ABOUT THE SPEAKER
Gary Haugen - Human rights attorney
As founder of International Justice Mission, Gary Haugen fights the chronically neglected global epidemic of violence against the poor.

Why you should listen

While a member of the 1994 United Nations team investigating war crimes in Rwanda, Gary Haugen’s eyes were opened to the appalling extent of violence in the developing world. Upon his return to the US, he founded International Justice Mission, an organization devoted to rescuing victims of global violence including trafficking and slavery.

In The Locust Effect, Haugen outlines the catastrophic effect of everyday violence on the lives of the impoverished, and shows how rampant violence is undermining efforts to alleviate poverty.

More profile about the speaker
Gary Haugen | Speaker | TED.com
TED2015

Gary Haugen: The hidden reason for poverty the world needs to address now

Gary Haugen: Dünyanın şimdi çözmesi gereken fakirliğin gizli nedeni

Filmed:
1,872,728 views

İnsan Hakları avukatı Gary Haugen küresel yoksullukta müşterek merhametin 1980'lerden beri geniş kapsamlı bir düşüşte olduğunu söylüyor. Dünya yardım paralarında, yoksulluğu canlı tutan yaygın, gizli bir problem var. Haugen bunun altında yatan ve farkına varıp hemen harekete geçmemiz gereken karanlık sebepleri ortaya çıkarıyor.
- Human rights attorney
As founder of International Justice Mission, Gary Haugen fights the chronically neglected global epidemic of violence against the poor. Full bio

Double-click the English transcript below to play the video.

