ABOUT THE SPEAKER
Tan Le - Entrepreneur
Tan Le is the founder & CEO of Emotiv, a bioinformatics company that's working on identifying biomarkers for mental and other neurological conditions using electroencephalography (EEG).

Why you should listen

Tan Le is the co-founder and president of Emotiv. Before this, she headed a firm that worked on a new form of remote control that uses brainwaves to control digital devices and digital media. It's long been a dream to bypass the mechanical (mouse, keyboard, clicker) and have our digital devices respond directly to what we think. Emotiv's EPOC headset uses 16 sensors to listen to activity across the entire brain. Software "learns" what each user's brain activity looks like when one, for instance, imagines a left turn or a jump.

Le herself has an extraordinary story -- a refugee from Vietnam at age 4, she entered college at 16 and has since become a vital young leader in her home country of Australia.

More profile about the speaker
Tan Le | Speaker | TED.com
TEDxWomen 2011

Tan Le: My immigration story

Tan Le: Göç hikayem

Filmed:
1,296,505 views

2010 yılında, teknoloji uzmanı Tan Le güçlü ve yeni bir arayüzü tanıtmak için TEDGlobal sahnesinde yerini almıştı. Ama şimdi, TEDxWomen'da çok kişisel bir hikaye anlatıyor: ailesinin -- annesinin, büyükannesinin ve kız kardeşinin -- Vietnam'dan kaçıp yeni bir hayat kurma hikayesini anlatıyor.
- Entrepreneur
Tan Le is the founder & CEO of Emotiv, a bioinformatics company that's working on identifying biomarkers for mental and other neurological conditions using electroencephalography (EEG). Full bio

Double-click the English transcript below to play the video.

