ABOUT THE SPEAKER
Michael Murphy - Designer
As co-founder and CEO of MASS Design Group, Michael Murphy envisions and creates community-centric structures with healing built into their core.

Why you should listen

Michael Murphy is the executive director of MASS Design Group. He spearheads MASS' research and design programs and has helped expand the firm into ten countries and three continents.

Murphy led the design and construction of MASS's first project, the Butaro Hospital in Rwanda, which opened in 2011. The award-winning hospital established the MASS blueprint: immersive study of each location for its challenges and advantages, design of buildings that will improve the well-being of patients and communities, low-impact and environmentally sensitive construction that enriches the community, and evaluation of each design’s impact in improving lives.

More profile about the speaker
Michael Murphy | Speaker | TED.com
TED2016

Michael Murphy: Architecture that's built to heal

Michael Murphy: Şifa Veren Mimari

Filmed:
1,563,845 views

Mimari, tuğlaların düzgün bir şekilde dizilmesinden daha fazla anlam taşır. Bu sıradışı konuşmada Michael Murphy, kendisinin ve ekibinin tasarımı nasıl basit bir proje olmaktan çok daha öteye taşıdıklarını anlatıyor. Hava akımından ışık düzenine, bütünsel bir yaklaşımla hem topluluk, hem de (güzel) binalar oluşturuyorlar. Bu konuşmada bizi Ruanda ve Haiti gibi ülkelerdeki projelerde yolculuğa çıkarıyor ve Amerika'nın güneyindeki kalplere şifa olacağını umduğu etkili ve duygulandırıcı Barış ve Adalet Anıtı planını açıklıyor.
- Designer
As co-founder and CEO of MASS Design Group, Michael Murphy envisions and creates community-centric structures with healing built into their core. Full bio

Double-click the English transcript below to play the video.

