ABOUT THE SPEAKER
J.J. Abrams - Filmmaker
Writer, director and producer J.J. Abrams makes smart, addictive dramas like TV's Lost, and films like Cloverfield and the new Star Trek.

Why you should listen

As the Emmy-winning creator of the smart, addictive TV dramas Lost, Alias and Felicity, J.J. Abrams' name looms large on the small screen. As the writer/director behind the blockbuster explode-a-thon Mission: Impossible III, Cloverfield and the new Star Trek movie, these days Abrams also rules the big screen -- bringing his eye for telling detail and emotional connection to larger-than-life stories.

Abrams' enthusiasm -- for the construction of Kleenex boxes, for the quiet moments between shark attacks in Jaws, for today's filmmaking technologies, and above all for the potent mystery of an unopened package -- is incredibly infectious.

More profile about the speaker
J.J. Abrams | Speaker | TED.com
TED2007

J.J. Abrams: The mystery box

J.J. Abrams'ın gizemli kutusu

Filmed:
4,120,960 views

J.J. Abrams gizeme karşı sevgisini; Cloverfield, Lost ve Alias gibi film ve dizilerinde de açıkça görülen bir tutkusunun izlerini, sihirli başlangıcını arıyor.
- Filmmaker
Writer, director and producer J.J. Abrams makes smart, addictive dramas like TV's Lost, and films like Cloverfield and the new Star Trek. Full bio

Double-click the English transcript below to play the video.

