TEDSalon Berlin 2014
Heather Barnett: What humans can learn from semi-intelligent slime
Heather Barnett: İnsan, yarım akıllı cıvık mantarlardan ne öğrenebilir?
Filmed:
Readability: 5.7
1,179,448 views
Biyolojik dizayn ve kendi kendine organize olabilen sistemlerden ilham alan bir sanatçı olan Heather Barnett; serin nemli alanlarda yaşayan ökaryotik bir canlı ile, Physarum Polycephalum ile çalıştı. İnsanlar bu yarı akıllı cıvık mantarlardan ne öğrenebilir? İzleyin.
Heather Barnett - Artist
Heather Barnett creates art with slime mold -- a material used in diverse areas of scientific research, including biological computing, robotics and structural design. Full bio
Heather Barnett creates art with slime mold -- a material used in diverse areas of scientific research, including biological computing, robotics and structural design. Full bio
Double-click the English transcript below to play the video.
00:12
I'd like to introduce you to an organism:
0
632
3105
Size bir organizma tanıtmak istiyorum;
00:15
a slime mold, Physarum polycephalum.
1
3737
3456
Bir cıvık mantar, Physarum polycephalum.
00:19
It's a mold with an identity
crisis, because it's not a mold,
crisis, because it's not a mold,
2
7193
2822
O kimlik krizi yaşayan bir mantar çünkü o bir mantar değil,
00:22
so let's get that straight to start with.
3
10015
1930
Öyleyse olayı düzgün bir şekilde anlatayım.
00:23
It is one of 700 known slime molds
4
11945
2536
O, Amoeba krallığına ait olduğu bilinen,
00:26
belonging to the kingdom of the amoeba.
5
14481
2137
700 cıvık mantar türünden bir tanesi
00:28
It is a single-celled organism, a cell,
6
16618
2623
tek hücreli bir organizma.
00:31
that joins together with other cells
7
19241
2240
Kaynakları maksimum kullanmak adına
00:33
to form a mass super-cell
8
21481
2232
kendi gibi diğer hücrelerle birleşerek
00:35
to maximize its resources.
9
23713
2240
dev bir süper hücreyi oluşturur.
00:37
So within a slime mold you might find thousands
10
25953
2160
Yani bir cıvık mantar
00:40
or millions of nuclei,
11
28113
2247
hücre duvarlarını paylaşan,
00:42
all sharing a cell wall,
12
30360
1761
tek bir varlıkmış gibi gözükse de
00:44
all operating as one entity.
13
32121
3108
milyonlarca hücre çekirdeğinden oluşur.
00:47
In its natural habitat,
14
35229
1604
Doğal yaşamında cıvık mantarları,
00:48
you might find the slime mold foraging in woodlands,
15
36833
2796
ormanlık alanlarda yiyecek ararken,
00:51
eating rotting vegetation,
16
39629
3701
çürümüş bitkileri yerken görebilirsiniz.
00:55
but you might equally find it
17
43330
1540
Aynı şekilde onları
00:56
in research laboratories,
18
44870
1542
araştırma laboratuvarlarında,
00:58
classrooms, and even artists' studios.
19
46412
4202
dersliklerde ve hatta sanat stüdyolarında bulabilirsiniz.
01:02
I first came across the slime
mold about five years ago.
mold about five years ago.
20
50614
2935
İlk defa bir cıvık mantarla beş yıl önce karşılaştım.
01:05
A microbiologist friend of mine
21
53549
1557
Bir gün mikrobiyolog bir arkadaşım bana,
01:07
gave me a petri dish with a little yellow blob in it
22
55106
3124
içinde sarı bir kütle bulunan
01:10
and told me to go home and play with it.
23
58230
3008
bir petri kabı verdi ve eve gidip onunla onunla oynamamı söyledi.
01:13
The only instructions I was given,
24
61238
2007
Hakkında bana verilen bilgi;
01:15
that it likes it dark and damp
25
63245
1784
karanlık ve nemli ortamı sevdiği
01:17
and its favorite food is porridge oats.
26
65029
4331
ve favori yiyeceğin yulaf olduğuydu.
