TEDxKC
Martin Pistorius: How my mind came back to life — and no one knew
Martin Pistorius: Zihnim nasıl hayata geri döndü — ve kimse fark etmedi
Filmed:
Readability: 3.4
2,460,653 views
"Açım", "Ağrım var", "teşekkür ederim", veya "Seni seviyorum" diyemediğinizi hayal edin. - iletişim becerinizi kaybetmek, bedeninize hapsolmak, insanların içinde yalnız olmak. 13 uzun yıldır, Martin Pistorius'un gerçekliği işte buydu.12 yaşında beyin enfeksiyonuna yakalandıktan sonra, Pistorius tüm hareket ve konuşma kabiliyetlerini kaybetti ve bunun sonucunda zihinsel farkındalık testlerinde başarısız oldu. Bir hayalete dönüştü. Fakat sonra değişik bir şey olmaya başladı - zihni tekrar kendini toparlamaya başladı. Bu etkileyici konuşmada, Pistorius kendi bedenine hapsolmuş hayatını nasıl özgürlüğüne kavuşturduğunu anlatıyor.
Martin Pistorius - Author, designer
At age 12, Martin Pistorius fell into a coma, and spent 13 years locked inside his body, unable to communicate -- until a caregiver noticed his eyes responded to her. His book "Ghost Boy" tells his story. Full bio
At age 12, Martin Pistorius fell into a coma, and spent 13 years locked inside his body, unable to communicate -- until a caregiver noticed his eyes responded to her. His book "Ghost Boy" tells his story. Full bio
Double-click the English transcript below to play the video.
00:12
Imagine being unable to say,
"I am hungry," "I am in pain,"
"I am hungry," "I am in pain,"
0
960
5296
"Açım", "Acı çekiyorum",
"Teşekkür ederim"
"Teşekkür ederim"
00:18
"thank you," or "I love you."
1
6280
2536
ya da "Seni seviyorum"
diyemediğinizi hayal edin.
diyemediğinizi hayal edin.
00:20
Being trapped inside your body,
2
8840
2096
Kendi bedenine hapsolmak...
00:22
a body that doesn't respond to commands.
3
10960
3136
Bir beden ki hiç bir emre karşılık vermez.
00:26
Surrounded by people,
4
14120
1656
İnsanlarla kuşatılmış
00:27
yet utterly alone.
5
15800
1616
fakat tamamen yalnız.
00:29
Wishing you could reach out,
6
17440
1696
Bağlanmak, rahatlatmak veya
00:31
to connect, to comfort, to participate.
7
19160
4216
katılmak için erişebilmeyi dileyerek.
00:35
For 13 long years, that was my reality.
8
23400
3080
13 uzun yıl boyunca bu benim gerçekliğimdi.
00:39
Most of us never think twice
about talking, about communicating.
about talking, about communicating.
9
27520
5536
Pek çoğumuz iletişim hakkında
konuşmayı asla iki kez düşünmez.
konuşmayı asla iki kez düşünmez.
00:45
I've thought a lot about it.
10
33080
2136
Ben bunun üstünde çok düşündüm.
00:47
I've had a lot of time to think.
11
35240
2656
Düşünmek için çok zamanım vardı.
00:49
For the first 12 years of my life,
12
37920
2096
Hayatımın ilk 12 yılı,
00:52
I was a normal, happy, healthy little boy.
13
40040
2696
mutlu, sağlıklı ve
normal küçük bir çocuktum.
normal küçük bir çocuktum.
Sonra her şey değişti.
00:54
Then everything changed.
14
42760
2136
Bir beyin enfeksiyonuna yakalandım.
00:56
I contracted a brain infection.
15
44920
2256
Doktorlar bunun ne olduğu konusunda
pek emin değillerdi
pek emin değillerdi
00:59
The doctors weren't sure what it was,
16
47200
2296
01:01
but they treated me the best they could.
17
49520
2496
fakat ellerinden geleni
yaparak beni tedavi ettiler.
yaparak beni tedavi ettiler.
01:04
However, I progressively got worse.
18
52040
3376
Fakat gittikçe kötüleştim.
Zamanla hareketlerimi kontrol etme,
01:07
Eventually, I lost my ability
to control my movements,
to control my movements,
19
55440
4176
01:11
make eye contact,
20
59640
1336
göz teması kurma ve
01:13
and finally, my ability to speak.
21
61000
3239
nihayetinde konuşma yeteneğimi kaybettim.
01:17
While in hospital,
22
65280
1216
Hastanedeyken
01:18
I desperately wanted to go home.
23
66520
2576
çaresizce eve gitmeyi istedim.
Anneme dedim ki "Ev ne zaman?"
01:21
I said to my mother, "When home?"
24
69120
3296
01:24
Those were the last words
I ever spoke with my own voice.
I ever spoke with my own voice.
25
72440
4456
Bunlar kendi sesimle konuşabildiğim
son kelimelerdi.
son kelimelerdi.
En sonunda tüm zihinsel farkındalık
testlerinde başarısız oldum.
testlerinde başarısız oldum.
01:28
I would eventually fail every test
for mental awareness.
for mental awareness.
26
76920
3816
Aileme orada değilmiş gibi
olduğum söylenmişti.
olduğum söylenmişti.
01:32
My parents were told
I was as good as not there.
I was as good as not there.
27
80760
2816
01:35
A vegetable, having the intelligence
of a three-month-old baby.
of a three-month-old baby.