00:12
I wannaYapmak isterim startbaşlama todaybugün -- here'sburada my thing. HoldBasılı tutun on. There I go.
0
0
6000
Bugün üzerinde konuşacağım şey - bir saniye, evet işte.
00:18
Hey. I wannaYapmak isterim startbaşlama todaybugün -- talk about the structureyapı of a polypeptidepolipeptid. (LaughterKahkaha)
1
6000
6000
Evet, bugün bir polipeptidin yapısını anlatarak başlayacağım. (Kahkaha)
00:24
I get a lot of people askingsormak me, in termsşartlar of "LostKayıp," you know,
2
12000
4000
Birçok insan bana Lost ile alakalı şeyler soruyor.
00:28
"What the hell'shaltlar that islandada?" You know,
3
16000
2000
"O adada neler oluyor?"
00:30
it's usuallygenellikle followedtakip etti by,
4
18000
2000
ve genellikle soruyu şu takip ediyor:
00:32
"No, seriouslycidden mi, what the hellcehennem is that islandada?"
5
20000
2000
"Yok, gerçekten, o adada neler oluyor?"
00:34
(LaughterKahkaha)
6
22000
1000
(Kahkaha)
00:35
Why so manyçok mysteriesgizemler? What is it about mysterygizem that I seemgörünmek to be drawnçekilmiş to?
7
23000
4000
Neden bu kadar gizem?
00:39
And I was thinkingdüşünme about this, what to talk about at TEDTED.
8
27000
3000
Aslında bunun hakkında düşünüyordum. TED'de ne konuşsam diye...
00:42
When I talkedkonuştuk to the kindtür repRep from TEDTED, and I said,
9
30000
4000
TED temsilcisiyle konuşurken ona dedim ki:
00:46
"Listen, you know, what should I talk about?"
10
34000
2000
"Baksana, sence ne hakkında konuşmalıyım?"
00:48
He said, "Don't worryendişelenmek about it. Just be profoundderin."
11
36000
2000
O da bana: "Endişe etmene gerek yok, içten ol yeter." dedi.
00:50
(LaughterKahkaha) And I tookaldı enormousmuazzam comfortkonfor in that.
12
38000
4000
(Kahkaha) Bu beni gerçekten rahatlattı.
00:54
So thank you, if you're here.
13
42000
2000
Eğer buradaysan, sana çok teşekkür ederim.
00:56
I was tryingçalışıyor to think, what do I talk about? It's a good questionsoru.
14
44000
2000
Ne hakkında konuşmam gerektiği üzerine düşünüyordum.
00:58
Why do I do so much stuffşey that involvesgerektirir mysterygizem? And I startedbaşladı tryingçalışıyor to figureşekil it out.
15
46000
4000
Neden gizem içeren bu kadar çok şey yapıyorum? Bunun cevabını aramaya başladım.
01:02
And I startedbaşladı thinkingdüşünme about why do I do any of what I do,
16
50000
2000
Ve yaptığım her işi neden yaptığımı düşünmeye başladım.
01:04
and I startedbaşladı thinkingdüşünme about my grandfatherBüyük baba.
17
52000
2000
sonra da dedem aklıma geldi.
01:06
I lovedsevilen my grandfatherBüyük baba. HarryHarry KelvinKelvin was his nameisim,
18
54000
6000
Dedemi çok severdim. Adı Harry Kelvin'di.
01:12
my mother'sannenin fatherbaba. He diedvefat etti in 1986. He was an amazingşaşırtıcı guy.
19
60000
3000
Annemin babasıydı. 1986'da yaşamını yitirdi. İnanılmaz bir adamdı.
01:15
And one of the reasonsnedenleri he was amazingşaşırtıcı:
20
63000
2000
İnanılmaz olmasının nedenlerinden biri de,
01:17
After WorldDünya WarSavaş IIII he beganbaşladı an electronicselektronik companyşirket.
21
65000
2000
İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra bir elektronik firmasını kurdu.
01:19
He startedbaşladı sellingsatış surplusartı partsparçalar, kitskitleri, to schoolsokullar and stuffşey.
22
67000
5000
Okullara falan yedek parça ve kitler satmaya başladı.
01:24
So he had this incredibleinanılmaz curiositymerak. As a kidçocuk I saw him
23
72000
3000
Bu tür şeylere inanılmaz bir merakı vardı. Çocukken
01:27
come over to me with radiosradyolar and telephonestelefonlar and all sortssıralar of things.
24
75000
3000
bana radyo, telefon ve bunun gibi şeyler getirir,
01:30
And he'diçin ona openaçık them up, he'diçin ona unscrewsökün them, and revealortaya çıkartmak the inner workingskazı --
25
78000
3000
onların içini açardı. Vidalarını sökerdi ve çoğumuzun kanıksadığı
01:33
whichhangi manyçok of us, I'm sure, take for grantedverilmiş.
26
81000
3000
iç düzenekleri gösterirdi.
01:36
But it's an amazingşaşırtıcı gifthediye to give a kidçocuk.
27
84000
2000
Ama bu bir çocuğa verilebilecek harika bir hediyeydi.
01:38
To openaçık up this thing and showgöstermek how it worksEserleri and why it worksEserleri and what it is.
28
86000
5000
O şeylerin içini açmak, nasıl çalıştığını, ne işe yaradığını ve ne olduklarını göstermek...
01:43
He was the ultimatenihai deconstructerdeconstructer, in manyçok waysyolları.
29
91000
4000
Bir çok açıdan o tam bir çözümlemeciydi.
01:47
And my grandfatherBüyük baba was a kindtür of guy who would not only take things apartayrı,
30
95000
5000
Büyükbabam sadece eşyaların içini açmakla kalmıyor,
01:52
but he got me interestedilgili in all sortssıralar of differentfarklı oddgarip craftsel sanatları,
31
100000
3000
aynı zamanda benim de garip şeylere ilgi duymamı sağlıyordu.
01:55
like, you know, printingbaskı, like the lettermektup pressbasın. I'm obsessedkafayı takmış with printingbaskı.
32
103000
5000
Örneğin, baskı işleri, tipo baskı gibi, matbaa işine kafayı takmış durumdayım.
02:00
I'm obsessedkafayı takmış with silkipek screeningtarama and bookbindingCiltçilik and boxkutu makingyapma.
33
108000
3000
Kumaş baskı, ciltleme ve kutu yapımı konusunda takıntılıyım.
02:03
When I was a kidçocuk, I was always, like, takingalma apartayrı boxeskutuları and stuffşey.
34
111000
4000
Çocukken, her zaman kutuları ve bunun gibi şeyleri parçalardım.
02:07
And last night in the hotelotel, I tookaldı apartayrı the KleenexKağıt mendil boxkutu.
35
115000
3000
Dün akşam da otelde bu Kleenex kutusunu parçaladım.
02:10
I was just looking at it. And I'm tellingsöylüyorum you ... (LaughterKahkaha) It's a beautifulgüzel thing.
36
118000
5000
Sadece kutuya bakıyordum. Dediğim gibi... Bu...Bu harika birşey.
02:15
I swearyemin etmek to God. I mean, when you look at the boxkutu, and you sortçeşit of see how it worksEserleri.
37
123000
3000
Yemin ederim. Yani, kutuya baktığınızda, nasıl çalıştığını anlıyorsunuz.
02:18
RivesRives is here, and I metmet him yearsyıl agoönce at a bookkitap fairadil; he does pop-upaniden belirmek bookskitaplar.
38
126000
5000
İşte Rives, onunla yıllar önce bir kitap fuarında tanıştım, fırlayan kitaplar yapıyordu.
02:23
And I'm obsessedkafayı takmış with, like, engineeringmühendislik of paperkâğıt.
39
131000
2000
Taktım kafayı, sanki, kağıt mühendisliği gibi.
02:25
But like, the scoringPuanlama of it, the printingbaskı of it, where the thing getsalır gluedyapıştırılmış,
40
133000
3000
Ama daha ziyade çizimi, basımı, yapışan yerleri,
02:28
you know, the registrationkayıt marksizler for the inkmürekkep. I just love boxeskutuları.
41
136000
3000
işte mürekkep işaretleri. Kutuları seviyorum.
02:31
My grandfatherBüyük baba was sortçeşit of the guy who, you know,
42
139000
2000
Aslında büyükbabam, yani...
02:33
kindtür of got me into all sortssıralar of these things.
43
141000
2000
benim bu cins şeylerle alakalı olmamı sağlayan kişi.
02:35
He would alsoAyrıca supplyarz me with toolsaraçlar.
44
143000
2000
Aynı zamanda bana alet edevat da verirdi.
02:37
