ABOUT THE SPEAKER
Lemn Sissay - Poet and playwright
An award-winning playwright and popular broadcaster in the UK, as well as the author of five poetry books, Lemn Sissay has a way with words.

Why you should listen

Lemn Sissay wears many hats as a writer and performer.

The author of five poetry collections, Sissay's poems dot the London landscape and are etched into major landmarks, from the site of the 2012 Summer Olympics to The Royal Festival Hall. In 2006, Desmond Tutu unveiled his sculpture poem "Gilt of Cain," located near Fenchurch Street Station. Currently an associate artist at Southbank Centre and patron of the Letterbox Club, Sissay was named the official poet of the London 2012 Olympics. His poetry art has also been displayed at The Royal Academy.

Sissay is perhaps best known for his work for the BBC, which shines a spotlight on his upbringing as a foster child in the UK. In 1995, he shared his story in the BBC documentary Internal Flight and his BBC radio documentary Child of the State was nominated for a 2010 Sony Award. His play Something Dark charts his quest to find his family. After a long search, he located his birth mom in Gambia and has since come to know the rest of his family.

More profile about the speaker
Lemn Sissay | Speaker | TED.com
TEDxHousesOfParliament

Lemn Sissay: A child of the state

Lemn Sissay: Devletin çocuğu

Filmed:
905,635 views

Edebiyat eskilerden beri hayran olmuştur koruyucu ailede barınmış, evlatlık edinilmiş ya da yetimhanelerde barınmış çocuklara, Musa'dan Külkedisi'ne, Oliver Twist'den Harry Potter'a. Öyleyse neden bir çok öksüz çocuk geçmişini saklamaya mecbur hissediyor kendini? Şair ve oyun yazarı Lemn Sissay kendi hayat hikayesini anlatıyor.
- Poet and playwright
An award-winning playwright and popular broadcaster in the UK, as well as the author of five poetry books, Lemn Sissay has a way with words. Full bio

Double-click the English transcript below to play the video.

