TED@SXSWi
JP Rangaswami: Information is food
JP Rangaswami: Bilgi besindir
Filmed:
Readability: 3.9
708,322 views
Bilgiyi nasıl tüketiriz? TED@SXSWi konuşmasında teknoloji uzmanı JP Rangaswami bilgiyle olan ilişkimize yön veriyor ve şaşırtıcı ve net bir çıkarımda bulunuyor: bilgiye besin gözüyle bakıyoruz.
JP Rangaswami - Technologist
JP Rangaswami thinks deeply (and hilariously) about disruptive data. Full bio
JP Rangaswami thinks deeply (and hilariously) about disruptive data. Full bio
Double-click the English transcript below to play the video.
00:16
I love my food.
0
625
1750
Yemekleri seviyorum.
00:18
And I love information.
1
2375
2806
Bilgilenmeyi de seviyorum.
00:21
My children usually tell me
2
5181
3315
Çocuklarım bana her zaman
00:24
that one of those passions is a little more apparent than the other.
3
8496
3462
bu tutkularımdan birinin diğerinden daha baskın olduğunu söyler.
00:27
(Laughter)
4
11958
2084
(Kahkahalar)
00:29
But what I want to do in the next eight minutes or so
5
14042
2250
Ama önümüzdeki sekiz dakika boyunca benim yapmak istediğim şey
00:32
is to take you through how those passions developed,
6
16292
2208
size bu tutkuların nasıl oluştuğunu ve
00:34
the point in my life when the two passions merged,
7
18500
3360
hayatımın hangi noktasında kesiştiğinin
00:37
the journey of learning that took place from that point.
8
21860
4965
macerasını anlatmak.
00:42
And one idea I want to leave you with today
9
26825
2796
Size bugün vermek isteğim fikir
00:45
is what would would happen differently in your life
10
29621
2606
bilgiye besinlere baktığınız gözle bakarsanız
00:48
if you saw information the way you saw food?
11
32227
4642
hayatınızda nelerin değişeceği.
00:52
I was born in Calcutta --
12
36869
2171
Ben Kalküta'da --
00:54
a family where my father and his father before him
13
39040
3835
babam ve dedem gazeteci olup
00:58
were journalists,
14
42875
1727
İngilizce dergiler
01:00
and they wrote magazines in the English language.
15
44602
3023
çıkarmaya başlamadan önce doğdum.
01:03
That was the family business.
16
47625
2208
Bu bir aile şirketiydi.
01:05
And as a result of that,
17
49833
1750
Ve bu sebeple
01:07
I grew up with books everywhere around the house.
18
51583
2959
her yerinde kitaplar olan bir evde büyüdüm.
01:10
And I mean books everywhere around the house.
19
54542
3445
Kitaplar gerçekten evin her yerindeydi.
01:13
And that's actually a shop in Calcutta,
20
57987
2471
Aslında orası Kalküta'da bir dükkandı,
01:16
but it's a place where we like our books.
21
60458
3502
ama orası kitapları sevdiğimiz yerdi.
01:19
In fact, I've got 38,000 of them now
22
63960
3302
Gerçek şu ki, şu anda 38.000 kitabım var ve
01:23
and no Kindle in sight.
23
67262
2478
hiçbiri belirli bir türe ait değil.
01:25
But growing up as a child with the books around everywhere,
24
69740
5415
Her yerde kitap olan bir yerde büyümek ve
01:31
with people to talk to about those books,
25
75155
2522
insanlarla o kitaplar hakkında konuşmak,
01:33
this wasn't a sort of slightly learned thing.
26
77677
3071
az buz bir okumuşluk değildi.
01:36
By the time I was 18, I had a deep passion for books.
27
80748
3510
18 yaşıma geldiğimde kitaplara derin bir tutku duyuyordum.
01:40
It wasn't the only passion I had.
28
84258
2521
Ancak, kitaplar tek tutkum değildi.
01:42
I was a South Indian
29
86779
2134
Ben, Bengal'de büyüyen bir
01:44
brought up in Bengal.
