ABOUT THE SPEAKER
Shekhar Kapur - Director and writer
Shekhar Kapur is a visionary filmmaker and storyteller who works at the intersection of art, myth and activism.

Why you should listen

Golden Globe-winning director Shekhar Kapur makes lush, international period films -- such as Elizabeth and The Four Feathers -- and Indian hits like Mr. India and Bandit Queen. Most recently, Kapur's short film "Passages"" is part of the October 2009 film anthology New York, I Love You. Also this October, he sat on the judging panel for 1 Minute to Save the World, a competition for short films about climate change. (And yes, last summer, he was a judge on India's Got Talent.)

His forthcoming film Paani – the hindi word for water – explores mumbai's shrinking supply of water and its distribution underworld. equally at home in hollywood and Bollywood, he's also a comics mogul; in 2006 he co-founded Virgin Comics as a venue for turning Indian and Hindu myths into pop-culture icons. For the company, now reorganized as Liquid Comics, he cocreated the series Ramayan 3392 A.D., based on the Ramayana. His newest Liquid series: Devi.

More profile about the speaker
Shekhar Kapur | Speaker | TED.com
TEDIndia 2009

Shekhar Kapur: We are the stories we tell ourselves

Shekhar Kapur: Biz kendimize anlattığımız hikayeleriz

Filmed:
878,088 views

Yaratıcılık ilhamı nereden geliyor? TEDHindistan'da, Hollywood/Bollywood yönetmeni Shekhar Kapur ("Elizabeth", "Mr. India/Bay Hindistan") kendi yaratıcılık kaynağını tanımlıyor: katıksız, düpedüz panik. İçinizdeki hikaye anlatıcısını serbest bırakmanın güçlü bir yolunu paylaşıyor.
- Director and writer
Shekhar Kapur is a visionary filmmaker and storyteller who works at the intersection of art, myth and activism. Full bio

Double-click the English transcript below to play the video.

