ABOUT THE SPEAKER
Richard Seymour - Designer
As a partner in seymourpowell, Richard Seymour designs idea-driven products -- from household goods to trains and motorcycles.

Why you should listen

Designer Richard Seymour works on products with soul -- from a curvy, swoopy iron to a swift and sleek city motorcycle. Seymourpowell is regarded as one of the world’s leading product and innovation design consultancies, with clients who include Ford, Virgin Galactic, Tefal, Casio, Nokia, Guinness, Samsung and Unilever. Seymour is also consultant global creative director of design to Unilever’s Dove, Axe/Lynx and Vaseline brands.

The pair have appeared extensively on British television, most notably in two series on design for Channel 4: Better by Design and Designs on your.... They have also appeared on Design Challenge and several radio productions. In the 1980s, Seymour co-wrote the book The Mirrorstone, with Michael Palin, a children's book full of holograms ...

 

More profile about the speaker
Richard Seymour | Speaker | TED.com
TEDSalon London Spring 2011

Richard Seymour: How beauty feels

Richard Seymour : Güzellik nasıl hissedilir?

Filmed:
1,120,644 views

Bir öykü, sanat eseri, insan yüzü, tasarlanmış bir nesne -- nasıl bir şeyin güzel olduğuna karar veririz? Ve bizim için bu neden bu kadar önemlidir? Tasarımcı Richard Seymour güzelliğe olan duyarlılığımızı ve bunlara konu olan nesnelerin şaşırtıcı gücünü tartışıyor.
- Designer
As a partner in seymourpowell, Richard Seymour designs idea-driven products -- from household goods to trains and motorcycles. Full bio

Double-click the English transcript below to play the video.

