TED2016
Astro Teller: The unexpected benefit of celebrating failure
Astro Teller: Başarısızlığı kutlamanın beklenmedik yararları
Filmed:
Readability: 3.5
2,686,287 views
"Büyük hayaller sadece ileriyi görüştür," diyor Astro Teller. "Onları gerçekleştirmek için stratejilerle eşleştirilmiş vizyondurlar." X (eski adıyla Google X) Başkanı Teller, bizi ekibinin balonla çalışan İnternet ve havada süzülen rüzgâr türbini gibi deneysel projelerle dünyanın en büyük sorunlarını çözdüğü "Ay'a yolculuk fabrikası" içine götürüyor. İnsanların büyük, riskli projelerde çalışırken ve cesur fikirleri keşfederken kendini rahat hissettiği organizasyonları yaratmak için X'in sırrını öğrenin.
Astro Teller - Entrepreneur, inventor, author
As "Captain of Moonshots" for X, Astro Teller oversees the secret projects that could reshape our lives in coming decades. Full bio
As "Captain of Moonshots" for X, Astro Teller oversees the secret projects that could reshape our lives in coming decades. Full bio
Double-click the English transcript below to play the video.
00:12
In 1962 at Rice University,
0
760
3320
1962 yılında Rice Üniversitesi'nde
00:16
JFK told the country about a dream he had,
1
4760
4416
JFK ülkesine bir rüyasından bahsetti,
00:21
a dream to put a person on the moon
by the end of the decade.
by the end of the decade.
2
9200
3896
on yılın sonunda birini
Ay'a gönderme rüyası.
Ay'a gönderme rüyası.
00:25
The eponymous moonshot.
3
13120
1400
Adı üstünde Ay'a gönderme.
00:28
No one knew if it was possible to do
4
16120
2576
Bunun imkânı olup olmadığı bilinmiyordu,
00:30
but he made sure a plan was put in place
to do it if it was possible.
to do it if it was possible.
5
18720
4360
ama eğer imkânı varsa bunun
gerçekleşmesi için bir plan yaptı.
gerçekleşmesi için bir plan yaptı.
00:35
That's how great dreams are.
6
23560
1776
Büyük rüyalar işte böyledir.
00:37
Great dreams aren't just visions,
7
25360
2456
Büyük rüyalar sadece
ileriyi görmek değildir.
ileriyi görmek değildir.
00:39
they're visions coupled to strategies
for making them real.
for making them real.
8
27840
3680
Onları gerçekleştirmek için stratejilerle
eşleştirilmiş vizyonlardır.
eşleştirilmiş vizyonlardır.
00:44
I have the incredible good fortune
to work at a moonshot factory.
to work at a moonshot factory.
9
32080
5416
Ben Ay'a yolculuk fabrikasında çalışma
gibi bir şansa eriştim.
gibi bir şansa eriştim.
00:49
At X -- formerly called Google X --
10
37520
2296
X'de -- eski adıyla Google X --
00:51
you'll find an aerospace engineer
working alongside a fashion designer
working alongside a fashion designer
11
39840
4696
bir uzay mühendisiyle
bir modacıyı yan yana çalışırken
bir modacıyı yan yana çalışırken
00:56
and former military ops commanders
brainstorming with laser experts.
brainstorming with laser experts.
12
44560
4720
ve eski operasyon komutanlarını lazer
uzmanlarıyla düşünürken görebilirsiniz.
uzmanlarıyla düşünürken görebilirsiniz.
01:02
These inventors, engineers and makers
are dreaming up technologies
are dreaming up technologies
13
50360
5176
Bu mucitler, mühendisler ve yapımcılar
01:07
that we hope can make the world
a wonderful place.
a wonderful place.
14
55560
3760
dünyayı güzel bir yer yapmak için
gerekli teknolojileri hayal ediyorlar.
gerekli teknolojileri hayal ediyorlar.
01:12
We use the word "moonshots"
to remind us to keep our visions big --
to remind us to keep our visions big --
15
60200
4536
"Ay'a yolculuk" kelimesini rüya görmeye
devam etmek için bakış açımızı
devam etmek için bakış açımızı
geniş tutmanın önemini
hatırlatmak için kullanırız.
hatırlatmak için kullanırız.
01:16
to keep dreaming.
16
64760
1696
01:18
And we use the word "factory"
to remind ourselves
to remind ourselves
17
66480
4456
"Fabrika"' kelimesini
kullanmamızın sebebi de
kullanmamızın sebebi de
01:22
that we want to have concrete visions --
18
70960
3096
bunları gerçekleştirmek için
somut görüşlerin ve planların
somut görüşlerin ve planların
01:26
concrete plans to make them real.
19
74080
3296
gerektiğini hatırlatmasıdır.
01:29
Here's our moonshot blueprint.
20
77400
1936
İşte "Ay'a yolculuk" planımız.
01:31
Number one:
21
79360
1216
Bir numara:
01:32
we want to find
a huge problem in the world
a huge problem in the world
22
80600
2416
Biz dünyada milyonlarca
insanı etkileyen büyük bir
problem bulmak istiyoruz.
problem bulmak istiyoruz.
01:35
that affects many millions of people.
23
83040
2256
01:37
Number two:
24
85320
1496
İki numara:
01:38
we want to find or propose a radical
solution for solving that problem.
solution for solving that problem.