00:15
How can I speakkonuşmak in 10 minutesdakika
0
0
3000
Üç kuşaktan kadının bağlarını,
00:18
about the bondstahviller of womenkadınlar over threeüç generationsnesiller,
1
3000
3000
bu bağların şaşırtıcı gücünün 30 yıldan uzun süre önce
00:21
about how the astonishingşaşırtıcı strengthkuvvet of those bondstahviller
2
6000
3000
Çin Denizindeki küçük bir gemide 5 gün ve gece boyunca
00:24
tookaldı holdambar in the life
3
9000
2000
küçük kız kardeşi,
00:26
of a four-year-oldDört yaşındaki girlkız
4
11000
2000
annesi ve büyükannesi
00:28
huddledsokulmuş with her younggenç sisterkız kardeş,
5
13000
2000
ile birlikte sıkışıp kalan 14 yaşındaki
00:30
her motheranne and her grandmotherbüyükanne
6
15000
2000
bir kızın hayatında nasıl kök saldığını,
00:32
for fivebeş daysgünler and nightsgece
7
17000
2000
şu an San Francisco'da yaşayan
00:34
in a smallküçük boattekne in the ChinaÇin SeaDeniz
8
19000
2000
ve bugün size bir konuşma yapan
00:36
more than 30 yearsyıl agoönce,
9
21000
3000
o küçük kızın
00:39
bondstahviller that tookaldı holdambar in the life of that smallküçük girlkız
10
24000
2000
hayatında kök salan ve
00:41
and never let go --
11
26000
3000
asla koparmadığı
00:44
that smallküçük girlkız now livingyaşam in SanSan FranciscoFrancisco
12
29000
2000
bağları 10 dakika içinde nasıl
00:46
and speakingkonuşuyorum to you todaybugün?
13
31000
3000
anlatabilirim?
00:49
This is not a finishedbitmiş storyÖykü.
14
34000
3000
Bu bitmiş bir hikaye değil.
00:52
It is a jigsawyapboz puzzlebulmaca still beingolmak put togetherbirlikte.
15
37000
3000
Bu parçaları hala bir araya getirilmekte olan bir yapboz.
00:55
Let me tell you about some of the piecesparçalar.
16
40000
4000
Size bu parçaların birkaçını anlatayım.
00:59
ImagineHayal the first pieceparça:
17
44000
2000
İlk parçayı hayal edin:
01:01
a man burningyanan his life'shayatın work.
18
46000
3000
bir adam hayatının işini yakıp kül ediyor.
01:04
He is a poetşair, a playwrightoyun yazarı,
19
49000
3000
O bir şair, bir oyun yazarı,
01:07
a man whosekimin wholebütün life
20
52000
2000
tüm hayatı ülkesinin birliği
01:09
had been balanceddengeli on the singletek hopeumut
21
54000
2000
ve özgürlüğü umuduyla
01:11
of his country'sülkenin unityBirlik and freedomözgürlük.
22
56000
3000
dengelenmiş bir adam.
01:14
ImagineHayal him as the communistsKomünistler entergirmek SaigonSaigon,
23
59000
3000
Onu Saigon'a giren bir komunist olarak hayal edin,
01:17
confrontingkarşı karşıya the factgerçek
24
62000
2000
hayatının tamamen bir
01:19
that his life had been a completetamamlayınız wasteatık.
25
64000
2000
zaman kaybı olduğu gerçeğiye yüzleşen.
01:21
WordsKelimeler, for so long his friendsarkadaşlar, now mockedalay him.
26
66000
3000
Kelimeler, uzun süredir dostu olanlar, artık onunla alay ediyordu.
01:24
He retreatedgeri çekildi into silenceSessizlik.
27
69000
3000
Sessizliğe gömülmüştü.
01:27
He diedvefat etti brokenkırık by historytarih.
28
72000
4000
Tarihin ihaneti yüzünden kahrından ölmüştü.
01:31
He is my grandfatherBüyük baba.
29
76000
2000
O adam benim büyükbabam.
01:33
I never knewbiliyordum him in realgerçek life.
30
78000
4000
Onu tanıma şansım olmadı.
01:37
But our liveshayatları are much more than our memorieshatıralar.
31
82000
4000
Ama hayatlarımız anılarımızdan çok daha fazlasıdır.
01:41
My grandmotherbüyükanne never let me forgetunutmak his life.
32
86000
3000
Büyükannem onun yaşamını unutmama asla izin vermedi.
01:44
My dutygörev was not to allowizin vermek it to have been in vainboşuna,
33
89000
3000
Görevim onun yok olmasına izin vermemekti
01:47
and my lessonders was to learnöğrenmek
34
92000
2000
ve çıkarmam gereken ders şunu öğrenmekti:
01:49
that, yes, historytarih trieddenenmiş to crushezmek us,
35
94000
3000
evet, tarih bizi yok etmeye çalıştı
01:52
but we enduredkatlandığımız.
36
97000
2000
ama biz buna göğüs gerdik.
01:54
The nextSonraki pieceparça of the jigsawyapboz
37
99000
2000
Yapbozun diğer parçası
01:56
is of a boattekne in the earlyerken dawnşafak
38
101000
2000
şafak vakti açık denizde
01:58
slippingkayma silentlysessizce out to seadeniz.
39
103000
3000
sessizce süzülen bir gemiye ait.
02:01
My motheranne, MaiMai, was 18
40
106000
2000
Annem, Mai, babası
02:03
when her fatherbaba diedvefat etti --
41
108000
2000
öldüğünde 18 yaşındaydı --
02:05
alreadyzaten in an arrangeddüzenlenmiş marriageevlilik,