01:21
I'm an artist who's worked for many years
27
69360
2018
Biyolojiyle ve bilimsel süreçlerle
01:23
with biology, with scientific processes,
28
71378
2847
yıllardır uğraşan bir sanatçı olduğumdan, benim için
01:26
so living material is not uncommon for me.
29
74225
3011
yaşayan canlılar hiç bir zaman olağandışı olmadı.
01:29
I've worked with plants, bacteria,
30
77236
2105
Bitkilerle, bakterilerle,
01:31
cuttlefish, fruit flies.
31
79341
1519
mürekkep balıklarıyla ve meyve sinekleriyle çalıştım.
01:32
So I was keen to get my new collaborator home
32
80860
2602
Bakalım yeni iş arkadaşım neler yapabiliyordu,
01:35
to see what it could do.
33
83462
1376
görmek istiyordum.
01:36
So I took it home and I watched.
34
84838
3202
Onu eve getirdim ve izlemeye başladım.
Onu zengin bir diyetle besledim.
01:40
I fed it a varied diet.
35
88040
2770
01:42
I observed as it networked.
36
90810
1924
Bir ağ gibi dizildiklerini gözlemledim.
01:44
It formed a connection between food sources.
37
92734
2276
Besin kaynağı etrafında bağlantılar kurdular.
01:47
I watched it leave a trail behind it,
38
95010
2838
Nerede olduklarına dair arkalarında
01:49
indicating where it had been.
39
97848
1759
iz bıraktıklarını gördüm.
01:51
And I noticed that when it was
fed up with one petri dish,
fed up with one petri dish,
40
99607
2948
Petri kabından bıktığından, artık oradan kurtulup
01:54
it would escape and find a better home.
41
102555
2979
daha iyi bir ev bulmak istedi.
01:57
I captured my observations
42
105534
1728
Gözlemlerimi belirli zaman aralıklarında
01:59
through time-lapse photography.
43
107262
1760
fotoğrafladım.
02:01
Slime mold grows at about one centimeter an hour,
44
109022
2838
Cıvık mantarlar saatte yaklaşık bir cm kadar büyür
02:03
so it's not really ideal for live viewing
45
111860
2581
ve bu başında bekleyip seyretmek için o kadar da ideal değil
02:06
unless there's some form of
really extreme meditation,
really extreme meditation,
46
114441
2853
ama bazı formları zaman aralıklı çekimlerde
02:09
but through the time lapse,
47
117294
2528
aşırı meditasyon etkisi yapıyor.
02:11
I could observe some really interesting behaviors.
48
119822
3096
Bazı ilginç davranışlar da gözlemleyebildim.
02:14
For instance, having fed on a nice pile of oats,
49
122918
3500
Örneğin; Cıvık mantarlar güzel bir yığın yulaf üzerinde beslendiğinde;
02:18
the slime mold goes off to explore new territories
50
126418
4444
Yeni bölgeleri keşfetmek ve sürekli farklı
02:22
in different directions simultaneously.
51
130862
2732
yönlere doğru çoğalırlar.
02:25
When it meets itself,
52
133594
2239
Kendisiyle karşılaştığı zaman,
02:27
it knows it's already there,
53
135833
1867
zaten orada olduğunu
02:29
it recognizes it's there,
54
137700
1954
anlar ve ona göre
02:31
and instead retreats back
55
139654
1547
geriye gelerek
02:33
and grows in other directions.
56
141201
3680
farklı yönlere doğru büyümeye devam eder.
02:36
I was quite impressed by this feat,
57
144881
2324
Bu ustalık karşında oldukça etkilendim
02:39
at how what was essentially
just a bag of cellular slime
just a bag of cellular slime
58
147205
3550
ve nasıl oluyor da sadece bir çanta hücresel balçık,
02:42
could somehow map its territory,
59
150755
3230
kendi sınırlarını planlayabiliyor ve
02:45
know itself, and move with seeming intention.
60
153985
3472
bölgelerini tanıyıp ona göre hareket edebiliyor.
02:49
I found countless scientific studies,
61
157457
3653
Bu bir organizma hakkında sayısız bilimsel çalışma,
02:53
research papers, journal articles,
62
161110
2045
araştırma kayıtları, dergi makaleleri,
02:55
all citing incredible work with this one organism,
63
163155
4224
ve inanılmaz çalışmalar buldum
02:59
and I'm going to share a few of those with you.