00:13
EveryHer weekendhafta sonu for as long
as I can rememberhatırlamak,
0
1995
2901
Hatırlayabildiğim her hafta sonu
00:17
my fatherbaba would get up on a SaturdayCumartesi,
1
5746
2207
babam Cumartesi sabahları uyanır,
00:20
put on a wornsöz konusu ürün sweatshirtKazak
2
8597
1846
eski bir kazak giyer,
00:23
and he'diçin ona scrapekazımak away
3
11163
1155
gıcırtılı evimizin
00:24
at the squeakycızırtılı oldeski wheeltekerlek
of a houseev that we livedyaşamış in.
4
12342
2823
boyasını kazıyıp dururdu.
00:27
I wouldn'tolmaz even call it restorationrestorasyon;
5
15681
1788
Buna restorasyon bile demeyeceğim;
00:29
it was a ritualayin, catharsisKatarsis.
6
17493
1935
bu bir ritüel, bir arınma hâliydi.
00:31
He would spendharcamak all yearyıl
scrapingkazıma paintboya with this oldeski heatsıcaklık guntabanca
7
19906
3360
Bütün seneyi, eski bir kurutma tabancası
00:35
and a spacklespackle knifebıçak,
8
23290
1244
ve alçı bıçağı ile boyayı
00:36
and then he would repaintrötuş yapmak
where he scrapedalıntı,
9
24558
2077
kazıyarak geçirir, kazıdığı yerleri
00:38
only to beginbaşla again the followingtakip etme yearyıl.
10
26659
2369
tekrar boyar, bu böyle devam ederdi.
00:41
ScrapingKazıma and re-scrapingyeniden kazıma,
paintingboyama and repaintingrepainting:
11
29052
3066
Kazıma ve boyama, tekrar tekrar:
00:44
the work of an oldeski houseev
is never meantdemek to be donetamam.
12
32688
2944
İş hiç bitmemek üzere tasarlanmıştı.
00:49
The day my fatherbaba turneddönük 52,
I got a phonetelefon call.
13
37589
3332
Babamın 52 yaşına girdiği gün,
00:52
My motheranne was on the linehat
14
40945
1422
annemden bir telefon geldi.
00:54
to tell me that doctorsdoktorlar had foundbulunan
a lumpyumru in his stomachmide --
15
42391
3738
Babamın midesinde küçük bir kitle vardı --
00:58
terminalTerminal cancerkanser, she told me,
16
46153
2019
ölümcül bir kanser dedi
01:00
and he had been givenverilmiş
only threeüç weekshaftalar to livecanlı.
17
48196
2594
ve yaşaması için üç haftası vardı.
01:04
I immediatelyhemen movedtaşındı home
to PoughkeepsiePoughkeepsie, NewYeni YorkYork,
18
52269
3521
Acilen Poughkeepsie, New York'a döndüm,
01:07
to sitoturmak with my fatherbaba on deathölüm watch,
19
55814
2408
günlerin ne getireceğini bilmeden,
01:10
not knowingbilme what the nextSonraki daysgünler
would bringgetirmek us.
20
58246
2392
babam ölürken onunla olabilmek için.
01:13
To keep myselfkendim distracteddikkati dağılmış,
21
61529
1367
Kendimi meşgul etmek
01:14
I rolledhaddelenmiş up my sleeveskollu,
22
62920
1754
ve onun artık bitiremeyeceği işleri
01:16
and I wentgitti about finishingbitirme
what he could now no longeruzun completetamamlayınız --
23
64698
3905
bitirmek için kolları sıvadım:
01:20
the restorationrestorasyon of our oldeski home.
24
68627
2392
Eski evimizin restorasyonu.
01:23
When that loominggiderek kötüleşen three-weekÜç haftalık deadlineson tarih camegeldi
25
71666
3041
Üç haftalık sürenin sonu geldiğinde
01:26
and then wentgitti,
26
74731
1158
ve geçtiğinde,
01:27
he was still alivecanlı.
27
75913
1631
hâlâ yaşıyordu.
01:29
And at threeüç monthsay,
28
77904
1482
Üç ay sonra
01:31
he joinedkatıldı me.
29
79410
1166
bana katıldı.
01:32
We guttedgutted and repaintedyeniden boyanması the interior.
30
80901
2675
Evin iç kısmını temizledik ve tamir ettik.
01:35
At sixaltı monthsay, the oldeski windowspencereler
were refinishedrefinished,
31
83600
3294
6 ay sonra eski pencereler tamamlanmıştı,
01:38
and at 18 monthsay,
32
86918
1295
18 ay sonra,
01:40
the rottedçürüdü porchsundurma was finallyen sonunda replaceddeğiştirilir.
33
88237
2649
çürümüş veranda yenilenmişti.
01:43
And there was my fatherbaba,
34
91575
1828
İşte babam oradaydı,
01:45
standingayakta with me outsidedışında,
admiringhayran a day'sgünün work,
35
93427
3253
yaptığımız işe hayran bir şekilde
01:48
hairsaç on his headkafa, fullytamamen in remissionremisyon,
36
96704
2553
yanımda hafiflemiş dururken,
01:51
when he turneddönük to me and he said,
37
99727
2234
bana baktı ve dedi ki,
01:53
"You know, MichaelMichael,
38
101985
1157
"Biliyor musun Michael,
01:55
this houseev savedkaydedilmiş my life."
39
103166
1949
bu ev benim hayatımı kurtardı."
01:58
So the followingtakip etme yearyıl, I decidedkarar
to go to architecturemimari schoolokul.
40
106967
4393
Sonraki sene mimarlık
okumaya karar verdim.
02:04
(LaughterKahkaha)
41
112167
1150
(Kahkahalar)
02:05
But there, I learnedbilgili
something differentfarklı about buildingsbinalar.
42
113929
3120
Orada binalarla ilgili farklı
bir şey öğrendim.
02:09
RecognitionTanıma seemedgibiydi to come
43
117073
1631
Özgün ve heykelsi formları
02:10
to those who prioritizedöncelik
novelyeni and sculpturalheykel formsformlar,
44
118728
3551
önemseyenler bilinir oluyordu,
02:14
like ribbonsşeritler, or ...
45
122303
2472
kurdeleler gibi veya...
02:17
picklessalatalık turşusu?
46
125514
1159
turşu?
02:18
(LaughterKahkaha)
47
126697
2309
(Kahkahalar)
02:22
And I think this
is supposedsözde to be a snailsalyangoz.
48
130866
2491
Bence bu salyangoz gibi.
02:26
Something about this botheredrahatsız me.
49
134530
1734
Bu canımı sıktı.
02:28
Why was it that the besten iyi architectsmimarlar,
the greatestEn büyük architecturemimari --
50
136971
3943
Neden en iyi mimarlar, en iyi mimari --
02:32
all beautifulgüzel and visionarydüşsel
and innovativeyenilikçi --
51
140938
2602
güzel ve vizyoner ve yenilikçi olan --
