TED2014
Aziz Abu Sarah: For more tolerance, we need more ... tourism?
Aziz Abu Sarah: Daha fazla hoşgörü için ihitiyacımız olan daha fazla ... turizm mi?
Filmed:
Readability: 3.8
1,494,756 views
Aziz Abu Sarah, barışı sağlamak için sıradışı bir yaklaşımı olan Filistinli bir aktivist: Turist olmak.TED Dostları farklı kültürlerdeki insanların birbirleriyle olan basit etkileşimlerinin onlarca yıllık nefreti nasıl sarsabileceğini gösteriyor.Filistinlilerin İsrail'i ziyaretiyle başlıyor ve ötesine geçiyor...
Aziz Abu Sarah - Entrepreneur + educator
Aziz Abu Sarah helps people break down cultural and historical barriers through tourism. Full bio
Aziz Abu Sarah helps people break down cultural and historical barriers through tourism. Full bio
Double-click the English transcript below to play the video.
00:12
I'm a tourism entrepreneur
and a peacebuilder,
and a peacebuilder,
0
810
3158
Ben turizm alanında bir
girişimciyim ve arabulucuyum,
girişimciyim ve arabulucuyum,
00:15
but this is not how I started.
1
3968
2856
fakat bu şekilde başlamadım.
00:18
When I was seven years old,
I remember watching television
I remember watching television
2
6824
3065
7 yaşımdayken, televizyon izlediğimi,
00:21
and seeing people throwing rocks,
3
9889
2577
insanların taş fırlattığını gördüğümü ve bunun
00:24
and thinking, this must be
a fun thing to do.
a fun thing to do.
4
12466
3390
eğlenceli bir şey olduğunu düşündüğümü hatırlıyorum.
00:27
So I got out to the street
and threw rocks,
and threw rocks,
5
15856
2345
Böylece sokağa çıktım ve taş fırlatmaya başladım,
00:30
not realizing I was supposed
to throw rocks at Israeli cars.
to throw rocks at Israeli cars.
6
18201
4481
taşları İsraillilerin arabalarına
fırlatmam gerektiğinin farkında olmadan.
fırlatmam gerektiğinin farkında olmadan.
00:34
Instead, I ended up stoning
my neighbors' cars. (Laughter)
my neighbors' cars. (Laughter)
7
22682
4226
Bunun yerine ben de komşumuzun
arabasını taşlamıştım. (Gülüşmeler)
arabasını taşlamıştım. (Gülüşmeler)
00:38
They were not enthusiastic
about my patriotism.
about my patriotism.
8
26908
3902
Onlar benim vatanseverliğim konusunda hevesli değillerdi.
00:42
This is my picture with my brother.
9
30810
2094
Bu benim kardeşimle birlikte çekilmiş bir fotoğrafım.
00:44
This is me, the little one,
and I know what you're thinking:
and I know what you're thinking:
10
32904
2835
Bu benim, küçük olan
ve şunu düşündüğünüzü biliyorum:
ve şunu düşündüğünüzü biliyorum:
00:47
"You used to look cute,
what the heck happened to you?"
what the heck happened to you?"
11
35739
2941
"Çok şirin görünüyormuşsun, sana ne olmuş böyle?"
00:50
But my brother, who is older than me,
12
38680
1951
Benden büyük olan erkek kardeşim,
00:52
was arrested when he was 18,
13
40631
2414
18 yaşındayken tutuklandı ve
00:55
taken to prison on charges
of throwing stones.
of throwing stones.
14
43045
2949
taş atma suçlamasıyla hapse atıldı.
00:57
He was beaten up when he refused
to confess that he threw stones,
to confess that he threw stones,
15
45994
3576
Taş attığını itiraf etmeyi reddettiği için dövüldü
01:01
and as a result, had internal injuries
16
49570
2601
ve nihayetinde, hapishaneden salıverildiğinde
01:04
that caused his death soon after
he was released from prison.
he was released from prison.
17
52171
4643
ölümüne sebep olan
bir takım iç yaralanmaları vardı.
bir takım iç yaralanmaları vardı.
01:08
I was angry, I was bitter,
18
56814
3646
Kızgındım, üzgündüm
01:12
and all I wanted was revenge.
