi: Buluştukları andan itibaren,
05:20
how long it would take the guy to asksormak her a questionsoru
94
308000
3000
buluştuğu adamın "sen" ile başlayan bir soruyu kendisine sormasının
05:23
with the wordsözcük "you" in it.
95
311000
2000
ne kadar zaman alacağıydı.
05:25
And apparentlygörünüşe göre EpsteinEpstein acedAced the testÖlçek, thereforebu nedenle the articlemakale.
96
313000
4000
Görünüşe göre Epstein'ın testi ve konusu başarıya ulaştı.
05:29
(LaughterKahkaha)
97
317000
1000
(Gülüşmeler)
05:30
Now this is a -- it's a little testÖlçek
98
318000
2000
Bu ufak bir testtir.
05:32
I encourageteşvik etmek you to try out at a partyParti.
99
320000
2000
Bunu partide denemenizi öneririm.
05:34
Here at TEDTED there are great opportunitiesfırsatlar.
100
322000
2000
Burada TED'de büyük fırsatlar var.
05:38
The HarvardHarvard Businessİş ReviewBir daha gözden geçirme recentlyson günlerde had an articlemakale calleddenilen
101
326000
3000
Harvard Business Review 'da, işyerinde insanlarla
05:41
"The Humanİnsan MomentAn," about how to make realgerçek contacttemas
102
329000
3000
nasıl gerçek iletişim kurulacağıyla ilgili, "İnsan Önemi"
05:44
with a personkişi at work. And they said, well,
103
332000
3000
adıyla yakınlarda bir makale yayınlandı. Söylediklerine göre,
05:47
the fundamentaltemel thing you have to do is turndönüş off your BlackBerryBlackBerry,
104
335000
3000
yapmanız gereken temel şey BlackBerry'nizi kapatmak,
05:51
closekapat your laptopdizüstü, endson your daydreamdaydream
105
339000
3000
laptopunuzu kapatmak ve hayal kurmaktan vazgeçip
05:55
and payödeme fulltam attentionDikkat to the personkişi.
106
343000
2000
karşındakine tam bir dikkat vermektir.
05:58
There is a newlyYeni coinedicat wordsözcük in the Englishİngilizce languagedil
107
346000
4000
Yanımızdaki kişinin Blackberry'siyle ilgilendiği veya
06:03
for the momentan when the personkişi we're with whipskamçı out theironların BlackBerryBlackBerry
108
351000
3000
cep telefonlarına cevap verdiği ve birdenbire artık var olmadığımız
06:06
or answerscevaplar that cellhücre phonetelefon, and all of a suddenani we don't existvar olmak.
109
354000
3000
anlar için İngilizceye yeni giren bir sözcük var.
06:10
The wordsözcük is "pizzledpizzled": it's a combinationkombinasyon of puzzledşaşkın and pissedsarhoş off.
110
358000
4000
Bu kelime "belaltı edilmiş"dir. Şaşırmış ve öfkeliden türetilmiş bir birleşimdir.
06:14
(LaughterKahkaha)
111
362000
3000
(Gülüşmeler)
06:17
I think it's quiteoldukça aptapt. It's our empathyempati, it's our tuningayarlama in
112
365000
6000
Oldukça uygun olduğunu düşünüyorum. Bizi Makyavelist ve sosyopatlardan ayıran
06:24
whichhangi separatesayıran us from MachiavelliansMachiavellians or sociopathsSosyoloji.
113
372000
3000
empatimiz, uyum gösterme özelliğimizdir.
06:27
I have a brother-in-lawenişte who'skim an expertuzman on horrorkorku and terrorterör --
114
375000
5000
Terör ve korku uzmanı bir kayınbiraderim vardı --
06:32
he wroteyazdı the AnnotatedAçıklamalı DraculaDrakula, the EssentialTemel FrankensteinFrankenstein --
115
380000
3000
Dipnot Dracula ve Frankenstein'ın Özü'nü yazdı --
06:35
he was trainedeğitilmiş as a ChaucerChaucer scholarbilim adamı,
116
383000
1000
Chaucer bilgini olarak eğitim aldı,
06:36
but he was borndoğmuş in TransylvaniaTransilvanya
117
384000
2000
fakat Transilvanya'da doğmuş olması
06:38
and I think it affectedetkilenmiş him a little bitbit.