He was this amazingşaşırtıcı encouragerkazma -- this patronpatron, sortçeşit of, to make stuffşey.
45
145000
5000
İnanılmaz cesaret verirdi -- göz kulak olurdu, birşeyler yapmak için.
02:42
And he got me a SuperSüper 8 camerakamera when I was 10 yearsyıl oldeski.
46
150000
4000
10 yaşıma geldiğimde bana bir Super 8 kamera hediye etti.
02:46
And in 1976, that was sortçeşit of an anomalyanomali,
47
154000
3000
1976 için bu biraz alışılmadık bir durum,
02:49
to be a 10-year-old-yaşında kidçocuk that had accesserişim to a camerakamera.
48
157000
3000
yani, 10 yaşındaki bir çocuğun kamerası olması.
02:52
And you know, he was so generouscömert; I couldn'tcould believe it.
49
160000
3000
Ama, o kadar cömertti ki, inanamamıştım.
02:55
He wasn'tdeğildi doing it entirelyBaştan sona withoutolmadan some manipulationhile.
50
163000
3000
Bütün bunları hiçbir dış etki olmadan yapıyor değildi.
02:58
I mean, I would call him, and I'd be like,
51
166000
2000
Demek istediğim onu arardım ve derdim ki;
03:00
"Listen, GrandpaBüyükbaba, I really need this camerakamera.
52
168000
3000
"Büyükbaba, bu kameraya gerçekten ihtiyacım var
03:03
You don't understandanlama. This is, like, you know, I want to make moviesfilmler.
53
171000
3000
"Anlamıyorsun, yani böyle filmler falan çekmek istiyorum.
03:06
I'll get inviteddavet to TEDTED one day. This is like -- " (LaughterKahkaha)
54
174000
4000
"Bir gün TED'e davet edileceğim, falan..." (Kahkaha)
03:10
And you know, and my grandmotherbüyükanne was the greatestEn büyük.
55
178000
2000
Ninem de harika bir kadındı.
03:12
Because she'do ediyorum be like, you know -- she'do ediyorum get on the phonetelefon.
56
180000
2000
O da şöyle ki - telefonu alırdı
03:14
She'dOnun böyle birşey yapacağını be like, "HarryHarry, it's better than the drugsilaçlar. He should be doing -- "
57
182000
4000
ve "Harry, bu uyuşturucudan daha iyi sonuçta. Yani bunu yapsa....."
03:18
She was fantasticfantastik. (LaughterKahkaha)
58
186000
2000
Olağanüstüydü. (Kahkaha)
03:20
So I foundbulunan myselfkendim gettingalma this stuffşey,
59
188000
3000
Sonra kendimi -onun da yardımıyla-
03:23
thanksTeşekkürler to her assistyardımcı, and suddenlyaniden, you know,
60
191000
2000
bunlar elimdeyken buldum ve birden
03:25
I had a synthesizersynthesizer when I was 14 yearsyıl oldeski -- this kindtür of stuffşey.
61
193000
4000
14 yaşındayım ve bir orgum var - işte böyle şeyler,
03:29
And it let me make things, whichhangi, to me, was sortçeşit of the dreamrüya.
62
197000
4000
ve ortaya birşeyler çıkartıyordum, bu benim için bir nevi rüyaydı.
03:33
He sortçeşit of humoredidare my obsessiontakıntı to other things too, like magicsihirli.
63
201000
4000
Başka şeylere olan takıntılarıma da bir şekilde ayak uyduruyordu, mesela sihir.
03:37
The thing is, we'devlenmek go to this magicsihirli storemağaza in NewYeni YorkYork CityŞehir calleddenilen LouLou Tannen'sTannen'ın MagicMagic.
64
205000
4000
Hikaye şu, New York'ta Lou Tannen Sihircisi diye bir sihir dükkanına gittik
03:41
It was this great magicsihirli storemağaza. It was a crappyberbat little buildingbina in MidtownMidtown,
65
209000
3000
Müthiş bir sihir dükkanıydı. Şehir merkezinde dandik küçük bir binadaydı.
03:44
but you'dşimdi etsen be in the elevatorAsansör, the elevatorAsansör would openaçık --
66
212000
2000
ama asansörle çıkarsınız, kapılar bir açılır --
03:46
there'dkırmızı be this little, smallküçük magicsihirli storemağaza. You'dOlur be in the magicsihirli storemağaza.
67
214000
3000
işte böyle küçük, minik bir sihir dükkanı. Sihir dükkanındasınız.
03:49
And it was just, it was a magicalbüyülü placeyer.
68
217000
2000
ve orası gerçekten, sihirli bir yerdi.
03:51
So I got all these sortçeşit of magicsihirli trickspüf nokta. Oh, here. I'll showgöstermek you.
69
219000
2000
Neyse, ordan bu cins sihir oyunları alırdım. Hah, burda. Göstereyim.
03:53
This is the kindtür of thing. So it would be like, you know. Right?
70
221000
4000
Böyle şeyler işte. Sonra şöyle yapıyorsun, tamam mı?
03:57
WhichHangi is good, but now I can't movehareket.
71
225000
2000
Güzel, ama şimdi hareket edemiyorum.
03:59
Now, I have to do this, the restdinlenme of the thing, like this.
72
227000
2000
Şimdi, geri kalanında şöyle bir şey yapmam lazım, mesela
04:01
I'm like, "Oh, wowvay. Look at my computerbilgisayar over there!" (LaughterKahkaha)
73
229000
3000
işte "Aaa! Bak bilgisayarıma!" falan diyeceğim. (Kahkaha)
04:04
AnywayYine de, so one of the things that I boughtsatın at the magicsihirli storemağaza was this:
74
232000
6000
Her neyse, sihir dükkanından aldığım şeylerden bir tanesi de buydu:
04:10
Tannen'sTannen'ın MysteryGizem MagicMagic BoxKutusu.
75
238000
2000
Tannen'ın Gizemli Sihir Kutusu
04:12
The premiseöncül behindarkasında the mysterygizem magicsihirli boxkutu was the followingtakip etme:
76
240000
2000
Gizemli sihir kutusunun asıl olayı da şuydu:
04:14
15 dollarsdolar buyssatın alır you 50 dollarsdolar worthdeğer of magicsihirli.
77
242000
5000
15 dolara 50 dolarlık sihir alın.
04:19
WhichHangi is a savingstasarruf. (LaughterKahkaha)
78
247000
3000
Yani tasarruf. (Kahkaha)
04:22
Now, I boughtsatın this decadeson yıllar agoönce and I'm not kiddingdalga geçmek.
79
250000
2000
Neyse, bunu asırlar önce aldım ve dalga geçmiyorum.
04:24
If you look at this, you'llEğer olacak see it's never been openedaçıldı.
80
252000
3000
Buna bakarsanız hiç açılmamış olduğunu göreceksiniz.
04:27
But I've had this foreversonsuza dek.
81
255000
3000
Ama kendimi bildim bileli bendedir.
04:30
Now, I was looking at this, it was in my officeofis, as it always is, on the shelfraf,
82
258000
2000
Neyse, ofiste buna baktım, her zaman olduğu gibi rafta duruyordu,
04:32
and I was thinkingdüşünme, why have I not openedaçıldı this?
83
260000
5000
ve neden hiç açmadığımı düşündüm.
04:37
And why have I kepttuttu it? Because I'm not a packpaket ratsıçan. I don't keep everything
84
265000
4000
Niye sakladım? Çünkü çöpçü sayılmam. Herşeyi saklamam,
04:41
but for some reasonneden I haven'tyok openedaçıldı this boxkutu.
85
269000
2000
ama bir şekilde bu kutuyu açmamışım.
04:43
And I feltkeçe like there was a keyanahtar to this, somehowbir şekilde,
86
271000
2000
Bir şekilde anahtarın bu olduğunu hissettim,
04:45
in talkingkonuşma about something at TEDTED that I haven'tyok discussedtartışılan before,
87
273000
4000
TED'de anlatacağım şeyin ve daha önce bundan bahsedip
04:49
and boredcanı sıkkın people elsewherebaşka yerde.
88
277000
2000
insanların canını başka bir yerde sıkmamıştım.
04:51
So I thought, maybe there's something with this. I startedbaşladı thinkingdüşünme about it.
89
279000
2000
Dedim ki, bununla ilgili birşeyler var. Düşünmeye başladım.
04:53
And there was this giantdev questionsoru markişaret. I love the designdizayn, for what it's worthdeğer,
90
281000
3000
Bir de üzerinde bu kocaman soru işareti var. Tasarımını seviyorum, tam da
04:56
of this thing. And I startedbaşladı thinkingdüşünme, why haven'tyok I openedaçıldı it?
91
284000
3000
buna uygun. Düşünmeye başladım, acaba neden açmadım?
