Taiye Selasi: Don't ask where I'm from, ask where I'm a local
Taiye Selasi: Bana nereli olduğumu değil, nereye ait olduğumu sorun
In her writings, Taiye Selasi explores our relationship to our multiple identities. Full bio
Double-click the English transcript below to play the video.
alas, with a lie:
from Ghana and Nigeria,"
from England and the States."
ve Amerikalı".
bağımsız şekilde --
and grew up in the United States.
Amerika Birleşik Devletleri'nde büyüdüm.
and raised in Nigeria,
ve Nijerya'da yetişti,
a British colony,
Gold Coast'da doğup
in the Kingdom of Saudi Arabia.
Krallığı'nda yaşıyor.
also called me "multinational."
beni "çok uluslu" olarak da tanıttılar.
ile aynı sahneyi paylaştığım
with the writer Colum McCann.
of locality in writing,
ilgili konuşuyorduk
kavramdan gelmiş olabilir?
for going on two decades.
sohbetlerden
naturally occurring things,
gibi konuşmayı öğrendim.
was an absolute,
olduğunu öne sürüyordu,
had disappeared -- Czechoslovakia;
yok oldular, Çekoslovakya gibi;
failed -- Somalia.
başarısız oldular, Somali gibi.
that didn't exist when they were born.
olmayan ülkelerde doğdular.
be born, die, expand, contract --
ölen, genişleyen, daralan bir kavram --
for understanding a human being.
temel teşkil ediyor gibi göründü
to discover the sovereign state.
keşfi muazzam bir rahatlama getirdi.
of sovereign statehood,
çeşitli varyasyonları,
only 400 years ago.
moda olmuş bir düşünce.
masters degree in international relations,
başladığım zaman bunu öğrendiğimde,
to re- or un-define myself,
veya tanımlamamak için arayıştaydım,
"What is an Afropolitan,"
tutan bir kimliğin tasvirini yaptığım
that privileged culture over country.
bir deneme yazdım.
could relate to my experience,
aşırı heyecan vericiydi,
didn't buy my sense of self.
görmek de bir o kadar öğreticiydi.
one such critic asked,
getirdiği aşağılanmayı yaşamamışken
on a Ghanian passport?"
istediğini anlıyordum.
who was born and raised in Ghana.
isimli bir arkadaşım var.
Ghanians of Lebanese descent.
üçüncü jenerasyon Ganalılar.
knows Accra like the back of her hand,
Accra'yı avucunun içi gibi bilen biriydi;
I thought, "She's not from Ghana."
yıllar evvel tanıştığımızda,
meydana gelen bütün yaşanmışlıklarına
that all her formative experience
o benim için Lübnanlıydı.
where all Ghanaians had brown skin
olduğu ve İngiliz pasaportuna
olarak hayal ediyordum.
from countries sets --
the singular country,
sonunda jeton düşmüştü.
the penny finally dropped.
diye düşündüm ben de.
I proclaimed onstage.
kendimi sahnede,
from the United States," isn't the truth.
Amerikalı" gerçek değil.
with the United States,
bağım bulunmuyor,
the town where I grew up;
büyüdüğüm kasabayladır;
çalışmaya başladığım şehirle;
where I spend Thanksgiving.
Şükran Günü'nü geçirdiğim yerle.
is not my passport or accent,
pasaportum ya da aksanım değil;
and my love of Ghanaian food,
olan sevgime rağmen,
with the Republic of Ghana, writ large.
belirgin hiçbir bağım olmadı.
where my mother lives,
where my father and I talk for hours.
konuştuğumuz o küçük bahçe olması.
that shape my experience.
