TED2015
Jeffrey Brown: How we cut youth violence in Boston by 79 percent
Rahip Jeffrey Brown: Boston'da genç şiddeti nasıl yüzde 79 azalttık
Filmed:
Readability: 3.8
1,146,238 views
"Boston Mucizesi" mimarı Rahip Jeffrey Brown, genç bir vaiz iken çevresindeki Boston mahallelerinin gözü önünde çöküşünü izliyordu. Uyuşturucu ve şiddet sokaklardaki çocukları esir almıştı. Tedavi için ilk adım: Çocukları dinlemek, onlara nasihat etmemek ve mahallelerinde şiddetin azalmasında onlara yardım etmek. Bir değişim yapmak için dinlemek adına güçlü bir konuşma.
Jeffrey Brown - Pastor
A key player in the "Boston miracle" that lowered the rate of youth crime and gang violence, Rev. Jeffrey Brown is a Baptist minister. Full bio
A key player in the "Boston miracle" that lowered the rate of youth crime and gang violence, Rev. Jeffrey Brown is a Baptist minister. Full bio
Double-click the English transcript below to play the video.
00:12
I've learned some of
my most important life lessons
my most important life lessons
0
599
4781
Hayat derslerimden en önemlilerini
00:17
from drug dealers
1
5380
2499
uyuşturucu tacirlerinden
00:19
and gang members
2
7879
2371
ve çete üyelerinden
00:22
and prostitutes,
3
10250
2253
ve fahişelerden öğrendim
00:24
and I've had some of my most
profound theological conversations
profound theological conversations
4
12503
5627
ve en etkili teolojik
sohbetlerimden bazılarını
sohbetlerimden bazılarını
00:30
not in the hallowed halls of a seminary
5
18130
3574
kutsal papaz okulu koridorlarında değil
00:33
but on a street corner
6
21704
2416
sokak köşelerinde
00:36
on a Friday night, at 1 a.m.
7
24120
2931
Cuma gecesi, saat 1'de yaptım.
00:39
That's a little unusual, since I am
a Baptist minister, seminary-trained,
a Baptist minister, seminary-trained,
8
27701
6171
Okulda yetişmiş ve 20 yıldan fazla
bir süredir kilisede vaizlik yapan
bir süredir kilisede vaizlik yapan
00:45
and pastored a church for over 20 years,
9
33872
4354
bir papaz olduğum için
bu biraz sıradışı
bu biraz sıradışı
00:50
but it's true.
10
38226
1248
ama bu doğru.
00:52
It came as a part of my participation
11
40594
2670
Büyük bir şehirde sekiz yıllık süreçte
00:55
in a public safety
crime reduction strategy
crime reduction strategy
12
43264
4226
şiddet suçlarında yüzde 79 azalma sağlayan
00:59
that saw a 79 percent reduction
in violent crime
in violent crime
13
47490
3757
bir halk güvenliği
suçu azaltma stratejisinin
suçu azaltma stratejisinin
01:03
over an eight-year period in a major city.
14
51247
3278
bir parçası olmamla başladı.
01:07
But I didn't start out wanting to be
15
55385
1857
Fakat ben bu işe birilerinin
suçu azaltma stratejisinin
suçu azaltma stratejisinin
01:09
a part of somebody's
crime reduction strategy.
crime reduction strategy.
16
57242
3343
bir parçası olmayı isteyerek girmedim.
01:13
I was 25, had my first church.
17
61335
2885
25 yaşındaydım, ilk kilisemdi.
01:16
If you would have asked me
what my ambition was,
what my ambition was,
18
64220
2380
Tutkumun ne olduğunu soracak olsaydınız,
01:18
I would have told you
I wanted to be a megachurch pastor.
I wanted to be a megachurch pastor.
19
66600
4317
size büyük kilise vaizi
olmak istediğimi söylerdim.
olmak istediğimi söylerdim.
01:22
I wanted a 15-, 20,000-member church.
20
70918
3947
15-20.000 üyesi olan bir kilise istedim.
01:26
I wanted my own television ministry.
21
74865
2810
Kendi televizyonumda vaizlik istedim.
01:29
I wanted my own clothing line.
22
77675
2716
Kendi giyisi markamı istedim.
01:32
(Laughter)
23
80391
1356
(Gülüşmeler)
01:33
I wanted to be your long distance carrier.
24
81747
2141
Sizin uzun mesafe kuryeniz olmak istedim.
01:35
You know, the whole nine yards.
25
83888
1844
Ne var ne yok hepsi.
01:37
(Laughter)
26
85732
2693
(Gülüşmeler)
01:40
After about a year of pastoring,
27
88425
3053
Yaklaşık bir yıllık vaizlikten sonra,
01:43
my membership went up about 20 members.
28
91478
3622
üyelerim 20 kadar oldu.
01:47
So megachurchdom was way down the road.
29
95100
3630
Yani büyük kilise hayali daha çok uzaktaydı.
01:50
But seriously, if you'd have said,
"What is your ambition?"
"What is your ambition?"
30
98730
2824
Ama gerçekten, bana sorsaydınız
"Tutkun nedir?" diye,
"Tutkun nedir?" diye,
01:53
I would have said just to be
a good pastor,
a good pastor,
31
101554
2021
iyi bir vaiz olmak istediğimi söylerdim.
01:55
to be able to be with people
through all the passages of life,
through all the passages of life,
32
103575
4365
Her türlü insanla birlikte olabilmeyi,
01:59
to preach messages that would have
an everyday meaning for folks,
an everyday meaning for folks,
33
107940
4273
insanların hayatlarına etki edecek
mesajlar vaaz etmeyi
mesajlar vaaz etmeyi
02:04
and in the African-American tradition,
34
112213
2902
ve Afro-Amerikan geleneğindeki gibi
02:07
to be able to represent
the community that I serve.
the community that I serve.
35
115115
4150
hizmet ettiğim topluluğu
temsil etmeyi isterdim.
temsil etmeyi isterdim.
