ABOUT THE SPEAKER
Luke Syson - Curator
As a curator at the Metropolitan Museum of Art, Luke Syson accesses the richness of European history through sculpture.

Why you should listen

Luke Syson joined the Metropolitan Museum of Art in 2012 as the Iris and B. Gerald Cantor Curator in Charge of European Sculpture and Decorative Arts. This year, he co-curated the small but innovative exhibition "Plain or Fancy? Restraint and Exuberance in the Decorative Arts." Before joining the Met Syson was Curator of Italian Painting before 1500 and Head of Research at the National Gallery, London. While at the National Gallery, he was curator of the exhibition "Renaissance Siena: Art for a City," and in 2011 he organized the groundbreaking "Leonardo da Vinci: Painter at the Court of Milan."

Syson was also one of the curators who organized the acclaimed Enlightenment Gallery at The British Museum and was part of the team that planned the new galleries for Medieval and Renaissance Art at the Victoria & Albert Museum.

More profile about the speaker
Luke Syson | Speaker | TED.com
TEDxMet

Luke Syson: How I learned to stop worrying and love "useless" art

Luke Syson: Endişelenmeyi bırakıp "gereksiz" sanatı sevmeyi nasıl öğrendim

Filmed:
1,198,168 views

Luke Syson, Rönesans sanatının küratörüydü, azizlerin ve önemli İtalyan hanımefendilerinin üst düzeydeki tablolarının, yani ciddi sanatın. Sonra işini değiştirip, Met'in seramik koleksiyonunu devraldı, güzel, süslü, "gereksiz" şamdan ve vazoları. Onları hiç sevmedi. Onları hiç anlamadı. Ta ki o güne kadar... (TEDxMet'de filme alınmıştır.)
- Curator
As a curator at the Metropolitan Museum of Art, Luke Syson accesses the richness of European history through sculpture. Full bio

Double-click the English transcript below to play the video.