64
167379
1964
ve onları sizlerle paylaşacağım.
03:01
For example, a team in Hokkaido University in Japan
65
169343
2960
Örneğin; Japonya' da Hokkaido Üniversitesi'nde bir grup,
cıvık mantarları bir labirente koydular.
03:04
filled a maze with slime mold.
66
172303
2032
03:06
It joined together and formed a mass cell.
67
174335
2096
Hepsi birleşip kitlesel bir hücre oluşturdular.
03:08
They introduced food at two points,
68
176431
2352
İki ayrı noktaya yiyecek koydular,
03:10
oats of course,
69
178783
1198
tabi ki yulaf
03:11
and it formed a connection
70
179981
1646
ve besinle kendi arasında
03:13
between the food.
71
181627
1414
bir bağlantı kurdu.
03:15
It retracted from empty areas and dead ends.
72
183041
2484
Boş bölgelerden ve çıkmaz yollardan geri çekildi.
03:17
There are four possible routes through this maze,
73
185525
2810
Bu labirentte dört olası rota vardı,
03:20
yet time and time again,
74
188335
2105
zaman geçtikçe
03:22
the slime mold established the shortest
75
190440
2167
cıvık mantar; en kısa ve etkili
03:24
and the most efficient route.
76
192607
2453
rotayı belirledi.
03:27
Quite clever.
77
195060
1251
Oldukça zeki.
03:28
The conclusion from their experiment
78
196311
1739
Deneylerinin sonucunda
03:30
was that the slime mold had
a primitive form of intelligence.
a primitive form of intelligence.
79
198050
2997
Cıvık mantarların, zekanın ilkel bir formuna sahip olduğu belirlendi.
03:33
Another study exposed cold air at
regular intervals to the slime mold.
regular intervals to the slime mold.
80
201047
3863
Başka bir çalışmada; cıvık mantar belirli aralıklarda soğuk havaya maruz bırakıldı.
03:36
It didn't like it. It doesn't like it cold.
81
204910
2345
Bunu sevmedi. Soğuğu sevmedi.
03:39
It doesn't like it dry.
82
207255
1193
Kuruluğu sevmedi.
03:40
They did this at repeat intervals,
83
208448
2115
Bu durum belirli aralıklarda tekrarlandı
03:42
and each time, the slime mold
84
210563
1658
ve her seferinde, cıvık mantar
03:44
slowed down its growth in response.
85
212221
3130
yavaşladı ve tepki olarak büyümesini kontrol altında tuttu.
03:47
However, at the next interval,
86
215351
1844
Ama sonraki aralıkta araştırmacılar,
03:49
the researchers didn't put the cold air on,
87
217195
2824
soğuk havayı kapattığında;
03:52
yet the slime mold slowed down in anticipation
88
220019
3294
cıvık mantar soğuk havanın tekrar gelme
03:55
of it happening.
89
223313
1336
ihtimaline karşı yavaşladı.
03:56
It somehow knew that it was about the time
90
224649
2526
Her nasılsa sevmediği bu soğuk havanın,
03:59
for the cold air that it didn't like.
91
227175
1956
belirli zamanlarda geldiğini öğrendi.
04:01
The conclusion from their experiment
92
229131
1689
Deneylerinin sonucunda;
04:02
was that the slime mold was able to learn.
93
230820
3270
cıvık mantarların öğrenme yeteneğinin olduğu tespit edildi.
04:06
A third experiment:
94
234090
1231
Üçüncü bir deneyde ise;
04:07
the slime mold was invited
95
235321
1767
Cıvık mantarın yulaf ile dolu bir bölgeyi
04:09
to explore a territory covered in oats.
96
237088
4192
keşfetmesi istenildi.
04:13
It fans out in a branching pattern.
97
241280
3047
Desenli dallanmalar oluşturarak alana yayıldı.
04:16
As it goes, each food node it finds,
98
244327
2648
Her besin bulduğu bölgede
04:18
it forms a network, a connection to,
99
246975
2700
bir ağa dönüştü ve bağlantılar oluşturdu
04:21
and keeps foraging.
100
249675
1748
ve yiyecek aramaya devam etti.
