Gayle Tzemach Lemmon: Meet the women fighting on the front lines of an American war
Gayle Tzemach Lemmon: Bir Amerikan savaşının ön saflarında savaşan kadınlarla tanışın
Gayle Tzemach Lemmon writes about women around the world living their lives at war and in conflict zones. Full bio
Double-click the English transcript below to play the video.
has the funny one,
komik birisi vardır,
when you need a good cry,
when you've had a hard day.
kabullenmenizi sağlayan biri.
of groundbreaking women
yerde çığır açmak
then friends, and then family --
arkadaş ve sonra da aile olan --
whose friendship and valor was cemented
cesaretinin sağlamlaşması,
and done at the tip of the spear,
yaptıkları ile değil,
officially, at least --
olduklarından dolayıydı,
haberi bile yoktu.
with Special Operations leaders,
in the United States military, saying,
en deneyimli bazı askerlerinin,
kadınlara ihtiyacımız var."
to the end of its wars," it argued.
öldürerek savaşı bitiremeyecek."
and more understanding."
demeleriyle başladı.
in a community and in a home,
olup bittiğini anlamak istiyorsanız,
Southern Afghanistan,
men could not talk to women,
erkekler kadınlarla konuşamazdı,
and traditional society like Afghanistan,
ve geleneksel bir toplumda
that the women who would be recruited
kadınların, Ordu Muhafızları ve
and Navy SEALs,
için askere alınması
experienced by less than five percent
askerlerin %5'inden daha az askerin
görecek olmalarıydı.
Become a part of history.
Tarihin bir parçası olun."
on the battlefield in Afghanistan."
Özel Harekat'a katılın."
wanted to do something that mattered
yanı sıra önemi olan bazı şeyler
for their country,
it was about serving with purpose.
bir amaca hizmet etmekti.
to North Carolina
olabilmek için
on the Special Operations front lines,
olan bu kadınlar,
very quickly a community,
bir şekilde
and as fit as they were,
kendileri kadar zinde
for who they were,
dilemek yerine,
was that all of a sudden,
around and realized
than one giraffe at the zoo."
olduğunu anlamak gibiydi."
yer alan Cassie,
an ROTC cadet, a sorority sister
hem kızlar kulübü üyesi,
all in one person.
bölümü öğrencisi olmayı başardı.
who always ran and road marched
Tristan, hiç çorap giymeden
da bunu kanıtlardı.
always wanted to be in the infantry,
her zaman piyade olmak istemişti,
that women couldn't be,
olduğunu öğrendiğinde
çetelerini çökertmede FBI'a yardım etti.
to bust drug gangs in Pennsylvania.
who played high school football
dört sene boyunca
after the first,
müzik kulübüne gitmek için
that girls couldn't play football,
oynayamadığını söylediğinde,
who would come after her.
kalmaya karar verdi.
part of their destiny,
şekillendirmişti.
out of reach for girls."
kızlar için erişilmezdir."
bir görevde en iyinin de en iyisini
to serve with the best of the best
to their country,
that they were female,
rağmen değil,
was like women everywhere.
her yerdeki kadınlar gibiydi.
over eyeliner and eye pencil.
sayesinde bağ kurabiliyorlardı.
of weight on their backs,
a movie called "Bridesmaids."
isimli filmi izliyorlardı.
big where they should be small,
dar olmaları gereken yerlerde bol,
you see her here on my left --
-- sol tarafımda görüyorsunuz --
üniformasının altı için
when she went out on mission each night.
pantolonu daha iyi oturabilirdi.
over video conference
farklı üslerden
from their various bases,
görüşmesi yapıyorlardı
doing what they were doing.
iyi yapmasını öğrendiklerini,
what was working, what wasn't,
what they needed to do better.
olduğunu konuşurlardı.
some of the lighter moments of being women
olmanın daha komik yanları
that let you pee like a guy,
başarı oranı olduğu söylense de
a 40 percent accuracy rate out there.
sağlayan bir alet --
and you could be feminine.
kanıtladılar.
and really like cross-stitch.
