TEDxBeirut
Suzanne Talhouk: Don't kill your language
Suzanne Talhouk: Kim demiş Arapça sizi "uncool" yapar diye ?
Filmed:
Readability: 3.4
1,438,887 views
Bu konuşmada, Suzanne Talhouk Arap dilinin canlandırmak için modernleşme ve yaratıcı bir ifade aracı olarak kullanılmasını talep ediyor. Çalışmaları Arapça konuşulan dünyanın kimliğinin tekrar tanımlanmasın ve aşağılık kompleksinden kurtulmasına odaklanmaktadır.
Suzanne Talhouk - Poet and language advocate
Suzanne Talhouk is an advocate for the Arabic language as a tool of power, pride and unity. Full bio
Suzanne Talhouk is an advocate for the Arabic language as a tool of power, pride and unity. Full bio
Double-click the English transcript below to play the video.
00:13
Good morning!
0
1295
1626
Günaydın!
00:15
Are you awake?
1
3340
2549
Uyanık mısınız?
00:18
They took my name tag,
but I wanted to ask you,
but I wanted to ask you,
2
6679
2304
Benim yaka kartımı aldılar ama size sormak istiyorum,
00:21
did anyone here write their name
on the tag in Arabic?
on the tag in Arabic?
3
9183
2590
burada kartında ismi Arapça yazan var mı?
00:23
Anyone! No one?
All right, no problem.
All right, no problem.
4
11900
5394
Hiç kimse! Kimse mi?
Pekala, sorun değil.
Pekala, sorun değil.
00:29
Once upon a time, not long ago,
5
17529
3963
Bir zamanlar ki çok uzun zaman önce değil,
00:33
I was sitting in a restaurant with my friend,
ordering food.
ordering food.
6
21632
4382
Bir arkadaşımla restoranda oturuyorduk, sipariş verecektim
00:38
So I looked at the waiter and said,
7
26477
3520
Bu yüzden garsona baktım ve dedim ki,
00:42
"Do you have a menu (Arabic)?"
8
30087
2872
"Yemek listeniz var mi?"
00:45
He looked at me strangely,
thinking that he misheard.
thinking that he misheard.
9
33683
3760
Bana garip bir şekilde baktı, duyamadığını düşündü.
00:49
He said, "Sorry? (English)."
10
37633
2073
"Sorry", dedi.
00:52
I said,
"The menu (Arabic), please."
"The menu (Arabic), please."
11
40132
3418
"Yemek listesi, lütfen." dedim.
00:56
He replied,
"Don't you know what they call it?"
"Don't you know what they call it?"
12
44110
3293
"Ona ne dendiğini bilmiyor musunuz?" diye cevapladı.
00:59
"I do."
13
47714
1294
"Biliyorum"
01:01
He said, "No! It's called "menu" (English),
or "menu" (French)."
or "menu" (French)."
14
49133
3485
"Hayır! "menü" denir (İngilizce) veya "menü" (Fransızca).
01:04
Is the French pronunciation correct?
15
52688
1925
Fransızca telaffuz doğru mu?
01:06
"Come, come, take care of this one!"
said the waiter.
said the waiter.
16
54663
2390
"hadi hadi, şunla ilgilenin!" dedi garson.
01:09
He was disgusted when talking to me,
as if he was saying to himself,
as if he was saying to himself,
17
57123
4235
Benimle konuşurken iğrenmişti, sanki kendi kendine,
01:13
"If this was the last girl on Earth,
I wouldn't look at her!"
I wouldn't look at her!"
18
61458
3942
"Bu kız dünyadaki son kız olsaydı, yinede ona bakmazdım" diyordu.
01:17
What's the meaning
of saying "menu" in Arabic?
of saying "menu" in Arabic?
19
65450
2057
Arapça'da yemek listesinin anlamlı söylenişi nedir?
01:19
Two words made a Lebanese young man
judge a girl as being backward
judge a girl as being backward
20
67578
8005
İki kelime Lübnanlı genç bir erkeğin bir kızı gerici ve
01:28
and ignorant.
21
76323
2027
cahil olarak nitelemeye yetti.
01:30
How could she speak that way?
22
78820
5176
Nasıl böyle konuşabilir ki?
01:36
At that moment, I started thinking.
23
84346
2685
O anda düşünmeye başladım.
01:39
It made me mad.
24
87059
1048
Beni çılgına çevirmişti.
01:40
It definitely hurts!
25
88152
1084
Kesinlikle acı veriyor!
01:41
I'm denied the right to speak
my own language in my own country?
my own language in my own country?
26
89326
3065
Kendi ülkemde kendi dilimi konuşma hakkından men mi edildim?