25
86840
3800
O sorunu çözen radikal bir çözümü
bulmayı veya önermeyi istiyoruz.
bulmayı veya önermeyi istiyoruz.
01:43
And then number three:
26
91480
1376
Ve sonra üç numara:
01:44
there has to be some reason to believe
27
92880
2976
Ortada böylesine radikal bir çözüm için
01:47
that the technology
for such a radical solution
for such a radical solution
28
95880
3056
yeterli bir teknoloji olduğuna
01:50
could actually be built.
29
98960
1440
ikna edecek bir neden olmalı.
01:53
But I have a secret for you.
30
101880
1616
Bir sırrımı vereceğim.
01:55
The moonshot factory is a messy place.
31
103520
3240
Ay'a yolculuk fabrikası aslında
dağınık bir yer.
dağınık bir yer.
01:59
But rather than avoid the mess,
32
107600
1816
Bundan kaçınmak yerine,
02:01
pretend it's not there,
33
109440
1536
orada yokmuş gibi davranıyoruz.
02:03
we've tried to make that our strength.
34
111000
1840
Onu gücümüz hâline çevirmeyi denedik.
02:06
We spend most of our time breaking things
35
114080
2816
Zamanımızın çoğunu bir şeyler
kırarak kendimize
kırarak kendimize
yanıldığımızı ispatlamaya
çalışarak harcadık.
çalışarak harcadık.
02:08
and trying to prove that we're wrong.
36
116920
1960
02:12
That's it, that's the secret.
37
120320
1640
İşte bu. Sır bu.
02:14
Run at all the hardest
parts of the problem first.
parts of the problem first.
38
122680
3536
İlk olarak sorunun zor kısmıyla
uğraşmayı deneyin.
uğraşmayı deneyin.
02:18
Get excited and cheer,
39
126240
2055
Heyecanlanın ve bağırın,
02:20
"Hey! How are we going
to kill our project today?"
to kill our project today?"
40
128320
2439
"Hey! Bugün nasıl projemizi
sonlandıracağız?"
sonlandıracağız?"
02:25
We've got this interesting balance going
41
133920
2720
İşte sahip olduğumuz bu ilginç denge,
02:29
where we allow our unchecked
optimism to fuel our visions.
optimism to fuel our visions.
42
137560
5536
kontrolsüz iyimserliğimizin vizyonumuzu
ateşlemesini sağladı.
ateşlemesini sağladı.
02:35
But then we also harness
enthusiastic skepticism
enthusiastic skepticism
43
143120
4456
Ancak sonradan vizyonumuza
hayat üflememizi,
hayat üflememizi,
gerçek üflememizi sağlayacak
bir tutkulu şüphecilik özelliği edindik.
bir tutkulu şüphecilik özelliği edindik.
02:39
to breathe life, breathe reality
into those visions.
into those visions.
44
147600
3040
02:43
I want to show you a few of the projects
45
151320
1936
Size şimdi montaj odasında
02:45
that we've had to leave behind
on the cutting room floor,
on the cutting room floor,
46
153280
2696
bırakmak zorunda kaldığımız
projelerden birkaçını
projelerden birkaçını
02:48
and also a few of the gems
47
156000
1576
ve bu süreci en azından şimdilik
02:49
that at least so far,
have not only survived that process,
have not only survived that process,
48
157600
3696
geçirmekle kalmayıp onunla hız da kazanan
02:53
but have been accelerated by it.
49
161320
2760
değeri göstermek istiyorum.
02:56
Last year we killed a project
in automated vertical farming.
in automated vertical farming.
50
164760
4416
Geçen yıl dikey oto-çiftçilik
projesini sonlandırdık.
projesini sonlandırdık.
03:01
This is some of the lettuce that we grew.
51
169200
2016
İşte yetiştirdiğimiz birkaç marul.
03:03
One in nine people in the world
suffers from undernourishment.
suffers from undernourishment.
52
171240
3576
Dünya'daki her dokuz insandan biri
yetersiz beslenmek zorunda kalıyor.
yetersiz beslenmek zorunda kalıyor.
03:06
So this is a moonshot
that needs to happen.
that needs to happen.
53
174840
3096
Bu sebeple bu ay yolculuğunun
gerçekleşmesi gerekiyor.
gerçekleşmesi gerekiyor.
03:09
Vertical farming uses 10 times less water
54
177960
2656
Dikey çiftçilik, normal çiftçiliğin
yaklaşık onda biri kadar su
yaklaşık onda biri kadar su
03:12
and a hundred times less land
than conventional farming.
than conventional farming.
55
180640
4136
ve yüzde biri kadar alan
kullanımına ihtiyaç duyuyor.
kullanımına ihtiyaç duyuyor.
03:16
And because you can grow the food
close to where it's consumed,
close to where it's consumed,
56
184800
4160
Üretiminizi tükettiğiniz yere
yakın yapabildiğiniz için
yakın yapabildiğiniz için
03:22
you don't have to
transport it large distances.
transport it large distances.
57
190200
2680
uzak mesafelere
göndermekten kurtuluyorsunuz.
göndermekten kurtuluyorsunuz.
03:27
We made progress in a lot of the areas
58
195160
2296
Otomatik hasat ve
yeterli aydınlatma gibi
yeterli aydınlatma gibi
03:29
like automated harvesting
and efficient lighting.
and efficient lighting.
