TEDSalon NY2014
Pico Iyer: The art of stillness
Filmed:
Readability: 3.7
3,176,968 views
The place that travel writer Pico Iyer would most like to go? Nowhere. In a counterintuitive and lyrical meditation, Iyer takes a look at the incredible insight that comes with taking time for stillness. In our world of constant movement and distraction, he teases out strategies we all can use to take back a few minutes out of every day, or a few days out of every season. It’s the talk for anyone who feels overwhelmed by the demands for our world.
Pico Iyer - Global author
Pico Iyer has spent more than 30 years tracking movement and stillness -- and the way criss-crossing cultures have changed the world, our imagination and all our relationships. Full bio
Pico Iyer has spent more than 30 years tracking movement and stillness -- and the way criss-crossing cultures have changed the world, our imagination and all our relationships. Full bio
Double-click the English transcript below to play the video.
00:13
I'm a lifelong traveler.
0
875
1908
Hayatım boyunca seyahat ettim.
00:14
Even as a little kid,
1
2783
1659
Küçük bir çocukken
00:16
I was actually working out
that it would be cheaper
that it would be cheaper
2
4442
3480
İngiltere'de yatılı okula gitmemin
00:20
to go to boarding school in England
3
7922
2126
ailemin Kaliforniya'daki evinin yakınındaki
00:22
than just to the best school down the road
from my parents' house in California.
from my parents' house in California.
4
10048
5120
en iyi okula gitmekten
daha ucuz olacağını fark etmiştim.
daha ucuz olacağını fark etmiştim.
00:27
So, from the time I was nine years old
5
15168
3379
Dokuz yaşımda iken
00:30
I was flying alone several times a year
6
18547
3228
yılda birkaç defa, tek başıma
00:33
over the North Pole, just to go to school.
7
21775
3466
okula gitmek için
Kuzey Kutbunun üstünden uçuyordum.
Kuzey Kutbunun üstünden uçuyordum.
00:37
And of course the more I flew
the more I came to love to fly,
the more I came to love to fly,
8
25241
3635
Tabii uçtukça
uçmayı daha çok sevmeye başladım.
uçmayı daha çok sevmeye başladım.
00:41
so the very week after I graduated
from high school,
from high school,
9
28884
3266
Liseden mezun olduğum hafta
00:44
I got a job mopping tables
10
32150
2714
masa temizleyicisi olarak
çalışmaya başladım.
çalışmaya başladım.
00:47
so that I could spend
every season of my 18th year
every season of my 18th year
11
34864
4201
Böylece 18. yaşımın her mevsimini
00:51
on a different continent.
12
39065
3001
farklı bir kıtada geçirecektim.
00:54
And then, almost inevitably,
I became a travel writer
I became a travel writer
13
42066
4121
Daha sonra ise neredeyse
kaçınılmaz bir şekilde seyahat yazarı oldum.
kaçınılmaz bir şekilde seyahat yazarı oldum.
00:58
so my job and my joy could become one.
14
46187
4109
İşimle, heyecan duyduğum şey birleşmişti.
01:02
And I really began to feel
that if you were lucky enough
that if you were lucky enough
15
50636
3886
Ve o zaman şöyle hissetmeye başladım:
01:06
to walk around
the candlelit temples of Tibet
the candlelit temples of Tibet
16
54522
3432
Tibet'in mumla aydınlatılmış
tapınakları etrafında yürüyecek
tapınakları etrafında yürüyecek
01:10
or to wander along the seafronts in Havana
17
57954
2804
veya etrafınızda müzik varken
01:12
with music passing all around you,
18
60758
2380
Havana'nın sahillerinde gezinecek kadar
şanslıysanız,
şanslıysanız,
01:15
you could bring those sounds
and the high cobalt skies
and the high cobalt skies
19
63138
3297
o sesleri, o masmavi gökyüzünü
01:18
and the flash of the blue ocean
20
66435
2342
ve mavi okyanusun parıldamasını
01:20
back to your friends at home,
21
68777
2013
memleketinizdeki arkadaşlarınıza
getirebilir,
getirebilir,
01:22
and really bring some magic
22
70790
1791
kendi hayatınıza birazcık sihir
01:24
and clarity to your own life.
23
72581
2821
ve açıklık da katabilirsiniz.
01:27
Except, as you all know,
24
75402
2466
Tabii hepinizin bildiği gibi
01:30
one of the first things you learn
when you travel
when you travel
25
77868
2832
seyahat ettiğinizde
öğrendiğiniz ilk şeylerden biri,
öğrendiğiniz ilk şeylerden biri,
01:32
is that nowhere is magical
unless you can bring the right eyes to it.
unless you can bring the right eyes to it.
26
80700
5377
doğru gözle bakmadığınız sürece
hiçbir yerin sihirli olmadığı.
hiçbir yerin sihirli olmadığı.
01:38
You take an angry man to the Himalayas,
27
86078
2479
Sinirli bir adamı Himalayalar'a götürün,
01:40
he just starts complaining about the food.
28
88557
3316
yiyecekten şikayet etmeye başlar.
01:44
And I found that the best way
29
91873
2522
Daha dikkat edici ve takdir edici gözlere
01:46
that I could develop more attentive
and more appreciative eyes
and more appreciative eyes
30
94395
4044
ulaşmanın en iyi şeklinin
01:50
was, oddly,
31
98439
1598
gariptir,
01:52
by going nowhere, just by sitting still.
32
100037
3468
hiçbir yere gitmeme,
hareketsiz oturma olduğunu fark ettim.
hareketsiz oturma olduğunu fark ettim.
