ABOUT THE SPEAKER
Michael Pollan - Environmental writer
Michael Pollan is the author of The Omnivore’s Dilemma, in which he explains how our food not only affects our health but has far-reaching political, economic, and environmental implications. His new book is In Defense of Food.

Why you should listen

Few writers approach their subjects with the rigor, passion and perspective that's typical of Michael Pollan. Whereas most humans think we are Darwin's most accomplished species, Pollan convincingly argues that plants — even our own front lawns — have evolved to use us as much as we use them.

The author and New York Times Magazine contributor is, as Newsweek asserts, “an uncommonly graceful explainer of natural science,” for his investigative stories about food, agriculture, and the environment. His most recent book, The Omnivore's Dilemma, was named one of the top ten nonfiction titles of 2006.

As the director of the Knight Program in Science and Environmental Journalism at UC Berkeley, Pollan is cultivating the next generation of green reporters.

More profile about the speaker
Michael Pollan | Speaker | TED.com
TED2007

Michael Pollan: A plant's-eye view

Michael Pollan bitkilerin gözünden anlatıyor

Filmed:
1,767,571 views

Ya insanın bilinci Darwinizmin olmazsa olmazlarından biri değilse? Ya biz bir mısırların akıllı bir stratejiyle dünyayı yönetirken kullandığı piyonlarsak? Yazar Michael Pollan, bizden dünyayı bir de bitkilerin gözünden görmemizi istiyor.
- Environmental writer
Michael Pollan is the author of The Omnivore’s Dilemma, in which he explains how our food not only affects our health but has far-reaching political, economic, and environmental implications. His new book is In Defense of Food. Full bio

Double-click the English transcript below to play the video.