42
110000
2000
çoktan görücü usulü ile evlenmiş
02:07
alreadyzaten with two smallküçük girlskızlar.
43
112000
3000
ve iki kız çocuğu dünyaya getirmişti.
02:10
For her, life had distilleddamıtık itselfkendisi into one taskgörev:
44
115000
3000
Onun için, hayat tek bir görevden ibaretti:
02:13
the escapekaçış of her familyaile
45
118000
2000
ailesinin kaçışı ve
02:15
and a newyeni life in AustraliaAvustralya.
46
120000
3000
Avustralya'da yeni bir yaşam.
02:18
It was inconceivableakıl almaz to her
47
123000
2000
Başaramayacak olması onun için
02:20
that she would not succeedbaşarılı olmak.
48
125000
2000
akıl almaz birşeydi.
02:22
So after a four-yeardört yıllık sagadestan that defiesmeydan okuyan fictionkurgu,
49
127000
3000
Hayale karşı koyan dört yıllık bir efsaneden sonra,
02:25
a boattekne slippedkaydı out to seadeniz
50
130000
2000
balıkçı teknesi süsü verilmiş
02:27
disguisedgizlenmiş as a fishingBalık tutma vesseldamar.
51
132000
3000
bir gemi denize açıldı.
02:30
All the adultsyetişkinler knewbiliyordum the risksriskler.
52
135000
3000
Tüm yetişkinler risklerin farkındaydı.
02:33
The greatestEn büyük fearkorku was of piratesKorsanlar,
53
138000
2000
En büyük korku korsanlar,
02:35
rapekolza and deathölüm.
54
140000
2000
tecavüz ve ölümdü.
02:37
Like mostçoğu adultsyetişkinler on the boattekne,
55
142000
2000
Gemideki bir çok yetişkin gibi,
02:39
my motheranne carriedtaşınan a smallküçük bottleşişe of poisonzehir.
56
144000
4000
annem de yanında küçük bir şişe zehir taşırdı.
02:43
If we were capturedyakalanan, first my sisterkız kardeş and I,
57
148000
3000
Yakalansaydık, önce kız kardeşim ve ben
02:46
then she and my grandmotherbüyükanne would drinkiçki.
58
151000
4000
sonra o ve büyükannem içecekti.
02:50
My first memorieshatıralar are from the boattekne --
59
155000
2000
İlk anılarım gemide geçirdiğim zamandan --
02:52
the steadyistikrarlı beatdövmek of the enginemotor,
60
157000
2000
motorun sabit ritmi,
02:54
the bowyay dippingdaldırma into eachher wavedalga,
61
159000
3000
her dalgaya çarpan pruva,
02:57
the vastgeniş and emptyboş horizonufuk.
62
162000
3000
uçsuz bucaksız ufuk.
03:00
I don't rememberhatırlamak the piratesKorsanlar who camegeldi manyçok timeszamanlar,
63
165000
3000
Defalarca saldıran ama gemideki
03:03
but were bluffedBlöf yaptım by the bravadokabadayılık
64
168000
2000
adamların meydan okumasıyla
03:05
of the menerkekler on our boattekne,
65
170000
2000
püskürtülen korsanları ya da
03:07
or the enginemotor dyingölen
66
172000
2000
motorun bozulduğunu
03:09
and failinghata to startbaşlama for sixaltı hourssaatler.
67
174000
3000
ve altı saat boyunca çalışmadığını hatırlamıyorum.
03:12
But I do rememberhatırlamak the lightsışıklar on the oilsıvı yağ rigteçhizat
68
177000
2000
Malezya sahili açıklarındaki petrol kulesinin
03:14
off the MalaysianMalezya coastsahil
69
179000
2000
ışıklarını ve denize düşüp
03:16
and the younggenç man who collapsedçökmüş and diedvefat etti,
70
181000
3000
ölen genç adamı hatırlıyorum,
03:19
the journey'syolculuğun endson too much for him,
71
184000
3000
yolculuk onun için sona ermişti,
03:22
and the first appleelma I tastedtadı,
72
187000
2000
ve yediğim ilk elmayı hatırlıyorum,
03:24
givenverilmiş to me by the menerkekler on the rigteçhizat.
73
189000
3000
kuledeki adamlar vermişti.
03:27
No appleelma has ever tastedtadı the sameaynı.
74
192000
3000
Hiçbir elmanın tadı birbirine benzemiyordu.
03:32
After threeüç monthsay in a refugeemülteci campkamp,
75
197000
2000
Mülteci kampındaki üç aydan sonra,
03:34
we landedindi in MelbourneMelbourne.
76
199000
2000
Melbourne'de karaya çıktık.
03:36
And the nextSonraki pieceparça of the jigsawyapboz
77
201000
2000
Yapbozun diğer parçası ise
03:38
is about fourdört womenkadınlar acrosskarşısında threeüç generationsnesiller
78
203000
3000
üç kuşaktan dört kadının birlikte yeni bir hayat
03:41
shapingşekillendirme a newyeni life togetherbirlikte.
79
206000
3000
kurması hakkında.
03:44
We settledyerleşik in FootscrayFootscray,
80
209000
2000
Footscray'ye yerleştik,
03:46
a working-classişçi sınıfı suburbbanliyösü
81
211000
2000
demografisi göçmen tabakasından
03:48
whosekimin demographicdemografik is layerskatmanlar of immigrantsgöçmenler.
82
213000
3000
oluşan bir işçi sınıfı banliyösüydü.
03:51
UnlikeAksine the settledyerleşik middle-classOrta sınıf suburbsbanliyöler,