28
83600
4616
3 aylık bir bebeğin zekasına
sahip bir sebze.
sahip bir sebze.
01:40
They were told to take me home
and try to keep me comfortable
and try to keep me comfortable
29
88240
3656
Beni eve götürmeleri ve ben ölünceye kadar
rahat ettirmeleri söylenmişti aileme.
01:43
until I died.
30
91920
1200
Ebeynlerim, aslında tüm ailemin hayatları
01:46
My parents, in fact
my entire family's lives,
my entire family's lives,
31
94000
3536
bildikleri en iyi şekilde
benimle ilgilenerek tükenmişti.
benimle ilgilenerek tükenmişti.
01:49
became consumed by taking care of me
the best they knew how.
the best they knew how.
32
97560
4296
01:53
Their friends drifted away.
33
101880
2336
Arkadaşları uzaklaştı.
Bir yıl ikiye
01:56
One year turned to two,
34
104240
1816
01:58
two turned to three.
35
106080
1320
iki üçe döndü.
02:00
It seemed like the person I once was
began to disappear.
began to disappear.
36
108240
4416
Öyle görünüyordu ki bir zamanlar olduğum
insan kaybolmaya başlıyor gibiydi.
insan kaybolmaya başlıyor gibiydi.
02:04
The Lego blocks and electronic circuits
I'd loved as a boy were put away.
I'd loved as a boy were put away.
37
112680
4896
Bir çocuk olarak sevdiğim Lego blokları
ve elektronik devreler rafa kaldırılmıştı.
ve elektronik devreler rafa kaldırılmıştı.
Kendi yatak odamdan daha pratik
bir tanesine taşınmıştım.
bir tanesine taşınmıştım.
02:09
I had been moved out of my bedroom
into another more practical one.
into another more practical one.
38
117600
4456
Bir hayalete dönüşmüştüm,
02:14
I had become a ghost,
39
122080
1696
02:15
a faded memory of a boy
people once knew and loved.
people once knew and loved.
40
123800
4375
insanların bir zamanlar bildikleri ve
sevdikleri bir çocuğun silik hatırasına.
sevdikleri bir çocuğun silik hatırasına.
02:20
Meanwhile, my mind began
knitting itself back together.
knitting itself back together.
41
128199
4257
Bu arada zihnim kendini
tekrar örmeye başladı.
tekrar örmeye başladı.
02:24
Gradually, my awareness started to return.
42
132480
3016
Yavaş yavaş bilincim geri gelmeye başladı.
Fakat hayata döndüğümü
kimse farketmemişti.
kimse farketmemişti.
02:27
But no one realized
that I had come back to life.
that I had come back to life.
43
135520
3336
Herhangi normal bir insan gibi
02:30
I was aware of everything,
44
138880
1816
02:32
just like any normal person.
45
140720
2016
her şeyin farkındaydım.
Her şeyi görüp anlayabiliyordum
02:34
I could see and understand everything,
46
142760
2296
02:37
but I couldn't find a way
to let anybody know.
to let anybody know.
47
145080
2840
fakat bunu belli etmek için
bir yol bulamadım.
bir yol bulamadım.
Kişiliğim, görünürde sessiz olan
bir vücut içine gömülmüştü,
bir vücut içine gömülmüştü,
02:40
My personality was entombed
within a seemingly silent body,
within a seemingly silent body,
48
148560
3976
02:44
a vibrant mind hidden in plain sight
within a chrysalis.
within a chrysalis.
49
152560
3720
güpegündüz bir koza içine
gizlenmiş canlı bir zihin...
gizlenmiş canlı bir zihin...
02:48
The stark reality hit me
that I was going to spend
that I was going to spend
50
156920
2736
Tamamen yalnız, kendi
bedenime hapsolmuş şekilde
bedenime hapsolmuş şekilde
02:51
the rest of my life locked inside myself,
51
159680
2656
hayatımın geri kalanını
geçirecek olduğum acı gerçeği
geçirecek olduğum acı gerçeği
02:54
totally alone.
52
162360
1696
beni sarsmıştı.
02:56
I was trapped with only
my thoughts for company.
my thoughts for company.
53
164080
3616
Bana eşlik edecek yalnız kendi
düşüncelerimle hapsolmuştum.
düşüncelerimle hapsolmuştum.
02:59
I would never be rescued.
54
167720
2176
Asla kurtarılmayabilirdim.
Kimse bana şefkat göstermeyebilirdi.
03:01
No one would ever show me tenderness.
55
169920
2936
Asla bir arkadaşla konuşamayabilirdim.
03:04
I would never talk to a friend.
56
172880
2256
03:07
No one would ever love me.
57
175160
1920
Kimse beni sevmeyebilirdi.
Hayalim, umudum ya da ileriye
bakacak hiçbir şeyim yoktu.
bakacak hiçbir şeyim yoktu.
03:09
I had no dreams, no hope,
nothing to look forward to.
nothing to look forward to.
58
177920
4136
03:14
Well, nothing pleasant.
59
182080
2496
Aslında hoş olan hiçbir şey...
03:16
I lived in fear,
60
184600
1336
Korku içinde yaşadım
ve açıkça söylemek gerekirse
03:17
and, to put it bluntly,
61
185960
1536
03:19
was waiting for death
to finally release me,
to finally release me,
62
187520
3056
bir bakım evinde yapayalnız bir şekilde
03:22
expecting to die all alone in a care home.
63
190600
3896
ölümün sonunda gelip beni
serbest bırakmasını bekliyordum.
serbest bırakmasını bekliyordum.