02:11
But there was something else
that was happening in my city
that was happening in my city
36
119265
5068
Fakat şehrimde başka bir şeyler oluyordu
02:16
and in the entire metro area,
37
124333
2031
ve tüm metropol çevresinde
02:18
and in most metro areas
in the United States,
in the United States,
38
126364
3761
ve Birleşik Devletlerin
çoğu metropol alanında
çoğu metropol alanında
02:22
and that was the homicide rate
started to rise precipitously.
started to rise precipitously.
39
130125
5409
cinayet oranı hızla yükselmeye başladı.
02:27
And there were young people
who were killing each other
who were killing each other
40
135534
2567
Ve gençler birbirlerini öldürüyorlardı.
02:30
for reasons that I thought
were very trivial,
were very trivial,
41
138101
2647
Lise koridorunda birine çarpmak gibi
02:32
like bumping into someone
in a high school hallway,
in a high school hallway,
42
140748
4894
bana göre önemsiz nedenlerle
02:37
and then after school,
shooting the person.
shooting the person.
43
145652
3269
okul sonrası birini vuruyorlardı.
02:40
Someone with the wrong color shirt on,
44
148921
3506
Yanlış renkte bir tişört giyen,
02:44
on the wrong street corner
at the wrong time.
at the wrong time.
45
152427
4203
yanlış zamanda yanlış sokaktan geçen biri.
02:48
And something needed
to be done about that.
to be done about that.
46
156630
2948
Ve bununla ilgili bir şey
yapılması gerekiyordu.
yapılması gerekiyordu.
02:52
It got to the point where it started
to change the character of the city.
to change the character of the city.
47
160548
4324
İş şehrin karakterinin değiştirmeye
başladığı bir noktaya geldi.
başladığı bir noktaya geldi.
02:56
You could go to any housing project,
48
164872
2228
Herhangi bir sosyal konut projesine gidin,
02:59
for example, like the one that was
down the street from my church,
down the street from my church,
49
167100
3159
mesela, kilisemin aşağı sokağındakine
03:02
and you would walk in,
and it would be like a ghost town,
and it would be like a ghost town,
50
170259
2902
ve içeri girdiğinizde bir hayalet kasabası gibidir
03:05
because the parents wouldn't allow
their kids to come out and play,
their kids to come out and play,
51
173161
3622
çünkü aileler çocuklarının dışarı çıkıp
oynamasına izin vermez.
oynamasına izin vermez.
03:08
even in the summertime,
because of the violence.
because of the violence.
52
176783
3064
Yazın bile, sebebi ise şiddet.
03:11
You would listen in the neighborhoods
on any given night,
on any given night,
53
179847
2752
Herhangi bir gece alışmamış bir kulağa
03:14
and to the untrained ear,
it sounded like fireworks,
it sounded like fireworks,
54
182599
3228
havai fişek gibi gelen sesler
03:17
but it was gunfire.
55
185827
1380
aslında tabanca sesidir.
03:19
You'd hear it almost every night,
when you were cooking dinner,
when you were cooking dinner,
56
187207
3833
Neredeyse her gece duyarsınız;
yemek pişirirken,
yemek pişirirken,
03:23
telling your child a bedtime story,
or just watching TV.
or just watching TV.
57
191040
4022
çocuğunuza uyku masalı anlatırken
veya televizyon izlerken.
veya televizyon izlerken.
03:28
And you can go to any emergency
room at any hospital,
room at any hospital,
58
196200
4794
Ve herhangi bir hastanenin
aciline gidebilirseniz
aciline gidebilirseniz
03:32
and you would see lying on gurneys
59
200994
3129
sedye üzerinde yatan
genç siyahi ve Latin adamların
genç siyahi ve Latin adamların
03:36
young black and Latino men
shot and dying.
shot and dying.
60
204123
3964
vurulmuş ve ölmek üzere
olduklarını görürsünüz.
olduklarını görürsünüz.
03:40
And I was doing funerals,
61
208697
1835
Cenazelere gidiyordum,
03:42
but not of the venerated matriarchs
and patriarchs who'd lived a long life
and patriarchs who'd lived a long life
62
210532
4458
fakat hakkında çok şey
söylenebilecek, uzun yıllar yaşamış
söylenebilecek, uzun yıllar yaşamış
03:46
and there's a lot to say.
63
214990
2902
saygı değer bayanlar ve adamlar değildi.
03:49
I was doing funerals of 18-year-olds,
64
217892
2856
18 yaşındakilerin cenazelerine gidiyordum,
03:52
17-year-olds,
65
220748
1962
17 yaşında
03:54
and 16-year-olds,
66
222710
1904
ve 16 yaşında
03:56
and I was standing in a church
or at a funeral home
or at a funeral home
67
224614
4667
ve kilisede veya cenaze evinde dikilmiş
04:01
struggling to say something
68
229281
2124
anlamlı bir etki oluşturabilecek
04:03
that would make some meaningful impact.
69
231405
3047
bir şeyler söylemeye çalışıyordum.
04:07
And so while my colleagues were building
these cathedrals great and tall
these cathedrals great and tall
70
235300
5990
Yani meslektaşlarım büyük ve uzun
katedraller inşa ederken
katedraller inşa ederken
04:13
and buying property outside of the city
71
241290
3338
ve şehrin dışından taşınmazlar alırken
04:16
and moving their congregations out
72
244628
2570
ve cemaatlerini dışarı taşırken
04:19
so that they could create
or recreate their cities of God,
or recreate their cities of God,
73
247198
5139
ve böylece Tanrının şehirlerini
oluştururken,
oluştururken,
04:24
the social structures in the inner cities
74
252337
3157
iç şehirlerdeki sosyal yapılar
04:27
were sagging under the weight
of all of this violence.
of all of this violence.
75
255494
3337
tüm bu şiddetin
ağırlığı altında eziliyordu.
ağırlığı altında eziliyordu.
04:31
And so I stayed, because somebody
needed to do something,
needed to do something,
76
259411
2887
Ben kaldım çünkü birileri
bir şeyler yapmalıydı
bir şeyler yapmalıydı
04:34
and so I had looked at what I had
and moved on that.
and moved on that.
77
262298
3552
ve elimde olanlara bakarak
harekete geçtim.
harekete geçtim.
