TED2012
Abigail Washburn: Building US-China relations ... by banjo
Abigail Washburn: Amerika - Çin ilişkileri kurmak .. bancoyla
Filmed:
Readability: 3.3
1,039,474 views
TED Fellow'u Abigail Washburn Amerika - Çin ilişkilerini geliştiren bir hukukçu olmak istiyordu - eline bir banco alana kadar. Amerika ve Çin'de, Çince şarkılar söylerek yaptığı turlarda kurduğu olağanüstü bağların dokunaklı hikayelerini anlatıyor.
Abigail Washburn - Clawhammer banjo player
Abigail Washburn pairs venerable folk elements with far-flung sounds, creating results that feel both strangely familiar and unlike anything anybody's ever heard before. Full bio
Abigail Washburn pairs venerable folk elements with far-flung sounds, creating results that feel both strangely familiar and unlike anything anybody's ever heard before. Full bio
Double-click the English transcript below to play the video.
00:15
If you had caught me straight out of college
0
0
2000
Üniversitenin sonunda
00:17
in the halls of the Vermont State House
1
2000
2000
beni lobicilik eğitimi aldığım
00:19
where I was a lobbyist in training
2
4000
3000
Vermont Eyalet Evi'nde yakalayıp
00:22
and asked me what I was going to do with my life,
3
7000
2000
hayatımla ne yapmak istediğimi sorsaydınız,
00:24
I would have told you
4
9000
2000
size Çin denklik sınavı
00:26
that I'd just passed the Hanyu Shuiping Kaoshi,
5
11000
2000
Hanyu Shuiping Kaoshi'yi yeni geçtiğimi
00:28
the Chinese equivalency exam,
6
13000
2000
Pekin'de hukuk okuyacağımı
00:30
and I was going to go study law in Beijing,
7
15000
3000
baştan aşağı yönetmelik değişiklikleri
00:33
and I was going to improve U.S.-China relations
8
18000
4000
ve yargı sistemi reformlarıyla
00:37
through top-down policy changes
9
22000
2000
Amerika - Çin ilişkilerini
00:39
and judicial system reforms.
10
24000
2000
geliştireceğimi söylerdim.
00:41
(Laughter)
11
26000
3000
(Gülüşmeler)
00:44
(Applause)
12
29000
2000
(Alkış)
00:46
I had a plan,
13
31000
3000
Bir planım vardı
00:49
and I never ever thought
14
34000
3000
ve onun bancoyla
00:52
it would have anything to do
15
37000
2000
herhangi bir ilgisi olacağını
00:54
with the banjo.
16
39000
4000
hiç düşünmemiştim.
00:58
Little did I know
17
43000
2000
Ne kadar büyük bir
01:00
what a huge impact it would have on me one night
18
45000
2000
etkisi olacağı hakkında hiçbir fikrim yoktu,
01:02
when I was at a party
19
47000
2000
ta ki bir gün bir partideyken
01:04
and I heard a sound coming out of a record player
20
49000
2000
odanın köşesindeki müzik setinden
01:06
in the corner of a room.
21
51000
2000
gelen bir ses duyana kadar.
01:08
And it was Doc Watson
22
53000
2000
"Shady Grove (Gölgeli Koruluk)" adli parçayı çalan ve söyleyen
01:10
singing and playing "Shady Grove."
23
55000
3000
Doc Watson'di.
01:13
♫ Shady Grove, my little love ♫
24
58000
2000
♫Shady Grove, benim küçük aşkım♫
01:15
♫ Shady Grove, my darlin' ♫
25
60000
2000
♫Shady Grove, sevgilim♫
01:17
♫ Shady Grove, my little love ♫
26
62000
3000
♫Shady Grove, benim küçük aşkım♫
01:20
♫ Going back to Harlan ♫
27
65000
3000
♫Harlan'a geri gidiyorum♫
01:24
That sound was just so beautiful,
28
69000
3000
Bu ses o kadar güzeldi,
01:27
the sound of Doc's voice
29
72000
2000
Doc'un sesi
01:29
and the rippling groove of the banjo.
30
74000
4000
ve banconun dalgalan hissi.
01:33
And after being totally and completely obsessed
31
78000
4000
Çin kültürünün devasa
01:37
with the mammoth richness and history
32
82000
2000
zenginliğiniyle ve tarihiyle
01:39
of Chinese culture,
33
84000
2000
tamamen saplantılı hale geldikten sonra,
01:41
it was like this total relief
34
86000
4000
tamamen Amerikan
01:45
to hear something so truly American
35
90000
3000
ve harika bir şeyi duymak
01:48
and so truly awesome.
36
93000
3000
çok rahatlatıcıydı.
01:51
I knew I had to take a banjo with me to China.
37
96000
3000
Artık Çin'e benimle birlikte bir banco almam gerektiğini biliyordum.
