Marina Abramović: An art made of trust, vulnerability and connection
Marina Abramović: Güven, hassasiyet ve bağlantıdan oluşan sanat
In her performances she’s been cut, burned, and nearly shot -- but Marina Abramović's boldest work yet is a gargantuan institute dedicated to transformation through art. Full bio
Double-click the English transcript below to play the video.
bir ayakkabı, bir gül.
the razor blade, the hammer
üzerimde kullanabilirsiniz.
even killing me.
öldürseniz bile.
performance was easy.
the glass of water to drink,
bir bardak su verdiler,
and cut my clothes,
kesen bir adam oldu
and stuck them in my stomach.
alıp karnıma sapladılar.
and cut my neck and drank the blood,
kesti ve kanı içti,
yapacaklarını söyledi.
because it was just a normal opening,
çünkü normal bir açılıştı,
and put me on the table,
and put it against my temple.
şakaklarıma dayadı.
and they started a fight.
ve kavga etmeye başladılar.
and tears were running down my face.
ve yüzümden yaşlar boşanıyordu.
with myself as a normal human being.
benimle yüz yüze gelemediler.
it was at two in the morning.
what the performance is.
ne olduğunu açıklayalım.
so many different explanations,
for performance is very simple.
açıklamam çok basit.
and physical construction
belli bir zamanda,
in a specific time
make the piece together.
beraberce çıkarırlar.
performance and theater is huge.
fark çok büyüktür.
the blood is the material,
in the real time,
orada olmakla ilgilidir
of these types of things twice -- ever.
kez yapamazsınız -- hiçbir şekilde.
the performance is --
are always afraid of very simple things.
çok basit şeylerden korkarlar.
we're afraid of pain,
in front of the audience.
önünde sergilemek.
and push my body as far as I can.
olabildiğince çok zorlayabiliyorum.
from these fears.
korkulardan özgürleştiriyorum.
you can do it for you.
siz de kendiniz için yapabilirsiniz.
I actually fell in love with.
performances together.
gerçekleştirdik.
and the pistols and the bullets,
you have to trust the person completely
kişiye tamamen güvenmelisiniz,
is pointing to my heart.
is rushing and so on,
hücum ediyor vesaire,
to another human being.
tamamen güvenle ilgili.
both male and female energy.
hem kadın enerjisiyle ilgili çalıştık.
comes to an end, ours went too.
bizimkinin de geldi.
like normal human beings do
gibi telefon açıp,
of China to say goodbye.
and he started from the Gobi Desert.
ve o da Gobi Çölü'nde başladı.
the 12 Chinese provinces,
how I see the public.
I made in those days
en önemli eserlerden biri de,
some very strong, charismatic image,
görüntüler yaratmak istedim,
for any war at any time,
bir savaşa hizmet edebilecek bir şey,
but there's always some war, somewhere.
ama her zaman bir yerlerde bir savaş var.
dead, big, bloody cow bones.
you never can wash shame off the wars.
hiçbir zaman yıkayamazsınız.
and wars are coming off these bones,
savaşlar bu kemiklerden çıkıyor
an unbearable smell.
dayanılmaz bir koku.
who really changed my life,
değiştiren şeyi göstereceğim
which I just recently made.
MoMa'daki performans.
when I said to the curator,
küratöre şöyle dediğimde,
an empty chair at the front,
can come and sit as long as they want."
istediği kadar oturabilir."
this is New York,
burası New York,
oturmak için zamanı yok."
when the museum is open 10 hours,
Cuma günleri 10 saat
and I'm still sitting,
maybe 10 or 15 years ago --
belki 10 veya 15 yıl önce --
experience something different,
bir şeyler deneyimleme ihtiyacı,
they would come and sit in front of me,
gelip önüme oturdular,
for hours and hours and hours
saatlerce, saatlerce ve saatlerce
they're filmed by the camera,
kamerayla filmleri çekildi,
except in themselves.
when you look in somebody else's eyes,
inanılmaz şey görürsünüz,
with that total stranger,
everything happened.
her şey gerçekleşti.
from that chair after three months,
that I have a very strong mission,
sanatları enstitüsüne
of immaterial performing arts.
the next day it's there.
you only have the memory,
sadece anısı var
if you talk about immaterial art,
sanattan bahsediyorsanız,
absolutely highest art of all,
kesinlikle sanatların en üstünü,
and then everything else.