00:16
HavingSahip spentharcanmış 18 yearsyıl as a childçocuk of the statebelirtmek, bildirmek
0
864
4245
18 yılımı devletin çocuğu olarak geçirdim,
00:21
in children'sçocuk homesevler and fosterbeslemek carebakım,
1
5109
2306
çocuk evlerinde ve koruyucu ailelerde,
00:23
you could say that I'm an expertuzman on the subjectkonu,
2
7415
3048
bu konuda uzman olduğumu söyleyebilirsiniz,
00:26
and in beingolmak an expertuzman, I want to let you know that
3
10463
3558
bir uzman olarak bilmenizi isterim ki
00:29
beingolmak an expertuzman does in no way make you right
4
14021
5607
uzman olmak sizi haklı kılmaya yetmez
00:35
in lightışık of the truthhakikat.
5
19628
3000
gerçeğin ışığında.
00:38
If you're in carebakım, legallyyasal olarak the governmenthükümet is your
6
22628
4188
Çocuk yuvasındaysanız, resmi olarak devlet sizin
00:42
parentebeveyn, locoLoco parentisparentis.
7
26816
3727
ebeveyniniz, ailenizdir.
00:46
MargaretMargaret ThatcherThatcher was my motheranne. (LaughterKahkaha)
8
30543
3949
Margaret Thatcher benim annemdi. (Kahkaha)
00:50
Let's not talk about breastfeedingEmzirme. (LaughterKahkaha)
9
34492
3649
Ama emzirmekten bahsetmeyelim. (Kahkaha)
00:54
HarryHarry PotterPotter was a fosterbeslemek childçocuk.
10
38141
3138
Harry Potter koruyucu ailedeydi.
00:57
PipPIP from "Great ExpectationsBeklentileri" was adoptedbenimsenen;
11
41279
5040
"Büyük Umutlar"dan Pip evlat edinilmişti.
01:02
SupermanSüpermen was a fosterbeslemek childçocuk;
12
46319
3082
Süpermen koruyucu ailedeydi,
01:05
CinderellaCinderella was a fosterbeslemek childçocuk;
13
49401
3528
Sindirella koruyucu ailedeydi,
01:08
LisbethLisbeth SalanderSalander, the girlkız with the dragonEjderha tattoodövme,
14
52929
3608
Lisbeth Salander, ejderha dövmeli kız,
01:12
was fosteredteşvik and institutionalizedkurumsallaşmış;
15
56537
2922
ailesinden ayrılıp bir süre hastanede yaşamıştı.
01:15
BatmanBatman was orphanedyetim;
16
59459
4375
Batman yetim kalmıştı.;
01:19
LyraLyra BelacquaBelacqua from PhilipPhilip Pullman'sPullman'ın "NorthernKuzey LightsIşıklar"
17
63834
3698
Philip Pulman'ın "Kuzey Işıkları" eserinden Lyra Belacqua
01:23
was fosteredteşvik;
18
67532
1689
koruyucu ailedeydi,
01:25
JaneJane EyreEyre, adoptedbenimsenen;
19
69221
2735
Jane Eyre, evlatlıktı.
01:27
RoaldRoald Dahl'sDahl'ın JamesJames from "JamesJames and the GiantDev PeachŞeftali;"
20
71956
4583
Roald Dahl'ın "James and the Giant Peach" eserinden James;
01:32
MatildaMatilda; MosesMusa -- MosesMusa! (LaughterKahkaha)
21
76539
5512
Matilda; Musa --Musa! (Kahkaha)
01:37
MosesMusa! (LaughterKahkaha) --
22
82051
2447
Musa! (Kahkaha)
01:40
the boysçocuklar in MichaelMichael Morpurgo'sMorpurgo'nın "FriendArkadaş or FoeDüşman;"
23
84498
4496
Michael Morpurgo'nun "Friend or Foe" eserindeki çocuklar;
01:44
AlemAlem in BenjaminBenjamin Zephaniah'sZephaniah'ın "RefugeeMülteci BoyÇocuk;"
24
88994
3816
Benjamin Zephaniah'ın "Refugee Boy" eserinde Alem;
01:48
LukeLuke SkywalkerSkywalker'ın --
25
92810
2584
Luke Skywalker --
01:51
LukeLuke SkywalkerSkywalker'ın! (LaughterKahkaha) --
26
95394
2871
Luke Skywalker! (Kahkaha)
01:54
OliverOliver TwistTwist;
27
98265
2287
Oliver Twist;
01:56
CassiaCassia in "The ConcubineCariye of ShanghaiShanghai" by HongHong YingYing;
28
100552
4211
Hong Ying'in "The Concubine of Shangai" eserinden Cassia;
02:00
CelieCelie in AliceAlice Walker'sWalker'ın "The ColorRenk PurpleMor."
29
104763
3357
Alice Walker'ın "The Color Purple" eserinden Celie.
02:04
All of these great fictionalkurgusal characterskarakterler, all of them
30
108120
4612
Tüm bu kurgu karekterleri, hepsi
02:08
who were hurtcanını yakmak by theironların conditionşart,
31
112732
3997
durumlarından ötürü incinmiş insanlar,
02:12
all of them who spawnedbalık yumurtası thousandsbinlerce of other bookskitaplar
32
116729
4648
binlerce diğer kitapları ve filmleri
02:17
and other filmsfilmler, all of them
33
121377
2455
çıkarmış insanlar, hepsi
02:19
were fosteredteşvik, adoptedbenimsenen or orphanedyetim.
34
123832
4153
koruyucu ailedeydi, evlatlıktı ya da yetimhanedeydi.
02:23
It seemsgörünüyor that writersyazarlar know that the childçocuk
35
127985
5564
Görünen o ki, yazarlar biliyorlar
02:29
outsidedışında of familyaile reflectsyansıtır on what familyaile trulygerçekten is
36
133549
7149
aile dışından bir çocuğun, ailenin, olduğunu sandığı halini değil
02:36
more than what it promotesteşvik itselfkendisi to be.
37
140698
3590
gerçek halini yansıttığını.
02:40
That is, they alsoAyrıca use extraordinaryolağanüstü skillsbecerileri
38
144288
4967
Ayrıca sıradışı yetenekler kullanıyorlar
02:45
to dealanlaştık mı with extraordinaryolağanüstü situationsdurumlar on a dailygünlük basistemel.
39
149255
4829
sıradışı durumlarla başedebilmek için günlük hayatta.
02:49