00:15
So, I was just askeddiye sordu to go and shootateş etme this filmfilm calleddenilen "ElizabethElizabeth."
0
0
3000
"Elizabeth" isminde bir filmi gidip çekmem daha yeni istenmişti.
00:18
And we're all talkingkonuşma about this great Englishİngilizce iconikon and sayingsöz,
1
3000
3000
Bu büyük İngiliz ikonu hakkında konuşuyorduk:
00:21
"She's a fantasticfantastik womankadın, she does everything.
2
6000
2000
"Harika bir kadın. Her şeyi yapıyor.
00:23
How are we going to introducetakdim etmek her?"
3
8000
2000
Onu nasıl göstereceğiz?"
00:25
So we wentgitti around the tabletablo with the studiostüdyo and the producersüreticileri and the writeryazar,
4
10000
2000
Stüdyo ile masaya oturduk, yapımcılar, senarist,
00:27
and they camegeldi to me and said, "ShekharShekhar, what do you think?"
5
12000
2000
bana geldiler ve "Shekhar ne düşünüyorsun?" dediler.
00:29
And I said, "I think she's dancingdans."
6
14000
3000
Ve ben "Bence dans ediyor." dedim.
00:32
And I could see everybodyherkes lookedbaktı at me,
7
17000
3000
Herkes bana baktı
00:35
somebodybirisi said, "BollywoodBollywood."
8
20000
2000
ve birisi "Bollywood" dedi.
00:37
The other said, "How much did we hirekiralama him for?"
9
22000
2000
Diğeri, "Ona ne kadar para verdik?" dedi.
00:39
And the thirdüçüncü said, "Let's find anotherbir diğeri directoryönetmen."
10
24000
3000
Ve üçüncüsü "Başka bir yönetmen bulalım." dedi.
00:42
I thought I had better changedeğişiklik.
11
27000
2000
Değişirsem daha iyi olacağını düşündüm.
00:44
So we had a lot of discussiontartışma on how to introducetakdim etmek ElizabethElizabeth,
12
29000
2000
Elizabeth'i nasıl aktaracağımız hakkında çok tartıştık
00:46
and I said, "OK, maybe I am too BollywoodBollywood.
13
31000
3000
ve ben, tamam, belki çok Bollywood'um dedim.
00:49
Maybe ElizabethElizabeth, this great iconikon, dancingdans?
14
34000
2000
Belki de Elizabeth, bu büyük ikon, dans ediyor?
00:51
What are you talkingkonuşma about?"
15
36000
2000
Neden bahsediyorsun?
00:53
So I rethoughtyeniden düşündüm the wholebütün thing,
16
38000
2000
Bütün her şeyi baştan düşündüm
00:55
and then we all camegeldi to a consensusfikir birliği.
17
40000
2000
ve sonunda hepimiz anlaştık.
00:57
And here was the introductionGiriş of this
18
42000
2000
Ve karşınızda "Elizabeth" adındaki
00:59
great Britishİngiliz iconikon calleddenilen "ElizabethElizabeth."
19
44000
2000
bu büyük İngiliz ikonu.
01:06
LeicesterLeicester: MayMayıs I joinkatılmak you, my ladybayan?
20
51000
3000
Leicester: Size katılabilir miyim, leydim?
01:18
ElizabethElizabeth: If it please you, sirBayım.
21
63000
3000
Elizabeth: Eğer isterseniz, beyfendi.
01:21
(MusicMüzik)
22
66000
3000
(Müzik)
02:05
ShekharShekhar KapurKapur: So she was dancingdans.
23
110000
2000
Shekhar Kapur: Ve dans ediyordu.
02:07
So how manyçok people who saw the filmfilm did not get
24
112000
3000
Filmi gören kaç kişi orada
02:10
that here was a womankadın in love,
25
115000
2000
aşık bir kadın olduğunu,
02:12
that she was completelytamamen innocentmasum
26
117000
2000
tamamen masum olduğunu,
02:14
and saw great joysevinç in her life, and she was youthfulgenç?
27
119000
3000
hayattan zevk aldığını ve gençlik dolu olduğunu anlamadı?
02:17
And how manyçok of you did not get that?
28
122000
3000
Kaçınız bunu anlamadı?
02:21
That's the powergüç of visualgörsel storytellinghikaye anlatımı,
29
126000
2000
İşte bu görsel hikaye anlatımının gücüdür.
02:23
that's the powergüç of dancedans, that's the powergüç of musicmüzik:
30
128000
3000
Bu dansın gücüdür. Bu müziğin gücüdür.
02:26
the powergüç of not knowingbilme.
31
131000
3000
Bilmemenin gücüdür.
02:29
When I go out to directdirekt a filmfilm,
32
134000
2000
Bir filmi yönetmeye gittiğimde,
02:31
everyher day we preparehazırlamak too much, we think too much.
33
136000
2000
her gün fazla hazırlanıyoruz, fazla düşünüyoruz.
02:33
KnowledgeBilgi becomesolur a weightağırlık uponüzerine wisdombilgelik.
34
138000
3000
Bildiklerimiz, aklımız üzerinde bir yük oluyor.
02:36
You know, simplebasit wordskelimeler lostkayıp
35
141000
2000
Bilirsiniz, deneyimin bataklığında
02:38
in the quicksandBataklık of experiencedeneyim.
36
143000
4000
basit sözcükler kayboluyor.
02:42
So I come up, and I say,
37
147000
2000
Ben de geliyorum ve diyorum ki,
02:44
"What am I going to do todaybugün?" I'm not going to do what I plannedplanlı to do,
38
149000
3000
"Bugün ne yapacağım?". Planladığım şeyleri yapmayacağım
02:47
and I put myselfkendim into absolutekesin panicPanik.
39
152000
3000
ve kendimi tam bir paniğe sokuyorum.
02:50
It's my one way of gettingalma ridkurtulmuş of my mindus,
40
155000
3000
Benim zihimden kurtulmamın,
02:53
gettingalma ridkurtulmuş of this mindus that saysdiyor,
41
158000
2000
bana "Hey, ne yaptığını biliyorsun.
02:55
"Hey, you know what you're doing. You know exactlykesinlikle what you're doing.
42
160000
2000
Ne yaptığını tamamen biliyorsun. Sen bir yönetmensin,
02:57
You're a directoryönetmen, you've donetamam it for yearsyıl."
43
162000
2000
bunu yıllardır yapıyorsun." diyen zihnimden kurtulmamın bir yolu bu.
02:59
So I've got to get there
44
164000
2000
Oraya gitmeliyim
03:01
and be in completetamamlayınız panicPanik.
45
166000
2000
ve tamamen panik yapmalıyım.
03:03
It's a symbolicsembolik gesturejest. I teargözyaşı up the scriptkomut dosyası,
46
168000
2000
Sembolik bir hareketle, senaryoyu yırtarım.
03:05
I go and I panicPanik myselfkendim, I get scaredkorkmuş.
47
170000
3000
Panik yaparım. Korkarım.
03:08
I'm doing it right now; you can watch me. I'm gettingalma nervoussinir,
48
173000
3000
Şimdi de yapıyorum. Bunu görebilirsiniz. Tedirgin oluyorum..
03:11
I don't know what to say, I don't know what I'm doing, I don't want to go there.
49
176000
3000
Ne diyeceğimi bilmiyorum. Ne yaptığımı bilmiyorum. Oraya gitmek istemiyorum.
03:14
And as I go there, of coursekurs, my A.D. saysdiyor,
50
179000
2000
Oraya gidince, tabii ki, yardımcı yönetmenim
03:16
"You know what you're going to do, sirBayım." I say, "Of coursekurs I do."
51
181000
3000
"Ne yapacağınızı biliyorsunuz efendim." der. Ben de "Elbette biliyorum." derim.
03:20
And the studiostüdyo executivesYöneticiler, they would say,
52
185000
2000
Ve stüdyo yöneticileri
03:22
"Hey, look at ShekharShekhar. He's so preparedhazırlanmış."
53
187000
2000
"Shekhar'a bak. Tamamen hazırlanmış." derler.
03:24
And insideiçeride I've just been listeningdinleme to NusratNusrat mayın gemisi FatehFateh AliAli KhanHan
54
189000
2000
Bense az önce içeride, kaotik olduğu için Nusret Fatih Ali Han'ın
03:26
because he's chaotickarmakarışık.
55
191000
2000
müziğini dinliyordum.
03:28
I'm allowingizin myselfkendim to go into chaoskaos
56
193000
3000
Kendimi kaosa bırakıyorum,
03:31
because out of chaoskaos, I'm hopingumut some momentsanlar of truthhakikat will come.
57
196000
3000
çünkü kaostan, doğruluk çıkacağını umuyorum.
03:35
All preparationhazırlık is preparationhazırlık.
58
200000
2000
Tüm hazırlanma, hazırlanmadır.
03:37
I don't even know if it's honestdürüst.
59
202000
2000
Dürüst olup olmadığını bile bilmiyorum.
03:39
I don't even know if it's truthfuldoğru.
60
204000
2000
Doğru olup olmadığını.
03:41
The truthhakikat of it all comesgeliyor on the momentan, organicallyorganik olarak,
61
206000
3000
Gerçeklik bir anlık ve organik olarak geliyor,
03:44
and if you get fivebeş great momentsanlar
62
209000
2000
ve eğer hikayenizde ya da filminizde
03:46
of great, organicorganik stuffşey
63
211000
2000
bu organik, harika şeyden
03:48
in your storytellinghikaye anlatımı, in your filmfilm,
64
213000
2000
beş anınız olursa
03:50
your filmfilm, audiencesizleyiciler will get it.
65
215000
2000
seyirciniz bunu anlayacaktır.
03:52
So I'm looking for those momentsanlar, and I'm standingayakta there
66
217000
2000
Ben o anları arıyorum ve orada durup
03:54
and sayingsöz, "I don't know what to say."
67
219000
2000
"Ne yapacağımı bilmiyorum." deyince
03:56
So, ultimatelyen sonunda, everybody'sherkesin looking at you,
68
221000
2000
Sonunda sabahn yedisinde herkes size bakıyor,
03:58
200 people at sevenYedi in the morningsabah
69
223000
2000
yediye çeyrek kala kalkıp oraya gelen 200 kişi,
04:00
who got there at quarterçeyrek to sevenYedi, and you arrivedgeldi at sevenYedi,
70
225000
2000
siz yedide oraya varınca
04:02
and everybody'sherkesin sayingsöz,
71
227000
2000
herkes
04:04
"Hey. What's the first thing? What's going to happenolmak?"
72
229000
2000
"İlk ne yapacak? Ne olacak?" diyor.
04:06
And you put yourselfkendin into a statebelirtmek, bildirmek of panicPanik
73
231000