ve sonra diğerleri.
in Hudson, upstate New York,
dışındaki Hudson'da olacak
with Rem Koolhaas, an idea.
etmeye çalışıyoruz, bir fikir.
you have to give me your time.
bana zamanınızı vermeniz lazım.
before you enter the building,
tam altı saatinizi harcayacağınıza
a full six hours,
word of honor and you leave before --
duymayıp önce çıkarsanız --
you get a certificate of accomplishment,
sertifikası alıyorsunuz,
çerçeveletebilirsiniz.
you have to do is dress in lab coats.
gereken şey laboratuvar önlükleri giymek.
deneyimleyen olmaya
just a viewer into experimenter.
your iPhone, your iPod, your computer
iPod'unuzu, bilgisayarınızı
her şeyinizi koyuyorsunuz.
for yourself for the first time.
boş zamanınız oluyor.
wrong with technology,
yanlış bir şey yok,
we have for ourselves.
to actually give you back this time.
geri vermek için.
you start slowing down.
yavaşlamaya başlıyorsunuz.
to learn how to drink water --
su içmeyi öğreneceksiniz --
for maybe half an hour.
the magnet chamber,
odasına gidiyorsunuz,
some magnet streams on your body.
manyetik dalgalar yaratacaksınız.
you go to crystal chamber.
you go to eye-gazing chamber,
gözle bakma odasına gidersiniz,
a chamber where you are lying down.
uzandığınız bir odaya gidersiniz.
of the human body,
mentally and physically,
hazırladıktan sonra,
something with a long duration,
it can be a theater piece,
bir tiyatro eseri olabilir,
because now you are comfortable.
çünkü artık rahatsınız.
where you're going to see the work.
büyük bir alana taşınırsınız.
because it's been a long day,
transported to the parking lot.
for a certain amount of time,
you just, you know, go back,
making my institute in Brazil,
to Canada and everywhere.
Kanada'ya ve her yere.
a kind of simple method,
bir yöntemi deneyimlemek,
in your own life.
geri döneceğinizle ilgili.
you can make life, too.
hayatınızı da kazanırsınız.
of being bored, being angry,
tamamen hüsrana uğrama,
the amount of rice you're counting.
silsilesinden geçersiniz.
amount of peace you get
bitirdiğinizde yaşadığınız
that you don't hear anything,
hiçbir şey duymuyorsunuz
together without sound,
just the simple silence.
deneyimleyen insanlarla.
we like in our life.
şeyleri yapıyoruz.
if you always do things the same way.
hiçbir şey olmaz.
I'm afraid of, the things I fear,
şeyleri, ürktüğüm şeyleri,
that nobody's ever been.
alanlara girmek.
if you experiment, you can fail.
başarısız olabilirsiniz.
and you don't fail,
ve başarısız olmazsanız,
over and over again.
right now need a change,
değişime ihtiyaç duyuyor
is a personal level change.
kişisel seviyede değişim.
to change consciousness
değiştirmenin tek yolu
how it's different,
nasıl farklı olduğu
and they're not right,
hükümetlerin yozlaşmış
and there's hunger in the world
olduğu ve savaşlar, öldürme
to this whole thing?
the one you don't know,
in their eyes, right now?
dakika bakabilir misiniz?
of your time, that's so little.
istiyorum, bu çok az.
don't be self-conscious.
çalışın, içinize kapanmayın.
stranger in your eyes, in his eyes.
yabancının gözlerine bakın.
ABOUT THE SPEAKER
Marina Abramović - Performance artistIn her performances she’s been cut, burned, and nearly shot -- but Marina Abramović's boldest work yet is a gargantuan institute dedicated to transformation through art.
Why you should listen
Marina Abramović burst onto the '70s art scene with cathartic performances that tested the limits of spectator participation and personal safety. The Artist Is Present, a Museum of Modern Art performance in which thousands of viewers queued for hours to face Abramović across a table, moved many to tears, and launched Abramović into mainstream celebrity.
Her latest work-in-progress is the MAI (Marina Abramović Institute), a sprawling upstate New York complex devoted to the preservation of durational performance pieces, arts education and the pursuit of heightened consciousness through Abramović’s artistic practices.
Marina Abramović | Speaker | TED.com