04:59
And I realizedgerçekleştirilen that I haven'tyok openedaçıldı it because it representstemsil something importantönemli
92
287000
4000
Farkettim ki açmadım, çünkü benim için çok önemli bir anlamı var.
05:03
-- to me. It representstemsil my grandfatherBüyük baba.
93
291000
4000
Dedemi temsil ediyor.
05:07
Am I allowedizin to cryağlamak at TEDTED? Because -- no, I'm not going to cryağlamak. But -- (LaughterKahkaha)
94
295000
10000
TED' de ağlanabiliyor mu? Çünkü... - Yok ağlamayacağım. Ama- (Kahkaha)
05:17
-- the thing is, that it representstemsil infinitesonsuz possibilityolasılık.
95
305000
4000
--konu şu ki, bu kutu sonsuz olasılığı temsil ediyor.
05:21
It representstemsil hopeumut. It representstemsil potentialpotansiyel.
96
309000
2000
Bu kutu umudu simgeliyor. Potansiyeli simgeliyor.
05:23
And what I love about this boxkutu,
97
311000
3000
Ve bu kutunun en sevdiğim yanı,
05:26
and what I realizegerçekleştirmek I sortçeşit of do in whateverher neyse it is that I do,
98
314000
4000
- anlıyorum ki yaptığım her tür işte bir şekilde kendimi
05:30
is I find myselfkendim drawnçekilmiş to infinitesonsuz possibilityolasılık, that senseduyu of potentialpotansiyel.
99
318000
6000
sonsuz olasılıklar dünyasında buluyorum - bu potansiyel hissi.
05:36
And I realizegerçekleştirmek that mysterygizem is the catalystkatalizatör for imaginationhayal gücü.
100
324000
3000
Ve anladım ki gizem, hayal gücü için en iyi katalizör.
05:39
Now, it's not the mostçoğu ground-breakingçığır açan ideaFikir,
101
327000
3000
Bu tabii ki çığır açan bir fikir değil,
05:42
but when I startedbaşladı to think that maybe there are timeszamanlar when mysterygizem
102
330000
2000
ama buna olan ilgim, zaman zaman gizemin bilgiden daha önemli
05:44
is more importantönemli than knowledgebilgi, I startedbaşladı gettingalma interestedilgili in this.
103
332000
4000
olabileceğini düşünmemle başladı.
05:48
And so I startedbaşladı thinkingdüşünme about "LostKayıp," and the stuffşey that we do,
104
336000
2000
Sonra "Lost" ve diğer yaptığımız şeyler hakkında düşünmeye başladım,
05:50
and I realizedgerçekleştirilen, oh my God, mysterygizem boxeskutuları are everywhereher yerde in what I do!
105
338000
4000
ve farkettim ki, Aman Tanrım! Yaptığım her işte gizemli kutular var!
05:54
In how -- in the creationoluşturma of "LostKayıp," DamonDamon LindelofLindelof and I,
106
342000
3000
Mesela "Lost"u yaratırken, diziyi beraber yarattığımız
05:57
who createdoluşturulan the showgöstermek with me, we were basicallytemel olarak taskedgörevli with creatingoluşturma this seriesdizi
107
345000
5000
Damon Lindelof ve ben, temelde diziyi yaratırken oldukça kısıtlı bir
06:02
that we had very little time to do. We had 11 and a halfyarım weekshaftalar
108
350000
3000
zamanımız vardı. 11 buçuk hafta içinde yazmamız, oyuncuları bulmamız,
06:05
to writeyazmak it, castoyuncular it, crewmürettebat it, shootateş etme it, cutkesim it, postposta it, turndönüş in a two-houriki saat pilotpilot.
109
353000
5000
ekibi kurmamız, çekmemiz, kurgulamamız, hazırlayıp 2 saatlik bir pilot bölüm yapmamız gerekiyordu.
06:10
So it was not a lot of time. And that senseduyu of possibilityolasılık -- what could this thing be?
110
358000
4000
Yani pek uzun bir zaman sayılmaz. Bir de olasılıklar dünyası - neler yapılabilir?
06:14
There was no time to developgeliştirmek it.
111
362000
1000
Bunları geliştirmek için zaman yoktu.
06:15
I'm sure you're all familiartanıdık with those people
112
363000
2000
Eminim hepiniz bu tip insanlara aşinasınızdır
06:17
who tell you what you can't do and what you should changedeğişiklik.
113
365000
2000
size yapamayacaklarınızı ve değiştirmeniz gerekenleri söylerler.
06:19
And there was no time for that, whichhangi is kindtür of amazingşaşırtıcı.
114
367000
3000
Bir de bunlar için zaman yok; aslında bu heyecan verici durum.
06:22
And so we did this showgöstermek, and for those of you who, you know, who haven'tyok seengörüldü it,
115
370000
3000
Sonra bu diziyi yaptık, diziyi bilmeyenler ya da hiç seyretmemiş
06:25
or don't know it, I can showgöstermek you this one little clipklips from the pilotpilot,
116
373000
4000
olanlar için deneme bölümünden bu küçük parçayı gösterebilirim,
06:29
just to showgöstermek you some stuffşey that we did.
117
377000
3000
yaptığımız şeylerden bir kısmını paylaşmak için.
06:40
ClaireClaire: Help! Please help me! Help me! Help me!
118
388000
8000
Claire: İmdat! Ne olur yardım edin! Yardım edin!
06:48
JackJack: Get him out of here! Get him away from the enginemotor! Get him out of here!
119
396000
4000
Jack: Onu buradan çıkarın! Motordan uzak tutun! Çabuk uzaklaştırın buradan!
06:59
C: I'm havingsahip olan contractionsKasılmalar!
120
407000
3000
C: Sancılarım başladı!
07:02
J: How manyçok monthsay pregnanthamile are you?
121
410000
1000
J: Kaç aylık hamilesin?
07:03
C: I'm only eightsekiz monthsay.
122
411000
2000
C: Sadece sekiz aylık.
07:05
J: And how faruzak apartayrı are they cominggelecek?
123
413000
1000
J: Aralarında ne kadar süre var?
07:06
C: I don't know. I think it just happenedolmuş.
124
414000
3000
C: Bilmiyorum. Sanırım şimdi oldu.
07:10
Man: Hey! Hey! Hey, get away from --
125
418000
3000
Adam: Hey! Hey! Çabuk oradan --
07:23
JJAJJA: Now, 10 yearsyıl agoönce, if we wanted to do that, we'devlenmek have to killöldürmek a stuntmandublör.
126
431000
4000
JJA: 10 sene önce eğer böyle birşey yapmak isteseydik, dublörün tekini öldürmemiz gerekiyordu.
07:27
We'dBiz istiyorsunuz actuallyaslında -- (LaughterKahkaha)
127
435000
5000
Aslında biz... (Kahkaha)
07:32
it would be harderDaha güçlü. It would take -- Take 2 would be a bitchsürtük.
128
440000
4000
daha zor olurdu. En azından - 2. tekrar, tam karın ağrısı.
07:36
So the amazingşaşırtıcı thing was, we were ableyapabilmek to do this thing.
129
444000
4000
İnanılmaz olan da bu zaten, böyle şeyler yapabilmemiz.
07:40
And partBölüm of that was the amazingşaşırtıcı availabilitykullanılabilirlik of technologyteknoloji,
130
448000
3000
İşin bir kısmı da teknolojinin sunduğu muhteşem olanaklar,
07:43
knowingbilme we could do anything. I mean, we could never have donetamam that.
131
451000
3000
herşeyi yapabileceğimizi biliyoruz. Yani, bunu hiç yapamayabilirdik.
07:46
We mightbelki have been ableyapabilmek to writeyazmak it; we wouldn'tolmaz have been ableyapabilmek to depicttasvir it
132
454000
2000
Belki yazabilirdik; ama görsel olarak burada gösterdiğim gibi
07:48
like we did. And so partBölüm of the amazingşaşırtıcı thing for me is in the creativeyaratıcı processsüreç,
133
456000
4000
ifade edemeyebilirdik. Benim için bunun en heyecan verici yanı, yaratıcı süreç,
07:52
technologyteknoloji is, like, mind-blowinglyMind-blowingly inspiringilham verici to me.
134
460000
3000
teknoloji bana aklımı başımdan alacak kadar ilham veriyor.
07:55
I realizegerçekleştirmek that that blankboş pagesayfa is a magicsihirli boxkutu, you know?
135
463000
4000
Anladım ki bu boş sayfa bir gizemli kutu, değil mi?
07:59