04:23
After 26 hours, it established
101
251423
2441
26 saat sonra,
04:25
quite a firm network
102
253864
1617
farklı yulaflar arasında
04:27
between the different oats.
103
255481
1790
oldukça sağlam bir ağ oluşturdu.
04:29
Now there's nothing remarkable in this
104
257271
1820
Belki bu dikkat çekici gelmemiş olabilir
04:31
until you learn that the center oat that it started from
105
259091
2412
ta ki ;Merkezdeki yulafın
04:33
represents the city of Tokyo,
106
261503
2014
Tokyo şehrini , çevredeki yulafların
04:35
and the surrounding oats are
suburban railway stations.
suburban railway stations.
107
263517
4066
banliyö tren istasyonlarını temsil ettiğini öğrenene kadar.
04:39
The slime mold had replicated
108
267583
2481
Cıvık mantar Tokyo taşıma ağını
04:42
the Tokyo transport network
109
270064
2416
taklit etti.
04:44
— (Laughter) —
110
272480
1655
(Gülüşmeler)
04:46
a complex system developed over time
111
274135
2995
Uzunca bir süredir bir kompleks sistem geliştirildi
04:49
by community dwellings, civil
engineering, urban planning.
engineering, urban planning.
112
277130
3900
toplu konutlar, çevre
mühendisliği ve, kentsel planlama hakkında.
mühendisliği ve, kentsel planlama hakkında.
04:53
What had taken us well over 100 years
113
281030
2273
Bu sistemi geliştirmek bizim 100 yıldan fazla zamanımızı alırken,
04:55
took the slime mold just over a day.
114
283303
3166
cıvık mantarın bir günden biraz daha fazla zamanını aldı.
04:58
The conclusion from their experiment
115
286469
1653
Deneyin sonucu olarak;
05:00
was that the slime mold can form efficient networks
116
288122
2510
Cıvık mantar çok etkili ağlara dönüşüp
05:02
and solve the traveling salesman problem.
117
290632
2623
bu işle uğraşanların problemini çözdü.
05:05
It is a biological computer.
118
293255
2264
Bu; matematik sistemiyle çalışan,
05:07
As such, it has been mathematically modeled,
119
295519
2624
algoritmik analizli,
05:10
algorithmically analyzed.
120
298143
1661
çoğalan, tekrarlayan ve simüle olabilen
05:11
It's been sonified, replicated, simulated.
121
299804
2705
biyolojik bir bilgisayar.
05:14
World over, teams of researchers
122
302509
2970
Dünya üzerinde, araştırma grupları
05:17
are decoding its biological principles
123
305479
2970
biyolojik prensiplerin matematiksel
05:20
to understand its computational rules
124
308449
2141
kurallarını anlayıp, onlardan öğrendiklerini,
05:22
and applying that learning
to the fields of electronics,
to the fields of electronics,
125
310590
2254
programlama ve robot teknolojisi için
05:24
programming and robotics.
126
312844
2236
elektronik alanında uygulamaya çalışıyorlar.
05:27
So the question is,
127
315080
2154
Burada soru şu;
05:29
how does this thing work?
128
317234
2020
Bu olay nasıl işliyor?
05:31
It doesn't have a central nervous system.
129
319254
2160
Bir sinir sistemi olmamasına rağmen.
05:33
It doesn't have a brain,
130
321414
1698
Bir beyni olmamasına rağmen,
05:35
yet it can perform behaviors
131
323112
1828
onun sergilediği davranışlar
05:36
that we associate with brain function.
132
324940
1988
bizim ortaklaşa beyin fonksiyonu ile gerçekleştirdiğimiz şeyler.
05:38
It can learn, it can remember,
133
326928
1908
O öğrenebilir, o hatırlayabilir.
05:40
it can solve problems, it can make decisions.
134
328836
2757
Problemleri çözebilir, karar verebilir.
05:43
So where does that intelligence lie?
135
331593
2715
Peki zeka yalanı bunun neresinde?
05:46
So this is a microscopy, a video I shot,
136
334308
2492
Bu kaydettiğim video yaklaşık 100 defa büyütülmüş,
05:48
and it's about 100 times magnification,
137
336800
2653
yaklaşık 20 defa hızlandırılmış
05:51
sped up about 20 times,
138
339453
2867
bir mikroskop görüntüsü.