83
216000
2000
Varlığından bihaber olduğum
03:53
whosekimin existencevaroluş I was oblivioushabersiz of,
84
218000
2000
yerleşik orta sınıf banliyölerinin aksine
03:55
there was no senseduyu of entitlementyetki verme in FootscrayFootscray.
85
220000
3000
Footscray'de hak sahibi olmak diye bir şey yoktu.
03:58
The smellskokuyor from shopDükkan doorskapılar were from the restdinlenme of the worldDünya.
86
223000
3000
Dükkan kapılarından yayılan kokular dünyanın geri kalanından geliyordu.
04:01
And the snippetsparçacıkları of haltingdurdurma Englishİngilizce
87
226000
2000
Ve çat pat söylenen İngilizce kelimeler
04:03
were exchangeddeğiş tokuş betweenarasında people
88
228000
2000
tek ortak noktaları hayata tekrar
04:05
who had one thing in commonortak,
89
230000
2000
başlamak olan insanların
04:07
they were startingbaşlangıç again.
90
232000
3000
arasında değiş tokuş ediliyordu.
04:10
My motheranne workedişlenmiş on farmsçiftlikleri,
91
235000
2000
Annem çiftliklerde çalıştı,
04:12
then on a cararaba assemblymontaj linehat,
92
237000
2000
sonra da altı gün, çift vardiyalı
04:14
workingçalışma sixaltı daysgünler, doubleçift shiftskaymalar.
93
239000
2000
araba montaj hattında.
04:16
SomehowBir şekilde she foundbulunan time to studyders çalışma Englishİngilizce
94
241000
3000
Bir şekilde İngilizce çalışmaya zaman buldu
04:19
and gainkazanç IT qualificationsnitelikler.
95
244000
2000
ve bilgi teknolojilerinde yeterlilik kazandı.
04:21
We were poorfakir.
96
246000
2000
Fakirdik.
04:23
All the dollarsdolar were allocatedtahsis
97
248000
2000
Tüm dolarlar bir kenara ayrılmıştı
04:25
and extraekstra tuitionözel ders in Englishİngilizce and mathematicsmatematik
98
250000
2000
ve eksik olan şeylere bakılmaksızın bütçemiz
04:27
was budgetedbütçe for
99
252000
2000
ek İngizce ve matematik
04:29
regardlessne olursa olsun of what missedcevapsız out,
100
254000
3000
derslerine göre ayarlanmıştı,
04:32
whichhangi was usuallygenellikle newyeni clothesçamaşırlar;
101
257000
2000
bu eksikler genelde yeni kıyafetlerdi,
04:34
they were always secondhandİkinci el.
102
259000
2000
her zaman ikinci el giyerdik.
04:36
Two pairsçiftleri of stockingsçorap for schoolokul,
103
261000
3000
Okulda giymek için herbiri diğerindeki
04:39
eachher to hidesaklamak the holesdelikler in the other.
104
264000
2000
delikleri saklamaya yarayan iki çift çorap.
04:41
A schoolokul uniformüniforma down to the anklesayak bilekleri,
105
266000
2000
Bileklere kadar inen bir okul forması,
04:43
because it had to last for sixaltı yearsyıl.
106
268000
4000
çünkü altı yıl boyunca giymeliydik.
04:47
And there were rarenadir but searingyakıcı chantsChants
107
272000
2000
Ve çok nadiren de olsa "çekik gözlü"
04:49
of "slit-eyeyarık-göz"
108
274000
2000
nidaları ve
04:51
and the occasionalara sıra graffitigrafiti:
109
276000
2000
ara sıra da duvar yazıları vardı:
04:53
"AsianAsya, go home."
110
278000
2000
"Asyalı, evine git."
04:55
Go home to where?
111
280000
2000
Neredeki eve?
04:57
Something stiffenedkasıldı insideiçeride me.
112
282000
3000
İçimde birşey pekişiyordu.
05:00
There was a gatheringtoplama of resolveçözmek
113
285000
2000
Bir karar yığını vardı ve kısık bir ses
05:02
and a quietsessiz voiceses sayingsöz, "I will bypassyan yol you."
114
287000
4000
şöyle diyordu: "Seni görmezden geleceğim."
05:06
My motheranne, my sisterkız kardeş and I
115
291000
2000
Annem, kız kardeşim ve ben
05:08
sleptuyudu in the sameaynı bedyatak.
116
293000
3000
aynı yatakta uyurduk.
05:11
My motheranne was exhaustedbitkin eachher night,
117
296000
2000
Annem her gece çok yorgun olurdu ama yine de
05:13
but we told one anotherbir diğeri about our day
118
298000
2000
birbirimize günümüzün nasıl geçtiğini anlatır,
05:15
and listeneddinlenen to the movementshareketler
119
300000
2000
büyükannemin evde dolaşırken
05:17
of my grandmotherbüyükanne around the houseev.
120
302000
2000
çıkardığı sesleri dinlerdik.
05:19
My motheranne sufferedacı from nightmareskabuslar
121
304000
2000
Annem geceleri gemiyle ilgili
05:21
all about the boattekne.
122
306000
3000
kabuslar görürdü.
05:24
And my job was to staykalmak awakeuyanık untila kadar her nightmareskabuslar camegeldi
123
309000
3000
Ve benim işim o kabuslar görmeye başladığında uyandırmak için
05:27
so I could wakeuyanmak her.
124
312000
3000
uyanık kalmaktı.