59
197480
3616
farklı alanlarda ilerleme kaydettik.
03:33
But unfortunately,
60
201120
1456
Fakat ne yazık ki
03:34
we couldn't get staple crops
like grains and rice to grow this way.
like grains and rice to grow this way.
61
202600
4056
tahıl ve pirinç gibi birçok temel mahsulü
bu yolla yetiştiremedik.
bu yolla yetiştiremedik.
03:38
So we killed the project.
62
206680
1520
Bu yüzden projeyi sonlandırdık.
03:41
Here's another huge problem.
63
209120
1360
İşte başka bir büyük sorun.
03:43
We pay enormous costs in resources
and environmental damage
and environmental damage
64
211240
5176
Biz ürünlerimizi dünya
geneline ulaştırabilmek için
geneline ulaştırabilmek için
çevreye zarar veriyor ve
yüksek ücretler ödüyoruz.
yüksek ücretler ödüyoruz.
03:48
to ship goods worldwide.
65
216440
2216
03:50
Economic development
of landlocked countries
of landlocked countries
66
218680
2576
Kara ile kuşatılmış ülkelerin
ekonomik gelişimi
ekonomik gelişimi
03:53
is limited by lack
of shipping infrastructure.
of shipping infrastructure.
67
221280
3576
yetersiz gemi taşımacılığı altyapısından
dolayı sınırlı durumdadır.
dolayı sınırlı durumdadır.
03:56
The radical solution?
68
224880
1616
Radikal bir çözüm mü dediniz?
03:58
A lighter-than-air,
variable-buoyancy cargo ship.
variable-buoyancy cargo ship.
69
226520
4200
Havadan hafif ve
değişken-yüzebilen bir kargo gemisi.
değişken-yüzebilen bir kargo gemisi.
04:04
This has the potential to lower,
70
232240
3376
Bu aracın en azından
taşıma genel ücretini
taşıma genel ücretini
04:07
at least overall,
71
235640
1616
ve karbon ayak izini
04:09
the cost, time and carbon
footprint of shipping
footprint of shipping
72
237280
4536
düşürme potansiyeli var.
Hem de hiçbir piste ihtiyaç duymadan.
04:13
without needing runways.
73
241840
1280
04:15
We came up with this clever set
of technical breakthroughs
of technical breakthroughs
74
243880
3056
Bu gemilerin maliyetini düşürerek
04:18
that together might make it possible
for us to lower the cost enough
for us to lower the cost enough
75
246960
4936
yeterince ucuza yapılır kılacak
teknik dönüm noktası
teknik dönüm noktası
04:23
that we could actually make these ships --
76
251920
2136
niteliğinde fikirler bulduk --
04:26
inexpensively enough in volume.
77
254080
1640
toptan yeterince ucuz.
04:28
But however cheap they would
have been to make in volume
have been to make in volume
78
256760
3319
Ancak toptan yapmak
ne kadar ucuz olsa da
ne kadar ucuz olsa da
04:33
it turned out that it was going to cost
close to 200 million dollars
close to 200 million dollars
79
261320
3856
ilkinin tasarımı ve yapımının yaklaşık
olarak 200 milyon dolar
olarak 200 milyon dolar
04:37
to design and build the first one.
80
265200
2120
tutacağı ortaya çıktı.
04:40
200 million dollars
is just way too expensive.
is just way too expensive.
81
268680
3656
200 milyon dolar çok fazlaydı.
04:44
Because X is structured
with these tight feedback loops
with these tight feedback loops
82
272360
3816
X hata yapıp hatalardan öğrenme
ve yeni tasarımlarla
ve yeni tasarımlarla
04:48
of making mistakes
and learning and new designs,
and learning and new designs,
83
276200
3656
sıkı geri dönüş döngüsü ile
çalışan bir yapı olduğu için
çalışan bir yapı olduğu için
doğru yolda olup olmadığımızı gösterecek
04:51
we can't spend 200 million dollars
84
279880
1736
04:53
to get the first data point
85
281640
1736
ilk dönütü almak için
04:55
about whether we're
on the right track or not.
on the right track or not.
86
283400
2560
200 milyon dolar harcayamazdık.
04:58
If there's an Achilles' heel
in one our projects,
in one our projects,
87
286600
2336
Eğer projemizin bir zayıf karnı varsa bunu
05:00
we want to know it now, up front,
not way down the road.
not way down the road.
88
288960
4296
şimdi, proje ilerlemeden önce
öğrenmek isterdik.
öğrenmek isterdik.
05:05
So we killed this project, too.
89
293280
1680
Bu yüzden bu projeyi de bitirdik.
05:08
Discovering a major flaw in a project
90
296880
2736
Projede büyük bir hata bulmak
05:11
doesn't always mean
that it ends the project.
that it ends the project.
91
299640
2136
bunun projenin sonu olduğunu göstermez.
05:13
Sometimes it actually gets us
onto a more productive path.
onto a more productive path.
92
301800
3176
Bazen bu bizi daha üretici bir yola sokar.
05:17
This is our fully self-driving
vehicle prototype,
vehicle prototype,
93
305000
3936
İşte bu bizim direksiyon ve fren pedalı
05:20
which we built without
a steering wheel or break pedal.
a steering wheel or break pedal.
94
308960
3160
bulundurmayan tamamen sürücüsüz
arabamızın prototipi.
arabamızın prototipi.