05:54
and inside the slime mold,
139
342320
1786
Cıvık mantarın içerisinde
05:56
there is a rhythmic pulsing flow,
140
344106
3442
ritmik basınçlı bir akışa sahip
05:59
a vein-like structure carrying
141
347548
2168
damarsal sisteme benzeyen,
06:01
cellular material, nutrients and chemical information
142
349716
3772
hücrelere; hücresel madde, besin ve kimyasal bilgi taşıyan
06:05
through the cell,
143
353488
1858
bir yapıya sahip olduğu görülüyor.
06:07
streaming first in one direction
and then back in another.
and then back in another.
144
355346
3618
Bu akıntı önce bir yöne doğru gerçekleşiyor ve sonra diğerine.
06:10
And it is this continuous, synchronous oscillation
145
358964
3817
Ve bu senkronize bir salınım şeklinde
06:14
within the cell that allows it to form
146
362781
2256
hücrenin formuna izin verdiği şekilde devam ediyor.
06:17
quite a complex understanding of its environment,
147
365037
2982
Büyük ölçekli aygıtlar olmadan
06:20
but without any large-scale control center.
148
368019
3369
doğasını anlamak oldukça karışık.
06:23
This is where its intelligence lies.
149
371388
2581
İşte bu zekasının yalan söylediği yer.
06:25
So it's not just academic researchers
150
373969
3244
Bu sadece üniversitelerde akademik araştırmacıların
06:29
in universities that are interested in this organism.
151
377213
2644
ilgilendiği bir organizma değil.
06:31
A few years ago, I set up SliMoCo,
152
379857
2873
Bundan yıllar önce, SliMoCO' yu kurdum.
06:34
the Slime Mould Collective.
153
382730
2340
Bir cıvık mantarla ilgilenenler topluluğu.
06:37
It's an online, open, democratic network
154
385070
3223
Cıvık Mantar araştırıcıları ve meraklılarının
06:40
for slime mold researchers and enthusiasts
155
388293
2096
bildiklerini ve deneylerini paylaşabilecekleri
06:42
to share knowledge and experimentation
156
390389
2729
çevrimiçi, açık ve demokratik bir topluluk
06:45
across disciplinary divides
157
393118
2968
disiplin ve akademik sınıflandırmanın
06:48
and across academic divides.
158
396086
3695
karşısında olacak şekilde.
06:51
The Slime Mould Collective
membership is self-selecting.
membership is self-selecting.
159
399781
3440
Cıvık mantar topluluğu da üyelerini kendi kendine seçer.
06:55
People have found the collective
160
403221
2796
İnsanlar topluluğu bulur,
06:58
as the slime mold finds the oats.
161
406017
3698
cıvık mantarların yulafı bulduğu gibi.
07:01
And it comprises of scientists
162
409715
1693
Topluluk bilim adamlarından,
07:03
and computer scientists and researchers
163
411408
1559
bilgisayar araştırmacılarından
07:04
but also artists like me,
164
412967
2287
benim gibi sanatçılardan,
07:07
architects, designers, writers, activists, you name it.
165
415254
5092
mimarlardan, tasarımcılardan,yazarlardan, aktivistlerden vs. oluşur.
07:12
It's a very interesting, eclectic membership.
166
420346
4183
Çok ilgi çekici ve kapsamlı topluluk...
07:16
Just a few examples:
167
424529
1337
Mesela örnek verirsek;
07:17
an artist who paints with fluorescent Physarum;
168
425866
3125
Physarum' u floresanla boyayan bir sanatçı,
07:20
a collaborative team
169
428991
1572
Biyolojik ve elektronik dizaynla
07:22
who are combining biological and electronic design
170
430563
3778
onların 3d çıktısını alabilen
07:26
with 3D printing technologies in a workshop;
171
434341
3145
işbirlikçi bir takım,
07:29
another artist who is using the slime mold
172
437486
2134
alanlarını belirlemek için
07:31
as a way of engaging a community
173
439620
2100
birbirine geçen bir topluluğu örneklemek için
07:33
to map their area.
174
441720
3004
cıvık mantarları kullanan başka bir sanatçı.