00:12
Two yearsyıl agoönce, I have to say there was no problemsorun.
0
489
2969
İki sene önce, söylemeliyim ki hiçbir sorun yoktu.
00:15
Two yearsyıl agoönce, I knewbiliyordum exactlykesinlikle
what an iconikon lookedbaktı like.
1
3458
4058
İki sene önce, bir ikonun neye benzediğini
tam olarak biliyordum.
00:19
It looksgörünüyor like this.
2
7516
2355
Buna benziyordu.
00:21
Everybody'sHerkesin iconikon, but alsoAyrıca the defaultVarsayılan positionpozisyon
3
9871
2829
Herkesin ikonu, ama aynı zamanda İtalyan Rönesans tabloları
00:24
of a curatormüze müdürü of Italianİtalyanca RenaissanceRönesans
paintingsresimlerinde, whichhangi I was then.
4
12700
3823
küratörü olan birinin kafasındaki imge, ki o zamanlar işim oydu.
00:28
And in a way, this is alsoAyrıca anotherbir diğeri defaultVarsayılan selectionseçim.
5
16523
3692
Bir yandan da, bu da bir diğer doğal seçim.
00:32
LeonardoLeonardo dada Vinci'sVinci's exquisitelyzarif soulfulduygulu imagegörüntü
6
20215
4547
Leonardo da Vinci'nin duygu yüklü resmi
00:36
of the "LadyBayan with an ErmineErmin."
7
24762
1300
"Erminli Kadın".
00:38
And I use that wordsözcük, soulfulduygulu, deliberatelykasten.
8
26062
2543
Duygu yüklü kelimesini kasten kullanıyorum.
00:40
Or then there's this, or ratherdaha doğrusu these:
9
28605
2383
Ve bunlar var veya bunlar:
00:42
the two versionsversiyonları of Leonardo'sLeonardo'nun "VirginVirgin of the RocksKayalar"
10
30988
2654
İlk defa Londra'da biraraya gelmek üzere olan
00:45
that were about to come togetherbirlikte
in LondonLondra for the very first time.
11
33642
4276
Leonardo'nun "Kayalıklar Bakiresi"nin iki versiyonu.
00:49
In the exhibitionsergi that I was then in
the absolutekesin throessancısı of organizingdüzenleme.
12
37918
4184
O zaman gösterim için organizasyon yaparken onun mutlak sancıları içindeydim.
00:54
I was literallyharfi harfine up to my eyesgözleri in LeonardoLeonardo,
13
42102
3437
Leonardo ile gerçekten çok meşguldum
00:57
and I had been for threeüç yearsyıl.
14
45539
1818
ve üç yıl olmuştu.
00:59
So, he was occupyingişgal everyher partBölüm of my brainbeyin.
15
47357
4422
Yani, beynimin her bölümünü kaplıyordu.
01:03
LeonardoLeonardo had taughtöğretilen me, duringsırasında that threeüç yearsyıl,
16
51779
2841
O üç yılda, Leonardo bana
01:06
about what a pictureresim can do.
17
54620
1848
bir resmin neler yapabileceğini öğretti.
01:08
About takingalma you from your ownkendi
materialmalzeme worldDünya into a spiritualmanevi worldDünya.
18
56468
5318
Kendinizi maddi dünyadan çekip manevi dünyaya götürmekle ilgili.
01:13
He said, actuallyaslında, that he believedinanılır
the job of the painterressam
19
61786
2891
Aslında bir ressamın işinin evrende görünen ve görünmeyen
01:16
was to paintboya everything that was visiblegözle görülür
and invisiblegörünmez in the universeEvren.
20
64677
4451
herşeyi boyamak olduğuna inandığını söylemişti.
01:21
That's a hugeKocaman taskgörev. And yethenüz,
somehowbir şekilde he achieveselde it.
21
69128
3997
Bu çok büyük bir görev. Ama ona rağmen buna ulaşıyor.
01:25
He showsgösterileri us, I think, the humaninsan soulruh.
22
73125
2771
Bence bize insan ruhunu gösteriyor.
01:27
He showsgösterileri us the capacitykapasite of ourselveskendimizi
23
75896
4446
Bize ruhani âleme geçme kapasitemizi
01:32
to movehareket into a spiritualmanevi realmDiyar.
24
80342
3428
gösteriyor.
01:35
To see a visionvizyon of the universeEvren that's
more perfectmükemmel than our ownkendi.
25
83770
4528
Kendimizinkinden daha mükemmel bir evrenin hayalini görmek.
01:40
To see God'sTanrı'nın ownkendi planplan, in some senseduyu.
26
88298
3576
Tanrı'nın kendi planını görmek, bir bakıma.
01:43
So this, in a senseduyu, was really
what I believedinanılır an iconikon was.
27
91874
4071
Bu anlamda, bir ikonun gerçekte benzediği şeyin bu olduğuna inanıyordum.
01:47
At about that time, I startedbaşladı talkingkonuşma to TomTom CampbellCampbell,
28
95945
3858
Yaklaşık o sıralarda, burada, Metropolitan Müzesi'nde direktör olan
01:51
directoryönetmen here of the MetropolitanBüyükşehir MuseumMüze,
29
99803
2551
Tom Campbell ile bir sonraki pozisyonumun ne olabileceği
01:54
about what my nextSonraki movehareket mightbelki be.
30
102354
3324
hakkında konuşmaya başlamıştım.
01:57
The movehareket, in factgerçek, back to an earlierdaha erken life,
31
105678
2771
Aslında daha önceki bir zamana geçiş,
02:00
one I'd begunbaşladı at the Britishİngiliz MuseumMüze,
32
108449
1958
British Museum'da başladığım,
02:02
back to the worldDünya of threeüç dimensionsboyutlar --
33
110407
2519
üç boyutlu dünyaya dönüş,
02:04