05:24
But that wasn't actually
our goal when we started.
our goal when we started.
95
312800
2400
Fakat başladığımızda bu bizim
ilk hedefimiz değildi.
ilk hedefimiz değildi.
05:27
With 1.2 million people dying
on the roads globally every year,
on the roads globally every year,
96
315760
5896
Her yıl 1,2 milyon kişinin
yollarda ölmesi
yollarda ölmesi
05:33
building a car that drives itself
was a natural moonshot to take.
was a natural moonshot to take.
97
321680
3816
bu fikri tam bir "Ay'a yolculuk" yapmıştı.
05:37
Three and a half years ago,
98
325520
1600
3,5 yıl önce Lexus yenilenmiş
05:39
when we had these Lexus,
retrofitted, self-driving cars in testing,
retrofitted, self-driving cars in testing,
99
327920
5576
sürücsüz arabalarını test ederken
o kadar başarılıydı ki
o kadar başarılıydı ki
05:45
they were doing so well,
we gave them out to other Googlers
we gave them out to other Googlers
100
333520
3656
onları deneyimle ilgili
düşüncelerini almak için
düşüncelerini almak için
05:49
to find out what they thought
of the experience.
of the experience.
101
337200
2240
Google çalışanlarına götürdük.
05:52
And what we discovered
102
340000
1256
Ve o zaman planımızdaki
05:53
was that our plan to have the cars
do almost all the driving
do almost all the driving
103
341280
4616
arabaların her işi yapmasının ve
sadece acil durumlarda
sadece acil durumlarda
05:57
and just hand over to the users
in case of emergency
in case of emergency
104
345920
3896
kontrolü sürücüye devretmesinin
06:01
was a really bad plan.
105
349840
3080
kötü bir plan olduğunu keşfettik.
06:06
It wasn't safe
106
354200
1656
Hiç güvenli değildi,
06:07
because the users didn't do their job.
107
355880
3136
çünkü sürücüler işlerini yapmadı.
06:11
They didn't stay alert
108
359040
1440
Araç kontrolü onlara
06:13
in case the car needed
to hand control back to them.
to hand control back to them.
109
361160
4056
geri vermesi gerektiğinde
dikkatli değildiler.
dikkatli değildiler.
06:17
This was a major crisis for the team.
110
365240
2016
Bu ekibim için çok önemli bir sorun oldu.
06:19
It sent them back to the drawing board.
111
367280
2040
Bu takımı ilk aşamaya geri götürdü.
06:22
And they came up
with a beautiful, new perspective.
with a beautiful, new perspective.
112
370320
3360
Sonra güzel, yeni bir
perspektifle geldiler.
perspektifle geldiler.
06:26
Aim for a car where
you're truly a passenger.
you're truly a passenger.
113
374600
3720
İnsanın sadece bir yolcu olduğu
bir araba hedefiyle.
bir araba hedefiyle.
06:31
You tell the car where you want to go,
114
379280
2256
Arabaya gitmek istediğiniz yeri söyleyin,
06:33
you push a button
115
381560
1256
tuşa basın
06:34
and it takes you
from point A to point B by itself.
from point A to point B by itself.
116
382840
4160
ve o sizi kendisi götürecektir.
06:39
We're really grateful
117
387720
1296
Biz bu projede erken aşamada
06:41
that we had this insight
as early on in the project as we did.
as early on in the project as we did.
118
389040
3536
bu anlayışa sahip olmamızdan
dolayı çok minnettarız.
dolayı çok minnettarız.
06:44
And it's shaped everything
we've done since then.
we've done since then.
119
392600
3960
O zamandan beri yaptığımız
her şeyi şekillendirdi.
her şeyi şekillendirdi.
06:49
And now our cars have self-driven
more than 1.4 million miles,
more than 1.4 million miles,
120
397200
6336
Şu ana dek arabalarımız 2,25 milyon
kilometreden fazla yol yaptı,
kilometreden fazla yol yaptı,
06:55
and they're out everyday
121
403560
1616
her gün Mountain View, Kaliforniya
06:57
on the streets of Mountain View,
California and Austin, Texas.
California and Austin, Texas.
122
405200
4040
ve Austin, Teksas yollarına çıkmaktalar.
07:02
The cars team shifted their perspective.
123
410120
3856
Araba ekibi bakış açısını değiştirdi.
07:06
This is one of X's mantras.
124
414000
2056
Bu X'in söyleminden biri.
07:08
Sometimes shifting your perspective
is more powerful than being smart.
is more powerful than being smart.
125
416080
4800
Bazen farklı yöne bakmak
akıldan önemlidir.
akıldan önemlidir.
07:13
Take wind energy.
126
421880
1496
Rüzgâr enerjisini ele alalım.
07:15
It's one of my favorite examples
of perspective shifting.
of perspective shifting.
127
423400
3336
Bakış açısını değiştirmeye dair
en beğendiğim örneklerden biri.
en beğendiğim örneklerden biri.
07:18
There's no way that we're going to build
128
426760
2856
Standart bir rüzgâr türbinini o alanın
07:21
a better standard wind turbine
than the experts in that industry.
than the experts in that industry.
129
429640
4400
uzmanı kadar iyi yapma şansınız yoktur.