03:26
I don't know if it's truly possible
to express in words
to express in words
64
194520
3376
İletişim kuramamanın
nasıl bir şey olduğunu
nasıl bir şey olduğunu
kelimelerle ifade edebilmek
gerçekten mümkün mü bilmiyorum.
gerçekten mümkün mü bilmiyorum.
03:29
what it's like not to be able
to communicate.
to communicate.
65
197920
2816
Kişiliğiniz yoğun bir sis içinde
kayboluyormuş gibidir
kayboluyormuş gibidir
03:32
Your personality appears
to vanish into a heavy fog
to vanish into a heavy fog
66
200760
3416
03:36
and all of your emotions and desires are
constricted, stifled and muted within you.
constricted, stifled and muted within you.
67
204200
5776
ve tüm duygularınız ve arzularınız kendi içinizde
kısıtlanmış, bastırılmış ve susturulmuştur.
kısıtlanmış, bastırılmış ve susturulmuştur.
03:42
For me, the worst was the feeling
of utter powerlessness.
of utter powerlessness.
68
210000
4496
Benim için en kötüsü tamamen
güçsüz olduğum hissiydi.
güçsüz olduğum hissiydi.
Sadece vardım.
03:46
I simply existed.
69
214520
1440
03:48
It's a very dark place to find yourself
70
216680
2456
Kendinizi bulabileceğiniz en karanlık yer
03:51
because in a sense, you have vanished.
71
219160
2680
çünkü bir anlamda kayboluyorsunuz.
Hayatımın tüm yönlerini
başkaları kontrol ediyordu.
başkaları kontrol ediyordu.
03:55
Other people controlled
every aspect of my life.
every aspect of my life.
72
223000
3216
Ne yiyeceğime ve ne zaman yiyeceğime,
03:58
They decided what I ate and when.
73
226240
2296
yan tarafıma mı yatırılacağıma, tekerlekli
sandalyeye mi bağlanacağıma onlar karar verirdi.
sandalyeye mi bağlanacağıma onlar karar verirdi.
04:00
Whether I was laid on my side
or strapped into my wheelchair.
or strapped into my wheelchair.
74
228560
3976
Genellikle günlerimi
TV karşısında konuşlanmış
TV karşısında konuşlanmış
04:04
I often spent my days
positioned in front of the TV
positioned in front of the TV
75
232560
3376
04:07
watching Barney reruns.
76
235960
1840
Barney'nin tekrarlarını
izleyerek geçirirdim.
izleyerek geçirirdim.
04:10
I think because Barney
is so happy and jolly,
is so happy and jolly,
77
238440
2896
Barney çok mutlu ve neşeliydi
04:13
and I absolutely wasn't,
78
241360
1736
ve ben kesinlikle değildim
04:15
it made it so much worse.
79
243120
1680
sanırım bu beni daha da kötü yaptı.
Hayatımdaki herhangi bir şeyi ya da
04:17
I was completely powerless
to change anything in my life
to change anything in my life
80
245800
3416
insanların hakkımdaki algılarını
değiştirmek için hiç bir gücüm yoktu.
değiştirmek için hiç bir gücüm yoktu.
04:21
or people's perceptions of me.
81
249240
2456
Kimsenin izlemediğini düşündükleri zaman
04:23
I was a silent, invisible observer
of how people behaved
of how people behaved
82
251720
3576
insanların davranışlarının sessiz
ve görünmez bir gözlemicisiydim.
ve görünmez bir gözlemicisiydim.
04:27
when they thought no one was watching.
83
255320
2376
Ne yazık ki sadece bir gözlemci değildim.
04:29
Unfortunately, I wasn't only an observer.
84
257720
3696
04:33
With no way to communicate,
I became the perfect victim:
I became the perfect victim:
85
261440
3976
İletişim kurabileceğim bir yol olmayınca
mükemmel bir kurban haline geldim:
mükemmel bir kurban haline geldim:
04:37
a defenseless object,
seemingly devoid of feelings
seemingly devoid of feelings
86
265440
3976
insanların kendisi üzerinde en
karanlık arzularını gerçekleştirdiği
karanlık arzularını gerçekleştirdiği
04:41
that people used
to play out their darkest desires.
to play out their darkest desires.
87
269440
3736
hislerden yoksun görünen
savunmasız bir nesne
savunmasız bir nesne
04:45
For more than 10 years,
people who were charged with my care
people who were charged with my care
88
273200
3656
10 yıldan fazla bir süre,
benimle ilgilenmekle görevli insanlar
benimle ilgilenmekle görevli insanlar
04:48
abused me physically,
verbally and sexually.
verbally and sexually.
89
276880
3160
beni fiziksel, sözel ve cinsel
açılardan taciz ettiler.
açılardan taciz ettiler.
Onların sahip oldukları düşüncelere
rağmen ben hissediyordum.
rağmen ben hissediyordum.
04:52
Despite what they thought, I did feel.
90
280760
2760
Bu ilk kez olduğunda
04:56
The first time it happened,
91
284400
1736
04:58
I was shocked and filled with disbelief.
92
286160
2656
çok şaşırmış ve inanamamıştım.
Bunu bana nasıl yaparlardı?
05:00
How could they do this to me?
93
288840
1520
05:03
I was confused.
94
291120
1576
Kafam karışmıştı.
Bunu hak edecek ne yapmıştım?
05:04
What had I done to deserve this?
