TED2010
Michael Specter: The danger of science denial
Michale Specter: Bilimi reddetmenin tehlikeleri
Filmed:
Readability: 3
2,161,284 views
Aşı- otizm iddiaları, "Frankeştayn" yiyecek yasaklar, bitkisel tedavi çılgınlığı: hepsi halkın bilim ve mantık'a karşı ortaya çıkan korkusunun (ve sıklıkla da düpedüz reddinin) göstergesi diyor Michael Specter. Bu gidişatın insan türü için bir felaket olacağı konusunda bizleri uyarıyor.
Michael Specter - Writer
Michael Specter is a staff writer for the New Yorker. His new book, Denialism, asks why we have increasingly begun to fear scientific advances instead of embracing them. Full bio
Michael Specter is a staff writer for the New Yorker. His new book, Denialism, asks why we have increasingly begun to fear scientific advances instead of embracing them. Full bio
Double-click the English transcript below to play the video.
00:15
Let's pretend right here we have a machine.
0
0
3000
Bir an hayal edelim ki bir makinamız var,
00:18
A big machine, a cool, TED-ish machine,
1
3000
2000
büyük bir makine, süper, TED-e yakışan bir makine,
00:20
and it's a time machine.
2
5000
2000
ve diyelim ki bu bir zaman makinesi.
00:22
And everyone in this room has to get into it.
3
7000
2000
Diyelim ki bu odada bulunan herkesin bu makinaya girmesi şart.
00:24
And you can go backwards, you can go forwards;
4
9000
2000
Zamanda geri gidebilirsiniz, ya da ileri gidebilirsiniz;
00:26
you cannot stay where you are.
5
11000
2000
ama bulunduğunuz anda kalamazsınız.
00:28
And I wonder what you'd choose, because I've been asking my friends
6
13000
2000
Neyi seçeceğinizi merak ediyorum, çünkü arkadaşlarıma son zamanlarda
00:30
this question a lot lately and they all want to go back.
7
15000
3000
çok sık sorduğum bir soru bu, ve hepsi geriye gitmek istiyorlar.
00:33
I don't know. They want to go back before there were automobiles
8
18000
2000
Bilemiyorum. Hepsi ortalıkta arabaların, Twitter'ın ya da "Amerikan Idol"
00:35
or Twitter or "American Idol."
9
20000
2000
yarışmasının olmadığı zamanlara dönmek istiyor.
00:37
I don't know.
10
22000
2000
Bilemiyorum.
00:39
I'm convinced that there's some sort of pull
11
24000
2000
Nostalijye doğru bir meyil olduğu konusunda
00:41
to nostalgia, to wishful thinking.
12
26000
2000
ikna olmuş durumdayım.
00:43
And I understand that.
13
28000
2000
Bunu anlıyorum da.
00:45
I'm not part of that crowd, I have to say.
14
30000
3000
Ama belirtmeliyim ki ben çoğunluğa dahil değilim.
00:48
I don't want to go back, and it's not because I'm adventurous.
15
33000
2000
Geriye gitmek istemiyorum, maceraperest olmadığımdan değil --
00:50
It's because possibilities on this planet,
16
35000
2000
bu gezegendeki olasılıklar yüzünden,
00:52
they don't go back, they go forward.
17
37000
2000
onlar geri gitmiyor, hep ileri gidiyorlar.
00:54
So I want to get in the machine, and I want to go forward.
18
39000
3000
Bu nedenle o makineye binmek ve ileriye gitmek istiyorum.
00:57
This is the greatest time there's ever been on this planet
19
42000
3000
Bu gezegende şimdiye kadar gelmiş geçmiş en iyi zamanlardayız
01:00
by any measure that you wish to choose:
20
45000
2000
nasıl ölçerseniz ölçün:
01:02
health, wealth,
21
47000
2000
sağlık, para,
01:04
mobility, opportunity,
22
49000
2000
hareketlilik, imkanlar,
01:06
declining rates of disease ...
23
51000
2000
azalan hastalık oranları.
01:08
There's never been a time like this.
24
53000
2000
Böyle bir zaman hiç olmadı.
01:10
My great-grandparents died, all of them,
25
55000
2000
Bütün büyük büyükanne ve büyük-büyükbabalarım, hepsi
01:12
by the time they were 60.
26
57000
2000
60 yaşına varmadan öldüler.
01:14
My grandparents pushed that number to 70.
27
59000
2000
Benim büyükannem ve büyükdedem bu rakamı 70'e çekti.
01:16
My parents are closing in on 80.
28
61000
2000
Ebeveynlerim ise 80'lerinde.
01:18
So there better be
29
63000
3000
Benim öleceğim yaşın başında bir dokuz
01:21
a nine at the beginning of my death number.
30
66000
3000
rakamı olsa iyi olur diye düşünüyorum.
01:24
But it's not even about people like us,
31
69000
2000
Ama sadece bizim gibi insanlar değil,
01:26
because this is a bigger deal than that.
32
71000
3000
bundan çok daha önemli bir şey var.
01:29
A kid born in New Delhi today
33
74000
2000
Bugün, Yeni Delhi'de doğan bir çocuğun
01:31
can expect to live as long as
34
76000
2000
bundan 100 yıl önceki dünyanın en zengin adamı
01:33
the richest man in the world did 100 years ago.
35
78000
2000
kadar uzun yaşaması bekleniyor.
01:35
Think about that, it's an incredible fact.
36
80000
2000
Bir düşünsenize. İnanılmaz bir şey bu.
01:37
And why is it true?
37
82000
2000
Neden böyle?
01:39
Smallpox. Smallpox killed billions
38
84000
2000
Çiçek hastalığı. Çiçek bu gezegende
01:41
of people on this planet.
39
86000
2000
milyarlarca insanı öldürdü.
01:43
It reshaped the demography of the globe
40
88000
2000
Hiç bir savaşın yapmadığı kadar
01:45
in a way that no war ever has.
41
90000
2000
bu gezegenin demografisini değiştirdi.
01:47
It's gone. It's vanished.
42
92000
2000
Ama artık yok. Ortadan kalktı.
01:49
We vanquished it. Puff.
43
94000
2000
Biz onu yok ettik. Puf!
01:51
In the rich world,
44
96000
2000
Zengin dünyada,
01:53
diseases that threatened millions of us just a generation ago
45
98000
3000
bir nesil önce milyonlarcamızı tehdit eden hastalıklar neredeyse
01:56
no longer exist, hardly.
