TEDGlobal 2013
Julian Treasure: How to speak so that people want to listen
Julian Treasure: Nasıl konuşalım ki insanlar bizi dinlemek istesin
Filmed:
Readability: 2.9
40,379,785 views
Konuştuğunuzu fakat insanların sizi dinlemediğini hissetiğiniz oldu mu hiç? Julian Treasure size yardım etmek için burada. Bu yararlı konuşmada, ses uzmanı kuvvetli bir konuşmanın nasıl yapılacağını gösteriyor -- bazı pratik ses alıştırmalarını kullanarak nasıl empati ile konuşalacağını da. Belki de dünyanın kulağa daha hoş gelmesini yardım edebilecek bir konuşma.
Julian Treasure - Sound consultant
Julian Treasure studies sound and advises businesses on how best to use it. Full bio
Julian Treasure studies sound and advises businesses on how best to use it. Full bio
Double-click the English transcript below to play the video.
00:14
The human voice:
0
1960
2110
İnsan sesi:
00:16
It's the instrument we all play.
1
4070
1922
Hepimizin çaldığı bir enstrüman.
00:18
It's the most powerful sound in the world, probably.
2
5992
2356
Muhtemelen dünyadaki en kuvvetli ses.
00:20
It's the only one that can start a war
3
8348
1768
Aynı zamanda savaş başlatabilen
00:22
or say "I love you."
4
10116
1824
veya "Seni seviyorum" diyebilen tek ses.
00:24
And yet many people have the experience
5
11940
1296
Ama bir çok insan konuştukları zaman insanların
00:25
that when they speak, people don't listen to them.
6
13236
2974
onları dinlemediğini tecrube etmiştir.
00:28
And why is that?
7
16210
1136
Peki bu neden?
00:29
How can we speak powerfully
8
17346
1674
Nasıl dünyayı değiştirecek
00:31
to make change in the world?
9
19020
2116
güçte konuşabiliriz?
00:33
What I'd like to suggest, there are
10
21136
1996
Size önereceğim şey, değiştirmemiz gereken
00:35
a number of habits that we need to move away from.
11
23132
1840
birkaç alışkanlığın olduğu.
00:37
I've assembled for your pleasure here
12
24972
2336
Sizin için, konuşmanın
00:39
seven deadly sins of speaking.
13
27308
2136
yedi ölümcül günahını getirdim.
00:41
I'm not pretending this is an exhaustive list,
14
29444
2432
Ayrıntılı bir listeymiş gibi davranmayacağım
00:43
but these seven, I think, are pretty large
15
31876
2632
ama bu yedisi, bence hepimizin
00:46
habits that we can all fall into.
16
34508
2624
içine düşebileceği alışkanlıklar.
00:49
First, gossip,
17
37132
2857
İlk olarak, dedikodu,
00:52
speaking ill of somebody who's not present.
18
39989
2711
orada olmayan biri hakkında kötü konuşmak.
00:54
Not a nice habit, and we know perfectly well
19
42700
1668
İyi bir alışkanlık değil ve gayet iyi biliyoruz ki...
00:56
the person gossiping five minutes later
20
44368
2332
bizle dedikodu yapan kişi beş dakika sonra
00:58
will be gossiping about us.
21
46700
3071
bizim hakkımızda dedikodu yapacak.
01:01
Second, judging.
22
49771
1744
İkincisi yargılamak.
01:03
We know people who are like this in conversation,
23
51515
1808
Bu konuşmadaki gibi insanlar biliyoruz
01:05
and it's very hard to listen to somebody
24
53323
2056
ve eğer yargılandığınızı düşünüyorsanız
01:07
if you know that you're being judged
25
55379
2200
ve aynı anda suçlu bulunuyorsanız
01:09
and found wanting at the same time.
26
57579
2450
birini dinlemek çok zordur.
01:12
Third, negativity.
27
60029
1900
Üçüncüsü, olumsuzluk.
01:14
You can fall into this.
28
61929
1730
Buna düşebilirsiniz.
01:15
My mother, in the last years of her life,
29
63659
1552
Annem hayatının son 3 senesinde
01:17
became very, very negative, and it's hard to listen.
30
65211
2155
çok ama çok olumsuz olmuştu ve dinlemesi çok zordu.
