EG 2008
Mike Rowe: Learning from dirty jobs
Mike Rowe: Emeği övmek - her türlü emeği
Filmed:
Readability: 3.1
8,719,644 views
"Kirli İşler"in sunucusu Mike Rowe gerçek hayattan birtakım çetin (ve dehşet verici) iş hikayeleri anlatıyor. Ağır işin doğası ve günümüz toplumunda nasıl haklılaştırılamayacak şekilde alçaltıldığı üzerine anladıklarına ve gözlemlerine kulak verin.
Mike Rowe - TV host
Mike Rowe is the host of "Dirty Jobs" -- an incredibly entertaining and heartfelt tribute to hard labor. Full bio
Mike Rowe is the host of "Dirty Jobs" -- an incredibly entertaining and heartfelt tribute to hard labor. Full bio
Double-click the English transcript below to play the video.
00:16
The "Dirty Jobs" crew and I were called
0
0
3000
"Kirli İşler" ekibi ve ben Colorado'da
00:19
to a little town in Colorado, called Craig.
1
3000
3000
küçük bir kasabaya çağırılmıştık.
00:22
It's only a couple dozen square miles. It's in the Rockies.
2
6000
2000
Birkaç bin hektar kadar. Rocky Dağları'nda.
00:24
And the job in question was sheep rancher.
3
8000
3000
Mevzubahis iş de koyun çiftçiliği.
00:27
My role on the show, for those of you who haven't seen it -- it's pretty simple.
4
11000
4000
Benim programdaki rolüm, izlememiş olanlarınız için söylüyorum-- epey basit.
00:31
I'm an apprentice, and I work with the people who actually do the jobs in question.
5
15000
4000
Ben bir çırağım ve bahsi geçen işi gerçekte yapan insanlarla birlikte çalışıyorum.
00:35
And my responsibilities are to simply try and keep up
6
19000
3000
Ve yapmam gereken de sadece ayak uydurmaya çalışmak
00:38
and give an honest account of what it's like to be these people,
7
22000
3000
ve hayatlarının bir gününde bu insanların yerinde olmanın nasıl
00:41
for one day in their life.
8
25000
2000
bir şey olduğunun dürüst bir hesabını çıkarmak.
00:43
The job in question: herding sheep. Great.
9
27000
3000
Mevzubahis iş: koyun gütmek. Harika.
00:46
We go to Craig and we check in to a hotel
10
30000
4000
Craig'e gidip bir otele yerleşiyoruz
00:50
and I realize the next day that castration
11
34000
3000
ve ertesi gün fark ediyorum ki hadım etmek
00:53
is going to be an absolute part of this work.
12
37000
2000
bu işin kesin bir parçası olacak.
00:55
So, normally, I never do any research at all.
13
39000
4000
Normalde hiçbir araştırma yapmam.
00:59
But, this is a touchy subject, and I work for the Discovery Channel,
14
43000
3000
Ama bu hassas bir konu ve ben Discovery Channel'da çalışıyorum,
01:02
and we want to portray accurately whatever it is we do,
15
46000
5000
yaptığımız ne varsa doğru olarak göstermek istiyoruz
01:07
and we certainly want to do it with a lot of respect for the animals.
16
51000
5000
ve elbette bunu hayvanlara büyük bir saygıyla yapmak istiyoruz.
01:12
So I called the Humane Society
17
56000
2000
Ben de Humane Society'yi aradım
01:14
and I say, "Look, I'm going to be castrating some lambs,
18
58000
2000
ve "Bakın, ben birkaç kuzu kadım edeceğim,
01:16
Can you tell me the deal?"
19
60000
2000
bana durumun nasıl olduğunu anlatır mısınız?" dedim.
01:18
And they're like, "Yeah, it's pretty straightforward."
20
62000
2000
Bunlar da "Evet, bayağı basit" filan dediler.
01:20
They use a band -- basically a rubber band, like this, only a little smaller.
21
64000
6000
Bir bant kullanıyorlar -- böyle lastik bir bant, sadece daha ufak.
01:26
This one was actually around the playing cards I got yesterday,
22
70000
4000
Bu aslında dün aldığım oyun kağıtlarının etrafındaydı,
01:30
but it had a certain familiarity to it.
23
74000
3000
ama onunla bir benzerliği var.
01:33
And I said, "Well, what exactly is the process?"
24
77000
3000
Ben de "Pekiii, işlem tam olarak nedir?" dedim.
01:36
And they said, "The band is applied to the tail, tightly.
25
80000
3000
Onlar da: "Lastik kuyruğa tutturulacak, sıkıca.
01:39
And then another band is applied to the scrotum, tightly.
26
83000
4000
Sonra başka bir lastik de testis torbasına sıkıca tutturulur.
01:43
Blood flow is slowly retarded;
27
87000
2000
Kan akışı yavaşça bozulur;
01:45
a week later the parts in question fall off.
28
89000
2000
bir hafta sonra da bahis konusu kısımlar düşer.
01:47
"Great -- got it."
29
91000
2000
"Harika -- kaptım."
01:49
OK, I call the SPCA to confirm this -- they confirm it.
30
93000
3000
Tamam, bunu onaylatmak için SPCA'i arıyorum -- onaylıyorlar.
01:52
I also call PETA, just for fun, and they don't like it -- but they confirm it.
31
96000
3000
PETA'yı da arıyorum, sırf eğlencesine, hiç hoşlanmıyorlar ama onlar da onaylıyor.
01:55
OK, that's basically how you do it.
32
99000
2000
Tamam, temel olarak böyle yapılıyor.
01:57
So the next day I go out.
33
101000
2000
Ertesi gün dışarı çıkıyorum.
01:59
And I'm given a horse and we go get the lambs
34
103000
2000
Bana bir at veriliyor ve kuzuları almaya gidiyoruz
02:01
and we take them to a pen that we built,
35
105000
2000
ve kendi yaptığımız bir ağıla götürüyoruz
02:03
and we go about the business of animal husbandry.
36
107000
4000
sonra da hayvancılık işine girişiyoruz.
02:07
Melanie is the wife of Albert.
37
111000
2000
Melanie Albert'ın karısı.
02:09
Albert is the shepherd in question.
38
113000
2000
Albert mevzudaki çoban.
02:11
Melanie picks up the lamb -- two hands --
39
115000
2000
Melanie kuzuyu alıyor -- iki eliyle --
02:13
one hand on both legs on the right, likewise on the left.
40
117000
2000
bir eli sağda iki bacağı tutuyor, solda da aynı şekilde.
02:15
Lamb goes on the post, she opens it up.
41
119000
2000
Kuzuyu direğin üstüne koyuyor ve açıyor.
02:17
Alright. Great.
42
121000
2000
Tamam. Harika.
02:19
Albert goes in, I follow Albert, the crew is around.
43
123000
2000
Albert giriyor, ben Albert'ı takip ediyorum, ekip etrafımızda.
02:21
I always watch the process done the first time before I try it.
44
125000
4000
Ben her zaman işlemi kendim denemeden önce yapılışını izliyorum.
02:25
Being an apprentice, you know, you do that.