01:44
Where could this happen?
27
92441
1871
Bu nerede olabilir?
01:46
How did we get here?
28
94392
3280
Nasıl bu hale geldik?
01:49
Well, while we are here,
there are many people like me,
there are many people like me,
29
97732
3772
Pekala, hazır buradayken, Benim gibi birçok insan var,
01:53
who would reach a stage in their lives,
where they involuntarily give up
where they involuntarily give up
30
101674
3408
hayatlarında belli bir aşamaya ulaşacak olan
01:57
everything
that has happened to them in the past,
that has happened to them in the past,
31
105132
2288
istemsizce geçmişte başlarından geçen her şeyden vazgeçecekler
01:59
just so they can say that they're modern
32
107420
2139
ve bu sayede modern
02:01
and civilized.
33
109699
2141
ve uygar oldukların söyleyecekler.
02:03
Should I forget all my culture, thoughts,
34
111920
2825
Tüm kültürümü, düşüncelerimi
02:06
intellect and all my memories?
35
114835
4605
aklımı ve tüm anılarımı unutmalı mıyım?
02:11
Childhood stories might be the best memories
we have of the war!
we have of the war!
36
119690
3305
En iyi çocukluk hikayeleri
bizde savaş vardı olabilir.
bizde savaş vardı olabilir.
02:15
Should I forget everything
I learned in Arabic, just to conform?
I learned in Arabic, just to conform?
37
123118
5185
Sadece uyum sağlayabilmek için Arapça olarak öğrendiğim her şeyi unutmalı mıyım?
02:20
To be one of them?
38
128423
3165
Onlardan biri olmak için?
02:23
Where's the logic in that?
39
131878
2144
Mantık bunun neresinde?
02:26
Despite all that,
I tried to understand him.
I tried to understand him.
40
134132
3558
Bütün bunlara rağmen, onu anlamaya çalıştım.
02:29
I didn't want to judge him
with the same cruelty that he judged me.
with the same cruelty that he judged me.
41
137780
6166
Onun beni yargıladığı kabalıkla ben onu yargılamak istemedim.
02:35
The Arabic language
doesn't satisfy today's needs.
doesn't satisfy today's needs.
42
143946
3766
Arap dili bu günün ihtiyaçlarını karşılamıyor.
02:39
It's not a language for science,
43
147902
1792
Bilim için olan bir dil değil,
02:41
research,
44
149764
1451
araştırma için değil,
02:43
a language we're used to in universities,
45
151275
1959
üniversitelerde kullandığımız bir dil değil
02:45
a language we use in the workplace,
46
153294
2080
iş yerinde kullandığımız bir dil değil
02:47
a language we rely on if we were to perform
an advanced research project,
an advanced research project,
47
155694
6104
eğer ileri düzeyde araştırma yapıyor olsak güvendiğimiz bir dil değil,
02:53
and it definitely isn't a language
we use at the airport.
we use at the airport.
48
161888
2667
ve kesilikle hava alanında kullandığımız bir dil değil
02:56
If we did so,
they'd strip us of our clothes.
they'd strip us of our clothes.
49
164555
2805
Eğer kullansaydık, kıyafetlerimizi çıkartırlardı.
03:00
Where can I use it, then?
We could all ask this question!
We could all ask this question!
50
168780
3548
Öyle ise nerede kullanacağız?
Tüm bu soruları sorabiliyoruz!
Tüm bu soruları sorabiliyoruz!
03:04
So, you want us to use Arabic.
Where are we to do so?
Where are we to do so?
51
172408
3572
Öyle ise Arapçayı kullanmak istiyoruz.
Bunu yapmakta neredeyiz?
Bunu yapmakta neredeyiz?
03:08
This is one reality.
52
176660
2470
Bir gerçek var.
03:11
But we have another more important reality
that we ought to think about.
that we ought to think about.
53
179240
5248
Ama düşünmek zorunda oluğumuz daha önemli bir gerçek var.
03:16
Arabic is the mother tongue.
54
184878
2929
Arapça bizim anadilimiz,
03:19
Research says that mastery
of other languages
of other languages
55
187867
5825
Araştırmacılara göre diğer dillerde uzmanlaşmak
03:25
demands mastery of the mother tongue.
56
193718
3496
anadilde uzmanlık gerektiriyor.
03:29
Mastery of the mother tongue is a prerequisite
for creative expression in other languages.
for creative expression in other languages.
57
197679
6665
Anadilde uzmanlık diğer dillerde yaratıcı ifade için ön koşul.
03:36
How?
58
204514
1305
Nasıl?