19
60460
3692
ve tüm istediğim şey intikamdı.
01:16
But that changed when I was 18.
20
64152
2507
Fakat 18 yaşıma geldiğimde bu değişti.
01:18
I decided that I needed
Hebrew to get a job,
Hebrew to get a job,
21
66659
3437
İşe girmek için İbranice öğrenmem
gerektiğine karar verdim.
gerektiğine karar verdim.
01:22
and going to study Hebrew
in that classroom
in that classroom
22
70096
2507
Bir sınıfa kaydoldum
ve İbranice öğrenmeye başladım.
ve İbranice öğrenmeye başladım.
01:24
was the first time I ever met Jews
who were not soldiers.
who were not soldiers.
23
72603
5434
O sınıfta asker olmayan
bir Yahudi ile ilk defa karşılaştım.
bir Yahudi ile ilk defa karşılaştım.
01:30
And we connected over really small things,
like the fact that I love country music,
like the fact that I love country music,
24
78037
4882
Üstelik, Filistinliler için yabancı olan
ve benim sevdiğim bir müzik türü olan folk müzik
gibi bir takım küçük şeylerle iletişim kurduk.
gibi bir takım küçük şeylerle iletişim kurduk.
01:34
which is really strange
for Palestinians.
for Palestinians.
25
82919
3727
01:38
But it was then that I realized also
that we have a wall of anger,
that we have a wall of anger,
26
86646
4660
Ancak, bizi birbirimizden ayrı düşüren
01:43
of hatred and of ignorance
that separates us.
that separates us.
27
91306
5613
öfke, nefret ve cahillik gibi
duvarların olduğunu ilk defa farkettim.
duvarların olduğunu ilk defa farkettim.
01:48
I decided that it doesn't matter
what happens to me.
what happens to me.
28
96919
4499
Artık bana ne olduğunun çok da
fark etmediğine karar verdim.
fark etmediğine karar verdim.
01:53
What really matters is how I deal with it.
29
101418
2693
Asıl önemli olan onunla nasıl başa çıktığımdı.
01:56
And therefore, I decided
to dedicate my life
to dedicate my life
30
104111
3344
Böylece, hayatımı insanları birbirinden ayıran
01:59
to bringing down the walls
that separate people.
that separate people.
31
107455
4388
bu duvarları yıkmaya adadım.
02:03
I do so through many ways.
32
111843
2020
Bunu da birçok yoldan yaptım.
02:05
Tourism is one of them,
but also media and education,
but also media and education,
33
113863
3100
Turizm bunlardan sadece bir tanesi,
bunun yanı sıra medya ve eğitim de var.
bunun yanı sıra medya ve eğitim de var.
02:08
and you might be wondering,
really, can tourism change things?
really, can tourism change things?
34
116963
3694
Merak ediyor olabilirsiniz, turizm
gerçekten bir şeyleri değiştirebilir mi?
gerçekten bir şeyleri değiştirebilir mi?
02:12
Can it bring down walls? Yes.
35
120657
1710
O duvarları yıkabilir mi? Evet.
02:14
Tourism is the best sustainable way
to bring down those walls
to bring down those walls
36
122367
4720
Turizm o duvarları yıkmak
ve insanların birbiri ile iletişimini sağlayabilmek
02:19
and to create a sustainable way
of connecting with each other
of connecting with each other
37
127087
4385
ve arkadaşlıkları oluşturmak için
en iyi sürdürülebilir yöntem.
en iyi sürdürülebilir yöntem.
02:23
and creating friendships.
38
131472
2554
2009 yılında, iki yahudi arkadaşla birlikte
02:26
In 2009, I cofounded Mejdi Tours,
39
134026
3785
insanları birbiri ile iletişime geçirebilmek amacıyla
02:29
a social enterprise that
aims to connect people,
aims to connect people,
40
137811
3460
bir sosyal girişimcilik olarak, Mejdi Tours'u kurdum.