45
129000
2000
Bir çırak olarak da, bilirsiniz, böyle yapılır.
02:27
Albert reaches in his pocket to pull out, you know, this black rubber band
46
131000
4000
Albert cebine uzanıyor, bu bahsettiğim lastik bantı çıkarmak için
02:31
but what comes out instead is a knife.
47
135000
2000
fakat onun yerine bir bıçak çıkıyor.
02:34
And I'm like that's not rubber at all, you know.
48
138000
3000
Ben de "bu hiç lastik filan değil" oluyorum.
02:37
And he kind of flicked it open in a way that caught the sun
49
141000
4000
Ve sustasını öyle bir açıyor ki o Rocky Dağları'nın üzerinden gelen
02:41
that was just coming over the Rockies, it was very --
50
145000
3000
güneşi yakalıyor sanki, epey --
02:45
it was, it was impressive.
51
149000
3000
epey etkileyiciydi.
02:48
In the space of about two seconds, Albert had the knife
52
152000
3000
İki saniyelik bir zaman içinde Albert bıçağı kuyruğun kıkırdağından
02:51
between the cartilage of the tail, right next to the butt of the lamb,
53
155000
5000
kuzunun kalçasının hemen yanına getiriyor,
02:56
and very quickly the tail was gone and in the bucket that I was holding.
54
160000
3000
ve kuyruk çok hızlı bir şekilde çıkıp benim tuttuğum kovanın içine giriveriyor.
02:59
A second later, with a big thumb and a well calloused forefinger,
55
163000
4000
Bir saniye sonra büyük bir başparmağı ve iyice nasırlı bir işaret parmağı ile
03:03
he had the scrotum firmly in his grasp.
56
167000
4000
testis torbasını avcunun içinde sıkıca tutuyor.
03:07
And he pulled it toward him, like so,
57
171000
2000
Sonra kendisine doğru çekti, aynen bu şekilde,
03:09
and he took the knife and he put it on the tip.
58
173000
2000
bıçağı aldı ve ucunda tuttu.
03:11
Now you think you know what's coming, Michael -- you don't, OK?
59
175000
4000
Şimdi neyle karşılaşacağını bildiğini sanıyorsun, Michael -- bilmiyorsun, tamam mı?
03:15
He snips it, throws the tip over his shoulder,
60
179000
3000
Kırpıyor, ucunu omzuna atıyor,
03:18
and then grabs the scrotum and pushes it upward,
61
182000
2000
testis torbasını kavrayıp yukarı itiyor,
03:20
and then his head dips down, obscuring my view,
62
184000
4000
sonra benim görüşümü engeleyecek bir biçimde kafasını aşağı daldırıyor,
03:24
but what I hear is a slurping sound,
63
188000
2000
ama benim duyduğum höpürtülü bir ses,
03:26
and a noise that sounds like Velcro being yanked off a sticky wall
64
190000
4000
yapışkan bir duvardan cırt cırtlı bir bantın aniden çekilmesi gibi bir ses
03:30
and I am not even kidding.
65
194000
2000
ve şaka yapmıyorum.
03:32
Can we roll the video?
66
196000
2000
Videoyu gösterebilir miyiz?
03:34
No I'm kidding -- we don't --
67
198000
2000
Yok, şaka yapıyorum
03:36
(Laughter)
68
200000
2000
(Kahkahalar)
03:38
I thought it best to talk in pictures.
69
202000
2000
Görüntülerle konuşmak en iyisi olur diye düşündüm.
03:40
So, I do something now I've never ever done on a "Dirty Jobs" shoot, ever.
70
204000
5000
Bu yüzden bir "Kirli İşler" çekiminde hiç yapmadığım bir şey yapıyorum, hiç bir zaman.
03:45
I say, "Time out. Stop."
71
209000
2000
"Mola" diyorum. "Durun".
03:47
You guys know the show, we use take one, we don't do take two.
72
211000
3000
Siz programı biliyorsunuz, biz ilk çekimi kullanıyoruz, ikinci kez kayıt yapmıyoruz.
03:50
There's no writing, there's no scripting, there's no nonsense.
73
214000
3000
Yazım yok, senaryo yok, hiçbir saçmalık yok.
03:53
We don't fool around, we don't rehearse --
74
217000
2000
Oyalanmıyoruz, prova yapmıyoruz --
03:55
we shoot what we get!
75
219000
2000
elimizde ne varsa onu çekiyoruz!
03:57
I said, "Stop. This is nuts."
76
221000
2000
"Durun" dedim, "çılgınlık bu." (nuts: 'çılgınlık', aynı zamanda 'testisler')
03:59
I mean, you know.
77
223000
2000
İşte, biliyorsunuz.
04:01
(Laughter)
78
225000
1000
(Kahkahalar)
04:02
"This is crazy.
79
226000
1000
"Delilik bu.
04:03
We can't do this."
80
227000
2000
Yapamayız bunu."
04:05
And Albert's like, "What?"
81
229000
2000
Albert "Ne var?" oldu.
04:07
And I'm like, "I don't know what just happened,
82
231000
2000
Ben de "Az önce n'oldu bilmiyorum,
04:09
but there are testicles in this bucket and that's not how we do it."
83
233000
3000
ama bu kovanın içinde testisler var ve bu iş böyle yapılmıyor."
04:12
And he said "Well, that's how we do it."
84
236000
2000
O da "Bizde böyle yapılıyor" dedi.
04:14
And I said, "Why would you do it this way?"
85
238000
2000
"Neden böyle yapıyorsunuz?" dedim.
04:16
And before I even let him explain,
86
240000
2000
Açıklamasına bile fırsat vermeden
04:18
I said, "I want to do it the right way, with the rubber bands."
87
242000
2000
"Doğru şekliyle yapmak istiyorum, lastik bantlarla." dedim.
04:20
And he says, "Like the Humane Society?"
88
244000
2000
O da "Humane Society gibi mi?" dedi.
04:22
And I said, "Yes, like the Humane Society.
89
246000
2000
Dedim "Evet, Humane Society gibi.
04:24
Let's do something that doesn't make the lamb squeal and bleed --
90
248000
3000
Kuzuyu bağırtıp kanatacak bir şey yapmayalım, olur mu --
04:27
we're on in five continents, dude.
91
251000
2000
beş kıtada çıkıyoruz abi.
04:29
We're on twice a day on the Discovery Channel -- we can't do this."
92
253000
2000
Günde iki kez Discovery Channel'dayız -- böyle yapamayız."
04:31
He says, "OK."
93
255000
2000
Tamam dedi.
04:33
He goes to his box and he pulls out a bag of these little rubber bands.
94
257000
3000
Kutusunun yanına gidip bu küçük lastik bantlardan çıkardı bir torba.
04:36
Melanie picks up another lamb, puts it on the post,
95
260000
3000
Melanie başka bir kuzu aldı, direğe koydu,
04:39
band goes on the tail, band goes on the scrotum.
96
263000
3000
bant kuyruğa tutturuldu, diğeri testis torbasına.