118
386000
2000
galiba onu bir parça etkiledi.
06:40
At any rateoran, at one pointpuan my brother-in-lawenişte, LeonardLeonard,
119
388000
4000
Her halükarda, bir noktada kayınbiraderim Leonard
06:44
decidedkarar to writeyazmak a bookkitap about a serialseri killerkatil.
120
392000
2000
seri katillerle ilgili bir kitap yazmaya karar verdi.
06:46
This is a man who terrorizedterörize the very vicinityçevresinde we're in
121
394000
3000
Bu, yıllar önce çok yakın civarımıza korku salan adamdır.
06:50
manyçok yearsyıl agoönce. He was knownbilinen as the SantaNoel Baba CruzCruz stranglerBoğazlayan.
122
398000
2000
Santa Cruz boğazlayıcısı olarak bilinirdi.
06:53
And before he was arrestedtutuklandı, he had murderedöldürülmüş his grandparentsBüyükanne ve büyükbaba,
123
401000
4000
Yakalanmadan önce, büyükanne ve büyükbabasını, annesini ve
06:57
his motheranne and fivebeş co-edsbüyükbabasını at UCUC SantaNoel Baba CruzCruz.
124
405000
3000
Santa Cruz California Üniversitesi'nden 5 okul arkadaşını öldürmüştü.
07:01
So my brother-in-lawenişte goesgider to interviewröportaj this killerkatil
125
409000
2000
Kayınbiraderim bu katille görüşmeye gitti ve
07:04
and he realizesanlar when he meetskarşılayan him
126
412000
2000
buluştuklarında bu adamın tamamen korku
07:06
that this guy is absolutelykesinlikle terrifyingdehşet verici.
127
414000
1000
saldığını farketti.
07:08
For one thing, he's almostneredeyse sevenYedi feetayaklar talluzun boylu.
128
416000
2000
İlk olarak adam 2 metreden uzundu.
07:10
But that's not the mostçoğu terrifyingdehşet verici thing about him.
129
418000
3000
Fakat onunla ilgili en çok korkutan bu değildi.
07:13
The scariesten korkunç thing is that his IQIQ is 160: a certifiedSertifikalı geniusdeha.
130
421000
5000
En korkuncu IQ'sunun 160 olmasıydı: Belgeli bir dahiydi.
07:19
But there is zerosıfır correlationbağıntı betweenarasında IQIQ and emotionalduygusal empathyempati,
131
427000
4000
Ama IQ ve duygusal empati, başkaları gibi hissetmek arasında hiç
07:23
feelingduygu with the other personkişi.
132
431000
1000
alaka yoktur.
07:25
They're controlledkontrollü by differentfarklı partsparçalar of the brainbeyin.
133
433000
2000
Bu ikisi beynin farklı yerleri tarafından kontrol edilir.
07:28
So at one pointpuan, my brother-in-lawenişte getsalır up the couragecesaret
134
436000
2000
Bu noktada, kayınbiraderim cevabını öğrenebilmeyi çok
07:31
to asksormak the one questionsoru he really wants to know the answerCevap to,
135
439000
2000
istediği soruyu sorabilecek cesareti toparladı.
07:33
and that is: how could you have donetamam it?
136
441000
3000
"Bunu nasıl yapabildin?" diye sordu.
07:36
Didn't you feel any pityyazık for your victimskurbanlar?
137
444000
2000
"Kurbanlarına hiç acımadın mı?"
07:38
These were very intimatesamimi murderscinayetleri -- he strangledboğularak öldürüldü his victimskurbanlar.
138
446000
3000
Bunlar çok içten cinayetlerdi -- kurbanlarını boğmuştu.
07:42
And the stranglerBoğazlayan saysdiyor very matter-of-factlyederken,
139
450000
2000
Kurbanını boğan bu kişi sakince şöyle dedi:
07:44
"Oh no. If I'd feltkeçe the distresssıkıntı, I could not have donetamam it.
140
452000
5000
"Yoo, hayır. Rahatsız olsam, bunu yapmazdım.