95
292720
2120
05:07
Part of me wanted to cry
and another part wanted to fight.
and another part wanted to fight.
96
295440
4056
Bir parçam ağlamak ve
diğer parçam da savaşmak istiyordu.
diğer parçam da savaşmak istiyordu.
05:11
Hurt, sadness and anger
flooded through me.
flooded through me.
97
299520
3736
Acı, üzüntü ve kızgınlık
sel olup içimden aktı.
sel olup içimden aktı.
05:15
I felt worthless.
98
303280
1776
Değersiz hissettim.
05:17
There was no one to comfort me.
99
305080
1920
Beni teselli edecek kimse yoktu.
Fakat ebeveynlerimden hiç birinin
bunun olduğundan haberleri yoktu.
bunun olduğundan haberleri yoktu.
05:20
But neither of my parents
knew this was happening.
knew this was happening.
100
308080
3256
05:23
I lived in terror, knowing
it would happen again and again.
it would happen again and again.
101
311360
4056
Bunun tekrar tekrar gerçekleşeceğini
bildiğimden korku içinde yaşadım.
bildiğimden korku içinde yaşadım.
Yalnızca ne zaman olacağını
asla bilemezdim.
asla bilemezdim.
05:27
I just never knew when.
102
315440
2096
05:29
All I knew was that I would
never be the same.
never be the same.
103
317560
2760
Bildiğim tek şey bir daha asla
aynı olmayacağımdı.
aynı olmayacağımdı.
05:33
I remember once listening
to Whitney Houston singing,
to Whitney Houston singing,
104
321360
3616
Bir kere Whitney Houston'ın
şarkısını dinlediğimi hatırlıyorum.
şarkısını dinlediğimi hatırlıyorum.
05:37
"No matter what they take from me,
they can't take away my dignity."
they can't take away my dignity."
105
325000
4856
"Benden ne alırlarsa alsınlar,
onurumu alamazlar."
onurumu alamazlar."
05:41
And I thought to myself,
"You want to bet?"
"You want to bet?"
106
329880
2920
Ve kendi kendime düşündüm:
"İddiaya var mısınız?"
"İddiaya var mısınız?"
05:47
Perhaps my parents could have
found out and could have helped.
found out and could have helped.
107
335120
3736
Belki de ailem öğrenebilir ve
bana yardım edebilirdi.
bana yardım edebilirdi.
05:50
But the years of constant caretaking,
108
338880
2256
Fakat sürekli bakımla geçen yıllar,
05:53
having to wake up
every two hours to turn me,
every two hours to turn me,
109
341160
2896
beni çevirmek için iki saatte bir uyanmak
05:56
combined with them essentially
grieving the loss of their son,
grieving the loss of their son,
110
344080
3376
ve aslında oğullarının kaybının
kederiyle de birleşince
kederiyle de birleşince
anne ve babama çok zarar vermişti.
05:59
had taken a toll on my mother and father.
111
347480
3336
Ebeveynlerim arasındaki şiddetli bir
tartışma sonrasında
tartışma sonrasında
06:02
Following yet another heated argument
between my parents,
between my parents,
112
350840
3576
06:06
in a moment of despair and desperation,
113
354440
2616
bir umutsuzluk ve çaresizlik anında
06:09
my mother turned to me
and told me that I should die.
and told me that I should die.
114
357080
3320
annem bana döndü ve
ölmem gerektiğini söyledi.
ölmem gerektiğini söyledi.
Şok olmuştum fakat bana
söylediği şeyi düşündüğümde
söylediği şeyi düşündüğümde
06:14
I was shocked, but as I thought
about what she had said,
about what she had said,
115
362160
3136
06:17
I was filled with enormous compassion
and love for my mother,
and love for my mother,
116
365320
4016
annem için müthiş bir merhamet
ve sevgi hissiyle doldum
ve sevgi hissiyle doldum
06:21
yet I could do nothing about it.
117
369360
1960
ama bununla ilgili yapabileceğim
hiçbir şey yoktu.
hiçbir şey yoktu.
Karanlık bir çukura batıp vazgeçtiğim
06:24
There were many moments when I gave up,
118
372640
2376
06:27
sinking into a dark abyss.
119
375040
2376
çok zamanlar oldu.
06:29
I remember one particularly low moment.
120
377440
3136
Özellikle neşesiz bir anı hatırlıyorum.
06:32
My dad left me alone in the car
121
380600
2256
Babam, dükkandan hızlıca
bir şey almaya giderken
bir şey almaya giderken
06:34
while he quickly went
to buy something from the store.
to buy something from the store.
122
382880
3576
beni arabada yalnız bırakmıştı.
Alelade bir yabancı önümden geçti ve
06:38
A random stranger walked past,
123
386480
2616
06:41
looked at me and he smiled.
124
389120
2840
bana bakıp gülümsedi.
Neden olduğunu asla bilemeyebilirim
fakat bu basit hareket,
fakat bu basit hareket,
06:44
I may never know why, but that simple act,
125
392880
3136
06:48
the fleeting moment of human connection,
126
396040
2296
bir anlık insan teması
hislerimi değiştirip
06:50
transformed how I was feeling,
127
398360
2376
06:52
making me want to keep going.
128
400760
1920
beni devam etmeye teşvik etti.
Varlığım tekdüzelik nedeniyle
işkence görüyordu
işkence görüyordu
06:55
My existence was tortured by monotony,
129
403760
2936
06:58
a reality that was often too much to bear.