02:36
is alsoAyrıca so rarenadir,
52
144078
2171
bu kadar az,
02:38
and seemsgörünüyor to serveservis so very fewaz?
53
146273
2447
ve bu kadar az işe yarıyor?
02:41
And more to the pointpuan:
54
149715
1497
Daha açık olmak gerekirse:
02:43
With all of this creativeyaratıcı talentyetenek,
what more could we do?
55
151236
3455
Bu kadar yaratıcı yetenekle,
daha fazla neler yapabiliriz?
02:48
Just as I was about to startbaşlama
my finalnihai examssınavları,
56
156556
2309
Final sınavlarım başlamak üzereydi,
02:50
I decidedkarar to take a breakkırılma
from an all-nighterBütün gece
57
158889
2700
Bir ara verdim
02:54
and go to a lectureders by DrDr. PaulPaul FarmerÇiftçi,
58
162018
2912
ve Dr. Paul Farmer'ın
bir dersine katıldım.
02:57
a leadingönemli healthsağlık activisteylemci
for the globalglobal poorfakir.
59
165514
2996
Kendisi küresel yoksullar için
önde gelen bir sağlık aktivisti.
03:00
I was surprisedşaşırmış to hearduymak a doctordoktor
talkingkonuşma about architecturemimari.
60
168534
3782
Bir doktorun mimari hakkında
konuşması ilginç gelmişti.
03:04
BuildingsBinalar are makingyapma
people sickerdaha da hasta, he said,
61
172340
2482
Binalar insanları hasta ediyor, dedi.
03:06
and for the poorestyoksul in the worldDünya,
62
174846
1793
Dünyadaki yoksullar için bu
03:08
this is causingneden olan epidemic-levelsalgın düzeyinde problemssorunlar.
63
176663
2896
bulaşıcı hastalıklara yol açıyor.
03:11
In this hospitalhastane in SouthGüney AfricaAfrika,
64
179918
1635
Güney Afrika'daki bu hastaneye,
03:13
patientshastalar that camegeldi in
with, say, a brokenkırık legbacak,
65
181577
2184
mesela kırık bir bacakla gelen,
03:15
to wait in this unventilatedunventilated hallwaykoridor,
66
183785
2596
bu havasız koridorda bekliyor,
03:18
walkedyürüdü out with a multidrug-resistantkökenlerinin dayanıklı
strandStrand of tuberculosisTüberküloz.
67
186405
4527
birçok ilaca dirençli bir
tüberküloz ile çıkıyor.
03:23
SimpleBasit designstasarımlar for infectionenfeksiyon controlkontrol
had not been thought about,
68
191294
3624
Enfeksiyonu önleyecek basit tasarımlar
03:26
and people had diedvefat etti because of it.
69
194942
2518
düşünülmediğinden insanlar öldü.
03:30
"Where are the architectsmimarlar?" PaulPaul said.
70
198014
3150
"Mimarlar nerede?" dedi Paul.
03:33
If hospitalshastaneler are makingyapma people sickerdaha da hasta,
71
201692
2001
Eğer hastaneler insanları hasta ediyorsa,
03:35
where are the architectsmimarlar and designerstasarımcılar
72
203717
1904
hastaları iyileştirmemiz için uygun
03:37
to help us buildinşa etmek and designdizayn
hospitalshastaneler that allowizin vermek us to healiyileşmek?
73
205645
4610
hastaneler tasarlayacak
mimarlar nerede?
03:44
That followingtakip etme summeryaz,
74
212486
1640
Sonraki yaz,
03:46
I was in the back of a LandArazi RoverRover
with a fewaz classmatessınıf arkadaşları,
75
214150
2802
birkaç sınıf arkadaşımla
bir Land Rover'ın arkasında,
03:48
bumpingçarpmak over the mountainousDağlık
hillsideyamaç of RwandaRuanda.
76
216976
3481
Ruanda'nın engebeli dağlarını aşıyorduk.
03:52
For the nextSonraki yearyıl, I'd be livingyaşam in ButaroButaro
in this oldeski guesthouseGuesthouse,
77
220964
3969
Bir sonraki sene, Butaro'da, soykırımdan
sonra hapishane olarak
03:56
whichhangi was a jailhapis after the genocidesoykırım.
78
224957
3197
kullanılmış bu pansiyonda
yaşıyor olacaktım.
04:00
I was there to designdizayn and buildinşa etmek
a newyeni typetip of hospitalhastane
79
228967
3921
Dr. Farmer ve ekibi ile yeni bir
hastane modeli tasarlamak
04:04
with DrDr. FarmerÇiftçi and his teamtakım.
80
232912
2194
ve inşa etmek üzere oradaydım.
04:07
If hallwayskoridorlar are makingyapma patientshastalar sickerdaha da hasta,
81
235965
2134
Koridorlar insanları daha
fazla hasta ediyorsa,
04:10
what if we could designdizayn a hospitalhastane
that flipsçevirir the hallwayskoridorlar on the outsidedışında,
82
238123
3754
insanların açık havadaki koridorlarda
04:13
and makesmarkaları people walkyürümek in the exteriordış?
83
241901
2318
yürüdükleri bir hastane
tasarlayabilir miydik?
04:16
If mechanicalmekanik systemssistemler rarelynadiren work,
84
244243
2369
Madem mekanik sistemler çalışmıyor,
04:18
what if we could designdizayn a hospitalhastane
that could breathenefes almak
85
246636
2583
o hâlde, doğal havalandırma ile
04:21
throughvasitasiyla naturaldoğal ventilationHavalandırma,
86
249243
1876
nefes alan hastaneler tasarlayabilir,
04:23
and meanwhileo esnada reduceazaltmak
its environmentalçevre footprintayak izi?
87
251143
3142
ekolojik ayak izini azaltabilir miydik?
04:26
And what about the patients'hastaların experiencedeneyim?
88
254309
2556
Peki ya hastaların yaşadıkları?
04:28
EvidenceKanıt showsgösterileri
that a simplebasit viewgörünüm of naturedoğa
89
256889
2316
Bulgular gösteriyor ki, doğadan
küçük bir manzara bile
04:31
can radicallykökünden improveiyileştirmek healthsağlık outcomesçıktıları,
90
259229
2159
sağlığı kökünden iyileştirebiliyor.
04:33
So why couldn'tcould we designdizayn a hospitalhastane
91
261752
2062
O hâlde neden her hastanın bir penceresi
04:35
where everyher patienthasta
had a windowpencere with a viewgörünüm?
92
263838
2713
ve manzarası olduğu
hastane tasarlamayalım?
04:38
SimpleBasit, site-specificsiteye özgü designstasarımlar
can make a hospitalhastane that healsiyileştirir.
93
266575
5412