04:37
I started to preach decrying
the violence in the community.
the violence in the community.
78
265850
4342
Toplumdaki şiddeti kınayan
vaazlar vermeye başladım.
vaazlar vermeye başladım.
04:42
And I started to look
at the programming in my church,
at the programming in my church,
79
270192
2554
Ve kilisemin programını düzenledim.
04:44
and I started to build programs
that would catch the at-risk youth,
that would catch the at-risk youth,
80
272746
3901
Tehlikede olan gençliği çekecek
programlar yapmaya başladım.
programlar yapmaya başladım.
04:48
those who were on the fence
to the violence.
to the violence.
81
276647
2929
Bu gençler şiddetin eşiğindeydiler.
04:52
I even tried to be innovative
in my preaching.
in my preaching.
82
280106
2160
Vaazlarımda yenilikçi olmayı da denedim.
04:54
You all have heard of rap music, right?
83
282266
2229
Hepiniz rap müziği duydunuz, değil mi?
04:56
Rap music?
84
284495
1230
Rap müziği?
04:57
I even tried to rap sermon one time.
85
285725
2578
Bir kere rap vaazı bile denedim.
05:00
It didn't work, but at least I tried it.
86
288303
3735
İşe yaramadı, ama en azından denedim.
05:04
I'll never forget the young person
who came to me after that sermon.
who came to me after that sermon.
87
292038
4206
O vaazdan sonra yanıma gelen
genç adamı hiç unutmuyorum.
genç adamı hiç unutmuyorum.
05:08
He waited until everybody was gone,
88
296244
1880
Herkes gidene kadar bekledi
05:10
and he said, "Rev, rap sermon, huh?"
And I was like, "Yeah, what do you think?"
And I was like, "Yeah, what do you think?"
89
298124
3832
ve bana: "Rahip, rap vaaz, he?" dedi.
Ben de: "Evet, nasıldı?" dedim.
Ben de: "Evet, nasıldı?" dedim.
05:13
And he said, "Don't do that again, Rev."
90
301956
3041
O da bana: "Bir daha yapma, rahip." dedi.
05:16
(Laughter)
91
304997
2335
(Gülüşmeler)
05:20
But I preached and I built these programs,
92
308132
2333
Fakat vaazlara ve
bu programlara devam ettim
bu programlara devam ettim
05:22
and I thought maybe if
my colleagues did the same
my colleagues did the same
93
310465
2438
ve belki eğer meslektaşlarım
aynısını yapsaydı
aynısını yapsaydı
05:24
that it would make a difference.
94
312903
2206
bir fark yaratabilirdik diye düşündüm.
05:27
But the violence just
careened out of control,
careened out of control,
95
315109
3991
Fakat şiddet kontrolden çıkmıştı
05:31
and people who were not involved in
the violence were getting shot and killed:
the violence were getting shot and killed:
96
319100
4733
ve şiddete bulaşmayan insanlar
vurulup öldürülüyordu.
vurulup öldürülüyordu.
Birisi bakkaldan bir paket sigara alacaktır
05:35
somebody going to buy a pack
of cigarettes at a convenience store,
of cigarettes at a convenience store,
97
323833
5829
05:41
or someone who was sitting
at a bus stop just waiting for a bus,
at a bus stop just waiting for a bus,
98
329662
3999
veya birisi durakta otobüs bekliyordur
05:45
or kids who were playing in the park,
99
333661
2159
veya çocuklar parkta oynuyordur
05:47
oblivious to the violence
on the other side of the park,
on the other side of the park,
100
335820
3297
ve parkın diğer tarafındaki
şiddetten bihaberdir
şiddetten bihaberdir
05:51
but it coming and visiting them.
101
339117
2694
fakat onları gelip ziyaret eder.
05:53
Things were out of control,
102
341811
2554
İşler kontrolden çıktı
05:56
and I didn't know what to do,
103
344365
2438
ve ne yapacağımı bilemedim
05:58
and then something happened
that changed everything for me.
that changed everything for me.
104
346803
3987
ve sonra benim için
her şeyi değiştiren bir şey oldu.
her şeyi değiştiren bir şey oldu.
06:03
It was a kid by the name of Jesse McKie,
105
351795
2925
Jesse McKie adında bir çocuktu.
06:06
walking home with his friend
Rigoberto Carrion
Rigoberto Carrion
106
354720
2926
Arkadaşı Rigoberto Carrion ile
kilisemin aşağısındaki
kilisemin aşağısındaki
06:09
to the housing project
down the street from my church.
down the street from my church.
107
357646
3704
sosyal konuttaki evine yürüyordu.
06:13
They met up with a group of youth
who were from a gang in Dorchester,
who were from a gang in Dorchester,
108
361350
4399
Dorchester'daki bir çeteden olan
bir grup gençle karşılaştılar
bir grup gençle karşılaştılar
06:17
and they were killed.
109
365749
2371
ve öldürüldüler.
06:20
But as Jesse was running
from the scene mortally wounded,
from the scene mortally wounded,
110
368120
2760
Fakat Jesse ölümcül yarasıyla
olay yerinden kaçarken
olay yerinden kaçarken
06:22
he was running in the direction
of my church,
of my church,
111
370880
2369
kiliseme doğru koşuyordu
06:25
and he died some 100, 150 yards away.
112
373249
2788
ve 100 metre kadar sonra öldü.
06:28
If he would have gotten to the church,
it wouldn't have made a difference,
it wouldn't have made a difference,
113
376657
3539
Eğer kiliseye varsaydı,
değişen bir şey olmayacaktı,
değişen bir şey olmayacaktı,
06:32
because the lights were out;
nobody was home.
nobody was home.
114
380196
2421
çünkü elektrikler yoktu;
evde kimse yoktu.
evde kimse yoktu.
06:35
And I took that as a sign.
115
383077
2424
Ve bunu bir işaret olarak algıladım.
06:38
When they caught some of the youth
that had done this deed,
that had done this deed,
116
386230
3005
Bu işi yapan gençlerden
birkaçını yakaladılar ve
birkaçını yakaladılar ve
06:41
to my surprise, they were around my age,
117
389235
3668
meğerse benim yaşlarımdalarmış
06:44
but the gulf that was between us was vast.