130
406720
3016
ki bu öyle bir gerçeklik ki
genellikle katlanılmazdır.
genellikle katlanılmazdır.
07:01
Alone with my thoughts,
I constructed intricate fantasies
I constructed intricate fantasies
131
409760
4136
Düşüncelerimle yalnız olduğum için
zeminde koşuşturan karıncalarla ilgili
zeminde koşuşturan karıncalarla ilgili
07:05
about ants running across the floor.
132
413920
3376
karmaşık fanteziler kurardım.
07:09
I taught myself to tell the time
by noticing where the shadows were.
by noticing where the shadows were.
133
417320
5096
Gölgelerin yerini dikkate alarak zamanı
söylemeyi öğrettim kendime.
söylemeyi öğrettim kendime.
Günün saatleri geçtikçe gölgelerin
nasıl hareket ettiğini öğrendiğimden
nasıl hareket ettiğini öğrendiğimden
07:14
As I learned how the shadows moved
as the hours of the day passed,
as the hours of the day passed,
134
422440
4136
07:18
I understood how long it would be
before I was picked up and taken home.
before I was picked up and taken home.
135
426600
4656
alınıp eve götürülmeden önce
ne kadar süre kaldığını anlıyordum.
ne kadar süre kaldığını anlıyordum.
Beni almak için babamın
kapıdan girdiğini görmek
kapıdan girdiğini görmek
07:23
Seeing my father walk
through the door to collect me
through the door to collect me
136
431280
3256
07:26
was the best moment of the day.
137
434560
2160
günün en güzel anıydı.
Zihnim, gerçekliğimden kaçmak için
kapanmak ya da
kapanmak ya da
07:29
My mind became a tool that I could use
138
437600
2336
07:31
to either close down
to retreat from my reality
to retreat from my reality
139
439960
2816
fantezilerle doldurabileceğim
devasa bir alana ulaşmak için
devasa bir alana ulaşmak için
07:34
or enlarge into a gigantic space
that I could fill with fantasies.
that I could fill with fantasies.
140
442800
4976
kullanabileceğim bir alet oldu.
Gerçekliğimin değişmesini ve birinin
07:39
I hoped that my reality would change
141
447800
1976
07:41
and someone would see
that I had come back to life.
that I had come back to life.
142
449800
2856
benim hayata döndüğümü
farketmesini umdum.
farketmesini umdum.
07:44
But I had been washed away
like a sand castle
like a sand castle
143
452680
2696
Fakat dalgalara çok yakın inşa edilmiş
kumdan bir kale gibi sürüklenip gittim
07:47
built too close to the waves,
144
455400
2136
ve benim yerimdeki, insanların
benim olmamı bekledikleri kişiydi.
benim olmamı bekledikleri kişiydi.
07:49
and in my place was the person
people expected me to be.
people expected me to be.
145
457560
4176
Bazılarına göre ben, Martin,
boş bir kabuk, sebze,
boş bir kabuk, sebze,
07:53
To some I was Martin,
a vacant shell, the vegetable,
a vacant shell, the vegetable,
146
461760
3776
07:57
deserving of harsh words,
dismissal and even abuse.
dismissal and even abuse.
147
465560
4416
acımasız kelimeleri, kovulmayı
ve hatta tacizi hak edendim.
ve hatta tacizi hak edendim.
Diğerlerine göreyse ben trajik bir şekilde
beyin hasarına uğrayıp
beyin hasarına uğrayıp
08:02
To others, I was the tragically
brain-damaged boy
brain-damaged boy
148
470000
2936
08:04
who had grown to become a man.
149
472960
2216
yetişkinliğe erişmiş bir çocuktum.
Kendisine karşı nazik oldukları
ve ilgilendikleri biri.
ve ilgilendikleri biri.
08:07
Someone they were kind to and cared for.
150
475200
3176
08:10
Good or bad, I was a blank canvas
151
478400
2496
İyi ya da kötü, farklı versiyonlarımın
üzerine yansıtıldığı
üzerine yansıtıldığı
08:12
onto which different versions
of myself were projected.
of myself were projected.
152
480920
3320
boş bir tuvaldim.
08:17
It took someone new
to see me in a different way.
to see me in a different way.
153
485160
3296
Beni farklı bir açıdan görmek için
yeni biri gerekti.
yeni biri gerekti.
08:20
An aromatherapist began coming
to the care home about once a week.
to the care home about once a week.
154
488480
4256
Bir aromaterapist haftada bir
bakım için eve gelmeye başladı.
bakım için eve gelmeye başladı.
08:24
Whether through intuition
or her attention to details
or her attention to details
155
492760
2976
Ya sezgileriyle ya da
başkalarının farkedemediği
başkalarının farkedemediği
detaylara olan dikkatiyle
08:27
that others failed to notice,
156
495760
2016
ne söylendiğini anladığıma kanaat getirdi.
08:29
she became convinced that I could
understand what was being said.
understand what was being said.
157
497800
4136
Alternatif ve artırıcı iletişim
uzmanlarına beni test ettirmeleri için
uzmanlarına beni test ettirmeleri için
08:33
She urged my parents
to have me tested by experts
to have me tested by experts
158
501960
3496
08:37
in augmentative
and alternative communication.
and alternative communication.
159
505480
3296
ailemi teşvik etti.
Ve bir yıl içinde
08:40
And within a year,
160
508800
1216
08:42
I was beginning to use
a computer program to communicate.
a computer program to communicate.
161
510040
4056
iletişim kurmak için bir bilgisayar
programı kullanmaya başladım.
programı kullanmaya başladım.