00:18
It's a simplebasit ideaFikir about naturedoğa.
0
0
2000
Doğa üzerine basit bir düşünceden bahsetmek istiyorum
00:20
I want to say a wordsözcük for naturedoğa
1
2000
2000
ve yine doğa için bir kaç söz söylemek istiyorum
00:22
because we haven'tyok talkedkonuştuk that much about it the last coupleçift daysgünler.
2
4000
2000
çünkü, son bir kaç gündür doğa hakkında pek konuşamadık.
00:24
I want to say a wordsözcük for the soiltoprak and the beesArılar and the plantsbitkiler and the animalshayvanlar,
3
6000
5000
Toprak, arılar, bitkiler ve hayvanlar için bir kaç şey söylemek istiyorum.
00:29
and tell you about a toolaraç, a very simplebasit toolaraç that I have foundbulunan.
4
11000
5000
Ve size bir araçtan, bulduğun çok basit bir araçtan söz etmek istiyorum.
00:34
AlthoughHer ne kadar it's really nothing more than a literaryedebi conceitkibir; it's not a technologyteknoloji.
5
16000
5000
Bu sadece bir istiareden fazlası değilse de -- bir teknolojiden bahsetmiyorum ---
00:39
It's very powerfulgüçlü for, I think, changingdeğiştirme our relationshipilişki to the naturaldoğal worldDünya
6
21000
6000
bence, doğa ile olan ilişkimizi değiştirmek için çok güçlü bir araç
00:45
and to the other speciesTürler on whomkime we dependbağımlı.
7
27000
3000
ve yaşamak için muhtaç olduğumuz diğer türlerle de.
00:48
And that toolaraç is very simplybasitçe, as ChrisChris suggestedönerdi,
8
30000
3000
Ve bu araç, çok basitçe, Chris'in de önerdiği gibi,
00:51
looking at us and the worldDünya from the plants'bitkiler or the animals'hayvanların pointpuan of viewgörünüm.
9
33000
5000
bizi, bize bitkilerin ve hayvanların gözünden baktırıyor.
00:56
It's not my ideaFikir, other people have hitvurmak on it,
10
38000
4000
Bu benim fikrim değil, başkası bulmuş,
01:00
but I've trieddenenmiş to take it to some newyeni placesyerler.
11
42000
3000
fakat ben bunu başka yerlere taşımaya çalışıyorum.
01:04
Let me tell you where I got it.
12
46000
2000
Size nerden aldığımı söyleyeyim.
01:06
Like a lot of my ideasfikirler, like a lot of the toolsaraçlar I use,
13
48000
3000
Benim bir çok düşüncem gibi ve kullandığım bir çok araç gibi,
01:09
I foundbulunan it in the gardenBahçe; I'm a very devotedsadık gardenerBahçıvan.
14
51000
4000
bunu bahçemde buldum. Ben bahçesine düşkün biriyim.
01:13
And there was a day about sevenYedi yearsyıl agoönce: I was plantingdikim potatoespatates,
15
55000
4000
Yedi yıl kadar önce bir gün, patates ekiyordum.
01:17
it was the first weekhafta of MayMayıs --
16
59000
2000
Mayıs'ın ilk haftasıydı.
01:19
this is NewYeni Englandİngiltere, when the appleelma treesağaçlar are just vibratingTitreşimli with bloomÇiçek açmak;
17
61000
5000
New England'da oldu bu, elma ağacı çiçeklenmişti ve titriyordu.
01:24
they're just whitebeyaz cloudsbulutlar aboveyukarıdaki.
18
66000
2000
Üzerimde beyaz bulutlar.
01:26
I was here, plantingdikim my chunksparçaları,
19
68000
3000
Orada, patatesleri ekiyordum,
01:29
cuttingkesim up potatoespatates and plantingdikim it,
20
71000
2000
parçalara ayırıp ekiyordum.
01:31
and the beesArılar were workingçalışma on this treeağaç;
21
73000
3000
Ve arılar, elma ağacında çalışıyorlardı.
01:34
bumblebeesBumblebees, just makingyapma this thing vibratetitreşim.
22
76000
2000
Yabanarıları ağacın sallmasını sağlıyordu.
01:36
And one of the things I really like about gardeningBahçe
23
78000
3000
Ve bahçe ile uğraşmaktan keyif aldığım şeylerden biri
01:39
is that it doesn't take all your concentrationkonsantrasyon,
24
81000
3000
bütün konsantrasyonunuzu almamasıdır.
01:42
you really can't get hurtcanını yakmak -- it's not like woodworkingAğaç işleme --
25
84000
2000
Yaralanamazsınız mesela, marangozluk gibi değildir
01:44
and you have plentybol of kindtür of mentalzihinsel spaceuzay for speculationspekülasyon.
26
86000
4000
Ve size, düşünüp taşınmak için kocaman bir zihinsel alan yaratır.
01:48
And the questionsoru I askeddiye sordu myselfkendim that afternoonöğleden sonra in the gardenBahçe,
27
90000
4000
Ve bahçede o öğleden sonra yabanarılarıyla yanyana çalışırken
01:52
workingçalışma alongsideyanında that bumblebeeyaban-arısı,
28
94000
3000
kendime sorduğum şuydu:
01:55
was: what did I and that bumblebeeyaban-arısı have in commonortak?
29
97000
4000
Ben ve bu yabanarısı ile ortak olan şeyimiz nedir?
01:59
How was our rolerol in this gardenBahçe similarbenzer and differentfarklı?
30
101000
4000
Bahçedeki rollerimiz benzeşiyor mu, yoksa farklı mı?
02:03
And I realizedgerçekleştirilen we actuallyaslında had quiteoldukça a bitbit in commonortak:
31
105000
2000
Ve farkettim ki, aslında biraz ortak yanımız var.
02:05
bothher ikisi de of us were disseminatingyaygınlaştırılması the genesgenler of one speciesTürler and not anotherbir diğeri,
32
107000
6000
İkimiz de bir türün genlerini diğerine yayıyorduk.
02:11
and bothher ikisi de of us -- probablymuhtemelen, if I can imaginehayal etmek the bee'sArı'nın pointpuan of viewgörünüm --
33
113000
5000
Ve ikimiz de, büyük ihtimalle, bir arının açısından düşünürsem,
02:16
thought we were callingçağrı the shotsçekim.
34
118000
2000
bir şeylere karar veriyorduk.
02:18
I had decidedkarar what kindtür of potatopatates I wanted to plantbitki --
35
120000
4000
Ben patates ekmeye karar vermiştim.
02:22
I had pickedseçilmiş my YukonYukon GoldAltın or YellowSarı FinnFinn, or whateverher neyse it was --
36
124000
4000
Yukon Gold ya da Yellow Finn türünü seçmiştim.
02:26
and I had summonedçağırdı those genesgenler from a seedtohum catalogkatalog acrosskarşısında the countryülke,
37
128000
5000
Ülkenin öbür ucundan bu genleri bir tohum kataloğundan istetmiştim,
02:31
broughtgetirdi it, and I was plantingdikim it.
38
133000
2000
yanımda getirmiş ekiyordum.
02:33
And that beeArı, no doubtşüphe, assumedkabul that it had decidedkarar,
39
135000
4000
Ve o arı şüphesiz zannediyordu ki,
02:37
"I'm going for that appleelma treeağaç, I'm going for that blossomçiçeği,
40
139000
3000
Ben o ağaç için, yani onun çiçeği için ordaydım,
02:40
I'm going to get the nectarnektar and I'm going to leaveayrılmak."
41
142000
3000
Nektarı alıp gidecektim.
02:43
We have a grammardilbilgisi that suggestsanlaşılacağı that's who we are;
42
145000
5000
Bizim kim olduğumuzu tanımlayan bir gramer var,
02:48
that we are sovereignegemen subjectskonular in naturedoğa, the beeArı as well as me.
43
150000
5000
öyle ki, biz doğada kendi kendine egemen olan nesneleriniz, tıpkı arılar gibi.
02:53