How have we not madeyapılmış the connectionbağ?
40
154084
3522
Nasıl bir bağlantı kuramadık?
02:53
And why have we not madeyapılmış the connectionbağ, betweenarasında
41
157606
4038
Ve neden aralarında bir bağlantı kurmadık
02:57
— How has that happenedolmuş? —
42
161644
2200
--Bu nasıl oldu?--
02:59
betweenarasında these incredibleinanılmaz characterskarakterler of popularpopüler culturekültür
43
163844
3568
popüler kültürün bu inanılmaz karakterleri ile
03:03
and religionsdinler, and the fosteredteşvik, adoptedbenimsenen or orphanedyetim childçocuk
44
167412
5088
dinler, aramızda bulunan koruyucu ailelerdeki çocuklar, evlatlık çocuklar, yetimhanedeki çocuklar arasında?
03:08
in our midstortasında? It's not our pityyazık that they need.
45
172500
4632
İhtiyaç duydukları şey onlara acımamız değil.
03:13
It's our respectsaygı.
46
177132
2601
Saygımız.
03:15
I know famousünlü musiciansmüzisyenler,
47
179733
2617
Ünlü müzisyenler biliyorum,
03:18
I know actorsaktörler and filmfilm starsyıldızlar and millionairesmilyonerler and novelistsromancılar
48
182350
5072
aktörler, film yıldızları, milyonerler ve yazarlar biliyorum
03:23
and topüst lawyersavukatları and televisiontelevizyon executivesYöneticiler
49
187422
3501
ve en iyi avukatlar, televizyon yöneticileri
03:26
and magazinedergi editorsEditörler and nationalUlusal journalistsgazeteciler
50
190923
2450
ve magazin editörleri, ulusal gazeteciler
03:29
and dustbinmendustbinmen and hairdressersKuaför, all who were
51
193373
2841
ve çöpçüler, kuaförler, hepsi bakım altındaydı
03:32
lookedbaktı after childrençocuklar, fosteredteşvik, adoptedbenimsenen or orphanedyetim,
52
196214
3536
evlat edinilmişti veya yetimhanedeydi
03:35
and manyçok of them growbüyümek into theironların adultyetişkin liveshayatları
53
199750
2672
ve birçoğu geçmişlerinden konuşmaktan korkarak
03:38
in fearkorku of speakingkonuşuyorum of theironların backgroundarka fon, as if it mayMayıs ayı
54
202422
4271
büyüdüler, belki
03:42
somehowbir şekilde weakenzayıflatmak theironların standingayakta in the foregroundön plan,
55
206693
4307
bir şekilde önde durmalarını zayıflatır diye,
03:46
as if it were somehowbir şekilde KryptoniteKriptonit, as if it were a time bombbomba
56
211000
4042
bir kriptonmuş gibi, bir saatli bombaymış
03:50
strappedsarılı on the insideiçeride. ChildrenÇocuk in carebakım,
57
215042
4047
ve içerden bantlanmış gibi. Koruyucu ailedeki çocuklar,
03:54
who'veettik kim had a life in carebakım, deservehak etmek the right
58
219089
3134
yetimhanede bir hayat geçirmiş olan çocuklar,
03:58
to ownkendi and livecanlı the memorybellek of theironların ownkendi childhoodçocukluk.
59
222223
5850
kendi çocukluk anılarını yaşama hakkına sahipler.
04:03
It is that simplebasit.
60
228073
2279
Bu kadar basit.
04:06
My ownkendi motheranne — and I should say this here —
61
230352
4006
Kendi annem --ve bunu burada söylemeliyim--
04:10
she sameaynı to this countryülke in the lategeç '60s,
62
234358
3854
bu ülkeye 60'ların sonunda gelmiş,
04:14
and she was, you know, she foundbulunan herselfkendini pregnanthamile,
63
238212
3765
kendini hamile bulmuş,
04:17
as womenkadınlar did in the lategeç '60s. You know what I mean?
64
241977
2095
60'ların sonunda bir kadın olarak. Ne demek istediğimi anlıyor musunuz?
04:19
They foundbulunan themselveskendilerini pregnanthamile.
65
244072
1949
Kendilerini hamile bulurlardı.
04:21
And she sortçeşit of, she had no ideaFikir of the contextbağlam
66
246021
4674
O bir tür... İçine düştüğü durumun
04:26
in whichhangi she'do ediyorum landedindi.
67
250695
4120
farkında değilmiş.
04:30
In the 1960s -- I should give you some contextbağlam -- in the 1960s,
68
254815
3848
1960'larda --Size biraz şartlardan bahsetmeliyim--
04:34
if you were pregnanthamile and you were singletek,
69
258663
3351
eğer hamileydiyseniz ve bekardıysanız,
04:37
you were seengörüldü as a threattehdit to the communitytoplum.
70
262014
2901
toplum için bir tehdit olarak görülüyordunuz.
04:40
You were separatedayrıldı from your familyaile by the statebelirtmek, bildirmek.
71
264915
5859
Devlet tarafından ailenizden alınırdınız.
04:46
You were separatedayrıldı from your familyaile and placedyerleştirilmiş into
72
270774
2702
Ailenizden alınırdınız ve
04:49
motheranne and babybebek homesevler.
73
273476
2122
anne çocuk yuvalarına yerleştirilirdiniz.
04:51
You were appointeddöşenmiş a socialsosyal workerişçi.
74
275598
3141
Bir memur görevlendirilirdi sizin için.
04:54
The adoptiveevlat edinen parentsebeveyn were linedastarlı up.
75
278739
2390
Evlat edinecek aileler sıralanırdı.
04:57
It was the primarybirincil purposeamaç of the socialsosyal workerişçi, the aimamaç,
76
281129
4085
Sosyal hizmetlerin esas amacı
05:01
to get the womankadın at her mostçoğu vulnerablesavunmasız time
77