46
101000
2000
ortadan kaybolmuş durumda.
01:58
Diphtheria, rubella, polio ...
47
103000
2000
Difteri (Kuşpalazı), Kızamıkçık, Çocuk Felci...
02:00
does anyone even know what those things are?
48
105000
3000
Bunların ne olduğunu bilen var mı aranızda?
02:03
Vaccines, modern medicine,
49
108000
3000
Aşılar, modern tıp,
02:06
our ability to feed billions of people,
50
111000
2000
milyarlarca insanı besleyebilme yeteneğimiz,
02:08
those are triumphs of the scientific method.
51
113000
2000
bunlar bilimsel yöntemin zaferleri.
02:10
And to my mind, the scientific method --
52
115000
2000
Bana göre, bilimsel yöntem,
02:12
trying stuff out,
53
117000
2000
birşeyleri denemek,
02:14
seeing if it works, changing it when it doesn't --
54
119000
3000
çalıştığını görmek, çalışmadığında ise değiştirmek
02:17
is one of the great accomplishments of humanity.
55
122000
2000
insanlığın en biyik başarılarından biri.
02:19
So that's the good news.
56
124000
2000
İyi haber buydu.
02:21
Unfortunately, that's all the good news
57
126000
2000
Ne yazık ki tek iyi haber bu,
02:23
because there are some other problems, and they've been mentioned many times.
58
128000
3000
çünkü başka sorunlar var, ve bunlara daha önce pek çok kez değinildi.
02:26
And one of them is that
59
131000
2000
bunlardan biri şu,
02:28
despite all our accomplishments,
60
133000
2000
tüm başarılarımıza rağmen
02:30
a billion people go to bed hungry
61
135000
2000
bu dünyada her gün bir milyar insan
02:32
in this world every day.
62
137000
2000
yatağa aç giriyor.
02:34
That number's rising, and it's rising really rapidly, and it's disgraceful.
63
139000
3000
Bu sayı gittikçe artıyor, hatta utanç verici bir hızda artıyor.
02:37
And not only that, we've used our imagination
64
142000
3000
Sadece bu değil, hayal gücümüzü
02:40
to thoroughly trash this globe.
65
145000
2000
bu dünyayı çöpe çevirmek için kullandık.
02:42
Potable water, arable land,
66
147000
2000
İçilebilir su, ekilebilir topraklar,
02:44
rainforests, oil, gas:
67
149000
2000
yağmur ormanları, petrol
02:46
they're going away, and they're going away soon,
68
151000
3000
ortadan kalkıyor, çok hızlı bir şekilde yok oluyorlar,
02:49
and unless we innovate our way out of this mess,
69
154000
3000
ve bu konuda hızlıca bir şey yapmazsak
02:52
we're going away too.
70
157000
2000
biz de ortadan yok olacağız.
02:54
So the question is: Can we do that? And I think we can.
71
159000
3000
İşte soru şu: Bunu yapabilir miyiz? bence yapabiliriz.
02:57
I think it's clear that we can make food
72
162000
2000
Milyarlarca insanı, üzerlerinde oturdukları toprakları
02:59
that will feed billions of people without raping the land that they live on.
73
164000
3000
talan etmeden besleyebileceğimiz bir gerçek.
03:02
I think we can power this world with energy
74
167000
2000
Bu dünyayı, onu mahvetmeden enerji ile
03:04
that doesn't also destroy it.
75
169000
2000
donatabilmemiz mümkün.
03:06
I really do believe that, and, no, it ain't wishful thinking.
76
171000
3000
Buna gerçekten inanıyorum, hayır bu benim hayalim değil.
03:09
But here's the thing that keeps me up at night --
77
174000
3000
Ama beni geceleri uyutmayan bir şey var --
03:12
one of the things that keeps me up at night:
78
177000
3000
yani geceleri uyutmayan pekçok şeyden biri de şu.
03:16
We've never needed progress in science more than we need it right now. Never.
79
181000
3000
Hiç bir zaman, bu günkü kadar bilimin ilerlemesine ihtiyaç duymadık
03:19
And we've also never been in a position
80
184000
2000
ve hiç bir zaman da bilimi uygun şekilde
03:21
to deploy it properly in the way that we can today.
81
186000
2000
ortaya koymak için daha iyi bir durumda olmadık.
03:23
We're on the verge of amazing, amazing events
82
188000
3000
İnanılmaz, pek çok alanda tek kelimeyle inanılmaz
03:26
in many fields,
83
191000
2000
olayların eşiğindeyiz.
03:28
and yet I actually think we'd have to go back
84
193000
2000
Ama gene de aslında geriye bakmamız gerektiğini
03:30
hundreds, 300 years, before the Enlightenment,
85
195000
3000
düşünüyorum. 300 yıl kadar önceye, aydınlık çağlardan
03:33
to find a time when we battled progress,
86
198000
3000
öncesine ki, gelişime karşı, bütün bu
03:36
when we fought about these things
87
201000
2000
yeniliklere karşı şimdi olduğundan daha
03:38
more vigorously, on more fronts, than we do now.
88
203000
3000
güçlü şekilde karşı koyduğumuz bir zaman bulabilelim.
03:41
People wrap themselves in their beliefs,
89
206000
2000
İnsanlar kendilerini inançlarıyla öylesine sıkıca
03:43
and they do it so tightly that you can't set them free.
90
208000
3000
sarıp sarmalıyorlar ki, onları serbest bırakamıyorsunuz.
03:46
Not even the truth will set them free.
91
211000
2000
Gerçek bile onları özgür bırakmaya yetmiyor.
03:48
And, listen, everyone's entitled to their opinion;
92
213000
3000
Bakın, herkes kendine ait bir fiki sahibi olmada özgürdür,
03:51
they're even entitled to their opinion about progress.
93
216000
2000
yenilikler hakkında da bir fikir sahibi olmada özgürler,
03:53
But you know what you're not entitled to?
94
218000
2000
ama neye hakkınız yok biliyor musunuz?
03:55
You're not entitled to your own facts. Sorry, you're not.
95
220000
3000
Kendi gerçeklerinize sahip olma özgürlüğünüz yok. Çok üzgünüm ama öyle.
03:58
And this took me awhile to figure out.
96
223000
2000
Bunu anlamam bir süremi aldı.
04:00
About a decade ago, I wrote a story about vaccines
97
225000
2000
On yıl kadar önce, "The New Yorker" dergisinde
04:02
for The New Yorker. A little story.
