TED@MotorCity
Lisa Gansky: The future of business is the "mesh"
Lisa Gansky: Şirketlerin geleceği: "elek".
Filmed:
Readability: 4
768,598 views
MotorCity'deki TED'de "Elek" kitabının yazarı Lisa Gansky, şirketlerin gelebileceği bir modelden bahsediyor. Bu model her şeyin teknoloji yardımıyla ya da yüzyüze paylaşımına dayanıyor. Müzik, araba endüstrisi gibi çeşitli alanlardan örnekler de bizim aslında bu elek sistemine ne kadar da yakın olduğumuzu gösteriyor.
Lisa Gansky - Entrepreneur
Lisa Gansky is the author of "The Mesh: Why the Future of Business Is Sharing," and the instigator behind the Mesh Directory (www.meshing.it). Full bio
Lisa Gansky is the author of "The Mesh: Why the Future of Business Is Sharing," and the instigator behind the Mesh Directory (www.meshing.it). Full bio
Double-click the English transcript below to play the video.
00:15
I'm speaking to you about what I call the "mesh."
0
0
2000
Bugün size benim "elek" dediğim şeyden bahsedeceğim.
00:17
It's essentially a fundamental shift
1
2000
3000
Bu özünde bizim hayatımızdaki
00:20
in our relationship with stuff, with the things in our lives.
2
5000
3000
şeylerle olan ilişkimizin değişimi.
00:23
And it's starting to look at --
3
8000
3000
Bu artık --
00:26
not always and not for everything --
4
11000
2000
her zaman ve her şey için geçerli olmasa da --
00:28
but in certain moments of time,
5
13000
2000
bazen bazı eşyalara ve servislere
00:30
access to certain kinds of goods and service
6
15000
3000
ulaşımımızı ve onlara sahip olmamızı
00:33
will trump ownership of them.
7
18000
2000
etkileme yolunda gidiyor.
00:35
And so it's the pursuit of better things,
8
20000
2000
Sonuç olarak bu daha iyi şeylerin
00:37
easily shared.
9
22000
2000
kolayca paylaşılabilmesini amaçlıyor.
00:39
And we come from a long tradition of sharing.
10
24000
2000
Bizler eskiye dayanan bir paylaşma kültüründen geliyoruz.
00:41
We've shared transportation.
11
26000
2000
Ulaşımı paylaşıyoruz.
00:43
We've shared wine and food
12
28000
3000
Şarapla yemeği
00:46
and other sorts of fabulous experiences
13
31000
3000
ve Amsterdam'daki kahve dükkanlarında
00:49
in coffee bars in Amsterdam.
14
34000
3000
daha birçok zevki paylaşıyoruz.
00:52
We've also shared other sorts of entertainment --
15
37000
3000
Eğlencenin pek çok şeklini paylaşıyoruz --
00:55
sports arenas, public parks,
16
40000
2000
spor salonları, halka açık parklar,
00:57
concert halls, libraries,
17
42000
2000
konser salonları, kütüphaneler,
00:59
universities.
18
44000
2000
üniversiteler.
01:01
All these things are share-platforms,
19
46000
2000
Bütün buralar paylaşma platformları,
01:03
but sharing ultimately starts and ends
20
48000
3000
ama paylaşma temelinde
01:06
with what I refer to
21
51000
2000
benim bütün paylaşma platformlarının annesi
01:08
as the "mother of all share-platforms."
22
53000
2000
dediğim şeyle başlıyor ve bitiyor.
01:10
And as I think about the mesh
23
55000
2000
Ben elek hakkında düşünüyorum,
01:12
and I think about, well, what's driving it,
24
57000
2000
yani onun sürücü gücünü,
01:14
how come it's happening now,
25
59000
2000
şimdi nasıl olduğunu düşünüyorum.
01:16
I think there's a number of vectors
26
61000
2000
Bana kalırsa size bundan önce
01:18
that I want to give you as background.
27
63000
2000
vermem gereken bazı ön bilgiler var.
01:20
One is the recession --
28
65000
2000
Birisi, ekonomik küçülme --
01:22
that the recession has caused us
29
67000
2000
bu küçülme bizim
01:24
to rethink our relationship
30
69000
2000
hayatımızdaki eşyaların
01:26
with the things in our lives relative to the value --
31
71000
2000
değerlerini düşünmemize yol açtı --
01:28
so starting to align the value
32
73000
2000
böylece onların gerçek ederleri
01:30
with the true cost.
33
75000
2000
ile değerlerini düşünmeye başladık.
01:32
Secondly, population growth
34
77000
3000
İkincisi, nüfus artışı
01:35
and density into cities.
35
80000
2000
ve şehirlerdeki insan yoğunluğu.
01:37
More people, smaller spaces,
36
82000
2000
Daha fazla insan, daha küçük yaşama alanı,
01:39
less stuff.
37
84000
2000
daha az eşya.
01:41
Climate change:
38
86000
2000
İklim değişikliği.
01:43
we're trying to reduce the stress
39
88000
2000
Hayatımızdaki, çevremizdeki
01:45
in our personal lives and in our communities
40
90000
2000
ve gezegenimizdeki
01:47
and on the planet.