03:38
Gibran Khalil Gibran,
59
206199
1700
Gibran Khalil Gibran,
03:40
when he first started writing,
he used Arabic.
he used Arabic.
60
208489
3901
Yazmaya ilk başladığında Arapça kullanıyordu.
03:44
All his ideas, imagination and philosophy
61
212540
6332
Tüm fikirleri, hayal ve felsefesi
03:51
were inspired by this little boy
in the village
in the village
62
219122
3467
bu çocuk tarafından bir köyde esinlenildi ki
03:54
where he grew up,
smelling a specific smell,
smelling a specific smell,
63
222869
2111
belirli bir kokuyu koklayarak büyüdüğü,
03:57
hearing a specific voice,
64
225150
1211
belirli bir ses duyduğu,
03:58
and thinking a specific thought.
65
226421
1565
ve belirli bir düşünceyi düşünerek büyüdüğü.
04:00
So, when he started writing in English,
he had enough baggage.
he had enough baggage.
66
228206
4581
İngilizce yazmaya başladığı zaman yeterli yükü vardı.
04:04
Even when he wrote in English,
67
232917
2268
İngilizce yazdığında bile,
04:07
when you read his writings in English,
you smell the same smell,
you smell the same smell,
68
235265
3711
İngilizce yazınlarını okuduğunuzda, aynı kokuyu koklayabilir,
04:11
sense the same feeling.
69
239157
1714
aynı hissi hissedebilirsiniz.
04:13
You can imagine that that's him
writing in English,
writing in English,
70
241147
3586
Şunu hayal edebilirsiniz, İngilizce yazan O kişi,
04:16
the same boy who came from the mountain.
From a village on Mount Lebanon.
From a village on Mount Lebanon.
71
244813
5264
dağdan gelen çocukla aynı kişi.
Lübnan Dağı'ndaki bir köyden.
Lübnan Dağı'ndaki bir köyden.
04:22
So, this is an example
no one can argue with.
no one can argue with.
72
250730
6361
Öyle ise bu kimsenin karşı çıkamayacağı bir örnek.
04:29
Second, it's often said
that if you want to kill a nation,
that if you want to kill a nation,
73
257401
4580
İkinci olarak, ki çok sık söylenir eğer bir milleti öldürmek istiyorsanız
04:34
the only way to kill a nation,
74
262060
2781
bir milleti öldürmenin tek yolu,
04:37
is to kill its language.
75
265006
1459
onun dilini öldürmektir.
04:38
This is a reality
that developed societies are aware of.
that developed societies are aware of.
76
266875
5120
Şu bir gerçek ki gelişmiş ülkeler bunun farkında.
04:44
The Germans, French, Japanese and Chinese,
all these nations are aware of this.
all these nations are aware of this.
77
272352
6314
Almanlar, Fransızlar, Japonlar ve Çinliler, hepsi bunun fakında.
04:50
That's why they legislate
to protect their language.
to protect their language.
78
278876
3836
Bunun için dillerini korumak için yasalar yapıyorlar.
04:54
They make it sacred.
79
282842
2401
Onu kutsallaştırıyorlar.
04:57
That's why they use it in production,
they pay a lot of money to develop it.
they pay a lot of money to develop it.
80
285323
5507
Bu sebeple üretimde onu kullanıyorlar,
dillerini geliştirmek için daha çok para ödüyorlar.
dillerini geliştirmek için daha çok para ödüyorlar.
05:03
Do we know better than them?
81
291340
2366
Biz onlardan daha iyi mi biliyoruz?
05:06
All right,
82
294116
1000
Pekala,
05:07
we aren't from the developed world,
83
295122
1827
Biz gelişmiş dünyadan değiliz,
05:08
this advanced thinking
hasn't reached us yet,
hasn't reached us yet,
84
296949
2218
bu gelişmiş düşünce bize henüz ulaşmadı,
05:11
and we would like to catch up
with the civilized world.
with the civilized world.
85
299257
2644
ve biz uygar dünyayı yakalamak istiyoruz.
05:15
Countries that were once like us,
but decided to strive for development,
but decided to strive for development,
86
303181
4043
Ancak bir zamanlar bizim gibi olan ülkeler, gelişmek için çaba göstermeye ,
05:19
do research,
87
307514
1436
araştırma yapmaya,
05:21
and catch up with those countries,
88
309100
1833
ve bu ülkeleri yakalamaya karar verdiler,
05:22
such as Turkey, Malaysia and others,
89
310994
2779
bunlar Türkiye, Malezya ve diğerleri gibi ülkeler,
05:25
they carried their language with them
as they were climbing the ladder,
as they were climbing the ladder,
90
313933
3671
merdivenleri tırmanırken dillerini de yanlarında taşıyorlar,
05:29
protected it like a diamond.