98
227000
2000
aşılarla ilgili bir makale yazmıştım. Kısa bir makale.
04:04
And I was amazed to find opposition:
99
229000
2000
Ve muhalefetle karşılaştığımda çok şaşırdım,
04:06
opposition to what is, after all,
100
231000
3000
insanlık tarihindeki en etkili önleyici
04:09
the most effective public health measure in human history.
101
234000
3000
hakl sağlığı uygulamasına ilişkin muhalefet.
04:12
I didn't know what to do,
102
237000
2000
Ne yapacağımı bilemedim.
04:14
so I just did what I do: I wrote a story and I moved on.
103
239000
3000
Her zaman ne yapıyorsam onu yaptım, makalemi yazdım ve hayat devam etti.
04:17
And soon after that,
104
242000
3000
Bundan kısa bir süre sonra,
04:20
I wrote a story about genetically engineered food.
105
245000
2000
Genetiği Değiştirilmiş Ürünler (GDO) ile ilgili bir makale yazdım.
04:22
Same thing, only bigger.
106
247000
2000
Aynı şey oldu, ama bu defa daha da güçlü.
04:24
People were going crazy.
107
249000
2000
İnsanlar deliye döndüler.
04:26
So I wrote a story about that too,
108
251000
2000
Ben de bununla ilgili bir hikaye yazdım.
04:28
and I couldn't understand why
109
253000
2000
ve insanların bu besinleri neden "frankeştayn besinler"
04:30
people thought this was "Frankenfoods,"
110
255000
2000
olarak gördüğünü anlayamıyordum,
04:32
why they thought moving molecules around
111
257000
2000
molekilleri rastgele değil de
04:34
in a specific, rather than a haphazard way,
112
259000
3000
özel olarak bir düzen içinde sıralamak
04:37
was trespassing on nature's ground.
113
262000
3000
neden doğaya müdahale etmek olsun ki?
04:40
But, you know, I do what I do. I wrote the story, I moved on.
114
265000
2000
Ama biliyorsunuz işte, benim işim bu, yazarım ve hayata devam ederim.
04:42
I mean, I'm a journalist.
115
267000
2000
Demek istiyorum ki, ben bir gazeteciyim;
04:44
We type, we file, we go to dinner. It's fine.
116
269000
3000
yazımıı yazar, kaydeder ve yemeğe çıkarız. Hepsi bu.
04:47
(Laughter)
117
272000
2000
(Gülüşmeler)
04:50
But these stories bothered me,
118
275000
2000
Ama bu olaylar beni rahatsız etti,
04:52
and I couldn't figure out why, and eventually I did.
119
277000
2000
nedenini anlayamamıştım, ama sonra anladım.
04:54
And that's because those fanatics that were driving me crazy
120
279000
3000
Çünkü beni öileden çıkaran bu fanatikler aslında
04:57
weren't actually fanatics at all.
121
282000
2000
fanatik değillerdi.
04:59
They were thoughtful people, educated people, decent people.
122
284000
3000
Düşünceli, eğitimli, düzgün insanlardı.
05:02
They were exactly like the people in this room.
123
287000
3000
Aynen bu odadaki insanlar gibiydiler.
05:06
And it just disturbed me so much.
124
291000
2000
Bu beni çok rahatsiz etti...
05:08
But then I thought, you know, let's be honest.
125
293000
3000
Ama sonra şunu düşündüm, biliyorsunuz, dürüst olalım:
05:11
We're at a point in this world
126
296000
2000
Dünyada öyle bir noktadayız ki
05:13
where we don't have the same relationship to progress that we used to.
127
298000
3000
artık "ilerleme" ile aramızdaki ilişki eskiden olduğu gibi değil.
05:16
We talk about it ambivalently.
128
301000
2000
Ondan ikircikli bir şekilde bahsediyoruz.
05:18
We talk about it in ironic terms with little quotes around it:
129
303000
2000
Ondan bahsederken, alaycı bir şekilde tırnak içine alıyoruz:
05:20
"progress."
130
305000
2000
"İlerleme"
05:23
Okay, there are reasons for that, and I think we know what those reasons are.
131
308000
3000
Tamam, bunun için bazı nedenlerimiz var, ve sanırım bu nedenleri biliyoruz.
05:26
We've lost faith in institutions,
132
311000
2000
Kurumsal yapılara olan güvenimizi kaybettik,
05:28
in authority,
133
313000
2000
otoriteye olan güvenimizi de,
05:30
and sometimes in science itself,
134
315000
2000
hatta bazen bilime karşı olan güvenimizi bile.
05:32
and there's no reason we shouldn't have.
135
317000
2000
Bunun olmaması için hiç bir sebep yok.
05:34
You can just say a few names
136
319000
2000
Birkaç isim sarf etmek yeterli,
05:36
and people will understand.
137
321000
2000
insanlar anlayacaklardır.
05:38
Chernobyl, Bhopal, the Challenger,
138
323000
3000
Çernobil, Bhopal, Challenger,
05:41
Vioxx, weapons of mass destruction,
139
326000
3000
Vioxx, kitle imha silahları,
05:44
hanging chads.
140
329000
2000
hileli oy pusulaları.
05:46
You know, you can choose your list.
141
331000
3000
Yani, biliyorsunuz, liste uzun.
05:49
There are questions and problems
142
334000
2000
Her zaman haklı ve doğru olduğunu
05:51
with the people we used to believe were always right,
143
336000
2000
düşündüğümüz insanlarla ilgili soru işaretleri ve sorunlar oluştu.
05:53
so be skeptical.
144
338000
2000
O zaman şüpheci olun.
05:56
Ask questions, demand proof, demand evidence.
145
341000
3000
Sorular sorun, kanıt isteyin.
05:59
Don't take anything for granted.
146
344000
2000
Hiç bir şeyi olduğu gibi kabul etmeyin.
06:01
But here's the thing: When you get proof,
147
346000
3000
Ama olay şu: Kanıtları gördüğünüzde
06:04
you need to accept the proof, and we're not that good at doing that.
148
349000
3000
bu kanıtları kabul etmeniz gerekir, ve bunu yapmada çok da iyi değiliz.
06:07
And the reason that I can say that is because
149
352000
2000
Bu söylememin nedeni şu, şu anda daha önce
06:09
we're now in an epidemic of fear
150
354000
2000
hiç görmediğimiz, hatta umarım bir daha da
06:11
like one I've never seen and hope never to see again.
151
356000
3000
görmeyeceğimiz büyüklükte bir korku salgınıyla karşı karşıyayız.