04:42
Lamb goes on the ground, lamb takes two steps, falls down,
97
266000
3000
Kuzu düzlüğe salınıyor, iki adım atıyor, düşüyor,
04:45
gets up, shakes a little,
98
269000
3000
ayağa kalkıyor, biraz sallanıyor,
04:48
takes another couple steps, falls down.
99
272000
2000
birkaç adım daha atıyor, düşüyor.
04:50
I'm like, this is not a good sign for this lamb, at all.
100
274000
4000
Ben böyle 'bu kuzu için hiç de iyi bir işaret değil' diyorum.
04:54
Gets up, walks to the corner, it's quivering,
101
278000
3000
Ayağa kalkıyor, köşeye kadar yürüyor, titriyor,
04:57
and it lies down and it's in obvious distress.
102
281000
3000
yere yatıyor ve bariz bir acı içinde.
05:00
And I'm looking at the lamb and I say, "Albert, how long?
103
284000
4000
Ben kuzuya bakıyorum ve "Albert, daha ne kadar sürecek?
05:04
When does he get up?"
104
288000
2000
Ne zaman ayağa kalkar?" diyorum.
05:06
He's like, "A day."
105
290000
2000
"Bir gün".
05:08
I said, "A day! How long does it take them to fall off?"
106
292000
2000
"Bir gün! Düşmeleri ne kadar sürüyor?" diyorum.
05:10
"A week."
107
294000
2000
"Bir hafta."
05:12
Meanwhile, the lamb that he had just did his little procedure on
108
296000
4000
Bu arada az önce küçük prosedürünü üzerinde uyguladığı kuzu
05:16
is, you know, he's just prancing around, bleeding stopped.
109
300000
4000
bildiğin hoplayıp zıplıyor, kanaması durmuş.
05:20
He's, you know, nibbling on some grass, frolicking.
110
304000
4000
Biraz to kemiriyor filan, muziplik yapıyor.
05:24
And I was just so blown away
111
308000
2000
Ben de o anda tamamen
05:26
at how wrong I was, in that second.
112
310000
4000
ne kadar yanlış olduğuma şaşkınım.
05:30
And I was reminded how utterly wrong I am, so much of the time.
113
314000
5000
Ve ne kadar çok zaman nasıl düpedüz yanlış olduğumu hatırlıyorum.
05:35
(Laughter)
114
319000
1000
(Kahkahalar)
05:36
And I was especially reminded of what an ridiculously short straw I had that day
115
320000
5000
Ve özellikle o gün ne fena bir yenilgiye uğradığımı hatırlıyorum
05:41
because now I had to do what Albert had just done,
116
325000
2000
çünkü şimdi Albert'ın biraz önce yaptığını yapmak zorundayım,
05:43
and there are like 100 of these lambs in the pen,
117
327000
3000
ağılda da bu kuzulardan 100 tane filan var
05:46
and suddenly this whole thing's starting to feel like a German porno,
118
330000
4000
ve bir anda bütün bu durum bir Alman pornosu gibi gelmeye başlıyor
05:50
and I'm like ... (Laughter)
119
334000
3000
ve ben de ... (Gülüşmeler)
05:54
Melanie picks up the lamb,
120
338000
2000
Melanie kuzuyu alıyor,
05:56
puts it on the post, opens it up.
121
340000
2000
direğe koyuyor, açıyor.
05:58
Albert hands me the knife.
122
342000
2000
Albert bıçağı bana veriyor.
06:00
I go in, tail comes off.
123
344000
2000
Yapıyorum, kuyruk çıkıyor.
06:02
I go in, I grab the scrotum, tip comes off.
124
346000
2000
Testis torbasını kavrıyorum, ucu çıkıyor.
06:04
Albert instructs, "Push it way up there."
125
348000
2000
Albert komut veriyor "Tamamen yukarı kadar it."
06:06
I do.
126
350000
1000
Yapıyorum.
06:07
"Push it further."
127
351000
2000
"Daha da yukarı it."
06:09
I do.
128
353000
1000
Yapıyorum.
06:10
The testicles emerge -- they look like thumbs, coming right at you --
129
354000
3000
Testisler ortaya çıkıyor -- başparmak gibiler, böyle dosdoğru sana geliyor --
06:13
and he says, "Bite 'em.
130
357000
2000
"Isır" diyor.
06:15
Just bite 'em off."
131
359000
2000
"Isırarak kopar."
06:17
And I heard him, I heard all the words.
132
361000
3000
Adamı duydum, bütüm kelimelerini duydum.
06:20
(Laughter)
133
364000
4000
(Kahkahalar)
06:24
Like, how did -- how did I get here?
134
368000
2000
Ben nasıl -- nasıl buraya geldim?
06:26
How did -- you know -- I mean --
135
370000
2000
Nasıl -- yani -- işte --
06:28
how did I get here?
136
372000
2000
bu noktaya nasıl geldim?
06:30
(Laughter)
137
374000
1000
(Kahkahalar)
06:31
It's just -- it's one of those moments where the brain goes off on it's own:
138
375000
5000
Beynin kendi kendine dolandığı o anlardan biri:
06:36
and suddenly, I'm standing there, in the Rockies,
139
380000
3000
ve bir anda orda Rocky Dağları'nda dikilmişim,
06:39
and all I can think of is the Aristotelian definition of a tragedy.
140
383000
4000
ve tek düşünebildiğim Aristotelyen bir trajedi tanımı.
06:43
You know, Aristotle says a tragedy
141
387000
3000
İşte Aristo der ki trajedi
06:46
is that moment when the hero comes face to face with his true identity.
142
390000
5000
kahramanın gerçek kimliğiyle yüzyüze geldiği o andır.
06:51
(Laughter)
143
395000
1000
(Kahkahalar)
06:52
And I'm like, "What is this jacked-up metaphor?
144
396000
2000
"Bu hasta metafor ne şimdi?" diyorum.
06:54
I don't like what I'm thinking right now."
145
398000
2000
"Şu anda düşündüğüm şeyden hoşlanmıyorum."
06:56
And I can't get this thought out of my head,
146
400000
2000
Bu düşünceyi kafamdan atamıyorum,
06:58
and I can't get that vision out of my sight,
147
402000
3000
O görüntüyü gözümün önünden çıkaramıyorum,
07:01
so I did what I had to do.
148
405000
2000
ben de yapmam gerekeni yaptım.
07:03
I went in and I took them.
149
407000
2000
Girdim ve onları çıkardım.
07:05
I took them like this,
150
409000
2000
Şöyle aldım
07:07
and I yanked my face back.
151
411000
2000
ve suratımı geri çektim hemen.
07:09
And I'm standing there
152
413000
2000
Orda öylece duruyorum
07:11
with two testicles on my chin.
153
415000
2000
çenemde iki tane testis.
07:13
(Laughter)
154
417000
2000
(Kahkahalar)
07:15
And now I can't get -- I can't shake the metaphor.
155
419000
3000
Şimdi de -- o metaforu atamıyorum.
07:18
OK, I'm still in "Poetics," in Aristotle,
156
422000
3000
Tamam, hala Poetika'da, Aristo'dayım
07:21
and I'm thinking -- out of nowhere, two terms come crashing into my head
157
425000
3000
ve düşünüyorum -- durup dururken, aklıma iki terim geliyor yıldırım gibi
07:24
that I haven't heard since my classics professor in college drilled them there.