02:33
with two Jewish friends, by the way,
41
141271
2461
Yapacağımız şey, uygulayacağımız model ise,
02:35
and what we'll do, the model we did,
42
143732
2299
örneğin, Kudüs'de iki tane tur rehberimiz olacak,
02:38
for example, in Jerusalem,
we would have two tour guides,
we would have two tour guides,
43
146031
3506
bir İsrailli ve bir Filistinli gezilere
birlikte rehberlik edecekler,
birlikte rehberlik edecekler,
02:41
one Israeli and one Palestinian,
guiding the trips together,
guiding the trips together,
44
149537
3459
tamamen farklı açılardan tarihi, hikayeleri
02:44
telling history and narrative
and archaeology and conflict
and archaeology and conflict
45
152996
3205
ve arkeolojiyi ve çatışmaları anlatacaklardı.
02:48
from totally different perspectives.
46
156201
2972
02:51
I remember running a trip together
with a friend named Kobi --
with a friend named Kobi --
47
159173
3358
Kobi adından bir arkadaşımla birlikte
bir geziyi idare ettiğimizi hatırlıyorum.
bir geziyi idare ettiğimizi hatırlıyorum.
Chicago'dan gelen bir yahudi
topluluğu idi ve gezi Kudüs'te idi.
topluluğu idi ve gezi Kudüs'te idi.
02:54
Jewish congregation from Chicago,
the trip was in Jerusalem --
the trip was in Jerusalem --
48
162531
3024
Onları bir mülteci kampına götürdük,
Filistintililerin yaşadığı bir mülteci kampına
Filistintililerin yaşadığı bir mülteci kampına
02:57
and we took them to a refugee camp,
a Palestinian refugee camp,
a Palestinian refugee camp,
49
165555
3162
03:00
and there we had this amazing food.
50
168717
2100
ve orada muhteşem yemekler yedik.
03:02
By the way, this is my mother. She's cool.
51
170817
2883
Bu arada bu benim annem.
O çok iyi birisidir.
O çok iyi birisidir.
03:05
And that's the Palestinian
food called maqluba.
food called maqluba.
52
173700
2554
Bu ise maklube dediğimiz bir Filistin yemeği.
"Tepetaklak" anlamına geliyor.
03:08
It means "upside-down."
53
176254
1317
03:09
You cook it with rice and chicken,
and you flip it upside-down.
and you flip it upside-down.
54
177571
3224
Pirinç ve tavukla pişiyorsunuz
ve altını üstüne çeviriyorsunuz.
ve altını üstüne çeviriyorsunuz.
03:12
It's the best meal ever.
55
180795
1641
Gelmiş geçmiş en harika yemek.
Hepimiz birlikte yeriz.
03:14
And we'll eat together.
56
182436
1308
Sonra İsrailli ve Filistinli müzisyenlerin
oluşturduğu bir müzik grubuna katıldık
oluşturduğu bir müzik grubuna katıldık
03:15
Then we had a joint band,
Israeli and Palestinian musicians,
Israeli and Palestinian musicians,
57
183744
2804
ve biraz göbek dansı yaptık.
03:18
and we did some belly-dancing.
58
186548
1857
Eğer hiç bilmiyorsanız, size sonra öğretebilirim.
03:20
If you don't know any,
I'll teach you later.
I'll teach you later.
59
188405
3390
Ama orayı terk ettiğimizde, her iki tarafı da,
03:23
But when we left, both sides,
60
191795
3112
ayrılmak istemedikleri için ağlıyorlardı.
03:26
they were crying because
they did not want to leave.
they did not want to leave.
61
194907
2577
03:29
Three years later, those
relationships still exist.
relationships still exist.
62
197484
3622
Kurulan bu bağlar, 3 yıl
sonra da hala devam ediyor.
sonra da hala devam ediyor.
Bir milyon insanın,
03:33
Imagine with me
if the one billion people
if the one billion people
63
201106
2810
bu tarzda her yıl uluslararası seyahat ettiğini,
03:35
who travel internationally
every year travel like this,
every year travel like this,
64
203916
3807
bir otobüsle bir yerden bir yere,
bir otelden bir başkasına götürülmediğini,
03:39
not being taken in the bus
from one side to another,
from one side to another,
65
207724
2972
03:42
from one hotel to another,
66
210696
2321
otobüslerin penceresinden insanları
ve kültürleri fotoğraflamadığını
ve kültürleri fotoğraflamadığını
03:45
taking pictures from the windows
of their buses of people and cultures,
of their buses of people and cultures,
67
213017
3971
fakat insanlarla gerçekten
bağ kurduğunu hayal edin.
bağ kurduğunu hayal edin.