06:14
About 12 years ago, there was a story published,
152
359000
2000
12 yıl kadar önce bir makale yayınlandı,
06:16
a horrible story,
153
361000
2000
korkunç bir makale,
06:18
that linked the epidemic of autism
154
363000
3000
otizm salgınını, kızamık, kızamıkçık, kabakulak aşısına
06:21
to the measles, mumps and rubella vaccine shot.
155
366000
3000
(karma aşıya) bağlayan bir makale
06:24
Very scary.
156
369000
2000
Çok korkutucu.
06:26
Tons of studies were done to see if this was true.
157
371000
3000
Bunun doğru olup olmadığını anlamak için tonlarca çalışma yapıldı.
06:29
Tons of studies should have been done; it's a serious issue.
158
374000
3000
Tonlarca çalışma da yapılmalıydı zaten, bu çok ciddi bir olay.
06:32
The data came back.
159
377000
2000
Veriler geldi.
06:34
The data came back from the United States, from England,
160
379000
2000
Amerika Birleşik Devletleri'nden, İngiletere'den,
06:36
from Sweden, from Canada,
161
381000
2000
İsveç'ten, Kanada'dan veriler geldi,
06:38
and it was all the same: no correlation,
162
383000
2000
hepsi aynı çeyi söylüyordu, ilişki yok,
06:40
no connection, none at all.
163
385000
2000
bağlantı yok, hiç yok.
06:42
It doesn't matter. It doesn't matter
164
387000
2000
Ama önemi yok, önemi yok,
06:44
because we believe anecdotes,
165
389000
2000
çünkü biz münferit olaylara inanırız,
06:46
we believe what we see, what we think we see,
166
391000
2000
ne gördüğümüze inanırız, ne gördüğümüzü sandığımıza,
06:48
what makes us feel real.
167
393000
2000
bize doğru gibi gelene.
06:50
We don't believe a bunch of documents
168
395000
2000
Bir devlet görevlisinden gelen verileri içeren
06:52
from a government official giving us data,
169
397000
2000
sayfalarca evraka inanmayız,
06:54
and I do understand that, I think we all do.
170
399000
2000
bunu anlayabiliyorum, sanırım hepimiz anlıyoruz.
06:56
But you know what?
171
401000
2000
Ama biliyor musunuz ne oldu?
06:58
The result of that has been disastrous.
172
403000
2000
Bunun sonuçları felaket oldu,
07:00
Disastrous because here's a fact:
173
405000
3000
tam bir felaket. İşte size bir veri:
07:03
The United States is one of the only countries in the world
174
408000
2000
Amerişka Birleşik Devletleri dünyada
07:05
where the vaccine rate for measles is going down.
175
410000
3000
Kabakulak aşılanma oranı gittikçe azalan tek ülke.
07:08
That is disgraceful,
176
413000
2000
Bu utanç verici,
07:10
and we should be ashamed of ourselves.
177
415000
2000
ve kendimizden utanmalıyız.
07:12
It's horrible.
178
417000
2000
Bu korkunç.
07:14
What kind of a thing happened
179
419000
2000
Nasıl bir şey oldu da
07:16
that we could do that?
180
421000
2000
bunu becerebildik?
07:18
Now, I understand it. I do understand it.
181
423000
3000
Şimdi anlayabiliyorum. Gerçekten anlıyorum.
07:21
Because, did anyone have measles here?
182
426000
2000
Burada hiç kabakulak geçiren var mı?
07:23
Has one person in this audience ever seen someone die of measles?
183
428000
3000
Bu odadakilerden herhangi biri kabakulaktan ölen birini duydu mu hiç?
07:26
Doesn't happen very much.
184
431000
2000
Pek sık olmuyor.
07:28
Doesn't happen in this country at all,
185
433000
2000
Bu ülkede pek sık olmuyor ama,
07:30
but it happened 160,000 times in the world last year.
186
435000
2000
dünyada geçen yıl 160.000 defa oldu.
07:32
That's a lot of death of measles --
187
437000
2000
Kabakulak'a bağlı çok sayıda ölüm var,
07:34
20 an hour.
188
439000
2000
saate 20 kişi.
07:36
But since it didn't happen here, we can put it out of our minds,
189
441000
3000
Ama burada olmadığına göre, bunu aklımızın gerilerine atabiliriz,
07:39
and people like Jenny McCarthy
190
444000
2000
ve Jenny McCarthy gibi insanlar
07:41
can go around preaching messages
191
446000
2000
Oprah ve Larry King Live gibi programlarda
07:43
of fear and illiteracy from platforms
192
448000
2000
çıkıp korku ve cehaletle ilgili
07:45
like "Oprah" and "Larry King Live."
193
450000
3000
mesajlar verebilirler.
07:48
And they can do it because
194
453000
2000
Bunu yapabilirler çünkü
07:50
they don't link causation and correlation.
195
455000
2000
neden sonuç ilişkisi ile korelasyondan haberleri yok.
07:52
They don't understand that these things seem the same,
196
457000
3000
Bu ikisinin aynı görünmesine rağmen farklı iki kavram olduğundan
07:55
but they're almost never the same.
197
460000
2000
haberleri yok. Hiç bir zaman aynı şey değildirler.
07:57
And it's something we need to learn, and we need to learn it really soon.
198
462000
3000
Ve bu bir an önce öğrenmemiz gereken şeylerden biri, bir an önce.
08:00
This guy was a hero, Jonas Salk.
199
465000
3000
Bu gördüğünüz adam bir kahramandı, Jonas Salk.
08:03
He took one of the worst scourges of mankind away from us.
200
468000
3000
Bizi, insanlığın en büyük belalarından birinden kurtardı.
08:06
No fear, no agony. Polio -- puff, gone.
201
471000
3000
Korkmaya, acı çekmeye lüzüm yok artık, Çocuk Felci.. Puf! Yok oldu.
08:09
That guy in the middle, not so much.
202
474000
3000
Ortadaki adam o kadar büyük bir kahraman değil.
08:12
His name is Paul Offit.
203
477000
2000
Adı Paul Offit.
08:14
He just developed a rotavirus vaccine with a bunch of other people.
204
479000
2000
Bir grup insanla beraber Rotavirüs aşısı geliştirdi.
08:16
It'll save the lives of 400 to 500,000 kids
205
481000
3000
Her yıl gelişmekte olan ülkelerdeki
08:19
in the developing world every year.
206
484000
2000
400.000-500.000 çocuğun hayatını kurtarıyor.
