TED2016
Alex Kipman: A futuristic vision of the age of holograms
Alex Kipman: Hologramlar çağına fütüristik bir bakış
Filmed:
Readability: 4.5
3,560,199 views
Bu fantastik, yakın gerçeklik ve gelecekteki bir ihtimal karışımı gösteride, ekranların olmadığı kurgusal bir dünyayı keşfedin. Alex Kipman, HoloLens setini giyerek 3 boyutlu hologramları gerçek dünyaya getiriyor, dijital içeriği hissedip dokunabilmemiz için algılarımızı artırıyor. TED'den Helen Walters'ın soru ve cevaplarıyla.
Alex Kipman - Inventor
With his latest invention, HoloLens, Kinect creator Alex Kipman has opened a virtual holographic universe for users to explore -- and he may have changed the face of computing forever. Full bio
With his latest invention, HoloLens, Kinect creator Alex Kipman has opened a virtual holographic universe for users to explore -- and he may have changed the face of computing forever. Full bio
Double-click the English transcript below to play the video.
00:12
Thousands of years from now,
0
950
1510
Günümüzden binlerce yıl sonra
00:15
we'll look back at the first
century of computing
century of computing
1
3088
3237
bilgisayar kullanımımızın ilk yüzyılını
00:18
as a fascinating but very peculiar time --
2
6960
3438
ilgi çekici ama garip bir zaman
olarak göreceğiz.
olarak göreceğiz.
00:23
the only time in history where humans
were reduced to live in 2D space,
were reduced to live in 2D space,
3
11096
5006
İnsan yaşamının ilk defa
iki boyutlu alana indirgendiği
iki boyutlu alana indirgendiği
00:28
interacting with technology
as if we were machines;
as if we were machines;
4
16126
3919
ve tıpkı makineymişiz gibi
teknoloji ile etkileşim içinde
teknoloji ile etkileşim içinde
00:32
a singular, 100-year period
in the vastness of time
in the vastness of time
5
20069
5217
olduğumuz ve hep bir ekranın ardından
00:37
where humans communicated,
6
25310
2688
iletişim kurduğumuz, eğlendiğimiz ve
00:40
were entertained and managed their lives
7
28022
2651
hayatlarımızı idare ettiğimiz
00:42
from behind a screen.
8
30697
1674
bir asır olarak göreceğiz.
00:44
Today, we spend most of our time
tapping and looking at screens.
tapping and looking at screens.
9
32395
5581
Bugün, zamanımızın çoğunu tuşlara basarak
ve ekrana bakarak geçiriyoruz.
ve ekrana bakarak geçiriyoruz.
00:50
What happened to interacting
with each other?
with each other?
10
38762
3587
Başkalarıyla iletişime geçmeye ne oldu?
00:55
I don't know about you, but I feel limited
11
43040
2671
Siz nasıl hissediyorsunuz bilmiyorum,
ama ben iki boyutlu
ama ben iki boyutlu
00:57
inside this 2D world
of monitors and pixels.
of monitors and pixels.
12
45735
3548
monitörlerin ve piksellerin
dünyasında kısıtlanmış hissediyorum.
dünyasında kısıtlanmış hissediyorum.
01:01
And it is this very limitation
13
49751
2065
Bu kısıtlanma
01:03
and my desire to connect with people
14
51840
2416
ve benim insanlarla iletişim kurma tutkum
01:06
that inspires me as a creator.
15
54280
1988
bana bir yaratıcı olarak ilham veriyor.
01:08
Put simply: I want
to create a new reality,
to create a new reality,
16
56292
3351
Kısacası, yeni bir gerçeklik
yaratmak istiyorum.
yaratmak istiyorum.
01:11
a reality where technology brings
us infinitely closer to each other,
us infinitely closer to each other,
17
59667
5707
Teknolojinin bizi birbirimize
olabildiğince yaklaştırdığı,
olabildiğince yaklaştırdığı,
01:17
a reality where people, not devices,
18
65398
3190
her şeyin odağında makineler yerine
insanların olduğu
insanların olduğu
01:20
are the center of everything.
19
68612
1468
bir gerçeklik.
01:22
I dream of a reality where technology
senses what we see, touch and feel;
senses what we see, touch and feel;
20
70998
6179
Teknolojinin ne gördüğümüzü,
neye dokunduğumuzu, neyi hissettiğimizi
neye dokunduğumuzu, neyi hissettiğimizi
01:29
a reality where technology
no longer gets in our way,
no longer gets in our way,
21
77724
3311
anladığı, teknolojinin yolumuza
karışmak yerine bizi
karışmak yerine bizi
01:33
but instead embraces who we are.
22
81059
2745
olduğumuz gibi sardığı
bir gerçeklik yaratmak istiyorum.
bir gerçeklik yaratmak istiyorum.
01:36
I dream of technology
23
84328
1604
İnsanın izinden giden
01:38
on a human path.
24
86728
1719
bir teknoloji hayal ediyorum.
01:40
We have all experienced technology
25
88878
2008
Herkes daha insansı hareketlere
izin veren teknolojileri
izin veren teknolojileri
01:42
that enables people
to act more like people,
to act more like people,
26
90910
3302
ve doğal etkileşim,
ses tanıma, biyometriye
ses tanıma, biyometriye
01:46
products that enable natural interactions,
voice controls or biometrics.
voice controls or biometrics.
27
94236
4777
imkân sağlayan cihazları görmüşüzdür.
01:55
This is the next step in the evolution.
28
103476
3148
Bu evrimin bir sonraki aşaması.
01:59
This is Microsoft HoloLens,
29
107330
1955
Bu Microsoft HoloLens,
02:01
the first fully untethered
holographic computer.
holographic computer.
30
109309
3573
ilk tam bağımsız holografik bilgisayar.
02:05
Devices like this will bring
3D holographic content
3D holographic content
31
113644
4193
Bunun gibi cihazlar, 3 boyutlu
holografik veriyi hayatımıza sokarak,
holografik veriyi hayatımıza sokarak,
02:09
right into our world,
32
117861
1919
hayatı sıradan algılarımızın ötesinde
02:11
enhancing the way we experience life
33
119804
2057
daha güçlü bir şekilde
02:13
beyond our ordinary range of perceptions.
34
121885
2713
deneyimlememizi sağlayacak.
02:17
Now, I'm not thinking
about a distant future.
about a distant future.
35
125233
4024
Şu an, uzak gelecek hakkında düşünmüyorum.
02:21
I'm talking about today.
36
129844
1614
Günümüz hakkında konuşuyorum.