2000
Ve siz kendinizi bir paniğe sokuyorsunuz,
04:08
where you don't know, and so you don't know.
74
233000
3000
neredesiniz bilmiyorsunuz ve bu yüzden bilmiyorsunuz.
04:11
And so, because you don't know,
75
236000
2000
Bilmediğiniz için de evrene
04:13
you're prayingdua eden to the universeEvren because you're prayingdua eden to the universeEvren
76
238000
3000
dua etmeye başlıyorsunuz. Evrene dua ettiğiniz için
04:16
that something -- I'm going to try and accesserişim the universeEvren
77
241000
3000
-- Evrene Einstein'ın yaptığı gibi ulaşmayı
04:19
the way EinsteinEinstein -- say a prayernamaz --
78
244000
2000
deneyeceğim -- dua
04:21
accessederişilen his equationsdenklemler,
79
246000
2000
ederek -- onun denklemleri
04:23
the sameaynı sourcekaynak. I'm looking for the sameaynı sourcekaynak
80
248000
3000
aynı kaynaktan -- aynı kaynağı arıyorum
04:26
because creativityyaratıcılık comesgeliyor from absolutelykesinlikle the sameaynı sourcekaynak
81
251000
2000
çünkü yaratıcılık kesinlikle aynı kaynaktan gelir:
04:28
that you meditatemeditasyon somewherebir yerde outsidedışında yourselfkendin,
82
253000
2000
kendi dışınızda, evrenin dışında birşeye
04:30
outsidedışında the universeEvren.
83
255000
2000
meditasyon yaparak.
04:32
You're looking for something that comesgeliyor and hitsisabetler you.
84
257000
2000
Birşeyin gelip kafanıza dank etmesini beklersiniz.
04:34
UntilKadar that hitsisabetler you, you're not going to do the first shotatış.
85
259000
2000
O şey gelene kadar, ilk çekimi yapmayacaksınız.
04:36
So what do you do?
86
261000
2000
Ne yaparsınız?
04:38
So CateCate saysdiyor, "ShekharShekhar, what do you want me to do?"
87
263000
2000
Kate, "Shekhar ne yapmamı istiyorsun?" der.
04:40
And I say, "CateCate, what do you want to do?" (LaughterKahkaha)
88
265000
3000
Ben, "Kate, sen ne yapmak istiyorsun?" derim. (Gülüşmeler)
04:43
"You're a great actoraktör, and I like to give to my actorsaktörler --
89
268000
3000
"Sen harika bir oyuncusun, oyuncularıma haklarını teslim ederim.
04:46
why don't you showgöstermek me what you want to do?"
90
271000
2000
Neden sen bana ne yapmak istediğini göstermiyorsun?"
04:48
(LaughterKahkaha)
91
273000
2000
(Gülüşmeler)
04:50
What am I doing? I'm tryingçalışıyor to buysatın almak time.
92
275000
2000
Ne yapıyorum? Zaman kazanmaya çalışıyorum.
04:52
I'm tryingçalışıyor to buysatın almak time.
93
277000
2000
Zaman kazanmaya çalışıyorum.
04:54
So the first thing about storytellinghikaye anlatımı that I learnedbilgili,
94
279000
2000
Hikaye anlatmak hakkında ilk öğrendiğim
04:56
and I followtakip et all the time is: PanicPanik.
95
281000
2000
ve hep uyguladığım şey, paniktir.
04:58
PanicPanik is the great accesserişim of creativityyaratıcılık
96
283000
3000
Panik yaratıcılığa ulaşmanın harika bir yoludur,
05:01
because that's the only way to get ridkurtulmuş of your mindus.
97
286000
2000
çünkü sadece o zaman zihninizden kurtuluyorsunuz.
05:03
Get ridkurtulmuş of your mindus.
98
288000
2000
Zihninizden kurtulun.
05:05
Get out of it, get it out.
99
290000
2000
Ondan çıkın. Onu çıkarın.
05:07
And let's go to the universeEvren because
100
292000
2000
Ve evrene gidelim, çünkü
05:09
there's something out there that is more
101
294000
2000
orada zihninizden daha gerçek olan
05:11
truthfuldoğru than your mindus,
102
296000
2000
bir şey var,
05:13
that is more truthfuldoğru than your universeEvren.
103
298000
2000
kendi evreninizden daha gerçek olan bir şey.
05:15
[unclearbelirsiz], you said that yesterdaydün. I'm just repeatingYinelenen it
104
300000
2000
Bunu dün söyledin. Ben sadece tekrar ediyorum
05:17
because that's what I followtakip et constantlysürekli
105
302000
2000
çünkü bunu shunyata'yı, boşluğu bulmak için
05:19
to find the shunyatashunyata somewherebir yerde, the emptinessboşluk.
106
304000
3000
sürekli uyguluyorum.
05:22
Out of the emptinessboşluk comesgeliyor a momentan of creativityyaratıcılık.
107
307000
3000
Boşluktan bir yaratıcılık anı çıkar.
05:25
So that's what I do.
108
310000
2000
Benim yaptığım bu.
05:27
When I was a kidçocuk -- I was about eightsekiz yearsyıl oldeski.
109
312000
2000
Ben çocukken -- sekiz yaşlarındaydm.
05:29
You rememberhatırlamak how IndiaHindistan was. There was no pollutionkirlilik.
110
314000
3000
Hindistan'ın nasıl olduğunu hatırlarsınız. Kirllilik yoktu.
05:32
In DelhiDelhi, we used to livecanlı -- we used to call it a chhatchhat or the khotakhota.
111
317000
4000
Delhi'de yaşıyorduk -- oraya "umumhane" derdik
05:36
Khota'sKhota'nın now becomeolmak a badkötü wordsözcük. It meansanlamına geliyor theironların terraceTeras --
112
321000
3000
şimdi kötü bir sözcük oldu. Aslında teras anlamına geliyor --
05:39
and we used to sleepuyku out at night.
113
324000
2000
ve geceleri orada dışarıda uyurduk.
05:41
At schoolokul I was beingolmak just taughtöğretilen about physicsfizik,
114
326000
2000
Okulda fizik dersinde bize
05:43
and I was told that
115
328000
3000
varolan herşeyin
05:46
if there is something that existsvar,
116
331000
2000
ölçülebilir olduğu
05:48
then it is measurableölçülebilir.
117
333000
3000
öğretilmişti.
05:51
If it is not measurableölçülebilir,
118
336000
2000
Ölçülemiyorsa,
05:53
it does not existvar olmak.
119
338000
2000
öyle bir şey yoktur.
05:55
And at night I would lieYalan out, looking at the unpollutedSadce skygökyüzü,
120
340000
3000
Geceleri Delhi'de ben çocukken olduğu gibi kirlenmemiş
05:58
as DelhiDelhi used to be at that time when I was a kidçocuk,
121
343000
3000
gökyüzünün altında yatıp,
06:01
and I used to starebakıyorum at the universeEvren and say,
122
346000
3000
gökyüzüne bakarak, kendi kendime
06:04
"How faruzak does this universeEvren go?"
123
349000
2000
"Evren ne kadar büyük?" diye sorardım.
06:06
My fatherbaba was a doctordoktor.
124
351000
2000
Babam doktordu.
06:08
And I would think, "DaddyBaba, how faruzak does the universeEvren go?"
125
353000
3000
Ona, "Baba, evren ne kadar büyük?" diye sorardım.
06:11
And he said, "SonOğlu, it goesgider on foreversonsuza dek."
126
356000
3000
O da, "Oğlum, sonsuz büyüklükte." derdi.
06:14
So I said, "Please measureölçmek foreversonsuza dek
127
359000
3000
Ben de, "Lütfen sonsuzun ölçüsünü ver,
06:17
because in schoolokul they're teachingöğretim me
128
362000
2000
çünkü okulda eğer birşey ölçülemiyorsa
06:19
that if I cannotyapamam measureölçmek it, it does not existvar olmak.
129
364000
3000
onun olmadığını öğretiyorlar.
06:22
It doesn't come into my frameçerçeve of referencereferans."
130
367000
3000
Bunu anlayamıyorum." dedim.
06:25
So, how faruzak does eternitysonsuzluk go?
131
370000
2000
Sonsuz nereye kadar gidiyor?
06:27
What does foreversonsuza dek mean?
132
372000
2000
Sonsuz ne anlama geliyor?
06:29
And I would lieYalan there cryingağlıyor at night
133
374000
3000
Geceleri orada yatar, ağlardım,
06:32
because my imaginationhayal gücü could not touchdokunma creativityyaratıcılık.
134
377000
3000
çünkü hayalgücüm yaratıcılığa ulaşamıyordu.
06:35
So what did I do?
135
380000
2000
Bunun üzerine ne yaptım?
06:37
At that time, at the tenderihale ageyaş of sevenYedi,
136
382000
2000
O zaman, yedi yaşının hassaslığıyla
06:39
I createdoluşturulan a storyÖykü.
137
384000
2000
bir hikaye yarattım.
06:41
What was my storyÖykü?
138
386000
2000
Hikayem neydi?
06:43
And I don't know why, but I rememberhatırlamak the storyÖykü.
139
388000
3000
Neden bilmiyorum ama hikayeyi hatırlıyorum.
06:46
There was a woodcutterOduncu
140
391000
2000
Bir oduncu vardı.
06:48
who'skim about to take his axbalta and chopChop a pieceparça of woodahşap,
141
393000
3000
Baltasını alıp odun kesmeye gidecekti.
06:51
and the wholebütün galaxygökada is one atomatom of that axbalta.
142
396000
4000
Tüm galaksi, baltasındaki bir atomdu.
06:56
And when that axbalta hitsisabetler that pieceparça of woodahşap,
143
401000
3000
Baltası oduna deyince
06:59
that's when everything will destroyyıkmak
144
404000
2000
her şey yok olacaktı,
07:01
and the BigBüyük BangPatlama will happenolmak again.
145
406000
2000
büyük patlama yeniden olacaktı.
07:03
But all before that there was a woodcutterOduncu.
146
408000
2000
Ama her şeyden önce bir oduncu vardı.
07:05
And then when I would runkoş out of that storyÖykü,
147
410000
2000
Anlatacak hikayem kalmadıkça,
07:07
I would imaginehayal etmek that woodcutter'sOduncu 's universeEvren
148
412000
3000
oduncunun evreninin başka bir oduncunun
07:10
is one atomatom in the axbalta of anotherbir diğeri woodcutterOduncu.
149
415000
3000
baltasındaki bir atom olduğunu hayal ederdim.
07:13