00:12
To be honestdürüst, by personalitykişilik,
0
767
2852
Doğruyu söylemek gerekirse,
karakterim gereği
00:15
I'm just not much of a crierCrier.
1
3619
2617
pek ağlak biri değilim.
00:19
But I think in my careerkariyer
that's been a good thing.
2
7316
3280
Fakat bunun kariyerim için iyi bir şey
olduğunu düşünüyorum.
00:23
I'm a civilsivil rightshaklar lawyeravukat,
3
11246
1384
Ben insan hakları avukatıyım
00:24
and I've seengörüldü some
horriblekorkunç things in the worldDünya.
4
12630
3004
ve dünyada korkunç şeyler gördüm.
Kariyerime, Birleşik Devletlerde
polis şiddeti davalarına bakarak başladım.
00:29
I beganbaşladı my careerkariyer workingçalışma
policepolis abusetaciz casesvakalar in the UnitedAmerika StatesBirleşik.
5
17034
3810
00:32
And then in 1994, I was sentgönderilen to RwandaRuanda
6
20844
3474
1994'te de Rwanda'ya
00:36
to be the directoryönetmen of the U.N.'s'ler
genocidesoykırım investigationsoruşturma.
7
24318
4930
BM'nin soykırım soruşturmasını
yönetmek amaçlı gönderildim.
00:41
It turnsdönüşler out that tearsgözyaşı
just aren'tdeğil much help
8
29908
3739
Ve gördüm ki, gözyaşları bir soykırımı
00:45
when you're tryingçalışıyor
to investigateincelemek a genocidesoykırım.
9
33647
3529
araştırmaya çalışırken
pek yardımcı olmuyor.
Görmem, hissetmem ve dokunmam
gereken şeyler
00:49
The things I had to see,
and feel and touchdokunma
10
37176
4861
00:54
were prettygüzel unspeakableAğza alınmayacak.
11
42037
2827
kelimelerle ifade edilemezdi.
00:57
What I can tell you is this:
12
45534
3357
Ama size söyleyebileceğim şu var:
01:00
that the RwandanRuanda genocidesoykırım
13
48891
2097
Rwanda soykırımı, dünyanın
01:02
was one of the world'sDünyanın en
greatestEn büyük failuresarızaları of simplebasit compassionmerhamet.
14
50988
5673
basit bir şefkat duygusu alanındaki en
büyük başarısızlıklardan biriydi.
01:09
That wordsözcük, compassionmerhamet, actuallyaslında
comesgeliyor from two LatinLatin wordskelimeler:
15
57711
3409
Şefkat kelimesinin İngilizcesi
''compassion'' 2 Latin kelimeden geliyor:
01:13
cumCum passiopassio, whichhangi simplybasitçe mean
"to sufferacı çekmek with."
16
61120
5522
cum passio, yani
"birlikte ızdırap çekmek".
01:18
And the things that I saw and experienceddeneyimli
17
66642
3562
Rwanda'da insan ızdırabına yaklaştıkça
01:22
in RwandaRuanda as I got up closekapat
to humaninsan sufferingçile,
18
70204
2586
gördüğüm ve başıma gelen olaylar
01:24
it did, in momentsanlar, movehareket me to tearsgözyaşı.
19
72790
3339
zaman zaman beni gözyaşlarına boğdu.
01:28
But I just wishdilek that I,
and the restdinlenme of the worldDünya,
20
76129
2726
Fakat keşke ben
ve dünyanın geri kalanı,
01:30
had been movedtaşındı earlierdaha erken.
21
78855
2515
daha önce harekete geçseydi.
01:33
And not just to tearsgözyaşı,
22
81370
1664
Ağlayarak değil
01:35
but to actuallyaslında stop the genocidesoykırım.
23
83034
3800
ama bu soykırıma bir son vermek için.
01:38
Now by contrastkontrast, I've alsoAyrıca been involvedilgili
24
86834
2458
Buna karşın, dünyanın şefkat alanındaki
01:41
with one of the world'sDünyanın en greatestEn büyük
successesbaşarılar of compassionmerhamet.
25
89292
5833
en büyük başarılarından birinde de
yer aldım.
01:47
And that's the fightkavga againstkarşısında
globalglobal povertyyoksulluk.
26
95125
2946
Bu da küresel yoksulluğa
karşı açılan savaş.
01:50
It's a causesebeb olmak that probablymuhtemelen
has involvedilgili all of us here.
27
98071
2783
Bu, muhtemelen buradaki herkesin
ilgili olduğu bir savaş.
01:52
I don't know if your first introductionGiriş
28
100854
1998
Bilmiyorum, belki bu konuya ilk girişiniz
01:54
mightbelki have been chorusesKoroları of
"We Are the WorldDünya,"
29
102852
3365
"We Are the World"'un nakaratıydı
01:58
or maybe the pictureresim of a sponsoredsponsor childçocuk
on your refrigeratorbuzdolabı doorkapı,
30
106217
4063
ya da buzdolabının üstündeki
sponsor edilmiş çocuğun fotografıydı
02:02
or maybe the birthdaydoğum günü you
donatedbağışladı for freshtaze waterSu.
31
110280
4087
ya da belki de içme suyu için
bağışta bulunduğunuz doğum gününüzdü.
02:06
I don't really rememberhatırlamak what my first
introductionGiriş to povertyyoksulluk was
32
114367
3214
Yoksullukla ilk tanışmamı tam olarak
hatırlayamıyorum
02:09
but I do rememberhatırlamak the mostçoğu jarringsarsıcı.
33
117581
3564
ama beni en çok sarsan şeyi hatırlıyorum.
02:13
It was when I metmet VenusVenüs --
34
121145
2162
Bu, Zambiyali, Venüs adında
02:15
she's a momanne from ZambiaZambiya.
35
123307
2722
bir anneyle tanışmamla başladı.
02:18
She's got threeüç kidsçocuklar and she's a widowdul.
36
126029
3626
Kendisi dul ve uç çocuklu.
02:21
When I metmet her, she had walkedyürüdü
about 12 milesmil
37
129655
3367
Onunla tanıştığımda, başkente gelip
hikayesini paylaşmak için
02:25
in the only garmentsgiysiler she ownedSahip olunan,
38
133022
2673
sahip olduğu tek giysisiyle
02:27
to come to the capitalBaşkent cityŞehir
and to sharepay her storyÖykü.
39
135695
4262
20 kilometre kadar yürümüştü.
02:31
She satoturdu down with me for hourssaatler,
40
139957
3615
Benimle saatlerce oturup
02:35
just usheredbaşlatmıştır me in to
the worldDünya of povertyyoksulluk.
41
143572
4525
beni yoksulluğun dünyasına sürükledi.
02:40
She describedtarif edilen what it was like
when the coalskömürleri on the cookingyemek pişirme fireateş
42
148097
3141
Pişirme ateşinin altındaki kömürlerin
02:43
finallyen sonunda just wentgitti completelytamamen coldsoğuk.
43
151238
3729
tamamen soğuduğunda
neler olduğunu anlattı.
02:46
When that last dropdüşürmek
of cookingyemek pişirme oilsıvı yağ finallyen sonunda ranran out.
44
154967
4762
Pişirme yağının o son damlası
bittiğinde.
02:51
When the last of the foodGıda,
despiterağmen her besten iyi effortsçabaları,
45
159729
3856
Ve bütün çabalarına rağmen,
son yemek erzağı
02:55
ranran out.
46
163585
1108
tükendiğinde.
02:58
She had to watch her youngestEn genç sonoğul, PeterPeter,
47
166113
2983
En küçük oğlu Peter'in
03:01
sufferacı çekmek from malnutritionyetersiz beslenme,
48
169096
2782
bacakları yavaş yavaş güçsüzlüğe
baş eğerken
03:03
as his legsbacaklar just slowlyyavaşça bowedeğdi
into uselessnessfaydasızlık.
49
171878
4076
gıdasızlıktan eziyet çekmesini izlemek
durumunda kalmıştı.
03:07
As his eyesgözleri grewbüyüdü cloudyBulutlu and dimDim.
50
175954
3348
Gözleri bulutlanıp kararırken.
03:11
And then as PeterPeter finallyen sonunda grewbüyüdü coldsoğuk.
51
179302
4178
Ve en sonunda da Peter'i yitirdi.
03:18
For over 50 yearsyıl, storieshikayeleri like this
have been movinghareketli us to compassionmerhamet.
52
186130
5681
50 seneyi aşkın bir süredir, bunun gibi
hikayeler bizi şefkate itiyor.
03:23
We whosekimin kidsçocuklar have plentybol to eatyemek.
53
191811
2850
Çocuklarının yeteri kadar yemek
yiyebildiği bizler.
03:26
And we're movedtaşındı not only
to carebakım about globalglobal povertyyoksulluk,
54
194661
2669
Küresel yoksulluğu sadece
umursamak için değil
03:29
but to actuallyaslında try to do our partBölüm
to stop the sufferingçile.
55
197330
4690
ızdırabı durdurabilmek için
harekete geçtik.
03:34
Now there's plentybol of roomoda for critiqueeleştiri
that we haven'tyok donetamam enoughyeterli,
56
202020
3473
