Ben Saunders: To the South Pole and back — the hardest 105 days of my life
Ben Saunders: Güney Kutbu'na gidiş ve dönüş — hayatımın en zor 105 günü
In 2004, Ben Saunders became the youngest person ever to ski solo to the North Pole. In 2013, he set out on another record-breaking expedition, this time to retrace Captain Scott’s ill-fated journey to the South Pole on foot. Full bio
Double-click the English transcript below to play the video.
intelligentsia that is TED,
stuff around cold places.
uzmanı olarak duruyorum.
for most of my adult life,
kutup keşiflerine önderlik ettim
Tarka L'Herpiniere and I
Tarka L'Herpiniere ve ben
expedition I've ever attempted.
en iddialı keşfi tamamladık.
transported straight here
çoğunlukla sızlanıp sövdüğüm
straight to the TED stage.
gibi hissediyorum.
that hasn't been entirely seamless.
olmadığını düşünebilirsiniz.
memory is entirely shot.
kısacık gibi gelmesi.
boyunca çok fazla
in the next 17 minutes.
bazı notlar almak zorundaydım.
about this expedition,
or building space telescopes,
uzay teleskopları yapmasak da,
we had to achieve something
bir şeye ulaşmak için
find some food for thought.
bir şeyler bulabilirsiniz.
expedition in Antarctica,
yolculuk, bir keşifti,
highest altitude continent on Earth.
ve en yüksek rakımlı kıtaya.
It's a huge place.
Devasa bir yer.
as China and India put together.
büyüklükte olan bir kıta.
in the last few days,
may get at TED in a few years' time,
rastlamasını beklediğim bir şey,
with Lindblad for our anniversary."
Lindblad'le Antarktika'ya gittik."
for the marathon?"
oraya maraton için mi gittin?"
69 marathons back to back
arkaya 69 maratondu.
on foot from the coast of Antarctica
Kutbuna ve oradan geriye
gidiş dönüş yolculuğuydu.
journey in history by more than 400 miles.
650 kilometren fazla bir farkla kırdık.
here to San Francisco,
San Francisco'ya yürüdükten sonra,
and walking back again.
bu uzun bir geziydi
most succinctly here
Malezya'nın kutsal sayfalarında
of Business Insider Malaysia.
That Killed Everyone The Last Time It Was Attempted"]
Herkesin Öldüğü Kutup Keşfini Henüz Tamamladı"]
and indeed the odds of survival.
çok güzel konuştu.
attempted this journey before us,
kalkışan dokuz kişiden
to attempt this expedition.
Güney Kutbuna
the first to reach the South Pole,
iç bölgelerini haritalamak için,
the interior of Antarctica,
the moon through telescopes.
sayesinde görebiliyorduk.
a century ago, uncharted.
önce keşfedilmemişti.
Terra Nova Expedition in 1910,
Terra Nova Keşfi,
siege-style approach.
yaklaşımla başladı.
midillileri kullanarak,
traktörleri kullanarak,
depots of food and fuel
ve yakıt deposu bırakarak,
would travel to the Pole,
final ekibi Kutba seyahat edebilir,
back to the coast again on foot.
kıyıya kayakla gidebilirdi.
in January 1912
by a Norwegian team led by Roald Amundsen,
köpek kızaklarına binen Norveçli ekibin
this journey has remained unfinished.
bu yolculuk bitmeden kaldı.
on the return journey.
yolculuğunda hayatlarını kaybetti.
kendime soruyorum.
the high-water mark?
noktası olarak kalır?
2.500 kilometrelik alanı geçti.
of human endurance,
insan çabasının,
human athletic achievement
zirve noktası bu.
predictable combination of curiosity,
to try to finish the job.
olabileceğime dair düşünmeye sevk etti.
there were just two of us,
sadece ikimiz vardık
of Antarctica in October last year,
kıyısından yola çıktık.
here to San Francisco and back,
yürüyüp dönmek kadar derken,
something that weighs a shade more
oyuncusundan biraz daha
yürümeyi kastettim.
of Scott's ponies pulled.
çektiği ağırlıkla aynı.