Basit, alana özel tasarımlar
iyileştiren bir hastane yaratabilir.
04:44
DesigningTasarlama it is one thing;
94
272764
1783
Tasarım bir şey
04:46
gettingalma it builtinşa edilmiş, we learnedbilgili,
is quiteoldukça anotherbir diğeri.
95
274571
2226
ve öğrendik ki, hayata geçirmek
başka bir şey.
04:49
We workedişlenmiş with BruceBruce NizeyeNizeye,
96
277619
2684
Bruce Nizeye ile çalıştık,
04:52
a brilliantparlak engineermühendis,
97
280327
1513
mükemmel bir mühendis.
04:53
and he thought about
constructioninşaat differentlyfarklı olarak
98
281864
2124
İnşaat ile ilgili, bana okulda
04:56
than I had been taughtöğretilen in schoolokul.
99
284012
1856
öğretilenden farklı düşünüyor.
04:58
When we had to excavateEv Kazısı
this enormousmuazzam hilltoptepe
100
286458
2324
Bu muazzam tepede çukur
açmamız gerekiyordu,
05:00
and a bulldozerbuldozer was expensivepahalı
and hardzor to get to siteyer,
101
288806
2935
buldozer pahalıydı ve getirmesi zordu,
05:03
BruceBruce suggestedönerdi doing it by handel,
102
291765
2520
Bruce Ruanda'nın "Ubudehe"
metodunu kullanarak
05:06
usingkullanma a methodyöntem in RwandaRuanda calleddenilen "UbudeheUbudehe,"
103
294309
3674
ellerimizle yapmamızı önerdi,
05:10
whichhangi meansanlamına geliyor "communitytoplum worksEserleri
for the communitytoplum."
104
298007
2549
"topluluk, topluluk için çalışıyor"
anlamına geliyor.
05:13
HundredsYüzlerce of people camegeldi
with shovelskürek and hoeshoes,
105
301082
3324
Yüzlerce insan küreklerle
ve çapalarla geldiler
05:17
and we excavatedkazılan that hillTepe
106
305008
1787
ve o tepeyi kazdık,
05:18
in halfyarım the time and halfyarım
the costmaliyet of that bulldozerbuldozer.
107
306819
3609
yarı zamanda ve buldozer
masrafının yarı fiyatına.
05:23
InsteadBunun yerine of importingithal furnituremobilya,
BruceBruce startedbaşladı a guildGuild,
108
311328
2940
Mobilyayı dışarıdan getirtmektense,
05:26
and he broughtgetirdi in
masterana carpentersmarangozlar to traintren othersdiğerleri
109
314292
2407
Bruce bir birlik kurdu
ve usta marangozlarlarla
diğerlerine mobilya
işi öğretmeleri için anlaştı.
05:28
in how to make furnituremobilya by handel.
110
316723
1754
05:30
And on this job siteyer,
111
318501
1570
Bu kariyer sitesinde,
05:32
15 yearsyıl after the RwandanRuanda genocidesoykırım,
112
320095
3489
Ruanda soykırımından 15 sene sonra,
05:36
BruceBruce insistedısrar that we bringgetirmek on
laboremek from all backgroundsarka,
113
324326
3605
her tür deneyime sahip
kişileri bulmak için ilan verdi
05:39
and that halfyarım of them be womenkadınlar.
114
327955
1912
ve yarısı kadın olmalıydı.
05:42
BruceBruce was usingkullanma
the processsüreç of buildingbina to healiyileşmek,
115
330302
2645
Bruce, iyileştirmek için inşa
etme yöntemini kullanıyordu.
05:44
not just for those who were sickhasta,
116
332971
1985
Sadece hasta olanlar için değil,
05:46
but for the entiretüm communitytoplum as a wholebütün.
117
334980
2698
bir bütün olarak, tüm topluluk için.
05:51
We call this the locallylokal olarak fabricatedfabrikasyon
way of buildingbina, or "lo-fabLo-fab,"
118
339086
4855
Buna yerel yöntemlerin uygulandığı
05:55
and it has fourdört pillarssütunlar:
119
343965
2356
yapım tarzı, "lo-fab"diyoruz
ve dört ana kısmı var:
05:58
hirekiralama locallylokal olarak,
120
346984
1174
Yerelleri işe al,
06:00
sourcekaynak regionallyBölgesel,
121
348182
1435
bölgesel kaynakları tedarik et,
06:02
traintren where you can
122
350111
1420
mümkün olan yerde eğit
06:03
and mostçoğu importantlyönemlisi,
123
351555
1564
ve en önemlisi, her tasarım
06:05
think about everyher designdizayn decisionkarar
as an opportunityfırsat
124
353143
3562
kararını saygınlığa hizmet
06:08
to investyatırmak in the dignityhaysiyet
of the placesyerler where you serveservis.
125
356729
3916
eden bir fırsat gibi düşün.
06:13
Think of it like the localyerel foodGıda movementhareket,
126
361219
2830
Bunu yerel gıda hareketi gibi
düşünebilirsiniz,
06:16
but for architecturemimari.
127
364073
1355
ancak mimari için.
06:17
And we're convincedikna olmuş
that this way of buildingbina
128
365741
2203
Bu tarz yapım sürecinin dünyanın
06:19
can be replicatedçoğaltılan acrosskarşısında the worldDünya,
129
367968
1938
birçok yerinde tekrarlanabileceğine
06:21
and changedeğişiklik the way we talk about
and evaluatedeğerlendirmek architecturemimari.
130
369930
4547
ve mimariye dair bakışı
değiştirebileceğine inanıyoruz.
06:27
UsingKullanarak the lo-fabLo-fab way of buildingbina,
131
375405
1802
Bu süreç ile
06:29
even aestheticestetik decisionskararlar
can be designedtasarlanmış to impactdarbe people'sinsanların liveshayatları.
132
377231
3796
estetik bile insanların hayatını
etkilemek için bir araç olabilir.
06:33
In ButaroButaro, we choseseçti to use
a localyerel volcanicvolkanik stonetaş
133
381762
2702
Butaro'da yerel volkanik taş kullandık,
06:36
foundbulunan in abundancebolluk withiniçinde the areaalan,
134
384488
2028
bölgede çok vardı.
06:38
but oftensık sık considereddüşünülen
a nuisancebaş belası by farmersçiftçiler,
135
386540
2037
Ancak çiftçiler bunları bela
olarak görüyorlardı
06:40
and piledKazıklı on the sideyan of the roadyol.
136
388601
1729
ve yolun kenarına yığmışlardı.
06:42
We workedişlenmiş with these masonsMasonlar
to cutkesim these stonestaşlar
137
390671
2484
Bu taş ustalarıyla taşları kesip
06:45
and formform them into the wallsduvarlar
of the hospitalhastane.
138