02:23
We are already seeing
car companies like Volvo
car companies like Volvo
37
131958
3144
Günümüzde Volvo gibi şirketlerin
arabalarını HoloLens'le farklı şekilde
arabalarını HoloLens'le farklı şekilde
02:27
designing cars differently with HoloLens;
38
135126
2927
tasarladıklarını, Case Western gibi
üniversitelerin
üniversitelerin
02:30
universities like Case Western
redefining the way medical students learn;
redefining the way medical students learn;
39
138077
4731
tıp öğrencilerinin öğrenme yollarını
yeniden tanımladıklarını
yeniden tanımladıklarını
02:34
and my personal favorite,
40
142832
1420
-ve işte benim favorim olan-
02:36
NASA is using HoloLens
to let scientists explore planets
to let scientists explore planets
41
144744
5347
NASA bilim insanlarının gezegenleri
holografik olarak keşfetmesi için
holografik olarak keşfetmesi için
HoloLens'i kullandığını görüyoruz.
02:42
holographically.
42
150115
1230
02:43
Now, this is important.
43
151932
1286
Şimdi bu önemli.
02:46
By bringing holograms into our world,
44
154194
2442
Hologramları hayatımıza sokmak derken
02:48
I'm not just talking about a new device
or a better computer.
or a better computer.
45
156660
3625
sadece yeni bir cihaz ya da daha iyi
bir bilgisayardan bahsetmiyorum.
bir bilgisayardan bahsetmiyorum.
02:52
I'm talking about freeing ourselves
from the 2D confines
from the 2D confines
46
160914
4887
Kendimizi geleneksel bilgisayarların
iki boyutlu sınırlarından kurtarmaktan
iki boyutlu sınırlarından kurtarmaktan
02:58
of traditional computing.
47
166341
1967
bahsediyorum.
03:01
Put it this way:
48
169334
1603
Şöyle düşünelim:
03:02
temporally adjusted, we're like
cave people in computer terms.
cave people in computer terms.
49
170961
4220
Bilgisayarlara göre biz şu anda
mağara adamı gibiyiz.
mağara adamı gibiyiz.
03:07
We've barely discovered charcoal
50
175878
1914
Kömürü ancak keşfettik
03:09
and started drawing
the first stick figures in our cave.
the first stick figures in our cave.
51
177816
4180
ve ilk çöp adamları mağaralarımıza
çizmeye başladık.
çizmeye başladık.
03:14
Now, this is the perspective
I apply to my work every single day.
I apply to my work every single day.
52
182925
4325
İşte bu, her gün işimde uyguladığım
bir bakış açısı.
bir bakış açısı.
03:20
And now for the next few minutes,
53
188016
1951
Ve sonraki birkaç dakika için,
03:21
I invite all of you to apply
the same perspective
the same perspective
54
189991
4299
aynı bakış açısını önümüzdeki
yolculuğa uygulamaya
yolculuğa uygulamaya
03:26
to the journey ahead of us.
55
194314
1393
hepinizi davet ediyorum.
03:31
Now, as I put this HoloLens on,
56
199461
2920
Şimdi, sanal gerçeklik gözlüğünü takarken
03:34
let me explain the setup a little bit.
57
202405
2179
size biraz kurulumdan bahsedeyim.
03:36
It's probably the most risky demo
we have ever done on any stage
we have ever done on any stage
58
204608
5372
Bu muhtemelen sanal gerçeklik
gözlüğü ile sahnede yaptığımız
gözlüğü ile sahnede yaptığımız
03:42
with HoloLens,
59
210004
1234
en riskli demo
03:43
and I can't think of a better place
to do it than here at TED.
to do it than here at TED.
60
211262
3300
ve TED'den başka bunu yapabileceğim
daha iyi bir yer düşünemiyorum.
daha iyi bir yer düşünemiyorum.
03:47
Momentarily, I am going
to be seeing holograms
to be seeing holograms
61
215221
3774
Birazdan, sahnede hologramlar
03:51
right on this stage,
62
219019
1322
görmeye başlayacağım,
03:52
just as clearly as I can see all of you.
63
220365
2256
üstelik sizi gördüğüm kadar
net bir şekilde.
net bir şekilde.
03:54
Now at the same time,
we have also this special camera
we have also this special camera
64
222645
3638
Şimdi aynı zamanda,
şimdi sahneye gelen
şimdi sahneye gelen
03:58
that just walked in onstage
65
226307
1696
bu özel kamera ile
04:00
so that all of you can share
in this experience with me
in this experience with me
66
228027
3232
siz de bu deneyimi benimle
birlikte monitörlerden
birlikte monitörlerden
04:03
up on all the monitors.
67
231283
1412
paylaşacaksınız.
04:05
So let's start our journey.
68
233917
1355
Yolculuğumuza başlayalım.
04:07
And what better place
to begin our journey,
to begin our journey,
69
235296
2436
Ve yolculuğumuza başlamak için
2 boyutlu bir bilgisayar mağarasından
2 boyutlu bir bilgisayar mağarasından
04:09
than in the computer cave of 2D.
70
237756
3103
daha iyi bir yer mi var.
04:14
Let's explore the world
all around us with this new lens,
all around us with this new lens,
71
242978
4191
Hadi, bu yeni lens ile
etrafımızdaki dünyayı keşfedelim
etrafımızdaki dünyayı keşfedelim
04:19
and understand the computer world
from a brand new perspective.
from a brand new perspective.
72
247193
3414
ve bilgisayar dünyasını
yepyeni bir bakış açısıyla anlayalım.
yepyeni bir bakış açısıyla anlayalım.
04:23
The computer universe
is both marvelous and primitive.
is both marvelous and primitive.
73
251673
4450
Bilgisayar evreni hem muhteşem,
hem de ilkeldir.
hem de ilkeldir.
04:28
It's a universe based on causality.
74
256933
2615
Nedensellik temelli bir evrendir.
04:32
As developers, we dream
the different causes
the different causes
75
260112
3168
Geliştiriciler olarak, farklı senaryoları
hayal kurarız
hayal kurarız
04:35
and then we program the different effects.
76
263304
2276
ve sonra farklı efektleri programlarız.
04:38
Double click on an icon, that's a cause.
77
266084
2881
Bir ikona çift tıkla, bu bir nedendir.
04:41
Open an application, that's an effect.
78
269582
2661
Bir uygulama aç, bu bir etkidir.
04:45
Now when we compare this
to our physical universe,
to our physical universe,
79
273264
4247
Şimdi bunu fiziksel evrenimizle
karşılaştırırsak
karşılaştırırsak
04:49
it is overly constraining,
80
277535
2015
bu fazla bir zorlama olur,
04:51
because our universe is not digital.