00:15
When I was little --
0
0
2000
Ben küçükken --
00:17
and by the way, I was little oncebir Zamanlar --
1
2000
2000
bu arada, bir zamanlar küçüktüm --
00:19
my fatherbaba told me a storyÖykü
2
4000
2000
babam bir hikaye anlattı
00:21
about an 18thinci centuryyüzyıl watchmakerSaatçi.
3
6000
2000
18. yüzyıldaki bir saatçi hakkında.
00:23
And what this guy had donetamam:
4
8000
2000
Ve bu adamın yaptığı şuydu:
00:25
he used to produceüretmek these fabulouslyinanılmaz beautifulgüzel watchessaatler.
5
10000
2000
harika güzellikte saatler üretmek.
00:27
And one day, one of his customersmüşteriler camegeldi into his workshopatölye
6
12000
3000
Bir gün, müşterilerden biri atölyesine gelmiş
00:30
and askeddiye sordu him to cleantemiz the watch that he'diçin ona boughtsatın.
7
15000
3000
ve kendisinden aldığı bir saati temizletmek istemiş.
00:33
And the guy tookaldı it apartayrı,
8
18000
2000
Adam saati açmış,
00:35
and one of the things he pulledçekti out was one of the balancedenge wheelstekerlekler.
9
20000
3000
ve çıkardığı şeylerden biri de denge çarkıymış.
00:38
And as he did so, his customermüşteri noticedfark
10
23000
2000
Bunu yaparken müşterisi farketmiş ki
00:40
that on the back sideyan of the balancedenge wheeltekerlek was an engravingoyma,
11
25000
3000
çarkın arka tarafında bir işleme
00:43
were wordskelimeler.
12
28000
2000
yazı var.
00:45
And he said to the guy,
13
30000
2000
Adama demiş ki,
00:47
"Why have you put stuffşey on the back
14
32000
2000
"Neden bu yazıyı arkaya
00:49
that no one will ever see?"
15
34000
2000
kimsenin göremeyeceği bir yere koydun?
00:51
And the watchmakerSaatçi turneddönük around and said,
16
36000
3000
Saatçi arkasına dönmüş ve demiş ki,
00:54
"God can see it."
17
39000
2000
"Allah görebilir."
00:56
Now I'm not in the leasten az bitbit religiousdini,
18
41000
2000
Ben hiç dinle ilgisi olan biri değilim
00:58
neitherne was my fatherbaba,
19
43000
2000
babam da öyle değildi,
01:00
but at that pointpuan, I noticedfark something happeningolay here.
20
45000
3000
ama o anda, burada bir şey olduğunun farkına vardım.
01:03
I feltkeçe something
21
48000
2000
Bir şey hissettim
01:05
in this plexuspleksus of bloodkan vesselsgemiler and nervessinirler,
22
50000
4000
bu damar ve sinir ağlarının içinde
01:09
and there mustşart be some muscleskaslar in there as well somewherebir yerde, I guesstahmin.
23
54000
2000
tabii ki sanırım burada bazı kaslar da mevcut.
01:11
But I feltkeçe something.
24
56000
2000
Ama bir şey hissettim.
01:13
And it was a physiologicalfizyolojik responsetepki.
25
58000
3000
Bu bir bedensel bir tepkiydi.
01:16
And from that pointpuan on, from my ageyaş at the time,
26
61000
3000
Ve o zamandan beri, yani o yaşımdan beri,
01:19
I beganbaşladı to think of things in a differentfarklı way.
27
64000
2000
her şeyi değişik düşünmeye başladım.
01:21
And as I tookaldı on my careerkariyer as a designertasarımcı,
28
66000
2000
Ve tasarımcılık kariyerimde ilerledikçe,
01:23
I beganbaşladı to asksormak myselfkendim the simplebasit questionsoru:
29
68000
3000
kendime şu basit soruyu sormaya başladım.
01:26
Do we actuallyaslında think beautygüzellik,
30
71000
2000
Güzelliği gerçekte düşünür müyüz?
01:28
or do we feel it?
31
73000
2000
yoksa hisseder miyiz?
01:30
Now you probablymuhtemelen know the answerCevap to this alreadyzaten.
32
75000
2000
Şimdi siz büyük olasılıkla bu sorunun yanıtını biliyorsunuz.
01:32
You probablymuhtemelen think, well, I don't know whichhangi one you think it is,
33
77000
3000
Düşünüyorsunuz ki, bilmiyorum hangisini,
01:35
but I think it's about feelingduygu beautygüzellik.
34
80000
3000
ama inanıyorum ki güzelliği hissetmeyi.
01:38
And so I then movedtaşındı on into my designdizayn careerkariyer
35
83000
4000
Böylece ben tasarım kariyerimde ilerlerken
01:42
and beganbaşladı to find some excitingheyecan verici things.
36
87000
2000
bazı heyecan veren şeyleri hissetmeye başladım.
01:44
One of the mostçoğu earlyerken work was donetamam in automotiveotomotiv designdizayn --
37
89000
3000
İlk üzerinde çalıştığım konulardan biri araba tasarımı idi --
01:47
some very excitingheyecan verici work was donetamam there.
38
92000
2000
burada bazı çok önemli işler başardık.
01:49
And duringsırasında a lot of this work,
39
94000
2000
Ve bu işin çok sürecinde
01:51
we foundbulunan something, or I foundbulunan something,
40
96000
2000
bir şeyler bulduk, ya da ben bir şeyler buldum,
01:53
that really fascinatedbüyülenmiş me, and maybe you can rememberhatırlamak it.
41
98000
3000
beni çok heyecanlandıran şeyler, belki hatırlayabilirsiniz.
01:56
Do you rememberhatırlamak when lightsışıklar used to just go on and off,
42
101000
2000
Işıkların yanıp söndüğünü hatırlar mısınız?
01:58
clicktık clicktık, when you closedkapalı the doorkapı in a cararaba?
43
103000
3000
klik, klik, arabanın kapısını kapattığınızda.
02:01
And then somebodybirisi, I think it was BMWBMW,
44
106000
2000
Sonra birisi, sanırım bu BMW idi,
02:03
introducedtanıtılan a lightışık that wentgitti out slowlyyavaşça.
45
108000
3000
azalarak sönen bir ışık tanıttı.
02:06
RememberHatırlıyorum that?
46
111000
2000
Hatırladınız mı?
02:08
I rememberhatırlamak it clearlyAçıkça.
47
113000
2000
Ben çok iyi hatırlıyorum.
02:10
Do you rememberhatırlamak the first time you were in a cararaba and it did that?
48
115000
2000
İlk defa böyle bir arabada bunu gördüğünüzü hatırlıyor musunuz?
02:12
I rememberhatırlamak sittingoturma there thinkingdüşünme, this is fantasticfantastik.
49
117000
3000
Ben öylece oturup, bu harika diye düşündüğümü hatırlıyorum.
02:15
In factgerçek, I've never foundbulunan anybodykimse
50
120000
2000
Hatta, bu ışığın böyle yavaşça sönmesinden
02:17
that doesn't like the lightışık that goesgider out slowlyyavaşça.
51
122000
2000
hoşlanmayan hiç birine rastlamadım.
02:19
I thought, well what the hell'shaltlar that about?
52
124000
2000
Düşündüm ki, bu nasıl bir şey böyle?
02:21
So I startedbaşladı to asksormak myselfkendim questionssorular about it.
53
126000
3000
Tabi ki kendime bu konuda sorular sormaya başladım.
02:24
And the first was, I'd asksormak other people: "Do you like it?" "Yes."
54
129000
3000
Ve başkalarına ilk sorduğum, "Beğendiniz mi?" "Evet"
02:27
"Why?" And they'dgittiklerini say, "Oh, it feelshissediyor so naturaldoğal,"
55
132000
2000
"Niçin?" Ve onlar da, "Bu çok doğal geldi," demişlerdir.
02:29
or, "It's niceGüzel."
56
134000
2000
yada, "Çok hoş."
02:31
I thought, well that's not good enoughyeterli.
57
136000
2000
Düşündüm, ama bu yeterli değil.
02:33
Can we cutkesim down a little bitbit furtherayrıca,
58
138000
2000
Biraz daha açabilir miyiz?
02:35
because, as a designertasarımcı, I need the vocabularykelime hazinesi, I need the keyboardtuş takımı,
59
140000
3000
çünkü bir tasarımcı olarak, bunun nasıl olduğunu anlamak için
02:38
of how this actuallyaslında worksEserleri.
60
143000
2000
benim kelimelere, klavyeye ihtiyacım var.
02:40
And so I did some experimentsdeneyler.
61
145000
2000
Böylece bazı deneyler yaptım.
02:42
And I suddenlyaniden realizedgerçekleştirilen
62
147000
2000
Ve birden anladım ki
02:44
that there was something that did exactlykesinlikle that --