Elbette yeteri kadar yapmadığımızı,
yaptıklarımızın ise yeterli etki
03:37
and what it is that we'vebiz ettik donetamam
hasn'tdeğil sahiptir been effectiveetkili enoughyeterli,
57
205493
4222
sağlamadığına yönelik eleştirilere yer var
03:41
but the truthhakikat is this:
58
209715
3130
ama, doğrusu şu:
03:44
The fightkavga againstkarşısında globalglobal povertyyoksulluk
is probablymuhtemelen the broadesten geniş,
59
212845
3551
Küresel yoksulluğa karşı verilen savaş
insanlık tarihi boyunca şefkat
03:48
longestEn uzun runningkoşu manifestationtezahürü of the
humaninsan phenomenonfenomen of compassionmerhamet
60
216396
5135
duygusunun görüldüğü
en kapsamlı, en uzun süre
03:53
in the historytarih of our speciesTürler.
61
221531
3142
devam eden olaydır.
03:56
And so I'd like to sharepay
a prettygüzel shatteringyıkıcı insightIçgörü
62
224673
3649
Bu nedenle mücadele etmek hakkında
düşündüklerinizi sonsuza kadar
04:00
that mightbelki foreversonsuza dek changedeğişiklik the way
you think about that strugglemücadele.
63
228322
4293
değiştirecek, oldukça yıkıcı bir içgörüyü
paylaşmak istiyorum.
Fakat öncelikle zaten
bildiklerinizle başlayalım.
04:04
But first, let me beginbaşla with what
you probablymuhtemelen alreadyzaten know.
64
232615
2823
04:07
Thirty-five35 yearsyıl agoönce, when I would have
been graduatingmezun from highyüksek schoolokul,
65
235438
3482
35 yıl önce, liseden mezun
olduğum zamanlarda,
04:10
they told us that 40,000 kidsçocuklar everyher day
diedvefat etti because of povertyyoksulluk.
66
238920
6377
bize her gün 40.000 çocuğun yoksulluktan
dolayı öldüğünü söylemişlerdi.
04:17
That numbernumara, todaybugün, is now
down to 17,000.
67
245297
4372
Bu sayı bugün 17.000'e kadar indi.
04:21
Way too manyçok, of coursekurs,
68
249669
2006
Tabii ki, hâlâ çok yüksek bir rakam
04:23
but it does mean that everyher yearyıl,
69
251675
2677
ama bu aynı zamanda her yıl 8 milyon
çocuğun fakirlikten dolayı
04:26
there's eightsekiz millionmilyon kidsçocuklar who
don't have to dieölmek from povertyyoksulluk.
70
254352
4548
ölmek zorunda olmadığı anlamına geliyor.
04:31
MoreoverAyrıca, the numbernumara of
people in our worldDünya
71
259650
2417
Üstelik, aşırı yoksulluk içinde yaşayan
04:34
who are livingyaşam in extremeaşırı povertyyoksulluk,
72
262067
2163
yani yaklaşık olarak günlük
04:36
whichhangi is definedtanımlanmış as livingyaşam off
about a dollardolar and a quarterçeyrek a day,
73
264230
3337
1,25 dolar ile geçinmeye çalışan insan
sayısı
04:39
that has fallendüşmüş from 50 percentyüzde,
74
267567
3612
%50'den
04:43
to only 15 percentyüzde.
75
271179
3234
%15'e düşmüş durumda.
04:47
This is massivemasif progressilerleme,
76
275403
1450
Bu büyük bir ilerleme,
04:48
and this exceedsaşıyor everybody'sherkesin
expectationsbeklentileri about what is possiblemümkün.
77
276853
4825
ve herkesin mümkün olduğunu düşündüğü
beklentilerini de aşıyor.
Bence sizler ve ben
04:54
And I think you and I,
78
282258
2865
04:57
I think, honestlydürüstçe, that we can
feel proudgururlu and encouragedteşvik
79
285123
4276
şefkatin milyonların acısını durdurmak
05:01
to see the way that compassionmerhamet
actuallyaslında has the powergüç
80
289399
3885
için gerekli olan güce sahip olduğunu
görerek
05:05
to succeedbaşarılı olmak in stoppingDurduruluyor
the sufferingçile of millionsmilyonlarca.
81
293284
5192
kendimizi gururlu ve cesaretli
hissedebiliriz.
05:10
But here'sburada the partBölüm that you
mightbelki not hearduymak very much about.
82
298476
4376
Ama çok fazla haberinizin olmadığı bir
kısım daha var.
05:14
If you movehareket that povertyyoksulluk markişaret just
up to two dollarsdolar a day,
83
302852
4734
Eğer yoksulluk sınırını günlük iki
doların üzerine çıkarırsanız,
05:19
it turnsdönüşler out that virtuallyfiilen
the sameaynı two billionmilyar people
84
307586
2999
bu iki milyar insanın, ben lisedeyken ağır
05:22
who were stucksıkışmış in that harshsert povertyyoksulluk
when I was in highyüksek schoolokul,
85
310585
3812
yoksulluk içinde kalmış olan aynı
insanlar olduğunu,
05:26
are still stucksıkışmış there,
86
314397
1881
35 yıl sonra da
05:28
35 yearsyıl latersonra.
87
316278
2389
hâlâ aynı durumda olduklarını görürsünüz.
05:30
So why, why are so manyçok billionsmilyarlarca
still stucksıkışmış in suchböyle harshsert povertyyoksulluk?
88
318667
5019
Peki neden milyarlarca insan hâlâ ağır
yoksulluk koşullarında bulunuyor?
05:36
Well, let's think about
VenusVenüs for a momentan.
89
324396
2955
Hadi bir süre için Venus'ü düşünelim.
05:39
Now for decadeson yıllar, my wifekadın eş and I have been
movedtaşındı by commonortak compassionmerhamet
90
327351
3772
Eşim ve ben on yıllardır aynı ortak
şefkat ile
05:43
to sponsorsponsor kidsçocuklar, to fundfon, sermaye microloansmicroloans,
91
331123
2829
çocuk sponsorluğunu,
mikrokredi yatırımını,
05:45
to supportdestek generouscömert levelsseviyeleri of foreignyabancı aidyardım.
92
333952
3519
cömertlik seviyesinde yabancı yardımını
destekledik.
05:49
But untila kadar I had actuallyaslında talkedkonuştuk to VenusVenüs,
93
337471
3092
Oysa Venüs ile konuşana kadar
05:52
I would have had no ideaFikir that
noneYok of those approachesyaklaşımlar
94
340563
2637
bu yaklaşımların hiçbirinin aslında
05:55
actuallyaslında addressedele why she had
to watch her sonoğul dieölmek.
95
343200
5496
onun oğlunun ölümünü neden izlemek zorunda kaldığına
değinmemiş olduğuna dair hiçbir fikrim yoktu.
06:01
"We were doing fine," VenusVenüs told me,
96
349806
4437
"Biz iyiydik," dedi Venüs,
06:06
"untila kadar BrutusBrutus startedbaşladı to causesebeb olmak troublesorun."
97
354243
4542
"Brütüs sorun çıkarmayana kadar."
06:10
Now, BrutusBrutus is Venus'Venus neighborkomşu
and "causesebeb olmak troublesorun"
98
358785
2970
Brütüs Venüs'ün komşusu
ve "sorun çıkarmak"
06:13
is what happenedolmuş the day after
Venus'Venus husbandkoca diedvefat etti,
99
361755
3526
Venüs'ün kocasını kaybettikten
sonraki gün olanlardı.
06:17
when BrutusBrutus just camegeldi and threwattı
VenusVenüs and the kidsçocuklar out of the houseev,
100
365281
3932
Brütüs öylece gelip Venüs'ü
ve çocukları evden atmış,
06:21
stoleçaldı all theironların landarazi, and robbedsoydular
theironların marketpazar stalldurak.
101
369213
3752
topraklarını çalmış ve
pazar tezgahlarını çalmış.
06:26
You see, VenusVenüs was thrownatılmış
into destitutionyoksulluk by violenceşiddet.
102
374385
4957
Venüs şiddet ile yoksulluğa itilmişti.
06:32
And then it occurredoluştu to me, of coursekurs,
103
380882
2009
Sonra aklıma geldi, tabii ki,
06:34
that noneYok of my childçocuk sponsorshipsSponsorluklar,
noneYok of the microloansmicroloans,
104
382891
3799
çocuk sponsorluklarımın,
mikro kredilerimin,
06:38
noneYok of the traditionalgeleneksel
anti-povertyanti-yoksulluk programsprogramlar
105
386690
3862
geleneksel fakirlik karşıtı
programların hiçbiri
06:42
were going to stop BrutusBrutus,
106
390552
3966
Brütüs'ü durdurmayacaktı
06:46
because they weren'tdeğildi meantdemek to.
107
394518
3354
çünkü amaçları bu değildi.
06:49
This becameoldu even more clearaçık
to me when I metmet GriseldaGriselda.
108
397872
5006
Griselda ile tanıştığımda
bu daha da netleşti.
06:54
She's a marvelousharika younggenç girlkız
livingyaşam in a very poorfakir communitytoplum