393179
3191
hastane duvarı yaptık.
06:48
And when they beganbaşladı on this cornerköşe
139
396394
2197
Bu köşeden başladılar,
06:50
and wrappedörtülü around the entiretüm hospitalhastane,
140
398615
3088
tüm hastanenin etrafını çevirdiler.
06:54
they were so good at puttingkoyarak
these stonestaşlar togetherbirlikte,
141
402283
2522
Taşları bir araya getirmekte
çok iyiydiler.
06:56
they askeddiye sordu us if they could take down
the originalorijinal wallduvar and rebuildyeniden inşa etmek it.
142
404829
3612
Bize orijinal duvarı yıkıp yeniden yapmak
istediklerini söylediler.
07:00
And you see what is possiblemümkün.
143
408465
2288
Nelerin mümkün olabildiğini görüyorsunuz.
07:03
It's beautifulgüzel.
144
411467
1233
Çok güzel.
07:05
And the beautygüzellik, to me,
145
413794
1879
Bence güzellik şuradan geliyor,
07:07
comesgeliyor from the factgerçek that I know
that handseller cutkesim these stonestaşlar,
146
415697
3218
bu taşların elle kesildiğini
07:11
and they formedoluşturulan them into this thickkalın wallduvar,
147
419435
2985
ve bu kalın duvar olduğunu biliyorum.
07:14
madeyapılmış only in this placeyer
with rockskayalar from this soiltoprak.
148
422444
3990
Sadece burada, bu toprağın
taşları ile yapıldı.
07:20
When you go outsidedışında todaybugün
and you look at your builtinşa edilmiş worldDünya,
149
428107
4101
Bugün dışarı çıktığınızda, dünyanın
inşasına baktığınızda,
07:24
asksormak not only:
150
432973
1181
sadece,
07:26
"What is the environmentalçevre footprintayak izi?" --
an importantönemli questionsoru --
151
434178
3226
"Çevresel ayak izi nedir?" diye
sormanın dışında,
07:29
but what if we alsoAyrıca askeddiye sordu,
152
437428
1274
"Bunu yapan insanların
07:30
"What is the humaninsan handprintel izi
of those who madeyapılmış it?"
153
438726
3656
el izi nedir?" diye sorsak nasıl olurdu?
07:35
We startedbaşladı a newyeni practiceuygulama
basedmerkezli around these questionssorular,
154
443427
3644
Bu sorulara dayanan yeni
07:39
and we testedtest edilmiş it around the worldDünya.
155
447095
2549
bir uygulama başlattık
ve dünyada test ettik.
07:42
Like in HaitiHaiti,
156
450467
1151
Haiti'de olduğu gibi,
07:43
where we askeddiye sordu if a newyeni hospitalhastane
could help endson the epidemicsalgın of cholerakolera.
157
451642
4599
yeni bir hastane kolera salgınına
çare olabilir miydi?
07:48
In this 100-bed-Yatak hospitalhastane,
158
456755
1639
Bu 100 yataklı hastane için
07:50
we designedtasarlanmış a simplebasit strategystrateji
159
458418
1675
bir strateji tasarladık:
07:52
to cleantemiz contaminatedkirlenmiş medicaltıbbi wasteatık
before it entersgirer the waterSu tabletablo,
160
460117
4460
Kirli tıbbi atıkları yeraltı sularına
karışmadan temizleyecektik.
07:56
and our partnersortaklar at LesLes CentresMerkezleri GHESKIOGHESKIO
161
464601
2008
Gheskio Merkezi'ndeki
07:58
are alreadyzaten savingtasarruf liveshayatları because of it.
162
466633
2530
partnerlerimiz bu sayede
çoktan hayat kurtarıyorlar bile.
08:01
Or MalawiMalavi:
163
469187
1195
Veya Malavi'de:
08:02
we askeddiye sordu if a birthingDoğum centermerkez
could radicallykökünden reduceazaltmak
164
470406
3229
Bir doğum merkezinde, anne
ve bebek ölüm oranını
08:05
maternalAnne and infantbebek mortalityölüm oranı.
165
473659
1900
büyük ölçüde azaltabilir miydik?
08:07
MalawiMalavi has one of the highesten yüksek ratesoranları
of maternalAnne and infantbebek deathölüm
166
475892
3253
Malavi, dünyadaki en yüksek
anne ve bebek ölümü
08:11
in the worldDünya.
167
479169
1217
oranına sahip.
08:12
UsingKullanarak a simplebasit strategystrateji
to be replicatedçoğaltılan nationallyUlusal,
168
480410
3323
Ulusal ölçüde tekrarlanacak olan
basit bir strateji kullandık.
08:15
we designedtasarlanmış a birthingDoğum centermerkez
169
483757
2220
Kadınların ve
08:18
that would attractçekmek womenkadınlar
and theironların attendantsgörevlileri
170
486001
2308
refakatçilerinin erken gelmelerini
ve daha güvenli doğum
08:20
to come to the hospitalhastane earlierdaha erken
and thereforebu nedenle have saferdaha güvenli birthsdoğumlular.
171
488333
3833
sağlayacak bir doğum merkezi tasarladık.
08:24
Or in the CongoKongo Cumhuriyeti, where we askeddiye sordu
172
492569
1674
Veya Kongo'da şunu sorduk:
08:26
if an educationaleğitici centermerkez
could alsoAyrıca be used
173
494267
2248
Bir eğitim merkezi, tehlikede
olan doğal hayatı
08:28
to protectkorumak endangerednesli tehlike altında olan wildlifeyaban hayatı.
174
496539
2182
korumak için kullanılabilir mi?
08:30
PoachingKaçak avcılık for ivoryFildişi and bushmeatetinden
175
498745
1585
Kaçak fildişi ve vahşi hayvan eti avcılığı
08:32
is leadingönemli to globalglobal epidemicsalgın,
diseasehastalık transferaktarma and warsavaş.
176
500354
3547
bulaşıcı hastalık ve savaşlara yol açıyor.
08:35
In one of the hardest-to-reacherişilmesi zor
placesyerler in the worldDünya,
177
503925
3222
Dünyada erişilmesi en zor
yerlerden birinde,
08:39
we used the mudçamur and the dirtkir
and the woodahşap around us
178
507171
2926
bir merkez inşa etmek
için etrafımızdaki çamur,
08:42
to constructinşa etmek a centermerkez
179
510121
1664
çer çöp ve odunları kullandık.
08:43
that would showgöstermek us waysyolları to protectkorumak
and conservetasarruf etmek our richzengin biodiversitybiyolojik çeşitlilik.
180
511809
4748
Bu bize zengin biyo-çeşitliliğimizi
korumamızda çeşitli yollar gösterdi.