63
149000
2000
bunu tam olarak gerçekleştiren bir şey vardı --
02:46
lightışık to darkkaranlık in sixaltı secondssaniye --
64
151000
2000
ışıktan karanlığa altı saniyeyi --
02:48
exactlykesinlikle that.
65
153000
2000
tam bunu.
02:50
Do you know what it is? AnyoneKimse?
66
155000
3000
Bunun ne olduğunu biliyor musunuz? Kimse?
02:53
You see, usingkullanma this bitbit, the thinkythinky bitbit,
67
158000
2000
İşte bu kısmı kullanarak, düşünen kısmı,
02:55
the slowyavaş bitbit of the brainbeyin -- usingkullanma that.
68
160000
2000
beynimizin yavaş olan kısmını kullanarak.
02:57
And this isn't a think, it's a feel.
69
162000
2000
Ve bu bir düşünce değil, bu bir duygu.
02:59
And would you do me a favoriyilik?
70
164000
2000
Ve lütfen bana yardımcı olur musunuz?
03:01
For the nextSonraki 14 minutesdakika or whateverher neyse it is,
71
166000
2000
Gelecek 14 dakika içinde yada her neyse,
03:03
will you feel stuffşey?
72
168000
2000
bir şeyler hissedebilir misiniz?
03:05
I don't need you to think so much as I want you to feel it.
73
170000
3000
Düşünmekten daha çok hissetmenizi istiyorum.
03:08
I feltkeçe a senseduyu of relaxationgevşeme
74
173000
3000
Bir rahatlama hissettim
03:11
temperedtemperli with anticipationbeklenti.
75
176000
3000
beklentiye dönüşen.
03:14
And that thing that I foundbulunan
76
179000
3000
Ve bu bulduğum şey
03:17
was the cinemasinema or the theatertiyatro.
77
182000
2000
sinema veya tiyatroydu.
03:19
It's actuallyaslında just happenedolmuş here --
78
184000
2000
Gerçekten de tam burada oldu --
03:21
lightışık to darkkaranlık in sixaltı secondssaniye.
79
186000
3000
ışıktan karanlığa altı saniyede.
03:24
And when that happensolur, are you sittingoturma there going,
80
189000
2000
Ve bu olduğunda, orada oturup
03:26
"No, the movie'sFilmin about to startbaşlama,"
81
191000
2000
"Hayır, film başlamak üzere," mi
03:28
or are you going, "That's fantasticfantastik. I'm looking forwardileri to it.
82
193000
3000
yoksa, "Bu harika. Başlamasını bekliyorum." mu diyor sunuz?
03:31
I get a senseduyu of anticipationbeklenti"?
83
196000
3000
Bir beklenti hissi algılıyorum?
03:34
Now I'm not a neuroscientistsinirbilimci.
84
199000
2000
Şimdi ben bir beyin uzmanı değilim.
03:36
I don't know even if there is something calleddenilen a conditionedklimalı reflexrefleks.
85
201000
2000
Acaba şartlandırılmış refleks diye bir şey var mı bilmiyorum.
03:38
But it mightbelki be.
86
203000
2000
Ama olabilir.
03:40
Because the people I speakkonuşmak to in the northernkuzey hemisphereyarıküre
87
205000
2000
Çünkü kuzey yarımkürede konuştuğum sinemaya
03:42
that used to go in the cinemasinema get this.
88
207000
2000
giden insanlar bunu hissediyordu.
03:44
And some of the people I speakkonuşmak to
89
209000
2000
Ve bazı konuştuğum insanlar
03:46
that have never seengörüldü a moviefilm or been to the theatertiyatro
90
211000
2000
hayatlarında hiç film seyretmemiş ya da sinemaya gitmemiş
03:48
don't get it in the sameaynı way.
91
213000
2000
olanlar bunu aynı şekilde algılamıyorlar.
03:50
EverybodyHerkes likesseviyor it,
92
215000
2000
Herkesin hoşuna gidiyor,
03:52
but some like it more than othersdiğerleri.
93
217000
3000
ama bazıları diğerlerinden fazla seviyor.
03:55
So this leadspotansiyel müşteriler me to think of this in a differentfarklı way.
94
220000
2000
Bu yüzden, bunu değişik bir şekilde düşünmem gerekiyor.
03:57
We're not feelingduygu it. We're thinkingdüşünme beautygüzellik is in the limbiclimbik systemsistem --
95
222000
3000
Bunu hissetmiyoruz. Güzelliğin limbik sistemde olduğunu düşünüyoruz --
04:00
if that's not an outmodeddemode ideaFikir.
96
225000
2000
eğer bu modası geçmiş bir fikir değilse.
04:02
These are the bitsbit, the pleasureZevk centersmerkezleri,
97
227000
3000
Bunlar kısımlar, zevk merkezleri,
04:05
and maybe what I'm seeinggörme and sensingalgılama and feelingduygu
98
230000
3000
ve belki de gördüğüm, algıladığım ve hissettiğim
04:08
is bypassingyan yol my thinkingdüşünme.
99
233000
2000
düşünceme takılmadan geçiyor.
04:10
The wiringkablolama from your sensoryduyusal apparatusaparatı to those bitsbit
100
235000
3000
Algılama sistemlerindeki kablolardan o kısımlara olan
04:13
is shorterdaha kısa than the bitsbit that have to passpas throughvasitasiyla the thinkythinky bitbit, the cortexkorteks.
101
238000
3000
uzaklık düşünce kısmı korteksden geçen kısımlardan daha kısa.
04:16
They arrivevarmak first.
102
241000
2000
Onlar önce geliyor.
04:18
So how do we make that actuallyaslında work?
103
243000
3000
Öyleyse bunlar nasıl çalışıyor?
04:21
And how much of that reactiveReaktif sideyan of it
104
246000
2000
Ve o tepki veren kısmın ne kadarı
04:23
is duenedeniyle to what we alreadyzaten know,
105
248000
2000
önceden bildiklerimize dayalı,
04:25
or what we're going to learnöğrenmek, about something?
106
250000
2000
ya da bir şey hakkında öğreneceğimizle ilgili?
04:27
This is one of the mostçoğu beautifulgüzel things I know.
107
252000
2000
Bu bildiğim en güzel şeylerden biri.
04:29
It's a plasticplastik bagsırt çantası.
108
254000
2000
Bir plastik torba.
04:31
And when I lookedbaktı at it first, I thought, no, there's no beautygüzellik in that.
109
256000
3000
Ve buna ilk baktığımda, düşündüm ki, bunda hiç bir güzellik yok.
04:34
Then I foundbulunan out,
110
259000
2000
Sonra buldum,
04:36
postposta exposurePozlama,
111
261000
2000
buna açıldıktan sonra,
04:38
that this plasticplastik bagsırt çantası if I put it into a filthypis puddlesu birikintisi
112
263000
3000
işte bu plastik torba, eğer bunu kirli bir su öbeğinin
04:41
or a streamakım filleddolu with coliformscoliforms
113
266000
2000
içine koyup, veya kloroform dolu bir akıntıya
04:43
and all sortssıralar of disgustingiğrenç stuffşey,
114
268000
2000
her türlü iğrenç şeylerin olduğu,
04:45
that that filthypis waterSu
115
270000
2000
işte o iğrenç su
04:47
will migrategöç throughvasitasiyla the wallduvar of the bagsırt çantası by osmosisOzmoz
116
272000
3000
osmosisle torbanın duvarından içeri sızıp
04:50
and endson up insideiçeride it as puresaf, potableiçme drinkingiçme waterSu.
117
275000
4000
içinde saf ve saklanabilir içme suyuna dönüşecek.
04:54
And all of a suddenani, this plasticplastik bagsırt çantası
118
279000
2000
Ve ansızın, bu plastik torba,
04:56
was extremelyson derece beautifulgüzel to me.
119
281000
3000
son derece güzeldi benim için.
05:00
Now I'm going to asksormak you again
120
285000
2000
Şimdi size tekrar soracağım
05:02
to switchşalter on the emotionalduygusal bitbit.
121
287000
2000
duygusal kısmınızı açmanızı.
05:04
Would you mindus takingalma the brainbeyin out,
122
289000
2000
Beyinlerinizi çıkarmaya zahmet eder misiniz?
05:06
and I just want you to feel something.
123
291000
2000
Sadece bir şey hissetmenizi istiyorum.
05:08
Look at that. What are you feelingduygu about it?
124
293000
3000
İşte görün. Neyi hissediyorsunuz?
05:11
Is it beautifulgüzel? Is it excitingheyecan verici?
125
296000
3000
Güzel mi? Heyecan verici mi?
05:14
I'm watchingseyretme your facesyüzleri very carefullydikkatlice.
126
299000
3000
Yüzlerinizi çok dikkatli izliyorum.
05:17