I plantbitki the potatoespatates, I weedot the gardenBahçe, I domesticateevcilleştirmeye the speciesTürler.
44
155000
6000
Patates ekerim, ot yolarım, canlıları evcilleştiririm.
02:59
But that day, it occurredoluştu to me:
45
161000
2000
Fakat o gün, başıma gelen,
03:01
what if that grammardilbilgisi is nothing more than a self-servingKendine hizmet eden conceitkibir?
46
163000
3000
ya bu gramer dediğimiz şey kendi kibirimizden başka bir değilse?
03:04
Because, of coursekurs, the beeArı thinksdüşünüyor he's in chargeşarj etmek or she's in chargeşarj etmek,
47
166000
4000
çünkü elbette ki arı, kontrolun kendisinde olduğunu düşünüyor.
03:08
but we know better.
48
170000
2000
ve fakat biz daha iyi biliyoruz.
03:10
We know that what's going on betweenarasında the beeArı and that flowerçiçek
49
172000
4000
Arı ile çiçek arasında neler döndüğünü biliyoruz,
03:14
is that beeArı has been cleverlyakıllıca manipulatedmanipüle by that flowerçiçek.
50
176000
4000
yani, bu arı çiçek tarafından akıllıca manipule ediliyor.
03:18
And when I say manipulatedmanipüle, I'm talkingkonuşma about in a DarwinianDarwinci senseduyu, right?
51
180000
3000
Ve manipulasyon derken, Darwinist açıdan konuşuyorum, değil mi?
03:21
I mean it has evolvedgelişti a very specificözel setset of traitsözellikleri --
52
183000
3000
Yani, çiçek çok kendine özgü özelliklere evrimleşmiş --
03:24
colorrenk, scentkoku, flavorlezzet, patternmodel -- that has luredbelgeleriyle sokulmuş that beeArı in.
53
186000
5000
renk, koku, aroma, doku -- böylece arıyı kendine çekebiiyor.
03:29
And the beeArı has been cleverlyakıllıca fooledaptal into takingalma the nectarnektar,
54
191000
4000
Ve bu arı da akıllı bir şekilde nektarın içine çekilmiş oluyor,
03:33
and alsoAyrıca pickingtoplama up some powderpudra on its legbacak,
55
195000
3000
ve bir yandan da bacaklarına tozlar yapışıyor,
03:36
and going off to the nextSonraki blossomçiçeği.
56
198000
2000
ve oradan bir sonraki çiçeğe geçiyor.
03:38
The beeArı is not callingçağrı the shotsçekim.
57
200000
3000
Burada patron arı değil.
03:41
And I realizedgerçekleştirilen then, I wasn'tdeğildi eitherya.
58
203000
2000
Ve farkettim ki ben de değilim.
03:43
I had been seducedbaştan by that potatopatates and not anotherbir diğeri
59
205000
3000
O patates tarafından ayartılmıştım, başkası tarafından değil,
03:46
into plantingdikim its -- into spreadingyayma its genesgenler, givingvererek it a little bitbit more habitatyetişme ortamı.
60
208000
5000
habitatını biraz daha genişletmek ve genlerini serptirmek için.
03:51
And that's when I got the ideaFikir, whichhangi was, "Well, what would happenolmak
61
213000
4000
Ve o zaman bu aklıma geldi -- eğer diğer türlerin bakış açısıyla
03:55
if we kindtür of lookedbaktı at us from this pointpuan of viewgörünüm of these other speciesTürler who are workingçalışma on us?"
62
217000
3000
kendimize bakabilseydik, neler olurdu?
03:58
And agriculturetarım suddenlyaniden appearedortaya çıktı to me not as an inventionicat, not as a humaninsan technologyteknoloji,
63
220000
5000
ve birden, ziraat bana bir icat gibi görünmekten çıktı, bir insan teknolojisi falan da değildi,
04:03
but as a co-evolutionaryCo-evrim developmentgelişme
64
225000
2000
aslında, bir birlikte evrimleşme söz konusuydu
04:05
in whichhangi a groupgrup of very cleverzeki speciesTürler, mostlyçoğunlukla edibleyenilebilir grassesotlar, had exploitedistismar us,
65
227000
6000
ki bir grup çok akıllı tür, genelde yenilebilir çimenler, bizi sömürmüşlerdi
04:11
figuredanladım out how to get us to basicallytemel olarak deforestDeForest the worldDünya.
66
233000
5000
ve bizi kullanarak dünyayı biraz daha ormansızlaştırmanın yolunu bulmuşlardı.
04:16
The competitionyarışma of grassesotlar, right?
67
238000
3000
Çimenlerin mücadelesi, değil mi?
04:19
And suddenlyaniden everything lookedbaktı differentfarklı.
68
241000
2000
Ve birden her şey farklı görünmeye başladı.
04:21
And suddenlyaniden mowingbiçme the lawnçim that day was a completelytamamen differentfarklı experiencedeneyim.
69
243000
4000
Ve birden o gün çimleri kesmek benim için tamamen farklı bir deneyimdi.
04:25
I had thought always -- and in factgerçek, had writtenyazılı this in my first bookkitap;
70
247000
3000
Hep şöyle düşünmüş, ve aslında ilk kitabımda da şöyle yazmıştım --
04:28
this was a bookkitap about gardeningBahçe --
71
250000
1000
bahçecilik hakkında bir kitaptı bu --
04:29
that lawnsçimenler were naturedoğa underaltında culture'skültürün bootönyükleme,
72
251000
5000
çimler yetiştiricilerin postalları altındadır.
04:34
that they were totalitariantotaliter landscapesmanzaralar,
73
256000
2000
Totaliter yönetilen alanlardadırlar yani.
04:36
and that when we mowedmowed them we were cruellyzalimce suppressingbastırmak the speciesTürler
74
258000
4000
Böylece onları biçtiğimiz zaman, acımasızca zorlarız
04:40
and never lettingicar it setset seedtohum or dieölmek or have sexseks.
75
262000
4000
ve bir daha asla tohum saçmalarına, ölmelerine veya üremelerine izin vermeyiz.
04:44
And that's what the lawnçim was.
76
266000
2000
Çimleri böyle tanımlamıştım.
04:46
But then I realizedgerçekleştirilen, "No, this is exactlykesinlikle what the grassesotlar want us to do.
77
268000
4000
Fakat sonra farkettim ki, "Hayır, bu kesinlikle çimenlerin bizden istediği şey.
04:50
I'm a dupedupe. I'm a dupedupe of the lawnsçimenler, whosekimin goalhedef in life is to outcompetekul the treesağaçlar,
78
272000
7000
Kandırılmıştım. Yaşamdaki amacı, güneş ışığı elde etmek için mücadele ettikleri ağaçları
04:57
who they competeyarışmak with for sunlightGüneş ışığı."
79
279000
3000
ekarte etmek olan çimenler tarafından kandırılmıştım."
05:00
And so by gettingalma us to mowbiçmek the lawnçim, we keep the treesağaçlar from cominggelecek back,
80
282000
4000
Ve aslında çimleri biçerek, biz ağaçların geri dönmesini sağlıyorduk,
05:04
whichhangi in NewYeni Englandİngiltere happensolur very, very quicklyhızlı bir şekilde.
81
286000
3000
ki bu New England'da çok çok hızlı olur.
05:07
So I startedbaşladı looking at things this way
82
289000
3000
Böylece, bu işe bu açıdan bakmaya başladım,
05:10
and wroteyazdı a wholebütün bookkitap about it calleddenilen "The BotanyBotanik of DesireArzu."
83
292000
2000
ve tümü bunun üzerine "Arzunun Botaniği" adında başka bir kitap daha yazdım.
05:12
And I realizedgerçekleştirilen that in the sameaynı way you can look at a flowerçiçek
84
294000
4000
Ve farkettim ki, bir çiçeğe bakışımız ile aynı şekilde
05:16