şekillendiren yerler oldular.
of "Where are you from?" --
about who and how similar we are.
benzer olduğumuzu daha fazla gösterirdi.
and I see what, a set of clichés?
ne görmeliyim? Klişeler sürüsü mü?
the myth of the nation of France?
ulusuna ait mitler mi?
olduğunuzu, daha da iyisi
a set of experiences.
ve ben bir sürü yaşanmışlık görebileyim.
bizim yaşanmışlıklarımızdır.
rituals, relationships, restrictions.
olarak isimlendiriyorum:
Kısıtlamalar (Restrictions).
whatever they may be:
ne olursa olsunlar:
saying your prayers.
do shopkeepers know your face?
şehirlerinde dükkânlar sizi tanıyorlar?
suburban rituals in Boston,
Londra'dan ve Lagos'tan
düzenlenmiş şekilleri olan
my mother brought from London and Lagos.
alışkanlıkları yerine getiriyordum.
polite with our elders,
vermeden nezaket gösterirdik,
baharatlı yemekler yerdik.
ours were rituals of the global South.
Güney'in alışkanlıklarını yaşıyorduk.
or to southern parts of Italy,
görünce çok şaşırdım.
of the people who shape your days.
olan bağlarınızla ilgili düşünün.
konuştuğunuz insanlar,
makul olmaya çalışın,
your Facebook friends.
bahsetmiyorum.
your weekly emotional experience.
şekillendiren insanlardan bahsediyorum.
my twin sister in Boston,
Boston'daki ikiz kız kardeşim,
our rituals and relationships,
devam ettirdiğimiz yerlere aitiz,
where are you able to live?
"Nerede yaşayabilirsin?"
from feeling fully at home where you live?
yerde kendinizi evinizde hissetmekten;
economic inflation,
ekonomik enflasyon sayesinde,
where you had your rituals as a child?
alışkanlıklarınızı sürdürdüğünüz
bağlardan daha az şiirsel;
"Where are you now?"
"Şu an neredesin?" sorusundan
ve neden?" sorusuna götürüyor.
on top of three columns,
sütunların başına yazın,
as honestly as you can.
doldurmaya çalışın.
of your life in local context,
çok farklı bir resmi
came to Germany on scholarships.
burs ile Almanya'ya yerleşiyor.
and lived there until age 10.
10 yaşına kadar orada yaşıyor.
he studied in London,
Olu Londra'da okuyor
nefret ediyor.
in northwest Argentina,
from Germany, what is now Poland,
şimdi Polonya olan
savaş sonrası oraya kaçmış.
and nine years ago came to Berlin.
9 yıl önce Berlin'e yerleşiyor.
the weather, the food, the friends --
havası, yemekleri ve arkadaşları --
nefret ediyor.
Udo could pass for German,
Alman sayılabilir;
so needs a visa to live in Berlin.
vizeye ihtiyaç duyuyor.
has largely to do with history.
büyük oranda tarihle ilgili,
of Buenos Aires and Berlin,
needs a visa to visit Nigeria.
gitmek için vizeye ihtiyaç duyuyor.
"not really Nigerian," though,
olmadığını söylemek
inkâr etmek olacaktır.
is undoubtedly one of his homes,
evlerinden birisi olsa da,
kısıtlanmış hissediyor,
bunun sebeplerinden birisi.
by the political conditions
sebebi ile kendilerini
kısıtlanmış hissediyor,
most meaningful rituals
and Udo is from Argentina
olduğunu söylemek
and their restrictions are the same.
kısıtlamaları aynıdır oysaki.
"Where are you from?"
than "Lagos and Berlin,"
demekten daha hızlı
we can always zoom in closer,
şehirden muhite giderek
"Where are you from?"
with the language of locality asks us
aidiyetin dilini koymak
to where real life occurs.
oluştuğu yöne çevirmemizi sağlar.
of countryhood, the World Cup,
böylesine ihtişamlı bir ifadesi bile
mostly of multilocal players.
oluşmuş millî bir takımı verir.
for human experience,
bir ölçü birimi olarak
but my parents come from Nigeria."
ancak ailem Nijeryalı" diyor.
belies the inflexibility of the units,
katılığını yok ediyor,
bumping up against another.
birbiriyle çarpışıyor.
suggests overlapping experiences,
birbiri ile örtüşen yaşanmışlıkları,
that can't be denied or removed.
inkâr edilemeyen yahut
katmanları gösteriyor.
that we do away with countries.
ortadan kaldırmayı önermiyorum.
for national history,
söylenecek çok fazla şey var,
söylenecek daha fazlası.
and community exists in context.
ve toplum bağlam içinde var olur.
these things are important.