It needsihtiyaçlar to be filleddolu with something fantasticfantastik.
136
467000
2000
Fantastik birşeylerle doldurmak gerekiyor.
08:01
I used to have the "OrdinarySıradan People" scriptkomut dosyası that I'd flipfiske throughvasitasiyla.
137
469000
2000
Elimde "Ordinary People"ın senaryosu varken sayfalara şöyle bir göz attım.
08:03
The romanceromantik of the scriptkomut dosyası was amazingşaşırtıcı to me; it would inspireilham vermek me.
138
471000
3000
Senaryodaki aşk hikayesi beni çok etkiledi, ilham verdi.
08:06
I wanted to try and filldoldurmak pagessayfalar with the sameaynı kindtür of
139
474000
3000
Bir sürü sayfayı bu senaryonun yaptığı gibi ruh, düşünce
08:09
spiritruh and thought and emotionduygu that that scriptkomut dosyası did.
140
477000
4000
ve duyguyla doldurmak istedim.
08:13
You know, I love AppleElma computersbilgisayarlar. I'm obsessedkafayı takmış.
141
481000
3000
Bu arada, Apple bilgisayarları seviyorum. Takıntım var.
08:16
So the AppleElma computerbilgisayar -- like those -- the PowerBookPowerBook -- this computerbilgisayar, right,
142
484000
3000
Bir Apple bilgisayar, -işte bunlar gibi, buradaki Powerbook mesela,
08:19
it challengeszorluklar me. It basicallytemel olarak saysdiyor,
143
487000
2000
bana meydan okuyor. Temelde şöyle diyor:
08:21
what are you going to writeyazmak worthylayık of me? (LaughterKahkaha)
144
489000
3000
"Bana layık olacak ne yazabileceksin ki?" (Kahkaha)
08:24
I guesstahmin I feel this -- I'm compelledmecbur.
145
492000
3000
Aşağı yukarı böyle hissettiriyor. Kendimi mecbur hissediyorum.
08:27
And I oftensık sık am like, you know, dudedostum, todaybugün I'm out. I got nothing. You know? (LaughterKahkaha)
146
495000
4000
Ve çoğu zaman da, "Adamım, bugün bittim. Benden birşey çıkmaz." (Kahkaha)
08:31
So there's that. In termsşartlar of the contentiçerik of it, you look at storieshikayeleri, you think,
147
499000
2000
Böyleyken böyle. İçerik açısından baktığınızda hikayeler ve
08:33
well, what are storieshikayeleri but mysterygizem boxeskutuları?
148
501000
3000
gizemli kutular arasındaki ilişki nedir?
08:36
There's a fundamentaltemel questionsoru -- in TVTV, the first actdavranmak is calleddenilen the teaserteaser.
149
504000
3000
Çok temel bir mesele var -- TV'de ilk perdeye "teaser" (meraklandırıcı) denir.
08:39
It's literallyharfi harfine the teaserteaser. It's the bigbüyük questionsoru.
150
507000
2000
Kelimenin tam anlamıyla meraklandırıcı. Büyük mesele bu.
08:41
So you're drawnçekilmiş into it. Then of coursekurs,
151
509000
2000
İçine çekilirsiniz. Sonra tabii ki,
08:43
there's anotherbir diğeri questionsoru. And it goesgider on and on.
152
511000
2000
başka bir mesele vardır. Böyle devam eder gider.
08:45
Look at "StarYıldız WarsSavaşları." You got the droidsDroidler; they meetkarşılamak the mysteriousgizemli womankadın.
153
513000
2000
Mesela "Star Wars"a bakın. Droidler gider gizemli kadınla tanışır.
08:47
Who'sKim'ın that? We don't know. MysteryGizem boxkutu! You know?
154
515000
2000
O kim? Bilmiyoruz. Gizemli kutu. Değil mi?
08:49
Then you meetkarşılamak LukeLuke SkywalkerSkywalker'ın. He getsalır the DroidDroid, you see the holographicHolografik imagegörüntü.
155
517000
3000
Sonra Luke Skywalker gelir. Droid'i alır, holografik görüntü görünür.
08:52
You learnöğrenmek, oh, it's a messagemesaj, you know.
156
520000
2000
Anlarsın ki, bu bir mesaj, tamam mı?
08:54
She wants to, you know, find ObiObi WanWAN KenobiKenobi. He's her only hopeumut.
157
522000
3000
Obi Wan Kenobi'yi bulmak istiyordur. Kadının tek umudu budur.
08:57
But who the hell'shaltlar ObiObi WanWAN KenobiKenobi? MysteryGizem boxkutu!
158
525000
1000
Ama kim bu lanet Obi Wan Kenobi? Gizemli kutu!
08:58
So then you go and he meetskarşılayan BenBen KenobiKenobi. BenBen KenobiKenobi is ObiObi WanWAN KenobiKenobi.
159
526000
3000
Sonra bakarsın Ben Kenobi'yle tanışmış. Ben Kenobi de aslında Obi Wan Kenobi.
09:01
HolyKutsal shitbok! You know -- so it keepstutar us --
160
529000
2000
Kahretsin! Anlatabiliyor muyum? Sürekli...
09:03
(LaughterKahkaha) -- have you guys not seengörüldü that?
161
531000
3000
(Kahkaha) - yoksa hiç seyretmediniz mi?
09:06
(LaughterKahkaha) It's hugeKocaman! AnywayYine de --
162
534000
2000
(Kahkaha) Gerçekten iyidir! Neyse -
09:08
So there's this thing with mysterygizem boxeskutuları that I startedbaşladı feelingduygu compelledmecbur.
163
536000
6000
gizemli kutularla ilgili buna benzer şeyler hissetmeye başladım, buna zorlandım.
09:14
Then there's the thing of mysterygizem in termsşartlar of imaginationhayal gücü --
164
542000
4000
Bir de şu var ki, hayal gücü açısından gizem -
09:18
the withholdingstopaj of informationbilgi. You know,
165
546000
2000
bilgiyi kendinde saklı tutma.
09:20
doing that intentionallykasten is much more engagingçekici.
166
548000
4000
Yani, bunu sezgisel olarak hissettirmek çok daha cazip.
09:24
WhetherOlup olmadığı it's like the sharkköpek balığı in "JawsJaws"
167
552000
2000
Mesela "Jaws"taki köpekbalığı,
09:26
-- if Spielberg'sSpielberg'in mechanicalmekanik sharkköpek balığı, BruceBruce, had workedişlenmiş,
168
554000
2000
- eğer Spielberg'in mekanik köpekbalığı Bruce çalışsaydı
09:28
it would not be remotelyUzaktan as scarykorkutucu; you would have seengörüldü it too much.
169
556000
3000
bu kadar korkutucu olamazdı, onu çok sık görürdünüz.
09:31
In "AlienUzaylı", they never really showedgösterdi the alienyabancı: terrifyingdehşet verici!
170
559000
3000
"Alien"da aslında yaratığı hiç göstermediler! Dehşet verici!
09:34
Even in a moviefilm, like a romanticromantik comedyKomedi, "The GraduateYüksek lisans,"
171
562000
3000
"The Graduate" gibi bir romantik komedide bile
09:37
they're havingsahip olan that datetarih, rememberhatırlamak?
172
565000
2000
öyle bir randevu yaşıyorlar. Hatırlar mısınız?
09:39
And they're in the cararaba, and it's loudyüksek sesle, and so they put the topüst up.
173
567000
3000
Arabadalar, ses çok açık, bu yüzden arabanın üstünü kapatırlar.
09:42
They're in there -- you don't hearduymak anything they're sayingsöz! You can't hearduymak a wordsözcük!
174
570000
3000
İçerideler işte - söyledikleri hiç birşeyi duyamıyorsunuz! Tek kelime bile!
09:45
But it's the mostçoğu romanticromantik datetarih ever. And you love it because you don't hearduymak it.
175
573000
4000
Ama gelmiş geçmiş en romantik randevudur. Sevmenizin sebebi de hiç bir şey duymamanızdır.
09:49
So to me, there's that.
176
577000
2000
Neyse, bana göre mesele bu.
09:51
And then, finallyen sonunda, there's this ideaFikir -- stretchinggerme the sortçeşit of paradigmparadigma a little bitbit --
177
579000
4000
İşte en sonunda, mesele bu - işin yapısını biraz esnetmek-
09:55
but the ideaFikir of the mysterygizem boxkutu.
178
583000
2000
gizemli kutu fikri bu.
09:57
MeaningAnlamı, what you think you're gettingalma, then what you're really gettingalma.
179
585000
3000
Yani, anladığını sandığın şeyler ve aslında sana gösterilenler.
10:00
And it's truedoğru in so manyçok moviesfilmler and storieshikayeleri.