158
428000
5000
üniversitedeki klasikler dersinin hocası kafama kazıdığından beri hayatımda duymadığım.
07:29
And they are anagnorisis and peripeteia.
159
433000
2000
Anagnorisis ile peripeteia.
07:31
Anagnorisis and peripeteia.
160
435000
2000
...
07:33
Anagnorisis is the Greek word for discovery.
161
437000
5000
Anagnorisis Yunanca'da keşif demek.
07:38
Literally, the transition from ignorance to knowledge is anagnorisis.
162
442000
6000
Tam karşılığıyla, cehaletten bilgiye geçiş anagnorisis.
07:44
It's what our network does;
163
448000
2000
Bizim çevrenin yaptığı bu;
07:46
it's what "Dirty Jobs" is.
164
450000
2000
"Kirli İşler"in yaptığı bu.
07:48
And I'm up to my neck in anagnorises every single day.
165
452000
3000
Her gün boğazıma kadar anagnorisis doluyum.
07:51
Great.
166
455000
1000
Müthiş.
07:52
The other word, peripeteia,
167
456000
3000
Diğer kelime peripeteia.
07:55
that's the moment in the great tragedies, you know --
168
459000
5000
Büyük trajedilerdeki o an --
08:00
Euripides and Sophocles --
169
464000
3000
Evripides ve Sofokles gibi --
08:03
the moment where Oedipus has his moment,
170
467000
3000
Oedipus'un kendi anını yaşadığı
08:06
where he suddenly realizes that hot chick
171
470000
3000
bir anda, seviştiği ve birlikte bebek yaptığı o seksi hatunun
08:09
he's been sleeping with and having babies with is his mother. OK.
172
473000
3000
annesi olduğunu anladığı an. Tamam.
08:12
That's peripety
173
476000
2000
Bu peripeti
08:14
or peripeteia.
174
478000
2000
veya peripeteia.
08:16
And this metaphor in my head --
175
480000
2000
Bu metafor kafamda --
08:18
I got anagnorisis and peripetia on my chin.
176
482000
2000
anagnorisis ve peripeteia çenemde.
08:20
(Laughter)
177
484000
2000
(Kahkahalar)
08:22
I got to tell you, it's such a great device though.
178
486000
3000
Fakat söylemeliyim müthiş bir alet.
08:25
When you start to look for peripetia,
179
489000
2000
Peripeteia'ya bakmaya başladığınızda
08:27
you find it everywhere.
180
491000
2000
her yerde buluyorsunuz.
08:29
I mean, Bruce Willis in "The Sixth Sense," right?
181
493000
4000
"Altıncı His"te Bruce Willis mesela, di mi?
08:33
Spends the whole movie trying to help the little kid who sees dead people,
182
497000
3000
Bütün film boyunca ölüler gören çocuğa yardım etmeye çalışır,
08:36
and then, boom -- "Oh, I'm dead" -- peripetia.
183
500000
2000
sonra birden pat -- "Aa, ben ölüyüm" -- peripeteia.
08:38
You know?
184
502000
2000
Anlıyor musunuz?
08:40
It's crushing when the audience sees it the right way.
185
504000
2000
İzleyici gerçeği öğrendiğinde yıkıcıdır.
08:42
Neo in "The Matrix," you know?
186
506000
3000
"Matrix"te Neo, di mi?
08:45
"Oh, I'm living in a computer program" -- that's weird.
187
509000
3000
"Aa, bilgisayar programında yaşayan benim" -- tuhaf.
08:48
These discoveries that lead to sudden realizations;
188
512000
3000
Böyle ani fark edişlere sebep olan bu keşifler;
08:51
and I've been having them, over 200 dirty jobs, I have them all the time,
189
515000
5000
200'den fazla kirli iş boyunca bunları yaşıyorum ben, her an onlarlayım.
08:56
but that one -- that one drilled something home in a way that I just wasn't prepared for.
190
520000
5000
Fakat bu seferki -- bu seferki bana öyle bir şeyi kabul ettirmişti ki hazır değildim.
09:01
And, as I stood there,
191
525000
3000
Orda öylece duruyorum
09:04
looking at the happy lamb that I had just defiled --
192
528000
5000
o biraz önce mahvettiğim mutlu kuzuya bakarak --
09:09
but it looked OK.
193
533000
2000
ama normal gözüküyor.
09:11
Looking at that poor other little thing that I'd done it the right way on,
194
535000
3000
Doğru yolla yaptığım o diğer zavallıya bakıyorum
09:14
and I just was struck by
195
538000
3000
ve ne kadar yanlış olduğuma
09:17
if I'm wrong about that
196
541000
4000
şaşırıyorum
09:21
and if I'm wrong so often, in a literal way,
197
545000
3000
ve eğer bu kadar sıklıkla yanlışa düşüyorsam gerçekten de
09:24
what other peripatetic misconceptions might I be able to comment upon?
198
548000
5000
acaba başka hangi peripetik yanlış fikirler hakkında yorum yapabilirim?
09:29
Because, look, I'm not a social anthropologist
199
553000
2000
Çünkü bakın, ben kendim sosyal antopolog değilim
09:31
but I have a friend who is.
200
555000
2000
ama olan bir arkadaşım var.
09:33
And I talk to him.
201
557000
2000
Ve onunla konuşuyorum.
09:35
(Laughter)
202
559000
1000
(Gülüşmeler)
09:36
And he says, "Hey Mike.
203
560000
2000
"Mike" diyor.
09:38
Look, I don't know if your brain is interested in this sort of thing or not,
204
562000
4000
"Bak, aklın böyle şeylere ilgi duyuyor mu bilmiyorum ama
09:42
but do you realize you've shot in every state?
205
566000
2000
her eyalette çekim yaptın, biliyorsun di mi?
09:44
You've worked in mining, you've worked in fishing,
206
568000
3000
Madencilikte çalıştın, balıkçılıkta da çalıştın,
09:47
you've worked in steel, you've worked in every major industry.
207
571000
4000
çelikte de çalıştın, bütün büyük endüstrilerdede çalıştın.
09:51
You've had your back shoulder to shoulder with these guys
208
575000
4000
Politikacılarımızın her dört yılda bir anlamak için can attıkları bu insanlarla
09:55
that our politicians are desperate to relate to every four years, right?"
209
579000
3000
sen her gün omuz omuza çalıştın, di mi?"
09:58
I can still see Hillary doing the shots of rye,
210
582000
2000
Hala Hillary'yi görebiliyorum çelik işçileriyle
10:00
dribbling down her chin, with the steel workers.
211
584000
2000
çavdar tekleri atarken, çenesinden aşağı akıyor böyle.
10:02
I mean, these are the people that I work with every single day.
212
586000
4000
Yani bu insanlar benim her gün birlikte çalıştığım insanlar.
10:06
"And if you have something to say about their thoughts, collectively,
213
590000
4000
"Eğer onların fikirleri hakkında topyekün bir şey sylemek istersen
10:10
it might be time to think about it.
214
594000
2000
şimdi bunu düşünmenin zamanı olabilir.