01:55
And of course sitting still
is how many of us get
is how many of us get
33
103505
2849
Hareketsiz oturarak çoğumuz
hızlanmış hayatlarımızda
hızlanmış hayatlarımızda
01:58
what we most crave and need
in our accelerated lives, a break.
in our accelerated lives, a break.
34
106354
5050
en çok hasretini çektiğimiz şey
olan araya ulaşıyoruz.
olan araya ulaşıyoruz.
02:04
But it was also the only way
35
112124
1722
Fakat hareketsiz oturma benim için
02:06
that I could find to sift through
the slideshow of my experience
the slideshow of my experience
36
113846
5501
deneyimlerime göz gezdirmemin,
02:11
and make sense of the future and the past.
37
119347
3284
gelecek ve geçmişten
anlam çıkarmanın tek yoluydu.
anlam çıkarmanın tek yoluydu.
02:14
And so, to my great surprise,
38
122631
3042
Şaşırtıcı bir şekilde
02:17
I found that going nowhere
39
125673
1902
hiçbir yere gitmemenin
02:19
was at least as exciting
as going to Tibet or to Cuba.
as going to Tibet or to Cuba.
40
127579
4118
en az Tibet ve Küba'ya gitmek kadar
heyecan verici olduğunu keşfettim.
heyecan verici olduğunu keşfettim.
02:23
And by going nowhere,
I mean nothing more intimidating
I mean nothing more intimidating
41
131697
4052
Hiçbir yere gitmemek derken
02:27
than taking a few minutes out of every day
42
135752
2832
her gün birkaç dakika
02:30
or a few days out of every season,
43
138584
1971
ya da her mevsim birkaç gün
02:32
or even, as some people do,
44
140555
1969
ya da bazı insanların yaptığı gibi
02:34
a few years out of a life
45
142524
2819
hayattan birkaç sene
02:37
in order to sit still long enough
46
145343
2701
hareketsiz bir şekilde
02:40
to find out what moves you most,
47
148044
3391
sizi en çok harekete geçiren şeyi buluncaya,
02:43
to recall where your truest happiness lies
48
151435
3344
en gerçek mutluluğunuzun
nerede olduğunu hatırlayıncaya kadar
nerede olduğunu hatırlayıncaya kadar
02:46
and to remember that sometimes
49
154779
1770
ya da bazen
02:48
making a living and making a life
50
156549
2715
hayatı kazanmakla, hayatı yaşamanın
02:51
point in opposite directions.
51
159264
3183
farklı yönlerde olduğunu fark edinceye kadar
oturmayı kastediyorum.
oturmayı kastediyorum.
02:54
And of course, this is what wise beings
through the centuries
through the centuries
52
162457
3197
Tabii ki bu, yüzyıllar boyu her gelenekten
02:57
from every tradition have been telling us.
53
165654
2243
hikmet sahibi kişilerin bize söylediği bir şey.
03:00
It's an old idea.
54
167897
1926
Bu çok eski bir fikir.
03:02
More than 2,000 years ago,
the Stoics were reminding us
the Stoics were reminding us
55
169823
3294
İki bin yıldan çok daha önce Stoacılar,
03:05
it's not our experience
that makes our lives,
that makes our lives,
56
173117
3054
hayatımızın deneyimlerden değil
03:08
it's what we do with it.
57
176171
2208
bizim onlarla yaptıklarımızdan
oluştuğunu bize hatırlatıyordu.
oluştuğunu bize hatırlatıyordu.
03:10
Imagine a hurricane suddenly
sweeps through your town
sweeps through your town
58
178379
3852
Şehrinizden aniden bir fırtınanın geçtiğini
03:14
and reduces every last thing to rubble.
59
182231
4508
ve her şeyi yakıp yıktığını düşünün.
03:18
One man is traumatized for life.
60
186739
3662
Bir kişi hayatı boyunca travma yaşayacak.
03:22
But another, maybe even his brother,
almost feels liberated,
almost feels liberated,
61
190401
3864
Fakat bir başka biri, belki de kardeşi,
özgürlüğe kavuşmuş gibi hissedebilir.
özgürlüğe kavuşmuş gibi hissedebilir.
03:26
and decides this is a great chance
to start his life anew.
to start his life anew.
62
194265
4242
Bunun hayatına yeniden başlamak için
büyük bir şans olduğuna karar verebilir.
büyük bir şans olduğuna karar verebilir.
03:30
It's exactly the same event,
63
198507
1850
Aynı olay,
03:32
but radically different responses.
64
200357
2552
fakat çok farklı iki tepki.
03:35
There is nothing either good or bad,
as Shakespeare told us in "Hamlet,"
as Shakespeare told us in "Hamlet,"
65
202909
4381
Şekspir'in "Hamlet"te dediği gibi, iyi ya da kötü yoktur,
03:39
but thinking makes it so.
66
207300
2130
düşünme biçimimiz onları oluşturur.
03:42
And this has certainly been
my experience as a traveler.
my experience as a traveler.
67
210720
3340
Benim gezginlik deneyimlerim de
hep bunu onayladı.
hep bunu onayladı.
03:46
Twenty-four years ago I took
the most mind-bending trip
the most mind-bending trip
68
214060
3173
24 yıl önce hayatımdaki
en ilginç gezilerimden birini
en ilginç gezilerimden birini
03:49
across North Korea.
69
217233
2682
Kuzey Kore'ye gerçekleştirdim.
03:52
But the trip lasted a few days.
70
219915
2889
Gezi birkaç gün sürmüştü.