285214
3341
evlatlık verme belgelerini imzalatmak için
05:04
in her entiretüm life, to signişaret the adoptionBenimseme paperskâğıtlar.
78
288555
5353
kadının hayatındaki en savunmasız olduğu dönemi yakalamaktı.
05:09
So the adoptionBenimseme paperskâğıtlar were signedimzalı.
79
293908
1885
Böylece evlatlık verme belgeleri imzalandı.
05:11
The motheranne and baby'sBebeğin homesevler were oftensık sık runkoş by nunsrahibeler.
80
295793
3570
Anne ve çocuk yuvaları genellikle rahibeler tarafından çalıştırılırdı.
05:15
The adoptionBenimseme paperskâğıtlar were signedimzalı,
81
299363
3176
Evlatlık verme belgeleri imzalanırdı,
05:18
the childçocuk was givenverilmiş to the adoptiveevlat edinen parentsebeveyn, and the motheranne
82
302539
3696
çocuk, evlat edinecek ebeveynlere verilirdi
05:22
shippedsevk back to her communitytoplum
83
306235
2424
ve anne topluma geri yollanırdı,
05:24
to say that she'do ediyorum been on a little breakkırılma.
84
308659
2991
kısa bir mola verdim demek üzere.
05:27
A little breakkırılma.
85
311650
2686
Kısa bir mola.
05:30
A little breakkırılma.
86
314336
1678
Kısa bir mola.
05:31
The first secretgizli of shameutanç for a womankadın
87
316014
3565
Bir kadın için ilk utanç sırrı
05:35
for beingolmak a womankadın, "a little breakkırılma."
88
319579
5079
kadın olarak, "kısa bir mola"
05:40
The adoptionBenimseme processsüreç tookaldı, like, a mattermadde of monthsay,
89
324658
3091
Evlat edinme süreci devam eder, birkaç ay,
05:43
so it was a closedkapalı shopDükkan, you know, sealedkapalı dealanlaştık mı,
90
327749
3880
böylece tamamlanmış bir alışverişti, bilirsiniz, pazarlık tamamdı,
05:47
an industriousçalışkan, utilitarianfaydacı solutionçözüm:
91
331629
6505
verimli, faydacı bir çözüm:
05:54
the governmenthükümet, the farmerçiftçi,
92
338134
3358
hükümet, çiftçi,
05:57
the adoptingbenimseyerek parentsebeveyn, the consumertüketici,
93
341492
3847
evlat edinen aileler, tüketici,
06:01
the motheranne, the earthtoprak, and the childçocuk, the cropekin.
94
345339
4802
anne, yeryüzü; ve çocuk, bitki.
06:06
It's kindtür of easykolay to patronizetenezzül the pastgeçmiş,
95
350141
4654
Geçmişi küçük görmek biraz kolay,
06:10
to foregovazgeçmek our responsibilitiessorumluluklar in the presentmevcut.
96
354795
4904
mevcut sorumluluklarımızdan vazgeçmek için.
06:15
What happenedolmuş then is a directdirekt reflectionyansıma
97
359699
3852
O zamanlar, olanlar şu an olanların
06:19
of what is happeningolay now. EverybodyHerkes believedinanılır themselveskendilerini
98
363551
5244
doğrudan yansımasıdır. Herkes doğru olanı
06:24
to be doing the right thing by God and by the statebelirtmek, bildirmek
99
368795
4537
yaptığına inanıyordu tanrı ve devlet adına
06:29
for the bigbüyük societytoplum, fast-trackinghızlı izleme adoptionBenimseme.
100
373332
6887
büyük toplum için, hızlı yürütülen evlat edinme.
06:36
So anywayneyse, she comesgeliyor here, 1967, she's pregnanthamile,
101
380219
5193
Herneyse, buraya geldi, 1967, o hamileydi
06:41
and she comesgeliyor from EthiopiaEtiyopya that was celebratingkutlama
102
385412
5078
ve Etiyopya'dan gelmişti, o zamanlar oranın
06:46
its ownkendi jubileeJübile at the time
103
390490
2698
kutlamalar vardı,
06:49
underaltında the Emperorİmparator HaileHasan SelassieSelassie,
104
393188
2770
İmparator Haile Selassie dönemiydi
06:51
and she landstoprakları monthsay before the EnochEnoch PowellPowell speechkonuşma,
105
395958
5126
ve Enoch Powell konuşmasından aylar önce ulaşmıştı,
06:56
the "RiversNehirler of BloodKan" speechkonuşma.
106
401084
2120
"The Rivers of Blood" (Kan Nehirleri) konuşması.
06:59
She landstoprakları monthsay before the BeatlesBeatles releaseserbest bırakmak "The WhiteBeyaz AlbumAlbüm,"
107
403204
4622
Beatles'ın "The White Album"ü çıkmadan aylar önce ulaşmıştı,
07:03
monthsay before MartinMartin LutherLuther KingKral was killedöldürdü.
108
407826
2684
Martin Luther King öldürülmeden aylar önce.
07:06
It was a summeryaz of love if you were whitebeyaz.
109
410510
2451
Aşk yazıydı eğer bir beyazdıysanızsanız.
07:08
If you were blacksiyah, it was a summeryaz of hatenefret.
110
412961
3692
Eğer bir siyahiydiyseniz, nefret yazıydı.
07:12
So she goesgider from OxfordOxford, she's sentgönderilen to the northkuzeyinde of Englandİngiltere
111
416653
5650
Oxford'dan kuzey İngiltere'ye gönderildi,
07:18
to a motheranne and babybebek home, and appointeddöşenmiş a socialsosyal workerişçi.
112
422303
4360
anne ve çocuk yuvasına ve bir sosyal hizmet görevlisi atandı.
07:22
It's her planplan. You know, I have to say this in the HousesEvleri --
113
426663
4240
Onun planıydı. Bilirsiniz, meclislerde böyle söylemek zorundayım --
07:26
It's her planplan to have me fosteredteşvik for a shortkısa perioddönem of time
114
430903
4271