03:48
but actually connecting with people.
68
216988
3181
Bir keresinde İngiltere'den müslüman bir grubu alıp,
03:52
You know, I remember having
a Muslim group from the U.K.
a Muslim group from the U.K.
69
220169
3924
Ortadox Yahudi bir ailenin evine götürdüğümü
03:56
going to the house
of an Orthodox Jewish family,
of an Orthodox Jewish family,
70
224093
2786
ve orada ilk cuma akşamı, sebt günü yemeği yediklerini,
03:58
and having their first Friday night
dinners, that Sabbath dinner,
dinners, that Sabbath dinner,
71
226879
4389
birlikte hamin olarak adlandırılan
04:03
and eating together hamin,
which is a Jewish food, a stew,
which is a Jewish food, a stew,
72
231268
3575
bir yahudi yemeği olan yahniyi yediklerini
04:06
just having the connection
of realizing, after a while,
of realizing, after a while,
73
234843
2879
bir süre sonrada da ailelerin 100 yıl önce
04:09
that a hundred years ago,
their families came out
their families came out
74
237722
2972
Kuzey Amerika'da aynı yerde ortaya çıktığına
ilişkin bağın farkına vardıklarını hatırlıyorum.
ilişkin bağın farkına vardıklarını hatırlıyorum.
04:12
of the same place in Northern Africa.
75
240694
3079
Bu sizin Facebook profil resminiz değil.
04:15
This is not a photo profile
for your Facebook.
for your Facebook.
76
243773
3075
04:18
This is not disaster tourism.
77
246848
1834
Bu afet turizmi değil.
04:20
This is the future of travel,
78
248682
2368
Bu seyahat etmenin varacağı nokta
04:23
and I invite you to join me to do that,
to change your travel.
to change your travel.
79
251050
3064
ve ben de sizleri seyahatlerin şeklini
değiştirerek bana katılmaya davet ediyorum.
değiştirerek bana katılmaya davet ediyorum.
04:26
We're doing it all over the world now,
80
254114
1951
Şu anda tüm dünyada bu faaliyeti sürdürüyoruz
İrlanda'dan, İran'a, Türkiye'ye
04:28
from Ireland to Iran to Turkey,
81
256065
2438
ve heryere ulaşıp, dünyayı
değiştirebileceğimizi düşünüyoruz.
değiştirebileceğimizi düşünüyoruz.
04:30
and we see ourselves going
everywhere to change the world.
everywhere to change the world.
82
258503
2996
Teşekkürler.
04:33
Thank you.
83
261499
1230
04:34
(Applause)
84
262729
1904
(Alkış)
ABOUT THE SPEAKER
Aziz Abu Sarah - Entrepreneur + educatorAziz Abu Sarah helps people break down cultural and historical barriers through tourism.
Why you should listen
When Aziz Abu Sarah was a boy, his older brother was arrested on charges of throwing stones. He was taken to prison and beaten — and died of his injuries. Sarah grew up angry, bitter and wanting revenge. But when later in life he met, for the first time, Jews who were not soldiers, Sarah had an epiphany: Not only did they share his love of small things, namely country music, but coming face to face with the “enemy” compelled him to find ways to overcome hatred, anger and fear.
Sarah founded MEJDI Tours to send tourists to Jerusalem with two guides, one Jewish and one Palestinian, each offering a different history and narrative of the city. Sarah tells success stories of tourists from the US visiting a Palestinian refugee camp and listening to joint Arab and Jewish bands play music, and of a Muslim family from the UK sharing Sabbath dinner with a Jewish family and realizing that 100 years ago, their people came from the same town in Northern Africa. MEJDI is expanding its service to Iran, Turkey, Ireland and other regions suffering from cultural conflict. If more of the world’s 1 billion tourists were to engage with real people living real lives, argues Sarah, it would be a powerful force for shattering sterotypes and promoting understanding, friendship and peace.
Aziz Abu Sarah | Speaker | TED.com