01:56
So before going to law school in China
38
101000
2000
Çin'de hukuk fakültesine gitmeden önce
01:58
I bought a banjo, I threw it in my little red truck
39
103000
3000
bir banco aldım, onu kırmızı kamyonetime attım
02:01
and I traveled down through Appalachia
40
106000
3000
ve Appalachia'dan aşağıya geziye başladım,
02:04
and I learned a bunch of old American songs,
41
109000
2000
bir sürü Amerikan şarkısı öğrendim
02:06
and I ended up in Kentucky
42
111000
2000
ve kendimi Kentucky'de
02:08
at the International Bluegrass Music Association Convention.
43
113000
3000
International Bluegrass Music Association Convention'da (Uluslararası Bluegrass Müzik Birliği Toplantısı) buldum.
02:11
And I was sitting in a hallway one night
44
116000
3000
Bir gün koridorda otururken
02:14
and a couple girls came up to me.
45
119000
2000
birkaç kız bana doğru geldi
02:16
And they said, "Hey, do you want to jam?"
46
121000
2000
ve "Hey, çalmak ister misin?" dediler.
02:18
And I was like, "Sure."
47
123000
2000
Ben de "Tabii ki." dedim.
02:20
So I picked up my banjo
48
125000
2000
Bancomu aldım
02:22
and I nervously played four songs that I actually knew with them.
49
127000
3000
ve bildiğim dört şarkıyı onlarla çalmaya başladım.
02:25
And a record executive walked up to me
50
130000
2000
Bir müzik kaydı yöneticisi bana geldi
02:27
and invited me to Nashville, Tennessee to make a record.
51
132000
3000
ve beni Nashville, Tennessee'ye bir kayıt yapmaya çağırdı.
02:30
(Laughter)
52
135000
4000
(Gülüşmeler)
02:37
It's been eight years,
53
142000
4000
Sekiz yıl oldu
02:41
and I can tell you that I didn't go to China to become a lawyer.
54
146000
4000
ve size Çin'e hukukçu olmaya gitmediğimi söyleyebilirim.
02:45
In fact, I went to Nashville.
55
150000
2000
Nashville'e gittim.
02:47
And after a few months I was writing songs.
56
152000
3000
Birkaç ay sonra şarkılar yazıyordum.
02:50
And the first song I wrote was in English,
57
155000
2000
İlk yazdığım şarkı İngilizce'ydi
02:52
and the second one was in Chinese.
58
157000
3000
ikincisi Çince'ydi.
02:56
(Music)
59
161000
3000
(Müzik)
02:59
[Chinese]
60
164000
10000
[Çince]
03:09
Outside your door the world is waiting.
61
174000
2000
Kapının dışında dünya bekliyor.
03:11
Inside your heart a voice is calling.
62
176000
2000
Kalbinin içinde bir ses çağırıyor.
03:13
The four corners of the world are watching,
63
178000
2000
Dünyanın dört bir köşesi izliyor,
03:15
so travel daughter, travel.
64
180000
3000
bu yüzden gez kızım, gez.
03:18
Go get it, girl.
65
183000
2000
Git ve onu al kızım
03:20
(Applause)
66
185000
9000
(Alkış)
03:29
It's really been eight years since that fated night in Kentucky.
67
194000
4000
Kentucky'deki hayatımı değiştiren gecenin üzerinden sekiz yıl geçti.
03:33
And I've played thousands of shows.
68
198000
2000
Binlerce şova çıktım.
03:35
And I've collaborated
69
200000
2000
Dünyanın dörtbir yanından
03:37
with so many incredible, inspirational musicians around the world.
70
202000
4000
inanılmaz ve etkileyici birçok müzisyenle çalıştım.
03:41
And I see the power of music.
71
206000
2000
Ve müziğin gücünü görüyorum.
03:43
I see the power of music
72
208000
2000
Müziğin kültürleri birleştirici
03:45
to connect cultures.
73
210000
2000
gücünü görüyorum.
03:47
I see it when I stand on a stage
74
212000
2000
Doğu Virginia'daki bir çim festivalinde
03:49
in a bluegrass festival in east Virginia
75
214000
2000
sahnede durup
03:51
and I look out at the sea of lawn chairs
76
216000
2000
bahçe sandalyelerinden oluşan denize baktığımda
03:53
and I bust out into a song in Chinese.
77
218000
3000
ve Çince bir şarkı söylemeye başladığımda görüyorum.
03:56
[Chinese]
78
221000
3000
[Çince]
03:59
And everybody's eyes just pop wide open
79
224000
3000
Herkesin gözleri faltaşı gibi açılıyor
04:02
like it's going to fall out of their heads.
80
227000
3000
sanki kafalarından düşecekmiş gibi.
04:05
And they're like, "What's that girl doing?"
81
230000
2000
"Bu kız ne yapıyor diyorlar?"
04:07
And then they come up to me after the show
82
232000
3000
Şovdan sonra bana geliyorlar
04:10
and they all have a story.
83
235000
2000
ve hepsinin bir hikayesi oluyor.
04:12
They all come up and they're like,
84
237000
2000
Bana geliyorlar ve:
04:14
"You know, my aunt's sister's babysitter's dog's chicken went to China
85
239000
4000
"Dıdımın dıdısının dıdısı Çin'e gitti
04:18
and adopted a girl."