05:30
She openedaçıldı a computerbilgisayar storemağaza
125
315000
2000
Bir bilgisayar dükkanı açtı sonra da
05:32
then studiedokudu to be a beauticiangüzellik uzmanı
126
317000
2000
güzellik uzmanı olmak için eğitim aldı
05:34
and openedaçıldı anotherbir diğeri business.
127
319000
2000
ve başka bir kurdu.
05:36
And the womenkadınlar camegeldi with theironların storieshikayeleri
128
321000
2000
Ve kadınlar beraberlerinde hikayelerini de getirdi,
05:38
about menerkekler who could not make the transitiongeçiş,
129
323000
2000
uyum sağlamayı başaramadıkları için kızgın ve
05:40
angrykızgın and inflexibleesnek olmayan,
130
325000
2000
inatçı olan erkeklerin
05:42
and troubledsıkıntılı childrençocuklar caughtyakalandı betweenarasında two worldsdünyalar.
131
327000
3000
ve iki dünya arasında kalan sorunlu çocukların hikayelerini.
05:45
GrantsHibe and sponsorssponsorlar were soughtaranan.
132
330000
3000
Yardımlar ve sponsorlar arandı.
05:48
CentersMerkezleri were establishedkurulmuş.
133
333000
2000
Merkezler kuruldu.
05:50
I livedyaşamış in parallelparalel worldsdünyalar.
134
335000
2000
Paralel dünyalarda yaşadım.
05:52
In one, I was the classicklasik AsianAsya studentÖğrenci,
135
337000
4000
Birinde, kendinden beklentilerinde acımasız
05:56
relentlessacımasız in the demandstalepler that I madeyapılmış on myselfkendim.
136
341000
3000
olan Asyalı klasik bir öğrenciydim.
05:59
In the other, I was enmeshedenmeshed in liveshayatları that were precarioustehlikeli,
137
344000
3000
Diğerindeyse, vahşetin, uyuşturucunun ve dışlanmanın
06:02
tragicallytrajik bir şekilde scarredyaralı by violenceşiddet,
138
347000
2000
trajik bir şekilde iz bıraktığı
06:04
drugilaç abusetaciz and isolationyalıtım.
139
349000
3000
hayatların ağına düşmüştüm.
06:07
But so manyçok over the yearsyıl were helpedyardım etti.
140
352000
2000
Ama yıllar boyunca çoğuna yardım edildi.
06:09
And for that work, when I was a finalnihai yearyıl lawhukuk studentÖğrenci,
141
354000
3000
Ve bu iş sayesinde, hukuk öğrenciliğimin son yılında,
06:12
I was chosenseçilmiş as the younggenç AustralianAvustralya of the yearyıl.
142
357000
3000
yılın genç Avustralyalısı olarak seçildim.
06:15
And I was catapultedmancınık
143
360000
2000
Ve yapbozun bir parçasından
06:17
from one pieceparça of the jigsawyapboz to anotherbir diğeri,
144
362000
2000
diğerine fırlatıldım ve parçaların kenarları
06:19
and theironların edgeskenarları didn't fituygun.
145
364000
2000
birbirine uymadı.
06:21
TanTan LeLe, anonymousanonim FootscrayFootscray residentoturan,
146
366000
2000
İsimsiz Footscray sakini Tan Le artık
06:23
was now TanTan LeLe, refugeemülteci and socialsosyal activisteylemci,
147
368000
4000
mülteci ve sosyal eylemci olan, konuşma yapmak için
06:27
inviteddavet to speakkonuşmak in venuesmekanları she had never heardduymuş of
148
372000
3000
daha önce adını hiç duymadığı yerlere ve
06:30
and into homesevler whosekimin existencevaroluş
149
375000
2000
varlığını tahmin bile edemeyeceği
06:32
she could never have imaginedhayal.
150
377000
2000
evlere davet edilen Tan Le idi.
06:34
I didn't know the protocolsiletişim kuralları.
151
379000
2000
Protokolleri bilmiyordum.
06:36
I didn't know how to use the cutleryçatal bıçak takımı.
152
381000
3000
Çatal bıçak kullanmayı bilmiyordum.
06:39
I didn't know how to talk about wineşarap.
153
384000
3000
Şarap hakkında nasıl konuşulur bilmiyordum.
06:42
I didn't know how to talk about anything.
154
387000
4000
Hiçbir şey hakkında nasıl konuşulduğunu bilmiyordum.
06:46
I wanted to retreatgeri çekilme to the routinesalışılmış çalışma yöntemi and comfortkonfor
155
391000
3000
Bilinmeyen bir banliyödeki hayatın rutinine
06:49
of life in an unsungduyulmamış suburbbanliyösü --
156
394000
3000
ve rahatlığına dönmek istedim --
06:52
a grandmotherbüyükanne, a motheranne and two daughterskız çocukları
157
397000
3000
hergünü neredeyse 20 yıldır aynı şekilde
06:55
endingbitirme eachher day as they had for almostneredeyse 20 yearsyıl,
158
400000
3000
birbirimize günümüzün nasıl geçtiğini anlatıp,
06:58
tellingsöylüyorum one anotherbir diğeri the storyÖykü of theironların day
159
403000
2000
uykuya dalarak bitiren bir büyükanne, bir anne
07:00
and fallingdüşen asleepuykuda,
160
405000
2000
ve iki kızın hayatına,
07:02
the threeüç of us still in the sameaynı bedyatak.
161
407000
4000
