David Whyte: A lyrical bridge between past, present and future
David Whyte: Geçmiş, şimdiki zaman ve gelecek arasında şiirsel bir köprü
David Whyte writes at the intersection of interior and exterior worlds, what he calls the conversational nature of reality, bringing new territory into view with his distinctly personal style. Full bio
Double-click the English transcript below to play the video.
perspective on the future --
geleceğe dair görüşü --
all those three tenses together
tek kimlikte bir araya getirmeyi
that the poet, in many ways,
doğası" adını verdiğim o şeye
"the conversational nature of reality."
baktığını söyleyebilirsiniz.
nature of reality?
of reality is the fact
in a marriage or a love relationship,
partnerinizden istediğiniz,
who work for you or with you,
ya da dünyanızdan istediğiniz
as you would like it to happen.
şekilde olmayacağı gerçeğidir.
our child, our colleague,
iş arkadaşımızın,
between what you think is you
olmadığınızı düşündüğünüz şey
ile dünya adını verdiğimiz
and what we call the world
buluşma sınırı, aslında, her şeyin
where things are real.
at this conversational frontier,
herhangi bir strateji, bizi ondan
in one strategy or another.
oldukça dramatik bir sınır
border at the moment,
an international flight
üzerindeki uluslararası uçak
spiritually mature.
with the rest of humanity, in fact.
oldukça sabırsız haldesinizdir.
with your shirt collar out
bir gündür uzamış sakalınız ile
looked at my passport
pasaportuma baktı ve şöyle dedi;
nature of reality."
doğasıyla çalışıyorum" dedim.
and philosopher only go so far.
bir yere kadar yetişebiliyor.
about his marriage.
the row of officers
at this conversational frontier
of my Irish niece,
Marlene McCormack'in yerine
on the western coast of Spain,
bir uçurumun kenarında duruyor,
she's just walked 500 miles
Fransa kısmındaki Saint Jean de Port'tan
on the French side of the Pyrenees,
Camino de Santiago de Compostela --
old and contemporary pilgrimage
adlı şu çok meşhur, eski
de Compostela --
people living there
as you're coming into town.
100,000 insan yaşıyor.
a memento of your journey.
yolculuk hatırası satmaya çalışıyor.
of going on for three more days
İspanyolcada Finisterre,
called, in Spanish, Finisterre,
olarak bilinen ve Latincede
meaning "the ends of the earth,"
turns into the future.
from the University of Sligo
Üniversitesinden İrlanda Tiyatrosu
the major corporations of the world
büyük şirketlerinin gelip de kapımı
in corporations all over the world
dünyanın her yerinden şirketlerle
prepare you for the adult --
hazırlayacak en iyi şeydir --
interested in that, anyway.
"Ben yine de ilgilenmiyorum.
I want to become a dramatist.
tiyatrocu olmak istemiyorum.
in order to give myself some courage,
ve geleceğime gitmek için
moment you had on the whole Camino,
en etkileyici şey neydi,
moment was post-Camino,
etkileyici olanı Camino sonrasıydı,
and come to this cliff edge.
kenarına gelinen o üç gün.
a tapas plate of scallops" --
dolusu deniz tarağı yemek" --
the icon and badge of your walk,
yürüyüşünüzün simgesi ve rozeti
that you have seen along that way
a scallop shell.
altından işaret ediyor.
yolu nasıl takip ettiniz?
when you feel unbesieged,
kendinizle baş başa kaldığınızda
that brings you to this place?
iletişiminizi nasıl sürdürdünüz?
something that you've brought.
götürdüğünüz bir şeyi yakmanız.
and two postcards."
kartpostal yaktım" dedi.
a traumatic text, you know?
uygulaması vardır kesin, değil mi?
or you write one there,
ya da orada yazıyorsunuz
what is on those letters and postcards.
ne yazdığını sezebiliyoruz.
that is now no longer extant, yeah?
ve sevginin formu, değil mi?
are large piles of clothes.
ortasında kıyafet yığınları var.
"What did you leave at the cliff edge?"
ne bıraktın?" diye sordum.
that I walked in, actually.
I loved those boots,
after seven weeks of walking.
sonrasında bitmişlerdi.
"Bu gerçekten muhteşemdi.
the sun was going down,
by the dying sun in such a powerful way
güçlü bir şekilde aydınlatıyordu ki,
had dropped below the horizon,
kaybolduktan sonra bile
walking across the Atlantic,
boyunca, yürüyen ay gölgeme
going into the future.'
geleceğe doğru gidiyor.'
the sun was falling further.
uzaklaştığını fark ettim.
I had on the whole Camino
an, geleceğime doğru ilerleyen
had to walk across that unknown sea
yürümem gerektiğini fark ettiğim
at breakfast time.
for Marlene McCormack.