180
588000
3000
Ve bu, birçok film ve öykü için de geçerlidir.
10:03
And when you look at "E.T.," for exampleörnek -- "E.T." is this, you know,
181
591000
2000
Mesela, E.T.'ye bakalım. E.T., işte bu, peki;
10:05
unbelievableInanılmaz moviefilm about what? It's about an alienyabancı who meetskarşılayan a kidçocuk, right?
182
593000
3000
filmin konusu ne? Çocuğun tekiyle karşılaşan bir uzaylı, değil mi?
10:08
Well, it's not. "E.T." is about divorceboşanma. "E.T." is about a heartbrokenKalbi kırık,
183
596000
3000
Maalesef, değil! E.T.'nin konusu boşanma. E.T., acı dolu,
10:11
divorce-crippledBoşanma sakat familyaile, and ultimatelyen sonunda, this kidçocuk who can't find his way.
184
599000
4000
boşanma etkisinde bir aile ve aslında ne yapacağını bilemeyen bir çocuk hakkında.
10:15
"DieÖlmek HardZor," right? CrazyDeli, great, funeğlence, action-adventureAksiyon-macera moviefilm in a buildingbina.
185
603000
4000
"Zor Ölüm"? Bir binada geçen manyak, süper, eğlenceli aksiyon filmi.
10:19
It's about a guy who'skim on the vergemeyletmek of divorceboşanma.
186
607000
2000
Boşanmanın eşiğinde bir adam hakkında.
10:21
He's showinggösterme up to L.A., tailkuyruk betweenarasında his legsbacaklar.
187
609000
2000
Kuyruğunu ayaklarının arasına sıkıştırıp, Los Angeles'a geliyor.
10:23
There are great scenessahneler -- maybe not the mostçoğu amazingşaşırtıcı dramaticdramatik
188
611000
3000
Müthiş sahneleri var -- belki sinema tarihindeki en güzel
10:26
scenessahneler in the historytarih of time, but prettygüzel great scenessahneler.
189
614000
3000
dram sahneleri değil ama, oldukça güzel sahneler.
10:29
There's a halfyarım an hoursaat of investmentyatırım in characterkarakter before you get to the stuffşey
190
617000
3000
Asıl izlemek için gittiğiniz şeyi görmeden önce yarım saat boyunca
10:32
that you're, you know, expectingbekliyor.
191
620000
2000
karaktere yatırım yapılıyor.
10:34
When you look at a moviefilm like "JawsJaws,"
192
622000
1000
Mesela "Jaws" gibi bir filme baktığınızda,
10:35
the scenefaliyet alani, sahne that you expectbeklemek -- we have the screenekran?
193
623000
3000
asıl görmeyi beklediğiniz sahne - perdede görebiliyor muyuz?
10:38
These are the kindtür of, you know, scenessahneler that you rememberhatırlamak and expectbeklemek from "JawsJaws."
194
626000
4000
İşte "Jaws"ta bu tip sahneler hatırlarsınız ve filmden de beklentiniz budur.
10:42
And she's beingolmak eatenyemiş; there's a sharkköpek balığı.
195
630000
5000
Ve işte bir köpekbalığı var, kadını yiyecek.
10:47
The thing about "JawsJaws" is, it's really about a guy
196
635000
2000
"Jaws"ın asıl olayı, bir şekilde dünyadaki
10:49
who is sortçeşit of dealingmuamele with his placeyer in the worldDünya -- with his masculinityerkeklik,
197
637000
3000
yerini sorgulayan bir adam hakkındadır - erkekliğiyle,
10:52
with his familyaile, how he's going to, you know, make it work in this newyeni townkasaba.
198
640000
4000
ailesiyle; gittiği yeni şehirde nasıl ayakta kalacağını bulmaya çalışır.
10:56
This is one of my favoritesevdiğim scenessahneler ever,
199
644000
2000
Bu benim en sevdiğim sahnelerden biri,
10:58
and this is a scenefaliyet alani, sahne that you wouldn'tolmaz necessarilyzorunlu olarak think of when you think of "JawsJaws."
200
646000
3000
ve "Jaws"ı düşünürken aklımıza gelecek ilk sahnelerden biri olmayacaktır.
11:01
But it's an amazingşaşırtıcı scenefaliyet alani, sahne.
201
649000
2000
Ama gerçekten müthiş bir sahne.
11:58
FatherBaba: C'mereGel buraya. Give us a kissöpücük.
202
706000
6000
Baba: Gel buraya. Bir öpücük ver.
12:05
SonOğlu: Why?
203
713000
2000
Oğul: Neden?
12:09
FatherBaba: 'CauseÇünkü I need it.
204
717000
2000
Baba: Çünkü ihtiyacım var.
12:11
JJAJJA: C'monHadi. "Why? 'CauseÇünkü I need it?" BestEn iyi scenefaliyet alani, sahne ever, right?
205
719000
3000
JJA: "Neden? Çünkü ihtiyacım var?" Gelmiş geçmiş en iyi sahne, değil mi?
12:14
Come on! So you think of "JawsJaws" --
206
722000
3000
Hadi! "Jaws"ı düşündüğünde -
12:17
so that's the kindtür of stuffşey that, like, you know, the investmentyatırım of characterkarakter,
207
725000
4000
işte bu tip şeyler, karaktere yapılan yatırım,
12:21
whichhangi is the stuffşey that really is insideiçeride the boxkutu, you know?
208
729000
3000
aslında kutunun içinde olan şey. Değil mi?
12:24
It's why when people do sequelsdevam filmi, or ripHuzur içinde yatsın off moviesfilmler, you know, of a genreTür,
209
732000
3000
İşte bu yüzden insanlar ikinci filmi çekerken ya da başka filmi taklit ederken,
12:27
they're rippingmüthiş off the wrongyanlış thing.
210
735000
2000
yanlış şeyi aşırıyorlar.
12:29
You're not supposedsözde to ripHuzur içinde yatsın off the sharkköpek balığı or the monstercanavar.
211
737000
2000
Taklit etmen gereken köpekbalığı ya da canavar değil.
12:31
You gottalazım ripHuzur içinde yatsın off -- you know, if you ripHuzur içinde yatsın something off -- ripHuzur içinde yatsın off the characterkarakter.
212
739000
4000
Eğer aşıracaksan -yani illa ki aşıracaksan- karakteri aşır.
12:35
RipRIP off the stuffşey that mattershususlar. I mean, look insideiçeride yourselfkendin and figureşekil out what is insideiçeride you.
213
743000
3000
İşe yarayan kısmı taklit et. Yani, kendi içine bak ve içinde olanı ortaya çıkar.
12:38
Because ultimatelyen sonunda, you know, the mysterygizem boxkutu is all of us. So there's that.
214
746000
5000
Çünkü sonuçta, gizemli kutu biziz. Konu bu.
12:43
Then the distributiondağıtım. What's a biggerDaha büyük mysterygizem boxkutu than a moviefilm theatertiyatro?
215
751000
3000
Sonra da dağıtım. Bir sinema salonundan daha büyük gizemli kutu var mı?
12:46
You know? You go to the theatertiyatro, you're just so excitedheyecanlı to see anything.
216
754000
2000
Sinemaya gidince, göreceğiniz şeyler için heyecanlanırsınız.
12:48
The momentan the lightsışıklar go down is oftensık sık the besten iyi partBölüm, you know?
217
756000
3000
Işıkları kapattıkları an çoğunlukla en iyi andır, değil mi?
12:51
And you're fulltam of that amazingşaşırtıcı --
218
759000
3000
Heyecanla dolmuşsunuzdur -
12:54
that feelingduygu of excitedheyecanlı anticipationbeklenti.
219
762000
3000
coşkulu bir bekleyiş duygusu ile.
12:57
And oftensık sık, the movie'sFilmin, like, there and it's going, and then something happensolur
220
765000
2000
Genelde de, film başlar, devam eder, sonra birşeyler olur
12:59
and you go, "Oh--Oh--" and then something elsebaşka, and you're, "MmmMmm ..."
221
767000
2000
"Ha-" dersiniz, başka birşey olur, "Hmmm" dersiniz.
13:01
Now, when it's a great moviefilm, you're alonguzun bir for the ridebinmek
222
769000
2000
Eğer iyi bir filmse, film boyunca böyle devam edersiniz,
13:03
'causesebeb olmak you're willingistekli to give yourselfkendin to it.
223
771000
2000
çünkü kendini kaptırmaya isteklisinizdir.
13:05
So to me, whetherolup olmadığını it's that, whetherolup olmadığını it's a TVTV, an iPodiPod, computerbilgisayar, cellhücre phonetelefon --
224
773000
5000