41
92000
2000
stresi azaltmaya çalışıyoruz.
01:49
Also, there's been this recent distrust
42
94000
2000
Bir de farklı endüstrilerdeki
01:51
of big brands, global big brands,
43
96000
3000
küresel büyük markalara
01:54
in a bunch of different industries,
44
99000
2000
son zamanlarda ortaya çıkmış güvensizlik var.
01:56
and that's created an opening.
45
101000
2000
Ve bu bir boşluğa yol açtı.
01:58
Research is showing here, in the States,
46
103000
2000
Araştırmalar gösteriyor ki, burada, Amerika'da
02:00
and in Canada and Western Europe,
47
105000
2000
ve Kanada'da ve Batı Avrupa'da
02:02
that most of us are much more open
48
107000
2000
çoğumuz yerel şirketlere
02:04
to local companies,
49
109000
2000
ve daha önce duymadığımız markalara
02:06
or brands that maybe we haven't heard of.
50
111000
3000
daha açığız.
02:09
Whereas before, we went with the big brands
51
114000
2000
Oysa daha önce, bildiğimiz,
02:11
that we were sure we trusted.
52
116000
2000
tanıdığımız büyük markalardan şaşmazdık.
02:13
And last is that
53
118000
2000
Sonuncusu da şu ki
02:15
we're more connected now to more people on the planet
54
120000
3000
şimdi gezegenimizdeki insanlara daha önce olmadığı
02:18
than ever before --
55
123000
2000
kadar bağlıyız --
02:20
except for if you're sitting next to someone.
56
125000
2000
birisiyle yan yana oturduğumuz zamanlar dışında.
02:22
(Laughter)
57
127000
2000
(Gülüşmeler)
02:24
The other thing that's worth considering
58
129000
2000
Göz önünde bulundurulması gereken başka
02:26
is that we've made a huge investment
59
131000
3000
bir şey ise onlarca yıldır
02:29
over decades and decades,
60
134000
2000
milyonlarca dolar akıttığımız
02:31
and tens of billions of dollars
61
136000
2000
ve şimdi
02:33
have gone into this investment
62
138000
2000
bir mirasa dönüşmüş
02:35
that now is our inheritance.
63
140000
2000
bir yatırımımız var.
02:37
It's a physical infrastructure
64
142000
2000
Bu bizim A noktasından
02:39
that allows us to get from point A to point B
65
144000
2000
B noktasına gitmemizi veye birşeyler göndermemize
02:41
and move things that way.
66
146000
2000
izin veren fiziksel bir ağ.
02:43
It's also -- Web and mobile
67
148000
2000
Bir de bizim birbirimize kolayca bağlanmamızı
02:45
allow us to be connected
68
150000
2000
sağlayan ve değişik platformlar ve sistemler
02:47
and create all kinds of platforms and systems,
69
152000
3000
yaratmamıza izin veren ınternet ve cep telefonları var.
02:50
and the investment of those technologies
70
155000
2000
Ve bu teknolojilere ve altyapıya
02:52
and that infrastructure
71
157000
2000
yaptığımız yatırım
02:54
is really our inheritance.
72
159000
2000
bizim mirasımız olmuş durumda.
02:56
It allows us to engage
73
161000
2000
Bunlar bizim yeni ve ilginç
02:58
in really new and interesting ways.
74
163000
2000
konularla haşır neşir olmamıza izin veriyor.
03:00
And so for me, a mesh company, the "classic" mesh company,
75
165000
3000
Ve bana kalırsa, elek bir şirket, klasik elek bir şirket
03:03
brings together these three things:
76
168000
2000
şu üç öğeyi birleştirir:
03:05
our ability to connect to each other --
77
170000
2000
bizim başkalarıyla bağlantı kurma yeteneğimiz --
03:07
most of us are walking around with these mobile devices
78
172000
2000
çoğumuz küresel konumlandırma sistemi (GPS) olan
03:09
that are GPS-enabled and Web-enabled --
79
174000
3000
ve internete bağlanan telefonlar taşıyoruz --
03:12
allows us to find each other
80
177000
2000
birbirimizi ve aradığımız şeyleri
03:14
and find things in time and space.
81
179000
2000
kolayca bulmamıza izin vermesi.
03:16
And third is that physical things
82
181000
2000
Üçüncüsü de bir harita üzerinde
03:18
are readable on a map --
83
183000
2000
kolayca görebileceğimiz fiziksel şeyler --
03:20
so restaurants, a variety of venues,
84
185000
3000
restoranlar, çeşitli merkezler
03:23
but also with GPS and other technology
85
188000
2000
ve GPS ile ve RFİD gibi
03:25
like RFID
86
190000
2000
başka teknolojilerle
03:27
and it continues to expand beyond that,
87
192000
2000
bundan da öteye giderek
03:29
we can also track things that are moving,
88
194000
2000
araba, taksi, otobüs
03:31
like a car, a taxicab, a transit system,
89
196000
3000
ya da kutu gibi hareket eden
03:34
a box that's moving through time and space.