Onun planıydı beni kısa bir süreliğine koruma altına vermek,
07:31
while she studiesçalışmalar. But the socialsosyal workerişçi,
115
435174
3575
henüz o okuyorken. Ama sosyal hizmet görevlisinin,
07:34
he had a differentfarklı agendaGündem.
116
438749
2994
farklı bir planı vardı.
07:37
He foundbulunan the fosterbeslemek parentsebeveyn, and he said to them,
117
441743
4207
Koruyucu aileyi buldu ve onlara dedi ki,
07:41
"TreatTedavi this as an adoptionBenimseme. He's yoursseninki foreversonsuza dek.
118
445950
3832
"Bu bir evlat edinmeymiş gibi davranın. Sonsuza dek sizindir o.
07:45
His nameisim is NormanNorman." (LaughterKahkaha)
119
449782
3447
İsmi Norman." (Kahkaha)
07:49
NormanNorman! (LaughterKahkaha)
120
453229
2337
Norman! (Kahkaha)
07:51
NormanNorman!
121
455566
2712
Norman!
07:54
So they tookaldı me. I was a messagemesaj, they said.
122
458278
6226
Böylece beni aldılar. Ben bir mesajmışım, söylediklerine göre.
08:00
I was a signişaret from God, they said.
123
464504
2459
Tanrı'dan bir işaret, dediler.
08:02
I was NormanNorman MarkMark GreenwoodGreenwood.
124
466963
3744
Ben Norman Mark Greenwood'dum
08:06
Now, for the nextSonraki 11 yearsyıl, all I know is that this womankadın,
125
470707
3419
Şimdi, süregelen 11 yıl boyunca, tek bildiğim bu kadının
08:10
this birthdoğum womankadın, should have her eyesgözleri scratchedçizik out
126
474126
2588
bu insan evladının, gözlerinin çıkarılması gerektiği.
08:12
for not signingimza the adoptionBenimseme paperskâğıtlar. She was an evilkötülük womankadın
127
476714
3002
Evlat edinme kağıtlarını imzalamadığı için. Kötü bir kadındı,
08:15
too selfishbencil to signişaret, so I spentharcanmış those 11 yearsyıl
128
479716
3077
imzalayamayacak kadar bencildi, o 11 yılı
08:18
kneelingdiz çökmüş and prayingdua eden.
129
482793
2756
diz çökerek dua ederek geçirdim.
08:21
I trieddenenmiş prayingdua eden. I swearyemin etmek I trieddenenmiş prayingdua eden.
130
485549
3121
Dua etmeyi denedim. Yemin ederim denedim.
08:24
"God, can I have a bikebisiklet for ChristmasNoel?"
131
488670
3808
"Tanrım, Noel'de bisiklet alabilir miyim"
08:28
But I would always answerCevap myselfkendim, "Yes, of coursekurs you can."
132
492478
4348
Ama her zaman kendi kendime cevaplardım, "Evet, elbette alabilirsin."
08:32
(LaughterKahkaha)
133
496826
1614
(Kahkaha)
08:34
And then I was supposedsözde to determinebelirlemek whetherolup olmadığını that
134
498440
2737
Ve sonra belirlemem gerekirdi
08:37
was the voiceses of God or it was the voiceses of the DevilŞeytan.
135
501177
3532
bu ses Tanrı'nın mıydı yoksa Şeytan'ın mıydı.
08:40
And it turnsdönüşler out I've got the DevilŞeytan insideiçeride of me.
136
504709
7359
Ve anlaşıldı ki içimde Şeytan varmış.
08:47
Who knewbiliyordum? (LaughterKahkaha)
137
512068
2408
Kim bilirdi? (Kahkaha)
08:50
So anywayneyse, two yearsyıl sortçeşit of passedgeçti,
138
514476
2896
Herneyse, iki yıl bir şekilde geçti,
08:53
and they had a childçocuk of theironların ownkendi,
139
517372
1778
kendi çocukları oldu
08:55
and then anotherbir diğeri two yearsyıl passedgeçti, and they had anotherbir diğeri childçocuk of theironların ownkendi,
140
519150
2464
ve bir iki yıl daha geçti, başka bir çocukları daha oldu,
08:57
and then anotherbir diğeri time passedgeçti
141
521614
2291
bir süre daha geçti,
08:59
and they had anotherbir diğeri childçocuk that they calleddenilen an accidentkaza,
142
523905
2577
bir çocukları daha oldu, kaza dediler,
09:02
whichhangi I thought was an unusualolağandışı nameisim. (LaughterKahkaha)
143
526482
3408
ki bu bana göre sıradışı bir isimdi. (Kahkaha)
09:05
And I was on the cuspdoruk of, sortçeşit of, adolescenceErgenlik,
144
529890
3729
Ve ben ergenliğin pençesindeydim,
09:09
so I was startingbaşlangıç to take biscuitsbisküvi from the tinteneke withoutolmadan askingsormak.
145
533619
4405
bu yüzden, izin almadan konserve kutusundan kurabiye almaya başladım.
09:13
I was startingbaşlangıç to staykalmak out a little bitbit lategeç, etcvb., etcvb.
146
538024
3777
Dışarda biraz daha geç saatlere kadar kalmaya başladım, vb.
09:17
Now, in theironların religiositydindarlık, in theironların naivetesaflık,
147
541801
3403
Şimdi, onların yobazlığında, onların saflığında,
09:21
my momanne and dadbaba, whichhangi I believedinanılır them to be foreversonsuza dek,
148
545204
2437
benim annem ve babam, sonsuza dek öyle olacağına inandığım,
09:23
as they said they were, my momanne and dadbaba
149
547641
3268
onların da söylediği gibi, annem ve babam
09:26
conceivedgebe that I had the DevilŞeytan insideiçeride of me.
150
550909
6809
içimde şeytanın olduğunu düşündüler.
09:33
And what -- I should say this here, because this is how
151
557718
2058
--Bunu burada belirtmeliyim,
09:35
they engineeredmühendislik my leavingayrılma.
152
559776