91
317724
3287
onu bir elmas gibi koruyorlar.
05:33
They kept it close to them.
92
321131
1509
Onu kendilerine yakın tutuyorlar.
05:34
Because if you get any product
from Turkey or elsewhere
from Turkey or elsewhere
93
322690
4250
Çünkü Türkiye'den bir ürün alırsanız veya başka bir yerden,
05:39
and it's not labeled in Turkish,
94
327030
2076
etiketi Türkçe değil,
05:41
then it isn't a local product.
95
329616
2449
öyle ise bu yerel bir ürün değil.
05:44
You wouldn't believe it's a local product.
96
332195
2583
İnanmayacaksınız yerel bir ürün.
05:47
They'd go back to being consumers,
97
335168
2472
Tüketici olmaya devam edecekler
05:49
clueless consumers, like we are
most of the time.
most of the time.
98
337800
5353
çoğu zaman bizim de olduğumuz gibi, hiç bir fikri olmayan tüketiciler.
05:55
So, in order for them to innovate and produce,
they had to protect their language.
they had to protect their language.
99
343463
5871
Yani yenilik ve üretim için dillerini korumak zorundaydılar
06:03
If I say, "Freedom, sovereignty,
independence (Arabic),"
independence (Arabic),"
100
351187
4334
Eğer size "Özgürlük, egemenlik, bağımsızlık dersem,
06:08
what does this remind you of?
101
356101
2454
Bu size neyi anımsatıyor ?
06:12
It doesn't ring a bell, does it?
102
360625
1616
Bir şey çağrıştırmıyor mu ? Öyle mi ?
06:14
Regardless of the who, how and why.
103
362819
3701
ne olursa olsun, kim, nasıl ve neden.
06:19
Language isn't just for conversing,
just words coming out of our mouths.
just words coming out of our mouths.
104
367580
6078
Dil sadece konuşmak için ağzınızdan çıkan kelimeler değildir.
06:25
Language represents specific stages
in our lives,
in our lives,
105
373798
4702
Dil hayatlarımızın önemli kısımlarını ve
06:30
and terminology
that is linked to our emotions.
that is linked to our emotions.
106
378690
5033
terminolojisini yansıtır ki bu bizim duygularımızla bağlantılıdır
06:35
So when we say,
"Freedom, sovereignty, independence,"
"Freedom, sovereignty, independence,"
107
383723
2432
Öyle ise"Özgürlük egemenlik ve bağımsılık" dediğimiz zaman
06:38
each one of you draws a specific image
in their own mind,
in their own mind,
108
386155
3410
her biri aklımızda belli bir dönemin resmi olarak canlanır,
06:41
there are specific feelings
109
389778
2596
kendine özgü hisleri vardır
06:44
of a specific day
in a specific historical period.
in a specific historical period.
110
392444
2557
belli bir tarihsel dönemdeki tarihsel bir günün.
06:47
Language isn't one, two
or three words or letters put together.
or three words or letters put together.
111
395121
3304
Dil sadece bir araya getirilen bir yada iki kelime değildir.
06:50
It's an idea inside
that relates to how we think,
that relates to how we think,
112
398765
2574
O bir fikirdir ki bu nasıl düşündüğümüzle alakalıdır
06:53
and how we see each other
and how others see us.
and how others see us.
113
401339
5664
ve birbirimizi nasıl gördüğümüz
ve yine diğerlerinin bizi nasıl gördüğü ile alakalıdır.
ve yine diğerlerinin bizi nasıl gördüğü ile alakalıdır.
06:59
What is our intellect?
114
407003
1704
Bizim aklımız nedir?
07:00
How do you say
whether this guy understands or not?
whether this guy understands or not?
115
408977
2522
Nasıl olur da bu adam bizi anlıyor veya anlamıyor deriz?
07:03
So, if I say, "Freedom, sovereignty,
independence (English),"
independence (English),"
116
411639
7729
Öyle ise "Freedom, sovereignty, independence" dediğimiz de,
07:12
or if your son came up to you and said,
117
420164
1989
veya oğlunuz yanınıza gelip,
07:14
"Dad, have you lived through the period of
the freedom (English) slogan?"
the freedom (English) slogan?"
118
422265
4586
"Baba, sen Freedom (İngilizce) dönemini gördün mü?" deseydi.
07:18
How would you feel?
119
426971
1680
Nasıl hissedersiniz?