Marlene McCormack için.
taking the path the sun had taken
güneşin yolundan giden
taking the path the run had taken
kaçışın yolundan giden
taking the path the sun had taken
güneşin yolundan giden
dönüştüğü yerde dururken:
going where shadows go,
gölgelerin gittiği yere giderek,
that wouldn't let you pass
anlam kazanmasının yolu yok
to the way you had come,
on the late western light;
sürüklenirken onları okumak için;
to promise all along
daima söz vermek için
to promise all along,
daima söz vermek için
that brought you here
ayakkabıları suyun kenarına
her third play performed
-- Dublin'de --
at the sum of all of our endeavors.
olarak görülen varış ile ilgili.
you've set for yourself,
to the consummation of all your goals.
yaklaştığınızdaki rahatsızlık.
about walking into your life,
bu vücuda girmekle ilgili,
three abiding illusions
seninle paylaşıp durduğu
with you since the beginning of time.
is that you can somehow construct a life
zayıf olmadığınızı gösteren bir yaşam
to all of the difficulties
beri maruz kaldığı zorlukların,
since the beginning of time.
of, first, incipience,
sonra büyüme, bütünlük;
to begin with, disappearance,
bütün bir kayboluş içeren
full disappearance.
"That's beautiful,
"Bu çok güzel,
of the equation, please?
ilk yarısı alabilir miyim lütfen?
for the new cycle to come around."
yeni döngünün gelmesini bekleyeceğim."
are at war with reality
zamanın yüzde 50'si boyunca gerçeklikle
in which I will not have my heart broken.
yaşam oluşturabiliyor olmamdır.
we start to do it.
yer, romantizmdir.
of a new romance or a new marriage,
evliliğin başındayken şöyle dersiniz,
who will not break my heart."
for that exact core competency.
tam da bu temel yetkinlik için seçtiniz.
the perfect mother and father."
anne ve baba olacağım."
anything spectacular or dramatic.
bir şeyler yapmalarına da gerek yok.
spectacular or dramatic --
dramatik bir şeyler yaparlar --
as spies and saboteurs for years,
ve sabotajcı olarak yaşarlar,
exactly where to place it?"
saplayacağını nasıl bildin?"
professional personalities
kişiliklerimizin, iş üstündeyken
heart broken in work.
mani olmasını umut ederiz.
from here to there.
gideceğinizi bilmiyorsunuz.
relationship with reality.
düzenli bir ilişkiye sokar.
bir seçeneğimiz yok,
of having our hearts broken
insanlar, şeyler ve projeler üzerinden
that we deeply care about.
var, bu da tek seçenek.
and arrange things
ve bazı şeyleri düzenleyebiliyorum,
the path to the end
tam da ufka doğru, sona doğru
in which that would be true
would take the path away from you.
o yolu sizden uzaklaştıracaktır.
to the beginning all at the same time.
spiritual traditions,
içerisinde bulunan bu yolculuk
in the ground of your life fully,
geleceğe soyutlamayı denemeden,
into a strategic future
bir bütün olarak durmak,
from present heartbreak;
kalp kırıklığından kaçıştır;
in the ground of your life
that is pulling you --
the way you should take
sonra gösteren tepe
the way you should take,
sonra gösteren tepe
when you thought you would fall,
when you thought you would fall,
seni tutuyormuş gibi
the way that carried you into your future,
seni geleceğine götüren yol,
had to take your promise from you,
senden söz almış olsa da,
had to break your heart along the way:
daima kalbini kırmış olsa da:
from deep inside yourself
açıklığa doğru yürümüşsün gibi
both inside you and far beyond you,
ve en sonunda seni takip edebileceğin
became a prayer for safe arrival,
haline gelen sesle konuşman,
had actually already happened
had actually already happened
in which you lived before you began,
and the mind and the promise
and then drew you on,
in your simple wish to find a way
anda, ulaşabileceğin herhangi bir
of any destination you could reach
daha harika oldun
in that simple wish to find a way
anda, ulaşabileceğin herhangi bir
of any destination you could reach:
daha harika oldun:
might be a city with golden domes,
ve neşeli kalabalıklarla dolu bir
was the end of the road,
beneath the face looking back
you had sought forever
you had sought forever,
that beckoned you beyond;
cüretkâr bir özgürlük ülkesi gibi;
ABOUT THE SPEAKER
David Whyte - Poet, authorDavid Whyte writes at the intersection of interior and exterior worlds, what he calls the conversational nature of reality, bringing new territory into view with his distinctly personal style.
Why you should listen
David Whyte grew up amid the grounded practicalities of Yorkshire, England, of a very imaginative, storytelling Irish mother. Not choosing between these two sides is what perhaps gave him his first insight into the complexities of human identity. He is quoted as saying that all of his poetry and philosophy is based on what he calls "the conversational nature of reality." His time as a scientist and naturalist fuide in the Galapagos Islands led him to explore what he calls the frontier nature of human identity. Whyte draws from this diverse background and a deep philosophical curiosity to craft poetry and prose that is at once highly relatable, yet altogether new. His work spans the worlds of literature, philosophy and organizational leadership, making him a clear, wise voice in an increasingly complex world.
His books include The Sea in You: Twenty Poems of Requited and Unrequited Love; The Three Marriages: Reimagining Work, Self and Relationship; River Flow: New & Selected Poems; Consolations: The Solace, Nourishment and Underlying Meaning of Everyday Words and Pilgrim.
David Whyte | Speaker | TED.com