07:49
I had to turndönüş that partBölüm of me off. I had to turndönüş that partBölüm of me off."
141
457000
6000
Bu yönümü silmeliydim. Bu yönümü silmeliydim."
07:55
And I think that that is very troublingrahatsız,
142
463000
5000
Bunun çok rahatsız edici olduğunu düşünüyorum.
08:01
and in a senseduyu, I've been reflectingyansıtan on turningdöndürme that partBölüm of us off.
143
469000
4000
Bir bakıma, bu yönümüzü silmeyi düşünüyordum.
08:05
When we focusodak on ourselveskendimizi in any activityaktivite,
144
473000
2000
Herhangi bir aktivitede kendimize odaklandığımızda,
08:08
we do turndönüş that partBölüm of ourselveskendimizi off if there's anotherbir diğeri personkişi.
145
476000
3000
eğer karşımızda bir başkası varsa, bu yönümüzü siliyoruz.
08:12
Think about going shoppingalışveriş yapmak and think about the possibilitiesolasılıklar
146
480000
5000
Alışverişe çıkmayı ve şefkatli bir tüketiciliğin imkanlarını
08:17
of a compassionateşefkatli consumerismtüketimi özendirme.
147
485000
2000
düşünün.
08:20
Right now, as BillBill McDonoughMcDonough has pointedişaretlendi out,
148
488000
2000
Şimdi, Bill McDonough'ın vurguladığı gibi,
08:24
the objectsnesneleri that we buysatın almak and use have hiddengizli consequencessonuçları.
149
492000
4000
şu an satın aldığımız ve kullandığımız nesnelerin gizli sonuçları var.
08:28
We're all unwittingfarkında olmadan victimskurbanlar of a collectivetoplu blindkör spotyer.
150
496000
3000
Hepimiz toplu bir kör noktanın bilinçsiz kurbanlarıyız.
08:32
We don't noticeihbar and don't noticeihbar that we don't noticeihbar
151
500000
2000
Farkına varmıyoruz ve
08:35
the toxictoksik moleculesmoleküller emittedyayılan by a carpethalı or by the fabrickumaş on the seatsKoltuklar.
152
503000
6000
koltuklarının kumaşının veya halının zehir moleküllerini tuttuğunun da farkında değiliz.
08:42
Or we don't know if that fabrickumaş is a technologicalteknolojik
153
510000
5000
yada da bu kumaşın teknolojik bir ürün olup olmadığını bilmiyoruz
08:47
or manufacturingimalat nutrientbesin; it can be reusedyeniden
154
515000
4000
veya üretilen bu gıdanın tekrardan kullanılabileceğini
08:51
or does it just endson up at landfilldüzenli depolama? In other wordskelimeler,
155
519000
2000
veya çöp yığını olarak mı kalacağını.
08:53
we're oblivioushabersiz to the ecologicalekolojik and publichalka açık healthsağlık
156
521000
5000
Diğer bir deyişle, ekolojik ve toplum sağlığına, satın aldığımız şeylerin sosyal ve
08:59
and socialsosyal and economicekonomik justiceadalet consequencessonuçları
157
527000
3000
ekonomik hakkaniyetlerinin sonuçlarına karşı
09:02
of the things we buysatın almak and use.
158
530000
2000
duyarsızız.
09:06
In a senseduyu, the roomoda itselfkendisi is the elephantfil in the roomoda,
159
534000
4000
Diğer bir deyişle, aslında herşey çok açık ve ortada
09:10
but we don't see it. And we'vebiz ettik becomeolmak victimskurbanlar
160
538000
4000
ama biz göremiyoruz. Bizi işaret eden
09:14
of a systemsistem that pointsmakas us elsewherebaşka yerde. ConsiderDüşünün this.
161
542000
3000
sistemin kurbanları oluyoruz. Bunu düşünün.
09:18
There's a wonderfulolağanüstü bookkitap calleddenilen
162
546000
3000
Eşya: Gündelik Nesnelerin Gizli Hayatı
09:22
StuffŞeyler: The HiddenGizli Life of EverydayHer gün ObjectsNesneleri.
163
550000
2000
adında muhteşem bir kitap var.