03:55
What I've done with it sitting still,
going back to it in my head,
going back to it in my head,
71
222804
3580
Hareketsiz bir şekilde otururken,
zihnimde gezinin üzerinden tekrar geçtim,
zihnimde gezinin üzerinden tekrar geçtim,
03:58
trying to understand it,
finding a place for it in my thinking,
finding a place for it in my thinking,
72
226384
3672
onu anlamaya çalıştım,
düşüncelerimde yer bulmaya çalıştım,
düşüncelerimde yer bulmaya çalıştım,
04:02
that's lasted 24 years already
73
230056
2264
24 yıldır sürüyor,
04:04
and will probably last a lifetime.
74
232320
3363
belki de hayat boyu devam edecek.
04:07
The trip, in other words,
gave me some amazing sights,
gave me some amazing sights,
75
235683
3376
Başka bir deyişle,
bu gezi bana muhteşem manzaralar sunmuştu,
bu gezi bana muhteşem manzaralar sunmuştu,
04:11
but it's only sitting still
76
239059
2065
fakat hareketsiz oturma
04:13
that allows me to turn those
into lasting insights.
into lasting insights.
77
241124
3692
onları kalıcı çıkarımlara dönüştürdü.
04:17
And I sometimes think
that so much of our life
that so much of our life
78
244816
2946
Bazen hayatımızın ne kadar büyük kısmının
04:19
takes place inside our heads,
79
247762
2017
zihnimizde geçtiğini düşünüyorum.
04:21
in memory or imagination
or interpretation or speculation,
or interpretation or speculation,
80
249779
4813
hafıza, hayal, yorumlama
veya fikir yürütme ile
veya fikir yürütme ile
04:26
that if I really want to change my life
81
254592
2803
Hayatımı gerçekten değiştirmek istiyorsam,
04:29
I might best begin by changing my mind.
82
257395
4035
zihnimi değiştirmeye başlamam en iyisi.
04:33
Again, none of this is new;
83
261430
1520
Yine, bunların hiçbiri yeni şeyler değil.
04:35
that's why Shakespeare and the Stoics
were telling us this centuries ago,
were telling us this centuries ago,
84
262950
4300
Şekspir ve Stoacılar bu yüzden yüzyıllar
önce bize bunları söyledi.
önce bize bunları söyledi.
04:39
but Shakespeare never had to face
200 emails in a day.
200 emails in a day.
85
267250
4253
Fakat Şekspir hiçbir zaman
günde 200 e-posta ile uğraşmıyordu.
günde 200 e-posta ile uğraşmıyordu.
04:43
(Laughter)
86
271503
1402
(Gülüşmeler)
04:45
The Stoics, as far as I know,
were not on Facebook.
were not on Facebook.
87
272905
4323
Bildiğim kadarı ile
Stoacılar Facebook'ta değildi.
Stoacılar Facebook'ta değildi.
04:49
We all know that in our on-demand lives,
88
277228
2846
Bizden çok şey talep eden hayatımızda
04:52
one of the things that's most on demand
89
280084
2108
en çok talep gören şey
04:54
is ourselves.
90
282192
1228
kendimiz.
04:55
Wherever we are, any time of night or day,
91
283420
2632
Nerede olursak olalım,
gece veya sabah her an
gece veya sabah her an
04:58
our bosses, junk-mailers,
our parents can get to us.
our parents can get to us.
92
286052
3731
patronlarımız, gereksiz e-posta atanlar,
ebeveynlerimiz bize ulaşabilir.
ebeveynlerimiz bize ulaşabilir.
05:02
Sociologists have actually found
that in recent years
that in recent years
93
290443
3329
Sosyologlar son zamanlarda
05:05
Americans are working fewer hours
than 50 years ago,
than 50 years ago,
94
293772
3458
Amerikalıların 50 yıl önceye göre
daha az çalıştığını buldular,
daha az çalıştığını buldular,
05:09
but we feel as if we're working more.
95
297230
3166
fakat daha çok çalıştığımızı düşünüyoruz.
05:12
We have more and more time-saving devices,
96
300396
2546
Zaman kazandırıcı alet sayısı artıyor,
05:15
but sometimes, it seems,
less and less time.
less and less time.
97
302942
3800
fakat bazen
daha az zaman varmış gibi geliyor.
daha az zaman varmış gibi geliyor.
05:18
We can more and more easily
make contact with people
make contact with people
98
306742
2484
Dünyanın en ücra köşelerindeki kişilerle
05:21
on the furthest corners of the planet,
99
309226
2359
daha kolay iletişime geçebiliyoruz,
05:23
but sometimes in that process
100
311585
1994
fakat bu süreçte
05:25
we lose contact with ourselves.
101
313579
3746
kendimizle olan bağı kaybediyoruz.
05:29
And one of my biggest surprises
as a traveler
as a traveler
102
317325
3793
Gezgin olarak fark ettiğim en şaşırtıcı şey,
05:33
has been to find
that often it's exactly the people
that often it's exactly the people
103
321118
3178
herhangi bir yere
05:36
who have most enabled us to get anywhere
104
324296
3117
ulaşmamızı sağlayan insanların
05:39
who are intent on going nowhere.
105
327413
2715
hiçbir yere gitmeme isteklerinin olması.
05:42
In other words, precisely those beings
106
330128
2185
Başka bir deyişle,
05:44
who have created the technologies
107
332313
2333
eskinin limitlerinin üstesinden gelen
05:46
that override so many
of the limits of old,
of the limits of old,
108
334646
3550
teknolojileri oluşturanlar,
05:50
are the ones wisest
about the need for limits,
about the need for limits,
109
338196
3011
teknoloji limitleri konusunda
05:53
even when it comes to technology.