118
392903
3622
fakat aramızdaki uçurum çok büyüktü.
06:48
It was like we were in two
completely different worlds.
completely different worlds.
119
396525
4203
Sanki tamamen farklı
iki dünyadan gibiydik.
iki dünyadan gibiydik.
06:52
And so as I contemplated all of this
120
400728
3002
Tüm bunları etraflıca düşündüm
06:55
and looked at what was happening,
121
403730
2408
ve neler olduğuna baktım,
06:58
I suddenly realized that there was
a paradox that was emerging inside of me,
a paradox that was emerging inside of me,
122
406138
6282
birden içimde ortaya çıkan
bir paradoks olduğunu fark ettim
bir paradoks olduğunu fark ettim
ve paradoks da şuydu:
tüm bu vaazlarda,
tüm bu vaazlarda,
07:04
and the paradox was this:
in all of those sermons
in all of those sermons
123
412420
2416
07:06
that I preached decrying the violence,
124
414836
1983
şiddeti kınayan vaazlarımda,
07:08
I was also talking about
building community,
building community,
125
416819
4342
toplumu inşa etmekten de bahsediyordum
07:13
but I suddenly realized
126
421161
2182
fakat birden fark ettim ki
07:15
that there was a certain
segment of the population
segment of the population
127
423343
3089
belli bir kesim vardı
07:18
that I was not including
in my definition of community.
in my definition of community.
128
426432
3509
ve ben onları toplum
tanımım içine dahil etmiyordum.
tanımım içine dahil etmiyordum.
07:22
And so the paradox was this:
129
430621
1399
Yani paradoks şuydu:
07:24
If I really wanted the community
that I was preaching for,
that I was preaching for,
130
432020
3699
Eğer vaaz ettiğim toplumu
gerçekten isteseydim
gerçekten isteseydim
07:27
I needed to reach out
131
435719
2020
tanımımdan çıkardığım bu gruba da
07:29
and embrace this group
that I had cut out of my definition.
that I had cut out of my definition.
132
437739
4313
ulaşmalı ve sahiplenmeliydim.
07:34
Which meant not about building programs
133
442912
2617
Yani şiddetin eşiğinde olanları
07:37
to catch those who were
on the fences of violence,
on the fences of violence,
134
445529
3599
yakalamak için programlar yapmak değil,
07:41
but to reach out and to embrace those
who were committing the acts of violence,
who were committing the acts of violence,
135
449128
5032
şiddet eylemlerini yapanlara
ulaşmak ve onları kucaklamak;
ulaşmak ve onları kucaklamak;
07:46
the gang bangers, the drug dealers.
136
454160
2746
çete üyelerini, uyuşturucu tacirlerini.
07:48
As soon as I came to that realization,
a quick question came to my mind.
a quick question came to my mind.
137
456906
4588
Bunu fark eder etmez,
hemen aklıma bir soru geldi.
hemen aklıma bir soru geldi.
07:53
Why me?
138
461494
1524
Neden ben?
07:55
I mean, isn't this a law
enforcement issue?
enforcement issue?
139
463358
2045
Yani, bu emniyet teşkilatının işi değil mi?
07:57
This is why we have the police, right?
140
465403
1890
Polis bu yüzden var, değil mi?
08:00
As soon as the question, "Why me?" came,
the answer came just as quickly:
the answer came just as quickly:
141
468233
4736
"Neden ben?" sorusu gelir gelmez
cevabı da bir o kadar hızlı geldi:
cevabı da bir o kadar hızlı geldi:
08:04
Why me? Because I'm the one who
can't sleep at night thinking about it.
can't sleep at night thinking about it.
142
472969
4947
Neden ben? Çünkü gece bunu
düşünmekten uyuyamayan benim.
düşünmekten uyuyamayan benim.
08:10
Because I'm the one looking around saying
somebody needs to do something about this,
somebody needs to do something about this,
143
478666
4187
Çünkü bununla ilgili birilerinin bir şeyler
yapması gerektiğini söyleyen benim
yapması gerektiğini söyleyen benim
08:14
and I'm starting to realize
that that someone is me.
that that someone is me.
144
482853
3514
ve o birisinin ben olduğumu
fark etmeye başlıyorum.
fark etmeye başlıyorum.
08:18
I mean, isn't that how
movements start anyway?
movements start anyway?
145
486367
2325
Zaten hareketler de böyle başlamıyor mu?
08:20
They don't start with a grand convention
and people coming together
and people coming together
146
488692
4234
Bu şeyler büyük kongrelerle
ve bir araya gelen insanların
ve bir araya gelen insanların
08:24
and then walking in lockstep
with a statement.
with a statement.
147
492926
3214
kortej eşliğinde yürüyüp
bildirge okumalarıyla başlamıyor.
bildirge okumalarıyla başlamıyor.
08:28
But it starts with just a few,
or maybe just one.
or maybe just one.
148
496749
4800
Birkaç belki de sadece bir kişiyle başlıyor.
08:33
It started with me that way,
149
501924
2151
Bu da benimle başladı.
08:36
and so I decided to figure out
the culture of violence
the culture of violence
150
504075
4355
Böylece gençlerin işlediği şiddetin kültürünü
08:40
in which these young people
who were committing them existed,
who were committing them existed,
151
508430
2871
çözmeye karar verdim
08:43
and I started to volunteer
at the high school.
at the high school.
152
511301
2174
ve lisede gönüllü oldum.
08:45
After about two weeks
of volunteering at the high school,
of volunteering at the high school,
153
513475
2695
Lisede gönüllülüğümün
yaklaşık iki hafta sonrasında
yaklaşık iki hafta sonrasında
08:48
I realized that the youth
that I was trying to reach,
that I was trying to reach,
154
516170
2485
ulaşmaya çalıştığım gençliğin
08:50
they weren't going to high school.
155
518655
2447
liseye gitmediğini fark ettim.