and deduceanlamak all sortssıralar of interestingilginç things about the tastedamak zevki and the desiresarzuları of beesArılar --
85
298000
5000
ve arıların sevebileceği tüm tat ve arzulardan aynı çıkarımla,
05:21
that they like sweetnesstatlılık, that they like this colorrenk and not that colorrenk, that they like symmetrySimetri --
86
303000
6000
ki tatlı şeyleri severler, şu rengi severler ve bunu sevmezler, ve simetriden hoşlanırlar.
05:27
what could we find out about ourselveskendimizi by doing the sameaynı thing?
87
309000
3000
biz kendimiz hakkında neler bulabiliriz?
05:30
That a certainbelli kindtür of potatopatates, a certainbelli kindtür of drugilaç,
88
312000
3000
Şöyle ki, belli bir tip patates, belli bir tip uyuşturucu,
05:33
a sativa-indicasativa-indica CannabisEsrar crossçapraz has something to say about us.
89
315000
6000
bir sativa-indica-cannabis çaprazlanması bize bir şeyler anlatabilir.
05:39
And that, wouldn'tolmaz this be kindtür of an interestingilginç way to look at the worldDünya?
90
321000
5000
Sizce de dünyaya bu açıdan bakmak enteresan olmaz mıydı?
05:44
Now, the testÖlçek of any ideaFikir -- I said it was a literaryedebi conceitkibir --
91
326000
4000
Şimdi, bu fikti test etmek için -- bunun sadece bir kibir olduğundan bahsetmiştim --
05:48
is what does it get us?
92
330000
3000
diyebiliriz ki, bunun bize faydası ne?
05:51
And when you're talkingkonuşma about naturedoğa, whichhangi is really my subjectkonu as a writeryazar,
93
333000
4000
Ve doğa hakkında konuşurken, ki bir yazar olarak benim konumdur,
05:55
how does it meetkarşılamak the AldoAldo LeopoldLeopold testÖlçek?
94
337000
3000
bir fikir, Aldo Leopold testini karşılıyor mu, diye bakılır.
05:58
WhichHangi is, does it make us better citizensvatandaşlar of the bioticbiyotik communitytoplum?
95
340000
4000
Şöyle ki, mesela bu fikir bizi yaşadığımız biyotik toplumun daha iyi vatandaşları haline getiriyor mu?
06:02
Get us to do things that leadspotansiyel müşteriler to the supportdestek and perpetuationidame of the biotaBiota,
96
344000
7000
Bizi, habitatımızı sürdürmek ve onu desteklemek için yönlendiriyor mu,
06:09
ratherdaha doğrusu than its destructionimha?
97
351000
1000
yoksa onu yok etmeye mi hizmet ediyor?
06:10
And I would submitGönder that this ideaFikir does this.
98
352000
2000
Bence, ben teslim ederim ki bu fikir daha iyi bir habitat için bizi yönlendiriyor.
06:12
So, let me go throughvasitasiyla what you gainkazanç when you look at the worldDünya this way,
99
354000
3000
Bu açıdan baktığınızda ne kazandığımızı açıklamaya çalışayım,
06:15
besidesdışında some entertainingeğlenceli insightsanlayışlar about humaninsan desirearzu etmek.
100
357000
5000
bir yandan, biliyorsunuz, insandaki arzuyu anlamak için eğlenceli sezgiler bunlar.
06:20
As an intellectualentellektüel mattermadde, looking at the worldDünya from other species'türün pointsmakas of viewgörünüm
101
362000
7000
Bir entellektüel konu olarak, dünyaya başka türlerin gözünden bakmak
06:27
helpsyardım eder us dealanlaştık mı with this weirdtuhaf anomalyanomali,
102
369000
3000
bize bu garip anomaliyle baş etmek için yardımcı olabilir,
06:30
whichhangi is -- and this is in the realmDiyar of intellectualentellektüel historytarih --
103
372000
4000
-- bu entellektüel tarihin kesin bir hükmüdür --
06:34
whichhangi is that we have this DarwinianDarwinci revolutiondevrim 150 yearsyıl agoönce ...
104
376000
5000
şöyle ki, biz bu Darwinist devrimi 150 sene önce yaptık
06:39
UghUgh. Mini-MeMini-beni. (LaughterKahkaha)
105
381000
3000
ah, küçücük ben --
06:44
We have this intellectualentellektüel, this DarwinianDarwinci revolutiondevrim in whichhangi, thanksTeşekkürler to DarwinDarwin,
106
386000
6000
biz bu entellektüel birikimi, Darwinist devrimi, Darwin sağolsun,
06:50
we figuredanladım out we are just one speciesTürler amongarasında manyçok;
107
392000
2000
anladık ki bir çok türün arasında biz sadece tek bir türden ibaretiz.
06:52
evolutionevrim is workingçalışma on us the sameaynı way it's workingçalışma on all the othersdiğerleri;
108
394000
4000
Evrim diğerlerinin üzerinde nasıl etkili oluyorsa bizde de aynı şekilde işliyor.
06:56
we are actedhareket uponüzerine as well as actingoyunculuk;
109
398000
2000
Oynadığımız gibi oynatılıyoruz da.
06:58
we are really in the fiberelyaf, the fabrickumaş of life.
110
400000
4000
tam bu telin içindeyiz, hayat kumaşında yani.
07:02
But the weirdtuhaf thing is, we have not absorbedemilir this lessonders 150 yearsyıl latersonra;
111
404000
4000
Fakat garip şey şu ki, bu dersi 150 sene önce öğrenemedik.
07:06
noneYok of us really believesinanır this.
112
408000
2000
Hiç birimiz gerçekten buna inanmıyor.
07:08
We are still CartesiansCartesians -- the childrençocuklar of DescartesDescartes --
113
410000
5000
Hepimiz hâlâ Kartezyenistiz -- Decartes'ın çocuklarıyız --
07:13
who believe that subjectivityöznellik, consciousnessbilinç, setskümeler us apartayrı;
114
415000
5000
nesnellik, bilinç bizi diğerlerinden ayırdığını düşünürüz.
07:18
that the worldDünya is dividedbölünmüş into subjectskonular and objectsnesneleri;
115
420000
3000
Dünya nesnelere ve öznelere ayrılmış durumda.
07:21
that there is naturedoğa on one sideyan, culturekültür on anotherbir diğeri.
116
423000
3000
Bir yanda doğa var, diğer yanda kültür.
07:24
As soonyakında as you startbaşlama seeinggörme things from the plant'sbitkinin pointpuan of viewgörünüm or the animal'shayvanın pointpuan of viewgörünüm,
117
426000
5000
Dünyayı bir bitkinin ya da hayvanın gözünden bakmaya başladığınız andan itibaren,
07:29
you realizegerçekleştirmek that the realgerçek literaryedebi conceitkibir is that --
118
431000
4000
farkediyorsunuz ki gerçek kibir burada.
07:33
is the ideaFikir that naturedoğa is opposedkarşıt to culturekültür,
119
435000
4000
peki bu, doğa kültüre karşıdır mı demek oluyor acaba.
07:37
the ideaFikir that consciousnessbilinç is everything --
120
439000
4000
Bilinç herşeydir.
07:41
and that's anotherbir diğeri very importantönemli thing it does.
121
443000
3000
Ve fakat bilincin başabildiği çok önemli bir başka şey de
07:44
Looking at the worldDünya from other species'türün pointsmakas of viewgörünüm
122
446000
3000
dünyaya diğer canlıların bakış açısından bakabilmek
07:47
is a cureÇare for the diseasehastalık of humaninsan self-importancekendi önemlilik.
123
449000
4000
insanın, sadece kendini önemli sayma hastalığına çaredir.
07:51
You suddenlyaniden realizegerçekleştirmek that consciousnessbilinç --