08:21
Pretty good, right?
207
486000
2000
Epey iyi değil mi?
08:23
Well, it's good, except that Paul goes around talking about vaccines
208
488000
2000
Epey iyi, yanlızca küçük bir ayrıntı, Paul ortalıkta gezinerek
08:25
and says how valuable they are
209
490000
2000
aşıların ne kadar değerli ve önemli olduklarını anlatıyor
08:27
and that people ought to just stop the whining.
210
492000
2000
ve insanların mızıklanmayı kesmeleri gerektiğini söylüyor.
08:29
And he actually says it that way.
211
494000
2000
Aynen bu şekilde söylüyor.
08:31
So, Paul's a terrorist.
212
496000
3000
Bu nedenle, Paul bir terörist.
08:34
When Paul speaks in a public hearing,
213
499000
2000
Herhangi bir yerde kamuya açık bir konuşma
08:36
he can't testify without armed guards.
214
501000
2000
yapması gerektiğinde silahlı korumalar olmadan yapamıyor.
08:38
He gets called at home
215
503000
2000
Evine telefonlar geliyor çünkü
08:40
because people like to tell him
216
505000
2000
insanlar ona "Çocuklarının hangi okula
08:42
that they remember where his kids go to school.
217
507000
2000
gittiğini biliyoruz." demeyi seviyorlar.
08:44
And why? Because Paul made a vaccine.
218
509000
3000
Peki neden? Çonki Paul bir aşı üretti.
08:47
I don't need to say this, but vaccines are essential.
219
512000
3000
Bunu söylememe bile gerek yok, ama aşılar elzem şeyler.
08:50
You take them away, disease comes back,
220
515000
2000
Onları geri alın, hastalıklar geri gelecektir,
08:52
horrible diseases. And that's happening.
221
517000
3000
korkunç hastalıklar, aslında şu anda da bu oluyor
08:55
We have measles in this country now.
222
520000
2000
Bu ülkede artık kabakulak salgınlarımız var.
08:57
And it's getting worse, and pretty soon kids
223
522000
2000
Gittikçe kötüye gidiyor, pek yakında çocuklar
08:59
are going to die of it again because it's just a numbers game.
224
524000
2000
kabakulak yüzünden ölecekler de, tamamen rakamlara bağlı.
09:01
And they're not just going to die of measles.
225
526000
2000
Sadece Kabakulaktan ölmeyecekler.
09:03
What about polio? Let's have that. Why not?
226
528000
2000
Çocuk Felcine ne dersiniz? Hadi onu başlatalım. Neden olmasın?
09:05
A college classmate of mine wrote me a couple weeks ago and said
227
530000
3000
Bir üniversite arkadaşım birkaç hafta önce bana mektup yazdı,
09:08
she thought I was a little strident.
228
533000
2000
mektupta sesimin çok çatlak çıktığını yazmış.
09:10
No one's ever said that before.
229
535000
3000
Bunu daha önce söyleyen olmamıştı.
09:13
She wasn't going to vaccinate her kid against polio,
230
538000
2000
Çocuğuna Çocuk Felci aşısı yaptırmayacakmış.
09:15
no way.
231
540000
2000
Kesinlikle.
09:17
Fine.
232
542000
2000
Tamam.
09:19
Why? Because we don't have polio. And you know what?
233
544000
2000
Neden? Çünkü bizde artık Çocuk Felci yokmuş. Ama biliyor musunuz,
09:21
We didn't have polio in this country yesterday.
234
546000
3000
düne kadar bizim ilkemizde çocuk felci yoktu diyelim.
09:24
Today, I don't know, maybe a guy got on a plane in Lagos this morning,
235
549000
3000
Bu gün, ne bileyim,belki bir adam, sabah Lagos'tan uşağa binen bir adam
09:27
and he's flying to LAX, right now he's over Ohio.
236
552000
2000
şu an Ohio üzerinde ve birkaç saat içinde Los Angeles
09:29
And he's going to land in a couple of hours, he's going to rent a car,
237
554000
3000
havaalanına inecek, oradan bir araba kiralayacak
09:32
and he's going to come to Long Beach,
238
557000
2000
Long Beach'e gelecek ve bu akşam
09:34
and he's going to attend one of these fabulous TED dinners tonight.
239
559000
3000
şu meşhur TED yemeklerinden birine katılacak.
09:37
And he doesn't know that he's infected with a paralytic disease,
240
562000
3000
Çocuk felci virüsü taşıdığını bilmiyor olacak.
09:40
and we don't either because that's the way the world works.
241
565000
3000
Biz de bilmiyor olacağız, çünkü dünyada işler bu şekilde yürüyor.
09:43
That's the planet we live on. Don't pretend it isn't.
242
568000
3000
Yaşadığımız gezegen bu, öyle değilmiş gibi yapmayın.
09:46
Now, we love to wrap ourselves in lies. We love to do it.
243
571000
3000
Şimdi, kendimizi yalanlarla sarıp sarmalamayı çok seviyoruz. Bayılıyoruz.
09:49
Everyone take their vitamins this morning?
244
574000
2000
Bu sabah herkes vitaminlerini aldı mı?
09:51
Echinacea, a little antioxidant
245
576000
2000
Echinacea (Ekinezya), biraz anti oksidan
09:53
to get you going.
246
578000
2000
sizi kendinize getirir.
09:55
I know you did because half of Americans do every day.
247
580000
3000
Aldığınızı biliyorum, çünkü Amerikalı'ların yarısı bunu her gün yapıyor.
09:58
They take the stuff, and they take alternative medicines,
248
583000
3000
Her sabah bu alternatif ilaçları alıyorlar
10:01
and it doesn't matter how often
249
586000
2000
ve ne kadar sık olarak işe yaramadıklarını
10:03
we find out that they're useless.
250
588000
2000
öğrenmemizin hiç bir önemi yok.
10:05
The data says it all the time.
251
590000
2000
Veriler her seferinde bunu söylüyor.
10:07
They darken your urine. They almost never do more than that.
252
592000
3000
Sadece idrarınızın rengini koyultuyorlar. Bundan başka pek bir işe yaradıkları yok.
10:10
(Laughter)
253
595000
2000
(Gülüşmeler)
10:12
It's okay, you want to pay 28 billion dollars for dark urine?
254
597000
3000
Tamam, koyu renkli idrar için 28 Milyar dolar ödemek istiyorsanız
10:15
I'm totally with you.