örgü örmeyi sevebilirdiniz.
and you could also love to bake cookies.
pişirmeyi sevebilirdiniz.
to this mission as well.
görevlerine de taşıdılar.
onları ön saflara getirenin
they never forgot
to the front lines,
hiç unutmadılar,
prove themselves there.
ispatlayabilmekti.
out on mission,
a barricaded shooter lying in wait
eve girmesini bekleyen
who were waiting to enter the home.
olduğunu fark etti.
who found out
that make up explosives
her yerinde bomba için
in which they were standing,
patlayıcı parçanın olduğunu,
all the way between there
yer ile gidecekleri yer
about to head that night.
fark etmişti.
of their teammates proved herself
arkadaşlarından biri,
bir bebek bezi içine
they were looking for
kuşkucu bir ekip olan
another one of their teammates,
takım arkadaşları Isabel,
that they were looking for,
from the Rangers
they were looking for that night
not only for one another,
kendilerinden sonra gelecekler için
who would come after them.
alongside whom they served.
yaptıkları erkekler için.
behind every great man is a good woman.
kadın olduğunu konuşuruz.
who wanted to see them succeed.
olmasını isteyen erkekler vardı.
had served 12 deployments.
12 intikal görevine çıkmıştı.
that he had to go train girls,
women in the summer of 2011,
geçen sekiz günün sonunda,
"We have just witnessed history.
"Biz sadece tarihe tanıklık ediyoruz.
our own Tuskegee Airmen."
Airmen'lerimiz olabilir."
was the one person
"bizim en iyimiz"
of Martha Stewart,
olarak bildiğimiz kişinin
to make dinner for her husband,
hazırlamayı seven birisiydi.
who pushed her to be her best,
olan aşkı, onu en iyisi olmaya,
on her back and run for miles,
kilometrelerce koşmayı sevdi,
in her office in Kandahar,
makinası olan birisiydi,
and then go to the gym
pişiriyor ve daha sonra
from a dead hang.
çekerek bunu eritiyordu.
ya da sıcak bir ev yemeği için
an extra pair of boots
would be on your speed dial.
bir insan olduğu
through action.
yaptıklarıyla konuşurdu.
over the easy wrong.
tercih etmesiyle tanınırdı.
for walking up to a 15-foot rope,
konu da yaklaşık 5 metrelik bir halata,
geri inmesiydi.
to use both her arms and her legs,
kolları ve bacaklarının her ikisini de
to tell their stories.
anlatmak için eve dönerler.
alongside two Rangers,
yanındaki muhafız,
for the shadows
edilen bu programı,
was still very much in place.
hâlâ yerli yerinde duruyordu.
and gave a public testimony
ve bir kamu şahadetnamesi verdi.
cesaretine değil,
"these women are warriors,
"Bu kadınlar savaşçı,
in what it means to be a female
olmanın ne anlama geldiğini anlatan
and a school bus driver,
ve bir okul otobüsü sürücüsü,
about that overwhelming set of days,
o kahredici günleri
in her hand came up to her
yabancı yanına geldi
buraya getirdim,
what a hero was.
tanımasını istedim.
that heroes could be women, too."
öğrenmesini istedim."
all the unsung heroines
çalışıp kalbini ve cesaretini bulan
to keep going and to test every limit.
için kutlama zamanıdır.
bound forever in life and afterward
hayatlarında ve daha sonrasında
sonsuzluğa sıçrar
who would come after them,
kişinin yolunu açarlar,
of those who had come before.
omuzlarında durdukları gibi.
in all shapes and sizes.
ve boyutlarda olabileceğini gösterdi.
ABOUT THE SPEAKER
Gayle Tzemach Lemmon - ReporterGayle Tzemach Lemmon writes about women around the world living their lives at war and in conflict zones.
Why you should listen
Gayle Tzemach Lemmon never set out to write about women entrepreneurs. After leaving ABC News for MBA study at Harvard, she was simply looking for a great -- and underreported -- economics story. What she found was women entrepreneurs in some of the toughest business environments creating jobs against daunting obstacles. Since then her writing on entrepreneurship has been published by the International Herald Tribune and Financial Times along with the World Bank and the International Finance Corporation.
Now a senior fellow at the Council on Foreign Relations, Lemmon continues to travel the world reporting on economic and development issues with a focus on women. She is the author of Ashley's War: The Untold Story of a Team of Women Soldiers on the Special Ops Battlefield (2014), as well as the best seller The Dressmaker of Khair Khana (2011) about a young entrepreneur who supported her community under the Taliban.
Gayle Tzemach Lemmon | Speaker | TED.com