90
199000
2000
şeyleri takip edebiliyoruz.
03:36
And so that sets up
91
201000
2000
Bu da bizim malları ve servisleri
03:38
for making access to get goods and services
92
203000
3000
satın almadan
03:41
more convenient and less costly in many cases
93
206000
2000
daha kolay ve ucuza
03:43
than owning them.
94
208000
2000
kullanmamızı sağlıyor.
03:45
For example, I want to use Zipcar.
95
210000
2000
Örneğin, ben Zipcar'ı örnek vermek istiyorum.
03:47
How many people here have experienced
96
212000
2000
Kaç kişi daha önce
03:49
car-sharing or bike-sharing?
97
214000
3000
araba ya da bisiklet paylaştı?
03:52
Wow, that's great. Okay, thank you.
98
217000
2000
Bu harika. Tamam, teşekkür ederim.
03:54
Basically Zipcar
99
219000
2000
Zipcar dünyadaki en büyük araba
03:56
is the largest car-sharing company in the world.
100
221000
3000
paylaşma şirketi.
03:59
They did not invent car-sharing.
101
224000
2000
Araba paylaşmayı onlar icat etmediler.
04:01
Car-sharing was actually invented in Europe.
102
226000
2000
Bu aslında Avrupa'da bulundu.
04:03
One of the founders went to Switzerland,
103
228000
2000
Kuruculardan birisi İsviçre'ye gittiğinde
04:05
saw it implemented someplace,
104
230000
2000
bunun bir yerde yapıldığını gördü,
04:07
said, "Wow, that looks really cool.
105
232000
2000
ve kendi kendine "Bu harika bir şey,
04:09
I think we can do that in Cambridge,"
106
234000
2000
bence bunu Cambridge'de de yapabiliriz."
04:11
brought it to Cambridge
107
236000
2000
dedi ve Cambridge'de yapmaya başladı
04:13
and they started -- two women --
108
238000
2000
ve böylece birisi Robin Chase olmak üzere
04:15
Robin Chase being the other person who started it.
109
240000
3000
iki kadın bu şirketi kurdu.
04:18
Zipcar got some really important things right.
110
243000
2000
Zipcar bazı şeyleri çok doğru yaptı.
04:20
First, they really understood
111
245000
2000
Öncelikle, markanın bir ses
04:22
that a brand is a voice and a product is a souvenir.
112
247000
3000
ürünün bir hatıra eşyası olduğunu iyi anladılar.
04:25
And so they were very clever
113
250000
2000
Böylece araba paylaşmanın
04:27
about the way that they packaged car-sharing.
114
252000
2000
sunumunu yaparken çok akıllıca davrandılar.
04:29
They made it sexy. They made it fresh.
115
254000
2000
Bunu seksi gösterdiler. Bunu moda gösterdiler.
04:31
They made it aspirational.
116
256000
2000
Ve insanları buna özendirmeye çabaladılar.
04:33
If you were a member of the club,
117
258000
2000
Klübün üyelerine
04:35
when you're a member of a club, you're a Zipster.
118
260000
2000
Zıpster ismini verdiler.
04:37
The cars they picked didn't look like ex-cop cars
119
262000
3000
Seçtikleri arabalar içi boşaltılmış
04:40
that were hollowed out or something.
120
265000
2000
polis arabaları gibi gözükmüyordu.
04:42
They picked these sexy cars.
121
267000
2000
Seksi arabalar seçtiler.
04:44
They targeted to universities.
122
269000
2000
Üniversiteleri hedef olarak seçtiler.
04:46
They made sure that the demographic
123
271000
2000
Hedefledikleri kitle ve arabanın
04:48
for who they were targeting and the car was all matching.
124
273000
3000
birbirine uyumlu olmasına özen gösterdiler.
04:51
It was a very nice experience,
125
276000
2000
Bu güzel bir deneyimdi.
04:53
and the cars were clean and reliable, and it all worked.
126
278000
2000
Arabalar temiz ve güvenilirdi ve hepsi arızasızdı.
04:55
And so from a branding perspective, they got a lot right.
127
280000
3000
Marka açısından baktığınızda pek çok şeyi doğru yaptılar.
04:58
But they understood fundamentally
128
283000
3000
Ama bir araba şirketindense
05:01
that they are not a car company.
129
286000
2000
bir bilgi şirketi olduklarını
05:03
They understand that they are an information company.
130
288000
3000
iyi anladılar.
05:06
Because when we buy a car
131
291000
2000
Çünkü bir alaba alırken
05:08
we go to the dealer once, we have an interaction, and we're chow --
132
293000
3000
bir pazarlamacıya gideriz, onlarla konuşuruz ve
05:11
usually as quickly as possible.
133
296000
2000
hemen onlara yem oluruz.
05:13
But when you're sharing a car and you have a car-share service,
134
298000
3000
Bir arabayı paylaştığınızda ise,
05:16
you might use an E.V. to commute,
135
301000
2000
şehir içinde elektrikli araba kullanabilirken,
05:18
you get a truck because you're doing a home project.