of sculptureheykel and of decorativeDekoratif artssanat --
34
112926
2232
heykel ve süsleme sanatına,
02:07
to take over the departmentbölüm of EuropeanAvrupa sculptureheykel
and decorativeDekoratif artssanat, here at the MetBir araya geldi.
35
115158
4218
burada, Met'de Avrupa heykel ve süsleme sanatı departmanını devralmak üzere.
02:11
But it was an incrediblyinanılmaz busymeşgul time.
36
119376
1440
Ancak çok yoğun bir zamandı.
02:12
All the conversationskonuşmaları were donetamam
at very peculiartuhaf timeszamanlar of the day --
37
120816
3407
Gün içinde yapılan bütün konuşmalar çok garip zamanlarda yapıldı
02:16
over the phonetelefon.
38
124223
2913
ve telefonda.
02:19
In the endson, I acceptedkabul edilmiş the job
39
127136
2064
Sonunda, aslında hiç buraya gelmeden
02:21
withoutolmadan actuallyaslında havingsahip olan been here.
40
129200
1373
işi kabul ettim.
02:22
Again, I'd been there a coupleçift of yearsyıl before,
41
130573
2552
Söylediğim gibi, birkaç yıl önce orada bulunmuştum,
02:25
but on that particularbelirli visitziyaret etmek.
42
133125
2512
ancak o bahsettiğim ziyaret için.
02:27
So, it was just before the time that
the LeonardoLeonardo showgöstermek was duenedeniyle to openaçık
43
135637
4092
Yani Leonardo gösteriminin açılmasından kısa zaman önceydi,
02:31
when I finallyen sonunda madeyapılmış it back to the MetBir araya geldi, to NewYeni YorkYork,
44
139729
4022
yeni alanımı görmek için,
02:35
to see my newyeni domaindomain.
45
143751
1456
sonunda tekrar Met'e, New York'a gittiğimde.
02:37
To see what EuropeanAvrupa sculptureheykel
and decorativeDekoratif artssanat lookedbaktı like,
46
145207
3943
Hâlihazırda alışık olduğum Rönesans koleksiyonu dışında
02:41
beyondötesinde those RenaissanceRönesans collectionskoleksiyonları
with whichhangi I was so alreadyzaten familiartanıdık.
47
149150
4791
Avrupa heykel ve süsleme sanatının neye benzediğini görmek için.
02:45
And I thought, on that very first day,
I better tourtur the galleriesGaleriler.
48
153941
2997
Ve ilk gün, galerileri gezmenin iyi olacağını düşündüm.
02:48
Fifty-sevenElli yedi of these galleriesGaleriler --
49
156938
1452
Elli yedi tane galeri,
02:50
like 57 varietiesçeşitleri of bakedpişmiş beansfasulye, I believe.
50
158390
4856
yani 57 çeşit fırında pişmiş fasulye gibi, bana kalırsa.
02:55
I walkedyürüdü throughvasitasiyla and I startedbaşladı in my comfortkonfor zonebölge
in the Italianİtalyanca RenaissanceRönesans.
51
163246
6121
Yürüdüm ve rahat olduğum İtalyan Rönesansı ile başladım.
03:01
And then I movedtaşındı graduallykademeli olarak around,
52
169367
1921
Ve sonra yavaş yavaş etrafı dolandım,
03:03
feelingduygu a little lostkayıp sometimesara sıra.
53
171288
3102
bazen kendimi biraz kayıp hissederek.
03:06
My headkafa, alsoAyrıca still fulltam of the LeonardoLeonardo exhibitionsergi
54
174390
3053
Kafam hâlâ açılacak olan Leonardo gösterimi ile doluydu
03:09
that was about to openaçık, and I camegeldi acrosskarşısında this.
55
177443
4022
ve şuna rastladım.
03:13
And I thought to myselfkendim: What the hellcehennem have I donetamam?
56
181465
7930
Ve kendi kendime şunu düşündüm: Ne yaptım ben?
03:21
There was absolutelykesinlikle no connectionbağ in my mindus
57
189395
3353
Kafamda hiçbir şekilde bir bağlantı yoktu
03:24
at all and, in factgerçek, if there was any emotionduygu going on,
58
192748
3099
ve eğer bir duygu varsa,
03:27
it was a kindtür of repulsionitme.
59
195847
2369
o da bir nevi antipatiydi.
03:30
This objectnesne feltkeçe utterlytamamen and completelytamamen alienyabancı.
60
198216
3238
Bu obje bütünüyle ve tamamıyla yabancı geliyordu.
03:33
SillyAptal at a levelseviye that I hadn'tolmasaydı yethenüz
understoodanladım sillinesssersemlik to be.
61
201454
5463
Öylesine aptalca ki, aptallığı o zamana dek anlamamışım.
03:38
And then it was madeyapılmış worsedaha da kötüsü --
62
206917
2199
Ve sonra daha da kötüsü oldu,
03:41
there were two of them.
63
209116
1845
onlardan iki tane vardı.
03:42
(LaughterKahkaha)
64
210961
3139
(Gülüşmeler)
03:46
So, I startedbaşladı thinkingdüşünme about why it was, in factgerçek,
65
214100
2967
İşte o zaman bu objeyi aslında niye
03:49
that I dislikedSevmediği this objectnesne so much.
66
217067
2456
bu kadar sevmediğimi düşünmeye başladım.
03:51
What was the anatomyanatomi of my distastetiksinme?
67
219523
3806
Bu sevgisizliğin anatomisi neydi?
03:55
Well, so much goldaltın, so vulgarkaba.
68
223329
3468
Yani, çok fazla altın, çok bayağı.
03:58
You know, so nouveauNouveau richesonradan, franklyaçıkçası.
69
226797
3854
Yani, çok sonradan görme, açıkçası.
04:02
LeonardoLeonardo himselfkendisi had preachedvaaz