So everyher time, I could tell my storyÖykü again and again
150
418000
3000
Her seferinde, hikayemi baştan anlatıp
07:16
and get over this problemsorun,
151
421000
2000
bu sorunu aşabilirdim
07:18
and so I got over the problemsorun.
152
423000
3000
ve sonunda aştım.
07:21
How did I do it? Tell a storyÖykü.
153
426000
3000
Bunu nasıl başardım? Hikaye anlatın.
07:24
So what is a storyÖykü?
154
429000
2000
Hikaye nedir?
07:26
A storyÖykü is our -- all of us --
155
431000
3000
Hikaye biziz, hepimiziz.
07:29
we are the storieshikayeleri we tell ourselveskendimizi.
156
434000
3000
Bizler, kendimize anlattığımız hikayeleriz.
07:32
In this universeEvren, and this existencevaroluş,
157
437000
4000
Varolup olmadığımız ve
07:36
where we livecanlı with this dualityikilik
158
441000
2000
kim olduğumuz
07:38
of whetherolup olmadığını we existvar olmak or not
159
443000
2000
ikilemiyle yaşadığımız
07:40
and who are we,
160
445000
2000
bu evrende ve varoluşta
07:42
the storieshikayeleri we tell ourselveskendimizi are the storieshikayeleri
161
447000
3000
kendimize anlattığımız hikayeler
07:45
that definetanımlamak the potentialitiespotansiyeli
162
450000
2000
varolma olasılığımızı
07:47
of our existencevaroluş.
163
452000
2000
tanımlayan hikayeleriz.
07:49
We are the storieshikayeleri we tell ourselveskendimizi.
164
454000
3000
Bizler, kendimize anlattığımız hikayeleriz.
07:54
So that's as widegeniş as we look at storieshikayeleri.
165
459000
2000
Yani hikayelere baktığımız kadar genişiz.
07:56
A storyÖykü is the relationshipilişki
166
461000
2000
Bir hikaye kim olduğunuz veya
07:58
that you developgeliştirmek betweenarasında who you are,
167
463000
4000
kim olabileceğinizle
08:02
or who you potentiallypotansiyel are,
168
467000
2000
sınırsız evrenle geliştirdiğiniz
08:04
and the infinitesonsuz worldDünya, and that's our mythologymitoloji.
169
469000
3000
ilişkidir, ve bu bizim mitolojimizdir.
08:07
We tell our storieshikayeleri,
170
472000
3000
Hikayelerimizi anlatırız
08:10
and a personkişi withoutolmadan a storyÖykü does not existvar olmak.
171
475000
3000
ve hikayesi olmayan bir insan yoktur.
08:13
So EinsteinEinstein told a storyÖykü
172
478000
3000
Einstein bir hikaye anlattı
08:16
and followedtakip etti his storieshikayeleri and camegeldi up with theoriesteoriler
173
481000
3000
ve hikayelerini takip etti ve teorilerini buldu
08:19
and camegeldi up with theoriesteoriler and then camegeldi up with his equationsdenklemler.
174
484000
3000
ve teorilerini buldu ve denklemlerini yazdı.
08:22
AlexanderAlexander had a storyÖykü that his motheranne used to tell him,
175
487000
3000
Büyük İskender'e annesinin anlattığı bir hikaye vardı
08:25
and he wentgitti out to conquerfethetmek the worldDünya.
176
490000
2000
ve dünyayı ele geçirmeye koyuldu.
08:27
We all, everybodyherkes, has a storyÖykü that they followtakip et.
177
492000
3000
Bizim, hepimizin takip edeceğimiz bir hikayemiz var.
08:30
We tell ourselveskendimizi storieshikayeleri.
178
495000
2000
Kendimize hikayeler anlatırız.
08:32
So, I will go furtherayrıca, and I say,
179
497000
3000
Daha ileri gidip şunu söyleyeceğim,
08:35
"I tell a storyÖykü, and thereforebu nedenle I existvar olmak."
180
500000
2000
hikaye anlatıyorum öyleyse varım.
08:37
I existvar olmak because there are storieshikayeleri,
181
502000
2000
Ben varım çünkü hikayeler var
08:39
and if there are no storieshikayeleri, we don't existvar olmak.
182
504000
2000
ve eğer hikayeler olmazsa biz de yokuz.
08:41
We createyaratmak storieshikayeleri to definetanımlamak our existencevaroluş.
183
506000
3000
Varlığımızı tanımlamak için hikayeler yaratırız.
08:44
If we do not createyaratmak the storieshikayeleri,
184
509000
2000
Hikayeleri yaratmazsak
08:46
we probablymuhtemelen go maddeli.
185
511000
3000
büyük olasılıkla çıldırırız.
08:49
I don't know; I'm not sure, but that's what I've donetamam all the time.
186
514000
3000
Bilmiyorum. Emin değilim, ama bunca zamandır yaptığım bu.
08:52
Now, a filmfilm.
187
517000
4000
Şimdi bir film.
08:56
A filmfilm tellsanlatır a storyÖykü.
188
521000
2000
Bir film bir hikaye anlatır.
08:58
I oftensık sık wondermerak etmek when I make a filmfilm -- I'm thinkingdüşünme of makingyapma a filmfilm of the BuddhaBuda --
189
523000
3000
Bir filmi yaparken düşünürüm -- Buda'nın filmini yapmayı düşünüyorum --
09:01
and I oftensık sık wondermerak etmek: If BuddhaBuda had all the elementselementler
190
526000
4000
genellikle düşünürüm: Buda'ya bir yönetmene verilen bütün
09:05
that are givenverilmiş to a directoryönetmen --
191
530000
2000
imkanlar verilseydi,
09:07
if he had musicmüzik, if he had visualsGörseller, if he had a videovideo camerakamera --
192
532000
3000
müziği olsaydı, görselleri olsaydı, kamerası olsaydı,
09:10
would we get BuddhismBudizm better?
193
535000
2000
Budizm'i daha iyi anlar mıydık?
09:12
But that putskoyar some kindtür of burdenyük on me.
194
537000
2000
Ama bu benim üzerimde bir baskı oluşturuyor.
09:14
I have to tell a storyÖykü
195
539000
2000
Bir hikaye daha ayrıntılı
09:16
in a much more elaborateayrıntılı way,
196
541000
2000
bir biçimde anlatmalıyım
09:18
but I have the potentialpotansiyel.
197
543000
2000
ama bu potansiyele sahibim.
09:20
It's calleddenilen subtextalt metin.
198
545000
2000
Buna altmetin deniliyor.
09:22
When I first wentgitti to HollywoodHollywood, they said --
199
547000
2000
Hollywood'a ilk gittiğimde, bana --
09:24
I used to talk about subtextalt metin, and my agentAjan camegeldi to me,
200
549000
2000
Altmetinden bahsederdim ve menajerim bana gelip
09:26
"Would you kindlyLütfen not talk about subtextalt metin?"
201
551000
3000
"Altmetinden bahsetmemeni rica edebilir miyim?" dedi.
09:29
And I said, "Why?" He said, "Because nobodykimse is going to give you a filmfilm
202
554000
2000
Ben "Neden?" diye sorunca "Çünkü altmetinden bahsedersen
09:31
if you talk about subtextalt metin.
203
556000
2000
kimse sana film vermez.
09:34
Just talk about plotarsa
204
559000
2000
Sadece olay örgüsünden bahset
09:36
and say how wonderfulolağanüstü you'llEğer olacak shootateş etme the filmfilm,
205
561000
2000
ve filmi ne kadar harika çekeceğini,
09:38
what the visualsGörseller will be."
206
563000
2000
görsellerin ne olacağını anlat." dedi.
09:40
So when I look at a filmfilm,
207
565000
2000
Ben bir filme baktığımda,
09:42
here'sburada what we look for:
208
567000
2000
aradığım(ız) şeyler şunlardır,
09:44
We look for a storyÖykü on the plotarsa levelseviye,
209
569000
3000
senaryo katmanında bir hikaye ararız,
09:47
then we look for a storyÖykü
210
572000
2000
sonrasında psikolojik katmanda
09:49
on the psychologicalpsikolojik levelseviye,
211
574000
2000
bir hikaye ararız,
09:51
then we look for a storyÖykü on the politicalsiyasi levelseviye,
212
576000
3000
sonra politik katmanda bir hikaye ararız,
09:54
then we look at a storyÖykü
213
579000
2000
sonra da mitolojik katmanda
09:56
on a mythologicalmitolojik levelseviye.
214
581000
2000
bir hikayeye bakarız.
09:58
And I look for storieshikayeleri on eachher levelseviye.
215
583000
2000
Ben de her katmanda bir hikaye ararım.
10:00
Now, it is not necessarygerekli
216
585000
2000
Bu hikayelerin birbirleriyle
10:02
that these storieshikayeleri agreeanlaşmak with eachher other.
217
587000
3000
uyum içinde olmasına gerek yok.
10:05
What is wonderfulolağanüstü is,
218
590000
2000
Harika olan ise, çoğunlukla,
10:07
at manyçok timeszamanlar, the storieshikayeleri will contradictters with eachher other.
219
592000
4000
bu hikayelerin birbirleriyle çelişmesidir.
10:11
So when I work with RahmanRahman who'skim a great musicianmüzisyen,
220
596000
2000
Harika bir müzisyen olan Rahman'la çalıştığımda,
10:13
I oftensık sık tell him, "Don't followtakip et what the scriptkomut dosyası alreadyzaten saysdiyor.
221
598000
4000
ona çoğunlukla "Senaryonun zaten söylediklerini takip etme.
10:17
Find that whichhangi is not.
222
602000
2000
Orada olmayanı bul.
10:19
Find the truthhakikat for yourselfkendin,
223
604000
2000
Kendin için gerçekliği bul
10:21
and when you find the truthhakikat for yourselfkendin,
224
606000
2000
ve kendin için gerçekliği bulduğunda,
10:23
there will be a truthhakikat in it, but it mayMayıs ayı contradictters the plotarsa,
225
608000
2000
onun içinde bir gerçeklik olacak, ama olay örgüsüyle çelişkili olabilir,
10:25
but don't worryendişelenmek about it."
226
610000
2000
fakat dert etme."
10:29
So, the sequelnetice to "ElizabethElizabeth," "GoldenAltın AgeYaş."
227
614000
3000
"Elizabeth"in devam filmi, "Golden Age-Altın Çağ".
10:32