81
279574
2444
çünkü bizim evrenimiz sayısal değildir.
04:54
Our universe is analog.
82
282747
1891
Bizim evrenimiz analogtur.
04:56
Our universe doesn't think
in terms of zero or one,
in terms of zero or one,
83
284662
4115
Evrenimiz sıfır ve bir, doğru ve yanlış
05:01
true or false, or black or white.
84
289240
2739
veya siyah ve beyaz diye düşünmez.
05:04
We exist in a world
governed by quantum physics,
governed by quantum physics,
85
292663
4246
Kuantum fiziğiyle idare
edilen bir dünyada,
edilen bir dünyada,
05:08
a universe of zero and one
both at the same time,
both at the same time,
86
296933
4343
aynı zamanda sıfır ve birlerin evreninde,
05:13
a reality based on infinite
probabilities and shades of gray.
probabilities and shades of gray.
87
301880
4512
sonsuz olasılıklar ve cevapsız
soruların gerçekliğinde varız.
soruların gerçekliğinde varız.
05:19
You can see how these two worlds collide.
88
307384
3562
Bu iki dünyanın nasıl
çakıştığını görebilirsiniz.
çakıştığını görebilirsiniz.
05:23
So why are screens so pervasive
in our analog life?
in our analog life?
89
311975
5076
Peki analog dünyamızda ekranlar
neden bu kadar yaygın?
05:30
We see screens from the moment we wake up,
90
318366
2601
Uyandığımız andan uykuya daldığımız
05:32
to the moment we fall asleep.
91
320991
1681
ana kadar ekranlara bakıyoruz.
05:35
Why?
92
323174
1160
Niçin?
05:36
I think it's because computers
give us superpowers.
give us superpowers.
93
324666
3155
Bence bilgisayarlar bize
süper güçler verdiği için.
05:40
Within the digital universe,
we have the power to displace space
we have the power to displace space
94
328393
3706
Dijital evrende mekân
ve zaman kavramlarını
ve zaman kavramlarını
05:44
and the power to displace time.
95
332123
1751
yok etme gücümüz var.
05:46
It doesn't matter if you're using
technology for entertainment,
technology for entertainment,
96
334381
3336
Teknolojiyi eğlence, üretim ya da iletişim
05:49
productivity or communication.
97
337741
2225
amacıyla kullanmanız fark etmez.
05:52
Think of it this way:
98
340700
1161
Şöyle düşünün:
05:53
let's all go home tonight
99
341885
1380
Bu gece hepimiz eve gidip
05:55
and watch our favorite show on television.
100
343289
2666
televizyonda en sevdiğimiz
programı izleyelim.
programı izleyelim.
05:58
This is theater -- time
and space displaced.
and space displaced.
101
346462
3542
İşte sinema --
zaman ve mekân kavramı yok edildi.
zaman ve mekân kavramı yok edildi.
06:02
As soon as I'm done with this TED Talk,
102
350634
2100
Bu TED konuşmasını bitirir bitirmez,
06:04
I'm going to immediately call
my lovely family in Seattle.
my lovely family in Seattle.
103
352758
3317
hemen Seattle'daki
biricik ailemi arayacağım.
biricik ailemi arayacağım.
06:11
That's displacement of space.
104
359261
1881
Bu mekân kavramının yok edilmesidir.
06:14
Now, these are such great superpowers
105
362088
2223
Şimdi, bunlar o kadar
muazzam süper güçler ki
muazzam süper güçler ki
06:16
that we put up with
the two-dimensional limitations
the two-dimensional limitations
106
364335
2949
günümüzün dijital dünyasındaki
iki boyutlu sınırlara
tahammül edebiliyoruz.
tahammül edebiliyoruz.
06:19
of our current digital world.
107
367308
1789
Peki ya bunu yapmak zorunda olmasaydık?
06:21
But what if we didn't have to?
108
369121
1515
06:23
What if we could have
these same digital powers
these same digital powers
109
371180
3180
Sahip olduğumuz bu dijital güçlere
06:27
in our world?
110
375168
1837
normal dünyamızda sahip olsaydık?
06:29
You can already see glimmers of this,
111
377966
2396
Bunun ilk ışıltılarını
zaten görebiliyorsunuz,
zaten görebiliyorsunuz,
06:32
but I believe our children's children
112
380386
2652
ama inanıyorum ki torunlarımız
06:35
will grow up in a world
devoid of 2D technology.
devoid of 2D technology.
113
383062
3943
teknolojinin 2 boyutlu olmadığı
bir dünyada büyüyecek.
bir dünyada büyüyecek.
06:40
It's remarkable to dream of this world,
114
388079
2415
Böyle bir dünyanın hayalini
kurmak fevkalade bir şey,
kurmak fevkalade bir şey,
06:42
a world where technology
truly understands us --
truly understands us --
115
390518
4189
teknolojinin bizi tamamıyla
anladığı bir dünya,
anladığı bir dünya,
06:46
where we live, work and communicate --
116
394731
2530
--yaşadığımız, çalıştığımız
ve iletişim kurduğumuz yer--
ve iletişim kurduğumuz yer--
06:49
with tools that enhance
the human experience,
the human experience,
117
397285
3122
insan deneyimini artıran araçlarla,
06:52
not machines that limit our humanity.
118
400971
3647
insanlığımızı kısıtlayan
makinelerle değil.
makinelerle değil.
06:58
So how do we get there?
119
406642
1254
Peki buraya nasıl ulaşacağız?
07:01
For me, the answer required
looking at the problem
looking at the problem
120
409182
4090
Bana göre cevap,
probleme farklı bir açıdan
bakmayı gerektiriyor.
bakmayı gerektiriyor.
07:05
from a different perspective.
121
413296
1475
07:08
It required sensing the world
from the perspective of a machine.
from the perspective of a machine.
122
416930
3806
Dünyayı makinelerin açısından
algılamayı gerektiriyor.
algılamayı gerektiriyor.
07:14
If you're a machine trying
to sense our world,
to sense our world,
123
422429
3602
Eğer dünyayı anlamaya
çalışan bir makineyseniz,
çalışan bir makineyseniz,
07:18
how would you actually
break the problem down?
break the problem down?
124
426055
2304
sahiden problemi nasıl alt ederdiniz?
07:21
You'd probably try to classify things
125
429137
2695
Muhtemelen her şeyi
sınıflandırmaya çalışırsınız,
sınıflandırmaya çalışırsınız,
07:23
as a human,
126
431856
1165
bir insan,
07:26
an environment
127
434205
1175
bir ortam
07:28
or an object.