30
88913
2147
Güney Hindistanlı'yım.
01:46
And two of the things about Bengal:
31
91060
2480
Bengal'le ilgili iki şey vardır:
01:49
they like their savory dishes
32
93540
2512
leziz yemeklerini ve
01:51
and they like their sweets.
33
96052
1812
tatlılarını severler.
01:53
So by the time I grew up,
34
97864
1771
Yani ben büyürken,
01:55
again, I had a well-established passion for food.
35
99635
3655
aynı zamanda yiyeceklere de tutku besledim.
01:59
Now I was growing up in the late '60s and early '70s,
36
103290
3156
Gençliğimi 60'ların sonu, 70'lerin başında yaşadığımdan,
02:02
and there were a number of other passions I was also interested in,
37
106446
3460
başka tutkularım da vardı,
02:05
but these two were the ones that differentiated me.
38
109906
3317
ancak bu iki tutkumdu beni farklılaştıran.
02:09
(Laughter)
39
113223
1360
(Kahkahalar)
02:10
And then life was fine, dandy.
40
114583
2851
Hayat harikaydı.
02:13
Everything was okay,
41
117434
1658
Her şey yolundaydı,
02:14
until I got to about the age of 26,
42
119092
3879
taa ki 26 yaşındayken gittiğim,
02:18
and I went to a movie called "Short Circuit."
43
122971
3612
"Short Circuit" filmini izleyene kadar.
02:22
Oh, some of you have seen it.
44
126583
2000
Anlaşılan bazılarınız filmi izlemiş.
02:24
And apparently it's being remade right now
45
128583
3375
Şu an film yeniden çekiliyor ve
02:27
and it's going to be coming out next year.
46
131958
2029
gelecek sene gösterime girecek.
02:29
It's the story of this experimental robot
47
133987
3419
Film, kısa devre yaptıktan sonra bilinç kazanan
02:33
which got electrocuted and found a life.
48
137406
2957
bir deney robotunu konu alıyor.
02:36
And as it ran, this thing was saying, "Give me input. Give me input."
49
140363
4137
Ve bu robot çalışırken devamlı "Beni besle, beni besle" diyordu.
02:40
And I suddenly realized that for a robot
50
144500
2504
Ve birden farkettim ki bir robot için
02:42
both information as well as food
51
147004
3469
yemek de, bilgi de
02:46
were the same thing.
52
150473
2194
aynı şeylerdi.
02:48
Energy came to it in some form or shape,
53
152667
2625
Enerjiyi belli şekil ve formda alıyordu,
02:51
data came to it in some form or shape.
54
155292
2137
bilgiyi belli şekil ve formda alıyordu.
02:53
And I began to think,
55
157429
2446
Şöyle düşündüm,
02:55
I wonder what it would be like
56
159875
1750
acaba enerji ve bilgi beni besleyen
02:57
to start imagining myself
57
161625
2444
iki temel şey olsaydı
02:59
as if energy and information were the two things I had as input --
58
164069
4381
nasıl olurdu?
03:04
as if food and information were similar in some form or shape.
59
168450
4057
Yani, yiyecek ve bilgi benzer şekilde ve formda olsaydı.
03:08
I started doing some research then, and this was the 25-year journey,
60
172507
3391
O zamanlar bir araştırma yapmaya başladım ve bu 25 yıllık bir yolculuğa dönüştü,
03:11
and started finding out
61
175898
1429
ve insanoğlunun bir primatken
03:13
that actually human beings as primates
62
177327
3708
o zamanki boyutlarına göre
03:16
have far smaller stomachs
63
181035
2615
midesinin şimdikinden çok daha küçük
03:19
than should be the size for our body weight
64
183650
3234
beyninin ise daha büyük
03:22
and far larger brains.
65
186884
2935
olduğunu öğrendim.
03:25
And as I went to research that even further,
66
189819
3294
Araştırmamı daha da derinleştirdikçe,
03:29
I got to a point where I discovered something
67
193113
3595
pahalı doku hipotezi denilen
03:32
called the expensive tissue hypothesis.