09:25
And it talksgörüşmeler about the back storyÖykü of something like a t-shirttişört.
164
553000
3000
Mesela bir t-shirt'ün yapımıyla ilgili bilgi vardır.
09:28
And it talksgörüşmeler about where the cottonpamuk was grownyetişkin
165
556000
3000
Pamuğunun nerede yetiştiği ve kullanılan gübre ile ilgili
09:31
and the fertilizersGübreler that were used and the consequencessonuçları
166
559000
2000
ve bu gübrenin kullanımının topraktaki etkileriyle ilgili
09:33
for soiltoprak of that fertilizergübre. And it mentionsbahseder, for instanceörnek,
167
561000
4000
bilgi verir. Mesela şundan da bahseder,
09:37
that cottonpamuk is very resistantdayanıklı to textileTekstil dyeboya;
168
565000
3000
pamuk tekstil boyasına dirençlidir;
09:40
about 60 percentyüzde washesyıkar off into wastewateratıksu.
169
568000
3000
bu boyanın yüzde 60'ı yıkandığında atık suya karışır.
09:43
And it's well knownbilinen by epidemiologistsepidemiyologlar that kidsçocuklar
170
571000
3000
Salgın hastalık uzmanları tarafından, tekstil merkezlerine yakın
09:46
who livecanlı nearyakın textileTekstil worksEserleri tendeğiliminde to have highyüksek ratesoranları of leukemiaLösemi.
171
574000
5000
yaşayan çocukların, lösemiye yakalanma ihtimalinin yüksek olduğu iyi bilinir.
09:52
There's a companyşirket, BennettBennett and CompanyŞirket, that suppliesgereçler PoloPolo.comcom,
172
580000
4000
Polo.com'un, Victoria's Secret' ın tedarikçisi Bennett and Co. adında
09:57
Victoria'sVictoria'nın SecretGizli -- they, because of theironların CEOCEO, who'skim awarefarkında of this,
173
585000
5000
bir şirket var -- bu durumun farkında olan CEO'ları sayesinde,
10:03
in ChinaÇin formedoluşturulan a jointortak venturegirişim with theironların dyeboya worksEserleri
174
591000
4000
Çin'deki boyacıları ile atık suların yeraltı suyuna
10:07
to make sure that the wastewateratıksu
175
595000
2000
karışmadan önce uygun bir şekilde
10:09
would be properlyuygun şekilde takenalınmış carebakım of before it returnediade to the groundwateryeraltı suyu.
176
597000
4000
ilgilenileceğinden emin olacakları bir ortak girişim kurdular.
10:13
Right now, we don't have the optionseçenek to chooseseçmek the virtuousErdemli t-shirttişört
177
601000
4000
Şimdi, düzgün üretilmiş bir t-shirt'ün yerine kötü koşullarla üretilmişi
10:18
over the non-virtuousErdemli one. So what would it take to do that?
178
606000
4000
tercih etme şanımız yok. Peki bize bunu yaptıran nedir?
10:25
Well, I've been thinkingdüşünme. For one thing,
179
613000
3000
Bunun üzerinde düşünüyordum. İlk olarak,
10:28
there's a newyeni electronicelektronik taggingetiketleme technologyteknoloji that allowsverir any storemağaza
180
616000
5000
raftaki bir ürünün baştan sona kadar hangi aşamalardan geçtiğini
10:33
to know the entiretüm historytarih of any itemmadde on the shelvesraflar in that storemağaza.
181
621000
4000
bildiren yeni bir elektronik etiketleme sistemi var. Fabrikaya kadar takip edebilirsiniz.
10:38
You can trackiz it back to the factoryfabrika. OnceBir kez you can trackiz it
182
626000
2000
Fabrikadaki kayıtlarına kadar
10:40
back to the factoryfabrika, you can look at the manufacturingimalat processessüreçler
183
628000
4000
takip edebiliyorsanız, geçirdiği tüm üretim
10:44
that were used to make it, and if it's virtuousErdemli,
184
632000
4000
sürecini de öğrenebilir ve düzgün üretilmişse,
10:48
you can labeletiket it that way. Or if it's not so virtuousErdemli,
185
636000
4000
bu şekilde hatırınıza alabilirsiniz. Eğer bu şekide üretilmemişse,
10:52
you can go into -- todaybugün, go into any storemağaza,
186
640000
4000
bunu da anlayabilirsiniz -- bugün, herhangi bir mağazaya gidin,
10:56
put your scannertarayıcı on a palmavuç içi ontoüstüne a barcodeBarkod,
187
644000
3000
telefonunuzun barkod okuyucusuyla etiketi
10:59
whichhangi will take you to a websiteWeb sitesi.