01:19
I remember one day, I said to her,
31
67366
1937
Bir gün ona şöyle dediğimi hatırlıyorum,
01:21
"It's October 1 today,"
32
69303
1013
"Bugün 1 Kasım."
01:22
and she said, "I know, isn't it dreadful?"
33
70316
2824
ve o da dedi ki, "Evet biliyorum, çok korkunç değil mi?"
01:25
(Laughter)
34
73140
2122
(Gülüşmeler)
01:27
It's hard to listen when somebody's that negative.
35
75262
3178
Birisi böylesine olumsuzsa onu dinlemek zordur.
01:30
And another form of negativity, complaining.
36
78440
2841
Ve olumsuzluğun bir başka türü, şikayet etmek.
01:33
Well, this is the national art of the U.K.
37
81281
4261
Pekala, bu Birleşik Krallığın ulusal sanatı.
01:37
It's our national sport. We
complain about the weather,
complain about the weather,
38
85542
2128
Bizim ulusal sporumuz. Hava hakkında şikayet ederiz,
01:39
about sport, about politics, about everything,
39
87670
2465
spor hakkında şikayet ederiz, politika hakkında, her şey hakkında.
01:42
but actually complaining is viral misery.
40
90135
2137
aslında şikayet etmek bulaşıcı bir ızdırap.
01:44
It's not spreading sunshine
and lightness in the world.
and lightness in the world.
41
92272
4020
Işık saçan bir güneş değil
ve dünyaya hafiflik vermiyor.
ve dünyaya hafiflik vermiyor.
01:48
Excuses. We've all met this guy.
42
96292
3004
Mazeretler. Hepimiz bu arkadaşla tanışmışızdır.
01:51
Maybe we've all been this guy.
43
99296
1500
Belki hepimiz bu adam olduk.
01:52
Some people have a blamethrower.
44
100796
2694
Bazı insanların alev saçan kuleleri var.
01:55
They just pass it on to everybody else
45
103490
2228
Onlar bunu diğer herkese paslarlar
01:57
and don't take responsibility for their actions,
46
105718
1628
ve hareketleri için sorumluluk almazlar
01:59
and again, hard to listen to
somebody who is being like that.
somebody who is being like that.
47
107346
2936
ve yine böyle insanları dinlemek zordur.
02:02
Penultimate, the sixth of the seven,
48
110282
2322
Sondan bir önceki, yedinin altıncısı,
02:04
embroidery, exaggeration.
49
112604
3606
uydurmak, abartma.
02:08
It demeans our language, actually, sometimes.
50
116210
2428
Aslında bunlar bazen dilimizin şeytanlarıdır.
02:10
For example, if I see something
51
118638
1302
Örneğin, eğer gerçekten
02:12
that really is awesome,
52
119940
1990
harika bir şey görürsem,
02:14
what do I call it?
53
121930
1896
onu nasıl anlatırım?
02:15
(Laughter)
54
123826
2014
(Gülüşmeler)
02:17
And then of course this exaggeration becomes lying,
55
125840
2498
Sonra tabii ki de abartma yalana dönüşüyor
02:20
out and out lying, and we don't want to listen
56
128338
1568
ve bize yalan söylediğini bildiğimiz
02:22
to people we know are lying to us.
57
129906
2317
birini dinlemek istemeyiz.
02:24
And finally, dogmatism,
58
132223
3221
Ve son olarak dogmalar,
02:27
the confusion of facts with opinions.
59
135444
3879
fikirlerin gerçekler ile karıştırılması.
02:31
When those two things get conflated,
60
139323
1939
Bu iki taraf birleştiği zaman,
02:33
you're listening into the wind.
61
141262
1125
rüzgarın sesini dinliyorsunuz demektir.
02:34
You know, somebody is bombarding you
with their opinions as if they were true.
with their opinions as if they were true.
62
142387
3600
Bilirsiniz biri sizi fikirleri ile bombalıyor, sanki onlar doğruymuş gibi.
02:38
It's difficult to listen to that.
63
145987
2560
Bunu dinlemek zordur.
02:40
So here they are, seven deadly sins of speaking.
64
148547
3041
İşte buradalar, konuşmanın yedi ölümcül günahı.
02:43
These are things I think we need to avoid.
65
151588
2433
Bunlar sanırım uzak durmamız gereken şeyler.
02:46
But is there a positive way to think about this?
66
154021
2869
Ama bunun hakkında olumlu düşünmenin bir yolu var mı?