124
453000
5000
Birden farkedersiniz ki, çok değer verdiğimiz ve
07:56
whichhangi we valuedeğer and we considerdüşünmek
125
458000
4000
doğa üzerindeki başarımızı taçlandıran
08:00
the crowningtaçlandıran achievementbaşarı of naturedoğa,
126
462000
2000
bilinç, yani insan bilinci
08:02
humaninsan consciousnessbilinç -- is really just anotherbir diğeri setset of toolsaraçlar for gettingalma alonguzun bir in the worldDünya.
127
464000
5000
dünyayı anlayabilmek için kullandığımız araçlardan biridir.
08:07
And it's kindtür of naturaldoğal that we would think it was the besten iyi toolaraç.
128
469000
4000
Ve aslında doğal olarak bilincimizin bu iş en iyi araç olduğunu düşünüyoruz.
08:11
But, you know, there's a comediankomedyen who said,
129
473000
2000
Ama, biliyorsunuz, bir komedyenin şöyle bir sözü var:
08:13
"Well, who'skim tellingsöylüyorum me that consciousnessbilinç is so good and so importantönemli?
130
475000
4000
"Kim bana bilincimizin çok iyi ve çok önemli bir şey olduğunu söyler?
08:17
Well, consciousnessbilinç."
131
479000
2000
Bilincimiz."
08:19
So when you look at the plantsbitkiler, you realizegerçekleştirmek that there are other toolsaraçlar
132
481000
4000
Bu yüzden bitkilere baktığınızda, farkedersiniz ki onlar başka tip araçardır,
08:23
and they're just as interestingilginç.
133
485000
2000
ve yine o kadar ilginçtirler.
08:25
I'll give you two examplesörnekler, alsoAyrıca from the gardenBahçe:
134
487000
4000
Size iki örnek vereyim, yine bahçeden.
08:29
limaLima beansfasulye. You know what a limaLima beanfasulye does when it's attackedsaldırıya by spiderörümcek mitesakarlar?
135
491000
5000
Lima fasülyeleri. Örümcek maytları tarafından saldırılırsa lima fasülyesinin ne yaptığını bilir misiniz?
08:34
It releasesbültenleri this volatileuçucu chemicalkimyasal that goesgider out into the worldDünya
136
496000
3000
Dünyamıza uçucu bir kimyasal salgılar
08:37
and summonscelp anotherbir diğeri speciesTürler of miteakar
137
499000
3000
ve başka bir mayt türünü oraya çağırır
08:40
that comesgeliyor in and attackssaldırılar the spiderörümcek miteakar, defendingsavunmak the limaLima beanfasulye.
138
502000
4000
bu da gelir ve örümcek maytlarına saldırır, ve lima fasülyesini korur.
08:44
So what plantsbitkiler have -- while we have consciousnessbilinç, toolaraç makingyapma, languagedil,
139
506000
6000
Yani, bizim bilince, araç yapımına, dile sahip olduğumuz gibi
08:50
they have biochemistrybiokimya.
140
512000
2000
bitkilerin de biyokimyası vardır.
08:52
And they have perfectedmükemmel that to a degreederece faruzak beyondötesinde what we can imaginehayal etmek.
141
514000
5000
Ve bu yetilerini bizim hayal edebileceğimizden daha öteye götürürler.
08:57
TheirOnların complexitykarmaşa, theironların sophisticationyapmacıklık, is something to really marvelmucize at,
142
519000
5000
Ve onların karmaşıklığı, gelişmişliği gerçekten mucize gibi görülebilecek şeylerdir.
09:02
and I think it's really the scandalskandal of the Humanİnsan GenomeGenom ProjectProje.
143
524000
2000
Ve bence bu İnsan Genom Projesi'nde gerçekten bir skandal.
09:04
You know, we wentgitti into it thinkingdüşünme, 40,000 or 50,000 humaninsan genesgenler
144
526000
5000
Malum, 40 veya 50.000 insan genine sahip olduğumuzu düşünüyorduk.
09:09
and we camegeldi out with only 23,000.
145
531000
4000
Ve sadece 23.000 olduğunu anladık.
09:13
Just to give you groundszeminler for comparisonkarşılaştırma, ricepirinç: 35,000 genesgenler.
146
535000
8000
Size kıyaslama yapmak için örnek vereyim, pirinç: 35.000 gen.
09:21
So who'skim the more sophisticatedsofistike speciesTürler?
147
543000
3000
Yani, kim daha gelişmiş şimdi?
09:24
Well, we're all equallyaynı derecede sophisticatedsofistike.
148
546000
1000
Eşit derecede gelişmişiz.
09:25
We'veBiz ettik been evolvinggelişen just as long,
149
547000
3000
Evrimleşegeldik -- beraberce,
09:28
just alonguzun bir differentfarklı pathsyolları.
150
550000
2000
farklı yollardan.
09:31
So, cureÇare for self-importancekendi önemlilik, way to sortçeşit of make us feel the DarwinianDarwinci ideaFikir.
151
553000
8000
O yüzden bu kendini önemli sayma hastalığına çare, Darwinist fikri anlayabilmenin yolu.
09:39
And that's really what I do as a writeryazar, as a storytellermasalcı,
152
561000
3000
Ve bu gerçekten benim bir yazar ve hikaye anlatıcısı olarak yapmaya çalıştığım şey,
09:42
is try to make people feel what we know and tell storieshikayeleri that actuallyaslında
153
564000
7000
yani insanları bildikleri şeyleri göstermek ve onlara meseleleri ekolojik açıdan da
09:49
help us think ecologicallyekolojik olarak.
154
571000
1000
düşünebilemeleri için hikayeler anlatmak.
09:50
Now, the other use of this is practicalpratik.
155
572000
2000
Şimdi, bunun diğer bir faydası daha pratik.
09:52
And I'm going to take you to a farmÇiftlik right now,
156
574000
2000
Ve şundan bahsedeceğim -- sizi şimdi bir çiftliğe götüreceğim.
09:54
because I used this ideaFikir to developgeliştirmek my understandinganlayış of the foodGıda systemsistem
157
576000
4000
Çünkü bunu gıda sistemi konusunda kendi kavrayışımı geliştirmek için ben de kullandım
09:58
and what I learnedbilgili, in factgerçek, is that we are all, now, beingolmak manipulatedmanipüle by cornMısır.
158
580000
5000
ve öğrendiğim şey, aslında, biz mısır tarafından manipule edilen canlılarız.
10:03
And the talk you heardduymuş about ethanoletanol earlierdaha erken todaybugün,
159
585000
5000
Ve etanol hakkında dinlediğiniz önceki konuşma,
10:08
to me, is the finalnihai triumphzafer of cornMısır over good senseduyu. (LaughterKahkaha) (ApplauseAlkış)
160
590000
5000
bana göre, mısırın son zaferidir.
10:13
It is partBölüm of corn'sMısır'ın schemedüzen for worldDünya dominationegemenlik.
161
595000
8000
Bu -- (alkışlar) mısırın dünyayı ele geçirme planlarının bir parçası.
10:21
(LaughterKahkaha)
162
603000
1000
(Gülüşmeler)
10:22
And you will see, the amounttutar of cornMısır plantedekili this yearyıl will be up dramaticallydramatik from last yearyıl
163
604000
4000
Ve göreceksiniz ki bu sene ekilen mısır geçen senekine göre çarpıcı bir şekilde artacak,
10:26
and there will be that much more habitatyetişme ortamı
164
608000
2000
ve daha fazla habitatları olacak,
10:28
because we'vebiz ettik decidedkarar ethanoletanol is going to help us.
165
610000
2000
çünkü ethanol'un bize yardımcı olacağına karar verdik.
10:30
So it helpedyardım etti me understandanlama industrialSanayi agriculturetarım,