10:12
Because, dude, you know, four years."
215
596000
4000
Çünkü Abi dört yıldan bahsediyoruz."
10:16
You know, that's in my head, testicles are on my chin,
216
600000
4000
Neyse aklımda bu var, çenemde testisler,
10:20
thoughts are bouncing around.
217
604000
2000
düşünceler dolanıp duruyor.
10:22
And, after that shoot, Dirty Jobs really didn't change,
218
606000
5000
Ve o çekimden sonra Kirli İşler çok da değişmedi,
10:28
in terms of what the show is,
219
612000
1000
programın ne olduğu açısından,
10:29
but it changed for me, personally.
220
613000
2000
ama benim için kişisel olarak değişti.
10:31
And now, when I talk about the show,
221
615000
2000
Şimdi ben programdan bahsederken
10:33
I no longer just tell the story you heard and 190 like it.
222
617000
5000
Artık sadece az önce duyduğunuz hikayeyi ve daha başka onun gibi 190 tanesini anlatmıyorum.
10:38
I do, but I also start to talk about some of the other things I got wrong,
223
622000
5000
Onu da yapıyorum ama artık yanlış öğrendiğim diğer şeylerden de bahsetmeye başlıyorum,
10:43
some of the other notions of work
224
627000
2000
emeğin bazı diğer kavramlarından
10:45
that I've just been assuming are sacrosanct,
225
629000
4000
bugüne kadar dokunulmaz varsaydıklarımdan
10:49
and they're not.
226
633000
2000
ve aslında değiller.
10:51
People with dirty jobs are happier than you think.
227
635000
3000
Kirli işleri olan insanlar sandığınızdan daha mutlular.
10:54
As a group, they're the happiest people I know.
228
638000
2000
Bildiğim en mutlu grup onlar.
10:56
And I don't want to start whistling "Look for the Union Label,"
229
640000
3000
Öyle "İşçi Marşı" filan söylemeye başlayacak değilim.
10:59
and all that happy worker crap.
230
643000
2000
bütün o mutlu işçi saçmalığı filan da değil.
11:01
I'm just telling you that these are balanced people who do unthinkable work.
231
645000
3000
Sadece diyorum ki bunlar akla gelmeyecek işleri yapan aklıbaşında kişiler.
11:04
Roadkill picker-uppers whistle while they work. I swear to God --
232
648000
3000
Yolda hayvan ölüsü toplayanlar -- yemin ediyorum -- ıslık çalıyorlar çalışırken.
11:07
I did it with them.
233
651000
2000
Ben de çaldım onlarla birlikte.
11:09
They've got this amazing sort of symmetry to their life.
234
653000
4000
Hayatlarında müthiş bir çeşit simetri var.
11:13
And I see it over and over and over again.
235
657000
3000
Ve ben bunu sürekli tekrar tekrar görüyorum.
11:16
So I started to wonder what would happen
236
660000
2000
Ben de merak etmeye başladım
11:19
if we challenged some of these sacred cows.
237
663000
2000
Acaba bu kutsal ineklere meydan okusak n'olur diye.
11:21
Follow your passion --
238
665000
2000
Tutkunun peşinden git --
11:23
we've been talking about it here for the last 36 hours.
239
667000
3000
Son 36 saattir burda bundan bahsediyoruz.
11:26
Follow your passion -- what could possibly be wrong with that?
240
670000
3000
Tutkunu takip et -- bundan ne zarar gelebilir ki?
11:29
Probably the worst advice I ever got.
241
673000
2000
Muhtemelen hayatımda aldığım en berbat tavsiye.
11:31
(Laughter)
242
675000
1000
(Gülüşmeler)
11:32
You know, follow your dreams and go broke, right?
243
676000
3000
İşte, tutkunun peşinden git ve beş parasız kal, di mi?
11:35
I mean, that's all I heard growing up.
244
679000
2000
Yani büyürken bütün duyduğum buydu.
11:37
I didn't know what to do with my life,
245
681000
2000
Hayatımla ne yapacağımı bilmiyordum,
11:39
but I was told if you follow your passion, it's going to work out.
246
683000
2000
ama duyduğuma göre eğer tutkunu takip edersen her şey yoluna girer.
11:41
I can give you 30 examples, right now --
247
685000
2000
Size şu anda 30 tane örnek verebilirim --
11:43
Bob Combs, the pig farmer in Las Vegas
248
687000
3000
Las Vegas'taki domuz yetiştiricisi Bob Combs
11:46
who collects the uneaten scraps of food from the casinos
249
690000
2000
kumarhanelerden yenmemiş yemek artıkları toplayıp
11:48
and feeds them them to his swine.
250
692000
2000
domuzlarına yediriyor.
11:50
Why? Because there's so much protein in the stuff we don't eat
251
694000
2000
Neden? Çünkü yemediğimiz şeylerde çok fazla protein var
11:52
his pigs grow at twice the normal speed,
252
696000
2000
domuzları normalin iki katı hızla büyüyor
11:54
and he is one rich pig farmer,
253
698000
2000
ve kendisi de zengin bir domuz çiftçisi
11:56
and he is good for the environment,
254
700000
2000
çevre için de yararlı
11:58
and he spends his days doing this incredible service,
255
702000
2000
ve günlerini bu inanılmaz işi yaparak geçiriyor,
12:00
and he smells like hell, but God bless him.
256
704000
2000
korkunç kokuyor ama Allah ondan razı olsun.
12:02
He's making a great living.
257
706000
2000
Müthiş kazanıyor.
12:04
You ask him, "Did you follow your passion here?"
258
708000
2000
Eğer "Buraya tutkularının peşinden giderek mi geldin?" diye sorarsanız
12:06
and he'd laugh at you.
259
710000
2000
adam size güler.
12:08
The guy's worth -- he just got offered like 60 million dollars for his farm
260
712000
4000
Adamın değeri -- daha yeni 60 milyon dolarlık teklif aldı Vegas'ın hemen dışındaki çiftliği için
12:12
and turned it down, outside of Vegas.
261
716000
2000
ve geri çevirdi.
12:14
He didn't follow his passion.
262
718000
2000
O adam tutkusunun peşinden filan gitmedi.
12:16
He stepped back and he watched where everybody was going
263
720000
2000
Bir adım geriye attı ve herkesin ne tarafa gittiğini izledi
12:18
and he went the other way.
264
722000
2000
sonra kendisi diğer tarafa gitti.
12:20
And I hear that story over and over.
265
724000
3000
Ve ben bu hikayeyi sürekli bir daha dinliyorum.
12:23
Matt Froind, a dairy farmer in New Canaan, Connecticut,
266
727000
3000
Matt Froind New Canaan, Connecticut'ta bir mandıracı.
12:26
who woke up one day and realized the crap from his cows
267
730000
3000
Bir gün kalkıyor ve fark ediyor ki ineklerinin pisliği
12:29
was worth more than their milk,
268
733000
2000
sütlerinden daha değerli oluyor
12:31
if he could use it to make these biodegradable flower pots.
269
735000
3000
eğer şu biyolojik ayrışabilen saksıların yapımında kullanabilirse.