128
436999
1190
ya da bir nesne olarak.
07:31
But how would that machine
then interact with reality?
then interact with reality?
129
439973
4229
Peki bu makine sonrasında
gerçeklikle nasıl etkileşime geçecek?
gerçeklikle nasıl etkileşime geçecek?
07:37
And I can think of three ways.
130
445063
1625
Üç yöntem düşünüyorum.
07:38
First, as a machine,
131
446712
2166
En başta, bir makine olarak,
07:40
I would observe or I would input reality.
132
448902
3918
gerçekliği gözlemler veya
gerçekliğe giriş yaparım.
gerçekliğe giriş yaparım.
07:45
Speech recognition
and biometric authentication
and biometric authentication
133
453847
2682
Konuşmayı tanımlama
ve biyometrik doğrulama
ve biyometrik doğrulama
07:48
are great examples of a machine
interacting with humans
interacting with humans
134
456553
3260
girdi perspektifinden makinelerin
insanlarla etkileşimine
harika örneklerdir.
harika örneklerdir.
07:51
from an input perspective.
135
459837
1715
07:54
Secondly, as a machine,
136
462481
2291
İkinci olarak, bir makine olarak,
07:56
I could place digital information,
or output information,
or output information,
137
464796
5111
dijital veriyi ya da çıktı verisini
gerçekliğe yerleştiririm.
08:01
into reality.
138
469931
1165
08:03
Holograms are examples of a machine
interacting with an environment
interacting with an environment
139
471939
4672
Hologramlar makinelerin
çevreyle etkileşimine
çevreyle etkileşimine
çıktı perspektifinden örneklerdir.
08:08
from an output perspective.
140
476635
1460
08:10
Finally, as a machine,
141
478968
2118
Son olarak, bir makine olarak,
08:13
I could exchange energy
with the world via haptics.
with the world via haptics.
142
481110
3532
dokunma duyusu aracılığıyla
dünyayla enerji değişirim.
08:17
Now, imagine being able to feel
the temperature of a virtual object,
the temperature of a virtual object,
143
485800
4592
Şimdi, sanal bir objenin
sıcaklığını hissedebildiğinizi düşünün
08:22
or better yet, imagine pushing a hologram
144
490416
3219
ya da daha iyisi, bir hologramı ittiğinizi
08:25
and having it push you back
with equal force.
with equal force.
145
493659
2833
ve onun da sizi eşit kuvvetle
ittiğini hayal edin.
ittiğini hayal edin.
08:29
With this perspective,
146
497455
1221
Bu perspektifle,
08:31
we are able to collapse reality
into a simple matrix.
into a simple matrix.
147
499186
4962
gerçekliği basit bir kalıba dökebiliriz.
08:36
Now here's a secret:
148
504172
1151
İşte bir sır:
08:37
as an engineer, I get really excited
149
505347
2058
Bir mühendis olarak, bir şeyi bir kalıba
08:39
anytime I can reduce
something to the matrix.
something to the matrix.
150
507429
2854
indirgediğim her an heyecanlanırım.
08:42
From self-driving cars
151
510783
2039
Otonom araçlardan
08:44
to smartphones
152
512846
1589
akıllı telefonlara
08:46
to this holographic computer on my head,
153
514459
2322
kafamdaki bu holografik bilgisayarla,
08:48
machines are becoming capable
of understanding our world.
of understanding our world.
154
516805
3782
makineler bizim dünyamızı
anlayabilecek hâle geliyor.
anlayabilecek hâle geliyor.
08:53
And they are starting to interact with us
155
521293
2535
Ve bizimle çok daha kişisel yollarla
08:55
in significantly more personal ways.
156
523852
3115
etkileşim kurmaya başlıyorlar.
09:00
Now, imagine having granular control
157
528197
3625
Şimdi, dünyadaki her şey
üzerinde derinlemesine
kontrolünüz olduğunu düşünün.
kontrolünüz olduğunu düşünün.
09:03
over everything in the world.
158
531846
1836
09:06
Move the dial one way,
159
534780
1685
Kadranı bir yöne çevirin
09:10
and you get reality.
160
538930
1215
ve gerçekliğe geçin.
09:13
Move the dial the other way,
161
541268
2083
Kadranı diğer yöne çevirin
09:17
and you get virtual reality.
162
545582
2521
ve sanal gerçekliğe geçin.
09:21
Now, imagine dialing
your entire environment
your entire environment
163
549748
5091
Şimdi, tüm ortamınızı
sanal ve gerçek dünyalar
sanal ve gerçek dünyalar
09:26
between virtual and real worlds.
164
554863
3133
arasında değiştirdiğinizi hayal edin.
09:34
I love it down here.
165
562462
1415
Burasını çok seviyorum.
09:36
Now, imagine if I could look at all of you
166
564663
3467
Şimdi sizlere baktığımı ve sizi
09:40
and dial from real humans into elves.
167
568154
3410
gerçek insanlardan elflere
çevirdiğimi hayal edin.
çevirdiğimi hayal edin.
09:44
When technology truly
understands our world,
understands our world,
168
572760
2764
Teknoloji dünyamızı
tam olarak anladığında,
tam olarak anladığında,
09:47
it will again transform
the ways we interact,
the ways we interact,
169
575548
3647
etkileşim kurduğumuz yönteme,
çalıştığımız yönteme ve
oynadığımız yönteme yeniden dönüşecek.
oynadığımız yönteme yeniden dönüşecek.
09:51
the ways we work and the ways we play.
170
579219
2928
09:59
Less than half a century ago,
171
587238
1711
Yarım yüzyıldan daha az
bir zaman öncesinde,
bir zaman öncesinde,
10:01
two courageous men landed on the moon,
172
589798
2079
iki gözüpek adam aya iniş yaptı,
10:04
using computers that were less powerful
than the phones in your pockets.
than the phones in your pockets.
173
592696
3811
cebinizdeki telefonlardan daha az
güçlü bilgisayarları kullanarak.
güçlü bilgisayarları kullanarak.
10:09
Six hundred million humans watched them
174
597110
3111
Altı yüz milyon insan onları
10:12
on grainy, black-and-white televisions.
175
600245
2763
karıncalı, siyah-beyaz
televizyonlardan izledi.
televizyonlardan izledi.
10:15
And the world?
176
603579
1158
Ve dünya?
10:17
The world was mesmerized.
177
605096
2395
Dünya büyülenmişti.