255
600000
2000
tamamen sizi destekliyorum.
10:17
(Laughter)
256
602000
2000
(Gülüşmeler)
10:19
Dark urine. Dark.
257
604000
3000
Koyu idrar, koyu.
10:22
Why do we do that? Why do we do that?
258
607000
2000
Bunu neden yapıyoruz? Bunu neden yapıyoruz?
10:24
Well, I think I understand, we hate Big Pharma.
259
609000
2000
Tamam, sanırım anlıyorum, Big Pharma'dan (İlaç Endüstrisi) nefret ediyoruz.
10:26
We hate Big Government. We don't trust the Man.
260
611000
2000
Derin devletten nefret ediyoruz. İnsanlara güvenmiyoruz.
10:28
And we shouldn't: Our health care system sucks.
261
613000
3000
Ve güvenmemeliyiz de. Sağlık sistemimiz berbat durumda.
10:31
It's cruel to millions of people.
262
616000
2000
Milyonlarca insana eziyet ediyor.
10:33
It's absolutely astonishingly cold
263
618000
3000
Aramızdan ona parası yetenlere de
10:36
and soul-bending to those of us who can even afford it.
264
621000
3000
kötü davranıyor ve hırpalıyor.
10:39
So we run away from it, and where do we run?
265
624000
3000
Bu nedenle ondan kaçıyoruz, ama nereye doğru?
10:42
We leap into the arms of Big Placebo.
266
627000
2000
Büyük Plasebo'nun kollarına doğru.
10:44
(Laughter)
267
629000
3000
(Gülüşmeler)
10:47
That's fantastic. I love Big Placebo.
268
632000
2000
Bu inanılmaz. Büyük plaseboyu seviyorum.
10:49
(Applause)
269
634000
5000
(Alkışlar)
10:54
But, you know, it's really a serious thing
270
639000
3000
Ama biliyor musunuz, bu ciddi bir konu
10:57
because this stuff is crap,
271
642000
2000
çünkü bu destek ürünler ıvır zıvırdan ibaret
10:59
and we spend billions of dollars on it.
272
644000
2000
ve onlara milyarlarca dolar harcıyoruz.
11:01
And I have all sorts of little props here.
273
646000
3000
Burada bazı örnekler getirdim.
11:04
None of it ... ginkgo, fraud;
274
649000
2000
Hepsi- Ginkgo, düzmece
11:06
echinacea, fraud;
275
651000
2000
Ekinezya, düzmece,
11:08
acai -- I don't even know what that is
276
653000
2000
Açai, bunun ne olduğunu bile bilmiyorum
11:10
but we're spending billions of dollars on it -- it's fraud.
277
655000
3000
ama gene de milyarlarca dolar harcıyoruz, bu da düzmece.
11:13
And you know what? When I say this stuff, people scream at me,
278
658000
2000
Biliyor musunuz, ben bunu söylediğimde insanlar bana bağırıp çağırıyor
11:15
and they say, "What do you care? Let people do what they want to do.
279
660000
3000
diyorlar ki, "Sana ne oluyor? Bırak insanlar ne istiyorlarsa
11:18
It makes them feel good."
280
663000
2000
nasıl iyi hissediyorlarsa öyle yapsınlar."
11:20
And you know what? You're wrong.
281
665000
2000
Ama biliyor musunuz? Aslında öyle değil.
11:22
Because I don't care
282
667000
2000
Çünkü Sağlık Hizmetleri Müdürlüğü Sekreterinin
11:24
if it's the secretary of HHS
283
669000
2000
"Hmm, uzmanlarımın mammogramlar ile ilgili
11:26
who's saying, "Hmm, I'm not going to take the evidence
284
671000
3000
verdikleri görüşü dikkate almayacağım." demesi
11:29
of my experts on mammograms,"
285
674000
2000
ya da bir kanser şarlatanının hastalarını
11:31
or some cancer quack who wants to treat his patient
286
676000
3000
kahve lavmanı ile tedavi etmeye çalışması
11:34
with coffee enemas.
287
679000
2000
arasında bir fark görmüyorum ben.
11:36
When you start down the road
288
681000
2000
Eğer inanç ve hurafeler,
11:38
where belief and magic replace evidence and science,
289
683000
3000
kanıt ve bilimin yerini almaya başlarsa kendinizi
11:41
you end up in a place you don't want to be.
290
686000
2000
hiç istemediğiniz bir noktada bulabilirsiniz.
11:43
You end up in Thabo Mbeki South Africa.
291
688000
2000
Mesela Güney Afrika devlet başkanı Thabo Mbeki,
11:45
He killed 400,000 of his people
292
690000
3000
400.000 vatandaşının ölümüne sebep oldu,
11:48
by insisting that beetroot,
293
693000
2000
çünkü pancar kökü, sarımsak ve limon yağının
11:50
garlic and lemon oil
294
695000
2000
AIDS'in gidişatını yavaşlattığını
11:52
were much more effective than the antiretroviral drugs
295
697000
2000
bildiğimiz antiretroviral ilaçlardan
11:54
we know can slow the course of AIDS.
296
699000
2000
daha etkili olduğu konusunda israr etti.
11:56
Hundreds of thousands of needless deaths
297
701000
2000
Bu hastalıktan en çok etkilenen
11:58
in a country that has been plagued
298
703000
3000
bir ülkede yüzbinlerce anlamsız
12:01
worse than any other by this disease.
299
706000
2000
ölüm meydana geldi.
12:03
Please, don't tell me
300
708000
2000
O yüzden bana bu tip şeylerin
12:05
there are no consequences to these things.
301
710000
2000
zararının olmadığını söylemeyin.
12:07
There are. There always are.
302
712000
2000
Çünkü zararları var, her zaman var.
12:09
Now, the most mindless epidemic
303
714000
2000
Şimdilerdeki en akılsız salgınlardan biri de
12:11
we're in the middle of right now
304
716000
2000
ki şu anda tam ortasındayız bunun
12:13
is this absurd battle
305
718000
2000
genetiği değiştirilmiş ürün savunucuları ile
12:15
between proponents of genetically engineered food
306
720000
3000
organikçi elitistler arasındaki
12:18
and the organic elite.
307
723000
2000
absürd ateşli mücadele.
12:20
It's an idiotic debate. It has to stop.
308
725000
2000
Saçmasapan bir tartışma. Artık bitmeli.
12:22
It's a debate about words, about metaphors.
309
727000
3000
Bu kelimelerle ilgili bir tartışma. Benzetmelerle ilgili.