Bana göre; ister böyle bir film olsun; ister televizyon, ister iPod, bilgisayar, cep telefonu.
13:10
it's funnykomik, I'm an -- as I said, AppleElma fanaticfanatik -- and one day, about a yearyıl or so agoönce,
225
778000
4000
Tuhaf tabi - ben bir Apple fanatiğiyim, dediğim gibi. Geçenlerde, geçen sene ya da o civarlarda,
13:14
I was signingimza on onlineinternet üzerinden in the morningsabah to watch SteveSteve Jobs'Jobs keynotetemel düşünce,
226
782000
4000
sabah Steve Jobs'un konuşmasını izlemek için internete girdim,
13:18
'causesebeb olmak I always do. And he camegeldi on, he was presentingtakdim the videovideo iPodiPod,
227
786000
5000
çünkü hep izlerim. Neyse; adam çıktı, video gösteren iPod'u tanıtıyordu
13:23
and what was on the enormousmuazzam iPodiPod behindarkasında him?
228
791000
2000
ve arkasındaki devasa iPod'da ne vardı?
13:25
"LostKayıp"! I had no ideaFikir! And I realizedgerçekleştirilen, holyKutsal shitbok, it'do ediyorum come fulltam circledaire.
229
793000
5000
"Lost!" Hiç beklemiyordum! Dedim ki, Vay anasını! Çember tamamlandı!
13:30
Like, the inspirationilham I get from the technologyteknoloji is now usingkullanma the stuffşey that I do,
230
798000
2000
Bana ilham veren teknoloji, şimdi benim ürettiğim şeyi kullanıyor,
13:32
inspiredyaratıcı by it, to sellsatmak technologyteknoloji. I mean, it's nutsfındık! (LaughterKahkaha)
231
800000
4000
ve teknoloji satmak için ondan ilham alıyor. Yani, manyakça! (Kahkaha)
13:36
I was gonna showgöstermek you a coupleçift of other things I'm gonna skipatlamak throughvasitasiyla.
232
804000
2000
Size göstermeye niyetlendiğim başka şeyler vardı, ama şimdi onları atlayacağım.
13:38
I just want to showgöstermek you one other thing that has nothing to do with anything.
233
806000
3000
Size şimdi herhangi birşeyle hiçbir alakası olmayan başka birşey göstereceğim.
13:41
This is something onlineinternet üzerinden; I don't know if you've seengörüldü it before.
234
809000
2000
Bu internette var, daha önce seyrettiniz mi bilmiyorum.
13:43
SixAltı yearsyıl agoönce they did this. This is an onlineinternet üzerinden thing donetamam by guys
235
811000
4000
Bunu 6 yıl önce yaptılar. Bu, biraz görsel efekt tecrübesi olan
13:47
who had some visualgörsel effectsetkileri experiencedeneyim. But the pointpuan was,
236
815000
2000
birileri tarafından yapılmış bir video. Asıl önemli olan,
13:49
that they were doing things that were usingkullanma these mysterygizem boxeskutuları that they had --
237
817000
4000
kendilerinde nasıl gizemli kutular varsa onları kullanarak yaptılar --
13:53
everyoneherkes has now.
238
821000
1000
şu an herkeste olduğu gibi.
13:54
What I've realizedgerçekleştirilen is what my grandfatherBüyük baba did for me when I was a kidçocuk,
239
822000
4000
Dedemin küçükken benim için yaptıklarına artık herkesin
13:58
everyoneherkes has accesserişim to now.
240
826000
2000
erişimi olduğunu farkediyorum.
14:00
You don't need to have my grandfatherBüyük baba, thoughgerçi you wisheddiledi you had.
241
828000
2000
İlla benimkisi gibi bir dedeniz olmasına gerek yok, tabi keşke olsaydı.
14:02
But I have to tell you -- this is a guy doing stuffşey on a QuadraQuadra 950 computerbilgisayar
242
830000
4000
Ama diyeceğim şu ki - bu eleman bir Quadro 950 bilgisayarda çalışırken
14:06
-- the resolution'sÇözünürlük'ın a little bitbit lowdüşük --
243
834000
1000
- çözünürlük birazcık düşük -
14:07
usingkullanma InfinitySonsuzluk softwareyazılım they stoppeddurduruldu makingyapma 15 yearsyıl agoönce.
244
835000
3000
15 senedir üretilmeyen Infinity diye bir yazılım kullanıyor.
14:10
He's doing stuffşey that looksgörünüyor as amazingşaşırtıcı as stuffşey I've seengörüldü releasedyayınlandı from HollywoodHollywood.
245
838000
6000
Hollywood'dan çıkan görüntüler kadar inanılmaz görüntüler üretiyor.
14:16
The mostçoğu incredibleinanılmaz sortçeşit of mysterygizem, I think, is now the questionsoru of what comesgeliyor nextSonraki.
246
844000
6000
Gizemin en akıl almaz türü ise, bence, bundan sonra ne olacak sorusudur.
14:22
Because it is now democratizeddemokratiklaştirilmesi. So now, the creationoluşturma of mediamedya is -- it's everywhereher yerde.
247
850000
4000
Zira şimdi herşey çok demokratik. Şimdi, görüntü üretimi dört bir yanımızda.
14:26
The stuffşey that I was luckyşanslı and beggingyalvarıyor for to get when I was a kidçocuk is now ubiquitousher yerde birden bulunan.
248
854000
5000
Çocukken benim olsun diye yalvardığım ve şans eseri sahip olduğum herşey artık her köşe başında var.
14:31
And so, there's an amazingşaşırtıcı senseduyu of opportunityfırsat out there.
249
859000
3000
Yani, dışarıda bizi inanılmaz bir fırsatlar dünyası bekliyor.
14:34
And when I think of the filmmakersfilm yapımcıları who existvar olmak out there now who would have
250
862000
5000
Film yapan bir sürü filmciyi ele alırsak, ki bunlar sessizliğe gömülecekler,
14:39
been silencedsusturdu, you know -- who have been silencedsusturdu in the pastgeçmiş --
251
867000
3000
- sesi çıkmayan eskileri düşünün -
14:42
it's a very excitingheyecan verici thing.
252
870000
1000
bu oldukça ilginç bir konu.
14:43
I used to say in classessınıflar and lecturesdersler and stuffşey,
253
871000
3000
Ders verdiğim ve konuşma yaptığım yerlerde,
14:46
to someonebirisi who wants to writeyazmak, "Go! WriteYazma! Do your thing." It's freeücretsiz,
254
874000
3000
yazmak isteyenlere, "Hadi! Yaz! Hemen!" diyordum. Çünkü yazmak serbest ve bedava,
14:49
you know, you don't need permissionizin to go writeyazmak. But now I can say,
255
877000
2000
kimseden izin almanız gerekmiyor. Ama artık,
14:51
"Go make your moviefilm!" There's nothing stoppingDurduruluyor you
256
879000
2000
"Hadi filmini yap!" diyebiliyorum. Dışarı çıkıp teknolojiye
14:53
from going out there and gettingalma the technologyteknoloji.
257
881000
2000
ulaşmanızı engelleyen hiçbir şey yok.
14:55
You can leasekira, rentkira, buysatın almak stuffşey off the shelfraf
258
883000
3000
Leasing yapabileceğin, kiralayabileceğin, ikinci el alabileceğin
14:58
that is eitherya as good, or just as good, as the stuffşey that's beingolmak used by the, you know,
259
886000
6000
malzemeler var ve bunların kalitesi en azından, bazen de
15:04
quotealıntı unquotecahil "legitokunaklı people."
260
892000
2000
tırnak içinde "Profesyoneller"in kullandıklarıyla aynı kalitede olacaktır.
15:06
No communitytoplum is besten iyi servedhizmet when only the eliteseçkinler have controlkontrol.
261
894000
4000
Sadece seçkin kesimin üretebildiği bir toplum hiç bir işe yaramaz.
15:10
And I feel like this is an amazingşaşırtıcı opportunityfırsat to see what elsebaşka is out there.
262
898000
3000
Bunu gizli kalmış bir sürü şeyin ortaya çıkması için büyük bir fırsat olarak görüyorum.
15:13
When I did "MissionMisyon: Impossibleİmkansız IIIIII," we had amazingşaşırtıcı visualgörsel effectsetkileri stuffşey.
263
901000
3000
"Görevimiz Tehlike 3" filmini çekerken, harika bir görsel efekt ekibimiz vardı.
15:16
ILMILM did the effectsetkileri; it was incredibleinanılmaz.
