ABOUT THE SPEAKER
Bernie Dunlap - College president
Bernie Dunlap is a true polymath, whose talents span poetry, opera, ballet, literature and administration. He is the president of South Carolina’s Wofford College.

Why you should listen

Bernie Dunlap was a dancer for four years with the Columbia City Ballet, kicking off a life of artistic and cultural exploration. A Rhodes Scholar, he did his PhD in English literature at Harvard, and is now the president of Wofford College, a small liberal arts school in South Carolina. He has taught classes on a wide variety of subjects, from Asian history to creative writing.

He's also a writer-producer for television, and his 19-part series The Renaissance has been adopted for use by more than 100 colleges. He has been a Senior Fulbright Lecturer in Thailand and a moderator at the Aspen Institute.

More profile about the speaker
Bernie Dunlap | Speaker | TED.com
TED2007

Bernie Dunlap: The life-long learner

Ben Dunlap, tutku dolu bir yaşamı anlatıyor.

Filmed:
2,132,985 views

Wofford Üniversitesi rektörü Ben Dunlap, kendisine tutkulu bir yaşam sürmeyi ve hayat boyu öğrenmeyi öğreten, Nazi soykırımından sağ çıkmayı başarmış bir Macar olan Sandor Teszler'in hikayesini anlatıyor.
- College president
Bernie Dunlap is a true polymath, whose talents span poetry, opera, ballet, literature and administration. He is the president of South Carolina’s Wofford College. Full bio

Double-click the English transcript below to play the video.