110
341207
3676
en bilinçli insanlar.
05:57
I once went to the Google headquarters
111
344883
2629
Bir gün Google merkez binasına gittim,
05:59
and I saw all the things
many of you have heard about;
many of you have heard about;
112
347512
2803
duyduğunuz şeyleri gördüm;
06:02
the indoor tree houses, the trampolines,
113
350315
3224
içerideki ağaç evleri, trambolinleri,
06:05
workers at that time enjoying 20 percent
of their paid time free
of their paid time free
114
353539
4478
çalışanların ücretli zamanlarının
yüzde yirmisinde
yüzde yirmisinde
06:10
so that they could just let
their imaginations go wandering.
their imaginations go wandering.
115
358017
4040
hayallerini serbest bırakmanın
tadını çıkardıklarını.
tadını çıkardıklarını.
06:14
But what impressed me even more
116
362057
2918
Fakat dijital kimliğimi almayı beklerken
06:17
was that as I was waiting
for my digital I.D.,
for my digital I.D.,
117
364975
3579
beni başka şeyler daha çok şaşırttı:
06:20
one Googler was telling me
about the program
about the program
118
368554
2769
bir Google çalışanı
06:23
that he was about to start
to teach the many, many Googlers
to teach the many, many Googlers
119
371323
3794
yoga yapan başka Google çalışanlarını
yoga eğitmeni yapmak için
yoga eğitmeni yapmak için
06:27
who practice yoga
to become trainers in it,
to become trainers in it,
120
375117
3393
bir program başlatacağını söyledi.
06:30
and the other Googler was telling me
about the book that he was about to write
about the book that he was about to write
121
378510
4254
Bir başka çalışan
06:34
on the inner search engine,
122
382764
3014
iç arama moturu
06:37
and the ways in which science
has empirically shown
has empirically shown
123
385778
2993
ve bilimin empirik olarak
06:40
that sitting still, or meditation,
124
388771
2537
hareketsiz oturmanın ya da meditasyonun
06:43
can lead not just to better
health or to clearer thinking,
health or to clearer thinking,
125
391308
3612
sağlığı iyileştirip berrak düşünmeyi sağlamanın yanında
06:47
but even to emotional intelligence.
126
394920
3520
duygusal zekayı da geliştirdiğini
göstermesiyle ilgili bir kitap yazacaktı.
göstermesiyle ilgili bir kitap yazacaktı.
06:50
I have another friend in Silicon Valley
127
398440
2313
Silikon Vadisi'nde bir arkadaşım daha var.
06:52
who is really one
of the most eloquent spokesmen
of the most eloquent spokesmen
128
400753
3122
Yeni teknolojiler konusunda
06:56
for the latest technologies,
129
403875
1803
sık görüş bildiren kişilerden biri.
06:57
and in fact was one of the founders
of Wired magazine, Kevin Kelly.
of Wired magazine, Kevin Kelly.
130
405678
3885
Wired dergisinin kurucularından biri, Kevin Kelly.
07:01
And Kevin wrote his last book
on fresh technologies
on fresh technologies
131
409563
3753
Kevin taze teknolojiler üzerine olan yeni kitabını
07:05
without a smartphone
or a laptop or a TV in his home.
or a laptop or a TV in his home.
132
413316
4563
evinde hiç akıllı telefon, dizüstü bilgisayar veya televizyon yokken yazdı.
07:10
And like many in Silicon Valley,
133
417879
2882
Silikon Vadisi'ndeki birçokları gibi
07:12
he tries really hard to observe
134
420761
2976
İnternet Şabatına uymak için
07:15
what they call an Internet sabbath,
135
423737
3186
gerçekten uğraşıyor.
07:19
whereby for 24 or 48 hours every week
136
427643
3098
Her hafta 24 veya 48 saat
07:22
they go completely offline
137
430741
3080
tamamen çevrimdışı oluyorlar.
07:26
in order to gather the sense of direction
138
433821
2148
Tekrar çevrimiçi olduklarında
07:28
and proportion they'll need
when they go online again.
when they go online again.
139
435969
3494
yön ve dengelerinin ne olacağını
anlamaya çalışıyorlar.
anlamaya çalışıyorlar.
07:31
The one thing perhaps
that technology hasn't always given us
that technology hasn't always given us
140
439463
3727
Teknolojinin her zaman bize sağlamadığı şey
07:35
is a sense of how to make
the wisest use of technology.
the wisest use of technology.
141
443190
4709
sanırım teknolojiyi doğru kullanmanın
nasıl olacağı.
nasıl olacağı.
07:40
And when you speak of the sabbath,
142
447899
2665
Şabattan bahsetmişken,
07:42
look at the Ten Commandments --
143
450564
1937
on emre bakınız,
07:44
there's only one word there
for which the adjective "holy" is used,
for which the adjective "holy" is used,
144
452501
4373
orada sadece bir kelime için kutsal sıfatı kullanılmış,
07:49
and that's the Sabbath.
145
456874
2276
o da Şabat.
07:51
I pick up the Jewish holy book
of the Torah --
of the Torah --
146
459150
3030
Yahudilerin kutsal kitabı Tevrat'a bakıyorum,
07:54
its longest chapter, it's on the Sabbath.
147
462180
3341
en uzun bölüm Şabat'la ilgili.
07:57
And we all know that it's really
one of our greatest luxuries,
one of our greatest luxuries,
148
465521
3897
Hepimiz biliyoruz ki boş alan
08:01
the empty space.
149
469418
2188
en büyük lükslerimizden biri.