07:36
Here, the slime mold is being used directly
175
444724
2162
İşte cıvık mantarlar doğrudan
07:38
as a biological tool, but metaphorically
176
446886
2878
bir biyolojik araç olarak kullanılarak
07:41
as a symbol for ways of talking
177
449764
1984
sosyal bağlılık, iletişim komünikasyon ve
07:43
about social cohesion, communication
178
451748
3854
kooperasyon
gibi bir çok iletişim yolunda sembol oldu.
07:47
and cooperation.
179
455602
1864
07:49
Other public engagement activities,
180
457466
2510
Kamusal aktivite olarak,
07:51
I run lots of slime mold workshops,
181
459976
2018
Cıvık mantarları sempatik gösterecek
07:53
a creative way of engaging with the organism.
182
461994
2462
çok fazla atölye çalışması düzenledim.
07:56
So people are invited to come and learn
183
464456
1684
İnsanlar gelip öğrensin diye davet edildi,
07:58
about what amazing things it can do,
184
466140
1896
bu şaşırtıcı şeylerin neler yaptığını görmek için
08:00
and they design their own petri dish experiment,
185
468036
2646
kendi petri kabı deneylerini dizayn ettiler.
08:02
an environment for the slime mold to navigate
186
470682
2316
Cıvık mantarın doğasını ve
08:04
so they can test its properties.
187
472998
1638
ve onların özelliklerini keşfedebildiler.
08:06
Everybody takes home a new pet
188
474636
2444
Herkes evine yeni bir evcil hayvan alıyor
08:09
and is invited to post their results
189
477080
2940
ve Cıvık Mantar topluluğuna
08:12
on the Slime Mould Collective.
190
480020
2418
elde ettikleri sonuçları gönderiyorlar.
08:14
And the collective has enabled me
191
482438
1448
Böylece topluluk;
08:15
to form collaborations
192
483886
2362
ilginç insanlarla birlikte bir dizi
08:18
with a whole array of interesting people.
193
486248
2593
işbirliği yapmamızı sağladı.
08:20
I've been working with filmmakers
194
488841
1593
Cıvık mantarla ilgili Uzun metrajlı
08:22
on a feature-length slime mold documentary,
195
490434
3466
bir film için belgesel yapımcılarıyla çalışıyorum.
08:25
and I stress feature-length,
196
493900
2658
Uzun metraj olması beni strese soksa da
08:28
which is in the final stages of edit
197
496558
1709
şu an düzenlenmesinin son aşamasında ve
08:30
and will be hitting your cinema screens very soon.
198
498267
3026
yakında sinema ekranlarında göreceksiniz
08:33
(Laughter)
199
501293
1480
(Gülüşmeler)
08:34
It's also enabled me to conduct what I think is
200
502773
3335
Ayrıca bu beni, cıvık mantarlar deneyini yöneten
08:38
the world's first human slime mold experiment.
201
506108
2873
dünyanın ilk insanı yaptı.
08:40
This is part of an exhibition in Rotterdam last year.
202
508981
2972
Bu, geçen yıl Rotterdam'da serginin bir bölümü.
08:43
We invited people to become
slime mold for half an hour.
slime mold for half an hour.
203
511953
4691
İnsanları yarım saatliğine cıvık mantar olmaları için davet ettik.
08:48
So we essentially tied people together
204
516644
3341
Böylece insanları bir araya toplamış olduk;
08:51
so they were a giant cell,
205
519985
2324
bir araya gelince onlar Dev Hücre oldular
08:54
and invited them to follow slime mold rules.
206
522309
2844
ve onlara cıvık mantar kurallarına uymalarını istedik.
08:57
You have to communicate through oscillations,
207
525153
3431
Sadece ufak salınımlarla iletişim yapacaksınız,
09:00
no speaking.
208
528584
1296
Konuşmak yok.
09:01
You have to operate as one entity, one mass cell,
209
529880
4933
Tek bir varlık gibi hareket edeceksiniz, dev bir hücre gibi,
09:06
no egos,
210
534813
1584
Ego yok,
09:08
and the motivation for moving
211
536397
2585
ve hareket için motive olun
09:10
and then exploring the environment
212
538982
1908
ve yemek bulmak için
09:12
is in search of food.