üçümüzün hala aynı yatakta uyuduğu hayata.
07:06
I told my motheranne I couldn'tcould do it.
162
411000
4000
Anneme bunu yapamayacağımı söyledim.
07:10
She remindedhatırlattı me that I was now the sameaynı ageyaş she had been
163
415000
3000
Bana onun gemiye bindiğimiz zamankiyle aynı yaşta
07:13
when we boardedbindik the boattekne.
164
418000
3000
olduğumu hatırlattı.
07:16
No had never been an optionseçenek.
165
421000
3000
"Hayır" hiçbir zaman bir seçenek olmamıştı.
07:19
"Just do it," she said,
166
424000
2000
"Sadece yap" dedi,
07:21
"and don't be what you're not."
167
426000
3000
"ve olduğundan başka biri gibi olma."
07:24
So I spokekonuştu out on youthgençlik unemploymentişsizlik and educationEğitim
168
429000
3000
Böylece gençlerin işsizliği ile eğitimi ve ötekileştirilmişlerin
07:27
and the neglectihmal of the marginalizedmarjinal and the disenfranchisedhaklarından.
169
432000
3000
ve haklarını kaybetmişlerin göz ardı edilmesini dile getirdim.
07:30
And the more candidlysamimiyetle I spokekonuştu,
170
435000
2000
Ve ben daha içten konuştukça,
07:32
the more I was askeddiye sordu to speakkonuşmak.
171
437000
3000
daha çok konuşma yapmam istendi.
07:35
I metmet people from all walksyürüyüşleri of life,
172
440000
3000
Her kesimden insanla tanıştım,
07:38
so manyçok of them doing the thing they lovedsevilen,
173
443000
2000
büyük kısmı sevdikleri işi yapıyordu,
07:40
livingyaşam on the frontiersufuklar of possibilityolasılık.
174
445000
3000
ihtimallerle dolu bir hayatları vardı.
07:43
And even thoughgerçi I finishedbitmiş my degreederece,
175
448000
3000
Ve okulu dereceyle bitirmeme rağmen
07:46
I realizedgerçekleştirilen I could not settleyerleşmek into a careerkariyer in lawhukuk.
176
451000
3000
hukuk alanında bir kariyer istemediğimi farkettim.
07:49
There had to be anotherbir diğeri pieceparça of the jigsawyapboz.
177
454000
3000
Yapbozun başka bir parçası olması gerekiyordu.
07:52
And I realizedgerçekleştirilen at the sameaynı time
178
457000
3000
Ve aynı zamanda yabancı olmanın,
07:55
that it is okay to be an outsideryabancı,
179
460000
2000
yeni gelmiş olmanın,
07:57
a recentson arrivalvarış,
180
462000
2000
sahneye yeni çıkmış olmanın
07:59
newyeni on the scenefaliyet alani, sahne --
181
464000
2000
iyi birşey olduğunu farkettim --
08:01
and not just okay,
182
466000
2000
ve sadece iyi de değil,
08:03
but something to be thankfulmüteşekkir for,
183
468000
2000
aynı zamanda müteşekkir olunması gereken birşey,
08:05
perhapsbelki a gifthediye from the boattekne.
184
470000
3000
belki de gemiden gelen bir hediye.
08:08
Because beingolmak an insiderInsider
185
473000
2000
Çünkü içerden biri olmak
08:10
can so easilykolayca mean collapsingdaraltma the horizonsufuklar,
186
475000
2000
kolayca ufku daraltmak anlamına gelebilir,
08:12
can so easilykolayca mean
187
477000
2000
uzmanlık alanınızın
08:14
acceptingkabul etme the presumptionsvarsayımları of your provinceİl.
188
479000
3000
ihtimallerini kolayca kabul etmek anlamına gelebilir.
08:17
I have steppedbasamaklı outsidedışında my comfortkonfor zonebölge enoughyeterli now
189
482000
3000
Güvenli bölgemden şunu bilecek kadar dışarı çıktım:
08:20
to know that, yes, the worldDünya does falldüşmek apartayrı,
190
485000
2000
evet, dünya birbirinden ayrılıyor
08:22
but not in the way that you fearkorku.
191
487000
3000
ama korkuğunuz şekilde değil.
08:25
PossibilitiesOlanakları that would not have been allowedizin
192
490000
2000
İzin verilmeyecek olan ihtimaller olağandışı bir şekilde
08:27
were outrageouslyoutrageously encouragedteşvik.
193
492000
2000
cesaretlendiriliyordu.
08:29
There was an energyenerji there,
194
494000
2000
Orada bir enerji vardı,
08:31
an implacableamansız optimismiyimserlik,
195
496000
2000
yatıştırılamaz bir iyimselik,
08:33
a strangegarip mixturekarışım of humilitytevazu and daringcesur.
196
498000
3000
tevazu ve gözüpekliğin garip bir karışımı vardı.
08:36
So I followedtakip etti my hunchesÖnsezilere dayanarak.
197
501000
2000
Ve iç güdülerimi takip ettim.
08:38
I gatheredtoplanmış around me a smallküçük teamtakım of people
198
503000
3000
"Başarılabilir" sözünü karşı konulamaz bir
08:41
for whomkime the labeletiket "It can't be donetamam"
199
506000
2000
oluşan küçük bir takım oluşturdum.
08:43
was an irresistiblekarşı konulmaz challengemeydan okuma.
200
508000
3000