There's some ratherdaha doğrusu bored-lookingsıkılmış görünümlü gentlemenbeyler
127
302000
2000
Şurada bazı çok sıkkın beyler var
05:19
and some slightlyhafifçe engaged-lookingmeşgul görünümlü ladiesBayan
128
304000
2000
ve biraz da olsa ilgiyle bakan bayanlar
05:21
who are pickingtoplama up something off that.
129
306000
2000
bundan bir şeyler aldıkları belli.
05:23
Maybe there's an innocencesaflık to it.
130
308000
2000
Belki de bunda bir saflık var.
05:25
Now I'm going to tell you what it is. Are you readyhazır?
131
310000
3000
Şimdi size ne olduğunu söyleyeceğim. Hazır mısınız?
05:28
This is the last actdavranmak on this EarthDünya
132
313000
3000
Bu yeryüzünde son yaptığı bir şey
05:31
of a little girlkız calleddenilen HeidiHeidi, fivebeş yearsyıl oldeski,
133
316000
3000
Heidi adındaki küçük bir kızın, beş yaşında,
05:34
before she diedvefat etti of cancerkanser to the spineomurga.
134
319000
3000
omurga kanserinden ölmeden önce.
05:37
It's the last thing she did,
135
322000
2000
Bu en son yaptığı şeydi,
05:39
the last physicalfiziksel actdavranmak.
136
324000
2000
son fiziksel eylem.
05:41
Look at that pictureresim.
137
326000
2000
Şu resme bakın.
05:43
Look at the innocencesaflık. Look at the beautygüzellik in it.
138
328000
3000
Masumiyete bakın. Bundaki güzelliğe bakın.
05:46
Is it beautifulgüzel now?
139
331000
2000
Şimdi size güzel geliyor mu?
05:48
Stop. Stop. How do you feel?
140
333000
2000
Durun. Durun. Ne hissediyor sunuz?
05:50
Where are you feelingduygu this?
141
335000
2000
Bunu nerede hissediyorsunuz?
05:52
I'm feelingduygu it here. I feel it here.
142
337000
3000
Ben burada hissediyorum. Tam burada.
05:55
And I'm watchingseyretme your facesyüzleri,
143
340000
2000
Ve sizin yüzlerinizi izliyorum,
05:57
because your facesyüzleri are tellingsöylüyorum me something.
144
342000
2000
çünkü yüzleriniz bana bir şey söylüyor.
05:59
The ladybayan over there is actuallyaslında cryingağlıyor, by the way.
145
344000
3000
Şuradaki bayan gerçekten ağlıyor, bu arada.
06:02
But what are you doing?
146
347000
2000
Ama ne yapıyorsunuz?
06:04
I watch what people do.
147
349000
2000
Ben insanların yaptığını seyrediyorum.
06:06
I watch facesyüzleri.
148
351000
2000
Yüzleri izliyorum.
06:08
I watch reactionsreaksiyonları.
149
353000
2000
Tepkileri izliyorum.
06:10
Because I have to know how people reacttepki to things.
150
355000
3000
Çünkü insanların her şeye nasıl tepki verdiklerini bilmem gerekli.
06:13
And one of the mostçoğu commonortak facesyüzleri
151
358000
2000
Ve çok ortak yüzlerden biri
06:15
on something facedyüzlü with beautygüzellik,
152
360000
2000
bir güzellikle karşılaşıldığında,
06:17
something stupefyinglykullanılma deliciouslezzetli,
153
362000
2000
şaşırtıcı derecede lezzetli,
06:19
is what I call the OMGOMG.
154
364000
3000
aman tanrım dediğim şey.
06:22
And by the way, there's no pleasureZevk in that faceyüz.
155
367000
2000
Ve bu arada, bu yüzde hiç bir zevk göstergesi yok.
06:24
It's not a "this is wonderfulolağanüstü!"
156
369000
2000
"Bu ne kadar harika bir şey!" ifadesi değil.
06:26
The eyebrowskaşları are doing this, the eyesgözleri are defocuseddefocused,
157
371000
3000
Kaşlar şöyle yapıyor ve gözler odağını yitirmiş,
06:29
and the mouthağız is hangingasılı openaçık.
158
374000
2000
ve ağız açık kalmış.
06:31
That's not the expressionifade of joysevinç.
159
376000
2000
Bu bir keyif ifadesi değil.
06:33
There's something elsebaşka in that.
160
378000
2000
Bunda başka bir şey daha var.
06:35
There's something weirdtuhaf happeningolay.
161
380000
2000
Garip bir şey oluyor.
06:37
So pleasureZevk seemsgörünüyor to be temperedtemperli
162
382000
3000
Keyif görünürde kıvamlanmış
06:40
by a wholebütün seriesdizi of differentfarklı things cominggelecek in.
163
385000
2000
bir sıra gelen değişik şeyler tarafından.
06:42
PoignancyAcılık is a wordsözcük I love as a designertasarımcı.
164
387000
3000
Dokunaklık bir tasarımcı olarak sevdiğim bir kelimedir.
06:45
It meansanlamına geliyor something triggeringtetikleme a bigbüyük emotionalduygusal responsetepki,
165
390000
3000
Demektir ki, bu büyük bir duygu tepkisi doğuran bir tetiklemedir,
06:48
oftensık sık quiteoldukça a sadüzgün emotionalduygusal responsetepki,
166
393000
4000
genellikle bayağı acı bir duygusal tepki,
06:52
but it's partBölüm of what we do.
167
397000
2000
ama bu yaptığımız şeylerden biri.
06:54
It isn't just about niceGüzel.
168
399000
2000
Bu sadece hoş olmakla alakalı değil.
06:56
And this is the dilemmaikilem, this is the paradoxparadoks, of beautygüzellik.
169
401000
2000
Ve işte bu ikilem, bu çeliskidir güzellik.
06:58
SensorilySensorily, we're takingalma in all sortssıralar of things --
170
403000
2000
Algıyla, bir sürü şeyleri alıyoruz --
07:00
mixtureskarışımlar of things that are good, badkötü, excitingheyecan verici, frighteningkorkutucu --
171
405000
4000
bir karışım iyi, kötü, heyecan verici, korkutucu --
07:04
to come up with that sensorialduyusal exposurePozlama,
172
409000
2000
o algılayıcı teşhire sahne olabilmek için
07:06
that sensationduygu of what's going on.
173
411000
2000
ne olduğunu hissetmeye.
07:08
PathosPathos appearsbelirir obviouslybelli ki
174
413000
2000
Tabi ki acıma belirir
07:10
as partBölüm of what you just saw in that little girl'sKızın drawingçizim.
175
415000
3000
o küçük kızın çizdiklerinde gördüğünüzden.
07:13
And alsoAyrıca triumphzafer, this senseduyu of transcendenceaşma,
176
418000
3000
Aynı zamanda zafer, ve uhrevi üstünlük
07:16
this "I never knewbiliyordum that. AhAh, this is something newyeni."
177
421000
3000
şu "Bunu hiç bilmiyordum. Ah, bu yeni bir şey."
07:19
And that's packedpaketlenmiş in there as well.
178
424000
2000
Ve bu da aynı zamanda mevcut.
07:21
And as we assemblebirleştirmek these toolsaraçlar,
179
426000
2000
Bu parçaları bir araya getirince,
07:23
from a designdizayn pointpuan of viewgörünüm, I get terriblyson derece excitedheyecanlı about it,
180
428000
3000
tasarım açısından, bu konuda çok heyecanlanıyorum,
07:26
because these are things, as we'vebiz ettik alreadyzaten said,
181
431000
2000
çünkü bu şeyler, söylediğimiz gibi,
07:28
they're arrivinggelen at the brainbeyin, it would seemgörünmek,
182
433000
2000
görünüşe bakılırsa, beyine ulaşıp,
07:30
before cognitionbiliş, before we can manipulateidare them --
183
435000
3000
bilinçten önce, biz bunlara ayar yapmadan önce --
07:33
electrochemicalelektrokimyasal partyParti trickspüf nokta.
184
438000
3000
elektrokimyasal oyun hileleri.
07:37
Now what I'm alsoAyrıca interestedilgili in is:
185
442000
2000
Şimdi şunu da merak ediyorum:
07:39
Is it possiblemümkün to separateayrı
186
444000
2000
Acaba şunları ayırmak
07:41
intrinsiciçsel and extrinsicdışsal beautygüzellik?
187
446000
2000
gerçek ve dolaylı güzelliği, mümkün mü?
07:43
By that, I mean intrinsicallydoğal olarak beautifulgüzel things,
188
448000
3000
Bundan demek istediğim aslından güzel olan şeyler,
07:46
just something that's exquisitelyzarif beautifulgüzel,
189
451000
2000
yani kendinden zarif güzelliği olan bir şey,
07:48
that's universallyevrensel beautifulgüzel.
190
453000
2000
evrensel bir güzellik.
07:50