Bunlar önemli kavramlar.
began with reference to nation,
olduğum dinleyicilere kim olduğumu
from would tell my audience who I was.
vurgu yaparak başlıyordu.
when we ask where someone comes from?
tam olarak aradığımız şey nedir?
when we hear an answer?
tam olarak ne görürüz?
ülkeler gücü temsil ederler.
Mexico. Poland. Bangladesh. Less power.
Meksika, Polonya, Bangladeş. Az güç.
we're playing a power game,
oyunu oynamamız muhtemel,
of multi-ethnic countries.
ülkeler bağlamında.
or "Where are you really from?"
"Aslen nerelisin?" soruları
için bir kodlama oluyor.
William Deresiewicz's writing
hakkında yazan eğitimci
their environment is diverse
Missouri'den, bir başkası Pakistan'dan
and another from Pakistan --
olarak görüyorlar,
are doctors or bankers."
olduğunu düşünmeden".
another Pakistani,
Pakistanlı olarak kimliklendirip,
student body diversity
öğrencilerin çeşitliliğinden bahsetmek,
are locals of the same milieu.
aidiyetini göz ardı ediyor.
of the economic spectrum.
diğer ucu için de bu doğru.
and a Nepali housekeeper in Delhi
ve Delhi'deki Nepalli bir temizlikçi
in terms of rituals and restrictions
kısıtlamalar ve alışkanlıklar bağlamında
with coming from countries
en büyük problemim
to "go back" to Ghana.
olup olmadığı sıkça sorulur bana.
but I can't "go back" to Ghana.
ancak Gana'ya geri dönemem.
doğmamış olmam değil.
and find it exactly where we left it.
onu asla aynı şekilde bulamayız.
will always have changed,
her zaman değişecektir,
about is human experience,
insanların yaşanmışlıkları,
disorderly affair.
düzensiz meseleleri.
locality bespeaks humanity.
insanlığa seslenir.
about where a story is set,
the characters start to feel,
insancıl gelmeye başlar,
and the vocabulary of coming from
söz dağarcığı efsanesi,
into mutually exclusive categories.
konumlandırırken kafamızı bulandırıyor.
multi-local, multi-layered.
çok kimlik sahibi, çok katmanlıyız.
with an acknowledgement of this complexity
farkındalığı ile başlamak,
not further apart.
yakınlaştırıyor, uzaklaştırmıyor.
like everybody here.
buradaki herkes gibi.
but a citizen of worlds.
dünyaların vatandaşı.
Rome and Accra."
ABOUT THE SPEAKER
Taiye Selasi - AuthorIn her writings, Taiye Selasi explores our relationship to our multiple identities.
Why you should listen
A writer and photographer of Nigerian and Ghanaian descent, born in London and raised in Boston, now living in Rome and Berlin, who has studied Latin and music, Taiye Selasi is herself a study in the modern meaning of identity. In 2005 she published the much-discussed (and controversial) essay "Bye-Bye, Babar (Or: What Is an Afropolitan?)," offering an alternative vision of African identity for a transnational generation. Prompted by writer Toni Morrison, the following year she published the short story "The Sex Lives of African Girls" in the literary magazine Granta.
Her first novel Ghana Must Go, published in 2013, is a tale of family drama and reconciliation, following six characters and spanning generations, continents, genders and classes.
Taiye Selasi | Speaker | TED.com