02:48
Yes, there is.
67
156890
1283
Evet. var.
02:50
I'd like to suggest that there are four
68
158173
2246
Size şu çok güçlü 4 köşe taşını,
02:52
really powerful cornerstones, foundations,
69
160419
3024
temeli önermek istiyorum ki
02:55
that we can stand on if we want our speech
70
163443
2977
eğer dünyayı değişterecek güçte bir
02:58
to be powerful and to make change in the world.
71
166420
3235
konuşma yapabilmek istiyorsak
bunların üzerinde durabiliiz.
bunların üzerinde durabiliiz.
03:01
Fortunately, these things spell a word.
72
169655
2868
Şansa bakın ki, bunlar şu kelime ile telafuz ediliyor.
03:04
The word is "hail," and it has
a great definition as well.
a great definition as well.
73
172523
3096
Kelime "selam"(hail) ve tam olarak doğru tanımlama.
03:07
I'm not talking about the stuff that falls from the sky
74
175619
1968
Gökten düşüp kafanıza çarpan şeylerden
03:09
and hits you on the head.
75
177587
1288
bahsetmiyorum. (hail dolu anlamına da gelir)
03:10
I'm talking about this definition,
76
178875
1465
Ben sıcak coşkulu heyecanlı
03:12
to greet or acclaim enthusiastically,
77
180340
2500
bir selamlamadan bahsediyorum ki
03:14
which is how I think our words will be received
78
182840
2267
eğer bu dört temel üzerinde durursanız
03:17
if we stand on these four things.
79
185107
1542
söylediğimiz sözcükler anlaşılacaktır.
03:18
So what do they stand for?
80
186649
1776
Pekala neye dayanıyorlar?
03:20
See if you can guess.
81
188425
1400
Tahmin edip edemeyeceğinizi görelim.
03:21
The H, honesty, of course,
82
189825
3458
H, Honesty - dürüstlük, tabi ki,
03:25
being true in what you say, being straight and clear.
83
193283
2971
dediklerinizin doğru, açık ve net olması.
03:28
The A is authenticity, just being yourself.
84
196254
4041
A, Authenticity - özgünlük, sadece kendiniz olmak.
03:32
A friend of mine described it as
85
200295
1574
Bir arkadaşım bunu kendi doğrularına
03:33
standing in your own truth,
86
201869
1636
dayanmak olarak tarif ediyor,
03:35
which I think is a lovely way to put it.
87
203505
1938
ki bence oldukça hoş bir tanım.
03:37
The I is integrity, being your word,
88
205443
2636
I, Integrity - doğruluk, sözünün eri olmak,
03:40
actually doing what you say,
89
208079
1788
dediğini yapmak,
03:41
and being somebody people can trust.
90
209867
2080
ve insanların güvenebileceği bir insan olmak.
03:44
And the L is love.
91
211947
3183
Ve L, Love - sevgi.
03:47
I don't mean romantic love,
92
215130
2121
romantik sevgiyi, aşkı kast etmiyorum
03:49
but I do mean wishing people well, for two reasons.
93
217251
3409
insanların iyi olmalarını temenni eden sevgiden bahsediyorum. İki sebeple...
03:52
First of all, I think absolute honesty
94
220660
2247
İlk olarak, sanırım dürüstlük
03:55
may not be what we want.
95
222907
1123
tam olarak istediğimiz şey olmayabilir.
03:56
I mean, my goodness, you look ugly this morning.
96
224030
2633
Demek istediğim, Tanrım, bu sabah çok çirkin güzüküyorsun.
03:58
Perhaps that's not necessary.
97
226663
3358
Belki bu gerekli değildir.
04:02
Tempered with love, of course,
honesty is a great thing.
honesty is a great thing.
98
230021
3358
Sevgi ile karışan dürüstlük tabi ki harika bir şey.
04:05
But also, if you're really wishing somebody well,
99
233379
3095
Ama tabi ki, birinin gerçekten iyi olmasını istiyorsanız,
04:08
it's very hard to judge them at the same time.
100
236474
2637
onu yargılamak da o kadar zorlaşır.
04:11
I'm not even sure you can do those two things
101
239111
2423
Bu ikisini aynı anda yapabileceğinizden
04:13
simultaneously.
102
241534
1776
emin değilim.
04:15
So hail.
103
243310
1600
Öyleyse, selam (hail).