08:03
In many a piece of music,
it's the pause or the rest
it's the pause or the rest
150
471606
3922
Birçok müzik parçasında, durma ya da ara
08:07
that gives the piece
its beauty and its shape.
its beauty and its shape.
151
475528
3110
parçaya güzelliğini veya şeklini verir.
08:10
And I know I as a writer
152
478638
1583
Yazar olarak
08:12
will often try to include
a lot of empty space on the page
a lot of empty space on the page
153
480221
4133
sayfaya birçok boş alan koymaya çalışırım,
08:16
so that the reader can complete
my thoughts and sentences
my thoughts and sentences
154
484354
3712
böylece okuyucu düşüncelerimi
ve cümlelerimi tamamlayabilir
ve cümlelerimi tamamlayabilir
08:20
and so that her imagination
has room to breathe.
has room to breathe.
155
488066
4102
ve hayali nefes alacak yer bulur.
08:25
Now, in the physical domain,
of course, many people,
of course, many people,
156
493618
2578
Fiziksel dünyada birçok insan tabii ki,
08:28
if they have the resources,
157
496196
1524
ellerinde kaynakları varsa,
08:29
will try to get a place in the country,
a second home.
a second home.
158
497720
3480
ülkede kendilerine
bir alan almak isterler.
bir alan almak isterler.
08:33
I've never begun to have those resources,
159
501200
3142
O kaynaklara sahip olmadım, fakat
08:36
but I sometimes remember
that any time I want,
that any time I want,
160
504342
3715
bazen kendime
08:40
I can get a second home in time,
if not in space,
if not in space,
161
508057
4365
mekanda olmasa da zamanda ikinci bir eve
bir gün ara vererek
sahip olabilecegimi hatirlatiyorum.
sahip olabilecegimi hatirlatiyorum.
08:44
just by taking a day off.
162
512422
2431
08:47
And it's never easy because, of course,
whenever I do I spend much of it
whenever I do I spend much of it
163
514853
3565
Bu da çok kolay değil tabii ki,
bunu ne zaman yapsam
bunu ne zaman yapsam
08:50
worried about all the extra stuff
164
518418
1678
zamanımı bir sonraki gün
üzerime binecek işleri
üzerime binecek işleri
08:52
that's going to crash down on me
the following day.
the following day.
165
520096
2674
düşünerek geçiriyorum.
08:54
I sometimes think I'd rather give up
meat or sex or wine
meat or sex or wine
166
522770
3022
Bazen e-postalarımı
kontrol etme şansı için
kontrol etme şansı için
et, seks veya şaraptan
vazgeçebileceğimi düşünüyorum.
vazgeçebileceğimi düşünüyorum.
08:57
than the chance to check on my emails.
167
525792
2042
09:00
(Laughter)
168
527834
1124
(Gülüşmeler)
09:01
And every season I do try to take
three days off on retreat
three days off on retreat
169
528958
4308
Her mevsim üç gün
inzivaya çekilmeye çalışıyorum,
inzivaya çekilmeye çalışıyorum,
09:05
but a part of me still feels guilty
to be leaving my poor wife behind
to be leaving my poor wife behind
170
533266
4302
fakat bir tarafım zavallı eşimi
geride bıraktığım için
geride bıraktığım için
ya da patronlarımdan gelen
o acil görünümlü
e-postaları ihmal ettiğim için
e-postaları ihmal ettiğim için
09:09
and to be ignoring
all those seemingly urgent emails
all those seemingly urgent emails
171
537568
3048
ya da bir arkadaşımın doğum günü partisini
kaçırdığım için kendimi suçlu hissediyorum.
kaçırdığım için kendimi suçlu hissediyorum.
09:12
from my bosses
172
540616
1754
09:14
and maybe to be missing
a friend's birthday party.
a friend's birthday party.
173
542370
3067
09:17
But as soon as I get
to a place of real quiet,
to a place of real quiet,
174
545437
3828
Fakat gerçek sessizliğin olduğu bir yere
vardığım an,
vardığım an,
09:21
I realize that it's only by going there
175
549265
2469
ancak oraya gidince
eşimle, patronlarımla ya da arkadaşlarımla
eşimle, patronlarımla ya da arkadaşlarımla
09:23
that I'll have anything fresh
or creative or joyful to share
or creative or joyful to share
176
551734
4027
paylaşabileceğim taze, yaratıcı
veya heyecan verici
veya heyecan verici
09:27
with my wife or bosses or friends.
177
555761
2506
şeylere sahip olacağımı fark ediyorum.
09:30
Otherwise, really,
178
558267
1280
Diğer türlü, gerçekten,
09:31
I'm just foisting on them
my exhaustion or my distractedness,
my exhaustion or my distractedness,
179
559547
3520
onları kendi yorgunluklarımla
veya dağınıklıklarımla boğuyorum.
veya dağınıklıklarımla boğuyorum.
09:35
which is no blessing at all.
180
563067
2572
Bu da bir lütuf değil.
09:39
And so when I was 29,
181
566849
2468
29 yaşımdayken,
09:41
I decided to remake my entire life
182
569317
3065
hayatımı hiçbir yere gitmeyerek
09:44
in the light of going nowhere.
183
572382
2717
baştan şekillendirmeye karar verdim.
09:47
One evening I was coming back
from the office,
from the office,
184
575099
2501
Bir gün ofisten Times Meydanı üzerinden
09:49
it was after midnight, I was in a taxi
driving through Times Square,
driving through Times Square,
185
577600
4179
bir taksiyle dönüyordum. Geceyarısı sonrasıydı.