Very hardzor to find. Maybe you've got some examplesörnekler of it.
191
455000
3000
Bunu bulmak çok zor. Belki sizde bazı örnekler vardır.
07:53
Very hardzor to find something that, to everybodyherkes,
192
458000
2000
Herkes için öyle olan bir şeyi bulmak çok zor,
07:55
is a very beautifulgüzel thing,
193
460000
2000
çok güzel bir şeyi,
07:57
withoutolmadan a certainbelli amounttutar of informationbilgi packedpaketlenmiş in there before.
194
462000
4000
özüne bazı bilgileri eklemeden önce.
08:01
So a lot of it tendseğilimi to be extrinsicdışsal.
195
466000
2000
Öyleyse bir çok şey dolaylı.
08:03
It's mediatedaracılı by informationbilgi before the comprehensionanlama.
196
468000
4000
Kavrama bilgi aktarmasıyla oluşuyor.
08:07
Or the information'sbilgi'nın addedkatma on at the back,
197
472000
2000
Veya, bilgi sonuna ekleniyor,
08:09
like that little girl'sKızın drawingçizim that I showedgösterdi you.
198
474000
3000
size gösterdiğim o küçük kızın resmi gibi.
08:12
Now when talkingkonuşma about beautygüzellik
199
477000
2000
Şimdi güzellikten bahsedilirken,
08:14
you can't get away from the factgerçek
200
479000
2000
şu gerçekten kaçamazsınız
08:16
that a lot experimentsdeneyler have been donetamam in this way
201
481000
3000
ve bir çok deney bu şekilde yapılmıştır
08:19
with facesyüzleri and what have you.
202
484000
2000
insan yüzleri ile ve her ne varsa.
08:21
And one of the mostçoğu tedioussıkıcı onesolanlar, I think,
203
486000
2000
Bence bunların en bıktırıcı olanlarından biri,
08:23
was sayingsöz that beautygüzellik was about symmetrySimetri.
204
488000
2000
güzelliğin bir simetri olduğunun söylenmesidir.
08:25
Well it obviouslybelli ki isn't.
205
490000
2000
Tabi ki bu doğru değildir.
08:27
This is a more interestingilginç one
206
492000
2000
Bu daha ilginç bir örnek
08:29
where halfyarım facesyüzleri were showngösterilen to some people,
207
494000
2000
burada insanların yüzlerinin yarısı gösterilmiş,
08:31
and then to addeklemek them into a listliste
208
496000
2000
sonra bunların bir listeye eklenmesi
08:33
of mostçoğu beautifulgüzel to leasten az beautifulgüzel
209
498000
2000
en güzelden en az güzel olana istenmiş
08:35
and then exposingaçığa a fulltam faceyüz.
210
500000
2000
sonra da tam yüzler gösterilmiş.
08:37
And they foundbulunan that it was almostneredeyse exactkesin coincidencetesadüf.
211
502000
2000
Ve anlamışlar ki bu sanki tam bir rastlantıdan ibaret.
08:39
So it wasn'tdeğildi about symmetrySimetri.
212
504000
3000
Tabi ki bunun simetriyle hiç bir ilgisi yok.
08:42
In factgerçek, this ladybayan has a particularlyözellikle asymmetricalasimetrik faceyüz,
213
507000
3000
Gerçekte, bu bayanın özellikle bir simetrisi olmayan bir yüzü var,
08:45
of whichhangi bothher ikisi de sidestaraf are beautifulgüzel.
214
510000
3000
yüzünün iki yanı da güzel.
08:48
But they're bothher ikisi de differentfarklı.
215
513000
2000
Ama iki yanı da farklı.
08:50
And as a designertasarımcı, I can't help meddlingburnunu sokmak with this,
216
515000
2000
Tasarımcı olarak, bunla oynamaktan duramıyorum,
08:52
so I pulledçekti it to bitsbit and sortçeşit of did stuffşey like this,
217
517000
3000
bu yüzden bunu parçalara ayırdım ve böyle bir şeyler yaptım,
08:55
and trieddenenmiş to understandanlama what the individualbireysel elementselementler were,
218
520000
2000
ve anlamaya çalıştım ki yalın öğelerin ne olduğunu,
08:57
but feelingduygu it as I go.
219
522000
2000
üzerinde çalışdıkça hissederek.
08:59
Now I can feel a sensationduygu of delightzevk and beautygüzellik
220
524000
3000
Şimdi bir haz ve güzellik hissedebiliyorum
09:02
if I look at that eyegöz.
221
527000
2000
eğer o göze bakarsam.
09:04
I'm not gettingalma it off the eyebrowkaş.
222
529000
2000
Kaştan pek bir şey hissetmiyorum.
09:06
And the earholealdı isn't doing it to me at all.
223
531000
2000
Ve bana göre kulak deliğinin hiç etkisi yok.
09:08
So I don't know how much this is helpingyardım ediyor me,
224
533000
2000
Yani bunun bana ne kadar yardım ettiğinden şüpheliyim,
09:10
but it's helpingyardım ediyor to guidekılavuz me to the placesyerler
225
535000
2000
ama beni başka yerlere götürüyor
09:12
where the signalssinyalleri are cominggelecek off.
226
537000
2000
bu sinyallerin geldiği yerlere.
09:14
And as I say, I'm not a neuroscientistsinirbilimci,
227
539000
3000
Dediğim gibi, sinirbilimci değilim,
09:17
but to understandanlama how I can startbaşlama to assemblebirleştirmek things
228
542000
2000
ama her şeyi bir araya getirmeye başlamayı anlamak
09:19
that will very quicklyhızlı bir şekilde bypassyan yol
229
544000
3000
bu çok geçici
09:22
this thinkingdüşünme partBölüm
230
547000
2000
bu düşünme kısmı
09:24
and get me to the enjoyablezevkli precognitiveişimizde elementselementler.
231
549000
3000
ve bana zevk veren bu bilinç öncesi öğelere getirmesi.
09:28
AnaisAnais NinNin and the TalmudTalmud have told us time and time again
232
553000
3000
Anais Nin ve Talmud bize bir çok kez söylediler
09:31
that we see things not as they are, but as we are.
233
556000
3000
biz varlıkları olduğu gibi değil, kendimizin olduğu gibi görürüz.
09:34
So I'm going to shamelesslyutanmadan exposemaruz bırakmak something to you,
234
559000
2000
Böylece size çekinmeden bir şeyi açıklayacağım,
09:36
whichhangi is beautifulgüzel to me.
235
561000
2000
benim için güzel bir şey.
09:38
And this is the F1 MVMV AgustaAgusta.
236
563000
5000
Bu F1 MV Agusta.
09:43
AhhhhAhhhh.
237
568000
2000
Ahhhh.
09:45
It is really -- I mean, I can't expressekspres to you
238
570000
2000
Bu gerçekten -- açıklaması çok güç
09:47
how exquisiteenfes this objectnesne is.
239
572000
2000
ne kadar zarif bir nesne olduğunu.
09:49
But I alsoAyrıca know why it's exquisiteenfes to me,
240
574000
3000
Fakat bana neden çok zarif geldiğini biliyorum,
09:52
because it's a palimpsestpalimpsest of things.
241
577000
3000
çünkü bir çok şeyin önceden yazılmış bir parşömende buluşması.
09:55
It's masseskitleler and masseskitleler of layerskatmanlar.
242
580000
2000
Yığınlarca katmanlar.
09:57
This is just the bitbit that protrudesdışarı çıkar into our physicalfiziksel dimensionboyut.
243
582000
3000
Bu sadece bizim fiziki boyutlarımıza yaptığı çıkış.
10:00
It's something much biggerDaha büyük.
244
585000
2000
Bu aslında çok daha büyük.
10:02
LayerKatman after layertabaka of legendefsane, sportspor, detailsayrıntılar that resonateyankılamak.
245
587000
3000
Her katmanında efsane ve spor ayrıntıları yankılanmakta.
10:05
I mean, if I just go throughvasitasiyla some of them now --
246
590000
3000
Demek istediğim, şimdi bazılarını anlatmaya çalışsam --
10:08
I know about laminarlaminar flowakış when it comesgeliyor to air-piercingHava delici objectsnesneleri,
247
593000
3000
Havayı delen nesnelerin kat be kat akıcılığı hakkında bilgim var,
10:11
and that does it consummatelyaperatiflerinizi well, you can see it can.
248
596000
3000
ve bunu çok verimli bir şekilde yapıyor, görüyorsunuz.
10:14
So that's gettingalma me excitedheyecanlı.
249
599000
2000
İşte bu beni heyecanlandırıyor.
10:16
And I feel that here.
250
601000
2000
Ve burada hissediyorum.
10:18