12:25
It's ideology, it's not science.
310
730000
2000
Bir ideoloji tartışması, bilimle ilgili değil.
12:27
Every single thing we eat, every grain of rice,
311
732000
2000
Her yediğimiz şey, her bir pirinç tanesi
12:29
every sprig of parsley,
312
734000
2000
her bir maydanoz yaprağı,
12:31
every Brussels sprout
313
736000
2000
her bir brüksel lahanası
12:33
has been modified by man.
314
738000
2000
zaten insanoğlu tarafından değiştirilmiş durumda.
12:35
You know, there weren't tangerines in the garden of Eden.
315
740000
2000
Biliyorsunuz, cennet bahçesinde satsuma mandalinası yoktu.
12:37
There wasn't any cantaloupe. (Laughter)
316
742000
2000
kantalup kavunu da yoktu.
12:39
There weren't Christmas trees. We made it all.
317
744000
3000
Noel ağacı da yoktu. Hepsini biz yaptık.
12:42
We made it over the last 11,000 years.
318
747000
3000
Hepsini son 11.000 yıl içinde yaptık.
12:45
And some of it worked, and some of it didn't.
319
750000
2000
Bazıları işe yaradı, bazıları da yaramadı.
12:47
We got rid of the stuff that didn't.
320
752000
2000
İşe yaramayanları çöpe attık.
12:49
Now we can do it in a more precise way --
321
754000
2000
Şimdi bunu çok daha hassas bir şekilde yapabiliyoruz.
12:51
and there are risks, absolutely --
322
756000
2000
Ve elbette ki riskleri var.
12:53
but we can put something like vitamin A into rice,
323
758000
3000
Ama mesela pirince A vitamini gibi şeyler ekleyerek
12:56
and that stuff can help millions of people,
324
761000
3000
milyonlarca insana yardım edebiliyoruz,
12:59
millions of people, prolong their lives.
325
764000
3000
milyonlarca insanın ömrünü uzatabiliyoruz.
13:02
You don't want to do that?
326
767000
2000
Bunu yapmak istemiyor musunuz?
13:04
I have to say, I don't understand it.
327
769000
3000
Şunu söylemeliyim ki ben bunu anlayamıyorum.
13:07
We object to genetically engineered food.
328
772000
2000
Genetiği değiştirilmiş ürünlere karşı çıkıyoruz.
13:09
Why do we do that?
329
774000
2000
Neden bunu yapıyoruz?
13:11
Well, the things I constantly hear are:
330
776000
2000
Sık sık duyduğum şeyler şunlar:
13:13
Too many chemicals,
331
778000
2000
Çok fazla kimsayasal,
13:15
pesticides, hormones,
332
780000
2000
pestisid (böcek öldürücü), hormon içeriyor.
13:17
monoculture, we don't want giant fields
333
782000
2000
Aynı üründen ekilmiş dev tarlalar
13:19
of the same thing, that's wrong.
334
784000
2000
istemiyoru, bu yanlış.
13:21
We don't companies patenting life.
335
786000
2000
Yaşamı patent altına alan firmalar istemiyoruz.
13:23
We don't want companies owning seeds.
336
788000
2000
Tohumları tekel altına alan firmalar istemiyoruz.
13:25
And you know what my response to all of that is?
337
790000
2000
Bu görüşlere benim cevabım ne biliyor musunuz?
13:27
Yes, you're right. Let's fix it.
338
792000
3000
Evet, haklısınız. Hadi bunu düzeltelim.
13:30
It's true, we've got a huge food problem,
339
795000
2000
Evet, doğru, çok büyük bir besin problemimiz var,
13:32
but this isn't science.
340
797000
2000
ama bu bilimle ilgili değil.
13:34
This has nothing to do with science.
341
799000
2000
Bilimle hiç bir alakası yok.
13:36
It's law, it's morality, it's patent stuff.
342
801000
3000
Bu kanunlarla ilgili, ahlakla ilgili, patentlerle ilgili.
13:39
You know science isn't a company.
343
804000
2000
Biliyorsunuz, bilim bir şirket değildir.
13:41
It's not a country.
344
806000
2000
Bir ülke de değildir.
13:43
It's not even an idea; it's a process.
345
808000
3000
Bir fikir bile değildir; bilim bir süreçtir.
13:46
It's a process, and sometimes it works and sometimes it doesn't,
346
811000
3000
Öyle bir süreç ki, bazen iyi işler bazen işlemez,
13:49
but the idea that we should not allow
347
814000
3000
ama korktuğumuz için bilimin
13:52
science to do its job
348
817000
2000
görevini yapmasına izin vermeme
13:54
because we're afraid,
349
819000
2000
fikri gerçekten de
13:56
is really very deadening,
350
821000
2000
çok heves kırıcı bir fikir.
13:58
and it's preventing millions of people
351
823000
2000
ve milyonlarca insanın refaha ermesini
14:00
from prospering.
352
825000
2000
engelliyor.
14:02
You know, in the next 50 years
353
827000
2000
Biliyorsunuz, önümüzdeki 50 yıl içinde
14:04
we're going to have to grow 70 percent more food than we do right now,
354
829000
3000
şu an ürettiğimizden yüzde 70 daha fazla ürün yetiştirmek zorundayız,
14:07
70 percent.
355
832000
2000
yüzde yetmiş.
14:09
This investment in Africa over the last 30 years.
356
834000
3000
Bu gördüğünüz son 30 yıldır Afrika'da yapılan yatırımlar.
14:12
Disgraceful. Disgraceful.
357
837000
2000
Utanç verici, utanç verici.
14:14
They need it, and we're not giving it to them.
358
839000
2000
Buna ihtiyaçları var, ve biz onlara bunu vermiyoruz.
14:16
And why? Genetically engineered food.
359
841000
3000
Neden peki? Genetiği Değiştirilmiş Ürünler.
14:19
We don't want to encourage people
360
844000
2000
İnsaları işe yaramaz yiyecekler
14:21
to eat that rotten stuff, like cassava for instance.
361
846000
3000
yeme konusunda yüreklendirmek istemiyoruz.
14:24
Cassava's something that half a billion people eat.
362
849000
2000
Mesela Cassava. Patatese benzeyen bir şey,
14:26
It's kind of like a potato.
363
851000
2000
yarım milyar insan bunu yiyiyor.
14:28
It's just a bunch of calories. It sucks.
364
853000
2000
Sadece kalori içeriyor. Berbat birşey.