Coşku vericiydi fakat
bazen de moral bozucu.
bazen de moral bozucu.
08:46
It was exhilarating,
but frustrating at times.
but frustrating at times.
162
514120
3736
Zihnimde o kadar fazla kelime vardı ki
08:49
I had so many words in my mind,
163
517880
1976
08:51
that I couldn't wait
to be able to share them.
to be able to share them.
164
519880
2816
paylaşabilmek için bekleyemiyordum.
08:54
Sometimes, I would say things to myself
simply because I could.
simply because I could.
165
522720
4736
Bazen, sadece yapabildiğim için
kendi kendime bir şeyler söylerdim.
kendi kendime bir şeyler söylerdim.
Kendi içimde hazır halde
bir dinleyici kitlem vardı
bir dinleyici kitlem vardı
08:59
In myself, I had a ready audience,
166
527480
2616
ve düşüncelerimi ve dileklerimi
ifade ettikçe
ifade ettikçe
09:02
and I believed that by expressing
my thoughts and wishes,
my thoughts and wishes,
167
530120
3136
diğerlerinin de dinleyeceğine inanıyordum.
09:05
others would listen, too.
168
533280
1736
Fakat daha fazla iletişim
kurmaya başladıkça
kurmaya başladıkça
09:07
But as I began to communicate more,
169
535040
2256
09:09
I realized that it was in fact
only just the beginning
only just the beginning
170
537320
3176
bunun kendim için yeni bir ses yaratmanın
09:12
of creating a new voice for myself.
171
540520
2936
sadece başlangıcı olduğunu farkettim.
09:15
I was thrust into a world
I didn't quite know how to function in.
I didn't quite know how to function in.
172
543480
4336
Nasıl işlev göstereceğimi bilemediğim
bir dünyanın içine fırlatılmıştım.
bir dünyanın içine fırlatılmıştım.
09:19
I stopped going to the care home
173
547840
1656
Bakım evine gitmeyi bıraktım
09:21
and managed to get my first job
making photocopies.
making photocopies.
174
549520
3856
ve fotokopi çekerek
ilk işimi bulmayı başardım.
ilk işimi bulmayı başardım.
09:25
As simple as this may sound,
it was amazing.
it was amazing.
175
553400
3456
Kulağa basit geldiği kadar harikaydı da.
09:28
My new world was really exciting
176
556880
2016
Yeni dünyam gerçekten heyecan vericiydi
09:30
but often quite overwhelming
and frightening.
and frightening.
177
558920
2816
fakat bazen ezici ve korkutucuydu da.
Bir "adam-çocuk" gibiydim
09:33
I was like a man-child,
178
561760
1816
09:35
and as liberating as it often was,
179
563600
2096
ve genelde özgürleştirici olduğu kadar
09:37
I struggled.
180
565720
1736
mücadele ettim.
09:39
I also learned that many of those
who had known me for a long time
who had known me for a long time
181
567480
3536
Ayrıca öğrendim ki beni
uzun zamandır tanıyanların çoğu
uzun zamandır tanıyanların çoğu
kafalarındaki eski Martin fikrini
terk etmeyi imkansız buldular.
terk etmeyi imkansız buldular.
09:43
found it impossible to abandon the idea
of Martin they had in their heads.
of Martin they had in their heads.
182
571040
4656
Halbuki daha yeni tanıştığım insanlar
09:47
While those I had only just met
183
575720
1616
09:49
struggled to look past the image
of a silent man in a wheelchair.
of a silent man in a wheelchair.
184
577360
3760
tekerlekli sandalyedeki sessiz adam resminin
ötesini görmek için mücadele ediyorlardı.
ötesini görmek için mücadele ediyorlardı.
Bazı insanların beni,
yalnızca söylediklerimi
yalnızca söylediklerimi
09:54
I realized that some people
would only listen to me
would only listen to me
185
582000
2736
onların beklediği doğrultudaysa
dinlediklerini fark ettim.
dinlediklerini fark ettim.
09:56
if what I said was in line
with what they expected.
with what they expected.
186
584760
3016
Yoksa söylediğim göz ardı edilir
09:59
Otherwise, it was disregarded
187
587800
2016
10:01
and they did what they felt was best.
188
589840
2656
ve onlar bildiklerini yaparlardı.
10:04
I discovered that true communication
189
592520
2016
Gerçek iletişimin sadece fiziksel
bir mesaj iletme olayından
bir mesaj iletme olayından
10:06
is about more than merely
physically conveying a message.
physically conveying a message.
190
594560
3816
çok daha fazlası olduğunu keşfettim.
Mesajın duyulmasını ve
saygı görmesini sağlamakla ilgili.
saygı görmesini sağlamakla ilgili.
10:10
It is about getting the message
heard and respected.
heard and respected.
191
598400
2960
Yine de işler iyi gidiyordu.
10:14
Still, things were going well.
192
602960
2256
10:17
My body was slowly getting stronger.
193
605240
2576
Bedenim yavaş yavaş güçleniyordu.
10:19
I had a job in computing that I loved,
194
607840
2456
Çok sevdiğim bilgisayar alanında bir iş buldum
10:22
and had even got Kojak, the dog
I had been dreaming about for years.
I had been dreaming about for years.
195
610320
4896
ve hatta yıllardır hayalini
kurduğum köpeği, Kojak'ı aldım.
kurduğum köpeği, Kojak'ı aldım.