10:20
Now imagine how our children
and their children
and their children
178
608030
4326
Şimdi çocuklarımızın ve
onların çocuklarının
onların çocuklarının
10:24
will experience the continued
exploration of space
exploration of space
179
612986
3537
devam eden uzay keşiflerini
10:28
with technology
that understands this world.
that understands this world.
180
616547
3951
dünyamızı anlayan teknolojilerle
nasıl tecrübe edeceğini hayal edin.
nasıl tecrübe edeceğini hayal edin.
10:33
We already live in a world where
real-time universal translators exist.
real-time universal translators exist.
181
621355
4334
Gerçek zamanlı evrensel çevirinin
mümkün olduğu bir dünyada yaşıyoruz.
mümkün olduğu bir dünyada yaşıyoruz.
10:38
And I can squint, and I can already
see holographic telepresence
see holographic telepresence
182
626174
5135
Ve baktığımda, yakın bir
gelecekte holografik
gelecekte holografik
video konferansların da mümkün
olduğunu görebiliyorum.
olduğunu görebiliyorum.
10:43
in our near future.
183
631333
1174
10:45
In fact, since we've been lucky
with our demo so far,
with our demo so far,
184
633079
3079
Doğrusu, demomuzun şu ana
kadarki gidişinden memnunuz,
kadarki gidişinden memnunuz,
10:48
let's try doing something else
even more crazy.
even more crazy.
185
636182
2309
daha da çılgın bir şey deneyelim hadi.
10:51
I invite you to experience,
186
639153
2753
Sizleri
10:53
for the first time anywhere in the world,
187
641930
3037
dünyada ilk kez,
10:56
here on the TED stage,
188
644991
2485
burada TED sahnesinde,
10:59
a real-life holographic teleportation,
189
647500
3318
ben ve NASA Jet Motorları
Laboratuvarı'ndan arkadaşım
Laboratuvarı'ndan arkadaşım
11:03
between me and my friend,
Dr. Jeffrey Norris,
Dr. Jeffrey Norris,
190
651953
3707
Dr. Jeffrey Norris arasında
yapılacak gerçek zamanlı
yapılacak gerçek zamanlı
11:07
from NASA's Jet Propulsion Laboratory.
191
655684
2798
bir holografik ışınlanma
deneyimine davet ediyorum.
deneyimine davet ediyorum.
11:10
Finger crossed. Hi, Jeff.
192
658506
2034
Haydi bakalım! Selam Jeff!
11:14
Jeff Norris: Hey, Alex.
193
662514
1166
Jeff Norris: Selam Alex.
11:15
Alex Kipman: Phew! That worked.
How are you doing today, Jeff?
How are you doing today, Jeff?
194
663704
3103
Alex Kipman: Ohh! Çalıştı. Nasılsın Jeff?
11:18
(Applause)
195
666831
2103
(Alkışlar)
11:20
JN: Doing great. I had an awesome week.
196
668958
2064
JN: Harikayım. Muhteşem
bir hafta geçirdim.
bir hafta geçirdim.
11:23
AK: So, can you tell us a little bit,
Jeff, about where you are?
Jeff, about where you are?
197
671046
3452
AK: Nerede olduğun hakkında
bize bir şeyler anlatsana Jeff?
bize bir şeyler anlatsana Jeff?
11:28
JN: Well, I'm actually in three places.
198
676197
3001
JN: Aslında üç yerdeyim.
11:31
I'm standing in a room across the street,
199
679222
2881
Mars'ta, yüz miyonlarca mil uzaktayken,
11:34
while I'm standing on this stage with you,
200
682127
3004
bir yandan bu sahnede senleyim,
11:37
while I'm standing on Mars,
a hundred million miles away.
a hundred million miles away.
201
685155
4802
aynı zamanda da caddenin
karşısında bir odada dikiliyorum.
karşısında bir odada dikiliyorum.
11:41
AK: Wow, a hundred million
miles away. This is crazy!
miles away. This is crazy!
202
689981
3692
AK: Vay, yüz milyonlarca
mil ötede. Çılgın bir şey!
mil ötede. Çılgın bir şey!
11:45
Can you tell us a little bit more
about where all this data
about where all this data
203
693697
2786
Mars'tan gelen bu veri
11:48
from Mars is coming from?
204
696507
1689
nasıl geliyor biraz bahseder misin?
11:52
JN: Absolutely.
205
700005
1452
JN: Tabii ki.
11:53
This is a precise
holographic replica of Mars,
holographic replica of Mars,
206
701481
4086
Burası Curiosity Mars Rover'ın
topladığı verilerle
topladığı verilerle
11:57
built from data captured
by the Curiosity Mars Rover,
by the Curiosity Mars Rover,
207
705591
3180
oluşturulan ve Mars'ı sanki
dünyada bir yermişçesine
dünyada bir yermişçesine
12:00
that I can explore as easily
as a place on Earth.
as a place on Earth.
208
708795
3055
keşfetmeme imkân tanıyan Mars'ın
birebir holografik kopyası.
birebir holografik kopyası.
12:05
Humans are natural explorers.
209
713056
3254
İnsanlar doğuştan kâşiftir.
12:08
We can instantly
understand an environment,
understand an environment,
210
716334
2561
Bir ortamı
12:10
just by being present in it.
211
718919
1747
bulunduğumuz anda anlayabiliriz.
12:13
We've built tools like our Mars Rover
212
721773
2020
Mars Rover gibi araçlar yaparak
12:15
to extend our vision
and lengthen our reach.
and lengthen our reach.
213
723817
3600
vizyonumuzu genişletip
ulaşabildiğimiz mesafeleri artırdık.
ulaşabildiğimiz mesafeleri artırdık.
12:19
But for decades,
214
727441
2111
Ama on yıllardır,
12:21
we've explored from a seat
behind screens and keyboards.
behind screens and keyboards.
215
729576
3965
ekranların ve tuşların arkasındaki
koltuklardan keşfettik.
koltuklardan keşfettik.
12:26
Now, we're leaping over all of that,
216
734779
2849
Artık dev antenlerden, röle uydulardan
12:29
over the giant antennas
and the relay satellites
and the relay satellites
217
737652
3203
ve dünyalar arasındaki çokluktan geçerek
12:32
and the vastness between worlds
218
740879
2275
sanki oradaymışçasına
12:35
to take our first steps on this landscape
as if we were truly there.
as if we were truly there.
219
743178
5108
bu manzaraya ilk adımlarımızı atıyoruz.