This bitbit, the bigbüyük secretgizli of automotiveotomotiv designdizayn --
251
603000
2000
Bu parça, otomotiv tasarımcılığının en büyük sırrı --
10:20
reflectionyansıma managementyönetim.
252
605000
2000
yansıma idaresi.
10:22
It's not about the shapesşekiller,
253
607000
2000
Şekillerle bir ilgisi yok,
10:24
it's how the shapesşekiller reflectyansıtmak lightışık.
254
609000
2000
şekillerin ışığı nasıl yansıttığıyla ilgili.
10:26
Now that thing, lightışık flickerstitriyor acrosskarşısında it as you movehareket,
255
611000
3000
Şimdi şu şey, hareket ettiğinizde ışık titreşir,
10:29
so it becomesolur a kineticKinetik objectnesne,
256
614000
2000
yani kinetik bir nesne halini alır,
10:31
even thoughgerçi it's standingayakta still --
257
616000
2000
hala ayakta durmasına karşılık --
10:33
managedyönetilen by how brilliantlyışıl ışıl that's donetamam on the reflectionyansıma.
258
618000
3000
bunun yansıtmayla nasıl dahice başarıldığıdır.
10:36
This little reliefkabartma on the footplatetabanla, by the way, to a riderbinici
259
621000
3000
Bu küçük ayak levhası, bu arada, bir sürücü için
10:39
meansanlamına geliyor there's something going on underneathaltında it --
260
624000
2000
demek oluyor ki, bunun altında bir şeyler oluyor --
10:41
in this casedurum, a drivesürücü chainzincir runningkoşu at 300 milesmil and hoursaat probablymuhtemelen,
261
626000
3000
bu durumda, bir kullanım zinciri saatte 300 mil hızla hareket ediyor,
10:44
takingalma the powergüç from the enginemotor.
262
629000
2000
kuvveti motordan alarak.
10:46
I'm gettingalma terriblyson derece excitedheyecanlı
263
631000
2000
Çok heyecanlanıyorum
10:48
as my mindus and my eyesgözleri flickfiske acrosskarşısında these things.
264
633000
3000
zihnim ve gözlerim bu şeyler arasında hareket ederken.
10:51
TitaniumTitanyum lacquercila on this.
265
636000
3000
Bundaki titanyum lake kaplama.
10:54
I can't tell you how wonderfulolağanüstü this is.
266
639000
3000
Bunun ne kadar harika olduğunu size söyleyemem.
10:57
That's how you stop the nutsfındık cominggelecek off at highyüksek speedhız on the wheeltekerlek.
267
642000
3000
Hızlı araçtaki bir tekerlekteki somunların düşmesi böyle engellenir.
11:00
I'm really gettingalma into this now.
268
645000
2000
Şimdi gerçekten bu hoşuma gidiyor.
11:02
And of coursekurs, a racingyarış bikebisiklet doesn't have a propPervane standdurmak,
269
647000
3000
Ve tabi ki, bir yarış motorunun üstünde duracağı bir ayak yoktur,
11:05
but this one, because it's a roadyol bikebisiklet,
270
650000
2000
ama bu, bir yol aracı olduğu için,
11:07
it all goesgider away and it foldskıvrımlar into this little gapboşluk.
271
652000
3000
bunun hepsi kaybolup şu ufak boşluğa katlanıp girer.
11:10
So it disappearskaybolur.
272
655000
2000
Yani görünmez olur.
11:12
And then I can't tell you how hardzor it is to do that radiatorRadyatör, whichhangi is curvedkavisli.
273
657000
2000
Ve sonra size bu radyatörü yapmanın zorluğunu anlatamam, bu kıvrımda.
11:14
Why would you do that?
274
659000
2000
Niye böyle yapılmıştır?
11:16
Because I know we need to bringgetirmek the wheeltekerlek fartherdaha uzağa into the aerodynamicsaerodinamik.
275
661000
3000
Çünkü biliyorum ki, tekerleği daha çok aerodinamiğe yakınlaştırılması gerekli.
11:19
So it's more expensivepahalı, but it's wonderfulolağanüstü.
276
664000
2000
Yani bu daha pahalı, ama harika.
11:21
And to capkapak it all,
277
666000
2000
Üstüne üstlük,
11:23
brandmarka royaltyKraliyet ailesi --
278
668000
2000
marka ayrıcalığı --
11:25
AgustaAgusta, CountCount AgustaAgusta,
279
670000
2000
Agusta, Kont Agusta,
11:27
from the great historiesgeçmişleri of this stuffşey.
280
672000
2000
bu şeylerin büyük tarihinden kaynaklanan.
11:29
The bitbit that you can't see is the geniusdeha that createdoluşturulan this.
281
674000
3000
Göremediğiniz kısmı, bunu yaratan deha.
11:32
MassimoMassimo TamburiniTamburini.
282
677000
2000
Massimo Tamburini.
11:34
They call him "The PlumberTesisatçı" in Italyİtalya,
283
679000
2000
Ona İtalya'da "Tesisatçı" derler,
11:36
as well as "MaestroMaestro,"
284
681000
2000
aynı zamanda "Üstad,"
11:38
because he actuallyaslında is engineermühendis
285
683000
3000
çünkü gerçekten de bir mühendistir
11:41
and craftsmanUsta and sculptorheykeltıraş at the sameaynı time.
286
686000
3000
ve bir usta ve heykeltraştır üstelik.
11:44
There's so little compromisetaviz on this, you can't see it.
287
689000
3000
Bunda ne kadar az bir taviz var, göremezsiniz.
11:47
But unfortunatelyne yazık ki, the likesseviyor of me and people that are like me
288
692000
3000
Ama maalesef, ben ve benim gibi insanlar
11:50
have to dealanlaştık mı with compromisetaviz all the time with beautygüzellik.
289
695000
3000
güzellikte tavizle uğraşmak zorundadır.
11:53
We have to dealanlaştık mı with it.
290
698000
2000
Uğraşmak zorundayız.
11:55
So I have to work with a supplyarz chainzincir, and I've got to work with the technologiesteknolojiler,
291
700000
3000
Öyle ki, bir tedarik zinciriyle çalışmam gerekli, ve bu teknolojilerle çalışmalıyım,
11:58
and I've got to work with everything elsebaşka all the time,
292
703000
2000
ve her zaman başka bir şeylerle de çalışmam gerekli,
12:00
and so compromisesuzlaşma startbaşlama to fituygun into it.
293
705000
3000
yani tavizler buna uymaya başlıyor.
12:03
And so look at her.
294
708000
2000
Ve şöyle bir bakın bu kadına.
12:05
I've had to make a bitbit of a compromisetaviz there.
295
710000
2000
Burada biraz taviz vermem gerekti.
12:07
I've had to movehareket that partBölüm acrosskarşısında, but only a millimetermilimetre.
296
712000
2000
Şu kısmı karşıya geçirmem gerekti, ama sadece bir milim.
12:09
No one'sbiri noticedfark, have they yethenüz?
297
714000
2000
Hiç kimse bunun farkında değil daha, değil mi?
12:11
Did you see what I did?
298
716000
2000
Ne yaptığımı gördünüz mü?
12:13
I movedtaşındı threeüç things by a millimetermilimetre.
299
718000
2000
Üç tane şeyi bir milim oynattım.
12:15
PrettyOldukça? Yes.
300
720000
2000
Hoş, değil mi?
12:17
BeautifulGüzel? Maybe lesserdaha az.
301
722000
2000
Güzel mi? Belki de daha az.
12:19
But then, of coursekurs, the consumertüketici saysdiyor that doesn't really mattermadde.
302
724000
4000
Tabi ama bu yüzden tüketici hiç bir farkın olmadığını söyler.
12:23
So that's okay, isn't it?
303
728000
2000
Yani bu oldu, öyle değil mi?
12:25
AnotherBaşka bir millimetermilimetre?
304
730000
2000
Bir milim daha?
12:27
No one'sbiri going to noticeihbar those splitBölünmüş lineshatlar and changesdeğişiklikler.
305
732000
2000
Kimse o ayrık hatları ve değişikliği farketmeyecek.
12:29
It's that easykolay to losekaybetmek beautygüzellik,
306
734000
2000
Güzelliği kaybetmek o kadar kolay,
12:31
because beauty'sbeauty'in incrediblyinanılmaz difficultzor to do.
307
736000
4000
çünkü güzel yapmak inanılmaz zor bir şey.
12:35
And only a fewaz people can do it.
308
740000
2000
Çok az sayıda bir insan bunu yapabilir.
12:37
And a focusodak groupgrup cannotyapamam do it.
309
742000
3000
Ve bir odak grubu bunu yapamaz.
12:40
And a teamtakım rarelynadiren can do it.
310
745000
2000
Bir takım nadiren bunu yapabilir.
12:42