Ne var ki hayatımı
biriyle paylaşmayı istiyordum.
biriyle paylaşmayı istiyordum.
10:27
However, I longed to share
my life with someone.
my life with someone.
196
615240
3936
Babam beni evden işe götürürken camdan
dışarı bakıp içimde ne kadar fazla sevgi olduğunu
dışarı bakıp içimde ne kadar fazla sevgi olduğunu
10:31
I remember staring out the window
as my dad drove me home from work,
as my dad drove me home from work,
197
619200
4416
10:35
thinking I have so much love inside of me
and nobody to give it to.
and nobody to give it to.
198
623640
4696
ve bunu vermek için kimsenin olmadığını
düşündüğümü hatırlıyorum.
düşündüğümü hatırlıyorum.
10:40
Just as I had resigned myself
to being single for the rest of my life,
to being single for the rest of my life,
199
628360
4456
Tam kendimi hayatımın geri kalanında bekar
olacağım fikrine teslim etmiştim ki
olacağım fikrine teslim etmiştim ki
10:44
I met Joan.
200
632840
1776
Joan'la karşılaştım.
10:46
Not only is she the best thing
that has ever happened to me,
that has ever happened to me,
201
634640
3456
O sadece başıma gelen
en iyi şey değildi,
en iyi şey değildi,
aynı zamanda kendimle ilgili yanlış
fikirlerime meydan okumama yardım etti.
fikirlerime meydan okumama yardım etti.
10:50
but Joan helped me to challenge
my own misconceptions about myself.
my own misconceptions about myself.
202
638120
4896
Joan, benim kelimelerim vasıtasıyla
bana aşık olduğunu söyledi.
bana aşık olduğunu söyledi.
10:55
Joan said it was through my words
that she fell in love with me.
that she fell in love with me.
203
643040
4616
10:59
However, after all I had been through,
204
647680
2776
Yine de bütün yaşadıklarımdan sonra
hiçkimsenin sakatlığımın
ötesini gerçekten görüp
ötesini gerçekten görüp
11:02
I still couldn't shake the belief
205
650480
1736
11:04
that nobody could truly see
beyond my disability
beyond my disability
206
652240
3216
beni olduğum gibi kabul edemeyeceği
11:07
and accept me for who I am.
207
655480
2576
inancını hâlâ sarsamadım.
Yetişkin bir erkek olduğumu kavramak
için de gerçekten çok mücadele ettim.
için de gerçekten çok mücadele ettim.
11:10
I also really struggled
to comprehend that I was a man.
to comprehend that I was a man.
208
658080
4176
Birinin beni, bir adam olarak
ilk andığı zaman
ilk andığı zaman
11:14
The first time someone
referred to me as a man,
referred to me as a man,
209
662280
2816
11:17
it stopped me in my tracks.
210
665120
2296
şaşkınlıktan dilim tutuldu.
11:19
I felt like looking around
and asking, "Who, me?"
and asking, "Who, me?"
211
667440
4616
Etrafıma bakıp:
"Kim, ben mi?" demek istedim.
"Kim, ben mi?" demek istedim.
Hepsi Joan'la değişti.
11:24
That all changed with Joan.
212
672080
2176
Harika bir bağımız var
11:26
We have an amazing connection
213
674280
1576
ve açık ve dürüst bir şekilde iletişim kurmanın
ne kadar önemli olduğunu öğrendim.
ne kadar önemli olduğunu öğrendim.
11:27
and I learned how important it is
to communicate openly and honestly.
to communicate openly and honestly.
214
675880
4656
Güvende hissettim ve bu bana düşündüğümü
olduğu gibi söyleme cesareti verdi.
olduğu gibi söyleme cesareti verdi.
11:32
I felt safe, and it gave me the confidence
to truly say what I thought.
to truly say what I thought.
215
680560
4936
Tekrar bir bütün olduğumu ve sevilmeye değer
bir adam olduğumu hissetmeye başladım.
bir adam olduğumu hissetmeye başladım.
11:37
I started to feel whole again,
a man worthy of love.
a man worthy of love.
216
685520
4296
Kaderimi yeniden şekillendirmeye başladım.
11:41
I began to reshape my destiny.
217
689840
2456
İşte biraz daha fazla konuştum.
11:44
I spoke up a little more at work.
218
692320
2216
11:46
I asserted my need for independence
to the people around me.
to the people around me.
219
694560
4376
Etrafımdaki insanlara
bağımsızlık ihtiyacımı açıkladım.
bağımsızlık ihtiyacımı açıkladım.
Bir iletişim aracı verilmesi
her şeyi değiştirdi.
her şeyi değiştirdi.
11:50
Being given a means of communication
changed everything.
changed everything.
220
698960
3856
Kelimelerin ve iradenin gücünü,
etrafımdakilerin ve kendimin
etrafımdakilerin ve kendimin
11:54
I used the power of words and will
to challenge the preconceptions
to challenge the preconceptions
221
702840
4216
önyargılarına
meydan okumak için kullandım.
meydan okumak için kullandım.
11:59
of those around me
and those I had of myself.
and those I had of myself.
222
707080
3576
İletişim, etrafımızdakilerle en derin seviyede
12:02
Communication is what makes us human,
223
710680
2696
12:05
enabling us to connect
on the deepest level
on the deepest level
224
713400
2296
bağlanmamızı sağlayarak,
12:07
with those around us --
225
715720
1936
kendi hikayemizi anlatarak,
12:09
telling our own stories,
226
717680
1576
istek, ihtiyaç ya da arzularımızı dile getirerek
12:11
expressing wants, needs and desires,
227
719280
3616
ya da gerçek dinlemeyle başkalarınınkini duyurarak
12:14
or hearing those of others
by really listening.
by really listening.