264
904000
2000
Efektleri ILM yapmıştı ve inanılmazdı.
15:18
And sortçeşit of like my dreamrüya to be involvedilgili.
265
906000
2000
Sanki hayallerim gerçeğe dönüyordu.
15:20
And there are a coupleçift of sequencesdizileri in the moviefilm,
266
908000
3000
Filmde birkaç sahne var ki,
15:23
like these coupleçift of momentsanlar I'll showgöstermek you.
267
911000
2000
şimdi göstereceğim kısım mesela.
15:31
There's that.
268
919000
1000
İşte.
15:52
Okay, obviouslybelli ki I have an obsessiontakıntı with bigbüyük crazyçılgın explosionspatlamalar.
269
940000
3000
Tamam, görüldüğü üzere büyük patlamalara karşı bir saplantım var.
15:55
So my favoritesevdiğim visualgörsel effectEfekt in the moviefilm is the one I'm about to showgöstermek you.
270
943000
4000
Şimdi izleteceğim ise filmdeki en sevdiğim görsel efekt.
15:59
And it's a scenefaliyet alani, sahne in whichhangi Tom'sTom'un characterkarakter wakesuyanır up. He's drowsyuykulu. He's crazyçılgın
271
947000
2000
Bu sahne Tom'un oynadığı karakterin uyandığı sahne. Uykulu, kızgın
16:01
-- out of it. And the guy wakesuyanır up,
272
949000
2000
ve adam uyanır,
16:03
and he shovesitiyor this guntabanca in his noseburun and shootssürgünler this little capsulekapsül into his brainbeyin
273
951000
3000
sonra diğeri silahı burnuna sokup beynine ufak bir kapsul enjekte eder
16:06
that he's going to use latersonra to killöldürmek him, as badkötü guys do.
274
954000
2000
ki daha sonra onu öldürmek için kullanacak, kötü adamların yaptığı gibi.
16:16
BadKötü Guy: Good morningsabah.
275
964000
2000
Kötü Adam: Günaydın.
16:20
JJAJJA: OK, now. When we shotatış that scenefaliyet alani, sahne, we were there doing it,
276
968000
2000
JJA: Tamam. Bu sahneyi çektiğimizde, orda bununla uğraşırken,
16:22
the actoraktör who had the guntabanca, an Englishİngilizce actoraktör, EddieEddie MarsanMarsan -- sweetheartbir tanem, great guy
277
970000
4000
silahlı oyuncu, bir İngiliz aktör, Eddie Marsan - canım benim, müthiş bir adamdır -
16:26
-- he kepttuttu takingalma the guntabanca and puttingkoyarak it into Tom'sTom'un noseburun, and it was hurtingzarar Tom'sTom'un noseburun.
278
974000
5000
silahı Tom'un burnuna sokup duruyordu ve bu Tom'un canını yakıyordu.
16:31
And I learnedbilgili this very earlyerken on in my careerkariyer: Don't hurtcanını yakmak Tom'sTom'un noseburun. (LaughterKahkaha)
279
979000
5000
Bunu kariyerimin ilk zamanlarında öğrendim: "Tom'un burnunu acıtma!" (Kahkaha)
16:36
There are threeüç things you don't want to do. NumberNumarası two is: Don't hurtcanını yakmak Tom'sTom'un noseburun.
280
984000
3000
Yapmamanız gereken 3 şey vardır. İkincisi: Tom'un burnunu acıtma.
16:39
So EddieEddie has this guntabanca -- and he's the greatestEn büyük guy -- he's
281
987000
2000
Neyse, Eddie'nin elinde silah var - bu arada muhteşem bir adamdır - işte bu
16:41
this really sweettatlı Englishİngilizce guy. He's like, "Sorry, I don't want to hurtcanını yakmak you."
282
989000
3000
gerçekten tatlı İngiliz adam. Sürekli "Özür dilerim, canını yakmak istemedim." deyip
16:44
I'm like -- you gottalazım -- we have to make this look good.
283
992000
2000
dururken diğer tarafta ben bunun iyi gözükmesini becermeliyiz diyordum.
16:46
And I realizedgerçekleştirilen that we had to do something 'causeÇünkü it wasn'tdeğildi workingçalışma just as it was.
284
994000
3000
Halihazırdaki durumun işe yaramadığını farkedince başka bir çözüm aradım.
16:49
And I literallyharfi harfine, like, thought back to what I would have donetamam usingkullanma
285
997000
4000
Gerçekten de, geçmişe dönüp dedemin bana aldığı o Super 8 kamerayla,
16:53
the SuperSüper 8 camerakamera that my grandfatherBüyük baba got me sittingoturma in that roomoda,
286
1001000
2000
o odada çekiyor olsam ne yapardım diye düşündüğümde,
16:55
and I realizedgerçekleştirilen that handel didn't have to be EddieEddie Marsan'sMarsan'ın. It could be Tom'sTom'un.
287
1003000
5000
bu elin illa ki Eddie Marsan'ın eli olması gerekmediğini farkettim. Tom'un elini de kullanabilirdik.
17:00
And TomTom would know just how hardzor to pushit the guntabanca. He wouldn'tolmaz hurtcanını yakmak himselfkendisi.
288
1008000
3000
Tom silahı ne kadar zorlayabileceğini bilirdi. Kendi canını acıtmazdı.
17:03
So we tookaldı his handel and we paintedboyalı it to look a little bitbit more like Eddie'sEddie'nin.
289
1011000
3000
Elini aldık, Eddie'nin eline benzemesi için biraz makyaj yaptık.
17:06
We put it in Eddie'sEddie'nin sleevekol,
290
1014000
3000
Eddie'nin eldivenini giydirdik,
17:09
and so the handel that you see -- I'll showgöstermek you again,
291
1017000
2000
ve burada gördüğünüz el - bir daha gösteriyorum,
17:11
that's not Eddie'sEddie'nin handel, that's Tom'sTom'un.
292
1019000
1000
Eddie'nin değil, Tom'un eli.
17:12
So TomTom is playingoynama two rolesroller. (LaughterKahkaha)
293
1020000
3000
Yani aslında Tom iki rol birden oynuyor. (Kahkaha)
17:15
And he didn't asksormak for any more moneypara.
294
1023000
2000
Daha fazla para da istemedi.
17:17
So here, here. Watch it again.
295
1025000
3000
İşte burası. Bir daha seyredin.
17:20
There he is. He's wakinguyanma up. He's drowsyuykulu, been throughvasitasiyla a lot.
296
1028000
4000
İşte adam. Uyanıyor. Uykulu, başından çok şey geçmiş.
17:29
Tom'sTom'un handel. Tom'sTom'un handel. Tom'sTom'un handel. (LaughterKahkaha) AnywayYine de.
297
1037000
3000
Tom'un eli. Tom'un eli. Tom'un eli. (Kahkaha) Her neyse.
17:32
So.
298
1040000
2000
Yani...
17:34
(ApplauseAlkış)
299
1042000
3000
Teşekkürler.
17:37
Thanksteşekkürler.
300
1045000
3000
Yani filmlerde izlediğimiz şeyleri yapmak için yüksek teknolojiye ihtiyacınız yok.
17:40
So you don't need the greatestEn büyük technologyteknoloji to do things that can work in moviesfilmler.
301
1048000
5000
ve bu gizemli kutu, dedemin onuruna, kapalı durmaya devam edecek.
17:45
And the mysterygizem boxkutu, in honorOnur of my grandfatherBüyük baba, stayskalır closedkapalı.
302
1053000
3000
Teşekkürler. (Alkış)
17:48
Thank you. (ApplauseAlkış)
303
1056000
9000
Translated by Kemal Seçkin
Reviewed by Hakan Ergin

▲Back to top

ABOUT THE SPEAKER
J.J. Abrams - Filmmaker
Writer, director and producer J.J. Abrams makes smart, addictive dramas like TV's Lost, and films like Cloverfield and the new Star Trek.

Why you should listen

As the Emmy-winning creator of the smart, addictive TV dramas Lost, Alias and Felicity, J.J. Abrams' name looms large on the small screen. As the writer/director behind the blockbuster explode-a-thon Mission: Impossible III, Cloverfield and the new Star Trek movie, these days Abrams also rules the big screen -- bringing his eye for telling detail and emotional connection to larger-than-life stories.

Abrams' enthusiasm -- for the construction of Kleenex boxes, for the quiet moments between shark attacks in Jaws, for today's filmmaking technologies, and above all for the potent mystery of an unopened package -- is incredibly infectious.

More profile about the speaker
J.J. Abrams | Speaker | TED.com