14:30
It doesn't have nutrients, it doesn't have protein,
365
855000
2000
Besin değeri düşük, protein içermiyor,
14:32
and scientists are engineering
366
857000
2000
ve bilim adamları şu anda bunları
14:34
all of that into it right now.
367
859000
2000
cassava'ya eklemek için uğraşıyor.
14:36
And then people would be able to eat it and they'd be able to not go blind.
368
861000
3000
Böylece insanlar cassava yiyebilirler ve bu onları körlükten koruyabilir.
14:39
They wouldn't starve, and you know what?
369
864000
2000
Açlıktan ölmezler, ve biliyor musunuz?
14:41
That would be nice. It wouldn't be Chez Panisse,
370
866000
3000
Bu gayet iyi olur. Chez Panisse'de yemek kadar olmaz belki
14:44
but it would be nice.
371
869000
2000
ama iyi olur.
14:48
And all I can say about this is:
372
873000
2000
Bu konuda tek söyleyebileceğim şu:
14:50
Why are we fighting it?
373
875000
2000
Neden bununla mücadele ediyoruz?
14:52
I mean, let's ask ourselves: Why are we fighting it?
374
877000
2000
Yani, kendi kendimize soralım: Neden bununla savaşıyoruz?
14:54
Because we don't want to move genes around?
375
879000
2000
Çünkü genlerin yerini değiştirmek istemiyoruz.
14:56
This is about moving genes around. It's not about chemicals.
376
881000
3000
Bu genlerin yerini değiştirmekle ilgili birşey, kimyasallarla ilgili değil.
14:59
It's not about our ridiculous passion for hormones,
377
884000
3000
hormonlara ilişkin olan inanılmaz hırsımızla da,
15:02
our insistence on having bigger food,
378
887000
2000
Daha büyük, daha tek tip, daha iyi
15:04
better food, singular food.
379
889000
2000
gıdalar için olan ısrarımızla da ilgili değil.
15:06
This isn't about Rice Krispies,
380
891000
2000
Rice Krispi'leriyle de alakası yok.
15:08
this is about keeping people alive,
381
893000
2000
Bu insanları hayatta tutmak ile ilgili bir şey,
15:10
and it's about time we started to understand what that meant.
382
895000
3000
ve bunun ne anlama geldiğini anlamaya başlasak iyi olur.
15:13
Because, you know something?
383
898000
2000
Çünkü, biliyor musunuz?
15:15
If we don't, if we continue to act the way we're acting,
384
900000
3000
Eğer bunu yapmazsak ve şimdiki gibi davranmaya devam edersek
15:18
we're guilty of something that I don't think we want to be guilty of:
385
903000
3000
sorumlusu olmayı hiç istemediğimizi bir şeyin sorumlusu olacağız.
15:21
high-tech colonialism.
386
906000
2000
İleri-teknoloji sömürgeciliği.
15:23
There's no other way to describe what's going on here.
387
908000
2000
Burada olan biteni anlatacak bir başka yol yok.
15:25
It's selfish, it's ugly,
388
910000
2000
Bu bencilce ve çok çirkin.
15:27
it's beneath us,
389
912000
2000
Bize yakışmıyor,
15:29
and we really have to stop it.
390
914000
3000
ve buna bir son vermeliyiz.
15:32
So after this amazingly fun conversation,
391
917000
3000
Şimdi, bu inanılmaz derecede eğlenceli konuşmanın ardından,
15:35
(Laughter)
392
920000
2000
(Gülüşmeler)
15:37
you might want to say, "So, you still want to get in this
393
922000
2000
şunu diyebilirsiniz, " Yani, hala bu zaman makinasına
15:39
ridiculous time machine and go forward?"
394
924000
2000
binip geleceğe gitmeyi istiyor musun?"
15:41
Absolutely. Absolutely, I do.
395
926000
3000
Kesinlikle. Kesinlikle istiyorum.
15:44
It's stuck in the present right now,
396
929000
2000
Şu anda, şimdiki zamanda sıkışıp kalmış,
15:46
but we have an amazing opportunity.
397
931000
2000
ama önümüzde inanılmaz fırsatlar var.
15:48
We can set that time machine on anything we want.
398
933000
3000
Zaman makinasını istediğimiz şeye ayarlayabiliriz.
15:51
We can move it where we want to move it,
399
936000
2000
İstediğimiz yere götürebiliriz,
15:53
and we're going to move it where we want to move it.
400
938000
2000
ve bunu istediğimiz zaman yapabiliriz.
15:55
We have to have these conversations and we have to think,
401
940000
3000
Ama bunun için bu tip konuşmalar yapmamız gerekir, düşünmemiz gerekir,
15:58
but when we get in the time machine and we go ahead,
402
943000
3000
ama zaman makinasına binip yola çıktığımızda
16:01
we're going to be happy we do.
403
946000
2000
bunları yaptığımıza sevineceğiz.
16:03
I know that we can,
404
948000
2000
Yapabileceğimizi biliyorum,
16:05
and as far as I'm concerned,
405
950000
2000
ve gördüğüm kadarı ile
16:07
that's something the world needs right now.
406
952000
3000
dünyanın da şu anda ihtiyacı olan şey de bu.
16:10
(Applause)
407
955000
2000
Teşekkür ederim.
16:12
Thank you.
408
957000
3000
(Alkışlar)
16:15
Thank you.
409
960000
2000
(Alkışlar)
16:17
Thank you. Thank you.
410
962000
4000
(Alkışlar)
ABOUT THE SPEAKER
Michael Specter - WriterMichael Specter is a staff writer for the New Yorker. His new book, Denialism, asks why we have increasingly begun to fear scientific advances instead of embracing them.
Why you should listen
Michael Specter's new book, Denialism: How Irrational Thinking Hinders Scientific Progress, Harms the Planet and Threatens Our Lives, dives into a worrisome strain of modern life -- a vocal anti-science bias that may prevent us from making the right choices for our future. Specter studies how the active movements against vaccines, genetically engineered food, science-based medicine and biotechnological solutions to climate change may actually put the world at risk. (For instance, anti-vaccination activists could soon trigger the US return of polio, not to mention the continuing rise of measles.) More insidiously, the chilling effect caused by the new denialism may prevent useful science from being accomplished.
Specter has been a writer for the New Yorker for more than a decade; before that, he was a science writer and then the Moscow bureau chief for the New York Times. He writes about science and politics for the New Yorker, with a fascinating sideline in biographical profiles.
Michael Specter | Speaker | TED.com