When I madeyapılmış the sequelnetice to "ElizabethElizabeth," here was a storyÖykü that
228
617000
2000
"Elizabeth"in devam filmini çektiğimde, senaristin
10:34
the writeryazar was tellingsöylüyorum:
229
619000
2000
anlattığı bir hikaye vardı.
10:36
A womankadın who was threatenedtehdit
230
621000
3000
II. Philip tarafından
10:39
by PhilipPhilip IIII
231
624000
2000
tehdit edilen bir kadın vardı
10:41
and was going to warsavaş,
232
626000
2000
ve savaşa gidiyordu,
10:43
and was going to warsavaş, felldüştü in love with WalterWalter RaleighRaleigh.
233
628000
2000
savaşa gidiyordu ve Walter Raleigh'e aşık oldu.
10:45
Because she felldüştü in love with WalterWalter RaleighRaleigh,
234
630000
3000
Walter Raleigh'e aşık olduğu için,
10:48
she was givingvererek up the reasonsnedenleri she was a queenkraliçe,
235
633000
2000
onu kraliçe yapan sebeplerden vazgeçiyordu.
10:50
and then WalterWalter RaleighRaleigh
236
635000
2000
Sonra Walter Raleigh
10:52
felldüştü in love with her ladybayan in waitingbekleme,
237
637000
2000
onun nedimesine aşık oldu
10:54
and she had to decidekarar ver whetherolup olmadığını she was a queenkraliçe going to warsavaş
238
639000
2000
ve karar vermesi gerekiyordu: savaşa giden bir kraliçe miydi
10:56
or she wanted...
239
641000
3000
yoksa olmak istediği mi...
11:00
Here'sİşte the storyÖykü I was tellingsöylüyorum:
240
645000
3000
Anlattığım hikaye şuydu.
11:03
The godstanrılar up there,
241
648000
2000
Yukarıdaki tanrılar.
11:05
there were two people.
242
650000
2000
İki insan vardı.
11:07
There was PhilipPhilip IIII, who was divineilahi
243
652000
3000
Sürekli dua ettiği için ilahi olan
11:10
because he was always prayingdua eden,
244
655000
3000
II. Philip vardı
11:13
and there was ElizabethElizabeth, who was divineilahi,
245
658000
2000
ve Elizabeth vardı, o da ilahiydi
11:15
but not quiteoldukça divineilahi because she thought she was divineilahi,
246
660000
2000
ama tam olarak değildi çünkü o ilahi olduğunu düşünüyordu
11:17
but the bloodkan of beingolmak mortalölümlü flowedaktı in her.
247
662000
3000
ama ölümlü olmanın verdiği kan damarlarında dolaşıyordu.
11:20
But the divineilahi one was unjusthaksız,
248
665000
3000
Ama ilahi olan adil değidi,
11:23
so the godstanrılar said,
249
668000
2000
bu yüzden tanrılar,
11:25
"OK, what we need to do is
250
670000
2000
"Yapmamız gereken adil olana
11:27
help the just one."
251
672000
3000
yardım etmek." dediler
11:30
And so they helpedyardım etti the just one.
252
675000
2000
Ve adil olana yardım ettiler.
11:32
And what they did was, they sentgönderilen WalterWalter RaleighRaleigh down
253
677000
3000
Yaptıkları, Walter Raleigh'i aşağıya
11:35
to physicallyfiziksel olarak separateayrı her mortalölümlü selföz
254
680000
3000
kraliçenin ölümlü benliği ve ruhani benliğini fiziksel olarak
11:38
from her spiritruh selföz.
255
683000
2000
birbirinden ayırması için göndermek oldu.
11:40
And the mortalölümlü selföz was the girlkız
256
685000
2000
Ölümlü tarafı için gönderilen
11:42
that WalterWalter RaleighRaleigh was sentgönderilen,
257
687000
2000
Walter Raleigh
11:44
and graduallykademeli olarak he separatedayrıldı her
258
689000
3000
kraliçeyi o benliğinden ayırdı ve
11:47
so she was freeücretsiz to be divineilahi.
259
692000
2000
artık kraliçe de ilahi olabilirdi.
11:49
And the two divineilahi people foughtkavga etti,
260
694000
2000
İki kutsal kişi savaştılar
11:51
and the godstanrılar were on the sideyan of divinityİlahiyat.
261
696000
2000
ve tanrılar kutsallığın yanındaydılar.
11:53
Of coursekurs, all the Britishİngiliz pressbasın got really upsetüzgün.
262
698000
3000
Tabii ki İngilizler bu işten memnun kalmadılar
11:57
They said, "We wonwon the ArmadaArmada."
263
702000
3000
ve "Armada'yı biz kazandık" dediler.
12:00
But I said, "But the stormfırtına wonwon the ArmadaArmada.
264
705000
2000
Ama ben dedim ki, "Armada'yı fırtına kazandı
12:02
The godstanrılar sentgönderilen the stormfırtına."
265
707000
2000
ve fırtınayı tanrılar gönderdiler".
12:04
So what was I doing?
266
709000
2000
Ben ne yapıyordum?
12:06
I was tryingçalışıyor to find a mythicefsanevi reasonneden
267
711000
2000
Filmi yapabilmek için
12:08
to make the filmfilm.
268
713000
2000
mitolojik bir temel bulmaya çalışıyordum.
12:10
Of coursekurs, when I askeddiye sordu CateCate BlanchettBlanchett, I said, "What's the filmfilm about?"
269
715000
3000
Tabii ki Kate Blanchett'e "Film ne hakkında" diye sorduğumda
12:13
She said, "The film'sFilmin about a womankadın
270
718000
2000
"Film yaşlanmaya alışmaya çalışan
12:15
cominggelecek to termsşartlar with growingbüyüyen olderdaha eski."
271
720000
3000
bir kadın hakkında" dedi.
12:18
PsychologicalPsikolojik.
272
723000
2000
Psikolojik.
12:20
The writeryazar said "It's about historytarih, plotarsa."
273
725000
3000
Senarist, olay örgüsünün tarih hakkında olduğunu söyledi.
12:23
I said "It's about mythologymitoloji,
274
728000
2000
Ben de mitolojiyle, tanrılarla
12:25
the godstanrılar."
275
730000
2000
ilgili olduğunu söyledim.
12:27
So let me showgöstermek you a filmfilm --
276
732000
2000
Size bir film göstermeme izin verin --
12:29
a pieceparça from that filmfilm --
277
734000
2000
bu filmden bir parça --
12:31
and how a camerakamera alsoAyrıca --
278
736000
2000
ve bir kameranın da nasıl --
12:33
so this is a scenefaliyet alani, sahne, where in my mindus,
279
738000
2000
bu bence onun ölümlülüğünün dibinde
12:35
she was at the depthsderinlikleri of mortalityölüm oranı.
280
740000
3000
olduğu bir sahne
12:38
She was discoveringkeşfetmek what mortalityölüm oranı actuallyaslında meansanlamına geliyor,
281
743000
3000
O ölümlülüğün ne anlama geldiğini anlıyor
12:41
and if she is at the depthsderinlikleri of mortalityölüm oranı,
282
746000
3000
ve ölümlülüğün dibindeyse
12:44
what really happensolur.
283
749000
2000
gerçekte ne olduğunu anlıyor.
12:46
And she's recognizingtanıyan the dangerstehlikeleri of mortalityölüm oranı
284
751000
2000
Ölümlülüğün tehlikelerini anlıyor
12:48
and why she should breakkırılma away from mortalityölüm oranı.
285
753000
3000
ve neden bundan kurtulması gerektiğini.
12:51
RememberHatırlıyorum, in the filmfilm, to me,
286
756000
2000
Hatırlayın, filmde bana göre
12:53
bothher ikisi de her and her ladybayan in waitingbekleme
287
758000
2000
o ve nedimesi
12:55
were partsparçalar of the sameaynı bodyvücut,
288
760000
2000
aynı bedenin parçaları,
12:57
one the mortalölümlü selföz
289
762000
2000
biri ölümlü yanı
12:59
and one the spiritruh selföz.
290
764000
3000
ve diğeri ruhani yanı.
13:02
So can we have that secondikinci?
291
767000
2000
İkincisini görebilir miyiz?
13:04
(MusicMüzik)
292
769000
2000
(Müzik)
13:06
ElizabethElizabeth: BessBess?
293
771000
2000
Elizabeth: Bess?
13:10
BessBess?
294
775000
2000
Bess?
13:13
BessBess ThrockmortonThrockmorton?
295
778000
2000
Bess Throckmorton?
13:20
BessBess: Here, my ladybayan.
296
785000
2000
Bess: Burdayım majesteleri.
13:22
ElizabethElizabeth: Tell me, is it truedoğru?
297
787000
2000
Elizabeth: Söyle bana, doğru mu?
13:24
Are you with childçocuk?
298
789000
3000
Hamile misin?
13:28
Are you with childçocuk?
299
793000
2000
Hamile misin?
13:30
BessBess: Yes, my ladybayan.
300
795000
2000
Bess: Evet, majesteleri.
13:32
ElizabethElizabeth: TraitorousHain.
301
797000
3000
Elizabeth: Seni hain.
13:35
You darecesaret to keep secretssırlar from me?
302
800000
2000
Benden nasıl sır saklarsın?
13:37
You asksormak my permissionizin before you rutrut,
303
802000
3000
Nefes almak için bile benden
13:40
before you breeddoğurmak.
304
805000
2000
izin isteyeceksin.
13:42
My bitcheskaltaklar weargiyinmek my collarsyaka.
305
807000
2000
Benim kancıklarım tasmamı takarlar.
13:44
Do you hearduymak me? Do you hearduymak me?
306
809000
2000
Beni duyuyor musun? Beni duyuyor musun?
13:46
WalsinghamWalsingham: MajestyMajesteleri. Please, dignityhaysiyet. MercyMerhamet.
307
811000
3000
Walsingham; Majesteleri. Lütfen, acıyın.
13:49
ElizabethElizabeth: This is no time for mercymerhamet, WalsinghamWalsingham.
308
814000
3000
Elizabeth: Acımanın zamanı degil, Walsingham.
13:52
You go to your traitorhain brothererkek kardeş and leaveayrılmak me to my business.
309
817000
3000
Hain kardeşine git ve beni rahat bırak.
13:55
Is it his?
310
820000
2000
Ondan mı?
13:57
Tell me. Say it. Is the childçocuk his? Is it his?
311
822000
3000
Söyle bana. Çocuk ondan mı? Ondan mı?
14:00
BessBess: Yes.
312
825000
2000
Bess: Evet.
14:02
My ladybayan,
313
827000
2000
Majesteleri,
14:04
it is my husband'skocanın childçocuk.
314
829000
3000
benim kocamın çocuğu.
14:09