109
402878
4219
Kendisi Guatemala'da çok fakir
bir çevrede yaşayan harika,
06:59
in GuatemalaGuatemala.
110
407097
1816
genç bir kız.
07:00
And one of the things
we'vebiz ettik learnedbilgili over the yearsyıl
111
408913
2397
Yıllar boyunca öğrendiğimiz bir şey de,
07:03
is that perhapsbelki the mostçoğu powerfulgüçlü thing
112
411310
2571
Griselda ve ailesinin onu ve ailesini
07:05
that GriseldaGriselda and her familyaile can do
113
413881
2844
fakirlikten kurtarabilmek için yapabileceği
07:08
to get GriseldaGriselda and her familyaile
out of povertyyoksulluk
114
416725
2665
belki de en güçlü şey
07:11
is to make sure that she goesgider to schoolokul.
115
419390
3124
onun okula gitmesini sağlamak.
07:14
The expertsuzmanlar call this the GirlKız EffectEtkisi.
116
422514
4725
Uzmanlar buna
"The Girl Effect (Kız Etkisi)" diyorlar.
07:19
But when we metmet GriseldaGriselda,
she wasn'tdeğildi going to schoolokul.
117
427239
4082
Fakat Griselda ile tanışınca,
okula gitmiyordu.
Aslında, evden zor çıkıyordu.
07:23
In factgerçek, she was rarelynadiren ever
leavingayrılma her home.
118
431321
3557
07:28
DaysGün before we metmet her,
119
436388
1785
Onunla tanışmadan günler önce,
07:30
while she was walkingyürüme home
from churchkilise with her familyaile,
120
438173
2645
ailesiyle kiliseden dönerlerken,
07:32
in broadgeniş daylightgün ışığı,
121
440818
2315
gündüz gözüyle,
07:35
menerkekler from her communitytoplum
just snatchedkaptı her off the streetsokak,
122
443133
3477
çevresindeki adamlar
onu sokakta yakalamış
07:38
and violentlyşiddetle rapedtecavüz her.
123
446610
3098
ve ona vahşice tecavüz etmiş.
07:41
See, GriseldaGriselda had everyher
opportunityfırsat to go to schoolokul,
124
449708
4497
Girselda okula gitmek için
her fırsata sahipti
07:46
it just wasn'tdeğildi safekasa for her to get there.
125
454205
3421
fakat ortaya gitmesi
onun için güvenli değildi.
07:49
And Griselda'sGriselda'nın not the only one.
126
457626
2840
Ve Griselda tek örnek değil.
07:52
Around the worldDünya, poorfakir womenkadınlar and girlskızlar
127
460466
2724
Dünya'da 15 ve 44 yaş aralığındaki
07:55
betweenarasında the agesyaşlar of 15 and 44,
128
463190
5111
fakir kadın ve kızlar
08:00
they are -- when victimskurbanlar of
the everydayher gün violenceşiddet
129
468301
4085
onlar -- her gün aile içi şiddet
08:04
of domesticyerli abusetaciz and sexualcinsel violenceşiddet --
130
472386
3486
veya cinsel şiddet mağduru iken --
08:07
those two formsformlar of violenceşiddet accounthesap
for more deathölüm and disabilitysakatlık
131
475872
4812
bu iki şiddet türü, sıtma, araba kazası
08:12
than malariasıtma, than cararaba accidentskazalar,
than warsavaş combinedkombine.
132
480684
7004
ve savaşın toplamından daha fazla
ölüm ve sakatlığa neden oluyor.
08:23
The truthhakikat is, the poorfakir of our worldDünya
are trappedhapsolmuş in wholebütün systemssistemler of violenceşiddet.
133
491298
4777
İşin aslı, dünyamızdaki fakirler
her türlü şiddet sistemine kısılmış durumda.
08:28
In SouthGüney AsiaAsya, for instanceörnek,
I could drivesürücü pastgeçmiş this ricepirinç milldeğirmen
134
496075
4033
Güney Asya'da, örneğin,
bu pirinç değirmeninden geçerken
08:32
and see this man hoistingKaldırıcı inşaat
these 100-pound-pound sacksçuval
135
500108
2937
sırtında 50 kiloluk pirinç çuvalını taşıyan
08:35
of ricepirinç uponüzerine his thinince back.
136
503045
2044
bu adamı görebilirim.
08:37
But I would have no ideaFikir, untila kadar latersonra,
137
505089
1818
Fakat hiçbir fikrim yoktu,
sonradan öğrendim ki
08:38
that he was actuallyaslında a slaveköle,
138
506907
2442
o aslında bir köleymiş,
08:41
heldbekletilen by violenceşiddet in that ricepirinç milldeğirmen
sincedan beri I was in highyüksek schoolokul.
139
509349
4389
benim lise zamanlarımdan beri şiddet zoruyla
pirinç değirmeninde tutuluyormuş.
08:46
DecadesOn yıl of anti-povertyanti-yoksulluk programsprogramlar
right in his communitytoplum
140
514828
3411
Onun toplumunda on yıllardır süren
yoksullukla mücadele programları
08:50
were never ableyapabilmek to rescuekurtarmak him
or any of the hundredyüz other slavesköle
141
518239
4082
onu veya onun gibi yüzlerce
köleyi pirinç değirmeni içindeki
08:54
from the beatingsdayak and the rapestecavüz
and the tortureişkence
142
522321
3636
dayaktan, tecavüzden ve işkenceden
08:57
of violenceşiddet insideiçeride the ricepirinç milldeğirmen.
143
525957
3695
kurtarmaya muvaffak olamadı.
09:01
In factgerçek, halfyarım a centuryyüzyıl of
anti-povertyanti-yoksulluk programsprogramlar
144
529652
4380
Aslında, yarım yüzyıldır süren
yoksullukla mücadele programları
09:06
have left more poorfakir people in slaverykölelik
145
534032
3674
insanlık tarihindeki diğer zamanlara göre
09:09
than in any other time in humaninsan historytarih.
146
537706
3365
daha fazla fakir insanı kölelikte bırakmıştır.
09:13
ExpertsUzmanlar tell us that there's about
35 millionmilyon people in slaverykölelik todaybugün.
147
541071
5979
Uzmanlar bugün yaklaşık 35 milyon
insanın köle olduğunu söylüyor.
09:19
That's about the populationnüfus
of the entiretüm nationulus of CanadaKanada,
148
547050
3661
Bu yaklaşık olarak bugün
yaşadığımız tüm Kanada ulusunun
09:22
where we're sittingoturma todaybugün.
149
550711
3468
nüfusuna eşit.
09:26
This is why, over time, I have come
to call this epidemicsalgın of violenceşiddet
150
554179
3304
Bu yüzden, zamanla, bu şiddet salgınına
09:29
the LocustKeçiboynuzu EffectEtkisi.
151
557483
2289
"Çekirge Etkisi" dedim.
09:31
Because in the liveshayatları of the poorfakir,
it just descendsiner like a plagueveba
152
559772
3011
Çünkü fakirlerin yaşamına
veba hastalığı gibi çöküyor
09:34
and it destroysyok eder everything.
153
562783
2788
ve her şeyi mahvediyor.
09:37
In factgerçek, now when you surveyanket
very, very poorfakir communitiestopluluklar,
154
565571
4383
Aslında, çok ama çok fakir
toplumlarda anket yapsanız
09:41
residentssakinleri will tell you that theironların
greatestEn büyük fearkorku is violenceşiddet.
155
569954
4084
en büyük korkularının şiddet
olduğunu size söyleyeceklerdir.
09:46
But noticeihbar the violenceşiddet that they fearkorku
156
574038
2569
Fakat korktukları şiddetin
09:48
is not the violenceşiddet of
genocidesoykırım or the warssavaşlar,
157
576607
3178
soykırım veya savaş şiddeti değil
09:51
it's everydayher gün violenceşiddet.
158
579785
2355
günlük şiddet olduğunun farkına varmalı.
09:54
So for me, as a lawyeravukat, of coursekurs,
my first reactionreaksiyon was to think,
159
582140
3213
O yüzden benim için, tabii ki
bir avukat olarak, ilk tepkim
sahip olduğumuz tüm yasaları
değiştirmemiz gerektiği oldu.
09:57
well, of coursekurs we'vebiz ettik
got to changedeğişiklik all the lawsyasalar.
160
585353
2314
09:59
We'veBiz ettik got to make all this violenceşiddet
againstkarşısında the poorfakir illegalyasadışı.
161
587667
3500
Fakirlere karşı tüm bu şiddeti
kanunen yasak kılmamız lazım.
10:03
But then I foundbulunan out, it alreadyzaten is.
162
591167
3735
Fakat daha sonra
zaten öyle olduğunu buldum.
10:06
The problemsorun is not that
the poorfakir don't get lawsyasalar,
163
594902
2840
Sorun fakirin yasayla korunmaması değil,
10:09
it's that they don't get lawhukuk enforcementzorlama.