12:41
Today, a group of scientists
on our mission
on our mission
220
749502
2588
Bugün, misyonumuzdaki bir grup bilim adamı
12:44
are seeing Mars as never before --
221
752114
3384
Mars'ı daha önce olmadığı gibi görüyor,
yabancı bir dünya daha bilindik yapılıyor,
12:47
an alien world made
a little more familiar,
a little more familiar,
222
755522
3317
12:50
because they're finally exploring it
as humans should.
as humans should.
223
758863
3555
çünkü sonunda artık insanların nasıl
keşfetmesi gerekiyorsa öyle yapıyorlar.
Ama hayallerimizin orada
olmakla bitmemesi gerekiyor.
olmakla bitmemesi gerekiyor.
12:55
But our dreams don't have to end
with making it just like being there.
with making it just like being there.
224
763225
4686
Bu gerçek dünyayı
12:59
When we dial this real world
to the virtual,
to the virtual,
225
767935
2414
sanala dönüştürdüğümüzde,
13:02
we can do magical things.
226
770373
2299
büyüleyici şeyler yapabiliriz.
13:05
We can see in invisible wavelengths
227
773092
2391
Görünmez dalga boylarını görebilir,
13:07
or teleport to the top of a mountain.
228
775507
2785
bir dağın zirvesine ışınlanabiliriz.
13:10
Perhaps someday, we'll feel the minerals
in a rock just by touching it.
in a rock just by touching it.
229
778882
4565
Belki bir gün, bir kayadaki mineralleri
sadece dokunarak hissedebileceğiz.
13:17
We're taking the first steps.
230
785003
1658
İlk adımları atıyoruz.
13:19
But we want the whole world
to join us in taking the next,
to join us in taking the next,
231
787177
3750
Ama ilerleyebilmek için tüm dünyanın
bize katılmasını istiyoruz,
13:22
because this is not a journey for a few,
232
790951
2763
çünkü bu birkaç kişi için değil,
hepimizin içinde olduğu bir yolculuk.
13:25
but for all of us.
233
793738
1515
13:28
AK: Thank you Jeff, this was amazing.
234
796360
1865
AK: Teşekkürler Jeff, harikaydı!
13:30
Thank you so much for joining us
on the TED stage today.
on the TED stage today.
235
798249
2737
Bugün TED sahnesinde bize
katıldığın için çok teşekkürler.
katıldığın için çok teşekkürler.
13:33
(Applause)
236
801010
6713
(Alkışlar)
13:39
JN: Thank you Alex, bye bye.
237
807747
2712
JN: Teşekkürler Alex, güle güle.
13:42
AK: Bye, Jeff.
238
810483
1173
AK: Hoşçakal, Jeff.
13:50
(Applause)
239
818562
6304
(Alkışlar)
13:57
I dream about this future
240
825908
3213
Her Allah'ın günü,
14:01
every single day.
241
829145
1728
bu geleceği hayal ediyorum.
14:04
I take inspiration from our ancestors.
242
832080
2751
Atalarımızdan ilham alıyorum.
14:06
We used to live in tribes
where we interacted,
where we interacted,
243
834855
2525
Bizler etkileşim ve iletişim
içinde olduğumuz
içinde olduğumuz
ve birlikte çalıştığımız kabileler
hâlinde yaşıyorduk.
hâlinde yaşıyorduk.
14:09
communicated and worked together.
244
837404
2396
14:12
We are all beginning to build technology
that will enable us to return
that will enable us to return
245
840509
4993
Bizi bugün bulunduğumuz yere getiren,
14:17
to the humanity that brought us
where we are today --
where we are today --
246
845526
3323
bizi ekranların ve piksellerin iki boyutlu
14:21
technology that will let us stop living
inside this 2D world
inside this 2D world
247
849419
5117
dünyasında yaşamaktan kurtaracak
14:26
of monitors and pixels,
248
854560
2008
ve üç boyutlu dünyamızda yaşamanın nasıl
14:28
and let us start remembering
what it feels like
what it feels like
249
856592
4747
hissettirdiğini hatırlamamıza izin verecek
14:33
to live in our 3D world.
250
861363
3586
teknolojiyi inşa etmeye başlıyoruz.
14:37
It's a phenomenal time to be human.
251
865938
3588
İnsan olmak için harika bir zaman.
14:42
Thank you.
252
870147
1173
Teşekkürler.
14:43
(Applause)
253
871344
5069
(Alkışlar)
14:48
Helen Walters: Thanks so much.
I have some questions.
I have some questions.
254
876437
2497
Helen Walters: Çok teşekkürler.
Birkaç sorum olacak.
Birkaç sorum olacak.
14:50
AK: OK.
255
878958
1151
AK: Tabii.
14:52
HW: So there's been
some talk in the press.
some talk in the press.
256
880133
2422
HW: Haberlerde bazı şeyler konuşuluyor.
14:54
And I'll just ask you straight,
then we have a straight answer.
then we have a straight answer.
257
882579
3026
Size direkt soracağım ki,
net bir cevabımız olsun.
net bir cevabımız olsun.
14:57
There's been talk about the difference
between the demos
between the demos
258
885629
2682
Demo ve gerçek ürün arasındaki
15:00
and the reality of the commercial product.
259
888335
2182
farklılıklar hakkında
bir şeyler konuşuldu.
bir şeyler konuşuldu.
15:02
Talk about this field of view issue.
260
890541
1951
Bu görüş alanı hakkında bir şeyler.
15:04
Is this type of experience what someone
who buys the product will get?
who buys the product will get?
261
892516
4319
Bu gördüğümüz, ürünü satın alan
birinin erişebileceği bir deneyim mi?
birinin erişebileceği bir deneyim mi?
15:08
AK: It's a great question,
262
896859
1959
AK: Harika bir soru
15:10
Or, said better, this is a question
we've been receiving
we've been receiving
263
898842
2651
ya da, şöyle diyelim, medyada
15:13
in the media for possibly the last year.
264
901517
2663
geçtiğimiz yıl boyunca
muhtemelen aldığımız bir soru.
muhtemelen aldığımız bir soru.
15:16
If you do your research,
I haven't answered that question.
I haven't answered that question.
265
904204
2747
Araştırırsanız, o soruyu cevaplamadım.
15:18
I've purposely ignored it,
266
906975
1406
Bilerek duymazdan geldim,
15:20
because ultimately,
it's the wrong question to ask.
it's the wrong question to ask.
267
908405
2514
çünkü öyle ya da böyle yanlış bir soru.
15:23
That's the equivalent of me showing
holograms to someone for the first time,
holograms to someone for the first time,
268
911535
6424
Çünkü hologramları birine ilk kez gösterip
15:29
and you then saying,
"What's the size of your television?"
"What's the size of your television?"