againstkarşısında the use of goldaltın,
70
230651
2913
Leonardo da altın kullanımına karşı olan bir öğüt vermişti,
04:05
so it was absolutelykesinlikle anathemaaforoz at that momentan.
71
233564
3435
yani o zaman tam anlamıyla bir yasaktı.
04:08
And then there's little prettygüzel sprigsdal
of flowersÇiçekler everywhereher yerde. (LaughterKahkaha)
72
236999
5428
Ve sonra her yerde küçük sevimli çiçek dalları vardı. (Gülüşmeler)
04:14
And finallyen sonunda, that pinkpembe. That damnedLanet olası pinkpembe.
73
242427
3519
Ve son olarak o pembe renk. O kahrolası pembe.
04:17
It's suchböyle an extraordinarilyolağanüstü artificialyapay colorrenk.
74
245946
2896
Öylesine yapay bir renk ki.
04:20
I mean, it's a colorrenk that I can't think of
anything that you actuallyaslında see in naturedoğa,
75
248842
3528
Yani, doğada bu renkte gördüğüm bir şeyi düşünemiyorum,
04:24
that looksgörünüyor that shadeGölge.
76
252370
3088
bu tona benzer.
04:27
The objectnesne even has its ownkendi tutuTutu. (LaughterKahkaha)
77
255458
3740
Objenin kendine ait bir tütüsü bile var. (Gülüşmeler)
04:31
This little flouncyflouncy, spanglypullu, bottomybottomy bitbit
78
259198
2360
Vazonun dibinde duran
04:33
that sitsoturur at the bottomalt of the vasevazo.
79
261558
2035
bu küçük, volanlı, süslü, altlı parça.
04:35
It remindedhatırlattı me, in an oddgarip kindtür of way,
80
263593
2373
Biraz tuhaf bir şekilde, bana yeğenimin
04:37
of my niece'syeğeninin fifthbeşinci birthdaydoğum günü partyParti.
81
265966
2099
beşinci yaşgünü partisini hatırlattı.
04:40
Where all the little girlskızlar would come
eitherya as a princessPrenses or a fairyperi.
82
268065
4522
Bütün küçük kızların ya prenses ya da peri olarak ortaya çıktıkları.
04:44
There was one who would come as a fairyperi princessPrenses.
83
272587
1881
Peri prenses olarak ortaya çıkacak olan bir tanesi vardı.
04:46
You should have seengörüldü the looksgörünüyor.
84
274468
2422
Tipleri görmeliydiniz.
04:48
(LaughterKahkaha)
85
276890
1693
(Gülüşmeler)
04:50
And I realizegerçekleştirmek that this objectnesne was in my mindus,
86
278583
3342
Ve fark ettim ki, bu obje kafamda, benzer bir kafadan,
04:53
borndoğmuş from the sameaynı mindus, from the sameaynı wombrahim,
87
281925
2940
benzer bir kaynaktan doğuyordu,
04:56
practicallypratikte, as BarbieBarbie BallerinaBalerin. (LaughterKahkaha)
88
284865
5224
yani, Barbie Balerin olarak. (Gülüşmeler)
05:02
And then there's the elephantsfiller. (LaughterKahkaha)
89
290089
3522
Ve sonra filler vardı. (Gülüşmeler)
05:05
Those extraordinaryolağanüstü elephantsfiller
90
293611
2146
O garip filler,
05:07
with theironların little, sortçeşit of strangegarip, sinisteruğursuz expressionsifade
91
295757
2724
küçük, biraz tuhaf, kötü ifadeleriyle
05:10
and GretaGreta GarboGarbo eyelasheskirpik, with
these goldenaltın tusksdişleri and so on.
92
298481
5297
ve Greta Garbo kirpikleriyle, altından dişleriyle ve benzeri.
05:15
I realizedgerçekleştirilen this was an elephantfil that had
93
303778
1776
Bu filin Serengeti'deki haşmetli yürüyüşle
05:17
absolutelykesinlikle nothing to do with a majesticMajestic
marchMart acrosskarşısında the SerengetiSerengeti.
94
305554
5733
hiçbir ilgisi olmadığını fark ettim.
05:23
It was a DumboDumbo nightmarekâbus. (LaughterKahkaha)
95
311287
5495
Bir Dumbo kâbusuydu. (Gülüşmeler)
05:28
But something more profoundderin
was happeningolay as well.
96
316782
2846
Ancak daha derin bir şeyler de oluyordu.
05:31
These objectsnesneleri, it seemedgibiydi to me,
97
319628
1429
Bu objeler özünde
05:33
were quintessentiallyQuintessentially the kindtür that I
and my liberalliberal left friendsarkadaşlar in LondonLondra
98
321057
4309
benim ve Londra'daki liberal solcu arkadaşlarımın
05:37
had always seengörüldü as summingözetleme up
99
325366
2535
18. yüzyılda Fransız aristokrasisinin biraz içler acısı gördüğümüz
05:39
something deplorableiçler acısı about the FrenchFransızca aristocracyaristokrasi
100
327901
2839
durumunu özetler gibi
05:42
in the 18thinci centuryyüzyıl.
101
330740
2172
gelmişti bana.
05:44
The labeletiket had told me that these piecesparçalar were madeyapılmış
102
332912
2789
Etiketten bu parçaların
05:47
by the Sèvresvres ManufactoryFabrikada,
103
335701
2711
Sèvres Fabrikası tarafından,
05:50
madeyapılmış of porcelainPorselen in the lategeç 1750s,
104
338412
3225
1750'lerde porselenden yapıldığını
05:53
and designedtasarlanmış by a designertasarımcı calleddenilen
Jean-ClaudeJean-Claude DuplessisDuplessis,
105
341637
3131
ve sonradan öğrendiğim kadarıyla aslında büyük saygınlığı olan bir kimse olan
05:56