07:21
If you don't see a problem,
120
429741
3724
Eğer hiç bir sorun görmüyorsanız,
07:25
then I'd better leave,
and stop talking in vain.
and stop talking in vain.
121
433665
3479
bu yararsız konuşmayı sürdürmesem iyi olur.
07:29
The idea is that these expressions
remind us of a specific thing.
remind us of a specific thing.
122
437334
5266
Ana fikir şu ki bu ifadeler bize özel bir şeyi hatırlatıyor.
07:35
I have a francophone friend
who's married to a French man.
who's married to a French man.
123
443250
5336
Fransız bir adamla evli frankofon bir arkadaşım var
07:40
I asked her once how things were going.
124
448946
3217
Bir keresinde ona işlerin nasıl gittiğini sordum.
07:44
She said,
"Everything is fine,
"Everything is fine,
125
452253
1536
Dedi ki, " Her şey yolunda
07:45
but once, I spent a whole night
asking and trying to translate
asking and trying to translate
126
453921
4449
ama bir keresinde, bütün bir geceyi ona
07:50
the meaning of the word
'toqborni' for him."
'toqborni' for him."
127
458370
2600
'toqborni' kelimesinin anlamını çevirmek için harcadım.
07:52
(Laughter)
128
460970
1389
(Gülüşmeler)
07:54
(Applause)
129
462385
3110
(Alkışlar)
08:02
The poor woman had mistakenly told him
"toqborni,"
"toqborni,"
130
470013
3350
Zavallı kadın ona yanlışlıkla "toqborni" dedi,
08:05
and then spent the whole night
trying to explain it to him.
trying to explain it to him.
131
473483
2852
ve sonra bütün geceyi onu anlamını açıklamakla geçirdi.
08:08
He was puzzled by the thought:
"How could anyone be this cruel?
"How could anyone be this cruel?
132
476335
3528
Kafası karışmıştı:
"Birisi nasıl bu kadar kaba olabilir?
"Birisi nasıl bu kadar kaba olabilir?
08:12
Does she want to commit suicide?
133
480093
1686
İntihar etmek istiyor mu?
08:14
'Bury me?' (English)"
134
482369
2216
"Bury me?"(İngilizce)
08:17
This is one of the few examples.
135
485085
2448
Bu bir kaç örnekten biri.
08:19
It made us feel that she's unable to tell
that word to her husband,
that word to her husband,
136
487623
3149
Bu bize onun bu kelimeyi kocasına anlatmadığını hissettirdi,
08:22
since he won't understand,
137
490772
2689
anlayamayacak ta,
08:25
and he's right not to;
his way of thinking is different.
his way of thinking is different.
138
493461
2921
ve bunda hatası yok; düşünme yöntemi farklı.
08:28
She said to me,
"He listens to Fairuz with me,
"He listens to Fairuz with me,
139
496862
3314
Bana dedi ki,
"Benimle birlikte Fairuz"u dinler,
"Benimle birlikte Fairuz"u dinler,
08:32
and one night,
I tried to translate for him
I tried to translate for him
140
500446
4415
ve bir gece,
ona çevirmeye çalıştım
ona çevirmeye çalıştım
08:36
so he can feel what I feel when
I listen to Fairuz."
I listen to Fairuz."
141
504991
3259
böylece benim Fairuz'u dinlerken hissettiğim şeyleri hissedebilecekti.
08:40
The poor woman tried to translate
this for him:
this for him:
142
508310
2190
Zavallı kadın onun için çevirmeye çalıştı:
08:42
"From them I extended my hands
and stole you --"
and stole you --"
143
510590
4105
"Onlardan, ellerimi uzattım ve seni çaldım--"
08:46
(Laughter)
144
514755
1075
(Gülüşmeler)
08:48
And here's the pickle:
145
516000
1405
Ve işte sorun burada:
08:49
"And because you belong to them,
I returned my hands and left you."
I returned my hands and left you."
146
517405
4095
"Ve çünkü sen onlara aittin,
Ellerimi geri aldım ve bıraktım seni."
Ellerimi geri aldım ve bıraktım seni."
08:53
(Laughter)
147
521500
1116
(Gülüşmeler)
08:54
Translate that for me.
148
522765
1315
Bunu benim için çevirin.
08:56
(Applause)
149
524140
7534
(Alkışlar)
09:03
So, what have we done to protect
the Arabic language?
the Arabic language?
150
531804
4045
Peki, Arapça'yı korumak için ne yaptık?
09:08
We turned this into a concern
of the civil society,
of the civil society,
151
536129
3136
Bunu toplumsal bir mesele haline çevirdik,
09:11
and we launched a campaign to preserve
the Arabic language.
the Arabic language.