12:34
Now, he's selling them to Walmart.
270
738000
2000
Şimdi bunları Walmart'a satıyor.
12:36
Follow his passion? The guy's -- come on.
271
740000
5000
Tutkusunu takip mi etmiş? Adam şimdi -- yapmayın yani.
12:41
So I started to look at passion,
272
745000
3000
Böylece ben de tutkuyla ilgilenmeye başladım.
12:44
I started to look at efficiency versus effectiveness --
273
748000
4000
Verimlilikle etkililik farkına bakmaya başladım --
12:48
as Tim talked about earlier, that's a huge distinction.
274
752000
2000
Tim de bahsetmişti, arada büyük bir fark var.
12:50
I started to look at teamwork and determination,
275
754000
3000
Ekip çalışması ve kararlılığa bakmaya başladım
12:53
and basically all those platitudes they call "successories"
276
757000
3000
ve genel anlamda o "başarı anahtarları" denilen klişelere
12:56
that hang with that schmaltzy art in boardrooms around the world right now.
277
760000
4000
hani şimdilerde büyük toplantı odalarındaki aşırı duygusal sanat yapıtlarıyla birlikte asılı duruyorlar.
13:00
That stuff --
278
764000
2000
Bütün onlar --
13:02
it's suddenly all been turned on its head.
279
766000
3000
Bir anda tamamen farklı bir anlama büründüler.
13:05
Safety -- safety first?
280
769000
2000
Güvenlik -- güvenlik ilk önce gelir?
13:07
Going back to, you know, OSHA and PETA and the Humane Society:
281
771000
5000
OSHA, PETA ve Humane Society'ye geri dönecek olursak:
13:12
what if OSHA got it wrong?
282
776000
3000
ya OSHA'nınki yanlışsa?
13:15
I mean -- this is heresy, what I'm about to say --
283
779000
2000
Ya -- birazdan söyleyeceğim şey sapkınlık ama --
13:17
but what if it's really safety third?
284
781000
3000
ya güvenlik aslında üçüncü geliyorsa?
13:20
Right?
285
784000
1000
Öyle değil mi?
13:21
(Laughter)
286
785000
2000
(Kahkahalar)
13:23
No, I mean really.
287
787000
2000
Yok, gerçekten diyorum.
13:25
What I mean to say is I value my safety on these crazy jobs
288
789000
4000
Demek istediğim bu manyak işleri yaparken birlikte çalıştığım insanlar kadar
13:29
as much as the people that I'm working with,
289
793000
2000
değer veriyorum kendi güvenliğime,
13:31
but the ones who really get it done,
290
795000
3000
fakat bu işleri gerçekten yapan insanlar
13:34
they're not out there talking about safety first.
291
798000
3000
kalkıp güvenliğin önce geldiğinden bahsetmiyorlar.
13:37
They know that other things come first --
292
801000
3000
Başka şeylerin önce geldiğini biliyorlar --
13:40
the business of doing the work comes first,
293
804000
2000
işi yapma meselesi önce geliyor,
13:42
the business of getting it done.
294
806000
2000
işi bitirme meselesi.
13:44
And I'll never forget, up in the Bering Sea, I was on a crab boat
295
808000
3000
Hiç unutmam, Bering Denizi'nde bir yengeç gemisinde
13:47
with the "Deadliest Catch" guys -- which I also work on -- in the first season.
296
811000
4000
hala üzerinde çalıştığın "Deadliest Catch"in elemanlarıyla birlikteydim ilk sezon.
13:51
We're about 100 miles off the coast of Russia:
297
815000
3000
Rusya kıyısının yaklaşık 100 mil açığındayız:
13:54
50-foot seas, big waves, green water coming over the wheelhouse, right?
298
818000
4000
Kocaman, 15 metre dalgalar, dümen köşküne yeşil dalgalar geliyor, tamam mı?
13:58
Most hazardous environment I'd ever seen,
299
822000
3000
Hayatımda gördüğüm en tehlikeli ortam,
14:01
and I was back with a guy, lashing the pots down.
300
825000
2000
ben geride başka bir adamla sepetleri bağlıyorum.
14:03
So, I'm 40 feet off the deck,
301
827000
3000
Güvertenin 12 metre yukarsındayım ve
14:06
which is like looking down at the top of your shoe,
302
830000
2000
yukardan ayakkabının ucuna bakmak gibi bir şey
14:08
you know, and it's doing this in the ocean.
303
832000
2000
bir yandan okyanusta şu hareketi yapıyor.
14:10
Unspeakably dangerous.
304
834000
2000
Tarif edilemeyecek kadar tehlikeli.
14:12
I scamper down, I go into the wheelhouse
305
836000
2000
Ben aşağı seyirtiyorum, dümen köşküne giriyorum
14:14
and I say, with some level of incredulity,
306
838000
2000
ve bir miktar inanmazlık haliyle
14:16
"Captain, OSHA."
307
840000
2000
"Kaptan, OSHA" diyorum.
14:18
And he says, "OSHA? Ocean."
308
842000
3000
"OSHA? Okyanus." diyor
14:21
And he points out there.
309
845000
2000
ve orayı gösteriyor.
14:23
(Laughter)
310
847000
2000
(Kahkahalar)
14:25
But in that moment, what he said next can't be repeated in the lower 48.
311
849000
6000
Fakat o anda söylediği dondurucu soğukta tekrar edilemez
14:31
It can't be repeated on any factory floor or any construction site.
312
855000
3000
Herhangi bir fabrika zemininde veya şantiye alanında tekrar edilecek bir şey değil.
14:34
But he looked at me, and he said, "Son" --
313
858000
2000
Ama bana bakıyor be "Evlat" diyor --
14:36
he's my age, by the way, he calls me son, I love that --
314
860000
3000
benim yaşımda bu arada ama bana evlat diyor, bayılıyorum --
14:39
he says, "Son, I'm a captain of a crab boat.
315
863000
2000
"Ben bir yengeç gemisinin kaptanıyım" diyor,
14:41
My responsibility is not to get you home alive.
316
865000
3000
"Benim sorumluluğum seni eve sağlam götürmek değil,
14:44
My responsibility is to get you home rich."
317
868000
2000
benim sorumluluğum seni eve zengin götürmek."
14:46
(Laughter)
318
870000
2000
(Kahkahalar)
14:48
You want to get home alive, that's on you.
319
872000
2000
Eve sağlam dönmek istiyorsan o senin bileceğin iş.
14:50
And for the rest of that day, safety first.
320
874000
3000
Artık o gün boyunca güvenlik önce geldi
14:53
I was like --
321
877000
3000
benim için.
14:56
So, the idea that we create this false --
322
880000
3000
Yani kendi uydurduğumuz bu sahte fikir --
14:59
this sense of complacency
323
883000
2000
yaptığımız tek şey bir başkasının sorumluluğundan kendimizinmiş gibi bahsettiğimizde
15:01
when all we do is talk about somebody else's responsibility
324
885000
4000
aynı şekilde tam tersi bir durumda da
15:05
as though it's our own, and vice versa.
325
889000
2000
oluşan bu memnunluk hissi.