ElizabethElizabeth: BitchSürtük! (CriesÇığlıkları)
315
834000
3000
(Ağlıyor)
14:12
RaleighRaleigh: MajestyMajesteleri.
316
837000
2000
Raleigh: Majesteleri.
14:14
This is not the queenkraliçe I love and serveservis.
317
839000
3000
Benim sevdiğim ve hizmet ettiğim kraliçe bu değil.
14:22
ElizabethElizabeth: This man has seducedbaştan a wardkoğuş of the queenkraliçe,
318
847000
3000
Elizabeth: Bu adam benim vesayetim altındaki bir kadını bastan çıkardı
14:25
and she has marriedevli withoutolmadan royalroyal consentrazı olmak.
319
850000
3000
ve kraliyet izni olmadan onunla evlendi.
14:29
These offensessuçlar are punishablecezası by lawhukuk. ArrestTutuklama him.
320
854000
3000
Bu hareketler kanun tarafından cezalandırılır. Tutuklayın.
14:33
Go.
321
858000
2000
Git.
14:39
You no longeruzun have the queen'sKraliçe'nin protectionkoruma.
322
864000
3000
Bundan böyle kraliçenin koruması altında değilsin.
14:43
BessBess: As you wishdilek, MajestyMajesteleri.
323
868000
3000
Bess: Nasıl isterseniz majesteleri.
14:46
ElizabethElizabeth: Get out! Get out! Get out!
324
871000
3000
Elizabeth: Dışarı çık. Dışarı çık.
14:53
Get out.
325
878000
2000
Dışarı çık.
14:55
(MusicMüzik)
326
880000
3000
(Müzik)
15:16
ShekharShekhar KapurKapur: So, what am I tryingçalışıyor to do here?
327
901000
3000
Shekhar Kapur: Burada ne yapmaya çalışıyorum?
15:20
ElizabethElizabeth has realizedgerçekleştirilen,
328
905000
2000
Elizabeth fark etti
15:22
and she's cominggelecek face-to-faceyüz yüze
329
907000
2000
ve kendi kıskançlığıyla,
15:24
with her ownkendi senseduyu of jealousykıskançlık,
330
909000
2000
kendi ölümlülüğüyle
15:26
her ownkendi senseduyu of mortalityölüm oranı.
331
911000
2000
yüzyüze geldi.
15:28
What am I doing with the architecturemimari?
332
913000
3000
Mimariyle ne yapıyorum?
15:31
The architecturemimari is tellingsöylüyorum a storyÖykü.
333
916000
2000
Mimari bir hikaye anlatıyor.
15:33
The architecturemimari is tellingsöylüyorum a storyÖykü
334
918000
2000
Mimari, o zamanında dünyadaki en güçlü kadın
15:35
about how, even thoughgerçi she's the mostçoğu powerfulgüçlü womankadın
335
920000
2000
da olsa, başka birşeyin,
15:37
in the worldDünya at that time,
336
922000
2000
mimarinin daha büyük
15:39
there is the other, the architecture'sMimarlık'ın biggerDaha büyük.
337
924000
3000
olduğunu anlatıyor.
15:43
The stonetaş is biggerDaha büyük than her because stonetaş is an organicorganik.
338
928000
2000
Taş ondan daha büyük, çünkü organik değil.
15:45
It'llİtll ' survivehayatta kalmak her.
339
930000
2000
Ondan daha uzun yaşayacak.
15:47
So it's tellingsöylüyorum you, to me, stonetaş is partBölüm of her destinyKader.
340
932000
3000
Taşın, onun kaderinin bir parçası olduğunu anlatıyor.
15:51
Not only that, why is the camerakamera looking down?
341
936000
3000
Sadece o değil, kamera neden aşağıya bakıyor?
15:54
The camera'skamera looking down at her because she's in the well.
342
939000
3000
Kamera ona doğru aşağıya bakıyor, çünkü o bir kuyuda.
15:57
She's in the absolutekesin well
343
942000
2000
Kendi ölümlüğünün
15:59
of her ownkendi senseduyu of beingolmak mortalölümlü.
344
944000
3000
kuyusunda.
16:02
That's where she has to pullÇek herselfkendini out
345
947000
3000
Kendisini buradan kurtarması gerekiyor,
16:05
from the depthsderinlikleri of mortalityölüm oranı,
346
950000
2000
ölümlülüğünün derinliklerinden
16:07
come in, releaseserbest bırakmak her spiritruh.
347
952000
2000
gelip ruhunu serbest bırakması.
16:09
And that's the momentan where, in my mindus,
348
954000
2000
Burası bence Elizabeth ve Bess'in aynı
16:11
bothher ikisi de ElizabethElizabeth and BessBess are the sameaynı personkişi.
349
956000
3000
insan oldukları an.
16:14
But that's the momentan
350
959000
2000
Bu an aynı zamanda
16:16
she's surgicallycerrahi olarak removingçıkarmadan herselfkendini from that.
351
961000
3000
kendini bundan resmen ayırdığı an.
16:19
So the filmfilm is operatingişletme on
352
964000
2000
Yani film bu sahnede
16:21
manyçok manyçok levelsseviyeleri in that scenefaliyet alani, sahne.
353
966000
2000
pek çok katmanda iş görüyor.
16:23
And how we tell storieshikayeleri
354
968000
2000
Ve hikayeleri anlatışımız da öyle
16:25
visuallygörsel, with musicmüzik, with actorsaktörler,
355
970000
3000
görsel olarak, müzikle, oyuncularla
16:28
and at eachher levelseviye it's a differentfarklı senseduyu
356
973000
2000
ve her katmanda farklı bir hisle,
16:30
and sometimesara sıra contradictoryçelişkili to eachher other.
357
975000
3000
bu hisler bazen birbirleriyle çelişse de.
16:34
So how do I startbaşlama all this?
358
979000
5000
Sonuç olarak buna nasıl başlarım?
16:39
What's the processsüreç of tellingsöylüyorum a storyÖykü?
359
984000
3000
Nasıl hikaye anlatılıyor?
16:42
About tenon yearsyıl agoönce,
360
987000
2000
On yıl kadar önce,
16:44
I heardduymuş this little thing from a politicianpolitikacı,
361
989000
3000
Hindistan'da pek de sevilmeyen
16:47
not a politicianpolitikacı that was very well respecteditibarlı in IndiaHindistan.
362
992000
3000
bir politikacıdan şunu duydum.
16:50
And he said that these people in the citiesşehirler,
363
995000
3000
Şehirlerdeki insanlar
16:53
in one flushfloş, expendtüketmek as much waterSu
364
998000
4000
sifonu bir çekişlerinde kırsal kesimlerde
16:57
as you people in the ruralkırsal areasalanlar
365
1002000
2000
yaşayan insanların iki günde alamadığı
16:59
don't get for your familyaile for two daysgünler.
366
1004000
3000
suyu harcıyorlar.
17:02
That struckvurdu a chordakor, and I said, "That's truedoğru."
367
1007000
3000
Bu ilgimi çekti ve "Bu gerçek" dedim.
17:05
I wentgitti to see a friendarkadaş of mineMayın,
368
1010000
2000
Bir arkadaşımı görmeye gittim,
17:07
and he madeyapılmış me wait
369
1012000
2000
beni Bombay'ın pek pahalı bölgelerinden
17:09
in his apartmentapartman in MalabarMalabar HillHill
370
1014000
2000
Malabar Hill'de 20. kattaki
17:11
on the twentiethYirminci floorzemin,
371
1016000
2000
dairesinde
17:13
whichhangi is a really, really upmarketlüks areaalan in MumbaiMumbai.
372
1018000
2000
bekletti.
17:15
And he was havingsahip olan a showerduş for 20 minutesdakika.
373
1020000
2000
20 dakikadır duş alıyordu.
17:17
I got boredcanı sıkkın and left, and as I drovesürdü out,
374
1022000
2000
Sıkıldım ve oradan ayrıldım,
17:19
I drovesürdü pastgeçmiş the slumsgecekondu of BombayBombay,
375
1024000
2000
her zamanki gibi
17:21
as you always do,
376
1026000
2000
Bombay'ın gecekondu mahallelerinden geçerken
17:23
and I saw lineshatlar and lineshatlar in the hotSıcak middaygün ortası sunGüneş
377
1028000
2000
Sıcak öğle güneşinde
17:25
of womenkadınlar and childrençocuklar with bucketskovalar
378
1030000
3000
ellerinde kovalarla
17:28
waitingbekleme for a tankerTanker
379
1033000
2000
tankerin gelip onlara su vermesini bekleyen kadın ve çocukların
17:30
to come and give them waterSu.
380
1035000
2000
oluşturduğu sıraları gördüm.
17:32
And an ideaFikir startedbaşladı to developgeliştirmek.
381
1037000
2000
Aklımda bir fikir oluşmaya başladı.
17:34
So how does that becomeolmak a storyÖykü?
382
1039000
2000
Bu nasıl bir hikayeye dönüşür?
17:36
I suddenlyaniden realizedgerçekleştirilen that we are headingbaşlık towardskarşı disasterafet.
383
1041000
3000
Bir anda bir felakete yaklaştığımızı fark ettim.
17:39
So my nextSonraki filmfilm is calleddenilen "PaaniPaani"
384
1044000
2000
Bundan sonraki filmim "Paani"
17:41
whichhangi meansanlamına geliyor waterSu.
385
1046000
2000
su anlamına geliyor.
17:43
And now, out of the mythologymitoloji of that,
386
1048000
2000
Bunun mitolojisinden
17:45
I'm startingbaşlangıç to createyaratmak a worldDünya.
387
1050000
2000
bir dünya yaratmaya başlıyorum.
17:47
What kindtür of worldDünya do I createyaratmak,
388
1052000
2000
Nasıl bir dünya yaratıyorum
17:49
and where does the ideaFikir, the designdizayn of that come?
389
1054000
3000
ve bunun fikri, tasarımı nereden geliyor?
17:52
So, in my mindus, in the futuregelecek,
390
1057000
2000
Benim zihnimde, gelecekte
17:54
they startedbaşladı to buildinşa etmek flyoversalçaktan uçuşlar.
391
1059000
3000
uçan araç yapmaya başladılar.
17:57
You understandanlama flyoversalçaktan uçuşlar? Yeah?
392
1062000
2000
uçan araçların ne anlama geldiğini anlıyorsunuz değil mi?
17:59
They startedbaşladı to buildinşa etmek flyoversalçaktan uçuşlar
393
1064000
2000
A'dan B'ye daha hızlı ulaşmak için
18:01
to get from A to B fasterDaha hızlı,
394
1066000
2000
uçan araçlar yapmaya başladılar
18:03
but they effectivelyetkili bir şekilde wentgitti from one areaalan of relativebağıl wealthservet