152
539495
2704
ve Arapça'yı korumak için bir kampanya başlattık.
09:14
Even though many people told me,
"Why do you bother?
"Why do you bother?
153
542279
3315
Bir çok insanın bana,
"Niye canını sıkıyorsun?" demesine rağmen.
"Niye canını sıkıyorsun?" demesine rağmen.
09:17
Forget about this headache
and go have fun."
and go have fun."
154
545644
3033
"Bu baş ağrısını unut ve keyfine bak."
09:20
No problem!
155
548717
1537
Sorun yok!
09:22
The campaign to preserve Arabic
launched a slogan that says,
launched a slogan that says,
156
550434
3093
Kampanya Arapça'yı korumak için bir slogan başlattı,
09:25
"I talk to you from the East,
but you reply from the West."
but you reply from the West."
157
553527
2833
"Ben senle doğudan konuşuyorum,
Sen bana batıdan cevap veriyorsun."
Sen bana batıdan cevap veriyorsun."
09:28
We didn't say,
"No! We do not accept this or that."
"No! We do not accept this or that."
158
556620
7308
"Hayır, Bunu kabul etmiyoruz, şunu kabul etmiyoruz." demiyoruz.
09:36
We didn't adopt this style because
that way, we wouldn't be understood.
that way, we wouldn't be understood.
159
564188
4865
Biz bu tarzı kullanmadık çünkü,
bu yolla anlaşılamayacağız.
bu yolla anlaşılamayacağız.
09:41
And when someone talks to me that way,
I hate the Arabic language.
I hate the Arabic language.
160
569203
3444
Ve birisi benle bu şekilde konuştuğu zaman,
Arapçadan nefret ediyorum.
Arapçadan nefret ediyorum.
09:44
We say--
161
572947
1332
Diyoruz ki--
09:46
(Applause)
162
574359
2822
(Alkışlar)
09:49
We want to change our reality,
163
577271
2382
Gerçeklerimizi değiştirmek istiyoruz,
09:51
and be convinced in a way that reflects
our dreams, aspirations and day-to-day life.
our dreams, aspirations and day-to-day life.
164
579703
4682
rüyalarımızı, özlemlerimizi ve yine günlük hayatımızı yansıtan bir yola ikna edilmek istiyoruz.
09:56
In a way that dresses like us
and thinks like we do.
and thinks like we do.
165
584655
5295
Bu yol ki bizim gibi giyinen ve bizim gibi düşünen.
10:01
So, "I talk to you from the East,
but you reply from the West"
but you reply from the West"
166
589950
2873
Öyle ise, "Ben senle doğudan konuşuyorum,
ama sen batıdan cevap veriyorsun."
ama sen batıdan cevap veriyorsun."
10:04
has hit the spot.
167
592823
1653
hedefi vurdu.
10:06
Something very easy,
yet creative and persuasive.
yet creative and persuasive.
168
594476
3693
Kolay, yaratıcı ve ikna edici.
10:10
After that,
we launched another campaign
we launched another campaign
169
598579
3098
Bundan sonra başka bir kampanya başlattık
10:14
with scenes of letters on the ground.
170
602277
3408
zeminlerdeki harf sahneleri ile.
10:17
You've seen an example of it outside,
171
605795
2309
Bir örneğini dışarıda görmüşsünüzdür,
10:20
a scene of a letter surrounded
by black and yellow tape
by black and yellow tape
172
608284
4382
siyah ve sarı şeritlerle çevrili bir harf sahnesi
10:24
with "Don't kill your language!"
written on it.
written on it.
173
612666
2842
üzerinde"Dilinizi öldürmeyin!"
yazıyor.
yazıyor.
10:27
Why?
Seriously, don't kill your language.
Seriously, don't kill your language.
174
615508
3614
Neden?
Cidden, dilinizi öldürmeyin.
Cidden, dilinizi öldürmeyin.
10:31
We really shouldn't kill our language.
175
619212
2914
Geçekten dilimizi öldürmemeliyiz.
10:34
If we were to kill the language,
we'd have to find an identity.
we'd have to find an identity.
176
622266
5038
Eğer dili öldürmüş olsaydık,
yeni bir kimlik bulmak zorunda kalırdık.
yeni bir kimlik bulmak zorunda kalırdık.
10:39
We'd have to find an existence.
177
627424
1889
Bir varoluş bulmak zorunda kalırdık
10:41
We'd go back to the beginning.
178
629383
2315
En başa geri dönmek zorunda kalırdık.
10:43
This is beyond just missing our chance
of being modern and civilized.
of being modern and civilized.