1959
çünkü hayatımı bu şekilde şekillendirdiler.
09:37
They satoturdu me at a tabletablo, my fosterbeslemek momanne, and she said to me,
153
561735
3389
Beni bir masaya oturttular, koruyucu annem bana dedi ki,
09:41
"You don't love us, do you?" At 11 yearsyıl oldeski.
154
565124
2068
"Bizi sevmiyorsun, değil mi?" 11 yaşındayım.
09:43
They'veOnlar ettik had threeüç other childrençocuklar. I'm the fourthdördüncü. The thirdüçüncü was an accidentkaza.
155
567192
3509
3 çocukları daha vardı. Ben dördüncüydüm. 3. kazaydı.
09:46
And I said, "Yeah, of coursekurs I do." Because you do.
156
570701
4045
Ve dedim ki, "Evet, elbette seviyorum." Çünkü siz de seversiniz."
09:50
My fosterbeslemek motheranne askeddiye sordu me to go away to think about love
157
574746
2151
Koruyucu annem uzaklaşmamı ve sevgi hakkında düşünmemi istedi.
09:52
and what it is and to readokumak the ScripturesKutsal and to come back tomorrowyarın
158
576897
2844
Ne olduğunu düşünmemi, kutsal kitabı okumamı ve yarın geri gelmemi istedi.
09:55
and give my mostçoğu honestdürüst and truthfuldoğru answerCevap.
159
579741
2943
Ve en dürüst, en doğru cevabımı vermemi.
09:58
So this was an opportunityfırsat. If they were askingsormak me
160
582684
2840
Bu yüzden bu bir fırsattı. Eğer onları sevip sevmediğimi
10:01
whetherolup olmadığını I lovedsevilen them or not, then I mustn'tgerek yok love them,
161
585524
2336
bana soruyorlarsa, o halde onları sevmemeliydim.
10:03
whichhangi led me to the miraclemucize of thought that I thought they wanted me to get to.
162
587860
2865
Bu beni mucizevi bir düşünceye sürükledi demek ki onlar bunu istiyorlar.
10:06
"I will asksormak God for forgivenessaf and His lightışık will shineparlaklık
163
590725
2671
"Tanrı'dan beni bağışlamasını dileyeceğim ve O'nun ışığı
10:09
throughvasitasiyla me to them. How fantasticfantastik." This was an opportunityfırsat.
164
593396
3768
benim aracılığımla onları aydınlatacaktır. Ne kadar harika." Bu bir fırsattı.
10:13
The theologyteoloji was perfectmükemmel, the timingzamanlama unquestionabletartışılmaz,
165
597164
2785
Teolojisi mükemmeldi, zamanlama tartışılmazdı
10:15
and the answerCevap as honestdürüst as a sinnergünahkar could get.
166
599949
2903
ve cevap bir günahkarın alabileceği kadar dürüsttü.
10:18
"I mustn'tgerek yok love you," I said to them. "But I will asksormak God for forgivenessaf."
167
602852
4688
"Sizi sevmemeliyim," dedim onlara. "Ama Tanrı'dan af dileyeceğim."
10:23
"Because you don't love us, NormanNorman,
168
607540
2552
"Madem bizi sevmiyorsun Norman,
10:25
clearlyAçıkça you've chosenseçilmiş your pathyol."
169
610092
2344
yolunu net olarak seçtin."
10:28
Twenty-four24 hourssaatler latersonra, my socialsosyal workerişçi,
170
612436
2798
Yirmi dört saat sonra, sosyal hizmet görevlim,
10:31
this strangegarip man who used to visitziyaret etmek me everyher coupleçift of monthsay,
171
615234
3049
beni her birkaç ayda bir ziyaret eden bu tuhaf adam,
10:34
he's waitingbekleme for me in the cararaba as I say goodbyeGüle güle to my parentsebeveyn.
172
618283
3212
beni arabada bekliyordu, anne babama hoşçakalın derim diye.
10:37
I didn't say goodbyeGüle güle to anybodykimse, not my motheranne, my fatherbaba,
173
621495
2576
Kimseye hoşçakalın demedim, ne anneme ne babama,
10:39
my sisterskız kardeşler, my brothersKardeşler, my auntsteyzeler, my unclesdayılar,
174
624071
1828
ne kız kardeşlerime, ne erkek kardeşlerime, ne teyzelerime, ne amcalarıma,
10:41
my cousinskuzenler, my grandparentsBüyükanne ve büyükbaba, nobodykimse.
175
625899
3629
ne kuzenlerime, ne de büyük anne ve babama, kimseye.
10:45
On the way to the children'sçocuk home, I startedbaşladı to asksormak myselfkendim,
176
629528
3547
Çocuk yuvasına giden yolda, kendi kendime sormaya başladım,
10:48
"What's happenedolmuş to me?"
177
633075
2975
"Bana ne oldu?"
10:51
It's not that I'd had the rugHalı pulledçekti from beneathaltında me
178
636050
3153
Altımdaki halı çekilip alınmamıştı,
10:55
as much as the entiretüm floorzemin had been takenalınmış away.
179
639203
4815
sanki tüm zemin alınmıştı.
10:59
When I got to the —
180
644018
3800
Ulaştığımda --
11:03
For the nextSonraki fourdört, fivebeş yearsyıl,
181
647818
4383
Sonraki dört beş sene,
11:08
I was heldbekletilen in fourdört differentfarklı children'sçocuk homesevler.
182
652201
4853
dört farklı çocuk yuvasında barındım.
11:12
On the thirdüçüncü children'sçocuk home, at 15,
183
657054
3277
Üçüncü çocuk yuvasında, 15'indeydim,
11:16
I startedbaşladı to rebelasi, and what I did was,
184
660331
3167
isyan etmeye başladım, yaptığım şey,
11:19
I got threeüç tinsteneke of paintboya, AirfixAirfix paintboya that you use for modelsmodeller,
185
663498
4329
üç kutu boya aldım, Airfix (sprey) boya, modellemede kullanılan,
11:23