213
540890
1899
çevreyi keşfedin.
09:14
So a chaotic shuffle ensued
as this bunch of strangers
as this bunch of strangers
214
542789
3631
Yabancılardan oluşan karma bir topluluk
üzerlerinde "Cıvık Mantar Olmak" yazılı tişörtlerle ve birbirlerine sarı iplerle bağlanmış halde
09:18
tied together with yellow ropes
wearing "Being Slime Mold" t-shirts
wearing "Being Slime Mold" t-shirts
215
546420
3908
09:22
wandered through the museum park.
216
550328
2956
Müze Park' ta gezindiler.
09:25
When they met trees, they had to reshape
217
553284
3326
Ağaçlarla karşılaştıklarında, bağlantılarının şeklini değiştirmek zorundaydılar,
09:28
their connections and reform as a mass cell
218
556610
3132
Tıpkı bir dev hücre gibi
09:31
through not speaking.
219
559742
3987
Konuşmadan.
09:35
This is a ludicrous experiment in many, many ways.
220
563729
3358
Her açıdan bu çok komik bir deneydi.
09:39
This isn't hypothesis-driven.
221
567087
1949
Hipnozla yaptırılan bir şey değildi,
09:41
We're not trying to prove, demonstrate anything.
222
569036
2443
Herhangi bir prova ya da demo yapılmadan.
09:43
But what it did provide us was a way
223
571479
2134
peki bunun bize ne sağladığına gelirsek;
09:45
of engaging a broad section of the public
224
573613
2348
halktan geniş bir bölüm birlik olarak,
09:47
with ideas of intelligence, agency, autonomy,
225
575961
4431
zeka, aracılık ve özerklik hakkındaki düşüncelerle
09:52
and provide a playful platform
226
580392
2329
ve bize eğlenceli bir platform sağlayarak
09:54
for discussions about
227
582721
3732
bu konuda ortaya çıkan düşünceleri
09:58
the things that ensued.
228
586453
2384
tartışmamızı sağladı
10:00
One of the most exciting things
229
588837
2333
Bu deney hakkında en çok ilgi çekici
10:03
about this experiment
230
591170
2860
şeylerden biri de
10:06
was the conversation that happened afterwards.
231
594030
2187
daha sonra gerçekleşen görüşmeler oldu.
10:08
An entirely spontaneous symposium
happened in the park.
happened in the park.
232
596217
3823
Mesela parkta spontan bir şekilde gerçekleşen bir sempozyum oldu.
10:12
People talked about the human psychology,
233
600040
2029
İnsanlar psikoloji hakkında konuştular.
10:14
of how difficult it was to let go
234
602069
1657
Bireysel kişiliklerini ve egolarını bırakmanın
10:15
of their individual personalities and egos.
235
603726
3309
ne kadar zor olduğunu konuştular.
10:19
Other people talked about bacterial communication.
236
607035
3183
Başka bir grup bakterilerin iletişimi hakkında konuştu.
10:22
Each person brought in their own
237
610218
1979
Her insan kendi
10:24
individual interpretation,
238
612197
2857
bireysel yorumunu getirdi
10:27
and our conclusion from this experiment was that
239
615054
1905
ve bu deneyin sonucu olarak;
10:28
the people of Rotterdam were highly cooperative,
240
616959
3906
Rotterdam' daki insanların da yüksek oranda işbirliği içinde olabileceği düşünüldü
10:32
especially when given beer.
241
620865
2796
özellikle bira verilirse.
10:35
We didn't just give them oats.
242
623661
1966
Biz onlara sadece yulaf vermedik.
10:37
We gave them beer as well.
243
625627
1562
Bira da verdik.
10:39
But they weren't as efficient as the slime mold,
244
627189
2194
Ama Cıvık Mantar grubu kadar etkili olamadılar
10:41
and the slime mold, for me,
245
629383
1984
ve benim için Cıvık Mantar
10:43
is a fascinating subject matter.
246
631367
2369
büyüleyici bir konu.