00:18
"YoYo napotnapot, pacakpacak!" WhichHangi, as somebodybirisi here mustşart surelyelbette know,
0
0
6000
Burada bulunanlar arasında en azından mutlaka bir kişinin de bileceği gibi ''Yo napot, pacak!'',
00:24
meansanlamına geliyor "What's up, guys?" in MagyarMagyar,
1
6000
3000
Macarca, ''N'aber çocuklar?'' demektir.
00:27
that peculiartuhaf non-Indo-EuropeanHint-Avrupalı olmayan languagedil spokenkonuşulmuş by HungariansMacarlar
2
9000
3000
Macarların bu, Hint-Avrupa dillerinden olmayan garip dilinin --
00:30
for whichhangi, givenverilmiş the factgerçek that cognitivebilişsel diversityçeşitlilik is
3
12000
3000
bilişsel farklılığının,
00:33
at leasten az as threatenedtehdit as biodiversitybiyolojik çeşitlilik on this planetgezegen,
4
15000
3000
en az dünyamızdaki yaşam çeşitliliği kadar tehdit altında olduğu düşünülecek olursa,
00:36
fewaz would have imaginedhayal much of a futuregelecek even a centuryyüzyıl or two agoönce.
5
18000
4000
henüz bir-iki yüz yıl öncesine kadar bu dilin bir geleceğinin olabileceğini çok az insan tahmin edebilirdi.
00:40
But there it is: "YoYo napotnapot, pacakpacak!"
6
22000
2000
Ama işte karşınızda ''Yo napot, pacak!''
00:42
I said somebodybirisi here mustşart surelyelbette know, because
7
24000
4000
Burada bulunanlar arasından biriniz mutlaka bu kalıbı bilir dedim çünkü,
00:46
despiterağmen the factgerçek that there aren'tdeğil that manyçok HungariansMacarlar to beginbaşla with,
8
28000
3000
öncelikle içimizde çok Macar olmadığı gerçeğine rağmen
00:49
and the furtherayrıca factgerçek that, so faruzak as I know, there's not a dropdüşürmek
9
31000
3000
ve bildiğim kadarıyla, damarlarımda,
00:52
of HungarianMacarca bloodkan in my veinsdamarlar, at everyher criticalkritik juncturebirleşme of my life
10
34000
4000
tek bir damla Macar kanı bulunmamasına rağmen hayatımın her dönüm noktasında,
00:56
there has been a HungarianMacarca friendarkadaş or mentorakıl hocası there besideyanında me.
11
38000
4000
yanımda hep bir Macar arkadaşım ya da akıl hocam oldu.
01:00
I even have dreamsrüyalar that take placeyer in landscapesmanzaralar
12
42000
2000
Hatta, rüyalarımda gördüğüm manzaraların,
01:02
I recognizetanımak as the landscapesmanzaralar of HungarianMacarca filmsfilmler,
13
44000
4000
Macar filmlerinden olduğunu fark ediyorum,
01:06
especiallyözellikle the earlyerken moviesfilmler of MiklosMiklos JancsoJancso.
14
48000
3000
özellikle de Miklos Jancso'nun ilk filmlerinden.
01:09
So, how do I explainaçıklamak this mysteriousgizemli affinitybenzeşimi?
15
51000
4000
Peki bu gizemli ilişkiyi nasıl açıklıyorum?
01:13
Maybe it's because my nativeyerli statebelirtmek, bildirmek of SouthGüney CarolinaCarolina,
16
55000
5000
Belki günümüz Macaristan'ından pek de büyük olmayan,
01:18
whichhangi is not much smallerdaha küçük than present-daygünümüz HungaryMacaristan,
17
60000
3000
anavatanım South Carolina'nın,
01:21
oncebir Zamanlar imaginedhayal a futuregelecek for itselfkendisi as an independentbağımsız countryülke.
18
63000
3000
bir zamanlar kendisini bağımsız bir ülke olarak gördüğü bir hayalinin olmasıyla açıklanabilir.
01:24
And as a consequencesonuç of that presumptionkarine,
19
66000
2000
Ve bu küstah hayalin sonucunda,
01:26
my hometownMemleket was burnedyanmış to the groundzemin by an invadingistila armyordu,
20
68000
4000
memleketim işgalci bir ordu tarafından yerle bir edildi
01:30
an experiencedeneyim that has befallenbaşına gelen manyçok a HungarianMacarca townkasaba and villageköy
21
72000
4000
tıpkı Macarlar'ın uzun ve dert dolu tarihleri boyunca,
01:34
throughoutboyunca its long and troubledsıkıntılı historytarih.
22
76000
3000
çoğu şehir ve köylerinin başına geldiği gibi.
01:37
Or maybe it's because when I was a teenagergenç back in the '50s,
23
79000
3000
Ya da, belki de 50'li yıllarda ben henüz genç bir delikanlıyken,
01:40
my uncleamca dayı HenryHenry -- havingsahip olan denouncedkınadı the KuKu KluxKlux KlanKlan
24
82000
3000
Amcam Henry'nin Ku Klux Klan'ı ifşa ettikten sonra,
01:43
and been bombedbombalanmış for his troublesorun and had crosseshaçlar burnedyanmış in his yardyard,
25
85000
4000
evinin bombalanıp, bahçesinde haçların yakılması,
01:47
livingyaşam underaltında deathölüm threattehdit -- tookaldı his wifekadın eş and childrençocuklar to MassachusettsMassachusetts for safetyemniyet
26
89000
4000
ve ölüm tehditleri almasından sonra karısı ve çocuklarını güvende olsunlar diye Massachusetts'e götürüp,
01:51
and wentgitti back to SouthGüney CarolinaCarolina to faceyüz down the KlanKlan aloneyalnız.
27
93000
3000
kendisinin Klan'la tek başına yüzleşmek için South Carolina'ya dönmüş olmasındandır.
01:54
That was a very HungarianMacarca thing to do,
28
96000
3000
Bu tam da bir Macar'ın yapacağı türden bir hareketti,
01:57
as anyonekimse will attestkanıtı who remembershatırlar 1956.
29
99000
4000
1956 yılını hatırlayan herkesin de doğrulayacağı gibi.
02:01
And of coursekurs, from time to time HungariansMacarlar
30
103000
3000
Ve elbette, zaman zaman Macarlar,
02:04
have inventedicat edildi theironların ownkendi equivalenteşdeğer of the KlanKlan.
31
106000
2000
kendi Klan'larını yaratmışlardır.
02:06
Well, it seemsgörünüyor to me that this HungarianMacarca presencevarlık in my life
32
108000
7000
Bana öyle geliyor ki, hayatımdaki bu Macar varlığını
02:13
is difficultzor to accounthesap for, but ultimatelyen sonunda I ascribeatfetmek it to an admirationhayranlık
33
115000
6000
açıklaması zor ama temelde bu varlığı, tarihi mirası suç ve yenilgiyi, zafer ve cesaretle tamamlamış,
02:19
for people with a complexkarmaşık moralmanevi awarenessfarkında olma,
34
121000
3000
karmaşık bir ahlaki farkındalığa sahip
02:22
with a heritagemiras of guiltsuçluluk and defeatyenilgi matchedeşleşti by defiancemeydan okuma and bravadokabadayılık.
35
124000
5000
insanlar için duyduğum hayranlığa atfediyorum.
02:27
It's not a typicaltipik mindsetzihniyet for mostçoğu AmericansAmerikalılar,
36
129000
3000
Bu Amerikalılar'da rastlanan bir zihniyet değildir.
02:30
but it is perforceister istemez typicaltipik of virtuallyfiilen all HungariansMacarlar.
37
132000
4000
Ama tüm Macarlar için zorunlu bir zihniyettir.
02:34
So, "YoYo napotnapot, pacakpacak!"
38
136000
2000
İşte bu yüzden "Yo napot, pacak!"
02:36
I wentgitti back to SouthGüney CarolinaCarolina after some 15 yearsyıl amidortasında the alienyabancı cornMısır
39
138000
5000
1960'lı yılların sonunda,
02:41
at the tailkuyruk endson of the 1960s,
40
143000
3000
yabancı topraklarda geçen 15 yıldan sonra,
02:44
with the recklesspervasız condescensionlütuf of that eraçağ
41
146000
3000
dönem ruhunun tüm o deli dolu kendini beğenmişliğiyle,
02:47
thinkingdüşünme I would savekayıt etmek my people.
42
149000
2000
insanlarımı kurtaracağım düşüncesiyle South Carolina'ya döndüm.
02:49
Never mindus the factgerçek that they were slowyavaş to acknowledgekabul they neededgerekli savingtasarruf.
43
151000
4000
Tabii, bu insanların kurtarılmaları gerektiğini fark etmede ne kadar yavaş olduklarını hiç hesaba katmayın bile.
02:53
I laboredzahmetli in that vineyardbağ for a quarterçeyrek centuryyüzyıl before
44
155000
3000
South Carolina'nın hemen dışında, Metodist bir kurum olan,
02:56
makingyapma my way to a little kingdomkrallık of the just in upstateşehir dışında SouthGüney CarolinaCarolina,
45
158000
4000