188
647000
2000
tarayın ve sizi websitesine yönlendirsin.
11:01
They have it for people with allergiesAlerji to peanutsFıstık.
189
649000
2000
Bunu fıstığa karşı alerjisi olanlar için kullanıyorlar.
11:04
That websiteWeb sitesi could tell you things about that objectnesne.
190
652000
2000
Website baktığınız ürünle ilgili tüm bilgileri size verebilir.
11:07
In other wordskelimeler, at pointpuan of purchasesatın alma,
191
655000
1000
Diğer bir deyişle,
11:08
we mightbelki be ableyapabilmek to make a compassionateşefkatli choiceseçim.
192
656000
4000
satınalma noktasında şefkatli kararımızı verebilecek durumda oluruz.
11:12
There's a sayingsöz in the worldDünya of informationbilgi scienceBilim:
193
660000
6000
Enformasyon biliminde bir deyiş vardır: Eninde sonunda
11:18
ultimatelyen sonunda everybodyherkes will know everything.
194
666000
3000
herkes herşeyi bilecek.
11:21
And the questionsoru is: will it make a differencefark?
195
669000
2000
Şimdi soru şu: Bir fark yaratacak mı?
11:25
Some time agoönce when I was workingçalışma for The NewYeni YorkYork TimesKez,
196
673000
3000
Bir süre önce New York Times'ta çalışırken,
11:29
it was in the '80s, I did an articlemakale
197
677000
2000
80'li yıllardaydı bu, New York'ta ortaya çıkan yeni
11:31
on what was then a newyeni problemsorun in NewYeni YorkYork --
198
679000
2000
bir problemle ilgili bir makale yazdım --
11:33
it was homelessevsiz people on the streetssokaklar.
199
681000
2000
Sokaklardaki evsizlerle ilgiliydi.
11:35
And I spentharcanmış a coupleçift of weekshaftalar going around with a socialsosyal work agencyAjans
200
683000
4000
Evsizlerden sorumlu bir sosyal hizmetler birimiyle beraber
11:39
that ministeredministered to the homelessevsiz. And I realizedgerçekleştirilen seeinggörme the homelessevsiz
201
687000
3000
iki haftamı geçirdim. Onların, evsizleri gidecek bir yerleri olmayan
11:42
throughvasitasiyla theironların eyesgözleri that almostneredeyse all of them were psychiatricpsikiyatrik patientshastalar
202
690000
5000
psikolojik hastalar olarak gördüklerinin farkına vardım.
11:47
that had nowhereHiçbir yerde to go. They had a diagnosisTanı. It madeyapılmış me --
203
695000
4000
Onlara bir tanı konmuştu. Bana ne yaptığı --
11:52
what it did was to shakesallamak me out of the urbankentsel trancetrans where,
204
700000
3000
bana yaptığı, gözümüzün önünde olmasına, gördüğümüz halde
11:56
when we see, when we're passinggeçen someonebirisi who'skim homelessevsiz
205
704000
3000
yanından geçip gitmemize sebep olan
11:59
in the peripheryçevre of our visionvizyon, it stayskalır on the peripheryçevre.
206
707000
3000
kentsel trans halinden beni çekip çıkarmasıydı.
12:04
We don't noticeihbar and thereforebu nedenle we don't actdavranmak.
207
712000
2000
Farkına varmıyor ve bu yüzden de tepki vermiyoruz.
12:09
One day soonyakında after that -- it was a FridayCuma -- at the endson of the day,
208
717000
5000
Bundan bir gün sonra -- bir Cuma günüydü -- günün sonunda, metroya doğru
12:14
I wentgitti down -- I was going down to the subwaymetro. It was rushacele hoursaat
209
722000
3000
gittim -- metroya gidiyordum. İş çıkışı vaktiydi
12:17
and thousandsbinlerce of people were streamingyayın Akışı down the stairsmerdiven.