08:49
Even here in the US,
181
517526
1605
Burada, Amerika'da,
08:51
we were askeddiye sordu to rethinkyeniden düşünmek
182
519155
1263
işitme engelliler
08:52
the largesten büyük universityÜniversite for the deafSAĞIR
and hardzor of hearingişitme in the worldDünya.
183
520442
4062
ve işitme zorluğu yaşayanlar için dünyanın
en büyük üniversitesini yeniden
tasarlamamız istendi.
08:56
The deafSAĞIR communitytoplum, throughvasitasiyla signişaret languagedil,
184
524844
2256
İşaret dili, görsel iletişimin
önemini gösteriyor.
08:59
showsgösterileri us the powergüç
of visualgörsel communicationiletişim.
185
527124
2410
09:01
We designedtasarlanmış a campuskampus
that would awakenuyandırmak the waysyolları
186
529558
2252
Yolların, tüm insanlığın
iletişim kurduğu şekilde,
09:03
in whichhangi we as humansinsanlar all communicateiletişim kurmak,
187
531834
2049
sözel ve sözel olmayan yollarla
09:05
bothher ikisi de verballysözlü and nonverballynonverbally.
188
533907
1919
gösterildiği bir kampüs tasarladık.
09:09
And even in PoughkeepsiePoughkeepsie, my hometownMemleket,
189
537729
2534
Poughkeepsie'de, benim şehrimde bile,
09:12
we thought about oldeski
industrialSanayi infrastructurealtyapı.
190
540986
2840
eski endüstriyel altyapıyı
yeniden düşündük.
09:16
We wonderedmerak:
191
544196
1277
Kültür ve sanatı kullanarak bu şehri
09:17
Could we use artssanat and culturekültür
and designdizayn to revitalizeyeniden canlandırma this cityŞehir
192
545497
4563
ve ülkedeki diğer sanayi şehirlerini
yeniden canlandırabilir miydik?
09:22
and other RustPas BeltKemer citiesşehirler
acrosskarşısında our nationulus,
193
550084
2622
09:24
and turndönüş them into centersmerkezleri
for innovationyenilik and growthbüyüme?
194
552730
2964
Ve bunları
inovasyon ve gelişme merkezlerine
dönüştürebilir miydik?
09:28
In eachher of these projectsprojeler,
we askeddiye sordu a simplebasit questionsoru:
195
556121
3429
Bu projelerin her birinde,
basit bir soru sorduk:
09:32
What more can architecturemimari do?
196
560045
2179
Mimari daha fazla ne yapabilir?
09:34
And by askingsormak that questionsoru,
197
562681
1925
Bu soruyu sorarken,
09:36
we were forcedzorunlu to considerdüşünmek
how we could createyaratmak jobsMeslekler,
198
564630
3742
nasıl istihdam yaratabiliriz,
bölgedeki kaynaklarından
09:40
how we could sourcekaynak regionallyBölgesel
199
568396
2411
nasıl yararlanabiliriz,
09:42
and how we could investyatırmak
in the dignityhaysiyet of the communitiestopluluklar
200
570831
3226
hizmet ettiğimiz bölge
halklarının değerine nasıl
09:46
in whichhangi we serveservis.
201
574081
1231
katkıda bulunabiliriz?
09:47
I have learnedbilgili
202
575959
1247
Şunu öğrendim ki:
09:49
that architecturemimari can be
a transformativedönüştürücü enginemotor for changedeğişiklik.
203
577943
4555
Mimari, değişim için dönüştürücü
bir lokomotif olabilir.
09:57
About a yearyıl agoönce, I readokumak an articlemakale
204
585117
2673
Bir sene önce, yorulmak bilmeyen
10:00
about a tirelessyorulmaz and intrepidKorkusuz
civilsivil rightshaklar leaderlider
205
588567
4144
ve gözüpek bir insan hakları
savunucusu, Bryan Stevenson ile
10:05
namedadlı BryanBryan StevensonStevenson.
206
593328
1306
ilgili bir yazı okumuştum.
10:08
(ApplauseAlkış)
207
596423
3997
(Alkışlar)
10:14
And BryanBryan had a boldcesur architecturalmimari visionvizyon.
208
602249
3184
Bryan'ın cesur bir mimari vizyonu vardı.
10:17
He and his teamtakım had been documentingbelgeleme
209
605983
2589
O ve ekibi Amerika'nın güneyindeki
Afrikalı-Amerikalılara
10:20
the over 4,000 lynchingslinçlerine
of AfricanAfrika AmericansAmerikalılar
210
608596
3644
4.000'in üzerinde
10:24
that have happenedolmuş in the AmericanAmerikan SouthGüney.
211
612264
2260
linç girişimini belgelemişlerdi.
10:26
And they had a planplan to markişaret everyher countykontluk
where these lynchingslinçlerine occurredoluştu,
212
614889
4810
Linç girişimlerinin olduğu her eyaleti
işaretleme ve Montgomery Alabama'da
10:31
and buildinşa etmek a nationalUlusal memorialanıt
to the victimskurbanlar of lynchinglinç
213
619723
3389
linç kurbanları için ulusal bir anıt dikme
10:35
in MontgomeryMontgomery, AlabamaAlabama.
214
623136
1690
planları vardı.
10:37
CountriesÜlkeler like GermanyAlmanya and SouthGüney AfricaAfrika
215
625879
3097
Almanya, Güney Afrika
ve tabii Ruanda gibi ülkeler,
10:41
and, of coursekurs, RwandaRuanda,
216
629880
1169
ulusal ruhu iyileştirmek
10:43
have foundbulunan it necessarygerekli to buildinşa etmek memorialsanıtlar
217
631073
3072
ve geçmişlerindeki
10:46
to reflectyansıtmak on the atrocitieszulüm
of theironların pastgeçmiş,
218
634169
2839
vahşeti yansıtmak için
10:49
in ordersipariş to healiyileşmek theironların nationalUlusal psycheruh.
219
637032
2988
anıt dikmeyi gerekli görmüşlerdi.
10:52
We have yethenüz to do this
in the UnitedAmerika StatesBirleşik.
220
640044
3168
Bizim bunu Amerika'da hâlâ yapmamız lazım.
10:56
So I sentgönderilen a coldsoğuk emailE-posta
to infobilgi:@equaljusticeintiativeequaljusticeintiative.orgorg:
221
644679
6635
Ben de info@equaljusticeintiative.org
adresine bir e-posta attım:
11:03
"DearSevgili BryanBryan," it said,
222
651338
1949
"Sevgili Bryan" diye başladım,
11:06
"I think your buildingbina projectproje
223
654102
1636
Bence anıtlarla ilgili projen,
11:07
is maybe the mostçoğu importantönemli
projectproje we could do in AmericaAmerika
224
655762