Wofford Üniversitesi denen bu küçük krallığa yolum düşmeden önce,
03:00
a Methodist-affiliatedMetodist bağlı institutionkurum of higherdaha yüksek learningöğrenme calleddenilen WoffordWofford CollegeÜniversite.
46
162000
4000
O bağda 15 yıl çalışmıştım.
03:04
I knewbiliyordum nothing about WoffordWofford
47
166000
2000
Wofford hakkında hiçbirşey bilmezken
03:06
and even lessaz about MethodismMetodizm,
48
168000
2000
Metodism hakkında hiçbirşeyden de az şey biliyordum,
03:08
but I was reassuredgüvence verdi on the first day that I taughtöğretilen at WoffordWofford CollegeÜniversite
49
170000
4000
ama Wofford Üniversitesi'nde ders verdiğim ilk gün,
03:12
to find, amongarasında the auditorsDenetçiler in my classroomsınıf,
50
174000
2000
sınıfımdaki dinleyiciler arasında,
03:14
a 90-year-old-yaşında HungarianMacarca, surroundedçevrili by a bevykadınlardan of middle-agedorta yaşlı EuropeanAvrupa womenkadınlar
51
176000
7000
Avrupalı orta yaşlı kalabalık bir grup kadın tarafından çevrelenmiş,
03:21
who seemedgibiydi to functionfonksiyon as an entourageEntourage of RhinemaidensRhinemaidens.
52
183000
2000
su perilerinin arkadaşı işlevini gören 90 yaşında bir Macar olduğunu görünce rahatladım.
03:23
His nameisim was SandorSandor TeszlerTeszler.
53
185000
3000
Adı Sandor Teszler'di.
03:26
He was a puckishyaramaz widowerdul whosekimin wifekadın eş and childrençocuklar were deadölü
54
188000
4000
Torunları uzakta yaşayan,
03:30
and whosekimin grandchildrentorunlar livedyaşamış faruzak away.
55
192000
3000
karısı ve çocukları ölmüş, muzip bir duldu.
03:33
In appearancegörünüm, he resembledandıran MahatmaMahatma GandhiGandi,
56
195000
3000
Görünüş olarak, peştamali atın, yerine ortopedik botlar koyun,
03:36
minuseksi the loinclothPeştamal, plusartı orthopedicOrtopedik bootsbot ayakkabı.
57
198000
3000
Mahatma Gandhi'ye benziyordu.
03:39
He had been borndoğmuş in 1903 in the provincestaşra
58
201000
4000
1903 yılında, daha sonra Yugoslavya olacak,
03:43
of the oldeski Austro-HungarianAvusturya-Macaristan Empireİmparatorluğu,
59
205000
2000
eski Avusturya-Macaristan İmparatorluğu'nun,
03:45
in what latersonra would becomeolmak YugoslaviaYugoslavya.
60
207000
3000
taşralarında doğmuştu.
03:48
He was ostracizedostracized as a childçocuk, not because he was a JewYahudi --
61
210000
3000
Çocukken Yahudi olduğu için değil-ailesi zaten dindar değildi-
03:51
his parentsebeveyn weren'tdeğildi very religiousdini anyhowNasıl olsa --
62
213000
1000
o günlerde hastanede yatmayı
03:52
but because he had been borndoğmuş with two clubkulüp feetayaklar,
63
214000
3000
ve 1-11 yaşları arasında acı verici operasyonlar geçirmeyi gerektiren
03:55
a conditionşart whichhangi, in those daysgünler, requiredgereklidir institutionalizationKurumsallaşma
64
217000
5000
bir sağlık sorunu olan yumru ayaklılık
04:00
and a successionVeraset of painfulacı verici operationsoperasyonlar betweenarasında the agesyaşlar of one and 11.
65
222000
4000
her iki ayağında da olduğu için dışlanmıştı.
04:04
He wentgitti to the commercialticari business highyüksek schoolokul as a younggenç man
66
226000
3000
Liseyi Budapeşte'de bir Ticaret Lisesi'nde okumuştu.
04:07
in BudapestBudapeşte, and there he was as smartakıllı as he was modestmütevazi
67
229000
5000
Orada, mütevazı olduğu kadar zeki olan Tezsler,
04:12
and he enjoyedzevk a considerableönemli successbaşarı. And after graduationMezuniyet
68
234000
3000
başarının keyfini çıkardı. Mezuniyetten sonra
04:15
when he wentgitti into textileTekstil engineeringmühendislik, the successbaşarı continueddevam etti.
69
237000
3000
tekstil mühendisi olarak da başarısı devam etti.
04:18
He builtinşa edilmiş one plantbitki after anotherbir diğeri.
70
240000
2000
Fabrika ardına fabrika inşaa etti.
04:20
He marriedevli and had two sonsoğulları. He had friendsarkadaşlar in highyüksek placesyerler who
71
242000
3000
Evlendi ve iki çocuğu oldu. Kendisine ekonomiye büyük katkısı olduğunu
04:23
assuredgüvence verdi him that he was of great valuedeğer to the economyekonomi.
72
245000
3000
söyleyen yüksek mevkiilerde arkadaşları vardı.
04:26
OnceBir kez, as he had left instructionstalimatlar to have donetamam,
73
248000
5000
Bir keresinde, önceden talimat verdiği gibi,
04:31
he was summonedçağırdı in the middleorta of the night by the night watchmanbekçi at one of his plantsbitkiler.
74
253000
3000
bir gece yarısı fabrikalarından birindeki gece bekçisi tarafından fabrikaya çağırıldı.
04:34
The night watchmanbekçi had caughtyakalandı an employeeişçi who was stealingçalmak socksçorap --
75
256000
5000
Gece bekçisi, fabrikadan çorap çalan bir işçiyi yakalamıştı--
04:39
it was a hosieryçorap milldeğirmen, and he simplybasitçe backedarka çıkılmış a truckkamyon up to the loadingYükleme dockDock
76
261000
3000
burası bir çorap fabrikasıymış ve işçi kamyoneti yükleme limanına çekmiş,
04:42
and was shovelingkürekle in mountainsdağlar of socksçorap.
77
264000
1000
orada çorapları yüklüyormuş.
04:43
MrBay. TeszlerTeszler wentgitti down to the plantbitki and confrontedkarşı karşıya the thiefhırsız and said,
78
265000
4000
Teszler, fabrikaya gidip hırsızla yüzleşmiş ve demiş ki,
04:47
"But why do you stealçalmak from me? If you need moneypara you have only to asksormak."
79
269000
5000
"İyi de neden benden çalıyorsun? Eğer paraya ihtiyacın varsa, istemen yeterli."
04:52
The night watchmanbekçi, seeinggörme how things were going and waxingağda indignantkızgın,
80
274000
4000
Olayın bu gidişatına iyice içerleyen ve öfkelenen gece bekçisi,
04:56
said, "Well, we're going to call the policepolis, aren'tdeğil we?"
81
278000
2000
"Eee, polisi çağırmıyor muyuz?" demiş.
04:58
But MrBay. TeszlerTeszler answeredcevap, "No, that will not be necessarygerekli.
82
280000
3000
Ama Teszler, "Hayır, buna gerek yok,
05:01
He will not stealçalmak from us again."
83
283000
2000
bir daha bizden birşey çalmayacak," diye cevap vermiş.
05:03
Well, maybe he was too trustinggüvenme, because he stayedkaldı where he was
84
285000
5000
Evet, Tezsler belki o adama fazla güvenmişti çünkü
05:08
long after the NaziNazi AnschlussAnschluss in AustriaAvusturya
85
290000
2000
Avusturya, Almanya'ya bağlandıktan,
05:10
and even after the arrestsTutuklamalar and deportationssınır dışı işlemleri beganbaşladı in BudapestBudapeşte.
86
292000
5000
ve hatta Budapeşte'de tutuklamalar ve techirler başladıktan çok uzun zaman sonra da olduğu yerde kalmıştı.
05:15
He tookaldı the simplebasit precautionönlem of havingsahip olan cyanidesiyanür capsuleskapsüller placedyerleştirilmiş in locketsmadalyonları
87
297000
4000
Tezsler, bu gelişmeler karşısında, kendisi ve ailesi tarafından takılabilecek
05:19
that could be wornsöz konusu ürün about the necksboyunlu of himselfkendisi and his familyaile.
88
301000
3000
içinde siyanür kapsüllerinin bulunduğu madalyonlar aldı.
05:22
And then one day, it happenedolmuş: he and his familyaile were arrestedtutuklandı
89
304000
4000
Ve sonunda bir gün, olan oldu: Tezsler ve ailesi tutuklanıp,
05:26
and they were takenalınmış to a deathölüm houseev on the DanubeDanube.
90
308000
3000
Danube'de bir ölüm evine gönderildiler.
05:29
In those earlyerken daysgünler of the FinalSon SolutionÇözüm, it was handcraftedel işi brutalityvahşeti;
91
311000
4000
Hitler'in yahudileri planlı bir şekilde yok etme planının ilk günlerinde, bu plan düpedüz barbarlık olarak işliyordu--
05:33