164
597742
3700
hukuki yaptırımın olmamasıydı.
10:14
In the developinggelişen worldDünya,
165
602542
1643
Gelişen dünyada,
10:16
basictemel lawhukuk enforcementzorlama systemssistemler
are so brokenkırık
166
604185
3065
temel hukuki yaptırım
sistemleri o kadar bozuk ki,
10:19
that recentlyson günlerde the U.N. issuedVeriliş
a reportrapor that foundbulunan
167
607250
3166
geçenlerde B.M.'nin yayınladığı
bir rapora göre:
10:22
that "mostçoğu poorfakir people livecanlı
outsidedışında the protectionkoruma of the lawhukuk."
168
610416
5604
"çoğu fakir insan kanun
korumasından mahrum yaşıyor."
10:28
Now honestlydürüstçe, you and I have
just about no ideaFikir
169
616020
2392
Dürüst olmak gerekirse,
sizin ve benim
10:30
of what that would mean
170
618412
1597
buna dair hiçbir fikrimiz yok
10:32
because we have no
first-handilk elden experiencedeneyim of it.
171
620009
3679
çünkü bunu doğrudan tecrübe etmedik.
10:35
Functioningİşleyişi lawhukuk enforcementzorlama for us
is just a totalGenel Toplam assumptionvarsayım.
172
623688
3077
İşleyen hukuki yaptırım
bizim için tam bir varsayım.
10:38
In factgerçek, nothing expressesanlatırken kullanılır that assumptionvarsayım
more clearlyAçıkça than threeüç simplebasit numberssayılar:
173
626765
4372
Aslında, bu varsayımı şu üç numaradan
daha açık ifade etmez:
10:43
9-1-1,
174
631137
2461
9-1-1,
10:45
whichhangi, of coursekurs, is the numbernumara
for the emergencyacil Servis policepolis operatorOperatör
175
633598
3167
ki tabii ki Kanada ve Birleşik Devletlerin
10:48
here in CanadaKanada and in the UnitedAmerika StatesBirleşik,
176
636765
3301
acil servis numarasıdır
10:52
where the averageortalama responsetepki time
to a policepolis 911 emergencyacil Servis call
177
640066
4081
ve 911 acil çağrısına polisin yanıt süresi
10:56
is about 10 minutesdakika.
178
644147
1663
ortalama 10 dakikadır.
10:57
So we take this just
completelytamamen for grantedverilmiş.
179
645810
3185
Ve bunu tamamen doğal karşılıyoruz.
11:00
But what if there was no
lawhukuk enforcementzorlama to protectkorumak you?
180
648995
4517
Peki ya sizi koruyacak
bir hukuki yaptırım olmasaydı?
11:06
A womankadın in OregonOregon recentlyson günlerde
experienceddeneyimli what this would be like.
181
654582
4622
Geçenlerde Oregon'lu bir kadın
bunun nasıl olacağını tecrübe etmiş.
11:11
She was home aloneyalnız in her
darkkaranlık houseev on a SaturdayCumartesi night,
182
659204
4341
Bir cumartesi gecesi
karanlık evinde yalnızmış
11:15
when a man startedbaşladı to teargözyaşı
his way into her home.
183
663545
2965
ve bir adam evine saldırmaya başlamış.
11:18
This was her worsten kötü nightmarekâbus,
184
666510
1957
Bu onun en korkulu rüyasıydı,
11:20
because this man had actuallyaslında put her
in the hospitalhastane from an assaultsaldırı
185
668467
4608
çünkü bu adam iki hafta önce
ona saldırarak
11:25
just two weekshaftalar before.
186
673075
2118
hastanelik etmişti.
11:27
So terrifieddehşete, she picksseçtikleri up that phonetelefon
and does what any of us would do:
187
675193
3358
O kadar dehşete kapılır ki, telefonu
eline alıp hepimizin yapacağını yapar
11:30
She callsaramalar 911 --
188
678551
2645
911'i arar
11:33
but only to learnöğrenmek that because
of budgetbütçe cutskeser in her countykontluk,
189
681196
4832
fakat sadece bütçe kesintilerinden
dolayı emniyet güçlerinin
11:38
lawhukuk enforcementzorlama wasn'tdeğildi availablemevcut
on the weekendshafta sonları.
190
686028
3369
hafta sonları çalışmadığını öğrenir.
11:41
Listen.
191
689397
790
Dinleyin.
11:42
DispatcherDağıtıcı: I don't have anybodykimse
to sendgöndermek out there.
192
690187
2819
Merkez: Oraya gönderebileceğim kimse yok.
11:45
WomanKadın: OK
193
693006
1017
Kadın: Tamam.
11:46
DispatcherDağıtıcı: UmUm, obviouslybelli ki if he comesgeliyor
insideiçeride the residenceResidence and assaultssaldırı you,
194
694023
4103
Merkez: Eğer evinize girer ve saldırırsa
11:50
can you asksormak him to go away?
195
698126
1673
ona gitmesini söyler misiniz?
11:51
Or do you know if
he is intoxicatedsarhoş or anything?
196
699799
2243
Veya onun ilaç etkisi altında
olup olmadığını biliyor musunuz?
11:54
WomanKadın: I've alreadyzaten askeddiye sordu him.
I've alreadyzaten told him I was callingçağrı you.
197
702042
3373
Kadın: Ona zaten söyledim.
Sizi arayacağımı ona söyledim.
11:57
He's brokenkırık in before,
bustedbaskın down my doorkapı, assaultedsaldırıya me.
198
705415
2673
Daha önce de evime girdi,
kapımı kırıp bana saldırdı.
12:00
DispatcherDağıtıcı: Uh-huhHı-hı.
199
708088
945
Merkez: Evet.
12:01
WomanKadın: UmUm, yeah, so ...
200
709033
1153
Kadın: Evet, yani...
12:02
DispatcherDağıtıcı: Is there any way you could
safelygüvenli bir şekilde leaveayrılmak the residenceResidence?
201
710186
3219
Merkez: Evden güvenli bir şekilde
çıkabilir misiniz?
12:05
WomanKadın: No, I can't, because he's blockingengelleme
prettygüzel much my only way out.
202
713405
3417
Kadın: Hayır, çünkü tek çıkışımı engelliyor.
12:08
DispatcherDağıtıcı: Well, the only thing I can do
is give you some advicetavsiye,
203
716822
3146
Merkez: Tek yapabileceğim
size tavsiye vermek
12:11
and call the sheriff'sŞerif'in officeofis tomorrowyarın.
204
719968
2716
ve yarın şerifin ofisini aramak.
12:14
ObviouslyBelli ki, if he comesgeliyor in and
unfortunatelyne yazık ki has a weaponsilah
205
722684
4812
Belli ki, içeri girerse ve olur ya silahlı ise
12:19
or is tryingçalışıyor to causesebeb olmak you physicalfiziksel harmzarar,
that's a differentfarklı storyÖykü.
206
727496
3326
veya sana fiziksel zarar vermeye
çalışırsa, o zaman başka.
12:22
You know, the sheriff'sŞerif'in officeofis
doesn't work up there.
207
730822
2667
Biliyorsunuz, şerifin ofisi
oralarda çalışmıyor.
12:25
I don't have anybodykimse to sendgöndermek."
208
733489
2656
Göndereceğim kimse yok."
12:29
GaryGary HaugenHaugen: TragicallyTrajik bir şekilde, the womankadın
insideiçeride that houseev
209
737735
2653
Gary Haugen: Feci ki, evdeki kadın
12:32
was violentlyşiddetle assaultedsaldırıya, chokedtıkanmış and rapedtecavüz
210
740388
5939
saldırıya uğradı, boğuldu ve tecavüz edildi
12:38
because this is what it meansanlamına geliyor to livecanlı
outsidedışında the rulekural of lawhukuk.
211
746327
6044
çünkü bu kanun haricinde yaşamak demekti.
12:45
And this is where billionsmilyarlarca
of our poorestyoksul livecanlı.
212
753841
4014
Ve burası milyarlarca
fakirimizin yaşadığı yer.
12:52
What does that look like?
213
760015
2428
Bu neye benziyor?
12:54
In BoliviaBolivya, for exampleörnek, if a man
sexuallycinsel assaultssaldırı a poorfakir childçocuk,
214
762443
4428
Bolivya'da, mesela, bir adam
fakir bir çocuğa cinsel saldırıda bulunsa
12:58
statisticallyistatistiksel, he's at greaterbüyük riskrisk
of slippingkayma in the showerduş and dyingölen
215
766871
4673
istatistiklere göre, duşta kayıp düşmesi
13:03
than he is of ever going
to jailhapis for that crimesuç.
216
771544
3398
bu suçtan ceza almasından daha mümkün.
13:08
In SouthGüney AsiaAsya, if you
enslaveköle a poorfakir personkişi,
217
776002
4685
Güney Asya'da, fakir bir insanı
köle yaparsanız
13:12
you're at greaterbüyük riskrisk of beingolmak
struckvurdu by lightningŞimşek
218
780687
2923
üzerinize bir yıldırım düşmesi
13:15