136
303000
3000
evinizde inşaat olduğunda bir kamyonet alabilirsiniz.
05:21
When you pick your aunt up at the airport, you get a sedan.
137
306000
3000
Havaalanından teyzenizi alacağınız zaman bir sedan alabilirsiniz.
05:24
And you're going to the mountains to ski,
138
309000
3000
Dağa kayak yapmaya gideceğiniz zaman ise
05:27
you get different accessories put on the car
139
312000
2000
arabaya eşyalarınız için farklı
05:29
for doing that sort of thing.
140
314000
2000
aksesuarlar alabilirsiniz.
05:31
Meanwhile, these guys are sitting back,
141
316000
2000
Bu sırada, bu şirketler de
05:33
collecting all sorts of data
142
318000
3000
bizim davranışımız ve servisten
05:36
about our behavior and how we interact with the service.
143
321000
3000
yararlanma biçimimizle ilgili bilgi topluyorlar.
05:39
And so it's not only an option for them,
144
324000
3000
Bana kalırsa bizi pohpohlamak ve
05:42
but I believe it's an imperative
145
327000
2000
istediklerimizi yerine getirmek
05:44
for Zipcar and other mesh companies
146
329000
2000
Zıpçar ve diğer elek şirketler için
05:46
to actually just wow us,
147
331000
2000
bir tercihten çok
05:48
to be like a concierge service.
148
333000
3000
bir zorunluluk.
05:51
Because we give them so much information,
149
336000
2000
Biz onlara o kadar çok bilgi veriyoruz ki
05:53
and they are entitled to really see
150
338000
3000
bizim hareketlerimizi
05:56
how it is that we're moving.
151
341000
2000
izleyerek
05:58
They're in really good shape to anticipate
152
343000
2000
daha sonra ne isteyeceğimizi
06:00
what we're going to want next.
153
345000
2000
anlayabilecek durumdalar.
06:02
And so what percent of the day
154
347000
2000
Sizce bir kişi
06:04
do you think the average person uses a car?
155
349000
3000
günün yüzde kaçında araba kullanıyordur?
06:07
What percentage of the time?
156
352000
2000
Zamanının yüzde kaçında?
06:09
Any guesses?
157
354000
2000
Tahmin edebilir misiniz?
06:15
Those are really very good.
158
360000
3000
İyi tahminler duydum.
06:18
I was imagining it was like
159
363000
2000
Bu işe ilk giriştiğimde
06:20
20 percent when I first started.
160
365000
2000
yüzde yirmi civarında olduğunu düşünüyordum.
06:22
The number across the U.S. and Western Europe
161
367000
2000
Amerika ve Batı Avrupa'da
06:24
is eight percent.
162
369000
2000
yüzde sekiz civarında.
06:26
And so basically even if you think it's 10 percent,
163
371000
4000
Yüzde onunda bile olsa,
06:30
90 percent of the time,
164
375000
2000
bize bu kadar paraya mal olan bir şey --
06:32
something that costs us a lot of money --
165
377000
2000
şehirlerimizi ve daha birçok şeyi
06:34
personally, and also we organize our cities around it
166
379000
2000
onlara göre ayarlıyoruz --
06:36
and all sorts of things --
167
381000
2000
zamanın yüzde doksanında
06:38
90 percent of the time it's sitting around.
168
383000
3000
boş boş duruyor.
06:41
So for this reason,
169
386000
2000
İşte bu yüzden
06:43
I think one of the other themes with the mesh
170
388000
2000
bana kalırsa bu elek sisteminin önemli bir unsuru
06:45
is essentially that, if we squeeze hard
171
390000
2000
bir kenara attığımız şeyleri
06:47
on things that we've thrown away,
172
392000
2000
yeterince sıkıştırırsak
06:49
there's a lot of value in those things.
173
394000
2000
onlardan daha fazla yararlanabiliriz.
06:51
What set up with Zipcar -- Zipcar started in 2000.
174
396000
3000
ZipCar 2000 yılında kuruldu.
06:54
In the last year, 2010,
175
399000
2000
Geçen yıl, 2011'de,
06:56
two car companies started,
176
401000
2000
biri İngiltere'de WhipCar,
06:58
one that's in the U.K. called WhipCar,
177
403000
3000
diğeri Amerika'da RelayRides adıyla
07:01
and the other one, RelayRides, in the U.S.
178
406000
2000
iki şirket daha kuruldu.
07:03
They're both peer-to-peer car-sharing services,
179
408000
3000
Bunların ikisi de elden ele araba paylaşma servisleri,
07:06
because the two things that really work for car-sharing
180
411000
3000
çünkü araba paylaşmada ise yarayan iki şeyden
07:09
is, one, the car has to be available,
181
414000
3000
biri araba müsait olmalı
07:12
and two, it's within one or two blocks
182
417000
2000
ve sizin olduğunuz yere
07:14
of where you stand.
183
419000
2000
yakın olmalı.
07:16
Well the car that's one or two blocks from your home or your office
184
421000
2000
Sizin evinize veya işinize yakın olan araba
07:18
is probably your neighbor's car,
185
423000
2000
büyük ihtimalle komşunuz arabasıdır
07:20
and it's probably also available.