actuallyaslında somebodybirisi of extraordinaryolağanüstü distinctionayrım
106
344768
2196
Jean-Claude Duplessis adında
05:58
as I latersonra learnedbilgili.
107
346964
2477
bir tasarımcı tarafından tasarlandığını öğrendim.
06:01
But for me, they summedtoplanmış up a kindtür of,
108
349441
4808
Ancak bana göre, sanki 18. yüzyıldaki
06:06
that sortçeşit of sheersırf uselessnessfaydasızlık of the aristocracyaristokrasi
109
354249
3414
aristokrasinin o bir nevi tümden yararsızlığını
06:09
in the 18thinci centuryyüzyıl.
110
357663
3473
özetliyordu.
06:13
I and my colleaguesmeslektaşlar had always thought
111
361136
2466
Ben ve meslektaşlarım, hep bu objelerin bir anlamda
06:15
that these objectsnesneleri, in way, summedtoplanmış up the ideaFikir of,
112
363602
2956
şu fikri özetlediğini düşündük,
06:18
you know -- no wondermerak etmek there was a revolutiondevrim.
113
366558
2364
aslında devrim olmasına şaşmamalı.
06:20
Or, indeedaslında, thank God there was a revolutiondevrim.
114
368922
4543
Veya, aslında, iyi ki de devrim olmuş.
06:25
There was a sortçeşit of ideaFikir really, that,
115
373465
1759
Gerçekten de bir nevi şöyle bir fikir vardı,
06:27
if you ownedSahip olunan a vasevazo like this,
116
375224
2673
eğer böyle bir vazoya sahipseniz,
06:29
then there was really only one fatekader possiblemümkün.
117
377897
3724
o zaman belli bir kaderiniz vardı.
06:33
(LaughterKahkaha)
118
381621
4064
(Gülüşmeler)
06:37
So, there I was -- in a sortçeşit of paroxysmParoxysm of horrorkorku.
119
385685
4664
İşte orada, bir çeşit korku nöbeti içindeydim.
06:42
But I tookaldı the job and I wentgitti
on looking at these vasesVazo.
120
390349
3960
Ancak işi kabul ettim ve vazolara bakmaya gittim.
06:46
I sortçeşit of had to because they're
on a throughvasitasiyla routerota in the MetBir araya geldi.
121
394309
3531
Bir anlamda gitmek zorundaydım, çünkü Met'te anayol üzerindeydi.
06:49
So, almostneredeyse anywhereherhangi bir yer I wentgitti, there they were.
122
397840
2632
Yani, nereye gidersem gideyim karşımdalardı.
06:52
They had this kindtür of oddgarip sortçeşit of fascinationhayranlık,
123
400472
2769
Bir yandan da garip bir tür çekiciliğe sahiptiler,
06:55
like a cararaba accidentkaza.
124
403241
3018
bir araba kazası gibi.
06:58
Where I couldn'tcould stop looking.
125
406259
2724
Bakmayı durduramıyordum.
07:00
And as I did so, I startedbaşladı thinkingdüşünme:
126
408983
2222
Baktığım sırada, şöyle düşünmeye başladım:
07:03
Well, what are we actuallyaslında looking at here?
127
411205
4528
Peki, aslında burada neye bakıyoruz?
07:07
And what I startedbaşladı with was understandinganlayış this
128
415733
3331
Ve ilk anlamaya başladığım şey
07:11
as really a supremeyüce pieceparça of designdizayn.
129
419064
3552
bunun gerçekten de üstün bir tasarım parçası olduğuydu.
07:14
It tookaldı me a little time.
130
422616
1097
Biraz zamanımı aldı.
07:15
But, that tutuTutu for exampleörnek --
131
423713
1438
Ancak, şu tütü örneğin...
07:17
actuallyaslında, this is a pieceparça that
does dancedans in its ownkendi way.
132
425151
3122
Aslında, bu parça kendine göre dans ediyor.
07:20
It has an extraordinaryolağanüstü lightnesshafiflik
133
428273
1642
Olağanüstü bir hafifliği var
07:21
and yethenüz, it is alsoAyrıca amazingşaşırtıcı balanceddengeli.
134
429915
2515
ve buna rağmen inanılmaz şekilde dengeli.
07:24
It has these kindsçeşit of sculpturalheykel ingredientsmalzemeler.
135
432430
3475
Bir nevi heykele benzer bileşimi var.
07:27
And then the playoyun betweenarasında --
136
435905
1639
Ve sonra birbirleriyle olan bu oyun...
07:29
actuallyaslında really quiteoldukça carefullydikkatlice disposedbertaraf
colorrenk and gildingaltın yaldız, and the sculpturalheykel surfaceyüzey,
137
437544
4612
Aslında oldukça dikkatli hazırlanan renk ve altın kaplama ile heykelimsi yüzey
07:34
is really ratherdaha doğrusu remarkabledikkat çekici.
138
442156
2275
gerçekten kayda değer.
07:36
And then I realizedgerçekleştirilen that this pieceparça wentgitti into the kilnfırın
139
444431
2830
Ve sonra bu parçanın dört kez fırına girdiğini
07:39
fourdört timeszamanlar, at leasten az fourdört timeszamanlar
in ordersipariş to arrivevarmak at this.
140
447261
3390
fark ettim, buna dönüşmek için en az dört kez.
07:42
How manyçok momentsanlar for accidentkaza can you think of
141
450651
3054
Bu parçanın başına kaç kez
07:45
that could have happenedolmuş to this pieceparça?
142
453705
1504
kaza gelebileceğini düşünüyorsunuz?
07:47
And then rememberhatırlamak, not just one, but two.
143
455209
2562
Ve unutmayın ki, sadece bir değil, iki taneler.
07:49