than ever beingolmak sentgönderilen
to jailhapis for that crimesuç.
219
783610
3050
bu suçtan ceza almanızdan daha mümkün.
13:18
And so the epidemicsalgın of everydayher gün
violenceşiddet, it just ragesdevam ediyor on.
220
786660
4979
Bu yüzden günlük şiddet salgını
gittikçe şiddetleniyor.
13:23
And it devastatessürekli our effortsçabaları to try
to help billionsmilyarlarca of people
221
791639
4099
Ve milyarlarca insanın günlüğü-iki-dolar
cehenneminden çıkmaları için
13:27
out of theironların two-dollar-a-daygünde iki Doları hellcehennem.
222
795738
3577
yardım etme çabalarımıza zarar veriyor.
13:31
Because the dataveri just doesn't lieYalan.
223
799315
2502
Çünkü veriler yalan söylemez.
13:33
It turnsdönüşler out that you can give
all mannertavır of goodsmal and servicesHizmetler
224
801817
3059
Yoksullara her çeşit eşya ve servisi
13:36
to the poorfakir,
225
804876
1153
verseniz de,
13:38
but if you don't restraindizginlemek the handseller
of the violentşiddetli bullieszorbalar
226
806029
3126
bunlara uzanan zorbaların ellerini
13:41
from takingalma it all away,
227
809155
1835
bağlamazsanız,
13:42
you're going to be very disappointedhayal kırıklığına uğramış
in the long-termuzun vadeli impactdarbe of your effortsçabaları.
228
810990
4359
çabalarınızın uzun vadeli etkisi konusunda
çok hayal kırıklığı yaşayacaksınız.
13:47
So you would think that the disintegrationparçalanma sonucu
of basictemel lawhukuk enforcementzorlama
229
815889
3771
Gelişen dünyada
temel hukuki yaptırımın bozulması
13:51
in the developinggelişen worldDünya
would be a hugeKocaman priorityöncelik
230
819660
3015
yoksulluğa karşı küresel savaş için
13:54
for the globalglobal fightkavga againstkarşısında povertyyoksulluk.
231
822675
3240
büyük bir öncelik olacağını düşünürdünüz.
13:57
But it's not.
232
825915
2133
Ama öyle değil.
14:01
AuditorsDenetçiler of internationalUluslararası assistanceyardım
recentlyson günlerde couldn'tcould find
233
829028
3797
Son zamanlarda uluslararası
yardım müfettişleri
14:04
even one percentyüzde of aidyardım going
to protectkorumak the poorfakir
234
832825
3834
giden yardımlardan
yoksulları günlük şiddetin
14:08
from the lawlesskanunsuz chaoskaos
of everydayher gün violenceşiddet.
235
836659
4331
kanunsuz kaosundan koruyacak
yüzde bir pay bile bulamadı.
14:12
And honestlydürüstçe, when we do talk about
violenceşiddet againstkarşısında the poorfakir,
236
840990
3306
Ve hakikaten, yoksula karşı
şiddeti konuştuğumuzda,
14:16
sometimesara sıra it's in the weirdestçok garip of waysyolları.
237
844296
3509
bunu bazen en garip şekilde yapıyoruz.
14:19
A freshtaze waterSu organizationorganizasyon tellsanlatır
a heart-wrenchingkalp burucu storyÖykü
238
847805
3083
Bir temiz su vakfı su almaya giderken
14:22
of girlskızlar who are rapedtecavüz on the way
to fetchingalımlı waterSu,
239
850888
3592
tecavüze uğrayan kızların
yürek burkan hikayesini anlatıyor
14:26
and then celebrateskutladı
the solutionçözüm of a newyeni well
240
854480
3810
ve sonra onların su mesafelerini kısaltan
14:30
that drasticallybüyük ölçüde shortenskısaltır theironların walkyürümek.
241
858290
3455
yeni bir kuyuyu kutluyor.
14:33
EndBitiş of storyÖykü.
242
861745
2208
Hikaye sonu.
14:36
But not a wordsözcük about the rapiststecavüzcüler who
are still right there in the communitytoplum.
243
864863
5490
Ama hâlâ o toplumda olan tecavüzcüler
hakkında tek kelime edilmiyor.
14:43
If a younggenç womankadın on one
of our collegekolej campuseskampüsleri
244
871813
2314
Üniversite kampüsümüzün
birinde bir bayan
14:46
was rapedtecavüz on her walkyürümek to the librarykütüphane,
245
874127
3146
kütüphaneye giderken tecavüze uğrasaydı,
14:49
we would never celebratekutlamak the solutionçözüm
of movinghareketli the librarykütüphane closeryakın to the dormYurt.
246
877273
5848
kütüphaneyi yatakhanenin yakınına
taşıma çözümünü asla kutlamazdık.
14:55
And yethenüz, for some reasonneden,
this is okay for poorfakir people.
247
883121
3991
Lakin, bazı nedenlerden dolayı
bu yoksul insanlar için normaldir.
15:00
Now the truthhakikat is, the traditionalgeleneksel expertsuzmanlar
248
888915
2554
Şimdi işin aslı, ekonomik gelişim
15:03
in economicekonomik developmentgelişme
and povertyyoksulluk alleviationazaltılması,
249
891469
2306
ve yoksulluğu azaltma konusunda
geleneksel uzmanlar
15:05
they don't know how to fixdüzeltmek this problemsorun.
250
893775
2260
bu problemin nasıl çözüleceğini bilmiyor.
15:08
And so what happensolur?
251
896035
1821
O zaman ne oluyor?
15:09
They don't talk about it.
252
897856
2091
Bunun hakkında konuşmuyorlar.
15:13
But the more fundamentaltemel reasonneden
253
901237
4171
Fakat gelişen dünyada
yoksullar için
15:17
that lawhukuk enforcementzorlama for the poorfakir
in the developinggelişen worldDünya
254
905408
2780
hukuki yaptırımın ihmal edilmiş olmasının
15:20
is so neglectedbakımsız,
255
908188
1884
daha temel sebebi,
15:22
is because the people insideiçeride
the developinggelişen worldDünya, with moneypara,
256
910072
3885
gelişen dünyalardaki insanların paraya
15:25
don't need it.
257
913957
2118
ihtiyaçları yok.
15:29
I was at the WorldDünya EconomicEkonomik
ForumForum not long agoönce
258
917165
2580
Kısa bir süre önce
Dünya Ekonomi Forumu'ndaydım
15:31
talkingkonuşma to corporatetüzel executivesYöneticiler who have
massivemasif businessesişletmeler in the developinggelişen worldDünya
259
919745
3944
gelişen dünyada büyük işler yapan
yöneticilerle işbirliğini konuşuyorken
15:35
and I was just askingsormak them,
260
923689
2082
onlara şunu sordum:
15:37
"How do you guys protectkorumak all your people
and propertyözellik from all the violenceşiddet?"
261
925771
5554
"Tüm çalışanlarınızı ve malınızı
şiddetten nasıl koruyorsunuz?"
15:43
And they lookedbaktı at eachher other,
and they said, practicallypratikte in unisonHep bir ağızdan,
262
931325
4822
Birbirlerine bakıp
neredeyse ağız birliği ile
15:48
"We buysatın almak it."
263
936147
2027
"Satın alıyoruz." dediler.
15:51
IndeedGerçekten de, privateözel securitygüvenlik forcesgüçler
in the developinggelişen worldDünya
264
939474
3862
Gerçekten de gelişen dünyada
özel güvenlik kuvvetleri
15:55
are now, fourdört, fivebeş and sevenYedi timeszamanlar
largerdaha büyük than the publichalka açık policepolis forcekuvvet.
265
943336
6810
kamu polis gücünün dört, beş
hatta yedi katı büyüklüğünde.
16:02
In AfricaAfrika, the largesten büyük employerişveren
on the continentkıta now is privateözel securitygüvenlik.
266
950146
7462
Afrika'da kıtanın en büyük
iş alanı özel güvenliktir.
16:10
But see, the richzengin can payödeme for safetyemniyet
and can keep gettingalma richerzengin,
267
958884
3818
Fakat zenginler güvenliğe para
harcayıp daha da zengin olurken
16:14
but the poorfakir can't payödeme for it
and they're left totallybütünüyle unprotectedkorumasız
268
962702
3802
yoksullar bunu karşılayamıyor
ve korumasız kalıyorlar
16:18
and they keep gettingalma thrownatılmış
to the groundzemin.
269
966504
2570
ve yerlerde sürünmeye devam ediyorlar.
16:22
This is a massivemasif and scandalousskandal outragerezalet.
270
970464
4432
Bu büyük ve rezil bir zorbalık.
Ve bu böyle olmak zorunda değil.
16:26
And it doesn't have to be this way.
271
974896
2953
16:29