It takes a centralmerkezi cortexkorteks, if you like,
311
747000
3000
Doğrusu, merkezi beynin
12:45
to be ableyapabilmek to orchestrateorkestraya uyarlamak all those elementselementler at the sameaynı time.
312
750000
3000
bütün öğeleri aynı zamanda yönetmesini gerektirir.
12:48
This is a beautifulgüzel waterSu bottleşişe --
313
753000
2000
Bu güzel bir su şişesi --
12:50
some of you know of it --
314
755000
2000
kiminize tanıdık --
12:52
donetamam by RossRoss LovegroveLovegrove, the designertasarımcı.
315
757000
2000
tasarımcı Ross Lovegrove tarafından yapılmış.
12:54
This is prettygüzel closekapat to intrinsiciçsel beautygüzellik. This one,
316
759000
2000
Bu evrensel olan güzelliğe çok yakın. İşte bu,
12:56
as long as you know what waterSu is like
317
761000
2000
suyun nasıl olduğunu hatırladığınız sürece
12:58
then you can experiencedeneyim this.
318
763000
2000
bunu hissedebilirsiniz.
13:00
It's lovelygüzel because it is an embodimentşekillenme
319
765000
2000
Bu çok hoş çünkü ferahlatıcı ve
13:02
of something refreshingyenileme and deliciouslezzetli.
320
767000
2000
lezzetli bir şeyin somut örneği.
13:04
I mightbelki like it more than you like it,
321
769000
2000
Ben bunu sizden fazla beğeniyor olabilirim,
13:06
because I know how bloodykanlı hardzor it is to do it.
322
771000
3000
çünkü bunu becermenin ne kadar zor olduğunu biliyorum.
13:09
It's stupefyinglykullanılma difficultzor
323
774000
2000
Bunlatıcı derecede zor
13:11
to make something that refractsyansıtıyor lightışık like that,
324
776000
3000
böyle ışığı bu şekilde yansıtan bir şey yapabilmek,
13:14
that comesgeliyor out of the toolaraç correctlydoğru şekilde,
325
779000
2000
öyle aletten doğru çıkan,
13:16
that goesgider down the linehat withoutolmadan fallingdüşen over.
326
781000
2000
ve düşmeden bu çizgide durabilen.
13:18
UnderneathAltında this, like the storyÖykü of the swanKuğu,
327
783000
3000
Bunun arkasında, kuğunun hikayesindeki gibi,
13:21
is a millionmilyon things very difficultzor to do.
328
786000
3000
milyonlarca yapılması güç olan şeyler var.
13:24
So all hailSelam olsun to that.
329
789000
2000
Buna şapka çıkartılır.
13:26
It's a fantasticfantastik exampleörnek, a simplebasit objectnesne.
330
791000
3000
Bu basit bir nesnenin harika bir örneği.
13:29
And the one I showedgösterdi you before was, of coursekurs, a massivelyağır complexkarmaşık one.
331
794000
3000
Ve bundan önce gösterdiğim, tabi ki, büyük oranda karmaşık bir şeydi.
13:32
And they're workingçalışma in beautygüzellik
332
797000
2000
Ve bu yüzden güzellik konusunu
13:34
in slightlyhafifçe differentfarklı waysyolları because of it.
333
799000
3000
biraz farklı bir şekilde işliyorlar.
13:37
You all, I guesstahmin, like me,
334
802000
2000
Sanırım benim gibi hepiniz,
13:39
enjoykeyfini çıkarın watchingseyretme a balletbale dancerdansçı dancedans.
335
804000
2000
bir balerinin dansını izlemeyi seversiniz.
13:41
And partBölüm of the joysevinç of it is, you know the difficultyzorluk.
336
806000
3000
Bu keyifin bir kısmı bu işin zorluğunu bilmektir.
13:44
You alsoAyrıca mayMayıs ayı be takingalma into accounthesap the factgerçek that it's incrediblyinanılmaz painfulacı verici.
337
809000
3000
Aynı zamanda bunun çok eziyetli bir iş olduğunu da hesap edersiniz.
13:47
AnybodyKimseyi seengörüldü a balletbale dancer'sdansçının toesayak parmakları
338
812000
2000
Bir balerinin ayak parmaklarını
13:49
when they come out of the pointsmakas?
339
814000
2000
bale pabuçlarından çıktığı zaman gören var mı?
13:51
While she's doing these gracefulzarif arabesquesArabesk and pliesPlies and what have you,
340
816000
3000
Böyle zarif arabesk ve pilie'leri yaparken,
13:54
something horrible'skorkunç'ın going on down here.
341
819000
3000
aşağı kısımda korkunç şeyler oluyor.
13:57
The comprehensionanlama of it
342
822000
2000
Bunu anlayabilmemiz
13:59
leadspotansiyel müşteriler us to a greaterbüyük and heightenedartan senseduyu
343
824000
2000
bizi daha büyük ve yüksek derecede
14:01
of the beautygüzellik of what's actuallyaslında going on.
344
826000
2000
bir güzelliğin varlığına götürüyor.
14:03
Now I'm usingkullanma microsecondsmikrosaniye wronglyyanlış here,
345
828000
2000
Ben burada mikrosaniyeleri yanlış kullanıyorum,
14:05
so please ignorealdırmamak me.
346
830000
2000
lütfen bana aldırmayın.
14:07
But what I have to do now, feelingduygu again,
347
832000
2000
Ama şimdi yapmam gereken, yine hissederek,
14:09
what I've got to do is to be ableyapabilmek to supplyarz enoughyeterli of these enzymesenzimler,
348
834000
3000
yapmam gereken, yeterli kadar bu enzimleri sağlamak,
14:12
of these triggerstetikleyiciler into something earlyerken on in the processsüreç,
349
837000
3000
bu tetiklemeleri bu işlem sürecinin başında
14:15
that you pickalmak it up,
350
840000
2000
farkına varılan,
14:17
not throughvasitasiyla your thinkingdüşünme, but throughvasitasiyla your feelingduygu.
351
842000
2000
düşünme yoluyla değil, ama his yoluyla.
14:19
So we're going to have a little experimentdeney.
352
844000
2000
Öyleyse küçük bir deney yapalım.
14:21
Right, are you readyhazır? I'm going to showgöstermek you something for a very, very briefkısa momentan.
353
846000
3000
Tamam, hazır mısınız? Size çok çok kısa anlık bir şey göstereceğim.
14:24
Are you readyhazır? Okay.
354
849000
3000
Hazır mısınız? Tamam.
14:27
Did you think that was a bicyclebisiklet when I showedgösterdi it to you at the first flashflaş?
355
852000
2000
Size gösterdiğim şeyin bir an için bir bisiklet olduğunu mu düşündünüz?
14:29
It's not.
356
854000
2000
Öyle değil.
14:31
Tell me something, did you think it was quickhızlı when you first saw it? Yes you did.
357
856000
4000
Söyleyin bakalım, hızlı bir şey mi olduğunu düşündünüz ilk gördüğünüzde? Evet öyle.
14:35
Did you think it was modernmodern? Yes you did.
358
860000
2000
Modern bir şey miydi sizce? Evet öyle.
14:37
That blipbip sesi, that informationbilgi, shotatış into you before that.
359
862000
3000
O anlık çekim, o bilgi, içinize daha önce girdi.
14:40
And because your brainbeyin starterbaşlangıç motormotor beganbaşladı there,
360
865000
3000
Çünkü beynin marş motoru orada başladı,
14:43
now it's got to dealanlaştık mı with it.
361
868000
2000
şimdi onunla uğraşacak.
14:45
And the great thing is, this motorcyclemotosiklet has been styledtarz this way
362
870000
2000
Bunun harika tarafı, bu motorsiklet bu stilde yapılmış
14:47
specificallyözellikle to engenderdoğurmak a senseduyu
363
872000
2000
özellikle böyle bir his doğurmak için
14:49
that it's greenyeşil technologyteknoloji and it's good for you
364
874000
3000
bu bir yeşil teknoloji ürünü ve size yararlı bir şey
14:52
and it's lightışık and it's all partBölüm of the futuregelecek.
365
877000
3000
ve bu hafif ve herşeyiyle geleceğin bir parçası.
14:55
So is that wrongyanlış?
366
880000
2000
Öyleyse bu yanlış mı?
14:57
Well in this casedurum it isn't,
367
882000
2000
Bu durumda değil,
14:59
because it's a very, very ecologically-soundekolojik-ses pieceparça of technologyteknoloji.
368
884000
3000
çünkü bu çevresel olarak çok sağlam bir teknoloji ürünü.
15:02
But you're a slaveköle of that first flashflaş.