09:53
and I suddenly realized
that I was racing around so much
that I was racing around so much
186
581779
3500
Bir anda çok koşturduğumu,
09:57
I could never catch up with my life.
187
585279
3156
kendi hayatıma yetişemediğimi fark ettim.
10:00
And my life then, as it happened,
188
588435
1816
O zamanki hayatım da
10:02
was pretty much the one
I might have dreamed of as a little boy.
I might have dreamed of as a little boy.
189
590251
3821
küçük çocukken kurduğum hayallerin
neredeyse aynısıydı.
neredeyse aynısıydı.
10:06
I had really interesting friends
and colleagues,
and colleagues,
190
594072
2315
Çok ilginç arkadaş ve iş arkadaşlarım vardı.
10:08
I had a nice apartment
on Park Avenue and 20th Street.
on Park Avenue and 20th Street.
191
596387
4248
Park Avenue ve 20th Street'te
güzel bir dairem vardı.
güzel bir dairem vardı.
10:12
I had, to me, a fascinating job
writing about world affairs,
writing about world affairs,
192
600635
4433
Bana göre dünyadaki gelişmelerle ilgili
çok büyüleyici bir işim vardı.
çok büyüleyici bir işim vardı.
10:17
but I could never separate myself
enough from them
enough from them
193
605068
2988
Fakat hiçbir zaman onlardan kendimi ayırıp
10:20
to hear myself think --
194
608056
1703
kendimin gerçekten mutlu olduğumu
10:21
or really, to understand
if I was truly happy.
if I was truly happy.
195
609759
4126
duyamıyordum ya da anlayamıyordum.
10:26
And so, I abandoned my dream life
196
613885
3187
Hayal etmiş olduğum hayatı
10:29
for a single room on the backstreets
of Kyoto, Japan,
of Kyoto, Japan,
197
617072
4155
Kyoto, Japonya'nın arka sokaklarındaki
tek oda için terk ettim.
tek oda için terk ettim.
10:34
which was the place
that had long exerted a strong,
that had long exerted a strong,
198
622382
3286
Burası uzun zamandır güçlü,
10:37
really mysterious gravitational pull on me.
199
625668
3850
gerçekten mistik bir şekilde beni çekiyordu.
10:41
Even as a child
200
629518
1335
Çocukken bile
10:43
I would just look at a painting
of Kyoto and feel I recognized it;
of Kyoto and feel I recognized it;
201
630853
3371
Kyoto'daki bir tabloya baktığımda
onu tanıdığımı hissediyordum.
onu tanıdığımı hissediyordum.
10:46
I knew it before I ever laid eyes on it.
202
634224
3247
Daha önce ona baktığımı biliyordum.
10:49
But it's also, as you all know,
203
637471
1929
Bildiğiniz gibi Kyoto
10:51
a beautiful city encircled by hills,
204
639400
2719
tepelerle çevrili,
10:54
filled with more than 2,000 temples
and shrines,
and shrines,
205
642119
3629
iki binden fazla tapınağın
ve kutsal mekanın olduğu,
ve kutsal mekanın olduğu,
10:57
where people have been sitting still
for 800 years or more.
for 800 years or more.
206
645748
5112
insanların 800 seneden daha fazladır
hareketsiz oturduğu, güzel bir şehir.
hareketsiz oturduğu, güzel bir şehir.
11:03
And quite soon after I moved there,
I ended up where I still am
I ended up where I still am
207
650860
3993
Buraya taşındıktan kısa bir süre sonra
şimdi hala olduğum yere geldim,
şimdi hala olduğum yere geldim,
11:07
with my wife, formerly our kids,
208
654853
2579
eşimle ve eskiden çocuklarımla birlikte
kuş uçmaz kervan geçmez bir yerde
kuş uçmaz kervan geçmez bir yerde
11:09
in a two-room apartment
in the middle of nowhere
in the middle of nowhere
209
657432
2581
iki odalı bir apartman dairesi.
11:12
where we have no bicycle, no car,
210
660013
2388
Bisikletimiz, arabamız yoktu.
11:14
no TV I can understand,
211
662401
2169
Televizyonu anlamıyordum.
11:16
and I still have to support my loved ones
212
664570
2553
Sevdiklerime gazeteci ve gezgin olarak
11:19
as a travel writer and a journalist,
213
667123
2531
bakmak zorundaydım
11:21
so clearly this is not ideal
for job advancement
for job advancement
214
669654
3364
ve bu tip bir yerin terfi
11:25
or for cultural excitement
215
673018
1827
ya da kültürel heyecan
11:27
or for social diversion.
216
674845
2367
ya da sosyal oyalanma için
ideal bir yer olmadığı aşikar.
ideal bir yer olmadığı aşikar.
11:29
But I realized that it gives me
what I prize most,
what I prize most,
217
677212
4528
Fakat buranın en çok değer verdiğim şeyleri
sağladığını fark ettim:
sağladığını fark ettim:
11:34
which is days
218
682400
1640
günler
11:36
and hours.
219
684040
1733
ve saatler.
11:37
I have never once had to use
a cell phone there.
a cell phone there.
220
685773
2627
Oradayken hiç cep telefonu kullanmadım.
11:40
I almost never have to look at the time,
221
688400
3543
Saate neredeyse hiç bakmadım,
11:44
and every morning when I wake up,
222
691943
2554
her sabah uyandığımda
11:46
really the day stretches in front of me
223
694497
2361
gün açık bir çayır gibi
11:49
like an open meadow.
224
696858
2974
önümde uzanıyordu.