BrokenKırık lawhukuk enforcementzorlama can be fixedsabit.
272
977849
2567
Bozuk hukuki yaptırım düzeltilebilir.
16:32
ViolenceŞiddet can be stoppeddurduruldu.
273
980416
2080
Şiddet durdurulabilir.
16:34
AlmostNeredeyse all criminaladli justiceadalet systemssistemler,
274
982496
2392
Neredeyse tüm ceza adaleti sistemleri
16:36
they startbaşlama out brokenkırık and corruptyozlaşmış,
275
984888
2529
bozuk ve yozlaşmış başlarlar
16:39
but they can be transformeddönüştürülmüş
by fiercesert effortçaba and commitmenttaahhüt.
276
987417
4270
fakat sert kuvvet ve
kararlılık ile dönüştürülebilir.
16:43
The pathyol forwardileri is really prettygüzel clearaçık.
277
991687
2243
Önündeki yol oldukça açıktır.
16:45
NumberNumarası one: We have to startbaşlama makingyapma
278
993930
3447
Birincisi: Yoksulluğa karşı mücadelede
16:49
stoppingDurduruluyor violenceşiddet indispensablevazgeçilmez
to the fightkavga againstkarşısında povertyyoksulluk.
279
997377
3767
şiddeti durdurmayı
zaruri yapmaya başlamalıyız.
16:53
In factgerçek, any conversationkonuşma
about globalglobal povertyyoksulluk
280
1001144
2434
Aslında, küresel yoksullukla ilgili
her konuşma
16:55
that doesn't includeDahil etmek the problemsorun
of violenceşiddet mustşart be deemedsayılır not seriousciddi.
281
1003578
4594
şiddet problemini de içermiyorsa
ciddiye alınmamalıdır.
17:01
And secondlyikinci olarak, we have to beginbaşla
to seriouslycidden mi investyatırmak resourceskaynaklar
282
1009416
4376
Ve ikincisi, kaynaklara
ciddi manada yatırım yapmaya
17:05
and sharepay expertiseUzmanlık to supportdestek
the developinggelişen worldDünya
283
1013792
3937
ve özel güvenliğe değil, yeni
kamu adalet sistemine öncülük ederek
17:09
as they fashionmoda newyeni,
publichalka açık systemssistemler of justiceadalet,
284
1017729
3357
herkese güvende olma
şansı veren gelişen dünyayı
17:13
not privateözel securitygüvenlik,
285
1021086
1566
desteklemek için
17:14
that give everybodyherkes a chanceşans to be safekasa.
286
1022652
2647
bilgi paylaşımına başlamalıyız.
17:18
These transformationsdönüşümler
are actuallyaslında possiblemümkün
287
1026349
2682
Bu dönüşümler aslında mümkün
17:21
and they're happeningolay todaybugün.
288
1029031
2609
ve bugün gerçekleşiyorlar.
17:23
RecentlySon zamanlarda, the GatesGates FoundationVakfı
fundedfinanse a projectproje
289
1031640
3138
Geçenlerde, Gates Vakfı Filipinlerin
17:26
in the secondikinci largesten büyük cityŞehir
of the PhilippinesFilipinler,
290
1034778
2476
ikinci en büyük şehrinde
bir projeyi finanse etti.
17:29
where localyerel advocatessavunucuları
and localyerel lawhukuk enforcementzorlama
291
1037254
3006
Burada yerel avukatlar
ve yerel emniyet güçleri
17:32
were ableyapabilmek to transformdönüştürmek corruptyozlaşmış policepolis
and brokenkırık courtsmahkemeler so drasticallybüyük ölçüde,
292
1040260
6858
yozlaşmış polis ve bozuk mahkemeleri
sert bir şekilde dönüştürmeyi başarmış,
17:39
that in just fourdört shortkısa yearsyıl,
293
1047118
2587
dört yıl gibi kısa bir sürede,
17:41
they were ableyapabilmek to measurablyölçülebilir reduceazaltmak
294
1049705
2472
gözle görülür bir şekilde
17:44
the commercialticari sexualcinsel violenceşiddet
againstkarşısında poorfakir kidsçocuklar by 79 percentyüzde.
295
1052177
5494
yoksul çocuklara karşı ticari cinsel
şiddeti yüzde 79 oranında azaltabildiler.
17:51
You know, from the hindsightGez of historytarih,
296
1059758
3544
Tarihin geçmiş tecrübelerinden de
bildiğiniz gibi,
17:55
what's always mostçoğu inexplicableaçıklanamaz
and inexcusableaffedilmez
297
1063302
5557
en anlaşılmaz ve maruz görülemez olanlar
18:00
are the simplebasit failuresarızaları of compassionmerhamet.
298
1068859
3221
en basit merhamet ihmalleridir.
18:05
Because I think historytarih convenestoplanır
a tribunalMahkemesi of our grandchildrentorunlar
299
1073480
4728
Çünkü bence tarih torunlarımızın
mahkemesini bir araya getirir
18:10
and they just asksormak us,
300
1078208
1761
ve bize sorarlar:
18:11
"GrandmaBüyükanne, GrandpaBüyükbaba, where were you?
301
1079969
3242
"Babane, dede, neredeydiniz?
18:16
Where were you, GrandpaBüyükbaba, when
the JewsYahudiler were fleeingkaçan NaziNazi GermanyAlmanya
302
1084211
3555
Neredeydin, dede, Yahudiler
Nazi Almanya'sından kaçarken
18:19
and were beingolmak rejectedreddedilen from our shoreskıyıları?
303
1087766
1929
ve bizim kıyılarımıza kabul edilmezken?
18:21
Where were you?
304
1089695
2128
Neredeydin?
18:23
And GrandmaBüyükanne, where were you
when they were marchingyürüyen
305
1091823
2400
Ve babane, Japon-Amerikan komşularımızı
18:26
our Japanese-AmericanJapon-Amerikan neighborsKomşular
off to internmenttoplama campskampları?
306
1094223
4053
enterne kamplarına sürerlerken neredeydin?
18:30
And GrandpaBüyükbaba, where were you
when they were beatingdayak
307
1098276
2389
Ve Dede, Afro-Amerikalı komşularımızı
18:32
our African-AmericanAfrikalı-Amerikalı neighborsKomşular
308
1100665
2273
sırf oy vermek istedikleri için
18:34
just because they were tryingçalışıyor
to registerkayıt olmak to voteoy?"
309
1102938
3520
dövdüklerinde neredeydin?"
18:38
LikewiseAynı şekilde, when our grandchildrentorunlar asksormak us,
310
1106458
4244
Aynı şekilde, torumlarımız
bize sorduğunda:
18:42
"GrandmaBüyükanne, GrandpaBüyükbaba, where were you
311
1110702
2441
"Babane, dede, iki milyar fakir
18:45
when two billionmilyar of the world'sDünyanın en poorestyoksul
were drowningboğulma in a lawlesskanunsuz chaoskaos
312
1113143
4493
günlük şiddetin kanunsuz
kaosunda boğulurken
18:49
of everydayher gün violenceşiddet?"
313
1117636
2701
sen neredeydin?"
18:53
I hopeumut we can say that we had compassionmerhamet,
that we raisedkalkık our voiceses,
314
1121287
6565
Umarım merhametli olduğumuzu,
sesimizi yükselttiğimizi
18:59
and as a generationnesil, we were movedtaşındı
to make the violenceşiddet stop.
315
1127852
7832
ve bir nesil olarak, şiddeti durdurmak için
harekete geçtiğimizi söyleyebiliriz.
19:07
Thank you very much.
316
1135684
2457
Çok teşekkür ederim.
19:10
(ApplauseAlkış)
317
1138141
3689
(Alkışlar)
19:25
ChrisChris AndersonAnderson: Really powerfullygüçlü bir şekilde arguedsavundu.
318
1153890
2895
Chris Anderson: Güçlü bir sunumdu.
19:28
Talk to us a bitbit about
some of the things
319
1156785
2279
Bize aslında olan bazı şeyleri,
19:31
that have actuallyaslında been happeningolay to,
for exampleörnek, boostalttan yukarıya ittirmek policepolis trainingEğitim.
320
1159064
6524
örneğin, artan polis eğitimini anlatın.
19:37
How hardzor a processsüreç is that?
321
1165588
1839
Bu ne kadar zor bir işlem?
19:39
GHGH: Well, one of the gloriousşanlı
things that's startingbaşlangıç to happenolmak now
322
1167427
3582
GH: Olmaya başlayan
harika şeylerden biri de
19:43
is that the collapseçöküş of these systemssistemler
and the consequencessonuçları are becomingolma obviousaçık.
323
1171009
4610
bu sistemlerin çökmesi ve
böylece sonuçların ortaya çıkması.
19:47
There's actuallyaslında, now,
politicalsiyasi will to do that.
324
1175619
3362
Aslında bunu yapmak için siyasi irade var.
19:50
But it just requiresgerektirir now an investmentyatırım
of resourceskaynaklar and transferaktarma of expertiseUzmanlık.
325
1178981
4125
Fakat şimdi kaynak yatırımı