369
887000
2000
Ama ilk o anlık bakışın kölesisiniz.
15:04
We are slavesköle to the first fewaz fractionskesirler of a secondikinci --
370
889000
4000
Bir saniyenin ilk kesitlerinin kölesiyiz hepimiz --
15:08
and that's where much of my work
371
893000
2000
ve bu benim işimin
15:10
has to winkazanmak or losekaybetmek,
372
895000
2000
kazanıp kaybetmesi burada gereklidir,
15:12
on a shelfraf in a shopDükkan.
373
897000
2000
bir mağazanın rafında.
15:14
It winskazanç or loseskaybeder at that pointpuan.
374
899000
2000
İşte o an ya kazanır ya da kaybeder.
15:16
You mayMayıs ayı see 50, 100, 200 things on a shelfraf
375
901000
3000
Bir rafta 50, 100, 200 tane şey görebilirsiniz
15:19
as you walkyürümek down it,
376
904000
2000
yanından geçerken,
15:21
but I have to work withiniçinde that domaindomain,
377
906000
2000
ama benim o alanda çalışmam şart,
15:23
to ensuresağlamak that it getsalır you there first.
378
908000
3000
sizi tam orada etkilemesi için.
15:26
And finallyen sonunda, the layertabaka that I love, of knowledgebilgi.
379
911000
3000
Ve son olarak, bilginin en sevdiğim dokusu.
15:29
Some of you, I'm sure, will be familiartanıdık with this.
380
914000
2000
Eminim, kiminize bu tanıdık gelecek.
15:31
What's incredibleinanılmaz about this,
381
916000
2000
Bunun harika tarafı,
15:33
and the way I love to come back to it,
382
918000
2000
ve buna geri dönmeyi de çok seviyorum,
15:35
is this is takingalma something that you hatenefret or boresdelikler you,
383
920000
3000
bunun sizin nefret ettiğiniz yada sizi sıkan bir şeyi ele alması,
15:38
foldingkatlama clothesçamaşırlar,
384
923000
2000
giysi katlamak,
15:40
and if you can actuallyaslında do this --
385
925000
2000
ve bunu gerçekten yapabilirseniz --
15:42
who can actuallyaslında do this? AnybodyKimseyi try to do this?
386
927000
2000
bunu cidden yapmış olan var mı? Kimse denedi mi?
15:44
Yeah?
387
929000
2000
Eeee?
15:46
It's fantasticfantastik, isn't it?
388
931000
2000
Bu harika, öyle değil mi?
15:48
Look at that. Do you want to see it again?
389
933000
2000
Bakın şuna. Bir daha görmek ister misiniz?
15:50
No time. It saysdiyor I have two minutesdakika left, so we can't do this.
390
935000
3000
Zaman yok. İki dakikamın kaldığını söylüyor, yapamayız.
15:53
But just go to the WebWeb, YouTubeYouTube,
391
938000
2000
Ama İnternet'e gidin, You Tube'a
15:55
pullÇek it down, "foldingkatlama T-shirtT-shirt."
392
940000
2000
"tişört katlama" 'ya bakın.
15:57
That's how underpaidaz maaş younger-agedyaşlı genç people have to foldkat your T-shirtT-shirt.
393
942000
3000
Az maaşla çalışan genç insanlar tişörtlerinizi işte böyle katlıyor.
16:00
You didn't maybe know it.
394
945000
2000
Belki bunu bilmiyordunuz.
16:02
But how do you feel about it?
395
947000
2000
Ama bununla ilgili ne hissediyorsunuz?
16:04
It feelshissediyor fantasticfantastik when you do it, you look forwardileri to doing it,
396
949000
2000
Bunu yapmak insana keyif veriyor, yeniden yapmayı bekliyorsunuz,
16:06
and when you tell somebodybirisi elsebaşka about it -- like you probablymuhtemelen have --
397
951000
3000
ve bunu başka birine aktarımda -- belki de yapmışsınızdır --
16:09
you look really smartakıllı.
398
954000
2000
çok akıllı görünüyorsunuz.
16:11
The knowledgebilgi bubblekabarcık that sitsoturur around the outsidedışında,
399
956000
2000
Dışarıda oturan bilgi baloncuğu,
16:13
the stuffşey that costsmaliyetler nothing,
400
958000
2000
bedava olan şeyler,
16:15
because that knowledgebilgi is freeücretsiz --
401
960000
2000
çünkü bu bilgi ücretsiz --
16:17
bundledemet that togetherbirlikte and where do we come out?
402
962000
2000
bunların hepsini birleştirin ve nereden çıkarız?
16:19
FormFormu followsşu functionfonksiyon?
403
964000
3000
Şekil işlevi mi izler?
16:22
Only sometimesara sıra. Only sometimesara sıra.
404
967000
3000
Sadece bazen. Sadece bazen.
16:25
FormFormu is functionfonksiyon. FormFormu is functionfonksiyon.
405
970000
3000
Şekil işlevdir. Şekil işlevdir.
16:28
It informsbildirir, it tellsanlatır us,
406
973000
2000
Bizi bilgilendirir, bize söyler,
16:30
it suppliesgereçler us answerscevaplar before we'vebiz ettik even thought about it.
407
975000
3000
daha düşünmeye fırsat bulamadığımız cevapları verir.
16:33
And so I've stoppeddurduruldu usingkullanma wordskelimeler like "formform,"
408
978000
2000
Ve bu yüzden "şekil" gibi kelimeleri kullanmaktan vazgeçtim,
16:35
and I've stoppeddurduruldu usingkullanma wordskelimeler like "functionfonksiyon" as a designertasarımcı.
409
980000
2000
ve bir tasarımcı olarak "işlev" gibi kelimeleri de kullanmayı bıraktım.
16:37
What I try to pursuesürdürmek now
410
982000
2000
Şimdi yakalamaya çalıştığım,
16:39
is the emotionalduygusal functionalityişlevselliği of things.
411
984000
2000
nesnelerin duygusal işlevleri.
16:41
Because if I can get that right,
412
986000
3000
Çünkü bunu başarabilirsem,
16:44
I can make them wonderfulolağanüstü, and I can make them repeatedlydefalarca wonderfulolağanüstü.
413
989000
3000
onları şahane yapabilirim, ve onları tekrar tekrar şahane yapabilirim.
16:47
And you know what those productsÜrünler and servicesHizmetler are,
414
992000
2000
Siz bu ürünlerinve hizmetlerin ne olduğunu biliyorsunuz,
16:49
because you ownkendi some of them.
415
994000
2000
çünkü bunların bazılarına sahipsiniz.
16:51
They're the things that you'dşimdi etsen snatchkoparma if the houseev was on fireateş.
416
996000
3000
Bunlar evinizde yangın çıktığında kapacağınız şeyler.
16:54
FormingŞekillendirme the emotionalduygusal bondbağ
417
999000
2000
Duygusal bağı oluşturmak
16:56
betweenarasında this thing and you
418
1001000
2000
bu şeyin ve sizin aranızdaki
16:58
is an electrochemicalelektrokimyasal partyParti trickhile
419
1003000
2000
elektrokimyasal bir oyun hilesidir
17:00
that happensolur before you even think about it.
420
1005000
3000
sizin daha düşünmeye fırsatınız bile olmadan önce.
17:03
Thank you very much.
421
1008000
2000
Çok teşekkürler.
17:05
(ApplauseAlkış)
422
1010000
4000
Alkış.
Translated by Aylin Atay
Reviewed by osman oguz ahsen

▲Back to top

ABOUT THE SPEAKER
Richard Seymour - Designer
As a partner in seymourpowell, Richard Seymour designs idea-driven products -- from household goods to trains and motorcycles.

Why you should listen

Designer Richard Seymour works on products with soul -- from a curvy, swoopy iron to a swift and sleek city motorcycle. Seymourpowell is regarded as one of the world’s leading product and innovation design consultancies, with clients who include Ford, Virgin Galactic, Tefal, Casio, Nokia, Guinness, Samsung and Unilever. Seymour is also consultant global creative director of design to Unilever’s Dove, Axe/Lynx and Vaseline brands.

The pair have appeared extensively on British television, most notably in two series on design for Channel 4: Better by Design and Designs on your.... They have also appeared on Design Challenge and several radio productions. In the 1980s, Seymour co-wrote the book The Mirrorstone, with Michael Palin, a children's book full of holograms ...

 

More profile about the speaker
Richard Seymour | Speaker | TED.com