0,8 kilometre yaptık.
attempted this journey until now,
bir yüzyıldan fazla süredir
kalkışmamasının sebebi
stupid enough to try.
yeterince aptal olmamasıydı.
sense of the word —
or mapping any uncharted valleys —
meçhul vadileri haritalamıyorduk.
territory in a human sense.
adım attığımızı düşünüyorum.
there is an area of the human brain
beyninde bir alanın,
aydınlandığını öğrenirsek
spends 90 percent of their time indoors.
zamanının %90'ını
geçirdiğini duymuşsunuzdur.
for nearly four months.
three times in 105 days
üç kez değiştirdim
30 square feet on the canvas.
3 metrekareyi paylaştık.
that Scott could never have imagined.
bir teknolojiye sahiptik.
from the tent via a laptop
çalışan bir dizüstü bilgisayar
panel over the tent.
fotovoltaik panelimiz vardı.
literature of adventure and exploration,
kitaplarından etkilenmiştim
here this week
the power of storytelling.
ve gücünü gördük.
challenges that Scott faced
karşılaştığı sorunlar bizim
what Scott called glide,
kayma dediği şey,
the sledges and the snow.
sürtünme miktarı.
we experienced was in the -70s,
sıcaklık -70'lerdeydi
what's called white-out,
çoğunluğunda beyaz körlük
in the world, the Beardmore glacier.
üzerinde gittik ve geldik.
is what's called blue ice.
büyük bir kısmı mavi buz denen hâlde.
shimmering steel-hard blue surface
çelik sertliğinde parlak mavi
and thousands of crevasses,
up to 200 feet deep.
60 metre derinliği bulabiliyor.
chance of being rescued.
tehlikede olduğumuz zamandı.
after 61 days on foot,
61 gün sonra vardık,
something of an anticlimax.
ama biraz düş kırıklığıydı.
at the South Pole.
Amundsen-Scott Kutup İstasyonu.
they have a canteen,
as a movie theater.
basketbol sahaları var.
365 days of the year
ve sinema salonlarıyla
and movie theaters,
a lot of empty cardboard boxes.
kutu ortaya çıkıyor gibi.
this photograph,
from the South Pole.
üzere bekliyor.
rekor sürede, tarihte herkesten
than anyone in history.
and flown home,
the eminently sensible thing to do,
the right tools, the right technology,
araçlarınız, doğru teknolojiniz varsa,
and enough determination,
ve yeterli azminiz varsa,
10.000 fit üzerinde,
very cold, very dry, we were exhausted.
biz de bitap düşmüştük.
that didn't exist for Scott,
24 saat takip sinyalleri,
limits as human beings.
seyretmemize izin verdi.
of starvation day after day
noktasına getirerek
full of food.
bir işkence şekli.
in sponsorship proposals
insan dayanıklılığının
of human endurance,
satırlar yazıyordum,
a very frightening place to be indeed.
olmak çok korkutucu.
headwind, which slowed us down.
karşıdan esen rüzgârla karşılaştık.
of eating half rations.
birkaç gün oldu.
in the sledges to make this journey,
kızaklarda sınırlı
the calories we should have been eating.
düşürerek, bunu esnetmeye çalışıyorduk.
increasingly hypoglycemic —
hipoglisemik olduk-
levels day after day —
seviyelerimiz oldu-
to the extreme cold.
duyarlı hâle geldik.
with hypothermia.
something I hadn't experienced before,
tekrarlanan hipotermi nöbetleri geçirdik
like to think, as I do,
bir kişi olduğunuzu,
of person who doesn't quit,
to lie down and quit.
istediğimi hatırlıyorum.
to be debilitated to that degree.
benim için gerçek bir sürprizdi.
75 kilometre uzaklıktaydık.
for our return journey —
ve yakıtı sahiden gömmüştük-
could melt snow to get water —
için karı eritebiliyorsunuz-
karar almaya mecbur kalmıştım,
to call for a resupply flight,
to tide us over that gap.
yiyecek taşıyan kızaklı bir uçak.
from the other side of Antarctica.
ulaşmak 12 saatlerini aldı.
the toughest decisions of my life.
en zor kararlardan biriydi.
standing here now with a sort of belly.
biraz sahtekâr gibi görünüyorum.
in the last three weeks.
an interesting mental scar,
bir ruhsal yara bıraktı,
every hotel buffet that I can find.
büfesini temizliyorum.
and in quite a bad way.
hem de çok fena.
for that plane for a second,
olsun pişman değilim,
telling this story.
bu hikâyeyi anlatıyorum.
was never part of the plan,
hiçbir zaman planın bir parçası değildi
is still struggling with.
ettiği bir şey.
the spikes on our boots
over this blue ice on the glacier —
botlarımızdaki o çiviler,
160 kilometre yolumuz vardı.
ihtiyaçları vardı.
of the Beardmore Glacier.
girişine doğru bir bakış.
in the gap on the horizon.
boşluğa sığdırabilirsiniz.