11:52
And when life throws up
one of its nasty surprises,
one of its nasty surprises,
225
699832
3196
Hayattaki o nahoş sürprizlerle karşılaştığımda,
11:55
as it will, more than once,
226
703028
1961
- ki birden fazla kez karşılaşıyoruz
11:57
when a doctor comes into my room
227
704989
2181
asık yüzlü bir doktor
11:59
wearing a grave expression,
228
707170
1895
odama girdiğinde
12:01
or a car suddenly veers
in front of mine on the freeway,
in front of mine on the freeway,
229
709065
3628
ya da yoldaki araba
önümde hızlıca yön değiştirdiğinde -
önümde hızlıca yön değiştirdiğinde -
12:04
I know, in my bones,
230
712693
2744
çok içten bir şekilde biliyorum ki
12:07
that it's the time I've spent
going nowhere
going nowhere
231
715437
2710
hiçbir yere gitmemek bana
12:10
that is going to sustain me much more
232
718147
2002
Bütan ya da Paskalya Adası'nda
koştururken geçirdiğim zamandan
koştururken geçirdiğim zamandan
12:12
than all the time I've spent
racing around to Bhutan or Easter Island.
racing around to Bhutan or Easter Island.
233
720149
4953
daha fazla destek olacak.
12:18
I'll always be a traveler --
234
726306
1404
Ben her zaman gezgin olacağım,
12:19
my livelihood depends on it --
235
727710
1904
geçimimi buradan sağlıyorum.
12:21
but one of the beauties of travel
236
729614
2179
Seyahatin güzelliklerinden biri de
12:23
is that it allows you to bring stillness
237
731793
4106
hayatın hareketi ve patırtısının içine
12:28
into the motion and the commotion
of the world.
of the world.
238
735899
4120
sakinliği sokmanıza izin vermesi.
12:32
I once got on a plane
in Frankfurt, Germany,
in Frankfurt, Germany,
239
740019
3378
Bir gün Frankfurt, Almanya'da
bir uçağa bindim,
bir uçağa bindim,
12:35
and a young German woman
came down and sat next to me
came down and sat next to me
240
743397
2948
genç bir Alman kadın yanıma oturdu,
12:38
and engaged me
in a very friendly conversation
in a very friendly conversation
241
746345
2620
yaklaşık 30 dakika boyunca
12:41
for about 30 minutes,
242
748965
1751
benle arkadaşça sohbet etti,
12:42
and then she just turned around
243
750716
1993
sonra da döndü
12:44
and sat still for 12 hours.
244
752709
3273
ve hareketsiz bir şekilde 12 saat oturdu.
12:48
She didn't once turn on her video monitor,
245
755982
2634
Bir kere bile önündeki
video ekranına bakmadı,
video ekranına bakmadı,
12:50
she never pulled out a book,
she didn't even go to sleep,
she didn't even go to sleep,
246
758616
3295
hiç kitap okumadı, uyumadı bile.
12:54
she just sat still,
247
761911
2787
Hareketsiz bir şekilde oturdu.
12:56
and something of her clarity and calm
really imparted itself to me.
really imparted itself to me.
248
764698
4531
Ondaki bu duruluk ve sakinlik
gerçekten bana da bulaştı.
gerçekten bana da bulaştı.
13:02
I've noticed more and more people
taking conscious measures these days
taking conscious measures these days
249
769999
4322
Bugünlerde gitgide daha çok insanın
bilinçli bir şekilde
bilinçli bir şekilde
13:06
to try to open up a space
inside their lives.
inside their lives.
250
774321
3273
hayatlarında bir yer açmak için
önlemler aldığını fark ettim.
önlemler aldığını fark ettim.
13:09
Some people go to black-hole resorts
251
777605
2330
Bazı insanlar "kara delik"
tatil yerlerine gidiyor.
tatil yerlerine gidiyor.
13:12
where they'll spend hundreds
of dollars a night
of dollars a night
252
779935
2360
Danışma masasına
13:14
in order to hand over
their cell phone and their laptop
their cell phone and their laptop
253
782295
3158
cep telefonu ve diz üstü bilgisayarlarını
teslim etmek için
teslim etmek için
13:17
to the front desk on arrival.
254
785453
2204
yüzlerce dolar veriyorlar.
13:19
Some people I know,
just before they go to sleep,
just before they go to sleep,
255
787657
2965
Bazı tanıdıklarım uyumadan önce
13:22
instead of scrolling through
their messages
their messages
256
790622
2124
mesajlarına bakma
13:24
or checking out YouTube,
257
792746
1672
ya da YouTube'da
video izlemek yerine,
video izlemek yerine,
13:26
just turn out the lights
and listen to some music,
and listen to some music,
258
794418
3244
ışıklarını kapatıp müzik dinlediklerinde
13:29
and notice that they sleep much better
259
797662
2426
daha iyi uyuyup
13:32
and wake up much refreshed.
260
800088
3213
daha zinde uyandıklarını fark etti.
13:35
I was once fortunate enough
261
803301
2206
Bir keresinde Los Angeles'in arkasındaki
13:37
to drive into the high, dark mountains
behind Los Angeles,
behind Los Angeles,
262
805507
5040
yüksek, karanlık dağlara
gitme şansı elde etmiştim.
gitme şansı elde etmiştim.
13:42
where the great poet and singer
263
810547
2548
Burada büyük şair, şarkıcı
13:45
and international heartthrob Leonard Cohen
264
813095
3222
dünyada birçok insanın sevdiği
Leonard Cohen
Leonard Cohen
13:48
was living and working for many years
as a full-time monk
as a full-time monk
265
816317
4171
Mount Baldy Zen Merkezi'nde uzun yıllardır
13:52
in the Mount Baldy Zen Center.