186
425000
2000
ve yine büyük ihtimalle müsaittir.
07:22
So people have created this business.
187
427000
3000
Böylece yeni bir iş alanı yaratıldı.
07:25
Zipcar started a decade earlier,
188
430000
2000
Zıpcar bundan on yıl önce
07:27
in 2000.
189
432000
2000
2000 yılında başladı.
07:29
It took them six years
190
434000
2000
1000 arabaya ulaşmaları
07:31
to get 1,000 cars in service.
191
436000
2000
altı yıl sürdü.
07:33
WhipCar, which started April of last year,
192
438000
2000
Geçen nisan ayında başlayan Whıpçcar'ın
07:35
it took them six months
193
440000
2000
bu sayıya ulaşması
07:37
to get 1,000 cars in the service.
194
442000
2000
sadece altı ayda oldu.
07:39
So, really interesting.
195
444000
2000
Bu gerçekten ilginç.
07:41
People are making anywhere between
196
446000
2000
İnsanlar
07:43
200 and 700 dollars a month
197
448000
2000
kendi arabalarını kullanmıyorken başkalarına
07:45
letting their neighbors use their car when they're not using it.
198
450000
3000
kiralayarak ayda 200 ile 700 dolar arasında para kazanıyorlar.
07:48
So it's like vacation rentals for cars.
199
453000
2000
Bu siz tatildeyken arabanızı kiralamak gibi.
07:52
Since I'm here --
200
457000
2000
Hazır ben buradayken --
07:54
and I hope some people in the audience
201
459000
2000
seyirciler arasında
07:56
are in the car business --
202
461000
2000
araba işinde olanlar olduğunu umuyorum --
07:58
(Laughter)
203
463000
2000
(Gülüşmeler)
08:00
-- I'm thinking that, coming from the technology side of things --
204
465000
3000
-- İşin teknoloji tarafından gelen biri olarak düşünüyorum ki --
08:03
we saw cable-ready TVs
205
468000
3000
kablolu antene bağlamaya hazır televizyonlar
08:06
and WiFi-ready Notebooks --
206
471000
3000
ve kablosuz internete hazır dizüstü bilgisayarlar gördük --
08:09
it would be really great if, any minute now,
207
474000
3000
sizler paylaşmaya hazır arabalar
08:12
you guys could start rolling share-ready cars off.
208
477000
3000
üretseniz harika olurdu.
08:15
Because it just creates more flexibility.
209
480000
2000
Böylece daha esnek olunabilirdi.
08:17
It allows us as owners to have other options.
210
482000
3000
Biz araba sahiplerinin daha fazla seçeneği olurdu.
08:20
And I think we're going there anyway.
211
485000
2000
Bana kalırsa yine de o yönde ilerliyoruz.
08:22
The opportunity and the challenge with mesh businesses --
212
487000
3000
Zıpçar ve Netflix gibi
08:25
and those are businesses like Zipcar or Netflix
213
490000
2000
tam elek işletmelerin
08:27
that are full mesh businesses,
214
492000
3000
ya da kendi araba paylaşımı
08:30
or other ones where you have a lot of the car companies,
215
495000
3000
hizmetlerini sunmaya başlayan
08:33
car manufacturers,
216
498000
2000
araba pazarlamacıları
08:35
who are beginning to offer
217
500000
2000
ve üreticilerinin
08:37
their own car-share services
218
502000
2000
ya da bir markanın benzer özelliklere
08:39
as well as a second flanker brand,
219
504000
2000
sahip yeni bir ürünün
08:41
or as really a test, I think --
220
506000
2000
başarması gereken en önemli şey ve aynı zamanda en büyük fırsatı
08:43
is to make sharing irresistible.
221
508000
2000
paylaşmayı reddedilemez hale getirmek.
08:45
We have experiences in our lives, certainly,
222
510000
3000
Hepimizin yaşamında paylaşmanın
08:48
when sharing has been irresistible.
223
513000
2000
reddedilemez olduğu durumlar olmuştur.
08:50
It's just, how do we make that recurrent
224
515000
2000
Burada önemli olan bunu nasıl sürekli hale getirebiliriz
08:52
and scale it?
225
517000
2000
ve pek çok insanın böyle hissetmesini sağlayabiliriz.
08:54
We know also, because we're connected in social networks,
226
519000
3000
Sosyal ağlarda bulunduğumuz için
08:57
that it's easy to create delight
227
522000
2000
hoş bir şeyi küçük bir yerde üretmenin
08:59
in one little place.
228
524000
2000
mümkün olduğunu biliyoruz.
09:01
It's contagious because we're all connected to each other.
229
526000
3000
Bu hepimiz birbirimize bir şekilde bağlı olduğumuz için bulaşıcı.
09:04
So if I have a terrific experience
230
529000
2000
Böylece, bir şey hoşuma gittiğinde
09:06
and I tweet it, or I tell five people standing next to me, news travels.