2955
Amerika'da yapabileceğimiz en önemli proje
11:10
and could changedeğişiklik the way
we think about racialırk injusticeadaletsizlik.
225
658741
2990
ve ırk adaletsizliğine
bakışımızı değiştirebilir.
11:14
By any chanceşans,
226
662640
1984
Bir ihtimal,
11:16
do you know who will designdizayn it?"
227
664648
1921
kimin tasarlayacağını biliyor musun?"
11:18
(LaughterKahkaha)
228
666593
1629
(Kahkahalar)
11:20
SurprisinglyŞaşırtıcı, shockinglyşok edici,
229
668784
1727
Şaşırtıcı bir şekilde,
11:23
BryanBryan got right back to me,
230
671547
1314
Bryan direkt cevap verdi
11:24
and inviteddavet me down to meetkarşılamak
with his teamtakım and talk to them.
231
672885
3208
ve beni ekibiyle tanışmaya çağırdı.
Söylemeye gerek bile yok,
tüm toplantılarımı iptal ettim
11:28
NeedlessGereksiz to say,
I cancelediptal edildi all my meetingstoplantılar
232
676763
2052
11:30
and I jumpedatladı on a planeuçak
to MontgomeryMontgomery, AlabamaAlabama.
233
678839
2340
ve Alabama, Montgomery'e
bir uçağa atladım.
11:33
When I got there,
234
681203
1158
Oraya vardığımda,
11:34
BryanBryan and his teamtakım pickedseçilmiş me up,
and we walkedyürüdü around the cityŞehir.
235
682797
3484
Bryan ve ekibi beni aldı ve şehri gezdik.
11:38
And they tookaldı the time to pointpuan out
236
686305
2327
Şehirde konfederasyonun
11:40
the manyçok markersişaretleyicileri that have
been placedyerleştirilmiş all over the cityŞehir
237
688656
3021
tarihine dair ne kadar çok sembol
11:43
to the historytarih of the ConfederacyKonfederasyon,
238
691701
2444
olduğunu gösterdiler
11:46
and the very fewaz that markişaret
the historytarih of slaverykölelik.
239
694169
4227
ve kölelik tarihine dair olanların
ne kadar az olduğunu.
11:50
And then he walkedyürüdü me to a hillTepe.
240
698420
1827
Sonra tüm şehri gören
11:52
It overlookedgözden kaçan the wholebütün cityŞehir.
241
700828
1502
bir tepeye çıktık.
11:54
He pointedişaretlendi out the rivernehir
and the traintren tracksraylar
242
702934
2230
Nehri ve tren raylarını gösterdi,
11:57
where the largesten büyük domesticyerli
slave-tradingköle ticareti portLiman in AmericaAmerika
243
705188
2695
Amerika'da köle ticaretinin
büyük başarıyla yapıldığı limandı burası.
11:59
had oncebir Zamanlar prosperedbaşarılı oldu.
244
707907
1184
12:01
And then to the CapitolCapitol rotundaRotunda,
245
709115
1618
Daha sonra Capitol Kubbesi'ni işaret etti
12:02
where GeorgeGeorge WallaceWallace
had stooddurdu on its stepsadımlar
246
710757
2072
George Wallace burada,
12:04
and proclaimedilan, "SegregationSegregasyon foreversonsuza dek."
247
712853
2884
"Sonsuza kadar ayrımcılık"
diye ilan etmişti.
12:08
And then to the very hillTepe belowaltında us.
248
716205
1851
Daha sonra hemen aşağımızdaki
tepeyi göstererek,
12:10
He said, "Here we will buildinşa etmek
a newyeni memorialanıt
249
718080
3317
"Buraya, bu şehrin ve bu ulusun kimliğini
12:13
that will changedeğişiklik the identityKimlik
of this cityŞehir and of this nationulus."
250
721421
4442
değiştirecek bir anıt dikeceğiz" dedi.
12:18
Our two teamstakımlar have workedişlenmiş
togetherbirlikte over the last yearyıl
251
726855
3454
İki ekibimiz geçtiğimiz sene boyunca
bu anıtı tasarlamak için
12:22
to designdizayn this memorialanıt.
252
730333
1642
birlikte çalıştılar.
12:27
The memorialanıt will take us on a journeyseyahat
253
735184
2867
Bu anıt bizi, Parthenon
12:30
throughvasitasiyla a classicalKlasik,
almostneredeyse familiartanıdık buildingbina typetip,
254
738836
3074
veya Vatikan'daki sütunlar gibi klasik,
12:33
like the ParthenonParthenon Tapınağı
or the colonnadeColonnade at the VaticanVatikan.
255
741934
4125
neredeyse alışık olduğumuz
bir yolculuğa çıkaracak.
12:38
But as we entergirmek,
256
746994
1327
Ancak içeri doğru ilerlediğimizde,
12:40
the groundzemin dropsdamla belowaltında us
and our perceptionalgı shiftskaymalar,
257
748345
3961
yer adeta kayıyor gibi olacak
12:44
where we realizegerçekleştirmek that these columnssütunlar
evokeuyandırmak the lynchingslinçlerine,
258
752330
4094
ve bu sütunların meydandaki linç
eylemlerini çağrıştırdığını
12:48
whichhangi happenedolmuş in the publichalka açık squarekare.
259
756448
2031
fark ettiğimiz andan itibaren
algımız değişecek.
12:51
And as we continuedevam et,
260
759005
1316
Devam ettiğimizde,
12:52
we beginbaşla to understandanlama the vastgeniş numbernumara
261
760345
3095
ne kadar büyük bir rakamdan bahsettiğimizi
12:55
of those who have yethenüz to be put to restdinlenme.
262
763464
2993
ve bunu görmezden geldiğimizi
anlamaya başlayacağız.
12:58
TheirOnların namesisimler will be engravedoyulmuş
on the markersişaretleyicileri that hangasmak aboveyukarıdaki us.
263
766481
4705
İsimleri üzerimizde asılı duran
işaretlere kazınacak.
13:04
And just outsidedışında will be a fieldalan
of identicalözdeş columnssütunlar.
264
772202
4069
Hemen dışarıda, tamamıyla aynı
sütunların olduğu bir yer olacak.
13:08
But these are temporarygeçici columnssütunlar,
waitingbekleme in purgatoryAraf,
265
776973
3799
Bu sütunlar arafta bekleyecek
13:12
to be placedyerleştirilmiş in the very countiesİlçeler
where these lynchingslinçlerine occurredoluştu.
266
780796
3823
ve linç olan eyaletlere yerleştirilecek.
13:18
Over the nextSonraki fewaz yearsyıl,
267
786124
2372
Birkaç sene süresince,
13:20
this siteyer will bearayı witnesstanık,
268
788520
1986
bu sütunların her biri yerini bulmasına,