166
612000
4000
Böylelikle, endüstriyel tarımı anlamam kolaylaştı,
10:34
whichhangi of coursekurs is a CartesianKartezyen systemsistem.
167
616000
2000
elbette bu da bir Kartezyen sistemdir.
10:36
It's basedmerkezli on this ideaFikir that we bendviraj other speciesTürler to our will
168
618000
3000
Şu fikre dayanarak, canlıları kendi isteklerimize göre bize bağlı kılabiliyoruz,
10:39
and that we are in chargeşarj etmek, and that we createyaratmak these factoriesfabrikalar
169
621000
3000
ve onları yönetip, bu fabrikaları açıyoruz,
10:42
and we have these technologicalteknolojik inputsgirişler and we get the foodGıda out of it
170
624000
3000
ve oradan gıda veya yakıt veya ne istersek elde edebilmek için
10:45
or the fuelyakıt or whateverher neyse we want.
171
627000
2000
teknolojik girdilerimizi de kullanıyoruz.
10:48
Let me take you to a very differentfarklı kindtür of farmÇiftlik.
172
630000
2000
Sizi çok farklı bir çiftliğe götürmeme izin verin.
10:50
This is a farmÇiftlik in the ShenandoahShenandoah ValleyVadi of VirginiaVirginia.
173
632000
3000
Bu çiftlik, Virginia'nın Shenandoah Vadisi'nde .
10:53
I wentgitti looking for a farmÇiftlik where these ideasfikirler
174
635000
3000
Dünyaya başka canlıların gözünden bakma fikrini daha iyi incelemek için
10:56
about looking at things from the species'türün pointpuan of viewgörünüm are actuallyaslında implementeduygulanan,
175
638000
4000
bir çiftliğe gitmiştim.
11:00
and I foundbulunan it in a man. The farmer'sçiftçi nameisim is JoelJoel SalatinSalat.
176
642000
2000
Ve bunu başka bir adamda daha gördüm, çiftçinin adı Joel Salatin,
11:02
And I spentharcanmış a weekhafta as an apprenticeçırak on his farmÇiftlik,
177
644000
3000
ve o çiftlikte bir hafta kadar çırak olarak kaldım.
11:05
and I tookaldı away from this some of the mostçoğu hopefulumutlu newshaber about our relationshipilişki to naturedoğa
178
647000
6000
Ve doğayla ilişkimiz üzerine en umutlu haberlerden birini almış olarak döndüm.
11:11
that I've ever come acrosskarşısında in 25 yearsyıl of writingyazı about naturedoğa.
179
653000
3000
Bu, bu son 25 yıl içinde doğa üzerine yazdıklarımdan çok farklı bir şeydi.
11:14
And that is this:
180
656000
1000
Ve işte bu.
11:15
the farmÇiftlik is calleddenilen PolyfacePolyface, whichhangi meansanlamına geliyor ...
181
657000
3000
Çiftliğin adı Polyface (çok yüzlü). Aslında şu demek oluyor --
11:18
the ideaFikir is he's got sixaltı differentfarklı speciesTürler of animalshayvanlar, as well as some plantsbitkiler,
182
660000
4000
Adamın yetiştirdiği bitkilerden başka altı cins hayvanı var.
11:22
growingbüyüyen in this very elaborateayrıntılı symbioticsimbiyotik arrangementdüzenleme.
183
664000
3000
hepsi beraberce ortak yaşama uygun, simbiyotik, bir ortamda büyüyorlar.
11:25
It's permaculturepermakültür, those of you who know a little bitbit about this,
184
667000
2000
Buna permakültür deniyor, bazılarınız bunun hakkında bilgi sahibi olabilirsiniz,
11:27
suchböyle that the cowsinekler and the pigsdomuzlar and the sheepkoyun and the turkeysTürkiye'nin and the ...
185
669000
8000
şöyle ki inekler, domuzlar, koyunlar ve hindiler ve -- ve --
11:35
what elsebaşka does he have?
186
677000
2000
başka, başka neyi vardı?
11:37
All the sixaltı differentfarklı speciesTürler -- rabbitstavşan, actuallyaslında --
187
679000
2000
Hepsi altı tane farklı canlı türü -- tavşanlar --
11:39
are all performingicra ecologicalekolojik servicesHizmetler for one anotherbir diğeri,
188
681000
3000
hepsi birbirlerine ekolojik hizmetler sunuyorlar,
11:42
suchböyle that the manuregübre of one is the lunchöğle yemeği for the other
189
684000
3000
öyle ki, birinin gübresi diğerinin öğle yemeği olabiliyor
11:45
and they take carebakım of pestszararlıları for one anotherbir diğeri.
190
687000
2000
ve birbirlerinin böceklenmemesini sağlıyorlar.
11:47
It's a very elaborateayrıntılı and beautifulgüzel dancedans,
191
689000
3000
Ve inanılmaz -- çok özenli ve güzel bir dans gibi
11:50
but I'm going to just give you a close-upkapatmak on one pieceparça of it,
192
692000
3000
ama size detaylandırarak sadece bir parçasını sunacağım.
11:53
and that is the relationshipilişki betweenarasında his cattlesığırlar and his chickenstavuklar, his layingdöşeme hensTavuklar.
193
695000
6000
Bu bahsedeceğim, sığır ve yumurtlayan tavuklar arasındaki ilişki üzerine.
11:59
And I'll showgöstermek you, if you take this approachyaklaşım, what you get, OK?
194
701000
5000
Size bu yaklaşımı kullanırsanız ne kazanacığınızı göstereceğim, tamam mı?
12:04
And this is a lot more than growingbüyüyen foodGıda, as you'llEğer olacak see;
195
706000
2000
Ve bu yiyecek yetiştirmekten daha fazla, göreceksiniz.
12:06
this is a differentfarklı way to think about naturedoğa
196
708000
2000
Doğa üzerine düşünmenin başka bir yolu bu,
12:08
and a way to get away from the zero-sumsıfır toplamı notionkavram,
197
710000
4000
ve de sıfır-toplamı ilkesinden kurtulmanın bir yolu --
12:12
the CartesianKartezyen ideaFikir that eitherya nature'sdoğanın winningkazanan or we're winningkazanan,
198
714000
3000
Kartezyen düşünce ya doğanın ya da bizim kazanan olacağını söyler
12:15
and that for us to get what we want, naturedoğa is diminishedazaltılmış.
199
717000
3000
ve bizim istediğimizi elde edebilmemiz için, doğa yok olur.
12:19
So, one day, cattlesığırlar in a pendolma kalem.
200
721000
2000
Bir gün, sığır ağıldayken.
12:21
The only technologyteknoloji involvedilgili here is this cheapucuz electricelektrik fencingEskrim:
201
723000
3000
Eldeki tek teknoloji ise ucuz elektrik çitleme,
12:24
relativelyNispeten newyeni, hookedbağlanmış to a cararaba batterypil;
202
726000
2000
görece yeni bir araba aküsüne bağlanıyor.
12:26
even I could carrytaşımak a quarter-acreçeyrek acre paddockpadok, setset it up in 15 minutesdakika.
203
728000
4000
Ben bile bir dönümlük çayırı 15 dakikada çevirebilirim.
12:30
Cowsİnekler grazeotlatmak one day. They movehareket, OK?
204
732000
4000
İnekler bir gün otluyor. Sonra götürülüyorlar, tamam mı?
12:34
They grazeotlatmak everything down, intensiveyoğun grazingotlatma.
205
736000
2000
O gün her şeyi yiyorlar - yoğun bir şekilde otluyorlar.
12:36
He waitsbekler threeüç daysgünler,
206
738000
2000
Joel üç gün bekliyor.
12:38
and then we towedçekili in something calleddenilen the EggmobileEggmobile.
207
740000
3000
Ve sonra yumurtamobil denen şeyi ağıla çekiyoruz.
12:41
The EggmobileEggmobile is a very ricketyçürük contraptionmekanizma --