231
531000
4000
onu tweetliyorum, ya da yanımdaki beş kişiye anlatıyorum ve haber yayılıyor.
09:10
The opposite, as we know, is also true,
232
535000
2000
Bunun tersi de
09:12
often more true.
233
537000
2000
daha sık biçimde doğrulanıyor.
09:14
So here we have LudoTruck, which is in L.A.,
234
539000
2000
Los Angeles'ta gurme yemek kamyolarının yaptığını yapan
09:16
doing the things that gourmet food trucks do,
235
541000
2000
LudTruck kendisine
09:18
and they've gathered quite a following.
236
543000
3000
bir hayli takipçi edindi.
09:21
In general, and maybe, again, it's because I'm a tech entrepreneur,
237
546000
3000
Yine herhalde bir teknoloji girişimcisi olduğum için
09:24
I look at things as platforms.
238
549000
2000
oluşumlara birer platform gibi yaklaşıyorum.
09:26
Platforms are invitations.
239
551000
2000
Platformlar davetiyelerdir.
09:28
So creating Craigslist
240
553000
2000
Craigslist,
09:30
or iTunes and the iPhone developer network,
241
555000
3000
iTüneş ve iPhone sistemi,
09:33
there are all these networks -- Facebook as well.
242
558000
2000
Facebook bunun gibi farklı ağlar.
09:35
These platforms invite all sorts of developers
243
560000
3000
Bu ağlar, her cins üreticiyi
09:38
and all sorts of people
244
563000
2000
ve her cins insanı
09:40
to come with their ideas and their opportunity
245
565000
2000
bir araya getirip onlara
09:42
to create and target an application
246
567000
3000
fikirlerini ve olanaklarını belirli bir kitleye
09:45
for a particular audience.
247
570000
2000
ulaştıracak ürünlere odaklanmalarını sağlıyor.
09:47
And honestly, it's full of surprises.
248
572000
2000
Ve açıkçası bu sürprizlerle dolu.
09:49
Because I don't think any of us in this room
249
574000
3000
Çünkü sanmıyorum ki
09:52
could have predicted the sorts of applications
250
577000
2000
bu odadaki herhangi birisi
09:54
that have happened at Facebook, around Facebook,
251
579000
3000
Mark iki yıl önce bir platform
09:57
for example, two years ago,
252
582000
2000
oluşturacaklarını söylediğinde
09:59
when Mark announced
253
584000
2000
Facebook ve Facebook'un içinde
10:01
that they were going to go with a platform.
254
586000
2000
olabilecekleri tahmin edemezdi.
10:03
So in this way, I think that cities are platforms,
255
588000
3000
Böylece bana kalırsa
10:06
and certainly Detroit is a platform.
256
591000
3000
Detroit gibi şehirler platformlar.
10:09
The invitation of bringing
257
594000
2000
Yapıcıları, sanatçıları ve girişimcileri
10:11
makers and artists and entrepreneurs --
258
596000
2000
bir araya getirmek
10:13
it really helps stimulate this fiery creativity
259
598000
3000
bir şehrin ilerlemesi için gerekli
10:16
and helps a city to thrive.
260
601000
2000
yaratıcılığın kıvılcımını çakıyor.
10:18
It's inviting participation,
261
603000
2000
İnsanları katılıma davet ediyor.
10:20
and cities have, historically,
262
605000
2000
Şehirler tarihte insanları
10:22
invited all sorts of participation.
263
607000
2000
her çeşit katılıma davet ettiler.
10:24
Now we're saying that there's other options as well.
264
609000
3000
Benim söylediğim şimdi daha fazla olanak var.
10:27
So, for example, city departments
265
612000
2000
Mesela, şehir yönetimleri
10:29
can open up transit data.
266
614000
2000
ulaşım bilgisini kullanıma sunabilir.
10:31
Google has made available transit data API.
267
616000
3000
Google ulaşım bilgisine ulaşmaya olanak veriyor.
10:34
And so there's about seven or eight cities already in the U.S.
268
619000
3000
Şimdiye kadar Amerika'da yedi sekiz şehirde
10:37
that have provided the transit data,
269
622000
2000
bunu kullanabiliyorsunuz.
10:39
and different developers are building applications.
270
624000
2000
Buna benzer hizmetler geliştiren başka şirketler de var.
10:41
So I was having a coffee in Portland,
271
626000
3000
Portland'da bir kafede
10:44
and half-of-a-latte in
272
629000
3000
sütlü kahvemi içerken
10:47
and the little board in the cafe
273
632000
3000
karşımdaki ekranda
10:50
all of a sudden starts showing me
274
635000
2000
sonraki otobüsün üç dakika içinde
10:52
that the next bus is coming in three minutes
275
637000
2000
trenin de 16 dakika içinde
10:54
and the train is coming in 16 minutes.
276
639000
2000
geleceği bilgisi geçti.
10:56
And so it's reliable, real data
277
641000
2000
Bu, gözümün önündeki
10:58
that's right in my face, where I am,
278
643000
2000
gerçek ve güvenilir bilgi sayesinde
11:00
so I can finish the latte.