görünür şekilde ait olduğu
eyalete yerleştirilmesine,
13:23
as eachher of these markersişaretleyicileri is claimediddia etti
269
791060
2238
13:25
and visiblygözle görülür placedyerleştirilmiş in those countiesİlçeler.
270
793322
2259
bu mekân şahitlik edecek.
13:28
Our nationulus will beginbaşla to healiyileşmek
from over a centuryyüzyıl of silenceSessizlik.
271
796258
5168
Ulusumuz yüz yılı aşan sessizlikten sonra
şifa bulmaya başlayacak.
13:35
When we think about
how it should be builtinşa edilmiş,
272
803799
2053
Bunu nasıl yapacağımızı düşündüğümüzde,
13:37
we were remindedhatırlattı of UbudeheUbudehe,
273
805876
2800
Ubudehe'yi hatırladık,
13:40
the buildingbina processsüreç
we learnedbilgili about in RwandaRuanda.
274
808700
2368
Ruanda'da öğrendiğimiz yapım süreci.
13:43
We wonderedmerak if we could filldoldurmak
those very columnssütunlar
275
811562
2544
Bu sütunları, cinayetlerin olduğu
13:46
with the soiltoprak from the sitesSiteler
of where these killingscinayetleri occurredoluştu.
276
814130
3899
yerlerdeki toprakla doldurabilir miydik?
13:51
BrianBrian and his teamtakım have begunbaşladı
collectingtoplama that soiltoprak
277
819218
3164
Brian ve ekibi, aile üyeleriyle,
topluluk liderleri
13:54
and preservingkoruma it in individualbireysel jarskavanoz
278
822940
2784
ve topluluktan kimselerle
bu topraklardan toplamaya
13:57
with familyaile membersüyeler, communitytoplum
leadersliderler and descendantstorunları.
279
825748
3459
ve farklı kavanozlarda muhafaza
etmeye başladılar.
14:01
The actdavranmak of collectingtoplama soiltoprak itselfkendisi
280
829890
3102
Bu toprakları topluyor olma eylemi bile
14:06
has leadöncülük etmek to a typetip of spiritualmanevi healingşifa.
281
834148
2670
bir çeşit manevi iyileşmeyi sağladı.
14:09
It's an actdavranmak of restorativerestoratif justiceadalet.
282
837545
2487
Bu, adaleti yeniden
canlandıran bir eylemdi.
14:12
As one EJIEJI teamtakım memberüye notedkaydetti
283
840844
2554
EJI ekibinin üyelerinden birisi,
14:15
in the collectionToplamak of the soiltoprak
from where Will McBrideMcBride was lynchedlinç,
284
843422
4052
McBride'ın linç mahallindeki
topraktan alırken şöyle dedi:
14:20
"If Will McBrideMcBride left one dropdüşürmek of sweatter,
285
848231
3133
"Eğer McBride'dan bir damla alın teri,
14:23
one dropdüşürmek of bloodkan,
286
851388
1355
bir damla kan,
14:25
one hairsaç folliclefolikül --
287
853173
1403
bir saç teli kaldıysa,
14:26
I praydua etmek that I dugkazdık it up,
288
854964
1621
kazıp çıkarmış olayım diye
14:28
and that his wholebütün bodyvücut
would be at peaceBarış."
289
856609
2975
dua ediyorum ve tüm bedeni
böylece huzur bulacak.
14:34
We planplan to breakkırılma groundzemin
on this memorialanıt latersonra this yearyıl,
290
862683
3261
Bu anıtın temelini bu sene
atmayı planlıyoruz.
14:37
and it will be a placeyer to finallyen sonunda speakkonuşmak
of the unspeakableAğza alınmayacak actseylemler
291
865968
4445
Sonunda, bu ulusu yaralayan
ve konuşulamayan eylemlerin
14:42
that have scarredyaralı this nationulus.
292
870437
1855
adına konuşacak bir yer olacak.
14:46
(ApplauseAlkış)
293
874380
5861
(Alkışlar)
14:57
When my fatherbaba told me
that day that this houseev --
294
885245
3437
Babam o gün bana, bu evin --
15:00
our houseev --
295
888706
1155
bizim evimizin--
15:01
had savedkaydedilmiş his life,
296
889885
1205
hayatını kurtardığını söylediğinde,
15:03
what I didn't know
297
891970
1312
kastettiğinin, mimariyle
15:05
was that he was referringatıfta
to a much deeperDaha derine relationshipilişki
298
893306
3252
kendimizle olan ilişki
15:08
betweenarasında architecturemimari and ourselveskendimizi.
299
896582
2440
arasındaki çok derin bağ
olduğunu anlayamamışım.
15:11
BuildingsBinalar are not simplybasitçe
expressiveifade sculpturesheykeller.
300
899649
3346
Yapılar sadece ifade eden, yontulmuş
heykeller değillerdir.
15:15
They make visiblegözle görülür our personalkişisel
and our collectivetoplu aspirationsözlemleri
301
903019
4098
Bireysel ve kolektif arzularımızı
toplumsal olarak
15:19
as a societytoplum.
302
907141
1157
görünür kılarlar.
15:21
Great architecturemimari can give us hopeumut.
303
909177
3240
İyi mimari bize umut verebilir.
15:25
Great architecturemimari can healiyileşmek.
304
913162
2374
İyi mimari iyileştirir.
15:28
Thank you very much.
305
916478
1217
Teşekkürler.
15:29
(ApplauseAlkış)
306
917719
7271
(Alkışlar)
Translated by meltem sendag
Reviewed by Yunus Aşık

▲Back to top

ABOUT THE SPEAKER
Michael Murphy - Designer
As co-founder and CEO of MASS Design Group, Michael Murphy envisions and creates community-centric structures with healing built into their core.

Why you should listen

Michael Murphy is the executive director of MASS Design Group. He spearheads MASS' research and design programs and has helped expand the firm into ten countries and three continents.

Murphy led the design and construction of MASS's first project, the Butaro Hospital in Rwanda, which opened in 2011. The award-winning hospital established the MASS blueprint: immersive study of each location for its challenges and advantages, design of buildings that will improve the well-being of patients and communities, low-impact and environmentally sensitive construction that enriches the community, and evaluation of each design’s impact in improving lives.

More profile about the speaker
Michael Murphy | Speaker | TED.com