07:26
But we found a way
to get up higher into the sky,
to get up higher into the sky,
130
434720
4896
Ama biz gökyüzünde daha yukarı
çıkmanın yolunu bulduk
çıkmanın yolunu bulduk
07:31
and so get access to faster,
more consistent winds,
more consistent winds,
131
439640
3816
ve tonlarca metal olmadan
07:35
and so more energy without needing
hundreds of tons of steel to get there.
hundreds of tons of steel to get there.
132
443480
5656
daha hızlı ve tutarlı rüzgârlara,
daha fazla enerjiye eriştik.
daha fazla enerjiye eriştik.
07:41
Our Makani energy kite
rises up from its perch
rises up from its perch
133
449160
3336
Makani enerji uçurtmamız
tünekten yükselir,
tünekten yükselir,
07:44
by spinning up those
propellers along its wing.
propellers along its wing.
134
452520
3016
kanatları yanındaki pervanesinin
dönmesiyle hareket eder.
dönmesiyle hareket eder.
07:47
And it pulls out a tether as it rises,
135
455560
2320
Enerjiyi ip yardımıyla yukarı çekerek,
07:50
pulling energy up through the tether.
136
458640
1896
yükseldiği sırada ipi dışarı atar.
07:52
Once the tether's all the way out,
137
460560
1856
İpler bir kere yukarı çıkınca gökte
07:54
it goes into crosswind circles in the sky.
138
462440
3160
dönmeye başlayıp çapraz rüzgârla
çember hâlinde döner.
çember hâlinde döner.
07:58
And now those propellers that lifted it up
have become flying turbines.
have become flying turbines.
139
466320
5360
Sonra yukarı çıkaran bu pervaneler
uçan bir türbine dönüşür.
uçan bir türbine dönüşür.
08:04
And that sends energy
back down the tether.
back down the tether.
140
472400
2680
Sonra da iple enerjisini aşağı iletir.
08:07
We haven't yet found
a way to kill this project.
a way to kill this project.
141
475880
2856
Daha bu projeyi bitirmek için
bir yol bulamadık.
bir yol bulamadık.
08:10
And the longer it survives that pressure,
the more excited we get
the more excited we get
142
478760
4096
Baskıya dayandıkça bu projenin dünyada
08:14
that this could become
a cheaper and more deployable form
a cheaper and more deployable form
143
482880
4456
rüzgâr enerjisinin kullanımında daha ucuz
ve kullanılabilir bir yol olabileceği
ve kullanılabilir bir yol olabileceği
08:19
of wind energy for the world.
144
487360
1920
fikriyle heyecanlanıyoruz.
08:23
Probably the craziest sounding project
we have is Project Loon.
we have is Project Loon.
145
491080
3480
Sahip olduğumuz projelerin
en çılgını muhtemelen Proje Loon'dur.
en çılgını muhtemelen Proje Loon'dur.
08:27
We're trying to make
balloon-powered Internet.
balloon-powered Internet.
146
495320
3536
Balonla çalışan internet yapmak istiyoruz.
08:30
A network of balloons in the stratosphere
147
498880
3080
Stratosferde balon ağı oluşturarak
taşralardaki ve uzak bölgelerde
taşralardaki ve uzak bölgelerde
08:34
that beam an internet connection down
to rural and remote areas of the world.
to rural and remote areas of the world.
148
502800
5096
internet bağlantısını yaymak istiyoruz.
08:39
This could bring online
as many as four billion more people,
as many as four billion more people,
149
507920
3896
Bu bugün hiç İnternet bağlantısı
olmayan ya da az olan
olmayan ya da az olan
08:43
who today have little
or no internet connection.
or no internet connection.
150
511840
2240
dört milyar kadar insanı İnternet'e bağlar.
08:47
But you can't just take a cell tower,
151
515120
2895
Fakat gidip bir tane baz istasyonunu alıp,
08:50
strap it to a balloon
and stick it in the sky.
and stick it in the sky.
152
518039
2897
bir balona yapıştırıp
gökyüzüne gönderemezsiniz.
gökyüzüne gönderemezsiniz.
08:52
The winds are too strong,
it would be blown away.
it would be blown away.
153
520960
2376
O kadar rüzgârlı olur ki, uçar giderler.
08:55
And the balloons are too high up
to tie it to the ground.
to tie it to the ground.
154
523360
4400
Yere bağlamak için de
balonlar çok yukarıdadır.
balonlar çok yukarıdadır.
09:00
Here comes the crazy moment.
155
528800
1440
Şimdi çılgın an geliyor.
09:03
What if, instead,
156
531000
2096
Peki bunun yerine
09:05
we let the balloons drift
157
533120
2216
balonları sürüklenmeye bırakıp
09:07
and we taught them how to sail the winds
to go where the needed to go?
to go where the needed to go?
158
535360
3840
istedikleri yere gitmeleri için yelken
açmayı öğretsek olmaz mıydı?
açmayı öğretsek olmaz mıydı?
09:13
It turns out the stratosphere has winds
159
541560
3336
Stratosferinde ince tabakada
09:16
that are going in quite different
speeds and directions in thin strata.
speeds and directions in thin strata.
160
544920
4096
oldukça farklı hız ve yönlerde giden
rüzgârları olduğu ortaya çıktı.
rüzgârları olduğu ortaya çıktı.