228
722920
3136
bizi insan yapan şeydir.
12:18
All this is how the world
knows who we are.
knows who we are.
229
726080
3336
Dünya bizim kim
olduğumuzu işte böyle bilir.
olduğumuzu işte böyle bilir.
12:21
So who are we without it?
230
729440
1800
Öyleyse onsuz biz neyiz?
12:24
True communication increases understanding
231
732480
3176
Gerçek iletişim anlayışı arttırır ve
daha ilgili ve şefkatli bir dünya yaratır.
12:27
and creates a more caring
and compassionate world.
and compassionate world.
232
735680
3040
Bir zamanlar cansız bir nesne,
12:31
Once, I was perceived
to be an inanimate object,
to be an inanimate object,
233
739800
3096
tekerlekli sandalyedeki çocuğun
akılsız hayaleti olarak görüldüm.
akılsız hayaleti olarak görüldüm.
12:34
a mindless phantom
of a boy in a wheelchair.
of a boy in a wheelchair.
234
742920
3296
Bugün ise çok daha fazlasıyım.
12:38
Today, I am so much more.
235
746240
2256
Bir koca, oğul, arkadaş
12:40
A husband, a son, a friend,
236
748520
2416
kardeş, iş sahibi, okul birincisi,
12:42
a brother, a business owner,
a first-class honors graduate,
a first-class honors graduate,
237
750960
4256
12:47
a keen amateur photographer.
238
755240
2336
hevesli bir amatör fotoğrafçı.
Bütün bunları bana veren
iletişim yeteneğimdir.
iletişim yeteneğimdir.
12:49
It is my ability to communicate
that has given me all this.
that has given me all this.
239
757600
3840
Eylemlerin kelimelerden daha yüksek sesle
konuştukları söylenmişti bize.
konuştukları söylenmişti bize.
12:54
We are told that actions
speak louder than words.
speak louder than words.
240
762320
3696
12:58
But I wonder,
241
766040
1936
Fakat merak ediyorum da
13:00
do they?
242
768000
1200
gerçekten öyle mi?
13:02
Our words, however we communicate them,
243
770880
2656
Nasıl iletirsek iletelim, kelimelerimiz
yine de aynı şekilde kuvvetli.
13:05
are just as powerful.
244
773560
2096
13:07
Whether we speak the words
with our own voices,
with our own voices,
245
775680
2736
İster onları kendi sesimizle söyleyelim
13:10
type them with our eyes,
246
778440
1336
ister gözlerimizle yazalım
13:11
or communicate them non-verbally
to someone who speaks them for us,
to someone who speaks them for us,
247
779800
4256
ister sözsüz bir şekilde onları
bizim için seslendirecek birine iletelim,
bizim için seslendirecek birine iletelim,
13:16
words are among our most powerful tools.
248
784080
2880
kelimeler en güçlü aletlerimiz arasındadır.
Korkunç bir karanlıktan
13:20
I have come to you through
a terrible darkness,
a terrible darkness,
249
788400
2816
şefkatli ruhlar ve dilin kendisi
tarafından çekilip alınıp
tarafından çekilip alınıp
13:23
pulled from it by caring souls
250
791240
2096
13:25
and by language itself.
251
793360
2336
karşınıza geldim.
13:27
The act of you listening to me today
brings me farther into the light.
brings me farther into the light.
252
795720
4016
Bugün sizin beni dinlemeniz,
beni daha da aydınlığa taşıdı.
beni daha da aydınlığa taşıdı.
13:31
We are shining here together.
253
799760
2296
Burada birlikte parlıyoruz.
İletişim kurma yöntemimde
zor bir engel varsa o da
zor bir engel varsa o da
13:34
If there is one most difficult obstacle
to my way of communicating,
to my way of communicating,
254
802080
4296
bazen bağırmak ve bazen de
13:38
it is that sometimes I want to shout
255
806400
1936
13:40
and other times simply to whisper
a word of love or gratitude.
a word of love or gratitude.
256
808360
4296
bir aşk ya da minnet kelimesini
fısıldamak istememdir.
fısıldamak istememdir.
Hepsi aynı geliyor kulağa.
13:44
It all sounds the same.
257
812680
2256
Ama eğer isterseniz
13:46
But if you will,
258
814960
1416
13:48
please imagine these next two words
as warmly as you can:
as warmly as you can:
259
816400
3760
lütfen şimdi şu iki kelimeyi olabildiğince
sıcak bir şekilde hayal edin:
sıcak bir şekilde hayal edin:
13:54
Thank you.
260
822480
1200
Teşekkür ederim.
13:56
(Applause)
261
824280
10800
(Alkışlar)
ABOUT THE SPEAKER
Martin Pistorius - Author, designerAt age 12, Martin Pistorius fell into a coma, and spent 13 years locked inside his body, unable to communicate -- until a caregiver noticed his eyes responded to her. His book "Ghost Boy" tells his story.
Why you should listen
Martin Pistorius is a web designer and author whose personal story borders on the unimaginable. In his book Ghost Boy, he tells the story of his return to consciousness after a horrible illness ... and his struggle to tell the world that he was still there, inside his body, hoping to communicate.
More profile about the speakerMartin Pistorius | Speaker | TED.com