oluşan küçük bir takım oluşturdum.
08:46
For a yearyıl we were pennilessbeş parasız.
201
511000
2000
Bir yıl boyunca hiç para kazanamadık.
08:48
At the endson of eachher day, I madeyapılmış a hugeKocaman pottencere of soupçorba
202
513000
2000
Her günün sonunda, hepimizin paylaştığı koca bir
08:50
whichhangi we all sharedpaylaşılan.
203
515000
2000
kase çorba yapardım.
08:52
We workedişlenmiş well into eachher night.
204
517000
3000
Her gece geç saate kadar çalışırdık.
08:55
MostÇoğu of our ideasfikirler were crazyçılgın,
205
520000
2000
Fikirlerimizin çoğu çılgıncaydı
08:57
but a fewaz were brilliantparlak,
206
522000
2000
ama ufak bir kısmı ise dahiceydi
08:59
and we brokekırdı throughvasitasiyla.
207
524000
3000
ve büyük çıkışımızı yaptık.
09:02
I madeyapılmış the decisionkarar to movehareket to the U.S.
208
527000
2000
Tek bir geziden sonra A.B.D'ye taşınma
09:04
after only one tripgezi.
209
529000
2000
kararı aldım.
09:06
My hunchesÖnsezilere dayanarak again.
210
531000
2000
Yine içgüdülerimi dinledim.
09:08
ThreeÜç monthsay latersonra I had relocatedtaşındı,
211
533000
2000
Üç ay sonra taşınmıştım ve
09:10
and the adventuremacera has continueddevam etti.
212
535000
3000
macera devam ediyordu.
09:13
Before I closekapat thoughgerçi,
213
538000
2000
Bitirmeden önce size
09:15
let me tell you about my grandmotherbüyükanne.
214
540000
3000
büyükannemden bahsedeyim.
09:18
She grewbüyüdü up at a time
215
543000
2000
Konfüçyüsçülüğün
09:20
when ConfucianismKonfüçyüsçülük was the socialsosyal normnorm
216
545000
2000
sosyal norm ve önemli olan kişinin
09:22
and the localyerel MandarinMandarin was the personkişi who matteredönemi yoktu.
217
547000
3000
Mandarin(Çin'de yüksek memur) olduğu zamanda büyümüştü.
09:25
Life hadn'tolmasaydı changeddeğişmiş for centuriesyüzyıllar.
218
550000
3000
Hayat yüzyıllardır değişmemişti.
09:28
Her fatherbaba diedvefat etti soonyakında after she was borndoğmuş.
219
553000
4000
Babası o doğduktan kısa süre sonra ölmüştü.
09:32
Her motheranne raisedkalkık her aloneyalnız.
220
557000
3000
Annesi onu tek başına büyütmüştü.
09:35
At 17 she becameoldu the secondikinci wifekadın eş
221
560000
3000
17 yaşında bir Mandarin'in ikinci eşi olmuştu,
09:38
of a MandarinMandarin whosekimin motheranne beatdövmek her.
222
563000
3000
kocasının annesi ona şiddet uygulamıştı.
09:41
With no supportdestek from her husbandkoca,
223
566000
2000
Kocasından hiç destek görmediği için,
09:43
she causedneden oldu a sensationduygu by takingalma him to courtmahkeme
224
568000
3000
onu mahkemeye vererek ve kendi davasını
09:46
and prosecutingdava her ownkendi casedurum,
225
571000
2000
savunarak bir sansasyon yarattı
09:48
and a faruzak greaterbüyük sensationduygu when she wonwon.
226
573000
3000
ve kazandığında ise daha büyük bir sansasyon yarattı.
09:51
(LaughterKahkaha)
227
576000
2000
(Kahkaha)
09:53
(ApplauseAlkış)
228
578000
4000
(Alkış)
09:57
"It can't be donetamam" was showngösterilen to be wrongyanlış.
229
582000
4000
"Başarılamaz" sözünün yanlış olduğu ortaya çıktı.
10:03
I was takingalma a showerduş in a hotelotel roomoda in SydneySydney
230
588000
3000
600 mil uzakta Melbourne'de hayata gözlerini yumduğunda
10:06
the momentan she diedvefat etti
231
591000
2000
ben Sydney'deki bir
10:08
600 milesmil away in MelbourneMelbourne.
232
593000
3000
otel odasında duş alıyordum.
10:11
I lookedbaktı throughvasitasiyla the showerduş screenekran
233
596000
2000
Duşakabinden dışarı bakıtığımda
10:13
and saw her standingayakta on the other sideyan.
234
598000
3000
onu diğer tarafta dururken gördüm.
10:16
I knewbiliyordum she had come to say goodbyeGüle güle.
235
601000
2000
Veda etmek için geldiğini biliyordum.
10:18
My motheranne phonedtelefon minutesdakika latersonra.
236
603000
3000
Dakikalar sonra annem aradı.
10:21
A fewaz daysgünler latersonra,
237
606000
2000
Birkaç gün sonra,
10:23
we wentgitti to a BuddhistBudist templetapınak in FootscrayFootscray
238
608000
2000
Footscary'deki bir Budist tapınağına gittik
10:25
and satoturdu around her caskettabut.
239
610000
2000
ve tabutunun çevresine oturduk.
10:27
We told her storieshikayeleri
240
612000
2000
Hikayelerini anlattık
10:29
and assuredgüvence verdi her that we were still with her.
241
614000
3000
ve onun hala bizimle beraber olduğundan emin olmasını istedik.
10:32
At midnightgece yarısı the monkkeşiş camegeldi