04:17
Also, now that's what you say,
104
244910
1757
Şimdi söyledğiniz şey de bu,
04:18
and it's like the old song, it is what you say,
105
246667
1768
ve eski bir şarkı gibi, bu hem söylediğiniz şey,
04:20
it's also the way that you say it.
106
248435
1903
aynı zamanda söyleme şekliniz.
04:22
You have an amazing toolbox.
107
250338
2072
Harika bir alet çantanız var.
04:24
This instrument is incredible,
108
252410
1860
Bu enstrüman inanılmaz
04:26
and yet this is a toolbox that very
few people have ever opened.
few people have ever opened.
109
254270
3540
ama alet çantasını şimdiye kadar
çok az insan açtı.
çok az insan açtı.
04:29
I'd like to have a little rummage in there
110
257810
1521
Burada sizinle beraber ufak bir araştırma
04:31
with you now and just pull a few tools out
111
259331
1909
yapmak istiyorum, bir kaç aleti çantadan çıkarırsak
04:33
that you might like to take away and play with,
112
261240
1870
belki onlarla oynayarak
04:35
which will increase the power of your speaking.
113
263110
3132
konuşmanızın gücünü artırabilirsiniz.
04:38
Register, for example.
114
266242
1744
Ses perdesi, örneğin.
04:40
Now, falsetto register may not
be very useful most of the time,
be very useful most of the time,
115
267986
4194
Şimdi falseto (tiz erkek sesi)
çoğu zaman pek kullanışlı olmayabilir,
çoğu zaman pek kullanışlı olmayabilir,
04:44
but there's a register in between.
116
272180
2054
ama aralarında bir ses perdesi var.
04:46
I'm not going to get very technical about this
117
274234
1385
Sizin gibi ses koçlarına işin
04:47
for any of you who are voice coaches.
118
275619
1680
bu kadar tekniğine girmeyeceğim.
04:49
You can locate your voice, however.
119
277299
1943
Ancak sesinizi yönetebilirsiniz.
04:51
So if I talk up here in my nose,
you can hear the difference.
you can hear the difference.
120
279242
2504
Eğer buradan burnumdan konuşursam
farkı duyabilirsiniz.
farkı duyabilirsiniz.
04:53
If I go down here in my throat,
121
281746
1608
gırtlağıma doğru inersem,
04:55
which is where most of us
speak from most of the time.
speak from most of the time.
122
283354
3431
ki çoğu zaman çoğumuz
böyle konuşuruz.
böyle konuşuruz.
04:58
But if you want weight,
123
286785
1857
Ama eğer ağırlık istiyorsanız,
05:00
you need to go down here to the chest.
124
288642
2478
Aşağı göğsünüze inmeniz gerek.
05:03
You hear the difference?
125
291120
1610
Farkı duydunuz mu?
05:04
We vote for politicians with lower voices, it's true,
126
292730
4040
Biz düşük sesli politikacılara oy atarız, bu doğru,
05:08
because we associate depth with power
127
296770
2968
çünkü derinliği güç ve otorite
05:11
and with authority.
128
299738
2707
ile bağdaştırırız.
05:14
That's register.
129
302445
1689
Ses perdesi bu.
05:16
Then we have timbre.
130
304134
1367
Sonra tını var.
05:17
It's the way your voice feels.
131
305501
1769
Bu, sesinizin nasıl hissetiği demek.
05:19
Again, the research shows that we prefer voices
132
307270
1920
Tekrardan araştırmalar gösteriyor ki
05:21
which are rich, smooth, warm, like hot chocolate.
133
309190
5445
bizler zengin, yumuşak, sıcak çikolata gibi
olan sesleri tercih ederiz.
olan sesleri tercih ederiz.
05:26
Well if that's not you, that's not the end of the world,
134
314635
3288
Eğer bu sizde yoksa, dünyanın sonu değil,
05:30
because you can train.
135
317923
1442
çünkü kendinizi eğitebilirsiniz.
05:31
Go and get a voice coach.
136
319365
1244
Gidin ve bir ses koçu edinin.
05:32
And there are amazing things you can do
137
320609
1576
Ve sesinizle tavırlarınızla ve egzersizlerle
05:34
with breathing, with posture, and with exercises
138
322185
2736
ses tınınızı geliştirmek için inanılmaz
05:37
to improve the timbre of your voice.
139
324921
2514
sesler yapabilirsiniz.