68
196708
3394
bir şeyi keşfettim.
03:36
That actually for a given body mass of a primate
69
200102
4090
Yani bir primatın verilen beden kütlesi için
03:40
the metabolic rate was static.
70
204192
2563
metabolik hızı durağandı.
03:42
What changed was the balance of the tissues available.
71
206755
3758
Değişen, kullanılabilen dokuların dengesiydi.
03:46
And two of the most expensive tissues in our human body
72
210513
3620
Ve insan vücudunun en pahalı dokularından ikisi
03:50
are nervous tissue and digestive tissue.
73
214133
3769
sinir dokuları ve sindirim dokularıdır.
03:53
And what transpired was that people had put forward a hypothesis
74
217902
4177
Ortaya çıkan şu oldu: insanlar 1995 yıllarında
03:57
that was apparently coming up with some fabulous results by about 1995.
75
222079
4505
şaşırtıcı sonuçlara ulaşan bir hipotez ortaya attılar.
04:02
It's a lady named Leslie Aiello.
76
226584
2958
Bu hanımın adı Leslie Eiello.
04:05
And the paper then suggested that you traded one for the other.
77
229542
4792
Araştırmalar, birini diğerine tercih etmeniz gerektiğini söylüyordu.
04:10
If you wanted your brain for a particular body mass to be large,
78
234334
3708
Belli bir vücut kitlesi için daha büyük bir beyninizin olmasını istiyorsanız,
04:13
you had to live with a smaller gut.
79
238042
3147
daha küçük bir mideyle yaşamanız gerekiyor.
04:17
That then set me off completely
80
241189
2834
İşte o anda şunu diyebildim:
04:19
to say, Okay, these two are connected.
81
244023
2720
Tamam, bu ikisi birbiriyle bağlantılı.
04:22
So I looked at the cultivation of information as if it were food
82
246743
4186
Bilgi üretimine yiyeceklerinki gibi bakmaya başladım
04:26
and said, So we were hunter-gathers of information.
83
250929
2821
ve "Yani biz bilgi avcı-toplayıcılarıydık." dedim.
04:29
We moved from that to becoming farmers and cultivators of information.
84
253750
4375
Daha sonra bilgi çiftçileri ve üreticilerine dönüştük.
04:34
Does that really explain what we're seeing
85
258125
1750
Tüm bunlar, bu günlerde fikri mülkiyet savaşlarında
04:35
with the intellectual property battles nowadays?
86
259875
2750
gördüklerimizi gerçekten açıklıyor mu?
04:38
Because those people who were hunter-gatherers in origin
87
262625
3333
Çünkü eskiden avcı-toplayıcı olanlar
04:41
wanted to be free and roam and pick up information as they wanted,
88
265958
3667
özgürce gidip istediklerinde bilgiyi almak istiyorlardı
04:45
and those that were in the business of farming information
89
269625
2625
ve bilgiyi yetiştirme işinde olanlar
04:48
wanted to build fences around it,
90
272250
2375
çevresine çitler çekmek,
04:50
create ownership and wealth and structure and settlement.
91
274625
3671
sahiplik, zenginlik ve mülkiyet elde etme peşindelerdi.
04:54
So there was always going to be a tension within that.
92
278296
2964
Yani bu işin içinde her zaman bir gerginlik vardı.
04:57
And everything I saw in the cultivation
93
281260
2057
Ve yetiştiricilikte gördüğüm her şey
04:59
said there were huge fights amongst the foodies
94
283317
2558
yemek peşindekiler arasında büyük savaşlar olduğunu anlattı,
05:01
between the cultivators and the hunter-gatherers.
95
285875
2227
yetiştiriciler ve avcı-toplayıcılar arasında.
05:04
And this is happening here.
96
288102
2315
Burada olan da bu.
05:06
When I moved to preparation, this same thing was true,
97
290417
2881
Hazırlığa başladığımda, aynı şey geçerliydi
05:09
expect that there were two schools.