279
645000
3000
kahvemi rahatça bitirebilirim.
11:03
There's this fabulous opportunity we have across the U.S. now:
280
648000
2000
Amerika'nın dörtbir yanında harika bir fırsatımız var
11:05
about 21 percent
281
650000
2000
ticari ve endüstriyel alanların
11:07
of vacant commercial and industrial space.
282
652000
3000
yüzde yirmi biri boş.
11:10
That space is not vital.
283
655000
3000
Bu alan çok da önemli değil.
11:13
The areas around it lack vitality
284
658000
3000
Bu alanların etrafı
11:16
and vibrancy and engagement.
285
661000
2000
canlılıktan uzak.
11:18
There's this thing -- how many people here
286
663000
2000
Şöyle bir şey var -- buradaki kaç kişi
11:20
have heard of pop-up stores or pop-up shops?
287
665000
3000
mantar dükkanları duydu?
11:23
Oh, great. So I'm a big fan of this.
288
668000
3000
Harika. Ben buna bayılıyorum.
11:26
And this is a very mesh-y thing.
289
671000
3000
Bu, elek sisteminin çok güzel bir örneği.
11:29
Essentially, there are all sorts
290
674000
3000
Özünde, Oakland'da benim
11:32
of restaurants in Oakland, near where I live.
291
677000
3000
yaşadığım yerin yakınında çok çeşitli restoranlar var.
11:35
There's a pop-up general store every three weeks,
292
680000
3000
Her üç haftada bir bir mantar dükkan geliyor
11:38
and they do a fantastic job
293
683000
2000
ve yemekseverler için
11:40
of making a very social event
294
685000
3000
bir sosyalleşme düzenleyerek
11:43
happening for foodies.
295
688000
2000
harika bir iş yapıyorlar.
11:45
Super fun, and it happens in a very transitional neighborhood.
296
690000
4000
Bu çok eğlenceli bir şey ve değişim geçirmekte olan bir muhitte oluyor.
11:49
Subsequent to that,
297
694000
2000
Bunun ardından
11:51
after it's been going for about a year now,
298
696000
3000
son bir yılda bunu genişletip
11:54
they actually started to lease and create and extend.
299
699000
3000
başka yerleri de kiraya vermeye başladılar.
11:57
An area that was edgy-artsy
300
702000
3000
Bunun sayesinde biraz uçta olan bir mahelle
12:00
is now starting to become much cooler
301
705000
2000
daha popüler olmaya
12:02
and engage a lot more people.
302
707000
2000
ve daha fazla insan çekmeye başladı.
12:04
So this is an example.
303
709000
2000
Bu bir örnek.
12:06
The Crafty Fox is this woman who's into crafts,
304
711000
3000
The Crafty Fox (Elişi tilkisi) elislerine meraklı bir kadın ve
12:09
and she does these pop-up crafts fairs around London.
305
714000
3000
bu kadın Londra'nın çeşitli yerlerinde elişi sergileri yapıyor.
12:12
But these sorts of things are happening
306
717000
2000
Bu gibi şeyler farklı
12:14
in many different environments.
307
719000
2000
ortamlarda yapılıyor.
12:16
From my perspective, one of the things pop-up stores do
308
721000
3000
Benim bakış açımdan bu mantar dükkanların yaptığı birşey
12:19
is create perishability and urgency.
309
724000
3000
aciliyet ve tükenebilirlik yaratmak.
12:22
It creates two of the favorite words of any businessperson:
310
727000
3000
Bir işadamının en sevdiği iki kelimeyi yaratıyor:
12:25
sold out.
311
730000
2000
mallarımız tükendi.
12:27
And the opportunity to really focus trust and attention
312
732000
3000
Ve dikkat ve güven çekme fırsatı
12:30
is a wonderful thing.
313
735000
3000
çok önemli birşey.
12:33
So a lot of what we see in the mesh,
314
738000
2000
Sonuç olarak elekte oluşturduğumuz
12:35
and a lot of what we have in the platform that we built
315
740000
2000
platformlar tanımlamamıza, yeniden tanımlamamıza
12:37
allows us to define, refine and scale.
316
742000
3000
ve daha fazla kişiye ulaşmamıza olanak veriyor.
12:40
It allows us to test things as an entrepreneur,
317
745000
3000
Bir girişimci olarak fikirleri test etmemize,
12:43
to go to market,
318
748000
2000
pazara sunmamıza,
12:45
to be in conversation with people,
319
750000
2000
insanlarla konuşmamıza,
12:47
listen, refine something and go back.
320
752000
3000
dinlememize, yeniden düzenlememize ve düzeltmemize izin veriyor.
12:50
It's very cost-effective,
321
755000
2000
Bu bir hayli hesaplı
12:52
and it's very mesh-y.
322
757000
2000
ve tam bir elek gibi.
12:54
The infrastructure enables that.
323
759000
3000
Sistem buna izin veriyor.
12:58
In closing, and as we're moving towards the end,
324
763000
3000
Konuşmamın sonuna gelirken,
13:01
I just also want to encourage --
325
766000
2000
sizi sadece cesaretlendirmek istiyorum --
13:03
and I'm willing to share my failures as well,
326
768000
2000
başarısızlıklarımı da sizinle paylaşabilirim,
13:05
though not from the stage.