208
743000
3000
Bu yumurtamobil denen şey döküntü bir araç.
12:44
it looksgörünüyor like a prairieçayır schoonerbira bardağı madeyapılmış out of boardspanoları --
209
746000
3000
tahtadan yapılmış bir bozkır yelkenlisi gibi,
12:47
but it housesevler 350 chickenstavuklar.
210
749000
2000
ama 350 tavuğa ev sahipliği yapabiliyor.
12:49
He towsrömorkörler this into the paddockpadok threeüç daysgünler latersonra and opensaçılan the gangplankiskeleden,
211
751000
6000
Joel bunu ağılın içine üç gün sonra çekiyor ve iskeleyi indiriyor,
12:55
turnsdönüşler them down, and 350 hensTavuklar come streamingyayın Akışı down the gangplankiskeleden --
212
757000
4000
ters çevirip 350 tavuğu gıdaklamalar içinde
12:59
cluckingHadi, gossipingdedikodu as chickenstavuklar will --
213
761000
2000
iskeleden aşağıya yuvarlıyor.
13:01
and they make a beelineBeeline for the cowinek pattiesköftesi.
214
763000
4000
Ve bunlar inek dışkıları içinden kendilerine yollar yapıyorlar.
13:06
And what they're doing is very interestingilginç:
215
768000
2000
ve yaptıkları şey çok ilginçti.
13:08
they're diggingkazma throughvasitasiyla the cowinek pattiesköftesi
216
770000
2000
Kurtçukları ve sinek larvaları bulmak için
13:10
for the maggotskurtçuklar, the grubslarvalar, the larvaelarva of fliessinekler.
217
772000
4000
İnek dışkılarını didikliyor.
13:14
And the reasonneden he's waitedbekledi threeüç daysgünler
218
776000
2000
Ve üç gün beklenmesinin nedeni ise
13:16
is because he knowsbilir that on the fourthdördüncü day or the fifthbeşinci day, those larvaelarva will hatchkapağı
219
778000
5000
Joel biliyor ki dördüncü veya beşinci gün o larvalar çatlıcak,
13:21
and he'llo olacak have a hugeKocaman flyuçmak problemsorun.
220
783000
2000
ve dev bir sinek sorunu oluşacak.
13:23
But he waitsbekler that long to growbüyümek them as bigbüyük and juicySulu and tastylezzetli as he can
221
785000
6000
Ama Joel larvaları büyük, sulu ve lezzetli haline gelene kadar bekletiyor
13:29
because they are the chickens'tavuk favoritesevdiğim formform of proteinprotein.
222
791000
3000
çünkü bunlar tavukların favori protein kaynağı aynı zamanda.
13:32
So the chickenstavuklar do theironların kindtür of little breakdancebreakdance
223
794000
2000
Derken tavuklar breakdansa başlıyorlar,
13:34
and they're pushingitme around the manuregübre to get at the grubslarvalar,
224
796000
4000
ve larvaları almak için dışkının etrafında tepinmeye başlıyorlar,
13:38
and in the processsüreç they're spreadingyayma the manuregübre out.
225
800000
3000
ve bu süreç boyunca, dışkıyı dağıtıyorlar.
13:41
Very usefulişe yarar secondikinci ecosystemekosistem servicehizmet.
226
803000
4000
Çok faydalı. İkinci ekosistem hizmeti.
13:45
And thirdüçüncü, while they're in this paddockpadok
227
807000
3000
Ve üçüncüsü, onlar ağıldalarken,
13:48
they are, of coursekurs, defecatingSözgelimi madlydelice
228
810000
3000
elbette ki, fena halde dışkılıyorlardı
13:51
and theironların very nitrogenousazotlu manuregübre is fertilizinggübreleme this fieldalan.
229
813000
6000
ve onların nitrojenli dışkıları araziyi gübreliyordu.
13:57
They then movehareket out to the nextSonraki one,
230
819000
2000
Sonra bir sonraki ağıla geçiyorlar,
13:59
and in the coursekurs of just a fewaz weekshaftalar, the grassçimen just entersgirer this blazeBlaze of growthbüyüme.
231
821000
8000
ve sadece bir kaç hafta içinde çimenler büyümeye başlıyordu.
14:07
And withiniçinde fourdört or fivebeş weekshaftalar, he can do it again.
232
829000
2000
Ve dört veya beş hafta içinde, bu tekrar yapılabiliyor.
14:09
He can grazeotlatmak again, he can cutkesim, he can bringgetirmek in anotherbir diğeri speciesTürler,
233
831000
3000
İster tekrar otlatabilir, ister keser, isterse de başka canlıları getirebilir,
14:12
like the lambsKuzuların Sessizliği, or he can make haysaman for the winterkış.
234
834000
5000
mesela koyunları, veya kış için saman yapabilir.
14:17
Now, I want you to just look really closekapat up ontoüstüne what's happenedolmuş there.
235
839000
4000
Şimdi, buraya daha yakından bakmanızı istiyorum.
14:21
So, it's a very productiveüretken systemsistem.
236
843000
1000
Bu çok üretken bir sistem.
14:22
And what I need to tell you is that on 100 acresdönüm
237
844000
2000
Ve size söylemem gereken şu ki 400 dönüm araziden
14:24
he getsalır 40,000 poundspound of beefsığır eti; 30,000 poundspound of porkdomuz eti; 25,000 dozendüzine eggsyumurta;
238
846000
5000
18 ton sığır eti, 13 ton domuz eti, 25.000 düzine yumurta,
14:29
20,000 broilersyumurtlayanlar; 1,000 turkeysTürkiye'nin; 1,000 rabbitstavşan --
239
851000
3000
20.000 piliç, 1.000 hindi, 1.000 tavşan --
14:32
an immenseengin amounttutar of foodGıda.
240
854000
2000
kocaman miktarda gıda.
14:34
You know, you hearduymak, "Can organicorganik feedbesleme the worldDünya?"
241
856000
2000
Malum, "organik dünyayı doyurabilir mi?" diye duyarız
14:36
Well, look how much foodGıda you can produceüretmek on 100 acresdönüm if you do this kindtür of ...
242
858000
5000
Eğer bu şekilde yaparsanız, bakın 400 dönümden ne kadar gıda çıkarılabiliyor --
14:41
again, give eachher speciesTürler what it wants,
243
863000
3000
tekrar ediyorum, her canlıya istediğini verin.
14:44
let it realizegerçekleştirmek its desiresarzuları, its physiologicalfizyolojik distinctivenessaçıklık.
244
866000
4000
İsteklerini gerçekleştirmesini sağlayın, onun fizyolojik özgünlüğünü.
14:48
Put that in playoyun.
245
870000
2000
Bunu sahneye koyun.
14:50
But look at it from the pointpuan of viewgörünüm of the grassçimen, now.
246
872000
3000
Fakat buna çimenlerin gözünden bakın şimdi.
14:53
What happensolur to the grassçimen when you do this?
247
875000
2000
Bunu yaptığınızda çimenlere ne oluyor?
14:55
When a ruminantGevişgetirenler grazesgrazes grassçimen, the grassçimen is cutkesim from this heightyükseklik to this heightyükseklik,
248
877000
6000
Ne zaman bir geviş getiren hayvan çimende otlasa, çimler bu boydan bu boya düşer.
15:01
and it immediatelyhemen does something very interestingilginç.
249
883000
2000
Ve birden çok ilginç bir şey oluverir.
15:03
Any one of you who gardensbahçeleri knowsbilir that there is something calleddenilen the root-shootkök-vur ratiooranı,
250
885000
4000
Bahçecilikle uğraşanlarınızın bilebileceği gibi kök-gövde oranı diye bir şey vardır.
15:07
and plantsbitkiler need to keep the rootkök masskitle
251
889000
4000
Ve bitkiler kök ağırlığını yaprak ağırlıkları ile
15:11