people were beatendövülmüş to deathölüm and theironların bodiesbedenler tossedattı into the rivernehir.
92
315000
4000
insanlar ölene kadar dövülüp vücutları nehre atılıyordu--
05:37
But noneYok who enteredgirdi that deathölüm houseev had ever come out alivecanlı.
93
319000
4000
ama ölüm evine giren hiç kimse sağ çıkamıyordu.
05:41
And in a twistTwist you would not believe in a StevenSteven SpielbergSpielberg filmfilm --
94
323000
4000
Ve Steven Spielberg filmlerinde bile görseniz inanmayacağınız bir sürpriz:
05:45
the GauleiterNinnileri who was overseeingnezaret this brutalacımasız beatingdayak was the very sameaynı thiefhırsız
95
327000
5000
bu korkunç dayak partisini yöneten yetkili Tezsler'in çorap fabrikasından
05:50
who had stolençalıntı socksçorap from MrBay. Teszler'sTeszler'ın hosieryçorap milldeğirmen.
96
332000
4000
çorap çalan hırsız çıkmış.
05:54
It was a brutalacımasız beatingdayak. And midwayyarı yolda throughvasitasiyla that brutalityvahşeti,
97
336000
5000
Tam da acımasızca dövülürken,
05:59
one of MrBay. Teszler'sTeszler'ın sonsoğulları, AndrewAndrew, lookedbaktı up and said,
98
341000
3000
Tezsler'in oğullarından biri kafasını kaldırıp,
06:02
"Is it time to take the capsulekapsül now, PapaBaba?"
99
344000
3000
"Artık kapsülü alalım mı, baba?" demiş,
06:05
And the GauleiterNinnileri, who afterwardssonradan vanisheskaybolur from this storyÖykü,
100
347000
4000
ve daha sonra bu hikayeden yok olan yetkili,
06:09
leanedeğildi down and whisperedfısıldadı into MrBay. Teszler'sTeszler'ın earkulak,
101
351000
3000
eğilip Tezsler'in kulağına fısıldamış,
06:12
"No, do not take the capsulekapsül. Help is on the way."
102
354000
3000
"Hayır, kapsülü almayın. yardım geliyor."
06:15
And then resumedyeniden başladı the beatingdayak.
103
357000
2000
ve dayağa devam etmiş.
06:17
But help was on the way, and shortlykısa bir süre afterwardssonradan
104
359000
2000
Ama yardım gerçekten yoldaymış ve kısa süre sonra
06:19
a cararaba arrivedgeldi from the Swissİsviçre EmbassyBüyükelçiliği.
105
361000
3000
İsviçre Büyükelçiliği'nden bir araba gelmiş.
06:22
They were spiritedruhlu to safetyemniyet. They were reclassifiedyeniden sınıflandırılması as YugoslavYugoslav citizensvatandaşlar
106
364000
4000
Tüm aile güvenli bir yere aktarılıp, hepsine Yugoslav vatandaşlığı verilmiş
06:26
and they managedyönetilen to staykalmak one stepadım aheadönde of theironların pursuerstakipçilerinden
107
368000
3000
ve Sovyetler'in savaş sonundaki tutuklamalarından,
06:29
for the durationsüre of the WarSavaş, survivinghayatta kalan burningsyakma and bombingsbombalama
108
371000
4000
savaş süresince yaşanan bombalamalar ve yangınlardan kurtulup,
06:33
and, at the endson of the WarSavaş, arresttutuklamak by the SovietsSovyetler.
109
375000
2000
peşlerindeki Nazilerden hep bir adım ileride olmayı başarmışlar.
06:35
ProbablyMuhtemelen, MrBay. TeszlerTeszler had gottenkazanılmış some moneypara into Swissİsviçre bankbanka accountshesapları
110
377000
4000
Büyük ihtimalle Tezsler'in İsviçre bankalarında bir miktar parası vardı
06:39
because he managedyönetilen to take his familyaile first to Great Britainİngiltere,
111
381000
4000
çünkü ailesini önce İngiltere,
06:43
then to Long IslandAda and then to the centermerkez of the textileTekstil industrysanayi in the AmericanAmerikan SouthGüney.
112
385000
4000
sonra Long Island, ve son olarak da Amerika'nın güneyinin tekstil merkezine götürebilmiş.
06:47
WhichHangi, as chanceşans would have it, was SpartanburgSpartanburg, SouthGüney CarolinaCarolina,
113
389000
4000
Bu merkez şans eseri, Woffor Üniversitesi'nin bulunduğu
06:51
the locationyer of WoffordWofford CollegeÜniversite.
114
393000
2000
South Carolina'daki Spartanburg'du.
06:53
And there, MrBay. TeszlerTeszler beganbaşladı all over again and oncebir Zamanlar again achievedelde immenseengin successbaşarı,
115
395000
6000
Ve burda Tezsler herşeye tekrar başlamış ve tekrar muazzam bir başarı kazanmış,
06:59
especiallyözellikle after he inventedicat edildi the processsüreç
116
401000
2000
özellikle de yeni tür bir kumaşı işlemek için kullanılan
07:01
for manufacturingimalat a newyeni fabrickumaş calleddenilen double-knitDouble-Knit.
117
403000
3000
çift örgü denen bir işlem icat ettikten sonra.
07:04
And then in the lategeç 1950s, in the aftermathsonrasının of BrownBrown v. BoardYönetim Kurulu of EducationEğitim,
118
406000
7000
Daha sonraları 1950'lerin sonlarında, Afrika kökenli Amerikalı Brown'un Eğitim Bakanlığı'na açıp kaybettiği davanın sonucunda
07:11
when the KlanKlan was resurgentdirilen all over the SouthGüney,
119
413000
3000
Ku Klux Klan'in canlandığı dönemlerde
07:14
MrBay. TeszlerTeszler said, "I have heardduymuş this talk before."
120
416000
4000
Tezsler "Ben bu filmi önceden gördüm." deyip,
07:18
And he calleddenilen his topüst assistantYardımcısı to him and askeddiye sordu,
121
420000
5000
asistanın çağırıp, sormuş
07:23
"Where would you say, in this regionbölge, racismırkçılık is mostçoğu virulentöldürücü?"
122
425000
3000
,"Sence burada ırkçılığın en güçlü olduğu bölge neresi?"
07:26
"Well, I don't rightlyhaklı olarak know, MrBay. TeszlerTeszler. I reckonhesaba katmak that would be KingsKings MountainDağ."
123
428000
5000
Asistanı, "Tam olarak bilmiyorum efendim ama sanırım Kings Mountain." diye cevap vermiş.
07:31
"Good. BuySatın almak us some landarazi in KingsKings MountainDağ
124
433000
4000
"Güzel. Bize o bölgeden arazi al,
07:35
and announceanons we are going to buildinşa etmek a majormajör plantbitki there."
125
437000
2000
ve herkese orada büyük bir fabrika kuracağımızı duyur."
07:37
The man did as he was told, and shortlykısa bir süre afterwardssonradan,
126
439000
3000
Asistan Tezsler'in dediklerini yapmış ve kısa süre sonra,
07:40
MrBay. TeszlerTeszler receivedAlınan a visitziyaret etmek from the whitebeyaz mayorBelediye Başkanı of KingsKings MountainDağ.
127
442000
4000
Kings Mountain'ın beyaz belediye başkanı Tezsler'i ziyaret etmiş.
07:44
Now, you should know that at that time,
128
446000
3000
Tabii, bu arada şunu bilmelisiniz ki o dönemde
07:47
the textileTekstil industrysanayi in the SouthGüney was notoriouslyRootkitler segregatedayrılmış.
129
449000
3000
Güneydeki tekstil endüstrisindeki ayrımcılık had safhadaydı.
07:50
The whitebeyaz mayorBelediye Başkanı visitedziyaret MrBay. TeszlerTeszler and said,
130
452000
4000
Tezsler'i ziyaret eden beyaz belediye başkanı,
07:54
"MrBay. TeszlerTeszler, I trustgüven you’reRe going to be hiringişe alıyor a lot of whitebeyaz workersişçiler."
131
456000
3000
"Sayın Tezsler, sizin bir çok beyaz işçiyi işe alacağınıza inanıyorum" demiş.
07:57
MrBay. TeszlerTeszler told him, "You bringgetirmek me the besten iyi workersişçiler that you can find,
132
459000
4000
Tezsler "Bana bulabileceğiniz en iyi işçileri getirin,
08:01
and if they are good enoughyeterli, I will hirekiralama them."
133
463000
2000
gerçekten yeterince iyilerse, onları işe alacağım," demiş.
08:03
He alsoAyrıca receivedAlınan a visitziyaret etmek from the leaderlider of the blacksiyah communitytoplum,
134
465000
5000
Tezsler'i bu kez de siyah cemaatin lideri olan bir rahip ziyaret etmiş,
08:08
a ministerbakan, who said, "MrBay. TeszlerTeszler, I sure hopeumut you're going to
135
470000
2000
Rahip, "Sayın Tezsler, eminim ki yeni fabrikanıza .
08:10
hirekiralama some blacksiyah workersişçiler for this newyeni plantbitki of yoursseninki."