327
770000
2000
sahneden değil ama.
13:07
(Laughter)
328
772000
2000
(Gülüşmeler)
13:09
I would just like to say that one of the big things,
329
774000
2000
Benim sadece söylemek istediğim,
13:11
when we look at waste
330
776000
2000
atığa ve daha cömert olabileceğimiz
13:13
and when we look at ways that we can really be generous
331
778000
2000
ve birbirimize yardımcı olabileceğimiz
13:15
and contribute to each other,
332
780000
2000
alanlara baktığımızda,
13:17
but also move to create a better economic situation
333
782000
3000
başarısızlarımızı paylaşırsak
13:20
and a better environmental situation,
334
785000
3000
daha ekonomik ve daha çevreci
13:23
is by sharing failures.
335
788000
2000
olabiliriz.
13:25
And one quick example
336
790000
2000
Buna verebileceğim kias bir örnek,
13:27
is Velib, in 2007,
337
792000
2000
2007'de Velib, Paris'te
13:29
came forward in Paris
338
794000
2000
ortaya cesur bir fikir attı,
13:31
with a very bold proposition,
339
796000
2000
çok büyük bir
13:33
a very big bike-sharing service.
340
798000
2000
bisiklet paylaşma servisi.
13:35
They made a lot of mistakes.
341
800000
2000
Birçok hata yaptılar.
13:37
They had some number of big successes.
342
802000
2000
Birçok konuda da başarılı oldular.
13:39
But they were very transparent, or they had to be,
343
804000
3000
Ama çok şeffaflardı ya da öyle olmaları gerekiyordu,
13:42
in the way that they exposed
344
807000
3000
neyin olduğunu ve neyin olmadığını
13:45
what worked and didn't work.
345
810000
2000
hep paylaştılar.
13:47
And so B.C. in Barcelona
346
812000
3000
Barselona da B.C.
13:50
and B-cycle
347
815000
2000
ve B-cycle
13:52
and Boris Bikes in London --
348
817000
2000
ve Londra'da Boris Bıkes
13:54
no one has had to repeat
349
819000
2000
gibi diğer şirketler onların
13:56
the version 1.0 screw-ups
350
821000
3000
hatalarını tekrarlamadılar
13:59
and expensive learning exercises
351
824000
2000
ve Paris'teki masraflı durumlar
14:01
that happened in Paris.
352
826000
2000
karşılaşmadılar.
14:03
So the opportunity when we're connected
353
828000
3000
Bizim bağlantılı olduğumuzdaki avantajımız
14:06
is also to share failures and successes.
354
831000
3000
birbirimizle başarılarımızı ve başarısızlıklarımızı paylaşabiliyoruz.
14:09
We're at the very beginning of something
355
834000
2000
Şimdi bizim gördüğümüz
14:11
that, what we're seeing
356
836000
2000
ve bu elek şirketlerin
14:13
and the way that mesh companies are coming forward,
357
838000
2000
ortaya çıkışı
14:15
is inviting, it's engaging, but it's very early.
358
840000
3000
çekici, ancak daha çok erken.
14:18
I have a website -- it's a directory --
359
843000
3000
Benim bir internet sayfam var, bir rehber,
14:21
and it started with about 1,200 companies,
360
846000
2000
1200 şirketle başladı,
14:23
and in the last two-and-a-half months
361
848000
2000
son iki buçuk ayda
14:25
it's up to about 3,300 companies.
362
850000
2000
3300 şirketi buldu.
14:27
And it grows on a very regular daily basis.
363
852000
4000
Ve her gün genişliyor.
14:31
But it's very much at the beginning.
364
856000
2000
Ancak daha yolun başındayız.
14:33
So I just want to welcome all of you onto the ride.
365
858000
3000
Ben sadece sizi de buna katılmaya davet ediyorum.
14:36
And thank you very much.
366
861000
2000
Çok teşekkür ederim.
14:38
(Applause)
367
863000
3000
(Alkış)
ABOUT THE SPEAKER
Lisa Gansky - EntrepreneurLisa Gansky is the author of "The Mesh: Why the Future of Business Is Sharing," and the instigator behind the Mesh Directory (www.meshing.it).
Why you should listen
Lisa Gansky is the author of The Mesh: Why the Future of Business Is Sharing, and the “instigator” behind the Mesh Directory (http://meshing.it). She often speaks on the topic of technology, social currency and business platforms and models.
For more than 18 years, Gansky has been an entrepreneur and environmentalist focused on building companies and supporting ventures where there is an opportunity for well-timed disruption and a resounding impact. A founder and CEO of several internet companies, including GNN (the first commercial web publication) and the largest consumer photo sharing and print service, Ofoto (now Kodak Gallery), Gansky’s attention is on sustainable ventures with positive social impact. Gansky currently serves as a Director of Dos Margaritas, an environmental foundation focused in Latin America.
Lisa Gansky | Speaker | TED.com