179
631768
6492
Bu modern ve uygar olma şansımızı kaçırmanın da ötesinde bir durum.
10:51
After that we released photos
of guys and girls wearing the Arabic letter.
of guys and girls wearing the Arabic letter.
180
639260
5940
Daha sonra Arapça harfler giyen kız ve erkek fotoğrafları yayınladık.
10:57
Photos of "cool" guys and girls.
181
645620
2513
"Cool" erkek ve kızların fotoğrafları.
11:00
We are very cool!
182
648263
2161
Biz çok cool"uz
11:02
And to whoever might say,
"Ha! You used an English word!"
"Ha! You used an English word!"
183
650904
4294
Ve birileri dedi ki,
"Aha İngilizce bir kelime kullandın."
"Aha İngilizce bir kelime kullandın."
11:07
I say,
"No! I adopt the word 'cool.'"
"No! I adopt the word 'cool.'"
184
655278
3792
Bende,
"Hayır! Ben kelimeyi uyarladım "cool"
"Hayır! Ben kelimeyi uyarladım "cool"
11:11
Let them object however they want,
but give me a word that's nicer
but give me a word that's nicer
185
659120
3745
Nasıl görmek istiyorlarsa öyle görmelerini izin verelim,
ama bana gerçeklerle daha hoş
ama bana gerçeklerle daha hoş
11:14
and matches the reality better.
186
662895
2636
ve gerçeklerle daha iyi eşleşen bir kelime verin.
11:17
I will keep on saying "Internet"
187
665591
1974
"İnternet" demeye devam edeceğim.
11:19
I wouldn't say:
"I'm going to the world wide web"
"I'm going to the world wide web"
188
667565
2824
Şöyle demeyeceğim:
"Dünya geniş ağına gireceğim"
"Dünya geniş ağına gireceğim"
11:22
(Laughs)
189
670399
1776
(Gülüşmeler)
11:24
Because it doesn't fit!
We shouldn't kid ourselves.
We shouldn't kid ourselves.
190
672175
3271
Çünkü uymuyor!
Kendimizi kandırmamalıyız.
Kendimizi kandırmamalıyız.
11:27
But to reach this point,
we all have to be convinced
we all have to be convinced
191
675686
3669
Ama şu noktaya varmalıyız,
Şuna inanmalıyız;
Şuna inanmalıyız;
11:31
that we shouldn't allow anyone
who is bigger
who is bigger
192
679885
2135
bizden büyük kimselere
11:34
or thinks they have any authority over us
when it comes to language,
when it comes to language,
193
682020
3336
veya bizim üzerimizde kontrolü olduğunu düşünenlere
söz konusu dil olduğunda
söz konusu dil olduğunda
11:37
to control us or make us think and feel
what they want.
what they want.
194
685356
5459
bizi kontrol etmelerine veya bizi istedikler gibi düşündürmelerine izin vermemeliyiz.
11:43
Creativity is the idea.
195
691685
3758
Çare yaratıcılık.
11:47
So, if we can't reach space
or build a rocket and so on,
or build a rocket and so on,
196
695653
2560
Uzaya çıkamasakta,
veya bir roket yapamasakta,
veya bir roket yapamasakta,
11:50
we can be creative.
197
698213
1900
Yaratıcı olabilir.
11:52
At this moment, every one of you
is a creative project.
is a creative project.
198
700113
3767
Şu anda, her biriniz yaratıcı bir projesiniz.
11:55
Creativity in your mother tongue
is the path.
is the path.
199
703950
2518
Yaratıcılık ana dilindenizdeki bir yol.
11:58
Let's start from this moment.
200
706798
3446
Hadi şimdi başlayalım
12:02
Let's write a novel
or produce a short film.
or produce a short film.
201
710534
2002
Hadi bir roman yazalım
veya kısa bir film çekelim.
veya kısa bir film çekelim.
12:04
A single novel could make us global again.
202
712596
3278
Tek bir roman bile bizi tekrar evrensel yapabilir.
12:07
It could bring the Arabic language
back to being number one.
back to being number one.
203
715934
3766
Arapça'yı tekrar bir numaraya
taşıyabilir.
taşıyabilir.
12:12
So, it's not true that there's no solution;
there is a solution!
there is a solution!
204
720380
3851
Öyle ise, bir çözümün olmadığı doğru değil;
Bir çözüm var.
Bir çözüm var.
12:16
But we have to know that, and be convinced
that a solution exists,
that a solution exists,
205
724231
3999
Ama şunu bilmeli ve inanmalıyız ki,
bir çözüm var,
bir çözüm var,
12:20
that we have a duty
to be part of that solution.
to be part of that solution.