395
1068000
3000
ama bu araçlar uygulamada birbirine yakın
18:06
to anotherbir diğeri areaalan of relativebağıl wealthservet.
396
1071000
2000
zenginlikteki mahalleler arasında gidip geliyordu.
18:08
And then what they did was
397
1073000
2000
Daha sonra ise
18:10
they createdoluşturulan a cityŞehir aboveyukarıdaki the flyoversalçaktan uçuşlar.
398
1075000
2000
uçan araçların üstünde bir şehir yarattılar.
18:12
And the richzengin people movedtaşındı to the upperüst cityŞehir
399
1077000
3000
Zenginler yukarıdaki şehre taşındılar
18:15
and left the pooreryoksul people in the loweralt citiesşehirler,
400
1080000
3000
ve daha fakir insanları aşağıdaki şehirlerde bıraktılar.
18:18
about 10 to 12 percentyüzde of the people
401
1083000
3000
İnsanların yaklaşık yüzde 10-12'si
18:21
have movedtaşındı to the upperüst cityŞehir.
402
1086000
2000
yukarıdaki şehre taşındı.
18:23
Now, where does this upperüst cityŞehir and loweralt cityŞehir come?
403
1088000
2000
Bu yukarıdaki ve aşağıdaki şehir nereden geliyor?
18:25
There's a mythologymitoloji in IndiaHindistan about --
404
1090000
2000
Hindistan'da şöyle bir mitoloji var --
18:27
where they say, and I'll say it in HindiHintçe,
405
1092000
3000
derler ki, bunu Hintçe söyleyeceğim,
18:30
[HindiHintçe]
406
1095000
4000
[Hintçe]
18:34
Right. What does that mean?
407
1099000
2000
Ne anlama geliyor?
18:36
It saysdiyor that the richzengin are always sittingoturma on the shouldersomuzlar
408
1101000
3000
Zenginler her zaman fakirlerin
18:39
and survivehayatta kalmak on the shouldersomuzlar of the poorfakir.
409
1104000
2000
omuzlarında oturur ve yaşarlar.
18:41
So, from that mythologymitoloji, the upperüst cityŞehir and loweralt cityŞehir come.
410
1106000
2000
Yukarıdaki ve aşağıdaki şehirler bu mitolojiden geliyor.
18:43
So the designdizayn has a storyÖykü.
411
1108000
3000
Yani tasarımın bir hikayesi var.
18:46
And now, what happensolur is that the people of the upperüst cityŞehir,
412
1111000
3000
Sonra olan, yukarıdaki insanlar aşağıdaki insanların
18:49
they suckemmek up all the waterSu.
413
1114000
2000
tüm suyunu emiyorlar.
18:51
RememberHatırlıyorum the wordsözcük I said, suckemmek up.
414
1116000
2000
Söylediğim sözcüğü hatırlayın, emmek.
18:53
They suckemmek up all the waterSu, keep to themselveskendilerini,
415
1118000
2000
Tüm suyu kendilerine saklamak için emiyorlar
18:55
and they dripdamla feedbesleme the loweralt cityŞehir.
416
1120000
2000
ve aşağıdaki şehri damlalarla veriyorlar.
18:57
And if there's any revolutiondevrim, they cutkesim off the waterSu.
417
1122000
2000
Ayaklanma çıkarsa da sularını kesiyorlar.
18:59
And, because democracydemokrasi still existsvar,
418
1124000
3000
Demokrasi hala olduğu için
19:02
there's a democraticdemokratik way in whichhangi you say
419
1127000
3000
bize itaat ederseniz size su veririz demenin
19:05
"Well, if you give us what [we want], we'lliyi give you waterSu."
420
1130000
3000
demokratik bir yolu var.
19:08
So, okay my time is up.
421
1133000
2000
Zamanım doldu.
19:10
But I can go on about tellingsöylüyorum you
422
1135000
2000
Ama size hikayeleri nasıl geliştirdiğimizi,
19:12
how we evolvegelişmek storieshikayeleri,
423
1137000
2000
hikayelerin aslında bizim kim olduğumuzu söylediğini
19:14
and how storieshikayeleri effectivelyetkili bir şekilde are who we are
424
1139000
3000
ve belirli disiplinlere çevrildiğini
19:17
and how these get translatedtercüme into the particularbelirli disciplinedisiplin
425
1142000
2000
--benim durumumda filmlere--
19:19
that I am in, whichhangi is filmfilm.
426
1144000
2000
anlatmaya devam edebilirim.
19:21
But ultimatelyen sonunda, what is a storyÖykü? It's a contradictionçelişki.
427
1146000
3000
Ama sonuç olarak bir hikaye nedir? Bir çelişkidir.
19:24
Everything'sHer şey a contradictionçelişki.
428
1149000
2000
Her şey bir çelişkidir.
19:26
The universeEvren is a contradictionçelişki.
429
1151000
2000
Evren bir çelişkidir.
19:28
And all of us are constantlysürekli looking for harmonyarmoni.
430
1153000
2000
Ve hepimiz sürekli olarak bir uyum arıyoruz.
19:30
When you get up, the night and day is a contradictionçelişki.
431
1155000
2000
Uyanmamız, gece ve gündüz bir çelişkidir.
19:32
But you get up at 4 a.m.
432
1157000
2000
Ama sabah 4'te kalkın.
19:34
That first blushallık of bluemavi is where the night and day
433
1159000
2000
O ilk mavilik, gece ve gündüzün birbirleriyle
19:36
are tryingçalışıyor to find harmonyarmoni with eachher other.
434
1161000
3000
uyum sağlama çabasıdır.
19:39
HarmonyUyum is the notesnotlar that MozartMozart didn't give you,
435
1164000
3000
Uyum Mozart'ın size vermediği notalardır,
19:42
but somehowbir şekilde the contradictionçelişki of his notesnotlar suggestönermek that.
436
1167000
2000
ama bunu notalarının çelişkisi bir şekilde öne sürüyor.
19:44
All contradictionsçelişkiler of his notesnotlar suggestönermek the harmonyarmoni.
437
1169000
4000
Notalarındaki tüm çelişkiler uyumu öne sürüyor.
19:48
It's the effectEfekt of looking for harmonyarmoni
438
1173000
2000
Bir şairin zihnindeki çelişkinin, bir hikaye anlatıcısının
19:50
in the contradictionçelişki that existsvar in a poet'sşair'in mindus,
439
1175000
3000
zihnindeki çelişkinin uyumunu
19:53
a contradictionçelişki that existsvar in a storyteller'söykücü 's mindus.
440
1178000
3000
aramanın sonucu.
19:56
In a storyteller'söykücü 's mindus, it's a contradictionçelişki of moralitiesmoralities.
441
1181000
3000
Bir hikaye anlatıcısının zihninde ahlâk çelişkileri var.
19:59
In a poet'sşair'in mindus, it's a conflictfikir ayrılığı of wordskelimeler,
442
1184000
2000
Bir şairin zihninde sözcüklerin çelişkisi var.
20:01
in the universe'sEvren 's mindus, betweenarasında day and night.
443
1186000
3000
Evrenin zihninde, geceyle gündüz arasında.
20:04
In the mindus of a man and a womankadın,
444
1189000
2000
Bir kadın ve erkeğin zihinlerinde,
20:06
we're looking constantlysürekli at
445
1191000
2000
sürekli kadınla erkeğin
20:08
the contradictionçelişki betweenarasında maleerkek and femalekadın,
446
1193000
2000
çelişkisine tanıklık ediyoruz.
20:10
we're looking for harmonyarmoni withiniçinde eachher other.
447
1195000
2000
Birbirleriyle uyumunu arıyoruz.
20:12
The wholebütün ideaFikir of contradictionçelişki,
448
1197000
3000
Tüm bu çelişki kavramı,
20:15
but the acceptancekabul of contradictionçelişki
449
1200000
3000
ama çelişkiyi kabullenme
20:18
is the tellingsöylüyorum of a storyÖykü, not the resolutionçözüm.
450
1203000
2000
hikaye anlatmaktır, çözümü değildir.
20:20
The problemsorun with a lot of the storytellinghikaye anlatımı in HollywoodHollywood
451
1205000
2000
Hollywood'daki hikaye anlatımlarının sorunu
20:22
and manyçok filmsfilmler, and as [unclearbelirsiz] was sayingsöz in his,
452
1207000
3000
birçok filmde, birisinin dediği gibi,
20:25
that we try to resolveçözmek the contradictionçelişki.
453
1210000
3000
çelişkiyi çözümlemeye çalışıyoruz.
20:28
HarmonyUyum is not resolutionçözüm.
454
1213000
2000
Uyum çözüm değil.
20:30
HarmonyUyum is the suggestionöneri of a thing
455
1215000
2000
Uyum çözümden çok daha önemli bir şeyin
20:32
that is much largerdaha büyük than resolutionçözüm.
456
1217000
2000
öne sürülmesi.
20:34
HarmonyUyum is the suggestionöneri of something
457
1219000
2000
Uyum evrensel ve kucaklayan
20:36
that is embracingkucaklama and universalevrensel
458
1221000
3000
ve sonsuzlukla ve anla
20:39
and of eternitysonsuzluk and of the momentan.
459
1224000
2000
ilgili bir şeyin öne sürülmesi.
20:41
ResolutionÇözünürlük is something that is faruzak more limitedsınırlı.
460
1226000
4000
Çözüm çok daha sınırlayıcı birşey.
20:45
It is finitesınırlı; harmonyarmoni is infinitesonsuz.
461
1230000
3000
Sonlu. Uyum ise sonsuz.
20:48
So that storytellinghikaye anlatımı, like all other contradictionsçelişkiler in the universeEvren,
462
1233000
3000
Böylece hikaye anlatımı, evrendeki diğer bütün çelişkiler gibi
20:51
is looking for harmonyarmoni and infinitysonsuzluk
463
1236000
3000
ahlâki çözümlerdeki uyumu arıyor,
20:54
in moralmanevi resolutionsçözünürlükleri, resolvingçözme one, but lettingicar anotherbir diğeri go,
464
1239000
3000
birini çözerken diğerini serbest bırakıyor,
20:57
lettingicar anotherbir diğeri go and creatingoluşturma a questionsoru that is really importantönemli.
465
1242000
4000
diğerini serbest bırakıp gerçekten çok önemli bir soru yaratıyor.
21:01
Thank you very much.
466
1246000
2000
Çok teşekkür ederim.
21:03
(ApplauseAlkış)
467
1248000
3000
(Alkış)
Translated by Meric Aydonat
Reviewed by Ümitcan Altu