09:21
So we hoped that using smart algorithms
and wind data from around the world,
and wind data from around the world,
161
549040
4880
Böylece biz de dünyanın dört bir yanından
akıllı algoritmalar ve rüzgâr kayıtlarıyla
akıllı algoritmalar ve rüzgâr kayıtlarıyla
09:26
we could maneuver the balloons a bit,
162
554800
2456
balonları biraz hareket ettirmeyi umduk,
09:29
getting them to go up and down
just a tiny bit in the stratosphere
just a tiny bit in the stratosphere
163
557280
3096
ki farklı yönlerde ve hızlarda giden
o rüzgârları kapmak için
o rüzgârları kapmak için
09:32
to grab those winds going
in those different directions and speeds.
in those different directions and speeds.
164
560400
3616
onları stratosferde biraz yukarı
ve aşağı hareket ettirdik.
ve aşağı hareket ettirdik.
09:36
The idea is to have enough balloons
165
564040
2296
Fikir, bir balon alanından çıksanız bile
09:38
so as one balloon floats out of your area,
166
566360
2856
diğerinin alanına girecek kadar
09:41
there's another balloon
ready to float into place,
ready to float into place,
167
569240
3736
balon sahibi olmaktı,
09:45
handing off the internet connection,
168
573000
2616
böylece otoyolda giderken
09:47
just like your phone
hands off between cell towers
hands off between cell towers
169
575640
3456
tıpkı baz istasyonları arasında
telefonunuzu aktarır gibi
telefonunuzu aktarır gibi
09:51
as you drive down the freeway.
170
579120
1640
İnternet bağlantınızı aktarırdınız.
09:53
We get how crazy that vision sounds --
171
581760
4416
Bu görüşün delice göründüğünü biliyoruz.
09:58
there's the name of the project
to remind us of that.
to remind us of that.
172
586200
2736
Bize bunu hatırlatan projenin ismi.
10:00
So since 2012,
173
588960
2336
Böylece 2012'den beri
10:03
the Loon team has prioritized
the work that seems the most difficult
the work that seems the most difficult
174
591320
5776
Loon takımı en zor ve
projelerini öldürmesi
projelerini öldürmesi
10:09
and so the most likely
to kill their project.
to kill their project.
175
597120
3840
en muhtemel işlerin önceliklerini yaptı.
10:13
The first thing that they did
176
601920
1536
İlk yaptıkları şey
10:15
was try to get a Wi-Fi connection
from a balloon in the stratosphere
from a balloon in the stratosphere
177
603480
4216
stratosferdeki bir balondan yerdeki
bir antene bir Wi-Fi bağlantısı
bir antene bir Wi-Fi bağlantısı
10:19
down to an antenna on the ground.
178
607720
2120
kurmayı denemekti.
10:22
It worked.
179
610720
1216
İşe yaradı.
10:23
And I promise you there were bets
that it wasn't going to.
that it wasn't going to.
180
611960
2715
Ve bu işin olmayacağına dair
bahisler bile olmuştu.
bahisler bile olmuştu.
10:26
So we kept going.
181
614699
1240
Bu yüzden devam ettik.
10:28
Could we get the balloon
to talk directly to handsets,
to talk directly to handsets,
182
616880
3376
Peki biz anteni aracı olmaktan çıkarıp
10:32
so that we didn't need the antenna
as an intermediary receiver?
as an intermediary receiver?
183
620280
3360
balonu direkt olarak ahizeye
bağlayabilir miydik?
bağlayabilir miydik?
10:36
Yeah.
184
624720
1200
Evet.
10:38
Could we get the balloon
bandwidth high enough
bandwidth high enough
185
626680
2616
Peki biz balonda İnternet'i taşıyacak
10:41
so it was a real Internet connection?
186
629320
2736
bir bant genişliği oluşturabilir miydik?
10:44
So that people could have
something more than just SMS?
something more than just SMS?
187
632080
4960
İnsanlara kısa mesaj harici
şeyler gönderebilecek.
şeyler gönderebilecek.
10:49
The early tests weren't even
a megabit per second,
a megabit per second,
188
637640
3816
İlk testlerde hız saniyede
bir megabit bile değildi,
bir megabit bile değildi,
10:53
but now we can do
up to 15 megabits per second.
up to 15 megabits per second.
189
641480
3416
fakat şu an saniyede
15 megabit hıza sahibiz.
15 megabit hıza sahibiz.
Bir TED konuşması seyretmeye yeter.
10:56
Enough to watch a TED Talk.
190
644920
1320
10:59
Could we get the balloons
to talk to each other through the sky
to talk to each other through the sky
191
647360
3576
Peki taşralara internet
sinyali sokabilmek için
sinyali sokabilmek için
11:02
so that we could reach our signal
deeper into rural areas?
deeper into rural areas?
192
650960
4856
gökyüzünde balonları birbirleriyle
iletişime geçirebilir miyiz?
iletişime geçirebilir miyiz?
11:07
Check.
193
655840
1536
Evet.
11:09
Could we get balloons the size of a house
to stay up for more than 100 days,
to stay up for more than 100 days,
194
657400
6656
Peki biz bir ev büyüklüğündeki balonları
100 günden daha fazla
100 günden daha fazla
orada tutacak şekilde normal,
dayanıklı balonların
dayanıklı balonların
11:16
while costing less than five percent
195
664080
2296
11:18
of what traditional, long-life
balloons have cost to make?
balloons have cost to make?
196
666400
3560
yüzde 5'inden daha ucuza mal olacak
balonlar yapabilir miyiz?
balonlar yapabilir miyiz?