206
728230
2999
bu çözümün bir parçası olmak
bizim görevimiz.
bizim görevimiz.
12:23
In conclusion, what can you do today?
207
731929
2787
Sonuç olarak, Bugün ne yapabiliriz?
12:26
Now, tweets, who's tweeting?
208
734836
3164
Şimdi, tweets, kim tweet atıyor?
12:32
Please, I beg of you,
even though my time has finished,
even though my time has finished,
209
740060
5275
Lütfen, size yalvarıyorum,
benim konuşmam bittiğinde bile,
benim konuşmam bittiğinde bile,
12:37
either Arabic, English, French
or Chinese.
or Chinese.
210
745430
5057
hem Arapça'da, İngilizce'de, Fransızca'da
veya Çince'de.
veya Çince'de.
12:42
But don't write Arabic
with Latin characters mixed with numbers!
with Latin characters mixed with numbers!
211
750577
5581
Ama Arapça'yı Latin harfleriyle ve rakamlarıyla yazmayın!
12:48
(Applause)
212
756298
4060
(Alkışlar)
12:52
It's a disaster!
That's not a language.
That's not a language.
213
760408
3148
Felaket!
Bir dil değil.
Bir dil değil.
12:55
You'd be entering a virtual world
with a virtual language.
with a virtual language.
214
763866
3546
Sanal bir dünyaya
sanal bir dil ile girdiniz.
sanal bir dil ile girdiniz.
12:59
It's not easy to come back
from such a place and rise.
from such a place and rise.
215
767562
2682
Böyle bir durumdan geri gelip
yükselmek kolay değil.
yükselmek kolay değil.
13:02
That's the first thing we can do.
216
770724
2082
Bu yapabileceğimiz ilk şey.
13:04
Second, there are many other things
that we can do.
that we can do.
217
772896
2603
İkincisi, yapabileceğimiz başka birçok şey var.
13:07
We're not here today to convince
each other.
each other.
218
775499
2405
Bugün birbirimizi ikna etmek için burada değiliz.
13:09
We're here to bring attention
to the necessity of preserving this language.
to the necessity of preserving this language.
219
777904
3534
Bu dilin korumanın gerekliliğine dikkat çekmek için buradayız.
13:13
Now I will tell you a secret.
220
781438
2875
Şimdi size bir sır vereceğim.
13:17
A baby first identifies its father
221
785303
5187
Bir bebeğin babasını ilk kez tanıması
13:22
through language.
222
790490
2067
dili yoluyla olur.
13:24
When my daughter is born, I'll tell her,
"This is your father, honey (Arabic)."
"This is your father, honey (Arabic)."
223
792557
5159
Kızım doğduğu zaman, ona diyeceğim ki,
"Bu senin baban, tatlı."
"Bu senin baban, tatlı."
13:29
I wouldn't say,
"This is your dad, honey (English)."
"This is your dad, honey (English)."
224
797796
4528
Şunu demeyeceğim,
"This is your dad, honey"
"This is your dad, honey"
13:34
And in the supermarket,
I promise my daughter Noor,
I promise my daughter Noor,
225
802585
3185
Ve süpermarkette,
Söz veriyorum kızım Noor,
Söz veriyorum kızım Noor,
13:37
that if she says to me,
"Thanks (Arabic),"
"Thanks (Arabic),"
226
805770
2216
eğer ki bana şunu derse,
"Teşekkürler"
"Teşekkürler"
13:40
I won't say, "Dis, 'Merci, Maman,'"
and hope no one has heard her.
and hope no one has heard her.
227
808086
4667
"Dis, 'Merci, Maman" demeyeceğim
ve kimsenin onu duymadığını umut etmeyeceğim.
ve kimsenin onu duymadığını umut etmeyeceğim.
13:44
(Applause)
228
812813
3087
(Alkışlar)
13:55
Let's get rid of this cultural cringe.
229
823980
4897
Kültürel yalakalıktan kurtulalım.
14:01
(Applause)
230
829297
3046
(Alkışlar)
ABOUT THE SPEAKER
Suzanne Talhouk - Poet and language advocateSuzanne Talhouk is an advocate for the Arabic language as a tool of power, pride and unity.
Why you should listen
Raised in war-torn Lebanon, Suzanne Talhouk has a masters in physics and a passion for poetry; she has released two collections of poems. Dismayed by what she saw as a lack of power during the recent war in the Middle East, Talhouk saw the Arabic language as medium to unite and empower the Arab world. She launched Feil Amer, an organization that aims to preserve the Arabic language, and to reinstate the pride in young Arabs towards their language.
Suzanne Talhouk | Speaker | TED.com