▲Back to top

ABOUT THE SPEAKER
Shekhar Kapur - Director and writer
Shekhar Kapur is a visionary filmmaker and storyteller who works at the intersection of art, myth and activism.

Why you should listen

Golden Globe-winning director Shekhar Kapur makes lush, international period films -- such as Elizabeth and The Four Feathers -- and Indian hits like Mr. India and Bandit Queen. Most recently, Kapur's short film "Passages"" is part of the October 2009 film anthology New York, I Love You. Also this October, he sat on the judging panel for 1 Minute to Save the World, a competition for short films about climate change. (And yes, last summer, he was a judge on India's Got Talent.)

His forthcoming film Paani – the hindi word for water – explores mumbai's shrinking supply of water and its distribution underworld. equally at home in hollywood and Bollywood, he's also a comics mogul; in 2006 he co-founded Virgin Comics as a venue for turning Indian and Hindu myths into pop-culture icons. For the company, now reorganized as Liquid Comics, he cocreated the series Ramayan 3392 A.D., based on the Ramayana. His newest Liquid series: Devi.

More profile about the speaker
Shekhar Kapur | Speaker | TED.com

Data provided by TED.

This site was created in May 2015 and the last update was on January 12, 2020. It will no longer be updated.

We are currently creating a new site called "eng.lish.video" and would be grateful if you could access it.

If you have any questions or suggestions, please feel free to write comments in your language on the contact form.

Privacy Policy

Developer's Blog

Buy Me A Coffee