242
617000
3000
Gece yarısı keşiş gelip
10:35
and told us he had to closekapat the caskettabut.
243
620000
3000
tabutu kapatması gerektiğini söyledi.
10:38
My motheranne askeddiye sordu us to feel her handel.
244
623000
3000
Annem büyükannemin elini tutmamızı istedi.
10:41
She askeddiye sordu the monkkeşiş,
245
626000
2000
Keşişe,
10:43
"Why is it that her handel is so warmIlık, hafif sıcak
246
628000
2000
"Neden geri kalanı bu kadar soğukken
10:45
and the restdinlenme of her is so coldsoğuk?"
247
630000
3000
eli çok sıcak?" diye sordu.
10:48
"Because you have been holdingtutma it sincedan beri this morningsabah," he said.
248
633000
4000
"Sabahtan beri tuttuğunuz için," dedi,
10:52
"You have not let it go."
249
637000
3000
"Gitmesine izin vermediniz."
10:57
If there is a sinewsinir in our familyaile,
250
642000
2000
Eğer ailemizde bir enerji varsa,
10:59
it runskoşar throughvasitasiyla the womenkadınlar.
251
644000
2000
bu kadınlar arasında geçiş yapar.
11:01
GivenVerilen who we were and how life had shapedbiçimli us,
252
646000
3000
Kim olduğumuzu ve hayatın bizi nasıl şekillendirdiğini bildiğimiz için,
11:04
we can now see
253
649000
2000
hayatlarımıza
11:06
that the menerkekler who mightbelki have come into our liveshayatları
254
651000
2000
girmiş olabilecek erkelerin bizi engelleyeceklerini
11:08
would have thwartedbertaraf us.
255
653000
2000
artık görebiliyorduk.
11:10
DefeatYenilgi would have come too easilykolayca.
256
655000
3000
Çok kolay bir şekilde yenilecektik.
11:13
Now I would like to have my ownkendi childrençocuklar,
257
658000
2000
Şimdi kendi çocuklarım olsun istiyorum
11:15
and I wondermerak etmek about the boattekne.
258
660000
3000
ve gemiyi düşünüyorum.
11:18
Who could ever wishdilek it on theironların ownkendi?
259
663000
3000
Kim çocukları için böyle birşeyi ister ki?
11:21
YetHenüz I am afraidkorkmuş of privilegeayrıcalık,
260
666000
2000
Yine de ayrıcalıktan,
11:23
of easekolaylaştırmak,
261
668000
2000
serbestlikten,
11:25
of entitlementyetki verme.
262
670000
2000
yardımdan korkuyorum.
11:27
Can I give them a bowyay in theironların liveshayatları,
263
672000
2000
Hayatlarında her dalgaya cesurca
11:29
dippingdaldırma bravelycesurca into eachher wavedalga,
264
674000
3000
dalabilecekleri bir pruvayı, motorun
11:32
the unperturbedsoğukkanlı and steadyistikrarlı beatdövmek of the enginemotor,
265
677000
3000
hiç değişmeyen ritmini ve hiçbir şey garanti etmeyen
11:35
the vastgeniş horizonufuk
266
680000
2000
geniş bir ufku
11:37
that guaranteesgaranti eder nothing?
267
682000
2000
verebilir miyim?
11:39
I don't know.
268
684000
2000
Bilemiyorum.
11:41
But if I could give it
269
686000
2000
Ama bunu verip
11:43
and still see them safelygüvenli bir şekilde throughvasitasiyla,
270
688000
2000
yine de güvende olacakları görseydim,
11:45
I would.
271
690000
3000
yapardım.
11:48
(ApplauseAlkış)
272
693000
12000
(Alkış)
12:00
TrevorTrevor NeilsonNeilson: And alsoAyrıca, Tan'sTan'ın motheranne is here todaybugün
273
705000
3000
Trevor Neilson: Ve ayrıca, Tan'ın annesi şu an aramızda
12:03
in the fourthdördüncü or fifthbeşinci rowsıra.
274
708000
3000
dördüncü ya da beşinci sırada.
12:06
(ApplauseAlkış)
275
711000
4000
(Alkış)
Translated by Yasemin Bayraktar
Reviewed by Zeynep Duygu Tamer

▲Back to top

ABOUT THE SPEAKER
Tan Le - Entrepreneur
Tan Le is the founder & CEO of Emotiv, a bioinformatics company that's working on identifying biomarkers for mental and other neurological conditions using electroencephalography (EEG).

Why you should listen

Tan Le is the co-founder and president of Emotiv. Before this, she headed a firm that worked on a new form of remote control that uses brainwaves to control digital devices and digital media. It's long been a dream to bypass the mechanical (mouse, keyboard, clicker) and have our digital devices respond directly to what we think. Emotiv's EPOC headset uses 16 sensors to listen to activity across the entire brain. Software "learns" what each user's brain activity looks like when one, for instance, imagines a left turn or a jump.

Le herself has an extraordinary story -- a refugee from Vietnam at age 4, she entered college at 16 and has since become a vital young leader in her home country of Australia.

More profile about the speaker
Tan Le | Speaker | TED.com

THE ORIGINAL VIDEO ON TED.COM