86
243000
2000
ve bir kız çocuğu evlat edindi." diyorlar.
04:20
And I tell you what, it like everybody's got a story.
87
245000
4000
Size şunu söyleyeyim, herkesin bir hikayesi var.
04:24
It's just incredible.
88
249000
3000
Bu harika.
04:27
And then I go to China
89
252000
2000
Sonra Çin'e gidiyorum,
04:29
and I stand on a stage at a university
90
254000
3000
bir üniversitede sahneye çıkıyorum
04:32
and I bust out into a song in Chinese
91
257000
2000
ve Çince bir şarkı söylemeye başlıyorum,
04:34
and everybody sings along
92
259000
3000
herkes benimle birlikte söylemeye başlıyor
04:37
and they roar with delight
93
262000
2000
ve bu saçlı ve enstürmanlı,
04:39
at this girl
94
264000
2000
onların müziğini yapan kıza
04:41
with the hair and the instrument,
95
266000
2000
zevkle
04:43
and she's singing their music.
96
268000
3000
eşlik ediyorlar.
04:47
And I see, even more importantly,
97
272000
4000
Daha da önemlisi,
04:51
the power of music to connect hearts.
98
276000
3000
müziğin kalpleri birleştirme gücünü görüyorum.
04:54
Like the time I was in Sichuan Province
99
279000
3000
Tıpkı Sichuan Bölgesi'nde
04:57
and I was singing for kids in relocation schools
100
282000
3000
deprem bölgesinde taşıma okullarda okuyan
05:00
in the earthquake disaster zone.
101
285000
2000
çocuklara söylerkenki gibi.
05:02
And this little girl comes up to me.
102
287000
3000
Bir kız çocuğu bana gelip şöyle dedi.
05:05
[Chinese]
103
290000
6000
[Çince]
05:11
"Big sister Wong,"
104
296000
2000
"Wong Abla."
05:13
Washburn, Wong, same difference.
105
298000
4000
Washburn, Wong, aynı şey.
05:17
"Big sister Wong, can I sing you a song
106
302000
3000
"Wong Abla, sana annemin
05:20
that my mom sang for me
107
305000
2000
deprem onu yutmadan önce bana söylediği
05:22
before she was swallowed in the earthquake?"
108
307000
4000
bir şarkıyı söyleyebilirim miyim?"
05:26
And I sat down,
109
311000
2000
Oturdum,
05:28
she sat on my lap.
110
313000
2000
o da benim kucağıma oturdu.
05:30
She started singing her song.
111
315000
3000
Şarkısına başladı.
05:33
And the warmth of her body
112
318000
3000
Vücudunun sıcaklığı,
05:36
and the tears rolling down her rosy cheeks,
113
321000
4000
al yanaklarından dökülen gözyaşları,
05:40
and I started to cry.
114
325000
3000
ağlamaya başladım.
05:43
And the light that shone off of her eyes
115
328000
4000
Onun gözlerindeki ışıkta
05:47
was a place I could have stayed forever.
116
332000
4000
sonsuza dek kalabilirdim.
05:51
And in that moment, we weren't our American selves,
117
336000
3000
O anda, Amerikalı benliğimizden
05:54
we weren't our Chinese selves,
118
339000
2000
Çinli benliğimizden uzaklaşıyoruz,
05:56
we were just mortals
119
341000
4000
ve bizi burada tutan ışıkta
06:00
sitting together in that light that keeps us here.
120
345000
5000
birlikte oturan ölümlüler oluyoruz.
06:05
I want to dwell in that light
121
350000
4000
Bu ışıkta sizle ve herkesle
06:09
with you and with everyone.
122
354000
2000
zaman geçirmek istiyorum.
06:11
And I know U.S.-China relations
123
356000
2000
Ve biliyorum ki Amerika - Çin ilişkilerinin
06:13
doesn't need another lawyer.
124
358000
2000
bir hukukçuya ihtiyacı yok.
06:15
Thank you.
125
360000
2000
Teşekkür ederim.
06:17
(Applause)
126
362000
10000
(Alkış)
ABOUT THE SPEAKER
Abigail Washburn - Clawhammer banjo playerAbigail Washburn pairs venerable folk elements with far-flung sounds, creating results that feel both strangely familiar and unlike anything anybody's ever heard before.
Why you should listen
If American old-time music is about adopting earlier, simpler ways of life and music-making, Abigail has proven herself a bracing challenge to that tradition. A singing, songwriting, Chinese-speaking, Illinois-born, Nashville-based, clawhammer banjo player, Abigail is every bit as interested in the present and the future as she is in the past, and every bit as attuned to the global as she is to the local. From the recovery zones of earthquake-shaken Sichuan to the hollers of Tennessee, she pairs venerable folk elements with far-flung sounds, and the results feel both strangely familiar and unlike anything anybody’s ever heard before. To put it another way, she changes what seems possible.
More profile about the speakerAbigail Washburn | Speaker | TED.com