08:53
I started to walk in the community,
156
521102
2699
Toplumun içinde yürümeye başladım
08:55
and it didn't take a rocket scientist
to realize that they weren't out
to realize that they weren't out
157
523801
3388
ve gün boyunca dışarı çıkmadıklarını
fark etmek için bilim adamı olmaya
fark etmek için bilim adamı olmaya
08:59
during the day.
158
527189
2647
gerek yoktu.
09:01
So I started to walk the streets
at night, late at night,
at night, late at night,
159
529836
4635
Böylece gece geç vakitlerde
sokaklarda yürümeye başladım,
sokaklarda yürümeye başladım,
09:06
going into the parks where they were,
160
534471
2639
bulundukları parklara gittim,
09:09
building the relationship
that was necessary.
that was necessary.
161
537110
3128
gerekli olan ilişkiyi kurmak için.
09:12
A tragedy happened in Boston
that brought a number of clergy together,
that brought a number of clergy together,
162
540238
4972
Boston'da bir trajedi meydana geldi,
bir grup rahip bir araya geldi
bir grup rahip bir araya geldi
09:17
and there was a small cadre of us
who came to the realization
who came to the realization
163
545210
3994
ve küçük bir grubumuz
ibadethanelerimizden
dışarı çıkmamız gerektiğini fark etti.
dışarı çıkmamız gerektiğini fark etti.
09:21
that we had to come out
of the four walls of our sanctuary
of the four walls of our sanctuary
164
549204
2985
09:24
and meet the youth where they were,
165
552189
1679
Ve onları içeri getirmenin
yollarını aramak yerine
yollarını aramak yerine
09:25
and not try to figure out
how to bring them in.
how to bring them in.
166
553868
3457
onların bulunduğu yere gitmek gerekiyordu.
09:29
And so we decided to walk together,
167
557735
2704
Ve böylece beraber yürüme kararı aldık
09:32
and we would get together
168
560439
1981
ve şehrin
09:34
in one of the most dangerous
neighborhoods in the city
neighborhoods in the city
169
562420
2732
en tehlikeli mahallelerinden birinde
09:37
on a Friday night and on a Saturday night
170
565152
2415
Cuma ve Cumartesi geceleri saat 10'da
09:39
at 10 p.m.,
171
567567
1962
bir araya gelir
09:41
and we would walk
until 2 or 3 in the morning.
until 2 or 3 in the morning.
172
569529
2861
ve sabah 2 veya 3'e kadar yürürdük.
09:44
I imagine we were quite the anomaly
when we first started walking.
when we first started walking.
173
572390
3222
Düşünüyorum da ilk yürümeye
başladığımızda oldukça anormaldik.
başladığımızda oldukça anormaldik.
09:47
I mean, we weren't drug dealers.
174
575612
2322
Yani, biz uyuşturucu taciri değildik.
09:49
We weren't drug customers.
175
577934
1875
Uyuşturucu müşterisi değildik.
09:51
We weren't the police. Some of us
would have collars on.
would have collars on.
176
579809
2757
Polis değildik. Kimisinin
yakalığı üzerindeydi.
yakalığı üzerindeydi.
09:54
It was probably a really odd thing.
177
582566
2577
Muhtemelen gerçekten garip bir şeydi.
09:57
But they started speaking
to us after a while,
to us after a while,
178
585143
3204
Fakat bir süre sonra bizimle
konuşmaya başladılar
konuşmaya başladılar
10:00
and what we found out is that
179
588347
1927
ve gördük ki
10:02
while we were walking,
they were watching us,
they were watching us,
180
590274
3689
biz yürürken bizi izliyorlardı
10:05
and they wanted to make sure
of a couple of things:
of a couple of things:
181
593963
2537
birkaç şeyden emin olmak istiyorlardı:
10:08
that number one, we were going
to be consistent in our behavior,
to be consistent in our behavior,
182
596500
5171
birincisi, davranışlarımızda tutarlı olacaktık,
10:13
that we would keep coming out there;
183
601671
1713
yani oraya gitmeye devam edecektik
10:15
and then secondly,
they had wanted to make sure
they had wanted to make sure
184
603384
2191
ve ikincisi, oraya onları
10:17
that we weren't out there to exploit them.
185
605575
2555
istismar etmek için gitmediğimizden
emin olmak istiyorlardı.
emin olmak istiyorlardı.
10:20
Because there was always
somebody who would say,
somebody who would say,
186
608130
2280
Çünkü sürekli birileri gelip
10:22
"We're going to take back the streets,"
187
610410
1864
"Sokakları geri kazanacağız" diyorlardı
10:24
but they would always seem to have
a television camera with them,
a television camera with them,
188
612274
3124
fakat beraberlerinde daima bir kamera
10:27
or a reporter,
189
615398
1833
veya bir muhabir vardı
10:29
and they would enhance
their own reputation
their own reputation
190
617231
2508
ve kendi itibarlarını artırıyorlardı
10:31
to the detriment of those on the streets.
191
619739
2507
sokaktakilere zarar vermek pahasına.
10:34
So when they saw that we had none of that,
192
622246
2555
Ve bizim bunlardan hiçbiri
olmadığımızı görünce
olmadığımızı görünce
10:36
they decided to talk to us.
193
624801
2309
bizimle konuşmaya karar verdiler.
Daha sonra vaizler için
şaşırtıcı bir şey yaptık.
şaşırtıcı bir şey yaptık.
10:39
And then we did
an amazing thing for preachers.
an amazing thing for preachers.
194
627400
3855
10:43
We decided to listen and not preach.
195
631255
4097
Vaaz etmeye değil de
dinlemeye karar verdik.
dinlemeye karar verdik.
10:47
Come on, give it up for me.
196
635352
1871
Hadi, alkış istiyorum.
10:49
(Laughter) (Applause)
197
637223
3459
(Gülüşmeler) (Alkışlar)
10:52
All right, come on, you're cutting
into my time now, okay? (Laughter)
into my time now, okay? (Laughter)
198
640682
4110
Pekala, tamam, zamanım azalıyor.
(Gülüşmeler)
(Gülüşmeler)
10:56
But it was amazing.
199
644792
1820
Ama bu hayret vericiydi.