15:07
Anyhow, a whole lot of things.
326
891000
2000
Neyse, daha bir sürü şey.
15:09
I could talk at length about the many little distinctions we made
327
893000
3000
Yaptığımız bir sürü küçük ayrımdan ve benim
15:12
and the endless list of ways that I got it wrong.
328
896000
2000
olayı sonsuz yanlış anlama şekillerimden uzun uzun bahsedebilirim.
15:14
But, what it all comes down to is this.
329
898000
3000
Fakat neticede geldiği nokta şu.
15:17
I formed a theory, and I'm going to share it now
330
901000
3000
Bir teori geliştirdim ve bunu önümüzdeki
15:20
in my remaining two minutes and 30 seconds.
331
904000
2000
kalan 30 saniye içinde paylaşacağım.
15:22
It goes like this --
332
906000
1000
Şöyle bir şey --
15:24
we've declared war on work,
333
908000
3000
emeğe karşı toplum olarak
15:27
as a society, all of us.
334
911000
2000
hepimiz savaş açmış durumdayız.
15:29
It's a civil war.
335
913000
2000
Sivil bir savaş.
15:31
It's a cold war, really.
336
915000
3000
Soğuk bir savaş gerçekten.
15:34
We didn't set out to do it
337
918000
2000
Bunu yapmak için yola çıkmadık
15:36
and we didn't twist our mustache in some Machiavellian way,
338
920000
3000
ya da bıyığımızı da şöyle Makyavelce burmadık
15:39
but we've done it.
339
923000
2000
ama sonuçta yaptık.
15:41
And we've waged this war on at least four fronts,
340
925000
3000
Ve bu savaşı en azından dört cephede savaştık,
15:44
certainly in Hollywood.
341
928000
2000
hiç kuşkusuz Hollywood'da.
15:46
The way we portray working people on TV --
342
930000
2000
Çalışan insanları televizyonda gösterme biçimimiz --
15:48
it's laughable.
343
932000
2000
gülünç.
15:50
If there's a plumber, he's 300 pounds and he's got a giant butt crack. Admit it.
344
934000
4000
Eğer bir tesisatçı varsa kesin 130 kilodur, kocaman bir kıç yarığı vardır. Kabul edin.
15:54
You see him all the time.
345
938000
2000
Her zaman görürsünüz.
15:56
That's what plumbers look like, right?
346
940000
2000
Tesisatçılar hep böyle gözükür, di mi?
15:58
We turn them into heroes, or we turn them into punch lines.
347
942000
2000
Onları vezir de ederiz, rezil de ederiz.
16:00
That's what TV does.
348
944000
2000
Televizyonun yaptığı budur.
16:02
We try hard on "Dirty Jobs" not to do that,
349
946000
2000
"Kirli İşler"de bunu yapmamak için çok uğraşıyoruz.
16:04
which is why I do the work and I don't cheat.
350
948000
2000
hile yapmayıp işi gerçekten kendim yapmamın sebebi de bu.
16:06
But, we've waged this war on Madison Avenue.
351
950000
5000
Fakat biz bu savaşı Madison Avenue'de yaşadık.
16:11
I mean, so many of the commercials that come out there --
352
955000
3000
Yani ordan çıkan reklamların bir çoğunda --
16:15
in the way of a message, what's really being said?
353
959000
2000
mesajın veriliş şekliyle gerçekten söylenen ne oluyor?
16:17
Your life would be better if you could work a little less,
354
961000
2000
Biraz daha az çalışabilsen hayatın çok daha iyi olur,
16:19
if you didn't have to work so hard, if you could get home a little earlier,
355
963000
2000
bu kadar çok çalışmak zorunda olmasaydın eve biraz daha erken gelebilirdin,
16:21
if you could retire a little faster, if you could punch out a little sooner --
356
965000
3000
biraz daha erken emekli olabilirsen, biraz daha erken çıkabilsen --
16:24
it's all in there, over and over, again and again.
357
968000
3000
hepsi orda, hep en baştan, tekrar tekrar.
16:27
Washington? I can't even begin to talk about the deals and policies in place
358
971000
4000
Washington? Mevcut işlerin özündeki gerçekliği etkileyen işlemler
16:31
that affect the bottom line reality of the available jobs
359
975000
4000
ve politikalar hakkında konuşmaya başlayamam bile
16:35
because I don't really know.
360
979000
2000
çünkü aslında bilmiyorum.
16:37
I just know that that's a front in this war.
361
981000
2000
Sadece onun da savaşta bir cephe olduğunu biliyorum.
16:39
And right here guys, Silicon Valley,
362
983000
2000
Tam burda ya, Silikon Vadisi'nde,
16:41
I mean -- how many people have an iPhone on them right now?
363
985000
3000
Ya -- kaç kişide şu an iphone var?
16:44
How many people have their Blackberries?
364
988000
2000
Kaç kişide Blackberry var?
16:46
We're plugged in; we're connected.
365
990000
2000
Prize takılıyız, bağlantıdayız.
16:48
I would never suggest for a second
366
992000
2000
Ben hiçbir zaman bir saniyeliğine bile
16:50
that something bad has come out of the tech revolution.
367
994000
3000
teknoloji devriminden kötü bir şey geldiğini iddia etmem.
16:53
Good grief, not to this crowd.
368
997000
2000
Aman Allahım, bu topluluğa hiç değil.
16:55
(Laughter)
369
999000
2000
(Kahkahalar)
16:57
But I would suggest that innovation without imitation
370
1001000
4000
Ama iddia edeceğim şey, öykünme olmadan
17:01
is a complete waste of time.
371
1005000
2000
yapılan icadın vakit kaybı olduğudur.
17:03
And nobody celebrates imitation
372
1007000
3000
Kimse öykünmeyi "Kirli İşler" ekibinin yapılması gerektiğini
17:06
the way "Dirty Jobs" guys know it has to be done.
373
1010000
4000
bildiği şekilde övmez.
17:10
Your iPhone without those people making the same interface,
374
1014000
3000
Aynı arayüzü, aynı devreyi, aynı kartı tekrar tekrar
17:13
the same circuitry, the same board, over and over?
375
1017000
3000
yapan o insanlar olmadan iphone'unuz nedir?
17:16
All of that? That's what makes it equally as possible
376
1020000
3000
Bütün hepsini? Onu içine giren deha kadar
17:19
as the genius that goes inside of it.
377
1023000
3000
eşit bir şekilde mümkün kılan da bu.
17:22
So, we've got this new toolbox, you know.
378
1026000
3000
Şimdi yeni bir alet çantamız var mesela.
17:25
Our tools today don't look like shovels and picks.
379
1029000
3000
Bugün aletlerimiz kazma kürek gibi gözükmüyor.
17:28
They look like the stuff we walk around with.
380
1032000
4000
Etrafta birlikte dolaştığımız şeyler gibi gözüküyor.
17:32
And so the collective effect of all of that
381
1036000
5000
Ve bütün bunların toplu etkisi de
17:37
has been this marginalization of lots and lots of jobs.
382
1041000
5000
bir sürü işin marjinalize edilmesi haline geldi.