136
472000
2000
bir kaç siyah işçi de alacaksınızdır." dediğinde de
08:12
He got the sameaynı answerCevap: "You bringgetirmek the besten iyi workersişçiler that you can find,
137
474000
4000
yine aynı cevabı almış: "Bulabileceğiniz en iyi işçileri bulun ve
08:16
and if they are good enoughyeterli, I will hirekiralama them."
138
478000
3000
eğer yeterince iyilerse, onları işe alacağım."
08:19
As it happensolur, the blacksiyah ministerbakan did his job better than the whitebeyaz mayorBelediye Başkanı,
139
481000
3000
Tahmin edileceği gibi rahip işini beyaz belediye başkanından daha iyi yapmış
08:22
but that's neitherne here or there.
140
484000
1000
ama tabii ki konumuz şimdi bu değil.
08:23
MrBay. TeszlerTeszler hiredkiralanmış 16 menerkekler: eightsekiz whitebeyaz, eightsekiz blacksiyah.
141
485000
4000
Tezsler, 8'i beyaz, 8'i siyah toplam 16 işçi işe almış.
08:27
They were to be his seedtohum groupgrup, his futuregelecek foremenUstabaşı.
142
489000
3000
Bu adamlar onun gelecekteki çekirdek grubu, ustabaşıları olacaktır.
08:30
He had installedKurulmuş the heavyağır equipmentekipman for his newyeni processsüreç
143
492000
3000
Tezsler keşfetmiş olduğu yeni işlem için gerekli ağır ekipmanı,
08:33
in an abandonedterkedilmiş storemağaza in the vicinityçevresinde of KingsKings MountainDağ,
144
495000
3000
Kings Mountain çevresinde bulunan terk edilmiş bir depoya çoktan kurmuş
08:36
and for two monthsay these 16 menerkekler would livecanlı and work togetherbirlikte,
145
498000
3000
ve iki ay boyunca bu seçmiş olduğu 16 adam burada birlikte yaşayıp çalışacak
08:39
masteringMastering the newyeni processsüreç.
146
501000
1000
ve bu yeni işlemi iyice öğreneceklermiş.
08:40
He gatheredtoplanmış them togetherbirlikte after an initialilk tourtur of that facilitytesis
147
502000
4000
Tezsler tüm işçileri tesiste gezdirdikten sonra
08:44
and he askeddiye sordu if there were any questionssorular.
148
506000
2000
onlara soruları olup olmadığını sormuş.
08:46
There was hemmingHemming and hawinghawing and shufflingkarıştırma of feetayaklar,
149
508000
2000
Bayağı bir homurtu, kemküm ve huzursuzluktan sonra,
08:48
and then one of the whitebeyaz workersişçiler steppedbasamaklı forwardileri and said,
150
510000
3000
beyaz işçilerden biri öne çıkmış ve demiş ki
08:53
"Well, yeah. We’veve lookedbaktı at this placeyer and there's only one placeyer to sleepuyku,
151
515000
3000
" Evet yani. Burayı gezdik ve burada uyuyacak yer bir tane,
08:56
there's only one placeyer to eatyemek, there's only one bathroombanyo,
152
518000
3000
yemek yiyecek yer bir tane, bir tane banyo var,
08:59
there's only one waterSu fountainÇeşme. Is this plantbitki going to be integratedentegre or what?"
153
521000
4000
ve bir tane çeşme var. Bu tesiste siyahlarla beyazlar bir arada mı olacak, nedir yani?"
09:05
MrBay. TeszlerTeszler said, "You are beingolmak paidödenmiş twiceiki defa the wagesücret of any other textileTekstil workersişçiler in this regionbölge
154
527000
5000
Tezsler, "Bu bölgedeki herhangi bir tekstil işçisinin iki katı daha fazla maaş alıyorsunuz
09:10
and this is how we do business. Do you have any other questionssorular?"
155
532000
4000
ve bizim de çalışma tarzımız budur. Başka sorunuz var mı?" diye cevap vermiş.
09:14
"No, I reckonhesaba katmak I don't."
156
536000
1000
"Hayır, sanırım yok." demiş beyaz işçi.
09:15
And two monthsay latersonra when the mainana plantbitki openedaçıldı
157
537000
4000
Ve iki ay sonra ana fabrika açıldığında
09:19
and hundredsyüzlerce of newyeni workersişçiler, whitebeyaz and blacksiyah,
158
541000
2000
ve siyah, beyaz yüzlerce yeni işçi,
09:21
poureddökülmüş in to see the facilitytesis for the first time,
159
543000
2000
fabrikayı ilk kez görmek için fabrikaya akın ettiklerinde,
09:23
they were metmet by the 16 foremenUstabaşı, whitebeyaz and blacksiyah, standingayakta shoulderomuz to shoulderomuz.
160
545000
6000
kendilerini bu 16 siyah ve beyaz ustabaşı omuz omuza karşılamış.
09:29
They touredgezdi the facilitytesis and were askeddiye sordu if there were any questionssorular, and
161
551000
4000
Yeni işçilere fabrikayı gezdirdikten sonra sıra işçilerin sorularına gelmiş ve
09:33
inevitablykaçınılmaz the sameaynı questionsoru aroseortaya çıkan:
162
555000
1000
kaçınılmaz soru sorulmuş:
09:34
"Is this plantbitki integratedentegre or what?"
163
556000
2000
"Bu fabrikada siyahlarla beyazlar aynı yerde mi çalışacaklar?"
09:36
And one of the whitebeyaz foremenUstabaşı steppedbasamaklı forwardileri and said,
164
558000
3000
Beyaz ustabaşılardan biri öne çıkmış ve demiş ki,
09:39
"You are beingolmak paidödenmiş twiceiki defa the wagesücret of any other workersişçiler
165
561000
4000
"Bu bölgede, bu sektörde çalışan işçilerin iki katı fazla
09:43
in this industrysanayi in this regionbölge and this is how we do business.
166
565000
4000
maaş alıyorsunuz ve bizim de çalışma tarzımız budur.
09:47
Do you have any other questionssorular?"
167
569000
2000
Başka sorunuz var mı?"
09:49
And there were noneYok. In one felldüştü swoopbaskın,
168
571000
4000
Ve hiç soru gelmemiş. Böylece Tezsler tek bir hamleyle
09:53
MrBay. TeszlerTeszler had integratedentegre the textileTekstil industrysanayi in that partBölüm of the SouthGüney.
169
575000
4000
Güney'in bu bölgesindeki tekstil endüstrisini karma hale getirmiş olmuş.
09:57
It was an achievementbaşarı worthylayık of MahatmaMahatma GandhiGandi,
170
579000
3000
Bu başarı, bir avukatın kurnazlığı ve bir azizin idealizmiyle gerçekleştirilerek,
10:00
conductedyürütülen with the shrewdnessakıllılık of a lawyeravukat and the idealismidealizm of a saintaziz.
171
582000
4000
Mahatma Gandhi'nin başarısına denk bir başarı olmuş.
10:04
In his eighties80'ler, MrBay. TeszlerTeszler, havingsahip olan retiredemekli from the textileTekstil industrysanayi,
172
586000
6000
Tezsler 80'li yaşlarında tekstil endüstrisinden emekli olduktan sonra,
10:10
adoptedbenimsenen WoffordWofford CollegeÜniversite,
173
592000
2000
her sömestr Wofford Üniversitesi'nde
10:12
auditingdenetleme coursesdersler everyher semesterdönem,
174
594000
2000
yarı zamanlı öğrenci olarak ders aldı.
10:14
and because he had a tendencyeğilim to kissöpücük anything that movedtaşındı,
175
596000
4000
Ve hareket eden herşeyi sevme eğiliminde olduğu için
10:18
becomingolma affectionatelysevgiyle knownbilinen as "OpiOPI" -- whichhangi is MagyarMagyar for grandfatherBüyük baba --
176
600000
4000
çevresindeki herkes için Macarca büyükbaba anlamına gelen Opi'ye dönüştü.
10:22
by all and sundryMuhtelif. Before I got there, the librarykütüphane of the collegekolej
177
604000
4000
Ben Wofford'a geldiğimde, üniversitenin kütüphanesine
10:26
had been namedadlı for MrBay. TeszlerTeszler, and after I arrivedgeldi in 1993,
178
608000
5000
çoktan Tezsler'in adı verilmişti ve ben 1993 yılında oraya geldikten sonra
10:31
the facultyFakülte decidedkarar to honorOnur itselfkendisi by namingadlandırma MrBay. TeszlerTeszler ProfessorProfesör of the CollegeÜniversite --
179
613000
5000
fakülte, Tezsler'e profesör ünvanı vererek okulu gururlandırmaya karar verdi
10:36
partlykısmen because at that pointpuan he had alreadyzaten takenalınmış
180
618000
3000
çünkü o noktada Tezsler katalogdaki tüm dersleri
10:39
all of the coursesdersler in the catalogkatalog, but mainlyağırlıklı olarak because
181
621000
3000