10:58
We said to them, "We don't know
our own communities after 9 p.m. at night,
our own communities after 9 p.m. at night,
200
646612
6307
Onlara dedik ki: "Akşam saat 9'dan sonra,
akşam 9 ve sabah 5 arasında
akşam 9 ve sabah 5 arasında
11:04
between 9 p.m. and 5 a.m.,
201
652919
2840
toplumumuz ne yapıyor bilmiyoruz
11:07
but you do.
202
655759
1050
ama siz biliyorsunuz.
11:09
You are the subject matter experts,
if you will, of that period of time.
if you will, of that period of time.
203
657389
5162
Bu zaman diliminde, eğer isterseniz,
konunun uzmanı sizlersiniz.
konunun uzmanı sizlersiniz.
11:14
So talk to us. Teach us.
204
662551
2836
Bizimle konuşun. Bize öğretin.
11:17
Help us to see what we're not seeing.
205
665387
2090
Görmediğimiz şeyleri görmemizde
bize yardımcı olun.
bize yardımcı olun.
11:19
Help us to understand
what we're not understanding."
what we're not understanding."
206
667477
3785
Anlamadığımız şeyleri anlamada
bize yardımcı olun."
bize yardımcı olun."
11:23
And they were all too happy to do that,
207
671262
2415
Ve hepsi bunu memnuniyetle yaptılar
11:25
and we got an idea of what life
on the streets was all about,
on the streets was all about,
208
673677
4759
ve sokaklardaki hayatla ilgili
bir fikrimiz oluştu,
bir fikrimiz oluştu,
11:30
very different than what you see
on the 11 o'clock news,
on the 11 o'clock news,
209
678436
3808
11 haberlerinde gördüğünüzden
çok daha farklı,
çok daha farklı,
11:34
very different than what is portrayed
in popular media and even social media.
in popular media and even social media.
210
682244
6236
popüler ve hatta sosyal medyada
gösterildiğinden çok daha farklı idi.
gösterildiğinden çok daha farklı idi.
11:40
And as we were talking with them,
211
688480
2216
Ve onlarla konuşurken,
11:42
a number of myths were dispelled
about them with us.
about them with us.
212
690696
4203
bizimle onlar hakkındaki
birkaç efsane de çürüdü.
birkaç efsane de çürüdü.
11:46
And one of the biggest myths was
that these kids were cold and heartless
that these kids were cold and heartless
213
694899
6677
En büyük efsanelerden biri
bu çocukların soğuk ve kalpsiz
bu çocukların soğuk ve kalpsiz
11:53
and uncharacteristically bold
in their violence.
in their violence.
214
701576
3864
ve şiddetlerinde görülmedik
şekilde cesur olduklarıydı.
şekilde cesur olduklarıydı.
11:57
What we found out was the exact opposite.
215
705440
3297
Gördüğümüz şey ise tam tersiydi.
12:00
Most of the young people
who were out there on the streets
who were out there on the streets
216
708737
2740
Sokaklarda olan genç insanların çoğu
12:03
are just trying to make it on the streets.
217
711477
3065
sokaklarda hayatta kalmaya çalışıyor.
12:06
And we also found out
218
714542
1950
Ve ayrıca gördük ki
12:08
that some of the most
intelligent and creative
intelligent and creative
219
716492
3560
karşılaştığımız en akıllı ve yaratıcı
12:12
and magnificent and wise
220
720052
6927
ve fevkalade ve mahir
12:18
people that we've ever met
221
726979
2493
insanların bazıları
12:21
were on the street,
engaged in a struggle.
engaged in a struggle.
222
729472
4185
sokaklardaydı,
bir mücadelenin içindeydi.
bir mücadelenin içindeydi.
12:26
And I know some of them call it survival,
but I call them overcomers,
but I call them overcomers,
223
734247
4143
Onlardan bazıları buna hayatta kalma diyor
fakat ben onlara mücadeleci diyorum
fakat ben onlara mücadeleci diyorum
12:30
because when you're in
the conditions that they're in,
the conditions that they're in,
224
738390
3040
çünkü onların bulunduğu durumda olunca,
12:33
to be able to live every day
is an accomplishment of overcoming.
is an accomplishment of overcoming.
225
741430
5179
yaşadığınız her gün bir mücadele başarısıdır.
12:39
And as a result of that, we said to them,
226
747669
2154
Ve sonuç olarak, onlara şöyle dedik:
12:41
"How do you see this church,
how do you see this institution
how do you see this institution
227
749823
3448
"Bu duruma yardım eden
bu kiliseyi nasıl görüyorsunuz,
bu kiliseyi nasıl görüyorsunuz,
12:45
helping this situation?"
228
753271
3041
bu kurumu nasıl görüyorsunuz?"
12:48
And we developed a plan
in conversation with these youths.
in conversation with these youths.
229
756312
3808
Bu gençlerle yaptığımız konuşmalardan
hareketle bir plan geliştirdik.
hareketle bir plan geliştirdik.
12:52
We stopped looking at them
as the problem to be solved,
as the problem to be solved,
230
760610
4154
Onlara çözülmesi gereken bir problem
olarak bakmayı bıraktık
olarak bakmayı bıraktık
12:56
and we started looking at them
as partners, as assets,
as partners, as assets,
231
764764
5178
ve onlara bir ortak, bir servet,
13:01
as co-laborers in the struggle
to reduce violence in the community.
to reduce violence in the community.
232
769942
5712
toplumdaki şiddeti azaltmak için mücadele
içinde olan emekçiler olarak bakmaya başladık.
içinde olan emekçiler olarak bakmaya başladık.
13:07
Imagine developing a plan,
233
775654
2182
Bir plan geliştirdiğinizi düşünün,
13:09
you have one minister at one table
and a heroin dealer at the other table,
and a heroin dealer at the other table,
234
777836
5109
masanın bir ucunda bir rahip
ve diğer ucunda da uyuşturucu taciri,
ve diğer ucunda da uyuşturucu taciri,
13:14
coming up with a way in which the church
can help the entire community.
can help the entire community.