So he's havingsahip olan to arrivevarmak at two exactlykesinlikle matchedeşleşti
144
457771
4265
Yani bu çeşit bir vazodan tamamıyla aynı
07:54
vasesVazo of this kindtür.
145
462036
2512
iki tane yapması gerekiyordu.
07:56
And then this questionsoru of uselessnessfaydasızlık.
146
464548
1406
Ve sonra bu gereksiz olduğu sorgusu.
07:57
Well actuallyaslında, the endson of the trunksMayo
were originallyaslında candlemum holderstutucular.
147
465954
4959
Aslında, hortumların uçları aslen mumluktu.
08:02
So what you would have had
were candlesmumlar on eitherya sideyan.
148
470913
3750
Yani her iki tarafta da mumlarınız oluyordu.
08:06
ImagineHayal that effectEfekt of candlelightmum ışığı on that surfaceyüzey.
149
474663
2556
Yüzeydeki mum ışığının etkisini bir düşünün.
08:09
On the slightlyhafifçe unevendüzensiz pinkpembe, on the beautifulgüzel goldaltın.
150
477219
2732
Hafifçe değişken pembenin, güzel altın renginin üzerinde.
08:11
It would have glitteredSimli in an interior,
151
479951
2746
İçerisini parlatırdı,
08:14
a little like a little fireworkhavai fişek.
152
482697
3082
sanki küçük bir havai fişek gibi.
08:17
And at that pointpuan, actuallyaslında,
a fireworkhavai fişek wentgitti off in my brainbeyin.
153
485779
3652
Ve o noktada, aslında beynimde bir havai fişek patladı.
08:21
SomebodyBiri remindedhatırlattı me that, that wordsözcük 'fancy''fantezi' --
154
489431
2835
Biri bana o kelimeyi hatırlattı: "Fantastik",
08:24
whichhangi in a senseduyu for me, encapsulatedkapsüllenmiş this objectnesne --
155
492266
3110
ki bence bir anlamda bu obje içinde saklanmıştı,
08:27
actuallyaslında comesgeliyor from the sameaynı
rootkök as the wordsözcük 'fantasy' fantezi.'
156
495376
4046
aslında "fantezi" kelimesiyle aynı kökten geliyor.
08:31
And that what this objectnesne was just as much in a way,
157
499422
2616
Ve bu obje aynı Leonardo da Vinci tablosu gibi
08:34
in its ownkendi way, as a LeonardoLeonardo dada VinciVinci paintingboyama,
158
502038
2452
bir nevi, kendine özgü bir şekilde
08:36
is a portalPortal to somewherebir yerde elsebaşka.
159
504490
2207
bir yerlere açılıyor.
08:38
This is an objectnesne of the imaginationhayal gücü.
160
506697
4195
Bu, hayal gücüne dair bir obje.
08:42
If you think about the maddeli 18th-centuryinci yüzyıl
operasOpera of the time -- setset in the OrientOrient.
161
510892
6809
Eğer 18. yüzyıl zamanındaki çılgın operaları düşünürseniz, doğuda geçen,
08:49
If you think about divansdivans and perhapsbelki even
opium-inducedAfyon kaynaklı visionsvizyonları of pinkpembe elephantsfiller,
162
517721
6479
eğer sedirleri ve belki de afyon tesirli pembe fillerin görüntüsünü düşünürseniz,
08:56
then at that pointpuan, this objectnesne startsbaşlar to make senseduyu.
163
524200
3301
o zaman bu objeler anlam kazanmaya başlıyor.
08:59
This is an objectnesne whichhangi is all about escapismkaçma.
164
527501
4056
Bu obje, tamamıyla gerçeklerden kaçışla ilgili.
09:03
It's about an escapismkaçma that happensolur --
165
531557
3197
Gerçeklerden kaçışla ilgili,
09:06
that the aristocracyaristokrasi in FranceFransa soughtaranan
166
534754
2021
Fransa'daki aristokrasinin
09:08
very deliberatelykasten
167
536775
1786
kendilerini sıradan insanlardan ayırmak için
09:10
to distinguishayırmak themselveskendilerini from ordinarysıradan people.
168
538561
4568
bilerek yaptığı şekilde.
09:15
It's not an escapismkaçma that
169
543129
1964
Ancak, bizim bugün memnun olacağımız bir şekilde
09:17
we feel particularlyözellikle happymutlu with todaybugün, howeverancak.
170
545093
3867
gerçeklerden kaçış değil bu.
09:20
And again, going on thinkingdüşünme about this,
171
548960
2985
Ve yine, bu konuda düşününce,
09:23
I realizegerçekleştirmek that in a way we're all victimskurbanlar
172
551945
3174
hepimizin bir nevi modernizmin zaferinin
09:27
of a certainbelli kindtür of tyrannyzulüm
173
555119
2011
bir anlamda zorbalığının kurbanı olduğumuzu
09:29
of the triumphzafer of modernismmodernlik
174
557130
2021
fark ettim,
09:31
wherebyMademki formform and functionfonksiyon in an objectnesne
175
559151
2726
yani bir objenin biçimi ve işlevi diğerini
09:33
have to followtakip et one anotherbir diğeri, or are deemedsayılır to do so.
176
561877
3405
takip etmek zorunda veya öyle olacağı varsayılıyor.
09:37
And the extraneouskonu ile ilgisi olmayan ornamentSüsleme is seengörüldü as really,
177
565282
2964
Ve konu dışı süs eşyaları gerçekten de,
09:40
essentiallyesasen, criminaladli.
178
568246
3020
aslında suç olarak görülüyor.
09:43
It's a triumphzafer, in a way, of bourgeoisburjuva
valuesdeğerler ratherdaha doğrusu than aristocraticaristokrat onesolanlar.
179
571266