269
917983
3810
"Televizyonunuzun boyutu ne kadar?"
diye sormak gibi bir şey.
diye sormak gibi bir şey.
15:33
The field of view for the product
is almost irrelevant.
is almost irrelevant.
270
921817
2694
Ürünün görüş alanı
tamamen konumuz dışında.
tamamen konumuz dışında.
15:36
What we should be talking about
is the density of lights,
is the density of lights,
271
924535
3498
Konuşmamız gereken şey
ışıkların yoğunluğu
ışıkların yoğunluğu
ya da görünen şeyin parlaklığı olmalı.
15:40
or radiance, that shows up.
272
928057
1786
15:41
Better said, what the angular resolution
is of the things that you see.
is of the things that you see.
273
929867
3371
Şöyle diyelim, gördüğünüz şeylerin
açısal çözünürlüğü ne.
açısal çözünürlüğü ne.
15:45
So from that perspective, what you saw --
274
933262
2000
Oradan bakınca, ne görüyorsunuz
15:47
you know, the camera
is wearing a HoloLens.
is wearing a HoloLens.
275
935286
2063
biliyorsunuz, kamerada
bir HoloLens takılı.
bir HoloLens takılı.
15:49
So even if I wanted to cheat, I can't.
276
937373
1984
Yani yanıltmak istesem bile bunu yapamam.
15:51
HW: But the camera has a different lens
on it than our eye. Right?
on it than our eye. Right?
277
939381
3566
HW: Ama kamera gözümüzden
daha farklı bir lens kullanıyor değil mi?
daha farklı bir lens kullanıyor değil mi?
15:54
AK: The camera has a fish-eye lens on it.
278
942971
2920
AK: Kameranın üstünde
balık gözü bir lens var.
balık gözü bir lens var.
15:57
It's seeing a much wider view
than the human eye is.
than the human eye is.
279
945915
2921
İnsan gözünden çok daha
geniş bir görüş açısı var.
geniş bir görüş açısı var.
16:00
So if you think about the points of light
that show up radially
that show up radially
280
948860
4305
Yani kameranın görüşünden açısal görünen
ışıkların yerlerini düşünürseniz,
16:05
from the vision of the camera,
281
953189
1514
16:06
which is the thing that matters:
282
954727
1721
önemli olan şeyler:
16:08
how many points of light
can I get in a given volume?
can I get in a given volume?
283
956472
2558
Belli bir hacimde kaç ışık
noktası alabilirim?
noktası alabilirim?
16:11
That's the same as I get
on this HoloLens as I will on that one.
on this HoloLens as I will on that one.
284
959054
4127
HoloLens'te ve orada aldığımız aynı.
16:15
Now, this camera sees
a much wider view of the world, right?
a much wider view of the world, right?
285
963205
4981
Şimdi, bu kamera dünyayı çok
daha geniş görüyor, doğru mu?
daha geniş görüyor, doğru mu?
16:20
HW: Jesus Christ!
286
968210
1223
HW: Yüce İsa aşkına!
16:21
(Laughter)
287
969457
1001
(Gülüşmeler)
16:22
AK: He did show up!
I told you he'd show up.
I told you he'd show up.
288
970482
2079
AK: Geldi. Geleceğini söylemiştim.
16:24
Come this way.
289
972585
1199
Böyle gelin.
16:25
(Laughter)
290
973808
1864
(Gülüşmeler)
16:27
HW: Oh, shit.
291
975696
1222
HW: Kahretsin.
16:29
AK: And there's holographic Jeff Norris.
292
977723
2008
AK: Karşınızda holografik Jeff Norris.
16:32
HW: I knew something was happening,
but I really wasn't sure what.
but I really wasn't sure what.
293
980199
3618
HW: Bir şeyler olacaktı biliyordum
ama ne olduğundan gerçekten emin değildim.
16:35
AK: So in short: to be super crisp,
294
983841
1747
AK: Yani kısaca, çok canlı olsun diye
16:37
the camera that you see on the screen
has a wider field of view
has a wider field of view
295
985612
3016
ekranda gördüğünüz kamera insan gözünden
daha geniş görüş açısına sahip.
16:40
than the human eye.
296
988652
1198
16:41
But the angular resolution
of the holograms that you see,
of the holograms that you see,
297
989874
3207
Ama gördüğünüz hologramların
açısal çözünürlükleri,
açısal çözünürlükleri,
16:45
the points of light per unit of area,
298
993105
3969
belli bir alana düşen ışık noktası sayısı
16:49
are actually the same.
299
997098
1166
aslında aynı.
16:50
HW: So you spent -- Jeff,
I'll get to you in a minute --
I'll get to you in a minute --
300
998288
3139
HW: Sen - az sonra
sana döneceğim Jeff -
sana döneceğim Jeff -
16:53
so you spent a lot of time
mapping the stage --
mapping the stage --
301
1001451
4580
sen sahnenin haritasaını çıkarırken
çok zaman harcadın.
çok zaman harcadın.
16:58
AK: That's right.
302
1006055
1350
AK: Doğrudur.
16:59
HW: So help me out here:
303
1007429
1174
HW: O zaman bana yardım et:
17:00
if I buy a HoloLens and have it at home,
304
1008627
1969
Evime bir HoloLens alsam,
dairemi haritalamama
gerek yok değil mi?
gerek yok değil mi?
17:02
I don't need to map my apartment, right?
305
1010620
1937
17:04
AK: The HoloLens maps in real time
at about five frames per second,
at about five frames per second,
306
1012581
4113
HoloLens, mekânsal haritalama
dediğimiz bu teknolojiyle,
dediğimiz bu teknolojiyle,
saniyede beş kareyle gerçek zamanlı
haritalama yapıyor.
haritalama yapıyor.
17:08
with this technology
that we call spatial mapping.
that we call spatial mapping.
307
1016718
2401
17:11
So in your home, as soon as you put it on,
308
1019143
2027
Yani evinize kurar kurmaz,
17:13
holograms will start showing up,
and you'll start placing them
and you'll start placing them
309
1021194
2930
hologramlar görüntülenmeye
başlayacak ve yerleştirir
başlayacak ve yerleştirir
yerleştirmez evinizi
öğrenmeye başlayacaklar.
öğrenmeye başlayacaklar.
17:16
and they'll start learning your home.