and I was -- it was a bigbüyük children'sçocuk home, bigbüyük VictorianViktorya dönemi children'sçocuk home --
186
667827
3831
--büyük çocukların yuvasıydı, büyük Victorian çocuklarının yuvası--
11:27
and I was in a little turrettaret at the topüst of it,
187
671658
1840
ve küçük bir kulenin tepesindeydim
11:29
and I poureddökülmüş them, redkırmızı, yellowSarı and greenyeşil,
188
673498
3303
ve kırmızı, sarı ve yeşil boyalar döktüm,
11:32
the colorsrenkler of AfricaAfrika, down the tilesfayans.
189
676801
5041
Afrika'nın renkleri, kiremitlerden aşağıya.
11:37
You couldn'tcould see it from the streetsokak, because the home
190
681842
2504
Sokaktan göremediniz, çünkü ev
11:40
was surroundedçevrili by beechKayın treesağaçlar.
191
684346
2452
sahil ağaçlarıyla çevriliydi.
11:42
For doing this, I was incarceratedhapsedilen for a yearyıl
192
686798
4956
Bunu yaptığım için bir yıl hapsedildim
11:47
in an assessmentdeğerlendirme centermerkez whichhangi was actuallyaslında
193
691754
2985
bir değerlendirme merkezinde. Aslında
11:50
a remandtutuklu centermerkez. It was a virtualsanal prisonhapis
194
694739
4720
bir gözaltı merkeziydi. Gerçek bir hapishaneydi
11:55
for younggenç people.
195
699459
3898
gençler için.
11:59
By the way, yearsyıl latersonra, my socialsosyal workerişçi said
196
703357
2053
Neyse, yıllar sonra, sosyal hizmet görevlim bana dedi ki
12:01
that I should never have been put in there.
197
705410
1459
oraya asla bırakılmamalıymışım.
12:02
I wasn'tdeğildi chargedyüklü for anything. I hadn'tolmasaydı donetamam anything wrongyanlış.
198
706869
2655
Hiçbir şeyden hüküm giymemiştim. Yanlış hiçbirşey yapmamıştım.
12:05
But because I had no familyaile to inquirebilgi almak about me,
199
709524
4726
Durumumu soruşturan bir ailem olmadığı için
12:10
they could do anything to me.
200
714250
4751
bana her şeyi yapabilirlerdi.
12:14
I'm 17 yearsyıl oldeski, and
201
719001
3354
17 yaşındayım ve
12:18
they had a paddedyastıklı cellhücre.
202
722355
3641
onların yastıklı hücreleri vardı.
12:21
They would marchMart me down corridorskoridorlar in last-sizeson boyut ordersipariş.
203
725996
5960
Beni büyüklük sırasına göre koridorlardada yürütüyorlardı.
12:27
They -- I was put in a dormitoryöğrenci yurdu
204
731956
2265
Onlar --Beni bir Nazi sempatizanıyla
12:30
with a confirmedonaylı NaziNazi sympathizersempatizan.
205
734221
3920
aynı yurda yerleştirdiler.
12:34
All of the staffpersonel were ex-policeeski polis -- interestingilginç --
206
738141
3322
Tüm çalışanlar eski polis --ilginç--
12:37
and ex-probationeski-denetimli serbestlik officersgörevlileri.
207
741463
2014
ve şartlı tahliye memurlarıydı.
12:39
The man who ranran it was an ex-armyeski bir ordu officersubay.
208
743477
4063
Başlarındaki kişi ise eski subaydı.
12:43
EveryHer time I had a visitziyaret etmek by a personkişi who I did not know
209
747540
3160
Tanımadığım ve beni üzümle besleyen biri tarafından
12:46
who would feedbesleme me grapesüzüm, oncebir Zamanlar everyher threeüç monthsay,
210
750700
3734
üç ayda bir, her ziyaret edildiğimde,
12:50
I was strip-searchedkelepçelencek.
211
754434
2211
kıyafetlerim çıkarılıp aranırdım.
12:52
That home was fulltam of younggenç boysçocuklar who were on remandtutuklu
212
756645
3253
O yuva cinayet gibi şeylerden
12:55
for things like murdercinayet.
213
759898
5268
tutuklu gençlerle doluydu.
13:01
And this was the preparationhazırlık that I was beingolmak givenverilmiş
214
765166
4032
Benim verildiğim hazırlık buydu,
13:05
after 17 yearsyıl as a childçocuk of the statebelirtmek, bildirmek.
215
769198
6051
17 yıl devletin çocuğu olduktan sonra.
13:11
I have to tell this storyÖykü.
216
775249
2583
Bu hikayeyi anlatmak zorundayım.
13:13
I have to tell it, because there was no one
217
777832
2270
Anlatmak zorundayım, olayların
13:16
to put two and two togetherbirlikte.
218
780102
2953
farkına varacak kimse yoktu.
13:18
I slowlyyavaşça becameoldu awarefarkında that I knewbiliyordum nobodykimse
219
783055
3027
Yavaş yavaş farkına vardım ki, beni
13:21
that knewbiliyordum me for longeruzun than a yearyıl.
220
786082
3494
bir yıldan uzun bir süredir bilen kimseyi tanımıyorum.
13:25
See, that's what familyaile does.
221
789576
2849
Gördünüz mü, aile işte bunu yapar.
13:28
It givesverir you referencereferans pointsmakas.
222
792425
2391
Size referans sağlar.
13:30
I'm not definingtanımlarken a good familyaile from a badkötü familyaile.
223
794816
2488
İyi aile, kötü aile tanımlası yapmıyorum. Sadece şunu söylüyorum
13:33
I'm just sayingsöz that you know when your birthdaydoğum günü is
224
797304
1816
doğum gününüzü biliyorsunuz
13:35
by virtueErdem of the factgerçek that somebodybirisi tellsanlatır you when your birthdaydoğum günü is,
225
799120
2656
birileri size ne zaman olduğunu söyleme erdemini gösterdiğinden dolayı,