17:42
And I realized, probably too late in this game --
383
1046000
4000
Ve ben de fark ettim ki, bu oyunda muhtemelen artık çok geç --
17:46
I hope not, because I don't know if I can do 200 more of these things --
384
1050000
2000
Umuyorum değildir çünkü bunlardan bir 200 tane daha yapabilir miyim bilmiyorum --
17:48
but we're going to do as many as we can.
385
1052000
2000
ama yapabildiğimiz kadar yapacağız.
17:50
And to me the most important thing to know
386
1054000
3000
Ve benim için bilinmesi ve gerçekten
17:53
and to really come face to face with,
387
1057000
2000
yüzyüze gelinmesi gereken en önemli şey
17:55
is that fact that I got it wrong about a lot of things,
388
1059000
3000
birçok şeyde yanılmış olduğum
17:58
not just the testicles on my chin.
389
1062000
2000
sadece çenemdeki testislerde değil.
18:00
I got a lot wrong.
390
1064000
3000
Birçok konuda yanılmışım.
18:03
So, we're thinking -- by we, I mean me --
391
1067000
4000
Sonra düşündük ki -- düşündük derken sadece ben --
18:07
that the thing to do is to talk about a PR campaign for work,
392
1071000
7000
yapılması gereken, emekle ilgili bir halka ilişkiler konusması yapmak
18:14
manual labor, skilled labor.
393
1078000
2000
el emeğiyle, kalifiye emekle ilgili.
18:16
Somebody needs to be out there
394
1080000
3000
Birinin ortaya çıkıp
18:19
talking about the forgotten benefits.
395
1083000
3000
unutulmuş yararlardan bahsetmesi gerek.
18:22
I'm talking about grandfather stuff,
396
1086000
2000
Dedelerimizin yaptıklarından bahsediyorum
18:24
the stuff a lot us probably grew up with
397
1088000
2000
muhtemelen birçoğumuzun onlarla büyüdüğü
18:26
but we've kind of -- you know, kind of lost
398
1090000
3000
fakat bir şekilde birazcık
18:29
a little.
399
1093000
2000
unutmuş olduğumuz.
18:31
Barack wants to create two and a half million jobs.
400
1095000
2000
Barack iki milyon iş yaratmak istiyor.
18:33
The infrastructure is a huge deal.
401
1097000
3000
Altyapı çok büyük bir mesele.
18:36
This war on work, that I suppose exists, has casualties
402
1100000
3000
Varolduğunu düşündüğüm emek üzerine olan bu savaşın da
18:39
like any other war.
403
1103000
1000
kayıpları var, her savaşın olduğu gibi.
18:40
The infrastructure's the first one;
404
1104000
2000
Altyapı birincisi;
18:42
declining trade-school enrollments are the second one.
405
1106000
2000
meslek okulları kayıtlarındaki düşüş ikincisi.
18:44
Every single year: fewer electricians,
406
1108000
3000
Her yıl: daha az elektirikçi
18:47
fewer carpenters, fewer plumbers,
407
1111000
2000
daha az marangoz, daha az tesisatçı,
18:49
fewer welders, fewer pipefitters,
408
1113000
3000
daha az kaynakçı, daha az boru tesisatçısı
18:52
fewer steamfitters.
409
1116000
2000
daha az ısıtma döşemecisi var.
18:54
The infrastructure jobs that everybody is talking about creating
410
1118000
4000
Herkesin daha fazla yaratmaktan bahsettiği o altyapı işleri
18:58
are those guys --
411
1122000
2000
bu insanlar --
19:00
the ones that have been in decline, over and over.
412
1124000
2000
sürekli düşüşte olanlar.
19:02
Meanwhile, we've got two trillion dollars -- at a minimum,
413
1126000
3000
Diğer yandan -- Amerika İnşaat Mühendisleri Topluluğu'na göre en azından --
19:05
according to the American Society of Civil Engineers --
414
1129000
2000
iki trilyon dolar harcama yapmamız gerekiyor
19:07
that we need to expend to even make a dent in the infrastructure,
415
1131000
3000
altyapıda yalnızca bir adım bile atabilmek için
19:10
which is currently rated at a D minus.
416
1134000
2000
ki şu anda "D eksi" seviyesinde değerlendiriliyor.
19:12
So, if I were running for anything, and I'm not,
417
1136000
5000
Şimdi, eğer ben bir şey için adaylığımı koyup yarışıyorsam, ki ben bunu yapmıyorum bile,
19:17
I would simply say that the jobs we hope to make
418
1141000
3000
en basit haliyle derdim ki;
19:20
and the jobs we hope to create
419
1144000
2000
yapmayı ve üretmeyi umduğumuz işler
19:22
aren't going to stick unless they're jobs that people want.
420
1146000
3000
insanların istediği işler olmadığı sürece tutmayacak.
19:25
And I know the point of this conference
421
1149000
3000
Biliyorum bu konferansın amacı
19:28
is to celebrate things that are near and dear to us,
422
1152000
3000
bize yakın ve değerli olan şeyleri övmek,
19:31
but I also know that clean and dirty aren't opposites.
423
1155000
3000
fakat temiz ve kirlinin birbirinin zıttı olmadıklarını da biliyorum.
19:34
They're two sides of the same coin,
424
1158000
2000
Aynı madalyonun iki yüzü onlar,
19:36
just like innovation and imitation,
425
1160000
2000
tıpkı icatla öykünmek gibi,
19:38
like risk and responsibility,
426
1162000
2000
riskle sorumluluk gibi
19:40
like peripetia and anagnorisis,
427
1164000
2000
peripeteia ile anagnorisis gibi,
19:42
like that poor little lamb, who I hope isn't quivering anymore,
428
1166000
4000
artık titremediğini umduğum o zavallı kuzu,
19:46
and like my time that's gone.
429
1170000
2000
ve biten zamanım gibi.
19:48
It's been great talking to you
430
1172000
2000
Sizinle konuşmak çok güzeldi
19:50
and get back to work, will you?
431
1174000
2000
işinizin başına dönün, olur mu?
19:52
(Applause)
432
1176000
2000
(Alkış)
ABOUT THE SPEAKER
Mike Rowe - TV hostMike Rowe is the host of "Dirty Jobs" -- an incredibly entertaining and heartfelt tribute to hard labor.
Why you should listen
It's quite likely that Mike Rowe has held more jobs than any living person. Rowe is a co-creator and the host of the series Dirty Jobs, now in its fifth year on the Discovery Channel. On the show, he learns and performs hundreds of jobs that require, it's fair to say, a little bit of getting dirty -- from chick sexer to mushroom farmer, beekeeper to boiler repairman. He and his show celebrate the sweaty and vital labor that's often hidden behind gleaming office towers.
His own career has run from the world of opera to the world of QVC shopping television, for which he was a legendary late-night pitchman. In addition to Dirty Jobs, he is also the voice of Deadliest Catch, the spokesperson for Ford, and host of numerous other television shows and sporting events. In his latest incarnation, Rowe has become an unofficial spokesperson for workers. He shares his mission and other resources on the site MikeRoweWORKS.com (flagged "Under Construction / Never Finished").
Mike Rowe | Speaker | TED.com