310
1024148
1791
Sahne ortamında kafamdaki
bir şeyle oradaki
bir şeyle oradaki
17:17
In a stage environment where we're trying
to get something on my head
to get something on my head
311
1025963
3509
17:21
to communicate with something over there
312
1029496
2151
bir şey arasında kablosuz
iletişim kurarken,
iletişim kurarken,
17:23
with all of the wireless connectivity
that usually brings all conferences down,
that usually brings all conferences down,
313
1031671
3971
genellikle konferansları batıran
kablosuz iletişimle,
kablosuz iletişimle,
17:27
we don't take the risk
of trying to do this live.
of trying to do this live.
314
1035666
3964
bunu canlı olarak deneme
riskini alamazdık.
riskini alamazdık.
17:32
So what we do is pre-map the stage
at five frames per second
at five frames per second
315
1040027
3054
Yani yaptığımız şey,
ürünü evde kullanırken
ürünü evde kullanırken
17:35
with the same spatial-mapping technology
316
1043105
2024
olduğu gibi mekânsal
haritalama teknolojisiyle
haritalama teknolojisiyle
saniyede 5 saniyelik hızla
sahneyi önceden haritalayıp
sahneyi önceden haritalayıp
17:37
that you'll use with the product at home,
317
1045153
1987
17:39
and then we store it,
318
1047164
1151
bunu kaydetmekti, yani
17:40
so that when there's shenanigans
of wireless in an environment like this,
of wireless in an environment like this,
319
1048339
3454
bu kablosuz ağ kurnazlığıyla
kameranın HoloLensi ve
kameranın HoloLensi ve
17:43
between the camera's HoloLens
and the one on my head,
and the one on my head,
320
1051817
3017
kafamdaki arasında
bağlantıyı koparmamış olduk
bağlantıyı koparmamış olduk
17:46
we don't have things disappear.
321
1054858
1593
böylece görüntüler kaybolmamış oldu.
17:48
Because ultimately, the holograms
are coming from this HoloLens,
are coming from this HoloLens,
322
1056475
3429
Çünkü sonuçta, hologramlar
buradaki HoloLensten üretiliyor,
buradaki HoloLensten üretiliyor,
17:51
and that one is just viewing the HoloLens.
323
1059928
2040
oradaki ise sadece
oluşturulanları görmek için.
oluşturulanları görmek için.
17:53
So if I lose connectivity,
324
1061992
1925
Yani bağlantıyı koparırsam,
17:55
you would stop seeing
beautiful things on the screen.
beautiful things on the screen.
325
1063941
2527
ekranda bu güzel şeyleri göremezsiniz.
17:58
HW: And it was beautiful.
326
1066492
1563
HW: Öyle, güzeldi.
18:00
Um ... Jeff?
327
1068079
1175
Jeff?
18:02
JN: Yes?
328
1070538
1175
JN: Evet.
18:04
HW: Hi.
329
1072367
1661
HW: Merhaba.
18:07
AK: I'll take a step back.
330
1075543
1251
AK: Bir adım geri çekileceğim.
18:08
HW: So Jeff, you were on Mars,
331
1076818
2930
HW: Şimdi Jeff, Mars'taydın, buradaydın
18:11
you were here, you were
in a room across the street.
in a room across the street.
332
1079772
2507
ve caddenin karşısında bir odadaydın.
18:14
Tell me more about the fact that,
with holograms, you have sight
with holograms, you have sight
333
1082303
4202
Bana bundan biraz daha bahset,
gördüğümüz ama
gördüğümüz ama
18:18
but you don't have touch,
you don't have smell.
you don't have smell.
334
1086529
2701
dokunamadığımız,
koklayamadığımız hologramlardan.
koklayamadığımız hologramlardan.
18:21
Is this scientifically useful now?
335
1089254
2536
Bilimsel olarak kullanışlı mı şimdi bu?
18:24
That's my question for a hologram.
336
1092824
1728
Bir holograma dair sorduğum bir soru bu.
18:27
JN: Thanks for the question.
337
1095044
1796
JN: Soru için teşekkürler.
18:28
Absolutely, I believe
that these technologies
that these technologies
338
1096864
2513
Elbette, şu an bu teknolojilerin
18:31
are scientifically useful right now,
339
1099401
2024
bilimsel olarak kullanışlı
olduğuna inanıyorum,
olduğuna inanıyorum,
18:33
and that's why we're using them
in multiple parts of our work at NASA.
in multiple parts of our work at NASA.
340
1101449
4604
bu yüzden NASA'daki işimizin
birçok bölümünde
bu teknolojileri kullanıyoruz.
bu teknolojileri kullanıyoruz.
18:38
So we're using it to improve
the ways that we explore Mars.
the ways that we explore Mars.
341
1106077
3619
Ve Mars'ı keşfetme yöntemlerimizi
geliştirmek için kullanıyoruz.
geliştirmek için kullanıyoruz.
18:41
We're also using it for our astronauts
on the space station.
on the space station.
342
1109720
3461
Ayrıca uzay istasyonundaki
astronotlarımız için kullanıyoruz.
astronotlarımız için kullanıyoruz.
18:45
We're even using it now to design
343
1113205
2452
Hatta yeni nesil uzay gemilerimizi
18:47
the next generation of our spacecraft.
344
1115681
2185
tasarlamak için kullanıyoruz.
18:50
HW: Amazing. OK, Jeff, please go away.
Thank you very much.
Thank you very much.
345
1118834
3034
HW: Muhteşem. Peki Jeff, lütfen git.
Çok teşekkürler.
Çok teşekkürler.
18:53
(Laughter)
346
1121892
2209
(Gülüşmeler)
18:56
Alex, really, that was amazing.
Thank you so much.
Thank you so much.
347
1124125
3487
Alex, gerçekten muhteşemdi.
Çok teşekkür ederiz.
Çok teşekkür ederiz.
18:59
AK: Thank you.
348
1127636
1158
AK: Teşekkürler.
19:00
HW: Thank you. Thank you.
349
1128818
1261
HW: Teşekkürler, teşekkürler.
19:02
(Applause)
350
1130103
2566
(Alkışlar)
ABOUT THE SPEAKER
Alex Kipman - InventorWith his latest invention, HoloLens, Kinect creator Alex Kipman has opened a virtual holographic universe for users to explore -- and he may have changed the face of computing forever.
Why you should listen
In 2001, after graduating from RIT, Technical Fellow and inventor Alex Kipman joined Microsoft. In 2008 he created Kinect, the motion controller that revolutionized gaming and became the fastest-selling consumer device of all time, selling one million units on its first day of release.
Now Kipman has unveiled HoloLens, a jaw dropping device that turns everyday environments into interactive holographic worlds, mixing digital content right into our world. In addition to marking Microsoft's first foray into HMDs, HoloLens has the potential to turn computing as we know it inside out
Alex Kipman | Speaker | TED.com