almıştı ama daha da önemlisi
10:42
he was so conspicuouslybariz wiserbilge than any one of us.
182
624000
5000
hepimizden dikkat çekici bir şekilde çok daha bilgeydi.
10:47
To me, it was immenselyson derece reassuringgüven verici that the presidingbaşkanlık ediyor spiritruh
183
629000
4000
Benim için South Carolina'nın taşrasındaki bu küçük metodist üniversitenin
10:51
of this little MethodistMetodist collegekolej in upstateşehir dışında SouthGüney CarolinaCarolina
184
633000
4000
ruhunun yahudi soykırımından kurtulmuş bir Orta Avrupalı'nın olması
10:55
was a HolocaustHolokost survivorSurvivor from CentralMerkez EuropeEurope.
185
637000
4000
son derece güven vericiydi.
10:59
WiseBilge he was, indeedaslında, but he alsoAyrıca had a wonderfulolağanüstü senseduyu of humormizah.
186
641000
4000
Bilge bir insandı doğru ama aynı zamanda harika bir espri anlayışı vardı.
11:03
And oncebir Zamanlar for an interdisciplinarydisiplinler arası classsınıf,
187
645000
3000
Bir keresinde disiplinler arası bir ders için
11:06
I was screeningtarama the openingaçılış segmentbölüm of IngmarIngmar Bergman'sBergman'ın "The SeventhYedinci SealMühür."
188
648000
4000
Ingmar Bergman'ın "Yedinci Mühür" isimli filminin açılış bölümünü izlettiriyordum.
11:10
As the medievalOrtaçağ knightşövalye AntoniusAntonius BlockBlok returnsdöner from the wildvahşi gooseKaz chaseChase
189
652000
4000
Ortaçağ şövalyesi Antonius Blok'un haçlı seferlerinden elleri boş olarak
11:14
of the CrusadesHaçlı seferleri and arrivesgeldiğinde on the rockyRocky shoreShore of Swedenİsveç,
190
656000
3000
İsveç'in kayalık kıyılarına varıp da,
11:17
only to find the specterhayalet of deathölüm waitingbekleme for him,
191
659000
3000
Azrail'in onu beklediğini fark ettiğinde
11:20
MrBay. TeszlerTeszler satoturdu in the darkkaranlık with his fellowadam studentsöğrencilerin. And
192
662000
4000
ve Azrail, şövalyeyi bağrına basmak üzere pelerinini açtığında,
11:24
as deathölüm openedaçıldı his cloakPelerin to embracekucaklamak the knightşövalye
193
666000
4000
sınıf arkadaşlarıyla karanlıkta oturan Tezsler'in
11:28
in a ghastlykorkunç embracekucaklamak, I heardduymuş MrBay. Teszler'sTeszler'ın tremulousürkek voiceses:
194
670000
4000
hafifçe titreyen sesini duydum:
11:32
"Uh oh," he said, "This doesn't look so good." (LaughterKahkaha)
195
674000
4000
"Eyvah," dedi, "Durum hiç de iyi gözükmüyor."
11:36
But it was musicmüzik that was his greatestEn büyük passiontutku, especiallyözellikle operaopera.
196
678000
7000
Ama Tezsler'in en büyük tutkusu müzik, özellikle de operaydı
11:43
And on the first occasionfırsat that I visitedziyaret his houseev, he gaveverdi me
197
685000
3000
ve kendisini ilk kez evinde ziyaret ettiğimde bana
11:46
honorOnur of decidingkarar what pieceparça of musicmüzik we would listen to.
198
688000
4000
dinleyeceğimiz müziği seçme onurunu verdi.
11:50
And I delightedmemnun olmak him by rejectingreddetmeden "CavalleriaCavalleria RusticanaRusticana"
199
692000
4000
Ben de "Cavalerria Rusticana" yerine
11:54
in favoriyilik of BelaBela Bartok'sBartok's "Bluebeard'sMavi Sakal'ın CastleCastle."
200
696000
3000
Bela Bartok'un eseri "Bluebeard's Castle"'yi seçerek kendisini sevindirdim.
11:57
I love Bartok'sBartok's musicmüzik, as did MrBay. TeszlerTeszler,
201
699000
3000
Ben de Tezsler gibi Bartok'un müziğini seviyordum
12:00
and he had virtuallyfiilen everyher recordingkayıt of Bartok'sBartok's musicmüzik ever issuedVeriliş.
202
702000
4000
ve Tezsler Bartok'un bugüne kadar basılmış tüm kayıtlarına sahipti.
12:04
And it was at his houseev that I heardduymuş for the first time
203
706000
2000
Ve ilk kez onun evinde Bartok'un Üçüncü Piyano Konçertosu'nu dinleyip
12:06
Bartok'sBartok's ThirdÜçüncü PianoPiyano ConcertoKonçertosu and learnedbilgili from
204
708000
3000
Tezsler'den bu konçertonun
12:09
MrBay. TeszlerTeszler that it had been composedoluşan in nearbyyakında AshevilleAsheville, NorthKuzey CarolinaCarolina
205
711000
5000
Asheville, North Carolina'da, bestecinin hayatının son yılında
12:14
in the last yearyıl of the composer'sbestecinin life.
206
716000
2000
bestelendiğini öğrendim.
12:16
He was dyingölen of leukemiaLösemi and he knewbiliyordum it,
207
718000
3000
Bartok lösemi'ydi ve ölüyor olduğunu biliyordu
12:19
and he dedicatedadanmış this concertoKonçertosu to his wifekadın eş,
208
721000
3000
ve bu konçertoyu kendisi de konser piyanisti olan
12:22
DitaDita, who was herselfkendini a concertkonser pianistpiyanist.
209
724000
3000
karısı Dita'ya adamıştı.
12:25
And into the slowyavaş, secondikinci movementhareket, markedişaretlenmiş "adagioAdagio religiosoreligioso,"
210
727000
4000
Konçertonun daha yavaş ikinci bölümü "adagio religioso" 'ya,
12:29
he incorporatedAnonim the soundssesleri of birdsongBirdsong that he heardduymuş
211
731000
4000
bu son baharında, penceresinden duyduğu kuşların cıvıltısını
12:33
outsidedışında his windowpencere in what he knewbiliyordum would be his last springbahar;
212
735000
3000
kattı.
12:36
he was imagininghayal a futuregelecek for her in whichhangi he would playoyun no partBölüm.
213
738000
6000
Karısının geleceğinde kendisinin yer almayacağını düşünüyordu.
12:42
And clearlyAçıkça this compositionbileştirme, kompozisyon is his finalnihai statementaçıklama to her --
214
744000
6000
Ve açıkçası, bu beste Bartok'un eşine son sözüydü.
12:48
it was first performedgerçekleştirilen after his deathölüm --
215
750000
2000
Bu beste ilk olarak Bartok'un ölümünden sonra
12:50
and throughvasitasiyla her to the worldDünya.
216
752000
2000
eşi sayesinde tüm dünyaya çalındı.
12:52
And just as clearlyAçıkça, it is sayingsöz, "It's okay. It was all so beautifulgüzel.
217
754000
7000
Bu beste açık ve net olarak "Herşey yolunda. Herşey çok güzeldi.
12:59
WheneverNe zaman you hearduymak this, I will be there."
218
761000
4000
Bunu her duyduğunda yanında olacağım," diyordu.
13:03
It was only after MrBay. Teszler'sTeszler'ın deathölüm that I learnedbilgili
219
765000
5000
Tezsler'in ölümünden hemen sonra öğrendim ki,
13:08
that the markerMarker on the gravemezar of BelaBela BartokBartok in HartsdaleHartsdale, NewYeni YorkYork
220
770000
4000
Bela Bartok'un New York, Hartsdale'de bulunan mezarı
13:12
was paidödenmiş for by SandorSandor TeszlerTeszler. "YoYo napotnapot, BelaBela!"
221
774000
5000
Sandor Tezsler tarafından ödenmiş. "Yo napot, Bela!"
13:17
Not long before MrBay. TeszlerTeszler’s ownkendi deathölüm at the ageyaş of 97,
222
779000
5000
Tezsler, 97 yaşında ölmesinden kısa bir süre önce,
13:22
he heardduymuş me holdambar forthileri on humaninsan iniquitykötülük.
223
784000
4000
benim insanlığın kötülüğü üzerine verdiğim bir konuşmayı dinledi.
13:26
I deliveredteslim a lectureders in whichhangi I describedtarif edilen historytarih
224
788000
2000
Tarihi, insanlığın acı çekmesi ve bir şiddet dalgası olarak tanımladığım
13:28
as, on the wholebütün, a tidalgelgit wavedalga of humaninsan sufferingçile and brutalityvahşeti,
225
790000
4000
bir konuşma yaptım,
13:32
and MrBay. TeszlerTeszler camegeldi up to me afterwardssonradan with gentlenazik reproachSitem and said,
226
794000
5000
Konuşmanın sonrasında Tezsler, yanıma yaklaşıp kibarca serzenişte bulundu:
13:37
"You know, DoctorDoktor, humaninsan beingsvarlıklar are fundamentallyesasen good."
227
799000
6000
"Biliyorsun, doktor, insanlar temelde iyidir."
13:43