98
293298
2327
ancak, iki farklı görüş vardı.
05:11
One group of people said you can distill your information,
99
295625
3083
Bir taraf, bilgiyi damıtarak
05:14
you can extract value, separate it and serve it up,
100
298708
3375
değerli kısmını ayırıp servis etmek gerek diyordu,
05:17
while another group turned around
101
302083
1744
ötekisi, "Hayır, hayır mayalamak gerek"
05:19
and said no, no you can ferment it.
102
303827
1737
diyenlerden oluşuyordu.
05:21
You bring it all together and mash it up
103
305564
2665
Hepsini bir araya getirip karıştırırsınız
05:24
and the value emerges that way.
104
308229
2089
ve böylece değeri ortaya çıkar.
05:26
The same is again true with information.
105
310318
2661
Aynı şey bilgi için de geçerlidir.
05:28
But consumption was where it started getting really enjoyable.
106
312979
3719
Ve işler tüketim aşamasında eğlenceli olmaya başlıyor.
05:32
Because what I began to see then
107
316698
2357
Çünkü o zaman görmeye başladım ki
05:34
was there were so many different ways people would consume this.
108
319055
3445
insanlar bunu çok çeşitli yollarla tüketiyorlar.
05:38
They'd buy it from the shop as raw ingredients.
109
322500
2488
Çiğ malzemeler olarak alıyorlar.
05:40
Do you cook it? Do you have it served to you?
110
324988
2141
Kendiniz mi pişirirsiniz? Size servis edilsin mi isteriniz?
05:43
Do you go to a restaurant?
111
327129
1688
Bir lokantaya mı gidersiniz?
05:44
The same is true every time as I started thinking about information.
112
328817
3774
Aynı şey bilginin tüketimi için de geçerli.
05:48
The analogies were getting crazy --
113
332591
2513
Benzerlikler deli gibi artıyordu --
05:51
that information had sell-by dates,
114
335104
2696
bilginin de son kullanma tarihi vardı,
05:53
that people had misused information that wasn't dated properly
115
337800
3950
uygun tarihte tüketilmeyen bilgiler yanlış kullanılıyordu
05:57
and could really make an effect on the stock market,
116
341750
2333
ve bu piyasalarda ya da şirket değerlerinde
05:59
on corporate values, etc.
117
344083
2403
yan etkilere sebep olabilirdi.
06:02
And by this time I was hooked.
118
346486
2396
Ve artık bu konuya tamamen kapılmıştım.
06:04
And this is about 23 years into this process.
119
348882
2995
Bu sürecin içinde 23 yılım geçmişti.
06:07
And I began to start thinking of myself
120
351877
2290
Kendimi gerçekle kurgu arasında
06:10
as we start having mash-ups of fact and fiction,
121
354167
3471
bir kombinasyonun parçasıymışım gibi görmeye başladım,
06:13
docu-dramas, mockumentaries, whatever you call it.
122
357638
3487
belgesel-film, sahte-belgesel ya da adı her neyse.
06:17
Are we going to reach the stage
123
361125
1460
Bilginin, ilişkili olduğu gerçekliğin
06:18
where information has a percentage for fact associated with it?
124
362585
4558
yüzdesine sahip olduğu bir seviyeye ulaşabilecek miyiz?
06:23
We start labeling information for the fact percentage?
125
367143
3437
Bilgiyi içerdiği gerçeklik yüzdesiyle etiketlemeye başlar mıyız?
06:26
Are we going to start looking at what happens
126
370580
2628
Dile getirdiğimiz bilginin kaynağı kuruduğunda
06:29
when your information source is turned off, as a famine?
127
373208
3579
neler olacağını düşünmeye başlayacak mıyız?
06:32
Which brings me to the final element of this.
128
376787
2567
İşte bu beni tüm bunların son noktasına getirdi.
06:35
Clay Shirky once stated that there is no such animal as information overload,
129
379354
3146
Clay Shirky bir zamanlar aşırı bilgi yüklemesi diye bir şeyin olmadığını söylemişti,
06:38
there is only filter failure.