in some roughkaba balancedenge with the leafYaprak masskitle to be happymutlu.
252
893000
3000
kabaca bir dengede tutarlar.
15:14
So when they losekaybetmek a lot of leafYaprak masskitle, they sheddöken rootskökleri;
253
896000
4000
Böylece çok yaprak kaybettiklerinde, köklerini bırakırlar.
15:18
they kindtür of cauterizedağlamak them and the rootskökleri dieölmek.
254
900000
3000
Bir çeşit dağlama yaparlar ve kökler ölür.
15:21
And the speciesTürler in the soiltoprak go to work
255
903000
3000
Ve topraktaki canlılar çalışmaya başlar,
15:24
basicallytemel olarak chewingçiğneme throughvasitasiyla those rootskökleri, decomposingçürüyen them --
256
906000
4000
esasında bu kökleri çiğnerler ve onları ayrıştırırlar --
15:28
the earthwormssolucan, the fungimantar, the bacteriabakteriler -- and the resultsonuç is newyeni soiltoprak.
257
910000
6000
solucan, mantar ve bakteriler -- sonuç yeni topraktır.
15:34
This is how soiltoprak is createdoluşturulan.
258
916000
3000
Böylece toprak yaratılmış olur.
15:37
It's createdoluşturulan from the bottomalt up.
259
919000
1000
Aşağıdan yukarıya yaratılır.
15:38
This is how the prairiesprairies were builtinşa edilmiş,
260
920000
2000
bozkırlar böyle oluşur,
15:40
the relationshipilişki betweenarasında bisonbizon and grassesotlar.
261
922000
2000
bizonlar ve çimler arasındaki ilişki.
15:43
And what I realizedgerçekleştirilen when I understoodanladım this --
262
925000
3000
Ve farkettiğimde, bunu anladığımda --
15:46
and if you asksormak JoelJoel SalatinSalat what he is, he'llo olacak tell you he's not a chickentavuk farmerçiftçi,
263
928000
4000
ve Joel Salatin'e onun neci olduğunu sorarsanız, size bir tavuk çiftçisi olmadığını söyleyecektir,
15:50
he's not a sheepkoyun farmerçiftçi, he's not a cattlesığırlar rancherçiftlik sahibi; he's a grassçimen farmerçiftçi,
264
932000
5000
koyun çiftçisi de değildir, sığır bakıcısı da, o bir çimen çiftçisidir,
15:55
because grassçimen is really the keystonekilit taşı speciesTürler of suchböyle a systemsistem --
265
937000
4000
çünkü çim böyle bir sistemde kilit canlı türüdür--
15:59
is that, if you think about it, this completelytamamen contradictsçelişmektedir the tragictrajik ideaFikir of naturedoğa we holdambar in our headskafalar,
266
941000
9000
bu bizim kafamızdaki doğa tasavvuruyla çelişir.
16:08
whichhangi is that for us to get what we want, naturedoğa is diminishedazaltılmış.
267
950000
6000
bu da istediğimizi elde edebilmemiz için doğanın yok olması demektir.
16:14
More for us, lessaz for naturedoğa.
268
956000
2000
Bizim için daha çok, doğa için daha az.
16:16
Here, all this foodGıda comesgeliyor off this farmÇiftlik, and at the endson of the seasonsezon
269
958000
5000
Burada, tüm gıdalar bu çiftlikten geliyor, ve sezon sonunda
16:21
there is actuallyaslında more soiltoprak, more fertilitydoğurganlık and more biodiversitybiyolojik çeşitlilik.
270
963000
6000
aslında daha fazla toprak, bereket ve biyoçeşitlilik oluşur.
16:28
It's a remarkablyoldukça hopefulumutlu thing to do.
271
970000
3000
Bu yapılabilecek son derece umutlu bir şey.
16:31
There are a lot of farmersçiftçiler doing this todaybugün.
272
973000
2000
Bugün bunu yapabilen bir çok çiftçi var.
16:33
This is well beyondötesinde organicorganik agriculturetarım,
273
975000
3000
Bu organik tarımın epey ötesinde bir şey,
16:36
whichhangi is still a CartesianKartezyen systemsistem, more or lessaz.
274
978000
3000
ki hala aşağı yukarı Kartezyen sistem içinde sayılır.
16:39
And what it tellsanlatır you is that if you beginbaşla to take accounthesap of other speciesTürler,
275
981000
6000
Ve size anlatmaya çalıştığı şey şudur ki, eğer diğer canlıları da
16:45
take accounthesap of the soiltoprak, that even with nothing more than this perspectivalperspectival ideaFikir
276
987000
7000
toprağı da dikkate alırsanız, ki bu perspektiften ötesi gerekli değil,
16:52
-- because there is no technologyteknoloji involvedilgili here exceptdışında for those fencesçitler,
277
994000
4000
-- çünkü burada o çitler haricinde bir teknoloji yok,
16:56
whichhangi are so cheapucuz they could be all over AfricaAfrika in no time --
278
998000
5000
malum, çok ucuz bir şey, ve kısa bir sürede Afrika'nın her yanında bundan kurulabilir --
17:01
that we can take the foodGıda we need from the EarthDünya
279
1003000
4000
ve böylece, dünyadan ihtiyacımız kadar gıdayı temin edebiliriz,
17:05
and actuallyaslında healiyileşmek the EarthDünya in the processsüreç.
280
1007000
4000
ve aslında dünyamızı bu süreçte iyileştirebiliriz.
17:10
This is a way to reanimatecanlandırmak the worldDünya,
281
1012000
2000
Bu dünyayı yeniden canlandırmak için bir yol.
17:12
and that's what's so excitingheyecan verici about this perspectiveperspektif.
282
1014000
2000
İşte bu bakış açısından çok heyecan verici olan da budur.
17:14
When we really beginbaşla to feel Darwin'sDarwin'in insightsanlayışlar in our boneskemikler,
283
1016000
4000
Darwin'in sezgilerini kemiklerimizde hissetmeye başladığımızda,
17:18
the things we can do with nothing more than these ideasfikirler
284
1020000
5000
bu basit fikirlerden daha ötesi olmayan bu şeyler
17:23
are something to be very hopefulumutlu about.
285
1025000
2000
çok umut vaad eden şeyler olurlar.
17:25
Thank you very much.
286
1027000
1000
Çok teşekkür ederim.
Translated by Bulut Aslan
Reviewed by Sancak Gülgen

▲Back to top

ABOUT THE SPEAKER
Michael Pollan - Environmental writer
Michael Pollan is the author of The Omnivore’s Dilemma, in which he explains how our food not only affects our health but has far-reaching political, economic, and environmental implications. His new book is In Defense of Food.

Why you should listen

Few writers approach their subjects with the rigor, passion and perspective that's typical of Michael Pollan. Whereas most humans think we are Darwin's most accomplished species, Pollan convincingly argues that plants — even our own front lawns — have evolved to use us as much as we use them.

The author and New York Times Magazine contributor is, as Newsweek asserts, “an uncommonly graceful explainer of natural science,” for his investigative stories about food, agriculture, and the environment. His most recent book, The Omnivore's Dilemma, was named one of the top ten nonfiction titles of 2006.

As the director of the Knight Program in Science and Environmental Journalism at UC Berkeley, Pollan is cultivating the next generation of green reporters.

More profile about the speaker
Michael Pollan | Speaker | TED.com