10:45
It's biologically fascinating,
247
633736
1857
Biyolojik olarak büyüleyici,
10:47
it's computationally interesting,
248
635593
1584
Hesaplama olarak büyüleyici,
10:49
but it's also a symbol,
249
637177
2074
aynı zamanda o bir sembol
10:51
a way of engaging with ideas of community,
250
639251
3658
toplumun fikirlerini birleştiren bir yol,
10:54
collective behavior, cooperation.
251
642909
3654
kollektif bir davranış oluşturan ve işbirliği sağlayan.
10:58
A lot of my work draws on the scientific research,
252
646563
2126
Bilimsel araştırma esnasında çok fazla çalışma çizimim oldu,
11:00
so this pays homage to the maze experiment
253
648689
3184
bu farklı yoldan
11:03
but in a different way.
254
651873
1582
labirent deneyine saygı duymayı sağlıyor.
11:05
And the slime mold is also my working material.
255
653455
2358
Cıvık mantarlar aynı zamanda benim çalışma malzemem.
11:07
It's a coproducer of photographs, prints, animations,
256
655813
5217
Fotoğraflar, çıktılar, animasyonlar ve
11:13
participatory events.
257
661030
1599
katılımlı olaylarda ortak yapımcı oldular.
11:14
Whilst the slime mold doesn't choose
258
662629
2348
Cıvık Mantarlar benimle
11:16
to work with me, exactly,
259
664977
1906
çalışmayı seçmediler açıkçası.
11:18
it is a collaboration of sorts.
260
666883
2602
Bu bir işbirliğinin bir çeşidiydi.
11:21
I can predict certain behaviors
261
669485
2092
Bu belirli davranışların nasıl çalıştığını anlamaya
11:23
by understanding how it operates,
262
671577
2056
çalışıyordum ama
11:25
but I can't control it.
263
673633
1730
onu kontrol edemiyordum.
11:27
The slime mold has the final say
264
675363
1584
Yaratıcı süreçte son söz
11:28
in the creative process.
265
676947
2131
Cıvık Mantarın oldu.
11:31
And after all, it has its own internal aesthetics.
266
679078
3489
Bütün bunlardan sonra o kendi içsel estetiğine sahipti.
11:34
These branching patterns that we see
267
682567
1804
Gördüğümüz dallanma yapan desenler,
11:36
we see across all forms, scales of nature,
268
684371
2550
tüm formlarda doğanın terazisini;
11:38
from river deltas to lightning strikes,
269
686921
2800
nehir deltalarından, yıldırımlara,
11:41
from our own blood vessels to neural networks.
270
689721
4036
damar sistemimizden, sinir sistemimize kadar karşımızda görürüz.
11:45
There's clearly significant rules at play
271
693757
2463
Bu basit ama karmaşık bir organizmada
11:48
in this simple yet complex organism,
272
696220
2265
açıkça önemli kurallar var
11:50
and no matter what our disciplinary
perspective or our mode of inquiry,
perspective or our mode of inquiry,
273
698485
3792
bizim sorgulamamızdaki disiplin ve bakış açısı ne olursa olsun.
11:54
there's a great deal that we can learn
274
702277
1783
Bu beyne sahip olmayan bir damladan
11:56
from observing and engaging
275
704060
1769
gözlemleyerek ve güzelliğinden etkilenerek
11:57
with this beautiful, brainless blob.
276
705829
3121
öğrendiğimiz büyük bir şey.
12:00
I give you Physarum polycephalum.
277
708950
3215
Size Physarum Polycephalum'u aktardım.
12:04
Thank you.
278
712165
1753
Teşekkürler.
12:05
(Applause)
279
713918
962
(Alkış)
ABOUT THE SPEAKER
Heather Barnett - ArtistHeather Barnett creates art with slime mold -- a material used in diverse areas of scientific research, including biological computing, robotics and structural design.
Why you should listen
Heather Barnett creates fascinating biodesigns with the semi-intelligent slime mold. While it has no brain nor central nervous system, the single celled organism, Physarum polycephalum, shows a primitive form of memory, problem-solving skills and the apparent ability to make decisions. It is used as a model organism in diverse areas of scientific research, including biological computing, robotics and structural design. “It is also quite beautiful,” says Barnett, “and makes therefore for a great creative collaborator. Although ultimately I cannot control the final outcome, it is a rather independent organism.“
More profile about the speakerHeather Barnett | Speaker | TED.com