210
725000
2000
ve binlerce insan merdivenlerden aşağı iniyordu.
12:19
And all of a suddenani as I was going down the stairsmerdiven
211
727000
2000
Ve bir anda, merdivenlerden aşağı inerken,
12:21
I noticedfark that there was a man slumpedyığılmış to the sideyan,
212
729000
3000
insanların -- yüzlerce ve yüzlercesinin üzerinden geçtiği,
12:24
shirtlessgömleksiz, not movinghareketli, and people were just steppingAdım over him --
213
732000
4000
hareketsiz, üstünde bir şey olmayan, boylu boyunca yatan
12:29
hundredsyüzlerce and hundredsyüzlerce of people.
214
737000
1000
bir adamı farkettim.
12:31
And because my urbankentsel trancetrans had been somehowbir şekilde weakenedzayıflamış,
215
739000
3000
Kentsel trans halim bir şekilde zayıfladığından,
12:35
I foundbulunan myselfkendim stoppingDurduruluyor to find out what was wrongyanlış.
216
743000
3000
kendimi, sorunun ne olduğunu anlamak için dururken buldum.
12:39
The momentan I stoppeddurduruldu, halfyarım a dozendüzine other people
217
747000
2000
Durduğum anda, yarım düzine insan bir anda adamın
12:42
immediatelyhemen ringedhalkalı the sameaynı guy.
218
750000
1000
çevresinde halka oldu.
12:44
And we foundbulunan out that he was Hispanicİspanyol, he didn't speakkonuşmak any Englishİngilizce,
219
752000
2000
Onun Bir Latin olduğunu, İngilizce bilmediğini,
12:46
he had no moneypara, he'diçin ona been wanderinggöçebe the streetssokaklar for daysgünler, starvingçok aç,
220
754000
5000
parası olmadığını, sokaklarda amaçsız gezindiğini, açlık çektiğini ve açlıktan bitap düştüğünü
12:51
and he'diçin ona faintedbayıldı from hungeraçlık.
221
759000
1000
anladık.
12:52
ImmediatelyHemen someonebirisi wentgitti to get orangePortakal juiceMeyve suyu,
222
760000
2000
Hemen birisi portakal suyu getirmeye gitti,
12:54
someonebirisi broughtgetirdi a hotdogHotdog, someonebirisi broughtgetirdi a subwaymetro coppolis.
223
762000
2000
başka birisi sosisli sandviç satınaldı, bir diğeri metro polisini çağırdı.
12:57
This guy was back on his feetayaklar immediatelyhemen.
224
765000
3000
Bu adam hemen ayakları üzerine dikildi.
13:00
But all it tookaldı was that simplebasit actdavranmak of noticingfark,
225
768000
4000
Ve hepsi basit bir farkındalık sayesinde olmuştu.
13:05
and so I'm optimisticiyimser.
226
773000
1000
Ve ben bu konuda iyimserim.
13:06
Thank you very much.
227
774000
1000
Çok teşekkür ederim.
13:07
(ApplauseAlkış)
228
775000
2000
(Alkış)
Translated by Ramazan Gurer
Reviewed by Sinan Ünlüsoy

▲Back to top

ABOUT THE SPEAKER
Daniel Goleman - Psychologist
Daniel Goleman, psychologist and award-winning author of Emotional Intelligence and other books on EI, challenges traditional measures of intelligence as a predictor of life success.

Why you should listen

Daniel Goleman brought the notion of "EI" to prominence as an alternative to more traditional measures of IQ with his 1995 mega-best-seller Emotional Intelligence.

Since the publication of that book, conferences and academic institutes have sprung up dedicated to the idea. EI is taught in public schools, and corporate leaders have adopted it as a new way of thinking about success and leadership. EI, and one's "EIQ," can be an explanation of why some "average" people are incredibly successful, while "geniuses" sometimes fail to live up to their promise.

More profile about the speaker
Daniel Goleman | Speaker | TED.com