13:37
a motheranne, a fatherbaba, a sisterkız kardeş, a brothererkek kardeş, an auntteyze, an uncleamca dayı,
226
801776
1947
anne, baba, kız kardeş, erkek kardeş, teyze, amca,
13:39
a cousinhala kızı, a grandparentbüyükbaba veya büyükanne. It mattershususlar to someonebirisi,
227
803723
2010
kuzen, büyük anne ve baba. Birisi için önemli,
13:41
and thereforebu nedenle it mattershususlar to you. UnderstandAnlamak,
228
805733
2287
bu nedenle sizin için de önemli. Anlayın,
13:43
I was 14 yearsyıl oldeski, tuckedsıkışmış away in myselfkendim, into myselfkendim,
229
808020
4229
14 yaşındayım, kendi içime kapanmışım,
13:48
and I wasn'tdeğildi touchedmüteessir eitherya, physicallyfiziksel olarak touchedmüteessir.
230
812249
4782
dokunulmamışım da, fiziksel olarak dokunulmamış.
13:52
I'm reportingraporlama back. I'm reportingraporlama back simplybasitçe to say that
231
817031
8127
Geri bildirimde bulunuyorum. Basit olarak şunu söylemek için,
14:01
when I left the children'sçocuk home I had two things
232
825158
3215
çocuk yuvasını terk ettiğimde yapmak istediğim
14:04
that I wanted to do. One was to find my familyaile,
233
828373
3797
iki şey vardı. Birincisi ailemi bulmak
14:08
and the other was to writeyazmak poetryşiir.
234
832170
1530
ve diğeri şiir yazmaktı.
14:09
In creativityyaratıcılık I saw lightışık.
235
833700
2549
Yaratıcılıkta gördüm ışığı.
14:12
In the imaginationhayal gücü I saw the endlesssonsuz possibilityolasılık of life,
236
836249
5162
Hayal gücünde sonsuz yaşam olanakları gördüm,
14:17
the endlesssonsuz truthhakikat, the permanentkalıcı creationoluşturma of realitygerçeklik,
237
841411
5901
sonsuz hakikat, gerçeğin kalıcı yaratılışı,
14:23
the placeyer where angeröfke was an expressionifade
238
847312
6463
öfkenin, sevgiyi ararken gösterilen
14:29
in the searcharama for love, a placeyer where dysfunctionfonksiyon bozukluğu
239
853775
3748
bir ifadenin olduğu yer, fonksiyon bozukluğunun
14:33
is a truedoğru reactionreaksiyon to untruthgerçek olmayan.
240
857523
4718
doğru olmayan şeyler karşısında doğru bir tepki olduğu yer.
14:38
I've just got to say it to you all: I foundbulunan all of my familyaile
241
862241
3547
Hepinize şunu söylemeliyim: tüm ailemi buldum
14:41
in my adultyetişkin life. I spentharcanmış all of my adultyetişkin life findingbulgu them,
242
865788
3363
yetişkin hayatımda. Tüm yetişkin hayatımı onları ararken harcadım,
14:45
and I've now got a fullytamamen dysfunctionalişlevsel olmayan familyaile just like everybodyherkes elsebaşka.
243
869151
4015
ve şimdi tamamen işlemeyen bir ailem var herkesinki gibi.
14:49
But I'm reportingraporlama back to you to say quiteoldukça simplybasitçe
244
873166
3740
Fakat size basit olarak şunu geri bildirimde bulunmak isterim,
14:52
that you can definetanımlamak how stronggüçlü a democracydemokrasi is
245
876906
5512
hükümetin, çocuğuna nasıl davrandığını esas alarak
14:58
by how its governmenthükümet treatsmuamele etmek its childçocuk.
246
882418
5233
demokrasinin ne kadar güçlü olduğunu tanımlayabilirsiniz.
15:03
I don't mean childrençocuklar. I mean the childçocuk of the statebelirtmek, bildirmek.
247
887651
2056
Ben genel olarak çocuklar demiyorum, devletin çocuğu diyorum.
15:05
Thanksteşekkürler very much. It's been an honorOnur. (ApplauseAlkış)
248
889707
4967
Çok teşekkür ederim. Onur duydum. (Alkışlar)
15:10
(ApplauseAlkış)
249
894674
2452
(Alkışlar)
Translated by Hasan Günel
Reviewed by Meric Aydonat

▲Back to top

ABOUT THE SPEAKER
Lemn Sissay - Poet and playwright
An award-winning playwright and popular broadcaster in the UK, as well as the author of five poetry books, Lemn Sissay has a way with words.

Why you should listen

Lemn Sissay wears many hats as a writer and performer.

The author of five poetry collections, Sissay's poems dot the London landscape and are etched into major landmarks, from the site of the 2012 Summer Olympics to The Royal Festival Hall. In 2006, Desmond Tutu unveiled his sculpture poem "Gilt of Cain," located near Fenchurch Street Station. Currently an associate artist at Southbank Centre and patron of the Letterbox Club, Sissay was named the official poet of the London 2012 Olympics. His poetry art has also been displayed at The Royal Academy.

Sissay is perhaps best known for his work for the BBC, which shines a spotlight on his upbringing as a foster child in the UK. In 1995, he shared his story in the BBC documentary Internal Flight and his BBC radio documentary Child of the State was nominated for a 2010 Sony Award. His play Something Dark charts his quest to find his family. After a long search, he located his birth mom in Gambia and has since come to know the rest of his family.

More profile about the speaker
Lemn Sissay | Speaker | TED.com