Mount Hope and Mount Kiffin.
arası 30 kilometredir.
as I did in Antarctica.
kadar küçük hissetmedim.
to the mouth of the glacier,
the dozens of deep crevasses.
yarığı gizlediğini gördük.
crossing this sort of terrain
bir alanı geçmenin,
of a railway station.
yürümek gibi olduğunu anlatmış.
than I can remember,
fazla sayıda düştük,
or a boot through the snow.
kayak veya bot giydik.
the way up to our armpits,
kadar içeri girdik,
after 105 days,
105 gün sonra
inauspicious finish line,
bitiş çizgisini geçtik,
on the New Zealand side of Antarctica.
tarafındaki Ross Adası kıyısı.
kayayı görebilirsiniz.
ski trail of nearly 1,800 miles.
bozulmamış kayak pisti duruyor.
polar journey on foot,
yaya yolculuğunu yaptık,
of doing for a decade.
much thought to what happens
olduğun amaca
most of your adult life to,
kafa yormadığımı itiraf edeceğim
still figuring that bit out.
bunu bulmaya çalışıyorum.
superficial signs that I've been away.
çok az yapay işaret var.
covered in makeup now, frostbite scars.
kapanmış soğuk ısırması izlerim var.
each cheek, from where the goggles are,
gözlüklerin olduğu yerde bir tane var,
different person indeed.
çok farklı bir insanım.
and humbled me so deeply
ve alçakgönüllü yaptı ki,
to put it into words.
dökemeyeceğimden emin değilim.
together my thoughts.
hâlâ zorlanıyorum.
telling this story
accomplish great things,
hard enough, as Sting said,
bir şeyi yeterince çok
olacağına dair bir kanıt.
saying, you know what,
durup şöyle diyorum,
more important than the destination?
hakkındaki klişeyi biliyorsunuz.
that the biggest lesson
might be teaching me
a finish line,
hayal ettiği mükemmelliğin
us seem to dream of
ulaşılabilir olamayabilir.
here, today, now, on our journeys
that we all inhabit,
karmaşanın ve mücadelenin,
the half-finished to-do lists,
yapılacaklar listeleri"nin,
daha iyi olacak"ların ortasında,
ne yapacağımı sordu.
and in front of hotel buffets.
ve otel büfelerinin önünde çok mutluyum.
of character to fight it. (Laughter)
güçlü kişiliğim var. (Gülüşmeler)
ABOUT THE SPEAKER
Ben Saunders - Polar explorerIn 2004, Ben Saunders became the youngest person ever to ski solo to the North Pole. In 2013, he set out on another record-breaking expedition, this time to retrace Captain Scott’s ill-fated journey to the South Pole on foot.
Why you should listen
Although most of the planet's surface was mapped long ago, there's still a place for explorers in the modern world. And Ben Saunders' stories of arctic exploration -- as impressive for their technical ingenuity as their derring-do -- are decidedly modern. In 2004, at age 26, he skied solo to the North Pole, updating his blog each day of the trip. Humble and self-effacing, Saunders is an explorer of limits, whether it's how far a human can be pushed physically and psychologically, or how technology works hundreds of miles from civilization. His message is one of inspiration, empowerment and boundless potential.
He urges audiences to consider carefully how to spend the “tiny amount of time we each have on this planet.” Saunders is also a powerful advocate for the natural world. He's seen first-hand the effects of climate change, and his expeditions are raising awareness for sustainable solutions.
Being the youngest person to ski solo to the North Pole did not satiate Saunders' urge to explore and push the boundaries. In 2008, he attempted to break the speed record for a solo walk to the North Pole; however, his journey was ended abruptly both then and again in 2010 due to equipment failure. From October 2013 to February 2014, he led a two-man team to retrace Captain Robert Falcon Scott’s ill-fated 1,800-mile expedition to the South Pole on foot. He calls this journey the hardest 105 days of his life.
Ben Saunders | Speaker | TED.com