11:23
Yes. In the end.
197
671640
1896
Evet. Sonunda.
11:25
But I promise you, you name it,
we had to try it to get there.
we had to try it to get there.
198
673560
5040
Fakat emin olun bunları gerçekleştirmek
için denemek zorundaydık.
için denemek zorundaydık.
11:31
We made round, silvery balloons.
199
679480
2840
Yuvarlak, gümüş balonlar yaptık.
11:35
We made giant pillow-shaped balloons.
200
683200
3440
Dev gibi yastık balonlar yaptık.
11:40
We made balloons the size of a blue whale.
201
688400
2880
Mavi balina boyutunda balonlar yaptık.
11:44
We busted a lot of balloons.
202
692440
2936
Bir sürü balon patlattık.
11:47
(Laughter)
203
695400
1616
(Gülüşmeler)
11:49
Since one of the things that was
most likely to kill the Loon project
most likely to kill the Loon project
204
697040
4056
Loon projesini başarısız kılacak
en muhtemel şeylerden biri
en muhtemel şeylerden biri
11:53
was whether we could guide
the balloons through the sky,
the balloons through the sky,
205
701120
3056
balonlara gökte yön
verip veremeyeceğimiz olduğundan,
verip veremeyeceğimiz olduğundan,
11:56
one of our most important experiments
was putting a balloon inside a balloon.
was putting a balloon inside a balloon.
206
704200
4760
en önemli deneylerimizden biri
balon içine balon koymaktı.
balon içine balon koymaktı.
12:02
So there are two compartments here,
one with air and then one with helium.
one with air and then one with helium.
207
710280
3800
Bir hava ve diğeri helyum
dolu iki bölmemiz var.
dolu iki bölmemiz var.
12:07
The balloon pumps air in
to make itself heavier,
to make itself heavier,
208
715360
3856
Balon kendini ağırlaştırmak için
içine hava pompalıyor
içine hava pompalıyor
12:11
or lets air out to make it lighter.
209
719240
2360
ya da hafifletmek için
havayı dışarı veriyor.
havayı dışarı veriyor.
12:14
And these weight changes
allow it to rise or fall,
allow it to rise or fall,
210
722520
3296
Bu ağırlık değişimleri düşüşe veya
yükselişe sebep oluyordu
yükselişe sebep oluyordu
12:17
and that simple movement of the balloon
is its steering mechanism.
is its steering mechanism.
211
725840
3736
ve balonun bu basit hareketi dümen
yerine geçiyordu.
yerine geçiyordu.
12:21
It floats up or down,
212
729600
1656
Uygun hız ve yön için gerekli
12:23
hoping to grab winds going in the speed
and direction that it wants.
and direction that it wants.
213
731280
3920
rüzgârı alma umuduyla yukarı
ya da aşağı gidiyordu.
ya da aşağı gidiyordu.
12:27
But is that good enough
for it to navigate through the world?
for it to navigate through the world?
214
735920
4200
Ancak bu balonu dünya çevresinde
döndürmek için yeterli miydi?
döndürmek için yeterli miydi?
12:32
Barely at first,
215
740800
2536
Başlarda zorla yetiyordu.
12:35
but better all the time.
216
743360
1376
Ancak sonraları iyileşti.
12:36
This particular balloon,
our latest balloon,
our latest balloon,
217
744760
2080
Bu balon, son balonumuz
12:39
can navigate a two-mile
vertical stretch of sky
vertical stretch of sky
218
747680
3560
3,2 kilometre dikey
yer değiştirebiliyordu
yer değiştirebiliyordu
12:44
and can sail itself to within 500 meters
of where it wants to go
of where it wants to go
219
752280
4056
ve 20.000 kilometre menzille
500 metrelik alanda
500 metrelik alanda
12:48
from 20,000 kilometers away.
220
756360
2600
istediği yere gidebiliyor.
12:56
We have lots more to do
221
764360
2216
Bizim maliyet düşürme ve
sistemin ince ayarı
sistemin ince ayarı
12:58
in terms of fine-tuning
the system and reducing costs.
the system and reducing costs.
222
766600
4576
için daha çok yapacaklarımız var.
13:03
But last year,
a balloon built inexpensively
a balloon built inexpensively
223
771200
3016
Geçen sene Dünya'nın çevresini 187 günde
13:06
went around the world
19 times over 187 days.
19 times over 187 days.
224
774240
6136
19 kere dönebilen balonu ucuza yaptık.
13:12
So we're going to keep going.
225
780400
1440
Bu yüzden devam edeceğiz.
13:15
(Applause)
226
783120
3320
(Alkış)
13:21
Our balloons today
227
789520
1256
Balonlarımız bugün
13:22
are doing pretty much everything
a complete system needs to do.
a complete system needs to do.
228
790800
3360
tam bir sistemin gereksinimlerini
karşılayabilecek düzeyde.
karşılayabilecek düzeyde.
13:27
We're in discussions
with telcos around the world,
with telcos around the world,
229
795160
2856
Şu an dünyanın dört bir yanındaki
telekomünikasyonlarla irtibat hâlindeyiz
telekomünikasyonlarla irtibat hâlindeyiz
13:30
and we're going to fly
over places like Indonesia
over places like Indonesia
230
798040
2336
ve Endonezya gibi yerlerde uçarak
bu sene gerçek
bu sene gerçek
13:32
for real service testing this year.