ve deneyim transferi gerekli.
19:55
There's a politicalsiyasi will strugglemücadele
that's going to take placeyer as well,
326
1183106
3403
Siyasi irade mücadelesi de meydana gelecek
19:58
but those are winnablekazanılabilir fightskavgalar,
327
1186509
1815
fakat bunlar kazanılabilir savaşlar,
20:00
because we'vebiz ettik donetamam some examplesörnekler
around the worldDünya
328
1188324
2299
çünkü dünya çapında
20:02
at InternationalUluslararası JusticeAdalet MissionMisyon
that are very encouragingteşvik edici.
329
1190623
3109
Uluslararası Adalet Misyonu'nda
oldukça ümit verici bazı örnekler yaptık.
20:05
CACA: So just tell us in one countryülke,
how much it costsmaliyetler
330
1193732
3501
CA: Peki bir ülkede polise
malzeme değişikliği yapmanın
20:09
to make a materialmalzeme differencefark
to policepolis, for exampleörnek --
331
1197233
3515
ne kadara mal olduğunu
anlatın, örneğin --
20:12
I know that's only one pieceparça of it.
332
1200748
1790
Biliyorum, bu sadece bir parçası.
20:14
GHGH: In GuatemalaGuatemala, for instanceörnek,
we'vebiz ettik startedbaşladı a projectproje there
333
1202538
3216
GH: Guatemala'da, örneğin,
bir projeye başladık.
20:17
with the localyerel policepolis
and courtmahkeme systemsistem, prosecutorsSavcılar,
334
1205754
3252
Yerel polis ve yargı sistemi ve savcılar
20:21
to retrainyeniden eğitmek them so that they can
actuallyaslında effectivelyetkili bir şekilde bringgetirmek these casesvakalar.
335
1209006
3813
bu davaları etkili olarak açabilmeleri
için yeniden eğitiliyorlar.
20:24
And we'vebiz ettik seengörüldü prosecutionskovuşturma againstkarşısında
perpetratorsfailleri of sexualcinsel violenceşiddet
336
1212819
4312
Ve cinsel şiddet faillerine karşı davaların
20:29
increaseartırmak by more than 1,000 percentyüzde.
337
1217131
2836
yüzde binden daha fazla arttığını gördük.
20:31
This projectproje has been very modestlymütevazi fundedfinanse
at about a millionmilyon dollarsdolar a yearyıl,
338
1219967
4389
Bu proje yılda yaklaşık
bir milyon dolarla finanse edildi
20:36
and the kindtür of bangpatlama
you can get for your buckBuck
339
1224356
2306
ve düzgün eğitilen ve motive edilen
20:38
in termsşartlar of leveragingyararlanarak
a criminaladli justiceadalet systemsistem
340
1226662
4176
ve yönetilen bir ceza hukuku sistemi
geliştirmek açısından
20:42
that could functionfonksiyon if it were properlyuygun şekilde
trainedeğitilmiş and motivatedmotive and led,
341
1230838
4757
böyle bir destek almak
20:47
and these countriesülkeler,
especiallyözellikle a middleorta classsınıf
342
1235595
2543
ve bu ülkeler, özellikle de tüm bu
20:50
that is seeinggörme that there's
really no futuregelecek
343
1238138
3144
istikrarsızlık ve güvenliğin
20:53
with this totalGenel Toplam instabilitykararsızlık and
totalGenel Toplam privatizationözelleştirme of securitygüvenlik
344
1241282
3868
özelleştirilmesinde gelecek
görmeyen orta sınıf.
20:57
I think there's an opportunityfırsat,
a windowpencere for changedeğişiklik.
345
1245150
3191
Bence bu bir fırsat, bir umut ışığı.
21:00
CACA: But to make this happenolmak, you have
to look at eachher partBölüm in the chainzincir --
346
1248341
5077
CA: Fakat bunu gerçekleştirmek için,
zincirdeki her kısma bakmanız gerekli --
21:05
the policepolis, who elsebaşka?
347
1253421
2255
polis, başka?
21:07
GHGH: So that's the thing
about lawhukuk enforcementzorlama,
348
1255676
2281
GH: Hukuki yaptırımın olayı bu,
21:09
it startsbaşlar out with the policepolis,
349
1257957
1443
polis ile başlar,
21:11
they're the frontön endson
of the pipelineboru hattı of justiceadalet,
350
1259400
2683
adalet boru hattının ön ucu onlar
21:14
but they handel if off to the prosecutorsSavcılar,
351
1262083
1947
fakat onlar bunu savcılara atıyor
21:16
and the prosecutorsSavcılar
handel it off to the courtsmahkemeler,
352
1264030
2235
ve savcılar da bunu mahkemeye atıyor
21:18
and the survivorsHayatta kalanlar of violenceşiddet
have to be supporteddestekli by socialsosyal servicesHizmetler
353
1266265
3292
ve şiddetten kurtulanları bu yolda
sosyal servisler tarafından
21:21
all the way throughvasitasiyla that.
354
1269557
1306
desteklenmeli.
21:22
So you have to do an approachyaklaşım
that pullsçeker that all togetherbirlikte.
355
1270863
2812
O yüzden tüm bunları kapsayan
bir yaklaşıma sahip olmalısınız.
21:25
In the pastgeçmiş, there's been a little bitbit
of trainingEğitim of the courtsmahkemeler,
356
1273675
3051
Geçmişte, mahkemeler biraz eğitim görmüş
21:28
but they get crappyberbat evidencekanıt
from the policepolis,
357
1276726
2174
fakat polisten rezil deliller almış
21:30
or a little policepolis interventionmüdahale
that has to do with narcoticsNarkotik or terrorismterörizm
358
1278900
3637
veya fakir insanlara mükemmel
hukuki yaptırım sunulması ile alakası olmayan
21:34
but nothing to do with treatingtedavi
the commonortak poorfakir personkişi
359
1282537
2868
narkotik veya terörizmle
alakalı ufak müdahaleler
21:37
with excellentMükemmel lawhukuk enforcementzorlama,
360
1285405
1519
yapılmış.
21:38
so it's about pullingçeken that all togetherbirlikte,
361
1286924
2025
Yani mesele hepsini bir araya getirmek.
21:40
and you can actuallyaslında have people
in very poorfakir communitiestopluluklar
362
1288949
3142
Böylece çok fakir topluluklardaki
insanların bizim gibi
21:44
experiencedeneyim lawhukuk enforcementzorlama like us,
363
1292091
2183
hukuki yaptırımı deneyimlemelerini
sağlayabilirsiniz.
21:46
whichhangi is imperfectben mükemmelim in our
ownkendi experiencedeneyim, for sure,
364
1294274
2822
Gördüğümüz kadarıyla mükemmel değil
21:49
but boyoğlan, is it a great thing to senseduyu
that you can call 911
365
1297096
3132
fakat 911'i arayabilmek ve belki birinin
21:52
and maybe someonebirisi will protectkorumak you.
366
1300228
3036
sana yardım edebilecek olması
harika bir şey.
21:55
CACA: GaryGary, I think you've donetamam
a spectacularmuhteşem job
367
1303264
2273
CA: Gary, bence dünyanın
ilgisini kitabında ve
21:57
of bringinggetiren this to the world'sDünyanın en attentionDikkat
368
1305537
2127
bugün burada bu konuya çekerek
21:59
in your bookkitap and right here todaybugün.
369
1307664
1747
muhteşem bir iş yaptın.
22:01
Thanksteşekkürler so much.
370
1309411
1094
Çok teşekkürler.
22:02
GaryGary HaugenHaugen.
371
1310505
776
Gary Haugen.
22:03
(ApplauseAlkış)
372
1311281
1833
(Alkışlar)
Translated by zeliha turkan
Reviewed by Ramazan Şen

▲Back to top

ABOUT THE SPEAKER
Gary Haugen - Human rights attorney
As founder of International Justice Mission, Gary Haugen fights the chronically neglected global epidemic of violence against the poor.

Why you should listen

While a member of the 1994 United Nations team investigating war crimes in Rwanda, Gary Haugen’s eyes were opened to the appalling extent of violence in the developing world. Upon his return to the US, he founded International Justice Mission, an organization devoted to rescuing victims of global violence including trafficking and slavery.

In The Locust Effect, Haugen outlines the catastrophic effect of everyday violence on the lives of the impoverished, and shows how rampant violence is undermining efforts to alleviate poverty.

More profile about the speaker
Gary Haugen | Speaker | TED.com