And I madeyapılmış a vowAdak to myselfkendim, then and there,
228
805000
4000
İşte tam o an orda kendi kendime yemin ettim,
13:47
that if this man who had suchböyle causesebeb olmak to think otherwiseaksi takdirde
229
809000
4000
eğer insanların kötü olduğuna inanmak için bunca sebebi olan bu adam
13:51
had reachedulaştı that conclusionSonuç,
230
813000
1000
insanların iyi olduğu sonucuna varabiliyorsa
13:53
I would not presumetahmin ediyorum to differfarklılık untila kadar he releasedyayınlandı me from my vowAdak.
231
815000
4000
ben de Tezsler beni yeminimden azat etmediği sürece böyle düşünecektim.
13:57
And now he's deadölü, so I'm stucksıkışmış with my vowAdak.
232
819000
4000
Ve artık Tezsler öldüğüne göre ben de yeminime bağlı kalacağım.
14:01
"YoYo napotnapot, SandorSandor!"
233
823000
2000
"Yo napot, Sandor!"
14:03
I thought my skeinskein of HungarianMacarca mentorsmentorların had come to an endson,
234
825000
4000
Tam da Macar akıl hocalarımın artık tükendiğini düşünürken
14:07
but almostneredeyse immediatelyhemen I metmet FrancisFrancis RobicsekRobicsek, a HungarianMacarca doctordoktor --
235
829000
7000
Macar bir doktor olan Francis Robicsek'le tanıştım.
14:14
actuallyaslında a heartkalp surgeoncerrah in CharlotteCharlotte, NorthKuzey CarolinaCarolina, then in his lategeç seventiesyetmişli --
236
836000
4000
O zamanlar 70'lerinde olan Robiscek, aslında Charlotte, North Carolina'da,
14:18
who had been a pioneeröncü in open-heartaçık kalp surgerycerrahlık,
237
840000
2000
açık kalp ameliyatının öncülerinden bir kalp cerrahı,
14:20
and, tinkeringmüdahalesi away in his garagegaraj behindarkasında his houseev,
238
842000
4000
ve bu prosedürler için gereken cihazları,
14:24
had inventedicat edildi manyçok of the devicescihazlar that are standardstandart partsparçalar of those proceduresyordamlar.
239
846000
5000
evinin arkasındaki garajda üreten bir mucitti.
14:29
He's alsoAyrıca a prodigiousMüthiş artSanat collectorToplayıcı, beginningbaşlangıç as an internStajyer in BudapestBudapeşte
240
851000
5000
Robiscek ayrıca Budapeşte'de stajyerlik yaparken
14:34
by collectingtoplama 16th-inci- and 17th-centuryinci yüzyıl DutchHollanda dili artSanat and HungarianMacarca paintingboyama,
241
856000
4000
16. ve 17. yüzyıl Flaman ve Macar resimlerini toplayarak başladığı sanat koleksiyonculuğu alanında muazzamdı.
14:38
and when he camegeldi to this countryülke movinghareketli on to Spanishİspanyolca colonialsömürge artSanat,
242
860000
5000
Ve bu ülkeye geldiğinde önce İspanya Koloni Sanatı,
14:43
RussianRusça iconssimgeler and finallyen sonunda MayanMaya ceramicsseramikler.
243
865000
3000
Rus İkonalar ve son olarak Maya Seramikleri toplamaya başladı.
14:46
He's the authoryazar of sevenYedi bookskitaplar, sixaltı of them on MayanMaya ceramicsseramikler.
244
868000
3000
Altısı Maya Seramikleri üzerine olan yedi kitabın yazarıdır.
14:49
It was he who brokekırdı the MayanMaya codexCodex, enablingetkinleştirme scholarsbilim adamları to relateilgili
245
871000
4000
Akademisyenlerin Maya seramikleri üzerindeki piktograflarla, Maya yazısını ilişkilendirebilmelerini
14:53
the pictographspictographs on MayanMaya ceramicsseramikler to the hieroglyphshiyeroglif of the MayanMaya scriptkomut dosyası.
246
875000
4000
sağlayan Maya kodeksini kendisi çözmüştür.
14:57
On the occasionfırsat of my first visitziyaret etmek, we touredgezdi his houseev
247
879000
3000
Onu evinde ilk kez ziyarete gittiğimde, evini gezerken
15:00
and we saw hundredsyüzlerce of worksEserleri of museummüze qualitykalite,
248
882000
3000
müzelere yaraşır nitelikte yüzlerce sanat eseri gördük.
15:03
and then we pauseddurdurulmuş in frontön of a closedkapalı doorkapı and DrDr. RobicsekRobicsek said,
249
885000
5000
Daha sonra kapalı bir kapının önünde durduk ve Dr. Robicsek büyük bir gururla dedi ki
15:08
with obviousaçık pridegurur, "Now for the pieceparça dede resistancedirenç."
250
890000
3000
"Ve şimdi en değerli parça."
15:11
And he openedaçıldı the doorkapı and we walkedyürüdü into a
251
893000
3000
Kapıyı açtı ve penceresi olmayan 6 metreye 6 metre bir odaya girdik.
15:14
windowlesspenceresiz 20-by--ile-20-foot-ayak roomoda with shelvesraflar from floorzemin to ceilingtavan, and
252
896000
6000
Odada yerden tavana kadar uzanan raflar ve
15:20
crammedsıkışmış on everyher shelfraf his collectionToplamak of MayanMaya ceramicsseramikler.
253
902000
2000
bu rafların her birinde Maya seramik koleksiyonunun parçaları bulunmaktaydı.
15:22
Now, I know absolutelykesinlikle nothing about MayanMaya ceramicsseramikler,
254
904000
2000
Bu arada ben Maya seramikleriyle ilgili hiçbirşey bilmememe rağmen
15:24
but I wanted to be as ingratiatingsokulgan as possiblemümkün so I said,
255
906000
3000
onun gözüne girmek istediğim için şöyle dedim,
15:27
"But DrDr. RobicsekRobicsek, this is absolutelykesinlikle dazzlinggöz kamaştırıcı."
256
909000
4000
"Dr. Robicsek, bu kesinlikle büyüleyici bir koleksiyon."
15:31
"Yes," he said. "That is what the LouvreLouvre said.
257
913000
3000
"Evet," dedi. "Louvre Müzesi'nden de aynı tepki geldi.
15:34
They would not leaveayrılmak me aloneyalnız untila kadar I let them have a pieceparça,
258
916000
4000
Benden bir parça alana kadar peşimi bırakmayacaklardı,
15:38
but it was not a good one." (LaughterKahkaha)
259
920000
2000
ben de verdim ama iyi bir parça değildi."
15:40
Well, it occurredoluştu to me that I should inviteDavet etmek DrDr. RobicsekRobicsek
260
922000
4000
O an aklıma Dr. Robiscek'i tabii ki ne üstüne olacak,
15:44
to lectureders at WoffordWofford CollegeÜniversite on -- what elsebaşka?
261
926000
3000
Leonardo da Vinci'yle ilgili bir konuşma vermek üzere Wofford'a davet etmek geldi.
15:47
-- LeonardoLeonardo dada VinciVinci. And furtherayrıca, I should inviteDavet etmek him to meetkarşılamak
262
929000
4000
Dahası onu benim en eski mütevellim,
15:51
my oldesten eski trusteeMütevelli, who had majoredtamamlamıştır in FrenchFransızca historytarih at YaleYale
263
933000
4000
Yale Üniversitesi'nde, bundan 70 yıl kadar önce,
15:55
some 70-odd-odd yearsyıl before and, at 89, still ruledçizgili the world'sDünyanın en
264
937000
5000
Fransız Tarihi okumuş ve 89 yaşında hala dünyanın
16:00
largesten büyük privatelyözel ownedSahip olunan textileTekstil empireimparatorluk with an ironDemir handel.
265
942000
5000
özel en büyük tekstil imparatorluğunu tek başına yöneten
16:05
His nameisim is RogerRoger MillikenMilliken. And MrBay. MillikenMilliken agreedkabul,
266
947000
4000
Roger Milliken'le tanıştırmalıydım. Milliken de,
16:09
and DrDr. RobicsekRobicsek agreedkabul. And DrDr. RobicsekRobicsek visitedziyaret
267
951000
3000
Dr. Robiscek de bu fikrimi kabul ettiler. Ve Dr. Robiscek,
16:12
and deliveredteslim the lectureders and it was a dazzlinggöz kamaştırıcı successbaşarı.
268
954000
3000
okula gelip konuşmasını yaptı. Konuşması çok başarılı oldu.
16:15
And afterwardssonradan we convenedtoplandı at the President'sBaşkan'ın HouseEv with DrDr. RobicsekRobicsek
269
957000
4000
Daha sonra rektörün evinde Dr. Robiscek
16:19
on one handel, MrBay. MillikenMilliken on the other.
270
961000
1000
ve Milliken'le bir araya geldik.
16:20
And it was only at that momentan, as we were sittingoturma down to dinnerakşam yemegi,
271
962000
3000
İşte tam o anda, yemeğe oturmak üzereyken,
16:24