235
782945
5472
kilisenin toplumun tamamına
yardım edebileceği bir yol arıyor.
yardım edebileceği bir yol arıyor.
13:21
The Boston Miracle was about
bringing people together.
bringing people together.
236
789510
4278
Boston Mucizesi
insanları bir araya getirmekti.
insanları bir araya getirmekti.
13:25
We had other partners.
237
793788
1857
Başka ortaklarımız vardı.
13:27
We had law enforcement partners.
238
795645
1603
Emniyet gücü ortağımızdı.
13:29
We had police officers.
239
797248
2912
Polis memurlar vardı.
13:32
It wasn't the entire force,
240
800160
2150
Tamamı değildi
13:34
because there were still some who still
had that lock-'em-up mentality,
had that lock-'em-up mentality,
241
802310
4690
çünkü bazılarında hâlâ
içeri tıkma zihniyeti vardı.
içeri tıkma zihniyeti vardı.
13:39
but there were other cops
242
807000
2136
Fakat başka polisler de vardı.
13:41
who saw the honor in partnering
with the community,
with the community,
243
809136
5085
Toplumla ortak olmayı onur addeden,
13:46
who saw the responsibility from themselves
244
814221
3186
toplumdaki şiddeti azaltma adına
13:49
to be able to work as partners
with community leaders and faith leaders
with community leaders and faith leaders
245
817407
6553
inanç ve toplum liderleriyle
ortak çalışabilme sorumluluğunu
ortak çalışabilme sorumluluğunu
13:55
in order to reduce violence
in the community.
in the community.
246
823960
2530
kendilerinde gören polisler.
13:58
Same with probation officers,
247
826490
2451
Aynı şekilde gözetim memurları,
14:00
same with judges,
248
828941
1881
hakimler,
14:02
same with folks who were
up that law enforcement chain,
up that law enforcement chain,
249
830822
3738
emniyet teşkilatı zincirinde
elini taşın altına koyanlar.
elini taşın altına koyanlar.
14:06
because they realized, like we did,
250
834560
2183
Çünkü onlar da bizim gibi
14:08
that we'll never arrest ourselves
out of this situation,
out of this situation,
251
836743
3692
kendimizi bu olayın dışında
tutamayacağımızı,
tutamayacağımızı,
14:12
that there will not be
enough prosecutions made,
enough prosecutions made,
252
840435
5879
ceza davaları açılarak,
14:18
and you cannot fill these jails up enough
253
846314
5448
hapishaneleri ağzına kadar doldurarak
14:23
in order to alleviate the problem.
254
851762
3185
bu problemin çözülemeyeceğini
fark ettiler.
fark ettiler.
14:27
I helped to start an organization
255
855897
3740
Bir organizasyonun
başlamasına yardım ettim,
başlamasına yardım ettim,
14:31
20 years ago, a faith-based organization,
to deal with this issue.
to deal with this issue.
256
859637
4806
bu sorunla başa çıkma adına, 20 yıl önce,
inanç tabanlı bir organizasyon.
inanç tabanlı bir organizasyon.
14:36
I left it about four years ago
257
864443
3297
Dört yıl kadar önce ayrıldım
14:39
and started working in cities
across the United States,
across the United States,
258
867740
3100
ve Birleşik Devletler çapında
şehirlerde çalışmaya başladım.
şehirlerde çalışmaya başladım.
14:42
19 in total,
259
870840
1939
Toplamda 19
14:44
and what I found out
was that in those cities,
was that in those cities,
260
872779
2820
ve bu şehirlerde gördüğüm şey,
14:47
there was always this component
of community leaders
of community leaders
261
875599
4830
toplum liderlerinin etkisiydi.
14:52
who put their heads down
and their nose to the grindstone,
and their nose to the grindstone,
262
880429
4295
Başını eğip harıl harıl çalışan,
14:56
who checked their egos at the door
263
884724
2966
egolarını kapıda bırakan
ve bir bütünü, parçalarının
toplamından daha büyük gören
toplamından daha büyük gören
14:59
and saw the whole as greater
than the sum of its parts,
than the sum of its parts,
264
887690
3257
15:02
and came together and found ways
to work with youth out on the streets,
to work with youth out on the streets,
265
890947
5619
ve bir araya gelerek sokaklardaki gençlerle
çalışmanın yollarını arayan,
çalışmanın yollarını arayan,
15:08
that the solution is not more cops,
266
896566
4783
çözümün daha fazla polis değil
15:13
but the solution is mining the assets
that are there in the community,
that are there in the community,
267
901349
5294
toplumda yer alan değerleri
ortaya çıkarmak,
ortaya çıkarmak,
15:18
to have a strong community component
268
906643
3738
şiddeti azaltma etrafında işbirliği için
15:22
in the collaboration
around violence reduction.
around violence reduction.
269
910381
4992
sağlam bir toplum bileşenine
sahip olmak olduğunu düşünen liderler.
sahip olmak olduğunu düşünen liderler.
15:27
Now, there is a movement
in the United States
in the United States
270
915373
4332
Şu an, Birleşik Devletlerde
daha iyi bir toplum olmamız için
daha iyi bir toplum olmamız için
15:31
of young people who I am very proud of
who are dealing with the structural issues
who are dealing with the structural issues
271
919705
6594
değişmesi gereken
yapısal meselelerle uğraşan
yapısal meselelerle uğraşan
15:38
that need to change if we're going
to be a better society.
to be a better society.
272
926299
4457
gurur duyduğum gençlerin
oluşturduğu bir hareket var.
oluşturduğu bir hareket var.
15:42
But there is this political ploy
to try to pit police brutality
to try to pit police brutality
273
930756
4899
Fakat siyasi bir hile ile
polis barbarlığını
polis barbarlığını
15:47
and police misconduct
against black-on-black violence.
against black-on-black violence.
274
935655
5038
ve polis suistimalini siyahın siyaha
şiddeti ile örtmeye çalışıyorlar.
şiddeti ile örtmeye çalışıyorlar.
15:52
But it's a fiction.
275
940693
1904
Fakat bu bir kurgu.
15:54
It's all connected.