05:39
Then prosody. I love prosody.
140
327435
1792
Sonra ölçü. Ölçüyü severim.
05:41
This is the sing-song, the meta-language
141
329227
2176
Bu sefer ki şarkı söylemek,
05:43
that we use in order to impart meaning.
142
331403
2074
anlam vermek amacıyla kullandığımız meta-dil.
05:45
It's root one for meaning in conversation.
143
333477
2838
Konuşmalarda anlamanın köküdür.
05:48
People who speak all on one note
144
336315
2223
Hep tek notada konuşan insanları
05:50
are really quite hard to listen to
145
338538
1857
dinlemek gerçekten oldukça zordur
05:52
if they don't have any prosody at all.
146
340395
2216
hele bir de ölçüler-vezinleri yoksa.
05:54
That's where the world monotonic comes from,
147
342611
2975
Bu dünyanın monotonluğuna sebebiyet veren şey,
05:57
or monotonous, monotone.
148
345586
2720
veya sıradanlık, tekdüzelik.
06:00
Also we have repetitive prosody now coming in,
149
348306
3297
Aynı zamanda sonunda soru varmış gibi biten
06:03
where every sentence ends as if it were a question
150
351603
2720
fakat soru olmayan cümleler
06:06
when it's actually not a question, it's a statement.
151
354323
2048
tekrarlayan ölçünün geldiği yerler.
06:08
(Laughter)
152
356371
2783
(Gülüşmeler)
06:11
And if you repeat that one over and over,
153
359154
1586
Eğer aynı şeyi tekrar ve tekrar söylüyorsanız
06:12
it's actually restricting your ability
154
360740
1867
aslında iletişim kurma yeteneğinizi
06:14
to communicate through prosody,
155
362607
1288
ölçü kaybı sebebiyle sınırlıyorsunuz
06:15
which I think is a shame,
156
363895
1925
ki bence bu utanç verici,
06:17
so let's try and break that habit.
157
365820
2921
öyle ise hadi bu alışkanlığı kıralım.
06:20
Pace. I can get very, very excited
158
368741
1990
Hız. Böyle gerçekten gerçekten hızlı bir şey söyleyerek
06:22
by saying something really, really quickly,
159
370731
1552
çok çok heyecanlanıyorum.
06:24
or I can slow right down to emphasize,
160
372283
4296
veya yavaş yavaş altlarını çizip vurgulayıp
06:28
and at the end of that, of course, is our old friend
161
376579
2341
ve sonunda bu eski dostumuzla da sonlandırabilirim
06:31
silence.
162
378920
2439
sessizlik.
06:34
There's nothing wrong with a bit of silence
163
382555
1871
Konuşmada bir parça sesliğin olmasında bir
06:36
in a talk, is there?
164
384426
2135
sıkıntı yok, değil mi?
06:38
We don't have to fill it with ums and ahs.
165
386561
2864
Hımm ve ummlarla bu boşlukları doldurmak zorunda değiliz.
06:41
It can be very powerful.
166
389425
2398
Gerçekten güçlü olabilir.
06:43
Of course, pitch often goes along with pace
167
391823
2328
Tabi ki, derecelendirme çoğunlukla
uyarılmayı belirtmek için
uyarılmayı belirtmek için
06:46
to indicate arousal, but you can do it just with pitch.
168
394151
2528
hızla birlikte gider ama bunu sadece derecelendirme ile yapabilirsiniz.
06:48
Where did you leave my keys?
169
396679
1704
Anahtarlarımı nereye bıraktın?
06:50
Where did you leave my keys?
170
398383
1904
Anahtarlarımı nereye bıraktın?
06:52
So slightly different meaning
171
400287
1903
Bu iki söyleyiş
06:54
in those two deliveries.
172
402190
1966
birbirinden biraz farklı algılanır.
06:56
And finally, volume.
173
404156
2246
Ve son olarak, ses.
06:58
I can get really excited by using volume.
174
406402
3401
Sesin şiddetiyle gerçekten heyecanlanabilirim.
07:01
Sorry about that if I startled anybody.
175
409803
2177
Eğer şaşırttıysam affedersiniz.
07:04
Or, I can have you really pay attention
176
411980
2311
Veya, sessizleşerek
07:06
by getting very quiet.
177
414291
2051
gerçekten dikkatinizi çekebilirim.