3151
Bir bakıma aristokrasinin değil, burjuvazinin değerlerinin bir zaferi bu.
09:46
And that seemsgörünüyor fine.
180
574417
1823
Ve bu da tamam.
09:48
ExceptHariç for the factgerçek that it becomesolur a kindtür of
sequestrationhaciz of imaginationhayal gücü.
181
576240
7457
Hayal gücünün bir nevi tecriti hâline gelmesi gerçeği dışında.
09:55
So just as in the 20thinci centuryyüzyıl, so manyçok people
182
583697
2690
Yani 20. yüzyılda
09:58
had the ideaFikir that theironların faithinanç
183
586387
1988
birçok insanın kaderlerinin
10:00
tookaldı placeyer on the SabbathSabbath day,
184
588375
2682
Sebt günü oluştuğu
10:03
and the restdinlenme of theironların liveshayatları --
185
591057
1374
ve ömürlerinin geri kalanının,
10:04
theironların liveshayatları of washingyıkama machinesmakineler and orthodonticsOrtodonti --
186
592431
3978
çamaşır makineleri ve ortodontinin olduğu hayatlarının,
10:08
tookaldı placeyer on anotherbir diğeri day.
187
596409
2032
başka bir günde oluştuğu fikrine sahip olması gibi.
10:10
Then, I think we'vebiz ettik startedbaşladı doing the sameaynı.
188
598441
3768
O zaman aynı şeyi yapmaya başladık.
10:14
We'veBiz ettik allowedizin ourselveskendimizi to
189
602209
3332
Fantezi dünyamızın ekranlar önünde
10:17
leadöncülük etmek our fantasyfantezi liveshayatları in frontön of screensekranlar.
190
605541
2357
bizi yönetmesine izin verdik.
10:19
In the darkkaranlık of the cinemasinema, with the
televisiontelevizyon in the cornerköşe of the roomoda.
191
607898
3982
Sinemanın karanlığında, odanın köşesindeki televizyonla.
10:23
We'veBiz ettik eliminatedelimine, in a senseduyu, that constantsabit
192
611880
4078
Bu vazoların insanların hayatlarında temsil ettiği
10:27
of the imaginationhayal gücü that these vasesVazo
representedtemsil in people'sinsanların liveshayatları.
193
615958
4928
hayal gücünün sürekliliğini bir anlamda elimine ettik.
10:32
So maybe it's time we got this back a little.
194
620886
4036
Belki de bunu biraz geri almanın zamanı.
10:36
I think it's beginningbaşlangıç to happenolmak.
195
624922
2350
Bence bu olmaya başlıyor.
10:39
In LondonLondra, for exampleörnek,
196
627272
1266
Örneğin Londra'da
10:40
with these extraordinaryolağanüstü buildingsbinalar
197
628538
2149
son birkaç yıldır ortaya çıkan
10:42
that have been appearinggörünen over the last fewaz yearsyıl.
198
630687
2991
bu olağanüstü binalarla.
10:45
RedolentKokulu, in a senseduyu, of scienceBilim fictionkurgu,
199
633678
2403
Biraz bilimkurguyu anımsatarak
10:48
turningdöndürme LondonLondra into a kindtür of fantasyfantezi playgroundoyun alanı.
200
636081
2114
Londra'yı bir nevi fantezi bahçesine çeviriyor.
10:50
It's actuallyaslında amazingşaşırtıcı to look out of
a highyüksek buildingbina nowadaysşu günlerde there.
201
638195
4854
Bugünlerde oradaki yüksek bir binadan bakmak aslında bir harika.
10:55
But even then, there's a resistancedirenç.
202
643049
1804
Ama buna rağmen bir direnç var.
10:56
LondonLondra has calleddenilen these buildingsbinalar the
GherkinKornişon, the Shard"Shard", the WalkieTelsiz TalkieTalkie --
203
644853
4336
Londra bu binaları Gherkin (Salatalık), Shard (Cam parçası), Walkie Talkie (Telsiz) diye isimlendirdi,
11:01
bringinggetiren these soaringyükselen buildingsbinalar down to EarthDünya.
204
649189
3305
bu yüksek binaları mütevazi hâle getirmek için.
11:04
There's an ideaFikir that we don't want these
205
652494
4080
Bu kaygı verici, hayali yolculukların günlük hayatımızda
11:08
anxious-makingendişeli yapımı, imaginativeyaratıcı journeysyolculuklarda
to happenolmak in our dailygünlük liveshayatları.
206
656574
4861
olmasını istemediğimize dair bir fikir var.
11:13
I feel luckyşanslı in a way,
207
661435
3268
Kendimi bir bakıma şanslı hissediyorum,
11:16
I've encounteredkarşılaşılan this objectnesne.
208
664703
2548
bu objeye rastladım.
11:19
(LaughterKahkaha)
209
667251
2441
(Gülüşmeler)
11:21
I foundbulunan him on the InternetInternet when
I was looking up a referencereferans.
210
669692
3302
Onu internette bir kaynak ararken buldum.
11:24
And there he was.
211
672994
2894
İşte oradaydı.
11:27
And unlikeaksine the pinkpembe elephantfil vasevazo,
212
675888
3314
Ve pembe filli vazonun aksine,
11:31
this was a kindtür of love at first sightgörme.
213
679202
1973
bu ilk bakışta aşktı.
11:33
In factgerçek, readerokuyucu, I marriedevli him. I boughtsatın him.
214
681175
2856
Aslında, onunla evlendim. Onu satın aldım.
11:36
And he now adornssüsler my officeofis.
215
684031
3864
Ve şimdi benim ofisimi süslüyor.
11:39
He's a StaffordshireStaffordshire figureşekil madeyapılmış