231
800400
2736
bir hizmet testi yapacağız.
13:35
This probably all sounds
too good to be true,
too good to be true,
232
803160
2560
Bu gerçek olmak için fazla güzel gibi
13:38
and you're right.
233
806800
1200
ve haklısınız da.
13:41
Being audacious
234
809320
1736
Atılgan olmak ve büyük, riskli şeylerde
13:43
and working on big, risky things
235
811080
2656
çalışmak sizi doğal olarak
13:45
makes people inherently uncomfortable.
236
813760
2480
huzursuz olmaya itiyor.
13:49
You cannot yell at people
and force them to fail fast.
and force them to fail fast.
237
817040
5080
İnsanlara bağırıp hızlı
başarısızlığa zorlayamazsınız.
başarısızlığa zorlayamazsınız.
13:55
People resist. They worry.
238
823440
2096
İnsanlar direnir, endişelenir.
13:57
"What will happen to me if I fail?
239
825560
3056
"Başarısız olursam ne olacak?
14:00
Will people laugh at me?
240
828640
1480
Ya insanlar bana gülerse?
14:02
Will I be fired?"
241
830880
1440
Kovulacak mıyım?"
14:05
I started with our secret.
242
833880
2696
Sırrımızla başladım.
14:08
I'm going to leave you
with how we actually make it happen.
with how we actually make it happen.
243
836600
2880
Bunu esasen nasıl başardığımızla
sizi baş başa bırakacağım.
sizi baş başa bırakacağım.
14:12
The only way to get people
to work on big, risky things --
to work on big, risky things --
244
840920
5016
İnsanları büyük ve riskli
işlerde çalıştırmanın --
işlerde çalıştırmanın --
14:17
audacious ideas --
245
845960
1736
cesur fikirlerde --
14:19
and have them run at all
the hardest parts of the problem first,
the hardest parts of the problem first,
246
847720
4936
ve öncelikle sorunun zor tarafını
çözmelerini sağlamanın tek yolu
çözmelerini sağlamanın tek yolu
14:24
is if you make that the path
of least resistance for them.
of least resistance for them.
247
852680
3880
onu en az dirençli hâle getirmektir.
14:29
We work hard at X to make it safe to fail.
248
857360
3880
Biz X'te başarısızlığı
güvenli hâle getirdik.
güvenli hâle getirdik.
14:34
Teams kill their ideas
as soon as the evidence is on the table
as soon as the evidence is on the table
249
862000
3936
Ekipler ispat var olur olmaz
fikirleri çürütüyorlar,
fikirleri çürütüyorlar,
14:37
because they're rewarded for it.
250
865960
2560
çünkü ödüllendiriliyorlar.
14:41
They get applause from their peers.
251
869160
2816
Akranlarından alkış alırlar.
14:44
Hugs and high fives
from their manager, me in particular.
from their manager, me in particular.
252
872000
3880
Kucaklamalar ve beşlikler
müdürlerinden, özellikle benden.
müdürlerinden, özellikle benden.
14:49
They get promoted for it.
253
877160
2496
Bu yaptıklarıyla terfi alırlar.
14:51
We have bonused every single person
on teams that ended their projects,
on teams that ended their projects,
254
879680
6256
Biz projelerini bitiren ikiden
otuz kişilik ekiplere
otuz kişilik ekiplere
14:57
from teams as small as two
to teams of more than 30.
to teams of more than 30.
255
885960
3016
kadar herkesi tek tek ödüllendirdik.
15:01
We believe in dreams
at the moonshot factory.
at the moonshot factory.
256
889000
2920
Biz Ay'a yolculuk fabrikasında
hayallere inanıyoruz.
hayallere inanıyoruz.
15:04
But enthusiastic skepticism
257
892840
2496
Fakat tutkulu şüphecilik
15:07
is not the enemy of boundless optimism.
258
895360
3456
sonsuz iyimserliğin düşmanı değil.
15:10
It's optimism's perfect partner.
259
898840
2680
O iyimserliğin en iyi dostudur.
15:14
It unlocks the potential in every idea.
260
902280
4320
O her fikirdeki potansiyeli
ortaya çıkarır.
ortaya çıkarır.
15:19
We can create the future
that's in our dreams.
that's in our dreams.
261
907720
3760
Rüyalarımızdaki
geleceği gerçekleştirebiliriz.
geleceği gerçekleştirebiliriz.
15:24
Thank you very much.
262
912400
1296
Çok teşekkürler.
15:25
(Applause)
263
913720
6022
(Alkış)
ABOUT THE SPEAKER
Astro Teller - Entrepreneur, inventor, authorAs "Captain of Moonshots" for X, Astro Teller oversees the secret projects that could reshape our lives in coming decades.
Why you should listen
Astro Teller oversees X, Alphabet's moonshot factory for building magical, audacious ideas that can solve concrete problems for millions of people through science and technology. As X’s head, Teller has an unmatched vantage point from which to watch possible futures unfold.
In addition to his day job shepherding Peter Pans with PhDs, Teller is on the board of several businesses including AI-based hedge fund Cerebellum Capital, Inc., and Flux.io, a startup reinventing how buildings are designed and built. He is also the author of two novels and co-author (with Danielle Teller) of Sacred Cows, a nonfiction work analyzing society’s attitudes on divorce.
Astro Teller | Speaker | TED.com