07:08
Some people broadcast the whole time.
178
416342
2085
Bazı insanlar her zaman bangır bangır.
07:10
Try not to do that.
179
418427
1473
Bunu yapmamaya çalışsın.
07:12
That's called sodcasting,
180
419900
3359
Buna hoparlörden yayın deniyor,
07:15
imposing your sound on people around you
181
423259
2616
sesinizi düşüncesizce ve dikkatsizce çevredeki
07:17
carelessly and inconsiderately. Not nice.
182
425875
3040
insanlara empoze etmek. Hoş değil.
07:21
Of course, where this all comes into play most of all
183
428915
2656
Tabi ki, çoğunlukla bunları uygulamaya koyacağımız zamanlar
07:23
is when you've got something really important to do.
184
431571
2328
gerçekten önemli bir şeyler olduğu zamanlardır.
07:25
It might be standing on a stage like this
185
433899
1636
Belki bunun gibi sahneye çıkmak
07:27
and giving a talk to people.
186
435535
1475
ve insanlara konuşma yapmak olabilir.
07:29
It might be proposing marriage,
187
437010
2529
Belki evlilik teklifi,
07:31
asking for a raise, a wedding speech.
188
439539
3154
zam istemek, düğün konuşması.
07:34
Whatever it is, if it's really important,
189
442693
2006
Her ne olursa olsun, eğer gerçekten önemli ise
07:36
you owe it to yourself to look at this toolbox
190
444699
3480
sahip olduğunuz bu alet çantasına bakmalısınız
07:40
and the engine that it's going to work on,
191
448179
2330
ve üzerinde çalışacağı motora,
07:42
and no engine works well without being warmed up.
192
450509
3095
ancak hiç bir motor ısınmadan verimli bir şekilde çalışamaz.
07:45
Warm up your voice.
193
453604
1976
Sesinizi ısıtın.
07:47
Actually, let me show you how to do that.
194
455580
1848
Aslına bakarsanız, hadi size bunun nasıl olduğunu göstereyim.
07:49
Would you all like to stand up for a moment?
195
457428
3108
Bir dakika için ayağa kalkar mısınız?
07:52
I'm going to show you the
six vocal warmup exercises
six vocal warmup exercises
196
460536
2916
Size her konuşmamadan önce yaptığım
07:55
that I do before every talk I ever do.
197
463452
3473
altı ses egzersizi göstereceğim.
07:59
Anytime you're going to talk to
anybody important, do these.
anybody important, do these.
198
466925
2771
Ne zaman önemli biriyle konuşacak olursanız bunları yapın.
08:01
First, arms up, deep breath in,
199
469696
2966
Önce, kollar yukarı, derin nefes alın
08:04
and sigh out, ahhhhh, like that.
200
472662
3102
ve dışarı bırakın, ahhhh, işte böyle.
08:07
One more time.
201
475764
1628
Bir kez daha.
08:09
Ahhhh, very good.
202
477392
2998
Ahhhh, çok güzel.
08:12
Now we're going to warm up our lips,
203
480390
1742
Şimdi dudaklarımızı ısındıracağız
08:14
and we're going to go ba, ba, ba, ba,
204
482132
2352
ve ba, ba, ba, ba, ba diyeceğiz,
08:16
ba, ba, ba, ba. Very good.
205
484484
2952
ba, ba, ba, ba. Çok güzel.
08:19
And now, brrrrrrrrrr,
206
487436
3440
Ve şimdi, brrrrrrrr,
08:22
just like when you were a kid.
207
490876
1450
aynı çocukken yaptığınız gibi.
08:24
Brrrr. Now your lips should be coming alive.
208
492326
2527
Brrr. Şimdi dudaklarımız canlanıyor olmalı.
08:26
We're going to do the tongue next
209
494853
1575
Sırada dilimizi abartılı bir şekilde
08:28
with exaggerated la, la, la, la, la, la, la, la, la.
210
496428
4422
la, la, la, la, la, la, la, la, la.
08:32
Beautiful. You're getting really good at this.
211
500850
1510
Güzel. Bunda gerçekten iyi gidiyorsunuz.
08:34
And then, roll an R. Rrrrrrr.
212
502360
3595
Ve sonra, yuvarlayarak R. Rrrrr.
08:38
That's like champagne for the tongue.
213
505955
2216
Bu diliniz için bir şampanya gibi.