130
382500
3167
sadece filtreleme arızası vardı.
06:41
I put it to you that information,
131
385667
2625
Ben de size söylüyorum,
06:44
if viewed from the point of food,
132
388292
2397
besin bakış açısıyla baktığımızda bilgi
06:46
is never a production issue; you never speak of food overload.
133
390689
3886
bir üretim meselesi değildir, aşırı besin yüklemesinden asla bahsedilmez.
06:50
Fundamentally it's a consumption issue.
134
394575
2196
Asıl olarak, bu bir tüketim meselesidir.
06:52
And we have to start thinking
135
396771
2021
Ve biz bilgiyle baş edebilmek için fakültelerimiz olsun diye,
06:54
about how we create diets within ourselves, exercise within ourselves,
136
398792
5381
etiketleme işi sorumluluklarıyla yerine getirilsin diye
07:00
to have the faculties to be able to deal with information,
137
404173
2535
kendi içimizde nasıl diyet yapabileceğimizi,
07:02
to have the labeling to be able to do it responsibly.
138
406708
3750
nasıl egzersiz yapabileceğimizi düşünmeye başlamalıyız.
07:06
In fact, when I saw "Supersize Me," I starting thinking of saying,
139
410458
3834
Aslında "Beni Şişmanlat"ı gördüğümde, şunu düşünmüştüm:
07:10
What would happen
140
414292
1958
Bir kimse 31 gün boyunca
07:12
if an individual had 31 days nonstop Fox News?
141
416250
4194
kesintisiz Fox Haberleri izleseydi ne olurdu?
07:16
(Laughter)
142
420444
1364
(Kahkahalar)
07:17
Would there be time to be able to work with it?
143
421808
2902
Bununla çalışabilmeye zaman olur muydu?
07:20
So you start really understanding
144
424710
2963
Yani, hastalıklar ve toksinlere maruz kalabileceğinizi,
07:23
that you can have diseases, toxins, a need to balance your diet,
145
427673
6354
dengeli beslenmeniz gerektiğini anlıyorsunuz
07:29
and once you start looking, and from that point on,
146
434027
2911
ve bu açıdan görmeye başladığınızda,
07:32
everything I have done in terms of the consumption of information,
147
436938
3687
bilgi üretimi, bilginin hazırlanması gibi
07:36
the production of information, the preparation of information,
148
440625
3330
bilgi tüketimi bakımından yaptığınız herşeye
07:39
I've looked at from the viewpoint of food.
149
443955
3533
besinlere baktığınız gibi bakıyorsunuz.
07:43
It has probably not helped my waistline any
150
447488
2470
Bel çevremi inceltmeye pek yaramamış olabilir
07:45
because I like practicing on both sides.
151
449958
2488
çünkü her iki tarafa da çalışmayı seviyorum.
07:48
But I'd like to leave you with just that question:
152
452446
3721
Ancak, sizden şu soruyla ayrılmak istiyorum:
07:52
If you began to think of all the information that you consume
153
456167
2983
Eğer tükettiğiniz bilgiye
07:55
the way you think of food,
154
459150
1583
yiyeceklere baktığınız gözle baksaydınız,
07:56
what would you do differently?
155
460733
1774
şimdikinden farklı ne yapardınız?
07:58
Thank you very much for your time.
156
462507
2201
Zaman ayırdığınız için çok teşekkür ederim.
08:00
(Applause)
157
464708
1890
(Alkışlar)
ABOUT THE SPEAKER
JP Rangaswami - TechnologistJP Rangaswami thinks deeply (and hilariously) about disruptive data.
Why you should listen
With a background in economics and journalism, JP Rangaswami has been a technology innovator and chief information officer for many leading financial firms. As an advocate for open source and disruptive technologies, Rangaswami has been a leading force in the success of multiple startups, including School of Everything, Salesforce.com and Ribbit. He blogs (unmissably) at Confused of Calcutta.
JP Rangaswami | Speaker | TED.com