in the middleorta of the 19thinci centuryyüzyıl.
216
687895
3541
O, 19. yüzyılın ortasında yapılmış bir Staffordshire figürü.
11:43
He representstemsil the actoraktör, EdmundEdmund KeanKean,
playingoynama Shakespeare'sShakespeare'in RichardRichard IIIIII.
217
691436
4806
Shakespeare'in III. Richard'ını oynayan aktör Edmund Kean'i temsil ediyor.
11:48
And it's basedmerkezli, actuallyaslında, on a more
elevatedyüksek pieceparça of porcelainPorselen.
218
696242
2453
Ve aslında daha yüksek bir seviyede porselen esaslı.
11:50
So I lovedsevilen, on an artSanat historicaltarihi levelseviye,
219
698695
2154
Bu yüzden onu sanat tarihi açısından sevdim.
11:52
I lovedsevilen that layeredtabakalı qualitykalite that he has.
220
700849
4660
Sahip olduğu kat kat nitelikleri sevdim.
11:57
But more than that, I love him.
221
705509
2493
Ancak bundan da daha fazlası, onu sevdim.
12:00
In a way that I think would have been impossibleimkansız
222
708002
1678
Leonardo zamanlarımda nasıl pembe Sèvres vazonun
12:01
withoutolmadan the pinkpembevresvres vasevazo in my LeonardoLeonardo daysgünler.
223
709680
2612
olmaması imkânsızsa, o şekilde.
12:04
I love his orangePortakal and pinkpembe breechespantolon.
224
712292
3217
Portakal ve pembe renkli kuyruklu giysisini seviyorum.
12:07
I love the factgerçek that he seemsgörünüyor to be going off to warsavaş,
225
715509
2750
Bulaşıkları yeni bitirip,
12:10
havingsahip olan just finishedbitmiş the washingyıkama up. (LaughterKahkaha)
226
718259
4432
savaşa gidiyor gibi görünüşünü seviyorum. (Gülüşmeler)
12:14
He seemsgörünüyor alsoAyrıca to have forgottenunutulmuş his swordkılıç.
227
722691
2477
Kılıcını da unutmuş gibi görünüyor.
12:17
I love his pinkpembe little cheeksyanakları, his munchkincimcime energyenerji.
228
725168
2619
Pembe küçük yanaklarını, o şirin enerjisini seviyorum.
12:19
In a way, he's becomeolmak my sortçeşit of alterALTER egobenlik.
229
727787
3191
Bir bakıma benim ikinci kişiliğim oldu.
12:22
He's, I hopeumut, a little bitbit dignifiedağırbaşlı,
230
730978
2301
Umarım biraz asildir,
12:25
but mostlyçoğunlukla ratherdaha doğrusu vulgarkaba. (LaughterKahkaha)
231
733279
5174
ama daha ziyade bayağı gibi. (Gülüşmeler)
12:30
And energeticenerjik, I hopeumut, too.
232
738453
3218
Umarım enerjiktir de.
12:33
I let him into my life because the Sèvresvres
pinkpembe elephantfil vasevazo allowedizin me to do so.
233
741671
5155
Onu hayatıma Sèvres pembe filli vazo sayesinde soktum.
12:38
And before that LeonardoLeonardo,
234
746826
1568
Ondan önce Leonardo ofisimde duruyordu,
12:40
I understoodanladım that this objectnesne could becomeolmak
partBölüm of a journeyseyahat for me everyher day,
235
748394
5106
ki bu objenin her gün yolcuğumun bir parçası
12:45
sittingoturma in my officeofis.
236
753500
2745
hâline gelebileceğini anlıyorum.
12:48
I really hopeumut that othersdiğerleri, all of you,
237
756245
2989
Gerçekten başkalarının, hepinizin,
12:51
visitingziyaret objectsnesneleri in the museummüze,
238
759234
1575
müzelerde objeleri ziyaret edenlerin,
12:52
and takingalma them home and
findingbulgu them for yourselveskendiniz,
239
760809
2454
evlerine götüren ve onları keşfedenlerin,
12:55
will allowizin vermek those objectsnesneleri to flourishgüzelleşmek
in your imaginativeyaratıcı liveshayatları.
240
763263
4314
bu objelerin hayal dünyalarında gelişmelerine izin vermesini umuyorum.
12:59
Thank you very much.
241
767577
1553
Çok teşekkürler.
13:01
(ApplauseAlkış)
242
769130
3883
(Alkış)
Translated by Eren Gokce
Reviewed by Gencehan Arpaçay

▲Back to top

ABOUT THE SPEAKER
Luke Syson - Curator
As a curator at the Metropolitan Museum of Art, Luke Syson accesses the richness of European history through sculpture.

Why you should listen

Luke Syson joined the Metropolitan Museum of Art in 2012 as the Iris and B. Gerald Cantor Curator in Charge of European Sculpture and Decorative Arts. This year, he co-curated the small but innovative exhibition "Plain or Fancy? Restraint and Exuberance in the Decorative Arts." Before joining the Met Syson was Curator of Italian Painting before 1500 and Head of Research at the National Gallery, London. While at the National Gallery, he was curator of the exhibition "Renaissance Siena: Art for a City," and in 2011 he organized the groundbreaking "Leonardo da Vinci: Painter at the Court of Milan."

Syson was also one of the curators who organized the acclaimed Enlightenment Gallery at The British Museum and was part of the team that planned the new galleries for Medieval and Renaissance Art at the Victoria & Albert Museum.

More profile about the speaker
Luke Syson | Speaker | TED.com