08:40
Finally, and if I can only do one,
214
508171
2320
Son olarak eğer bir tane yapabilirsem,
08:42
the pros call this the siren.
215
510491
1807
profesyoneller buna siren diyor.
08:44
It's really good. It starts with "we" and goes to "aw."
216
512298
2433
Oldukça yararlıdır. "Vi" sesiyle başlıyor ve "av" ile devam ediyor.
08:46
The "we" is high, the "aw" is low.
217
514731
1260
Yükselirken "vi" ve inişte "av".
08:48
So you go, weeeaawww, weeeaawww.
218
515991
6715
Öyle ise yapıyoruz, viiiiiiaavvvvv, viiiiiiaavvv.
08:54
Fantastic. Give yourselves a round of applause.
219
522706
2176
Harika. Kendinize bir alkış yapın.
08:56
Take a seat, thank you. (Applause)
220
524882
2830
Teşekkür ederim, oturun. (Alkışlar)
08:59
Next time you speak, do those in advance.
221
527712
2624
Bir dahaki sefere konuşacağınız zaman, önce bunları yapın.
09:02
Now let me just put this in context to close.
222
530336
2640
Şimdi bu konuda biraz daha derinleşmeme izin verin.
09:05
This is a serious point here.
223
532976
2296
Burası ciddi bir nokta.
09:07
This is where we are now, right?
224
535272
1831
Şu an geldiğimiz nokta bu değil mi?
09:09
We speak not very well
225
537103
1665
Kötü akustiğe sahip ve gürültülü yerlerde
09:10
into people who simply aren't listening
226
538768
1368
bizi özünde dinlemeyen insanlarla
09:12
in an environment that's all
about noise and bad acoustics.
about noise and bad acoustics.
227
540136
2919
iyi konuşamayız.
09:15
I have talked about that on this stage
228
543055
2065
Bunun hakkında bu sahnede değişik dönemlerde
09:17
in different phases.
229
545120
1678
konuştum.
09:18
What would the world be like
230
546798
1634
Amacına gerçekten uygun ortamlarda,
09:20
if we were speaking powerfully
231
548432
1720
bizi bilinçli bir şekilde dinleyen insanlara
09:22
to people who were listening consciously
232
550152
2056
etkin bir biçimde konuşuyor olsaydık
09:24
in environments which were actually fit for purpose?
233
552208
3394
dünya nasıl bir yer olurdu?
09:27
Or to make that a bit larger,
234
555602
2983
Veya bunu biraz daha büyütelim,
09:30
what would the world be like
235
558585
1097
Eğer sesi bilinçli bir şekilde yaratıyor
09:31
if we were creating sound consciously
236
559682
2628
ve yine sesi bilinçli bir şekilde tüketiyor olsaydık
09:34
and consuming sound consciously
237
562310
2033
ve çevreyi tümüyle ses için
09:36
and designing all our environments
238
564343
1627
bilinçli bir şekilde tasarlasaydık dünya
09:38
consciously for sound?
239
565970
1477
nasıl bir yer olurdu?
09:39
That would be a world that does sound beautiful,
240
567447
3224
Bu, kulağa hoş gelen ve
09:42
and one where understanding
241
570671
1896
anlayışın bir ilke olduğu
09:44
would be the norm,
242
572567
2015
bir dünya olurdu.
09:46
and that is an idea worth spreading.
243
574582
2673
ve işte bu yaymaya değer bir fikir.
09:49
Thank you.
244
577255
2408
Teşekkürler.
09:51
Thank you. (Applause)
245
579663
1300
Teşekkürler. (Alkışlar)
ABOUT THE SPEAKER
Julian Treasure - Sound consultantJulian Treasure studies sound and advises businesses on how best to use it.
Why you should listen
Julian Treasure is the chair of the Sound Agency, a firm that advises worldwide businesses -- offices, retailers, airports -- on how to design sound in their physical spaces and communication. He asks us to pay attention to the sounds that surround us. How do they make us feel: productive, stressed, energized, acquisitive?
Treasure is the author of the book Sound Business, a manual for effective sound use in every aspect of business. His most recent book, How to be Heard: Secrets for Powerful Speaking and Listening, based on his TED Talk, offers practical exercises to improve communication skills and an inspiring vision for a sonorous world of effective speaking, conscious listening and understanding. He speaks globally on this topic.
Julian Treasure | Speaker | TED.com