that I recognizedtanınan the enormityiğrençlik of the riskrisk I had createdoluşturulan,
272
966000
2000
yaratmış olduğum krizin büyüklüğünü fark ettim.
16:26
because to bringgetirmek these two titansTitans, these two mastersyüksek lisans of the universeEvren
273
968000
4000
Çünkü bu iki devi, bu evrenin iki hakimini bir araya getirmek,
16:30
togetherbirlikte -- it was like introducingtanıtım MothraMothra to GodzillaGodzilla'yı over the skylineufuk çizgisi of TokyoTokyo.
274
972000
5000
Tokyo'nun ufuk çizgisinde Mothra'yı Godzilla'yla tanıştırmak gibiydi.
16:35
If they didn't like eachher other, we could all get trampledayaklar altına to deathölüm.
275
977000
3000
Eğer birbirlerinden hoşlanmazlarsa, hepimiz ayaklar altına alınabilirdik.
16:38
But they did, they did like eachher other.
276
980000
2000
Neyse ki birbirlerinden gerçekten hoşlandılar.
16:40
They got alonguzun bir famouslyünlü untila kadar the very endson of the mealyemek,
277
982000
3000
Yemeğin sonuna kadar birbirleriyle çok güzel geçindiler,
16:43
and then they got into a furiousöfkeli argumenttartışma.
278
985000
2000
ama sonra hiddetli bir tartışmaya tutuştular.
16:45
And what they were arguingTartışan about was this:
279
987000
2000
Tartıştıkları konu,
16:47
whetherolup olmadığını the secondikinci HarryHarry PotterPotter moviefilm was as good as the first. (LaughterKahkaha)
280
989000
5000
Harry Potter serisinin ikinci filminin birincisi kadar güzel olup olmadığıydı.
16:52
MrBay. MillikenMilliken said it was not. DrDr. RobicsekRobicsek disagreedaynı fikirde.
281
994000
5000
Milliken filmi güzel bulmazken, Dr. Robiscek de tam tersini savunuyordu.
16:57
I was still tryingçalışıyor to take in the notionkavram that these titansTitans,
282
999000
4000
Ben hala bu iki devin, bu evrenin iki hakiminin
17:01
these mastersyüksek lisans of the universeEvren, in theironların spareyedek time watch HarryHarry PotterPotter moviesfilmler,
283
1003000
3000
boş zamanlarında Harry Potter filmleri izledikleri gerçeğini sindirmeye çalışıyordum ki
17:04
when MrBay. MillikenMilliken thought he would winkazanmak the argumenttartışma by sayingsöz,
284
1006000
4000
Milliken bu tartışmayı "Kitabı okumadığın için böyle düşünüyorsun"
17:08
"You just think it's so good because you didn't readokumak the bookkitap."
285
1010000
3000
diyerek kazanabileceğini düşündü.
17:11
And DrDr. RobicsekRobicsek reeledreeled back in his chairsandalye, but quicklyhızlı bir şekilde gatheredtoplanmış his witsfikir,
286
1013000
4000
Bunun üzerine bir an duraklayan Dr. Robiscek hemen toparlanıp,
17:15
leanedeğildi forwardileri and said, "Well, that is truedoğru, but I'll betbahis you wentgitti
287
1017000
3000
sandalyesinden ileri doğru uzanıp dedi ki "Evet, bu doğru ama bahse girerim ki
17:18
to the moviefilm with a grandchildtorun." "Well, yes, I did," concededkabul etti MrBay. MillikenMilliken.
288
1020000
5000
filme torununla gitmişsindir." Dr. Milliken, "Evet, torunumla gittim," diye kabul etti.
17:23
"AhaAha!" said DrDr. RobicsekRobicsek. "I wentgitti to the moviefilm all by myselfkendim." (LaughterKahkaha) (ApplauseAlkış)
289
1025000
5000
"Aha! Ama ben filme tek başıma gittim!" dedi Dr. Robiscek.
17:28
And I realizedgerçekleştirilen, in this momentan of revelationvahiy,
290
1030000
5000
İşte o an yaşadığım aydınlanmada fark ettim ki,
17:33
that what these two menerkekler were revealingaçıklayıcı was the secretgizli
291
1035000
4000
bu iki adam o an kendi alanlarındaki inanılmaz başarılarının
17:37
of theironların extraordinaryolağanüstü successbaşarı, eachher in his ownkendi right.
292
1039000
3000
sırrını ifşa ediyorlardı.
17:40
And it layyatırmak preciselytam in that insatiabledoyumsuz curiositymerak,
293
1042000
4000
Ve bu başarı tam olarak bu doyumsuz merak,
17:44
that irrepressibleönlenemez desirearzu etmek to know, no mattermadde what the subjectkonu,
294
1046000
4000
bu bastırılamayan öğrenme arzusunda yatıyordu- konu ne olursa olsun,
17:48
no mattermadde what the costmaliyet,
295
1050000
2000
bedeli ne olursa olsun-
17:50
even at a time when the keepersbekçileri of the DoomsdayKıyamet ClockSaat
296
1052000
3000
Bu arzu, felaket tellallarının
17:53
are willingistekli to betbahis even moneypara that the humaninsan raceyarış won'talışkanlık be around
297
1055000
3000
bundan 93 yıl kadar sonra, 2100 yılında,
17:56
to imaginehayal etmek anything in the yearyıl 2100, a scantyetersiz 93 yearsyıl from now.
298
1058000
5000
insan ırkının yok olmuş olacağına inandıkları bir zamanda bile devam etmekteydi.
18:01
"LiveCanlı eachher day as if it is your last," said MahatmaMahatma GandhiGandi.
299
1063000
4000
"Her gününüzü son gününüz gibi yaşayın," demişti Mahatma Gandhi.
18:05
"LearnBilgi edinin as if you'llEğer olacak livecanlı foreversonsuza dek."
300
1067000
2000
"Sonsuza kadar yaşayacakmış gibi öğrenin."
18:07
This is what I'm passionatetutkulu about. It is preciselytam this.
301
1069000
5000
İşte benim tutkum bu. Kesinlikle bu.
18:12
It is this inextinguishableSönmez, undauntedyılmayan appetiteiştah for learningöğrenme and experiencedeneyim,
302
1074000
9000
Bu öğrenme ve deneyim isteğiyle tutuşan, sönmek bilmeyen, yılmaz heves.
18:21
no mattermadde how risibleGülme, no mattermadde how esotericezoterik,
303
1083000
2000
Ne kadar gülünç, gizemli,
18:23
no mattermadde how seditiousSezara başkaldıran it mightbelki seemgörünmek.
304
1085000
3000
kışkırtıcı görünürse görünsün.
18:26
This definestanımlar the imaginedhayal futuresvadeli işlem of our fellowadam HungariansMacarlar --
305
1088000
6000
Bu heves bir tek Macar dostlarımızın hayal ettikleri geleceklerinin değil
18:32
RobicsekRobicsek, TeszlerTeszler and BartokBartok -- as it does my ownkendi.
306
1094000
5000
benim de geleceğimi belirlemiştir.
18:37
As it does, I suspectşüpheli, that of everybodyherkes here.
307
1099000
4000
Tıpkı, burada bulunan herkesin geleceğini belirlediğini düşündüğüm gibi.
18:41
To whichhangi I need only addeklemek, "EzEZ a mimi munkankmunkank; eses nemNem is keveskeves."
308
1103000
6000
Bu düşünceme sadece şunu eklemek istiyorum, "Ez a mi munkank; es nem is keves."
18:47
This is our taskgörev; we know it will be hardzor.
309
1109000
5000
Bu bizim görevimiz ve zor olacağını biliyoruz.
18:52
"EzEZ a mimi munkankmunkank; eses nemNem is keveskeves. YoYo napotnapot, pacakpacak!" (ApplauseAlkış)
310
1114000
6000
"Ez a mi munkank; es nem is keves." Yo napot, pacak!
Translated by Neslihan Atcan Altan
Reviewed by osman oguz ahsen

▲Back to top

ABOUT THE SPEAKER
Bernie Dunlap - College president
Bernie Dunlap is a true polymath, whose talents span poetry, opera, ballet, literature and administration. He is the president of South Carolina’s Wofford College.

Why you should listen

Bernie Dunlap was a dancer for four years with the Columbia City Ballet, kicking off a life of artistic and cultural exploration. A Rhodes Scholar, he did his PhD in English literature at Harvard, and is now the president of Wofford College, a small liberal arts school in South Carolina. He has taught classes on a wide variety of subjects, from Asian history to creative writing.

He's also a writer-producer for television, and his 19-part series The Renaissance has been adopted for use by more than 100 colleges. He has been a Senior Fulbright Lecturer in Thailand and a moderator at the Aspen Institute.

More profile about the speaker
Bernie Dunlap | Speaker | TED.com