266
820488
2851
tam zamanlı bir rahip olarak
yaşıyor ve çalışıyor.
yaşıyor ve çalışıyor.
13:55
And I wasn't entirely surprised
267
823339
1965
Yetmiş yedi yaşında
13:57
when the record that he released
at the age of 77,
at the age of 77,
268
825304
3710
bilerek çekici olmayan "Eski Fikirler"
14:01
to which he gave the deliberately
unsexy title of "Old Ideas,"
unsexy title of "Old Ideas,"
269
829014
5281
adını verdiği gibi albümü
14:06
went to number one in the charts
in 17 nations in the world,
in 17 nations in the world,
270
834296
2962
dünyada 17 ülkede birinci sıraya,
14:09
hit the top five in nine others.
271
837258
3230
dokuzunda da ilk beşe yerleştiğinde
çok şaşırmadım.
çok şaşırmadım.
14:12
Something in us, I think, is crying out
272
840488
2767
İçimizdeki bir şey bu tip insanlardan
14:15
for the sense of intimacy and depth
that we get from people like that.
that we get from people like that.
273
843255
4506
aldığımız bu yakınlık ve derinliğe susamış.
14:19
who take the time
and trouble to sit still.
and trouble to sit still.
274
847761
3782
Hareketsiz oturmak için
zaman harcayıp, engelleri aşanlar.
zaman harcayıp, engelleri aşanlar.
14:23
And I think many
of us have the sensation,
of us have the sensation,
275
851543
2238
Büyük, gürültülü,
14:25
I certainly do,
276
853781
1528
kalabalık,
14:27
that we're standing about two inches away
from a huge screen,
from a huge screen,
277
855309
4449
her saniye değişen bir ekrana
14:31
and it's noisy and it's crowded
278
859767
1838
beş santim öteden bakmamızın
14:33
and it's changing with every second,
279
861605
2176
hayatımız olduğunu düşünüyoruz.
14:35
and that screen is our lives.
280
863781
2749
Ben öyle düşünüyorum.
14:38
And it's only by stepping back,
and then further back,
and then further back,
281
866530
3623
Ancak birkaç adım geri çekilip,
sonra daha da geriye gidip,
sonra daha da geriye gidip,
14:42
and holding still,
282
870153
1738
sessizce durduğumuzda,
14:44
that we can begin to see
what the canvas means
what the canvas means
283
871891
2818
tuvalde olanı görmeye
14:46
and to catch the larger picture.
284
874709
2296
ve büyük resmi anlamaya başlıyoruz.
14:49
And a few people do that for us
by going nowhere.
by going nowhere.
285
877005
3985
Birkaç kişi bunu bizim için
hiçbir yere gitmeyerek yapıyor.
hiçbir yere gitmeyerek yapıyor.
14:54
So, in an age of acceleration,
286
881950
2022
İvme çağında
14:56
nothing can be more exhilarating
than going slow.
than going slow.
287
883972
4049
yavaş gitmekten daha coşturucu
bir şey olamaz.
bir şey olamaz.
15:00
And in an age of distraction,
288
888021
2181
Dikkat dağınıklığı çağında,
15:02
nothing is so luxurious
as paying attention.
as paying attention.
289
890202
3663
dikkat etmekten daha lüks bir şey yoktur.
15:06
And in an age of constant movement,
290
894715
2726
Sürekli hareket çağında,
15:09
nothing is so urgent as sitting still.
291
897441
3773
oturmaktan daha acil bir şey yoktur.
15:13
So you can go on your next vacation
292
901214
2229
Bir sonraki tatilinizde
15:15
to Paris or Hawaii, or New Orleans;
293
903443
3066
Paris'e, Hawaii'ye ya da
New Orlens'a gidebilirsiniz.
New Orlens'a gidebilirsiniz.
15:18
I bet you'll have a wonderful time.
294
906509
3540
Çok güzel vakit geçireceğinizi düşünüyorum.
15:22
But, if you want to come back home
alive and full of fresh hope,
alive and full of fresh hope,
295
910049
5068
Fakat eve canlı, taze ümitlerle,
15:27
in love with the world,
296
915117
2160
dünyayı seven bir şekilde
dönmek istiyorsanız,
dönmek istiyorsanız,
15:29
I think you might want
to try considering going nowhere.
to try considering going nowhere.
297
917277
4436
hiçbir yere gitmemeyi de
isteyebileceğinizi düşünüyorum.
isteyebileceğinizi düşünüyorum.
15:33
Thank you.
298
921713
1147
Teşekkürler.
15:35
(Applause)
299
922860
1271
(Alkışlar)
ABOUT THE SPEAKER
Pico Iyer - Global authorPico Iyer has spent more than 30 years tracking movement and stillness -- and the way criss-crossing cultures have changed the world, our imagination and all our relationships.
Why you should listen
In twelve books, covering everything from Revolutionary Cuba to the XIVth Dalai Lama, Islamic mysticism to our lives in airports, Pico Iyer has worked to chronicle the accelerating changes in our outer world, which sometimes make steadiness and rootedness in our inner world more urgent than ever. In his TED Book, The Art of Stillness, he draws upon travels from North Korea to Iran to remind us how to remain focused and sane in an age of frenzied distraction. As he writes in the book, "Almost everybody I know has this sense of overdosing on information and getting dizzy living at post-human speeds ... All of us instinctively feel that something inside us is crying out for more spaciousness and stillness to offset the exhilarations of this movement and the fun and diversion of the modern world."
Pico Iyer | Speaker | TED.com