276
942597
2020
Hepsi bağlantılı.
15:56
When you think about decades
of failed housing policies
of failed housing policies
277
944617
4714
Onlarca yıl süren başarısız
konut politikalarını
konut politikalarını
16:01
and poor educational structures,
278
949331
3877
ve zayıf eğitim yapılarını düşünürseniz,
16:05
when you think about
persistent unemployment
persistent unemployment
279
953208
3274
toplumdaki sürekli işsizliği
16:08
and underemployment in a community,
280
956482
2878
ve eksik istihdamı düşünürseniz,
16:11
when you think about poor healthcare,
281
959360
2764
zayıf sağlık hizmetini düşünürseniz,
16:14
and then you throw drugs into the mix
282
962124
3176
ve sonra ortaya uyuşturucuyu
16:17
and duffel bags full of guns,
283
965300
2048
ve silahlarla dolu
spor çantalarını atarsanız
spor çantalarını atarsanız
16:19
little wonder that you would see
this culture of violence emerge.
this culture of violence emerge.
284
967348
5434
şiddet kültürünün ortaya
çıktığını görmeniz sürpriz olmaz.
çıktığını görmeniz sürpriz olmaz.
16:24
And then the response that comes
from the state is more cops
from the state is more cops
285
972782
4358
Ve sonra devletten gelen tepki de
daha fazla polis
daha fazla polis
16:29
and more suppression of hot spots.
286
977140
3156
ve sıcak noktalara daha fazla baskı olur.
16:32
It's all connected,
287
980296
2266
Hepsi bağlantılı
16:34
and one of the wonderful things
that we've been able to do
that we've been able to do
288
982562
3778
ve yapabildiğimiz
en harika şeylerden biri de
en harika şeylerden biri de
16:38
is to be able to show the value
of partnering together --
of partnering together --
289
986340
5133
şiddeti azaltmak için toplum,
emniyet teşkilatı,
emniyet teşkilatı,
16:43
community, law enforcement,
private sector, the city --
private sector, the city --
290
991473
5566
özel sektör ve şehir olarak
ortak çalışmanın değerini
ortak çalışmanın değerini
16:49
in order to reduce violence.
291
997039
1388
göstermek oldu.
16:50
You have to value
that community component.
that community component.
292
998427
3637
Toplum bileşenine değer vermelisiniz.
16:54
I believe that we can end
the era of violence in our cities.
the era of violence in our cities.
293
1002534
6106
İnanıyorum ki şehirlerimizdeki
şiddet çağını sona erdirebiliriz.
şiddet çağını sona erdirebiliriz.
17:01
I believe that it is possible
and that people are doing it even now.
and that people are doing it even now.
294
1009154
5334
İnanıyorum ki bu mümkün ve
bu insanlar şimdi bunu yapıyor.
bu insanlar şimdi bunu yapıyor.
Fakat yardımınıza ihtiyacım var.
17:07
But I need your help.
295
1015144
1353
17:09
It can't just come from folks
who are burning themselves out
who are burning themselves out
296
1017537
4649
Sadece toplum için
kendini feda eden insanlar
kendini feda eden insanlar
17:14
in the community.
297
1022186
1558
yeterli değil.
17:15
They need support. They need help.
298
1023744
2998
Desteğe ihtiyaçları var.
Yardıma ihtiyaçları var.
Yardıma ihtiyaçları var.
17:18
Go back to your city.
299
1026742
1938
Şehrinize geri dönün.
17:20
Find those people.
300
1028680
1579
O insanları bulun.
17:22
"You need some help? I'll help you out."
301
1030259
2717
"Yardım lazım mı? Sana yardım edeceğim."
17:24
Find those people. They're there.
302
1032976
3204
O insanları bulun. Onlar orada.
17:28
Bring them together with law enforcement,
the private sector, and the city,
the private sector, and the city,
303
1036180
5357
Onları şehirdeki şiddeti azaltma amacı ile
emniyet teşkilatı, özel sektör
emniyet teşkilatı, özel sektör
17:33
with the one aim of reducing violence,
304
1041537
2863
ve şehir ile bir araya getirin
17:36
but make sure that
that community component is strong.
that community component is strong.
305
1044400
3946
ama toplum bileşeninin
sağlam olduğundan emin olun.
sağlam olduğundan emin olun.
17:40
Because the old adage
that comes from Burundi is right:
that comes from Burundi is right:
306
1048346
3321
Çünkü eski bir Burundi atasözü çok doğru:
17:43
that you do for me,
without me, you do to me.
without me, you do to me.
307
1051667
7743
Bana sormadan benim için
yaptığın şeyi, bana karşı yaparsın.
yaptığın şeyi, bana karşı yaparsın.
17:51
God bless you. Thank you.
308
1059410
2125
Tanrı sizi kutsasın. Teşekkür ederim.
17:53
(Applause)
309
1061535
4000
(Alkışlar)
ABOUT THE SPEAKER
Jeffrey Brown - PastorA key player in the "Boston miracle" that lowered the rate of youth crime and gang violence, Rev. Jeffrey Brown is a Baptist minister.
Why you should listen
Rev. Jeffrey Brown is the president of RECAP (Rebuilding Every Community Around Peace), a national organization that helps cities build partnerships between the faith-based community, government and law enforcement agencies to reduce gang violence. He is one of the co-founders of the Boston Ten Point Coalition, a faith-based group that was an integral part of the “Boston miracle,” a process through which the city experienced a 79% decline in violent crime in the '90s, and spawned countless urban collaborative efforts in subsequent years that followed the Boston Ceasefire model. He served as its Executive Director from 2005 to 2013.
Rev. Brown consults to municipalities and police departments nationwide on issues around youth violence and community mobilization. His current project is to convene a second national conference of faith leaders and law enforcement, and facilitate a national conversation on the importance of faith institutions in public safety.
More profile about the speakerRev. Brown consults to municipalities and police departments nationwide on issues around youth violence and community mobilization. His current project is to convene a second national conference of faith leaders and law enforcement, and facilitate a national conversation on the importance of faith institutions in public safety.
Jeffrey Brown | Speaker | TED.com